Misafir isimsizuye Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Şu medyamız bir âlem: büyüğünden küçüğüne, sağından soluna, yandaşından muhalifine kadar medyamızda genel bir görüş var ve kimi bilerek kimi de dolaylı olarak AKP (Anti-Kemalist Parti) propagandası yapıyor.. “Parti kapatmak “çözüm” değil”miş.. Pekî “çözüm” neymiş? “Demokrasilerde partiler sandıkta kapatılır”mış; “parti kapatma dâvâları hukukun siyâsallaşması anlamına geliyor”muş, “bu da hem siyâset kurumuna hem de hukuka zarar veriyor”muş.. Pekî -suçu sâbit görülürse- AKP için ne yapılmalıymış? “Hazîne yardımları kesilmeli, para cezâsına çarptırılmalı”ymış.. Bakınız bayanlar baylar, Bir parça hukuk eğitimi almış; onu geçelim, toplumsal konulara duyarlı hemen herkes bilir ki suç ve cezâ arasında bir denge, bir uyum olmalıdır; kamu düzeninin sağlanması için bu kaçınılmazdır; eğer bir suça -kânunlarda öngörüldüğü şekilde- hak ettiğinden düşük ya da yüksek bir cezâ verilecek olursa kamu vicdânı bundan ağır yaralar alacak, kamu düzenini sağlamak mümkün olmayacaktır.. Bunu biliyoruz bilmesine ama, konu parti kapatma dâvâlarına gelince bu nasıl bir çelişki böyle? AKP neyle ithâm ediliyor? Birçok şeyle, ama temelde: laiklik karşıtı fiillerin odağı olmak ve rejimi değiştirmeye çalışmakla.. Bu böyle midir değil midir, bunu Anayasa Mahkemesi takdîr edecektir; bu bizim işimiz değil; fakat burada asıl düşündürücü olan şu: Eğer AKP böyle bir odak hâline gelmişse, suçu mahkeme tarafından sâbit görülmüşse, bu suça karşılık gelen cezânın da işlenen suçla orantılı olması gerekecektir!.. Yâni rejimi değiştirme iddiâsında olan bir siyâsî parti varsa şâyet rejimin güvencesi için bu partinin tasfiye edilmesi ve sorumlularının ve bu suça iştirâk edenlerin cezâlandırılması kaçınılmazdır.. Eğer bu yapılmazsa; bu suç mahkeme karârıyla sâbit kılınır ve yalnızca para cezâsıyla yetinilirse, rejimin kendini koruma mekanizmalarının zâfiyet içinde olduğunun tescîl edilmesi bir tarafa, rejime parasal bir değer biçilmiş olur: Özellikle de bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde; toplumsal yaşam üzerinde hukuk normlarının belirleyici olarak tam kabûl görmediği toplumlarda bir kısım büyük ve orta ölçekli sermâye sâhipleri (bunlar arasında da “sonradan görmeler” yoğunluklu bir biçimde) ellerindeki maddî güç aracılığıyla hukuku çiğnemeyi bir hak olarak görüyor.. Misâlen: kapalı mekânlarda sigara içme yasağı çiğnenirse ödenmesi gereken cezâyı, bu mekânlarda sigara içmenin bedeli olarak görüp bu parayı bastırınca sigaralarını tüttürüyorlar.. Kişilik haklarının zedelenmesi ve hakâret dâvâları için öngörülen cezâların bedelini sağlamaları durumunda karşılarındaki kişiye hakâret etmeyi; insanlık değerlerini çiğnemeyi bir hak olarak görüyorlar.. -Yakalanırlarsa- verecekleri cezâları yolsuzluklar için rüşvet olarak vermeyi hak görüyorlar.. Ve daha niceleri.. Şimdi ise bu yanlışlıklara bir yenisi eklenmek isteniyor: “Parasıyla değil mi kardeşim, bastırırım parasını laikliği de değiştiririm, türbanı da getiririm, zînâyı da cezâ hukukuna alırım, dilediğim medya kuruluşunu da satın alır propagandamı dilediğim şekilde yaparım; insanların dînî duygularını istediğim gibi sömürürüm..” İşte, hukuk devletinin iflâsının ilânı!.. Bir hukuk devletinde hiçbir hak bir başka hakkı ortadan kaldırmak için kullanılmaz/kullanılamaz; kamu otoriteleri bunun önüne geçecek her türlü düzenleme yapma yetkisine sâhiptir/sâhip olmalıdır.. Bu yoksa şâyet, bu durumda söylenebilecek bir tek şey vardır ki onu da Tevfik Fikret bundan bir asır önce çok müthiş bir biçimde söylemiştir: “Bir devr-i şeâmet, yine çiğnendi yeminler / Çiğnendi yazık, milletin ümmîd-i bülendi / Kânun diye topraklara süründü cebinler / Kânun diye, kânun diye kânun tepelendi” İmdi bilerek ya da bilmeyerek her kim ki laiklik karşıtı fiillerin odağı olmak ve rejimi değiştirmeye çalışmak suçu mahkeme karârıyla sâbit bir siyâsî partinin kapatılması yerine para cezâsıyla cezâlandırılmasını ister; biliniz ki rejime parasal bir değer biçmiş ve bu partinin açık ya da örtük propagandasını yapmış olur.. (Benzer bir durum DTP için de söz konusudur; suçu sâbit görülmesi hâlinde “DTP kapatılmasın, para cezâsıyla cezâlandırılsın” demek “Parasıyla değil mi kardeşim, bastırırım parasını PKK propagandası da yaparım, TSK’ya “bölücü” de derim, Kürtçeyi resmî dil olarak kabûl ettirmeye de çalışırım; Diyarbakır ve çevresi için özerklik, Türkiye için federatif bir yapının propagandasını da dilediğim gibi yaparım” demektir; böyle yapanlara açık ya da örtüklü destek olmaktır.. Bunlar (da) hukuk devletinin iflâsının ilânıdır..) Demokrasilerde parti kapatmanın toplumkuramsal bakımdan “çözüm”(!?) olup olmadığı başka bir sorundur, suç ve cezâ arasındaki makası açmak başka!.. Hukuk felsefesinin temel sorunları arasındadır: suç nedir, suçlu kimdir, cezâ kime verilir, suç ve cezâ arasındaki ilişki nasıl sağlanır.. Bu konularla ilgili olarak birbirinden farklı ve tâ öteden beri tartışılmakta olan ciltler dolusu görüş var; fakat tüm bu görüşlerin birleştiği temel bir nokta var: cezâ elbette ki suçu işleyene, suça azmettirene verilir.. Yâni Anayasa Mahkemesinde yargılananlar AKP ve iddiânâmeye konu olan şahıslardır; Türk milletinin demokratik tercihleri, yönelimleri değil.. Hiçbir Cumhuriyet Savcısı fikirlerini beğenmediği bir siyâsî partiye yüzde kırk yedi oy verdi diye seçmenler hakkında suç duyurusunda bulunmaz/bulunamaz, zâten bulunmamıştır da; dolayısıyla sürmekte olan kapatma dâvâsı millî irâdeyi yargılamıyor; millî irâdeyi ancak ve ancak târih yargılayabilir.. Ve dolayısıyla “mahkemede yargılanan millî irâdedir” çığırtkanlığı yapmanın hiçbir âlemi yoktur.. Ve dolayısıyla değil yüzde kırk yedi oy almış olmak, yüzde birin altında oy almış olması bile bir siyâsî partinin kapatması ya da kapatılmaması konusunda belirleyici olamaz/olmamalıdır; bu, felsefe eğitimi almış ve bu meseleler üzerinde kafa yormuş bendenizin nâçizâne görüşüdür; ve aynı zamanda da Anayasa Mahkemesinden çıkan Hak-Par karârına düşünce ve ifâde özgürlüğü hakkı çerçevesinde bir eleştiri.. Yâni eğer iddiânâmede isnât edilen suçlar sâbit görülmüşse bu suçları işleyenlere de doğal olarak kânunlarda bu suçların karşılığı olarak öngörülen cezâlar verilmelidir, bu cezâlar verilirken partinin ne kadar oy aldığına bakarak iktidâr alternatifi olup olamayacağıyla ilgilenilmez/ilgilenilmemelidir.. Yâni hiçbir siyâsî partiye “iktidâr olma alternatifi”ne sâhip olmama, “suç işleme özgürlüğü”(!?) kazandırmaz/kazandırmamalıdır.. Fakat şu Avrupa (iş)Birlikçileri yok mu!? “Vicdân özgürlüğü hakkı” der dururlar ama, bu hakkın hâkimler için önemini aslâ ve aslâ anlamazlar/anlayamazlar; önce bilmemne kriterleri deyip dururlar, sonra da “yargı bağımsızlığı zarar görüyor” çığırtkanlığına girişirler!.. Diğer taraftan, kânunlara uygun ve meşruiyeti konusunda kamu vicdânında hiçbir şüphe yaratmayan siyâsî partilerin sırf ideolojik nedenlerle kapatılması talebine karşı çıkmak başkadır, kânunları hiçe sayan ve çiğneyen ve bu nedenle cezâlandırılması gereken siyâsî partilere yine kânunlarda öngörülen cezâların verilmesine karşı çıkmak başka.. Yâni örneğin, liberal demokrat olmamak, ya da “devletin resmî söyleminin” liberal demokrasiyi ötelemesi Liberal Demokrasi Partisinin kapatılması için yeterli koşulu sağlamaz ve eğer başka hiçbir gerekçe göstermeden bu partinin kapatılması konusunda böyle bir çaba varsa demokrasinin gereği olarak biz de demokratik ve meşru mekanizmalar aracılığıyla bu sürece karşı çıkarız/çıkmalıyız da.. Fakat AKP’nin suçu sâbit görülürse bunu AKP için istemek “demokratlık” değildir; bu, demokrasiyi suç ortağı hâline getirmektir!.. Ve AKP kapatılırsa AB süreci nasıl etkilenir, ülkede siyâsî istikrar nasıl sağlanır vb.. tartışmalar bir hukuk devletinde hoş karşılanabilecek şeyler değildir; bu düşünüş tarzı ancak ve ancak “müstemleke aydınları”na özgüdür; “şöyle yaparsak bize ne yaparlar”, “böyle söylersek bizim için ne düşünürler” zihniyeti Mustafa Kemâl’in bize emânet ettiği Cumhuriyet’in aydınlarına âit değildir!.. Hiçbir hukuk devletinde hiçbir hâkimin “müstemleke aydını” gibi düşünmesi beklenemez, böyle düşünerek karar alması istenemez; bu, akla bile getirilemez; imdi bunu beklemek, hukukî süreçleri manipüle etmek istemektir ve şu son günlerde hemen tüm medyamız bilerek ya da bilmeyerek bunu yapıyor.. Yâni: kânun diye, kânun diye kânun tepeleniyor!.. Ve biliyor musunuz, bugün îtîbârîyle yeşil sermâyenin en çok merak ettiği soru şu: Laiklik kaç para eder? Alkım Saygın 26.07.08 Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Laiklik kaç para eder? Madem basligi actiniz yeşil sermâye icin? kac para eder bir ögrenelim... Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 sanki laiklik denen şey ezeli bişi 80 yıl önce yoktu 80 yıl sonra olacagının garantisi ne? ''bilmem ne bin yılda olsa sürecek'' derlerdi. sanki çocuk avutuyorlar en basit tarih kitabını okumak bile neyin ne oldugunu ele veriyorya neyse. not; yıllardır avrupacılık ile milleti aldatan kimlerdi, bilen vamı?? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 sanki laiklik denen şey ezeli bişi 80 yıl önce yoktu 80 yıl sonra olacagının garantisi ne? ''bilmem ne bin yılda olsa sürecek'' derlerdi. sanki çocuk avutuyorlar en basit tarih kitabını okumak bile neyin ne oldugunu ele veriyorya neyse. not; yıllardır avrupacılık ile milleti aldatan kimlerdi, bilen vamı?? Elbette biliriz,kim yönetti Türkiyeyi 1950 den bu yana,dinci,imamhatipci,sözde Atatürkcüler,sözde LAIKLER,Demokrasiyi tramvay olarak gören zihniyet yani DP, REFAH,FAZILET,SAADET,AKP.Bugün kim son 50 yilin en büyük Amerikancisidir,AB cisidir,iste onlar yönetti Türkiyeyi.Yani siyasal ISLAMCILAR. En basit tarih kitabi ancak basit seyler yazar,ciddi tarihler ciddi seylerle ugrasirlar. Diger yanda demokrasi ve Laiklik Islamin ruhunda vardir bu nedenle ya LAIK olunur yada Islam demek bozgunculuktur.Bir insan hem Laik hemde müslüman olabilir bunda garipsenecek hicbir yan yoktur,ama irtica yokmu irtica iste bütün ciban basi zaten odur,bazen sorarlar neymis bu irtica tarifi nedir diye;Irtica dinin özünü degistirip sözünü kullanmaktir bu kadar basit. saygilarla Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 laiklik sömürge etmenin yollarından biridir. kaç para eder sizce? birini tamamen başkası etme ameliyesinin ederi ve izahı var mı? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Laiklik yobazliktan farkli olarak insanlarin insanca inanmalarini veya inanmamalarini garanti eder,Laiklikte dincilik olmadigi gibi cennet satanda olmaz,Allaha ortaklik kosanlarda yoktur Allahi kullanan yobaz simsarlar Laiklik te yoktur,yani kisacasi Laik sistem insanca bir yasamin adidir.Kimsenin kimseye sen niye namaz kilmadin niye Suudilere para yedirmek icin hacca gitmedin diyemez,ayni zamanda sen neden namaz kiliyorsun oruc tutuyorsunda diyemez laiklikte kimse kimseye,Laik sistemde devleti ele gecirme savasi yoktur iktidari kazanma savasi vardir,eger bu iktidar olma savasinda dinciler var ise,onlardan her melanet beklenir. Bu melanetlerin neler oldugunu 6 yildir yasamaktayiz ülkemizde ve bunlarin en sonuncusuda ERGENEKON SENARYOSUDUR.Beyin damarlari tikanmis dolayisiyla beyni 1400 yil öncesinde kalmis olanlarin Laiklikten ne anladiklarini tekrar tekrar anlatmaya ne gerek var onlar zaten kendileri kendilerini anlatiyorlar yeteri kadar. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Neden hala kendisi gibi düşünmeyenler başka ülkeye gönderilir anlamadım.Ya sev ya terk et,bu kadar basit değil mi? Laiklik,kutsal,dokunulmaz aynı zamanda anlaşılmamış.Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması gibi basit bir tanımı bile kutsayan bizler,nedense vicdanı ve dinin yaşama alanını belirli alanlarla,kendimize göre olan tanımlamalara sıkıştırdık. Alıntı
Φ mimoza Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Türkiyeyi 1950 den bu yana,dinci,imamhatipci,sözde Atatürkcüler,sözde LAIKLER,Demokrasiyi tramvay olarak gören zihniyet yani DP, REFAH,FAZILET,SAADET,AKP.Bugün kim son 50 yilin en büyük Amerikancisidir,AB cisidir,iste onlar yönetti Türkiyeyi.Yani siyasal ISLAMCILAR. saygilarla 1950 den bu yana Türkiyeyi bu partiler yönetmiş ise burda başka birşeyi de düşünmek gerekli değilmidir? Bu partileri seçen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil mi? Zorlamı oy kullandırılıyor insanlara, herkes kendi hür iradesiyle gitmiyormu sandık başına? Laiklik ülkemizde sadece sokaklara dökülüp "Türkiye laiktir laik kalacak" şeklinde kalmış ve uzun zamanda kalacağa benziyor. Laik kalmasının tek yolu (ki en büyük temennim budur) sandığa giden insanların iki kere düşünüp (hatta 3 kere) 1 kere oy vermesi gerektiğidir. Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Neden hala kendisi gibi düşünmeyenler başka ülkeye gönderilir anlamadım.Ya sev ya terk et,bu kadar basit değil mi? Burada ya sev ya terk et gibi kör bir felsefe yapılmıyor. Biraz daha bu tür mesajlar yazarsam beni ülkücü gençlik lideri ilan edeceksiniz Çok gülüyorum yahu Laiklik,kutsal,dokunulmaz aynı zamanda anlaşılmamış.Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması gibi basit bir tanımı bile kutsayan bizler,nedense vicdanı ve dinin yaşama alanını belirli alanlarla,kendimize göre olan tanımlamalara sıkıştırdık. Bu ülkenin belirli değerleri vardır. Örneğin laiktir. Laik olmalıdır. Bunu beğenmeyen bu ülkede mutlu olamaz... Bu ülkenin sınırları bellidir. Sınırlarını beğenmeyen bu ülkede mutlu olamaz. Bu ülkenin resmi bir dili vardır. Türkçe'dir. Bunu beğenmeyen çerkesler burada mutlu olamaz. Bu ülkeyi sev. Sevmediğin yönlerini değiştir, geliştir. Ama temel değerlerine, yapıtaşlarına dokunma... Anladi?? 1950 den bu yana Türkiyeyi bu partiler yönetmiş ise burda başka birşeyi de düşünmek gerekli değilmidir? Bu partileri seçen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil mi? Zorlamı oy kullandırılıyor insanlara, herkes kendi hür iradesiyle gitmiyormu sandık başına? Laiklik ülkemizde sadece sokaklara dökülüp "Türkiye laiktir laik kalacak" şeklinde kalmış ve uzun zamanda kalacağa benziyor. Laik kalmasının tek yolu (ki en büyük temennim budur) sandığa giden insanların iki kere düşünüp (hatta 3 kere) 1 kere oy vermesi gerektiğidir. Teşekkürler... Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Neden hala kendisi gibi düşünmeyenler başka ülkeye gönderilir anlamadım.Ya sev ya terk et,bu kadar basit değil mi? Laiklik,kutsal,dokunulmaz aynı zamanda anlaşılmamış.Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması gibi basit bir tanımı bile kutsayan bizler,nedense vicdanı ve dinin yaşama alanını belirli alanlarla,kendimize göre olan tanımlamalara sıkıştırdık. insanları tarihleri ile barıştırabilir ve tarihleri ile aradaki engelleri kaldırabilirsek bu bir çok şeyi halledecekdir. bizim olmayan kavramların bize neden sorun oldugunuda anlamış oluruz. ulus devlet bize giydirilmiş bir deli gömlegidir, bir çok gömlek gibi. islam kültürü ve bu toprakların dogal yapısı ile hiç bir uyumluluk göstermemişdir ve göstermeyecekdir de. bizdeki sözüm ona batıcı taklitler bilimsel takılırlar ne gezer (terlik markası degildir) bizde adam bilimi ne kadar çok agzına alıyorsa o oranda da dogmatikdir. buna emin olun, bu belki bize ve bizim gibilere mahsusu bir durum . ama durum bu. bu aynı şuna benzer, yıllardır bu topraklarda yaşayan insanları batı ile batılı gibi olmak ile aldattılar, şimdi millet ellerinden alınca bu argümanı apışıp kaldılar. (millet hadi be girelim dedi ab'ye) şimdi de emperyalist, bizi şöyle yapacaklar, böyle bölüp yutacaklar ayaklarına yatıyorlar. 85 yıldır batıcılık yapanların bu ülkede yakınacak bir durumları yok. çagdaşlık diyorlardı, muasır medeniyet vb. diyorlardı, ne oldu bu argümanlara? halbuki bilmiyorlar ki zalim ha içerde olmuş ha dışarda olmuş da ne olmuş... milleti 'kurtardık' dediler kurtardıklarından beter ettiler. kurtuldugumuz düşmanlarımıza benzemek için her türlü şeyimizi sattık. adam Çanakkale vb. bir yerden kalksa gelse ''biz bunun için mi savaşdık''? dese ne diyecegiz.? ben çagdaşların cevap vermesini isterim, önce Türkan hanım ya da Nur hanım, ee hangisi olursa olsun bilmem anlatabildim mi? Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 ulus devlet bize giydirilmiş bir deli gömlegidir, bir çok gömlek gibi.islam kültürü ve bu toprakların dogal yapısı ile hiç bir uyumluluk göstermemişdir ve göstermeyecekdir de. İslam kültürü de daha öncesinde giydirilmiş arap gömleğinden başka bir şey değildir... Ama bu gömlek kimilerinin derisi haline gelmiş. bizdeki sözüm ona batıcı taklitler bilimsel takılırlar Somut konuş, örnek ver, delil göster! Havadan değil! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Burada ya sev ya terk et gibi kör bir felsefe yapılmıyor. Biraz daha bu tür mesajlar yazarsam beni ülkücü gençlik lideri ilan edeceksiniz Çok gülüyorum yahu Bu ülkenin belirli değerleri vardır. Örneğin laiktir. Laik olmalıdır. Bunu beğenmeyen bu ülkede mutlu olamaz... Bu ülkenin sınırları bellidir. Sınırlarını beğenmeyen bu ülkede mutlu olamaz. Bu ülkenin resmi bir dili vardır. Türkçe'dir. Bunu beğenmeyen çerkesler burada mutlu olamaz. Bu ülkeyi sev. Sevmediğin yönlerini değiştir, geliştir. Ama temel değerlerine, yapıtaşlarına dokunma... Anladi?? O zaman neden İranı gösterdiniz?Kimsenin hakkı yok buna zaten.Gülmeye gerek yok,kimsenin kalkıp sizi Ülkücü ilan ettiği de yok.Olsanız da benim için önemli olan ne düşündüğünüzden öte bunu nasıl düşündüğünüzdür.İster Ülkücü ister başka bir düşünce.İnsanı düşünceleriyle değerlendirme yaşını çoktan geçtim.İnsan olmasıyla değerlendiriyorum. Tabi ki belirli değerleri vardır,olmak zorundadır.Laik olmak din ve vicdan özgürlüğünü gerektirir.Sınır işte burda belirlenir.O sınırda sadece bu değil,insan ve insana ait olan değerlerin yozlaşmaması,kirletilmemesi ve herşeyden önce tüm farklı değerlerden ortak olan değerlere varılma yatar.Empati yatar,saygı yatar!Resmi dili Türkçe'yi neden eklediğinizi yazın,ben de cavbımı yazayım! Ben bu ülkeyi seviyorum,sevmediğim yönleri yok,beğenmediğim yönleri var!Sakın kimse sistem mi diye düşünmesin,zira ben sistemle değil,halkıyla gelişebilecek,kendini tamamlayabilecek bir ülke gerçeğini görüyorum. Bugün KPSS sonuçları açıklandı.Birçok arkadaşım şu an hayatının en zor saatlerini geçiriyor.Bakın beğenmediğim bir nokta;eğitim ve şunu eklerim...BİZLER ÖĞRETMENİZ!***** DEĞİL! Anladım ne demek istediğinizi,Sayın Yarasa siz yazmaya devam edin.Anlamak için buradayım zaten! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 insanları tarihleri ile barıştırabilir ve tarihleri ile aradaki engelleri kaldırabilirsek bu bir çok şeyi halledecekdir.bizim olmayan kavramların bize neden sorun oldugunuda anlamış oluruz. ulus devlet bize giydirilmiş bir deli gömlegidir, bir çok gömlek gibi. islam kültürü ve bu toprakların dogal yapısı ile hiç bir uyumluluk göstermemişdir ve göstermeyecekdir de. bizdeki sözüm ona batıcı taklitler bilimsel takılırlar ne gezer (terlik markası degildir) bizde adam bilimi ne kadar çok agzına alıyorsa o oranda da dogmatikdir. buna emin olun, bu belki bize ve bizim gibilere mahsusu bir durum . ama durum bu. bu aynı şuna benzer, yıllardır bu topraklarda yaşayan insanları batı ile batılı gibi olmak ile aldattılar, şimdi millet ellerinden alınca bu argümanı apışıp kaldılar. (millet hadi be girelim dedi ab'ye) şimdi de emperyalist, bizi şöyle yapacaklar, böyle bölüp yutacaklar ayaklarına yatıyorlar. 85 yıldır batıcılık yapanların bu ülkede yakınacak bir durumları yok. çagdaşlık diyorlardı, muasır medeniyet vb. diyorlardı, ne oldu bu argümanlara? halbuki bilmiyorlar ki zalim ha içerde olmuş ha dışarda olmuş da ne olmuş... milleti 'kurtardık' dediler kurtardıklarından beter ettiler. kurtuldugumuz düşmanlarımıza benzemek için her türlü şeyimizi sattık. adam Çanakkale vb. bir yerden kalksa gelse ''biz bunun için mi savaşdık''? dese ne diyecegiz.? ben çagdaşların cevap vermesini isterim, önce Türkan hanım ya da Nur hanım, ee hangisi olursa olsun bilmem anlatabildim mi? Sevgili arkadaşım buna eklenecek çok şey var.Şu an zamanım yok.Çok güzel noktalara değinmişsin.Sağlıcakla... Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 İslam kültürü de daha öncesinde giydirilmiş arap gömleğinden başka bir şey değildir... Ama bu gömlek kimilerinin derisi haline gelmiş. arada kumaş farkı var, kalite meselesi yani Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 arada kumaş farkı var, kalite meselesi yani Kumaş farkı mı kalitesini söylemişken kumaşını da söyleseydiniz. Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Kumaş farkı mı kalitesini söylemişken kumaşını da söyleseydiniz. kalite farklarından bahsetmiştik ama silinmiş sanırım. Olay tekrar polemiğe girmesin diye sanırım Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 kalite farklarından bahsetmiştik ama silinmiş sanırım. Olay tekrar polemiğe girmesin diye sanırım bende fark ettim kalite farkını söylemem lazımdı her elbise her vucuda olmaz ama islam türke tam olmuşdur hadi by. Alıntı
Φ SimalyildiziNet Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 sanki laiklik denen şey ezeli bişi 80 yıl önce yoktu 80 yıl sonra olacagının garantisi ne? ''bilmem ne bin yılda olsa sürecek'' derlerdi. sanki çocuk avutuyorlar en basit tarih kitabını okumak bile neyin ne oldugunu ele veriyorya neyse. not; yıllardır avrupacılık ile milleti aldatan kimlerdi, bilen vamı?? Vardı vardı.... Laik sistem SELÇUKLU DEVLET yönetiminin modern(!) ismidir! Dikkat edin, Osmanlı Selçuklu *******(!) kurtulmak için, aynı sülaleyi bile bölüp farklı farklı yerlere göndermiştir. Atatürk te aslında Karaman dan giden bir ailenin torunudur! Tıpkı diğer Boşnak lar gibi.... Ve malum davanın neden "600 yıllık bir oluşum" damgası yediğide buradan açıkça gösterilmektedir! Şimdi, tıpkı Osmanlı modeli uygulanarak, ***** laik sisteme tabi olanlardan (ki bana göre Selçuklu Kültürü ile beslenenler) kurtulmak istiyor! Hatta ancak bunu yaparsa Osmanlı olabileceğini sanıyor... Ne yazık! Oysa Osmanlı Devlet Adamları nı mercek altına alsalardı, sonlarının başlagıcınında bu olduğunu görürlerdir... Zaten bir elin sayısı kadar Büyük İnsan yetiştirebilmiş bir Osmanlı nın gavur elinden çökmesi kadar doğal bişi olamazdı. Kaldı ki, bugün AB, ABD, Çin, Rusya emperyalizminden bahsederken, aynı zamanda Arap Emperyalizmindende bahsetmemiz gerekmezmi? Evet Liklik kaç para eder? Yada bedeli nedir? Bence, gerçek laik satın alınamaz ama yeşil sermaye para için nelerini satar nelerini! Vatanınımı dersin, bayrağınımı dersin, dininimi dersin... gerisini siz düşünün! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 1950 den bu yana Türkiyeyi bu partiler yönetmiş ise burda başka birşeyi de düşünmek gerekli değilmidir? Bu partileri seçen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil mi? Zorlamı oy kullandırılıyor insanlara, herkes kendi hür iradesiyle gitmiyormu sandık başına? Laiklik ülkemizde sadece sokaklara dökülüp "Türkiye laiktir laik kalacak" şeklinde kalmış ve uzun zamanda kalacağa benziyor. Laik kalmasının tek yolu (ki en büyük temennim budur) sandığa giden insanların iki kere düşünüp (hatta 3 kere) 1 kere oy vermesi gerektiğidir. Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Vardı vardı.... Laik sistem SELÇUKLU DEVLET yönetiminin modern(!) ismidir! tamam sen selçuklu laikdir diyorsan öyledir ne diyim yani.... Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 ozaman puf ladıgınız Osmanlı Laikliğin kalesiydi Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Bir tutturmuslar Laiklik bize ait degil diye gidiyorlar,e kardesim o zaman müslümanlikta bize ait degil Araplardan gecti bize,yani söylediginiz sözlerde bir mantik varmi.Batinin herseyini kullanin ama Laiklige gelince müslüman olun,varmi böyle bir sey yaa- Sizin dinden bile haberiniz yokken kalkip Laiklige dil uzatmaniz gercekten ilgi cekici.Dini yani müslümanligi iyice bir anlayin ve ondan sonra kalkip burada Laiklige saldirin.Laiklik Islamin özünde vardir,demokraside.Bunlari bilmeden burada ahkam kesmek gercekten yakisiksiz bir sey. Laiklik insanca yasamak demektir,yobaz baskisi olmadan,haci hoca müezzin baskisi olmadan,neden namaz kilmadin cenneti kacirdin sözleri olmadan yasamanin yöntemidir.Insanlari zorla Islam imparatorlugu altinda toplamakmidir amacinizki ulus devlet sizi bu kadar rahatsiz ediyor,ben rahatsiz degilim ulus devletimin olmasindan,ben Türkiye Cumhuriyeti demekten zevk almaktayim sen almiyorsun diye bu kin neden.Benim icin benim sinirlarim icersinde yasayan herkes bu ülkeye bu ülkenin rejimine saygi duymalidir,tüm dünya ülkeleri ulus devlet olma yolunda adimlar atarken her ne hikmetse Türkiyedeki ve Kuzey Kibristaki bazi kesimler ulus devlet olmaya karsi direnmektedirler,bu gercekten dünyada esi bulunmayan bir harekettir.Kibrista bir kesim RUMLARIN KÖLESI OLMAK ICIN CIRPINIR;Türkiyede bir kesim AB nin kölesi omak icin cirpinir,ve buna karsi cikanlarada ulus devlet batidan alinmistir gibi kendilerininde anlamadigi bir seyi iddia ederler.ULUSUNA ve devletine karsi olmak diye buna denir iste. saygilarla Alıntı
Misafir isimsizuye Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Evet Arkadaşlar, Laikliğin kaç para ettiğini bugün îtîbârîyle hepimiz öğrenmiş olduk; Anayasa Mahkemesinin beş üyesi bu konuda bizleri aydınlattılar; kendilerine teşekkür ederiz.. Şimdi soru şudur: Cumhuriyet kaç para eder? "Demokrasi" mi? E canım, onun beş para etmediğini biliyoruz zâten!.. Alkım Saygın 30.07.08 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Demokrasi ve Cumhuriyet'in gereğidir,kapatılmayacak partiler! Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 hadi ya sanki bu zamana kadar demokrasi vardıda biz görmemişiz eskeri vesayet sistemini laiklik maskesi altında yürüttüler yıllarca Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.