Φ AIRBUS Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Bazı arkadaşlar yaşar Nuri nin bizi kandırmadığını nereden bilelim gibi bazı sorular sormuşlar.eğer ilgilenirlerse ben şöyle özetleyeyim; Kandırılmamak için gözündeki ve gönlündeki zorlantıların,peşin kabullerin yarattığı at gözlüğünü çıkarıp çevrende olup bitenleri görmek için kendini eğiteceksin.Şöyle ki;Gönül verdiğin peşinden gittiğin insanın,zümrenin bir defa parayla ilişkisini iyi tahlil edeceksin;Hediyeye,mala ,mülke düşkün mü çoluğu çocuğu nerelerde ne kadar sermayelerle ne işler yapıyorlar,kimlerle ortaklar,paranın kaynağı nerden geliyor?Eşi ayda bir kere düzenli olarak günlük cirosu yüzbindoların üzerinde olan yabancı menşeili alışveriş merkezlerini kapatıyormu?Ülkeyi yönetiyorsa eğer ülkenin odan önceki iç-dış borç durumu neydi şimdi kaç katına çıktı ve neden böyle oldu?belki de tüm insanlığın ve dünyanın sonunu getirecek adımları sadece kendi refahı için hiç gözünü kırpmadan atan ve 80 yıl ertelenmiş tek ve en büyük hayalinin Aydınlık medeni Türkiye Cumhuriyetini akıllardan ve tarihten silerek tüm ortadoğudaki kaynaklara hükmetme gayesinde olan gözünü kan bürümüş ülke,ülkeler ve onların yöneticileriyle ilişkileri ne? geçmişi ne kökeni ne?kan bağları nerelere uzanıyor,iblisin ininde bolluk içinde yaşayan kanbağlıları var mı? Zeka ve bakış açını kuvvetlendirip Bunları iyi tahlil ederseniz emin olun sizi kimse kandıramaz..Yani korkmanın bir anlamı yok çaresi mevcut yapabilene..Sevgilerle Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Big Bang ve delilleri, yanlız bilim adamlarını yazarak belirteceğim; " Einstein,Hawking,Edwin Hubble,Lemaitre,Robert Dicke, Penzias ve Wilson,John Mather... Gerçekten de mühendislik harikası uydular, elektronik mucizesi bilgisayarlar, matematiğin yüksek uygulamaları birleşmiş ve hepsi beraber Big Bang?e destek vermiştir. Evrendeki tablo artık daha evvel hiç olmadığı kadar anlaşılırdır. Galaksilerin oluşumu için olması gereken küçük sıcaklık dalgalanmalarının bulunmasını, belki de bu dalgalanmaların olması gerektiğini ortaya koyanlar bile ummuyorlardı. Kozmik fon radyasyonunun olması gerektiğini teorik olarak ilk ortaya atan ?alfa-beta-gama? tezi tarihteki seçkin yerini almıştır. Penzias ve Wilson 1965?teki buluşları nedeniyle 1987?de Nobel ödülünü aldılar. Kozmik fon radyasyonunu ölçmek için milyonlarca dolar harcanarak uzaya gönderilen COBE uydusu ?fosil radyasyonu? çok duyarlı bir şekilde, sıcaklığıyla, çok küçük dalgalanmalarıyla ölçtü. Bazı fizikçiler bu ölçümü tüm zamanların en büyük buluşu olarak değerlendirdiler. Kozmik fon radyasyonunun bulunması ve bu radyasyonun incelenmesi Big Bang açısından çok önemlidir. Fakat kozmik fon radyasyonunun bize sunacağı daha başka deliller de olacaktır. Kısaca... Ayrıca entropi yasası, Big Bang?e alternatif olarak sunulan teorilerin yanlışlığını da göstermekte yararlı olmuştur. Evrendeki entropinin miktarını göstermekte kullanılan ölçüt fotonların (ışığın en küçük birimleri) sayısını, baryonların (atomun proton, nötron parçacıkları) sayısına bölmektir. Kozmik fon radyasyonuna bu işlemi uygularsak baryon başına 10 -10 luk bir entropi elde ederiz. Bu kadar yüksek bir entropi miktarı Durağan Durum (Steady-State) teorisi ile açıklanamaz, buna karşı evrenin yüksek sıcaklıkta bir başlangıcını öngören Big Bang teorisi ile bu yüksek entropi miktarı uyumludur. ?Evrenin bir sonu olduğu fikrine, sadece sonsuz hayata beslenen ümidin yerini, zamanda sürekli ilerleme fikriyle, acınası bir ikame girişiminde bulunan modern felsefe tahammül edemez? Modern felsefe, termodinamiğin ikinci kanunu altında enkaza dönmüştür; duruma tahammülsüzlük yaklaşımına ve bu tuzağın altında, acınası bir şekilde kıvranmasına, şaşmamak lazım.William Inge. Öbür yazdıklarınız "Sizin şahsi (kişisel)"yorumlarınız ve sizi bağlar... Saygılar... Verdiğiniz alıntılar bilim konusu altında gayet güzel irdelenebilir.Zaten hepimiz az çok bu tür şeyleri okuyoruz.Baştan beri benim Kuran'dan verdiğim örneklerin Bing Bang ve entropiye hangi oranda uyup,apaçık deliller teşkil edip etmediği ile,Big Bang'in artık kesin doğru kabul edilip edilmemesi konusu ayrı konular.Ansiklopedik bilgiler ile dini hükümlere ulaşmaya çalışmak tek taraflı olamaz,kişisel olarak kabul edilen teorilerde zerre kadar noktanın dahi inançla çelişmemesi gerekir.Ben de açıkça bunun ister istemez gayrisamimi metodlara gelip dayanacağını savunuyorum.Diyorum ki birileri çıkıp henüz bulunmamış çok önemli bir bilimsel gerçeği açıkça Kuran'a dayanarak keşfetsin,iddialar havada kalmasın. Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Sayin Artropod,sizi elestirecegim icin önceden affinizi rica ederim.Insan inanmayabilir inkarda edebilir bunlar o kisiye ait kisisel özgürlüklerdir,Sizin icinde bu gecerlidir,yani sizde inanip inanmamakta özgürsünüz,bence özgür olmadiginiz daha dogrusu kisisel özgürlük sinirlarinizi asan alan milyonlarca insanin inandigi bir inanca "koskoca bir yalan" yakistirmasini yapmaniz ve bunuda din adamlarinin ilan etmesini istemenizdir.Bu topic dini konulara ait degil ama mademki baslanmis bende birkac satirla görüsümü belirtmek istedim. **********Eger insan haklarina saygiliysak o zaman herkesin inancinada saygida kusur etmemeliyiz. saygilarla Sayın politika,ben ''Din koskoca bir yalandır,dürüstlüğü emrediyorsa önünde sonunda gelip kendisinin de yalan olduğunu kendi takipçileri eliyle itiraf etmelidir.'' derken bu basit bir hakaret olarak algılanırsa din konusundaki tartışma hangi kavramlar üzerinde yürütülebilir?Dinlerin kendileri inanmayanları zeka özürlü,anlamayan,batıl,yanmaya layık ilan ediyor mu etmiyor mu?Dinler geniş kitlelerce kabul edilirken onlara inanmayı kabul etmeyenler direk kötü ve ahlak yoksunu olarak ötekileştiriliyor mu ötekileştirilmiyor mu?Dinlerin her konuda çok masum olduğu savunulabilir mi? Örneğin ben buradan hıristiyanlığa ve papazlara gerçekten ağır ifadeler de kullandım.Lakin forum kuralları içerisinde düşünce ve ifade özgürlüğünü kuraldışılığa çıkarmadığım sürece tartışma adabının niteliğine herhangi bir zarar verdiğimi düşünmüyorum.Saygılar... Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Tüm sistemler, "İZM" ler, gerçeğin ancak bir parçasını elinde tutar. Gücünü bir öncekinin yanlış ve noksanından alır. Bir kaç parlak sloganla doğru'yu oynamaya çalışır. Genelde her yeni fikir yanlışda olsa bir süre için gerçek gibi görünür. Bu yüzden başlangıçta maya tuttu sanılır. Fakat yapayın ömrü azdır. Bir gözlem doğrular görünürken onu, bir süre sonra bir diğeri yalanlar, bir düşünce desteklerken,bir başkası çürütür. Gerçeğin yanında kısadır "YALANIN" ömrü.. Bir süre sonra bu yollar fosilleşir. Bir kaç sloganla beliren düşüncenin gerçekte ne olduğu, zaman labaratuarında deneyle doğrulanır... Küçük şey yoktur... ''-izm'' ile ''-cilik'' aynı şeydir.Bu anlamda dinler de ideolojiler de birilerinin söylediklerinin peşinden gitmek,onları doğru saymaktır.Birileri çıkar müslümanlığa da Muhammedcilik diyebilir pekala.İnanmayanlar Allah inancının da gücünü Al İlah putperestliğinden alıp onu soyuta atamak ve tartışılmaz kılmaktan aldığını savunur.Allah ile Tao'nun arasında soyuta atılıp tartışılmaz kılınmak açısından bir fark yoktur.Ama aynı inanç değildir.Onları tartışılmaz denilip de böylece çürütülemez kategorisine sokmak ancak inançlılar açısından bir anlam ifade eder.Bir müslüman açıkça Tao inancını çürütsün,nasıl çürütecek?Kendi metodu diğer dinlerde de var,ileriye dönük ceza,ödül,üstün bir varlığın verdiği görevler ve kavranamaz olması.3 Ortadoğu dininde de ayrıca bir Kıyamet inancı var ki böylece belirsiz bir süre boyunca beklenebilme kredisi ve çürütülemeyeceğini iddia edebilme kılıfı her an müracaat edilmek üzere köşesinde hazır. Saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Verdiğiniz alıntılar bilim konusu altında gayet güzel irdelenebilir.Zaten hepimiz az çok bu tür şeyleri okuyoruz.Baştan beri benim Kuran'dan verdiğim örneklerin Bing Bang ve entropiye hangi oranda uyup,apaçık deliller teşkil edip etmediği ile,Big Bang'in artık kesin doğru kabul edilip edilmemesi konusu ayrı konular.Ansiklopedik bilgiler ile dini hükümlere ulaşmaya çalışmak tek taraflı olamaz,kişisel olarak kabul edilen teorilerde zerre kadar noktanın dahi inançla çelişmemesi gerekir.Ben de açıkça bunun ister istemez gayrisamimi metodlara gelip dayanacağını savunuyorum.Diyorum ki birileri çıkıp henüz bulunmamış çok önemli bir bilimsel gerçeği açıkça Kuran'a dayanarak keşfetsin,iddialar havada kalmasın. Sorunda bu zaten, "DİN, KAİNATIN VE İNSANIN YARATILDIĞINI İDDİA EDER" Bilim'de, bilimsel bulgular, eşliğinde olayları araştırıp (labaratuvar,test) ortaya koyar (big bang,entropi,takyon,) materyalist,pozitivist düşünce,daha hala, durağan Evren modeli,tesadüf,sonsuzluk der,üstelik 19.yüz yıl verileri ile. Birde "EVRENİN GENİŞLEDİĞİNİN KESİN OLARAK İSPATLANDIĞI" 21. yüz yılda bunlara tekrar,tekrar deklare etmek, sanki materyalist düşünceye ileri sürdüğü "teori" leri haklılık payı kazandırırmış gibi izlenim vermez. Verdiğim alıntılara, karşı ileri sürülebilinecek sizin, ( Zaten hepimiz az çok bu tür şeyleri okuyoruz) bilimsel olarak ne var,yazın öğrenelim. KUR'AN dan verdiğiniz örneklere karşı,size yazdığım cevabi yazıları bir daha okumanızı isterim (objektif olarak) bakalım cevap verilmişmi,verilmemişmi. Kişisel olarak kabul edilen teoriler demekle,eğer (Einstein,Hawking,Edwin Hubble,Lemaitre,Robert Dicke,Penzias ve Wilson,John Mather"bir kısmı") bilim adamları kastediliyorsa oda sizin kişisel teorik kurgunuz. Bende; derimki materyalist, düşünceden birileri çıkıpta (Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47). aksi bir bilimsel bir kanıt ortaya koysunda, inananlarda ya bu materyalistlerin iddiaları'da tutarlı, imiş diyelim... izm'' ile ''-cilik'' aynı şeydir.Bu anlamda dinler de ideolojiler de birilerinin söylediklerinin peşinden gitmek,onları doğru saymaktır.Birileri çıkar müslümanlığa da Muhammedcilik diyebilir pekala.İnanmayanlar Allah inancının da gücünü Al İlah putperestliğinden alıp onu soyuta atamak ve tartışılmaz kılmaktan aldığını savunur.Allah ile Tao'nun arasında soyuta atılıp tartışılmaz kılınmak açısından bir fark yoktur.Ama aynı inanç değildir.Onları tartışılmaz denilip de böylece çürütülemez kategorisine sokmak ancak inançlılar açısından bir anlam ifade eder.Bir müslüman açıkça Tao inancını çürütsün,nasıl çürütecek?Kendi metodu diğer dinlerde de var,ileriye dönük ceza,ödül,üstün bir varlığın verdiği görevler ve kavranamaz olması.3 Ortadoğu dininde de ayrıca bir Kıyamet inancı var ki böylece belirsiz bir süre boyunca beklenebilme kredisi ve çürütülemeyeceğini iddia edebilme kılıfı her an müracaat edilmek üzere köşesinde hazır.Saygılar... Bir "MÜSLÜMAN" başka bir inancı çürütmek için uğraşmaz, sonra " DİN" veya Dinler söylediklerinin peşinden gelinmesini ister "DOĞAL" olarak "ideolojilere" ne oluyorki, peşlerinden gidip,söylediklerini doğru sayalım.Birileri Müslüman'lığa (MUHAMMED'CİLİK) (haşa) diyor zaten ve görünen o'ki başarılı olamıyor, yazdığınız yazıdan belli ( Allah inancının da gücünü Al İlah putperestliğinden alıp onu soyuta atamak ve tartışılmaz kılmaktan aldığını savunur.) Bir kere semitik dinler tarihini iyi okumak gerekir, "VAHY" dinleri, putperestliği reddeder,zaman içinde kendi aralarında şirk'e bulaşmış olanları olabilir ama hiç bir zaman "ALLAH c.c." inancının temeli Alilah (putperest) menşeili demek, değildir, üstelik soyut,somut kavramları ile "İSLAM" uğraşmaz kişinin (inanmak isteyen veya istemeyen'in) "AKLI" ile karar verip inanmasını ister, malumunuz " AKIL,İRADE,BİLİNÇ) materyalist felsefede tartışılmaz nede olsa "SOYUT" kavramlar..Kıyamet; İnancı var ve bu Kainatın sonlu olduğu bilimsel verilerlede kanıtlandığından ( big bang vs vs) dahada bir anlam ifade ediyor ( yeni bir yaşam) sizde ne var durağan evren modelinden başka..Tao,şintoizm,budizm,vs vs her inanç, inananını bağlar "İSLAM" Kainata,hitap eder Evrenseldir bu itibarla,yerelleşmelerle uğraşmaz.. Saygılar... Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Dinde bayanın ifade imkanı yok demek yanlış bir görüş .Eğer ortamda,dinde ileri gitmiş, hani bizim takva dediğimiz olguda üstün erkekler varsa,haklısınız konuşmak biz bayanlara çok düşmüyor,hatta çoğu konuyu erkeklerimizin bize öğretilerinden öğreniyoruz denilebilir dinlerde.Kutsal Kitaplarda,kadına böyle ortamlarda çokta konuşma hakkı tanınmıyor ve susmak tavsiye ediliyor.Ama unutmayın ki,bizler her ne koşulda olursa olsun,hakkı savunmakla emrolunuyoruz.Yani ortamda dine aykırı bir durum,kendi algımızda din ile Allahın emri ile çelişen bir durum varsa ,bir tartışma esnasında haklı olan karşı taraf ,haksız olan kendi tarafımızdan biri bile olsa,hakkı söylemekle yükümlüyüz.Camilerimizin ya da ilahiyatçılarımızın çoğunda,malesef dinle alakası olamayan hadissel öğretiler ağır bastığından ,bence kadınlı erkekli Kuran yakınen ehline olan ihtiyaç her geçen gün daha bir aciliyet kazanmakta.Fikirlerimi şu anki mevcut haksız durumlarda erkeklere karşı savunabilir,tartışabilirim korkmadan,ama tartıştığım ortama Kuran ehli bir erkek gelip,benim adıma benim savunmamı yaptığında susmayı ve ortamı ona bırakmayı uygun bulurum.Gibi bişey işte,bu konu fazla derin ve anlatımı zayıf kalan bir olgu.Olayın özüyse tamamen biyolojik aslında Yani kutsal görülen kitaplara ve kaynağı itibarıyla Allah'a göre din konusunda bilgili erkeğin konuştuğu yerde kadın ondan daha bilgili de olsa susmalı mıdır?Böyle durumlarda her zaman erkek kadından daha mı fazla söz sahibidir din hakkında konuşulurken?Neden bayanlar illa erkeklerden öğrensin merak ettiği konuları,inancın böyle bir özelliği olabilir mi?Biyolojik açıdan bir bayan bir erkekten daha narin,güç açısından daha zayıf olabilir ama hangi gururlu bayan ''Ben konuşmayayım,haddimi bileyim.Aman şöyle oturayım,bu adam kesin benden daha iyi biliyor inancı,iyisi mi bundan öğreneyim.'' demesine rağmen kişiliğini sağlamlaştırabilir?Zeka ve analiz yeteneği pekala ki birçok erkekten çok daha üstün çok bayan vardır.Ayrıca kimin daha çok inanca sahip olduğunu ölçen bir alet de olmadığına göre bu konuda şu cinsiyet daha güvenilirdir,gibi bir ayrıma gitmek Ortadoğu'nun geleneksel anlayışının bir yansıması olabilir ancak. Pardon saygı konusunu atlamışım bu arada,bırakın saygıyı dindar olamazsın diye islami bi kaç siteden atıldığım oldu..Hadisleri reddettiğim için ,asla dindar olamazsın diyen nice müslüman çıkar saysak.Ha aynı oranda sizde her ateisti kendiniz kadar saygılı düşünmeyin lütfen.Nice kanalda,bu forumda ki gibi seviyenin korunmadığı nice alanda, normal bizim gibi dindarlara ne yaklaşımlar ne saygısızlıklar gördüm. Onlara bakıp ateist genellemesine mi gideyim,asla.Hele hele arada nice deist var ki,benim için değerlerini anlatamam,Rabbim kalplerini Kurana açsın. Kısacası saygılar bizsel olgular bence. Siz iyisiniz ya da bir Muki iyi ya da bir Demirefe çok değerli ama bu demek değil ki, herkes eşit değerde sizden hareketle.. Tıpkı bizlerden bazılarının iyi olmasının,dinimiz adına oluşmuş kötü önyargıya yetmemesi gibi aynı oranda. Ortada ki felsefe ya da ideoloji ile,insan davranışının sonuçları ayrılmadıkça kafalarda,zaten bölünme ve sürekli savaşlılık hali tüm dünya için kaçınılmaz.Yani siz gibi olmayana dayatma her alanda sıkıntı ve medeniyet karşıtı.Evrensel bir olguya ne zaman ulaşılır,onunda vakti Allah katında.. Birbirini karşılıklı anlamaya çalışmak ve fikirleri karşılıklı tartmak konusu gerçekten çok ince bir konu.Bence de bu forumda böylesine kritik konularda yine de mümkün olduğunca az kişiselleştirme oluyor.Eğer inançsız biri ''Siz bunlara inandığınız için şöylesiniz böylesiniz,senden şu olmaz bu olmaz,haydi anca gidersin,benimle muhattap bile olamazsın.'' tarzında ifadeler kullanırsa öyle birinin inançlı olup olmaması ve ne düşünüp düşünmediğinin hiçbir önemi yoktur.Kişisel bir hınç sergilemektedir sadece.Aynı şey tabi ki inançlı biri için de aynen geçerlidir.Çıkıp da ''Sen inanmıyorsun ama al bakalım şu ayet senin nasıl cehenneme atılacağını öyle güzel yazmış ki,gerisini sen düşün.Hadi bakalım,hesap günü gelince öbür tarafta görüşürüz.'' gibi şeyler yazarsa o da tartışmayla tamamen alakasız yerlere gidilmesine sebep olur.Sadece fikirler teorik temelde tartışıldığında ortaya yararlı birşeyler çıkabilir.Yani tartışanların birbirine ilkel bir şekilde taş atmak yerine çekişmeli bir tenis maçına girişmeleri gerekir.Yazdığınız gibi,birçok forumda yazılar sadece birbirine taş atıp kafa göz yarmak üzerine şekilleniyor.Ama burada ben en azından düşüncelerin belli bir derecede birbirini daha sağlıklı tanıyabildiğini ve şekillenebildiğini düşünüyorum. Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Bu arada çatır çatır cızbız olup olmayacağınız kararını Allah verecektir.Siz insan olarak iyi olup olmadığınızın sorgusunda etrafınıza iyi oldukça hele hele ailenize anne babanıza,Rabbimin yolları hiç belli olmaz.Allah seçerse ve kurtarırsa ne mutlu size,Allah daha kötü bir insan olmanıza izin verirse de artık ,sadece elden dua gelir ama ,aması bile Allahın takdirinde..Hüküm O nun,O ne dilerse siz o olacaksınız. Şu anki haliniz kadar. Şöyle söyleyim,zamanında Turan etkili olmsaydı,şimdi ki başımın tacı Kuran olmayacaktı belki..Anlamak için ha deyince olmuyor bu işler,epey hem de epey bir zaman alabiliyor,ama bazende hiç ummadık anda ha deyince oluveriyor.Dedim ya,Allah ın yollarına akıl ermez,O ne dilerse öyle olur.. Şu cızbız meselesini izninizle latife olarak alıyorum.Artık,inanca göre,cehenneme atılma ihtimalimiz fazla olsa da kimse bizi köfte yapıp yemez herhalde Saygılar... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Bu arada çatır çatır cızbız olup olmayacağınız kararını Allah verecektir.Siz insan olarak iyi olup olmadığınızın sorgusunda etrafınıza iyi oldukça hele hele ailenize anne babanıza,Rabbimin yolları hiç belli olmaz.Allah seçerse ve kurtarırsa ne mutlu size,Allah daha kötü bir insan olmanıza izin verirse de artık ,sadece elden dua gelir ama ,aması bile Allahın takdirinde..Hüküm O nun,O ne dilerse siz o olacaksınız. Şu anki haliniz kadar. Şöyle söyleyim,zamanında Turan etkili olmsaydı,şimdi ki başımın tacı Kuran olmayacaktı belki..Anlamak için ha deyince olmuyor bu işler,epey hem de epey bir zaman alabiliyor,ama bazende hiç ummadık anda ha deyince oluveriyor.Dedim ya,Allah ın yollarına akıl ermez,O ne dilerse öyle olur.. Yazınızı okuyorumda... Hayrete düşüyorum... Bakın şimdi... Diyorsunuz ki... 'çatır çatır cızbız olup olmayacağın kararını Allah verecektir... Yahu nereden biliyorsunuz böyle olacağını. tam bir ******** bir şekilde ne de güzel teorize ediyorsunuz olmayacak şeyleri... Diyorsunuz ki... 'Allah seçerse ve kurtarırsa ne mutlu size'... Olacak şey değil... Düşünün bir kere Allah birilerin seçiyor ve onu ödüllendiriyor veya cezalandırıyor... Yani birilerini kayırabiliyor... Olabilirmi böyle birşey arkadaşlar... Hayrıca bir insanın kötü olmasına bile Allah belirliyor ve bizde ona dua etmekten başka birşey düşmüyormuş... Olmaz böyle bir mantık... yok artık.. Arkadaşım Allah'ın bu dünyada ceza öngörmediği kimi günahlar için olur olmadık cezalar kesmek, hele de "ölüm" gibi telafisi mümkün olmayan "ağır cezalar" ihdas etmek, hem insan haklarına aykırıdır hem de "imtihanın sırrı"na.. Yeryüzünü cehenneme dönüştüren bu tür anlayışlar ve uygulamalar, İslamiyetin pak alnına sürülen kara bir lekedir ve dediğim gibi anlamsızlığı ve mantıksızlığı teorize edip inanmamızı beklemeniz ise kusura bakmayın söylenebilecek birşey bulamıyorum... Saygılar... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Sayın politika,ben ''Din koskoca bir yalandır,dürüstlüğü emrediyorsa önünde sonunda gelip kendisinin de yalan olduğunu kendi takipçileri eliyle itiraf etmelidir.'' derken bu basit bir hakaret olarak algılanırsa din konusundaki tartışma hangi kavramlar üzerinde yürütülebilir?Dinlerin kendileri inanmayanları zeka özürlü,anlamayan,batıl,yanmaya layık ilan ediyor mu etmiyor mu?Dinler geniş kitlelerce kabul edilirken onlara inanmayı kabul etmeyenler direk kötü ve ahlak yoksunu olarak ötekileştiriliyor mu ötekileştirilmiyor mu?Dinlerin her konuda çok masum olduğu savunulabilir mi? Örneğin ben buradan hıristiyanlığa ve papazlara gerçekten ağır ifadeler de kullandım.Lakin forum kuralları içerisinde düşünce ve ifade özgürlüğünü kuraldışılığa çıkarmadığım sürece tartışma adabının niteliğine herhangi bir zarar verdiğimi düşünmüyorum.Saygılar... Sizi tartisma adabini bozmakla suclamadim vede suclayamam,inansin veya inanmasin kimsenin kimseye müdahale hakki olamaz bu benim görüsüm,ben inaniyorsam kendime siz inanmiyorsaniz kendinizedir.önemli olan dostluk ve saygi icersinde tartisabilmektir,özelimiz kendimizi ilgilendirir.Tekrar affinizi rica ederim. saygilarla Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Sorunda bu zaten, "DİN, KAİNATIN VE İNSANIN YARATILDIĞINI İDDİA EDER" Bilim'de, bilimsel bulgular, eşliğinde olayları araştırıp (labaratuvar,test) ortaya koyar (big bang,entropi,takyon,) materyalist,pozitivist düşünce,daha hala, durağan Evren modeli,tesadüf,sonsuzluk der,üstelik 19.yüz yıl verileri ile. Birde "EVRENİN GENİŞLEDİĞİNİN KESİN OLARAK İSPATLANDIĞI" 21. yüz yılda bunlara tekrar,tekrar deklare etmek, sanki materyalist düşünceye ileri sürdüğü "teori" leri haklılık payı kazandırırmış gibi izlenim vermez. Verdiğim alıntılara, karşı ileri sürülebilinecek sizin, ( Zaten hepimiz az çok bu tür şeyleri okuyoruz) bilimsel olarak ne var,yazın öğrenelim. KUR'AN dan verdiğiniz örneklere karşı,size yazdığım cevabi yazıları bir daha okumanızı isterim (objektif olarak) bakalım cevap verilmişmi,verilmemişmi. Kişisel olarak kabul edilen teoriler demekle,eğer (Einstein,Hawking,Edwin Hubble,Lemaitre,Robert Dicke,Penzias ve Wilson,John Mather"bir kısmı") bilim adamları kastediliyorsa oda sizin kişisel teorik kurgunuz. Bende; derimki materyalist, düşünceden birileri çıkıpta (Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47). aksi bir bilimsel bir kanıt ortaya koysunda, inananlarda ya bu materyalistlerin iddiaları'da tutarlı, imiş diyelim... İletilerinizde sürekli Zariyat 47'den örnek veriyorsunuz ama farkındaysanız sizinle Zariyat üzerine tartışmamaktayız.Benim Big Bang ile sizin de entropi yasaları ile ilgili yazdıklarınız üzerine tekrar sadeleştirebilmek adına şöyle yazayım o zaman: - Big Bang ile ''Dünya'nın tüm yaratılma ve düzenlenme işinin bitirildikten sonra göğün henüz halen duman halinde olması ve bir düzen içermemesini apaçık olarak ne şekilde bağdaştırıyorsunuz? - Entropi yasalarını kesin bilimsel olarak kabul ediyor musunuz?Termodinamiğin birinci yasasını 'Allah'ın evrende sürekli birşeyleri yaratıp yok ediyor olması' ile apaçık olarak nasıl bağdaştırıyorsunuz? Bunlar tam olarak net bir şekilde ortaya konulursa,7 kat göğün atmosfer tabakalarıyla alakasının olmadığı üzerinde anlaştığımız gibi belki bazı şeyler üzerinde de anlaşabiliriz. Bir "MÜSLÜMAN" başka bir inancı çürütmek için uğraşmaz, sonra " DİN" veya Dinler söylediklerinin peşinden gelinmesini ister "DOĞAL" olarak "ideolojilere" ne oluyorki, peşlerinden gidip,söylediklerini doğru sayalım.Birileri Müslüman'lığa (MUHAMMED'CİLİK) (haşa) diyor zaten ve görünen o'ki başarılı olamıyor, yazdığınız yazıdan belli ( Allah inancının da gücünü Al İlah putperestliğinden alıp onu soyuta atamak ve tartışılmaz kılmaktan aldığını savunur.) Bir kere semitik dinler tarihini iyi okumak gerekir, "VAHY" dinleri, putperestliği reddeder,zaman içinde kendi aralarında şirk'e bulaşmış olanları olabilir ama hiç bir zaman "ALLAH c.c." inancının temeli Alilah (putperest) menşeili demek, değildir, üstelik soyut,somut kavramları ile "İSLAM" uğraşmaz kişinin (inanmak isteyen veya istemeyen'in) "AKLI" ile karar verip inanmasını ister, malumunuz " AKIL,İRADE,BİLİNÇ) materyalist felsefede tartışılmaz nede olsa "SOYUT" kavramlar..Kıyamet; İnancı var ve bu Kainatın sonlu olduğu bilimsel verilerlede kanıtlandığından ( big bang vs vs) dahada bir anlam ifade ediyor ( yeni bir yaşam) sizde ne var durağan evren modelinden başka..Tao,şintoizm,budizm,vs vs her inanç, inananını bağlar "İSLAM" Kainata,hitap eder Evrenseldir bu itibarla,yerelleşmelerle uğraşmaz.. Saygılar... Dinlerde de söylenenlerin kesin doğrular olduğu,ideolojilerde de aynı şekilde ileri sürülenlerin doğru olduğu savunulur.İkisinin de peşinden giden çoktur.Ayrıca daha öncesinde yazdığım gibi daha İsa'nın yaşayıp yaşamadığı,ona hangi incilin verildiği,bunun nerede olduğunu ortaya koyamayanlar vahiy alındığına kesin bir şekilde inanıyorlar.Yani inanç,tahmin,rivayet,kanı.Materyalist felsefede akıl,irade,bilincin tartışılmadığını nereden çıkardınız onu merak ettim doğrusu.Asıl birşeylerin tartışılmaz ilan edildiği alanın din olduğunu biliyoruz,bu anlamda din bu argümanlarla savunulabilecek durumda değildir.Bu arada Kıyamet gibi metafiziksel bir iddia ile evrenin sonu gibi astronomik bir zaman sonra beklenen birşeyi aynı kabul etmek de sizin bakış şeklinize kalmış.Saygılar... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Yazınızı okuyorumda...Hayrete düşüyorum... Bakın şimdi... Diyorsunuz ki... 'çatır çatır cızbız olup olmayacağın kararını Allah verecektir... Yahu nereden biliyorsunuz böyle olacağını. tam bir ******** bir şekilde ne de güzel teorize ediyorsunuz olmayacak şeyleri... Diyorsunuz ki... 'Allah seçerse ve kurtarırsa ne mutlu size'... Olacak şey değil... Düşünün bir kere Allah birilerin seçiyor ve onu ödüllendiriyor veya cezalandırıyor... Yani birilerini kayırabiliyor... Olabilirmi böyle birşey arkadaşlar... Hayrıca bir insanın kötü olmasına bile Allah belirliyor ve bizde ona dua etmekten başka birşey düşmüyormuş... Olmaz böyle bir mantık... yok artık.. Arkadaşım Allah'ın bu dünyada ceza öngörmediği kimi günahlar için olur olmadık cezalar kesmek, hele de "ölüm" gibi telafisi mümkün olmayan "ağır cezalar" ihdas etmek, hem insan haklarına aykırıdır hem de "imtihanın sırrı"na.. Yeryüzünü cehenneme dönüştüren bu tür anlayışlar ve uygulamalar, İslamiyetin pak alnına sürülen kara bir lekedir ve dediğim gibi anlamsızlığı ve mantıksızlığı teorize edip inanmamızı beklemeniz ise kusura bakmayın söylenebilecek birşey bulamıyorum... Saygılar... Sayın Artropod ile olan diyologumuzu yeterince anlamadığınızı düşünüyorum,yeniden ikimizin yazışmalarına bakmanızı önerim.Allahın seçme kavramını oturtmanız için Kitaplarına imanlı olmanız gerekir ki değilsiniz,anlamadığım tek şey nasıl oluyorda başka bir sayfada ilkel olarak tanımladığınız bir Kitap için bu sayfada İslamın pak alnından bahsediyorsunuz.Bazen öyle yazılarınıza denk geliyorum ki ,inançlı olup olmadığınız bile muallakta kalıyor.Açarsanız tam düşüncelerinizi sevinirim.. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Bazen öyle yazılarınıza denk geliyorum ki ,inançlı olup olmadığınız bile muallakta kalıyor.Açarsanız tam düşüncelerinizi sevinirim.. Sevgili arkadaşım... Dini inancımı ne olduğunu öğrenmek istiyorsunuz... Kısaca anlatıyorum... Üç büyük dini araştıran biri olarak (tam olarak olmasada) şunu söyleyebilirim... Bir dine inananlar (erhangibiri olabilir farketmez) bunlarda gözle görülen bir gerçek var ve hemen hemen tümü delil, gözlem, bilimsel doğrulama yöntemleri, vs. gibi yönlerini maalesef görmezler/görebilme isteği bile yoktur. Diğer bir geçek ise bir dine inananlar genelde bilimi ve bilimsel yöntemleri bilmemekten kaynaklanır. Bunun da nedeni bilmezler ki, bilimde teoriler tercihe göre kabul veya red edilmez, bilimde karşıt görüşlüleri bile ikna edecek düzeyde somut kanıt ortaya çıkmadan bir fikir benimsenmez olduğudur ki bu da benim yöntemimdir... (yani labaratuara girerken önlüğümü giyer dini kapının dışında tutarım...)Saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Big Bang ile ''Dünya'nın tüm yaratılma ve düzenlenme işinin bitirildikten sonra göğün henüz halen duman halinde olması ve bir düzen içermemesini apaçık olarak ne şekilde bağdaştırıyorsunuz? Bih bang; büyük patlama:evrenin yaklaşık 12,15 milyar yıl önce sonsuz yoğun ve sonsuz sıcak bir noktanın patlamasıyla meydana gelmiştir. bilimsel teori.galaksiler nebulalar ve yıldızlararası plazmanın bu şekilde meydana geldiğini söyler. bu ilk infilaktan bu yana çok daha küçük patlamalar halen devam etmekte ve evren, genişleyip büyümeye devam etmektedir.Burası böyle. Dünya'nın, yaşının; yaklaşık olarak 4.6 milyar yıl olduğu söylenir.İzafiyet teorisine göre zaman izafidir, mutlak bir kavram değildir. Buna göre evrenin başlangıcı ile evrenin herhangi bir aşamasındaki milyarlarca sene arasındaki fark önemsizdir.Burada artık şunu görüyoruz, Big bang;'ın evrenin yalnızca yoktan varedildiğini değil, aynı zamanda çok planlı, düzenli ve kontrollü bir biçimde varedildiğini göstermektedir. Dünya’mızın yaratılışını sağlayacak şekilde ALLAH ın Big Bang’i baştan ayarladığını söylemekle, Big Bang’den on milyar yıl sonra ALLAH’ın müdahale ederek Dünya’yı yarattığını söylemek arasında ciddi bir fark kalmamıştır.Şimdi;( Fussilet 10- Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti.) Fussilet,10. Ayet'te yazıldığı gibi Dünya'da bunlar yapıldığında (Gök'ün) duman (gaz) hali oluşu (güneş sistemi) hakkında "AKSİ" bir "BİLİMSEL" belge,varmı.Sonra Dünya yaşı; 4.6 milyar yıl olduğu söylenir,buradan hareketle, güneş sistemi ve Dünya, oluşum halindedir yani "DUMAN,GAZ" şimdi bilimsel, bir veri yazacağım, (izafiyet, teorisi bağlamında'da düşünülebilir) " Dünya'da şu ana kadar bulunan en yaşlı kayaç, metamorfik yani başkalaşım kayacı olan Acasta Gnaysları'dır.Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarındaki Acasta Gnays kompleksi'nin 4.03milyar yıl yaşında olduğu radyometrik tarihlendirme yöntemi ile hesaplanmıştır" Demekki,Fussilet Suresi,11. Ayet. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler." " DOĞRUDUR VE APAÇIKTIR." Entropi yasalarını kesin bilimsel olarak kabul ediyor musunuz?Termodinamiğin birinci yasasını 'Allah'ın evrende sürekli birşeyleri yaratıp yok ediyor olması' ile apaçık olarak nasıl bağdaştırıyorsunuz? Entropi; yasasını benim kabul edip,etmemem eğer merak konusu ise "EVET" ve Bilim'de evet diyor. Termodinamiğin birinci yasasına bu kadar inananların "KARADELİK" olayınada biraz kafa yormaları gerekir zannedersem... Bunlar tam olarak net bir şekilde ortaya konulursa,7 kat göğün atmosfer tabakalarıyla alakasının olmadığı üzerinde anlaştığımız gibi belki bazı şeyler üzerinde de anlaşabiliriz. Aslında; sizinle 7 kat "GÖK" ve "ATMOSFER" hakkında, anlaştığımız, sizin fikriniz cevabi yazılarımda açıklamıştım... Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. (Enbiya Suresi, 33). Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin (Allah'ın) takdiridir. (Yasin Suresi, 38). Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.'lik muazzam bir hızla hareket etmektedir. Bu, kabaca bir hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin km. yol katettiğini gösterir. Atmosfer değil... Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Bih bang; büyük patlama:evrenin yaklaşık 12,15 milyar yıl önce sonsuz yoğun ve sonsuz sıcak bir noktanın patlamasıyla meydana gelmiştir. bilimsel teori.galaksiler nebulalar ve yıldızlararası plazmanın bu şekilde meydana geldiğini söyler. bu ilk infilaktan bu yana çok daha küçük patlamalar halen devam etmekte ve evren, genişleyip büyümeye devam etmektedir.Burası böyle. Dünya'nın, yaşının; yaklaşık olarak 4.6 milyar yıl olduğu söylenir.İzafiyet teorisine göre zaman izafidir, mutlak bir kavram değildir. Buna göre evrenin başlangıcı ile evrenin herhangi bir aşamasındaki milyarlarca sene arasındaki fark önemsizdir.Burada artık şunu görüyoruz, Big bang;'ın evrenin yalnızca yoktan varedildiğini değil, aynı zamanda çok planlı, düzenli ve kontrollü bir biçimde varedildiğini göstermektedir. Dünya?mızın yaratılışını sağlayacak şekilde ALLAH ın Big Bang?i baştan ayarladığını söylemekle, Big Bang?den on milyar yıl sonra ALLAH?ın müdahale ederek Dünya?yı yarattığını söylemek arasında ciddi bir fark kalmamıştır.Şimdi;( Fussilet 10- Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti.) Fussilet,10. Ayet'te yazıldığı gibi Dünya'da bunlar yapıldığında (Gök'ün) duman (gaz) hali oluşu (güneş sistemi) hakkında "AKSİ" bir "BİLİMSEL" belge,varmı.Sonra Dünya yaşı; 4.6 milyar yıl olduğu söylenir,buradan hareketle, güneş sistemi ve Dünya, oluşum halindedir yani "DUMAN,GAZ" şimdi bilimsel, bir veri yazacağım, (izafiyet, teorisi bağlamında'da düşünülebilir) " Dünya'da şu ana kadar bulunan en yaşlı kayaç, metamorfik yani başkalaşım kayacı olan Acasta Gnaysları'dır.Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarındaki Acasta Gnays kompleksi'nin 4.03milyar yıl yaşında olduğu radyometrik tarihlendirme yöntemi ile hesaplanmıştır" Demekki,Fussilet Suresi,11. Ayet. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler." " DOĞRUDUR VE APAÇIKTIR." Hem zamanın ve evrendeki herşeyin Big Bang ile başladığını savunan,sonra da işlerine gelmediğinde milyarlarca yılı önemsiz diye bir tarafa atmaya çalışan Akıllı Tasarımcıların sitelerindeki düşüncelerini taşımışsınız buraya.Diyorlar ki ''İzafiyet teorisine göre zaman izafidir,mutlak bir kavram değildir.'' Bunu neyle ilgili olarak söylüyorlar acaba?Evrende herhangi bir olayın diğerinden sonra olmuş olmasının,zamanın başlangıcını Big Bang ile açıklamanın Kuran'a atfedilmesinin İzafiyet teorisi ile ne ilgisi olabilir?Allah'ın yaratması da mı izafi,Allah da mı bu teorinin içinde yani?Meselenin özü olayların sıralamasıdır.Zamanın algılanma açısı ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Fussilet 11 : ''Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.'' 'Sonra' sözcüğü de zaman belirtmiyorsa,''milyarlarca yıl (yaklaşık 10 milyar) izafidir,önemsizdir'' yorumları yapılıyorsa artık biz ne üzerine yorum yapıp tartışalım. Bir kere hiçbir bilimsel teoriye ve kabule göre Dünya hepten bitkilerle,meyvelerle,dağ oluşumlarıyla düzenini tamamladıktan sonra onun dışındaki uzayın halen topyekün şekilde bir gaz halinde olması olasılığı yoktur.Apaçık olan budur.Akıllı tasarımcılar bilim inançlarına uıysun diye belki yakında zamanı tersine döndürmeye de çalışırlar.Ama bilim niyete göre değil,niyetler bilime göre şekillenmelidir. Canı istediği zaman izafilikten bahseden tasarımcılar örneğin Nebe 12'de ''Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.'' cümlesinde uzayda üst alt diye kavramlar olabileceğini de kabul ediyorlar mı acaba? Entropi; yasasını benim kabul edip,etmemem eğer merak konusu ise "EVET" ve Bilim'de evet diyor. Termodinamiğin birinci yasasına bu kadar inananların "KARADELİK" olayınada biraz kafa yormaları gerekir zannedersem... Yaratılma yokedilme açısından bir açıklama içermese de iletinizde entropiyi bilimsel olarak kabul ediyorsunuz en azından. Karadelikler sürekli incelenen,heyecan verici bir konu.Bu konuda NTVMSNBC sitesinden alıntıladığım bir haber yararlı olacaktır: ''Atom parçacık teorisi maddenin hiçbir zaman 'yok' olamayacağını, ancak 'dönüş'ebileceğini söylüyor. Hawking ise kara deliklerin içinde maddelerin yok olduğunu iddia ediyordu. Hawking, kara deliklerin tüm moleküler içeriği yok edeceği ve geriye sadece radyasyon kalacağını öne sürüyordu. Bu iki doğa teorisi birbirlerine zıttı. Kara delikler parçacık teorisine, parçacık ise kara deliklerin yapısına ters düşüyordu. 'Yeni Hawking teorisi' kara deliklerin içinde giren maddelerin geri elde edilebileceğini savunuyor, kısaca paradoks şimdilik parçacık teorisi lehine çözülmüş oluyor. 'Yeni Hawking teorisi', parçacık fizik kuramlarına yakın duruyor. Parçacık fizikçiler, kara delikler tarafından yutulan maddelerin sanıldığı gibi 'yok' olmayacağı, eninde sonunda mutlaka başka bir yeni maddeyi açığa çıkaracaklarını savunuyorlardı. Bilim adamları, bu önermeye istinaden kara deliklerin çıkardıkları ışınlara bakarak gelecekte deliğin o ana dek neleri 'yuttuğunu' çıkarabilecekler. En azından teoride. Hawking'in önceki teorileri alt üst eden yeni kuramı ayrıca bilim dünyasındaki en spekülatif iddialarından birini de çözmüş oldu. 1997 yılında Hawking ve Caltech profesörü Kip Thorne ile yine Caltech fizikçisi John Preskill arasında açılan iddia sonuçlandı. Hawking ve Thorne kara delikler tarafından yutulan bir maddenin bir daha ele geçirilemeyeceği ve sonsuza dek bu evrenden yok olacağını iddia etmişlerdi. Parçacık fizikçi Preskill ise içeri giren maddenin yok olamayacağı ve doğru bir kuantum fiziği ile geri elde edilebileceğini savunmuştu. Hawking, konuşmasının sonunda Preskill'in iddiayı kazandığını kabul ederek, ödül olan beyzbol kitabını kendisine hediye etti. Hediyesine sevindiği söyleyen Preskill'in yanıtı ise, 'Pekiyi, bundan sonra sevgili dostumla neyi tartışacağız?' oldu.'' Bilimin sürekli gelişme sürecinde olması özelliği inançlar açısından apaçıklığa sürekli engel teşkil edebiliyor.Önceden de yazdığım gibi,yarın öbür gün bilimadamları hangi teorilerle ortaya çıkarlar,bilinmez. Aslında; sizinle 7 kat "GÖK" ve "ATMOSFER" hakkında, anlaştığımız, sizin fikriniz cevabi yazılarımda açıklamıştım... Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. (Enbiya Suresi, 33). Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin (Allah'ın) takdiridir. (Yasin Suresi, 38). Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.'lik muazzam bir hızla hareket etmektedir. Bu, kabaca bir hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin km. yol katettiğini gösterir. Atmosfer değil... Atmosfer tabakaları konusunu da tekrar hatırlayalım bari: ...Burada duman halinde var olan gök yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır. Yeni bir yaratılış söz konusu değildir.Sadece düzenleme söz konusudur. Şimdi atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğünü de görürüz. Sadece şunu söyleyeyim, atmosferin ilk başta duman halinde olması daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiğini bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimizde ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Bu ayetlerdeki anlatımlar bilimsel gerçekler açık bir şekilde ifade edilmektedir. Yukarıdaki iletinizde 7 gök ile atmosferin 7 tabakasına atıf dolayısıyla bilimsel gerçeklerin açık bir şekilde ifade edildiği yazıyor. Bunun üzerine ben şöyle yazmıştım: Herşey Nuh 15-16'da apaçıktır: ''15- "Görmediniz mi Allah yedi göğü uygun tabakalar halinde nasıl yaratmış?" 16- Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.'' Burada görmekteyiz ki Ay ve Güneş 7 kat gök tabakaları içerisinde.İlle de bu 7 kat atmosfer diye diretilecekse Ay ve Güneş'in atmosferin içerisinde olduğunu insanlara harikulade bir şekilde ispat etmeye çalışacak bir komedyen bilimadamı bulmak Adnan Oktar'a bile nasip olmaz herhalde! Yani 7 kat gök ile atmosferin 7 tabakasının Kuran'da dahi ilişkisi yok. Sonrasında siz de şöyle yazıyorsunuz: Saffat-6.Bakınız Biz o dünya göğünü (yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla donattık. ?Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık." (Naziat Suresi, 12-13) "Gökte burçlar kılan, onların içinde bir aydınlık ve nurlu bir ay vareden (Allah) ne yücedir." (Furkan Suresi, 61) Demekki "ATMOSFERDE" değil... Aslında bu konuda bir yanlış anlamaya mahal yok gibi. Saygılar... Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Sizi tartisma adabini bozmakla suclamadim vede suclayamam,inansin veya inanmasin kimsenin kimseye müdahale hakki olamaz bu benim görüsüm,ben inaniyorsam kendime siz inanmiyorsaniz kendinizedir.önemli olan dostluk ve saygi icersinde tartisabilmektir,özelimiz kendimizi ilgilendirir.Tekrar affinizi rica ederim. saygilarla Karşılıklı tartışma adabı konusunda aynı fikirdeyiz.Güncel ve politik konular da yoğun ve hararetli geçiyor ama dini konular gerçekten bambaşka,inananların en hassas değerleri üzerinde dönüyor.Öyle ki bu inançsal olgular inanmayanlar için tam tersine,kişisel açıdan bir değer ifade etmiyor.Yani karşıt fikirlilerin değerlendirme ölçütleri kökten farklı.Olayın kritikliği de burada yatıyor diyebiliriz.Sonuçta ne olursa olsun kişilikler değil,savunulan fikirlerin özellikleri tartışıldığı müddetçe kimsenin kaybetmeyeceğini,tam tersine bir şekilde kazançlı çıkacağını düşünüyorum.İnanan da bizim insanımız,inanmayan da. Ayrıca iletiniz için teşekkür ederim,beni herhangi birşeyle suçladığınızı zaten düşünmedim. Saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Evvela şunu belirtmekte fayda görüyorum; Akıllı tasarımcıların sitelerindeki düşünceleri taşımıssınız buraya,demekle benim hiç bir düşüncem olmadığını kastetmemişsiniz- dir,sanırım,yoksa siz bu işin (astronomi, labaratuvar,test,deney) yapan uzmanı bilim, adamımısınız,dolayısı ile sizin (Karadelikler sürekli incelenen,heyecan verici bir konu.Bu konuda NTVMSNBC sitesinden alıntıladığım bir haber yararlı olacaktır) yazmanız,yeri geldiğinde "durağan Evren modelini" savunmak için bir şeyler okuduğunuzu varsayıyorum. Şimdi; "İZAFİYET" teorisi için, Vikipedi kaynaklı bir veri yazacağım,kısa; " Özel görelilik, kendi zamanı için inanılması güç pek çok öngörülerde bulunmuştur, bunlardan en önemlileri:1- Cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır. 2- Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönuşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir. 3- Cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır. Özel görelilik, mantığımıza ve sağ duyumuza aykırı bir evren tanımladığından bilimciler 100 yılı aşkın bir süredir bunun doğruluğunu gözleri ile görmek ve bir açık bulmak umudu ile deneyler yapıp durmaktadırlar. Bu öngörülerin pek çoğu 1905'dan günümüze dek defalarca denenmiş ve doğru çıkmıştır: 1- İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir. 2- Zamandaki yavaşlamanın sadece saatte meydana gelmediğini, gerçekte yaşandığının kanıtı ilk olarak nötrino ve mü-mezon deneylerinde ortaya çıkmıştır. Güneşten dünyamıza gelen nötrino ve müonların ışık hızına çok yaklaştıkları (%99.4) için ömürlerinin (yaşam sürelerinin) Dünya'da üretilen durağan olanlara göre çok daha uzun olduğu görülmektedir. 3- Parçacık hızlandırıcılarındaki hızlandırma deneylerinde bugüne kadar kütlesi olan hiçbir cisim, atom veya elektron ışık hızına çıkarılamamıştır. Hız arttıkça kütlesi de arttığı için ivmelendirilmesi zorlaşmaktadır".NASA,Erricos Pavlis. 23 Ekim 2004 tarihli Radikal gazetesinde, bu önemli bulguyla ilgili şöyle bir haber yapılmıştı. Pavlis, "Şayet Dünya, etrafındaki uzay-zamanı eğiyorsa, yakınlardaki uyduların yörüngesi değişmeliydi" dedi ve bu düşünceden hareketle LAGEOS-1 ve LAGEOS-2 adlı uyduların yörüngelerindeki sapmayı lazer ışını kullanarak ölçtüklerini anlattı. Pavlis, "Her iki uydunun yörüngesinde de Dünya'nın dönüş yönünde yılda iki metrelik sapma belirledik. Ölçümlerimiz, görelilik teorisinden hareketle daha önce yapılan hesaplara yüzde 99 uydu" dedi. Sonuçta izafiyet teorisi ( görelilik)kanıtlı (bilimsel) ve "Görelilik Kuramı ile, hıza ve konuma göre uzayda farklı zaman dilimleri olduğu ortaya konmuştur"... Zaman Big Bang ile başladı, doğruda, Evrende "GÖRECELİK" kavramı, geçerli olduğu "BİLİMSEL BİR GERÇEK" illa "durağan evren modeli" materyalist bir yaklaşımlamı bilime bakmak gerek.Şimdi burada Big Bang'ın bilimsel verilerini yazıp,iletiyi uzatmak istemiyorum ( Dünya kabul ediyor)Evrende her hangi bir olay hıza ve konuma göre farklılık gösterir. “O gökleri ve yeri yoktan var edendir. (En'am Suresi, 101), “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.". (Zariyat Suresi, 47) “O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer,birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?" (Enbiya Suresi, 30). Objektif bir okuma ve yorumlama... (durağan evren modeli;böyle bir şeyi söyleyemez, ve zaten yoktur." "SONRA" sözcüğü (zaman) belirtir, doğru fakat "görelilik,izafiyet" uzayda farklı, zaman dilimleri olduğunu gösterir, ve bunun üzerinden tartışmak lazım. Dünya yaşı; 4.6 milyar yıl olduğu söylenir, Dünya, oluşum halindedir "DUMAN,GAZ" şimdi bilimsel, bir veri yazacağım, Dünya'da şu ana kadar bulunan en yaşlı kayaç, metamorfik yani başkalaşım kayacı olan Acasta Gnaysları'dır.Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarındaki Acasta Gnays kompleksi'nin 4.03milyar yıl yaşında olduğu radyometrik tarihlendirme yöntemi ile hesaplanmıştır.O durumda Dünyada 4.03 milyar yaşında kaya oluşumu varsa ve henüz Güneş sistemi ve Dünya (duman,gaz) oluşum halinde ise ( Fussilet-10- O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu) farkında olunması gereken konu,kim araştıracak ve soracak (İnsana;hazırlık) .( Bir kere hiçbir bilimsel teoriye ve kabule göre Dünya hepten bitkilerle,meyvelerle,dağ oluşumlarıyla düzenini tamamladıktan sonra onun dışındaki uzayın halen topyekün şekilde bir gaz halinde olması olasılığı yoktur) bende derimki (nacizane) İnsanın daha olmadığı, ama Dağların, yaratıldığı,bereketlerin meydana getirildiği,(belli bir seviyede) takdir edilmesi ve düzene koyulması,olabilir aksini söylemek için kanıt gerek. ( Bitki aleminin tarihinde (bilimsel sınıflama açısından) yüksek seviyeli bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimleri kadar bana daha olağanüstü gelen bir olay yoktur." (Francis Darwin, Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları, 1887, sf. 248). "Orada araştırıp,soranlar için,rızıkları tam (DÖRT) günde belli bir seviyede takdir edip,düzene koydu." Bu süreç 4 gün sürmüştür.Bu noktada vurgulanması gereken bir nokta da Arapça’da “yevm”(gün) kelimesinin dönem, devir gibi anlamlarının da olduğudur. Secde suresinin 5. ve Mearic suresinin 4. ayetleri hem zamanın izafiyetine işaret etmekte, hem de “yevm” kelimesinin anlamının doğru anlaşılmasını sağlamaktadır. Arapça “yevm” kelimesi “gün” olarak çevrildiği gibi, aynı zamanda “devir” olarak da çevrilebilmektedir. Yani Arapça “yevm” deyince sadece 24 saatlik gündüz ve geceden oluşan bir devir olan “gün” anlaşılmaz, aynı zamanda genel anlamda “devir” de “yevm” kelimesiyle kastedilmiş olabilir. Söz konusu iki ayette bir “yevm”in bin senelik bir “yevm”e veya elli bin senelik bir “yevm”e eşit olabildiğinin söylenmesi bunun bir delilidir. Nebe 12'de ''Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.'' .'' cümlesinde uzayda üst alt diye kavramlar olabileceğini de kabul ediyorl ar mı acaba? Uzay'da alt üst,kavramları olmaz,olmazda hitap Dünya'daki "İNSANA" dolayısı ile, Dünyada yaşayan İnsan için uzay, daima üst, olarak geçmesi gerekir mantıken... Karadelikler sürekli incelenen,heyecan verici bir konu.Bu konuda NTVMSNBC sitesinden alıntıladığım bir haber yararlı olacaktır: Ve cevabı; Yeni Hawking teorisi’, parçacık fizik kuramlarına yakın duruyor. Parçacık fizikçiler, kara delikler tarafından yutulan maddelerin sanıldığı gibi ‘yok’ olmayacağı, eninde sonunda mutlaka başka bir yeni maddeyi açığa çıkaracaklarını savunuyorlardı. Bilim adamları, bu önermeye istinaden kara deliklerin çıkardıkları ışınlara bakarak gelecekte deliğin o ana dek neleri ‘yuttuğunu’ çıkarabilecekler. En azından teoride. Bayağı heyecenlı gerçekten... Atmosfer tabakaları konusunu da tekrar hatırlayalım bari: iletinizde 7 gök ile atmosferin 7 tabakasına atıf dolayısıyla bilimsel gerçeklerin açık bir şekilde ifade edildiği yazıyor. iletinizde Benim yazdığım; Burada duman halinde var olan gök yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır.Yeni bir yaratılış söz konusu değildir.Sadece düzenleme söz konusudur.Şimdi atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğünü de görürüz. Sadece şunu söyleyeyim, atmosferin ilk başta duman halinde olması (atmosferin bulunduğu alan,arzın merkezindemi, yoksa uzaydamı) daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiğini bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimizde ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Bu ayetlerdeki anlatımlar bilimsel gerçekler açık bir şekilde ifade edilmektedir.Şimdi atmosferin katmanları kaynak vikipedi 1- TROPOSFER, 2- STRATOSFER, 3- OZONOSFER 4- MEZOSFER 5- TERMOSFER 6- İYONOSFER 7- EKZOSFER... Bunun üzerine ben şöyle yazmıştım:Herşey Nuh 15-16'da apaçıktır: ''15- "Görmediniz mi Allah yedi göğü uygun tabakalar halinde nasıl yaratmış?" 16- Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.'' Burada görmekteyiz ki Ay ve Güneş 7 kat gök tabakaları içerisinde.İlle de bu 7 kat atmosfer diye diretilecekse Ay ve Güneş'in atmosferin içerisinde olduğunu insanlara harikulade bir şekilde ispat etmeye çalışacak bir komedyen bilimadamı bulmak Adnan Oktar'a bile nasip olmaz herhalde! Kim demiş "AY VE GÜNEŞ ATMOSFERİN İÇİNDE DİYE" ve direten,diretilen ne,kişisel kurgu ile,illa Ay ve güneşi atmosfer tabakalarında göstermek çabası sonrasında. Güzel birde, (mizahi) anlayış serdetme (sanki hakikatmış gibi) dramatik olmuş,drama'nın, matiki olmaması sebebi ile... Yani 7 kat gök ile atmosferin 7 tabakasının Kuran'da dahi ilişkisi yok. 7 Kat gök, 7 Kat atmosfer, tabakasının " ay ve güneş atmosfer tabakasının içinde diye bir ibare yok" öbür yazılanlar,şahsi kurgu (yorum) yazanı bağlar... Saffat-6.Bakınız Biz o dünya göğünü (yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla donattık. Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık." (Naziat Suresi, 12-13) "Gökte burçlar kılan, onların içinde bir aydınlık ve nurlu bir ay vareden (Allah) ne yücedir." (Furkan Suresi, 61).. Demekki "ATMOSFERDE" değil... Ve sizden bir alıntı ile bitirmek istiyorum ( Aslında bu konuda bir yanlış anlamaya mahal yok gibi.) Saygılar... Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Evvela şunu belirtmekte fayda görüyorum; Akıllı tasarımcıların sitelerindeki düşünceleri taşımıssınız buraya,demekle benim hiç bir düşüncem olmadığını kastetmemişsiniz- dir,sanırım,yoksa siz bu işin (astronomi, labaratuvar,test,deney) yapan uzmanı bilim, adamımısınız,dolayısı ile sizin (Karadelikler sürekli incelenen,heyecan verici bir konu.Bu konuda NTVMSNBC sitesinden alıntıladığım bir haber yararlı olacaktır) yazmanız,yeri geldiğinde "durağan Evren modelini" savunmak için bir şeyler okuduğunuzu varsayıyorum. Sayın sarıgöl,buradaki 'Akıllı Tasarım'cıların siteleri' ile kastettiğim,kendilerinin bilimi sürekli olarak bir yanından çekiştirerek metafiziksel olgulara atıf yapmalarına karşılıktı.Sizin herhangi bir düşünceniz olmadığı gibi bir iddiam hiç olmadı.Sonuçta ikimiz de bilimadamı olmadığımıza göre en yeni bilimsel gelişmeleri takip etmekten başka elimizden birşey gelmez.Burada da elde varolan teorileri Kuran açısından yorumlamaya çalışıyoruz.Benim durağan evren modelini savunmak gibi bir çaba içinde olmadığım da,o teoriden alıntılar yapmadığım da iyi bakıldığında anlaşılabilir.Big Bang ve entropi üzerine şekillenen bir tartışmada inançsal açıdan varolan bazı tutarsızlıklara dikkat çekmekle bu tartışmaya dahil oldum.Evren hakkında halihazırda birçok teori vardır.İlla şu doğrudur,gibi bir çaba içerisinde de değilim. Şimdi; "İZAFİYET" teorisi için, Vikipedi kaynaklı bir veri yazacağım,kısa; " Özel görelilik, kendi zamanı için inanılması güç pek çok öngörülerde bulunmuştur, bunlardan en önemlileri:1- Cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır. 2- Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönuşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir. 3- Cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır. Özel görelilik, mantığımıza ve sağ duyumuza aykırı bir evren tanımladığından bilimciler 100 yılı aşkın bir süredir bunun doğruluğunu gözleri ile görmek ve bir açık bulmak umudu ile deneyler yapıp durmaktadırlar. Bu öngörülerin pek çoğu 1905'dan günümüze dek defalarca denenmiş ve doğru çıkmıştır: 1- İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir. 2- Zamandaki yavaşlamanın sadece saatte meydana gelmediğini, gerçekte yaşandığının kanıtı ilk olarak nötrino ve mü-mezon deneylerinde ortaya çıkmıştır. Güneşten dünyamıza gelen nötrino ve müonların ışık hızına çok yaklaştıkları (%99.4) için ömürlerinin (yaşam sürelerinin) Dünya'da üretilen durağan olanlara göre çok daha uzun olduğu görülmektedir. 3- Parçacık hızlandırıcılarındaki hızlandırma deneylerinde bugüne kadar kütlesi olan hiçbir cisim, atom veya elektron ışık hızına çıkarılamamıştır. Hız arttıkça kütlesi de arttığı için ivmelendirilmesi zorlaşmaktadır".NASA,Erricos Pavlis. 23 Ekim 2004 tarihli Radikal gazetesinde, bu önemli bulguyla ilgili şöyle bir haber yapılmıştı. Pavlis, "Şayet Dünya, etrafındaki uzay-zamanı eğiyorsa, yakınlardaki uyduların yörüngesi değişmeliydi" dedi ve bu düşünceden hareketle LAGEOS-1 ve LAGEOS-2 adlı uyduların yörüngelerindeki sapmayı lazer ışını kullanarak ölçtüklerini anlattı. Pavlis, "Her iki uydunun yörüngesinde de Dünya'nın dönüş yönünde yılda iki metrelik sapma belirledik. Ölçümlerimiz, görelilik teorisinden hareketle daha önce yapılan hesaplara yüzde 99 uydu" dedi. Sonuçta izafiyet teorisi ( görelilik)kanıtlı (bilimsel) ve "Görelilik Kuramı ile, hıza ve konuma göre uzayda farklı zaman dilimleri olduğu ortaya konmuştur"... Zaman Big Bang ile başladı, doğruda, Evrende "GÖRECELİK" kavramı, geçerli olduğu "BİLİMSEL BİR GERÇEK" illa "durağan evren modeli" materyalist bir yaklaşımlamı bilime bakmak gerek.Şimdi burada Big Bang'ın bilimsel verilerini yazıp,iletiyi uzatmak istemiyorum ( Dünya kabul ediyor)Evrende her hangi bir olay hıza ve konuma göre farklılık gösterir. Ben de izafiyete aykırı birşey öne sürmüyorum zaten.Tüm evren ve Allah sözkonusu ise izafiyet teorisine dayanarak miyarlarca yılı önemsiz göstermenin bir mantığı olamayacağını ifade ettim.Kuran'da zamansal kavramlar ve bir sıralama varsa ve insanlar anlasınlar diye indiği iddia ediliyorsa o ayrıdır özel göreliliğin bilimsel açıklamaları ayrıdır. ?O gökleri ve yeri yoktan var edendir. (En'am Suresi, 101), ?Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.". (Zariyat Suresi, 47) ?O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer,birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?" (Enbiya Suresi, 30). Objektif bir okuma ve yorumlama... (durağan evren modeli;böyle bir şeyi söyleyemez, ve zaten yoktur.""SONRA" sözcüğü (zaman) belirtir, doğru fakat "görelilik,izafiyet" uzayda farklı, zaman dilimleri olduğunu gösterir, ve bunun üzerinden tartışmak lazım. Dünya yaşı; 4.6 milyar yıl olduğu söylenir, Dünya, oluşum halindedir "DUMAN,GAZ" şimdi bilimsel, bir veri yazacağım, Dünya'da şu ana kadar bulunan en yaşlı kayaç, metamorfik yani başkalaşım kayacı olan Acasta Gnaysları'dır.Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarındaki Acasta Gnays kompleksi'nin 4.03milyar yıl yaşında olduğu radyometrik tarihlendirme yöntemi ile hesaplanmıştır.O durumda Dünyada 4.03 milyar yaşında kaya oluşumu varsa ve henüz Güneş sistemi ve Dünya (duman,gaz) oluşum halinde ise ( Fussilet-10- O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu) farkında olunması gereken konu,kim araştıracak ve soracak (İnsana;hazırlık) .( Bir kere hiçbir bilimsel teoriye ve kabule göre Dünya hepten bitkilerle,meyvelerle,dağ oluşumlarıyla düzenini tamamladıktan sonra onun dışındaki uzayın halen topyekün şekilde bir gaz halinde olması olasılığı yoktur) bende derimki (nacizane) İnsanın daha olmadığı, ama Dağların, yaratıldığı,bereketlerin meydana getirildiği,(belli bir seviyede) takdir edilmesi ve düzene koyulması,olabilir aksini söylemek için kanıt gerek. ( Bitki aleminin tarihinde (bilimsel sınıflama açısından) yüksek seviyeli bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimleri kadar bana daha olağanüstü gelen bir olay yoktur." (Francis Darwin, Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları, 1887, sf. 248). "Orada araştırıp,soranlar için,rızıkları tam (DÖRT) günde belli bir seviyede takdir edip,düzene koydu." Bu süreç 4 gün sürmüştür.Bu noktada vurgulanması gereken bir nokta da Arapça?da ?yevm?(gün) kelimesinin dönem, devir gibi anlamlarının da olduğudur. Secde suresinin 5. ve Mearic suresinin 4. ayetleri hem zamanın izafiyetine işaret etmekte, hem de ?yevm? kelimesinin anlamının doğru anlaşılmasını sağlamaktadır. Arapça ?yevm? kelimesi ?gün? olarak çevrildiği gibi, aynı zamanda ?devir? olarak da çevrilebilmektedir. Yani Arapça ?yevm? deyince sadece 24 saatlik gündüz ve geceden oluşan bir devir olan ?gün? anlaşılmaz, aynı zamanda genel anlamda ?devir? de ?yevm? kelimesiyle kastedilmiş olabilir. Söz konusu iki ayette bir ?yevm?in bin senelik bir ?yevm?e veya elli bin senelik bir ?yevm?e eşit olabildiğinin söylenmesi bunun bir delilidir. Siz Zariyat'dan örnek vermeye devam ediyorsunuz ama benim dikkat çektiğim nokta çok sade ve anlaşılır: Evrenin yaşının yaklaşık 14 milyar yıl olduğu hesaplanıyor.Dünya'nın ise 4.5 milyar yıl civarı.Şimdi nasıl oluyor da Dünya bir tarafta gökler bir tarafta birbirinden ayrılıyor,Dünya'nın düzeni tamamlanıp,sonra duman olan göklere geçiliyor.Arada yaklaşık 10 milyar yıl var.Ve bunun da izafiyet teorisi ile açıklanabilecek bir tarafı da yok.Ben sıralamadan bahsediyorum.Teoriye göre,Büyük Patlama gerçekleştiğinde ortada Dünya diye birşey yok henüz.Bu çok temel ve anlaşılır birşey.Göklerde Dünya'dan milyarlarca önce oluşmuş sayısız gökcismi var.Hiçbiri de 4.5 milyar yıl önce tamamen duman falan değilmiş. Uzay'da alt üst,kavramları olmaz,olmazda hitap Dünya'daki "İNSANA" dolayısı ile, Dünyada yaşayan İnsan için uzay, daima üst, olarak geçmesi gerekir mantıken... İnsanın algılama şartları ve günlük mantık açısından size katılırım.Bilimsel kavramlara yormak gerektiğinde ve bilime uydurabilmek amaçlı bakıldığında ise 'üst' kavramı anlamsız görünüyor. Ve cevabı; Yeni Hawking teorisi?, parçacık fizik kuramlarına yakın duruyor. Parçacık fizikçiler, kara delikler tarafından yutulan maddelerin sanıldığı gibi ?yok? olmayacağı, eninde sonunda mutlaka başka bir yeni maddeyi açığa çıkaracaklarını savunuyorlardı. Bilim adamları, bu önermeye istinaden kara deliklerin çıkardıkları ışınlara bakarak gelecekte deliğin o ana dek neleri ?yuttuğunu? çıkarabilecekler. En azından teoride. Bayağı heyecenlı gerçekten... Kara delikler konusundaki en üst derecede söz sahibi olan bilimadamlarından ve son zamanlarda tasarımcılar tarafından çok sevilen Hawking'den ve maddenin ve enerjinin yokolmadığı üzerine kabul etmek zorunda kaldığı bir noktadan verdiğim örnek,yoruma pek yer bırakmıyor. Benim yazdığım; Burada duman halinde var olan gök yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır.Yeni bir yaratılış söz konusu değildir.Sadece düzenleme söz konusudur.Şimdi atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğünü de görürüz. Sadece şunu söyleyeyim, atmosferin ilk başta duman halinde olması (atmosferin bulunduğu alan,arzın merkezindemi, yoksa uzaydamı) daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiğini bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimizde ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Bu ayetlerdeki anlatımlar bilimsel gerçekler açık bir şekilde ifade edilmektedir.Şimdi atmosferin katmanları kaynak vikipedi 1- TROPOSFER, 2- STRATOSFER, 3- OZONOSFER 4- MEZOSFER 5- TERMOSFER 6- İYONOSFER 7- EKZOSFER... Kim demiş "AY VE GÜNEŞ ATMOSFERİN İÇİNDE DİYE" ve direten,diretilen ne,kişisel kurgu ile,illa Ay ve güneşi atmosfer tabakalarında göstermek çabası sonrasında. Güzel birde, (mizahi) anlayış serdetme (sanki hakikatmış gibi) dramatik olmuş,drama'nın, matiki olmaması sebebi ile... 7 Kat gök, 7 Kat atmosfer, tabakasının " ay ve güneş atmosfer tabakasının içinde diye bir ibare yok" öbür yazılanlar,şahsi kurgu (yorum) yazanı bağlar... Saffat-6.Bakınız Biz o dünya göğünü (yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla donattık. Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık." (Naziat Suresi, 12-13) "Gökte burçlar kılan, onların içinde bir aydınlık ve nurlu bir ay vareden (Allah) ne yücedir." (Furkan Suresi, 61).. Demekki "ATMOSFERDE" değil... Ve sizden bir alıntı ile bitirmek istiyorum ( Aslında bu konuda bir yanlış anlamaya mahal yok gibi.) Saygılar... Siz bol bol ayetler veriyorsunuz da benim yaptığım ise Nuh suresindeki iki ayetle Güneş ve Ay'ın 7 gök içerisinde olduğunu,yani 7 sayısının atmosfer tabakalarına indirgenmek ve mucizevi bilgi gibi ilan edilmesine karşın Güneş ve Ay'ın atmosferin içinde olmadığı bilimsel olarak sabit olduğundan,istenildiği kadar atmosfer tabakası sayılsın,bunun 7 gök ile hiçbir ilgisinin olmadığını göstermektir.7 gök ile atmosferin tabakalarının ilgisi olmadıktan sonra sayı oyunlarının da bir anlamı kalmamaktadır. Saygılar... Alıntı
Φ Xenomorph Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Benim yazdığım; Burada duman halinde var olan gök yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır.Yeni bir yaratılış söz konusu değildir.Sadece düzenleme söz konusudur.Şimdi atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğünü de görürüz. Sadece şunu söyleyeyim, atmosferin ilk başta duman halinde olması (atmosferin bulunduğu alan,arzın merkezindemi, yoksa uzaydamı) daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiğini bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimizde ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Bu ayetlerdeki anlatımlar bilimsel gerçekler açık bir şekilde ifade edilmektedir.Şimdi atmosferin katmanları kaynak vikipedi 1- TROPOSFER, 2- STRATOSFER, 3- OZONOSFER 4- MEZOSFER 5- TERMOSFER 6- İYONOSFER 7- EKZOSFER... Antropod kardeşim, bence iddialaşmasan iyi edersin. Sarıgöl haklı çünkü. Hatta o katmanların isimlerini şöyle değiştirmek lazım: 1-Tropullah, 2-Stratullah, 3-Ozonullah, 4-Mezullah, 5-Termullah, 6-İyonullah, 7-Ekzullah. Kimse bunları hakaret sanmasın, dalga geçmiyorum. Tropullah, -Allahın Troposferi- demek mesela. Stratullah ise -Allahın Stratosferi- demek. Abdullah nasıl -Allahın Kulu- demekse, öyle işte. Dalga geçmiyorum, çok ciddiyim. Sarıgöl ne kadar ciddi ve gerçekçiyse, o kadar ciddi ve gerçekçiyim kardeşim. Hem İslami Bilime uygun yeni isimlerde bulmalıyız: Atmosfer=Atmullah, Mağma=Mağmullah, Yağmur=Rainullah, Şaşırmak=Allah allah! Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Sayın sarıgöl,buradaki 'Akıllı Tasarım'cıların siteleri' ile kastettiğim,kendilerinin bilimi sürekli olarak bir yanından çekiştirerek metafiziksel olgulara atıf yapmalarına karşılıktı.Sizin herhangi bir düşünceniz olmadığı gibi bir iddiam hiç olmadı.Sonuçta ikimiz de bilimadamı olmadığımıza göre en yeni bilimsel gelişmeleri takip etmekten başka elimizden birşey gelmez.Burada da elde varolan teorileri Kuran açısından yorumlamaya çalışıyoruz.Benim durağan evren modelini savunmak gibi bir çaba içinde olmadığım da,o teoriden alıntılar yapmadığım da iyi bakıldığında anlaşılabilir.Big Bang ve entropi üzerine şekillenen bir tartışmada inançsal açıdan varolan bazı tutarsızlıklara dikkat çekmekle bu tartışmaya dahil oldum.Evren hakkında halihazırda birçok teori vardır.İlla şu doğrudur,gibi bir çaba içerisinde de değilim. Sayın 'Artopod' Seviyeli bir tartışma'ya zemin hazırladığınızdan dolayı,teşekkür ederim. Bayağı faydalandım yazdıkların- ızdan, ( fikir jimnastiği) ve olayı salt (polemik) boyutuna taşımadığınızdan dolayıda (yanlız hicv) ayrıca iyi oldu. Neyse,saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Antropod kardeşim, bence iddialaşmasan iyi edersin. Sarıgöl haklı çünkü. Hatta o katmanların isimlerini şöyle değiştirmek lazım: 1-Tropullah, 2-Stratullah, 3-Ozonullah, 4-Mezullah, 5-Termullah, 6-İyonullah, 7-Ekzullah.Kimse bunları hakaret sanmasın, dalga geçmiyorum. Tropullah, -Allahın Troposferi- demek mesela. Stratullah ise -Allahın Stratosferi- demek. Abdullah nasıl -Allahın Kulu- demekse, öyle işte. Dalga geçmiyorum, çok ciddiyim. Sarıgöl ne kadar ciddi ve gerçekçiyse, o kadar ciddi ve gerçekçiyim kardeşim. Hem İslami Bilime uygun yeni isimlerde bulmalıyız: Atmosfer=Atmullah, Mağma=Mağmullah, Yağmur=Rainullah, Şaşırmak=Allah allah! Bayağı etkili bir yazı, vede "bilimsel" üstelik kaliteli, etkilendim... Alıntı
Φ Xenomorph Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Bayağı etkili bir yazı, vede "bilimsel" üstelik kaliteli, etkilendim... Aman kardeşim ne demek! O sizin kendi kaliteniz! Bende senin yazdıklarından etkileniyorum kardeşim, şaşırım kalıyorum Bilim neyin tekeline girmiş diye. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Aman kardeşim ne demek! O sizin kendi kaliteniz! Bende senin yazdıklarından etkileniyorum kardeşim, şaşırım kalıyorum Bilim neyin tekeline girmiş diye. Anladığına çok sevindim! etki,tepki, meselesinden dolayı, nede olsa "İNSANIZ" ve Aklımızı kullanabiliyoruz,bunada şükür, kardeşim.. Bilimsiz din kör, dinsiz bilim ise topaldır.Albert Einstein... Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2008 Sayın 'Artopod' Seviyeli bir tartışma'ya zemin hazırladığınızdan dolayı,teşekkür ederim. Bayağı faydalandım yazdıkların-ızdan, ( fikir jimnastiği) ve olayı salt (polemik) boyutuna taşımadığınızdan dolayıda (yanlız hicv) ayrıca iyi oldu. Neyse,saygılar... Fikir jimnastiği içeren tartışmalarda her iki taraf için de birşey öğrenmemek imkansızdır diye düşünüyorum.Benim için de yeni araştırma ve meraklara kapı açan bir tartışma.Dini konulardaki tartışmalar aslına bakarsak diğer konulara nazaran bir şekilde daha çok bilimsel ve felsefi konular içeriyor,ilginin yoğunluğundan olsa gerek.Umalım ki her tartışma seviyeli ve yaratıcı fikirler düzeyinde kişilere birşeyler katsın.Yoksa foruma inançlı girip de inançsız çıkan ya da inançsızken bir anda inanmaya başlayan bir forumdaşa rastlamadık henüz.Önemli olan,düşünceye katkı olması.Saygılar... Alıntı
Φ Xenomorph Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2008 Anladığına çok sevindim! etki,tepki, meselesinden dolayı, nede olsa "İNSANIZ" ve Aklımızı kullanabiliyoruz,bunada şükür, kardeşim.. Bilimsiz din kör, dinsiz bilim ise topaldır.Albert Einstein... Tabi tabi, Einstein Namaz kılıp hacca gitmişti değil mi kardeşim? Sormak lazım, Einstein bunu söylediği halde niye Müslüman ya da Hıristiyan veya Yahudi olmadı!? Hem bu sözü söylediğini kanıtlayabileceğiniz kaynak nedir? Hangi kitabında yazar bu? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2008 Aslında işin özü "İNSAN" olmakta yoksa, Einstein materyalist (ateist) hiç olmamıştı, ve bütün bilimsel buluşlarıda (materyalist) düşünceyi bertaraf eden gelişmeler, idi. Einstein; Yahudi olmadı demek, Yahudiliğin ne olmadığını,ne olduğunu,irdelemeden (Yahudi'mi doğulur,sonradanmı olunur) bilmek gerekir yoksa,işi Einstein "Namaz'mı kılmış,hacca'mı gitmiş" polemiğine,indirgeyip oradan güya "MÜSLÜMAN" eleştirisi yapmak kişinin olaya nasıl yaklaştığını - gösterir, yoksa her hangi bir düşünce, inanç bazında,izm bazında, evvela kendi düşüncesinin ,enternasyonal bir değerini,ve yahut bilimsel bir buluşunu yazıp onun üzerinden,karşı düşünceye eleştirel yaklaşır. Ve öyle olması gerekir. Bir kere; "ATEİST" düşünce eğer "MÜSLÜMAN"eleştirisine soyunacaksa evvela "KAİNATIN; OLUŞUMUNU,İNSAN OLUŞUMUNU" hülasa bilimsel; buluşlarının, dayanaklarını ispat etmesi gerekir, yoksa ben yazdım öyledir,ben böyle düşünüyorum,sen şöylesin,şu böyle demek tam bir laf canbazlığıdır, buradan hareketle kısa ve net bir soru soracağım! "MÜSLÜMAN" eleştirisi yapanlara; ateist düşünce "TESADÜF" olayının neresindedir 21. yüzyılda, durağan evren modeli (sonsuzluk) la " kainat" nasıl açıklanır (tesadüf) bunun neresinde, İnsan nasıl oluşmuştur gibi. Şimdi bu yazdıklarıma "NET" bir cevap,yazıp yazmamak, önemlimi,önemsizmi diye düşünebilir kişi ve kişiler o zamanda şu sorulur evvela ne düşünüyorsan, kanıtla, (doğrumu) sonra inanmadığın her ne ise eleştir, yoksa "İNANDIRICILIĞIN, OLMAZ" bu durumda, bekliyorum, ha bu yazıp sorduklarımı, kââle almayıp,yine bildik eleştirel yaklaşımı (Müslümana) "ajite,tahrik,dezonformasyon," olarak yapılacaksa, oda normal, ve beklenen, bir durum olarak, (her zamanki gibi) kayıtlara geçer (ileti olarak)... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.