Φ LilaC Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2006 yağmur var çok sevdiğin rüzgarda bugün pazar daha uyanmadı komşular damların üzerinde kuşlar daha rahatlar radyolarda eski sarkılar çalıyorlar bu saatlerde gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru yağmur da var çok sevdiğin rüzgarda daha uyanmadı komşular bugün pazar ve ben seni çok özledim.. dışarı çıkmak istiyor canım tek başına haytalık etmek ıslanmak pazar sabahında yağmurda boş caddelerde dolaşmak vitrinlere bakmak mağazaların sinemaların afişlerine sokak isimlerine telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara bir merhaba demek sessizce sahilde martılara simit atmak otobüslerin ilk seferlerine binmek gitmek istiyor canım hayatın gittiği yere ıslık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine fırından taze ekmek alıp buğusunu çekmek içine ve ben seni çok özledim tam böyle birşey çiçeğe su yürümesi bebeğin ağlaması toprağın uyanması yağmurun yağması ateşin sıcağı bu pazar sabahı tam böyle birşey bir sabahçı kahvesine uğramak bir bardak çay taze dem kokusu yani hayatın atardamarlarında dolaşamak bölmeden şehrin uykusu bir şiir yazmak pazar bulmacasının boş karelerine şiirde tam bunu anlatmak delice tam böyle birşey hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz bir şiir yazmak bir bardak çay içmek sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak..... ve ben seni çok özledim yağmur da var çok sevdiğin rüzgarda bugün pazar daha uyanmadı komşular damların üzerinde kuşlar daha rahatlar radyolarda eski sarkılar çalıyorlar bu saatlerde gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru yağmur da var çok sevdiğin rüzgarda ve ben seni çook özledim ibrahim sadri 2006 Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2006 GÜNDÜZ YARASALARI I. Neyiz ki biz? İlk ışınları görününce güneşin, Kaparız tepenin gözkapaklarını Çam değiliz ki, kollarımız açık Ürpererek karşılayalım donuk ışığı. Gölgeler kısalınca çıkarız ortaya, Açıklıktır, aydınlıktır aradığımız, Parlaklıkta bulur gücünü görüşümüz. Tanımayız alacakaranlığı delen, Tepelerin arasından seçen bakışı. Kör olmuş ışıktan gözlerimiz. Gündüz yarasalarıyız biz. II. Geceyi düşleriz gündüzken, Geceyken de gündüzü, Yitirebileceklerimiz yitiktir Onlardan uzaktayken ama Özleriz, döneriz yeniden Yitirmeden Yitirebileceklerimizi Yitiremediklerimize. Yitirebilirdik, deriz; Ama yalnızca bir fiil çekimi bu Tutsaklıklara bağlamışız özgürlüğümüzü. Gündüz yarasalarıyız biz. III. Sağlamdır düşünce temellerimiz, Ama altlarında kist vardır, sonra kum Dururuz gerçi, sapasağlam, kalın Taştan duvarlarımızla, dimdik Ayakta; ama biraz su, bir sızıntı Kaydırır temellerimizi hemen. Duyarız yerçekimini hemen, Titreriz. Sımsıkı, gergin Bağlar vardır Düşüncelerimizi ayakta tutan, ama, Ya temelsizse temeli Bütün bu bağları Bağlayan Bağın? Bağlantısızca bağlarız bağlarımızı. Gündüz yarasalarıyız biz. Oruç ARUOBA Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2006 Bir Nehrin Tükenişi Hasretin kançanağı gözlerinde oturuyorsun; seni soruyorum hiçbir şey bilmiyorsun… Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım; sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın... Tükenişi bir aşkın, bir nehrin tükenişine benzer. Ne deniz olabildin, ne nehir kalabildin... Kendin ol, kendin ol… Sen buysan başkası ol! Buysan kederden öleceğim, başkası olursan de kimi seveceğim? Yılmaz Odabaşı Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 ACIYLA ERİR YÜZÜNE AŞIK ÇOCUK Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir yeşil Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum ikimizi de aşar,o kapının ardındaki masal bense yüreğimin bu hallerinden korkar,kalırım bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi geçip giden yüzlerine bakar kalırım Ömrün kısalığı çarpar camlara ateş hızla yayılır içerilere Akşam olur,evler dolar boşalır acıyla erir,yüzüne aşık çocuk Ne zaman gözlerinin içine baksam,bliyorum İkimizi de aşar,o kapının ardındaki masal CEZMİ ERSÖZ Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 iclal aydın'ın şiiri: benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına kızdığım oldu zamanında ama inandığım da... ömrümde her şarkı, başka bir kapı açtı bu şarkının ardında sen, bu kapının ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı... seçtiğimiz hayatlar mı bunlar? seçtiklerimiz mi? bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı... seçtiklerimiz evet! hayat bu sevgilim, çoktan seçmeli senin aşkınsa, bir dönem ödevi... bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize ikimiz, çokmuşuz meğer bu resme kapatmadan bu kapıyı yine de bu yaralar bereler, sanadır, bileler... çok canım yanıyordu, gördüklerimden ve görüceklerimden benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek benim de kanattıklarım vardı elbet ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar hani demiştim ya en başında "ne ayrılıklar, ne aşklar, ne başlangıçlar" diye yani, demem o ki, çok zor günler geçirdim vaktiyle bu şarkı sadece benimdi sevgilim ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize yazmışsın ya "onu sevebileceğimi düşünmüştüm" diye işte o günden beri, belki de bu yüzden sadece bu yaralar bereler, sanaydı, bileler göreler aşkımı şahidim gökkubbe... Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2006 HADİ BULUN EN ZAYIF YERİMİ İnsan kendisini merak etmeli; hem de ölümüne merak etmeli. Gün bitti işte... Kim farkında bunun senden başka... Herkes bu yenilgiyi nasıl da rahat kabulleniyor... Vaatlerini tutmadı gün. Kimse kendisini merak etmedi. Sabırsızlığın bundan; bundan çocuksu hasretin... Kabullenince herkes yaşamını sen ortaya kendini koydun... ve bütün suçlarını üzerine aldın sonra Bundan işte bu çocuksu hasretin Ve ölümcül bir rulet oynadın insanlarla hadi dedin, hadi bulun en zayıf yerimi... Ve diktin gözlerini gözlerine kastın bedenini yükselttin omuzlarını Öylece kaldın... Baktılar sana... Baktılar... Ama yüreğini bir türlü göremediler. CEZMİ ERSÖZ Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 proleterya partisi, savaşta en ön safta beşinci alayı kurdu savunmak için ispanya'yı ispanya'nın çiçeği, en kırmızı çiçeği halkın omuz omuza 4 taburla dövüşüyor madrid sokaklarında anacığım, anacığım bak şuraya şarkılarla yürüyor alayımız, yürüyor savaşa doğru, yürüyor faşizme karşı! no pasaran! Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Unut Beni Can Bu kaçıncı gece hasretinle yandığım Kaçıncı gece yıldızları yıkadığım göz yaşlarımla? Mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla Bosnalı kadınlar duydu feryadımı. Sen, sen duymadın mı can? Ne vardı bu kadar uzak yerlerde açacak? Benden uzak o iklimlerin, Benden uzak o şehrin, Kahrolası o kalabalıkların Benim kadar ihtiyacı mı vardı sana, Benim kadar hasret çekti mi Kahrolası o şehrin semaları, Benim kadar yandı mı? Ne vardı can? Ne vardı uzak iklimlerde açacak? Ne vardı Kendimizi bu kadar kahredecek? Kara trenler umut olmamalıydı, uzayan yollarda kalmamalıydı bakışlar. Dünya, bir tek nokta olmalıydı can... Bir tek noktada doğmalıydık. Dönüp dönüp sana varmalıydı yollar, Ben, hep hasret türküleri söylememeliydim, Sen, hep hasret şiirleri okumamalı. Hasret diye bir söz olmamalıydı lügâtlarda Geceler boyu hergün göz yaşlarımla ıslanmamalıydı yıldızlar. Gönlüm bu sevdaya dar gelir oldu Boğuyor karanlıklar can... Mesafeler kurşun oldu amansız, Feryadıma şahit oldu yıldızlar Can... Can... Hasretin ağır bir yük omuzlarımda. Ben çekmekten usandım, sen usanmadın mı? Bildim, bitmeyecek bu hasret! Uzak iklimlerde açmış iki çiçeğiz. Hangimiz gelsek diğerinin yanına, Kuruyup, kaybolacağız. Ben, kıraç topraklara döndüm can, Ben, kurumuş dereler gibiyim. Issız mağaralarda kaldı umudum. Belli bu sevda kahredecek bizi, Unut be can... Unut bu sonu gelmez sevdamızı... bırak yeni güneşler doğsun semalarında bulutlar gizlemesin yıldızlarını yeniden başlasın herşey yeniden doğ bensiz şafaklarda. Unut can, unut senin için yazdığım sevda şiirlerini. De ki; bir rüya idi bitti. De ki; bir hayaldi, solgun aynalarda yansıyan. De ki; bir romandı, sonu koskoca bir hiçle biten. Unut beni can, Unut vakit varken... Bırak hasretin bana kalsın. Varsın cehenneminde kavrulsun gönlüm. Ben yine her gece saçlarını koklayayım uzak yıldızlarda. Gözlerimde takılı kalsın hayalin. Sen unut can, sen unut! Kahredersem, Milyon kere kahrolayım! Mehmet Taş Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 zamani gelince nasil terk eder kuslar... kaciyor muyuz? kalacak miyiz? yoksa ciglik cigliga.... seni sevdigimi anladigim günden beri gökyüzü degisti, geceler degisti... üstüne daha baska ne denebilir ki bu sözlerin. bir ciglik atmak gerekir belki...ciglik cigliga.... Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2006 sefil bir nazara geldim nargile içinde duman baharsız sevişme edasındayım kimsesiz izah edemiyor durumumu hiçbir argüman ya bitir bu gelişmeyi kökünden ya da kısa dalga birşeyler çalsın yine eskisi gibi radyolarda hani mega hertz filan bazı sırlar veriyordu metalik sesleri ve bordoları olan saygın adamlar aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde el tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları yasak kelime oyunu yapmak yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak tomurcuklanmak günah ve bir insan sözü yüzünden yüz gün ard arda uyumamak. kimse ölmesin diye kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak güneş' i ay' ı hatta hiçbir tabiat olayı şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya ne deniyorsa onu atacak kalp ve süresi yirmi dört saate çıkarılacak meskun mahalde ağlamanın ne verdin de ne istiyorsun yazacak ilkokul fişlerinde ve her gün her sevişmede veresiye değil peşin satan kazanacak ! Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2006 üç karanfil Nerde kendini bilmez çocuklar Bir sabah öylece çekip gittiler Çınladı alkışlar kör sokaklarda Yankısı kime kaldı Deniz koydum adını Kederi bende kaldı Uzak köyler kurdum birbirine Denizine aldandım Acının surlarında ateşler yaktık Vuruldu şehirler soluksuz kaldık Kendine çekildi bütün zamanlar Gölgeler orda kaldı Çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü Ölümün acımasızlığı her zamankinden beter Gidenler Gelenler Düşenler Ah! Zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar... Düştük yola Güzel şeyler bulmak umuduyla Işıklarıyla büyük şehirler, Yol oldu bize İz sürdük yalnızlığa... Alıntı
Φ zeynep* Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2006 Yalan Seni sevdiğim zaman içimde yüreğimde başladı yaman bir hazan dimeli kopuk iklimlerde solarken bahar her dakika her saniye ruhum seni anar Seni sevdiğim zaman güz fırtınası esmekte kopuk iklimlerimde ey yar akarken gözümden kan ile yaşlar şahittir seni dilendiğim gecelerde parke taşlı ıslak yollar Seni sevdiğim zaman kırık kadehlerdi dudak uçlarımı kanatan esmekte şimdi gönül ağacımın dallarına deli bir sonbahar biliyorum gelmeyecek ve sevmeyeceksin yalanmış sevgiler yalanmış dostluklar umutlar koca bir YALAN ... Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 insan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an mutlu aşk yoktur hayatı bu silahsız askerlere benzer bir başka kader için giyinip kuşanan ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan onlar ki akşamları aylak kararsız insan söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter mutlu aşk yoktur güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim içimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri ve hemen can verdiler iri gözlerin için mutlu aşk yoktur vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek en küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine mutlu aşk yoktur bir tek aşk yoktur acıya garketmesin bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda ve senden daha fazla değil vatan aşkı da bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin mutlu aşk yoktur ama böyledir ikimizin aşkı da Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 eğer yeniden başlayabilseydim yaşama, ikincisinde, daha çok hata yapardım. kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, çok az şeyi ciddiyetle yapardım. temizlik sorun bile olmazdı asla. daha çok riske girerdim. seyahat ederdim, daha fazla. daha çok güneş doğuşu izler, daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. görmediğim birçok yere giderdim. dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. elbette mutlu anlarım oldu ama, yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten: anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın. hiç bir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan gitmeyen insanlardandım ben. yeniden başlayabilseydim eğer, hiç bir şey taşımazdım. eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer. ama işte 85’indeyim ve biliyorum... ölüyorum... Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 “Yeni bir eylem yapamıyorum aynı masalı kuruyor, yine kuruyorum yinelenmiş onbirli hece veznini yineliyorum başkalarının bana söylediklerini söylüyorum aynı şeyleri hissediyorum. Aynı saatinde günün ya da soyut gecenin Her gece aynı kabus her gece şiddeti labirentin Ben, sabit bir aynanın yorgunluğuyum ya da tozu bir müzenin...” *BORGES Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2006 Gelme; Sensizde yaşayabiliyorum , sensiz hayat daha güzel. Seni aramaktansa birden yanımda bulmak daha güzel. Yanımda olduğun zamanlar gideceksin diye endişelenmektense , gelirsin diye beklemek daha güzel. Her zaman beni yarım bırakmandansa, seninle sen yokken uzunuzun konuşmak daha güzel .... Sensiz hayat daha güzel.Daha güzel; yanımda dost bildiğim insanların ihanetlerine kurban gitmektense gerçek dostun mutlaka bir yerlerde olduğunu bilmek... Seni " uyandırıp sabah sabah geyik yapma " demeni duymaktansa , daha güzel telefon açmaman. "BAZEN SENİ GÖRMEKTENSE BİRİSİNİ SANA BENZETMEK, SENİN SESİNİ DUYMAKTANSA ZANNETMEK DAHA GÜZEL... Sensiz hayat daha güzel.Senin beni izlediğini hissederek dans etmek senin orada olduğundan emin olmaktan daha güzel. Daha güzel seni düşünmek,seni seninle tartışmaktan .... Sanırım SENİ SENSİZ YAŞAMAK,seninle yaşamaktan daha güzel... Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2006 Beyoğlu Bir sabah, Erken bir pazar sabahı, Gün yeni başlıyor İstanbul'da, Karaköy'de Kanlıca'da, Kavaklarda. Yeni günü karşılıyor Beyoğlu, Uyku mahmurluğu içinde, Sakin, sessiz, bomboş. Sessizlik hiç yakışmıyor, Sakinlik o kadar yabancı ki, Beyoğlu utanıyor, Beyoğlu ağlıyor, Erken bir pazar sabahı. Göz yaşları damlıyor saçaklardan, Kaldırımlar ıslak. Göz yaşları artıyor, Hıçkıra hıçkıra ağlıyor Beyoğlu. Ökçelerin kaldırımda çıkarttığı sesler, Çöpçünün süpürgesi, 'Ağlama' şarkısını söylüyor. Şarkı gittikçe hızlanıyor, Şarkı gittikçe çoğalıyor, Ağlaması duruyor, Birden sese boğuluyor Beyoğlu. Pasaj kalabalık, pasaj özlem dolu. Bağrına basmak için bekliyor insanları. Madamın akordiyonunun tuşları, Oynamıyor artık. Kısık sesi duyulmuyor Hüseyin Baba'nın, Amuda kalkamıyor cambaz. Yok artık, Fıçı masalar, fıçı koltuklar, Ve Arjantin biralar. Zaman ilerliyor, Herşey dallanıp budaklanıyor, Beyoğlu ve pasaj bir ormana, Anılar ormanına dönüşüyor. Nevzat Özkan Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 bütün mevsimler tutsak düşse de yangına, her bahar dicle’yi emzirir dağlar bahar, dicle’nin dağları kucakladığı yerde başlar. alışamam ölüme alışamam, ölüm insana aykırıdır alışamam. susmak insana aykırıdır susamam. yanıbaşımda bir yangın, eti yanar vatanımın susamam. yanıbaşımda ölüm çalıyor kapıları duramam. çığlık olmak ama her sessizliğe çığlık olmak insana yaraşır ölüme direnirim tırnağımla dişimle ama alışamam ölüme bir başına olmak önemli değil bir gül, bir gül bırakabilmek arkadan gelenlere tek başına bir mum devririr geceyi tek bir can neleri neleri devirmez ki? nedir bu sancı nedir? hasretin yine başladı, sol yanım seninle birlik işgal etmişsen yar ömrümü ateşin düşmüş canıma sen benim içimde ben diyarbekir içinde ağır ağır yanarım dönerim bitmez geçerim bir mermi gibi candan, yar sandan geçemem nasıl da özlemişem, sevda çeker canım yangındır gayrı bir uçtan bir uca sarılmıştır her yan sarıya, kırmızıya. dağlar damar damar olmuş akar memleketin yüreğine bugün keskin bıçak ağzı da olsa gökyüzü bahar düşmüştür vatanıma mavi erguvan dallar fışkırmıştır topraktan can yürümüştür dallara gayrı dört mevsim bahardır dağlardan akar ne durursun ana görmisen kar erir her yanda ne durursun ana tilili çek, çek tilili Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 yağmur sonrasından toprak kokusu sinmiş üstüne. akşam ezani okunduğunda evlerine çağrılan çocuklar gibiydik. güneş kar topluyor yalanlarıyla kandırılarak büyüdük. bir eylül yağmurunun ardından üst ya da alt sokaktan. olmadık huzurlara sürükleyen bir akordeon sesi duyarsın günün birinde... buralara bir daha hiç uğramayacak bir gezgin çalgıcıdır dinlediğin. bitmesin, gitmesin istersin. umarsızca her güzel ve istenildiğini bilen şey gibi yitip gider avuçlarından. yürürsün endamın boyunca istiklali, karış karış... nafiledir tüm gördüğün silüetler. tüm esmer, uzun saçlı erkekler. derken bir sabah o akordeon sesini duyarak uyanırsn. sıyrılırsın bir başkasının teninden bölmeden bir ezan sesi mutluluğunu, bırakırsın kendini, endamın boyunca ! Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2006 Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak Hayal bana yakın yar bana uzak Sevdası başıma dolanır gitmez Aşkına düşeli yar bana uzak Yüz bin öğüt versen biri kar etmez Senin aşkın beni kıldı urusvay Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay Kabul et kapında beni de kul say Dost yoluna ölür aşık ar etmez Ey beni bu derde giriftar eden Eski muhabbeti kaldırdın neden Gönül ister kavuşmayı ölmeden Gül olmasa bülbül ah u zar etmez Beni yakan yansın aşkın narına Gönül düştü bir zalimin toruna Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına Ah çeker ağlarım yar elim yetmez. Aşık Veysel Alıntı
Misafir katre_a Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 KİMİ SEVSEM SENSİN kimi sevsem sensin/hayret sevgin hepsini nasil degistiriyor gözleri maviyken yaprak yesil senin sesinle konusuyor elbet yarim bakislari o kadar tehlikeli senin sigarani senin gibi iciyor kimi sevsem sensin/hayret senden nedense vazgecilemiyor her seyi terk ettim/ne ask ne sehvet sarisin basladigim esmer bitiyor anlasilmaz yüzü koyu gölgeli dudaklari keskin kirmizi jilet bir belaya cattik/nasil bitirmeli gitar kimildadi mi zaman deliniyor kimi sevsem sensin/hayret kapilarin kapali girilemiyor kimi sevsem sensin/senden ibaret hepsini senin adinla cagiriyorum arkamdan simarik gülüsüyorlar getirdikleri yagmur/sende unuttugum hani o simsicak iri cekirdekli senin gibi vahsi öpüsüyorlar kimi sevsem sensin/hayret in misin, cin misin anlamiyorum ATTİLA İLHAN Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 kolay mı çocukla konuşmak. otur dersin, hayır der. çıra dersin çamur der. çiçek dersin yaprak der. bulut dersin yağmur der. ders dersin küstüm der. seni seni dersin yapma der. oysa kolay çocukla konuşmak. masal de bak evet der. - cahit zarifoğlu - Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 KİMİ SEVSEM SENSİN kimi sevsem sensin/hayret sevgin hepsini nasil degistiriyor gözleri maviyken yaprak yesil senin sesinle konusuyor elbet yarim bakislari o kadar tehlikeli senin sigarani senin gibi iciyor kimi sevsem sensin/hayret senden nedense vazgecilemiyor her seyi terk ettim/ne ask ne sehvet sarisin basladigim esmer bitiyor anlasilmaz yüzü koyu gölgeli dudaklari keskin kirmizi jilet bir belaya cattik/nasil bitirmeli gitar kimildadi mi zaman deliniyor kimi sevsem sensin/hayret kapilarin kapali girilemiyor kimi sevsem sensin/senden ibaret hepsini senin adinla cagiriyorum arkamdan simarik gülüsüyorlar getirdikleri yagmur/sende unuttugum hani o simsicak iri cekirdekli senin gibi vahsi öpüsüyorlar kimi sevsem sensin/hayret in misin, cin misin anlamiyorum ATTİLA İLHAN Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.