Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

vesade2

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    100
  • Katılım

  • Son Ziyaret

vesade2 tarafından postalanan herşey

  1. Saol da bu iyiliğin beni ancak dünyada rahatlatır. Ahitette ise çaresiz bırakır.. İbadet kişiyi Allah a yaklaştırmak için araçtır, amaç değil?İbadet dinin en güzel yönlerindendir. Doğru zorlukları varsa da bu zorluklar da bir şevk ve mutluluk kaynağıdır. Doğrusu bu da itiraf ediyimm o şevki bulmaya mutluluğa ermeye çalışıyorum. Zorlukları yenerek yapmak da ayrıca bir ibadet ne eylersin işimiz gücümüz kulluktur bizim. Bu ibadetlere Allah ın ihtiyacı yoktur. İbadeti yapmak ya da kesmek insana yarar ve fayda sağlar. Kaldıki ibadet Allah sevgisi olan her kula Allah la arasındaki bir münasebettir. Ona karışmanız beni düşünmekle de olsa gerek yok ben ibadet etmekle sırf Allah ın rızasını istemekteyim . şu da var inanan biri için ibadet zevki hiçbir zevkle mukayese edilemez.. Bu saydıklarını yapmama İslam engel değil ki.. Allah için yapıp bunlarla da ibadet ederiz. İbadetin sadece ferdi boyutu yoktur. Bu saydığın topluma dönük olanları da hakkıyla yapmak gerek ?
  2. benim sözüm havada değil o sözün arkasında Allah C.C., Hz. Muhammed SAV ve Kur'an var . önünde ise Ömer, Ali, Osman, ebu Bekir, Gazali,İmam Rabbani, Abdülkadir Geylani, Fatih,Mevlana var. sen ise söylediğinle başbaşasın gerçektennn..
  3. O yaptıkları güzeldir ve değerlidir bunun karşılığı da dünya da verilir. Zaten kendisine iyilik yapabilecek imkanları Allah bahşetmiştir tabi kendi bunun farkında değil bu başka.. asıl sebeb insanlara olan borcunu ödeyen bu adam Allah ın üzerindeki Hakkını eda etmemiştir. Oysaki ondan istenen çok şey de değildir o da sadece imandır. Birde verdiklerimizi Allah için verirsek ahrette karşılığını alabiliriz. Başkası adına ya da adsız verebilmek mümkünse de doğru değildir.. Elimizdeki her şey Allah’tan C.C. olduğuna göre verdiklerini istediğimize göre değil onun istediği tarzda vermek zorundayız. Aksi halde karşılık bulamayız. Verdiklrimizden bu dünyada gördüğümüz faydasıyla yetinmiş oluruz. Cömert ismine layık olmak gibi. Bu kelimeyle mutlu olmak için verileceğini söylemeden bunu söylüyorum yanlış anlaşılmasın . kimsenin ne niyetle verdiğini bilemem tabii.. Kişi başkasına ihsanda bulunuyorsa bu Allah a hamdetmesini gerekririr. Ve bu hamdin sonu da yoktur. Şöyle ki nimet için hamd ardından vermeye istekli olması için hamd ardıdan hamd etmeyi kendisine veren Allah olduğu için hamd yani hamd etmede bir nimettir dolayısıyla onun için de ayrıca hamd etmek gerekir. Böylece kimse Hakkıyla hamd etmeye güç yetiremez Ancak Allah rahmeti gereği insanları imkansızlıkları yüzünden azap etmez bu böyledir..
  4. 133 - (İnkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçık deliller gelmedi mi? 134 - Eğer biz, onları bundan (peygamber veya Kur'ân'dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, ***** ve **** olmadan önce âyetlerine uysaydık, olmaz mıydı?" diyeceklerdi. 135 - De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz. Kur’anı masalla karıştırmak peygambere uyduruyor demek yanılmaktır.bunun böyle olmadığını arkadaşlar da defalarca söyledi.. Artık 135 e göre amel etmek en doğrusu 135 diyourum başka bir şey demiyorummm
  5. Sen ne doktorusun branşının dışına çıkma branş hatası da yapma. Bizim şifamızı bu konuda Allah verir. Doktora siz gidinn “Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Her kim de zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.”( Zilzâl sûresi, 7-8) Allah el Hasîb ve el Adl isimleri gereği kullarını adaletle hesaba çekecektir. Bunun olması da adaleti gereğidir. Şimdi Allah Halık ismi şerifi ile yarattığı ve Hayy ismi şerifi ile hayat verdiği insanın yaratılmaya ve hayatiyete karşı çıkmadan (lafla karşı çıkmaktan bahset miyorum, kendiniz bir dünya yapın gidin orda yaaşayın hiç bir kural da koymadan)diğer isimlerin gereğini yapmasına karşı çıkıyorsunuz. bir anlasanız.. İnsanlardan öyleleri var ki suçlarını Allah tan başkası bilmez… bu inanmayan arkadaşlar onların suçlarıyla birlikte yok olmasını mı isterdiniz. İşte El HASÎB NE KADAR ÖNEMLİ. Allah hiç kimseye zulmetmez konuyla ilgili ayetler : 10/4- Hepinizin dönüşü ancak onadır. Allah bunu bir gerçek olarak vadetmiştir. Şüphesiz o başlangıçta yaratmayı yapar sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükafatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kafirlere gelince, inkar etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır. 10/44- Şüphesiz Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler. 10/47- Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez. 10/54- (O gün) zulmetmiş olan herkes, eğer yeryüzündeki her şeye sahip olsa, kendini kurtarmak için onu fidye verir. Azabı gördüklerinde, için için derin bir pişmanlık duyarlar. Onlara zulmedilmeksizin aralarında adaletle hükmedilir. 11/100- (Ey Muhammed!) Bunlar o memleketlerin haberlerinden bazılarıdır. Onları sana anlatıyoruz. Onlardan ayakta duranlar da var, yıkılıp gidenler de. 11/101- Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah’ı bırakıp da taptıkları ilahları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlahları onların sadece ziyanlarını artırdı. 11/111- Şüphesiz Rabbin onların her birine, yaptıklarının karşılığını tastamam verecektir. Şüphesiz Rabbin onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. 11/117- Rabbin, halkları salih ve ıslah edici kimseler iken memleketleri zulmederek helak etmez. 16/111- Herkesin nefsi için mücadele ederek geleceği, kendilerine zulmedilmeksizin herkese yaptığının karşılığının eksiksiz ödeneceği günü düşün.
  6. Seni ve beni biliyormusun.. İkinin varlığı bire delildir, bir olmadan iki olmaz.
  7. Cezadan kurtulmanın yolu din olduğuna göre din nasıl kötü olur. Kötü olan ahret inancını inkar edip inanları felakete sürüklemektir. Halbuki kurtulmanın başka yolu mümkün değilken, siz insanlara ne vaad etmektesiniz. Ötesi yok burası var. Yaratan yok ama sen varsın. İman ve ibadet boş şeylerdendir. Önemli olan insanlıktır?Sizin fikrinizin özü bunlar. Siz bunlarla devam edin ancak inananların cennetine ve dinine kötü diyemezsiniz. Kötü olan dünya madde ,nefis ve şeytandır. Ya hu sizin cevrenizde hiç mi Müslüman yok. İslam en güzel din, Müslüman en güzel insandır?. Yunus ve Mevlana ya gelince onlar hakkında da yanılıyorsunuz. Onların yazdıklarına değil de size mi inanıcağız şimdi. Her ikisi de islama uymuşlar , muslüman olarak yaşamışlardır? Mesnevi ve ilahilerde Allah aşkını anlatmaktadırlar hem de islama göre .. ama yöntemi farklıdır ona diyecek lafımız yok. Öz ise islamdır..
  8. vesade2

    Cevaplayinda Görelim

    Doğrudur, Tanrının olmadığını anlamışsın… bulamazsın tabi zaten Tanrı yoktur…. Biz de onu söylüyoruz başından beri Allah’ı C.C. aramak gerek O hep vardır. Bulman dileğiyle…
  9. vesade2

    Cevaplayinda Görelim

    Madde vardır. Her şey Allahın yaratmasıyla mevcuddur. Bakın şeriatta bu maddeleri hesaba katarak onlar hakkında emir ve yasaklar koymaktadır. Madde var mıdır yoksa bir vehim ve hayalden ibaret midir? Bu sorunun cevabını isteyen istediği şekilde bırakın versin. Önemli olmadığını zannediyorum. Çünkü ister hayal diyelim ister gerçek sonuçta bizden istenilen kulluk vazifesidir. Hayal de desek gerçek de desek kulluktan çıkamayız.
  10. 1-Masallar doğruların hayallerle anlatıldığı insanların ürettiği metinlerdir. Onlar da ilahi hakikatten izlerin bulunması kötü bir şey değildir. Ancak masallar ilahi hakikatin kaynağı değildir, tam tersi ilahi hakikatler masallara kaynak teşkil edebilirler. Tıpkı Mevlananın ya da ferududdin atarın kur an ve tasavvuf yolunu nazım ve benzetme ve hikaye etme yollu anlattıkları gibi.. Şimdi vahiy masalı etkileyebilir, şiiri destanı,hatta günümüz romanını ancak bu beşeri eserler hiçbir süretle vahyi etkileyemezler… Vahyi beşerin sanat dalları olan güzel sanatlarla ifade edebilirsin sinemasını cekersin çizgi filmini yaparsın gibi.. ancak bunlar vahyi doğuran sebebler değil bilakis bunlar vahyin doğurduğu sonuçlar olmaktadır.. 2- Tevrat vahiydir ancak tahrif edilmiştir. 3- tahrif olmamış elimizdeki tek vahiy Kur 'an dır.
  11. Olayı bir türlü anlamak istemiyorsunuz. Bak ehli kitab sahiplerinin kelimeleri değiştirip çarpıttığını bile bana isnat edip kelimeleri benim çarpıttığımı söylüyorsunuz. Ben de şunu diyorum, ben aradan çekiliyorum, ne söylediysem geri alıyorum. Ancak bir şartla Allah ın dediğine uyalmak şartıyla. O zaman Kur an la amel etmeye buyurun. Çarpıtılmayan Kuran ‘la … Ve soruyorum Kur an da elimizdeki Tevrat ve İncil’de anlatılanlara uyun ,iman edin deniyor mu? Yardım etmek için söyleyim , Allah indirdiği İncil ve Tevrat a iman etmemizi emrediyor. Bunu da imanın şartları içinde olduğunu önceden de söylemiştim. Bu yüzden vahiyle gelen İncil Tevrat ve Kuran iman ettiğimiz kitaplardandır. Ancak gözden kaçırdığınız bir nokta buradan itibaren başlıyor: Tevrat ve İncil son kitap olmadıkları onlardan sonra Hz. Muhammedin geleceği ve ona son din islamın Kur an la vahyedileceğini kur an bize söylemekte. Bizler de islamın son din olduğuna Muhammedin son peygamber olduğuna inanıyoruz. Soru: Ayetlerden birini bile inkar eden kabul etmeyen kafir olur, biliyorsunuzdur. Şimdi islama ve kur ana ve peygamberimiz Hz Muhammed’e bakış açılarını bildiğimiz (ki çuğunluğu inanmıyor)Yahudi ve hiristiyanların Kafir oldukları açıktır. Biz yani Müslümanlar ise Kur an a iman ettiğimiz gibi önceki ilahi kitaplara da iman ederiz. Bu yüzden muminiz. Ayetleri de çarpıtmayız. Anlamışsındır her halde kimlerin neyi çarpıttığını... Kuran vahyedilen İncil ve tevratı doğrular, ruhban ve sözüm ona din adamlarının değiştirip vahiy diye sundukları elimizdeki İncil ve Tevrat ı değil . ben elimizdeki incile ve tevrata değil vahyedilen ilk hallerine iman ederim… bugünkü Tevrat ve İncil insan eseri kitaplardandır, onların içinde ilahi kelamdan hiçbir ayet yoktur da diyemem bu tabiî ki ileri gitmek olurdu. Şöyle derim içinde ayetlerin de bulunabileceği insanlar tarafından yazılmış dolayısıyla insan kelamıyla Allah kelamının karıştığı birer kitaptırlar. Buna göre Kur’an’ın neyi doğruladığını mu’minlerin neye iman ettiğini anladın umarım.. Siz ise Kuranla Kurana zarar vermeye çalışmaktasınız. Çarpıtan kimmiş söylemeye gerek kalmıyor… Ben önemli değilim Kur’anı anlamaya çalışın samimiyet içinde tabi ki yoksa önyargılı okuduğunuz hiçbir ayet sırlarını size açmayacaktır yüz kere okusanız da..
  12. Allah sonsuz kudret sahibidir. Dilediğine yardım edip dilediğine etmemesi onun hikmeti gereğidir. Yaptığından sorulmayacağını bilmek gerek. Onun kudretini hiçbir varlık sınırlandıramaz, berberle kıyaslanan ,zatı ya ba noksansız sıfatlarının hepsi değil sadece bir yönüdür. O da: berbere gideni berber traş etmeye mecbur deniyorsa bu Allah için yanlış olur o dilerse verir dilemezse vermez, bu anlamda hürdür. Ancak kendisine yöneleni boş cevirmeyeceğini de vaad etmiştir. Böyle olunca vermesi mecburiyetten değil rahmeti gereğidir. Allah sonsuz kudretini sonsuz bir hürriyet içinde kullanır. Her türlü noksanlıktan münezzeh olan zatını tanımadan işlerini nasıl yürüttüğünün anlaşılamıyacağı meydandadır….
  13. lütfen dikkatli okuyunuzz: Artık vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra da az bir pahaya satmak için; 'Bu, Allah katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından ötürü vay onlara, kazandıkları şeyden ötürü vay onlara." (17 : Bakara, 79.) "Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları (İsrailoğullarını) lanetledik. Kalplerini de kaskatı yaptık. Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri konulan yerlerinden alıp tahrif ederler (değiştirirler). Onlar, öğütlendirildikleri hususlardan büyük bir nasibi unuturlar." (18 : Maide, 13.) "Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri asıl yerlerine konulmuşken ondan sonra tahrif ederler (değiştirirler)." (Maide,41) Sizin beraberinizde bulunanı doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Onu inkar eden siz olmayın ve ayetlerimi az bir pahaya değişmeyin. Ancak benden sakının. Bile bile hakkı bâtıla karıştırıp da gerçeği gizlemeyin" (Bakara, 141-142) "Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları (İsrailoğulları'nı) lanetledik. Kalplerini de kaskatı yaptık. Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri, konuları yerlerinden alıp tahrif ederler (değiştirirler). Onlar öğütlendirildikleri hususlardan büyük bir nasibi unuttular" (Maide: 13) "Onlar Tevrat'taki kelimeleri asıl yerlerine konulmuşken ondan sonra tahrif ederler (değiştirirler)" (Maide:41.) Ey kitap verilenler, şimdi size, kitabınızın gizlemekte olduğunuz birçok yerini sizlere açıklayan, birçoğunu da (bildiği halde sizi utandırmamak için açıklamayıp) geçiveren Peygamberimiz geldi. İşte size Allah'tan bir nur, bir parlak kitap geldi. Allah, rızası ardınca gidenleri onunla kurtuluş yollarına yöneltecek ve izni ile onları karanlıklardan aydınlığa çıkarıp doğru bir yola koyacak. Ey kitap verilenler, bakınız size, peygamberlerin gelişinin kesintiye uğradığı bir zamanda: "Bize ne müjdeyle sevindirecek bir müjdeci ne de ihtar ile gocunduracak bir uyarıcı gelmedi!" demeyesiniz diye, tatlı ve acı gerçekleri açıklayan elçimiz geldi! İşte size hem müjdeci hem de uyarıcı bir peygamber geldi! Allah, her şeye gücü yetendir." (Maide, 15-19) Ey kendilerine kitap verilenler, gelin o beraberinizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz bu kitaba, biz bir takım yüzleri silip de enselerine çevirmeden veya onları Cumartesi yasağını çiğneyenleri lanetlediğimiz gibi, lanetlemeden önce iman edin!.." (Nisa, 47) Şimdi bu ayetlerden ne anlıyorsunuz. Tevrat ve İncil bozulmamış o kitaplarla amel edin mi deniyor. Pess artık yaa. Ayet yazıyoruz, hala Kur an da bozulmuş demedi diyorsunuz. Galiba okumadan yanıt verdiğinizi düşünmeliyim.. bu ayetler kitab ehlini açıkça uyarmakta Kur’an a uymaları istenmekte ,artık bozulmamış demenizin bir anlamı kalmadı… Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.? (Âl-i imran: 85) artık bu ayetlerden sonra yazacak bir şey bulur musun bilmiyorum. Bak şu son ayette bile İncil ve tevratın artık hükmünün kalmadığını en açık delili değil mi? İslamdan başka din kabul edilmeyecek.. Gelelim bahsettiğiniz ayete: ayetlerin devamını almadan hüküm vermek yanlıştır. Bakınız bahsettiğiniz ayetlerin devamına sonra karar veriniz: Ehl-i İncil, yani İncil'e inananlar, Allah'ın onun içinde indirdiği ile hükmetsin. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar dinden çıkmış günahkarlardır. Sana da önünde bulunan kitapları doğrulayıcı ve onlara bir şahit olmak üzere bu hak kitabı indirdik; onun için sen de aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, sana gelen gerçekten ayrılıp da onların arzuları arkasından gitme!.." (Maide, 47-48) Bu ifadelerden normal olarak, "Herkes elinde hangi kitap varsa ona uysun yeter" anlamı çıkarılır. Eğer devamı olmasa idi, biz de böyle anlardık. Fakat devamında, Hz. Peygambere hitaben, "Aralarında yalnız Allah'ın indirdiği ile hükmet, onların keyiflerine uyma ve Allah'ın indirdiği hükümlerin birinden onların seni şaşırtmalarından sakın! …" (Maide, 49) buyruluyor. Mesele sizin dediğiniz gibi değil herhalde anlaşılmıştır inşaAllah.
  14. Bak bunu Kur an söylüyor: onların kitabı yani incilden bir mana oku da ******* anla inat etme.. İncil ne diyor Kur an ne diyor bakk. Tevbe, 9/31.Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'tan ayrı rabler edindiler. Oysa, yalnız tek Tanrı'ya kulluk etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka tanrı yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir. Ayrıca imanın şartlarından biri de kitaplara inanmaktır biz İncil ve tevratın Kur an gibi Allah tarafından gönderildiğine iman ederiz. Lakin onların tahrip edildiğini de kur an la biliriz.. Allah ın gönderdiği vahyin Kur anla tamamlandığına da iman ederiz. kusura kalma ama yazdıklarının ilmi hiçbir tarafı yok.duygularımızı katmayalım demiyorum ancak baştan sona katmak da olmaz kii. Walla cevap verecek bir yanlış bilgi bulmakta zorlandım açıkçası hatta bilgi yok sankim.. ********. ******* tebrik ederim . \'Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara: \'Beni ve annemi\' Allah\'tan başka iki tanrı olarak benimseyin\' dedin?\" diyecek, İsa: \"Seni tenzih ederim, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz (...)\" diyecektir. (Maide. 5/116) Bir de şuna bak Kur an ne diyor:
  15. Türkler Hakkında: "Ahir zamanda Notamatik nikli zat gelir hadisleri hep yalana çıkarır."(Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/96) bir tane de benden katkı babındannn ,bu da Kur'an a ve İslam ruhuna uygun gerçek hadistir.... amel edelebülür..
  16. eyvallah ben burlardayım yazarım tabii ancak siz de devam etmelisiniz. çogu zaman sonunu da düşünmem açıkçasıı. ve siz başarmasanız da başarısız değilsiniz kanımca.. saygılar.
  17. Allah cümlemizden razı olsun. buna da teşekkür ederim.. umarım İnşa Allah Çünkü Allah tan ve Resülün den gelen her bilgiyi ekleme ve değiştirme yapmadan ve de sahiplenmeden bir ayna gibi yansıtabiliyorsak ne mutlu bize? ancak biz yeterice tatminiz, çünkü mutmainiz? ************** Allah a C.C. kafamızın istediği yoldan gidemeyiz. Gidersek Celalini buluruz. Cemalini isteyenler Allah a onun istediği yoldan gitmek zorundalar. O da Kur an da belirtilen tevhid yani iman yoludur.
  18. İşlerimizin sırası: Besmele+ vekil edeceğimiz Allah ın C.C. istediği sebebleri yerine getirmek için çalışmak + sonra da netice için Allah a tevekkül (kalbi Allah a bağlamalı insanlardan istemeyi kesmelidir)+ Allah tan gelen sonuca rıza göstermek Bu dört aşamanın her yerinde dua eden eder etmeyen etmez… Dua ile iş yapmak isteyenler olsa da bunu her işte değil güç yetiremediklerimizde kullanmak gerekir gibi… ancak sırf dua edenler sanıldığı gibi tembeller değil velilerdir zannımca... çalışmayı ve sebebleri ortadan kaldıran bir tevekkül anlayışı da olabilir bize ters gelse de... Hz. İbrahim A.S. ateşe atılırken Cebrail A.S. dan bir şey istemeyip Allah a C.C. tevekkül etmesini hatırlamak lazımm.
  19. ******* …Mekke ye İslam ordularının girişine bir bakk.yetmezse Fatihin istanbula girişine bakk. Bizi haçlılarla karıştırma.. savaşmak istemeyenle savaşılmaz öldürmek için gelmeyen öldürülmez.. İnanlar huzur içindedir. Kendi adına konuş.. Yaprağın kımıldaması Allahın kudretiyle olmaktadır ancak bu özgürlüğü nasıl kısıtlıyor kii..şayet öyle olmasa yaprak da bir tanrı olurdu.. hala anlamıyorsunuz.. sizi ve her şeyi Allah yaratmış ve bizi başıboş bırakmamış.. istiyorsunuz ki Allah size karışmasın başıboş bıraksın… Bilim olmazmış.. yahu sen bilim diyorsun Allah ın C.C. ilim sıfatını bir öğren.. her bilen Allah ın ilim sıfatının bir tecellisidir. Ve inananlar ilminin artması için Allah a yalvarırlar. Bilgi ve bilim teknoloji dinin düşmanı değildir. Bilim adamı inancsızsa bile sayguya değerdir. Ancak gerçeği çarpıtmıyorsa inançsızliğı adına Allah a çatmıyorsa. Ancak bunlar iman la yapılırsa ne hoş. İmansız yapan da dostoğru yaparsa diyeceğimiz bir şey kalmaz… Mumın in tanımına bir daha bak. Gerçek bir mumın nefsi hesabına bireysel mutluluk ve hazz uğruna hareket etmez. Onu yapan mumın olmayanlardır…Mumın başkalarını kendinden daha üstün görüp hayatını Allah a ibadet ve diğer insanlara ihsana adayandır.. İnaçsız olunca çok mu oluyor. Çokluk mu isteniyor. Doğrudur hak ve batılın mücadelesi hep devam etmekte insanlar da kafir ve mumin olarak sınıflandırılmakta. Böyleyken bile kafirliğin pek çok çeşitleri vardır. Yani dedin gibi değil çeşit çeşit işte gene yanılıyorsun…Ancak mumınler ise tek çeşittir, onda değişiklik yoktur.. Evren ve madde yoktan yaratılmış kuantumsal bilgi dediğin şey de yaratılmış.. dinin renge ihtiyacı olmadığı gibi tasavvuf da dinin peygamberce yaşanmasından başka bir şey değildir.. tasavvufa felsefe demeyeceğiz hehalde.. Bilim akılla sınırlıdır. Ve bu sahanın dışında yenilmeye mahkumdur. Çıkamaz ki sahasının dışına ancak kavrayamadıklarını inkar da etmemeli, vahiy bilgisini reddetmemelidir… Allah 'ın C.C. ilminin sonu yoktur. bunun peşine düşen bilim adamı için de bilginin sonsuz olduğu söylenebilir. ancak öğrendiklerimiz bizi havalandırmasın, bilimin sahibi Allah tır, çok az bilgimizle zanlar uydurmayalım yeter kii... bilimin ulaşamadığı hakikatte Allah rasülüne tabi olalım... Ölümle anlayacan ama gene söyleyelim…Birey olarak bize ne olacağı önemlidir. Bizler ancak kendimizden mesulüz. Her işimize dikkat etmeliyiz. Kur’an ve sünnet ölçeğine göre tartararak hareket etmeliyiz. Yoksa kurtulmak istenmiyorsa edebi huzur istenmiyorsa başka tabii…
  20. Ne demek yazmıyor al o zaman oku: "Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar? Fakat Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir; pek az inanırlar" (en-Nisa; 46)./ "Ahitlerine vefasızlık edip antlaşmalarını bozdukları için onları lanetledik ve kalplerini kaskatı hale getirdik. Kelimeleri yerlerinden kaydırıp tahrif ediyorlar. Uyarıldıkları şeyden nasiplenmeyi unutmuşlardır. İçlerinden birazı hariç, sen onlardan daima hainlik görürsün. Ama yine de onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah, güzel davrananları sever" (el-Maide,13). Ayrıca kabul edilen bir görüşte Tevrat ve incilin peygamberlerinden çok sonra yazıldığıdır. Buna bu kitapların içindeki çelişkiler, sayılarındaki çokluk, hepsinden önemlisi tevhit akidesinin bulunmayışı delildir. Tevrat ve İncil Allah tarafından gönderilmiştir. Ancak onları koruyacağına dair bir vaadi yoktur. Nereden çıkartıyorsunuz bunu. Sanki koruyacağına dair vaadi varmış da buna gücü yetmemiş demeye getiriyorsunuz.. burada tamamen yanılıyorsunuz. ******* Ne dinden çıkacaz, hiristiyan ve yahudilerle , müslümanları karıştırma ban ayetlerde ne deniyor: Allah-u Teâlâ Kelâm-ı kadim?inde kendi dinini ilan etmiştir. Âyet-i kerime?sinde: ?Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm?ı beğendim.? buyuruyor. (Maide: 3) İslâm dininden başka bir din gelmeyeceğini, İslâm dininden başka bir dini de kabul etmeyeceğini de diğer bir Âyet-i kerime?sinde beyan buyurmuştur: ?Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.? (Âl-i imran: 85) Hülâsa: ?Allah katında din İslâm?dır.? (Âl-i imran:19) Dikkat ederseniz bunlar, Allah-u Teâlâ?nın kelamı dır. Hazret-i Allah?ın C.C. hükmü esastır. Buradan sonra ne Tevrat ne İncil insanları kurtuluşa çıkaramaz. Kur?an bunu dedikten sonra Tevrat ve incilin bir hükmü kalır mı hiç? İslamda ruhban yoktur. Alimler vardır. Onlarda peygamberin varisleridir. Saydığınız isimleri alimseler Allah ın hükümleriyle amel ederler. Ve insanlara bu doğrultuda örnek olurlar. Bunun dışına kim çıkarsa alim değil zalimlerden olur.. Sen alimlerle ruhbanları karıştırma? yapmak istediğini anlayabiliyorum. Alimlerin itibarlarını sarsarak inananları kendi cehaletleriyle baş başa bırakacaksın .. yok eğer niyetin bu değilse söyle de anlıyalım.
  21. Adem e secde etmekten murat adem e tapınmak değildir adem kıblesinden yine Allah a secde edilmektedir. Asıl sebeb ise Adem e A.S. verilen kıymettir. Burada Ademe A. S. kıymet veriyor meleklere de bu gösteriliyor.. Kim demiş öngörmediğini. Bu Allah ın C.C. ilim sıfatıyla her şeyi olmadan bilmesine aykırıdır. Bilmesi demek engel olmak için çabalamasını gerektirmez ki? Allah isteseydi tabii ki şeytan isyan edemezdi.. lakin engel olmayı murat etmediğini bu olay yaşandiği için anlıyoruz.. ee neylersin Mülk Allah ın C.C. yaptığından soramazsın, sorumlu tutamazsın.. Asıl Sebeb şudur : bahsettiğiniz gibi melek ve iblisin üstün özellikleri olsa da bu özellikleri onları Adem A.S. dan üstün yapmamaktadır.. ayrıca hayvanların da bizden çok üstün yönleri olduğunu unutmayalım, bizden daha iyi yüzüp, uçtukları, koştukları,daha çok yedikleri ve doğurdukları gibiii.. Neyse çünkü Allah Adem i diğer yarattıklarından daha çok sevmektedir. Bu yüzden Adem üstündür.Bu temel sebebin dışında başka sebebler de vardır örneğin: Adem e A.S. ilim bakımından meleklerden üstündür. *********** Benden bu kadar lakin Gülbudak ın cevapları için dediklerinize katılmıyorum. Arkadaşın cevapları mantıklı ve tam cevaplar?
  22. Hz. Âişe vâlidemiz babası Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osmanın hilâfetleri zamanında Hz. Peygamber´den işittiklerini Müslümanlara anlattı. Devamlı oruç tutar ve daima gece namazı kılardı. Hz. Âişe fıkıh ve ictihadda keskin, kuvvetli görüşe sahiptir. Fıkıh ilminin kurucularından sayılır. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb´a*dandir. Hz. Âişe, güzel ahlâklı, merhamet dolu, cömert ve ibadete düşkün, çok zeki bir sahabeydi. Hepsinin besinde en mümtaz vasfı ise İslâma ve ilme olan büyük hizmeti idi. Müslüman bilginler arasında yaygın bir rivayete göre fıkıh ve dinî ilimlerin dörtte birini Hz. Âişe nakletmiştir. Ebû Mûsa el-Eş´ârî: "Bizler, müşkül bir mesele ile karsılaştığımızda gider Hz. Âişeye sorardık." demiştir. Abdurrahman b. Avf´in oğlu Ebû Seleme: Resulullah´ın sünnetini Hz. Âişeden daha iyi bilen; dinde derinleşmiş, Ayet-i Kerîme´lere bu derece vâkıf ve sebeb-i nüzulleri bilen, ferâiz ilminde mâhir bir kimseyi görmedim." demiştir. Hakkında İmam Zührî: "Eğer zamanının bütün âlimlerinin ve peygamberimizin diğer zevcelerinin ilmi bir araya toplansa, Hz. Âişenin ilmi yine daha ağır basardı" derdi. Atâ b. Ebî Rebâh; "Hz. Âişe, ashâb içinde en çok fıkıh bilen, isabetli rey bakımından en ileri gelen bir kimse idi." demiştir. Tabiinden Mesruk; "Allah´a yemin ederim ki, Ashâb-i Kirâm´ın ileri gelenlerden birçoğu gelir Hz. Âişeden Ferâizee ait sorular sorar ve öğrenirlerdi." demiştir. Hz. Âişe Peygamberimizden iki bin iki yüz on hadîs rivayet etmiştir. Kendisinden de Ashâb ve Tabiin´den birçok kimse hadîs nakletmişlerdir. Sahih hadis kitapları Hz. ÂişEnin fetvaları ile doludur. Ahmet b. Hanbel Müsned adlı eserinde de Âişenin rivayet ettiği hadislerinden uzun uzun bahseder . Hz. Âişe nin naklettiği hadislerden bazıları: "Ey Âişe, Allah, kullarına lütuf ile muamele edicidir. Her iste yumuşak davranılmasını sever." "Her gün yirmi kere ölümü düşünen kimse, şehitlerin derecesini bulur" "Resul-i Ekrem (s.a.s.) ´in en ziyade hoşlandığı ibadet, devamlı olanı idi, az olsa bile." "Sekir (sarhoşluk) veren her içki haramdır. " Hazret-i Peygamber (s.a.s.) söyle buyurmuştur: "Cebrâil hiç durmaz komsu hakkına hürmet olunmasını bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakında komsuyu mirasçı kılacak sandım. " Hz. Aişe muminlerin annesidir. Bahsettiğiniz ithamlar saygısızca ve adaletsizcedir. Yukarıdaki alıntıda onun dinde peygamberimizden aldıklarını onun vefatından sonra da anlatmaya devam ettiği görülüyor. 1-Ve 2210 hadis rivayet eden bir insan acaba peygamberle evli olmaktan hoşnut olmasa bunu çevresine anlatmaz mıydı? - Hz. Aişe den R.A. bu evlilik için bir eleştiri ve hoşnutsuzluk işareti gelmemiştir. 2-Evlilikleri yanliş olsa yakışıksız olsa Arapların içinde inançsızlar sizin dediğiniz gibi peygamberi eleştirmez miydi? - Hz. Aişe nin dışında kalan o tarihteki inançsızlardan eleştiri gelmemiştir. 3- Her konuda peygamberimize soru soran sahabi bu evlilikte hata olsa peygamberimize bundan sormazmıydı sanıyorsunuz, tabikii sorarlardı? - Sahabeden de olumsuz bir tek cümle yokk.. Bu ne anlama geliyor : burada eleştiri yapıldığı filan yok.. çünkü olaya yanlı bakıyorsunuz.. Muhammed SAV haşa kesinlikle suçludur. Temelsiz önyargınızı bu evliliği örnek vererek ispatlamaya çalışıyorsunuz.. Boşuna uğraşıyorsunuz buradaki damat ve gelin değil yeryüzü gökyüzünün de en temiz insanlarıdır… Bu da benim önyargım değil alem yaratılmadan ruhlar alemindeyken ispatlanmış ve inananlarca iman edilmiş Alah C.C. inancının insanlara ulaştırmakta görevli Allah Resülü ve eşi hakkındaki en temeli olan bir inancım aksini düşünemem … Günümüzün inançsız maddaciliğiyle nefsani ve şehevi bakış açısıyla o zamanda ve o coğrafya da yapılan bu evliliği günümüzün istismarcılarıyla kıyaslamak rezaletinden vazgeçin. Yaş 9.11 veya 18 tartışması günümüzün bakış açısıdır. Bu yaş mevzuunda kesinlik yoktur. Bilinmesi gereken Hz. Aişe buluğ çağında olduğu ve evlenmesinde mahzur olmadığıdır.
  23. Tanrı tanrılar tanrıça: Galatı meşhur lugatı fasihadan evladır , denmiştir. Tabii bu halk için böyledir. Dil alimleri için Lugatı fasiha galatı meşhurdan evladır, geçerlidir. Sonuç herneyse ne bu kelimeler yeterince açıklandı zaten… Artık kelimeler üzerinden nereye varmaya çalışılıyor onu net olarak biri yazsa memnun olurum… Tabi gerçekten inandığınız şeyi, varsayımları değil. Yoksa benim anladım gibi yunusa bu kelimeyi kullandı diye müşrik mi diyeceğizz…
  24. Her şeyi yaratan Allah tır. şeytan ve nefis Allah ın C.C. yarattığı ancak uzak durun dediği şerleri işlememiz için çabalar.. Allah zenginliği ömrü boyu posu siyah yada mavi gözü dilediğine verir. Bunlara bakıpta şunda yanılmayın. Şükrü ve nankörlüğü isteyene verir. Sonuçta hepsini Allah vermekte ancak kimini bizim dilememiz şartına bağlamıştır. "Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik, ister şükredici olsun, ister nankör" (el-İnsan 76/3). İş sizin dediğiniz gibi olsa bu ayette geçen mana geçersiz olur. O zaman ayette şöyle denmeliydi: İnsanları istersem şükredici istersem nankör yaratırım. Denmesi gerekirdi ki iş öyle değil… Allah nimetlerinin ve belalarının (doğuştan gelen sıkıntılar) bir kısmını insanların çalışma ve dilemesine gerek kalmadan verir, bir kısım nimetlerini ve belalarını ise çalışıp istemek şartına bağlı verir.Ancak şükrü ve nankörlüğü ve de küfrü yaratan Allah tır. Ve bunlar bize zorla verilecek şeylerden değildir. Kesinlikle çalışmamız ve istememiz gerekir ki bizler şükreden şakir ya da nankör olalım . Bir de mumin ya da çok şükreden biri bu yaptıklarının tamamen kendi fiili olduğunu düşünemez bunlarla grurlanamaz. Çünkü dilemek çalışmak her zaman yeterli olmadığı ortadadır. Yani bizim bir şeyi dilememiz o şeyin kesin olacağı anlamına gelmez. Biz dilerken ve diledikten sonra Allah ın da o şeyi dilemiş olması gereklidir ki o olsun. Sonuç: Bununla beraber siz dilemiyorsunuz, doğru yolda olmak istemiyorsunuz. Ancak ilerde Allah'ın dilemesi yani doğru yolda olmanızı dileyip de sizi bunu dilemeye mecbur etmesi hali hariç. Bunda "şimdi dilemiyorsunuz", da "Allah'ın ilerde dilemesi" demek olur. Ancak bunu iman için istemek yerinde olmaz diye düşünüyorum. Böyle bir zorunluluğa erişmek istemek ibadet için belki olabilir. Önce iradenizi kullanarak iman edin ibadet için sizi zorlamasını bekleyinnn. Fakat şunu da unutmayın ölümden sonra hesap verirken şunlara yanıt arayın: 1- Niçin seni doyurma mı beklemeden kalkıp yedin. 2- Niçin iyileştirme mi beklemeden ilaç kullandın. 3- Niçin bana güvenmeyip sabah kalkmak için saati kurdun. 4- Niçin temizlememi beklemeden yıkandın. 5- Niçin çoçuk verme mi beklemedin de evlendin. İman için beklemeyi düşünüyorsan bu 5 şey için de hiçbir şey dileme ve sebeplerden uzak dur yapma o zaman… Bekle bakalım Allah C.C. sende ne yaratacak…. Bir hatırlatma: senin bu işlere kafa yorman akletmeye çalışman güzel de eksik bunun arkasından iradeni ortaya çıkarıp Allah’tan C.C. hidayet istemen gerek.. haa verip vermemesi ona kalmış verirse kurtulursun vermezse yapacak bir şey yok.. bir şey daha Allah C.C. kendisinden samimiyetle istenileni her zaman verir. Özellikle de bu iman olunca bu böyledir… Vaktin varken iradene sahip ol ve onu kullannn iste irade et çalış kastet… Mecbur tutulmayı beklemen büyük bir hata.. Bunun başka yolu olsa inan sana derdimmm..
  25. Türkçe ağzımda anamızın ak sütü gibidir. Ona diyecek lafım olamaz. ******* Ben tevhitten bahsediyorum sen Türkçe’den… İslam inancının temelini Allah C.C. oluşturur. Tanrı değil. İbadetlerde onu kullanmak yerinde olur demekle Arapçılığın ne alakası var. "Ey iman edenler Allah'a iman edin" (4/136) Tanrı ya değil ve esmaül Hüsna da tanrı kelimesi bulunmamaktadır. Ben tanrı kelimesiyle işaret edilene değil Allah kelimesiyle işaret edilene iman etmekteyim. Ayrıca ben tanrı inancını islamiyetle terk ettim sen etmezsen etme… Mevlana ve yunus da terk etmişti. Bu anlamda her ikisi de benim atlarımdandır ve baştaçımdır. Ayrıca Arapçılığın baskısından bahsediyorsun.. ırk üstünlüğü yoktur takva üstünlüğü vardır. Banane araptan ben Allah’a ve peygembere tabiyim Araplara değil.. ****** Tanrı kelimesi tevhit inancındaki Allah kelimesinin yerini tutmaz. Yoksa islamdan önce bizde tanrı kelimesi tevhitteki Allah kelimesinin nitelediği anlam yerine mi kullanılıyordu. Yoksa İslam geldikten sonra tevhitteki Allah tanındı bilindi de ondan sonra mı ona haaa bu tanrıdır mı dendiii… sen inan ya da inanma tevhit dini Allah C.C. davet ediyor… ben ayrıca Allah kastedilerek tanrı denmesine karşı çıkmıyorum. Kaldı ki Allahı bilen birinin ona padişah sultan diye nitelemesine de karşı değilim. Ancak bu kelimeler onun has ismi değildir . bunu anlatıyorum..Bunların eş anlamlı olduğuna karşı çıkıyorum…
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.