Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bozan

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.109
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

bozan tarafından postalanan herşey

  1. Sen neredesin kardeşim. Bu arada avatarını değiştirmeni rica ederim... Çok korkunç, her baktığımda irkiliyorum, kadından ziyade erkek görünümlü.. bozan
  2. bozan

    köy enstütüleri

    Tabii mesela köy enstitüsü sistemi yok bak bu güzellik yeter.. Bu arada ne zamandan beri 2 yanlış bir doğru ediyor ?? bozan
  3. bozan

    Hal Çaresi

    Kızma dostum, kötü söz ne diye ? Burası paylaşımlar merkezi, öyle her kafalarına eseni idam ettikleri ( Adnan abi mesela ) jakobenya değil... Burası özgür bir platform herkes düşüncelerini kimseye hakaret etmeden açıklayabilir.. Bunu sağlayan da bu forumun aziz Adminleri.. kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz.. bozan
  4. Daha önceden de izah etmiştik Karaoğlanın köy kent projesi kadar ütopik, gereksiz ve yanlış bir düşünce olamaz. Bu yüzden olmadı da ... O da diğer baskıcı uygulamalar gibi tarihin derinliklerindeki yerini geri gelmemek üzere almış görünüyor.. ( tabi Ecevit canlanır da yeniden iktidar olursa onu bilemem, Ecevit canlanır mı onu da bilemem. Ama canlanırsa bu halk bu adamı yeniden seçer mi bak o olabiler işte... ) bozan
  5. bozan

    köy enstütüleri

    Köy enstitüleri halktan kopuk jakoben ve baskıcı bir döverek admlaştırma projesidir, bu yüzden tarihin derinliklerinde mesut bir uyku içerisindedir... bozan
  6. Öyle değil.. bozan
  7. Yanni , nostalgia
  8. Sevgili dostum nerelerdesin böyle, mübalağa etmiyorum, sen yokken eksik burası.. umarım yaz tatilinde falansındır, şöyle kumsalda çektirip fotoğrafları avatar yaparsın.... En kısa sürede bekleriz... saygılar bozan
  9. Ennio The mexican theme
  10. Santana Işıkları yak. Hakan taşıyan Hesabım bitmedi daha seninle.
  11. Ben de memnun oldum dostum... Karaoğlanın cahil köylüyü adam etme prıojesi neymiş bakalım bir de onu kim kaldırmış.. Bu arada Atatürk'ün dediği gibi köylü milletin efendisidir...Herşeyi yapmakta serbesttir, ister denize donla girer, isterse efendi efendi oturu köyünde... Bozan
  12. Bence bu da balon..
  13. Balon....
  14. bozan

    Bu yüzden böyleyim

    Her sabah mutad olduğu üzere o börekçideydi o adam. Cebinde yalnızca Kadıköye gidecek ve oradan dönebilecek kadar parası vardı yine, zaruretler sabah, öğlen ve akşam öğünlerinin ittifak halinde yenilmesini icap ettiriyordu. Yine bir buçuk porsiyon sade börek üzeri şekerli olmak üzere sipariş edilmişti. tabii ki yanında bir büyük bardak çayda ihmal edilmemişti. Beyin o böreği öyle çok büyütüyordu ki zihninde bir mükellef sofra ancak bu kadar heyecan verirdi boş bir mideye... Alışılmamış bir yabancı girdi içeriye, bu Paşakapısının ardındaki müşvik börekçiye.. Zayıf, güçsüz, bir adam, beyaz gömleğinin cebinde maltepe sigarası bağırıyordu, açım ve fakat iktisadım yok işletmem de diye.. Önceki adam cebini yokladığında malesef yol parasının şıngırtılarından başka hiçbir ses kendisine bir aks-i seda etmedi..Yemeğe çalıştı müttefik öğününü fakat gördüğü manzara boğazında ciddi bir tarfik oluşturmuştu.. Arka sıralardan bir başka adam, dinç, besili ve süha bir adam, işaret etti, börekçioğullarına bu adam yesin fakat asla ilişmeyin olmayan parasına... Şimdi trafik açılmıştı boğazında ilk adamın ve şimdi düşünüyordu en ucuz işi yapıyordu... Peki ya sizler nasıl böyle oldunuz ?? bozan
  15. Öyle değerlisin demek, Akdeniz kadar duru, yağmur kadar ince, zarif, Okyanustayım, tutkun kadar büyük.. Bu mavide bir bilinmeze giderek Adını tekrarlıyorum içimden, Öyle değerlisin demek… Bir pelit koyağından geçiyoruz, Önümüzde kaliptoslar , ardımız da bir üzüm vadisi, Tut ellerimden diyorsun gülerek, Bir mavi rüya açılıyor önümüze, Bütün güllerini bu şehrin, sana sunuyorlar, Böyle değerlisin demek, Dön artık bozan
  16. bozan

    Kıbrıs Meselesi

    Sevgili dostum Kıbrıs ile ilgili düşüncelerimi yazdım. Neden bu noktaya geldiğimizi meselenin tarihiyle anlattım. Dünyanın bugünkü gerçeklerini de anlattım... Sana ve diğer arkadaşlarıma teşekkür ediyorum... bozan
  17. Sevgili dostum siz bizim yazdığımız diğer yazıları okumamışsınız sanırım , okuduğunuzu düşünürsek durum daha da vahim zira anlamamışsınız... Laf ebeliği yapmadık tut ki yaptık, solun oturup 40 yıldır darbe ebeliği yapmasından çok daha onurludur. Orduyu halkın üstüne kışkırtan, sözde halktan yana sol bu ülkede özgürlüklerle, adletle, sivillikle uğraşacağına oturup kitap okuyup dünyayı anlamaya çalışsa çok daha isabetli bir iş yapmış olurdu... Ey darbeciler, ey milleti tehlike var diye zıplatıp elinden parasını, hürriyetini ve herşeyini zaptetmeye çalışan, jakoben sol, darbeni al da git.. Güneşe mi gidersin aya mı gidersin, yoksa karanlık geçmişine mi gidersin orasını sen bilirisn, Çünküüüü Bu ülke Darbe, Kan, Kışkırtıcılık, Halkını aşağılama, Geleneklerini aşağılama, Dinin aşağılama, Baskıcı rejim, Bomba, Tikko, Mlkp, Dhkpc yani kısaca sol istemiyor.... Bu yüzden Kancı sol yüzde 3'te , darbeci sol yüzde 15'te kitlenip kalıyor, bu kadar medya desteği, bu kadar yazar desteği bu kadar bürokrasi desteği Serdar ortaça verilse o bile yüzde 50'den aşağı almazdı... Ve yine bu yüzden, darbeni al da git... bozan bozan
  18. meselenin bu noktaya taşınması gayet tabii. Ve fakat bu hususta o kadar çok yazdım ki artık takatim kalmadı neler yazmışız geçmişte bakmak istersen getir o başlığı beraber devam edelim ... ya da sen de bunlardan sıkıldıysan önemli değil, zira kıymetli şair ve kıymetli şiir ne kadar nadirse kıymetli şiir takipçisi de o derece enderdir. bozan
  19. bozan

    Şiir ile ilgili......

    Şiirin de bir sanat olarak hususiyetleri vardır elbet.. ben sevgili y-k sana bu hususta katılmayacağım, adını anmak istemediğim o kişinin o şiirinin ( kendince ) şiir olduğunu düşünmenin kendi hayatımı yalanlamak ve şairleri gıyabında mahkum etmek olduğunu düşünüyorum, umarım beni bu hususta bağışlarsınız, o feylesof bunun böyle olduğunu düşünüyordu.. Sevgili nazan özkan, o feylosafa sizden bir selam söylemek artık boynumuza farz oldu...ben bu kadar gürültü arasında sesizliği tercih etmiş şairlerle beraberim, bu manada seçiciyim ister istemez.. bozan
  20. çok tabii.. Şiirin bu kadar politize edildiği ortamda şiirden anlamayan bu kadar adam olması gayet tebii. bozan
  21. Sevgili dostum, böyle bir emek harcayıp bu çalışmayı bizlere sunduğun için çok teşekkür ederiz, hakikaten pek kıymetli bir çalışma olmuş, daha önce hiç ulaşmadığım bir bilgiydi..Zannedersem ilk sen buldun, teşekkür ederiz... Madem Kuran-ı Kerim mucizelerine doğru açılıyoruz, ben de belki çoğumuzun bildiği bir meseleyi anlatayım son sure hannasın insanların içine fısıltılarla seslenmesiyle ilgilidir.. Hunus kökünden gelen hannas kelimesi, kişinin arkasından döne döne gelip ona kötü şeyler fısıldayan anlamındadır ve kötü düşüncelerden Allah'a sığınmak gerektiği ile ilgili olan Nas suresi, sessiz bir ortamda okunduğunda insanın kulağına bir fısıltı gibi gelir....aslından okuyan herkes bu hakikati görebilir..... teşekkürler Kralx bozan
  22. Sevgili dostum, faydamız olursa mesut ve baytiyar oluruz projene... İşte sana bir geri bildirimde ( yalnız böyle yabancı dilden aktarma terimleri çok mu kullanacağız ? ) bulunduk.. Buyur meydan senin nasıl bir şey yapalım...? bozan
  23. Durmadan savruluyorum böylece, İpek yoluna düşen en son kervanın izindeyim.. Harabelerde soluklanıyorum tutkunu.. Böyle doğmamıştı bu güneş üzerimize bundan önce, Böyle esmemişti rüzgar sanki alacak gibi ruhumuzu, Böyle bir dil duymamıştı kulaklarımız, şu gelen yabancıdan, Tutkumuz böyle büyük olmamıştı hiçbir zaman.. Saçlarını arıyorum bu nîl-i ebedde, Gölgen sarı bir fener gibi kılavuzluyor yolumuzu, Böyle gökçek, bir görçeği görmemişti gözlerimiz.. Yavaş yavaş aydınlanırken gün ne de kararırken tün. Tutkundan önce… Büyük bir hücreymiş dünya, İçine hapsolduğumuz.. Gökyüzü bir dam denizlerse duvarmış, İçinde kaybolduğumuz Böyleymiş hayat dediğimiz, bunu anladım.. bozan
  24. ''Ey bâd-ı Sabâ uğrarsa yolun semt-i harameyne, Ta'zimimi arzeyle rasulu's-sakaleyne'' Bu hakîrin, bu fakîrin de ta'zimi vardır, onları arzeyle.....layık olamasak da.... bozan
  25. Bu nehrin akacağı bellidir.. ne noksan ne de ziyade. Bu nehrin varacağı yer de bellidir.. ne baîd ne de garîb. Görüp göreceğimiz bu deniz mağarası da budur ancak, bu kadar berrak bu kadar yeşil, ve bu kadar gürültülü.. Bakışlarındaki karamsarlık da böyle ölçülü olmalı...Neftî gözlerinin buyur eden sıcaklığı.. Buradan sarı başaklara uzanıyoruz, durmadan salınan başaklara, Rûz-i gârın aramgâhı olan güneşten bir parça olan bu ekinlere... Sana olan bu sonsuz tutkumu, ipek tenlerine yazıyorum, bilmediğim, görmediğim, işitmediğim başkalarının adlarını... Böylece bu sabah da bekliyorum, öncekilerdeki gibi.. Kimileyin yoruluyorum, doğrudur, Fakat beklemek de sanattır biraz, bu şarkın mavi gecelerinde, Beklemek de sanattır biraz sana olan tutkumu büyütürken... bozan
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.