Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Kıyamet Ne Zaman ve Nasıl Gerçekleşecektir ? Dr. Muhammed Bozdağ Kıyamet Saati “Kıyamet, filan tarihte kopacaktır.” demek haddime olmadığı halde, burada size tarih tahmin etme cüretinde bulunacağım. Elbette kimse yarın başına ne geleceğinden emin olamaz. Ama, ölüm yaklaştıkça, yakınlığını hissedersiniz. Yaratan, yaklaşarak iyice açıklanma noktasına gelen kıyameti “Neredeyse gizleyeceğim.”(1) diyor. Kıyamet iyice yaklaştığında da, geldi geliyor demeye başlarsınız ve tahminleriniz doğruya yaklaşır. Allah şöyle uyarır: “Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun zamanını Ondan başkası açıklayamaz. O göklere de, yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir.”(2)“Kıyametin zamanı hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez.”(3)“Kıyamet yaklaştıkça yaklaşmıştır.”(4)“Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz. Habersiz oyalanıyorsunuz.”(5) Kur'an'dan kıyamet senaryoları 26 Ekim 1992 gecesi rüyamda kıyametin kopuşunu görmüştüm. Kıyametin başlayacağını anlayınca, caddelere daldım; karşılaştıklarımı kollarından tutup, ahirete hazırlanmamız gerektiğini anlatıyordum. Her kimi yakaladıysam, sözümü bitiremeden elimden sıyrılıp gitti. Anlatamamamın üzüntüsüyle koşuştururken, yıkılış başladı ve ben köşeme çöküp, ölümü izledim. Dünya dalgalanıyor; çatlayıp parçalanan zeminlerden alevler fışkırıyordu. Üzerime serpilecek kaya, dağ veya alev yığınlarının korkusu içerisindeydim. Dizlerime kapanıp beklerken, “Allah’ım, bana acı verme!” diyordum. Karanlıkta bedenimi kaybettim. Ardından, kömürleşmiş harabeler üzerinde gözlerimi açtım; bir yerlere doğru ilerliyordum. İçimden, “Neden dinlemedik, anlamadık.” diye üzülüyordum. Başımı çevirip, toprağı siyah, göğü karanlık gördüğüm anda uyandım. Sabahleyin, TBMM Soruşturma Komisyonlarındaki görevime gittim. Bir elimde günün gazetesi, diğer elimde çayı yudumlarken, rüyamı anlamlandırmaya çalışıyordum. Gazetenin rasgele bir sayfasını açtım. Gözüm “Kıyametin tarihi belirlendi” şeklindeki başlığa takıldı. Heyecanlandım, ürperdim. Haber şöyleydi: “Herkesin merak ettiği kıyamet günü, sonunda açıklandı: 14 Ağustos 2126. İngiliz-Avustralya Rasathanesinde görevli ünlü gökbilimci Duncan Stell, üç mil genişliğindeki Swift Tuttle adlı bir kuyruklu yıldızın saniyede 37 mil süratle üzerimize geldiğini ve hesaplanan tarihte, bir milyon nükleer bombadan daha etkili bir patlamayla yeryüzüne çarpacağını açıkladı.”(6) Haberin rüyamın üzerine gelmesinden etkilendim ve kıyametin tarihiyle ilgili araştırmalar yaptım. Hz. Muhammed’in (asm) “Ümmetimin ömrü bin seneyi geçecek; fakat bin beş yüz seneyi çok aşmayacaktır.”(7) dediğini okudum. Ebced hesabıyla yorumlanan bir hadisten de Hicri 1545 (Miladi 2120) tarihinin kıyamet yılı olabileceğinin bulgulandığını gördüm.(8) Bunlara benzer başka tarihleri de yan yana getirdiğimde, ilginç bir örtüşmenin yaklaşık aynı yıllara işaret ettiğini anladım. Bu rüyadan dokuz yıl sonra, kıyamet hakkında bir kitap yazmak istedim; verileri toparladım.(9) Swift-Tuttle’la ilgili gelişmeleri konunun uzmanlarından Prof. Brian G. Marsden’e sordum. Prof. Marsden’in, 17 Nisan 2001 tarihli e-posta cevabı şöyleydi: “Eğer yörüngesi dünyanın yörüngesiyle kesişen Swift-Tuttle, gelecek geçişinde dünyaya çarpacak olsaydı, bu 14 Ağustos 2126’da olacaktı. Kuyruklu yıldız her geçişinde gecikme yapıyor. Çinlilerin M.Ö. 68 ve M.S. 188 yıllarındaki gözlemlerini de dikkate alarak yapılan hassas hesaplamalarda, o tarihte dünyaya çarpma ihtimalinin çok düşük olduğu anlaşıldı.” Prof. Marsden’e, 2120’de herhangi bir çarpışma ihtimali olup olmadığını da sordum. “O tarihte bir çarpışma olacaksa, bunun bizim henüz bilemediğimiz bir gökcismiyle olabileceğini” yazdı. Bilemediğimiz göktaşlarının dünyaya yaklaşıyor olma ihtimalleri yüksekmiş demek. NASA bilim adamlarına göre, 2004 Haziran ayında keşfedilen 400 metre çapındaki 2004 MN4 adı verilen göktaşı 13 Nisan 2029’da üç yüzde bir ihtimalle dünyaya çarpabilirmiş.(10) Göktaşı yaklaştıkça çarpışma ihtimali artıyor; hesaplanan son ihtimal otuz sekizde bir(11)… Daha böyle ne haberler okuyacağız, hiç de ciddiye almadan… Gerçekten de 2100 yılından sonrası tufan mı olacak? Artık önümüzdeki 50-70 yılın ardından, kıyamet saatine kadar çevresel dengesizlikler birbirini kovalayacak mı? Kıyamet dünyayı ne zaman yakalayacak? Her uyanık vicdan kendi cevabını bulur. 2004 yılında, 50 bin ışık yılı uzağımızda patlayan Nötron yıldızının saniyede yaydığı enerjiyi, Güneş’imiz ancak bir milyon yılda yayabiliyor. Bilimcilere göre, bu patlama 10 ışık yılı yakınımızda yaşansaydı, dünya hayatının çoğu sönecekti.(12) Bundan böyle, kıyamet haberleri de fırtınayı bildiren rüzgarlar gibi esip duracaktır. Sonunda asıl fırtına ansızın, umulmaz ve beklenmezken gelip çatacaktır.(13) Alman Bild Gazetesinin manşetten verdiği bir haberde, bilim adamları kıyamet uyarısı yapıyorlardı. Bunlardan BBC’ye de konuşan Prof. Sir David King, “Eğer dünyanın bu kötü gidişi daha da hızlanmazsa, bize geriye sağ salim yaşayabileceğimiz 60 yıl kalıyor.” demiş.(14) Hatta Washington Worldwatch Enstitüsüne bakılırsa, torunlarımızdan sonrasına dünya yok.(15) Yani artık iş işten geçmiş demeye getiriyorlar. Dünyanın yaşanmaz hale geleceği yıllar pek yakın diye korkmalı ve çabayı terk etmeli miyiz? Aksine, sonsuzluğa layık olmanın yolu, tamir etmeye, iyi izler bırakmaya çırpınmaktan geçer. Kıyamet bilgisi, çalışkanlığa ve iyiliklere yönelmemizi sağlamalıdır. Evrenin Yıkılışı Kıyamet nasıl kopacak? Sadece dünyayı ve güneş sistemini mi kapsayacak; yoksa tüm evreni mi kuşatacak? Dünyanın kıyameti ile güneş sisteminin ve evrenin kıyameti aynı zaman kesitinde mi gerçekleşecek? “Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!”(16) Fakat, ne yazık ki, “insanların çoğu (kıyametin geleceğine) inanmazlar.”(17) “Göklerin ve yerin gaybı Allah’ındır. O saate / dünyanın sonuna ilişkin emirse, bir göz açıp yummak gibi, hatta ondan da yakındır. Allah’ın kudreti her şeye yeter.”(18) Yaratan evrene birden vücut verdiği gibi, kıyameti de birden başlatır. Yolunda gider gibi görünen her iş, aniden tersine döner. Dünyamıza yönelen tehditler artıyor. Geçenlerde bir göktaşı dünyanın yakınından teğet geçmiş.(19) Bilimciler bir göktaşının çarpacağından emin olsalar, bunu bize açıklayabilirler miydi? Rusya Bilimler Akademisinden Mihail Smirnov “175 yıl içinde dünyamıza göktaşı düşmeyeceğini” açıklamış. Smirnov’a göre, “o zamana kadar zaten insanoğlu, göktaşlarını yok etmeyolunu çoktan bulurlarmış.”(20) Science dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, 16 Mart 2880 tarihinde bir kilometre genişliğindeki bir göktaşının dünyaya çarpacağı “belirlenmiş.” Bilim adamları bu sürede göktaşının yörüngesini değiştirme teknolojisini geliştirebileceğimize inanıyormuş. Hatta Jet Propulson Laboratuvarından Jon D. Giorgini önümüzdeki uzun zamandan yararlanarak çaresine bakacağımızı düşündüğünden, endişelenmiyormuş.(21) Hep aynı kandırmaca ve aynı oyalanma… Göktaşları, yer taşları işin bahanesidir. Evrenin yıkılışına yönelen İlâhî Kudret, evrensel meleklerden İsrafil’in (as) nefesi üzerinden evrene akar. İsrafil’in surundan yayılan enerji, evrenin enerji dengesini bozarsa sistem çökmeye başlar. Dengesizlik her zerreciğe ulaşır; evren galaksileriyle ve gök katlarıyla çökmeye başlar. O gün Sur üflenir; göklerde ve yerde kim varsa, Allah’ın dilediği kimselerden başka hepsi çarpılıp yıkılır.(22) Evren gerilen bir kauçuk çarşaf gibi her yandan genişliyor; atomlardan galaksilere kadar tüm zerreler birbirinden uzaklaşıyor. Bilimciler bu durumun evrenin içerisinde gizli kara enerjiden kaynaklanabileceğini düşünüyorlar.(23) Evren, kendisinden onlarca kat büyüklükte gizli bir enerjinin elindeyse, o enerjinin geriye çekilmesinin sonuçlarını hayal edebilirsiniz. İster gelmekte olan, isterse aniden yaratılan bir sebeple perdelenerek veya isterse de sebepsiz başlatılan yıkılış süreci dünyayı kuşatır. Bir göktaşı mı çarpar; evrenin enerji dengeleri mi bozulur; güneş sistemi ve galaktik sistemler mi çöker? Nasıl olacaksa, kıyamet başlar. Allah, göklerin ve yerin gaybından elektronlara gönderdiği kuvveti geri çekiverse, o saniyede olacakları hayal edin. Evren saatinin tüm çarkları birbirinden kopar; madde makinesinin parçacıkları yay gibi yerlerinden fırlar. Tarifsiz bir başıboşluk ve beraberinde köpük gibi sönüp yok olma yaşanır. Dünyanın ölümü ürkütücüdür: “Yer o sarsıntıyla sarsıldığında, yer ağırlıklarını çıkardığında…”(24) Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar serpildikçe serpildiği, hepsi dağılıp toz duman haline geldiği, (zaman)…(25) O gün yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecektir! Ölüm evrene yayılır. “Hani o yıldızlar silinip, o gök kubbe açıldığında,(27) gökyüzü çatlayıp, yıldızlar döküldüğünde…(28) Gök onun dehşetiyle çatlamıştır ve Onun vaadi yerine getirilmiştir.”(29) Ne zaman ki o göz kamaşır, Ay tutulur, Güneş ve Ay bir araya getirilir… O gün insan, “Kaçacak yer neresi!” diyecektir.(30) Güneş’le aramıza bir perde girseydi karanlığa düşerdik. Yaratan, nurunun, kudretinin yansımasını bir an durdursa, o an evren yoktur. Boşuna kıyamet senaryoları üretiyoruz. Yokluğa Dönüş Kıyamet gününe ulaşıldığında, dünyada sadece cisimsel zevklerine saplanmış, ilgisiz ve duyarsız insanlar yaşıyor olacak. Tüm işaretleri gördükleri halde, hâlâ bir biçimde kurtulacaklarını hesaplayacaklar, oyalanacaklar, isyanlarını sürdürecekler. Öyle bir deprem gürültüsüyle sarsılacaklar ki, birçok kalp göğüs kafesinde patlayıverecek. Pek çoğunun beyin damarları oracıkta çatlayacak. Ufkunuzdan Ay’a uzanan alevlerin üzerinize estiğini düşünün. Denizler göklerden boşalırcasına üzerinize akıyor. Dağlar temellerinden parçalanıyor, zeminler çöküyor, toprağın içinin dışına çıkışını izliyorsunuz. Yer ölüm, gök ölüm haykırıyor. Kıyamet anında melekler, cinler, şeytanlar, ruhlar güçsüz ve çaresizdir, şaşkındır, ürperti halindedir. Evren doğdu doğalı, böyle inanılmaz bir dehşetle karşılaşmamıştı. “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir!”(31) Her canlı, ölünceye kadar kıyametin dehşetine tanıklık eder. İnsanlar öldükten sonra da olayları ruh gözleriyle görmeye devam ederler. Yıkılış berzahtaki ruhların huzurlarında yaşanır. Berzah evreni de parçalanır. Cehennemi umanların dehşeti, cenneti bekleyenlerin müjdeleşmelerine karışır. Hani gece vakti idamlık mahkumları alıp darağacına veya kurşuna dizilecekleri meydana götürürler ya… Bir de, seçilmeyi başarmış liderlere büyük törenlerde taç giydirirler… O gün, herkes yakında yaşayacaklarını hissetmektedir. Her şey herkesin huzurunda açığa çıkacak; yakında tarihin en büyük hesaplaşması yaşanacaktır. “O gün biz göğü kitapların sayfalarını dürüp büker gibi düreceğiz.”(32) emri gerçekleşir. Evrenin maddesi çöker, sistemler dağılır. Galaksilerin çöküşünü gök katlarının kapanışı izler. Ruhlar ve melekler de birer birer söner ve “O (Allah’ın) zatından başka her şey yok olucudur (olacaktır.)”(33) ayetinin nihaî hükmü gerçekleşir. Kıyamet kopmuştur. Zaman biter ve Allah’tan başkasının vücudu yok olur. Artık her şey sadece Allah’ın bilgisindedir. Muhteşem bir romanın son sayfası da yaşanmış ve tarihe gönderilmiştir. Madde ve vücut adına her şey köpük gibi sönmüş; evren mum gibi eriyip tükenmiştir. Kaynaklar (1) Kur’an, Tâhâ 15. (2) Kur’an, Araf 187. (3) Kur’an, Lokman 34. (4) Kur’an, Necm 57. (5) Kur’an, Necm 60. (6) bk. Hürriyet, 27.10.2002… Ayrıca, bu konuyu ilk kez “Kıyamet ne zaman kopacak?” başlığıyla 18.11.2002 tarihli Yeni Asya gazetesinde yayınlanan yazımda dile getirdim. (7) Celaleddin Suyuti’nin “el-Keşfu fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti el-Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar” isimli kitabından naklen el-Berzenci, Kıyamet Alametleri (İstanbul: Pamuk Yay., 2002) s. 299. (8) Şu an Hicri 1426 (Miladi 2005) yılındayız. Konu hakkında bk. Bediüzzaman, Kastamonu Lahikası, s. 23. (9) Kıyametle ilgili her türlü veriyi tamamladıktan sonra, artık kitabımı yazabilirim dediğim sırada, bilgisayarımı yeniledim. Çekilen formattan çok sonra öğrendim ki, kıyamet bilgilerini de beraberinde sildirmişim. (10) Milliyet, “Kıyamet 13 Nisan 2029’da mı?” (25.12.2004). (11) Vatan, “Meteor Alarmı”, (10.4.2005). (12) Hürriyet, “Samanyolu’nda dev patlama” (20.02.2005). (13) “O (kıyamet) size ancak ansızın gelecektir.” (Kur’an, A’raf 187). (14) Hürriyet, “Dünyanın 60 yıl ömrü kaldı” (07.11.2004). (15) NTVMSNBC, “Bir ya da iki nesillik vaktimiz kaldı” (10.01.2003). (16) Kur’an, Muhammed 18. (17) Kur’an, Mümin 59. (18) Kur’an, Nahl 77. (19) Hürriyet, “Göktaşı teğet geçti” (19.03.2004). (20) Hürriyet, “175 yıl göktaşı düşmeyecek” (05.02.2001). (21) Akşam, “Kıyamet 878 yıl sonra” (05.04.2002). (22) Kur’an, Zümer 68. Hz. Muhammed (asm) “Sur sahibi” şeklinde tanımladığı büyük melek İsrafil’in (as) sağında Hz. Cebrail’in (as), solunda Hz. Mikail’in (as) konumlandığını belirtir. (Ebu Davud, Hurufve’l-Kıraat 1, 3999) Bu üçüyle birlikte Hz. Azrail (as), evrenin boyutlarına yayılmış, dört çok büyük enerji alanını, bilinç ve emir düzeyini temsil ederler. Anladığımıza göre İsrafil (as) Allah’ın evreni temel yok ediş ve diriltişlerinde rol alan enerji alanını temsil etmektedir. (23) Evrenin bilinen baryonik maddesi (galaksiler) vücut toplamının % 4’üdür. % 75’in kara enerji ve kalanın da karanlık madde olduğu sanılıyor. bk. http://universe.gsfc. nasa. gov/science/darkenergy.html (24) Kur’an, Zilzal 1-2. (25) Kur’an, Vakıa 4-6. (26) Kur’an, Müzzemmil 14. (27) Kur’an, Mürselat 8-11. (28) Kur’an, İnfitar 1-3. (29) Kur’an, Müzzemmil 18. (30) Kur’an, Kıyamet 7-10. (31) Kur’an, Hacc 1. (32) Kur’an, Enbiya 104. (33) Kur’an, Kasas 88. Alıntı
Φ Beldegah Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Kıyamet diye beklenen olaydan önce dünyaya bi kuyruklu yıldız çarpar ve insanlık öyle yok olursa bu hayale kapılanlara çok güleceğim doğrusu. Yada başka bi ihtimalde olabilir, Resident Evil'daki gibi bi virüs dünyayı sarar ve insanlık o şekilde yok olur. Yada Matrix'teki gibi robotlar tarafından yok ediliriz. Bunlar bile daha gerçekçi bence. Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Kıyamet diye beklenen olaydan önce dünyaya bi kuyruklu yıldız çarpar ve insanlık öyle yok olursa bu hayale kapılanlara çok güleceğim doğrusu. Yada başka bi ihtimalde olabilir, Resident Evil'daki gibi bi virüs dünyayı sarar ve insanlık o şekilde yok olur. Yada Matrix'teki gibi robotlar tarafından yok ediliriz. Bunlar bile daha gerçekçi bence. Çok yerinde tesbitlerde bulundunuz teşekkürler. Bahsi geçen kıyamet yüce kitabımız kuranda açıklanmıştır. Bence gerçekçi olmak lazım senaryo yazmadan önce Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman, (Zilzal Sûresi 1,2,3. ayet) İyi bakın ayete içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ölülerin kıyamet günü diriltileceği hakkında bile bilgi var. Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. (Vakıa Sûresi 3,4,5,6,7. ayet) Güneş, dürüldüğü zaman, Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, Dağlar, yürütüldüğü zaman, Gebe develer salıverildiği zaman. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman, Denizler kaynatıldığı zaman, (Tekvir Suresi 1,2,3,4,5,6. ayet) Gaybden haberler veren mucizevi kitabımızı bize sunan Allah'a hamd olsun Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Çok yerinde tesbitlerde bulundunuz teşekkürler. Bahsi geçen kıyamet yüce kitabımız kuranda açıklanmıştır. Bence gerçekçi olmak lazım senaryo yazmadan önce Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman, (Zilzal Sûresi 1,2,3. ayet) İyi bakın ayete içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ölülerin kıyamet günü diriltileceği hakkında bile bilgi var. Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. (Vakıa Sûresi 3,4,5,6,7. ayet) Güneş, dürüldüğü zaman, Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, Dağlar, yürütüldüğü zaman, Gebe develer salıverildiği zaman. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman, Denizler kaynatıldığı zaman, (Tekvir Suresi 1,2,3,4,5,6. ayet) Gaybden haberler veren mucizevi kitabımızı bize sunan Allah'a hamd olsun malesef,Kur'an ın indiği andan günümüze kadar ,yaşadığımız her olayı içinde bulunduruşunu ve her kişinin yaşamına cevap verişini algılayabilseydi arkadaşlar zaten müslüman olurlardı.. onlar ayetleri bizim gördüğümüz açılardan ya da algıladığımız anlamda algılayamıyorlar.. bu yüzden ayetlerle örnek vermenin anlamı yok çünkü zaten ayetleri okuyup inanmamayı seçmişler.. kıyametle ilgili düşünceme gelince,şahsen hiç merak etmiyorum. Zaten her an ölümü tadabilecek aciz yaratılmışlarız,hatta ve hatta bu yaşlara kadar yaşıyor olmamızda var hikmet ama anlayana.. kısacası Allah hepimize hayırlı ölüm nasip etsin,bütün kalbimle yegane dileklerimden biri. Alıntı
Φ Beldegah Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Çok yerinde tesbitlerde bulundunuz teşekkürler. Bahsi geçen kıyamet yüce kitabımız kuranda açıklanmıştır. Bence gerçekçi olmak lazım senaryo yazmadan önce Tespitlerimin yerinde olduğunu biliyorum sağolun. Dediğiniz gibi gerçekçi olmak lazım. Teoriye göre genişleyen evren genişlemenin sonunda tekrar birbirini çekip, büzülüp öyle yok olacak vs... Kuranın ima ettiği olay buna benziyor ama bu olayın yaşanacağı tahmin edilen zamana belki milyarlarca yıl var daha. Yani o döneme kadar dünya denen yer yok olmasa bile çok farklı bi hale gelecek. İnsanlık evrim sürecince çok farklı bi hale gelecek o döneme kadar. Söyledikleriniz bugün bile anlamını büyük oranda yitirmişken, o dönemde herkül yada osiris hikayeleri gibi anılacak sadece. Mesela Mayalar 2012 yılında kıyamet gibi bi tufanın olacağına inanıyorlar di mi? Ve biz onlara saygı duysakta bunu önemsemiyoruz. Bunun gibi yani. Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Tespitlerimin yerinde olduğunu biliyorum sağolun. Dediğiniz gibi gerçekçi olmak lazım. Teoriye göre genişleyen evren genişlemenin sonunda tekrar birbirini çekip, büzülüp öyle yok olacak vs... Kuranın ima ettiği olay buna benziyor ama bu olayın yaşanacağı tahmin edilen zamana belki milyarlarca yıl var daha. Yani o döneme kadar dünya denen yer yok olmasa bile çok farklı bi hale gelecek. İnsanlık evrim sürecince çok farklı bi hale gelecek o döneme kadar. Söyledikleriniz bugün bile anlamını büyük oranda yitirmişken, o dönemde herkül yada osiris hikayeleri gibi anılacak sadece. Mesela Mayalar 2012 yılında kıyamet gibi bi tufanın olacağına inanıyorlar di mi? Ve biz onlara saygı duysakta bunu önemsemiyoruz. Bunun gibi yani. Evet bahsettiğiniz herkül yada osiris hikayeleri gibi ananlar zaten kur'an'a inanmayanlar oldukları için ne kadar söylersek söyleyelim onlar kâle almıyacaklardır. Dolayısıyla kıyamette yaşanacak olayları kişinin kabul etmesi için önce kur'an'a inanması gerekecek ki kur'an'da yazılanları kabul etsin. Kur'an'a inanmak için Allah'a iman,Peygambere iman,Meleklere iman meselelerini halletmesi gerekir. Bunlar olmadan kur'an'a inanması her hangi bir hikaye kitabını okur gibi kur'an okumasından öteye geçmesi şaşılacak bir durumdur. Saygılarımla. Alıntı
Φ Beldegah Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Evet bahsettiğiniz herkül yada osiris hikayeleri gibi ananlar zaten kur'an'a inanmayanlar oldukları için ne kadar söylersek söyleyelim onlar kâle almıyacaklardır. Dolayısıyla kıyamette yaşanacak olayları kişinin kabul etmesi için önce kur'an'a inanması gerekecek ki kur'an'da yazılanları kabul etsin. Kur'an'a inanmak için Allah'a iman,Peygambere iman,Meleklere iman meselelerini halletmesi gerekir. Bunlar olmadan kur'an'a inanması her hangi bir hikaye kitabını okur gibi kur'an okumasından öteye geçmesi şaşılacak bir durumdur. Saygılarımla. Peki siz niye Zeus'a, Osiris'e yada Hera'ya, Tor'a, Kök-tengri'ye, Nirvana'ya vs. inanmıyorsunuz? Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 (virs @ Nov 1 2007, 01:08 PM Evet bahsettiğiniz herkül yada osiris hikayeleri gibi ananlar zaten kur'an'a inanmayanlar oldukları için ne kadar söylersek söyleyelim onlar kâle almıyacaklardır. Dolayısıyla kıyamette yaşanacak olayları kişinin kabul etmesi için önce kur'an'a inanması gerekecek ki kur'an'da yazılanları kabul etsin. Kur'an'a inanmak için Allah'a iman,Peygambere iman,Meleklere iman meselelerini halletmesi gerekir. Bunlar olmadan kur'an'a inanması her hangi bir hikaye kitabını okur gibi kur'an okumasından öteye geçmesi şaşılacak bir durumdur. Saygılarımla.) Ne zaman olacağını bilmediğimiz bir kıyamet için ona buna iman etme çabası sarf edeceğimize, bu çabayı dünyamızı nasıl daha yaşanır hale getirebiliriz çabası sarf edilse daha iyi olmaz mı? Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Ne zaman olacağını bilmediğimiz bir kıyamet için ona buna iman etme çabası sarf edeceğimize, bu çabayı dünyamızı nasıl daha yaşanır hale getirebiliriz çabası sarf edilse daha iyi olmaz mı? Ne zaman olacağını bilmediğimiz bir kıyamet için , - Doğru ne zaman olacağını bilmiyoruz. Rabbimiz de o size ansızın gelecek diyor zaten. ona buna iman etme çabası sarf edeceğimize , - Ona buna iman etme çabası demeniz çok yanlış olmuş bir müslüman için dediyseniz eğer, çünkü insanların ve cinlerin yaratılış amacını Allah söylüyor : Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zâriyât Sûresi, 56. âyet) bu çabayı dünyamızı nasıl daha yaşanır hale getirebiliriz çabası sarf edilse daha iyi olmaz mı? Dünyayı nasıl daha yaşanır hale getirebiliriz çabası gayet olumlu, islamda dünyayı yaşanmaz hâle getiren bir neden var mı ki bunu söylediniz yoksa burdaki söyleminiz sadece "bu çabayı dünyamızı nasıl daha yaşanır hale getirebiliriz çabası sarf edilse daha iyi olmaz mı?" bu soruya mı cevap aramak... Ek olarak iman etmek çabası tabiki en mühim meseledir. Sonsuz bir yaşam ile taş çatlasa 200 yıl yaşayacağın bir dünya arasında kıyas yapmak oldukça tuhaf. Sonsuzla kıyas edilmemeli bence sayılı günler. Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Peki siz niye Zeus'a, Osiris'e yada Hera'ya, Tor'a, Kök-tengri'ye, Nirvana'ya vs. inanmıyorsunuz? Özür dileyerekten öncelikle tam olarak ne demek istediğinizi anlamadım ? Onlara inanmanın bana getireceği faydaları söyler misiniz ? Niçin onlara inanmalıyım ? Ek olarak inkar ettiğimi de söylediğimi hatırla mıyorum ? Sadece kuranı tamamen hikaye kitabı olarak anmaya karşı çıktım. Evet içinde hikayeler var fakat Allahın emirleri de var. Peki o (kurandaki) hikayelerin anlatılış sebepleri ne? Bakın boş bir misal var mı ? Geçmişten haberdar da ediyor. Bunun neresi kötü ? Alıntı
Φ AIRBUS Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Merhabalar;Ben diyorum ki biz Türk gençliği böyle kıyamet,felaket senaryolarıyla kafamızı dolduracağımıza biraz bu dünyada nasıl daha insanca ve daha iyi şartlarda yaşayabilirizi tartışsak,kafa yorsak... bakın ülkemiz kimlerin ellerinde ne hallerde şimdi,varlık bolluk deryası vatanımızda çektiğimiz maddi-manevi ızdıraplara bir bakın.Neden biliyomusunuz akılla bilimle değil de inşallahla maşallahla işelrimizi görmeye çalıştığımızdan dolayı bu hallerdeyiz. Yanlış mı? Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 inşallahla maşallahla işelrimizi görmeye çalıştığımızdan dolayı bu hallerdeyiz. Yanlış mı? Doğru dediniz fakat şu kısmı tam olarak açar mısınız ? Alıntı
Φ AIRBUS Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 inşallahla maşallahla işelrimizi görmeye çalıştığımızdan dolayı bu hallerdeyiz.Yanlış mı? Doğru dediniz fakat şu kısmı tam olarak açar mısınız ? Yani demek istiyorum ki ;bizlerin ve her toplumun bir inanışı vardır ve olacaktır. Ama bizler hele hele şu günlerde ve devirde gerçekliği kanıtlanmamış olduğundan dolayı inanç dediğimiz konuların peşinden koşturup durmaktansa hele de başka konu yokmuş gibi kıyamet,felaket senaryoları kurup tartışacağımıza,sahip olduğumuz akıl ve mantıkla bu dünyada bu ülkede nasıl daha iyi ve mutlu yaşarız diye düşünsek ve bunu eylemlere döksek diyorum.Bunları yapmayıp yeteri kadar düşünmeyip ve çalışmayıp işimizi sürekli yaptığımız gibi inandığımız yüce manevi kudretlere kurtarıcılara vb.havale edip durmamız doğru değildir.Ben Tanrı olsam böyle yapan tüm toplumları çok acı şekilde cezalandırırım. Çünkü akıl üzerine kurduğum bu müthiş sistemdeki en akıllı bahşettiğim varlığın elinde hertürlü imkanı varken gerekleri yerine getirmeyip sürekli yaptığı işlerin iyi sonuçlanmasını bana havale etmesi beni çileden çıkarırdı doğrusu. Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yani demek istiyorum ki ;bizlerin ve her toplumun bir inanışı vardır ve olacaktır.Ama bizler hele hele şu günlerde ve devirde gerçekliği kanıtlanmamış olduğundan dolayı inanç dediğimiz konuların peşinden koşturup durmaktansa Gerçekliği kanıtlanması için daha ne gerekiyor ? Bunca delil yeter aklını çalıştırana. Seçme hakkı serbest olduğundan kişi ister inanır ister inanmaz. Gerçekliğinin kanıtlanması için herkesin inanacağı bir din bekliyorsanız boşuna bekliyorsunuz. Yarına çıkabileceğinizin bir garantisi bile yok. hele de başkakonu yokmuş gibi kıyamet,felaket senaryoları kurup tartışacağımıza,sahip olduğumuz akıl ve mantıkla bu dünyada bu ülkede nasıl daha iyi ve mutlu yaşarız diye düşünsek ve bunu eylemlere döksek diyorum.Bunları yapmayıp yeteri kadar düşünmeyip ve çalışmayıp işimizi sürekli yaptığımız gibi inandığımız yüce manevi kudretlere kurtarıcılara vb.havale edip durmamız doğru değildir. Bizim inancımız Tevekküldür. Yapılması gerekenleri yaptıktan sonra işin sonuçlanmasını Allah'a bırakmaktır. Dükkanın kapısını açık bırakıp eve gidersen elbet bir hırsız dükkanı soyar. İşin tevekkül kısmı dükkanın kapısını kilitleyip sonucu ondan sonra Allah'tan istemektir. Ben Tanrı olsam böyle yapantüm toplumları çok acı şekilde cezalandırırım. Yaratıcımız ne kadar merhametli ki peygamberimizin duasını kabul etti de kıyamete kadar helak etmeyeceğine dair habibine söz verdi. O merhametlilerin en merhametlisi. Ayrıca dua diye bir kavram var. Bakın Allah duanın önemini kavratmak için ne diyor : (Ey Muhammed!) De ki: "Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!" (Furkan Sûresi, 77. âyet) Çünkü akıl üzerine kurduğum bu müthiş sistemdeki en akıllı bahşettiğimvarlığın elinde hertürlü imkanı varken gerekleri yerine getirmeyip sürekli yaptığı işlerin iyi sonuçlanmasını bana havale etmesi beni çileden çıkarırdı doğrusu. Paranın ve imanın kimde olduğu bilinmez. Dünyanın neden bir imtihan olduğuna açıklık getiren mesajınız için teşekkürler. Alıntı
Φ AIRBUS Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Arkadaşım ben de farklı birşey söylemiyorum sen dükkanının kapısını kilitleyip ondan sonra duanı ediyorsan ne mutlu sana ama biz toplumca bunu yapmıyoruz. Şimdi konuyu dağıtmayalım,benim asıl demek istediğim ;bizler kıyamet nezaman olucak nasıl olucak felaketler zinciri nezaman başlayıp tüm insanları yokedecek gibi konularla kafamızı psikolojimizi bulandıracağımıza bu dünyada nasıl daha iyi bir yaşam yaşarız konusunda aklımızı mantığımızı çalıştırıp eyleme dökelim ki boşu boşuna bunalımlara girmeyelim. Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Güzel şeyler söylüyorsunuz bunu ayrı bir konu başlığıyla ele alsak nasıl olur AIRBUS ve muki kardeş ? Alıntı
Φ Beldegah Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yaratıcımız ne kadar merhametli ki peygamberimizin duasını kabul etti de kıyamete kadar helak etmeyeceğine dair habibine söz verdi.O merhametlilerin en merhametlisi. Ayrıca dua diye bir kavram var. Bakın Allah duanın önemini kavratmak için ne diyor : (Ey Muhammed!) De ki: "Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!" (Furkan Sûresi, 77. âyet) Hz. Muhammed öyle bi dua etmeseydi Allah'ın merhametli olduğuna hala inanacakmıydın merak ediyorum. Hz. Muhammed'in o duayı etmediğini düşünün. Demek ki Allah normalde helak etmekten zevk alıyor. Tam bi ibrani ilah anlayışı. Kendileri gibi kindar ve bencil bi ilah yaratmışlar. Ona gaz verdiğinde ancak yumuşuyor oda sınırlı. Alıntı
Φ virs Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2007 Hz. Muhammed öyle bi dua etmeseydi Allah'ın merhametli olduğuna hala inanacakmıydın merak ediyorum. Hz. Muhammed'in o duayı etmediğini düşünün. Demek ki Allah normalde helak etmekten zevk alıyor. Tam bi ibrani ilah anlayışı. Kendileri gibi kindar ve bencil bi ilah yaratmışlar. Ona gaz verdiğinde ancak yumuşuyor oda sınırlı. Bu konuyu şimdilik tartışmıycam çünkü bu konu üzerindeki çalışmalarımı henüz bitirmiş değilim.Bir konu açacağım çok yakın zamanda söz o zaman tartışırız. Çünkü konu biraz uzun ve iyice pekiştirmeden bir solukta anlatmak yetmeyebilir asıl meseleyi. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Merhabalar;Ben diyorum ki biz Türk gençliği böyle kıyamet,felaket senaryolarıylakafamızı dolduracağımıza biraz bu dünyada nasıl daha insanca ve daha iyi şartlarda yaşayabilirizi tartışsak,kafa yorsak... bakın ülkemiz kimlerin ellerinde ne hallerde şimdi,varlık bolluk deryası vatanımızda çektiğimiz maddi-manevi ızdıraplara bir bakın.Neden biliyomusunuz akılla bilimle değil de inşallahla maşallahla işelrimizi görmeye çalıştığımızdan dolayı bu hallerdeyiz. Yanlış mı? ve tabii sayın muki nin iletisi; "Ne desen boş be arkadaşım" diyecektim ki, iletilerin devamıın okuduğumda kıyamet gününün derdine düşenlerin bu çabanı nasıl boşa çıkardığını girdüm... Uykudan uyandırmak için insanı dürtersin bağırırsın ses çıkarırsın ama bunlara ne yapmak lazım ben de anlamış değilim... Gaflet uykusu kadar derin bir uyku yok işte... Saygılarımla Alıntı
Φ AIRBUS Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 ve tabii sayın muki nin iletisi; "Ne desen boş be arkadaşım" diyecektim ki, iletilerin devamıın okuduğumda kıyamet gününün derdine düşenlerin bu çabanı nasıl boşa çıkardığını girdüm... Uykudan uyandırmak için insanı dürtersin bağırırsın ses çıkarırsın ama bunlara ne yapmak lazım ben de anlamış değilim... Gaflet uykusu kadar derin bir uyku yok işte... Saygılarımla Evet dostum ben bunu daha önce defalarca kez denedim sadece sanalda da değil, ama çok az şey verebiliyorsun insanlara.Küçük yaşlardan itibaren bir insan birşeye şartlandırıldıysa kırmak çok zor,ama yine de yılmıyoruz işte her daim insanlara birşeyler vermeye devam. Bütün dünya işlerini gayet güzel yerine getirdik te bu dünyadaki kıyamet,felaket işlerini düşünmek kaldı zaten ülkece bir 20 yıl daha uyanamazsak felaketi o zaman göreceğiz kimsenin umru değil.Çok eski bir yazıt şöyle der ; ''Bu dünyayı daha iyi yapmak için çaba sarfetmeyen insan insan değildir'' Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 ''Bu dünyayı daha iyi yapmak için çaba sarfetmeyen insan insan değildir'' iyi hadi çabalayalım... bütün kimyasal fabrikalar kapansın, elbiselerimizi bile renksiz giyelim.. bir tane bile ağaç kesilmesin... bırakın şahsi arabalara binmeyi,her yerde toplu araçlar metro falan kullanılsın... sigara bütün dünyada yasaklansın.. hatta şimdiki kuşağın geleceği için doğum yasağıda getirilsin.. şimdi siyaset , din ,maç vs... gibi konularda savaşanlar yarın açlık ve susuzluk yüzünden savaşacak.. hadi bunu durdurun.. hadi .. çok mu geç ne herşey için.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Kıyamet Ne Zaman ve Nasıl Gerçekleşecektir ? “Hani o yıldızlar silinip, o gök kubbe açıldığında,(27) gökyüzü çatlayıp, yıldızlar döküldüğünde…(28) Gök onun dehşetiyle çatlamıştır ve Onun vaadi yerine getirilmiştir.”(29) Ne zaman ki o göz kamaşır, Ay tutulur, Güneş ve Ay bir araya getirilir… O gün insan, “Kaçacak yer neresi!” diyecektir.(30) Kuran'daki en fantastik masallardan biri. Bugünkü bilimsel veriler ışığında gök ve kubbe sözlerini değerlendiriniz. Gök, kubbe olabilemez. Gök çatlayabilemez. Yıldızlar dökülebilemez. Bunlar ancak, Muhammed bin Abdullah'ın fantazi dünyasındaki evren modelinde olur. Nedir bu evren modeli? Yer düzdür. Üstünde sema denen bir çadır vardır. Çadırın üstünde bokcuklar şeklinde sarkan yıldızlar vardır. Çadırın yukarısında biyerlerde, yani meleklerin 50 bin yılda, ama refref katırının bir gecede varıp dönebileceği bir mesafede, Allah tahtında oturmaktadır. Tahtını 8 melek taşımaktadır. Ama işin kötüsü yalnızdır. Canı sıkılmaktadır. O nedenle yeryüzü adını verdiği yerdeki insanlarla uğraşarak eğlenmeye çalışır. Bakın bu evren modelinde, gök yüzü çadırı çatlayabilir, lime lime sarkabilir. Çadır delinince boncuklar dökülebilir. Bilimsel evren modelinde ise, gök kubbe olarak tanımlanamaz, yırtılabilmez. Yıldızlar, çekim güçleri dünyadan daha fazla olduğundan, dünyaya dökülmezler, dökülebilemezler. Saygılar. Alıntı
Φ AIRBUS Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 iyi hadi çabalayalım...bütün kimyasal fabrikalar kapansın, elbiselerimizi bile renksiz giyelim.. bir tane bile ağaç kesilmesin... bırakın şahsi arabalara binmeyi,her yerde toplu araçlar metro falan kullanılsın... sigara bütün dünyada yasaklansın.. hatta şimdiki kuşağın geleceği için doğum yasağıda getirilsin.. şimdi siyaset , din ,maç vs... gibi konularda savaşanlar yarın açlık ve susuzluk yüzünden savaşacak.. hadi bunu durdurun.. hadi .. çok mu geç ne herşey için.. sen umutsuz olabilirsin ama ben değilim,ve sonuna kadar da insanların aklını kullanmasını teşvik edeceğim,farkındaysan örnek verdiğim yazıtta ''çabalamayan'' diyor yani burada mühim olan gösterilen çaba sonuç değil.Kendine güveni olmayan ve yaşamın yüklediği korkulardan arınamayan beynini kullanmayı öğrenememiş insanlar daima bir kurtarıcı beklerler ve kafaları çalışan başkaları tarafından hep kullanılırlar. Bu arada doğanın tüm nimetlerinden teknik ve psikolojik olarak günlük yaşantımızda tabi ki yararlanacağız ama yerine koymak şartıyla yani doğanın yeniden üretimini destekleyerek. Yani özet olarak dünyamız ve gelecek nesillerimiz için çaba gösterelim,elimizi kolumuzu bağlayıp kurtarılmayı beklemiyelim. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2007 sen umutsuz olabilirsin ama ben değilim,ve sonuna kadar da insanlarınaklını kullanmasını teşvik edeceğim,farkındaysan örnek verdiğim yazıtta ''çabalamayan'' diyor yani burada mühim olan gösterilen çaba sonuç değil.Kendine güveni olmayan ve yaşamın yüklediği korkulardan arınamayan beynini kullanmayı öğrenememiş insanlar daima bir kurtarıcı beklerler ve kafaları çalışan başkaları tarafından hep kullanılırlar. Bu arada doğanın tüm nimetlerinden teknik ve psikolojik olarak günlük yaşantımızda tabi ki yararlanacağız ama yerine koymak şartıyla yani doğanın yeniden üretimini destekleyerek. Yani özet olarak dünyamız ve gelecek nesillerimiz için çaba gösterelim,elimizi kolumuzu bağlayıp kurtarılmayı beklemiyelim. iyi,ancak bu sözler burda bulunan niceleri için geçersiz ve gereksiz bana göre.. burada etrafındaki insanlara ve olaylara hassas insanlarla konuşuyorsunuz.. bu ortamda bilinçli kişilerle konunuşuyorsunuz.. ama malesef sizden ya da siz gibilerden çok yok ,bunu idrak edemiyorsunuz.. etrafımızdaki nice insan, ne diye bu konularla uğraşıyorsun amaaan deyip hayatını yaşamaya devam ediyor.. etrafımızdaki nice insan için ne din önemli ne bilim ne ilim ne falanca .. burada bulunan nice insan ise zaten hayatını hassasiyetinin gerektirdiği gibi yaşayan, yardımsever,duyarlı kişiler.. burada yapılan bütün tartışmaların kökeni de ortada bulunan sıkıntılara karşı tepki niyetli.. yani susan insanların,elini kolunu bağlayıp oturan insanların atmosferi yok burada.. burası forum kanalı,buranın havadan sudan konularında eğlenenler bile,bizim yazılarımızı takip eden,merak eden,öğrenmeyi seven insanlar.. kısacası bazı şeyler laf oyunlarından öteye gidemiyorsa geçmekte fayda var.. şahsım adına umutsuz da olsam etrafıma yaptıklarım ya da yapacaklarım beni bağlar.. umutsuzluğum elimi kolumu bağlamaya yetmez... yetmeyecek.. bir insan bir insandır.. herkes için..hepimiz için.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Kuran'daki en fantastik masallardan biri. Çok haklısın Brain. İlla dünyanın sonu ile ilgilenmek istiyorsanız Armageddon'u izleyin, Deep Impact'ı izleyin, ne bileyim "28 Weeks Later" izleyin yahu, ne güneşin dürülmesi? Güneş tam tersine iyice kabak çiçeği gibi açılacak. Hele yıldızların dökülüp saçılması öyle komik ki bu safsatanın neresinden tutayım bilmiyorum. Tesbih tanesi mi bunlar yahu? Ha, bakın yalnız Ay ile Güneş birleşecek, o doğru işte. Yalnız bir farkla ki, öteki birleşmelerin yanında Ay'ınkinin lafı olmaz. Merkür, Venüs ve Dünya dururken Ay'ın birleşmesinden dem vurmak çok abestir. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.