Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

yağmur var

çok sevdiğin rüzgarda

bugün pazar

daha uyanmadı komşular

damların üzerinde kuşlar

daha rahatlar

radyolarda eski sarkılar çalıyorlar bu

saatlerde

gönül penceresinden ansızın bakıp

geçenlere doğru

 

yağmur da var

çok sevdiğin rüzgarda

daha uyanmadı komşular

bugün pazar

ve ben seni çok özledim..

 

dışarı çıkmak istiyor canım

tek başına haytalık etmek

ıslanmak pazar sabahında yağmurda

boş caddelerde dolaşmak

vitrinlere bakmak mağazaların

sinemaların afişlerine

sokak isimlerine

telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara

bir merhaba demek sessizce

sahilde martılara simit atmak

otobüslerin ilk seferlerine binmek

gitmek istiyor canım

hayatın gittiği yere

ıslık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine

 

fırından taze ekmek alıp

buğusunu çekmek içine

ve ben seni çok özledim

tam böyle birşey

çiçeğe su yürümesi

bebeğin ağlaması

toprağın uyanması

yağmurun yağması

ateşin sıcağı

bu pazar sabahı

tam böyle birşey

bir sabahçı kahvesine uğramak

bir bardak çay

taze dem kokusu

yani hayatın atardamarlarında dolaşamak

bölmeden şehrin uykusu

bir şiir yazmak

pazar bulmacasının boş karelerine

şiirde tam bunu anlatmak delice

tam böyle birşey

hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz

bir şiir yazmak

bir bardak çay içmek

sokaklarda gezmek

yağmurda ıslanmak.....

ve ben seni çok özledim

 

 

yağmur da var

çok sevdiğin rüzgarda

bugün pazar

daha uyanmadı komşular

damların üzerinde kuşlar

daha rahatlar

radyolarda eski sarkılar çalıyorlar bu

saatlerde

gönül penceresinden ansızın bakıp

geçenlere doğru

yağmur da var

çok sevdiğin rüzgarda

ve ben seni çook özledim

 

ibrahim sadri 2006

Gönderi tarihi:

GÜNDÜZ YARASALARI

 

I.

 

 

Neyiz ki biz?

 

İlk ışınları görününce güneşin,

 

Kaparız tepenin gözkapaklarını

 

Çam değiliz ki, kollarımız açık

 

Ürpererek karşılayalım donuk ışığı.

 

Gölgeler kısalınca çıkarız ortaya,

 

Açıklıktır, aydınlıktır aradığımız,

 

Parlaklıkta bulur gücünü görüşümüz.

 

Tanımayız alacakaranlığı delen,

 

Tepelerin arasından seçen bakışı.

 

Kör olmuş ışıktan gözlerimiz.

 

Gündüz yarasalarıyız biz.

 

 

 

II.

 

 

 

Geceyi düşleriz gündüzken,

 

Geceyken de gündüzü,

 

Yitirebileceklerimiz yitiktir

 

Onlardan uzaktayken ama

 

Özleriz, döneriz yeniden

 

Yitirmeden

 

Yitirebileceklerimizi

 

Yitiremediklerimize.

 

Yitirebilirdik, deriz;

 

Ama yalnızca bir fiil çekimi bu

 

Tutsaklıklara bağlamışız özgürlüğümüzü.

 

Gündüz yarasalarıyız biz.

 

 

 

III.

 

 

 

Sağlamdır düşünce temellerimiz,

 

Ama altlarında kist vardır, sonra kum

 

Dururuz gerçi, sapasağlam, kalın

 

Taştan duvarlarımızla, dimdik

 

Ayakta; ama biraz su, bir sızıntı

 

Kaydırır temellerimizi hemen.

 

Duyarız yerçekimini hemen,

 

Titreriz. Sımsıkı, gergin

 

Bağlar vardır

 

Düşüncelerimizi ayakta tutan, ama,

 

Ya temelsizse temeli

 

Bütün bu bağları

 

Bağlayan

 

Bağın?

 

Bağlantısızca bağlarız bağlarımızı.

 

Gündüz yarasalarıyız biz.

 

 

 

 

 

Oruç ARUOBA

Gönderi tarihi:

Bir Nehrin Tükenişi

 

 

 

Hasretin kançanağı gözlerinde oturuyorsun;

seni soruyorum

hiçbir şey bilmiyorsun…

 

Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım;

sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın...

 

Tükenişi bir aşkın,

bir nehrin tükenişine benzer.

Ne deniz olabildin,

ne nehir kalabildin...

 

Kendin ol, kendin ol…

Sen buysan başkası ol!

 

Buysan kederden öleceğim,

başkası olursan de kimi seveceğim?

 

 

Yılmaz Odabaşı

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

ACIYLA ERİR YÜZÜNE AŞIK ÇOCUK

 

Ne zaman yüzüne baksam

yalnızlığın o mutlu gerilimi

 

O öksüz göl hızla derinleşir

biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir

yeşil

 

Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum

ikimizi de aşar,o kapının ardındaki masal

bense yüreğimin bu hallerinden korkar,kalırım

bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi

geçip giden yüzlerine bakar kalırım

 

Ömrün kısalığı çarpar camlara

ateş hızla yayılır içerilere

 

Akşam olur,evler dolar boşalır

acıyla erir,yüzüne aşık çocuk

 

Ne zaman gözlerinin içine baksam,bliyorum

İkimizi de aşar,o kapının ardındaki masal

 

CEZMİ ERSÖZ

Gönderi tarihi:

iclal aydın'ın şiiri:

 

benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına kızdığım oldu zamanında

ama inandığım da...

ömrümde her şarkı, başka bir kapı açtı

bu şarkının ardında sen, bu kapının ardındaysa

benden önce söylenmiş sözler vardı...

 

seçtiğimiz hayatlar mı bunlar? seçtiklerimiz mi?

bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı...

seçtiklerimiz evet!

hayat bu sevgilim, çoktan seçmeli

senin aşkınsa, bir dönem ödevi...

 

bir şarkı tuttum sevgilim

bir kapı açtım ikimize

ikimiz, çokmuşuz meğer bu resme

kapatmadan bu kapıyı yine de

bu yaralar bereler, sanadır, bileler...

 

çok canım yanıyordu, gördüklerimden ve görüceklerimden

benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek

benim de kanattıklarım vardı elbet

ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar

hani demiştim ya en başında

"ne ayrılıklar, ne aşklar, ne başlangıçlar" diye

yani, demem o ki, çok zor günler geçirdim vaktiyle

 

bu şarkı sadece benimdi sevgilim

ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize

yazmışsın ya "onu sevebileceğimi düşünmüştüm" diye

işte o günden beri, belki de bu yüzden sadece

bu yaralar bereler, sanaydı, bileler

göreler aşkımı

şahidim gökkubbe...

Gönderi tarihi:

HADİ BULUN EN ZAYIF YERİMİ

 

İnsan kendisini merak etmeli;

hem de ölümüne merak etmeli.

Gün bitti işte...

Kim farkında bunun senden

başka...

Herkes bu yenilgiyi nasıl da

rahat kabulleniyor...

 

Vaatlerini tutmadı gün.

Kimse kendisini merak etmedi.

Sabırsızlığın bundan;

bundan çocuksu hasretin...

Kabullenince herkes yaşamını

sen ortaya kendini koydun...

ve bütün suçlarını üzerine

aldın sonra

 

Bundan işte

bu çocuksu hasretin

Ve ölümcül bir rulet oynadın

insanlarla

hadi dedin, hadi bulun

en zayıf yerimi...

 

Ve diktin gözlerini gözlerine

kastın bedenini

yükselttin omuzlarını

Öylece kaldın...

Baktılar sana... Baktılar...

Ama yüreğini bir türlü

göremediler.

 

CEZMİ ERSÖZ

Gönderi tarihi:

proleterya partisi, savaşta en ön safta

beşinci alayı kurdu

savunmak için ispanya'yı

 

ispanya'nın çiçeği, en kırmızı çiçeği halkın

omuz omuza 4 taburla

dövüşüyor madrid sokaklarında

 

anacığım, anacığım

bak şuraya şarkılarla

yürüyor alayımız, yürüyor savaşa doğru,

yürüyor faşizme karşı!

 

no pasaran!

Gönderi tarihi:

Unut Beni Can

 

 

 

Bu kaçıncı gece

hasretinle yandığım

Kaçıncı gece

yıldızları yıkadığım göz yaşlarımla?

Mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla

Bosnalı kadınlar duydu feryadımı.

Sen, sen duymadın mı can?

 

Ne vardı bu kadar uzak yerlerde açacak?

Benden uzak o iklimlerin,

Benden uzak o şehrin,

Kahrolası o kalabalıkların

Benim kadar ihtiyacı mı vardı sana,

Benim kadar hasret çekti mi

Kahrolası o şehrin semaları,

Benim kadar yandı mı?

Ne vardı can?

Ne vardı uzak iklimlerde açacak?

 

Ne vardı

Kendimizi bu kadar kahredecek?

Kara trenler umut olmamalıydı,

uzayan yollarda kalmamalıydı bakışlar.

Dünya, bir tek nokta olmalıydı can...

Bir tek noktada doğmalıydık.

Dönüp dönüp sana varmalıydı yollar,

Ben, hep hasret türküleri söylememeliydim,

Sen, hep hasret şiirleri okumamalı.

Hasret diye bir söz olmamalıydı lügâtlarda

Geceler boyu hergün

göz yaşlarımla ıslanmamalıydı yıldızlar.

 

Gönlüm bu sevdaya dar gelir oldu

Boğuyor karanlıklar can...

Mesafeler kurşun oldu amansız,

Feryadıma şahit oldu yıldızlar

Can... Can...

Hasretin ağır bir yük omuzlarımda.

Ben çekmekten usandım,

sen usanmadın mı?

 

Bildim, bitmeyecek bu hasret!

Uzak iklimlerde açmış iki çiçeğiz.

Hangimiz gelsek diğerinin yanına,

Kuruyup, kaybolacağız.

Ben, kıraç topraklara döndüm can,

Ben, kurumuş dereler gibiyim.

Issız mağaralarda kaldı umudum.

Belli bu sevda kahredecek bizi,

Unut be can...

 

Unut bu sonu gelmez sevdamızı...

bırak yeni güneşler doğsun semalarında

bulutlar gizlemesin yıldızlarını

yeniden başlasın herşey

yeniden doğ bensiz şafaklarda.

Unut can,

unut senin için yazdığım sevda şiirlerini.

De ki; bir rüya idi bitti.

De ki; bir hayaldi,

solgun aynalarda yansıyan.

De ki; bir romandı,

sonu koskoca bir hiçle biten.

Unut beni can,

Unut vakit varken...

 

Bırak hasretin bana kalsın.

Varsın cehenneminde kavrulsun gönlüm.

Ben yine her gece

saçlarını koklayayım uzak yıldızlarda.

Gözlerimde takılı kalsın hayalin.

Sen unut can,

sen unut!

Kahredersem,

Milyon kere kahrolayım!

 

Mehmet Taş

Gönderi tarihi:

zamani gelince nasil terk eder kuslar...

kaciyor muyuz?

kalacak miyiz?

yoksa ciglik cigliga....

seni sevdigimi anladigim günden beri gökyüzü degisti, geceler degisti...

üstüne daha baska ne denebilir ki bu sözlerin. bir ciglik atmak gerekir belki...ciglik cigliga....

Gönderi tarihi:

sefil bir nazara geldim nargile içinde duman

baharsız sevişme edasındayım kimsesiz

izah edemiyor durumumu hiçbir argüman

ya bitir bu gelişmeyi kökünden ya da kısa dalga

birşeyler çalsın yine eskisi gibi radyolarda

hani mega hertz filan bazı sırlar veriyordu

metalik sesleri ve bordoları olan saygın adamlar

 

aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde

el tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara

kaldırdık tüm tutuşmaları

yasak kelime oyunu yapmak

yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak

artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak

tomurcuklanmak günah ve bir insan sözü

yüzünden yüz gün ard arda uyumamak.

 

kimse ölmesin diye kimsenin aklında

her sevdalı verdiği sözü geri alacak

güneş' i ay' ı hatta hiçbir tabiat olayı

şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya

ne deniyorsa onu atacak kalp

ve süresi yirmi dört saate çıkarılacak

meskun mahalde ağlamanın

ne verdin de ne istiyorsun yazacak ilkokul fişlerinde

ve her gün her sevişmede veresiye değil

peşin satan kazanacak !

Gönderi tarihi:

üç karanfil

 

 

Nerde kendini bilmez çocuklar

Bir sabah öylece çekip gittiler

 

Çınladı alkışlar kör sokaklarda

 

Yankısı kime kaldı

 

 

 

Deniz koydum adını

 

Kederi bende kaldı

 

Uzak köyler kurdum birbirine

 

Denizine aldandım

 

 

 

Acının surlarında ateşler yaktık

 

Vuruldu şehirler soluksuz kaldık

 

Kendine çekildi bütün zamanlar

 

Gölgeler orda kaldı

 

 

 

Çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü

 

Ölümün acımasızlığı her zamankinden beter

 

Gidenler

 

Gelenler

 

Düşenler

 

Ah! Zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar...

 

 

 

Düştük yola

 

Güzel şeyler bulmak umuduyla

 

Işıklarıyla büyük şehirler,

 

Yol oldu bize

 

İz sürdük yalnızlığa...

Gönderi tarihi:

Yalan

 

Seni sevdiğim zaman

içimde yüreğimde başladı yaman bir hazan

dimeli kopuk iklimlerde solarken bahar

her dakika her saniye ruhum seni anar

 

Seni sevdiğim zaman

güz fırtınası esmekte kopuk iklimlerimde ey yar

akarken gözümden kan ile yaşlar

şahittir seni dilendiğim gecelerde parke taşlı ıslak yollar

 

Seni sevdiğim zaman kırık kadehlerdi dudak uçlarımı kanatan

esmekte şimdi gönül ağacımın dallarına deli bir sonbahar

biliyorum gelmeyecek ve sevmeyeceksin

yalanmış sevgiler yalanmış dostluklar umutlar koca bir YALAN ...

 

:clover:

Gönderi tarihi:

insan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman

ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini

ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi

ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi

hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an

mutlu aşk yoktur

 

hayatı bu silahsız askerlere benzer

bir başka kader için giyinip kuşanan

ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan

onlar ki akşamları aylak kararsız insan

söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter

mutlu aşk yoktur

 

güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim

içimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi

ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri

ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri

ve hemen can verdiler iri gözlerin için

mutlu aşk yoktur

 

vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye

yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek

en küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek

bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek

nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine

mutlu aşk yoktur

 

bir tek aşk yoktur acıya garketmesin

bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara

bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda

ve senden daha fazla değil vatan aşkı da

bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin

mutlu aşk yoktur ama

böyledir ikimizin aşkı da

Gönderi tarihi:

eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,

ikincisinde, daha çok hata yapardım.

kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.

neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,

çok az şeyi

ciddiyetle yapardım.

temizlik sorun bile olmazdı asla. daha çok riske girerdim.

seyahat ederdim, daha fazla.

daha çok güneş doğuşu izler,

daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.

görmediğim birçok yere giderdim.

dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.

gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.

yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.

elbette mutlu anlarım oldu ama,

yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.

farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten:

anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın.

hiç bir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan

gitmeyen insanlardandım ben.

yeniden başlayabilseydim eğer, hiç bir şey taşımazdım.

eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.

ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.

bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,

çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.

ama işte 85’indeyim ve biliyorum...

ölüyorum...

Gönderi tarihi:

“Yeni bir eylem yapamıyorum

aynı masalı kuruyor, yine kuruyorum

yinelenmiş onbirli hece veznini yineliyorum

başkalarının bana söylediklerini söylüyorum

aynı şeyleri hissediyorum.

Aynı saatinde günün ya da soyut gecenin

Her gece aynı kabus her gece şiddeti labirentin

Ben, sabit bir aynanın yorgunluğuyum

ya da tozu bir müzenin...”

 

 

*BORGES

Gönderi tarihi:

Gelme;

 

Sensizde yaşayabiliyorum , sensiz hayat daha güzel.

 

Seni aramaktansa birden yanımda bulmak daha güzel.

 

Yanımda olduğun zamanlar gideceksin diye endişelenmektense ,

 

gelirsin diye beklemek daha güzel.

 

Her zaman beni yarım bırakmandansa,

 

seninle sen yokken uzunuzun konuşmak daha güzel ....

 

Sensiz hayat daha güzel.Daha güzel;

 

yanımda dost bildiğim insanların ihanetlerine kurban gitmektense

 

gerçek dostun mutlaka bir yerlerde olduğunu bilmek...

 

Seni " uyandırıp sabah sabah geyik yapma " demeni duymaktansa ,

 

daha güzel telefon açmaman.

 

"BAZEN SENİ GÖRMEKTENSE BİRİSİNİ SANA BENZETMEK,

 

SENİN SESİNİ DUYMAKTANSA ZANNETMEK DAHA GÜZEL...

 

Sensiz hayat daha güzel.Senin beni izlediğini hissederek dans etmek

 

senin orada olduğundan emin olmaktan daha güzel.

 

Daha güzel seni düşünmek,seni seninle tartışmaktan ....

 

Sanırım SENİ SENSİZ YAŞAMAK,seninle yaşamaktan daha güzel...

Gönderi tarihi:

Beyoğlu

 

 

 

Bir sabah,

Erken bir pazar sabahı,

Gün yeni başlıyor İstanbul'da,

Karaköy'de Kanlıca'da, Kavaklarda.

Yeni günü karşılıyor Beyoğlu,

Uyku mahmurluğu içinde,

Sakin, sessiz, bomboş.

Sessizlik hiç yakışmıyor,

Sakinlik o kadar yabancı ki,

Beyoğlu utanıyor,

Beyoğlu ağlıyor,

Erken bir pazar sabahı.

Göz yaşları damlıyor saçaklardan,

Kaldırımlar ıslak.

Göz yaşları artıyor,

Hıçkıra hıçkıra ağlıyor Beyoğlu.

Ökçelerin kaldırımda çıkarttığı sesler,

Çöpçünün süpürgesi,

'Ağlama' şarkısını söylüyor.

Şarkı gittikçe hızlanıyor,

Şarkı gittikçe çoğalıyor,

Ağlaması duruyor,

Birden sese boğuluyor Beyoğlu.

Pasaj kalabalık, pasaj özlem dolu.

Bağrına basmak için bekliyor insanları.

Madamın akordiyonunun tuşları,

Oynamıyor artık.

Kısık sesi duyulmuyor Hüseyin Baba'nın,

Amuda kalkamıyor cambaz.

Yok artık,

Fıçı masalar, fıçı koltuklar,

Ve Arjantin biralar.

Zaman ilerliyor,

Herşey dallanıp budaklanıyor,

Beyoğlu ve pasaj bir ormana,

Anılar ormanına dönüşüyor.

 

Nevzat Özkan

Gönderi tarihi:

bütün mevsimler tutsak düşse de yangına,

her bahar dicle’yi emzirir dağlar

bahar, dicle’nin dağları kucakladığı yerde başlar.

 

alışamam ölüme alışamam,

ölüm insana aykırıdır alışamam.

susmak insana aykırıdır susamam.

yanıbaşımda bir yangın,

eti yanar vatanımın susamam.

yanıbaşımda ölüm çalıyor kapıları duramam.

 

çığlık olmak ama her sessizliğe

çığlık olmak insana yaraşır

ölüme direnirim tırnağımla dişimle

ama alışamam ölüme

bir başına olmak önemli değil

bir gül, bir gül bırakabilmek arkadan gelenlere

 

tek başına bir mum devririr geceyi

tek bir can neleri neleri devirmez ki?

 

nedir bu sancı nedir?

hasretin yine başladı, sol yanım seninle birlik

işgal etmişsen yar ömrümü

ateşin düşmüş canıma

sen benim içimde

ben diyarbekir içinde ağır ağır yanarım dönerim bitmez

geçerim bir mermi gibi candan, yar sandan geçemem

nasıl da özlemişem, sevda çeker canım

 

yangındır gayrı

bir uçtan bir uca sarılmıştır her yan

sarıya, kırmızıya.

dağlar damar damar olmuş akar memleketin yüreğine

bugün keskin bıçak ağzı da olsa gökyüzü

bahar düşmüştür vatanıma

mavi erguvan dallar fışkırmıştır topraktan

can yürümüştür dallara

gayrı dört mevsim bahardır dağlardan akar

ne durursun ana görmisen kar erir her yanda

ne durursun ana tilili çek, çek tilili

Gönderi tarihi:

yağmur sonrasından toprak kokusu sinmiş üstüne.

akşam ezani okunduğunda evlerine çağrılan çocuklar gibiydik.

güneş kar topluyor yalanlarıyla kandırılarak büyüdük.

bir eylül yağmurunun ardından

üst ya da alt sokaktan.

olmadık huzurlara sürükleyen bir akordeon sesi duyarsın günün birinde...

buralara bir daha hiç uğramayacak bir gezgin çalgıcıdır dinlediğin.

bitmesin, gitmesin istersin.

umarsızca her güzel ve istenildiğini bilen şey gibi yitip gider avuçlarından.

yürürsün endamın boyunca istiklali, karış karış...

nafiledir tüm gördüğün silüetler.

tüm esmer, uzun saçlı erkekler.

derken bir sabah o akordeon sesini duyarak uyanırsn.

sıyrılırsın bir başkasının teninden

bölmeden bir ezan sesi mutluluğunu,

bırakırsın kendini,

endamın boyunca !

Gönderi tarihi:

Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak

Hayal bana yakın yar bana uzak

Sevdası başıma dolanır gitmez

Aşkına düşeli yar bana uzak

Yüz bin öğüt versen biri kar etmez

Senin aşkın beni kıldı urusvay

Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay

Kabul et kapında beni de kul say

Dost yoluna ölür aşık ar etmez

Ey beni bu derde giriftar eden

Eski muhabbeti kaldırdın neden

Gönül ister kavuşmayı ölmeden

Gül olmasa bülbül ah u zar etmez

Beni yakan yansın aşkın narına

Gönül düştü bir zalimin toruna

Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına

Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.

 

Aşık Veysel :clover:

Gönderi tarihi:

KİMİ SEVSEM SENSİN

 

kimi sevsem sensin/hayret

sevgin hepsini nasil degistiriyor

gözleri maviyken yaprak yesil

senin sesinle konusuyor elbet

yarim bakislari o kadar tehlikeli

senin sigarani senin gibi iciyor

kimi sevsem sensin/hayret

 

senden nedense vazgecilemiyor

her seyi terk ettim/ne ask ne sehvet

sarisin basladigim esmer bitiyor

anlasilmaz yüzü koyu gölgeli

dudaklari keskin kirmizi jilet

bir belaya cattik/nasil bitirmeli

gitar kimildadi mi zaman deliniyor

kimi sevsem sensin/hayret

kapilarin kapali girilemiyor

 

kimi sevsem sensin/senden ibaret

hepsini senin adinla cagiriyorum

arkamdan simarik gülüsüyorlar

getirdikleri yagmur/sende unuttugum

hani o simsicak iri cekirdekli

senin gibi vahsi öpüsüyorlar

kimi sevsem sensin/hayret

in misin, cin misin anlamiyorum

ATTİLA İLHAN

Gönderi tarihi:

kolay mı

çocukla konuşmak.

otur dersin,

hayır der.

çıra dersin

çamur der.

çiçek dersin

yaprak der.

bulut dersin

yağmur der.

ders dersin

küstüm der.

seni seni dersin

yapma der.

oysa kolay

çocukla konuşmak.

masal de bak

evet der.

 

- cahit zarifoğlu -

Gönderi tarihi:
KİMİ SEVSEM SENSİN

 

kimi sevsem sensin/hayret

sevgin hepsini nasil degistiriyor

gözleri maviyken yaprak yesil

senin sesinle konusuyor elbet

yarim bakislari o kadar tehlikeli

senin sigarani senin gibi iciyor

kimi sevsem sensin/hayret

 

senden nedense vazgecilemiyor

her seyi terk ettim/ne ask ne sehvet

sarisin basladigim esmer bitiyor

anlasilmaz yüzü koyu gölgeli

dudaklari keskin kirmizi jilet

bir belaya cattik/nasil bitirmeli

gitar kimildadi mi zaman deliniyor

kimi sevsem sensin/hayret

kapilarin kapali girilemiyor

 

kimi sevsem sensin/senden ibaret

hepsini senin adinla cagiriyorum

arkamdan simarik gülüsüyorlar

getirdikleri yagmur/sende unuttugum

hani o simsicak iri cekirdekli

senin gibi vahsi öpüsüyorlar

kimi sevsem sensin/hayret

in misin, cin misin anlamiyorum

ATTİLA İLHAN

 

:(

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.