Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2006 o gül yüzüne Yak!!Sen geceni atesinle.. Halime bak!Vuruldum ben güzelligine.. Hadi düs pesime.. Sen benim ol,bende senin.. Yandim bittim,kül ise benim.. Beni dinle seni dinle SEVIYORUM DELICISINE!!!! Bir adim gel,kosarim ben.. Bekletme SIKILDIM kacarim ben.. Ah beni yar ara verme.. Sev beni yar.. Bile,bile kasina,gözüne,o gül yüzüne köle olayim.. Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2006 Yok olarak geçtim buradan: Yuvarlanarak geçtim buradan: Görmediniz. Güneş bile yumdu gözlerini Kapattı kulaklarını İşitmedi Sözlerimi. Yaralanarak geçtim buradan: Sağaltmadınız. Gök bile örtündü bulutlarını Sakladı yıldızlarını Dinlemedi Umutlarımı. Yok olarak geçtim buradan: Yaşatmadınız. Ölüm bile çekti aldı anlarını Tuttu attı anılarımı Dindirmedi Acılarımı Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2006 *KUTSAL SONE Yaradan, istiyorsan yapıtın çürüsün, Onar beni bu an, çünkü yaklaşıyor sonum, Ölüm bana koşuyor, ben ona koşuyorum Ve bütün zevklerim olmuşlar artık sanki dün. Işıkları yitmiş gözlerim nereye dönsün? Ardım umutsuzluk, önüm ölüm; korkuyorum Ve günahın Cehennem'e eğdiği vücudum Elinde tükeniyor korkunç bir çözülüşün. Bir sen varsın yukarıda ve bir sana bakmak Doğrultuyor belimi her izin verdiğinde, Ama çekiyor aklımı düşmanın olacak Ve tutamıyorum kendimi bir saat bile. Ne olur inayetinle kanatlandır beni Ve çek bir mıknatıs gibi yüreğimi. John DONNE Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2006 Seninle Bir Ömür (ne kalmışsa geriye) Günah olur seni şiirlerle sınırlamak Ömrüme ne dersin? Günah olur seni şiirlere sığdırmak senin için Ömrüme ne dersin Bizim için Nurten Altınok Alıntı
Φ neveser Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2006 yağmur oldum,paranoyak oldum... canım sıkıldı,bir votka içtim... deniz kıyılarında ağlama noktalarını ben seçtim... hiç değmedi gözlerim yaşlarına... sabahı polis korkusuyla aydım... durdum yaslandım bir iş ilanına.. bin kere evlendim ben bu hayat'la... bir kere adam gibi boşanamadım... telef oldum,uzun bir şiirde... baktım hiçbir naneye yaramıyor... yaranamıyor gönlüm bu sulara... deniz eskisi bir göl oldum... adım ummandan uzak...belki çöl oldum... ahmet erhan... Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2006 Hatırla o sabah uyandığımda yoktun yanımda Yalnızca bir gün ışığı kollarımda Bir başıma ben yokluğunla Kalmıştım yıllar sonra Hatırla o gidiş yakışır mı hiç bizim sevdamıza Yalnızca gül dikeni dudaklarımızda Bir esirim ben yokluğunda Dön gel bana dön gel bana Haydi dön tut elimi istiyorum tut tut yeniden Haydi dön bıraktığım yerde bekleyeceğim ben Haydi dön, dön lütfen, dön lütfen Hatırla bu sevda doludizgin nasıl yaşandı çılgınca Mümkün değil yaşayamam ayrı kalınca Bir basıma ben alışamam yokluğuna Yazık bana yazık bana.... Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 (Sensizlikle flört etmeyi sen değil, sensizlik bilir; sesi ses, sessizliği sensizlik bilir&) Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin ellerinden tut! Çok ağrımış kendinin, siyah ve ayaz kendinin. Hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver... Bak, Palandöken dağlarında karlar erimiş, teknelerle kol kola bir bahar sulara inmiş; dağlar için, sular için bana bir gül ver. Bir gül ver söküldüğüm günler için -ve önce kendinin ellerinden tut.- Kendimin ellerinden tutunca, içimden nehirler gibi akmak geliyor; yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor. Geberesiye içip salaş meyhanelerde, buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor& Tutunca kendimin ellerinden, pusulasız gemilerde yatmak; yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor& Sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden, ömrümün içinden akmak geliyor... (Sessizlik sensizliği ezbere bilir; sensizlik her şeyi bilir...) Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin ellerinden tut; sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin ellerinden... Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Teğet herkes kırılamaz bazen ipince dal olmak gerekir kırılmak için Ama dünya kütüklerin... ağlayamaz herkes ağlayabilecek kadar büyümek gerekir Dünya ise küçüklerin... sevemez herkes bir orman olmak gerekir sevmek için Bak ki dünya çöllerin... Ve vakur bir damla olmak dalga için katılmak okyanusa aşk için, isyan için! Yılmaz Odabaşı Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım Sevmekse gönlümce sevmeliyim Kendi ellerimle yazmalıyım alınyazımı Ölmekse istediğim anda ölmeliyim Ümit Yaşar Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 kim bilir ne zaman çarpışır akrep ile yelkovan neden saniyeyi görmezden gelir insan oysa hem akrebi hemde yelkovanı yürüten Saniye değil midir Saniyenin adı neydi biliyor musunuz o değilmi akrep yelkovana yelkovanda akrebe yetişsin diye koşan kim Saniye zamanda, sevgiler kavuşsun diye koşan kim Akrep, sevgiyi arayan kim Yelkovan, her bulduğunun peşinde koşan zaman M.Tali Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2006 Yoksunki...! Gönlüm uçmak ister kanat takıp sana doğru Beni bırakıp gittiğin günden beri seni çok özlüyorum Yokluğun öyle dayanılmaz ki.... Anlatamıyorum Duvar oluşsa üstüme kalkardım belki ağırlığının altından Yangın içinde kalsam yırtardım ateşi tam ortasından Gözlerim kör olsa sesini duyardım Kulaklarım duymasa dokunurdum sana Hissederdim Ama yoksun Ve ben senin yokluğunun altından kalkamıyorum Senin yaktığın alevi yırtamıyorum Sensiz hem göremiyor, hem duyamıyorum Hissetmek mi? Ben kendimi bile hissetmiyorum Gönlüm kanatlanıp uçmak ister kuş misali sana doğru Ama sen yoksun ki....! Ama ben yokum ki....! Ben var mıyım? Üşüyorum Yokluğunla Neredesin.....? Zuhal Erdoğan Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 yoğun ve tedbirsiz çökerdi sevdan sökülürdü duvardan tırnakları varlığının taş bile gücenir sabır bile dile gelirdi sen inatla tutunurken bir yürek coşkudan çatlar bir derviş muradına ererdi sen bıçak kadar keskin ben sel kadar taşkınken gölge etme aşkım artık dokunuşu ve sesi rengi ve soluğu olmayan gölgemle sırdaşım yorgun ve gelişigüzel yağardı sevdan beslerdi özlemin sevgimi yosun bile darılır yağmur bile dize gelirdi sen bir türlü dinmezken bir yürek ümit biriktirir bir damla gülden süzülürdü sen sahil kadar dingin ben dalga kadar azgınken düş yakamdan aşkım artık boşa akmaktan sıkkın ve ardında bıraktığı kanıttan bıkkın yaramı deşerek dökülür gözyaşım sensizlik kurulurdu tahtına gecemin sürerdi hükmünü Zaferinden emin kahır bile hırslanır kin bile aman dilerdi sen ısrarla beklerken bir yürek pas tutar bir bulut yaslanırdı omzuna dağların sen kül kadar dargın ben volkan kadar kızgınken çık aklımdan aşkım artık hesaplaşma günü yakın ve çarpılacak suratına aklımda yarım bıraktıkların canevimden sorgularla vururdu gerçekliğin bozulurdu tılsımı gizemin yemin bile çiğnenir düş bile diş bilerdi sen ayak diretip gitmezken bir yürek yas tutar bir garip sallanırdı ucunda yağlı urganın sen kabullenirdin ayrılığı yılgın ben yenilginin kederinden çılgınken git başımdan aşkım aşkın başımdan aşkın Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2006 Men on şeb-i siyâhem kez mâh hışm kerdem Men on gedâ-yı ûrem kez şâh hışm kerdem Aya öfkelenmişim ben, işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum. Padişaha kızmışım, çırılçıplak bir yoksul olmuşum. Güzeller sultanı gel demiş, evine çağırmış beni. Ben bir yolunu bulmuşum, yola baş kaldırmışım. Sevgilim baş çeker, naz ederse, gamlara atar, kararsız korsa beni, bir kez olsun ah demem, inad için. Ah'a da kızmışım ben. Bir bakarsın elinde altınla aldatır beni o. Bir bakarsın şanla şerefle aldatır beni. Oysa altın falan istemiş değilim ondan, şanla şerefe hele çoktan boş vermişim. Ben bir demirim, mıknatıstan kaçıyorum. Bir saman çöpüyüm ben, mıknatıslara yan çizmişim. Mevlâna (A.Kadir çevirisi.) Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2006 SENI COK ÖZLEDIM Gözyaslarimin gizli sebebi benim Bitsin artik su sayisiz günler derim Hergün kavusmamiz icin dua ederim Seni cok özledim canim sevgilim Sende gurbettesin bende gurbette Birgün kavusuruz bizde elbette Düsüncelerim aklim hep sende Seni cok özledim bitanem benim Ne cok istedim suan boynuna sarilmak Boynuna sarilip seni koklamak Ellerini tutup hic birakmamak Seni cok özledim sevdigim benim Zamanim seni düsünmekle geciyor Hatiralarin resimlerin yetmiyor Hep uzakta oldugun aklima geliyor Seni cok özledim sevdalim benim Sensizlik benim büyük derdim Seni cok özledim canim sevgilim Inan bana buna yemin ederim Seni cok özledim belalim benim Abone oldun rüyalarima Deliye dönerdim rüyalarda olmasa Birgün sarilacagim gercekten kollarina Seni cok özledim herseyim benim Seni düsünerek ben uyumaz nöbet tutarim Gökyüzüne bakarak yildizlari sayarim Bazen seni düsünerek oturup aglarim Seni cok özledim askim benim Sanki hep seninleyim senle yasiyorum Senle yatip senle kalkiyorum Bunu hep bilki sevdigim Ben seni inan cok seviyorum Düsünmeki ben birgün baskasinin olurum Bu gurbet ellerde sadece seni düsünür dururum Seni sevdikce kendimi bulurum Düsünsene bitanem ben seni nasil unuturum? Sevdigim, bitanem, hayatim benim Günden güne alevlenen tek atesi kalbimin Kim nederse desin ben yeminliyim ÖMÜR BOYU seninim canim sevdigim.... Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 *SAKIZ AĞACI Nicedir kendilik ağacının gölgesi üstümüzden kalkmadı. Köşede cinaynası, elimde kiriş; soluk, kemik çatıma gerilmiş yükümdür, çekeriz de sen yine yayını yas. Baksanıza, gözün pınarıyla, kuyruğuyla nasıl sıradakilere benziyoruz.. Yurdakul KAVAS Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Yoktun! sustum ne kadar susulacaksa o kadar sustum. yolcuyum uzak çok uzaklardan geldim yorgunum ellerim boş, boynum bükük gözyaşı dolu heybemde kalbimi alıp getirdim sana ayrılıklarla delik deşik kalbimi başka bir şeyimde yoktu getirecek dalımda güz türküleri koynumda ateş seni aradım kentin sokaklarında yapayalnız ve yorgun yoktun çocuklara sordum ağladılar ırmaklara sordum çağladılar çiçeklere sordum boyun büktüler ağaçlara sordum yaprak döktüler sığındığım kuşlar da uçtu gitti bir başıma kaldım ortalarda senki yetim bir bahçede bir tomurcuktun hayatın kollarında çiçeklerin nazlısı, küskünüydün gönlümün bütün gün seni aradım yorgun ve yalnız acılı bir yel gibi dolaştım durdum sokakları yoktun pınarlara sordum akıp gittiler yıldızlara sordum bir bir söndüler sigaramı efkâr ettim savurdum gökyüzüne sonbahar sardı boynumu yaprak yaprak sonra yavaş yavaş bedenime girdi acı senden ne bir ses vardı, ne de bir nefes gülüşünü, gözlerini, sesini takıp koluna vedalar bıraktığım durakta şiirler okudum aklımı yitirdiğimi sanıyordu, acıyan gözlerle bakıyordu herkes sonra gözlerimi, ağlamaktan yorgun gözlerimi ulaşamayacağım uzaklara yolcu ettim kara trenlere mendil sallayarak. duygularımı bir vagona kilitleyip bin ah sürüp dudaklarıma sustum! ne kadar susulacaksa o kadar sustum ... istedimki, kalbinin durduğu yer kalbimin durduğu yer olsun... Nuri CAN Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 SENI COK ÖZLEDIM Gözyaslarimin gizli sebebi benim Bitsin artik su sayisiz günler derim Hergün kavusmamiz icin dua ederim Seni cok özledim canim sevgilim Sende gurbettesin bende gurbette Birgün kavusuruz bizde elbette Düsüncelerim aklim hep sende Seni cok özledim bitanem benim Ne cok istedim suan boynuna sarilmak Boynuna sarilip seni koklamak Ellerini tutup hic birakmamak Seni cok özledim sevdigim benim Zamanim seni düsünmekle geciyor Hatiralarin resimlerin yetmiyor Hep uzakta oldugun aklima geliyor Seni cok özledim sevdalim benim Sensizlik benim büyük derdim Seni cok özledim canim sevgilim Inan bana buna yemin ederim Seni cok özledim belalim benim Abone oldun rüyalarima Deliye dönerdim rüyalarda olmasa Birgün sarilacagim gercekten kollarina Seni cok özledim herseyim benim Seni düsünerek ben uyumaz nöbet tutarim Gökyüzüne bakarak yildizlari sayarim Bazen seni düsünerek oturup aglarim Seni cok özledim askim benim Sanki hep seninleyim senle yasiyorum Senle yatip senle kalkiyorum Bunu hep bilki sevdigim Ben seni inan cok seviyorum Düsünmeki ben birgün baskasinin olurum Bu gurbet ellerde sadece seni düsünür dururum Seni sevdikce kendimi bulurum Düsünsene bitanem ben seni nasil unuturum? Sevdigim, bitanem, hayatim benim Günden güne alevlenen tek atesi kalbimin Kim nederse desin ben yeminliyim ÖMÜR BOYU seninim canim sevdigim.... Soner Alıç Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2006 Benim Adım Özgürlük Benim adım özgürlük Sığar mıyım ben Bu masmavi gökyüzüne Ya da alabilir mi Bu topraklar beni koynuna? Benim adım özgürlük Prangalar vurulabilir mi ayaklarıma? Dört duvar dayanır mı bana? Yemyeşil ovalar, dağlar... Örtebilir mi üzerimi? Ya da musalla taşındaki Tabutun yeşil örtüsü? Benim adım özgürlük Benim, ben! Özgürlük! Sevebilir miyim tek kişiyi? Konabilir miyim bir gönüle? Ya da bir tek yürek sevebilir mi beni? Ben herkesin hayali... Ben hürriyet, ben barış Ben sınırsızlık Ele avuca sığmayan... Kelimelerin anlatmaya yetmediği Ben, meskeni ne ahiret ne cennet; Ben, meskeni ne dünya ne kainat; Benim... ben... Soner Alıç Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2006 *FIRTINA Fırtına ansızın koşarak geliyor kocaman mor çizmeleriyle çiğniyor begonyaları buğdayları çayırları meşelerin üzerinde yürüyor küçük dereleri sidiğiyle dolduruyor çamur tükürüyor eziyor havayı kollarının arasında çekip gidiyor sonra da kendinden hoşnut Raymond QUENEAU Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2006 umutları yarına erteleyip sana çiziyorum yollarımı... tutup tutup, matkaplara vuruyorum bağrımı; döküm döküm etlerim...bak! geceye sarıyorum yaralarımı, ağlayarak... yıldızlar bilir ençok, birde düşlerim, birde taş yatak... oysa sen! kırktabir gelirsin, kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak... ve yağmurlar, ve hüzünler, ve seni taşlarına dizdiğim yollar, ve hasret!... ebabil kuşlarının dönüşü gibi, durup durup kıvrılırım sana... göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime oku ve anlat!... gökte nasıl üçgen çizerse turnalar, yüreğimi çizdim sana! çizgisi metrelerce kanat... geliyorum işte kapına maviliğinde uçarak.. umutları yarına erteleyip, sana çizdim yollarımı... tutup tutup, derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın... yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma, ben burgaçlarında solungaç!.. korkuyorum sevdiceğim,elimde değil!.. dağlara kaçıyorum yeniden seni de yanıma alarak... ve emeğm, ve ekmeğim, ve bebekliğim,masumluğum, ve gençliğim, ve beş para etmez geçmişim, ömrüm... ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm, ağlıyor arkamdan el sallayarak... sen doruklardasın ya, sen çağrısındasın ya sevdanın; işte yollardayım, işte yokuşlardayım,yalınayak... işte turnalarda, işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda işte yanındayım, ve ellerim koynumda,aç bak!.. sımsıcak... umutları yarına erteleyip, sana çizdim yollarımı... usulcacık, ama usulcacık sevdiceğim!... hayaline dalıyorum... ısınıyor taş yatak.. gece yorgan, kollarım yastık, desem ki sırtım kan revan, desem ki sırtım delik deşik, desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma, desem ki korkuyorum,yalnızım... desem ki ellerini istiyorum... desem ki leylim vaktini bekliyorum, gel artık Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2006 Bir babanın doğum gününde oğluna mektubudur... Sevgili oğlum Bugün tam on yedi yaşındasın Görüyorum ki artık Her şeyin farkındasın Ama ne zaman ararsam seni Ya diskoda Ya barda Ya da televizyon karşısındasın Haklısın oğlum Devir artık bu devir Sen de çemberini çağına göre çevir Senin neyine Resim roman şiir Senin neyine Sanat ve sair Ne diyor meşhur televizyon büyükleri Vur patlasın çal oynasın Devir artık bu devir Nasılsa Son düğmesi de koptu insanlığın Vefa can çekişiyor arka sokaklarda Umut mendil sallıyor giden trenlerin ardından Onur, adres arıyor mezarlıklarda Dostluklar çöp tenekelerinde sahipsiz Ve anahtar teslimi aşklar satılık köşe başlarında Hem de üç kuruş mutluluklara... Ama sen de haklısın Sana mı kaldı Kurtarmak vatanı Sana mı kaldı Uyandırmak yatanı Sana mı kaldı Duvara yapıştırmak Bu memleketi satanı Anasını ağlatanı.... Gel gör ki oğlum Senin de kurtuluşun yok bu gidişten Ne etsen- ne yapsan Bir düğün Bir bayram Bir lâle devri Hangi ekrana baksan Kim kiminle evleniyor Kim kiminle çıldırıyor Kim kime daldan dala Gelinim olur musun diyor Kimisi sahte gelin Kimisi zengin bir prens Kimisi de insanlıktan bir yudum bir nefes Bekliyor da bekliyor Bak her gün ayrı bir kanalda Bambaşka bir 'ünlüler çiftliği' Her kanalda şöhret olmanın dayanılmaz hafifliği Ve işte böyle Pazara dökülüyor bir bir Herkesin yumak yumak ipliği Yıllar var ki oğlum Birileri işte Bizi hep böyle gözetliyor... Ve sen de görüyorsun ki Bu sahneler Bizi ne de güzel özetliyor Kimin umurunda yarınlar Kimin umurunda çocuklar Kimin umurunda bu isyankar çığlıklar Bir kavgadır Bir yarıştır Bir rezalettir gidiyor. Kime sorsan Cevaplar dünden hazır Halk böyle istiyor oğlum Halk böyle istiyor Gel gör ki Bir reyting uğruna Ne 'güneşler batıyor' oğlum Ne güneşler batıyor.... Ahmet Selçuk İlkan Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2006 Istanbul da Seni! .. Zor sanattır. Istanbul`da yaşamak Istanbul`da seni, Sensizliği istanbul`da yaşamak Dayanılmaz bir özlem. Özlemler içinde,bitmeyen şiir Siir`ler içinde bir mısra Seni istanbul`da yaşamak. ………………………….. Özkan Yıldırım Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 *GİDİNCE Her yanım sen kokacaksın ben gidince buğulu genç kız kokun saklayıp tütsüleyip duracak yüreğimi Saçına çiçek takmadan da çiçekler görürüm saçında sarı pembe beyaz gözlerin hep korkuludur biraz Yalnız hep çiçeklerle süslü başın ben gidince her yanım sen kokacaksın Suat VARDAL Alıntı
Φ apolyont Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2006 SES GELİYOR TOPRAKTAN Anadolu kıyısında, Geçmişle hesaplaştım. Kanlar, kollar, bacaklar. Hepsi toprağın altında. Topraktan ses geliyor. Bu vatanı koruyun diye. Yeryüzünde güneş açsın, Çocukların yüzü gülsün diye. Biz kanımızı, canımızı verdik, Bu topraklara. Koruyun burayı diye, Ses geliyor topraktan. Siz hayattasınız, Başarılısınız, varsınız. Biz yokuz diye Ses geliyor topraktan Seher ÇERVATOĞLU Alıntı
Φ apolyont Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2006 Unutmuş Gibi Daha önce yaptım yine yaparım Aşkını içimde yaşatırım Kimseye göstermem üzüntümü Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım O hoş sesini duyamam belki ama… Çareyi fotoğraflarında ararım Geçmiş günleri hatırlarım Düşlerimde ellerini tutarım Gözlerine bakarım Ben bu aşkı sensizde yaşatırım Beklerim ölene dek… Dönecek der umutlarım… Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.