Φ yağmur Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 bir terziyi yada bir katibi neyiyle tanırsın sen ne oldu cevab veremedin şakır şakır öten dilin birden durumuverdi öyle her aklına geleni yazarsan böyle rezil olursun senin dediklerin aslı asdarı olmayan boş laftan ibaret allah peygamberi neden gönderiyor bir tomlumda adalet kalmadığında güçlü zayıfı zengin fakiri ezdiğinde ahlaksızlık zirveye ulaştığında bak her peygamberin tarihçesine ne üzerine neden men etmek üzere yollanmış akılsız şeytan seni lut kavmi livatacı dır yani bugünkü anlamda homoseksüel sapık bir toplumdu onlardan bu işten vazgeçmeleri aksi taktirde allahın azabının inmesinin yakın olduğu ve ne tikekim vazgeçmemeleri üzerine azabın indirilmesi ondan sonra şuayp peygamber kavmi alış verişte tartı da hile yaptıkları daha sayayımmı peygamberimiz kız çocukları diri diri toprağa gömüldüğü o devirde avrupada kadınların insanmı yoksa hayvanmı tartışmasının yapılması sen ne saptırmasından bahsediyorsun allah peygamberi hiç göndermeseydi insanlar zaten sapmıştı peygamber sapık toplumagönderiliyor yoksa her devirde peygamber yokki.burda da sapık görüşlerin ortaya çıkmış oldu.zaman meselesinde irade meselesinde saptırma meselesinde görüşlerin böylelikle dirilmemek üzere batmış oldu hak geldi batıl zail oldu Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 dipnot buna karşı beni savunsana Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 dipnot buna karşı beni savunsana kelin melemi olsa kendi başına sürer dipnot ne bilirki, seni savunacak. onun işi gücü eleştiri yapmak fikir üretmek değil.onuda fikirlerine gömdük daha önce cevab veremedi düşünürse hatırlar Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 sana belki ****** der Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 sana belki ******** der allah allah! bize saygıyı o mu öğretecek, Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 öğretemez mi hava gittikçe bozuluyor seviye düştü ilmi olan konuşsun yoksa izlesin biz sadece batıl olan fikirlerini çürüttük ki bazı zayıf akıllılar kelebeklerin ateşe üşüştükleri gibi üşüşüp yanmasınlar diye herkeze saygı selam Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 son sözlerini buraya yazman sence kader mi Alıntı
Φ Fade to Black Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Allah'a iradesizdir diyen biriyle neyi tartışıyorsunuz ben anlamadım. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 *** Kitap: Hadisi Şerif Külliyatı Yazar: Prof. Dr. Talat Koçyiğit Not: Buhari ve Müslim’in rivayet ettikleri Hz. Musa ile Hz. Adem’in konuşmalarını içeren bir hadis vardır. Hz. Musa yasak ağaçtan yemesi dolayısıyla Hz. Adem’i kınayınca, Hz. Adem kendisinin yaratılmadan önce Tevrat’ta isyan edeceği hususunun yazılı olduğunu söyleyerek cevap veriyor. --- Sayfa 347: Hadisi şeriften anlaşıldığına göre Adem ile Musa arasındaki bu münakaşa Adem’in yasak ağaca yaklaşıp malum hatayı işledikten, sonra da bu hatadan tövbe etmesinden sonra cereyan etmiş ve bu sebeple Adem, takdiri ilahiyi yani Allah’ın kendisi hakkındaki takdirini ileri sürerek Musa’nın suçlamasını reddetmiştir. Ancak bu yeryüzünde Allah’ın emirlerine yüz çeviren bir kimsenin günah olan fiillerinden dolayı kötülenemeyeceği ve bu kimsenin kaderini ileri sürerek kendisini mazur gösterebileceği manasında değildir. Aksine her günahkar işlediği günahtan dolayı kötülenir; ta ki günahından tövbe etsin. Ve bir daha bu çeşit günahları işlemeye kalkışmasın. Adem her ne kadar Musa’ya verdiği cevapta kaderini ileri sürerek onu susturmuş ise de bu cevap cennette iken işlemiş olduğu bir hatadan dolayı kendisini Allah’a karşı tebriy e etmek (temize çıkarma) veya suçtan arındırmak manasını ihtiva etmez. Eğer o malum hatayı işleyipte Rabbinin “Birbirinize düşman olduğunuz halde oradan (cennetten) inin. Artık ne zaman benden size hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz” (Taha 123) sözlerine muhatap olduğu zaman “Bu Allah’ın kaderi; kendisine karşı geleceğimizi ezelde takdir etmişti” deseydi, şüphesiz kadere dayanarak kendini sorumluluktan kurtarmaya çalışmış olurdu ki, böyle bir davranış herhangi bir peygambere yakışmazdı. Halbuki Adem malum hatayı işleyip, cennetten çıkarıldığı zaman böyle bir davranışta bulunmamış fakat işlediği hatadan dolayı Rabbına tövbe etmiş af ve mağfiret dilemiştir. “Bundan sonradır ki Adem, Rabbından bazı sözler alıp (O’na yalvarmıştı da) O‘da onun tövbesini kabul etmişti. Zaten tövbeleri kabul ederek bağışlayan yalnız O’dur.” (Bakara 37) Bakara suresinin 30. ayetinde de açıklandığı gibi Allah Teala meleklere “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım“ dediğinde onlar “Orayı ifsad edecek ve kan dökecek kimseler mi yaratacaksın; biz sana hamdederek noksan sıfatlardan seni tenzih, kemal sıfatlarıyla tavsif edip duruyoruz” demişlerdir. Bundan da anlaşılmaktadır ki Adem cennette ebedi kalmak için değil, fakat Rabbi tarafından yeryüzünde halife yapılmak için yaratılmıştır. Bu husus göz önünde bulundurulursa Musa’nın “İşlediğin günahla insanları yeryüzüne indirdin” diyerek onu suçlamasında haklı olmaması gerekir. Eğer Adem, Musa’nın dediği gibi şeytana kanmayıp ta o ağaca yaklaşmasaydı, acaba ne olurdu? Her halde cennetten tardını (kovulmasını) gerektirecek bir günahın işlenmemiş olması dolayısıyla Adem eşiyle birlikte bulundukları yerde kalırlar ve yeryüzü halifeliği de gerçekleşmemiş olurdu. Halbuki Allah onu yeryüzünde halife yapmak için yaratmıştı ve O’nun iradesini engelleyecek hiçbir şey olamazdı. Takdiri ilahi şeytanın Adem’i kandırması, Adem’in cennetten kovulması ve böylece yeryüzü hilafetinin gerçekleşmesi şeklinde tecelli etti. Alıntı
Φ müslüman Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Allah'a iradesizdir diyen biriyle neyi tartışıyorsunuz ben anlamadım. demiş sana katılıyorum Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2006 Allah'a iradesizdir diyen biriyle neyi tartışıyorsunuz ben anlamadım. demiş sana katılıyorum aslında ben kursatotçunun sabit bir fikri olmadığını sürekli değişken bi yapıya sahip olduğunu göstermek istedim ve söylediklerinin ciddiye alınmaması gerektiğini bu başlıkta gösterdim.onun iddiaları şuna benzer bir sayısı hem çifttir hem tektir böyle şey olmaz bunun tek cevabı vardır oda tektir onun söylediği ise belirsizlikte kalıp cevabı olmayan bi şeyi sunmaktan ibarettir durumu ortaya çıktıktan sonra farkındaysanız yazdıklarına cevab bile vermedim çünkü iddialarının ele alınacak bi tarafı yokda ondan onunla tartışmak boşa zaman kaybıdır Alıntı
Φ İsaac Newton Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 arkadaşlar forma yeni üye oldum ve tartışmaya biraz geç katıldım ve o uzun yazıların hepsini okumadım. çünkü okunacak gibi deildi. açıklamalar basit anlaşılır ve sade olmalı. kürşat kardeşimin üstüne gitmek istemiyorum. çünkü o inanan bir çoğundan bence daha iyi biri. çünkü düşünüyor ve arıyor. tebrik etmemek elde diil. yanlış yada doğru önemli olan bu diil. bi yerde zamanla ilgili bi şey gördüm 0___________________G.Z________________________Ş.Z_______________________G.Z________ şimdi zamanın başlangıcı= 0 olsun. G.Z= geçmiş zaman Ş.Z=şimdiki zaman olsun G.Z=gelecek zaman olsun görüldüğü gibi geçmiş zamanın başı yani o noktası aslında ş.z ve g.z nında başlangıç noktasıdır. ama asıl sorunun bu olmadığını biliyoruz.Asıl soru şu zaman nedir? ve nasıl ouşmuştur? zaman kavramını açıklıyacağını stephan hawking idda ediyor ve bu haziran sonunda bunu açıklayacağını söylemiş. big bangdan öncesini açıklayacak bence kitabı bekleyip bi okumalı sonra yazmalı. Orhan veli garip akımı için şunu söylemişti.6 ay önce düşündüklerimle 6 ay sonra düşündüklerim aynı şeyler olmaması çok doğal.eğer 6 ay boyunca değişmeyeceksem niye yaşadım ki?Kürşatın fikirlerinin değişmesi doğal. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 zaman kavramını açıklıyacağını stephan hawking idda ediyor ve bu haziran sonunda bunu açıklayacağını söylemiş. big bangdan öncesini açıklayacak bence kitabı bekleyip bi okumalı sonra yazmalı. Orhan veli garip akımı için şunu söylemişti.6 ay önce düşündüklerimle 6 ay sonra düşündüklerim aynı şeyler olmaması çok doğal.eğer 6 ay boyunca değişmeyeceksem niye yaşadım ki?Kürşatın fikirlerinin değişmesi doğal. sayın isaac newton fikirler değişebilir belki bu kabul edilebilir bizim itirazımız 3 gibi tek bir sayıya hem çift hemde tek denmesidir böyle şey olurmu ya tek dersiniz ya çift dersiniz bunun cevabınada tek denirse doğru çift denirse yanlıştır denilir ama hem tek hem çifttir denilirse bu adama sen dersin buyur söyle Alıntı
Φ İsaac Newton Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 ben kürşatı savunuyor gibi mi göründüm?....... bence 3 ya tektir yada çifttir olayında yanılıyorsun.Philadelphia deneyini bilir misin? gerçi ABD savunma bakanlığı halen reddediyor böyle bi deney olmadığını ama... deneyin aslı şu sanırsam 2. dünya savaşında amerika deniz altlarının radara yakalanmaması için bilim adamlarından bi şey geliştirmelerini ister. onlarda deneyi yapmaya koyulur. olay ilk başlar çok basittir. çünkü bilim adamları yeterince manyetik alan oluşturduklarında deniz altlarının radara yakalanmayacağını düşünür. yeterli manyetik alanı oluştururlar ve deneyi yaparlar gemi önce toz bulutu gibi olur görünmez gibi olur.ve bunu sadece manyetik alanla yapıyorlar. deneyi bitirince içerdeki mürettebata bakılır. kimisi kafayı yemiştir.kimisinin elleri yada kolları geminin demir parçalarının içine işlemiştir. kimiside yoktur.kaybolur. neyse deneyi ikinci kez yapmaya koyulurlar. bu sefer daha büyük bi manyetik alanla. gemiden yeşil bi ışık çıkar ve gemi kaybolur. ilerliyen yıllarda duyarlarki o gün deney yapılırken gemi kaybolduğunda 600 mil ötede bi yerde görülmüştür. garip olan bi şey daha vardır. gemi daha önce orda bulunmuştur. işte bu noktada zaman kavramı işin içine girer. aslında hep seçimler vardır ve biz şu an burdaysak bu bizim seçimimmizdir ve her seçim bi vazgeçimi zorunlu kılar.aslında burayı seçsek bi ordayızdır da. başka bi şey daha unutma ki 3 ün tekliği yada çiftliği konusunda bugünkü bilgilerimize ulaşmamızı sağlayan insanlar. bize böyle öğretildiği için ve bunun yarın aslında hiçte böyle olmadığını söylerlerse. ya ben uzun yazmaktan nefret ederim. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 ben kürşatı savunuyor gibi mi göründüm?....... bence 3 ya tektir yada çifttir olayında yanılıyorsun.Philadelphia deneyini bilir misin? gerçi ABD savunma bakanlığı halen reddediyor böyle bi deney olmadığını ama... deneyin aslı şu sanırsam 2. dünya savaşında amerika deniz altlarının radara yakalanmaması için bilim adamlarından bi şey geliştirmelerini ister. onlarda deneyi yapmaya koyulur. olay ilk başlar çok basittir. çünkü bilim adamları yeterince manyetik alan oluşturduklarında deniz altlarının radara yakalanmayacağını düşünür. yeterli manyetik alanı oluştururlar ve deneyi yaparlar gemi önce toz bulutu gibi olur görünmez gibi olur.ve bunu sadece manyetik alanla yapıyorlar. deneyi bitirince içerdeki mürettebata bakılır. kimisi kafayı yemiştir.kimisinin elleri yada kolları geminin demir parçalarının içine işlemiştir. kimiside yoktur.kaybolur. neyse deneyi ikinci kez yapmaya koyulurlar. bu sefer daha büyük bi manyetik alanla. gemiden yeşil bi ışık çıkar ve gemi kaybolur. ilerliyen yıllarda duyarlarki o gün deney yapılırken gemi kaybolduğunda 600 mil ötede bi yerde görülmüştür. garip olan bi şey daha vardır. gemi daha önce orda bulunmuştur. işte bu noktada zaman kavramı işin içine girer. aslında hep seçimler vardır ve biz şu an burdaysak bu bizim seçimimmizdir ve her seçim bi vazgeçimi zorunlu kılar.aslında burayı seçsek bi ordayızdır da. başka bi şey daha unutma ki 3 ün tekliği yada çiftliği konusunda bugünkü bilgilerimize ulaşmamızı sağlayan insanlar. bize böyle öğretildiği için ve bunun yarın aslında hiçte böyle olmadığını söylerlerse. ya ben uzun yazmaktan nefret ederim. sayın isaac yüksek ile alçak eşit olmaz kim ki eşit derse aklından şüphe ederim 3 ün de tekliğinden şüphe edenin aklından şüphe ederim zaman konusuna gelincede zaman allahın varlığına ve birliğine başka bir alemin varlığına delildir Alıntı
Φ İsaac Newton Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 evet sizi anlıyorum ama görünen o ki siz beni anlamıyorsunuz. O,yalnız ağaran tanyerini görüyor ben, geceyi de Sen, yalnız geceyi görüyorsun, ben ağaran tanyerinide. Nazım hikmet ran benim aklımdan bazen bende şüphe ediyorum. ama yinede ben yaratanın varlığına sizin gibi inanmıyorum. ben düşünüyorum. etrafıma bakıyorum. her şeyde onun imzası var. hiç bir şey kendiliğinden olmadı. evrim teorisinede inanmıyorum. ama aklımın almadığı bi şey var. yaratan önce insanları yarattı ve sonra onları sınamak istedi. neden bunu yapmak istediki? işte benim aklımın almadığı sorun bu. neden insanları sınamak istedi. neden insan diye bi şey yarrattı. ve daha öncesi. kusura bakmayın ama ben sizden daha çok müslümanların içinde yetiştim. ve bu beni islamdan soğuttu. çoğunun içiyle dışı bir diildi. ve hiç biri düşünmüyordu. 3 ün tekliği konusuna gelince. ben insan oğluna güveniyorum elbet onuda bi gün yapacaktır. ve eminim halan anlamıyorsunuzdur benim nasıl olurda sınava inanmadığımı. rica ederim lütfen artık cevap yazmayın ilminiz olmadığı konular hakkında konuşmak ancak gereksiz tartışmaları getirecektir beraberinde.bence daha faydalı konular var tartışılacak. mesela insanlar için çalışmak onların hayatlarını daha iyi yapmak için uğraşmak. her insana yararlı bi şeyler yapabilmek ve her insanı gülerken görebilmek.artık kanların akmaması için uğraşmak.bunları konuşalım. Yaratanın olmadığına inanları ben de anlamıyorum. ama akıllarından şüphe etmiyorum.çünkü onların akıllarını yaratanda Allah ve onun yarattıpını biliyorum. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2006 evet sizi anlıyorum ama görünen o ki siz beni anlamıyorsunuz. O,yalnız ağaran tanyerini görüyor ben, geceyi de Sen, yalnız geceyi görüyorsun, ben ağaran tanyerinide. Nazım hikmet ran benim aklımdan bazen bende şüphe ediyorum. ama yinede ben yaratanın varlığına sizin gibi inanmıyorum. ben düşünüyorum. etrafıma bakıyorum. her şeyde onun imzası var. hiç bir şey kendiliğinden olmadı. evrim teorisinede inanmıyorum. ama aklımın almadığı bi şey var. yaratan önce insanları yarattı ve sonra onları sınamak istedi. neden bunu yapmak istediki? işte benim aklımın almadığı sorun bu. neden insanları sınamak istedi. neden insan diye bi şey yarrattı. ve daha öncesi. kusura bakmayın ama ben sizden daha çok müslümanların içinde yetiştim. ve bu beni islamdan soğuttu. çoğunun içiyle dışı bir diildi. ve hiç biri düşünmüyordu. 3 ün tekliği konusuna gelince. ben insan oğluna güveniyorum elbet onuda bi gün yapacaktır. ve eminim halan anlamıyorsunuzdur benim nasıl olurda sınava inanmadığımı. rica ederim lütfen artık cevap yazmayın ilminiz olmadığı konular hakkında konuşmak ancak gereksiz tartışmaları getirecektir beraberinde.bence daha faydalı konular var tartışılacak. mesela insanlar için çalışmak onların hayatlarını daha iyi yapmak için uğraşmak. her insana yararlı bi şeyler yapabilmek ve her insanı gülerken görebilmek.artık kanların akmaması için uğraşmak.bunları konuşalım. Yaratanın olmadığına inanları ben de anlamıyorum. ama akıllarından şüphe etmiyorum.çünkü onların akıllarını yaratanda Allah ve onun yarattıpını biliyorum. kusura bakma ama yazdıklarından hiç bir şey anlamadım herşeyi birbirine katmışsın mesala 3 ün tekliği konusuna gelince. ben insan oğluna güveniyorum elbet onuda bi gün yapacaktır.bununla ne demek istedin.dahası allaha inanıyorum demişsin ama bu inancın temeli peygamberlerdir çünkü allahın varlığını peygamberden başkası iddia etmedi o halde aynı peygamberlerin hepsi dünya bir imtihandır bundan sonra hesab vardır hepside cennet ve cehennemden bahsetti peygamberin allah vardır sözüne inanıyorsunda burda imtihan ediliyoruz sözüne inanmıyorsun? herkez bu dünyada yaptığıyla kalacakmı bunu başda kendi vicdanın kabul edemez mutlaka bu hayatın sorgusu olmalı suçluların suçu karşılıksızmı kalacak,ıraktaki conilerin yaptığı yanlarına mı kalacak filistinde babasının kucağında vurulan çocuk seyretmişsindir şimdi onu vuran asker hiç ceza almayacakmı bunu vicdanına sor Alıntı
Φ Panteidar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Görüyorum ki konu başlığı ile içerik ve sonuç çok farklı. Kürşat'ın fikirleri çürütüleceği yerde, Kürşat kelamcılara bayağı bir ders vermiş görünüyor. Bu durum Kürşat'ın fikirlerinin tam doğru olduğunu göstermese de kelamcıların düşüncelerinin doğru olmadığını göstermesi açısından önem arz ediyor. Sonuç olarak kelamcılar, Kürşat'ın karşısında daha çok ter döker. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Görüyorum ki konu başlığı ile içerik ve sonuç çok farklı. Kürşat'ın fikirleri çürütüleceği yerde, Kürşat kelamcılara bayağı bir ders vermiş görünüyor. Bu durum Kürşat'ın fikirlerinin tam doğru olduğunu göstermese de kelamcıların düşüncelerinin doğru olmadığını göstermesi açısından önem arz ediyor. Sonuç olarak kelamcılar, Kürşat'ın karşısında daha çok ter döker. kürşat **** oldu okumadın galiba önce cevabları oku ondan sonra yazacaksan yaz sayın panteidar Alıntı
Φ Panteidar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Yağmur kardeşim; Ben yazılanları okudum. Çok söz yazmak, ezici ve alaycı konuşmalar yapmak fikrini üstün kılmak demek değildir. İnsan vardır; 2 cümleyle kitap kadar konuşur, insan vardır; kitap kadar konuşur ama konuştukları 2 cümle etmez. Allah'ın yarattıklarında tek bir kanunsuzluk göremezsiniz. Kainatta ve dünyada her olay, her gelişme Allah'ın kanunları çerçevesinde yürür. O'nun herşeyi bilimseldir. Siz önce Allah'ı bir sihirbaz gibi görmekten vazgeçin. "Ol" emrini, "Ne isterse anında yoktan var eder" basitliğiyle anlayıp Allahın ilmine, bilime sırt çevirenler Allah'ı anlamaktan yoksundurlar. Allah yarattığı her bir şeyi, daha önce yarattığından oluşturmuştur. Bu zincir ta ki kendisine kadar gider. Yokluktan, hiçlikten birşey çıkmaz. Allah alemi kendinden yaratmıştır. Bu yaratma ise zorunlu bir sudur (taşma) fiilidir. Bunu anlayamadan, kavrayamadan ne söyleseniz boştur, çürüttüğünüzü sandığınız fikir değil, görüş değil hakikattir. Hakikatleri bugün çürüttüğünü sananlar, yarın onu tekrar karşılarında bulurlar. Kürşat'ın Kur'andaki ayetlerden yola çıkarak ulaştığı sonuçlar ise tartışılır tabi. Örneğin, Allah'ın zalim olduğu sonucuna ulaşması benim tarafımdan kabul görmez. O, Kur'an'daki ayetlerle bu sonuca varmıştır. Benim inancımda ise herşeyden önce Allah gelir. Birileri çıkıp Kur'an'ı çürütebilir belki ama benim Allah inancım çürütülmüş olmaz. Bu durumda sorgulayacağım şey Allah değil, din olur, kitap olur. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Yağmur kardeşim; Ben yazılanları okudum. Çok söz yazmak, ezici ve alaycı konuşmalar yapmak fikrini üstün kılmak demek değildir. İnsan vardır; 2 cümleyle kitap kadar konuşur, insan vardır; kitap kadar konuşur ama konuştukları 2 cümle etmez. Allah'ın yarattıklarında tek bir kanunsuzluk göremezsiniz. Kainatta ve dünyada her olay, her gelişme Allah'ın kanunları çerçevesinde yürür. O'nun herşeyi bilimseldir. Siz önce Allah'ı bir sihirbaz gibi görmekten vazgeçin. "Ol" emrini, "Ne isterse anında yoktan var eder" basitliğiyle anlayıp Allahın ilmine, bilime sırt çevirenler Allah'ı anlamaktan yoksundurlar. Allah yarattığı her bir şeyi, daha önce yarattığından oluşturmuştur. Bu zincir ta ki kendisine kadar gider. Yokluktan, hiçlikten birşey çıkmaz. Allah alemi kendinden yaratmıştır. Bu yaratma ise zorunlu bir sudur (taşma) fiilidir. Bunu anlayamadan, kavrayamadan ne söyleseniz boştur, çürüttüğünüzü sandığınız fikir değil, görüş değil hakikattir. Hakikatleri bugün çürüttüğünü sananlar, yarın onu tekrar karşılarında bulurlar. Kürşat'ın Kur'andaki ayetlerden yola çıkarak ulaştığı sonuçlar ise tartışılır tabi. Örneğin, Allah'ın zalim olduğu sonucuna ulaşması benim tarafımdan kabul görmez. O, Kur'an'daki ayetlerle bu sonuca varmıştır. Benim inancımda ise herşeyden önce Allah gelir. Birileri çıkıp Kur'an'ı çürütebilir belki ama benim Allah inancım çürütülmüş olmaz. Bu durumda sorgulayacağım şey Allah değil, din olur, kitap olur. sayın panteidar bi defa ben kelamcı filan değilim yalnız kürşatın iddiaları gerçeğe aykırı. bir çocuk bile onun iddialarının asılsız olduğunu ispat edebilir. mesala haşa allaha iradesiz demesi yada haşa allahın başlangıcına delil gibi asılsız iddialarını bir iki kelime ile yada misal ile gösterebiliriz. sizin zorunlu olarak tabirinizde yanlıştır sayın panteidar böyle bir şey allah için düşünülemez o dilerse yaratır dilerse yaratmaz o kendisindende başka ilah bulunmayan tek allahtır onu zorlayacak hiç bir şey yoktur. bilmiyorum bana göre kürşata göre biraz daha iyimser geldiniz ama şunuda söyleyeyim bilgimiz pek azdır her şeyi de bilip bilmeden konuşuyoruz her yazdığımızdan da sorumluyuz yazdıklarımız bizde kalsa bu kadar sorumlu olmayız ama buraya yazdığımız zaman binlerce insan okuyor etkilenenler mutlaka olabilir.bu yüzden şahsım olarak yazdığım şeyi dönüp dönüp tekrar okuyorum acaba yanlış bi şey yazarımda kötü bi şeye sebeb olurum diye.bence yazılarımız bu şekilde olmalı şüpheli gördüğümüz şeyi bile yazmamalıyız diye düşünüyorum Alıntı
Φ Panteidar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Zorunluluktan kastım, kendi haline bırakıldığındaki oluşumdur. Suyun akması, güneşin ışık saçması gibi. Burada önemli olan, bu taşma özelliğinin Allah tarafından bilinçle, ilimle, kudretle alemlere dönüştürülmesi, biçimlendirilmesi ve yaşamın yaratılmasıdır. Yazdıklarımızın tabi ki sorumluluğu vardır. Okuyan insanların bundan kötü etkilenmemesi, yanlış yönlere kanalize olmaması için dikkatli ve sorumlu yazmalıyız. Bilhassa din ve mezhep ayrılıklarını, şeriat düzenini, hurafeleri, gericiliği ve yobazlığı eleştirenler, okuyucuların ateist düşüncelere kaymasına karşı, dini, Kur'an'ı, hadisleri savunanlar, dini yazılar yazanlar ise, okuyucuların teokratik şeriat düzeni anlayışına kaymamaları konusunda tedbirli olmalıdır. Alıntı
Φ yağmur Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Zorunluluktan kastım, kendi haline bırakıldığındaki oluşumdur. Suyun akması, güneşin ışık saçması gibi. Burada önemli olan, bu taşma özelliğinin Allah tarafından bilinçle, ilimle, kudretle alemlere dönüştürülmesi, biçimlendirilmesi ve yaşamın yaratılmasıdır. Yazdıklarımızın tabi ki sorumluluğu vardır. Okuyan insanların bundan kötü etkilenmemesi, yanlış yönlere kanalize olmaması için dikkatli ve sorumlu yazmalıyız. Bilhassa din ve mezhep ayrılıklarını, şeriat düzenini, hurafeleri, gericiliği ve yobazlığı eleştirenler, okuyucuların ateist düşüncelere kaymasına karşı, dini, Kur'an'ı, hadisleri savunanlar, dini yazılar yazanlar ise, okuyucuların teokratik şeriat düzeni anlayışına kaymamaları konusunda tedbirli olmalıdır. sayın panteidar dediğim gibi benim bu konuda bildiğim şudur oda allahın bildirdiğidir ben gizli bi hazineydim bilinmek için her şeyi yarattım bir cümledir ama süt çocuğundan tutda en yüksek prof'a kadar tüm insanların anlayabileceği bir cümledir bizim bilmemiz gereken dünyada allahın varlığına ve birliğine iman etmemiz ölümden sonra hesabın olacağı ve bizim dünyada yap dediklerini yapmamız ve yapma dediklerini yapmamamız olduğudur bunlarda peygamber efendimiz bize bildirmiştir bellidir hatalarımız olacaktır elbet nefis var şeytan boş durmuyor ama önemli olan hatalı olduğumuzu anladığımız zaman bu hatadan pişmanlık duyup bir daha işlememek için gayret göstermek olacaktır bu yüzden bilmediğim konularda yorum yapmak istemiyorum az önce saydığım sebeblerden dolayı Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 d:ben gizli bi hazineydim bilinmek için her şeyi yarattım c: meşhur uydurma hadistir Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.