Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Zehir Hafiye

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    231
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Zehir Hafiye tarafından postalanan herşey

  1. Olay öncesinde ve sonrasında, Gazze kurtarıcılığına asıl muhalefet soyunabilse idi, bu oyunlar bozulur, FG'nin dediği her iki durum da birlikte gerçekleşirdi.
  2. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Sana cevabım burada : http://www.turkish-media.com/forum/topic/202163-israil-katliami/page__pid__878423__st__350&?do=findComment&comment=878423 Bakalım Nuh deyip, peygamber diyebilecek misin?
  3. Zehir Hafiye

    İSRAİL KATLİAMI

    Bak dostum herşeyi birbirine karıştırıp benim dediklerimi anlamaya çalışmayıp önyargılarınla bir yere oturtuyorsun. Tekrar anlatmayı deneyeceğim, bu kez adım adım gidersek sanırım anlayacaksın. Öncelikle şunda bir anlaşalım; laiklik demek hem devlet yönetiminde dinin yeri olmaması hem de devletin her dine eşit yaklaşması, dine müdahale etmemesidir. Peki, bu tanıma göre laik bir devlette bizdeki diyanet gibi bir kurum olur mu ? Olmaz. Sanırım bunda hemfikiriz. Peki neden olmaz ? Diyanet, yalnızca sünni vatandaşlara hizmet verdiği için ve böyle bir kurumun varlığı devletin dine müdahelesi olacağı için. ( Sanırım buna da itirazın olmaz. ) Öte taraftan, bir ülkedeki laikliğin varlığı, o ülkedeki dini anlayışların yapısına da bağlıdır. Şöyle ki; eğer o din anlayışları, dinin devlete müdahale edebileceğini söylüyorsa, burada problem vardır. Bu problemi çözmek de ancak o dini anlayışı, yorumu en kısa sürede değiştirmekle olur. Bunun da en kestirme yolu devletin bu işe el atmasıdır, bu kaçınılmazdır. Devlet, eğer o dini anlayışı laikliğe zarar vermeyecek şekilde değiştirebilirse, laikliğin kağıt üzerinde kalmaması, gerçek anlamıyla hayata geçmesi mümkün olur. ( Buna da itirazın olmazsa devam ediyorum. ) Onun için, Cumhuriyet ilanını takiben, Osmanlı'dan devralınan sünni din anlayışı reforme edilmek istenmiş, bu amacı gerçekleştirmek için Diyanet kurulmuştur. Alevilik dini anlayışının devlet yönetimi üzerinde bir iddiası olmadığından, Alevilik anlayışı Diyanet bünyesinde reforme edilmeye gerek duyulmamıştır. Yalnızca, işin hurafe tarafını törpülemek için diğer tüm türbelerle birlikte Bektaşi-Alevi türbeleri de kapaılmış, Osmanlı'da siyaset kurumları haline gelmiş tarikatlerın bünyesindeki Tekke-Zaviye'lerle birlikte Alevi-Bektaşi dergahları da kapatılmıştır. Buraya kadar tamamsa, başka bir soru daha sorayım; yukarıdaki tanıma göre laik bir devlette bizdeki Diyanet gibi olmayan ama din hizmeti veren bir kurum olabilir mi ? Olur. Nasıl olur ? Senin dediğin gibi, Alevilere ve Sünnilere eşit mesafede olup, eşit bir bütçe ile hem Alevilere hem Sünnilere ve hatta varsa Şiiilere din hizmeti sunan, ihtiyaca göre halk tarafından açılan camiler, cemevlerine imam, müezzin, dede tayini yapan, din konusunda uzmanların yeraldığı bir kurum olarak. Tabi böyle devletin dine müdahale yapmadan sadece din hizmeti verdiği kurumlar olabilmesi için yine temel şartımız olan, hizmet verilecek dini anlayışların devlete müdahale tehlikesi barındırmaması yine geçerli olmalı. Yukarda anlattıklarımı okuyup anladıysan, laikliğin birinci koşuluna göre, yani; devlet kuralları sünni anlayışa göre düzenlenmediyse devletimiz laiktir. İkinci koşulumuza göre ise değildir. Eğer, bu ülkede sadece sünniler yaşasaydı, bu koşula göre devlet laik olurdu. Ama Aleviler yok sayıldığına göre, yani devlet her dine eşit mesafede olmadığına göre, Alevilerin diyanette yerleri olmadığına, zorunlu din dersleri yalnızca sünni anlayışa göre verildiğine göre bu açıdan da Laik değildir. ( Aslında, işin içine Ateist, Agnostik vs. vatandaşları da katarsak, zorunlu ders olayı birinci koşul bakımından da Laikliği zedelemektedir ) O iletimde yazdıklarıımı tekrar okursan mevzi kapma savaşı yapanların '' gerici güçler '' olduğunu söylemiştim, sadece '' diyanetteki gericiler ''i kastetmedim. Tabii ki, amaçları farklı da olsa, Kenan Evren de, karşı çıkmayan TSK mensupları da bu gerici güçlere dahildir. Ondan önce de, din dersleri 1949'da ilköğretim, 1956'da ortaöğretim programlarına "seçmeli ders" olarak ilk defa kondu. Din dersleri 1982 Anayasası'yla ilk ve ortaöğrenim kurumlarında zorunlu dersler arasına girdi. Bu çerçevede düşünürsen, Diyanet, sünni vatandaşları temsil amacıyla değil, devlet yönetiminde iddiası olan sünni anlayışı değiştirmek amacıyla kurulmuştur. Devrim sekteye uğramasaydı, Diyanet, işlevini tamamlamasıyla birlikte belki de ya senin de kabul edeceğin şekilde her dini temsil eden bir yapıya dönüşecekti yada kapatılacaktı. Atatürk eğer, Diyanet'i yalnızca sünni vatandaşlar temsil edilsin diye açmış olsaydı, onun dinde reform yapılması isteğini nasıl açıklayacaksın ? Atatürk'ün Kuran'ı Diyanet bünyesinde Türkçe'ye çevirtmesini, mealini yazdırmasını, ezanı Türkçeleştirmesini nasıl yorumluyorsun sen ? Senin benim yazımdan anladığının tam tersine benim söylediğim; Diyanetin doğru temellerde kurulmuş olduğu. Fakat, bu konuda ilericilerle gericiler arasında hep gericilerin lehine sonuçlanan bir mevzi ele geçirme savaşı olmuştur diyorum. Sen her din adamını gerici olarak düşündüğünden, iplerin daha baştan gericilere teslim edildiğini sanıyorsun herhalde. Atatürk'ün yazdığı ve onun anılarını yazan bütün kitapları okumuş gibi konuşmuşsun. Öyle ise, Söylev ve demeçlerini de okumuşsundur : '' Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun ve bütün mana ve biçimiyle medenî bir toplum haline ulaştırmaktadır. İnkılâplarımızın temel prensibi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zarurîdir. Şimdiye kadar milletin dimağını paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur. Herhalde zihniyetlerde mevcut hurafeler tamamen kovulacaktır. Onlar çıkarılmadıkça, dimağa gerçek parıltılarını yerleştirmek imkânsızdır. '' ( Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri II, Toplayan: Nimet Unan; Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları: I, 1959, s. 214. ) Laikliğin ilan edilmesinden 8 sene önce açıldığı için olmasın ilk Meclis ? Kurtuluş mücadelesi öncesi, kurtuluşun ancak bir savaşla mümkün olacağında hem fikir olmuş manda ve padişah yanlıları haricinde her eğilimdeki insanların oluşturduğu ilk Meclis'in laik olmadığı gerçeğini gözardı ederek, laikliğin ilanından sonraki mantıkla o olayı değerlendirmek hangi mantığa sığar ? Bu topraklar üzerindeki manda ve padişah yanlıları haricinde her eğilimden insan emperyalistlere karşı Kurtuluş mücadelesi vermiştir. Mücadele ertesinde azınlıkta olan belirli bir görüş, iktidarı ele geçirmiş, devrim sürecini başlatmıştır. Bütün devrimlerde rastlandığı gibi. Dinci ve gericilerin bunu hazmedemedikleri için çarpıttıkları mevzu budur. Yani diyelim ki, bir ülkede emperyalizmin desteklediği bir iktidara Sosyalist devrimciler de dahil tüm karşı olan gruplar uzlaşıp, iktidarı bir ihtilalle devirdiklerinde, Sosyalist devrimciler azınlıkta olmalarına rağmen asker sınıfından destek görüp, diğer grupları tasfiye edip, iktidarı ele geçirip ülkeyi bir Sosyalist devrim sürecine soksalar, sen ihtilal öncesi Sosyalistlerin liderinin Revizyonistlerle veya ulusal düşünen liberallerle kısmi kamulaştırma konusunda uzlaşmasını taviz vermek olarak mı düşüneceksin ? 68'lilerin yapmayı düşündüğü '' Milli Demokratik Devrim '' de buna benzer şekilde gelişmişti başlangıçta. Sorgulamadığımı kim söyledi sana ? Yazdıklarımdan bunu eleştirdiğim anlamı çıkartamamışsan ben ne yapayım. Dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışıyorum sana. Ben Atatürk'ün Osmanlı'yı ve dolayısıyla Hilafeti kaldırmasının seni rahatsiz ettiğini falan söylemedim ki. Atatürk Şer'iye ve Evkaf vekaletini ve Hilafeti kaldırmışsa, laikliğe geçmek konusunda ona kötü niyet yada acz atfedemeyiz dedim. Bu mantıksız bir yorum olur dedim. Yani, Atatürk, Alevileri sünnileştirmek isteseydi, hiç Diyanetle falan uğraşmaz, direk o zaman mevcut olan Hilafet, Şer'iye ve Evkaf vekaleti kurumlarını devam ettirir, yetkilerini arttırır, medreseleri kapatmaz, aksine sünni mezhebini anlatan din derslerinin yoğunluğunu arttırır, laik eğitim kurumları açmaya kalkmaz, Alevi köylerine cami açar, imam tayin eder, medreselere Alevlerin de gitmesini mecbur kılardı diyorum. Yok taviz verdiyse, o zaman da reform yapmaya kalkmazdı diyorum. Göstermez ama anlatılanlarla değil okuduklarımızla düşündüğümüzde, o şartlarda yapılabilecek daha iyi bir uygulama gelmiyor benim aklıma, doğru buluyorum yaptıklarını. Sonraki iç ve dış siyasi koşullarda yaptıklarının tersine çevrilmesi, Atatürk'ün baştan hesaplayabileceği bir şey olamazdı.
  4. Hımm, benden Türkiye'den parti ismi istiyorsan, vermem. zaten '' gerçek sosyalistler''den bahsettim, '' gerçek sosyalist parti '' lerden değil. İlaveten hiç bir parti ile kategorize edilmek istemem, vereceğim örnekler üzerinden kategorize edilip tartışmayı bu yönde sürdürmeye niyetim yok. Dünyadan örnek istiyorsan, hemen vereyim : AB Parlementosu Sosyalistler grubu, K.Kıbrıs'a uygulanan ambargonun delinmesi için, Kıbrıs'ın AB ile doğrudan ticaret yapabilmesini sağlayacak tüzük önerisine destek vermişti. Yok o değil de, Kıbrıs konusunu sosyalist perspektiften tartışmak istiyorsan buyur tartışalım dostum.
  5. Zehir Hafiye

    İSRAİL KATLİAMI

    Benim veya siyasi görüşümün bir günahı yok ki bu konuda, günah çıkarmış olayım. Ayrıca devletin kanunları hangi dine öncelik vermiş ki, devlet başından beri laik olmasın. Bugün bile Diyanet bir konuda fetva verse bile bu kanunları bağlamaz, yalnızca sünni vatandaşları bilgilendirmeye yönelik fetvalardır bunlar. Ama dediğim gibi, gerici güçlerin mevzi kazanma savaşı hep olmuştur. Diyaneti ele geçirmişler, okullara zorunlu din dersi uygulamasını getirmişlerdir. Senin Devrim'den anladığının da yanlış olduğunu belirtmiştim daha önce. Devrim hangi tür olursa olsun öyle ha deyince olmaz. Devrim bir süreçtir. Eğer, hiç laik olmamış bir ülkede, laiklik anlayışını geliştirmek istiyorsanız, önce bu anlayışa engel olan kurumları ortadan kaldırırsınız. Ondan sonra, bu anlayışı düzeltmek için yeni kurumlar devreye sokarsınız. Ben devrim tamamlanabilseydi, sünniler için de devletin böyle bir uygulamasının olmaması, Diyanetin kaldırılması gerektiğini söylüyorum. Sen bana kalkmış, Diyanet Aleviler'e neden yardımcı olmuyor diyorsun. Daha önce de söylediğim gibi, Atatürk'ün kafasında, eskiden olduğu gibi devlette din kurallarının geçerli olması gerektiği iddiasıyla laikliğe engel teşkil eden bir anlayış olan Hanefi-Eşari ekolünü tasfiye etmek, yerine Hanef-Maturidi ekolü anlayışını yerleştirmek vardı. Gerçekleri anlatıyorum, sen bana söylediklerimin yanlış ve mantığa, bilime aykırı olduğunu söyleyebiliyor musun peki ? Ben Cumhuriyet dönemi sonrası Aleviler üzerindeki asimilatif yaklaşımları savunmuyorum ki, sen bana '' en azindan Osmanlidakinden daha rahatlar '' savunmasını yakıştırıyorsun. Sana yıllarca ne anlatıldığını bilmiyorum ama Atatürk için Hilafeti, Şeriye ve evkaf vekaletini devam ettirmenin ne kadar kolay olduğunu bilmemen imkansız olduğuna göre, bunları kaldırmasını sen nasıl kötü niyetle bağdaştırabilirsin ? Biraz mantık lütfen! Bir de bu başlıklarda bu konuyu tartışmak şahsen beni rahatsız ediyor. Ayrı bir başlık açıp orada tartışsak daha doğru olurdu. İsrail vahşeti konusu zaten ortalama senede bir kere gündeme gelen bir konu. Böylesine özel başlıklarda neden bu şekilde davrandığını da anlamış değilim.
  6. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    '' İsrail sopaya layık bir devlettir '' ekşi sözlükten (ç)alıntıdır
  7. Zehir Hafiye

    İSRAİL KATLİAMI

    Tekrar soruyorsan ben de tekrar anlatayım o zaman : Batı'daki imparatorluklar ve krallıklarda iktidar mücadeleleri ve siyaset, krallar, soylular, büyük toprak sahibi derebeyler arasında idi. Diğer yandan tarihi seyri içerisinde, çeşitli imparatorluklar bünyesi içinde yaşamış olan farklı etnik gruplar, din birliğinin etkisi ile kaynaşıp ortak dil geliştirdiklerinde ve burjuva sınıfının ortaya çıkması ile milletleşme sürecine girmişlerken, aynı zamanda aydınlanma dönemi içerisinde Katoliklik sorgulanmaya başlanıp devlet üzerinde yönetim talebi olmayan Protestanlık ortaya çıktığında, patlak veren mezhep savaşları sonucunda, laiklik fikri, sonrasında imparatorluklardan ayrılan bu milletlerin bir arada yaşaması için gerekli bir ilke halini aldı. Bu gelişmelere hem tarihsel hem de içerik itibariyle paralel olmayan, İslam dinindeki mezheplerin ortaya çıkış süreci, Batı'daki gibi reform temelli olmadığından, devletin yönetiminde din kurallarının geçerli olması her mezhep için bir gereklilik olduğundan, devletin yönetimini ele geçiren mezhebe mensup yöneticilere muhalefet yine Batı'dakinden farklı olarak ancak tarikatler yolu ile mümkün olabiliyordu. Osmanlı İmparatorluğunun da İslam dinini esas alan bir devlet yapısı olduğunu ve siyasetin de tarikatlar vasıtasıyla yapıldığını daha önce de söylemiştim. Yani iktidar ilişkileri, makam mevki kapma mücadeleleri tarikatlar arasında nüfuz mücadelelerini getirmişti doğal olarak. Cumhuriyet'le birlikte eski yapıyı temsil eden kurumların tasfiye edilmesi gereği, işte bu noktada tekke ve zaviyelerin, tarikatlerin kapatılması ile birlikte devlet yönetiminde iddiası olan İslam yorumlarında reform yapılmasını da şart koştu. Geri kalmışlığın sorumlusu olarak görülen, yaygın bir ekol olan, aklı arka plana atan nakli esas alan kaderci, bilim ve felsefe düşmanı Sünni Hanefi-Eşari mezhebi yerine, aklı ön plana alan ve bilime açık bir yorum olan Hanefi-Maturidi mezhebini yerleştirmek için Diyanet kuruldu, tekkeler, zaviyeler, tarikatler kapatıldı. Dinin kişinin vicdanına indirgenmesi, her kişinin akla dayanan kendi tariki (yolu ) olması fikri benimsetilmeye çalışıldı. Osmanlı tarihi boyunca ezilmiş, horlanmış, katledilmiş Aleviler ise, doğal olarak bu koşullarda ortak net bir anlayış geliştirememiş olmaları dışında, devlette din hakimiyeti anlamında bir iddialarının da olmayışından, akla, bilime açık anlayışları ile diyanet bünyesinde reformize edilme çalışmasına dahil edilmeyip, bu süreçte kendi akışlarına bırakılmışlardır. Fakat, Osmanlı yapısında siyaset dışında kalamamış Alevi-Bektaşi dergahları da tekke ve zaviyelerle birlikte kapatılmıştır. Normalde, yani Cumhuriyet devrimleri tamamlanabilseydi, sürecin sonunda Diyanet işlevini tamamladıktan sonra kaldırılacaktı. Fakat, sonraki dönemler, sünniler içerisinde eski anlayışı savunanların ve ardıllarının, cumhuriyet devrimini yapan kadrolara ve ardıllarına karşı mevzi kapma savaşı sonucu, Diyanet eski fetva makamına çevrilmiştir adım adım. Osmanlı döneminden beri Cumhuriyetle birlikte ilk defa nefes alan Aleviler ise, bu süreçte asimile edilme çalışmalarına maruz kalmışlardır. Diyanet'in bugünkü durumu, uygulamaları laik devlet yapısına uymamaktadır. Onun için, laiklik adına '' Alevilik, Aleviler Diyanetin neresinde '' sorusu anlamsızdır ve yazdıklarıma '' kaçamak sözler '' diyerek kötü niyet atfetsen de, bugünkü yapısına bakıp Atatürk'ün amacının bu olduğunu iddia etmek de hem haksızlık hem de mantıksızlık olur.
  8. İsrail Sosyalist Meretz Partisinin Kıbrıs olayına bakışını gerçek sosyalist bir bakış olarak mı görüyorsun, böyle mi anlamalıyım yazdıklarını ?
  9. Zeihrce cevaplar bunlar :D

  10. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Bir şeyi okumak, bilmek, öğrenmek farklıdır, onun bilincine varmak, içselleştirmek farklıdır dostum. Bu tür uyarılar bir tür telkindir aslında ve bence gereklidir. Ama kimseye içemezsin diyerek kısıtlama getiremez devlet, o ayrı. Not: Ben de sigara seven ve içen biri olarak mevcut sigara yasağına karşı değilim. Alkol de ise durum farklı, sigara yasağına dayanak olan pasif içicilik pek mümkün değil alkolde çünkü.
  11. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Alakasız olmuş Deseydin bana Osmanlı'da 17.yy'da bir kadın S.Ahmet meydanında taşlanmıştı, bu bir cevap olurdu ve bir şey ifade ederdi. O zaman ben de cümlemi söyle değiştirirdim : '' 17.yy 'dan sonra Osmanlı'da hiç recm cezası verilmemiş olması, 17.yy'dan itibaren Osmanlı devletini laik bir devlet olarak kabul etmemizi gerektirir mi ? ''
  12. Zehir Hafiye

    İSRAİL KATLİAMI

    Öyle tahmin etmiştim ben de Fakat özür dilemişsin ama arama zahmetine girmemişsin. İlla benim mi göstermem gerek ben anlamadım ? Bu başlıkta var cevabım önceki sayfada ve asıl kendi açtığın bir başlık var hani Çağdaşlık falan diye, orada da yazdığıma cevap vermemişsin. Üstelik benim cevabımın hemen altında ve üstünde yazan arkadaşların yazdıklarına cevap verdiğin halde... Tartışma konusu bu başlığın değil ama neyse!
  13. Ya hakikaten dostum ya...konu neydi ve şimdi neyi tartışıyoruz ben anlamadım.
  14. Sanırsam sen de onların peşindesin..

  15. Ama '' Roman Açılımı '' için para gerekli, bunu gözardı edemezsin. En azından 100'er lira lazım, her bir roman için. Ekonomik krizde nereden bulunacak bu paralar ? Ciddileşirsek, demokratik açılım diye Kürt sorununun çözümünü kastediyorsan, bu sorunun çözümünün bir ayağı da ekonomiktir dostum. Bunu gözardı edemezsin. Demokrasi ekonomik olarak güçlü ve bağımsız ülkelerde gelişmiştir bütün dünyada. Tek bir örnek veremezsin ki bana ekonomisi zayıf ve bağımlı olan bir ülke, aynı zamanda tam demokratik olan.
  16. İsrail'deki Sosyalistlerin de gerçek sosyalist olmadıklarına inanmaya başlıyorum artık.
  17. Zehir Hafiye

    İSRAİL KATLİAMI

    Daha önce bana sormuştun, cevap vermiştim. Cevabımı beğenmedin mi, bir yorum yapmadın ? Herhalde araya kaynadı, okuyamadın.
  18. Yanlış mantık yürüttüğüm için düzeltme yapmıştım, sanırım yanlışlıkla silinmiş. Tekrar yapayım : '' Ayrıca, adam ( Recep bey ) kendi tabanına seslenmiş yada bu öneriyi dikkate en çok onlar alır diyelim. E, o tabanın azımsanmayacak bir kısmı Kürt vatandaşlarımız zaten. Bu durumda, yapılan nüfus oran hesabının, sadece AKP'ye oy veren ve ''Türk''ler ( Kürt olmayanların kastedildiği ) için uygulanması gerekir. Çünkü, diğer '' Türk ''ler, bu öneriyi büyük ihtimalle fazla dikkate almayabilirler. ''
  19. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Aşırı bağnaz Yahudilerin yoğunlaştığı bölge Kudüs çevresidir. İsrail'in diğer bölgeleri daha modern bir görüntü sergiler ama yaşayanların büyük çoğunluğu yine dinine bağlıdır. Fakat, bu modern görünüm, toplumsal baskı olsun olmasın İsrail devlet mekanizmasını '' laik '' yapmak için bir kriter değildir. Türkiye'de de, hatırı sayılır kadar çok, aşırı bağnaz vatandaşların yoğunlaştığı belli bölgeler vardır, toplumsal baskı vardır. Ama bu durum da Türkiye devlet mekanizmasının '' Şeriatçı '' olduğunu göstermez. Bu mantık tamamen yanlıştır.
  20. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Çocuklar veya bunun bilincine varamamış insanlar düşünülmüş olabilir mi acaba dostum, sigara gibi ? Hangi özgürlükçülerden bahsettiğini de anlamadım bu arada.
  21. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    AKP'li belediyelerin belediye lokantalarında alkollü içki yasağını destekliyorsundur o halde.
  22. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Şimdi de Yaşar Nuri mi olduk ? Bildiğimiz anlamda İslam şeriatını savunanlar bu dediğini kabul ediyorlar mı ki bana bunu delil olarak sunuyorsun ? Osmanlı devleti, şeriatı yalnız Kuran'dan çıkan hükümlere göre mi uyguluyordu ki, biz Osmanlı'da recm edilen bir kadın olmamasına bakıp, Osmanlı laik bir devletti diyebilelim ? Veya analoji yapıp İsrail'de Tevrat'a göre recm edilen bir kadın olmamasına bakıp, İsrail laik bir devletti diyebilelim ?
  23. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Aslında var. Baya eski tarihli( yanılmıyorsam Cumhuriyet döneminde )ve halen yürürlükte olan Sağlık Mevzuatımızda, her gıdanın ne oranda hangi hammaddelerden üretilmek zorunda olduğu, şaşılacak biçimde oldukça ayrıntılı olarak hazırlanmış zamanında. Bir de bildiğim kadarıyla, TSE'den son yıllarda çeşitli lahmacun türleri için alınan '' Marka Tescil ve Patent '' belgeleri var, o ayrı. Aslında, millet de biliyor bunları. Futbol maçına gittiysen bilirsin, stadların etrafında eskiden seyyar lahmacuncular vardı- belki de hala vardır, maça gitmiyorum artık - ve o kağıt gibi lahmacunları, içinde ne olduğundan emin olmadıkları halde millet üçer beşer götürürdü. Bir de Eminönü'deki büfeler vardı, aynı lahmacunları satan. Etrafta kedi varsa, yiyenin içi en azından biraz rahatlardı. Klasik geyik konusudur bunlar yani... Tabii parasızlık bazı şeylere göz yumdurabiliyor, bir de işin o tarafı var. '' İsrail laik bir devlet değildir ''
  24. Zehir Hafiye

    İsrail Katliamı ve AKP

    Hangi şehirde yaşadığını bilmiyorum dostum ama benim gördüğüm bildiğim kadarıyla İstanbul'da bazı büyük marketlerde domuz eti ürünleri satılıyor ve bu sebepten herhangi bir infial falan da çıktığını şimdiye kadar ne gördüm ne de duydum. '' İsrail laik bir devlet değildir ''
  25. Zehir Hafiye

    İSRAİL KATLİAMI

    Dostum senin devrim denilince anladığın '' Sosyalist devrim ''miydi ? Devrim kavramını yalnızca sosyalist devrime sıkıştırmışsın ve ayrıca ihtilalle devrimi de karıştırmışsın. Üstelik diğer iddialarının da cevabını başka bir başlıkta vermiştim, herhalde okumamışsın.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.