Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ATATÜRK'ÜN BALIKESİR HUTBESİ


Önerilen İletiler

Ey Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allahın esenliği, sevgisi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabı Hak tarafından insanlara dini gerçkleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur'an'daki mânası açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunarı arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarını yapan Cenabı Hak'tır.

 

Arkadaşlar; Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Hazreti Peygamber'in mübarek yolunda bulunduğumuz bu dakikada milletimize; milletimizin bugününe ve geleceğine ait hususları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde Allah'ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna eriştiren Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu fırsat ile büyük bir sevab kazanacağımı ümit ediyorum. Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak, danışmak için yapılmıştır. Millet işlerinde her kişinin zihnini ayrı ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerinizi anlamak istiyorum. Milli amaçlar, milli irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, milletin bütün kişilerinin arzularının, emellerinin sonuçlarından ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.

 

Hutbeler hakkında sorulan sorudan anlıyorum ki, bugünkü hutbelerin şekli, milletimizin duygusal fikirleri ve lisanı ile medeni ihtiyaçlarıyla uygun görülmektedir. Efendiler, hutbe demek topluma hitabetmek, yani söz söylemek demektir. Hutbenin manası budur.

 

Hutbe denildiği zaman bundan birtakım kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber'in hayatta olduğu mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi. Gerek Peygamber Efendimiz ve gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediği şeyler o günün sorunlarıdır, o günün askeri, idâri, mâli ve siyasi, sosyal konularıdır. İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri gerilemeye başlayınca, Cenabı Peygamber'in ve dört halifenin hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkân kalmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım kişileri memur etmişlerdir. Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen kişiler idi. Onlar camilerde ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için bir şart lâzımdı. O da milletin lideri olan kişinin halka doğruyu söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü, her şey açık söylendiği zaman halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli yaptılar. Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması ve onların da bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, Halife ve Padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç halkın aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir, başka şey değildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir. Geçen yıl Millet Meclisi'nde söylediğim bir nutukta demiştim ki "Minberler halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan kaynağı, ışık kaynağı olmuştur." Böyle olabilmek için minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun olması lazımdır. Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve medeni olayları hergün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır.

 

 

07 Şubat 1923 BALIKESİR - Zagnos Paşa Camii

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Web Siteme Git

 

 

bütün bunlar kaynağı belli olmayan ve tümüyle gerçek dışı bilgilerdir. cumhuriyet ve laik demokrasiyle sorunlu bir zihniyetin ortaya attığı, kötü niyetli kesimlerin kışkırtma malzemesi olarak kullandığı bu tip paylaşımların, burada kimsenin kafasını karıştıracağını sanmıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Web Siteme Git

 

 

bütün bunlar kaynağı belli olmayan ve tümüyle gerçek dışı bilgilerdir. cumhuriyet ve laik demokrasiyle sorunlu bir zihniyetin ortaya attığı, kötü niyetli kesimlerin kışkırtma malzemesi olarak kullandığı bu tip paylaşımların, burada kimsenin kafasını karıştıracağını sanmıyorum.

Siz önce tarihi bir araştırın belgelere bakın öyle yorum yapın diyorum Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93 A.S.D.Bir bakın okuyun öyle yorum yapın

...bunlar belgeli ve resimlerl bile kanıtlanmıştır.

Pes doğrusu

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ee ne oldu bunu yazdınız da anlam veremedim şimdi ben, ne demek istiyorsunuz yani, Atatürk müslümandır, Allah'a inanır, peygambere inanır, kitaplarına inanır vs. vs.

 

Bu yazılanları nereye çekmeliyiz, onu da bir söyleseydiniz, kimi daha çok ilgilendiriyor, kim için eklediniz bunu buraya?

 

AKP lileri benimsemeyenlere, eleştirenlere mi?

Yoksa

Atatürk'e dinsiz diyenlere mi?

Hangisine?

 

Gerçi ben cevabı biliyorum ama belki bilmeyenler vardır, hele bir cevaplayın da onlar da öğrensinler...

 

Tarihin temel ilkelerinden birisi yer ve zaman, neden-sonuç ilişkisi içinde incelenmesidir biliyorsunuz değil mi? Bu hutbe o dönem göz önüne alınıp değerlendirildiğinde belki verilmesi uygun düşen bir hutbe olabilir ama emin ol, Atatürk şu an yaşıyor olsaydı, ne böyle bir hutbe verirdi ne de bugünlerde olan bitenlere müsade ederdi...

 

Bu cümlelerdeki anlama sadece islami açıdan yaklaşıp, o pencereden bakan arkadaşlar,

 

Ben müslümanlığa inanmıyorsam ve hatta hiçbir dine inanmıyorsam, bu yazılanların bana ne bir katkısı ne de bir faydası olur. Biliyorsunuz değil mi TC Anayasasında dini kapsayan tek bir cümle yoktur (yoktu ama cok sevgili Erdoğan Efendiniz sayesinde olacak)

 

Atatürk'ün inançlı olup olmaması ne beni ilgilendirir, ne de sizi... Onun müslümanlığı Türk toplumuna mal edilemez çünkü aslında din toplumsal birşey değildir, din kişinin özgür iradesiyle ömür boyu sürdüreceği yahut bir zaman geldiğinde gerekirse değiştirebileceği veya hepten vazgeçebileceği kişisel bir inançtır.

 

Günah benim, sevap benim ne günahıma ne de sevabıma katkın veya engelin olamaz (ben buna müsade etmediğim sürece)... İnançları topluma mal etmek kadar saçma sapan birşey olamaz, nitekim şu an yapılan budur.... Ben inancıma veya inançızlığıma nasıl ki Atatürk'ü referans gösteremezsem aynı şekilde sizler de inancınıza Atatürk'ü referans olarak gösteremez ve "ben inanıyorum o da inanıyormuş bakın", muhabbeti yapamazsınız. İnanıyorsanız inanıyorsunuzdur, inanmıyorsanız da inanmıyor...

 

Birşey merak ettim, siz bu yazıyı kendinize referans aldığınıza göre Atatürk eğer "Din iyi birşey değildir" deseydi bu da sizi bu kadar etkileyecek miydi? Madem bu yazıyı bu kadar önemsiyorsunuz o halde bir de Bursa Nutku' nda söylediklerine bakın... Belki Atatürk'ün söylemek istediği bundan başka şeyler de vardır;

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün Bursa Nutku:

 

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir.

 

Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

 

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

 

Etkilendin mi bu yazıdan? Ben de senin gönderdiğinden etkilenmedim :D

 

DİN NE TOPLUMA MAL EDİLEBİLİR NE BİR KİŞİNİN ŞAHSİ ÇIKARLARINA, KOLTUK SEVDASINA NE DE SİYASETE (hele hele siyasete hiç, çünkü siyaset sürekli renk değiştiren bir kavramdır, örnek mesela 10 yıl önce gelen, türbanı yasaklar, 10 yıl sonra gelen türban yasağını kaldırır, bir önceki hükümette yasaklanan kitaplar, bir sonraki hükümette yeniden raflardaki yerini alır vs. vs.) ALET EDİLEBİLİR.

 

YANİ ANLAYACAĞINIZ HERKESİ DİNİ KENDİSİNE...

 

Atatürkü sevmek bu değildir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ee ne oldu bunu yazdınız da anlam veremedim şimdi ben, ne demek istiyorsunuz yani, Atatürk müslümandır, Allah'a inanır, peygambere inanır, kitaplarına inanır vs. vs.

 

Bu yazılanları nereye çekmeliyiz, onu da bir söyleseydiniz, kimi daha çok ilgilendiriyor, kim için eklediniz bunu buraya?

.

.

.

DİN NE TOPLUMA MAL EDİLEBİLİR NE BİR KİŞİNİN ŞAHSİ ÇIKARLARINA, KOLTUK SEVDASINA NE DE SİYASETE (hele hele siyasete hiç, çünkü siyaset sürekli renk değiştiren bir kavramdır, örnek mesela 10 yıl önce gelen, türbanı yasaklar, 10 yıl sonra gelen türban yasağını kaldırır, bir önceki hükümette yasaklanan kitaplar, bir sonraki hükümette yeniden raflardaki yerini alır vs. vs.) ALET EDİLEBİLİR.

 

YANİ ANLAYACAĞINIZ HERKESİ DİNİ KENDİSİNE...

 

Atatürkü sevmek bu değildir

 

bbu yazının burda olması neden zorunuza gitti anlam veremedim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bbu yazının burda olması neden zorunuza gitti anlam veremedim...

Zora gidecek bişey yok arkadaşımın zorunada gitmemiştir ama hep kurnazlık yaptığınızı sanıyorsunuz ya, sırıtıyor buralardan... Ne zaman öğreneceksiniz insanların sizin inancınızla yücelmeyeceğini, başkalarının inancıyla sizin yücelmeyeceğinizi... Neden bu çabanız ne kazanıyorsunuz bundan? Yani bu dini görüşlerinizi topluma yaymaya çalışmak çokmu önemsiyorsunuz bunu...? :)

 

Bu arada sevgili Gloria'nın yazdığı yazıya aynen katılıyorum... Teşekkürler arkadaşım... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zora gidecek bişey yok arkadaşımın zorunada gitmemiştir ama hep kurnazlık yaptığınızı sanıyorsunuz ya, sırıtıyor buralardan... Ne zaman öğreneceksiniz insanların sizin inancınızla yücelmeyeceğini, başkalarının inancıyla sizin yücelmeyeceğinizi... Neden bu çabanız ne kazanıyorsunuz bundan? Yani bu dini görüşlerinizi topluma yaymaya çalışmak çokmu önemsiyorsunuz bunu...? :)

 

Bu arada sevgili Gloria'nın yazdığı yazıya aynen katılıyorum... Teşekkürler arkadaşım... :clover:

 

 

1)benim oyle bişeyi ogrenmek veya ogrenmemek gibi derdim yok..

 

2)kurnazlık yaptıgımı dusnuyosan o senın kendi sorunun

 

3)ben yazıda kendi dini gorusumden bahsedmedim..atatürkün hutbesini taşıdım buraya..ama bence kesınlıkle rahatsız oldun

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1)benim oyle bişeyi ogrenmek veya ogrenmemek gibi derdim yok..

 

2)kurnazlık yaptıgımı dusnuyosan o senın kendi sorunun

 

3)ben yazıda kendi dini gorusumden bahsedmedim..atatürkün hutbesini taşıdım buraya..ama bence kesınlıkle rahatsız oldun

 

evet biliyorum yok böyle bir derdiniz, siz sorumluluk sahibisiniz biz zavallılara doğru yolu göstereceksiniz, zorla görmek istemeyenlere tahammül edeceksiniz (artık nereye kadarsa) sonrasını Allah bilir... :)

 

kurnazlık yaptığını düşünüyorum Atatürk'ün inancıyla bir yere varamazsın... :)

 

Sen Atatürk'ün yazılarından yola çıkarak kendi fikrine onay bekliyorsun...

 

Ama neye üzülüyorum biliyormusunuz yaşadığımız dünyada onca sorun varken, onca kan ve gözyaşı varken bütün duyarlılığınızı tek bir yöne veriyorsunuz gencecik insanlarsınız biraz geniş açıdan bakmaya çalışsanız, KUTSAL OLAN İNSANDIR NEYE İNANIYOR OLURSA OLSUN ÇÜNKÜ HER İNSANDA ALLAHTAN BİR NUR VARDIR, İNSAN ELİYLE YAPILAN NESNELERE GEREĞİNDEN FAZLA ANLAM YÜKLEYEREK KENDİ ÖZÜNÜZLE ÇELİŞİYORSUNUZ...

 

sizler kabul etsenizde etmesenizde 6,5 milyarlık gezegende Allah dileseydi herkes aynı şeye inanırdı onun için düşmanımız başka dinlere inananlar değil, düşmanlarımız insanlığımızdan uzaklaştıranlar, sömürgeciler, yoksa hiç birimizin inancının diğerine yararı ya da zararı olmaz...

 

bilmem anlatabildim mi? -_-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet biliyorum yok böyle bir derdiniz, siz sorumluluk sahibisiniz biz zavallılara doğru yolu göstereceksiniz, zorla görmek istemeyenlere tahammül edeceksiniz (artık nereye kadarsa) sonrasını Allah bilir... :)

 

kurnazlık yaptığını düşünüyorum Atatürk'ün inancıyla bir yere varamazsın... :)

 

Sen Atatürk'ün yazılarından yola çıkarak kendi fikrine onay bekliyorsun...

 

Ama neye üzülüyorum biliyormusunuz yaşadığımız dünyada onca sorun varken, onca kan ve gözyaşı varken bütün duyarlılığınızı tek bir yöne veriyorsunuz gencecik insanlarsınız biraz geniş açıdan bakmaya çalışsanız, KUTSAL OLAN İNSANDIR NEYE İNANIYOR OLURSA OLSUN ÇÜNKÜ HER İNSANDA ALLAHTAN BİR NUR VARDIR, İNSAN ELİYLE YAPILAN NESNELERE GEREĞİNDEN FAZLA ANLAM YÜKLEYEREK KENDİ ÖZÜNÜZLE ÇELİŞİYORSUNUZ...

 

sizler kabul etsenizde etmesenizde 6,5 milyarlık gezegende Allah dileseydi herkes aynı şeye inanırdı onun için düşmanımız başka dinlere inananlar değil, düşmanlarımız insanlığımızdan uzaklaştıranlar, sömürgeciler, yoksa hiç birimizin inancının diğerine yararı ya da zararı olmaz...

 

bilmem anlatabildim mi? -_-

 

 

Kendi kendini ele veriyosun arkadasım..********* cıkar gozlerinden ve sen dunyaya daha geniş bak bence..düşünse herkes müslüman olsaydı kim cehenneme giderdi?veya ibadetin bi anlamı kalırmıydı?insanlar arasındaki tek üstünlük takvadır.bu hayat bir sınavdır bu fani dunyada sınavı gecersen ebedi mutluluga ebedi hayatta varırsın..

 

yaşadıgım dunyadaki sorunlara sessiz kaldıgımı nerden bılıyosun..sen benım ne iş yaptıgımı nasıl bir kişi oldugumu bılıyomusun??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.