Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KADIN VE PARFÜM... Burnumuzun dibindeki ... kokular...


DİPNOT

Önerilen İletiler

Yukarda saydığınız uzuvların dışındaki bölgelere kimsenin kavram olarak bunlar cinsel uzuvdur diyeceğini düşünmüyorum.Peki cinsellik kavramı sadece cinsel uzuvları mı kapsar?İki kişi dudak dudağa öpüşürken,cinsel organların dışındaki eylemler ne ile ilgilidir?Cinsel uzuvların dışındaki bölgelerin cinsel çekicilikle ilgisinin olmadığını kendi fikriniz olarak mı ortaya koyuyorsunuz yoksa bu fikriniz bilimsel bir veri mi?Eğer söyledikleriniz doğruysa karşı söylem mantıksızdır ama sizin mantığınızın genel geçer bir mantık olması kaydıyla.

 

Bir de hani çıplaklar kampı vardır.Ordaki insanların cinsel uzuvlarını görüp birbirlerine yüksek dozda cinsel çekicilik duyduklarını düşünmüyorum.Artık öyle bir ortamda sınır yoktur doyumun sonudur duygular da şiddet değiştirir.O zaman orda o cinsel bölgelerin de bir çekiciliği kalmamıştır diyebilir miyiz?Fetişizm de bunun tersi bir durumdur değil mi sayın Tangeriin!Peki cinsellikle ilgili bu çekicilik kavramını hangi kavramlarla dolduracağız?Bana çekici gelmiyor; ama ben etkileniyorum, benim anlayışım normal seninki sorunlu mantığı ne kadar mantıkidir?Başka bir şey daha söyleyeyim?Reklamlarda,kliplerde,kitaplarda,kozmetik ürünlerinde kadınları ürünle ilgili kullanırken(Kadınların cinsel uzuvları kapalı(!) olsun sadece diyelim...?)hangi mantık hangi dürtü bu kullanımın temelini oluşturmaktadır.

 

MUHABBETLE...

 

Merak ettim sormadan geçemeyeceğim?

 

Sayın fuzuli,

 

"Reklamlarda,kliplerde,kitaplarda,kozmetik ürünlerinde kadınları ürünle ilgili kullanırken(Kadınların cinsel uzuvları kapalı(!) olsun sadece diyelim...?)hangi mantık hangi dürtü bu kullanımın temelini oluşturmaktadır." demişsiniz.

 

Reklamlarda,kliplerde,kitaplarda(kitap kapağı demek istediniz sanırım),kozmetik ürünlerde(yani ürünlerin tanıtımında)... yani pazarlamada tutundurma çalışmalarında; tanıtım reklamlarında oynayan hic mi erkek görmediniz? En basit olarak hergün t.v.'de yer alan reklamlarda hep mi bayanlar yer alıyor? Erkekler oynarken sorun yokta; bayanlar yer alınca mı problem cıkıyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 77
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Merak ettim sormadan geçemeyeceğim?

 

Sayın fuzuli,

 

"Reklamlarda,kliplerde,kitaplarda,kozmetik ürünlerinde kadınları ürünle ilgili kullanırken(Kadınların cinsel uzuvları kapalı(!) olsun sadece diyelim...?)hangi mantık hangi dürtü bu kullanımın temelini oluşturmaktadır." demişsiniz.

 

Reklamlarda,kliplerde,kitaplarda(kitap kapağı demek istediniz sanırım),kozmetik ürünlerde(yani ürünlerin tanıtımında)... yani pazarlamada tutundurma çalışmalarında; tanıtım reklamlarında oynayan hic mi erkek görmediniz? En basit olarak hergün t.v.'de yer alan reklamlarda hep mi bayanlar yer alıyor? Erkekler oynarken sorun yokta; bayanlar yer alınca mı problem cıkıyor?

 

Deniz Kızı beni anladığınıza emin misiniz?Ben sizin bu konuda söylediğinizin tersine bir fikir öne sürmedim.Mevzumuz reklamlarda sadece bayanların yer alması veye almaması problemi değil.Başka bir konuda fikrimi belirtmediğim bir mevzuyla ilgili yorum yapıyorsunuz...Benim tartıştığım sizin üzerinde durduğunuz konu değil yazılarımın özüne bakarsanız görebilirsiniz...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yukarda saydığınız uzuvların dışındaki bölgelere kimsenin kavram olarak bunlar cinsel uzuvdur diyeceğini düşünmüyorum.Peki cinsellik kavramı sadece cinsel uzuvları mı kapsar?İki kişi dudak dudağa öpüşürken,cinsel organların dışındaki eylemler ne ile ilgilidir?Cinsel uzuvların dışındaki bölgelerin cinsel çekicilikle ilgisinin olmadığını kendi fikriniz olarak mı ortaya koyuyorsunuz yoksa bu fikriniz bilimsel bir veri mi?Eğer söyledikleriniz doğruysa karşı söylem mantıksızdır ama sizin mantığınızın genel geçer bir mantık olması kaydıyla.

Nasıl olursa öyle düşünmezsiniz, hayret...

Peki o zaman inancınızın, bu yerleri; Saçı, Omuzu, Diz altını, gerdanı kapatmayı emretmesinin nedeni nedir?

Keyfi midir?

Yoksa bir nedeni var mıdır?

 

"Dudak" cinsel bir organ değildir...

Öpüşmek, cinsel bir eylem değildir...

 

Göğüsler dahi bir cinsel organ değildir.

Bebeklerin beslenme ihtiyacını karşılamak için var olmuş organlardır...

Erkeklerde niçin varlar, onu bilemiyorum, tartışmıyorum da...

Ama bir kadın, genelde, bir erkeğin kadın göğsünde ne bulupta zevk aldığını pek anlamadıklarını biliyorum...

Göğüslerin bile, erkeğe çekici gelmesinin nedeni, erkek göğüsünden farklı olmasındandır...

Psikolojik bir koşullanma vardır temel olarak...

Afrika kabilelerinde, kadın göğüsleri, bizim algıladığımız gibi cinsel bir zevk objesi değildir...

 

Söylediklerim genel bir psikoloji bilgisine dayanmaktadır...

Bir de hani çıplaklar kampı vardır.Ordaki insanların cinsel uzuvlarını görüp birbirlerine yüksek dozda cinsel çekicilik duyduklarını düşünmüyorum.Artık öyle bir ortamda sınır yoktur doyumun sonudur duygular da şiddet değiştirir.O zaman orda o cinsel bölgelerin de bir çekiciliği kalmamıştır diyebilir miyiz?Fetişizm de bunun tersi bir durumdur değil mi sayın Tangeriin!Peki cinsellikle ilgili bu çekicilik kavramını hangi kavramlarla dolduracağız?Bana çekici gelmiyor; ama ben etkileniyorum, benim anlayışım normal seninki sorunlu mantığı ne kadar mantıkidir?Başka bir şey daha söyleyeyim?Reklamlarda,kliplerde,kitaplarda,kozmetik ürünlerinde kadınları ürünle ilgili kullanırken(Kadınların cinsel uzuvları kapalı(!) olsun sadece diyelim...?)hangi mantık hangi dürtü bu kullanımın temelini oluşturmaktadır.

 

MUHABBETLE...

Aslına bakarsanız psikolojik olarak "Cinsellik" pazarlanan bir metadır günümüzde...

Çıplaklar kampında kimse kimseye çıplakmış gibi çekici gelmeyebilir, çünkü herkes o şekilde...

Ancak herkesin kapalı olduğu bir ortamda, bir kadının kalçaları biraz belirse erkeğe çekici gelebilir...

Çünkü özellikle inançlı kadınlar bilirler ki, gizlenilen şey daha değerlidir...

Bu onlar arasında bir propagandadır adeta...

Yani eğer psikolojik olarak bakarsanız, kadınları motamot kapatma ve cinselliği olağandışı bastırma düşüncesi

Bir gün biryerlerden patlak verecek sorunlara neden olabilir, olmaktadır...

 

Dediğim gibi, Cinsel Uzuv olmayan uzuvlardan "Cinsel Haz" almak, alacağını düşünmek Fetişizmdir...

Hangi mantığa bürürseniz bürüyün...

İster "Ben nefisimi korumak için o uzuvlara bakmıyorum" numarasına yatın,

İsterseniz açık açık bakın...

Sizin sonuçta o Cinsel Uzuv olmayan Uzuvlara "Haz Verici, Nefsi baştan çıkarıcı, Bakınca Günaha yol açan" Uzuvlar olarak gördüğünüz gerçeğini değiştirmez başınızı çevirmeniz ve bakmamanız...

"Göz Zinası" "Koku Zinası" bilmem ne zinası gibi kavramların varlığını biliyorsunuz değil mi?

garip bir örnek

neyse;

Örnek garip değil, gayet normal...

Rüyalarınızda gördüğünüz;

 

Rüyanızda bunları gördünüzde zina yapıyorsunuz, haberiniz olsun...

Bakmanız günah yani...

Rüyada bu simgeleri görmemek için, bu eşyalardan haberdar olmamalısınız, günlük hayatta bakmamalısınız...

ahlakı çok dar tanımlıyorsunuz.

ahlaksız diye bir şey yoktur, iyi ahlak vardır ve kötü ahlak vardır...

Bu son derece göreceli...

Size göre sofrada geğirmek Kötü Ahlak,

Ama Araplara göre bu yemeğin beğenildiğinin simgesidir ve saygıdır...

 

Size göre Göğüsü açmak kötü ahlaktır,

Ama Afrikalılarda Göğüsü kapatmak yadırganabilir...

 

Size göre Eşinizle, ilk gecenizde, kızın ailesinden birisinin yanında ilişkiye girmeniz kötü ahlaktır,

Ama kimi Eski Türklerde bu gayet normal ve hatta ahlaki bir gelenektir...

 

Size göre kadın ve erkeklerin aynı derede banyo etmesi kötü ahlaktır,

Ama Eski Türklere göre aynı derede banyo edip, kimsenin kimseye cinsel duygular beslememesi iyi ahlaktır...

 

Yani bu çok çok göreceli bir kavramdır ve ne size ne de sizin dininize has değildir...

İslam inancında insan, içinden bir güzellik yapmayı geçirdiği anda bunlar kayda geçiyor. Kötülük geçirdiğinde ise bunu fiiliyata dökmediği müddetçe Allah onu kayıt altına almıyor.

Allah'a inanmayan bir adamın yaptığı iyiliğin zerre kadar önemi yoksa, kayda geçse ne olur, geçmese ne olur?

Kur’ân müeddi yani taşıyıcı olmasından dolayı gözleri sakınmaktan bahsediyor. Yine bir türkü sözünde olduğu gibi, ''gözler kalbin aynasıdır''vb..

Gözle ve hatta sesle başlayan temas kalbe iner ve kalp başka organları tetikler. İnsan bütün bu aşamaları geçtikten sonra sistematik bir şekilde yoluna devam ediyorsa günahın tuzağına düşüyor, zehirli iklimine giriyor demektir.

Mavilediğim iletinize biz insanlar arasında "İletişim" diyoruz ve Toplumsallaşmanın baş koşulu olarak görüyoruz...

Medeni sağlıklı insanlar sesten ve gözlerden tahrik olmuyorlar...

Her adımlarında cinselliğe koşullanmıyorlar...

 

Kırmızıladığım düşünce sistemine ise "Fesatlık, Kötü Niyetlilik, Art Niyetlilik" diyoruz ve böyle düşünenlerin "Kötü Ahlakı" temsil ettiklerini söylüyorum...

zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. İSRA; 32

Birbirini seven ve birbirinden razı iki insanın cinsel ilişkiye girmesi "Suç" değildir...

Suç olmayan bir şeyin "Günah" olması ve "Zina" olarak adlandırılması mantıksızdır...

 

"Zina" Evli insanların, ailelerine ve topluma zarar verecek ilişkilere girmeleri ile meydana gelir...

Ya da Bekar iki insanın cinsel ilişkisi bir bebeğe neden olursa ve bu o bebeğe zarar verici bir nitelik taşırsa suç unsuru oluşturur...

Yoksa erişkin iki insanın ilişkileri kimseyi alakadar etmez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şaka yapıyorsun galiba. Batıda bayan saçından, parfümünden tahrik olunuyor diye, bunu siyasi sömürü malzemesi yapan ülke gördünmü hiç?

 

 

Kapitalizmden bahsediyoruz sn. bilimselci. Tabi ki kadının parfümü kapitalist sistemin tek tip kadın yaratıp bu kadın için moda adı altında belirlediği yeni sömürü yollarının arasındaki tüketime yönelik bir araçtır. Üstelik kültür emperyalizmi diye bir kavram da var ki bu konun öteki boyutu. Bugün çoğunlukla kadınların merkeze aldıkları şeyin görüntüleri olması da bunun kanıtıdır. Üstelik bu rekabet nedenidir. Kadınların bu kadar aşşağılandıkları bir düzenden söz ederken insani sömürüyü de gözardı etmemek gerekir tabi.

 

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kapitalizmden bahsediyoruz sn. bilimselci. Tabi ki kadının parfümü kapitalist sistemin tek tip kadın yaratıp bu kadın için moda adı altında belirlediği yeni sömürü yollarının arasındaki tüketime yönelik bir araçtır. Üstelik kültür emperyalizmi diye bir kavram da var ki bu konun öteki boyutu. Bugün çoğunlukla kadınların merkeze aldıkları şeyin görüntüleri olması da bunun kanıtıdır. Üstelik bu rekabet nedenidir. Kadınların bu kadar aşşağılandıkları bir düzenden söz ederken insani sömürüyü de gözardı etmemek gerekir tabi.

 

Saygılar

Tamam, kapitalizmin Kadınları bir Cinsel Meta olarak lanse ettiğini ve bunu popüler kültürün bir metası olarak pazarladığını kabul ediyorum...

Cinsellik, para ettiği gibi kapitalizm tarafından bu dürtü elbette ki sömürülüyor...

Zaten bu yüzden Kapitalizmi reddediyoruz...

İnsanın en doğal dürtüsünü bile pazarayacak kadar insan onurunu ayaklar altına alabilen bir sistem olduğu için...

 

Fakat, Kadının saçını "Haz Objesi" olarak görüp kapattırmak,

Şahitlikte iki kadını bir erkeğe eşit tutmak,

AtaErkil Erkek Egemen bilinç altından kaynaklanan "Kadını evin eşiği olarak" görmek,

Kadına vurmayı bile en son çare de olsa meşru kılmak,

Kadın 4 erkekle evlenemezken, bir erkeğe 4 kadını almayı "Bugün bile" geçerli kılmak,

Vs. gibi sürekli tartıştığımız eksiklikleri kadın yüklemek kadını aşağılamak değil midir İ'tezele?

 

Kadını "Tarla" olarak görmek, kadını sömürmek değil midir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tamam, kapitalizmin Kadınları bir Cinsel Meta olarak lanse ettiğini ve bunu popüler kültürün bir metası olarak pazarladığını kabul ediyorum...

Cinsellik, para ettiği gibi kapitalizm tarafından bu dürtü elbette ki sömürülüyor...

Zaten bu yüzden Kapitalizmi reddediyoruz...

İnsanın en doğal dürtüsünü bile pazarayacak kadar insan onurunu ayaklar altına alabilen bir sistem olduğu için...

 

Fakat, Kadının saçını "Haz Objesi" olarak görüp kapattırmak,

Şahitlikte iki kadını bir erkeğe eşit tutmak,

AtaErkil Erkek Egemen bilinç altından kaynaklanan "Kadını evin eşiği olarak" görmek,

Kadına vurmayı bile en son çare de olsa meşru kılmak,

Kadın 4 erkekle evlenemezken, bir erkeğe 4 kadını almayı "Bugün bile" geçerli kılmak,

Vs. gibi sürekli tartıştığımız eksiklikleri kadın yüklemek kadını aşağılamak değil midir İ'tezele?

 

Kadını "Tarla" olarak görmek, kadını sömürmek değil midir?

 

 

''komşun açken tok uyuma'' savsözleriyle beslenen bir yol ile kapitalist sistemi kıyaslamayalım lütfen.

Vahyin anlamıyla ilgili bir iletide akardığım gibi Adem'den bu yana seçilen elçiler ilettikleri bildiriyi yaşadıkları topluma uygun sistemler halinde var etmişlerdir. Bu zaruridir. Önemli olan toplumların yaşayış biçimlerine göre şekillenen pratiğe yönelik bilgiler değil, vahyin var oluş amacı, anlamı ve bütünüyle ne ifade ettiğidir.

Cehalet de yaşam bilgeliğininden doğar. Bunu engellemek sürekli öğrenme ile insan olma sanatını kavrayıp en ufak boşlukta fışkıran bu bitkiyi kökünden yok etmektir. Böylece parçalara ve bu parçaların yanıltıcılığına aldanmayıp bu pazılı bütünüyle görmektir. Çünkü hiçbir parçayı ne kadar iyi tanırsak tanıyalım bütün içindeki yerini görmeden tam olarak anlayamayız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kapitalizmden bahsediyoruz sn. bilimselci. Tabi ki kadının parfümü kapitalist sistemin tek tip kadın yaratıp bu kadın için moda adı altında belirlediği yeni sömürü yollarının arasındaki tüketime yönelik bir araçtır.

.............

''komşun açken tok uyuma'' savsözleriyle beslenen bir yol ile kapitalist sistemi kıyaslamayalım lütfen.

Vahyin anlamıyla ilgili bir iletide akardığım gibi

.............

Tengeerin Boşig

 

Fakat, Kadının saçını "Haz Objesi" olarak görüp kapattırmak,

Şahitlikte iki kadını bir erkeğe eşit tutmak,

AtaErkil Erkek Egemen bilinç altından kaynaklanan "Kadını evin eşiği olarak" görmek,

Kadına vurmayı bile en son çare de olsa meşru kılmak,

Kadın 4 erkekle evlenemezken, bir erkeğe 4 kadını almayı "Bugün bile" geçerli kılmak,

Vs. gibi sürekli tartıştığımız eksiklikleri kadın yüklemek kadını aşağılamak değil midir İ'tezele?

Kadını "Tarla" olarak görmek, kadını sömürmek değil midir?

 

Bunlara daha da eklenebilir: Cinsel ihtiyaçlarınız için elinizin altındaki kadınları kullanabilirsiniz, tomurcuk göğüsler size armağandır, erkek efendidir, ona itirazsız tabi olunacaktır vs. vs.

 

Şimdi bu gerçekleri bu vatandaşın ne kadar da önüne koysan, etkilenip bu konuda düşüneceğini hiç sanmıyorum. Zira biliyoruz ki ilahi kavramlara itiraz edilemez. Bu el işareti ile gezegenleri ikiye bölen saçmalık bile olsa. Ancak biz söyler, biz dinleriz. Falan toplumun, filan töresel ön yargıları da aynen böyledir.

 

Ve peşinden de derki; bak bu yanlışları sıralıyorsunuz ama, aslında siz bilmiyorsunuz. Ve bize kapitalizmi öğretmeye çalışır kendince. Yukarda ki yanlışlara hiç aldırmadan. Çünkü bir ön yargı vardır. Bu ön yargı öncesi de sonrası da sürekli savunulmalıdır.

 

Derlerki; “Sizi gidi bilmezler, bunu bile bilmiyorsunuz. Bak dinimiz ne demiş?”

 

''komşun açken tok uyuma'' sav sözleriyle beslenen bir yol ile kapitalist sistemi kıyaslamayalım lütfen.

 

Ama bilmez ki ( ya da işine gelmez ki) bu söz aslında kapitalistlerin, kapitalizmi koruyan bir uyutmasıdır. O kadar basittir ki farkına varmak aslında, ama ön yargı bırakmaz ki düşünebilsin.

 

Hemen irdeleyelim;

 

1-Kapital olacak, 2- Kapitalin yoğunlaştığı “tok”lar olacak, 3- Tokların sömürerek oluşturduğu “aç”lar olacak, 4- Bu döngünün oluşacağı kapital sitem olacak, 5- Ve aç’a karnı doyacak kadar bir lokma atacaksın önüne. Rahatça uyuyacaksın. Yarın kalkınca bir aç daha doyurmak için. Gördünmü kapitalisti?

 

İşte vatandaşımızın öğünerek gözümüze soktuğu din kavramı; ''komşun açken tok uyuma'' iksiri. Bunlarla insanları uyuturlar. Tıpkı “kölelerinize iyi davranın” aldatması gibi. Köle olacak, sen göya onlara karşı iyi olacaksın. " Kadını döv ama vicdanlı döv" gibi.

 

Sonra da, “efendim böyleymiş ama, bu gerçekler zamanın gerçekleridir” diyerek kılıf bulurlar. Daha sonra da yine bir yanlışla, bu zamanın gerçeklerini(!) evrensel olarak günümüze dayatmaya kalkarlar.

 

İnsanların bu dokunulmaz(!) ön yargıları oldukça bilimin de, yargının da, aydınların da işleri çok zor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne yani zinaya götürecek yollarla mücadele edilmemeli mi ? demek istiyorsunuz.

 

Öyle ise işe kurandan başlamak gerekir.

 

Duhân 54 İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hurilerle evlendiririz.

 

Tûr 20 " Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"Onları,ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:

 

Rahmân 72 Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.

 

Vâkı’a 22 İri gözlü huriler

 

Vâkı’a 35 Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeni yarattık.

 

 

Nebe31. Şüphesiz takva sahipleri için de başarı ödülü vardır.

 

 

Nebe32. Bahçeler,bağlar,

 

Nebe 33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar.

 

Kadın ve erkeklerin beraber bulunduğu ortamlarda bu ayetleri okumak çok sakıncalıdır,zinaya götürebilir değilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hemen irdeleyelim;

 

1-Kapital olacak, 2- Kapitalin yoğunlaştığı “tok”lar olacak, 3- Tokların sömürerek oluşturduğu “aç”lar olacak, 4- Bu döngünün oluşacağı kapital sitem olacak, 5- Ve aç’a karnı doyacak kadar bir lokma atacaksın önüne. Rahatça uyuyacaksın. Yarın kalkınca bir aç daha doyurmak için. Gördünmü kapitalisti?

 

İşte vatandaşımızın öğünerek gözümüze soktuğu din kavramı; ''komşun açken tok uyuma'' iksiri. Bunlarla insanları uyuturlar. Tıpkı “kölelerinize iyi davranın” aldatması gibi. Köle olacak, sen göya onlara karşı iyi olacaksın. " Kadını döv ama vicdanlı döv" gibi.

 

Sonra da, “efendim böyleymiş ama, bu gerçekler zamanın gerçekleridir” diyerek kılıf bulurlar. Daha sonra da yine bir yanlışla, bu zamanın gerçeklerini(!) evrensel olarak günümüze dayatmaya kalkarlar.

 

İnsanların bu dokunulmaz(!) ön yargıları oldukça bilimin de, yargının da, aydınların da işleri çok zor...

Teşekkürler sevgili bilimselci...

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

'komşun açken tok uyuma'' savsözleriyle beslenen bir yol ile kapitalist sistemi kıyaslamayalım lütfen.

Vahyin anlamıyla ilgili bir iletide akardığım gibi Adem'den bu yana seçilen elçiler ilettikleri bildiriyi yaşadıkları topluma uygun sistemler halinde var etmişlerdir. Bu zaruridir. Önemli olan toplumların yaşayış biçimlerine göre şekillenen pratiğe yönelik bilgiler değil, vahyin var oluş amacı, anlamı ve bütünüyle ne ifade ettiğidir.

İ'tezele, koyuladığım iletine şu şekilde katılıyorum:

"Tarihe Peygamber namı ile geçmiş adamlar, zamanlarının bilgeleridir, ortaya çıktıkları toplumun ihtiyaçlarını gidermeye çabalamışlar ve o yünde değişimler sergilemişlerdir..."

 

Ama eğer Tanrı varsa ve her çağda bir peygambere ihtiyaç duyulduğu, bu sebepten de söylediğin gibi her topluma her çağda peygamber gönderdiği doğru ise, 1500yıl önce Hz. Muhammed ile bu peygamber gönderme işlemine niçin son vermiştir?

Son vermekle de hata etmiştir...

 

Ademden bu yana gelen elçiler, yaşadıkları topluma uygun sistemler halinde var etmişler, evet...

Çok açık ki, Hz. Muhammed'in yasaları 1500yıl öncesi Arapları için gerekli ve faydalı olsa da, bugün için 1500yıl geridedir...

Peki bugün Türk Toplumu, 1500yıl öncesi Arap Toplumu niteliğinde midir ki, o yasaları uygulayalım?

 

Daha 80yıl önce M. Kemal'in koyduğu o döneme ait en uygun yasaların bile bugün artık daha ilerisine geçilmesini, aşılmasını istiyoruz/istiyorum...

1500yıl öncesi Arap Toplumunu devşiren yasaları nasıl olurda kabul edebiliriz?

 

Fakat şunu biliyoruz ki, Kur'an-ı uygulamak için Türk Toplumu o Araplara evriltilmek istenmekte...

 

Ayrıca ne tuhaftır ki, Kur'an-da bir daha "Resul" gelmeyeceği söylenir...

Ki bu Tanrı'nın yaptığı en büyük hatadır, çünkü daha önceki peygamberleri o çağın bilgisini öğretmekle görevlendirdiğine göre bu 1500yıl içersinde de ve hatta gelecek yüzyıllarda bile aynı görevle kimseler göndermeli idi...

Fakat Kur'an-da bir daha "Nebi" gelmeyeceği söylenmez...

Yine de bir Nebi göndermiş değildir...

Çünkü gönderebilecek bir makam yoktur...

Ama bilmez ki ( ya da işine gelmez ki) bu söz aslında kapitalistlerin, kapitalizmi koruyan bir uyutmasıdır. O kadar basittir ki farkına varmak aslında, ama ön yargı bırakmaz ki düşünebilsin.

 

Hemen irdeleyelim;

 

1-Kapital olacak, 2- Kapitalin yoğunlaştığı “tok”lar olacak, 3- Tokların sömürerek oluşturduğu “aç”lar olacak, 4- Bu döngünün oluşacağı kapital sitem olacak, 5- Ve aç’a karnı doyacak kadar bir lokma atacaksın önüne. Rahatça uyuyacaksın. Yarın kalkınca bir aç daha doyurmak için. Gördünmü kapitalisti?

 

İşte vatandaşımızın öğünerek gözümüze soktuğu din kavramı; ''komşun açken tok uyuma'' iksiri. Bunlarla insanları uyuturlar. Tıpkı “kölelerinize iyi davranın” aldatması gibi. Köle olacak, sen göya onlara karşı iyi olacaksın. " Kadını döv ama vicdanlı döv" gibi.

 

Sonra da, “efendim böyleymiş ama, bu gerçekler zamanın gerçekleridir” diyerek kılıf bulurlar. Daha sonra da yine bir yanlışla, bu zamanın gerçeklerini(!) evrensel olarak günümüze dayatmaya kalkarlar.

 

İnsanların bu dokunulmaz(!) ön yargıları oldukça bilimin de, yargının da, aydınların da işleri çok zor...

Bravo...

Tek kelime ekleme gereği görmüyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunlara daha da eklenebilir: Cinsel ihtiyaçlarınız için elinizin altındaki kadınları kullanabilirsiniz, tomurcuk göğüsler size armağandır, erkek efendidir, ona itirazsız tabi olunacaktır vs. vs.

 

Şimdi bu gerçekleri bu vatandaşın ne kadar da önüne koysan, etkilenip bu konuda düşüneceğini hiç sanmıyorum. Zira biliyoruz ki ilahi kavramlara itiraz edilemez. Bu el işareti ile gezegenleri ikiye bölen saçmalık bile olsa. Ancak biz söyler, biz dinleriz. Falan toplumun, filan töresel ön yargıları da aynen böyledir.

 

Ve peşinden de derki; bak bu yanlışları sıralıyorsunuz ama, aslında siz bilmiyorsunuz. Ve bize kapitalizmi öğretmeye çalışır kendince. Yukarda ki yanlışlara hiç aldırmadan. Çünkü bir ön yargı vardır. Bu ön yargı öncesi de sonrası da sürekli savunulmalıdır.

 

Derlerki; “Sizi gidi bilmezler, bunu bile bilmiyorsunuz. Bak dinimiz ne demiş?”

 

 

 

Ama bilmez ki ( ya da işine gelmez ki) bu söz aslında kapitalistlerin, kapitalizmi koruyan bir uyutmasıdır. O kadar basittir ki farkına varmak aslında, ama ön yargı bırakmaz ki düşünebilsin.

 

Hemen irdeleyelim;

 

1-Kapital olacak, 2- Kapitalin yoğunlaştığı “tok”lar olacak, 3- Tokların sömürerek oluşturduğu “aç”lar olacak, 4- Bu döngünün oluşacağı kapital sitem olacak, 5- Ve aç’a karnı doyacak kadar bir lokma atacaksın önüne. Rahatça uyuyacaksın. Yarın kalkınca bir aç daha doyurmak için. Gördünmü kapitalisti?

 

İşte vatandaşımızın öğünerek gözümüze soktuğu din kavramı; ''komşun açken tok uyuma'' iksiri. Bunlarla insanları uyuturlar. Tıpkı “kölelerinize iyi davranın” aldatması gibi. Köle olacak, sen göya onlara karşı iyi olacaksın. " Kadını döv ama vicdanlı döv" gibi.

 

Sonra da, “efendim böyleymiş ama, bu gerçekler zamanın gerçekleridir” diyerek kılıf bulurlar. Daha sonra da yine bir yanlışla, bu zamanın gerçeklerini(!) evrensel olarak günümüze dayatmaya kalkarlar.

 

İnsanların bu dokunulmaz(!) ön yargıları oldukça bilimin de, yargının da, aydınların da işleri çok zor...

 

Kalkıp Das kapital'i Marx yazarken Kur'an dan etkilenmiştir derseniz vallahi şaşırsam Bilimselci.Sizin çok değişik buluşlarınız var.Amerika deniz yoluyla keşfedildi ya siz de acaba kara yoluyla bugün gidebilir miyimin çabasını bilimsel zeminde gösteriyorsunuz.Yukardaki anlattıklarınızı bize faklı anlattılar Bilimselci.Ben de okuyunca anlatıkları gibi anladım.Siz doğrusu benim söylediğim diyorsunuz.Benim kapitalist olmam gerekiyormuş,insanları sömüren,bencil bir kişilikle yetişmem gerekiyormuş,kadını istediğin kadar dövebilirsin mantığıyla yetişmem gerekiyormuş,kölelik sistemini savunur bir mantığımın oluşması gerekiyormuş tüh ben böyle algılamamışım yanlış algılamışım.Siz bir inançlı olarak böyle mi algılıyorsunuz Bilimselci.Yok inançsız olarak öyle algılıyorsanız öyle algılamayan inançlılar adına kendi kafanızdaki doğrulardan hareketle garip bir eleştiri zemini oluşturmuşsunuz.Tangeriin'in dediği gibi ama onun gibi düşünmediğim gibi ''Bravo!'' vallahi...Çok bilimsel konuşuyorsunuz tebrikler...Sizin de işiniz zor bizim gibi insanlara nasıl bilimsellik kazandıracaksınız üzülüyorum...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..............

 

Kalkıp Das kapital'i Marx yazarken Kur'an dan etkilenmiştir derseniz vallahi şaşırsam Bilimselci.Sizin çok değişik buluşlarınız var.Amerika deniz yoluyla keşfedildi ya siz de acaba kara yoluyla bugün gidebilir miyimin çabasını bilimsel zeminde gösteriyorsunuz.Yukardaki anlattıklarınızı bize faklı anlattılar Bilimselci.Ben de okuyunca anlatıkları gibi anladım.Siz doğrusu benim söylediğim diyorsunuz.Benim kapitalist olmam gerekiyormuş,insanları sömüren,bencil bir kişilikle yetişmem gerekiyormuş,kadını istediğin kadar dövebilirsin mantığıyla yetişmem gerekiyormuş,kölelik sistemini savunur bir mantığımın oluşması gerekiyormuş tüh ben böyle algılamamışım yanlış algılamışım.Siz bir inançlı olarak böyle mi algılıyorsunuz Bilimselci.Yok inançsız olarak öyle algılıyorsanız öyle algılamayan inançlılar adına kendi kafanızdaki doğrulardan hareketle garip bir eleştiri zemini oluşturmuşsunuz.

 

Şu anki kişisel yapın aile kültüründen ya da bilimden etkilenmiş olabilir fuzuli kardeş. Yinede senin adına sevindim. Ben ve arkadaşlarım Arap kültüründen bahsediyoruz. Okuyorsundur sanırım.

 

Tangeriin'in dediği gibi ama onun gibi düşünmediğim gibi ''Bravo!'' vallahi...Çok bilimsel konuşuyorsunuz tebrikler...Sizin de işiniz zor bizim gibi insanlara nasıl bilimsellik kazandıracaksınız üzülüyorum...

 

Sana bilimsellik kazandırmak gibi bir ümidim yok ama biraz özveri hareketlenmeleri görürsem denerim. Çıkmayan candan ümit kesilmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunlara daha da eklenebilir: Cinsel ihtiyaçlarınız için elinizin altındaki kadınları kullanabilirsiniz, tomurcuk göğüsler size armağandır, erkek efendidir, ona itirazsız tabi olunacaktır vs. vs.

 

Şimdi bu gerçekleri bu vatandaşın ne kadar da önüne koysan, etkilenip bu konuda düşüneceğini hiç sanmıyorum. Zira biliyoruz ki ilahi kavramlara itiraz edilemez. Bu el işareti ile gezegenleri ikiye bölen saçmalık bile olsa. Ancak biz söyler, biz dinleriz. Falan toplumun, filan töresel ön yargıları da aynen böyledir.

 

Ve peşinden de derki; bak bu yanlışları sıralıyorsunuz ama, aslında siz bilmiyorsunuz. Ve bize kapitalizmi öğretmeye çalışır kendince. Yukarda ki yanlışlara hiç aldırmadan. Çünkü bir ön yargı vardır. Bu ön yargı öncesi de sonrası da sürekli savunulmalıdır.

 

Derlerki; “Sizi gidi bilmezler, bunu bile bilmiyorsunuz. Bak dinimiz ne demiş?”

 

 

 

Ama bilmez ki ( ya da işine gelmez ki) bu söz aslında kapitalistlerin, kapitalizmi koruyan bir uyutmasıdır. O kadar basittir ki farkına varmak aslında, ama ön yargı bırakmaz ki düşünebilsin.

 

Hemen irdeleyelim;

 

1-Kapital olacak, 2- Kapitalin yoğunlaştığı “tok”lar olacak, 3- Tokların sömürerek oluşturduğu “aç”lar olacak, 4- Bu döngünün oluşacağı kapital sitem olacak, 5- Ve aç’a karnı doyacak kadar bir lokma atacaksın önüne. Rahatça uyuyacaksın. Yarın kalkınca bir aç daha doyurmak için. Gördünmü kapitalisti?

 

İşte vatandaşımızın öğünerek gözümüze soktuğu din kavramı; ''komşun açken tok uyuma'' iksiri. Bunlarla insanları uyuturlar. Tıpkı “kölelerinize iyi davranın” aldatması gibi. Köle olacak, sen göya onlara karşı iyi olacaksın. " Kadını döv ama vicdanlı döv" gibi.

 

Sonra da, “efendim böyleymiş ama, bu gerçekler zamanın gerçekleridir” diyerek kılıf bulurlar. Daha sonra da yine bir yanlışla, bu zamanın gerçeklerini(!) evrensel olarak günümüze dayatmaya kalkarlar.

 

İnsanların bu dokunulmaz(!) ön yargıları oldukça bilimin de, yargının da, aydınların da işleri çok zor...

 

 

Komşun açken tok uyuma, belli bir sürecin ilk aşamasıdır. Kimse aç değil, keyifle uyu denilmesi beklenilemezdi sanırım.

Siz aydınların işi -önceki iletinizde beyan ettiğiniz gibi- batı menşeli kozmetik ürünlerinin kapitalist sürecin bir parçası olmadığını savunmak mıydı? Evet, işiniz çok zor... Onun dışında siz sevgili aydın kişi ile dilerseniz felsefe ya da farklı bir başlıkta hakim olduğunuz bir konuda tartışıp feyz almak isterim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öyle ise işe kurandan başlamak gerekir.

 

Duhân 54 İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hurilerle evlendiririz.

 

Tûr 20 " Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"Onları,ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:

 

Rahmân 72 Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.

 

Vâkı’a 22 İri gözlü huriler

 

Vâkı’a 35 Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeni yarattık.

 

 

Nebe31. Şüphesiz takva sahipleri için de başarı ödülü vardır.

 

 

Nebe32. Bahçeler,bağlar,

 

Nebe 33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar.

 

Kadın ve erkeklerin beraber bulunduğu ortamlarda bu ayetleri okumak çok sakıncalıdır,zinaya götürebilir değilmi?

 

 

Evet sayın hoppa, yirmiüçer kişilik farklı farklı kadın ve erkeklerden oluşan grupları yarım ay biçiminde oturtup üç oturumda okunması zinaya götürmez. Ancak bu yirmiüç kişiden biri bir rahatsızlık sonucu dinletiyi terk etme durumunda kalırsa oturuma üç vakte kadar ara verilmemesi durumunda dileyen herkez haldur huldur zinaya koşar, zina ederler. Allah da onları çarpar. Böyle bir durumun gerçekleşebilme ihtimali göz önünde tutularak elbetteki kur'an okuyup ardından ''hadi biraz zina edeyim'' diyebilecek insanların varlığı söz konusu edilebilir. Allah korusun...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu anki kişisel yapın aile kültüründen ya da bilimden etkilenmiş olabilir fuzuli kardeş. Yinede senin adına sevindim. Ben ve arkadaşlarım Arap kültüründen bahsediyoruz. Okuyorsundur sanırım.

 

 

 

Sana bilimsellik kazandırmak gibi bir ümidim yok ama biraz özveri hareketlenmeleri görürsem denerim. Çıkmayan candan ümit kesilmez.

 

 

Sizin gibi bilimsel insanların bu ülkede bulunması hepimiz için büyük bir nimet Sayın Bilimselci.Arap kültürünü derinlemesine biliyorsunuz gördük de Türk -İslam kültüründen bihabersiniz biraz da bu alanla ilgili çalışın.Yoksa içinde İslam olan her kültüre karşı mısınız?Buyrun tasfiye edin bu anlayışı taşıyanları kendiniz gibi düşünenlerle mutluca yaşarsınız güzel olmaz mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin gibi bilimsel insanların bu ülkede bulunması hepimiz için büyük bir nimet Sayın Bilimselci.Arap kültürünü derinlemesine biliyorsunuz gördük de Türk -İslam kültüründen bihabersiniz biraz da bu alanla ilgili çalışın.Yoksa içinde İslam olan her kültüre karşı mısınız?Buyrun tasfiye edin bu anlayışı taşıyanları kendiniz gibi düşünenlerle mutluca yaşarsınız güzel olmaz mı?

 

Mesele ben Türk - İslam kültürüne karşıyım...

Walla bana göre Türk - İslam düşüncesi tamamen tasviye edilmeli ve çağaş, demokrat, laik, bilimi felsefe edinmiş, ülke değerlerine ve dini düşünceleri kirli politikalara bulaştırmayan, geleceği düşünen ve gelecekte sağlıklı, bilgili, gelişmeye açık, araştıran, sorgulayan kişilerle gerçekten çok mutlu oluruz inanın...

Ama doğmalar ve doğma zincirine bağlanmışlarla asla çünkü bu düşüncelere bürünmüş toplumların ilkelliği, geriliği ve ortada...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin gibi bilimsel insanların bu ülkede bulunması hepimiz için büyük bir nimet Sayın Bilimselci.

 

Teşekkür ederim. Bende öyle düşünüyorum. Bu nimetten kısa sürede yararlanmaya bak.

 

Arap kültürünü derinlemesine biliyorsunuz gördük de Türk -İslam kültüründen bihabersiniz biraz da bu alanla ilgili çalışın.

 

Türk islam kültürü yakıştırması Arap sempatizanlığının bir uydurmasıdır. İslamiyetin Türklere zamanında bir dayatma olarak benimsetildiğini biliyorsundur sanırım. Türklerin Müslümanlığı hidayet aşkıyla mı benimsediğine inanıyorsun?

 

Yoksa içinde İslam olan her kültüre karşı mısınız?

 

İçinde cin, şeytan, ruh, yaratan, Alaattin’in sihirli dev cini misali mistik olgu taşıyan her türlü kültüre karşıyım.

 

Buyrun tasfiye edin bu anlayışı taşıyanları kendiniz gibi düşünenlerle mutluca yaşarsınız güzel olmaz mı?

 

Tarihi materyalizm masalcılığı günbegün tasfiye ediyor zaten. Bizlere gerek kalmıyor. Korku masallarına inananlarla yaşayıp ömür boyu kebap olmayı düşünmektense, pozitif düşünenlerle yaşamak bence mutluluktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarihi materyalizm masalcılığı günbegün tasfiye ediyor zaten. Bizlere gerek kalmıyor. Korku masallarına inananlarla yaşayıp ömür boyu kebap olmayı düşünmektense, pozitif düşünenlerle yaşamak bence mutluluktur.

 

 

Evet : Tarihi Materyalizm masalı gün be gün tasviye oluyor :)

 

Korku masalına inananların birde Mutluluk masalları var ama siz hiç dinlemek istemediniz.

Eğer siz kötü değilseniz ve çevrenizdeki kişilere kötülük yapmıyorsanız, iyilik, doğruluk, sevgi ve güzellik çereçevesinde yaşamınızı sürdürmeye gayret ediyorsanız neden hikayeniz kötü bir sonla bitsin ki? Cehennemden varsın kötüler korksun.

 

Biz sadece kebap yemeyi seviyoruz, gayet pozitif ve mutluyuz :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Korku masalına inananların birde Mutluluk masalları var ama siz hiç dinlemek istemediniz.

Eğer siz kötü değilseniz ve çevrenizdeki kişilere kötülük yapmıyorsanız, iyilik, doğruluk, sevgi ve güzellik çereçevesinde yaşamınızı sürdürmeye gayret ediyorsanız neden hikayeniz kötü bir sonla bitsin ki? Cehennemden varsın kötüler korksun.

 

 

Arkadaşım ben şimdi anlamadım ki ; biriniz öyle söylüyor biriniz böyle söylüyor. Dinci arkadaşlarınız diyor ki;

 

-Sen istediğin kadar iyi ol , allah inancın yoksa yaptıklarının hiç bir anlamı yok, solda sıfır ifadede bu yalnız solda sıfır :)

 

Üstelik bizim cehennem korkumuz yok ki ; o, inançlılara ait bir davranış biçimi.

 

Tek bir merci yok mu oda diyor ki ;

 

inkarcılara korkunç bir cehennem azabını müjdele .Yani istediğin kadar iyi ol hava.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet : Tarihi Materyalizm masalı gün be gün tasviye oluyor (IMG:http://www.turkish-media.com/forum/style_emoticons/default/smile.gif)

 

Günümüzde cin masallarının sona ermesi, insanların pozitif yaşama dönmesi, Tarihi materyalizmin galibiyetidir. Gezegenlere cinleri bulmak için mi gidiyorlar sanıyorsun?

 

Korku masalına inananların birde Mutluluk masalları var ama siz hiç dinlemek istemediniz.

 

Evet bu akıl almaz mutluluk masallarını çok dinledik efendim. Neymiş, Araplara inanırsak göğsü tomurcuklar ve şarap ırmakları mutluluğu varmış. Biz almayalım. Bizler olgun göğüslülerle, buzbağ şarapları ile yeterince mutluyuz.

 

Eğer siz kötü değilseniz ve çevrenizdeki kişilere kötülük yapmıyorsanız, iyilik, doğruluk, sevgi ve güzellik çereçevesinde yaşamınızı sürdürmeye gayret ediyorsanız neden hikayeniz kötü bir sonla bitsin ki?

 

İyide, doğruluk ve sevgi Arap kültürüne göre olmuyor ki. Mesela Arap kültüründe kendileri gibi düşünmeyeni öldürmek iyilik, doğruluk, sevgi ve güzellik oluyor. Büyüyünce Ebeveynlerine isyan etmesin diye çocuk öldürmek doğruluk oluyor. (Bknz. Kuran) Neresinden tutsan lime lime.

 

Cehennemden varsın kötüler korksun. Biz sadece kebap yemeyi seviyoruz, gayet pozitif ve mutluyuz (IMG:http://www.turkish-media.com/forum/style_emoticons/default/smile.gif)

 

Size göre sizden olmayan herkes cehennemlik ve kebaplık.

Pozitif yaşam cinle şeytanla uğraşarak yaşamak değil. İnsan değeri hedeflenerek bu dünyada insanın mutluluğu uğruna verilen mücadele ile mümkün olur.

Dünkü haberlerde nette görebilirsin. Sizin büyük ruhların cinlerin yapamadığını bilim adamları yapıyor artık. Sakat doğacak çocuğun gen yapıları ile oynanılarak turp gibi çocuğun olması sağlanıyor. Bunu sizin büyük ruh beceremediği gibi, üstelik yaşam boyu süründürüyor. Ve tek teselliniz de “diğer tarafta rahat edecek”. İşte sizi mutlu eden Arap kültürü. Ve pozitif yaşamınız.

 

Pozitif yaşamınızı masallara karşı çıkanlara borçlusunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet : Tarihi Materyalizm masalı gün be gün tasviye oluyor :)

 

Korku masalına inananların birde Mutluluk masalları var ama siz hiç dinlemek istemediniz.

Eğer siz kötü değilseniz ve çevrenizdeki kişilere kötülük yapmıyorsanız, iyilik, doğruluk, sevgi ve güzellik çereçevesinde yaşamınızı sürdürmeye gayret ediyorsanız neden hikayeniz kötü bir sonla bitsin ki? Cehennemden varsın kötüler korksun.

 

Biz sadece kebap yemeyi seviyoruz, gayet pozitif ve mutluyuz :)

 

Siz nasıl Tarihsel Materyalizm'e "Masal" diyebilirsiniz ki?

 

Siz diyelim ki çocukluğunuzdan beridir bir günlük tutuyorsunuz...

Ve çocukluğunuzdan beridiri bazı oyuncaklarınızı, eşyalarınızı, fotoğraflarınız saklıyorsunuz...

Ve bugün, sizin çocukluğunuz hakkında bize bilgi verebilecek birkaç insan bulunuyor...

Bizde o günlüğünüzü alıyoruz ve inceliyoruz...

Günlükte belirginleştirdiğinizi kişiliğinizi ve yaşadıklarınız bugüne bıraktığınız eşyalarınızla, oyuncaklarınızla, fotoğraflarınızla bir bütün olarak ele alıp,

Daha sonra sizi tanıyan kimselerin ifadeleri ile de sizin geçmişinizi olabileceği kadar nesnel bir şekilde size aktarıyoruz...

Şimdi bu bizim yaptığımız "Masal" mıdır?

 

Tarihsel Materyalizmde de bu vardır.

Toplumların bıraktıkları kalıntılar, kronikler, yapılar ve diğer komşu milletlerde onlara ait anlatılar ya da yazışmalar alınır, elenir ve bir bilgi ortaya çıkar...

Tarihsel Materyalizm'de bu inceleyebildiği her toplumdan bilgiyi belirli bir yöntemle analiz eder ve çeşitli veriler ortaya koyar...

Bu "Masal" mıdır?

 

Sizin edindiğiniz bilgilerin kaynağ nedir oysa?

İmamların, şeyhlerin, anne-babaların anlattıklarından başka birşey değil...

 

Tarihsel Materyalizm hakkında iki kelime bile bilmeden burada "Masaldır" deyip,

İslam hakkında bildiklerinize güvenmemizi isteyemezsiniz diye düşünüyorum...

 

Komik olan şu ki:

Anti-Demokratik davranıp Demokrasiyi,

Anti-Laik davranıp Laikliği,

Anti-Özgürlükçü davranıp Özgürlüğü,

Kadınları eşit görmeyerek yine de Kadın-Erkek Eşitlikçi

Davranabilen bir kesim var:

Dinci Kesim...

 

Sizde son derece Masalcı davranıp, Bilimsel bir yönteme "Masalcı" yakıştırması yapıyorsunuz.

Kendinizin Masalcı olmadığınızı iddia edebiliyorsunuz...

Yani yine aynı tepki sizde de var...

Alışıldık birşey bu, normaldir...

 

Zira yazınızda yazdığınız bilgi de yanlış...

İstediğiniz kadar iyi kalpli olun,

Tanrı'ya inanmıyorsanız gideceğiniz yer ilelebet Cehennemdir...

O kimselerin, sizin inancınıza göre Cennette yeri yoktur...

İyiliklerinin karşılığı yoktur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın haveran, İnananların diye ben cümle kurmuştum. Sizin masal dediğinize, inananların, birde mutlu sonla biten bir masalı olsa gerek değil mi? İnananlar kelimesini Tanrı’ya inanlar diye anlamalıydınız!

 

Babasını reddeden bir evladı nasıl ki babası evden kovarsa, tanımazsa, Tanrı’da kendi yarattığı ve kendini tanımayan, birlemeyen ve reddeden birini de herhalde cennetine almaması ve kovması da normaldir.

 

Sayın bilimselci, ben cinden felam bahsetmedim ve bu konuda bir cümle bile yazmadım. Ama siz kendi kendinize sormuş ve bilimsel bir şekilde de cevaplamışsınız maşalllah. :)

Kimse size Araplara inanın demiyor. Tanrı Arap’ta değil Acem de değil.. Hiçbir ırkın hiçbir ırka bir üstünlüğü yok. Hz. Muhammed’in bu söylemi Veda Hutbesi ile de sabittir.. İşin özü Tanrı’ya inanmaktır. Kuran da Araplara iman edin diye bir cümle yoktur..

 

İslam Tanrı’ya ve metafizik gerçeklere ve gönderdiği Peygamberlerine iman yani inanmaktan ibarettir ve Güzel ahlakı öğütler.

 

Gen bilimin ulaştığı seviye hepimizi heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor.

Tıb bilmine bizim bir itirazımız yok ki, olsa zaten İslam dünyasından yetişen tıp adamlarının kitapları yurt dışında okutulmazdı.

 

Sayın Tengerin; dine masal diyen bilimselciydi aynı cümleyi bende değiştirip tarihi materyalizm masalı dedim ve siz kükrediniz :)

Eğer bilimselci ve sizler de ta Hz. Ademle yeryüzünde söylenmeye başlayan Tek Tanrı inancına masal diyorsanız. Size tabiî ki gülerim ve bende sizin savunduğunuz fikirlere masal derim.

Ayrıca Materyalizme de benim masal demem sizi şaşırtmasın.. Bu zorunuza gitmesin.. Ne güzel siz konuşurken ve insanların inançlarına saldırırken her şey güzel hoş ama birisi aynı söylemi size yönlendirdiğinde hayır sen buna masal diyemezsin diyeceksiniz.. Ne güzelll..

 

Komik olan şu ki:

Anti-Demokratik davranıp Demokrasiyi,

Anti-Laik davranıp Laikliği,

Anti-Özgürlükçü davranıp Özgürlüğü,

Kadınları eşit görmeyerek yine de Kadın-Erkek Eşitlikçi

Davranabilen bir kesim var:

Dinci Kesim...

 

Evet böyle davranan dediğiniz gibi bir dini kesim var. Böyle davranan bir dini kesimin olması, bütün dindarların da aynı düşünceyi ve davranışı

Savunması anlamına gelmez. Bunu genellemek yanlış olur.

Zira ben hem demokrat hem cumhuriyetçi hem özgürlüklerden yana birisiyim ve yobazlığa şekilciliğe, her türlü sömürüye karşıyım. Sizin tabirinizle de dinciyim ve İslami bir sosyalistim. Buyurun bende Tanrı’ya inanan birisiyim ve yaptığınız genellemenin dışındayım. :)

 

Saygılar ve Selamlar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın haveran, İnananların diye ben cümle kurmuştum. Sizin masal dediğinize, inananların, birde mutlu sonla biten bir masalı olsa gerek değil mi? İnananlar kelimesini Tanrı’ya inanlar diye anlamalıydınız!

 

Pardon yanlış anlamışım.Biz zaten iyi de olsak cehennemlikiz. Tamam o halde beis yok. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın bilimselci, ben cinden felam bahsetmedim ve bu konuda bir cümle bile yazmadım. Ama siz kendi kendinize sormuş ve bilimsel bir şekilde de cevaplamışsınız maşalllah.

 

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir güzel kardeşim. Buna bilimde tüme varım ilkesi denir. Biz burada tartışmalarda kimleri görmedik ki? İnsancıl girer, egoist çıkar. Bilimci girer masalcı çıkar (senin metafizik gerçekler dediğin gibi). Yazını okudum da söylediğim gibi işte. Büyük ruhtan bahsetmeye başladın bile. Ha cin, ha ruh ikisi de soyut kavram değil mi? Kızılderilinin de ulu manitu kültürü var aynı değilmi?

 

Kimse size Araplara inanın demiyor. Tanrı Arap’ta değil Acem de değil.. Hiçbir ırkın hiçbir ırka bir üstünlüğü yok.

 

Bu konuda bilmediklerin var galiba. Tanrı Arabın değil Türkün, Yehva Yahudilerin, Manitu Kızılderililerin, Mazdah Zerdüştlerin, Allah ise Arapların kültürü. Vs. Ayrıca senin tapındığın ırkların üstünlüğünü söylüyor. Biz sizin dininizi sizden iyi biliyoruz. Dinci geçinenlerin büyük çoğunluğu (tamamına yakını) duydukları ile inanırlar.

 

Hz. Muhammed’in bu söylemi Veda Hutbesi ile de sabittir.. İşin özü Tanrı’ya inanmaktır. Kuran da Araplara iman edin diye bir cümle yoktur..

 

Kuranda olmayabilir. Bizim söylemediklerimizi söylüyorsun. Kuranda yazanlar tamamen o dönemin Arap kültürüdür. Bir miktarda o çağdaki o bölgenin diğer toplum kültürlerine değinir. Ama asla orta asyadaki kültüre değinemez çünkü bilemez.

 

İslam Tanrı’ya ve metafizik gerçeklere ve gönderdiği Peygamberlerine iman yani inanmaktan ibarettir ve Güzel ahlakı öğütler.

 

Sandığın gibi değil. Geçmişe yönelik yazıları okumalısın. Kuranda güzel ahlak(!) sanılan o döneme aittir. "Kölelerinize iyi davranın, komşun açken tok uyuma, vicdanlıca dövün" gibi.

 

Sayın Tengerin; dine masal diyen bilimselciydi aynı cümleyi bende değiştirip tarihi materyalizm masalı dedim ve siz kükrediniz

Eğer bilimselci ve sizler de ta Hz. Ademle yeryüzünde söylenmeye başlayan Tek Tanrı inancına masal diyorsanız. Size tabiî ki gülerim ve bende sizin savunduğunuz fikirlere masal derim.

 

Somuta dayandırılmayan her şey masaldır. Bak ben sana daha insancıl masal anlatayım. Tek tanrı fikri “ben” ci egoist bir düşüncedir. Aslında kabullenmeniz gereken çok tanrı düşüncesidir. Zira bunda paylaşımcılık vardır. Her şey benim diyen bir tanrı bencildir. İşte bu da bir masalcı mantık, ama biraz daha insancıl.

 

Ayrıca Materyalizme de benim masal demem sizi şaşırtmasın.. Bu zorunuza gitmesin.. Ne güzel siz konuşurken ve insanların inançlarına saldırırken her şey güzel hoş ama birisi aynı söylemi size yönlendirdiğinde hayır sen buna masal diyemezsin diyeceksiniz.. Ne güzelll..

 

İnançlılar sadece diğer insanlar tarafımdan kafasına kazıttıkları kadar konuşuyor. Sana tekrar pozitif mantıkla cevap vereyim. Ben uydurduklarımla ihtiyacımı karşılarım ama sen uydurduklarınla en ufak ihtiyacını karşılayamazsın. Gelecekte kendini aldatmanın dışında.

 

Evet böyle davranan dediğiniz gibi bir dini kesim var. Böyle davranan bir dini kesimin olması, bütün dindarların da aynı düşünceyi ve davranışı

Savunması anlamına gelmez. Bunu genellemek yanlış olur.

Zira ben hem demokrat hem cumhuriyetçi hem özgürlüklerden yana birisiyim ve yobazlığa şekilciliğe, her türlü sömürüye karşıyım. Sizin tabirinizle de dinciyim ve İslami bir sosyalistim. Buyurun bende Tanrı’ya inanan birisiyim ve yaptığınız genellemenin dışındayım.

 

Metafiziğin(masalın) 50. basamağında olmakla 60. basamağında olmanın sadece nicelik farkı var. Ama o bile iyidir. Hiç olmazsa oran olarak düşük basamakta olan biraz daha az masalcı oluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.