suheda_

dtp nin yalnızca demokratik sitemleri yok,aynı zamanda çokta hasas bir partidir MERSİN'de, bomba yüklü araçla eyleme giderken, yakalanacağını anlayınca otoban çıkışında üzerinde taşıdığı bombaları infilak ettirip parçalanarak ölen PKK'lı canlı bomba Müslüm Güneşoğlu'nun taziyesine katılan DTP'li Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Karabahçe köyünde sözde PKK bayraklarıyla karşılandı. Taziye çadırında Güneşoğlu ailesine başsağlığı dilleklerinde bulunan Binici "Savaşın biteceği ve barışın yakın olduğu" söyledi. 22 Ağustos 2008 tarihinde Mersin'de otoyol çıkışında yakalanacağını anlayınca yönetimindeki bomba yüklü otomobili infilak ettirerek, 13 polisin yaralanmasına neden olan ve kendisi de parçalanarak ölen kod adı 'Kemal Yoldaş' olan 28 yaşındaki PKK'lı canlı bomba Müslüm Güneşoğlu'nun Siverek İlçesine bağlı Karabahçe köyünde taziyesi devam ediyor. Taziyeye Demokratik Toplum Partisi (DTP) Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Ceylanpınar DTP'li Belediye Başkanı İsmail Arslan, Şanlıurfa DTP İl Başkanı İbrahim Ayhan, DTP İlçe Başkanı Hasan Koyuncu, ile çok sayıda partili Güneşoğlu'nun taziyesine katıldı. Uzun araç konvoyları eşliğinde taziyeye katılan grup sık sık "Şehit namirin" (Şehitler ölmez), "Biji Serok Apo", (Yaşasın Abdullah Öcalan), sloganı atıldı. Karabahçe köyüne gelen DTP'liler, burada zılgıt ve alkışlar eşliğinde yüzleri puşiyle örtülmüş gençler, sözde PKK renklerini temsil eden sarı, kırmızı, yeşil renklere hakkim olan flamalar eşliğinde karşılanıp köy meydanında kurulan taziye çadırına geçti. Zafer işaretleri eşliğinde ölen teröristler için saygı duruşunda bulunan grup daha sonra Güneşoğlu ailesine baş sağlında bulundu. Taziyede Türkçe ve Kürtçe olarak konuşan DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, aileye başsağlığı diledi. Güneşoğlu'nun son ölüm olması dileğinde bulunan Binici, barış eline bir el uzatılmasını istedi. Savaşın bir an önce son bulması gerektiğine değinen Binici, "Savaşın biteceği ve barışan yakın olduğu ortadır. Bizim isteğimiz daha fazla kan dökülmemesi ve bu savaşın bir an önce son bulması" diye konuştu. alıntı ne incelik dimi ama...

İçinden iki-üç tane hırsız çıktı diye yıllardır yüzbinlerce insana yardım eli uzatan bir derneği nasılda bir kalemde silmişler vaybe, mevzu bahis Denizfeneri olunca ellerine çok büyük koz geçtiğini sananlar kurulduğu günden beri yolsuzluk iddiaları ile çalkalanan Kızılay için neden tek kelime etmezler.. Dar zihniyetlerin her zamanki siyasi yaklaşımları bir söz vardır bir ara imzamda kullanıyordum "iyiyi yap iki kere sesini duy sessizliğin,kötüyü yap bir kere kalmaz hiç bir söz işitmediğin" UĞUR ARSLAN’DAN DENİZ FENERİ AÇIKLAMASI DERİN BİR IZDIRAP İÇERİSİNDEYİM Bundan 11 yıl önce insanlık adına doğru, düzgün ve dürüst bir adım atmıştım. Yapmaya başladığım tv programının adı ‘Deniz Feneri’ydi. Bir yıl içinde Deniz Feneriyle aynı adı taşıyan bir yardımlaşma derneği oldu. 1998 yılında kurulan bu derneğin 2002 yılına kadar başkanlığını yaptım. Ayrıldıktan sonra Nisan 2008’e kadar sözleşmem icabı sadece sunuculuğuna devam ettim. Ben işin başında, insanlık adına doğru bir adım atmıştım; gerisi insanlığa kalmıştı. Şimdi yıllar önce böyle bir işe başladığıma pişman olup olmadığımı sorarsanız, bu işe başladığıma kesinlikle pişman değilim. 11 yıl bu ülkenin dağını-taşını, köyünü-bucağını gezip yüz binlerce kişinin duasını duydum. Gözlerimin önünde yüz binlerce kişinin karnı doydu, binlerce kişi ev-bark, iş-güç ya da sıhhat sahibi oldu. Yine her şey tv ekranlarında yüz binlerce seyircinin gözü önünde cereyan ediyordu. Şahit olduğum her iyilik gerçekti, doğruydu ve belgelenmişti. Ama bir de mutlak gerçek vardı ; “hiçbir iyilik cezasız kalmazdı”. Son günlerde, Almanya’da kurulmuş olan “Almanya Deniz Feneri e.v” isimli derneğin iki yöneticisi için görülmekte olan davanın iddianamesine dayanarak, henüz dava sonuçlanmadan, neredeyse tüm Deniz Feneri camiasını kapsayan acımasız idialar içeren haber ve yazılar nedeniyle derin bir ızdırap içerisindeyim. Davanın sonucu ne olursa olsun, sadece Türkiye’de değil dünyada 40 kadar ülkeye ismini yazdırmış olan Deniz Feneri’nin tamamıyla yeryüzünden silinme çabasının; insanlık dışı, acımasızca, kin ve nefret dolu bir teşebbüs olduğu kanaatindeyim. Şu an beni şahsen başımıza gelmiş veya gelecek olan üzücü tutumlar değil, şayet Deniz Feneri yeryüzünden silindiği takdirde, şu an hala bu organizasyondan yardım alan, karnı doyan, barınma ve sağlık yardımı alan yüz binlerin halinin daha sonra ne olacağı düşüncesi beni inanılmaz bir üzüntü denizinin içine çekmektedir. Başımıza gelmesi imkânsız diye düşündüğümüz şeyleri yaşamaktan ibarettir hayat. Bu gün benim hakkımda kim ne düşünür veya söylerse söylesin, ben sahip olduğum iki evladıma, bir “utanç hikâyesi” değil, bir “insanlık efsanesi” miras bıraktığıma eminim. Fakat ısrarla bana da asılsız bir utanç yaftası yakıştırmaya çalışanlar bilmelidir ki; “kimse bu dünyada yaptığını yaşamadıkça can vermez”. alıntı

kahkaha atmayı özledim

aynen efendim..

bencede sen vazgeç bu işten bu uğurda kendini heba etmene dayanamıycağım

bizim buralarda buna "Arap öldükten sonra pilavı göğsüne dök" derler

yanlış hatırlamıyorsam bu söz bana ait bir sözdü,devamlı forumda dile getirdiğim hatta bununla ilgili başlık bile açmıştım geçen zaman zarfında pek değişen bir şey olmamış gördüğüm kadarı ile,hala her lafa cevap vermeye çalışma çaban devam etmekte sevgili arkadaşım.. hırsızlığı savunmakla ilgili tek kelime getireceksin şimdi ortaya,bir şey dedinmi kanıtın olacak..**** ben Yılmaz Özdil'in doğrumu söyledi yanlışmı söyledi o kısmını tartışmıyorum,forumdaki hemen her başlığa onun ağzı ile cevap verilmesine karşıyım yazıyı alıntılayanın yokmudur kendi fikri!!!!! ve neden konu ile ilgili bir sürü başlık varken ısrarla başka başlık açamak,biraz ilgi çekmeye çalışmakmı? Ayrıca bu ülkede"ötekiler"diye bir gurub oluşturmaya çalışanlarıda biz çok iyi biliriz,sokakları doldurup hani şu dersini alıpta hala konuşmaya devam edenleri.....Hani sonrada tıpkı bu topicin başlığındaki benzetme ile dalga geçilenleri...

%100 den %83 almışım,aşkı gerçeğe yakın yaşıyormuşum yalnız soruların bir çoğu aynı..

ölümcül hastalıklardan temiz olmalı insanın ölümü bir anda

sen kime ne anlatıyorsun arkadaşım!!! burada tartıştığın insanları ne zannediyorsun? Üstüne üstlük yalan söylemekle itham ediyorsun.... Hüseyin Baybaşin ve Urfi Çetinkaya denilen aşiret reislerinin pkk nın bir zamanlar en büyük finansörleri olduğunu bilmeyenmi var!!Peki sen tüm bunları neden inkar etmeye çalışıyorsun Şuan İstanbul daki yasadışı her türlü pis ve kirli işin rantı kime akıyor peki?Allah aşkına İstanbul emniyet müdürünün açıklamaları bile var bu konuda.. Sahi sen neyin yada kimin avukatlığına soyundun burda "her kürt pkk lı değildir"diyorsun ama pkk ya söylenen her sözü tüm kürtlere söylemiş gibi savunmaya geçiyorsun..bizde biliyoruz her kürdün pkk lı olmadığını ama......

iletiyi okuyunca elimde olmadan bir kahkaha attım,arkadaşım hüseyin baybaşin'ler urfi çetinkaya'lar kimdir??

konuyla ilgili bir kaç başlık açılmış ama kimse bir ötekinin açtığı başlığa yazmaktansa.... Bekir'in etkin olmaya çalışma tezine hak vermemek elde değil.. birde merak ediyorum şu Yılmaz Özdil olmazsa bizim forumdaşlar ne yapardı acaba???

nette çok uzun yazılar okumayı sevmem ama yazınızı büyük bir ilgi ile baştan sona okudum doğru tespitler ve oldukça güzel analizler yapmışsınız yüreğinize sağlık...

o kadar çok film tutkunu olmama rağmen henüz bu kanalın karşısına geçipte şöyle keyifle bir film izlemedim...dedikleri kadar varmı yokmu bir yorum yapamıyorum..

Anestezi / Awake 2008 suheda'nın sunumuyla. Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatan harika bir film..yalnız ameliyat gibi bir durumu söz konusu olanlar izlemesin.. "Anestezik farkındalık"milyonda bir ihtimalde olsa görülme olasılığı olan bir durum nasıl korkunç bir şeydir öyle,herşeyin tüm olup bitenin farkındasın,tüm acıyı hissediyorsun ama anestezinin etkisi ile vucudun hiç bir şekilde tepki veremiyor dolayısı ile ameliyat ekibi durumun farkında olmuyor.. Ben bu filmi izlerken senaristini alkışlamak istedim (senarist ve yönetmen aynı kişi)çok güzel düşünülmüş ve harika kurgulanmış süprizlerle dolu bir film.Son derece enteresan konusu ile gerçekten ilginizi çekecek mükemmellikte.. annesinin tüm karşı çıkmalarına karşı sevdiği kadınla evlenen Clay uzun süredir kalp sorunu yaşamaktadır evlendikten hemen sonra ameliyat olmaya karar verir ve ameliyat esnasında şu milyonda bir görülen olayı yaşar ve kendisi hakkında planlamış inanılmaz gerçeklerle yüzleşir... izleyiniz efendim,beğeneceksiniz.... filmin konusu: Clay, geçirdiği açık kalp ameliyatı sırasında “anestezik farkındalık” adı verilen durumu yaşamaktadır. Yani olup bitenin tamamen farkında olacak şekilde uyanıktır, operasyonu tüm acısıyla hissedebiliyordur ancak yine anestezinin etkisiyle vücudu hiçbir şeye tepki gösteremeyecek şekilde paralize olduğundan, ameliyat ekibinin bundan haberi yoktur. Clay, zihni içinde bir yolculuğa çıkar. Yönetmen : Joby Harold, Joby Harold Senaryo : Joby Harold Oyuncular : Hayden Christensen, Jessica Alba, Terrence Howard, Lena Olin, Christopher McDonald Filmin Türü : Drama, Gerilim

Çocuksu tavırlarınız herkez tarafından seviliyor bir kişi hariç . cuk dedi oturdu yani

1-Carte D'or Patisserie Ekmek kadayıflı dondurmanın üzerindeki fıstık parçacıklarına karşıyım... 1-Bunu hatırlatman çok iyi oldu yaklaşık 15 gündür dondurucuda bekliyor kadayıflı dondurmam bu akşam yiyeyim bari 2-sade dondurma içindeki çikolta parçacıklarına karşıyım... 2-aslında çokta fena durmuyor 3-Magnumun dışındaki çikolata kaplamasına karşıyım... 3-valla ben magnumun bademlisini tek gerçerim,bu arada ne bu böyle dondurma krizinemi girdin? 4-Cheetos fıstık çerezinin neden jumbo boyu yok? 4-kajuyu dene beğeneceksin 5-siz bu forum manyakları neden rahat rahat gel sevişelim diyemiyorsunuz da hepiniz yaşar kemal kıvamında yazar olmaya özeniyorsunuz? 5-manyak sensin deli kadın nasıl diyeceksin hiç tanımadığın kişiye gel sevişelim hadi dedin diyelim nasıl olcak o iş sanalmı?iğrennnçççççç 6- ay lav yu uğur... 6-oda kim?gel sevişelim şifresimi bu yoksam 7-cumartesi akşamı henüz 30larının baharında iki genç kadın neden bu laptopun soğuk ışığına bakarak kahkaha atıyolar? 7-30larının baharı!!!sonbahar demek istedin herhalde el cevap ikiside deli olduğu için olabilirmi? 8-saat 24:002dan sonra taksicilerin gece tarifesine geçmelerine karşıyım... 8-oldu canım başka bir arzun? 9- dağılın... 9-peki...

Ben hep yanlış zamanlarda yanlış insanları sevdim bu yüzdendir acı çekmelerim..tıpkı yalancı baharlara aldanan kır çiçekleri gibi sonra vurdu gecenin ayazı dağıldım parçalandım.. Bir şey öğrendim hayattan ya bir çınar gibi güçlü olacaksın zemherin en koyusuna karşı yıllarca dimdik ayakta kalarak yada bir kelebek gibi bir günlük olmalı ömrün,tüm güzellikleri bir anda yaşayarak.. Ya siyah olmalı renkler ya beyaz ikisinin ortası olmamalı..tıpkı ölümle yaşam arasında ki ince çizgi gibi.. Öyle kırılıp dağılıncada kendini Araf'a hapsetmemelisin bırakacaksın hayatı kendi akışına boşver gitsin diyerek.. Ömür dediğin neki bir soluk bir nefes kadar kısa..ne anladın şimdiye dek yaşadıklarından?Bugünden sonra ne anlamayı umuyorsun? Gerçek olan bir tek şey var..tek şey,nedir biliyormusun?....kendin..evet yanlış duymadın kendin kendi dışında herşey ve herkes yalan "insan doğarken ve ölürken yalnızdır"demiş bir düşünür aslında hayatın kısa özeti işte bu... Sen ne kadar geldim büyüdüm,üredim,çoğaldım,arttım bunlar benden bir parça desende öyle değil işte senden ayrılan senden değildir...sen teksin yalnızsın hikaye dostluklar ve en çokta aşklar hepsi hikaye,gördüğün bir düş sadece o kadar.. suheda

Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikastı /2007 Sıradan western filmlerinden oldukça farklı bir film,daha çok psikolojik dram,aksiyon yok denecek kadar az filmde.. Oyunculuk muhteşem,bir Brad Pitt aşığı olarak yorum yapmıyorum cidden adam müthiş oyunculuk sergilemiş..Film yavaş ilerliyor ve oldukça uzun geniş bir vaktinizde izlemelisiniz... Bir zamanların ünlü kanun kaçakcısının hayatını daha doğrusu dramını ve suikastini anlatıyor film,hoş adam belkide suikaste kurban gitmeseydi bu kadar çok meşhur olurmuydu ayrı bir konu,bir diğer konuda acımaz bir kanun kaçağının filmde insanlara neden sevdirilmeye çalışıldığıdır.. Jesse James(Brad Pitt)başına konan ödül yüzünden iyice psikolojik çıkmaza saplanmıştır öyle ki etrafındaki insanların kimin dost kimin düşman olduğunu kestirmeye çalışmakla meşguldur.Çetesine aldığı Robert Ford (Casey Affleck) tüm yaşantısını en ince detayına kadar ezber yapmış ve kendi yaşantısından benzerliklerle mukayese eden bir Jesse James hayranıdır. Robert Ford'u gördüğünüz her sahnede bir insan bu kadarmı yalaka olabilir diyorsunuz nasıl itici bir karakter öyle,filmin başından sonuna kadar bende tiksinti uyandırdı..zaten filmin sonuna gidince ister istemez nefret ediyorsunuz ondan.Yalnız benim anlamadığım neden ona korkak dendiği filmde yalakalığının dışında korkak olduğunu gösteren bir sahne yok..Ama Casey Affleck gerçekten rolunun hakkını vermiş izleyiciye nasıl görünmek istiyorsa bir oyuncu öyle görünmüş.. Heleki filmin son 20 dk sı öyle etkileyeci işlenmişki üzerinde düşünülmeye değer.. ...ve birde insan bu denli hayran olduğu birini neden öldürür sorusunu bırakır beyinlere... western filmleri denince aklına iyi kötü çirkin yada bir avuç dolar gelenler üzgünüm bu film biraz farklı.. mutlaka izlemelisiniz bu arada filmin müzikleride harika...

tamam şimdi hatırladım bende kim bu Oktay usta diye düşünüyordum,meğer şu hiç susmamaksızın konuşan aşçı.. birde merak işte neden tüm ünlü aşçılar hep erkektir?

kardeşim sizi oralara ramazan gelmedimi denize gidecekmiş ne zorun var kaçaçak boğazına su gitti oruç... işteyim ve iyi bir bahane uydurabilirsem kaçıçam