Aries tarafından postalanan herşey
-
George Henry Crumb
George Henry Crumb "Doğum 24 Kasım 1929,ABD" 20 Yüzyıl Klasik Müzik bestecisidir. Hayatı 24 Kasım 1929'da Charleston Batı Virginia'da doğdu ve küçük yaşta beste yapmaya başladı. Öncelikle Charleston'da Mason College of Music'te eğitim aldı ve 1950 yılında bu okuldan lisans diplomasını aldı. Illinois Üniversitesi'nde master yaptıktan sonra 1954-1955 yılları arasında Berlin Hochschule für Musik'te Boris Blacher'le birlikte çalışmalarına devam etti. Ross Lee Finney ile çalışmaları sonrasında 1959 yılında Michigan Üniversitesi'nden doktora derecesini aldı. Kayıtları her zaman yeterli derecede sattıysa da Crumb geçimini esas olarak eğitimcilikten kazandı. 1958 yılında Colorado Üniversitesi'nde piyano ve kompozisyon profesörü olmadan önce Virginia'da bir okulda da öğretmen olarak çalışmıştı. 30 yılı aşan öğretmenlik hizmeti sonrası 1997 yılında Pennsylvania Üniversitesi'nden emekli olarak eğitimciliği bıraktı ve besteciliğe devam etti. Crumb'ın akıllarda yer tutan avant-garde tarzı onu bugünün müzik dünyasında en sık konser veren bestecilerden biri haline getirmiştir. Los Angeles'tan Moskova'ya İskandinavya'dan Güney Afrika'ya kadar bir çok ülkede çeşitli festivallere katılmıştır. George Crumb'ın müziği Batı halk müziği ilahileri ve Batı'ya ait olmayan tarzlar da dahil olmak üzere genellikle birbirine zıt müzik stillerini birleştirir. Çalışmalarının çoğu programatik sembolik mistik ve teatral öğelerden oluşur. Çeşitli Üniversitelerden fahri doktora derecesi almış Crumb aynı zamanda düzinelerce ödül sahibi bir bestecidir. Ödülleri George Crumb'ın aldığı önemli ödüllerden bazıları: * Pulitzer Ödülü 1968 * UNESCO Uluslararası Besteciler Platformu Ödülü 1971 * Cannes Klasik Ödülü 1998 * Grammy Ödülü 2001 (En İyi Çağdaş Kompozisyon - Star Child) * Musical America Yılın Bestecisi 2004 Besteleri Crumb'ın ilk bestelerinden bazıları: * Three Early Songs (1947) vokal ve piyano için * Sonata (1955) solo viyolonsel için * Variazioni (1959) orkestra için 1960-1970'lerde yaptığı bestelerden bazıları: * Black Angels (1970) elektronik yaylı dörtlüsü için * Vox Balaenae (1971) elektronik flüt elektronik çello ve amplifikatörlü piyano için * Makrokosmos 12 (19721973) amplifikatörlü piyano için * Music for a Summer Evening (1974) iki amplifikatörlü piyano ve perküsyon için * Star-Child (1977) soprano solo trombon çocuk sesleri koro çan ve orkestra için Son zamanlardaki bestelerinden bazıları: * Eine Kleine Mitternachtmusik (2001) solo piyano için * Otherworldly Resonances (2002) iki piyano için * American Songbook (The River of Life A Journey Beyond Time Unto the Hills The Winds of Destiny; 2001-2004)
-
Ludwig Van Beethoven
Ludwig Van Beethoven (16 Aralık1770-26 Mart1827) Alman klasik müzik bestecisi "Bu çocuğa iyi bakın bir gün tüm Dünya onu tanıyacak." On yaşındaki Beethoven' ı tanıyabildiği kısa zaman içinde böyle demişti Mozart ve gerçekten yanılmadığını gösterdi zaman. Beethoven 1770 yılında Almanya' da (Bonn) doğdu. Alkole karşı olan zaafıyla bilinen Beethoven’ in babası Johann da saray müzisyeniydi. İlk piyano derslerini henüz dört yaşındayken babasından aldı. Katı bir insan olan babası çocuğunu çok zorluyor henüz dört-beş yaşında olan ve parmakları piyanoya yetişemeyen çocuk bazen bu çalışmalar sırasında gözyaşı döküyordu. Kimse bilmese bile küçük çocuğun geleceği belliydi. İlk müzik eğitimini babasından aldıktan sonra 1779’da Christian Gottlob Neefe’ yle çalışmaya başladı. 1783’ te ilk bestesi olan Dressler’ in Marşı Üzerine Çeşitlemeler Neefe’ nin yardımıyla yayımlandı. 1786’ da Viyana’ ya yaptığı ziyaretin ardından annesinin ölümü üzerine Bonn’ a geri döndü ve Kont Walstein’ ın hizmetine girdi. 4 yıl boyunca kontun orkestrasında viyola çaldı. Annesinin ölümünden sonra Beethoven Viyana' ya geri döndü ve hayatının sonuna dek orada yaşadı. 1794' e dek Viyana aristokrasisi içindeki müzik aşıklarına saraylarda ve özel toplantılarda çaldı. 1795 yılına kadar halka açılmamıştı. Başlangıçta bir besteci olarak değil bir piyanist ve öğretmen olarak adını duyurdu ve kısa zamanda üne kavuştu. 1798 yılında Beethoven işitme problemleri yaşamaya başladı. Bu tarihten itibaren 21 yıl boyunca hiç kimseyle iletişim kurmadı. Ancak 1819 yılına gelindiğinde yazarak insanlarla diyalog kurmaya başladı. 21 yıl boyunca çekilen yalnızlık çok derin acılar yaşamasına neden oldu. Beethoven bütün senfonilerini işitme problemi yaşamaya başladıktan sonra bestelemesi de dikkate değer bir olaydır. Sağır olmak,bir müzikçi için felaketlerin en büyüğü değilmidir.Ama Beethoven,sıkıntıları atlatmayı başardı ;bir kere intihara kalkıştıktan sonra,en büyük eserlerini besteledi.Ve sessizliğe yalnızlığa gömülmüş,bestelediği müziği ancak kafasının içinde dinleyebilen bu müzikçi insanlığa ses yoluyla olağanüstü bir kardeşlik ve mutluluk bildirisi aktardı.. Schiller'in bir şiiri üzerine bestelediği Neşeye Övgü .Bu onun ünlü 9.cu Senfonisi'ydi.. Beş piyano konçertosu,bir keman konçertosu,dokuz senfoni,on yedi yaylı sazlar dörtlüsü,otuz iki piyano sonatı,on keman sonatı birbirini izledi.. Resimde : 9. Senfoni'nin ve "Kahramanlık Senfonisi" diye adlandırılar 3.Senfoni'nin el yazması notları.Not defterinin üzerinde,bestecinin bir işitme borusu. Beethoven ömrü boyunca birkaç kadını sevmesine rağmen hiç evlenmemiştir. Bunlar içinde evlenmeye en çok yaklaştığı ve en çok sevdiği Ölümsüz Aşık’ tır. Kim olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte bu kadının Frankfurtlu bir tüccarın karısı olan Antonie Brentano olduğu sanılmaktadır. Sevdiği kişiye kendini bütünüyle veren Beethoven Diabelli Varyasyonları’ nı Ölümsüz Aşkı’ na adamıştır. 1826’ da kardeşi Karl ile Gneixendorf’ ta yaptığı tatilin ardından Viyana’ ya dönüşünde siroz hastalığı iyice ilerlemiş yataktan kalkamaz olmuştu. 26 Mart1827’ de hava iyice bozmuş durmadan yağmur yağıyordu. O sırada çakan büyük bir şimşekle Beethoven’ in odası aydınlandı. Aynı anda yumruğunu havaya kaldıran Beethoven’ in gözleri birkaç saniyeliğine hayata meydan okurcasına açıldı ve ardından bir daha açılmamak üzere kapandı. Doktorlar bunun Beethoven’ in anlamlı bir hareketi değil sadece ışığa karşı bir tür refleks olduğunu söylemektedirler. Beethoven yaklaşık 30.000 kişinin katıldığı bir cenaze töreninin ardından Wahring mezarlığına defnedildi. 1888’ de ise naaşı Viyana Merkez Mezarlığı’ na Schubert’ in mezarının yanına aktarıldı. "Devam edin; sanatı yalnız uygulamayın onun kalbine nüfuz edin; bunu hak ediyor çünkü sadece sanat ve bilim insanı tanrısallığa yüceltebilir." (Beethoven 1812) ESERLERİ Senfoniler:3. senfoni "Eroica" ,5. senfoni,6. senfoni "Pastoral" ,7.senfoni,9.senfoni,korolu "Neşeli Övgü" Konçertolar: Piyano konçertoları 3,4 ve "İmparator" keman konçertosu.. Oda müziği: Keman ve piyano sonatları "ilkbahar" ve "Kreutzer" ,3 numaralı viyolonsel ve piyano sonatı;"Arşidük"Triosu,yaylı çalgılar için 4 ve 11 numaralı dörtlükler (kuartetler) Piyano sonatları: 8 numaralı "Patetik", 14 numaralı "Ay Işığı",18 numaralı,23 numaralı "Appassionata"...
-
Felsefi sözler
Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen,birkaç adım geriye gitmek zorundadır.Bugün yarına dünle beslenerek yol alır... BERTOLT BRECHT
-
Kitap ile ilgili sözler
Okuyanlar iki misli daha iyi görür.. MAENDER
-
Başarı sözleri
Bir insan kendini adadığında ilahi taktirde o yönde kareket edecektir.Tüm olaylar diğer bir olayı desteklemek için oluşur ve aksi takdirde hiçbir zaman ortaya çıkmaz.Bir akarsu boyuca oluşan tüm olaylar sadece bir karardan doğar.Hiçbir insanın hayal edemeyeceği tüm umulmadık durumlar oluşumlar ve madde destek bu şekilde elde edilebilir.Elinizden geleni ve hayal edebileceğiniz herşeyi yapmaya hemen başlayın. Cesaret;deha, güç ve büyüyüde içinde saklar.Şimdi başlayın... GOETHE
-
Atasözleri
Dost sanma şanlı vaktinde dost olanı,dost bil gamlı vaktinde elinden tutanı..
-
Özlü/Güzel Sözler
İyi dostlar temiz hesaplarla kurulur. Balzac
-
Günün Sözü
Önümden gitme,seni izleyemeyebilirim. Arkamdanda gelme yol gösteremeyebilirim. Yanımda yürü ve yalnızca dostum kal.. Albert Camus
-
Fenerbahçe - Galatasaray
Fenerli olarak bir ben yeterim:)
-
NASA, Ay'ı 'bombalayacak
Şimdi bende merak ettim ..füzeyle vurdukları kraterde toz duman bulutunda su aradılar ama bulunan birşey yok.. Kıyameti kendi ellerimizlemi getiriyoruz dersiniz.. yakın gelecekte gezegenede füze atarlarsa hiç şaşmam..
-
Fenerbahçe - Galatasaray
Fenerbahçeliler hiç bir zaman tek kalmazlar..sen iste jön kardeşim netteki tüm fenerlileri buraya toplayayım
-
Wolfgang Amadeus MOZART
Wolfgang Amadeus MOZART Çarpıcı olaylarla dolu acı ve hüznün her zaman neşeye dönüştürülerek yaşandığı kısa bir hayatın hikayesi ise şöyledir: 27 Ocak 1756'da Avusturya'da Salzburg şehrinde doğdu. 5 Aralık 1791'de Viyana'da öldü. Babası Leopold Mozart Salzburg Başpiskoposluğu Saray Orkestrası'nda keman çalan bir çok besteler ve keman için bir metod yazan bir müzikçiydi. Oğlu Wolfgang üç yaşına geldiği zaman kendisinden beş yaş büyük olan kız kardeşi Maria Anna (Nannerl)'ın çaldığı klavsen parçalarını belleğine yerleştirip kendi kendine çalmaya başlayınca ondaki mucizevi özelliği farketti hele bir gün minik Wolfgang'ın eline geçirdiği bir nota kağıdına daha kullanmayı bile beceremediği kocaman tüy kalemle konçerto çiziktirdiğini görünce ona ciddi olarak klavsen dersleri vermeye başladı. Gerçekten de Wolfgang'ın iyi bir müzikçi olmak için doğuştan olağanüstü özellikleri vardı; kulağı bir kemanda bir notanın sekizde bir kadar akort düşüklüğünü farkedecek derecede hassastı ve çirkin seslere gürültülere karşı tepkisi ise baygınlık geçirecek ölçüde şiddetlenebiliyordu. Zaman geçtikçe Mozart'ın müzik yanında aritmetik ve resime de yeteneği olduğu ortaya çıkıyordu. Çevrede bu harika çocuğa karşı ilginin artması üzerine babası bu erken doğan güneşten faydalanmak çocuklarının sayesinde para ve şöhret sağlayabilmek için oğlunu ve kızını yanına alarak Avrupa kentlerini dolaşmaya konserler vermeye başladı. Wolfgang klavsen keman ve org çalmadaki ustalığıyla her şeyden fazla doğaçtan çalışlarıyla dinleyicilerini hayrette bırakıyordu. Müzik aletlerini çalmakta gösterdiği kolaylığa denk bir kolaylıkla beste de yapmaya başladı. Beş yaşında menuet yedi yaşında konçerto ve sekiz yaşında senfoni meydana getirdi. Yaşamının ilk on iki yılında babası ve kız kardeşi ile birlikte konserler vererek boydan boya dolaştığı Avrupa'da geçtikleri her kentte hayranlık ve ilgi topladı saraylarda krallar ve kraliçeler önünde çaldı. Soylular her defasında yeni bir eserle ortaya çıkan harika çocuk Wolfgang'ı dinlemek için yarıştılar çağın ünlü ressamları Mozart'ların portre ve resimlerini yaptılar. O günlerde Wolfgang'ı dinleyen ünlü düşünürler Voltaire ve Goethe bu küçük çocuğun bir gün sanatının en büyük ustaları arasına katılacağından emin olduklarını söylediler. On Dört yaşında iken ilk opera eseri "Lucia Silla" Milano'da çalındığı zaman Mozart kendini opera sahnelerine de üstelik operanın vatanı İtalya'da kabul ettirmiş bulunuyordu. Papa tarafından kabul edilerek ona o güne kadar sadece büyük ustalara layık görülen "Altın Mahmuz" nişanı ve şövalyelik beratı verildi. Mozart bilinci salt şarkı ve müzikten oluştuğu için kendisini o günlerdeki bu ihtişamlı olayların cazibesine kaptırmadı; sadece besteleri ile uğraştı bu uğraşını durmadan inatla ısrarla yürüttü. Yirmi beş yaşına kadar rahat ve huzur görmeden o kentten bu kente dolaştı han köşelerinde barındı bazen yiyeceksiz kaldı kar ve yağmur yağarken atlı yolcu arabalarında titreyip durdu. Bu meşakkatli yolculuklar esasen sağlıksız ve zayıf olan bünyesini oldukça yıprattı. Mozart'ın hayret uyandırıcı; bir başka yönü de birbiri ardına geçirdiği tifo çiçek ve mafsal romatizması gibi o zamana göre ölümcül olan hastalıkları atlatması ama buna rağmen ürün vermeye devam etmesi ve keyfini hiç bozmamasıdır. Ablası Nannerl onun bu yolculuklarında "Ben ülkesini teftişe çıkan küçük bir kralım" diyerek kendince bir eğlence yarattğını geçtikleri kasaba ve köylere bir takım uydurma adlar taktığını anlatır anılarında. Sanat tarihinin bu eşsiz insanı çocukluk nedir bilmedi Ölünceye dek kendi çocuk ruhuna bağlanıp kaldı. Bu nedenle Mozart yaşamı boyunca iyi ve saf karakteri yanında çocuksu neşe ve espri (mizah) anlayışını hep muhafaza etti. Hayatın küçük zevklerinden tat almaya bayılırdı ümitsizliğe düşmek harcı değildi. İnsanlarla beraber olmaktan ve onlarla neşeli konuşmalar yapmaktan hoşlanırdı. Bilardo oynamak Türk kahvesi içmek ve dans etmek ona büyük keyifler verirdi. Kariyeri onur ve şan yönünden parlak biçimde sürmesine rağmen maddi durumunu düzeltmedi. Yaşamı boyunca sonu gelmeyen para sıkıntısı çekti. Ona övgüler yağdıran krallar bile hasis davrandılar. Sadece dersler vererek ve halk konserleriyle yetinerek hayatını kazanmaya çalıştı. Mozart'ın otuz altı yaşını doldurmadan vakitsiz ölümünde çocukluğunda geçirdiği ağır hastalıkların ve yapılan yıpratıcı yolculukların etkisinin büyük olduğu kabul edilmektedir. Cenazesi fakir cenazeler için uygulanan biçimde kaldırıldı. Mezarının nerede olduğu ise bilinmemektedir. Söylenenlere göre Mozart'ın tanıdığı insanlar arasından sadece altı kişinin katıldığı katedraldeki cenaze duasından sonra bu küçük kafile şiddetli yağmur nedeniyle mezarlığa kadar tabuta eşlik edemeyince cenaze aceleye getirilerek dilenciler için ayrılan bir mezara gömüldü. En fenası bütün araştırmalara rağmen bu mezarın yeri öğrenilemedi tabutun nasıl olup ta sahipsiz kaldığı ise ölüm sebebi gibi hiç bir zaman anlaşılamadı.
-
Özlü/Güzel Sözler
Victor Hugo'dan devam ediyorum Yumuşak olma ezilirsin,sert olma kırılırsın...
- En son ne aldin?
-
Fenerbahçe - Galatasaray
bu banamı birce biz fenerli doğduk fenerli öleceğiz dişi aslanlarız
-
Bayanlar çantanızda neler var?
bayanlar;çantaları hazırlayın ve masaya dökün bakalım neler çıkacak:) bende çantamı döktüm cüzdan,sigara,cep telefonu (ayrılmaz üçlüm) kağıt,kalem manikür seti (küçük boy) makyaj malzemesi ıslak mendil güneş gözlüğü kağıt mendil biryığın kartvizit parfüm naneli sakız kağıt şeker anahtarlar
-
Fenerbahçe - Galatasaray
cimbomlar hiç ümitlenmesinler maç bizim
-
Aries
ne demek afiyet olsun hepsi senin ıslak mendilde getirdim.. çukulatası bulaşabilir hazırlıklı olmak gerek
-
Aries
hoşgeldin gun.dem kahvenle gelmişsin .. yeni yaptığım pastadan ikram edeyim ben neden buraya uğramayı unuttum
-
Domuz Gribi
Domuz gribi virüsü
-
Felsefi sözler
Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar. Sigmund Freud
-
Eflatun'a sormuşlar
Eflatun'a iki soru sormuşlar. Birincisi; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir?" Eflatun tek tek sıralamış: - Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne varki çocukluklarını özlerler... - Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler sonra sağlıklarını geri almak için para öderler... - Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar... - Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler... Sıra gelmiş ikinci soruya; "Peki sen ne öneriyorsun ?" Bilge yine sıralamış: - Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır... - Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil "en az şeye ihtiyaç duymaktır".
-
Rene Descartes
Rene Descartes Fransız filozof ve matematikçisi (1596-1650). Descartes 1628'den itibaren on beş yıl süren geziler savaşlar ve serüvenlerden sonra yerleştiği Hollanda'da batı düşüncesini altüst eden bir felsefe sistemi kurdu. Öğrendiğinin gördüğünün duyduğunun inandığının hepsini birden büsbütün silerek her şeyden kuşkulanmağa başladı. Yalnız tek bir şeyden emindi: düşüncenin varlığı («düşünüyorum o halde varım!»). Buradan hareketle evrenin açıklamasını yaptı. Metot Üzerine Konuşma'da (1637) hep karmaşıktan basite inerek gerçeği kuşatmaya yarayacak kuralları bir bir saydı. Felsefeyi bütün inceleme kitaplarının Latince yazıldığı bir çağda Fransızca yazarak ve «sağduyu dünyada en iyi bölüştürülmüş şeydir» diyerek herkesin uzman olmayanların bile anlayabileceği bir duruma indirgedi. Descartes her tür araştırmanın pratik niteliği üzerinde ısrarla durur. Ona göre en önemli bilimlerden mekanik insanlara yardım edecek makineleri yapma sanatı; tıp vücudu ve ruhu tedavi etme sanatı; ahlâk mutlu yaşama sanatıdır. Descartes zamanının bilginleriyle hükümdarlarıyla ve soylularıyla ilişki kurmuştur. Ona hayran olan İsveç kraliçesi Kristina Descartes'ı sarayına davet etti. Descartes elli dört yaşında Stockholm'de öldü. ESERLERİ Aklın idaresi için Kurallar Metafizik Düşünceler Felsefenin ilkeleri Ruhun Tutkuları
-
Başarı sözleri
İşini erteleyen insan işinin hiçbir zaman yapılmaması riskine giren insandır.. .- BAUDELAIRE-
-
Özlü/Güzel Sözler
Borç,köle olmanın başlangıcıdır.. VICTOR HUGO