Zıplanacak içerik

birvarmışhiçyokmuş

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

birvarmışhiçyokmuş tarafından postalanan herşey

  1. Gerçekten Ateist değilmisiniz. Öyle ise, Ne mutlu size Sizi Tebrik Ediyorum. Peki bir ateist olmamak sizi, aynı zamanda bir İnançlı kılıyormu. Yoksa o konuda da TARAFSIZ mı sı nız. Her durumda da, benim nazarım da, gerçekten TARAFSIZ olmayı hakkediyorsunuz. Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  2. ******** Fakat üzülerek söylüyorum ki, Hez Zaman da böyle olacaktır, Hayal lerden öteye geçemeyecektir. Ama siz yine de ümid etmeye devam ediniz, en azından İnanma sa nız da bir şeyler öğreniyorsunuz. Bu da bir gelişmedir. Yani Size Ha Gayret diyorum, az kaldı sonunda olacak... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  3. İşte DAYI ya yakışır bir yaklaşım; TEŞEKÜRLER Sevgili Dayı
  4. Sevgili ARTROPOD ; Sizi (Sizin Değeriniz de ve Anlayışınız da Birini) meğer ne çok beklemişim bu Forum da bir bilseniz . Sizi temin ederim. Benim ve Fikirlerim hakkında ; Bu kadar Ciddi, bu kadar Saygılı, Bu kadar Tarafsız, Bu kadar Seviyeli, bu kadar Gerçekci, bu kadar Nazik, ve bu kadar Hoşgörülü ; Bir yoruma tanık olmadım, ve rastlamadım. Sizi Tebrik ve Takdir Ediyorum. Lakin ; küçük bir hatırlatma da bulunmama izin vereceğinizi öngörerek, ekliyorum ki ; Benim HER SORUYA CEVAP VERİLİR. şeklindeki iddaa m, tabii ki de yalnızca bir iddaa dır ve bunu doğrulamak işi, Zaman a bırakılmalıdır. Fakat Tarih te, sabit olan, kat i olan, delilleri umumen aşikar olan, hatta resmi kaynak lar la dahi kesinleşmiş olan bir gerçek vardır ki ; O da Bediüzzaman Said Nursi nin bu iddaa yı, iddaa olmaktan çıkarmış, ve de Cihan a İspat ve İlan etmiş olduğu gerçeğidir. Lütfen bunun için, kendi talebe ve sevenlerinin yazdığı binlerce kitab şöyle dursun, en azından Tüm Alemi islam için tarih boyunca, ( hem o nun döneminde, hem şimdi içinde bulunduğumuz dönemde) OTORİTE ve EKOL kabul edilen ve hüküm ve açıklamaları , FETVA kabul edilen , dünyanın en büyük, bir kaç Üniversite si arasın da gösterilen, EL EZHER Üniversitesi nin, Arşiv kayıtlarını araştırınız. Hatta geçtiğimiz bir kaç seneye kadar, O Aziz Üstad Bediüzzaman ın telif ettiği ve ; El Ezher Akademi Arşiv in de araştırma için başvurulan Kaynak lar olarak nitelendirilen, RİSALE İ NUR Külliyatı, Bu gün , Ders Kitabı olarak okutulmak tadır. Ve Hakkında Uzmanlık ve Doktora lar yapılmaktadır. Siz de sadece internet ten titiz ve detaylı bir araştırma yapabilmek le, bu kayıt lara ulaşabilir, Ve O dönem de Avrupa ve Asya da, tüm Ulusların ; Devleti Ali kabul ettikleri Osmanlı İmparatorlu ğunun ve Dünya nın İlim ve Kültür ve Sanat Merkezi kabul edilen istanbul un merkezinde BEDİÜZZAMAN isimli bir adamın bu iddaa da bulunabildiğini, Ve bu iddaa sını test edebilmek adına, Her Millet den Asrın Meşhur Bilim Adamları toplanıp, Moleküler Biyoloji den, Fıkıh a , Analitik Kimya dan, Siyer i Nebi ye , Metafiziksel Astronomi den Kelam a, her türlü Bilim dalında kendisini sınayıp, Hiç bir sorularının yanıtsız kalmayıp, hatta bilmediklerini de, öğrenerek yanından ayrıldıklarını ; Bizzat kendiniz Tarihi Kayıt lar yolu ile görebilirsiniz. Farkındayım biraz uzunca oldu , Bağışlayınız. ( Ama Üstad bu ; O nu anlatmaya sayfalar yetmez. ) Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  5. Sevgili Dostlarım ; Merak ve Endişe içerisindeyim, Değerli Sorularınız a muhatap olamamak beni düşündürüyor, ve telaşlandırıyor ; Bir şekilde durgunluk yaşanıyor sanırım, ama yine de soruyorum, herkes neden sessiz kalıyor ? Diyelim ki; Ateist arkadaşların zannettiği gibi, ben sorulara cevap veriyor gibi görünsemde, aslında Demogoji ve Mantık Oyunu yapıyor olduğumu düşünelim. Bu bile aslında değerlendirilebilir ; Bir müslüman ın çıkıp ta ; ''HER SORUYA CEVAP VERİLİR.'' nidasından sonra, sizin sorularınıza cevap verememiş olması , Bilakis o ateist arkadaşlarin davasına destek olmuş olmazmı ? , onları haklı çıkarmış olmaz mı ? E Öyle ise neyi bekliyorlar acaba ? , gerçekten merak ediyorum. İşte size fırsat , karşınızda da benim gibi Bir, (tek cümle ile mantıksızlığı yüzüne vurulabilecek kadar) Cahil ve Ukela biri , Yani Acizane Ben. Yoksa benim böyle biri olduğumu iddaa eden siz değilmisiniz, ben yine de TARAFSIZ gibi hakiki ateist dostlarımı tenzih ediyorum, dışında tutuyorum. Lakin bu durumda ben Kendi Kendime, Kardeşlerim in zihinlerini kemiren soruları tarayıp buluyor, onları kendim soruyor ve Yine kendim cevaplar vermek zorunda kalıyorum , ki bu da beni hayli sıkıyor. Hem ben, Atalet e düşmüş ve Pasifize olmuş oluyorum, hem de sizlerden eleştiri alıyorum, Hem de yöneticiler başlığa uygun davranmam konusunda (haklı olarak) beni uyarıyorlar. Haydi artık , arayı çok açmayın, ve Birlikteliğimiz seviyeli biçimde devam etsin, olur mu..? Özlem ile Bekliyorum... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  6. Sevgili VERDİNAZ , Aramıza Hoşgeldiniz , Sizi temin ederim ki , yine Siz ve Siz ler emsali, değerli dostların, HAK namına yazdığı her kelime, Beni öyle mesut ediyor ki. Bir çocuk kaybettiği oyuncağını bulsa , muhtemelen benim kadar mutlu olabilir. Sizi Tebrik Ediyor, ve Alkışlıyorum ; İyi ki Varsınız ; İyi ki Bizimle si niz... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  7. Sevgili FTOYD ; Öncelikle aramıza haşgeldiniz, Yüzlerce sorunun, ve bie o kadar da acımasız eleştirilerin ağırlığını , iyiden iyiye omuzlarım da hissettiğim şu günlerde, Siz değerli dostların gösterdiği, ilgi ve alaka ; dayanışma ve birliktelik, kendimi Güven de ve Emin hissetmemi sağlıyor. Bu fedakar, ve nezaket yüklü davranışınız adına ; Teşekkür Ediyor, ve (biraz klişe olsada, içtenlikle) Ekliyorum ; Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimiz İçin dir... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  8. Sayın Demirefe İnanın çok hakısınız, Bu ifadeler için özür diliyorum. Arkamadan ; ''Ortalarda Görünmüyor' , ''Hiç Sesi Çıkmıyor'' gibi yakıştırmalar ile ; KAÇTI imasında bulunulması beni gerçekten incitti. Bu sebeple böyle bir açıklama da bulunmayı uygun gördüm. Yine de artık dikkat ederim. Tam olarak ; Yanıtlamamı istediğniz Soru Nedir..? Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  9. Herkese Merhabalar ; Eminim Başlık hepinizin dikkatini çekti , Öyle de olmalı idi. İtiraf ediyorum ki, Ben bile önce yazma konusunda tereddüte düştüm. Sevgili Arkadaşlar öncelikle ben, İnkar edenlerden biri değilim, Lakin haddim olmayarak ALLAH yoktur diyebilen herkese ; Bu işin nasıl yapılacağını öğretmek istiyorum, Şimdi , İspat ve İnkar ın doğası (hakikatı) hakkında herkesce de zaten malum olan bigileri, tekrar Sizlerle paylaşmak isterim. Şöyle ki ; İspat bir varlık tır bir mevcud dur,yani kendi hakikati, başı-sonu vardır ve var olma amacı taşır.inkar ise bir yokluk tur oluşabilmesi için kendi dışında gelişen bir kavrama, bir hakikate ihtiyaç duyar ki red gerçekleşebilsin yani 'inkar' vücuda gelsin, var olabilsin. bunu örneklemek gerekirse; bir adam, hiç görülmemiş bir varlığı ispat etmesi için o varlığın ya kendisini yada emaresini,hatta kat-i delillerinden bir tanesini göstermesi yeterlidir, mesela ben bir (daha önce var olmadığını düşünürsek) elma gösterek yada elma çekirdeğini yada bunların fotoğrafını suretini göstererek elma nın varlığı hakkındaki davamı ispat edebilirim. lakin beni inkar edecek birisi tüm dünyayı gezip dolaşıp hatta tüm kainatı araştırıp ne bir elma nede elma ağacı yada çekirdeğine yada suretine, hatta fosiline, kalıntısına dahi rastlamadığını cihana göstermesi gerekmektedir. İşte bu sebeple inkar eden bilmelidirki; bunu yapabilmek için tüm kainatı avucunun içine sığdırmak lazım gelir. evet belkide gerçekten elma yoktur, hiç elma görmemiş,duymamış biri için bu doğrudur da. ama bunu, 'ben görmedim,duymadım demek ki yoktur' tarzında bir inkar ile açıklamak akla mantığa ve vicdana sığmaz. şöyle bir soruyla devam ediyorum, yaşamımızda herşey beş duyumuzdan ve bunlarla hissettiklerimizden ibaret mi dir? gördüğümüz bir rüyayı gözümüz mü görür, sesini kulağımız mı duyar,kokusunu burnumuz algılar, akıl ve mantığımızla bir film gibi mi seyrederiz rüyalarımızı, rüyada dokunduğumuz şeyler tenimize mi değmiştir? Hepsinin cevabıda aynıdır ''HAYIR''. Demek varlığını şüphesiz kabul ettiğimiz fakat, beş duyumuzla hissedemediğimiz şeyler vardır, ve heryerdedir. Belki de, Kendi hatamı telafi etmek bab ında ; Allah ı ispat tan önce, İspat ve İnkar ın aslında, ne olduğu yada nasıl olacağı, hakkında ki, kaçınılmaz gerçekleri açıklamanın daha doğru olacağını anladım, Ve ; gerek İnanan , gerek İnanmayan herkesi, Bağlayan ve İçine alan , bu Hakikat lar ı, acizane düşüncelerimle göstermek istedim. Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  10. Sevgili TengeriinBoşig , Öncelikle şunu biliniz ve birbirine sakın karıştırmayınız ; Üstad ; Asrın Müceddid idir , En Büyük islam Mütefekkir i dir. Fethullah Gülen ; Sizin gibi , Bizim gibi biridir. Kesinlikle (Altı Kıtada On Milyon larla ifade edilen) Nur Cemaati ni Temsil edemez. Bizim Üstad ımız Bir dir. Asırlar geçer, Eserleri hep yeni kalır, Çağ ve Zaman O nun eserlerini anlayabilmek adına ilerler, ve yarışır. O Aziz Üstad ; bizim Yüreklerimiz de ÜSTAD , Başkalarının Nazarın da dahi hep AZİZ olarak kalır... Saygılarımla. O Aziz Üstad ın talebesi ; Doğan Gülbudak
  11. Herkese tekrar Merhabalar. Konumuz Şu ; ALLAH tan Korkmak mı , ALLAH ı Sevmek mi..? Her İkisi de... Korku ve Sevgi Birarada Olurmu..? Olur. Birbirinden Ayrı Düşünülemez... Şimdi Açıklamasını Sunuyorum ; ALLAH ı sevmek Neden ; O bizi YARATTI ; O Bizi, Hiç Olmak , Yok Olmak karanlığına terketmek yerine, Var Olmak Işığını Sundu. O bizi CANLI olarak yarattı ; O Bizi, Taş olmak , Toprak olmak , Madde olmak yerine , Canlı olmak şerefini, ve Hayat Sahibi olabilmeyi sundu. O bizi Şuur lu olarak yarattı, O bizi, bir Deniz Yosunu, Bir Kültür Mantarı olmak yerine, Şuur Sahibi Olan bir canlı sureti ile Kıymet verdi. O bizi İNSAN olarak yarattı ; O Bizi, akıl sahibi olabilen, bir mucizevi Bal Arısı, Bir muhteşem Kartal olmak yerine, Eşrefi Mahlukat olmak onuru ile Şereflendirdi. Sadece ve Yalnızca, Bunlar dahi O nu sevmemiz için yeterlidir. İnsan olarak Dünyaya geldiğimiz de dahi bu Sevgi ile yoğrulmuş olarak gönderiliyoruz. Şimdi, ALLAH tan Korkmak Neden ; işte tam olarak, Şu Yüzden ; ALLAH tan Korkmak ; O nun bu Dünya da bizim başımıza Felaket ler yağdıracağı için değil, ALLAH tan Korkmak ; O nun Kabir de bizi Sorgu Melekleri ile azap yaşatacağı için değil, ALLAH tan Korkmak ; O nun Cehennem de bizi acımadan Yakacağı için değil, Ya ne için, Hem Dünya da , Hem Kabir de , Hem Ahiret te , O nun SEVGİSİNİ KAYBETMEK ten Korktuğumuz için ; O nun MUHABBETİ nden MAHRUM olmaktan Korktuğumuz için ; O nun RIZA sı DIŞINDA kalmaktan ; Biz den Razı Olmayacağı endişesinden Korktuğumuz için ; O na duyduğumuz SEVGİ öyle büyüktür ki ; O SEVGİ yi YİTİRMEK düşüncesi bile bizi KORKUTUR. ALLAH bizleri SEVGİSİ ve RIZASI dışında kalmaktan , Esirgesin. ALLAH ; Bizim kalbimizden SEVGİ sini hiç eksiltmesin, O ise Zaten ; Bizi hiç UNUTMAZ , ve hep SEVER... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  12. HERKESE KUCAK DOLUSU SELAMLAR, GÖNÜL ALASI MERHABALAR. Nasılsınız Dostlarım, Bana çok kızmadınız değilmi, ? Haftasonu tatili için şehir dışına çıktım, ve araya bir de pazartesi yi eklemek sureti ile, sizlerden kısa bir süre ayrı kaldım. Ama sizi çok özledim, buna inanın. Eşime, tatil boyunca, bilgisayarımın kapağını bile açmayacağıma dair bir söz verdim, ve bu sebeple, sizlere yazamadım. Umarım yokluğumda, cevapsız sorular yığılmamıştır. Zaten yakın dostlarım, benim yerime cevap da veriyorlar, ALLAH onlardan razı olsun, { Sevgili Tarafsız , Sevgili Dayı , Sevgili XprensesX , Sevgili Arjven , Sevgili Vesade2 , Sevgili Evaporit } Bu dostlardan sadece birkaçı, ismini zikredemediklerim , Haklarını Helal etsinler. Lakin buna rağmen ; Yokluğumdan istifade edebilen, değerli arkadaşlarım dan bir kısmı ; Benim adıma ve Bana karşı bir başlık dahi açmışlar. Yahu Sayın Arkadaşlar, Bu nazik davranışınızla Beni hayli Gururlandırdınız, Yine de hatıtlatırım ; Ben Siz in bu teveccühünüze layık Biri değilim, Ben buna değmem, Şahsıma bu kadar ehemmiyet vermeyeniz. Tabii ki yine Siz bilirsiniz, Biz herşeye rağmen buradayız. Bu yola çıkarken , herşeyi göze alarak çıkmışız. Hatta , Yokluğumuz da, Kaçtı zannedilmek bile , Bu yolun bir cilvesi olsa gerek. Yanılıyormuyum..? Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  13. N O T: Sevgili Dostlarım; aileme söz verdiğim üzere, hafta sonu tatili için şehir dışında bulunuyorum, bu yazımı bir cafe den gönderiyorum. Sabırsızlara duyurmanızı Rica Ediyorum. Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  14. Anlaşmamız için sebep yok mu..? Olsun Varsın, inan hiç dert değil , samimiyetimle söylüyorum; TARAFSIZ gibi bir arkadaş ile münazara da bulunmak bile, beni mutlu ediyor. Keşke her ateist O nun gibi TARAFSIZ ve ÖnYargısız ve Nüktedan olabilse, O zaman dünya daha yaşanılası bir yere dönüşürdü... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  15. Merak etmeyin sayın YAMYAM , Şu an da, bu forumu takip eden herkes, aslında, Kim'in ZOR DURUMDA olduğunu gayet net bir şekilde görüyor ve tanık oluyor. Ve ben de varmak istediğim Son Nokta ve Hedef ime siz ve sizler gibi , tüm Bilimsel Arkadaşlar sayesinde, bir adım daha yaklaşıyorum. lütfen sadece kendi yazdığınız İnkar ***** içerikli yanıtlarınızı değil, Bir zahmet ; aldığım Takdir ve Tebrik İletileri mi de gözlemleyiniz. (bunu yaparsanız ateist olan bir çok dostlarım olduğuna ve anlayış ve saygı çerçevesinde, onlardan dahi olumlu iletiler aldığıma tanık olursunuz.) (Tabii ki bu da karşılıklı Nezaket ve Hürmet ile mümkün oluyor. ****** Yine de anlayan birileri okur istifade eder ***** Saygılarımızla. Doğan Gülbudak
  16. EVET ; Herkes İnansın, ve Bilsin ki ; Bir olan ALLAH tan korkmak, Başka Hiçbir Şeyden korkmamayı sağlar. Bir olan ALLAH tan korkmamak ; Bütün Yaratılmış lar dan korkmayı sağlar. Yani ; Ya ALLAH tan korkarsınız ya da Herşey den. Şimdi, bunu bir Misal ve bir Darbı Mesel ile İzah Ederiz, Şöyleki ; Düşününüz ; Uçsuz bucaksız bir çölde, Bir uçağın düşmesi sonucu, kurtularak hayatta kalabilmeyi başarabilen, başlarına gelebilecek ve kendilerini bekleyen, her türlü sıkınta, zorluk ve keder e açık ve emniyetsiz biçimde namzet, ve aday İki potansiyel arkadaş var, İkisi de kendi beceri ve kabiliyetleri ve akıl ve zeka ları ile başbaşa, ve selamete, yani medeniyete ulaşmaya çalışmaktadırlar. Bunlardan biri Mağrur ve Kendinden Emin. Diğeri, Mütevazi, ve Temkinli. Bunların yolları ayrılır, ve Mağrur olan sol istikamete, Mütevazi olan sağ istikamete gider Ne de olsa burası bir Çöl dür, ve şimdilik Sağ ve Sol birbirinden farksızdır. Böylece giderler. Sonra Mütevazi adam düşünür; Buralarda Medeniyet ten eser yok , tabikii burada ne Polis, Ne Jandarma, Ne Cankurtaran, Ne Ambulans bulmak mümkün değil. Öyle ise burada hükmü geçebilecek, Bir Güç olmalı ki Ben de ondan yardım isteyebileyim. Yoksa bu dizlerim beni ne kadar daha taşıyabilir bu bile bir muammadır. Hem O ndan yardım istemek yerine, O ndan endişe duyup kaçarsam, kendimi sebepsiz yere Hüküm lü konumuna sokarım. Hem O nu tanımaz ve Kabul etmez, ve yardım istemez isem ; Belki O nun görevlileri bile beni yakalar, ve nedensiz ce sorgularlar. Tüm bunları düşünür, ve en yerinde olacak kararın O Çölün Efendisi kim ise, O Çölde Sözü Geçen kim ise, O nunla tanışmayı arzular. Bir imdat, Bir aman, Bir melce eyler. Ve O Sultan ın askerleri onu bulur ve huzura getirir. O Sultan, bu adama çok acır, ve O na çok Merhamet gösterir. O nu sarayında bir müddet misafir eder. Tedavisi ile ilgilenir, Açlığını giderir, O nu, belki de kendi evinde ki kadar, rahat ve huzurlu kılar. Daha sonra, Gerek Kendi Şehrinde , gerek sınırları içerisinde ki O Uçsuz Bucaksız Çölde , Rahat ve Emniyet içinde gezebilmesi için Kendi Sultan Ferman ını verir. O mütevazi adam da böylelikle Huzur ve Emniyet içinde yoluna devam eder. Hangi köye girse, Hangi kabile ye rastlasa, orada o Ferman ile karşılanır, ve ihtiyaç larını görüp, ıstırahat eder. Hatta bir Eşkiya ya rastlasa , Eşkiya bile O Azametli Sultan ın Fermanı nı görüp uzaklaşır, O adama ilişemez. Gelelim O Mağrur Adama; O Mağrur adam, önceleri der ; Yahu bu Çöl de kimsecikler yok , ne ala bir durum, Kimse ye Muhtaç ta olmam , Kimse de bana karışamaz. Bir müddet gider, Ama ortada ne bir Kuyu , ne de bir Gölgelik yoktur. Perişan olur, Ama gururundan Feryad da etmez, İmdat ta istemez. Kimsesiz ve ölmek üzere bir halde, O Sultan ın Askerleri kendisini bulur, ve Huzura alır. O Sultan önce ; O adama da acır, Merhamet eder. Lakin görür ki ; O mağrur adam, değil Teşekkür Etmek, Bizzat kendisini tanımadığını söyler, Hatta Sultan lığını bile beğenmez ve hakaret eder. Ben kendime yeterim Sen de Kim oluyorsun demek cüretini gösterir. O Merhametli Sultan ; bu Tahkir ve İnkar a rağmen ; ''Madem Ben i ve Saltanat ımı beğenmezsin , bari şu Ferman ı alda, önündeki uzun yolda rahat et, Emniyet içinde ol.'' Der O Mağrur adam yine de '' İstemez , Saray ın da Ferman ın da senin olsun.'' Der ve Ayrılır. O Çölde ilerler ve bir Köye bir Kabile ye rastlar, fakat O nun yaptığı, Nankör lük ve İnkar haberi, ondan önce, dilden dile tüm halkla ulaşmıştır. Herkes O Sultan kadar Affedici değildir, ve yine O na haddini bildirmek isterler. Böylelikle , girdiği her köyden kovulur, karşılaştığı her insan O Mağrur Adamı dışlar, terkeder. Ta ki ; bir Eşkiya ya rastlar, O eşkiya bile O nu tanır, Eşkiya lığına rağmen Çekindiği ve Korktuğu o Sultan a, Nasıl olupta Red ettiğini, İsyan ettiğini sorar, O nu da kendi gibi bir Eşkiya sanar. Buna rağmen O Mağrur Adam kendisi gibi Cesur olamamak suçu ile O eşkiya ya bile hakaret eder. O Eşkiya yı da tanımaz ve küçümser. Ve sonu yine O Eşkiya nın elinden olur. Evet arkadaşlar, Hikayemiz bu kadar. şimdi herkes düşünsün , ve kendine sorsun ; Bu uçsuz bucaksız ALEM de ; İnkar Eden Kimdir. İman Eden Kimdir. Teşekkür Eden Kimdir. Nankörlük Eden Kimdir. İtibar Gören Kimdir. Kovulan, Dışlanan Kimdir. Cesurca Korkusuzca Gezebilen Kimdir. Titreyerek, Ürkerek Dolaşan Kimdir. Sultan ın Fermanını Taşıyan Kimdir. Kimsenin Sıfatını Taşımayan Kimdir. O Sultan ı Kainat ın kendisi, bizzat Kimdir. O Sultanı Tanımayan Mağrur Adam Kimdir. N O T: [ İşte Size bir İpucu, O Mütevazi Adam bizim gibi bir Müslüman dır. ] Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  17. EVET , Şimdi ; Bu sorunun kendi içindeki , anlamsızlık ve nantıksızlık gösterilmiş ve , Ve Sorunun bir Müslüman ın iman ettiği ALLAH ı değil, Eski Yunanlıların Mitolojik Tanrılarını konu edinmiş olduğunu, Ve bir Müslüman ın ; Hem TEK olduğuna iman ettiği ALLAH ı sorgulamak adına, Hem de ; yine Müslümanın Beş vakit secde ettiği, ALLAH ın aslında, (HAŞA) TEK olmadığını kabul etmek zorunda bırakıldığı , Bu soru Şeytan ı dahi İnsaf a getirecek biçimde YANITLANDI. Yine de ; '' Banane Kardeşim , EVET mi , HAYIR mı, sen onu söyle '' diyebilecek Akıl ve Şuur Sahibi kişiler; Konumuzun dışındadır. Önce TARAFSIZ olmak, VİCDAN sahibi olmak, konusunda araştırma da bulunmaları bağlamında, Acizane Tavsiye, ve Teklif lerimi kendilerine sunarım... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  18. Sevgili Notamatik , Bu yazmış olduğun yazının , ve bu sunduğun paylaşımın için; Öncelikle değer verip emek çektiğin için Teşekkür Ederim. Lakin Ben de bir insan ım ; Sizlerin birkaç paragrafa, onlarca soru sığdırmış olmanız tabiiki büyük başarıdır. Fakat benden ; nasıl olupta hepsini, bir cümle ile ya da bir, ya da birkaç paragrafta yanıtlamam beklenebilir. Lütfen yazınızda ki değerli soruları, tek tek sormak nezaketinde bulunurmusunuz..? Ve lütfen ben den de, hepsini aynı anda yanıtlamamı da talep etmeyiniz, bunu gerçekleştirmem için fırsat veriniz. Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  19. Aramıza Hoş Geldiniz demek sureti ile Sizi Selamlar ; Ve edeceğim Teşekkür ü aslında bir borç telakki ederim. Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  20. Saygıdeğer, ve aslında kendi Zat ı Hürmete layık olan Dayı Ağabeyimiz ; Bu gösterdiğiniz; TEVAZU, sizi , bizim gözümde daha ulvi bir makama yükseltmiştir. Lütfen ; Şahsınıza kırıcı olabilecek sözler sarfetmiş olmak, Nezaketsizli ği ne düşmüş isem ; Bu Enaniyet timsali olan kardeşinizi, bir kez daha Tevazu ve Büyüklük göstermek sureti ile AFFEDİNİZ. Saygılarımla. Bağışlayıcılığınızı ümid eden kardeşiniz, Doğan Gülbudak
  21. Öncelikle soruyu yönelten Herkese ; Bana bu Tuzak Soruyu, Tüm İnananlar adına anlaşılabilir biçimde, Yanıt la ma Fırsatı vermelerinden ötürü ; Teşekkür Ederim. Şimdi ; Şu gerçeği herkes bilsin ve anlasın ve tastiklesin ki ; Her soru yalnızca EVET ya da HAYIR demek zorunda bırakılmak sureti ile, SORULAMAZ. Ya da kimse buna mecbur edilemez; işte bu na bir örnek ; Bir Kral savaşa hazırlanan diğer bir Kral a sorar ; Seni Benden Önce Yenebilen Oldumu; Şimdi ; Cevap EVET ise ; daha önce bir çok kez, mağlup edildiğini tastiklemiş, ve kabul etmiş olur Cevap HAYIR ise ; Biraz dan Mağlup edileceğini tastiklemiş, ve kabul etmiş olur. Hem de bizzat kendi sözleri ile ; Mağlubiyet her durumda da kaçınılmaz olur. Şimdi biz bu tuzağa düşecekmiyiz ? A S L A... ALLAH için kendinden büyük biri, nasıl, sözkonusu bile olamaz? İşte şöyle olamaz ; ALLAH ; Vardır ve Birdir ; Aksi düşünülemez. Eşi ve Benzeri yoktur; Aksi düşünülemez. Doğmamış ve Doğrulmamıştır; Aksi düşünülemez. Ortak ve Yardımcısı yoktur ; Aksi düşünülemez. (düşünebilen kendine düşünür, hiçbir şekilde ALLAH a İnanan Biz leri sorumlu tutamaz.) Şimdi böyle bir ALLAH ; nasıl olur da Böyle bir soruya konu edilebilir. ALLAH ın eşi ve benzeri ve ortağı ve yardımcısı ve Rakip in den söz edebilmek için ; Bizzat ALLAH ı tanımıyor olmuş olmak gerekmez mi ? ALLAH a Eş ya da daha büyük bir ALLAH ın varlığı hayal etmek bile, zaten ALLAH ın aslında hiç var olmadığını kabul etmiş olmayı gerektirmezmi ? Öyle ise Biz de Deriz ki; EVET ; Eşşiz ve Ortaksız, ve TEK olmayan, böyle bir TANRI pek tabii ki Kendinden daha büyük bir TANRI yaratabilir, Yalnızlık tan sıkılmış olabilir, diğer TANRI ile Gül gibi geçinip giderler. HAYIR ; Bizim ALLAH ımız için mümkün olmayan hiç bir şey yoktur, ve de olamaz. Tıpkı kendi ortağı ve Yardımcısı ve Rakibi nin söz konusu bile olamayacağı gibi. Herşeye gücü yeten ALLAH bunu da YAPABİLİRMİ ? diye değil , Böyle bir ALLAH a aslında, ALLAH denilebilirmi ? diye bir soru gayet mantıklıdır. Ve de cevaplanabilir ; Hayır böyle bir ALLAH bizim inandığımız ALLAH olamaz. Ve bizim inanmadığımız, böyle bir ALLAH ın var olduğunu zannedenler ; Bu gibi soruları sormaya devam edeceklerdir. Tabiiki biz de Yanıtlamaya... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  22. Evet; Kesinlikle haklısınız , böyle bir İddaa şartsız ve koşulsuz olmak zorundadır, Zaten de öyledir ; Tekrar ediyoruz; İman hakkında kimse ; Bir Risale i Nur Talebesi ne (Talebeliğe layık isem Bana) Cevap verilemeyecek bir soru soramaz. Gelelim itirazlara ve yanıt alamayanlara ; Arkadaşlar hepinizi ateist de olsanız ; Biraz İnsaf lı olmaya davet ediyorum. Ben böyle bir iddaa da bulunuyor olsam da netice de bir insan ım. Nasıl olur da ; Onlar ca kişinin aynı anda ve ve Dünya nın her yerinden hiç durmaksızın gönderdikleri bu Değerli Sorulara, Aynı anda ve düşünmeksizin, cevap verebilirim. Lütfen biraz insaflı olun, Bırakın da kendimce bu soruları ve de vereceğim cevapları (Kendi önem anlayışıma göre) bir sıraya dizeyim. Bazılarına öncelik tanımak bazılarını bir kaç saat ertelemek zorunda kalmak, Siz ce pes etmek mi dir. Biraz insaf, Biraz anlayış lütfen... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  23. Öncelikle ; Bilgisayar Nedir? Hiç böyle bir soru ile karşılaşmadım. ve Hiç böyle bir cevap ta vermedim. Gelelim Sorunuza ; CEVAP nedir ; Cevap nedir bilirmisiniz ; Cevap; Milyonlarca kez sorulmasına ve Milyonlarca kez Yanıtlanmasına rağmen, Görmek istemeyen göz, Duymak istemeyen kulak, anlamak istemeyen akıl, sahipleri tarafından ''Kabul Etmiyorum'' demek sureti ile düşelen durum dur. Ve aslında, o anlamak istemediklerinizin Ta Kendisi dir. N O T : Lütfen kendinize bir inananı olmasa da, sizin gibi bir ateist olan Arkadaş ınız, ve Adını Tam Mana sı ile hakkeden, Sevgili TARAFSIZ ı örnek alınız. Tabii birini örnek alabilecek kadar, kibirsiz iseniz... Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  24. Tanrı nedir; Tanrı sizin inancınıza göre , Aslında aciz Müslüman lar tarafından olduğu varsayılan, Kendini ispat etmek için her şeyi, hatta bizzat insanı bile feda edebilen, İnsanoğlu nun savaşlarını koltuğuna yaslanıp, izlemek ten büyük keyif alan, Çok Zeki ve Çok Yalancı, bir varlıktır. Tanrı bizim inancımıza göre ; Kendisini tanımamak la birlikte , muhtemelen sizin öngördüğümüz bir şeydir. Peki bu nasıl olur, Yani bu durumda biz de aslında ateist değilmiyiz ? HAŞA Biz ; Var olan ve Bir olan, Eşi ve Benzeri olmayan, Doğmayan ve Doğrulmayan, Ortağı ve Yardımcısı bulunmayan, Kimseye muhtaç olmayan ama herkesin kendine muhtaç olduğu, Bizi hem çok Seven, Hem de çok Merhamet eden, Bizim de O nu hem çok sevdiğimiz hem de Rahmetini ümid ettiğimiz. Yüce ''A L L A H'' a inanırız, ve İman ederiz. Varlığını nasıl inceleriz ; Varlığını sizin zannettiğniz gibi, Bir kobay faresini labarotuar da inceleyerek değil. Bizzat inanarak ve iman ederek inceleriz. Sizin kendinize sormaktan çekindiğimiz soruları kendimize sorarak işe başlarız, Ben Neyim , Ben Kimim, Nasıl var oldum, Hangi amaç üzere var oldum ve yaşama gayem nedir, Nerede var edildim, Ne zaman var edildim ve bu soruları sormaya başladım, VE KİM İN VARLIĞIYIM ; işte bu şekilde ve bu sorular yolu ile varlığı incelenir. Nerededir ; Lütfen bu sorunun sizin sorunuzu hatırlattığınız, bölümün hemen yanında bizzat tarafımca sorulup cevaplandığını hatırlayınız. Yine de cevabı şöyledir. ALLAH NEREDEDİR...? ALLAH O nu göremeyen gözlerde , Gözbebeği nde dir. ALLAH O nun adını anamayan Dudaklar da , tüm Sözcüklerde, ve Manalar da dır. ALLAH O nun sevgisini hissedememiş, Kalpler de, ve Gönüller de dir. ALLAH O nun sonsuzluğunu kavrayamamış, tüm Akıllarda, ve Düşünceler de dir ALLAH o nun adına sarfedilmemiş, damarlarda dolaşan Kan da dır. Madde midir değilmidir; Madde Değildir, O Yaratıcı dır, Ve O nun yarattığı tüm mevcudat, bu tanım ile, ve ''Madde'' ortak payda sı altında ikiye ayrılır ; Somut ve Soyut Maddeler. ''Sen önce bunları cevapla'' diyerek tekrar ettiğiniz sorularınızı Tam Olarak yanıtlamış bulunuyorum. Başka Sorunuz Var mı..? ya da şöyle sorayım, Başka sorusu olan Varmı ..? Saygılarımla. Doğan Gülbudak
  25. Sevgili Dayı ; Ezberimin bozuluş olması tabiri ni benim için kullanabilmek için; Sorunuza Yanıt verememiş olmam gerekmezmi..? Sorunuzun Yanıtı H U dur. kabul etsenizdei etmesenizde. Arkadaşlar işte Dayı Kardeş in ; Kendisi ne yakın başka bir ilim sahibi olabileceğini, ( yani beni) kabul etmemek uğruna; içinde bulunduğu İKİLEM ; Kendi yazdıklarından ispatı, ve delilleri ; Evet ; 99 ismi şerifi nerede ve ne şekilde , tezahür ediyor ise, 100. ismi de yine o dur ; Yani 3.tekil şahıs olan ''O'' ya da, bizzat yanıtlandığı gibi ''H U'' dur. Hayır , 100. isim ''H U'' değildir. (ani bir karar değişimi) İsteyenin sadece ben kulağına üfleyebilirim. Yalnız ca da ben bilirim. Yahu kabul etmişim zaten, Sen Bilirsin, Biz sadece senden öğrenebiliriz. Siz bizim yedek Üstad ımız sınız, demişim, Hala bu polemik neden sürmekte, ve, Ne Bu Şiddet Bu Celal Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.