Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

AKP kapatilmalidir,Türkiyenin güvenligi AKP ile tehlikeye girmis Türkiye sadece bölünmenin esiginde degil bir ic savasin esigine getirilmistir.AKP kapatilmalidir,baslibasina Ordu ve Atatürk düsmanligi o partinin kapatilmasi icin bir nedendir,birakin özgür düsünce ayaklarini,isinize geldiginde düsünce özgür olur gelmediginde ise jakoben sistem dersiniz,sizleri artik taniyoruz.Tarafinizla,Sabahinizla,Yeni Safakiniz Vakitiniz Zamaninizla sizleri artik taniyoruz,ülkeyi atese atmak icin elinden gelenleri ardina koymayan iktidari ve onun isbirlikcilerini taniyoruz artik.

AKP kapatilmalidir cünkü AKP Atatürk Karsiti Partidir yani ampul falan degil.

 

 

saygilarla

  • Cevaplar 252
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Kapanma davasını da özellikle hızlandırmak isteyen AKP'dir.

 

Neden başbakan çırpınıp duruyor bir an önce bitsin şu dava diye.

 

Çünkü dava olmasa kriz kendi kafalarında patlayacak.

 

 

 

 

Hazine düzenli olarak tahvil, bono, ihale vb. araçlarla piyasadan para çeker ve borçlanır.

 

Bu borçlanmalarda geri ödemeyi de düzenli olarak aylık 5 Milyar YTL ile 9 Milyar YTL arasında yapar.

 

Yani her ay 5 ile 9 Milyar YTL arası geri ödeme yapar.

 

2-3 yıldır yapılan borçlanmalarda Temmuz ve Ağustos 2008'e öyle bir yük oluşturuldu ki.

 

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte.

 

Hazine'nin borç ödemelerinin 43 Milyar YTL'si Temmuz 2008 ve Ağustos 2008'de.

 

Yani 5 ile 9 Milyar YTL'yi öderken güçlük çeken, hatta ödeyemeyen, tekrar borçlanan hazine,

 

Temmuz ve Ağustos'ta 43 Milyar YTL ödeyecek.

 

Bu sayı (43 Milyar YTL) yaklaşık 6 aylık ödemeye denk geliyor.

 

Hazine bu parayı bulabilmek için yine borç alma yoluna gidecek ve bulamayacak.

 

Nereden bulsun piyasada para yok. Para bulamayınca ne olacak, ekonomik kriz.

 

YTL olarak para kimde, 2001 krizinden beri bizlere 1,70'lerden $ satan yabancı fonlarda.

 

Bu krizin tarihini önceden hazırladılar. Bilinçli bir şekilde hazırladılar.

 

Öyle bir tarihe denk getirdiler ki, sorumlusu AKP olmasın istediler.

 

Yani Temmuz, Ağustos 2008'de kim ne yaparsa yapsın kriz kaçınılmazdı.

 

En önemlisi; Bu krizin sorumlusu kim olacak biliyor musunuz?

 

AKP'nin kapatılmasını isteyen Yargıtay Başsavcısı, belki de (kapatılırsa) Cumhuriyetin Anayasa Mahkemesi ve AKP'ye hayır diyen yurtsever muhalefet.

 

Kapatma davası, raslantı bu ya Temmuz, Ağustos aylarında görülecek. Belki de kapatma kararı çıkacak.

 

Diyecekler ki, AKP'ye açılan dava siyasal belirsizlik yarattı, piyasa tedirgin oldu, krizin nedeni budur.

 

Diyecekler ki, AKP'ye açılan dava nedeniyle siz esnaflar, siz çiftçiler, siz memurlar, siz işçiler battınız.

 

Diyecekler ki, AKP'ye açılan dava nedeniyle sizler borçlarınızı ödeyemediniz, işleriniz durdu, 10 yıllardır çalıştırdığınız işyerleri kapanmak zorunda kaldı.

 

Halbuki öyle değil.

 

Her şey ne kadar güzel olursa olsun, 43 Milyar YTL gibi ödeyemeyeceğiniz bir borcu 2 aya özellikle toplarsanız kriz gelir.

 

Temmuz, Ağustos 2008'i hazırlayan AKP'dir.

 

Kapanma davasını da özellikle hızlandırmak isteyen AKP'dir.

 

Neden başbakan çırpınıp duruyor bir an önce bitsin şu dava diye.

 

Çünkü dava olmasa kriz kendi kafalarında patlayacak.

 

Bu durumda sorumlunun AKP olduğunu dağdaki koyun bile anlayacak.

 

Türkiye; Ağustos, Eylül, Ekim,, aylarında ekonomik kriz çıkaran Cumhuriyet Başsavcısını, krizi büyüten Anayasa Mahkemesini ve AKP'nin kapatılmasını destekleyen muhalif yurtsever kişi ve kuruluşları konuşacak.

Gönderi tarihi:
Neden başbakan çırpınıp duruyor bir an önce bitsin şu dava diye.

 

Çünkü dava olmasa kriz kendi kafalarında patlayacak.

 

Bu durumda sorumlunun AKP olduğunu dağdaki koyun bile anlayacak.

 

Zor be dostum :)

Şu oyunların iç yüzünü göremeyen insanlar bunu bile anlamaz...

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Ortada öyle bir strateji varki Ergenekon mergenekon derken AKP nin kapatilma davasi arka sahifelerde kalarak dikkatlerden kacirilmaya baslandi.Ergenekon durusmasinin tantanasinin gölgesinde bir kapatma davasi görüsülecek,bu sanki de Anayasa mahkemesine AKP yi sakin kapatmayin anlaminda bir gözdagimidir bilinmez.

Gelelim Anayasa mahkemesinin raportörüne yani Osman Can'a.Osman Can'in Anayasa mahkemesinin raportörü degilde AKP nin avukati gibi rapor hazirlamasi gercekten ilginc.Anayasa mahkemesi baskani AKP taraftari,raportör AKP avukati,insanin aklina söyle bir soru geliyor,acaba Hasim Kilic Osman Can'i bilerekmi o göreve verdi.

Ben sunu bilir sunu söylerim,eger AKP bu kapatma davasindan yirtarsa bilineki Türkiye Cumhuriyetinin sonudur,ve simdiden hayirli olsun sevinenlere.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Yüksek Mahkeme 3 günlük yoğun mesainin ardından, A.K. Partisi?nin ?laikliğe aykırı fiillerin odağı? olduğu, ?sivil darbe? ile şeriat sistemini getireceği iddiasıyla kapatılması talebiyle açılan davada, ?kapatma? değil, Hazine yardımının yarısının kesilmesine karar verdi.

 

 

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, dava sonucunda A.K. Partisi?nin kapatılmadığını, ancak 6 üyenin kapatılma, 4 üyenin de Hazine yardımından yoksun bırakılması kararına vardığını, partinin son yıl aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar verildiğini açıkladı.

 

 

Hemen ifade etmeliyim ki Sayın Kılıç 6 üyenin A.K. Partisi'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu kabul ederek kapatılması doğrultusunda 4 üyenin söz konusu partinin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu kabul edip de bu odak olmanın o kadar da yoğun olmadığı (ne demekse artık) doğrultusunda oy kullanmışlardır. Böylece 11 üyenin 10'u aslında A.K. Partisi'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu kabul etmiş bulunmaktadır.

 

Şimdi AKP liler ne yapacaklar: Pek tabi ki bu güne kadar aldığı kararlar yüzünden demediklerini bırakmadıkları, hakarete varan söylemleriyle neredeyse küfür ettikleri Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını alkışlayacaklardır.

Gönderi tarihi:

SONUNDA AKP KAPATILMADI

oysa Akp nin kuruculari hazir ceplerini doldurmusken

okadar cok istiyorlardi ki kapatilmayi

paraciklarinin yanina sivisabileceklerini düsünmüslerdi

ANCAK UMDUKLARI GİBİ OLMADI,

onlari oraya getiren

SİYONİST GÜÇ BİRAZ DAHA KALMALARINI EMRETTİ

dokunsan aglayacaklar

AMA % 47 BAYRAM EDİYOR

OLAN BİTENİN FARKINDA OLMAYAN BU ARKADASLAR.... SEVİNİYOR

NEYE SEVİNDİKLERİNİ BİLMEDEN

cok yakinda

% 47 Belki %60 Yapilarak

AZİZ NESİN HAKLI ÇIKARILACAK VE

% 60 IN DESTEĞİYLE İRAN DA TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ

OMUZ ÜSTÜNDE BAŞ KONMAYACAK

IRAKTA OLDUĞU GİBİ

o yüzden siyonistlerin AKP ye biraz daha ihtiyaclari var..

Müslüman Hazreti RTE,

Müslüman Hazreti GÜL

ve

Müslüman Bakanlar

HAÇLI ORDULARINA İRANIN BAŞINI TUTUVERECEK

IRAKIN TUTTUKLARI GİBİ....

ve ardindan,

TİMSAH GÖZYAŞLARINI AKITACAKLAR EKRANLARDAN,

% 60 da aglayacak

ama biz aglamayacagiz..

ÇÜNKÜ BİZE DOST OLARAK ALLAH YETER

RTE NİN GAVUR DOSTLARINA HERGÜN ********,

ve RTE nin inandigi hic bir degere inanmiyoruz,

bu yalanci ********* islam olmadiginin farkindayiz..

ve son olarak,

İYİ Kİ KAPATILMADI DİYE SEVİNİYORUZ

 

__________________

Gönderi tarihi:
Yüksek Mahkeme 3 günlük yoğun mesainin ardından, A.K. Partisi?nin ?laikliğe aykırı fiillerin odağı? olduğu, ?sivil darbe? ile şeriat sistemini getireceği iddiasıyla kapatılması talebiyle açılan davada, ?kapatma? değil, Hazine yardımının yarısının kesilmesine karar verdi.

 

 

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, dava sonucunda A.K. Partisi?nin kapatılmadığını, ancak 6 üyenin kapatılma, 4 üyenin de Hazine yardımından yoksun bırakılması kararına vardığını, partinin son yıl aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar verildiğini açıkladı.

 

 

Hemen ifade etmeliyim ki Sayın Kılıç 6 üyenin A.K. Partisi'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu kabul ederek kapatılması doğrultusunda 4 üyenin söz konusu partinin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu kabul edip de bu odak olmanın o kadar da yoğun olmadığı (ne demekse artık) doğrultusunda oy kullanmışlardır. Böylece 11 üyenin 10'u aslında A.K. Partisi'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu kabul etmiş bulunmaktadır.

 

Şimdi AKP liler ne yapacaklar: Pek tabi ki bu güne kadar aldığı kararlar yüzünden demediklerini bırakmadıkları, hakarete varan söylemleriyle neredeyse küfür ettikleri Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını alkışlayacaklardır.

Sayin<Rua Hasim Kilic ayrica AKP davasinda tek ret oyunun kendisine ait oldugunuda itiraf etti.Bu cok önemlidir,hazine yardiminin kesilmesinde bile 10 üye evet derken tek karsi oyda Hasim Kilic'indi.

Dün aksam Tayyip Erdogan'in grup toplantisi konusmasinda Erdogan birtskim havalara girdiysede genelde o konusmada 22 TEMMUZ secimlerinden önceki konusmalarinin havasi vardi,yani sanki Erdogan yeniden secime gidiyormus gibi.Bu cok önemli bir noktadir,umariz ki ERDOGAN VE YANDASLARI herseye ragmen Anayasa mahkemesinin vermis oldugu karardan ve yapilan aciklamadan gerekli dersleri almislardir,pek sanmiyorum cünkü dün konusurken hala birilerI tempo tutarak"TÜRKIYE SENINLE GURUR DUYUYOR"diye nara atiyorlardi,ne diyelim Allah insanlara yüz vermiski yeri geldiginde utansin diye ama demekki bazilarinin yüzü baska seylere yariyormus.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

AKP nin kapatilmamis olmasini kapatilamadi diye yansitmak aymazligin bir yani diger yanida bu davayi nasil anladiklaridir,hala birileri seviniyor kimin adina sevindikleri ortada,halbuki bu sevinenlerin adamakilli bir düsünmeleri gerekiyor bu davadan cikan sonucun anlami nedir,mahkemeden ne karar cikti ve mahkeme baskani karardan sonra ne dedi;bunlari hic hesaba katmadan gemisi batan kaptanin denize atlarken geminin flamasini kurtarip flamayi kurtardim demesine benzer,yani geminin batmasi degilde flamanin kurtulmasina sevinen kaptan hesabi,simdi bazilari sözüm ona kapatilacak diyenlere inat olsun diye birseýler yaziyorlar.

Anayasa mahkemesi baskani Hasim Kilic,"UMARIZ KI ADI GECEN PARTI BU KARARDAN CIKAN MESAJLARI DOGRU OLARAK ALGILAYACAKTIR,BU COK CIDDI BIR IHTARDIR"derken cok ciddiydi,yani bu karardan sevinecek sonuclar cikartanlar aslinda mahkemenin kararini gercek anlamda degerlendiremiyenlerdir,iste egitiminde burada önemi cok büyüktür.

AKP nin sucu sabit olmustur ama onun kapatilmamasi sadece bir prosedürden kaynaklanmaktadir,eger o olmasaydi bugün Türkiyenin hicbir tarafinda AKP levhasi olmayacakti,sevinmenin nedenini hala anlayamadim,kapatilmadi diyemi seviniliyor yoksa hala iktidarda olmaktanmi,bu gercekten karisik birsey.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Geçmiş olsun efendim.

Onlarca kişinin önünde iddianın balon çıkması kötü bi marazdır.

Şifa diliyorum. :clover:

 

Türkiye'ye gelince, her iktidar yolunu bulur, halk bi türlü hangi yolda gittiğini bilmez. Konuşur, konuşur, konuşur...

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar açıklamaları yeterince takip etmiyorlar sanırım. Yukarıda da yazdığım gibi; 10 üye bu partinin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu kabul etmiş ancak söz konusu 10 üyenin 4'ü bu odak olma durumunun çok yoğun olmadığı yönünde fikir beyan etmiştir. Yani Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesinin 10'ü parti hakkındaki suçlamaları kabul etmiştir. Dolayısıyla iddia balon değil.

 

Türkiye'ye gelince, her iktidar yolunu bulur, halk bi türlü hangi yolda gittiğini bilmez. Konuşur, konuşur, konuşur...

İşte bu yüzden AKP gibi bir teşkilat iktidar oluyor zaten.

Gönderi tarihi:

Suyun altinda havasiz kalipta su yüzüne cikinca insan nasil tekrar hava aldigina sevinirse iste AKP nin kapatilmamasina sevinenler ve ona isnad edilen sucu balon olarak görenler aynen sudan cikip sevinenler gibidir,bak birse olmadi ya yine hava aliyorum anlaminda,ama birdahada suyun altina girmemek icin ne mümkünse yapar.Iste Tayyip Erdoganda dünkü konusmasinda,"Küskünlükleri birakalim biraraya gelelim,yeni bir baslangic yapalim diye"yine takiyyeci rolünü oynuyordu.

Bir atasözü vardir;CEKIRGE BIR SICRAR IKI SICRAR AMA ÜCÜNCÜDE.....

Anlayan anlamistir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bana göre ve Yüksek Mahkemenin verdiği kararla 'AĞIR İHTAR' kapatma ile ilgili henüz herşey bitmişl...

Çünkü...

Yüksek Mahkeme; bir tür balans ayarı yaptı ve

Laiklikten saparsan,

Dincilikte ısrar edersen,

Türban, mürban gibi olmayacak şeyler peşinde koşarsan,

Kapatma da gelebilir...

Bu badire atlattıldı fakat AKP kapatılmaya hala çok yakın bir parti...

 

Yani Süreç devam ediyor...

Bekleyip göreceğiz...

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Bana göre ve Yüksek Mahkemenin verdiği kararla 'AĞIR İHTAR' kapatma ile ilgili henüz herşey bitmişl...

Çünkü...

Yüksek Mahkeme; bir tür balans ayarı yaptı ve

Laiklikten saparsan,

Dincilikte ısrar edersen,

Türban, mürban gibi olmayacak şeyler peşinde koşarsan,

Kapatma da gelebilir...

Saygılar..

 

yanılıyorsun arkadaşım

mahkeme kapatmak istiyordu ama AB den gelen ciddi uyarılara duyarsız kalmadı

kalamazdıda..

yani kimse bagımsızlık edebiyatına yatmasın

bu ülke bilhassa 1908 den beri Batıdan gelen dayatma ve telkinlerle idare edilmektedir.

 

laiklikden odak ilan ettiler ama kapatmadılar veya kapatamadılar.

odak ilan etme ise içerideki kimi kurumlara ''ya işte bakın sizinde duyarlılıklarınızı koruyoruz'' demek içindi...

 

cin şişeden çıktı arkadaşım, degişim belki yavaş olacak ama geri dönüşsüz olacak.

bunu bu forumda iki sene öncede söylemişdik.

 

sistem kesin bir eksensel kaymaya girdi ve hala kayıyor/kayacak

27 nisan, 367 kararı, parti kapatma davası vb. hareketler hep geri tepdi

kolaynıydı 10 yıl önce tepsin...

Gönderi tarihi:

Rehine

Ahmet Altan

 

Bazen büyük bir karmaşayı anlamak için basit bir cümle yetebilir.

Çeteler kuruluyor, bombalı evler hazırlanıyor, askerî muhtıralar veriliyor, siyasi partileri kapatmak için davalar açılıyor, kavgalar ediliyor.

Arada “failleri” bulunamayan katliamlar yaşanıyor.

Niye oluyor bunlar?

Çok sıradan bir sorunun cevabını bulabilmek için oluyor.

Soru şu:

“Bu ülkeyi kim yönetecek?”

Bizim gibi insanlar, “halk kimi istiyorsa o yönetsin,” diyor.

Kemalistler de “hayır, halk karışmasın, biz yönetelim” diyorlar.

Bütün bu korkunç karmaşa, “bu ülkeyi kim yönetecek” sorusunun etrafında şekilleniyor.

Halkın istedikleri mi yönetecek?

Halkın istemedikleri mi yönetecek?

Halkın kendilerini istemediğine ve asla da istemeyeceğine kani olduktan sonra Kemalistler, “halkın *******l” olduğunu söylemeye başladılar.

Bu halk, akıllı ve bilgili olsa Kemalistler’in ülkeyi yönetmesini isterdi onlara göre.

Bir halk, kendisini böylesine aşağılayan birileri tarafından yönetilmeyi niye istesin?

Bunu istememeleri, akıllı ve bilgili olduklarını gösteriyor bence.

Bu halkın istedikleri var.

Birincisi, artık asla aşağılanmamak istiyor.

Kendisine yukardan bakılmasın istiyor.

Daha iyi bir hayat yaşamak istiyor.

Zenginleşmek istiyor.

İyi hastaneler istiyor.

İyi okullar istiyor.

İş istiyor.

Yol istiyor.

Halkın isteklerinden soyutlanmış bir yönetimi kurmak ve sürdürmek mümkün değil artık.

Onun için ne askerin muhtırası, ne yargıçların mahkemesi bir sonuç alabiliyor.

Bu ülkenin en “üretimden kopuk” ittifakı olan “asker-yargıç-okumuş” grubu, bu ülkeyi yönetme gücünü kaybetti ama ülke yönetimini “kilitleme” gücünü elinde tutuyor hâlâ.

Anayasa Mahkemesi de son kararıyla ülkeyi tam bir çıkmaza soktu.

AKP kapatılmadı ama “şeriatçı” olarak etiketlenip “her an kapatılabilecek” bir konuma sokuldu.

Artık AKP, bugünkü rejimin elinde bir rehine.

Canları istediği zaman AKP’yi tehdit edip onu yeniden mahkemenin önüne getirebilirler.

Böyle bir tehlikeyle karşı karşıya olan bir parti de ülkeyi yönetmekte çok ciddi sıkıntılar çeker.

Bu ülkenin, 12 Eylül tarafından biçimlenmiş hukuki ve idari yapısı tümüyle yenilenmek zorunda.

Çok radikal değişiklikler gerekiyor.

Anayasa’nın, Siyasi Partiler Yasası’nın, Seçim Yasası’nın değişmesi elzem.

Bunları AKP nasıl yapacak?

Çok kolay gözükmüyor.

Ben bu kilidi ancak bir seçimin çözebileceğini düşünüyorum ama anladığım kadarıyla AKP böyle düşünmüyor.

Düşünmüyor ama “rehine” durumuna düştüğü bir sistemin içinde, o sistemi değiştirecek gücü nasıl bulacağına dair bir işaret de vermiyor.

Eğer bu sistemi değiştiremezse AKP, kezzap kazanına düşmüş gibi erir.

Halk sistemi değiştirecek yeni bir parti bulur kendine.

Çünkü bugünkü sistem, halkı devletin kölesi haline getirmek için kurulmuş.

Halkın, yönetimi belirleyecek gücü elde edebilmesi için adına “demokrasi” denen yeni bir sisteme ihtiyacı var.

Kürtler’in, Aleviler’in, muhafazakârların, solcuların, bu ülkede ezilmeden, horlanmadan, isteklerini açıkça söyleyerek, kimliklerini saklamak zorunda kalmadan, inançlarının gereğini yaparak yaşayabilmeleri ancak bu yeni sistemde mümkün.

Bu insanların tümünün desteğini almadan bir siyasi parti sistemi değiştiremez, demokrat olmadan da bir parti bütün bu insanların desteğine sahip olamaz.

Ama bu sistem, bir partinin “demokrat” olmasına izin vermiyor.

AKP’nin sorunu da zaten bu.

Bu parti, biraz sistemle iyi geçinip, biraz demokrat olarak “idare etmeye” çalışıyor.

“Biraz demokrat” partiye bu sistem geçit vermez.

“Biraz demokrat” da zaten bu sistemi değiştiremez.

Gelir, eninde sonunda bu sisteme esir düşer, sistem tarafından rehin alınır.

Ya, “sisteme” dahil olup demokrasiyi de, halkı da unutmak zorunda.

Ya, halkın isteklerini sahiplenip sistemi değiştirmek zorunda.

İkisinin ortası olmuyor.

AKP denedi.

Olmadığını defalarca gördü.

İktidarının ilk yıllarında Avrupa’ya doğru, sistemi değiştirecek reformlar yaparak yürürken önünü kesecek bir güç çıkmıyordu.

“Biraz da sistemle anlaşayım” kurnazlığına saptıktan sonra ise bir türlü belini doğrultamıyor.

Yüzde kırk yedilik oy oranıyla bile bir “rehine” durumuna düşüyor.

Arkasındaki oyların gücüne sahip çıkamıyor.

Benim görebildiğim, artık halkı dışlayan bu sistem bitti, bunu değiştirecek “tarihî” aktör de “köklü” değişikliklere cesaret edecek, halkın hak ettiğini halka verecek bir parti olacak.

Bu, AKP olabilir mi?

Bunu bilmiyorum.

Ama bu ülkenin “rehine” olmakla “iktidar” olmak arsındaki farkı bilen bir parti istediğini biliyorum.

Böyle bir parti olup olmamaya karar verecek olanlar da AKP’liler, bir başkası değil.

Gönderi tarihi:
İktidarının ilk yıllarında Avrupa’ya doğru, sistemi değiştirecek reformlar yaparak yürürken önünü kesecek bir güç çıkmıyordu.

Yazının özü bu herhalde. Akp'ye çizilen rota: Yine o eski günlere dön AB'ye yoksa kurtulamazsın. İşin garibi ise bu reformların ne olduğu: Bir tane örnek SSGSS yasası.

Gönderi tarihi:

Ahmet Altan'a basiret diliyorum. Kölelik, cariyelik, ayrımcılık düzeninin savunucularından demokratikleşme, özgürleşme bekleyecek duruma düştüyse, vah ki ne vah...

 

Eski tüfekler paslanınca böyle oluyor demek ki... Eski kurtlar kocayınca ne tür işlere girdiklerini gördüğümüz gibi!

Gönderi tarihi:
Yazının özü bu herhalde. Akp'ye çizilen rota: Yine o eski günlere dön AB'ye yoksa kurtulamazsın. İşin garibi ise bu reformların ne olduğu: Bir tane örnek SSGSS yasası.

 

denize düşen yılana sarılırmış

içerdeki yüz yıllık zorba yönetime karşı ...

bu toplumu bu hale düşürenler utansın

Mekke'de müslümanlara en zalimane işleri yapanlar gene müslümanların eş,dost akraba bildikleriydi.

müşriklerdi yani

ama Habeş kralı, yedi gömlek yabancı olmasına ragmen, muhatapların farklı dinden olmasına ragmen müslümanlara kucak açmış ve diledikleri gibi yaşama hakkı tanımışdır

he Avrupa tıpa tıp böyledir anlamına almayın, bu içerdeki zalimlere karşı biraz olsun nefes alma gibi bişi

farklı inançtan olmak ile, aynı inanca sahip oldugunu ifade eden lakin o inançla uzak yakın ilişkisi olmayan arasında nitelik farkı vardır

müşrikligin necaseti birazda burada gelir, izafi bir anlamı var yani, bir kompleks hali, düzeyi aşagı dogru bir komplesk

 

biraz olsun anlaşılır olmuşdur mesele...

Gönderi tarihi:
denize düşen yılana sarılırmış

içerdeki yüz yıllık zorba yönetime karşı ...

 

laiklik sömürge etmenin yollarından biridir.

 

 

 

Şimdi bunu da siz söylüyorsunuz. O zaman şöyle mi diyeceğiz. Bizi laiklik yoluyla sömürge edenlere içerdekilerle savaşımız gereği sarılabiliriz. Şimdi hem batının bizi sömürge ettiğini söyleyip hem de hürriyet için batıdan meded ummak nasıl bir araya gelebilen düşüncelerdir?

Laikçilere karşı laiklik yoluyla ülkeyi sömürdüğünü iddia ettiklerinin yanında olmak da ayrı bir hürriyet mücadelesi! Habeş kralının muhacirlerle böyle bir ilgisi yoktu ki. Mekkeli müşrikler arasında putperestliği yayan Habeş kralı mıydı? Eğer öyle olsaydı iki durum arasında bir benzerlik olurdu.

 

İktidara geldiği ilk günden beri çokuluslu tekellerin işine yarayacak yasaları çıkaran, halkı için sadaka kültürünü içselleştiren bir partinin ülkeyi kimin için daha demokratik bir hale sokacağını çok iyi anlıyoruz.

Gönderi tarihi:
Şimdi bunu da siz söylüyorsunuz. O zaman şöyle mi diyeceğiz. Bizi laiklik yoluyla sömürge edenlere içerdekilerle savaşımız gereği sarılabiliriz..

 

şimdi asılların taklitleri geçmesi hadisesini görmüşsündür

olay buna benziyor biraz

Türkiye malesef kötü tercihlere mecbur kalıyor

biri öyle biri böyle

kendi medeniyet köklerinden kopanların varacagı durak paradoksdur

biz kendimiz olamadık, başkası ise hiç olamadık, aslında ne oldugumuzda belli degil

biz bir kültür, medeniyet krizi yaşıyoruz

maglup olanların krizi bu

içerdeki zorbayı defetmek yerine işimizi gene başkasına havale ediyoruz.

kainat boşluk kabul etmiyor malesef

 

yüz yıldır halkın tepesine binmiş azgın azınlık zaten Batı sömürge politikasıydı. bunların işi bitti

bunlar üzerinden artık türkiyeye nufuz edememe tehlikesi baş gösterdi.

adamlar bizim çagdaşlara bakıp ''bunlarda fazla oldu'' demeye başladı

yani öküz öldü ortaklık bitti

eski politika degiştiriliyor ama içerideki birileri degişmek istemiyor, iktidardan olmak istemiyor.

Türkiye sadece türkiyeden ibaret degil, bunu da iyi bilmek gerek

islam dünyasının yakından izledigi bir ülke..

orta dogudaki politika degişiklikleri temel öneme sahip.

 

hani yaklaşık yüz yıldır bagımsızlık edebiyatı yapmasaydı resmi ideoloji belki durum farklı olurdu..

sözde ulusalcı-laiklerin derdi ortaklıgın bitmemesinde, yoksa ülke halkı falan degil

olay budur

Gönderi tarihi:
hani yaklaşık yüz yıldır bagımsızlık edebiyatı yapmasaydı resmi ideoloji belki durum farklı olurdu..

sözde ulusalcı-laiklerin derdi ortaklıgın bitmemesinde, yoksa ülke halkı falan degil

olay budur

Ben desteklediklerinizn de aynı şeyi yaptığını söylüyorum, onlar da halkı falan düşünmüyorlar ki. Ama siz tutturmuşsunuz bir kuruluş felsefesi düşmanlığı.

Gönderi tarihi:
Ben desteklediklerinizn de aynı şeyi yaptığını söylüyorum, onlar da halkı falan düşünmüyorlar ki. Ama siz tutturmuşsunuz bir kuruluş felsefesi düşmanlığı.

 

kuruluş diye bir şey yokki

düşmanı olsun

dünyada kaç ülke kuruluşunu 85 yıl önce başlatıyor?

bunlar bize yutturulmuş zokalar

kusulması gerek

ilk okulda ögretilen tarih ile devam edecekseniz ben yokum

Gönderi tarihi:
kuruluş diye bir şey yokki

düşmanı olsun

dünyada kaç ülke kuruluşunu 85 yıl önce başlatıyor?

bunlar bize yutturulmuş zokalar

kusulması gerek

ilk okulda ögretilen tarih ile devam edecekseniz ben yokum

 

O zaman toplumların evriminden bahsedin. altyapı ve üstyapıdan. Osmanlının aşırı merkeziyetçi üretim biçiminin önceleri üstün olduğu Avrupa feodalitesinden. Zamanla Avrupa'nın göbeğinde yeni bir sınıfın ortaya çıkışından. Kapitalizmin feodaliteyi yenişinden. Ve kendini bütün dünyaya yaymasından bahsedin. Osmanlı'nın artık kendisinden daha üstün hale gelen bu üretim biçimi karşısında teslim oluşundan bahsedin.

Ama bunları Osmanlı islamı terketti bu yüzden Allah da bizim cezamızı verdi formatında anlatırsanız olmaz. Osmanlı'nın batıyı yakalayabilmek için kendi burjuva sınıfını yaratmaya çabalamasından bahsedin. Bunu başaramayışından. Cumhuriyetin de milli burjuva oluşturmak çok geç kalınmış bir dönemde kurulabilmesinden bahsedin. Bu yüzden bizdeki kapitalizmin dışa bağımlı ve çarpık olduğundan söz edin de anlayalım. Şimdi bir tek laikliği kaldırmakla neyi değiştireceksin kardeşim. Tek sorun laiklikmiş!!

İlkokul tarihiymiş.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.