Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

o gül yüzüne

Yak!!Sen geceni atesinle..

Halime bak!Vuruldum ben güzelligine..

Hadi düs pesime..

Sen benim ol,bende senin..

Yandim bittim,kül ise benim..

Beni dinle seni dinle

SEVIYORUM DELICISINE!!!!

Bir adim gel,kosarim ben..

Bekletme SIKILDIM kacarim ben..

Ah beni yar ara verme..

Sev beni yar..

Bile,bile kasina,gözüne,o gül yüzüne köle olayim..

Gönderi tarihi:

Yok olarak geçtim buradan:

 

 

 

Yuvarlanarak geçtim buradan:

Görmediniz.

Güneş bile yumdu gözlerini

Kapattı kulaklarını

İşitmedi

Sözlerimi.

 

Yaralanarak geçtim buradan:

Sağaltmadınız.

Gök bile örtündü bulutlarını

Sakladı yıldızlarını

Dinlemedi

Umutlarımı.

 

Yok olarak geçtim buradan:

Yaşatmadınız.

Ölüm bile çekti aldı anlarını

Tuttu attı anılarımı

Dindirmedi

Acılarımı

Gönderi tarihi:

*KUTSAL SONE

 

Yaradan, istiyorsan yapıtın çürüsün,

Onar beni bu an, çünkü yaklaşıyor sonum,

Ölüm bana koşuyor, ben ona koşuyorum

Ve bütün zevklerim olmuşlar artık sanki dün.

Işıkları yitmiş gözlerim nereye dönsün?

Ardım umutsuzluk, önüm ölüm; korkuyorum

Ve günahın Cehennem'e eğdiği vücudum

Elinde tükeniyor korkunç bir çözülüşün.

Bir sen varsın yukarıda ve bir sana bakmak

Doğrultuyor belimi her izin verdiğinde,

Ama çekiyor aklımı düşmanın olacak

Ve tutamıyorum kendimi bir saat bile.

Ne olur inayetinle kanatlandır beni

Ve çek bir mıknatıs gibi yüreğimi.

 

John DONNE :clover:

Gönderi tarihi:

Seninle Bir Ömür (ne kalmışsa geriye)

 

 

 

 

Günah olur seni şiirlerle sınırlamak

Ömrüme ne dersin?

 

 

Günah olur seni şiirlere sığdırmak

senin için

 

Ömrüme ne dersin

Bizim için

Nurten Altınok

Gönderi tarihi:

yağmur oldum,paranoyak oldum...

canım sıkıldı,bir votka içtim...

deniz kıyılarında ağlama noktalarını ben seçtim...

hiç değmedi gözlerim yaşlarına...

 

 

sabahı polis korkusuyla aydım...

durdum yaslandım bir iş ilanına..

bin kere evlendim ben bu hayat'la...

bir kere adam gibi boşanamadım...

 

 

telef oldum,uzun bir şiirde...

baktım hiçbir naneye yaramıyor...

yaranamıyor gönlüm bu sulara...

deniz eskisi bir göl oldum...

 

 

adım ummandan uzak...belki çöl oldum...

 

 

ahmet erhan...

Gönderi tarihi:

Hatırla o sabah uyandığımda yoktun yanımda

Yalnızca bir gün ışığı kollarımda

Bir başıma ben yokluğunla

Kalmıştım yıllar sonra

 

Hatırla o gidiş yakışır mı hiç bizim sevdamıza

Yalnızca gül dikeni dudaklarımızda

Bir esirim ben yokluğunda

Dön gel bana dön gel bana

 

Haydi dön tut elimi istiyorum tut tut yeniden

Haydi dön bıraktığım yerde bekleyeceğim ben

Haydi dön, dön lütfen, dön lütfen

 

Hatırla bu sevda doludizgin nasıl yaşandı çılgınca

Mümkün değil yaşayamam ayrı kalınca

Bir basıma ben alışamam yokluğuna

Yazık bana yazık bana....

Gönderi tarihi:

(Sensizlikle flört etmeyi sen değil, sensizlik bilir;

sesi ses, sessizliği sensizlik bilir&)

 

Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin

ellerinden tut!

Çok ağrımış kendinin, siyah

ve ayaz kendinin.

Hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver...

 

Bak, Palandöken dağlarında karlar erimiş,

teknelerle kol kola bir bahar sulara inmiş;

dağlar için, sular için bana bir gül ver.

Bir gül ver söküldüğüm günler için

-ve önce kendinin ellerinden tut.-

 

Kendimin ellerinden tutunca,

içimden nehirler gibi akmak geliyor;

yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor.

Geberesiye içip salaş meyhanelerde,

buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor&

 

Tutunca kendimin ellerinden,

pusulasız gemilerde yatmak;

yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda

sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor&

 

Sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden,

ömrümün içinden akmak geliyor...

 

(Sessizlik sensizliği ezbere bilir;

sensizlik her şeyi bilir...)

 

Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin

ellerinden tut;

sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin

ellerinden...

Gönderi tarihi:

Teğet

 

herkes kırılamaz

bazen ipince dal olmak gerekir

kırılmak için

Ama dünya kütüklerin...

 

ağlayamaz herkes

ağlayabilecek kadar büyümek gerekir

Dünya ise küçüklerin...

 

sevemez herkes

bir orman olmak gerekir sevmek için

Bak ki dünya çöllerin...

 

Ve vakur bir damla olmak

dalga için

katılmak okyanusa aşk için, isyan için!

 

Yılmaz Odabaşı

Gönderi tarihi:

Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin

Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım

Sevmekse gönlümce sevmeliyim

Kendi ellerimle yazmalıyım alınyazımı

Ölmekse istediğim anda ölmeliyim

 

Ümit Yaşar :clover:

Gönderi tarihi:

kim bilir ne zaman çarpışır

akrep ile yelkovan

neden saniyeyi görmezden gelir insan

oysa

hem akrebi hemde yelkovanı yürüten

Saniye değil midir

Saniyenin adı neydi biliyor musunuz

o değilmi akrep yelkovana

yelkovanda akrebe yetişsin diye koşan

kim Saniye zamanda, sevgiler kavuşsun diye koşan

kim Akrep, sevgiyi arayan

kim Yelkovan, her bulduğunun peşinde koşan

zaman

 

M.Tali

Gönderi tarihi:

Yoksunki...!

 

 

 

 

Gönlüm uçmak ister kanat takıp sana doğru

Beni bırakıp gittiğin günden beri seni çok özlüyorum

Yokluğun öyle dayanılmaz ki....

Anlatamıyorum

Duvar oluşsa üstüme kalkardım belki ağırlığının altından

Yangın içinde kalsam yırtardım ateşi tam ortasından

Gözlerim kör olsa sesini duyardım

Kulaklarım duymasa dokunurdum sana

Hissederdim

Ama yoksun

Ve ben senin yokluğunun altından kalkamıyorum

Senin yaktığın alevi yırtamıyorum

Sensiz hem göremiyor, hem duyamıyorum

Hissetmek mi?

Ben kendimi bile hissetmiyorum

Gönlüm kanatlanıp uçmak ister kuş misali sana doğru

Ama sen yoksun ki....!

Ama ben yokum ki....!

Ben var mıyım?

Üşüyorum

Yokluğunla

Neredesin.....?

 

Zuhal Erdoğan

Gönderi tarihi:

yoğun ve tedbirsiz çökerdi sevdan

sökülürdü duvardan tırnakları varlığının

taş bile gücenir

sabır bile dile gelirdi

sen inatla tutunurken

bir yürek coşkudan çatlar

bir derviş muradına ererdi

sen bıçak kadar keskin

ben sel kadar taşkınken

 

gölge etme aşkım

artık dokunuşu ve sesi

rengi ve soluğu olmayan

gölgemle sırdaşım

 

yorgun ve gelişigüzel yağardı sevdan

beslerdi özlemin sevgimi

yosun bile darılır

yağmur bile dize gelirdi

sen bir türlü dinmezken

bir yürek ümit biriktirir

bir damla gülden süzülürdü

sen sahil kadar dingin

ben dalga kadar azgınken

 

düş yakamdan aşkım

artık boşa akmaktan sıkkın

ve ardında bıraktığı kanıttan bıkkın

yaramı deşerek dökülür gözyaşım

 

sensizlik kurulurdu tahtına gecemin

sürerdi hükmünü Zaferinden emin

kahır bile hırslanır

kin bile aman dilerdi

sen ısrarla beklerken

bir yürek pas tutar

bir bulut yaslanırdı omzuna dağların

sen kül kadar dargın

ben volkan kadar kızgınken

 

çık aklımdan aşkım

artık hesaplaşma günü yakın

ve çarpılacak suratına

aklımda yarım bıraktıkların

 

canevimden sorgularla vururdu gerçekliğin

bozulurdu tılsımı gizemin

yemin bile çiğnenir

düş bile diş bilerdi

sen ayak diretip gitmezken

bir yürek yas tutar

bir garip sallanırdı ucunda yağlı urganın

sen kabullenirdin ayrılığı yılgın

ben yenilginin kederinden çılgınken

 

git başımdan aşkım

aşkın

başımdan

aşkın

Gönderi tarihi:

Men on şeb-i siyâhem kez mâh hışm kerdem

Men on gedâ-yı ûrem kez şâh hışm kerdem

 

 

Aya öfkelenmişim ben,

işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.

Padişaha kızmışım,

çırılçıplak bir yoksul olmuşum.

 

Güzeller sultanı gel demiş,

evine çağırmış beni.

Ben bir yolunu bulmuşum,

yola baş kaldırmışım.

 

Sevgilim baş çeker, naz ederse,

gamlara atar, kararsız korsa beni,

bir kez olsun ah demem, inad için.

Ah'a da kızmışım ben.

 

Bir bakarsın elinde altınla aldatır beni o.

Bir bakarsın şanla şerefle aldatır beni.

Oysa altın falan istemiş değilim ondan,

şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.

 

Ben bir demirim,

mıknatıstan kaçıyorum.

Bir saman çöpüyüm ben,

mıknatıslara yan çizmişim.

 

Mevlâna (A.Kadir çevirisi.) :clover:

Gönderi tarihi:

SENI COK ÖZLEDIM

Gözyaslarimin gizli sebebi benim

Bitsin artik su sayisiz günler derim

Hergün kavusmamiz icin dua ederim

Seni cok özledim canim sevgilim

Sende gurbettesin bende gurbette

Birgün kavusuruz bizde elbette Düsüncelerim

aklim hep sende Seni cok özledim bitanem benim

Ne cok istedim suan boynuna sarilmak

Boynuna sarilip seni koklamak

Ellerini tutup hic birakmamak

Seni cok özledim sevdigim benim

Zamanim seni düsünmekle geciyor

Hatiralarin resimlerin yetmiyor

Hep uzakta oldugun aklima geliyor

Seni cok özledim sevdalim benim

Sensizlik benim büyük derdim

Seni cok özledim canim sevgilim

Inan bana buna yemin ederim

Seni cok özledim belalim benim

Abone oldun rüyalarima

Deliye dönerdim rüyalarda

olmasa Birgün sarilacagim gercekten kollarina

Seni cok özledim herseyim benim

Seni düsünerek ben uyumaz

nöbet tutarim Gökyüzüne bakarak yildizlari sayarim

Bazen seni düsünerek oturup aglarim

Seni cok özledim askim benim

Sanki hep seninleyim senle yasiyorum

Senle yatip senle kalkiyorum

Bunu hep bilki sevdigim Ben seni inan cok seviyorum

Düsünmeki ben birgün baskasinin olurum

Bu gurbet ellerde sadece seni düsünür dururum

Seni sevdikce kendimi bulurum

Düsünsene bitanem ben seni nasil unuturum?

Sevdigim, bitanem, hayatim benim Günden güne alevlenen tek atesi kalbimin Kim nederse desin ben yeminliyim

ÖMÜR BOYU seninim canim sevdigim....

Gönderi tarihi:

*SAKIZ AĞACI

 

Nicedir kendilik ağacının gölgesi

üstümüzden kalkmadı.

 

Köşede cinaynası, elimde kiriş;

soluk, kemik çatıma gerilmiş

yükümdür, çekeriz de

sen yine yayını yas.

 

Baksanıza, gözün pınarıyla, kuyruğuyla

nasıl sıradakilere benziyoruz..

 

 

Yurdakul KAVAS :clover:

Gönderi tarihi:

 

Yoktun!

sustum

ne kadar susulacaksa o kadar sustum.

 

yolcuyum

uzak

çok uzaklardan geldim

yorgunum

ellerim boş, boynum bükük

gözyaşı dolu heybemde

kalbimi alıp getirdim sana

ayrılıklarla delik deşik kalbimi

başka bir şeyimde yoktu getirecek

 

dalımda güz türküleri

koynumda ateş

seni aradım kentin sokaklarında

yapayalnız

ve

yorgun

yoktun

 

çocuklara sordum ağladılar

ırmaklara sordum çağladılar

 

çiçeklere sordum boyun büktüler

ağaçlara sordum yaprak döktüler

sığındığım kuşlar da uçtu gitti

bir başıma kaldım ortalarda

 

senki yetim bir bahçede

bir tomurcuktun hayatın kollarında

çiçeklerin nazlısı, küskünüydün gönlümün

bütün gün seni aradım

yorgun

ve

yalnız

acılı bir yel gibi

dolaştım durdum sokakları

yoktun

 

pınarlara sordum akıp gittiler

yıldızlara sordum bir bir söndüler

sigaramı efkâr ettim savurdum gökyüzüne

sonbahar sardı boynumu yaprak yaprak

sonra yavaş yavaş bedenime girdi acı

senden ne bir ses vardı, ne de bir nefes

 

gülüşünü, gözlerini, sesini takıp koluna

vedalar bıraktığım durakta şiirler okudum

aklımı yitirdiğimi sanıyordu,

acıyan gözlerle bakıyordu herkes

 

sonra gözlerimi,

ağlamaktan yorgun gözlerimi

ulaşamayacağım uzaklara yolcu ettim

kara trenlere mendil sallayarak.

duygularımı bir vagona kilitleyip

bin ah sürüp dudaklarıma

sustum!

ne kadar susulacaksa o kadar sustum

 

...

istedimki,

kalbinin durduğu yer

kalbimin durduğu yer olsun...

 

Nuri CAN

Gönderi tarihi:

SENI COK ÖZLEDIM

Gözyaslarimin gizli sebebi benim

Bitsin artik su sayisiz günler derim

Hergün kavusmamiz icin dua ederim

Seni cok özledim canim sevgilim

Sende gurbettesin bende gurbette

Birgün kavusuruz bizde elbette Düsüncelerim

aklim hep sende Seni cok özledim bitanem benim

Ne cok istedim suan boynuna sarilmak

Boynuna sarilip seni koklamak

Ellerini tutup hic birakmamak

Seni cok özledim sevdigim benim

Zamanim seni düsünmekle geciyor

Hatiralarin resimlerin yetmiyor

Hep uzakta oldugun aklima geliyor

Seni cok özledim sevdalim benim

Sensizlik benim büyük derdim

Seni cok özledim canim sevgilim

Inan bana buna yemin ederim

Seni cok özledim belalim benim

Abone oldun rüyalarima

Deliye dönerdim rüyalarda

olmasa Birgün sarilacagim gercekten kollarina

Seni cok özledim herseyim benim

Seni düsünerek ben uyumaz

nöbet tutarim Gökyüzüne bakarak yildizlari sayarim

Bazen seni düsünerek oturup aglarim

Seni cok özledim askim benim

Sanki hep seninleyim senle yasiyorum

Senle yatip senle kalkiyorum

Bunu hep bilki sevdigim Ben seni inan cok seviyorum

Düsünmeki ben birgün baskasinin olurum

Bu gurbet ellerde sadece seni düsünür dururum

Seni sevdikce kendimi bulurum

Düsünsene bitanem ben seni nasil unuturum?

Sevdigim, bitanem, hayatim benim Günden güne alevlenen tek atesi kalbimin Kim nederse desin ben yeminliyim

ÖMÜR BOYU seninim canim sevdigim....

 

Soner Alıç

Gönderi tarihi:

Benim Adım Özgürlük

 

 

 

 

Benim adım özgürlük

Sığar mıyım ben

Bu masmavi gökyüzüne

Ya da alabilir mi

Bu topraklar beni koynuna?

Benim adım özgürlük

Prangalar vurulabilir mi ayaklarıma?

Dört duvar dayanır mı bana?

Yemyeşil ovalar, dağlar...

Örtebilir mi üzerimi?

Ya da musalla taşındaki

Tabutun yeşil örtüsü?

Benim adım özgürlük

Benim, ben! Özgürlük!

Sevebilir miyim tek kişiyi?

Konabilir miyim bir gönüle?

Ya da bir tek yürek sevebilir mi beni?

Ben herkesin hayali...

Ben hürriyet, ben barış

Ben sınırsızlık

Ele avuca sığmayan...

Kelimelerin anlatmaya yetmediği

Ben, meskeni ne ahiret ne cennet;

Ben, meskeni ne dünya ne kainat;

Benim... ben...

 

Soner Alıç

Gönderi tarihi:

*FIRTINA

 

Fırtına ansızın koşarak geliyor

kocaman mor çizmeleriyle

çiğniyor begonyaları buğdayları çayırları

meşelerin üzerinde yürüyor

küçük dereleri sidiğiyle dolduruyor

çamur tükürüyor

eziyor havayı kollarının arasında

çekip gidiyor sonra da

kendinden hoşnut

 

Raymond QUENEAU :clover:

Gönderi tarihi:

umutları yarına erteleyip

sana çiziyorum yollarımı...

tutup tutup,

matkaplara vuruyorum bağrımı;

döküm döküm etlerim...bak!

geceye sarıyorum yaralarımı,

ağlayarak...

yıldızlar bilir ençok,

birde düşlerim,

birde taş yatak...

oysa sen!

kırktabir gelirsin,

kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak...

 

ve yağmurlar,

ve hüzünler,

ve seni taşlarına dizdiğim yollar,

ve hasret!...

ebabil kuşlarının dönüşü gibi,

durup durup kıvrılırım sana...

göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime

oku ve anlat!...

 

gökte nasıl üçgen çizerse turnalar,

yüreğimi çizdim sana!

çizgisi metrelerce kanat...

geliyorum işte kapına

maviliğinde uçarak..

 

umutları yarına erteleyip,

sana çizdim yollarımı...

tutup tutup,

derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın...

yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma,

ben burgaçlarında solungaç!..

korkuyorum sevdiceğim,elimde değil!..

dağlara kaçıyorum yeniden

seni de yanıma alarak...

 

ve emeğm,

ve ekmeğim,

ve bebekliğim,masumluğum,

ve gençliğim,

ve beş para etmez geçmişim, ömrüm...

ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm,

ağlıyor arkamdan el sallayarak...

 

sen doruklardasın ya,

sen çağrısındasın ya sevdanın;

işte yollardayım,

işte yokuşlardayım,yalınayak...

işte turnalarda,

işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda

işte yanındayım,

ve ellerim koynumda,aç bak!..

sımsıcak...

 

umutları yarına erteleyip,

sana çizdim yollarımı...

usulcacık,

ama usulcacık sevdiceğim!...

hayaline dalıyorum...

ısınıyor taş yatak..

 

gece yorgan,

kollarım yastık,

desem ki sırtım kan revan,

desem ki sırtım delik deşik,

desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma,

desem ki korkuyorum,yalnızım...

desem ki ellerini istiyorum...

desem ki leylim vaktini bekliyorum,

gel artık

Gönderi tarihi:

Bir babanın doğum gününde oğluna mektubudur...

 

 

Sevgili oğlum

 

Bugün tam on yedi yaşındasın

 

Görüyorum ki artık

 

Her şeyin farkındasın

 

Ama ne zaman ararsam seni

 

Ya diskoda

 

Ya barda

 

Ya da televizyon karşısındasın

 

 

Haklısın oğlum

 

Devir artık bu devir

 

Sen de çemberini çağına göre çevir

 

Senin neyine

 

Resim roman şiir

 

Senin neyine

 

Sanat ve sair

 

Ne diyor meşhur televizyon büyükleri

 

Vur patlasın çal oynasın

 

Devir artık bu devir

 

 

Nasılsa

 

Son düğmesi de koptu insanlığın

 

Vefa can çekişiyor arka sokaklarda

 

Umut mendil sallıyor giden trenlerin ardından

 

Onur, adres arıyor mezarlıklarda

 

Dostluklar çöp tenekelerinde sahipsiz

 

Ve anahtar teslimi aşklar satılık köşe başlarında

 

Hem de üç kuruş mutluluklara...

 

 

Ama sen de haklısın

 

Sana mı kaldı

 

Kurtarmak vatanı

 

Sana mı kaldı

 

Uyandırmak yatanı

 

Sana mı kaldı

 

Duvara yapıştırmak

 

Bu memleketi satanı

 

Anasını ağlatanı....

 

 

Gel gör ki oğlum

 

Senin de kurtuluşun yok bu gidişten

 

Ne etsen- ne yapsan

 

Bir düğün

 

Bir bayram

 

Bir lâle devri

 

Hangi ekrana baksan

 

 

Kim kiminle evleniyor

 

Kim kiminle çıldırıyor

 

Kim kime daldan dala

 

Gelinim olur musun diyor

 

 

Kimisi sahte gelin

 

Kimisi zengin bir prens

 

Kimisi de insanlıktan bir yudum bir nefes

 

Bekliyor da bekliyor

 

 

Bak her gün ayrı bir kanalda

 

Bambaşka bir 'ünlüler çiftliği'

 

Her kanalda şöhret olmanın dayanılmaz hafifliği

 

Ve işte böyle

 

Pazara dökülüyor bir bir

 

Herkesin yumak yumak ipliği

 

Yıllar var ki oğlum

 

Birileri işte

 

Bizi hep böyle gözetliyor...

 

Ve sen de görüyorsun ki

 

Bu sahneler

 

Bizi ne de güzel özetliyor

 

 

Kimin umurunda yarınlar

 

Kimin umurunda çocuklar

 

Kimin umurunda bu isyankar çığlıklar

 

Bir kavgadır

 

Bir yarıştır

 

Bir rezalettir gidiyor.

 

Kime sorsan

 

Cevaplar dünden hazır

 

Halk böyle istiyor oğlum

 

Halk böyle istiyor

 

Gel gör ki

 

Bir reyting uğruna

 

Ne 'güneşler batıyor' oğlum

 

Ne güneşler batıyor....

 

 

Ahmet Selçuk İlkan :clover:

Gönderi tarihi:

Istanbul da Seni! ..

 

 

 

 

Zor sanattır.

 

Istanbul`da yaşamak

 

Istanbul`da seni,

 

Sensizliği istanbul`da yaşamak

 

Dayanılmaz bir özlem.

 

Özlemler içinde,bitmeyen şiir

 

Siir`ler içinde bir mısra

 

Seni istanbul`da yaşamak.

…………………………..

 

Özkan Yıldırım

Gönderi tarihi:

*GİDİNCE

 

Her yanım sen kokacaksın ben gidince

buğulu genç kız kokun

saklayıp tütsüleyip duracak yüreğimi

 

Saçına çiçek takmadan da

çiçekler görürüm saçında

sarı pembe beyaz

gözlerin hep korkuludur biraz

 

Yalnız hep çiçeklerle süslü başın

ben gidince her yanım sen kokacaksın

 

Suat VARDAL :clover:

Gönderi tarihi:

SES GELİYOR TOPRAKTAN

Anadolu kıyısında,

Geçmişle hesaplaştım.

Kanlar, kollar, bacaklar.

Hepsi toprağın altında.

Topraktan ses geliyor.

Bu vatanı koruyun diye.

Yeryüzünde güneş açsın,

Çocukların yüzü gülsün diye.

Biz kanımızı, canımızı verdik,

Bu topraklara.

Koruyun burayı diye,

Ses geliyor topraktan.

Siz hayattasınız,

Başarılısınız, varsınız.

Biz yokuz diye

Ses geliyor topraktan

 

 

Seher ÇERVATOĞLU

Gönderi tarihi:

Unutmuş Gibi

Daha önce yaptım yine yaparım

Aşkını içimde yaşatırım

Kimseye göstermem üzüntümü

Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım

 

O hoş sesini duyamam belki ama…

Çareyi fotoğraflarında ararım

Geçmiş günleri hatırlarım

Düşlerimde ellerini tutarım

Gözlerine bakarım

Ben bu aşkı sensizde yaşatırım

 

Beklerim ölene dek…

Dönecek der umutlarım…

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.