Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Aries

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Aries tarafından postalanan herşey

  1. Mutluluk herkesin hayatından bir kere geçer. Venezuella Atasözü
  2. İnsanların gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telaffuz edemez. Crow Kabilesi
  3. Öğrenmek her insanın görevidir.Hatta öğrencinin bilgi yönünden öğretmenini bile geçmesinde sakıncası yoktur. Confucius
  4. Para nasıl parayı çekerse,başarı da başarıyı çeker. De Chamfort
  5. Hiç birşey ayağınıza gelmez;en azından iyi olan hiçbirşey.Herşeyi gidip almanız gerekir. Charles Buxton
  6. Kadın kocasının çarığı,anasının sarığıdır..
  7. Aries şurada bir blog başlığı gönderdi: Aries' Blog
    Gökkuşağı Renkleri Dünyanın bütün renkleri birgün biraraya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya baslamışlar ; YEŞİL demiş ki : "Elbette en önemli renk benim Ben hayatın ve umudun rengiyim Çimenler, ağaçlar ve yapraklar icin seçilmişim Şöyle bir yeryüzüne bakın, her taraf benim rengimle kaplı" MAVİ hemen atılmış: "Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem gökyüzünün hem de denizin rengiyim Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir ve huzur olmadan siz hicbir işe yaramazsınız" SARI söz almış : "Siz dalga mı geçiyorsunuz? Ben bu dünyaya sıcaklık veren rengim Güneşin rengiyim Ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz" TURUNCU onun sözünü kesmiş: "Ya ben? Ben saglık ve direncin rengiyim İnsan yasamı icin gerekli vitaminler hep benim rengimde bulunur Portakalı, havucu dusunun Ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayin" KIRMIZI daha fazla dayanamamış : "Ben hepinizden üstünüm! Ben kan rengiyim! Kan olmadan hayat olur mu? Ben tehlike ve cesaretin rengiyim! Savasın ve ateşin rengiyim! Askın ve tutkunun rengiyim!!! Bensiz bu dünya bomboş olurdu" MOR ayaga kalkmis: "Hepinizden üstün olan benim Ben asalet ve gücün rengiyim Bütün krallar, liderler beni secmislerdir Ben otorite ve bilgeligin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz Dinler ve itaat ederler" Ve bütün renkler hep bir agizdan kavgaya tutusmuslar Her biri digerini itip kakıyorken ; "En büyük benim" diyormuş Derken bir anda simsekler cakmis,ve yagmur damlaciklari gokten dusmeye baslamis Bütün renkler neye ugradiklarini sasirmis, korkuyla birbirlerine sarilmislar Ve YAGMUR'un sesi duyulmus "Sizi aptal renkler Bu kavganizin anlami ne? Bu ustunluk cabaniz neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farkli bir görev icin yaratildiniz, birbirinizden farklisiniz ve her biriniz kendinize ozelsiniz Simdi elele tutusun ve bana gelin!" Renkler bunun uzerine kendilerinden cok utanmislar Elele tutusup birlikte gokyuzune havalanmislar ve bir yay seklini almislar Yagmur onlara ; "Bundan boyle" demis "Her yagmur yagdiginda siz birlesip bir renk cumbusu halinde gokyuzunden yeryuzune uzanacaksiniz ve insanlar sizi gordukce huzur duyacaklar, güc bulacaklar İnsanlara yarinlar icin umut olacaksiniz Gokyuzunu bir kusak gibi saracaksiniz ve size GOKKUSAGI diyecekler Anlastik mi " Bu yuzden ne zaman dunyamiz yagmurla yikansa, ardindan gokyuzunde GÖKKUŞAĞI belirir Biz de gokkusagindaki o renkler gibi birbirimizden farkliyiz ve hepimiz çok özeliz Bunu bilerek etrafimizla uyum icinde yasamalıyız... Alıntı
  8. Aries şurada bir başlık gönderdi: Türk Tarihi
    Adnan Menderes idam sehpasında Yakin tarihimiz, sapka giymedigi iddiasiyla asilan yüzlerce erkek ve bir kadinin yani sira, batili düsünürlerin ifadesiyle "Türkçe ezan" tekrar Arapçaya çevirdigi için asilan basbakan ve bakanlara da sâhit olmustur. Adnan Menderes'in idamindan biraz önce bir asker vasitasiyla gizlice Giyaseddin Emre'ye gönderdigi asagidaki mektup, yakin tarihimizin iç yüzünü ortaya koyan sayisiz belgelerden biridir. "Sizlere dargin degilim, sizin ve diger zevatin iplerinin hangi efendiler tarafindan idare edildigini biliyorum. Onlara da dargin degilim. Kellemi onlara götürdügünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes, hürriyet ugruna koydugu basini 17 sene evvel almadigimiz için sizlere mütesekkirdir. Idam edilmek için ortada hiçbir sebep yaok. Ölüme karar-i metanetle gittigimi, silahlarin gölgesinde yasayan kahraman efendilerinizce acaba söyleyebilecek misiniz ? Sunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanilacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendilerinizii yine de 1950'de kurtarabilirdim. Dirimden Korkmayacaktiniz. Ama simdi milletle el ele vererek, Adnan Menderes'in ölümü sizi ebediyete kadar takib edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna ragmen merhametim sizlerle beraberdir. Mektubun asli (Bu sözler, Adnan Menderes tarafindan bir araci ile Giyaseddin Emre'ye ulastirilmistir. Belge tarafimiza Giyaseddin Emre tarafindan verilmistir. Öteki Menderes, s. 75)
  9. Aries şurada bir başlık gönderdi: Mitoloji
    Osirian Medeniyeti Çok uzun zaman önce şimdi Akdeniz’in bulunduğu alan kuru ve verimli bir araziydi. Nil Nehri “Stix Nehri” olarak biliniyordu ve bugünde olduğu gibi Afrika boyunca dolanıyordu; ama daha sonra Akdeniz’de bir vadide bulunan göle kadar uzanıyordu. Gölden sonra ise biraz daha ileride bulunan Herakles Sütunları’ndan Atlas Okyanusu’na dökülüyordu. Efsaneler, Atlantis zamanında Osirianlar’ın Akdeniz havzasındaki büyük gölün etrafında yaşamış olduklarından söz etmektedir. İki yüzün üzerindeki sayıda Osirian anıtı bugün Akdeniz tabanında görülebilmektedir. Hz.Nuh Tufanı Öncesi Atheninan Yunan İmparatorluğu'dur. Atlantis'in düşmanı ve rakibidir. Rıver Styx Osiria imparatorluğudur. Malta'da Osirian başkent olabileceğine dair kazılar bulunmuştur. Hz.Nuh Tufanı Sonrası Osiris üzerine odaklanan Mısırlılar’ın Osirian dininin onlar tarafından atıldığı düşünülmesine rağmen bu medeniyete ait çok az şey bilinmektedir. Mısırlılar’ın ölüm tanrısı olan Osiris hakkındaki mitlerde daha çok suyla bağlantılı olarak anlatılmıştır; ya Nil’in sularında boğulurken ya da suya gömülürken tasvir edilmiş ve daha sonrada hayat verici nem ve üretici güçlerle tekrar hayata dönmüştür. Belki de bu, Osirianlar’ın kaderini temsil etmekteydi. Yaklaşık olarak M.Ö. 10.000 yılında okyanus suları yükselince ve depremler Cebelitarık Boğazı’ndaki ülkeyi yerinden oynatınca, Atlan Okyanusu’nun suları iç bölgelere kadar ulaştı ve şehirleri su bastı. Kaçmayı başarabilenler Mısır’ın ve etrafındaki ülkelerin yüksek kısımlarına yerleştiler. Malta Adası’nda bir zamanlar buralarda yaşamış olan insanlara dair kanıtlar sunan eski kalıntılar bulunmuştur. Büyük taş bloklardan yapılan geniş anıtlar ve binalar bazen kalıplar halinde dizilirdi. Malta’daki tarihi olaylar düz alanlardaki kayalıklara ve tepelere yapılırdı. Bütün ada üzerinde yollar bir ağ meydana getirirdi. Bazıları doğruca denize, Osirian şehrinin kalıntılarının bulunduğu yere kadar uzanırlardı. Bu yol kadar gizemli olan tekerlek izleri de birbirine paralel ve eşit uzaklıkta olup birlikte kıvrılıp birlikte düzleşirlerdi. Malta’daki taş tabletlerin üzerinde bulunan çözümlenememiş yazıtlar mutlaka bu ilginç yollar ve onları yapanlar hakkında bilgi veriyordu. K : ferfecir archive
  10. GEÇERDİ HEP Geçerdi hep Pırıltılı kanunlar Neves gecelerden İhtimal buhranlı gecelerdi hep Yüreğinde yalnızlığın tortusu Vazoda yaseminler Ufukta yağmur kuşları Çözülmez bilmecelerdi hep Ansızın dalar Bir yorgunluğa uyanırdın Güneş çekilmiştir bahçelerden Lambalar çok erken yanmış Aldatılmak korkusu Sık sık bozulan yeminler Enfarktüs kuşkuları Sinsi bir kederdi hep Zaman zaman düşündüğün Aklına geldikçe güldüğün Şan şeref ve ün Beyhude şeylerdi hep ATTİLA İLHAN
  11. +5'nci yıüzyılda, cehalet, pislik ve yobazlık içinde sürünen Batıya, 34 harfli alfabesi, Ön-Türk kültürü ve demirci körüğüyle bir ışık gibi girmiş olan Attilâ ve Hunlar'ın, halkın uyanmasına neden olması, Vatikan'ın eleştiri kabul etmez, mutlak otoritesini sarması nedeniyle, Barbar, yakıcı, yıkıcı ilan edilmesi ve Batıda Türklere karşı tarihini kinin başlangıcı ve tarihi ilk iftira: Ostrogot kralı Totila'nın barbarlığının Attila'ya mal edilmesi 1. Bu hilserlere beşikten itibaren yetişen Batılının * Türkleri Avrupa'dan, Anadolu'dan, Orta doğu'dan silmenin Orta Asya'ya gönderme geleneksel siyasetinni doğuşu ve uygulanması... Haçlıların püskürütlmesi ve Avrupa'ya yayılışının bu siyaseti körüklediğini de unutmamak gerekir. * 1774 Osmanlı İmparatorluğunu parçalama kararında sabırla yürüyerek 1920'de SEVR'e ulaşmak. 2. Türkleri, uygarlıktan nasibini alamamış, kendine özgü bir kültürü olmayan, kötü kopyacı, şekilsiz bir ktile hatta, bir sürü olarak gösterme azmi.. * Bunun için Türk kelimesini ağıza almamak, bunun yerine Müslüman, Mongoloid (Moğolumsu) deyimlerini kullanmak * Türk tarihin, çıkarlarına uygun gelen tarihlere göre kaleme almak: * Asya'da Tarihimizi (-220)de başlatmak * Anadolu'da Tarihimizi (+1071)de başlatmak, * Türk dilini yok saymak, bunun sonucu karşılarına çıkan bilmedikleri yazıları asla Türk dil ve kültüründe aramamak.. Ve * Bilinmeyen ve ölü ırk a ait bir yazı ve dil kavramını yaratmak * Hazar'dan Çin'e kadar uzanan tek ülke; * Türkistan'ı önce batı ve doğu sonra Türk budunlarını adlarına göre Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan v.b. şeklinde parçalamak. 3- İFTİRA, İNKÂR ve YALAN kampanyasının ULUSLARARASI SEVİYEYE ÇIKARILMASI * 1821 Yunan ihtilâlindeki Türk katliamının, Yunan katliamı diye yutturulması * 1916 Çarlık Rusya'nın Bulgar Türkleri katliamından asla söz edilmemesi ve nihayet, Osmanlı İmparatorluğunu etnikler politikasıyla, kan ve ateş içinde bırakan Batılının, nihayet Anadolu'ya da sahip olması için Ermenileri suça teşvik edip Türk katliamına sebep olmaları ve bu tarihi suçlarını saklamak için, Ermeni Soykırımı iftirasını ileri sürmeleri, bunu en ufak bir şeklide vicdanları sızlamadan tekrarlamaları, okullarda ders haline getirmeleri, Bununla da yetinmeyip, bütün tarih bilimine karşı çıkarak, * Yerel meclislere ya da parlamentolara üye seçilmek ya da parti halinde oy kazanmak için, bir milletin şeref, haysiyet ve tarihini hiçe sayarak * Parlamentolardan karar çıkarmaları, TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ BİR ALÇAKLIKTIR. Batı, bu genel çizgilerle 4 gurupta topladığımız geleneksel Türk karşıtı ya da Türk fobisi programını başarıyla uygulamıştır. Fakat, * 1919 - 1923 Anadolu İhtilali bu başarıya ilk darbeyi indirmiş, durdurmuştur. Ön-Türk dil, kültür ve uygarlığını, bunun doğulunu, gelişimini, ve yayılmasını açıklayan kitaplar çıktı. Başlangıç bölümü, 1923'te başlar, Atatürk'ün ölümüyle, 1- Öz benliğimize dönüş çalışma ve çabaları ilk engellerde terk edilir. * Ülke, bu yolda yürüyemeyen, ya da bu yolda yürümek istemeyen, * Fikir ve sistem üretemeyen, kişiler ve partilerin elinde yönsüzlük içinde bocalama dönemine girer, * En kolay ve en tehlikeli yol tercih edilir.. DİN SÖMÜRÜSÜ! 2- Atatürk'ün ölümü sonrası, bu durumu fırsat bilen Batı, * Sevr dosyasını açar. * Din sömürüsü yolunda sinsi bir şekilde yürüyerek bir taraftan köktendinciliği horlatır, öte yandan Atatürk'ü değersiz gösterme kampanyasına girişir. * Tanzimat'ta doğmuş ve fakat asla eksilmemiş olan aşağılık duygusunu işleyerek Tarihte hiçbir şey yapmamış, uygarlığa hiçbir katkısı olmamış halk olduğumuz duygusunu körükler. Anadolu'yu halklara böler, Anadolu Mozaiği fikrini bazı kafalara(!?) yerleştirir. Bundan sonrası, SEVR'i sabırla işlemek, Anadolu'yu parçalamaktır .Artık uygulama başlamıştır. Ön-Türklerin tanınması üç büyük sorunu çözümleyecektir. * Gerçek yönleriyle ve kat'i çizgileriyle ortaya çıkmış olan, bir türlü bilinemeyen TÜRK KİMLİĞİ öğrenilecektir. * Batı karşısındaki eziklik ve kendimize güvensizlik sonucu esas kültürümüzü öğrenme ve kabul etme korkusu ortadan kalkacaktır. VE DE Batının 1774'ten beri hayal ettiği, Türkleri yok etme arzuları ve bu arzularını gerçekleştirme yolundaki planları ve ilk adımlarını attıkları SEVR parçalanacaktır. Ama ne yazık ki bu ilhamı veren, bu hedefi işaret eden ATATÜRK hayatta değil... Kaynak ---Ön-Türk Uygarlığı Araştırmaları Merkezi---
  12. Aries şurada bir başlık gönderdi: Mitoloji
    Gizemli Medeniyetler MÖ 8000´lerde yani Fırat Irmağı´nın kuzebatısında tarımın henüz başladığı çağda, dünyada 8 milyon insan yaşıyordu. Bugün bu kadar insan tek 1 kentte yalnızca New York´da yaşamakta. Eski Mısırlılar, bütün insanın ölümden sonraki Son Yargılanma´sı sırasında, 42 şeytanın bulunduğuna inanırlardı. Bu 42 şeytan, aslında Mısır´ın 42 bölgesini simgeliyordu ve inanca göre şeytanlar ölünün ruhuna Mısır´ın 42 bölgesi hakkında sualler sormakla görevliydiler, doğru cevapların verilmemesi halinde ruh şeytanların eline verilirdi. İlginç fakat hakikat, bu yüzden bütün Mısırlı yaşarken memleketini iyi öğrenmek zorundaydı. İyi 1 öğretme yöntemi değil mi? Bilinen bütün tarih içinde Hz.İsa döneminde yaşanan tarihi hadiseler hakkında yazılan ilk belge, 1 ingiliz eğtimcisi olan Bede tarafından, MS 700 yılında yani İsa´dan 700 sene sonraları yazıldı. Orta Amerika´da Mayalar tarafından yazılmış, ağaç kabuğundan yapılmış 3 kodeks yani papirüs belge, Mısır hiyeroglifleriyle yazılıdır. Dünya o vakit da ufak değildi herhalde... Doğum kontrolu birlikte alakadar en eski belge, MÖ 1850´den kalan 1 Mısır papirüsudur. Kadın vajinasına bal, soda, timsah pisliği ve 1 çeşit zamk koymalıydı. Arkeologlar bu karışımı denediler, işe yarıyordu fakat ortada 1 erkek olmadığı takdirde... Venüs gezegeni sabah ve akşam saatlerinde görülür. Mayalar bu gezegenin doğuş ve batışını yalnızca 14 dakika farkla doğru hesaplamışlardı. Eski Akdeniz uygarlıklarında, sabun bilinmiyordu yıkanmak sebebiyle zeytinyağı kullanılırdı. 1946 yılında, 6.Yüzyıl´da Sina Dağı´nda kurulmuş olan St. Catherine adlı Ortodoks manastırını ziyaret ettiğinde, rahiplerin hiçbirisinin II.Dünya Savaşı´n dan habersiz olduklarını, I.Dünya Savaşı´nı ise epey azının bildiğini öğrendi. 1700´lerin ikinci yarısında Avrupa´nın en muhteşem sarayı olan Versailles´ı müsrif kral XIV.Louis yaptırmıştı, inanmayacaksınız fakat bütün 2000 odalı sarayda 1 adet, evet yalnızca 1 tane tuvalet vardı ve o da kraliyet ailesine aitti. 1890´da Etiopya Kralı II.Menelek yepyeni keşfedilen elektrikli sandalyeyi duydu ve idamlarda kullanmak sebebiyle ABD´den 1 adet getirtti. fakat Etiopya´da elektrik bulunmuyordu, 3 şirketle anlaşarak elektrik üretme çalışmalarını başlattı fakat bütün nedense başarılı olunamadı ve elektrikli sandalye kullanılamadı. ama Kral sandalyeyi sevmişti, taht salonuna koydurarak uzun 1 vakit boyunca üzerinde oturdu.
  13. "Olmaz olmaz "deme - olmaz olmaz - der atalarımız
  14. Aries şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    istifa et kurtul doluyamı tutuldun
  15. Aries şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    alaycı
  16. Aries şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    macun bitmiş hişştt üsküdarda sabah olmuşmudur?
  17. Aries şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    gece benim daha yatmam..çoook işim var çoook uykun geldi sanırım
  18. Kahvesini kabul eder dondurma ısmarlardım
  19. gundemi opmeden gecmek olurmu.. kocaman hemde
  20. Dinlemeyi de konuşmayı da severim kahve de yapardım
  21. hem içer hem laflardık dondurma alırdım külahta
  22. Aries şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    kar-kış

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.