Zıplanacak içerik

Zehir Hafiye

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Zehir Hafiye tarafından postalanan herşey

  1. Hangi milletten bahsediyorsun raif anlamadım ?
  2. Sen olsaydın, bir dilekçen reddedilince hemen vazgeçer miydin ? En azından Medyaya haber verip yaygara koparmaz mıydın ? 1 sene sürmüş tecavüzler dile kolay! Bu arada Namus cinayetleri diye bir şey de vardı hani. O n'oldu ? Bu olaylar, töre cinayeti işleme sebeplerinden daha mı hafifti ?
  3. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yazdıklarımı doğru okumuyorsun dostum. Kılıçdaroğlu'nun sözlerini demogoji yapıp, öteye beriye yamultan ben miyim yoksa yandaş medya mı ? O zaman neden benim kendi fikirlerimi açıkladığım iletime cevap vermek için atladın ?
  4. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Sana daha önceki iletimde, Nur cemaati ile Milli Görüşçü'lerin amaçlarının, yöntemlerinin farklı olduğu ipucunu vermiştim ama hala parçaları birleştirememişsin. Yalnızca iç siyasete dönük düşünüp, olayı toptancı bir formatta okumuş, eksik ve yetersiz bir irdeleme ile bir sonuca varamamışsın. Evet, basit cümlelerle anlatmaya çalışırsak, baştan önemli bir fark dışında herşeyi hükümet-ABD-İsrail birlikte planlamıştı. Geminin bandırasının değiştirilmesi, AKP milletvekillerinin gemiye binmekten vazgeçirilmesi, gemilere eskort verilmemesi, F.Gülen'in olay sonrasındaki yorumları gibi bütün deliller bunu gösteriyor. Gemi İsrail tarafından durdurulacak, tutuklanmalar vs.olacak, akabinde İsrail'i kınayan ABD'nin bu konuda desteklediği Erdoğan her zamanki gibi İsrail'e çemkirip, özür diletecek, hem iç siyasette, hem de genişletilmiş emperyalist paylaşım ( BOP ) kapsamındaki ülkelerin halklarının gözünde İsrail'e kafa tutan lider konumunu güçlendirecek, bu ülkelerin yakın gelecekte Türkiye'de gerçekleştirilecek ABD ile uyumlu Ilımlı İslam rejimini örnek model almasını zorlayıcı iktidar değişikliklerine zemin hazırlamak yolunda bir kilometre taşını da döşemiş olacaktı. Fakat kader ağlarını yavaş yavaş ördü ve bu oyunu gemideki koyu ABD, AB ve İsrail karşıtı Milli Görüşçüler bozdu. Geminin dümenini Mısır'a kırdırmaları akabinde İsrail zodyakları tarafından pervanesinin blokajı ile durdurulmaları ve helikopterden inen İsrail komandolarına sopalı, sulu darp yaratan saldırıları neticesinde, İsrail komandoları bilindik vahşi yüzlerini gösterdiler. Öncesinde beklenmeyen durum buydu. Cryano nickli arkadaşın dediği gibi AKP'nin eline bir bomba verilmiş oldu. Daha önceki iletilerimde dediğim gibi bu durumda AKP yönetimindeki Türkiye'nin alacağı en doğru karar -hem Türkiye'nin onuru açısından hem kendi planlarının yürümesi açısından, hem de toplumdaki beklentiye uygun olarak- İsrail'e askeri ve ekonomik yaptırım uygulanması olacaktı. Fakat planda böylesine keskin ve ciddi bir değişiklik olamayacağından, Erdoğan yine İsrail'e çemkirme yolunu seçti ve ilaveten İsrail'e karşı uluslararası bir karar aldırmaya çalışmak, hatta ses getirecek bir karar olması bakımından Gazze ambargosunu kaldırmaya çalışmak yoluna gitti. Yani şansını denedi. Fakat, henüz böyle bir karar aldıramamış olmaları, ne iç kamuoyunda popülaritesini artırdı ne de BOP kapsamındaki dış ülkelerde arttıracaktır. Aksine, iç siyasette karşı görüş bildirenleri İsrail yanlısı diye yaftalama yöntemlerine ve onca hamaset kokan üslubuna rağmen popülaritesinin azaldığına yönelik işaretler var. Sonuç : BOP'da bir kırılma noktası oluşmuştur ve aynı zamanda ne yazık ki Türkiye'nin onuru da kırılma tehlikesi içindedir. Gelecek günler çok farklı gelişmelere gebe olabilir. Saygılar ve Sevgilerle Zehir Hafiye...
  5. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yok biz hepsine feodal diyoruz, sen rahat ol.
  6. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    '' Yolsuzluk tartışması illaki Tevrat üzerinden yapılması gerekiyor '' anlamına gelecek ne yazdım şimdi ? Dostum sen dedin ki; '' bu tolsuzluklarla ilgili bir konuşma; üstelik ilk defa da yapılmıyor, bu katliamdan önce de yapıldı, o zaman kimse İsrail in avukatı demedi. '' ben de diyorum ki; daha öncesinde neden böyle bir şey söylensin ki ? Daha öncesinde Tevrat üzerinden mi tartışıldı yolsuzluk ? İşe Tevratı karıştırıp, Netenyahu'nun söyleyemediği sözlerle cevap verirsen, elbette bu söylem, bu hassas ortamda '' İsrail Avukatlığı '' diye sunulur birileri tarafından. Dikkat etmek lazım konuşurken, karşı tarafa malzeme vermemek gerek. Bu tartışma ve paylaşım platformunda hükümet düşürecek halimiz yok. Sohbet edip, fikir alışverişinde bulunuyoruz sadece. Kimsenin de benim birini eleştirme hakkımı kısıtlamasına izin vermem. Baykal'ın hizmetlerini inkar eden de yok. Ama hizmetlerini inkar etmemek, beni olumsuz yanlarını eleştirmekten alıkoymaz. Doğruları ortaya koymak gerekir ki tartışmaların bir faydası olsun. Buraya slogan atıp sevdiğimiz liderleri desteklemeye gelmedik. Bu sonuçsuz bir çaba olur çünkü. Baykal'ın söylemek istedikleri, beyanları, düşüncelerine aynı Kılıçdaroğlu'nun söylemek istediklerine katıldığım gibi katılmam, desteklemem, onların üsluplarının yetersiz, toplumca yanlış anlaşılabildiğini söylememi engellememeli ki kendimi özgür hissedebileyim.
  7. Delillerin toplanmasında, tutukluluk sürelerinde, tutuklanma biçimlerinde yapılan hukuksuzluklar CMK ile ilgilidir, uygulamalar CMK'ya aykırıdır, hukuksuzluktur. Fakat, terör örgütü olmak ile ilgili suç tanımı yapan ve buna uygun ceza öngören ilgili kanun maddesine uygun biçimde delil olarak sunulan iddialar var demiştim iddianamede. Yazdıklarımı bir daha dikkatlice okursan, ''kanıtlanmamış, kanuna uygun deliller '' değil, '' henüz kanıtlanmamış, kanuna uygun biçimde ona göre delil olarak sunulan iddialar ''demiştim. ( Virgül ile ayrılmış iki yan cümlecik ( 1-henüz kanıtlanmamış, 2-kanuna uygun biçimde ona göre delil olarak sunulan ), bu iki yan cümleciğin nitelediği isimler ( iddialar ) ) Bu delil olarak sunulan iddiaların geçerli olup olmadığı da yani iddiaların kanıtlanmalarının da, ancak verilecek mahkumiyet hükmü ile olacağı aşikar. Onu önce sen kendine sormalısın. Bu kıyaslamayı ilk sen yapmış olduğunu sana senin yazdığın cevaptan alıntı ile gösterdim , bunu inkar mı ediyorsun ? Ne kadar doğru olduğunu da yukarıda net olarak açıkladığımı zannediyorum.
  8. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır. Buna riayet etmeye olgunluk denir ama bu şekilde davranmak savunduğun değerlerden, benliğinden ödün verdiğin anlamına gelmez. Tersine davranış sadece patavatsızlık olarak adlandırılır ve bu durum gençlerde, alanında tecrübesizlerde bolca görülür.
  9. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bu katliamdan önce de mi Tevrat üzerinden yolsuzluk tartışılmıştı ? Bunu ben kaçırmışım demek ki
  10. '' yalnızca " PKK üyesi olmak " suçundan cezaevinde yatanları, son 20-30 yıldan beri mahkum etmiş olan hakimler '' cümlem devrik olduğundan anlaşılması güç olmuş olabilir. Bir de şöyle oku : '' son 20-30 yıl içinde yalnızca " PKK üyesi olmak " suçundan hakimler tarafından mahkum edilmiş olarak cezaevinde yatanlar '' Bunda bir anlaşalım önce. Bu ikisini kendin eşit görmüşsün önceki iletinde : Evet, son 20-30 yıl içinde yalnızca " PKK üyesi olmak " suçundan hakimler tarafından mahkum edilmiş olarak cezaevinde yatanlar olduğu gibi, son 2-3 yıldır varlığı şüpheli bir yalnızca '' Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ''la suçlanıp, sanık sıfatıyla hakimler tarafından tutuklama kararı verilerek cezaevinde yatanlar da vardır. Bir kişi nasıl yalnızca PKK üyesi olarak ceza alıyorsa, kanıtlanmış kanuna uygun biçimde ona göre deliller de var demektir. Bu delilleri ben bilmem. Bana sorma, kararları veren hakimlere sor demiştim. Aynı şekilde, bir kişi nasıl yalnızca varlığı şüpheli bir '' Ergenekon terör örgütü '' üyesi olarak yargılanıyorsa, henüz kanıtlanmamış, kanuna uygun biçimde ona göre delil olarak sunulan iddialar da var demektir. O iddiaları da iddianameyi hazırlayan savcılara sormak gerekir dedim. Benzerlik suçlamaların türündedir. Farkları ise, biri mahkum olmuş, suçlamalar kanıtlanmış, diğeri henüz kanıtlanmamıştır. Herhangi bir örgüt üyesi olup, eylemlere katılmamış olmanın tespit edilebildiği yolların var olup olmadığını sormuştun bana, ben de onu bilmem, savcı bilir, hakim bilir dedim. Eskiden beri yalnızca PKK üyesi olarak ceza almış-yatmış çıkmış-yatan mahkumlar-eski mahkumlar olduğu bilindiğine göre, bunu tespit etmenin yolları varmış dedim.
  11. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    İşte bu '' taşı gediğine koyma '', '' nüktedanlık '' merakı yüzünden sol yıllardır derdini anlatamıyor. Bu İsmet İnönü'de de böyle idi, Erdal İnönü'de de, Baykal'da da...
  12. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Forumda psikolojik savaş yaparak karşı olduğumuz siyasi görüşleri bezdirmek gibi anlamsız bir oyun değilse derdimiz, gerçekleri de olduğu gibi söyleyebilmek gerekir. Kılıçdaroğlu '' Recep bey, Tevratı iyi öğrenmişsiniz, teşekkür ederiz. Ama 9. emiri de iyi öğrenin. O emir çalmayacaksın diyor '' diyorsa, potansiyel oy vericilerini, '' işte Tel Aviv'in avukatı '' diye ondan soğutmak çok kolaylaşır. Umarım anlatabilmişimdir bu kez.
  13. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bunun benliğinden ödün vermekle ne alakası var, nasıl böyle bir bağlantı kurdun anlamış değilim. Örnek; Atatürk iyi bir asker, devlet adamı, devrimci olmasının yanısıra iyi bir siyasetçi idi.
  14. Kişinin kendine göre hukuki terimler icat etmeden, '' Özel Af '' teriminin anlamına herhangi bir ansiklopediden bakması yeterli olur.
  15. O zaman dostum sen okuduğunu anlamıyorsun. 20-30 yıldır mahkum edilmiş demek 20-30 yıl içerde demek mi oluyor ? Silivri'de, bir örgüt olup olmadığı belli değilken, bu suçtan sanık olarak yatan insanlar için sunulan sadece örgüt üyesi olmak suçuna dayanak olan deliller her neyse, PKK üyesi olarak mahkum olup yatanlar içinde aynıdır diyorum. Sen benden teknik bilgi istiyorsun ben de hakimlere sor diyorum.
  16. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Onu diyorum ben de işte; cımbızla çekip alanlara karşı düşünerek konuşmak gerek. İyi siyasetçi böyle hatalar yapmaz.
  17. Onu şuan, yalnızca " PKK üyesi olmak " suçundan cezaevinde yatanları, son 20-30 yıldan beri mahkum etmiş olan hakimlere sormalısın. Habur rezaleti ayrı konu.
  18. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Tevratın " çalmayacaksın " emrinin hatırlatılması hayatını kaybeden 9 vatandaşın hesabını sormak mı oluyor sence ?
  19. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Kılıçdaroğlu'nun, yürüttüğü muhalefet çizgisi gereği her konuyu gelir dağılımındaki eşitsizliğe ve yolsuzluğa bağlamaya çalışması siyasi hatalara yol açıyor. Kılıçdaroğlu,İsrail katliamı konusunda da muhalefet tarzını kendi çizgisi üzerinden Erdoğan'a laf yetiştirmek şeklinde kurduğu için, yine selefi Baykal gibi AKP'nin ekmeğine yağ sürecek açıklamaları ile, Erdoğan tarafından '' Tel Aviv ''in avukatı ilan edilmesi son derece normal.
  20. En genel halde yada devletin yetkisinde olan iki türlü af tanımı vardır. Birincisi '' Genel Af '', ikincisi '' Özel Af ''. Hakimlerin, yargıçların yetkili olduğu '' Adli Af '' da vardır, o ayrı. Senin kafandaki af türü Özel Af oluyor. Yani, suçun ve cezanın ortadan kalkmamasına rağmen bir defaya mahsus uygulanan, hüküm verilmiş cezasının azaltılması, başka bir cezaya çevrilmesi veya tamamen kaldırılması şeklinde olanı. Bunu uygulayacak olan da gücünü kamu iradesinden, milletten alan devlet otoritesidir. Onun için, Osmanlı padişahlarının tahta çıktıklarında uyguladıkları aflarla günümüzdeki af kavramı birbirine karıştırılırsa '' Asıl suçlunun affedilmesi ilkel toplum kültürüdür '' demek normal olur. ( Bkz. en meşhuru 2.Abdülhamit'in tahta çıkışı ) Bir de dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde affın hukuki meşruiyetinin kabul edildiğini bilmek gerek ki '' Uygar toplumlarda af diye bir şey yoktur '' gibi talihsiz cümleler kurulmasın. Almanya, Macaristan, Fransa'da olduğu gibi Türkiye'de de af yetkisi meclistedir bazı durumlarda ise Devlet Başkanındadır. Bizdeki sakıncası, katılımcı demokrasimizin eksikliğindendir. İlaveten bu yetkinin yalnızca hükümete veya tamamen Devlet Başkanına verildiği A.B.D, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Lüksemburg, İngiltere, Japonya,İspanya, İtalya, İzlanda, Norveç gibi diğer gelişmiş ülkeler de vardır. Af sözünün ağıza alınmaması gerektiği konusuna gelince; bu genel bir kural değildir. Fakat, Türkiye'nin bugünkü şartlarında iyi niyetli de olsa, şekilde görülen bu algılama düzeyi varken aftan söz etmek siyaseten bir hatadır. Kanımca, Kılıçdaroğlu, Baykal'dan da kötü bir siyasetçi olduğunu, muhalafet tarzının Baykal'dan da kötü olduğunu son günlerdeki beyanları ile ortaya koymuştur. Herhangi bir Batı ülkesinde doğru algılanabilecek beyanlar, ülkemizde tam tersine şüphe ile karşılanabilmekte, söylenmek istenen şeyin tam tersini düşündürtebilmektedir. Her doğruyu her zaman ve her koşulda dile getirmek, tüm dünyada olduğu gibi iyi bir siyasetçinin asla yapmayacağı bir tavırdır. Algı ve bilgi düzeyi düşüklüğünün bol bulunduğu ülkelerde ise bu tavır daha tehlikelidir. Baykal'ın dediği gibi haklı olarak '' O savcı ise ben de avukatım'' dersiniz, bir terör örgütünün( ? ) avukatı ilan ediliverirsiniz, '' Toplumsal mutabakat olursa, barış ve kardeşlik ortamına katkıda bulunacaksa genel affı destekleriz '' dersiniz, bir parti başkanı çıkar; "Bu PKK talebidir, Avrupa Birliği’nin dayatmasıdır. '' deyiverir. Modern hukuk anlayışında kanunlarla belirlenmiş suçlarla ilgili cezalar iki nedenle vardır. Birincisi, suç işleyen kişinin ıslahının sağlanması ve yeniden topluma kazandırılması, ikincisi ise, önleyici ve caydırıcı bir işlevi olmasıdır. Diyelim ki, bir adam bir adamı bir sebepten öldürdü. Yakalandı, yargılandı ve hapse atıldı. Eğer, psikopat değilse, yada kudurmuştan beter bir alışmış değilse yani normal psikolojik sınırlar içerisinde bir vicdana ve adalet duygusuna sahip ise, ve özel koşullar sebebiyle bir cinayet işlemiş ve yaptığının yanlış olduğunun idrakine cezaevinde veya öncesinde varmış veya yapılan psikolojik destekler ve telkinlerle vardırılmış ise, cezasının bir bölümünü çektikten sonra salıverilmesi, diyelimki affedilmemiş olup da 5 sene daha fazla yattığında hayatının büyük bölümünü yaşayamamış olmasının verdiği psikolojik çöküntü ve hınç ile yeni suçlara yelken açmasının önüne geçecektir. 5 sene sonra cezaevinden çıktığında yeni işleyeceği suçların potansiyelini kendi içinde barındıran bir birey yerine- vicdanındaki suçluluk hissi saklı kalmak koşulu ile- affedilmenin getirdiği ruh hafifliği ile topluma kazandırılmış olması ihtimali, özel affın toplum huzuru için tercih edilebilir bir yöntem olmasını sağlar. İşte Özel Affın çıkarılmasındaki kamu yararı budur. Aynı şekilde, terör bittiğinde, PKK'nın kapısına kilit vurulduğunda, terör eylemlerine katılmamış, '' PKK üyesi olmak '' suçundan başka bir suçtan dolayı cezaevinde yatıyor veya yargılanıyor olmayan bir kişinin de, '' PKK üyesi olmak '' suçunun Genel Af'la ortadan kaldırılması sonucu, atıyorum 10 sene yerine 5 sene yatmasının devlete karşı içindeki minnet duygusu, tersine af olmasa 5 sene yerine 10 sene yatmasının içinde devlete karşı geliştireceği hınç nedeniyle 10 sene sonunda çıktığında yeniden dağlara çıkması potansiyeli arasında bir tercih yapılması gerekir. Bu durumda Genel affın getireceği toplumsal barış ve huzur ihtimalinin göz ardı edilemeyecek olması da Genel Affın çıkarılmasındaki kamu yararı olacaktır. Onu anlatmaya çalışmıştım. Senin affa getirdiğin eleştiri, şeriatla yönetilen ülkelerdeki affa yöneltilen bir eleştiri olmuş. Gelişmiş ülkelerde, af yetkisi gücünü kamu iradesinden, milletten alan, kamu yararını gözeten devlet otoritesindedir, meclistedir, kısmi olarak devlet başkanındadır, kişilerde değildir.
  21. Zehir Hafiye şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    El Kaide'ye karşı Türkiye'de operasyonlar yapan da CHP herhalde ? Dostum güzel yazmışsın ama hala Saadet ile AKP'nin, Nur cemaati ile Milli Görüşçü'lerin arasındaki temel farkları ayırdedemediğini görüyorum. AKP'nin Hizbullah'la, Hamas'la yakınlaşmasının BOP'daki işlevini de doğru irdeleyememişsin.
  22. Evet dostum haklısın. Zaten onun için '' kapsamı çok iyi düzenlenmiş ve kamu yararı gözetilmiş '' bir aftan bahsedilebileceğini belirttim özellikle iletimde.
  23. Af deyince, senin anladığın suçların cezasız kalarak, suçluların direk affedilmesi miydi ? Efendim kanunlar ne için yapılır, hukuk ne için vardır ? Bir suçlunun cezalandırılıp mahkum edilmesini suçtan zarar gören kişi mi sağlıyor ki, mahkum olduktan sonra affedilmesi kararını da o versin veya vermiş olsun ? Senin dediğin şeriatla yönetilen ülkeler için geçerli olabilir ancak, yani kısasa kısas... Çünkü modern hukuk, neticede toplumun ortak iyiliğini, huzurunu sağlamak için devlet( kamu ) gücü ile, toplumsal mutabakat ile belirlenmiş kanunlar, kurallardır ve diğer kanunlar gibi af kanunu da, yine toplumsal mutabakatla kamu yararı gözetilerek iyi bir düzenleme yapmak koşulu ile toplumun huzuru için gerekli olduğu koşullarda çıkarılabilir.
  24. Seni mi kıracağız dostum, Mozart'ın Requiem'ini çalsınlar adamlar o zaman

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.