yam_yam tarafından postalanan herşey
-
ALLAH YOKTUR!
Ben tanrinin olmadigini kanitlamak zorunda degilim. Bir tanri oldugu fikrini ortaya atan sizlersiniz. O yüzden bunu kanitlamak zorunda olan da sizlersiniz Konunun daha iyi anlasilmazi için daha önce bir baslik altinda yapmis oldugum alintiyi buraya tekrar aliyorum. "Arkadaslar asagidaki yaziyi "çok iyi" oldugu için baska bir forumdan aldim. Eminim bazi arkadaslar daha önce görmüstür ancak ben görmeyenler için buraya aktarmak istedim. HANK’İN "GÖZÜNÜ" ÖPMEK Bu sabah, kapım çalındı. Açtığımda, karşımda iyi giyimli, bakımlı bir çift gördüm. Adam önce konuştu: “Merhaba, Adım John ve bu da Mary”. Mary: Merhaba, sizi bizimle birlikte gidip Hank’in "gözünü" öpmeye davet ediyoruz. Ben: Pardon?! Ne demek istiyorsunuz? Hank de kim? Ve ben niye onun "gözünü" öpmek isteyeyim? John: Eğer Hank’in "gözünü" öpersen, sana 1 milyon dolar verecek; eğer öpmezsen seni eşşek sudan gelinceye kadar dövecek. Ben: Ne? Bu bir tür mafya taktiği mi? Ne oluyor? John: Hank bir milyarder. Bu kasabayı o kurdu. Buranın sahibi o. İstediği her şeyi yapabilir ve sana 1 milyon dolar vermek istiyor. Fakat "gözünü" öpmeden parayı alamayacaksın. Ben: Bu çok saçma. Neden? Mary: Sen kim oluyorsun da Hank’in hediyesini sorguluyorsun? 1 milyon dolar istemiyor musun? Bir "göz" öpmeye değmez mi onun için? Ben: Belki, eğer yasalsa, fakat .. John: Öyleyse, gel bizimle Hank’in "gözünü" öp. Ben: Hank’in "gözünü" sık sık öper misiniz? Mary: Elbette, devamlı… Ben: Peki 1 milyon doları aldınız mı? John: Yok, kasabayı terk etmeden parayı alamazsın. Ben: Öyleyse neden hemen kasabayı terk etmiyorsunuz? Mary: Hank söylemeden kasabayı terk edemezsin. Yoksa parayı alamazsın ve seni eşşek sudan gelinceye kadar döver. Ben: Peki, Hank’in "gözünü" öpen, sonra da kasabayı terk edip 1 milyon dolar alan birini biliyor musunuz? Mary: Annem Hank’in "gözünü" yıllarca öptü. Gecen yıl da kasabayı terk etti. Eminim parasını da almıştır. Ben: Onunla konuşmadın mı o zamandan beri? John: Elbette hayır. Hank buna izin vermiyor. Ben: Öyleyse, eğer parayı alan herhangi biriyle konuşmadıysanız, parayı aldıklarını nereden biliyorsunuz? Mary: Kasabadan gitmeden önce biraz veriyor. Belki maaşına bir zam alıyorsun, belki küçük bir loto kazanıyorsun, ya da caddede 20 dolarlık banknot buluyorsun. Ben: Peki bunların Hank’le ne ilgisi var? John: Hank’in bazı dostları var. Ben: Kusura bakmayın ama bu tuhaf bir üçkağıtçılık gibi geliyor kulağa. John: Fakat 1 milyon dolar burada söz konusu olan. Şansa bırakabilir misin bunu? Ve unutma, eğer öpmezsen seni dövecek. Ben: Belki, eğer Hank’le konuşursam, ayrıntıları ondan öğrenirsem.. Mary: hayır, hiç kimse Hank’i göremez. Hiç kimse Hank’le konuşamaz. Ben: Peki o zaman nasıl "gözünü" öpüyorsunuz? John: Bazen ona bir öpücük gönderiyoruz ve "gözünü" düşünüyoruz. Diğer zamanlarda Karl’ın "gözünü" öpüyoruz ve o Hank’e iletiyor. Ben: Karl da kim? Mary: Karl bir arkadaşımız. Bize Hank’i ve onun "gözünü" öpmekle ilgili konuyu öğreten o. Karl için tek yapmamız gereken birkaç kez onu yemeğe çıkarmak oldu. Ben: Yani Hank diye biri olduğu, onun "gözünü" öpmeniz gerektiği ve böylece Hank’in sizi ödüllendireceği konusunda sadece Karl’ın sözüne güvendiniz öyle mi? John: hayır, hayır! Karl’da bir mektup var. Hank tarafından kendisine yıllar önce gönderilmiş. Bütün meseleyi açıklıyor orada. Bak işte bu da bir kopyası. Al kendin de gör. John bana üzerinde “Karl’ın ofisinden” yazılı bir fotokopi uzattı. Üzerinde 11 maddelik bir liste vardı. 1. Hank’in "gözünü" öp ve o da sana kasabayı terk ettiginde 1 milyon dolar versin. 2. Yanında alkol iç. 3. Senin gibi olmayan insanları eşşek sudan gelinceye kadar döv. 4. İyi yemek ye. 5. Bu listeyi Hank’in kendisi yazdırdı. 6. Ay yeşil peynirden yapılmıştır. 7. Hank’in söylediği her şey doğrudur. 8. Her tuvalete gittiğinde ellerini yıka. 9. İçki içme. 10. Sosislerini sosis ekmeği içinde ye, yanında bir şey alma. 11. Hank’in "gözünü" öp, yoksa seni eşşek sudan gelinceye kadar döver. Ben: Bu bana Karl tarafından yazılmış gibi geliyor. Mary: Hank’in kağıdı yoktu, onun için. Ben: Bana öyle geliyor ki, eğer kontrol etseydik, bu yazı Karl’ın el yazısı çıkardı. John: Elbette, Hank söyledi, Karl yazdı. Ben: Kimsenin Hank’i göremediğini zannediyordum? Mary: Şu anda öyle. Ama yıllar önce Hank bazı kişilerle konuştu. Ben: Hank’in iyi birisi olduğunu söylediğinizi zannetmiştim. Hangi tür iyi insan, sırf farklılar diye başkalarını döver? Mary: Hank’in isteği bu ve Hank her zaman haklıdır. Ben: Nereden biliyorsun bunu? Mary: 7. madde “Hank’in her dediği doğrudur” diyor. Bu benim için yeterli. Ben: Belki de arkadaşınız Karl uydurdu bütün meseleyi. John: Kesinlikle hayır. 5. madde bu listeyi Hank’in kendisinin yazdırdığını söylüyor. Ayrıca, 4. maddede iyi yiyin, 8. maddede de tuvaletten sonra ellerinizi yıkayın diyor. Bunların doğru olduğunu herkes bilir. Demek ki gerisi de doğru olmalı. Ben: Fakat 9. maddede içmeyin diyor, ki bu ikinci maddeyle çelişiyor. Ayrıca 6. maddede ayın yeşil peynirden yapıldığını söylüyor ki bu tamamen yanlış. John: 9 ile 2 arasında hiçbir çelişki yok. 9 sadece 2’yi açıklıyor. 6’ya gelince, aya hiç gitmedin, dolayısıyla doğru olup olmadığını bilemezsin. Ben: Bilim adamları ayın kayalardan oluştuğunu söylüyorlar ama.. Mary: Fakat kayanın dünyadan ya da uzaydan gelip gelmediğini bilmiyorlar. Yani ay hala yeşil peynirden yapılmış olabilir. Ben: Bir uzman değilim ama ayın dünyadan geldiği teorisinin çürütüldüğünü zannediyorum. Ayrıca, kayanın nereden geldiğini bilmiyor olmak onu peynir yapmaz. John: İşte, bilim adamlarının hata yaptığını sen de kabul ettin. Fakat Hank’in her zaman haklı olduğunu biliyoruz! Ben: Biliyor muyuz? Mary: Elbette, 5. madde öyle diyor. Ben: Diyorsun ki, Hank haklıdır, çünkü liste öyle diyor ve liste doğrudur, çünkü onu Hank yazdırdı. Ve Hank’in yazdırdığını biliyoruz, çünkü liste öyle diyor. Bu döngüsel mantık. “Hank haklıdır, çünkü Hank haklıdır” demekten farksız. John: İşte şimdi anlamaya başlıyorsun Hank’in düşünce biçimini. Ben: Fakat, … Her neyse, boş ver. Peki bu sosislerle ilgili konu da ne? Mary, yüzünü buruşturdu. John: Sosisler sosis ekmeği içinde yenir. Yanında bir şey yenmez. Hank’in yolu bu. Başka türlüsü yanlış. Ben: Ya sosis ekmeğim yoksa? John: Sosis ekmeğin yoksa, sosis yiyemezsin. Sosis ekmeksiz sosis yanlıştır. Ben: Yanında ketçap, hardal da mı yok? Mary, çok sert bir şekilde baktı. John: Böyle bir dil kullanmanın hiçbir gereği yok! Sosis yanında yenecek her türlü şey yanlıştır. Ben: Yani biraz turşu, içine doğranmış sosis tarzı bir şey mümkün değil mi? Mary kulaklarını tıkadı ve “Dinlemiyorum bile bunu, la la la la…” John: Bu *********. Ne tür bir şeytani mahluk yiyebilir böyle bir şeyi. Ben: çok güzel bir şey o. Ben hep yerim. Mary kendinden geçti ve John onu tutu: “Eğer o tiplerden biri olduğunu bilseydim vaktimi hiç harcamazdım bile seninle. Hank seni eşşek sudan gelinceye kadar döverken, ben de orada olacağım ve paramı sayıp sana güleceğim. Hank’in "gözünü" de senin için öpeceğim, seni sosis ekmeksiz, turşu yiyici” Ardından, John Mary’yi sürükleyip dışarıda bekleyen arabaya taşıdı ve ayrıldılar. Not "gözünü" kismi forum kurallarina uymadigi gerekçesiyle tarafimdan degistirilmistir.
-
Hz. Aise
Dengim degilsin arman... O yüzden artik seni muhatap almayacagim
-
Hz. Aise
Senin inanip inanmaman benim için önemli degil. Kanaat getirdim ki sen dinini bilmiyorsun. Sagdan soldan kafana sokulan seyler kadar biliyor ve düsünebiliyorsun Ayrica saygisiz ve küstahsin. Tartisma etigi konusunda zerre fikir sahibi degilsin. Senin gibilerini çok gördügüm için artik kizmiyorum. Git neye inanmak istiyorsan inan. Ancak buraya gelip de bir seyler bildigini sanip saga sola ahkam kesme. Ne diyeyim "egitim sart"
-
Hz. Aise
Arman nickli muhterem sahsiyet ; sana kaynaklari vermisim. Git arastir. Eger vermis oldugum kaynaklarda yaptigim alintilari bulamazsan gel ondan sonra konus. Yüz küsür tane mesaj yazmisim. Bir bak bakalim bunlardan hiç birinde kaynak göstermeden bir iddia da bulunmusmuyum, ya da kaynagi olmayan bir konuda fikir yürütmüsmüyüm. Simdi dogruca sana gösterdigim kaynaklari bul ve göz at. Özürlerini bekliyorum...
-
Hz. Aise
Arkadaşlarından Enes anlatır: “Peygamber 9 ya da 11 karısı varken, günün belirli saatlerinde bütün karılarını dolaşır, hepsi ile cinsel ilişkide bulunurdu” Enes’e sordular: “Peki, Peygamber buna nasıl güç yetiştiriyordu?” Enes şöyle dedi: “Biz aramızda, Peygamber’in otuz erkek gücünde olduğunu konuşurduk.” (Kaynak: Buhari, Tecrid/192) Hz.Muhammed, karılarına eşit süre ayırır, aynı gece hepsini dolaşır, sıra kimdeyse onun yanında kalırdı. (Kaynak: Müsned, c.6, s.108) Aişe’nin sıra konusunda, Peygamber’in dilediği karısının yanında daha fazla kalması konusunda da soruları olmuş. Ne var ki, tam o soruların yöneltildiği sırada bir ayet daha gelir: Ahzab suresinin 51. Ayeti. Şöyle: “Ey Paygamber, bunlardan kimi istersen geri bırakır, dilediğini alabilirsin. Boşadığını yeniden almanda da bir vebal yoktur sana..” Aişe, bu ayet üzerine kendini tutamamış, “Görüyorum ki,” demiş, “Senin Allah’ın yalnız senin şeyinin keyfi için koşturuyor.” (Kaynak: Buhari, Tefsir/7; Tecrid, Hadis/1721; Müslim, Rıda/49,50-Hadis/1464; Ibni Mace, Nikah/57-Hadis/200; Ahmet Ibn-i Hanbel, 6/134, 158, 261)
-
esitlik var midir?
Sayin Arman (size hala sayin diyebiliyorum) Görüyorum ki sürekli benimle ugrasmaktasiniz. Yorumlarima ya da ileri sürdügüm fikir ve iddialara yanit vermek ya da karsit fikirlerinizi sunmak yerine kisiligimle ugrasmaya devam ediyorsunuz. Lütfen "ciddiye almamak" konusunun geregini yerine getirin ve benimle muhattap olmayin. 18431[/snapback] Zaten seni ciddiye almadığım için bu tür bir uslupla cevap veriyorum burda senden başka ateistlerde var ama onlar bunca insanın peygamberine saygısızca atıflarda bulunmuyorlar kişi kötüniyetli olduğu müddetçe saygı görmemeye mahkumdur siz fikirlerinizi belirtmiyor adeta bunca insanın inancına kininizi kusuyorsunuz hayır yani kokusunuda siz çekiyoırsunuz sayenizde hiç bir ateiste saygım kalmadı 18447[/snapback] Bak arkadasim yazdiklarima iyi bak. "....peygamberine saygisizca ithafta bulunmak" diye adlandirdigin iddialarin kaynagi neymis gör . Sure adini ve ayet numarasiniz özellikler veriyorum ki. Açip bakin, okuyun diye. Önce bir dinini, kitabini oku ögren ondan sonra karsindakini ithaf et. Karsima çikip da zirvalama... -" Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helal kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Ahzab Suresi 50) Bu ayetten ne anladigini bize bir açikla da anlayalim izanin ne kadar kuvveliymis
-
ALLAH YOKTUR!
"Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz" (Tekvir 29) Önce Allah dileyecek ondan sonra sen dileyebilirsin. Allah dilemedikçe sen dileyemezsin. Yani iraden Allah a bagli... ".........Allah kimi dilerse onu şaşırtır.8 Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar." (En'am Suresi 39) Açikça burada tanri, dogru yoldaki bir insani diledigi gibi sasirtacagini yani yoldan çikaracagini söylüyor. Sen istedigin kadar dogru yolda kalmak istesende. Burada senin iraden ne ise yariyor. Önce bunlara bir cevap bulalim daha sonra devam edelim istersen...
-
esitlik var midir?
Arkadasim köleligi ve cariyeligi yasal kilan bir dinden bahsediyoruz burada. Daha nasil çikip da esitlikten bahsedebiliyorsunuz. Sizin esitlik anlayisiniz nedir söyler misiniz bana?
-
esitlik var midir?
Sayin Arman (size hala sayin diyebiliyorum) Görüyorum ki sürekli benimle ugrasmaktasiniz. Yorumlarima ya da ileri sürdügüm fikir ve iddialara yanit vermek ya da karsit fikirlerinizi sunmak yerine kisiligimle ugrasmaya devam ediyorsunuz. Lütfen "ciddiye almamak" konusunun geregini yerine getirin ve benimle muhattap olmayin.
-
esitlik var midir?
-" Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helal kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Ahzab Suresi 50) "Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikahında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir." (Ahzab Suresi 37) Simdi biz bunlari söyleyince peygambere hakaret mi etmis oluyoruz.
-
esitlik var midir?
Kaç kisinin "Katli Vaciptir" listesindeyim acaba?
-
esitlik var midir?
Tabii esittir canim. Insanlar esittir. Peygamber esrafi daha da esittir. Peygamber daha daha esittir. (Bakiniz köleler, cariyeler, teyze-hala kizlari, kendini armagan etmek isteyen kadinlar vs.vs.) Kim demis islam da esitlik yok diye
-
Gizemli komşularımız...
Bir de dolunay'a dogru bakip 3 ihlas 1 fatiha okuyacaksiniz, ama bunu yaparken sakin ola disi tilkinin kuyrugunu akliniza getirmeyin.
-
ALLAH YOKTUR!
Muhatap aldigim mesaj silindigi için bu mesaj da tarafimdan silinmistir.
-
ALLAH YOKTUR!
Bir bakalim bizi inançsizlia iten konular nelermis : 1 - "Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir." (Hac Suresi 47) "Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir." (Secde Suresi 5) "Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir." (Me'aric Suresi 4) Yorum : Hani Allah zamanin ve mekanin disindaydi. Resmen zamana tabi oldugunu Kur'an-i Kerim söylüyor. Üstelik karar da verememis. 1 gün Bin gün mü yoksa 50 Bin gün mü? 2 - "Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden13 (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir)." (Bakara Suresi 62) "Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.)" (Maide Suresi 69) " Kim İslam’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır." (Al-i Imran Suresi 85) Yorum : Kur'an burada da karar verememis. Hristiyanlar, Yahudiler ve Sabiiler (Sabiiler mi? Onlar gökyüzündeki cisimlere tapmiyorlar miydi) Cennetlik mi, yoksa cehennemlik mi? 3 - "Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık." (Mülk Suresi 5) Yorum: Buyrun Kur'an in bilimselligi. Yildizlar dünya için birer kandil olarak donatilmis. Üstelik onlarla da seytan taslaniyormus. Pes... Siz simdilik bunlari bir sindirin gerisini hazirliyorum 4 - "Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükafatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zâlimleri sevmez." (Sura Suresi 40) " Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır" (Bakara Suresi 178) "Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz." (Bakara Suresi 179) Yorum: Yoruma gerek var mi? Kisas farz kilinmis. Kimse "Yok efendim iste affetmek güzelliktir diyor" falan diye bahsetmesin. Açik açik "kisas size farzdir" diyor. "Bir kötülügün karsiligi onun gibi kötülüktür" diyor. 5 -" Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helal kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Ahzab Suresi 50) Yorum : Valla insanin (bir erkek için) peygamber olasi geliyor. Ne diyeyim 6 - "Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz." "Nûh’tan sonra da nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını hakkıyla bilici ve görücü olarak Rabbin yeter." (Isra Suresi 16-17) "Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri (Anlamak isi beyin ile ilgilidir. Kur'an in bilimselligi üzerine bir örnek daha) üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar." (Isra 46) Yorum : Ilahi adalet bu olsa gerek 7 - "Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkar edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir." (Enfal Suresi 65) "Şimdi ise Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi 66) Yorum : Kur'an burada da karar verememis anlasilan. Önce 1/10 diyor, sonra bakiyor ki olmuyor, 1/2 ye düsüyor
-
ALLAH YOKTUR!
Sayin kralx, biliyorsunuz Kur'an-i Kerim de tanrinin insanlari imtihan ettigi konusunda bir yigin ayet var. Ben de böyle bir imtihanin olamayacagini olsa da bunun insanlar için adil olamayacagini örneklerle açiklamaya çalistim. Burada anlasilmayacak hiç bir sey yok. Saydiklarimda itiraz edilebilecek bir konu oldugunu zannetmiyorum . Bence tamamen düsünce yapisindan kaynaklaniyor. Yani beyin yillardir körü körüne inandigi degerlerin aksi bir durumla karsilastigi zaman, savunma mekanizmasi geregi kabullenemiyor, "bizim bilmedigimiz baska bir hikmeti vardir " diye kendi kendini avutmaya çalisiyor ve bir sekilde bu durumun dogru olamayacagini düsünüyorsun. Durum bundan ibaret. Saygilar,
-
ALLAH YOKTUR!
Sayin Kralx ; imtihan ile ilgili bana geçerli tek bir örnek getirebileceginizi zannetmiyorum. Simdi dilku da oldugu gibi sizin de örneklerinizin geçersiz oldugunu nedenleriyle birlikte anlatmaya çalisacagim. Bir bilim adami eger atacagi tasin nereye düsecegini %100 hesap edebiliyor ve bunun dogru oldugunu biliyor ise o tasi atmaz. Atarsa ya sonucundan süphe duyuyordur ya da baska bir sebepten atiyordur. Bunu bir imtihan için yapmiyordur. Göktasi örnegi ise tamamen geçersizdir. Çünkü göktasini bilim adami göndermiyor. Sadece kendi disinda gelisen bir durumun hesabini yapiyor. Bazi durumlar için bunu sen bile yapabilirsin. Örnegin karsidan kontrolsüz gelen bir aracin hizina bakarak önündeki duvara bir kaç saniye içinde çarpacagini hesap edebilirsin. Bu örneklerin "ilahi imtihan" ile karsilastirilmasi yanlistir. Ögretmen örneginin geçersizligi için siraladigim maddeleri (maddeler için herhangi bir itiraziniz varsa ayrica belirtiniz) göz önüne alarak bir örnek getirebilir misiniz?
-
ALLAH YOKTUR!
Dilku ögretmen örneginin gecersiz oldugunu daha kaç kere söylemem gerekecek. 1 - Ögrenciyi ögretmen yaratmaz 2- Ögrencinin karakterini ögretmen belirlemez 3- Ögrencinin ders çalisma ortamini ögretmen belirlemez 4- Ögrencinin ders çalisma kabiliyetini, zekasini ögretmen vermez 5- Ögrencinin dersini çalisamamasi için gerekli ortami ögretmen yaratmaz 6- Ögretmen, ögrencisini haytaliga meyletmez, sonra da ögrencinin dersini çalismamasi, haytalik etmesini saglamak için bir arkadasini (Seytan) görevlendirmez. (Hele ki arkadasinin bunu basaracagini bile bile) 7- Ögretmen ögrencisi için tüm bu olumsuz sartlari bir araya getirerek ögrencisinin ders calismasini engelleyecek, bunun sonucunda sordugu soruya cevap veremeyecegini (Ya da yanlis cevap verecegini) bile bile ögrencisine soru sormaz. SORSA DA BU BIR SINAV OLMAZ. SINAV OLSA DA ADIL OLMAZ. Bilmem anlatabildim mi?
-
ALLAH YOKTUR!
Hatta söyle de ifade edebiliriz. Tanri insanlara bir nefis veriyor. yani günaha meyilli yaratiyor. Nefsinize hakim olun diyor ama bunun olmayacagini bile bile ona bir bela musallat ediyor. Hatta bu da yetmiyor. Insan günaha girsin diye de seytan ile isbirligi yapiyor. Neden? Çünkü cehennemi insanlarla ve cinlerle dolduracagina dair kendi kendine söz vermis. Buyrun islamdaki imtihan anlayisi...
-
ALLAH YOKTUR!
İçinden çıkamadığınız ve aklınızın almadığı nokta işte bu nokta. Allahın Alim sıfatı... Alahın senin yapacaklarını bilmesi demek, seni zorla yazdığı bir şeyi yaptırıyor demek değildir. Bu gün bilim adamları... yüzde bilmem kaçını kullanabildikleri, yaklaşık yarım kg lik beyinleriyle, havaya attıkları bir taşın, hava sürtünmesini, hızını, ivmesini ve düşeceği yeri hesaplayıp yazabiliyorlar. O taş da aynen hesap edildiği yere hesap edilen şekilde düşüyor. Şimdi onlar bunu hesap edip yazdılar diyemi o taş o şekilde düştü.. Bunu çözersen kaderi az buçuk çözersin. Allahıni yarattığı (Siz kabul etmesenize) varlıklardaki bu mükemmel şaşırtıcı ve akla durgunluk veren intizam, sanat, estetik ve ilim ne kadar büyük değilmi..?? Allahın iliminden bahsediyoruz insanlarınkinden değil... Saygılar... 17559[/snapback] Sayin Kralx, farzedelim ki sizin dediginiz gibi biz bazi seyleri Tanri istedi diye degil de kendi istedigimiz için yapiyoruz. Ve Tanri Alim sifati geregi biz daha dogmadan önce hangi konuda ne karar verecegimizi biliyor. Yani irademizi ne yönde kullanacagimizi biliyor ve bunlari daha biz dogmadan önce bir kitapta bulunduruyor. Buraya kadar tamam diyelim. Size anlatamadigim nokta bundan sonrasi. O zaman imtihan diye bir sey olmaz diyorum. HADİD-22'de, "Yeryüzünde ve sizin başınıza gelen herhengi BİR MUSUBET YOKTUR Kİ, BİZ ONU YARATMADAN ÖNCE O, KİTAPTA BULUNMASIN Tanri beni yaratiyor, bana bir nefis, bir karakter veriyor. Hadi bana kendi seçim hakkimi da veriyor diyelim. Ama ne seçim yapacagimi da biliyor. Beni bir cinayet islemenin esigine getiriyor (Bu da bir musibettir) . Ve benim o cinayeti isleyecegimi bile bile bana o musibeti veriyor. Ve sonra da diyor ki ben seni imtihan ediyorum. Buyrun bakalim. Imtihan bunun neresinde. ?
-
inkar psikolojisi
Yani arkadasim zahmet edip bir seyler getirmissin ama içinde o kadar çok arapça kelime var ki pek bir sey anlayamadim. Bana bir zahmet türkce olarak özetlersen sevinirim
-
inkar psikolojisi
Arkadasim arastir bakalim nur risalelerinde benim soruma uygun bir cevap var mi? Kur'an a bak Allah in insanlari imtihan ettigini bildiren bir yigin ayet var. Bir kaç örnek Zümer Sûresinin 49 . Ayetinde İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler. Sâd Sûresinin 34 . Ayetinde And olsun, biz Süleyman’ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık.4 Sonra tövbe edip bize yöneldi Cin Sûresinin 16,17 . Ayetinde Yine de ki: “Bana şöyle de vahyedildi: ‘Eğer yolda dosdoğru olurlarsa mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız ki bununla onları imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.” Allah herseyi, yani senin hangi durumda hangi karari verecegini, iradeni ne yönde kullanacagini seni daha yaratmadan önce biliyor. Kaldi ki o iradeyi de sana o verdi. Karakterini kendi yaratti. Sonra da ben sizi imtihan ediyorum diyor. Ben de diyorum ki, bir seyin imtihan edilebilmesi için kesin olarak bilinmemesi gerekir. Nur risalelerinden bu durumu açiklayan bir cevap bulabilirsen bekliyorum. Ya da senin bu konuda sahsi bir fikrin var mi?
-
Gizemli komşularımız...
Bugüne kadar bir cin denen bir seyle karsilasmadim. Çevremde karsilatigini söyleyen birini de görmedim. Sadece Cinci Hoca ayagina yatip genc kiz ve kadinlari igfal eden, cinlerini kullandigini iddia edip büyü yapan ya da kehannette bulunan düzenbazlari gördüm. Bunlari gördükçe de her seferinde Aziz Nesin'i saygiyla hatirlarim.
-
Iste Müslümanlik Budur
Arkadasim ne yapmaya çalisiyorsun ? Beni sinirlendirmeye çalisiyorsan yaniliyorsun. Birakin artik aptal numaralarini... Konuyu baslattigim mesajim belli. Bir yigin sey söylemisim birinin ucundan tutup laf ebeligi yaparak konuyu saptiriyorsunuz. O maddedeki mesaj açik...Bilmediginiz, anlamadiginiz bir dilde sadece ezberleyerek ibadet ediyor, anlamadiginiz dilde bir seyler dinliyorsunuz ve sadece onun tinisindan duygulaniyorsunuz. Bir fatiha suresini ya da baska bir arapça duayi 10 kisiye söylet bakalim karsina kaç tane telaffuz çikiyor. Dogru dediginiz bu mu?
-
Iste Müslümanlik Budur
yok tabi Kuran da okunuyor sohbet falan veriliyor (Türkce) 17319[/snapback] Madem bana budala numarasi yapiyorsunuz. Hani anons yapilir ya "falanca gün camimizde mevlid okunacaktir" diye. Hani o mevlid okunurken Kur'an-i Kerim de okunur ya... Sizin için zor olacak ama bir zahmet bu sekilde anlayin...