Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Bizim toplumumuz orduyu ve askerliği erlik yaptığı şekilde algılıyor. Oysa asıl askerlik Yüzbaşı rütbesinden sonra başlar; ve inanın kimin kim olduğunu anlamanız mümkün olmaz! Bazan bir paşanın peşinde bir astsubay bile olur.. Ordu, kendi içinde ölçüsü olmayacak kadar derin istihbarata sahiptir. Her tülü yolsuzluk dahil, herşeyi ama herşeyi çok çok iyi bilir ve yeri gelincede çok güzel kullanır... Bireylerinde ordu içinde etkisi ve yetkisi olamaz! Genel Kurmay Başkanı bile kendi kafasına göre açıklama yapamaz, illede kuvvet komutanlarıyla ortak hareket eder. Eğer darbe hazırlığı olsa, kabül bile görmese, ordu bunu kendi içinde çözümler, siyasilere birşey bırakmaz inanın!

 

 

Ki hükümetimiz askerin darbe yapması için tüm gücüyle uğraştı ama asker bu zokayı yutmadı!! neden acaba?

 

tabi ki bir kurum içerisinde kimse kafasına göre davranamaz,buna hiçbir kurum izin vermez.

 

Genelkurmay söz konusu olunca,onun içinde ki disiplinden hepimiz haberdarız...

 

sakın yazdıklarımızı bir kuruma mal etmeyin;benim kastım o kurum içerisinde yer alan illegalliktir.

 

daha doğrusu kurum içerisinde yer alan bazı bireylerin;kendi yaptıkları ve kendi yaptıkları ile bütünleşen hareketlerdir.

 

devlet gibi bir gücün içinde bile başka yapılanmalar varsa ve onun otoritesini yok sayıyorsa Genelkurmayda da böylesi bir durum görülebilir.

 

darbe günlüklerinde bunu net bir şekilde görüyoruz.

 

bakın orada çok net bir şekilde birkaç kişi tarafından tasarlanan bir darbe var;ve bu tasarlananlar tarafından dile getirenleri ilgilendiriyor.

 

haksız mıyım?

  • Cevaplar 188
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Sizin bu yaptığınız şark kurnazlığı! Perinçek in elindeki tv kabloTv den çıkarıldı, üstelik parası ödenmişken ve sözleşmenin bitmesine daha çoook zaman varken! D-Smart ve Digiturk para teklif edildiği halde aralarına almadılar! Turksat 1-C, 60 bin YTL borcu olduğu için 20 gün yayınını kesti... Oysa Kanal D nin 1.5 milyon dolar, Atv nin 500 bin dolar, Sehow tv nin 150 bin dolar borcu vardı o dönemler...

 

Yani neymişşş... AB-D yürü ya kulum demedimi; Türkiye de kazanman mümkün değilmiş...

 

Gariplerim zaten 5 parasız, fi sebilillah çalışıyorlar. Ellerinde kendi karınlarını doyuracak para yok ama inatla dergilerini çıkarıyor, yayınlarını sürdürüyorlar... Yok ki paraları makarna dağıtsınlar, kömür( ki bunun için tarikat bağı gerekli para değil) dağıtsınlar....

 

Demekki neymişşşş...

 

 

Herneyse! D.Perinçek in avukatlığı bana düşmez. Ama her zaman söylerim. Birileri hakkında birşeyler söylemeden önce, dedikodularla değil gerçekten yakınlaşıp tanıman gerekir. Aksi halde, birilerinin güdümünde fikir silahşörlüğü yapmış oluruz... Ve Haydar Baş kafatasçı falan değildir... Dedimya, armudun sapı üzümün çöpü, şu şöyle bu böyle.. diyoruz ve lider beğenmiyoruz; diğer bir konuda da sürekli kötümser laflar ediyorum; komplolar oluşturuyorum... Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Madem lider yok, o halde işler çok kötü; yok işler iyi, o halde derli toplu lider var... Yanlışmıyım?

Isler iyi dedigimizde yok zaten ve kurtulusumuzun yolu belli, burada tekrarlamayacagim, cünki okumadan gecmissiniz galiba. Okumanizi istiyorum. Avukatlik yapmiyorum desenizde bayagi yapiyorsunuz, ama yapabilirsiniz, kötü karsilamam. Keske siz o bahsettiginiz D. Perincek'i iyi kavrasaydiniz derdim, cünki okumak yetmiyor kavramak önemli. Masal gibi okursam sonuc bu oluyor malesef.

Gönderi tarihi:
Isler iyi dedigimizde yok zaten ve kurtulusumuzun yolu belli, burada tekrarlamayacagim, cünki okumadan gecmissiniz galiba. Okumanizi istiyorum. Avukatlik yapmiyorum desenizde bayagi yapiyorsunuz, ama yapabilirsiniz, kötü karsilamam. Keske siz o bahsettiginiz D. Perincek'i iyi kavrasaydiniz derdim, cünki okumak yetmiyor kavramak önemli. Masal gibi okursam sonuc bu oluyor malesef.

 

Siyasi görüşüm ne olursa olsun, işim gereği benim tüm görüşlerle, tüm fikirlerle barışık olmam şarttır!

 

Bir gün içinde görüştüğüm insanların isimlerini yazsam şaşarsınız; zira akşam evde kendi kendime gülüp; "Yarabbi, bu aciz kuluna, bu tuhaf komiklikleri yaşattın ya, ne diyeyim; amin" diyorum....

 

D.Perinçek le oturup kalktım, öyle meraba meraba filan değil ama; "ya şu zaman bu yaptığınız açıklama ile şu gün bu yaptığınız ters düşmüyormu" larla dolu...

 

Haydar Baş Hocamla 2 yıldır görüşmek nasip olmadı, yakında ben ona gideceğim inşaallah...

 

Doç.Dr.Ümit Sayın, iyi bir arkadaşımdır. Bir çok projemiz vardı. Hazırlanmaya başladık ama göz altına alındı!

 

Yaşar Nuri Öztürk Hocam, herne kadar bazı kesimlerce "sol" milletvekili olduğu için yanlış yorumlansada, benim için kıymetli bir yere sahiptir... Kolay kolay "emmi dayı" diyecek zihniyete sahip değildir....

 

Daha kimler kimler...

 

Vatikanda papanın karşısına geçip hirisitiyanlığı "din" olmadığını İSPAT eden; Tevrat ı, İncil i, Kuran-Kerim i hatim etmiş değerli abim Bünyamin Hocam...

 

Yeşilsermayenin Türkiye ye akmasına fetva veren Nam-ı diğer "Gavzur Hoca", Dağsan Ali.... Kayıp tirilyonun baş aktörü, Erbakanın başını yakan adam!

 

Kendi reklamımı yapmak falan değil kastım! Yakınlaştığım çevreyi çok iyi analiz ederim... İncelerim! İşin özüne bakarım. Nasrettin Hoca nın "kedi buradaysa ciğer nerede, yok bu ciğerse kedi nerede" si her zaman gözümün önündedir....

 

"PARA" olmadan, Türkiye şartların hiç bir şey yapmanız mümkün değildir...

 

Vatandaş 1 verir, 2 verir ama sonra.. Onca bayrak, onca aracın yakıtı, salonlar, sandalyeler, ses sistemler, toplantılar, yardımlar.... bunları bir adım geriden izlerseniz, belli bir merkezden "maaş", "pirim", "kaynak" olarak ödeme yapıldığını görebiliyorsunuz....

 

Hiç kimse, ama hiç kimse maddi beklentisi olmadan yerinden kımıldamaz.. En azından "malum" çevre böyle...

 

Ne demişti Rahmi Koç "bizim işimizi yapmayacaklarsa neden onları başa getirdik?"...

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
tabi ki bir kurum içerisinde kimse kafasına göre davranamaz,buna hiçbir kurum izin vermez.

 

Genelkurmay söz konusu olunca,onun içinde ki disiplinden hepimiz haberdarız...

 

sakın yazdıklarımızı bir kuruma mal etmeyin;benim kastım o kurum içerisinde yer alan illegalliktir.

 

daha doğrusu kurum içerisinde yer alan bazı bireylerin;kendi yaptıkları ve kendi yaptıkları ile bütünleşen hareketlerdir.

 

devlet gibi bir gücün içinde bile başka yapılanmalar varsa ve onun otoritesini yok sayıyorsa Genelkurmayda da böylesi bir durum görülebilir.

 

darbe günlüklerinde bunu net bir şekilde görüyoruz.

 

bakın orada çok net bir şekilde birkaç kişi tarafından tasarlanan bir darbe var;ve bu tasarlananlar tarafından dile getirenleri ilgilendiriyor.

 

haksız mıyım?

 

Haklısınız!

 

İnsanların elinde böyle günlüklerin olması, bu düşünceler içine girmelerine sebep oluyor...

 

Oysa, darbe hazırlamak, TSK içinde de suçtur biliyormusunuz? Eğer bahsedilen bu günlüklerden dolayı "Askeri Savcılık"ta dava açmış olsaydı; "hah bak gerçekten böyle bir girişim varmış; oh olsunlar" derdim...

 

Ama TSK dan da böyle bir soruşturma başlatıldığını, sonucunda da o günlükler ile sözde toplantıların tarihlerinin sahte olduğu ortaya konmuş! Asker bu konuya şuan bile bile karışmıyor.. İşin içinde gerçeklerle yalanlar biri birine girdiğinden, asıl gerçeklerin cezalanmasını bekliyor, sonra yalan olanlarla yalan iftiraya uğrayanları açıklayacak ki bir yandan da ordu-yargı müdahalesi gibi algılanmaması için susuyor....

 

* * *

 

Ordu hakkında ortada bir sürü yalan dolan dedikodu döndüğünü biliyorum arkadaşım...

 

Yolsuzluk, adam kayırmalar, haksız kazançlar falan filan.... Hatta ispatlı olanlarda var! Ama olan bir olayın ardından, verilen cezalar neden kamuoyuna hiç lanse edilmez. Almanya da bir arkadaşım bana demişti "güvenlik kameraları sistemleri kurarken paşaya rüşver verdik, ihaleyi aldık"... Peki bu arkadaş neden Almanya dan Türkiye ye gelemiyor? Yani ortada bir suç var ve her iki ayağıda ceza almış. Arkadaş daha cezasını çekmemiş yani...

 

İnsanın olduğu yerde herşey olur...

 

Ama asıl konu, olanlardan sonra ADALET mekanizmasını kim, hangi kurum daha iyi çalıştırırsa, o kurum iyidir... bu nedenle TSK hala ve hala gerçekten DOĞRU ve DÜRÜST bir kurum.

 

* * *

 

Eğer şuan bu yaptığım işin dışında ne iş yapmak isterdin diye sorsalardı, kesinlikle asker olmak isterdim! Zira, ticaret, Türkiye şartlarında inanılmaz ********* bir noktaya gelmiştir. Her yerde yalan, dolan, riya, hile, adam kayırma vardır! Ve üstelik bunu yapanlarda maalesef "cemaatçiler"dir.....

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
Haklısınız!

 

İnsanların elinde böyle günlüklerin olması, bu düşünceler içine girmelerine sebep oluyor...

 

Oysa, darbe hazırlamak, TSK içinde de suçtur biliyormusunuz? Eğer bahsedilen bu günlüklerden dolayı "Askeri Savcılık"ta dava açmış olsaydı; "hah bak gerçekten böyle bir girişim varmış; oh olsunlar" derdim...

 

Ama TSK dan da böyle bir soruşturma başlatıldığını, sonucunda da o günlükler ile sözde toplantıların tarihlerinin sahte olduğu ortaya konmuş! Asker bu konuya şuan bile bile karışmıyor.. İşin içinde gerçeklerle yalanlar biri birine girdiğinden, asıl gerçeklerin cezalanmasını bekliyor, sonra yalan olanlarla yalan iftiraya uğrayanları açıklayacak ki bir yandan da ordu-yargı müdahalesi gibi algılanmaması için susuyor....

 

* * *

 

Ordu hakkında ortada bir sürü yalan dolan dedikodu döndüğünü biliyorum arkadaşım...

 

Yolsuzluk, adam kayırmalar, haksız kazançlar falan filan.... Hatta ispatlı olanlarda var! Ama olan bir olayın ardından, verilen cezalar neden kamuoyuna hiç lanse edilmez. Almanya da bir arkadaşım bana demişti "güvenlik kameraları sistemleri kurarken paşaya rüşver verdik, ihaleyi aldık"... Peki bu arkadaş neden Almanya dan Türkiye ye gelemiyor? Yani ortada bir suç var ve her iki ayağıda ceza almış. Arkadaş daha cezasını çekmemiş yani...

 

İnsanın olduğu yerde herşey olur...

 

Ama asıl konu, olanlardan sonra ADALET mekanizmasını kim, hangi kurum daha iyi çalıştırırsa, o kurum iyidir... bu nedenle TSK hala ve hala gerçekten DOĞRU ve DÜRÜST bir kurum.

 

* * *

 

Eğer şuan bu yaptığım işin dışında ne iş yapmak isterdin diye sorsalardı, kesinlikle asker olmak isterdim! Zira, ticaret, Türkiye şartlarında inanılmaz ********* bir noktaya gelmiştir. Her yerde yalan, dolan, riya, hile, adam kayırma vardır! Ve üstelik bunu yapanlarda maalesef "cemaatçiler"dir.....

 

Saygılarımla

 

 

Sevgili arkadaşım;

 

benim demek istediğim de bu;ben bireyi baz alarak kurumu hedef alma taraftarı değilim...yalnız ben bu darbe günlüklerinin sahte olmadığı kanıusındayım...yarın 1980 darbesinin yıldönümü...ve ben derim ki, koşul ve senaryolarıyla aynı masal....aynı kirli hesaplar...Cemaatçilere gelince,onlardan değilim ama yine onları tümden yanlış veya tümden doğru olan algılamak bana pek doğru gelmiyor...

Gönderi tarihi:
Sevgili arkadaşım;

 

benim demek istediğim de bu;ben bireyi baz alarak kurumu hedef alma taraftarı değilim...yalnız ben bu darbe günlüklerinin sahte olmadığı kanıusındayım...yarın 1980 darbesinin yıldönümü...ve ben derim ki, koşul ve senaryolarıyla aynı masal....aynı kirli hesaplar...Cemaatçilere gelince,onlardan değilim ama yine onları tümden yanlış veya tümden doğru olan algılamak bana pek doğru gelmiyor...

 

 

Allah rızası için, topluma fayda için çalışan bir cemaat daha görmedim, duymadım!

 

Toplumu devletine düşmaneden, toplumu topluma düşman eden; en önemliside insan canına kastedecek emirler veren biri bana göre ne evliyadır, ne şeyh dir, ne de ADAM dır... Tümünde (içlerinde uzun süre bulundum) de asıl tema para ve makamdır! Kusura bakmayın ama işin gerçeği budur...

 

Ve topluma yardım adı altında tv lere çıkan, mağaza açan, kapı kapı gezip yardım yaptığını fişleyenlerde bana göre ahlaksızdır!

 

Neyse...

 

12 Eylül de olup bitenlerle 1960 olup bitenler aynıdır! Her ikiside ABD elinden Türkiye Cumhuriyeti Anayasaları na saldırı amaçlı yapılmıştır....

 

Ama bundan sonra olacak olan darbe eğer milli ise ABD ile savaşa gireceğiz, değilse iç savaş yaşayacağız demektir.. yani durum çok çok farklı!

Gönderi tarihi:
Siyasi görüşüm ne olursa olsun, işim gereği benim tüm görüşlerle, tüm fikirlerle barışık olmam şarttır!

 

Bir gün içinde görüştüğüm insanların isimlerini yazsam şaşarsınız; zira akşam evde kendi kendime gülüp; "Yarabbi, bu aciz kuluna, bu tuhaf komiklikleri yaşattın ya, ne diyeyim; amin" diyorum....

 

D.Perinçek le oturup kalktım, öyle meraba meraba filan değil ama; "ya şu zaman bu yaptığınız açıklama ile şu gün bu yaptığınız ters düşmüyormu" larla dolu...

 

Haydar Baş Hocamla 2 yıldır görüşmek nasip olmadı, yakında ben ona gideceğim inşaallah...

 

Doç.Dr.Ümit Sayın, iyi bir arkadaşımdır. Bir çok projemiz vardı. Hazırlanmaya başladık ama göz altına alındı!

 

Yaşar Nuri Öztürk Hocam, herne kadar bazı kesimlerce "sol" milletvekili olduğu için yanlış yorumlansada, benim için kıymetli bir yere sahiptir... Kolay kolay "emmi dayı" diyecek zihniyete sahip değildir....

 

Daha kimler kimler...

 

Vatikanda papanın karşısına geçip hirisitiyanlığı "din" olmadığını İSPAT eden; Tevrat ı, İncil i, Kuran-Kerim i hatim etmiş değerli abim Bünyamin Hocam...

 

Yeşilsermayenin Türkiye ye akmasına fetva veren Nam-ı diğer "Gavzur Hoca", Dağsan Ali.... Kayıp tirilyonun baş aktörü, Erbakanın başını yakan adam!

 

Kendi reklamımı yapmak falan değil kastım! Yakınlaştığım çevreyi çok iyi analiz ederim... İncelerim! İşin özüne bakarım. Nasrettin Hoca nın "kedi buradaysa ciğer nerede, yok bu ciğerse kedi nerede" si her zaman gözümün önündedir....

 

"PARA" olmadan, Türkiye şartların hiç bir şey yapmanız mümkün değildir...

 

Vatandaş 1 verir, 2 verir ama sonra.. Onca bayrak, onca aracın yakıtı, salonlar, sandalyeler, ses sistemler, toplantılar, yardımlar.... bunları bir adım geriden izlerseniz, belli bir merkezden "maaş", "pirim", "kaynak" olarak ödeme yapıldığını görebiliyorsunuz....

 

Hiç kimse, ama hiç kimse maddi beklentisi olmadan yerinden kımıldamaz.. En azından "malum" çevre böyle...

 

Ne demişti Rahmi Koç "bizim işimizi yapmayacaklarsa neden onları başa getirdik?"...

 

Saygılarımla

Söylemistim önce ama gene tekrarlayayim, hepsi side hayirli olsun, onlarin acizade fikirlerini iyi degerlendirin. Bosuna hayalperest tesbitinde bulunmamisim. Tanismis oldugunuz sahislardan ates olsalar nereyi yakacaklari belli. Siz onlar adina konusmaya devam edin.

Gönderi tarihi:
Söylemistim önce ama gene tekrarlayayim, hepsi side hayirli olsun, onlarin acizade fikirlerini iyi degerlendirin. Bosuna hayalperest tesbitinde bulunmamisim. Tanismis oldugunuz sahislardan ates olsalar nereyi yakacaklari belli. Siz onlar adina konusmaya devam edin.

 

Ben kimsenin adına konuşmuyorum! Öğrendiğim ne varsa onu dile getiriyotum.. Objektif olmadığımız sürece GÜDÜMLÜ oluruz değilmi?

 

Neyse...

 

Saygılar

Gönderi tarihi:
Objektifsiniz, belli

 

 

Beni ve bilgilerimi yargılıyorsunuz!

 

Sorular soruyor, cevaplarımı yargılıyorsunuz!

 

Sürekli eleştiriyorsunuz!

 

neden kendi fikirlerinizden bahsetmiyorsunuz? Eleştirmek, bir konuda bilgili olmak demek değildir değilmi?

 

Sürekli eleştirmek, aslında fikirsiz olmanında bir başka göstegesi (üzerinize alınmayın, genel tanım budur)!

 

Ortaya fikrinizi atın, en azından bizde bilgi yığınınızı görür, ayağımızı denk alırız... Bunun dışında; tüm eleştirilerinizi sadece öylesine söylenmiş olarak görmekteyim....

Gönderi tarihi:
Beni ve bilgilerimi yargılıyorsunuz!

 

Sorular soruyor, cevaplarımı yargılıyorsunuz!

 

Sürekli eleştiriyorsunuz!

 

neden kendi fikirlerinizden bahsetmiyorsunuz? Eleştirmek, bir konuda bilgili olmak demek değildir değilmi?

 

Sürekli eleştirmek, aslında fikirsiz olmanında bir başka göstegesi (üzerinize alınmayın, genel tanım budur)!

 

Ortaya fikrinizi atın, en azından bizde bilgi yığınınızı görür, ayağımızı denk alırız... Bunun dışında; tüm eleştirilerinizi sadece öylesine söylenmiş olarak görmekteyim....

fikrimizi anlattik, iyi okumamissiniz galiba. Tabii biz bahsettiginiz siyasietcilere ve profesörlere benzemiyoruz, herhalde ondan dolayi iyi okumadiniz. Ülkemizde malesef elestirilmiyecek bir olay yokki. Ne yapalim yani, illada övecekmiyiz kötü olaylari. Yillardan beri insanlar kafatasci, herkese düsman olarak yetistirilen, hakkini aramayi bilmeyen, yetisemedigi ete mindar diyen, kendi kendini öven, ceteleri, mafyayi, irkcilari ve seriatcilari destekleyen insanlar olarak yetistirilmis. Malzeme böyle, bu malzemedende yasadigimiz ortam cikiyor, baska yapacak bir sey yok. Sizin yazilarinizi okudukca icimiz karariyor ve ne kadar kafatasci ve baskalarina düsman gözüyle yetistirildigimizin en iyi örnegisniz. Daha ne diyeyim.

Gönderi tarihi:
fikrimizi anlattik, iyi okumamissiniz galiba. Tabii biz bahsettiginiz siyasietcilere ve profesörlere benzemiyoruz, herhalde ondan dolayi iyi okumadiniz. Ülkemizde malesef elestirilmiyecek bir olay yokki. Ne yapalim yani, illada övecekmiyiz kötü olaylari. Yillardan beri insanlar kafatasci, herkese düsman olarak yetistirilen, hakkini aramayi bilmeyen, yetisemedigi ete mindar diyen, kendi kendini öven, ceteleri, mafyayi, irkcilari ve seriatcilari destekleyen insanlar olarak yetistirilmis. Malzeme böyle, bu malzemedende yasadigimiz ortam cikiyor, baska yapacak bir sey yok. Sizin yazilarinizi okudukca icimiz karariyor ve ne kadar kafatasci ve baskalarina düsman gözüyle yetistirildigimizin en iyi örnegisniz. Daha ne diyeyim.

 

Benim yazdıklarım gerçekler... Ama iç karartma noktasında, yazınızı bir kez daha okuyun!

 

Bu ülkede iyi şeyler var... Bizim gibi.. Birşeyleri düzeltme gücünde olduğunu bilen insanlar var. Bu insanlar, bir çok insan rahat etsin diye kelle koltukta dağ bayır gezdi! Bir çok insanın 2 gün tahammül edemeyeceği pisikolojik baskının hat safhada olduğu yerlerde 12 ay kaldı! Bir çok insanın sesini kısıp "aman bana birşey olmasın" dediği yerde haksızlıklara kafa tuttu! Dava açtı... Bir çok insan cebindeki para ile daha yeni teknoloji cep telefonu alma hesapları yaparken, bizim gibiler o paraları bu ülkenin eğitimi için harcadı/harcıyorda... Bir çok insan "gavur para"sı için yıllarca tuvalet temizleyip gurbet elde üç kuruş para kazanıp sırf ülkem kazansın diye "yeşil sermaye"ye para gönderirken birileri de bu ülkede gelen o paraları cebellezi yaparken bizim gibiler o insanların paralarını kurtardı onlara iade etti (mal/para/şirket), bir çok insan "Türkiye bitmiş" derken, bizim gibiler "SONSUZ ENERJİ ÜRETEN MAKİNALAR" yaptı... Ve tüm bunlarla uğraşırkende üstüne üstlük "sana ne be adam" diyenlere bakıp bakıp içinde sadece acıdı...

 

Benim evimde, hergün işe gitmeden önce, kendime baktığım bir aynam var... Sağ alt köşesinde de ATAM ın imzası var...

 

İster kafatasçı de (bir Fransızın Cezayirde yaptığından bin kat daha medeniyim), ister "F" tipi hapishane savuncusu de (Belçikadaki hapishaneler yanında bizim "F" tipi hücrelerimiz cennetten bir köşedir), istersen sabit fikirli de (bir alman kadar telekomuna sahip olamadığım için üzgünüm), istersen bu ülkeyi karanlıklara itecek siyasi fikre sahip de.... İstediğini söyle! Ama ne bu vatanı, ne gavura veririm, ne minaremde ezanı sustururum, ne bu bayrağı çiğnetirim, nede sözde liberal geçinen hainlere pirim veririm... Çok şükür "Sorosunçocuklarından da değilim....

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:

Cemaatler hakında ki görüşünüz sizindir ve saygı duyarım;

 

yalnız değerli arkadaşım SimalyildiziNet,

 

Ama bundan sonra olacak olan darbe eğer milli ise ABD ile savaşa gireceğiz, değilse iç savaş yaşayacağız demektir.. yani durum çok çok farklı!

 

bunu açarsanız sevinirim.

Gönderi tarihi:
Cemaatler hakında ki görüşünüz sizindir ve saygı duyarım;

 

yalnız değerli arkadaşım SimalyildiziNet,

 

 

 

bunu açarsanız sevinirim.

 

 

Sayın Gökyüzü;

 

Bir ülkede darbeler ve darbe olmasını sağlayan hükümetler kesinlikle dış güdümlüdür!

 

Halkın her birini gelip satın alamayacakları için, önce sağ-sol, ak-kara, falan filan gibi şeyler ekecek liderler yetiştirirler. Sonra onların provake etmesini sağlarlar. (Sözde müslüman-laik çatışması da yeni versiyondur). Sonra kalkar, tıpkı Irak ta olduğu gibi, bir şii şeyhinden, bir suni şeyhinden, bir şii şeyhinden, bir suni şeyhin birilerini sürekli vurarak; iki gurup arasında gerginliği tırmandırıp çatışma ortamını sağlarlar! Bu klasik bir oyundur! hatırlayın, aynı silah ile hem sağcı hemde solcu insanlarımız öldürülmüştü...

 

İş bir noktaya kadar geldiğinde asker müdahale eder ki burada suçlu asker değildir! Askere meydan verendir... Darbeye zemin hazırlayanlardır!

 

Bu anlattıklarım geçmişle ilgili olan darbe senaryolarıydı, oynandı, alkışlandı, yeni oyun perdeye hazırlanıyor...

 

Şuana kadar AKP hükümeti, sürekli anayasa ve kurumlarla mücadele etmekten, çoğu kanunları -ki bunlar içinde vatana ihanet yasaları da vardır- delik deşik edip, devletin tüm kuruluş temellerini sarsmış, direk rejimi değiştirmeyi hedeflemiştir... Haklımıdır?

 

Eğer siz layıkı ile işletin 1923 yasaları bile bizi idare etmeye yeterli olacaktır... Kokuşan bişiler yok! İşletilmemesi için eğilen, bükülen, sündürülen; bile bile alt maddelerle salak-saçma hale getirilen kanunlar, bir noktadan sonra elbetteki halk nezdinde de rahatsızlık uyandıracaktır ki amaçta budur..

 

Şuan, askerin darbe yapması için, Anayasamızın ilk 4 maddesi üzerine gidilmektedir... Amaç, askerin darbe yapmasını sağlamaktır!

 

Neden?

 

Küresel kriz hem ABD yi hem AB yi hemde ülkemizi vurmuştur. Şuan krizin en yüksek seviyelerine geldik. Kafanızı kaldırıp dışarı bakın.. Ne borcunuzu ödeyebiliyorsunuz, nede alacağınızı alabiliyorsunuz. Elde ikinci bir proğram varmı? Yok! Ve bu ülke içinde güya "din" eksenli iktidar başarılı olmuş ama asker izin vermemiş gibi bir tezgahla, krizden sonra tekrar sahne almak ve bunu yaparkende neredeyse %80 oya sahip olmak için bu oyuna başvurmuşlardır... Onca bakan, millet vekili, bilmiyormu nerede ne konuşursa nasıl algılanır diye... Elbette biliyor ve sürekli askeri tahrik edecek açıklamalar yapıyor. (Bkz:e-mıhtıralar)

 

Onlar için ne sizin evladınız canı, ne paranız, ne onurunuz öenmli değildir... Varsa yoksa iktidar hedeflidirler!

 

Ve AB-D ye verilmiş sözler var. Bu sözler güzel güzel yerine getirilemiyor (Bkz: 2 sayfa 9 madde Powwel anlaşması). AB-D sabırsız! Artık ülkenin bir şekilde bölünmesi gerekli. Bunun içinde 3 ana temel üzerine cephe açılmalı. 1.si Cumhuriyetçi ve ulusalcı olanların cephesi (ki ben buradayım), 2.din eksenli devlet rejimi yanlıları, 3.ırksal faşistlik (kürt) ayaklanması!!!

 

Eğer asker darbe yaparsa, bu darbeden sonrada parti liderleri tutuklanmazsa, ortaya atılacak anayasa atlantik ötesinden gelmiş olacak (1980 gibi). Bu durumda iç savaş çıkmayacak ama rejim ilelebet değişmiş olacak... Eğer asker darbe yaparsa, parti liderleri içeri alınırsa, AB-D nin türkiye üzerindeki varlığına rest çekilirse, bu durumda AB-D iç savaş düğmesine basacaktır...

 

3.bir adım daha var. Bu da darbe ama bunun darbe olduğunu kimse anlayamayacak bile!

 

Çok açık ve çok net...

 

Darbe geliyor....

 

Ama bu kez, darbeden önce kan dökülürken, darbeden sonra kan dökülecek! Zira artık halkta AB-D nin varlığından huzursuz. Sindirmek ve yıldırmak için iç savaş çıkmalı ki, ne Kıbrıs, ne Musul-Kerkük, ne de Güneydoğu Anadolu elimiz güçlü kalmasın...

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
Sayın Gökyüzü;

 

Bir ülkede darbeler ve darbe olmasını sağlayan hükümetler kesinlikle dış güdümlüdür!

 

Halkın her birini gelip satın alamayacakları için, önce sağ-sol, ak-kara, falan filan gibi şeyler ekecek liderler yetiştirirler. Sonra onların provake etmesini sağlarlar. (Sözde müslüman-laik çatışması da yeni versiyondur). Sonra kalkar, tıpkı Irak ta olduğu gibi, bir şii şeyhinden, bir suni şeyhinden, bir şii şeyhinden, bir suni şeyhin birilerini sürekli vurarak; iki gurup arasında gerginliği tırmandırıp çatışma ortamını sağlarlar! Bu klasik bir oyundur! hatırlayın, aynı silah ile hem sağcı hemde solcu insanlarımız öldürülmüştü...

.

.

 

Sizin bahsettiginiz 2011 i sabirla bekliyoruz. Bu bana Yehovanin sahitlerinin yillardan beri her konusmalarinda en yakin zamanda kainatin sonunun gelecegini insanlara anlatmaya calismalarina benziyor. En azindan bana 30 yildanberi anlatiuliyor bu hikayeler.

Gönderi tarihi:
Sizin bahsettiginiz 2011 i sabirla bekliyoruz. Bu bana Yehovanin sahitlerinin yillardan beri her konusmalarinda en yakin zamanda kainatin sonunun gelecegini insanlara anlatmaya calismalarina benziyor. En azindan bana 30 yildanberi anlatiuliyor bu hikayeler.

 

Ben, 2000 yılında yılda 1 milyon dolar ciro yapıyordum, ki krize rağmen... Çalıştıracağım personel bulamıyordum!

 

2002 yılında 750 bin dolar ciro yapmaya başladım...

 

2006 yılında 500 bin dolarla ancak geçirdim...

 

2008 yılında şuana kadar 300 bin dolar ciro yaptım ki yıl sonuna kadar 50 bin dolar daha ciro yaparsam mutlu olacağım... Günde en az 5-6 kişi iş istemeye geliyor. Mailler alıyorum... Eş dost telefon açıp çocuklarına iş vermemi istiyor...

 

Daha 2 yıl öncesinde insanlar TSK hakkında konuşmazken;

 

Bugün TSK ya saldırı için hazır olduklarını söyleyen kürtler ile cemaatçilerle dolu etrafım! Neymiş, eğer müdahale ederse saldıracaklarmış...

 

Dedimya, siz "Taraf", "Birgün", "Zaman", "Vakit", "Radikal" okumaya devam edin... O pencere AB fonlarıyla başka türlü seslenemez...

 

Türkiye gerçeğini okumak için Milli Gazeteye göz atmak bile yeter... Ama biz dedikodu insanlarız! Okumak nedir bilmeyiz.. Değilmi?

Gönderi tarihi:
Ben, 2000 yılında yılda 1 milyon dolar ciro yapıyordum, ki krize rağmen... Çalıştıracağım personel bulamıyordum!

 

2002 yılında 750 bin dolar ciro yapmaya başladım...

 

2006 yılında 500 bin dolarla ancak geçirdim...

 

2008 yılında şuana kadar 300 bin dolar ciro yaptım ki yıl sonuna kadar 50 bin dolar daha ciro yaparsam mutlu olacağım... Günde en az 5-6 kişi iş istemeye geliyor. Mailler alıyorum... Eş dost telefon açıp çocuklarına iş vermemi istiyor...

 

Daha 2 yıl öncesinde insanlar TSK hakkında konuşmazken;

 

Bugün TSK ya saldırı için hazır olduklarını söyleyen kürtler ile cemaatçilerle dolu etrafım! Neymiş, eğer müdahale ederse saldıracaklarmış...

 

Dedimya, siz "Taraf", "Birgün", "Zaman", "Vakit", "Radikal" okumaya devam edin... O pencere AB fonlarıyla başka türlü seslenemez...

 

Türkiye gerçeğini okumak için Milli Gazeteye göz atmak bile yeter... Ama biz dedikodu insanlarız! Okumak nedir bilmeyiz.. Değilmi?

Lütfen önce camur atmayi birakalim, ben bahsettiginiz gazetelerin birini bile okumuyorum. Bunlar kötü ama sizin okudugunuzmu dogru sadece yani. Bana göre sizinkide bu saydiklarinizdan farkli bir gazete degildir, cünki sonucta bizleri ileriye götüren fikirler yerine, ayrimci ve düsmanca fikirler var. Diger taraftan sizin cironuzun az olmasiyla 2011 in ne alakasi var ???? Cironuz azaldiysa önce bakin sizin hicmi hataniz yok, suclu sadece AB mi oluyor? Olaylari kendi kazanciniza göre yapiyorsunuz galiba. ********. Zaten tahmin etmistim bende sizin neden genel yanlislara degilde sadece AKP'nin yanlislarina karsi oldugunuzu.

Gönderi tarihi:
Lütfen önce camur atmayi birakalim, ben bahsettiginiz gazetelerin birini bile okumuyorum. Bunlar kötü ama sizin okudugunuzmu dogru sadece yani. Bana göre sizinkide bu saydiklarinizdan farkli bir gazete degildir, cünki sonucta bizleri ileriye götüren fikirler yerine, ayrimci ve düsmanca fikirler var. Diger taraftan sizin cironuzun az olmasiyla 2011 in ne alakasi var ???? Cironuz azaldiysa önce bakin sizin hicmi hataniz yok, suclu sadece AB mi oluyor? Olaylari kendi kazanciniza göre yapiyorsunuz galiba. ********. Zaten tahmin etmistim bende sizin neden genel yanlislara degilde sadece AKP'nin yanlislarina karsi oldugunuzu.

 

 

Bu ülkeyi benmi yönetiyorum?

 

Bunca iş sıkışmasını nakit darlığını işsizliği benmi yapıyorum?

 

ATO nun açıklamalarını neden görmezden geliyorsunuz? Onca insan maaşının neredeyse 10 yıllığı kart borcunda! Bu insanlar keyfinden mi kredi kartı borçlusu oldu? Hala açlık seviyesi 950 YTL, fakirlik seviyesi 1250 YTL olmuş; benmi yaptım? Özelleştirme adına malı mülkü 40 milyar dolara satıp; 53 milyar dolar dış borç faizini benmi ödedim (AB nin ana geçim kaynağı TEFECİLİKTİR) ? Şeker pancarı, mısır, buğday gibi çiftçinin temel tarım ürünlerine kotaları benmi koydum? %65 elektrik zammını benmi yaptım? İspanya 10 auro dan taban fiyat açıkladığı fındığı geçen yıl 4 YTL, bu yıl 2.5 YTL ye benmi düşürdüm?

 

Tüm bu olumsuzluklar, tarımla geçinen bir ülkenin tüm damarlarını tıkar! Ve mal üretilir (alan yok) nede mal satılır (alan yok)... Sonra da benim işimin yıllara oranla neredeyse heryıl %50 küçülmesi de benim suçummu?

 

Tek hatam legal yolla resmi olarak para kazanmak, bunu biliyorum! Geçen yıl Unakıtan ailesi ile aynı vergiyi verdiğimi biliyormusunuz?

 

Bumudur güzel olan herşey...

 

Hiçmi hırsızın suçu yok?

Gönderi tarihi:
Bu ülkeyi benmi yönetiyorum?

 

Bunca iş sıkışmasını nakit darlığını işsizliği benmi yapıyorum?

 

ATO nun açıklamalarını neden görmezden geliyorsunuz? Onca insan maaşının neredeyse 10 yıllığı kart borcunda! Bu insanlar keyfinden mi kredi kartı borçlusu oldu? Hala açlık seviyesi 950 YTL, fakirlik seviyesi 1250 YTL olmuş; benmi yaptım? Özelleştirme adına malı mülkü 40 milyar dolara satıp; 53 milyar dolar dış borç faizini benmi ödedim (AB nin ana geçim kaynağı TEFECİLİKTİR) ? Şeker pancarı, mısır, buğday gibi çiftçinin temel tarım ürünlerine kotaları benmi koydum? %65 elektrik zammını benmi yaptım? İspanya 10 auro dan taban fiyat açıkladığı fındığı geçen yıl 4 YTL, bu yıl 2.5 YTL ye benmi düşürdüm?

 

Tüm bu olumsuzluklar, tarımla geçinen bir ülkenin tüm damarlarını tıkar! Ve mal üretilir (alan yok) nede mal satılır (alan yok)... Sonra da benim işimin yıllara oranla neredeyse heryıl %50 küçülmesi de benim suçummu?

 

Tek hatam legal yolla resmi olarak para kazanmak, bunu biliyorum! Geçen yıl Unakıtan ailesi ile aynı vergiyi verdiğimi biliyormusunuz?

 

Bumudur güzel olan herşey...

 

Hiçmi hırsızın suçu yok?

Siz önce lütfen kendi ve benim yazilarimi iyi okuyun. Siz malesef konu disi yarumlar yapiyorsunuz ve dogal olarak bu tip cevaplar geliyor bizden. Ne zaman ekonomi iyi demisim lütfen söyleyin. Siz en iyisi konu basligiyla ilgili yorumlar yapinda dagilmasin ltf.

Gönderi tarihi:
Lütfen önce camur atmayi birakalim, ben bahsettiginiz gazetelerin birini bile okumuyorum. Bunlar kötü ama sizin okudugunuzmu dogru sadece yani. Bana göre sizinkide bu saydiklarinizdan farkli bir gazete degildir, cünki sonucta bizleri ileriye götüren fikirler yerine, ayrimci ve düsmanca fikirler var. Diger taraftan sizin cironuzun az olmasiyla 2011 in ne alakasi var ???? Cironuz azaldiysa önce bakin sizin hicmi hataniz yok, suclu sadece AB mi oluyor? Olaylari kendi kazanciniza göre yapiyorsunuz galiba. ********. Zaten tahmin etmistim bende sizin neden genel yanlislara degilde sadece AKP'nin yanlislarina karsi oldugunuzu.

 

Yazınızdaki AB mi suçlu bölümüne cevap vermiştim...

 

Kendi yazınızdan herbiniz yok galiba!

Gönderi tarihi:
Siz önce lütfen kendi ve benim yazilarimi iyi okuyun. Siz malesef konu disi yarumlar yapiyorsunuz ve dogal olarak bu tip cevaplar geliyor bizden. Ne zaman ekonomi iyi demisim lütfen söyleyin. Siz en iyisi konu basligiyla ilgili yorumlar yapinda dagilmasin ltf.

 

 

Bu ülke insanını soyan ne hükümetlerdir ne de bankalar; AB dir... Başpatron AB dir... minik şeylerle değil, resmin geneline bakın!

 

AB ülkeleri 600 yıl boyunca dünyanın kanını emerek bugün ki zenginliklerine gelmişlerdir. Sömürü ve rant ile ecdanının yolunda gitmeyecekler de ne yapacaklar?

 

Evet bu ülkenin başına bela hep yabancı hayranlığı, hep yabancı peşinde koşmaktır! Ama 70 milyon insan maalesef 550 kişi tarafından aldatılmaktadır!

Gönderi tarihi:
Sayın Gökyüzü;

 

Bir ülkede darbeler ve darbe olmasını sağlayan hükümetler kesinlikle dış güdümlüdür!

 

Halkın her birini gelip satın alamayacakları için, önce sağ-sol, ak-kara, falan filan gibi şeyler ekecek liderler yetiştirirler. Sonra onların provake etmesini sağlarlar. (Sözde müslüman-laik çatışması da yeni versiyondur). Sonra kalkar, tıpkı Irak ta olduğu gibi, bir şii şeyhinden, bir suni şeyhinden, bir şii şeyhinden, bir suni şeyhin birilerini sürekli vurarak; iki gurup arasında gerginliği tırmandırıp çatışma ortamını sağlarlar! Bu klasik bir oyundur! hatırlayın, aynı silah ile hem sağcı hemde solcu insanlarımız öldürülmüştü...

 

İş bir noktaya kadar geldiğinde asker müdahale eder ki burada suçlu asker değildir! Askere meydan verendir... Darbeye zemin hazırlayanlardır!

 

Bu anlattıklarım geçmişle ilgili olan darbe senaryolarıydı, oynandı, alkışlandı, yeni oyun perdeye hazırlanıyor...

 

Şuana kadar AKP hükümeti, sürekli anayasa ve kurumlarla mücadele etmekten, çoğu kanunları -ki bunlar içinde vatana ihanet yasaları da vardır- delik deşik edip, devletin tüm kuruluş temellerini sarsmış, direk rejimi değiştirmeyi hedeflemiştir... Haklımıdır?

 

Eğer siz layıkı ile işletin 1923 yasaları bile bizi idare etmeye yeterli olacaktır... Kokuşan bişiler yok! İşletilmemesi için eğilen, bükülen, sündürülen; bile bile alt maddelerle salak-saçma hale getirilen kanunlar, bir noktadan sonra elbetteki halk nezdinde de rahatsızlık uyandıracaktır ki amaçta budur..

 

Şuan, askerin darbe yapması için, Anayasamızın ilk 4 maddesi üzerine gidilmektedir... Amaç, askerin darbe yapmasını sağlamaktır!

 

Neden?

 

Küresel kriz hem ABD yi hem AB yi hemde ülkemizi vurmuştur. Şuan krizin en yüksek seviyelerine geldik. Kafanızı kaldırıp dışarı bakın.. Ne borcunuzu ödeyebiliyorsunuz, nede alacağınızı alabiliyorsunuz. Elde ikinci bir proğram varmı? Yok! Ve bu ülke içinde güya "din" eksenli iktidar başarılı olmuş ama asker izin vermemiş gibi bir tezgahla, krizden sonra tekrar sahne almak ve bunu yaparkende neredeyse %80 oya sahip olmak için bu oyuna başvurmuşlardır... Onca bakan, millet vekili, bilmiyormu nerede ne konuşursa nasıl algılanır diye... Elbette biliyor ve sürekli askeri tahrik edecek açıklamalar yapıyor. (Bkz:e-mıhtıralar)

 

Onlar için ne sizin evladınız canı, ne paranız, ne onurunuz öenmli değildir... Varsa yoksa iktidar hedeflidirler!

 

Ve AB-D ye verilmiş sözler var. Bu sözler güzel güzel yerine getirilemiyor (Bkz: 2 sayfa 9 madde Powwel anlaşması). AB-D sabırsız! Artık ülkenin bir şekilde bölünmesi gerekli. Bunun içinde 3 ana temel üzerine cephe açılmalı. 1.si Cumhuriyetçi ve ulusalcı olanların cephesi (ki ben buradayım), 2.din eksenli devlet rejimi yanlıları, 3.ırksal faşistlik (kürt) ayaklanması!!!

 

Eğer asker darbe yaparsa, bu darbeden sonrada parti liderleri tutuklanmazsa, ortaya atılacak anayasa atlantik ötesinden gelmiş olacak (1980 gibi). Bu durumda iç savaş çıkmayacak ama rejim ilelebet değişmiş olacak... Eğer asker darbe yaparsa, parti liderleri içeri alınırsa, AB-D nin türkiye üzerindeki varlığına rest çekilirse, bu durumda AB-D iç savaş düğmesine basacaktır...

 

3.bir adım daha var. Bu da darbe ama bunun darbe olduğunu kimse anlayamayacak bile!

 

Çok açık ve çok net...

 

Darbe geliyor....

 

Ama bu kez, darbeden önce kan dökülürken, darbeden sonra kan dökülecek! Zira artık halkta AB-D nin varlığından huzursuz. Sindirmek ve yıldırmak için iç savaş çıkmalı ki, ne Kıbrıs, ne Musul-Kerkük, ne de Güneydoğu Anadolu elimiz güçlü kalmasın...

 

Saygılarımla

 

AB Komisyonu yıllık “Türkiye İlerleme Raporlarında “ hiç ileri gitmeyen bir konu da Türkiye’de askerlerin siyasetteki rolü… Avrupa Birliği’nin icra organı Komisyon’un, 6 Kasım’da açıkladığı İlerleme Raporu’na göre:

 

• Silahlı Kuvvetler, önemli ölçüde siyasî etkinlik göstermeye devam etmiştir. Silahlı Kuvvetlerin üst düzey mensupları, Kıbrıs, laiklik ve Kürt meseleleri dahil olmak üzere, iç ve dış politika konularında kamuya yönelik açıklamalarını arttırmışlardır. Genelkurmay Başkanlığı, birkaç kez Hükümetin beyan ve kararlarına kamusal alanda tepki göstermiştir.

 

• Genelkurmay Başkanlığı, iddia edildiği şekilde laikliğin güç kaybetmekte olduğu endişesini dile getiren bir muhtırayı web sitesinde yayınlamak suretiyle Nisan 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine doğrudan müdahale etmiştir.

 

• Silahlı Kuvvetlerin üst düzey mensuplarının, özellikle güvenlik ve azınlık haklarına ilişkin konularda bilimsel araştırma ve kamuya yönelik tartışmaları sınırlamak için çeşitli girişimleri olmuştur. Öte yandan askerler çeşitli vesilelerle basını hedef almışlardır.

 

• Askerî konularda basın özgürlüğü Genelkurmayın bir iç yönergesiyle sınırlandırılmıştır. Söz konusu yönerge, orduya karşı en eleştirel gazetecilerin askerî kabul ve brifinglere davetini men etmektedir.

 

• Güvenlik, Kamu Düzeni ve Takviye Birliklerine ilişkin 1997 EMASYA gizli Protokolü yürürlüktedir. Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokol iç güvenlik konularında, belirli şartlara bağlı olarak, sivil makamların talebi olmaksızın askerî operasyon yürütülmesine imkân tanımaktadır.

 

• Türk Silahlı Kuvvetlerinin İç Hizmet Kanunu ile MGK Kanununda bir değişiklik olmamıştır. Söz konusu kanunlar Türk askerî güçlerinin rol ve görevlerini tanımlamakta ve ulusal güvenliği geniş şekilde belirleyerek askerlere geniş bir manevra alanı bırakmaktadır. Jandarmanın üstlendiği sivil faaliyetlerde sivil denetiminin arttırılması konusunda bir gelişme olmamıştır.

 

• Askerî bütçe ve harcamalar üzerinde Parlamento denetiminin güçlendirilmesi konusunda bir ilerleme olmamıştır. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu askerî bütçeyi sadece genel olarak gözden geçirmektedir. Program ve projeleri incelememektedir. Ayrıca, bütçe dışı kaynaklar Parlamento denetiminin dışında kalmaktadır.(A F Özgür)

 

şimdi önce bu maddeleri okuyalım ve dediklerinize gelelim.

 

evet,darbelerimiz dış güdümlüdür.ABD vazgeçilmez aktörümüz.Başkan Jimmy Carter'a "bizim çocuklar işi bitirdi" sözünü söyleten,darbeyi yapanlar kimlerdir?

 

darbeler,kirli hesaplardan arda kalanlardır.Dış ülkelerden tutun iç sorunlarla beslenen bir korkunun şiddete

 

dönüşmesidir.Bakın darbenin haklılaştırılmaya çalışılması için sunulan gerekçeler;

 

Siyasi iktidarsızlık

12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şerîat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği Kudüs Mitingi gösterildi.

 

Ekonomik iktidarsızlık

12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Süleyman Demirel'in "70 sente muhtacız" sözü ile özetlenen dış ticaret açığındaki artış ve döviz darboğazı ve işsizlik, kıtlık ve işyeri anlaşmazlıkları ile yoğunlaştı.

 

Siyasal ve toplumsal şiddet olayları

Sağ - sol gerginliği bireysel ve kitlesel siyasi cinayetleri besledi.Emniyet Teşkilatı bile mensupları arasında kurulmuş olan Pol-Bir ve Pol-Der dernekleri diye ikiye bölünmüştü. Sağ ve sol siyasi hareketin önde gelen temsilcileri ve tanınmış birçok kişi sağ ve sol gruplara mensup militanlar tarafından öldürüldü. Darbe öncesinde siyasi cinayetlerin sayısı her gün 30'a yaklaşıyordu.

 

Dış siyaset etkenleri

 

işte değerli forum arkadaşım,bunlar darbenin gerekçesi.Birde darbe öncesi yaşananlara bakarsak,belki bizde darbe olmalı deriz.

 

yalnız darbe sonrası yaşananlar;bu gerekçeleri yok mu etti.

 

1960 darbesi ile düzelen birşeyler var mıydı ki;1980 de yeni bir darbe yapıldı.

 

18 Nisan 1960 günü Mazlum Kayalar ve Baha Akşit'in CHP'nin "yıkıcı, gayrimeşru ve kanun dışı" faaliyetleri olduğu gerekçesiyle meclis araştırmasına açılması yolundaki önerge karşısında İnönü şöyle konuştu:

 

*Biz demokratik rejim dedik, bu rejim kurulmuştur. Bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp, baskı rejimi haline götürmek tehlikeli birşeydir. Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam.[46]

 

*Şartlar tamam olduğunda milletler için ihtilalin meşru bir haktır.

 

*Bu tedbire teşebbüs eden baskı tertipçileri zannediyorlar ki: Türk Milletinin Kore Milleti kadar haysiyeti yoktur.

 

bu nedir?şunun farkında olmalıyız ki;darbe...yapanları ile,yaptıranları ile,ateşe su taşıyanaları ile ve buna susanlarla bir demokrasi ayıbıdır.

 

madem bu kadar farkındayız bu oyunların,neden biz askere bırakıyoruz bu önlemleri.Askerin görevi nedir?Siyaset mi,parti kurmak mı?Atatürk'e bakın,siyasete adım atar atmaz askeriyeyi bir tarafa bıraktı.

 

oyunlar oynanan bir tarih,hükümeti de vardır,askeri de vardır,halkı da vardır işin içinden.Darbeleri iyi okumak lazım.

 

darbe sonrası yaşananlar ile kutsallaştırılanları,Kenan Evrenleri iyi okumak lazım.

 

saygılar.

Gönderi tarihi:
Bu ülke insanını soyan ne hükümetlerdir ne de bankalar; AB dir... Başpatron AB dir... minik şeylerle değil, resmin geneline bakın!

 

AB ülkeleri 600 yıl boyunca dünyanın kanını emerek bugün ki zenginliklerine gelmişlerdir. Sömürü ve rant ile ecdanının yolunda gitmeyecekler de ne yapacaklar?

 

Evet bu ülkenin başına bela hep yabancı hayranlığı, hep yabancı peşinde koşmaktır! Ama 70 milyon insan maalesef 550 kişi tarafından aldatılmaktadır!

Yok daha neler, senin hirsizin istedigi gibi soysun, sonrada baskasi suclu olsun. Iste buna hayalcilik ve inkarcilik derler. Öyle olsa bile, neden kendini soyduruyorsun ve kanini emdiriyorsun demezlermi? 550 kisiyi kim seciyor? AB vatandaslari oy vererek seciyorlar galiba. mademki 550 kisi tarafindan aldatiliyoruz, hemde en azindan 50 yildan beri ve halk bunuda biliyrsa neden halaa onlari seciyorlar? Rüyalar gercek degildir dostum, uyaninca görüyorsunki hayat baskaymis.

Gönderi tarihi:

Değerli Arkadaşım;

 

Yazdıklarınız çok doğru, asker bu kadar müdahil olmamalı...

 

Ama;

 

TSK kuvvetlerinin icraatlarının ve varlığının sebebi olan; kanunun içeriğinide incelelisiniz... Eğer herşey güllük gülistanlıksa ve TSK konuşuyorsa (ki o zaman konuşmaz) evet haklısınız. Ama, Diyarbakır İsnat Mahkemeleri(!) nin AB fonlarıyla kurulduğu, Kıbrıs Türk ünü yok sayan planların icra edildiği; 19 Mayıs 1919 un 2 yıldır pontus rum katliamı olarak anıldığı, ermeni meselesi yüzünden Türkiye nin köşeye sıkıştığı, anayasamızın değişmez ve değişmesi teklif dahi edilemez hükümlerinin törbülendiği bir ortamda; hele hele her ayağına taş çarpanın suçu TSK atmasından sonra; askere sus demek bence nankörlük olur...

 

saygılarımla

 

 

Lütfen şu yazıyıda okurmusunuz? ; http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=725289

Gönderi tarihi:
Değerli Arkadaşım;

 

Yazdıklarınız çok doğru, asker bu kadar müdahil olmamalı...

 

Ama;

 

TSK kuvvetlerinin icraatlarının ve varlığının sebebi olan; kanunun içeriğinide incelelisiniz... Eğer herşey güllük gülistanlıksa ve TSK konuşuyorsa (ki o zaman konuşmaz) evet haklısınız. Ama, Diyarbakır İsnat Mahkemeleri(!) nin AB fonlarıyla kurulduğu, Kıbrıs Türk ünü yok sayan planların icra edildiği; 19 Mayıs 1919 un 2 yıldır pontus rum katliamı olarak anıldığı, ermeni meselesi yüzünden Türkiye nin köşeye sıkıştığı, anayasamızın değişmez ve değişmesi teklif dahi edilemez hükümlerinin törbülendiği bir ortamda; hele hele her ayağına taş çarpanın suçu TSK atmasından sonra; askere sus demek bence nankörlük olur...

 

saygılarımla

 

 

Lütfen şu yazıyıda okurmusunuz? ; http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=725289

 

Yazıyı da okudum,yazdıklarınızı da okudum;yine de değerli arkadaşım;darbeler çözüm değil...............daebeler denilen hesapları besler sadece!!!!!Askerde bunun farkında olmalı ve nerede durması gerektiğini iyi bilmeli!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.