Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hz. Musa Mucizeleri (!)


BrainSlapper

Önerilen İletiler

Semitik dinlerde fantastik bir masal var, bilirsiniz, Hz. Musa taifesiyle birlikte Firavun'un izni ile Mısır'dan ayrılmak üzere giderken, Firavun kötü kalpli olduğundan denize asasını vurmuş, deniz yarılmış, İsrailoğulları kötü kalpli Firavunun elinden kurtulmuşlar.

 

Musa diye "tek" bir kişi var mıydı, yoksa Musa, "kollektif" bir kişi miydi sorularını bir tarafa bırakıp, bu masalı aynen alıp irdeliyoruz.

 

*

 

Son günlerde, basında "Kore'de Hz. Musa Mucizesi" başlığıyla çıkan haber esasen "Hz. Musa mucizesinin (!) birinin ne kadar sıradan bir doğal olay olduğunu, mucize falan olmadığını görmemizi sağlayacak nitelikte.

 

moses.jpgmoses1.jpgmoses5.jpgmoses4.jpgmoses7.jpg

 

Şimdi Başka bir olay var, yine güncel: Çin Depremi.

O depremden ilginç bir doğa olayı yaşanıyor. Depremden tam bir hafta önce, depremin merkezinde ve etki alanında kurbağğalar harekete geçiyorlar ve toplu olarak göçmeye başlıyorlar.

 

frog-earthquake-china.jpg

 

*

 

Yukarıdaki, Peygamber Kim İl Sung ve Peygamber Mao Zedung mucizelerini (!) bir tarafa bırakıp, Musa mucizelerine (!) dönüyoruz.

 

Ms. 1700'lerde, Ege'nin güneyinde, girit yakınlarındaki Santorini'de yanardağ patlıyor. Ve bu patlama büyük çöküntü yaratıyor akdenizde. Arkeologlara göre, Santorini'de M. Ö. 1700'lerde yaşanan patlama dünyanın en büyük yanardağ patlamalarından biri. Yanardağ gökyüzüne karar bulutlar, tozlar, isler püskürtüyor, Tüm doğu akdenizde toz ve sisten güneş gözükmez oluyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'a ceza olsun diye gökyüzünü karartı diyor buna).

 

Gökyüzü toz ve volkan parçacıklarıyla dolu olduğundan yağmur çamurlu yağıyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'a ceza olsun diye çamur yağdırdı, sular içilmez oldu diyor buna).

 

Volkanik toz ve kül zehirlidir. Volkanik tozlar yağmur olarak yağınca zehirli sudan kaçabilen canlılar kaçar, yani kurbağalar gibi. Kaçamayanlar da ölür balıklar gibi. ( Bazı insanlar da Allah ceza olsun diye Firavun'un kentini kurbağalar bastı, Nil'deki balıklar öldü diyor)

 

Tsunami oluyor, tsunami nedeniyle su önce kıyılardan ve sığ yerlerden çekiliyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'dan kaçarken denizi yardı diyor buna).

 

Tsunami dalgası geri gelince, önce çekildiği yerleri dolduruyor (bazı insanlar da, Musa ve ahalisi geçtikten sonra deniz kapandı diyor buna).

 

Tsunami dalgası geri gelince, Nil bile geriye doğru akıyormuş gibi görünüyor (bazı insanlar da, Musa Nil'i geri akıttı diyor buna).

 

*

 

İnsanlar anlam veremedikleri, gerekçesini açıklayamadıkları doğal felaketlere "bu iş ilah işi" deyip, kolaycılığa yöneliyorlar.

Sona birileri kalkmış, "faklanca zamanda filan olay olmuştu ya, işte onu şu adam yapmıştı" diye sahiplendirme teşebbüsleri oluyor ve mucizeler (!) bu şekilde doğuyor.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende okudum haberi okurkende aklıma gelmedi değil şimdi bunu da Hz Musa'nin kızıldenizi geçme mucizesini sıradan bi doga olayı olarak nitelerler diye düşünüyordum ki topic açıldı.

 

Bilgi kırıntılarını çok güzel değerlendiriyosunuz gerçekten.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende okudum haberi okurkende aklıma gelmedi değil şimdi bunu da Hz Musa'nin kızıldenizi geçme mucizesini sıradan bi doga olayı olarak nitelerler diye düşünüyordum ki topic açıldı.

 

Bilgi kırıntılarını çok güzel değerlendiriyosunuz gerçekten.

 

Hz. Musa mucizelerini (!) sıradan bir doğa olayı olmadığını iddia eden kişilerin, yukarıdaki mucizelere (!) de bir peygamber bulmaları gerek.

Kore'deki mucizeye (!) Peygamber Kim İl Sung mucizesi, Çin'dkine de Peygamber Mao Zedung mucizesi adı verilebilir, mesela.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mucizeler denince aklıma geldi.

 

İslam peygamberi Muhammedin en büyük mucizesi, Kur-an ı Kerimdir.

 

Bende onun sure isimlerini merak ettim. Buldum.

 

Bikacı aşağıda yazılı. Tümünün bulunduğu link i de sonunda vereceğim.

 

 

 

En büyük mucize Kur-an dan sure isimleri.

 

Muhammed : Muhammed

Fecr : Şafak vakti

Abese : Yüzünü ekşitti.

 

Duha : Kuşluk vakti

Adiyât : Nefes nefese koşanlar

En'am : Davarlar

Fussılet : "Ayrıntılı yaptı"

 

Leyl : Gece

İsra : Gece yürüyüşü

Dühân : Duman, sis, pus

Ra'd : Gök gürültüsü

Zâriyât : Tozutup savuranlar

Cin : Cinler

 

Bakara : Sığır

İbrahim : İbrahim

İnşirah : Gönül ferahlığı

Naziât : Çekip koparanlar

 

 

A'la : Yüce

Nâs : İnsanlar

Kâfirun : Kafirler

 

 

Münafıkûn : İkiyüzlüler

Yusuf : Yusuf Peygamber

Hûd : Hûd Peygamber

 

Mutaffifûn : Ölçü ve tartıda hile yapanlar

Nûh : Nûh Peygamber

Lukman : Lokman Peygamber

 

Hümeze : Alaycılar, gıybetçiler

Meryem : Hz. Meryem

Kureyş : Kureyş Kabilesi

Yunus : Yunus Peygamber

 

Müzzemmil : Örtüsüne bürünen, köşesine çekilen

Saffât : Saf bağlayanlar

Saff : Saf tutmak

Secde : Secde

Zühruf : Süs-Püs

Nisa : Kadınlar

 

Tahrim : Haramlaştırma, yasaklama

Teğabün : Aldatış ve aldanış

Talâk : Boşama, boşanma

 

 

Câsiye : Çöken, oturan

Ğaşiye : Bürüyen, örten

Kasas : Peygamberlerin hayat hikayeleri

Ahzâb : Hizipler, gruplar

 

 

İhlâs : Samimiyet

Fâtiha : Açılış, açan,

Felak : Yarılma, Açılma , Tan yeri,

İnşıkak : Yarılma, ayrılma, kopma

İnfitâr : Açılma, yarılma, parçalanma

Meâric : Miraçlar, yükselme noktaları

 

 

 

Hac : Hac - Ziyaret

Enfâl : Ganimetler,

Mâûn : Vergi

Mâide : Sofra

Kevser : Kevser havuzu , ırmağı

 

 

Fil : Fil

Nahl : Balarısı

Neml : Karınca

Ankebût : Örümcek

 

Şems : Güneş

Kamer : Ay

Necm : Yıldız

Bürûc : Burçlar

Nûr : Işık

Târık : Târık yıldızı

 

 

Hadid : Demir

Kalem : Kalem

Kehf : Mağra

Tin : İncir

Tûr : Tûr dağı

 

Kıyamet : Kıyamet

Kaaria : Şiddetle çarpan

Haşr :Diriltme

Tekvir : Büküp dürme

 

 

Rûm : Bizanslılar

100.Tebbet : "Eli kırıldı."

 

 

Mümtehine : İmtihan eden

Mürselat : Görevle gönderilenler

Şuara : Şairler

Mücâdile : Hakları için savaşan kadın

 

 

Vâkia : Olan, ortaya çıkan

Zilzal : Zelzele Deprem

Nebe' : Haber

Nasr : Yardım

 

 

 

Sâd : "Sâd"harfi

Tâhâ : "Tı" ve "Ha" harfleri

Kaf : "Kaf" harfi

Yâsin : "Ya" ve "Sin" harfleri

 

 

------------------------------------------------------

 

Surelerin harf sırasına göre dizilmiş isimleri ise aşağıdaki likntedir. Ben oradan aldım.

 

-http://www.gencislam.com/forum/showthread.php?t=7750-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araf Suresi, 143- Ne zaman ki, Musa, mikatımıza geldi, Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu. "Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana". dedi. Rabbi ona buyurdu ki; "Beni katiyyen göremezsin ve lâkin dağa bak, eğer o yerinde durabilirse, sonra sen de beni göreceksin". Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygın düştü. Ayılıp kendine gelince, "Sen sübhansın", "tevbe ettim, sana döndüm ve ben inananların ilkiyim," dedi.

 

Bu olayada inançlılar "dağ bile dayanamamış allahı görmeye " diye düşünürler. Oysaki olayı azbiraz sorgulayan biri bunun sakarlık olduğunu düşünmesi gerekir.

Çünkü tanrının amacı ne? musaya görünmek değilmi. Yani "Musa sana görünürsem seni paramparça etmeden bunu başaramam". Tanrı resmen böyle söylemiş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim merak ettiğim, hala Musa'nın mucizelerine (!) inanan var mı?

 

Saygılar.

Sayın BrainSlapper,

Sanırım bir iki yıl önce kadardı...

Kızıldenizde araştırma yapan bir ekip,

Yaklaşık Hz. Musa'nın yaşadığı dönemlerde Kızıl deniz'in daha çekik olabileceğini

Ve rüzgarın, gel-git'in etkisiyle Kızıldenizdeki mevcut bir kayalıktan karşı tarafa geçilmiş olabileceğini iddia etmişlerdi.

Belki internette ararsak bulabiliriz bu bilgiyi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah Hz. Musaya yardim etmis, deniz yarılmış, İsrailoğullarını kurtarmış. Ama, Almanya'nın Nazi döneminde yaklaşık 6 milyon kişinin sistemli bir şekilde öldürülmelerinde sessiz kalmış.

 

Hiç sormayın sayın Suheyla,işin Allah ile hiçbir ilgisi olmadığı kesin de,İncil'deki Baba Tanrı ile bayağı bir ilgisi var.Bush da ondan icazet alıp Irak'a girmişti zaten.

Bakın Hitler de nasıl icazet almış kendince.

 

Hitler'in 1922 yılındaki bir konuşmasından:

 

''Hislerim beni bir hıristiyan olarak Tanrı'ma ve bir savaşçı olarak Kurtarıcı'ya yöneltiyor.Beni bir zamanlar etrafında birkaç takipçisinden başka kimsesi olmayan ve bu Yahudiler'in ne olduklarının farkına varmış olan,insanları bunlara karşı savaşmaya çağıran adama,Tanrı'nın hakikatine yöneltti!Bu adam acı çekenlerin değil ama savaşçıların en üstünüydü.Sınırsız bir sevgiyle hıristiyan biri olarak,Tanrı'nın gücünün en sonunda kırbacıyla engerekleri ve kuluçkalarını tapınaktan nasıl defedeceğini anlatan pasajı (İncil'den bahsediyor) okuyorum.Yahudi zehirine karşı dünyayı kurtarmak için ne müthiş bir savaş.

Bugün,2000 yıl sonra,en derin hislerle her zamankinden daha da çok farkına vardım ki,O çarmıhta kanını dökmek zorundaydı.Bir hıristiyan olarak görevlerimin arasında kendimin aldatılmasına izin vermek yok,fakat hakikat ve adalet için savaşmak gibi bir görevim var...Ve bizim doğru yönde hareket ettiğimizin gerekçesi ise gün geçtikçe büyümekte olan acılarımızdır.Bir hıristiyan olarak kendi halkıma karşı sorumluluğum var.''

 

İşte Bay Hitler Yahudi katliamına kendisini ve halkını böyle hazırlamıştı.Yani bırakın Allah'ın musevilere tekrar yardım etmesini,olay hıristiyanların Baba Tanrısı'nın istekleri ekseninde gelişmiş Naziler'e ve o zamanki hıristiyan Almanlar'a göre.Birileri birşeyi meşrulaştıracaksa hemen kutsal(!) kitabına sarılıp birşeyler uyduruvermiş içinden.Bu da bir taktik işte.Halklar böyle olursa,güden çok olur.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

************* birisi bile Musa hikayesindeki mantıksızlıkları görür. Sen firavun ol, kahinler İsrailoğullarından doğacak bir erkek çocuk saltanatını yıkacak dediler diye erkek çocukları öldürt, fakat köle nesli tükenmesin diye bu katliamı bir yıl yap, bir yıl yapma. Böyle bir mantık olur mu? Yazı turaya güvenebilir misin?

 

Hadi güvendin. Karının suda bulunmuş bir çocuğu evlat edinmesine izin verir misin? Sayısız bebek katliamı yapmış adam, suda bulunan bir çocuğa acıyor. Yoksul hanelerinde öldürttüğü bebeklerin sarayına ulaşma şansları olmadığını, asıl bu içeri sızan bebeğin kahinlerin söz etmiş olduğu bebek olması gerektiğini düşünemiyor! Bu masalın ipe sapa gelir yanı yoktur. Zaten müfessirler de bu mantıksızlıkları açıklayamaz da "Allah firavunun basiretini bağladı" derler.

 

Bence kendi basiretlerini gözden geçirseler daha iyi bir iş yapmış olurlardı. Belki inanç uğruna akıl ve mantıklarını körlediklerini farkederlerdi. Bu farkedişle birlikte bilimsel çalışmalara ve bulgulara yönelirlerdi belki. Medreselerde ayet hadis ezberletilmez, bilimsel deneyler yapılırdı.

 

Yok ben anlamıyorum, Kuran niye ezberleniyor hala? Bir insanın Kuranı ezbere okumasının ne faydası var? Yazık mı değil körpe beyinlere, bilgisayara yüklesen kilobaytlar kadar bir bellekten fazla bellek işgal etmeyecek bir kitabı taze beyinlere yüklemenin bir mantığı var mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Musa nın mucizeleri bir yana ,

 

Bide BABİL efsanelerindeki musaya bakalım.

 

Bizim İbrani MUSA daha doğmamıştı bu efsane yazıldığında.

 

 

" Babil efsanelerine göre kral Sargon , öldürüleceği kaygısı ile daha bebekken , ailesi tarafından , bir sepet içerisinde ırmağa bırakılır.

Onu bir bahçıvan bulur ve yetiştirir.

Sonuçta kralın sarayında üst makamlara kadar yükselir.

ve Tanrıça İŞTAR ın da desteği ile bütü BABİL ' in efendisi olur." ( Mardukla randevu 2012 - sayfa 197)

 

Musa kendisi bir efsanedir.

 

Mucizeleri mi.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soyle bir mantığı var Sn Demirefe ,

 

- Benim gibi İMAM HATİP LİSE lerinden mezunsanız , en az 51 ile 70 sayfa arasında ezberiniz olmalı. Yoksa Kuran dersinden sınıf geçemez sınız.

- Eğer medrese tabir edilen yerlerde okuyorsanız , DAYAK yersiniz , ezberleyemez iseniz.

- Müslümanlara göre , Bide HAFIZ lar direkt cennetliktir. Bitakım şartları var....Girmeyeceğim...

- Extra Şefaat haklarına falan sahiplerdir..

- Falan

- Filan

 

gibi sebepleri var. Kur'an-a Azimüşşanı ezberlemenin.

 

Hala akıl edemezler... İlla ezberlenecek...

 

Efendi Muhammed zamanında yazı yazmayı bilen az,

Ezberlenmesi zorunlu,

Uhud savaşında da , bisürü hafız ölünce, ( gerçi Şehitlere ölü dediğim için , birileri kızacak ama...)

efendi muhammed de korkmuş , emekleri boşa gidecek diye,

 

Herkses cennet vaad etmiş.... Amam ezberleyin diye.

 

Nasıl olsa elinin altında Cennet.

 

Kuranı ezberleyene şu var , bu var, Extra lar var

 

hah işte...

 

Kolay yoldan CENNET te var.

 

Oturup ezberliyorlar.

 

Böyel ulvi bir nedeni var.

 

Taklamakan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hadi efsaneye inanmamayı anladıkta. Tarihsel bir olaya masal demeyi anlamadık.

 

Musa İsrailoğullarına önderlik ederek onları Mısır'dan çıkarmıştır. Yani ister peygamber olduğuna inanın ister inanmayın böyle bir kişi yaşamış ve bunu yapmıştır.

 

Firavun'un yahudi kölelerin doğan çocuklarını yıl aşırı öldürmesi gerçektir. Mısır kabartmalarında ve tabletlerinde köle nüfusunun kontrol altına alınması için mısırlıların bu yöntemi kullandıkları. Hangi hesaplamalarla, hangi takvime göre yaptıklarına kadar yazılıdır. Bebeklerin nasıl öldürüldüğüde kabartmalarda resmedilmiştir. Köleler sadece çalışmaları ve iş görmeleri için beslenen kimselerdir. İşsiz bir vatandaşı devlete yük olsada öldürmezsin .Ama iş gücü ihtiyacından fazla köle sayısı varsa. İşsiz köleler zararına beslenen kişilerdir kölecilere göre. Ve kölelerin nüfusunun aşırı artmasının büyük sakıncaları vardır. Ve hatta yahudi kölelerin yeni doğan bebeklerini öldürülmekten kurtarmak için çölde yaşayan ailelere vermeleri sonucunda çölde mısır kervanlarını ve ticari yollarına saldıran yağmalayan küçük yahudi devletçikler oluşmuştur. Musa'da Saray'dan kaçtıktan sonra bu kabile devletlerinden birisine sığınmıştır.

 

Ortaçağda bile sömürgelerin nufusunu kontrol altına almak için kullanılan bir yöntem olan toplu katliam. Milattan önce 16. yyda çok şaşılacak birşey değildir.

 

Tüm imparatorluklarda harem kadınlarının, imparatorun diğer eşlerinin imparator annesi olup kendilerini öldürtmemesi için erkek çocuk sahibi olup kendi oğlunu tahta çıkarmaya çalışması. Kısır olanların veya erkek çocuk doğurmayı başaramayanların, ya da sakat özürlü çocuk doğuranların saray dışından yeni doğmuş bebekleri gizlice doğurdukları kız veya özürlü bebeklerle değiştirmeside yaygın bir davranıştır. Bunca dünya tarihinde hiç özürlü, sakat doğum yapan kraliçe, prenses vesaire duydunuzmu? Hiç doğurmamışlar mıdır? Tabiki doğurmuşlardır. Bu çocuklar ya öldürülür, ya evlatlık verilir. Yerlerinede yeni doğmuş bir bebek konulurdu. Kimi zaman kraliçe ya da prensesin hanedan içi çıkarları için. Kimi zamanda tanrılar tarafından kutsanan, kutsal yaratıklar olan soyluların, kralların, imparatorların özürlü çocuk sahibi olmalarının kutsaliyetlerini sorgulatacak. Ya da halkın lanetlendiklerini düşünmesine yol açacağı için. Musa'nın Mısır hanedanlığına Döneminin firavununun bilgisi dahilinde ya da bilgisi dışında evlat edinme yoluyla girdiğide tarihsel gerçektir.

 

Yani bir yahudi çocuğu olan Musa'nın Mısır sarayına evlat edinme yoluyla girdiği. Daha sonra soyluluktan feragat edip. Yahudileri Mısır hakimiyetinden kurtardığı tarhisel bir vakadır. Yahudilerin Mısır'dan bağımsızlıklarını kazanıp yanlarında altın ve gümüşleriyle Kuzey Afrika'dan, ortadoğuya Musa öncülüğünde göç ettikleride tarihsel vakadır.

Bundada şaşılacak büyük bir yan yoktur. Osmanlı Tarihinde bile saraya köle olarak girip. Sadrazm olarak çıkan devşirmeler yok mudur? Ve hatta 1453 ten sonra. Bütün Vezirler ve Sadrazmlar saraya devşirme köleler olarak girmemişler midir? Çin İmparatorluğunun tarihteki en ünlü generalleri, vezirleri penisleri iple kopartılarak hadım edilip. saraya köle olarak giren kimseler değil midir?

 

Yani "efsane" dediğiniz olayları kabul etmeyeyim derken, tarihsel vakalarıda masal yapmayalım. İşin inanç boyutuna inanmayabilirsiniz. Ama tarihsel vaka boyutunda olan kısımlara masal demek yanlış olur.

 

Dini inancı olan birisine göre Musa Allah'ın peygamberidir ve bunca şeyi onun yardımıyla yapmıştır . Dini inancı olmayan biriside Brain gibi Musa'nın eski zaman kahinleri gibi gerçekleşecek doğal felaketleri çeşitli tekniklerle önceden öngörüp kendine malettiğini iddia edebilir.

 

Zira bu kısmı yoruma açık olan kısmıdır.

 

Ancak Hanedanlığa dışarıdan giren bir Yahudi olan Musa'nın. Mısırdaki köle yahudilere öncülük ederek onların bağımsızlıklarını kazanmalarını sağlayarak. Mısır'dan Sina'ya göç ettirdiği kısmı. İster dini öğretiye inanın ister inanmayın. Şu anki tarihsel verilerle sabit olan kısmıdır.

 

Mesela ister dini inancınız olsun ister olmasın. Kudus'lu bir Marangoz olan İsa'nın Roma imparatorluğuna baş kaldırdığı ve bu yüzden idam edildiği kısmı sabittir. Yoruma açık olan kısmı bu değildir.

 

Sanırım anlatabildim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hadi efsaneye inanmamayı anladıkta. Tarihsel bir olaya masal demeyi anlamadık.

 

Musa İsrailoğullarına önderlik ederek onları Mısır'dan çıkarmıştır. Yani ister peygamber olduğuna inanın ister inanmayın böyle bir kişi yaşamış ve bunu yapmıştır.

 

...

 

Yani "efsane" dediğiniz olayları kabul etmeyeyim derken, tarihsel vakalarıda masal yapmayalım. İşin inanç boyutuna inanmayabilirsiniz. Ama tarihsel vaka boyutunda olan kısımlara masal demek yanlış olur.

 

Dini inancı olan birisine göre Musa Allah'ın peygamberidir ve bunca şeyi onun yardımıyla yapmıştır . Dini inancı olmayan biriside Brain gibi Musa'nın eski zaman kahinleri gibi gerçekleşecek doğal felaketleri çeşitli tekniklerle önceden öngörüp kendine malettiğini iddia edebilir.

 

Zira bu kısmı yoruma açık olan kısmıdır.

 

Sayın CYRANO,

 

Ben de zaten hikaye gerçek midir, değil midir tartışmasına girmedim. Hikayeyi aynen aldım.

Hikaye'de çocukluk, kölelik, sarayda büyüme gibi yönlerini tartışmaya açmadım.

Orası beni ilgilendirmiyor.

 

Senin de söylediğin gibi, bunlar olabilecek şeyler.

Bu konuda ayrı bir tartışma yapabiliriz.

 

Benim tartışmak istediğim şey, "asa'nın denize vurularak yarılması gibi" olmayacak şeyler. Yani "Mucize" denen şeyler.

 

Sen mucizeler hakkında sadece şunu söylemişsin: Zira bu kısmı yoruma açık olan kısmıdır

 

Yoruma açık kısım hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

 

Bu arada ben "Musa'nın eski zaman kahinleri gibi gerçekleşecek doğal felaketleri çeşitli tekniklerle önceden öngörüp kendine maletmiş" demiyorum. Adam hakkında direk "kendine maletmiş" demek desteksiz bir sallama olur. Kendi mi yapmış bunu, başkası mı yapmış, herşeyden önce Musa denen kişi bütün bu olayları yapmış mı, yoksa, birkaç kişinin eylemleri Musa'ya afedilerek, Musa'nın tarihi zenginleştirilmiş mi bilemiyoruz. Bunu tartışmıyoruz, gerekirse tartışırız. Ben sadece işin "mucizeler" kısmını tartışmaya açtım.

 

Başlık "mucizeler" ve senin bu mucizeler konusundaki düşüncelerini almaktan memnuniyet duyacağım.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"******** birisi bile Musa hikayesindeki mantıksızlıkları görür. Sen firavun ol, kahinler İsrailoğullarından doğacak bir erkek çocuk saltanatını yıkacak dediler diye erkek çocukları öldürt, fakat köle nesli tükenmesin diye bu katliamı bir yıl yap, bir yıl yapma. Böyle bir mantık olur mu? Yazı turaya güvenebilir misin?

 

Hadi güvendin. Karının suda bulunmuş bir çocuğu evlat edinmesine izin verir misin? Sayısız bebek katliamı yapmış adam, suda bulunan bir çocuğa acıyor. Yoksul hanelerinde öldürttüğü bebeklerin sarayına ulaşma şansları olmadığını, asıl bu içeri sızan bebeğin kahinlerin söz etmiş olduğu bebek olması gerektiğini düşünemiyor! Bu masalın ipe sapa gelir yanı yoktur. Zaten müfessirler de bu mantıksızlıkları açıklayamaz da "Allah firavunun basiretini bağladı" derler. "

 

demirefenin bu söylediğine istinaden yazdım onu. Burada sorgulanan mucize değil. Tarhisel bir vakadır.

 

Mucize kısmına gelirsek. Benim mucizeler hakkında söylediğim "yoruma açık olan kısmı" inanan ve inanmayan kimseler buna kendi bakış açılarından bakabilirler. Ama iş Musa'nın mısırlı köleleri mısır'dan Sina'ya göç ettirmesine gelince. Burada inanan ve inanmayanların kendi açısından bakışı değiş tarihsel dayanaklar önemlidir. Zaten musa böyle bir şey yapmış mıdır? Yapmamış mıdır ı tartışanda yok dünyada. Bu bugünkü tarih biligisiyle 16. yy da gerçekleşmiş bir olay.

 

ortada olan bir şey var. Mısırlı köle yahudiler Kızıldenizi aşarak sinaya geçtiler. 2000 metre derinliğindeki bir denizin suyu hiçbir tsunamiyle çekilmez. Biz resimdeki gibi 50 metre yüksekliğinde bir sudan bahsetmiyoruz. Mısırlı yahudilerin mısır sınırları dışında kalan Sinaya ulaşabilmeleri için bu denizi etrafını dolanarak geçmemiş olmaları gerekiyor. Çünkü etrafından dolanacakları yerler büyük mısır şehirleri. Peşinizde firavunun ordusu varken bir mısır şehrine kaçamazsınız. Çoktan tutulmuştur yolunuz.

 

Mısırlılar stongengein yapıldığı yerin ilkel insanları gibi değildir. Bilimde çok ilerlemiş astronomiden tıbba, matematikten jeolojiye kadar bugün bile açıklanamayan başarılar göstermiş bir medeniyettir. 10 felaketin bir yanardağ patlaması sonucumu oluştuğunu yoksa Musa'nın mücizesi mi olduğunu anlıyabilirlerdi.

 

Mısırı köle yahudilerin çağın en büyük devletine karşı ayaklanıp silah zoruyla bağımsızlığını kazanmalarıda mümkün değildi. Nüfusları sürekli kontrol edilen kölelerin dev mısır imparatorluğundan silah zoruyla bağımsızlık kazanmaları olasılık dahilinde değil.

 

Mısırlılar 10 felaketin bir yanardağ patlaması sonucu oluşup oluşmadığını anlayamazlar mıydı? Açık beyin ameliyatı yapan. Yıldızların hareketlerini takip edebilen. 0 kullanmadan üstün bir matematik hesabı geliştiren mısırlılar. Şüphesizki bilimdeki bu büyük başarılarının hepsini yeryüzü ve gökyüzü hareketlerini artı doğayı çok iyi takip edip çözümlemelerine borçluydular.

 

İnşa ettikleri piramidleri doğal felaketlere dayanacak şekilde inşa etmiş olmaları. Onların doğal felaketlerin farkında olduklarını, tekrarlandığını bildiklerini gösterir. Yani doğal felaketleri tanrıların gazabı olarak görmediklerini gösterir. Tanrıların gazabına karşı bina inşa ederken önlem almak pek akıl karı olmadığından.

 

Peki Musa'da ne vardı? Çağın en güçlü imparatorluğundan bir halkın özgürlüğünü kopardı. Ve onları Mısır'dan Sina'ya götürdü? Bunu onlarla savaşarak yapmadı. Mısırlıları ne ikna etti ? Yahudiler gibi usta işçiler, usta tüccarlar, usta zanaatkarlardan oluşan değerli kölelerini niye azat ettiler?

 

Musa doğal felaketlerle Mısırlıları etkiledi ve kandırdı mı? Mısırlılar bunlar. Doğa olaylarıyla korkutacağınız afrika kabileleri değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın CYRANO,

 

Konu başlığı "mucizeler", yani tarihsel olayı değil, mucizeleri tartışıyoruz.

 

Mısırlı köle yahudiler Kızıldenizi aşarak sinaya geçtiler. 2000 metre derinliğindeki bir denizin suyu hiçbir tsunamiyle çekilmez. Biz resimdeki gibi 50 metre yüksekliğinde bir sudan bahsetmiyoruz. Mısırlı yahudilerin mısır sınırları dışında kalan Sinaya ulaşabilmeleri için bu denizi etrafını dolanarak geçmemiş olmaları gerekiyor. Çünkü etrafından dolanacakları yerler büyük mısır şehirleri. Peşinizde firavunun ordusu varken bir mısır şehrine kaçamazsınız. Çoktan tutulmuştur yolunuz.

 

Mısırlılar stongengein yapıldığı yerin ilkel insanları gibi değildir. Bilimde çok ilerlemiş astronomiden tıbba, matematikten jeolojiye kadar bugün bile açıklanamayan başarılar göstermiş bir medeniyettir. 10 felaketin bir yanardağ patlaması sonucumu oluştuğunu yoksa Musa'nın mücizesi mi olduğunu anlıyabilirlerdi.

 

Mısırı köle yahudilerin çağın en büyük devletine karşı ayaklanıp silah zoruyla bağımsızlığını kazanmalarıda mümkün değildi. Nüfusları sürekli kontrol edilen kölelerin dev mısır imparatorluğundan silah zoruyla bağımsızlık kazanmaları olasılık dahilinde değil.

 

Mısırlılar 10 felaketin bir yanardağ patlaması sonucu oluşup oluşmadığını anlayamazlar mıydı? Açık beyin ameliyatı yapan. Yıldızların hareketlerini takip edebilen. 0 kullanmadan üstün bir matematik hesabı geliştiren mısırlılar. Şüphesizki bilimdeki bu büyük başarılarının hepsini yeryüzü ve gökyüzü hareketlerini artı doğayı çok iyi takip edip çözümlemelerine borçluydular.

 

İnşa ettikleri piramidleri doğal felaketlere dayanacak şekilde inşa etmiş olmaları. Onların doğal felaketlerin farkında olduklarını, tekrarlandığını bildiklerini gösterir. Yani doğal felaketleri tanrıların gazabı olarak görmediklerini gösterir. Tanrıların gazabına karşı bina inşa ederken önlem almak pek akıl karı olmadığından.

 

Peki Musa'da ne vardı? Çağın en güçlü imparatorluğundan bir halkın özgürlüğünü kopardı. Ve onları Mısır'dan Sina'ya götürdü? Bunu onlarla savaşarak yapmadı. Mısırlıları ne ikna etti ? Yahudiler gibi usta işçiler, usta tüccarlar, usta zanaatkarlardan oluşan değerli kölelerini niye azat ettiler?

 

Musa doğal felaketlerle Mısırlıları etkiledi ve kandırdı mı? Mısırlılar bunlar. Doğa olaylarıyla korkutacağınız afrika kabileleri değil.

Yani özetle tyazınızdan anladığım şu: "Mısır'ın başına gelenler, Musa'nın marifetleriydi" mi diyorsunuz?

 

Gelelim yazınızın irdelenmesine.

 

Şuradan öğrendiğimize göre, Kızıldeniz'in ortalama derinliği 491 m'dir. En Derin yeri 2211 m işle Port Sudan açıklarıdır.

 

africa_pol_2003.jpg

 

Okuyuculardan, haritada, Port Sudan ile Mısır'daki Aswan'ın yerini haritada görmelerini rica ediyorum.

Aswan, Yukarı Mısır denen yerde ve Eski Yukarı Mısır'ın başkent bölgsi Thebes/Luxor civarından daha güneyde. Yani buradan elde etmeye çalıştığım bilgi şu:

 

Exodus/Çıkış sırasındaki başkent Thebes mi idi, yoksa Kahire/Memphis/Giza mı idi bilmiyoruz. Bu nedenle her iki başkenti de "olasılık" içine dahil ediyoruz.

Her iki başkent de, Kızık Deniz'in en derin yeri olan Port Sudan'dan çok uzakta.

 

ancient_egypt_EN_1.gif

 

egypt_ancient_map.gif

 

Şimdi gelelim ikinci ipucuna..

 

Sina Yarımadasına geçmek için, Exodus/Çıkış zamanındaki başkentin, Thebes değil, Kahire/Memphis olması gerekir.

Zira Thebes'ten Kızıldeniz'e doğru gidersen, karşıda Arap Yarımadasını bulursun, Sina'yı değil.

 

Kahire/Memphis'ten Kızıldeniz'e doğru gidersen, karşında Sina'yı bulursun.

 

Yahudiler Sina'ya geçtiklerine göre, Exodus/Çıkış sırasında başkentin Kahire/Memphis olması gerekir.

 

Ayrıca bir ek: Musa'nın "Halkımı götüreceğim" derken, aklında gidilecek yere ulaşan "geçilebilir bir yol" olması gerekir.

 

Şimdi Kahire/Memphis'ten doğuya bakıyoruz, Kızıldeniz'e.

 

suez.jpg

 

SUEZ_CANAL.jpg

 

Buradan şu bilgiye ulaşırız: Exodus/Çıkış hikayesindeki Kızıldeniz, sadece denizin en kuzey ucu, Mısır ile Sina yarımadası arası olabilir.

Kahire/Memphis'ten doğuya gidilince de, Kızıldenizin artık bataklığa dönüştüğü, yani "tsunami ile suların çekilebileceği bir mevki"ye varırız.

 

Ayrıca, başka bir bilgi var: Bugünklü Suveyş Kanalı bölgesine o dönemde Sazlıklar Denizi (Reed Sea) deniyor.

Yani Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan, göller, sazlıklar, bataklıklardan oluşan ve insanların "Sazlıklar Denizi" dedikleri bir yer var.

Yani Musa hikayesinin geçtiği yer onlarca/yüzlerce/binlerce metre derinliğinde değildi.

 

Şimdi son haritadaki yükselti renklerine dikkat ediniz. Sazlıklar Denizi olarak adlandırılan bölge Kızıldeniz değil, Akdeniz Havzası. Yani Kızıldeniz'deki bir Tsunami'den ziyade, Akdeniz'de oluşacak bir tsunami'nin etki alanı içinde.

 

 

*

 

Musa Mısırlıları doğal felaketlerle etkiledi kandırdı mı?

Sanmıyorum.

 

Bu olayların sonradan (retrospective editing of history) Musa'ya atfedildiğini düşünüyorum.

 

Musa veya herkimse O zamanlarda yaşayan Yahudi liderlerin tarihi yazılırken/anlatılırken "nedeni anlaşılamayan" doğal olayların Musa'ya atfedilmesi en büyük ihtimal.

 

Musa'yı yüceltmek gerek.

Zira Musa lider, milletin babası konumunda.

"Falanca tarihte Sazlıklar Denizindeki sular çekilmiş ve tekrar büyük bir dalga halinde gelmişti ya..."

"Eeee?"

"Onu aslında Musa yaptı.."

 

"Falanca tarihte düşmanımız Mısır'ın tepesine taşlar yamıştı ya.."

"Eee?.."

"O'nu da aslında liderimiz Musa yaptı.. Ne büyük adam şu bizim lider bir bilseniz!!!"

 

Senin bunu anlayacağını düşünüyorum.

Bir mith ve kült yaratma, bu kültü, mithi zenginleştirme işi var ortada.

 

*

 

Gebze depreminin "nedeninin" Gebze'deki "kafir subayların içki alemlerinden dolayı" oluştuğunun iddia edilmesi gibi.

Tarih yazıcılığında bugün bilim ve laik sistem değil de, yukarıdaki iddianın sahibi güçlü olmasaydı, yıllar sonra çocuklarımız, Gebze depreminin, Gebze Üssündeki subayların içki içmelerinden kaynaklandığını sanacaklardı.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın CYRANO,

 

Konu başlığı "mucizeler", yani tarihsel olayı değil, mucizeleri tartışıyoruz.

.

.

Gebze depreminin "nedeninin" Gebze'deki "kafir subayların içki alemlerinden dolayı" oluştuğunun iddia edilmesi gibi.

Tarih yazıcılığında bugün bilim ve laik sistem değil de, yukarıdaki iddianın sahibi güçlü olmasaydı, yıllar sonra çocuklarımız, Gebze depreminin, Gebze Üssündeki subayların içki içmelerinden kaynaklandığını sanacaklardı.

 

Saygılar.

 

133 - (İnkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçık deliller gelmedi mi?

 

 

 

134 - Eğer biz, onları bundan (peygamber veya Kur'ân'dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, ***** ve **** olmadan önce âyetlerine uysaydık, olmaz mıydı?" diyeceklerdi.

 

 

 

135 - De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz.

 

 

Kur’anı masalla karıştırmak peygambere uyduruyor demek yanılmaktır.bunun böyle olmadığını arkadaşlar da defalarca söyledi..

 

Artık 135 e göre amel etmek en doğrusu 135 diyourum başka bir şey demiyorummm

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

133 - (İnkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçık deliller gelmedi mi?

Apaçık delillerle birlikte apaçık birsürüde çelişki geldi. Bu çelişkileri ne yapacağız peki? görmezdenmi geleceğiz?

134 - Eğer biz, onları bundan (peygamber veya Kur'ân'dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, ***** ve **** olmadan önce âyetlerine uysaydık, olmaz mıydı?" diyeceklerdi.

 

Zaten peygamber göndermeside bir çelişki. Çünkü herşeyi yapabilen allah herkesi eşit şekilde bilgilendirip sınavını ona göre daha adilce yapabilirdi. Diyelimki peygamber gönderme yolunu seçti bu peygamberler doğuştan peygamber olsalardı gene tamam ama öylede değil muhammet 40 yaşına gelinceye kadar tanrı ne düşünüyordu?

 

135 - De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz.

Yakında değil şimdiden biliyoruz zaten. Bana görede sizin tanrınız yanlış yolda...

 

 

Kur?anı masalla karıştırmak peygambere uyduruyor demek yanılmaktır.bunun böyle olmadığını arkadaşlar da defalarca söyledi..

 

Artık 135 e göre amel etmek en doğrusu 135 diyourum başka bir şey demiyorummm

Seni anlıyorum kardeşim inancına göre uyarıyorsun bizlere iyilik etmeye çalışıyorsun. Bende sana inançlarıma göre bir iyilik yapayım. Gel sende bırak bu ibadet işlerini tanrı varsa böyle şeyleri sevmemesi lazım. *******. Tanrı bunları yapmanızdan hoşlanacak kadar basit olamaz. Ben bile hoşlanmam yav ne o öyle... Adam gibi kalk ayağa başını dik tut, aklının yettiği kadar iyi ol, çalışkan ol, iş yap, millete faydalı ol, doğaya faydalı ol, hiçbir canlıya zulüm etme, kalp kırma, hak yeme, bunları yapabilen bir insanın allahta dahil hiçkimseye zararı olmaz.allah bunları gözardı edip seni namaz kılmadın diye yakacaksa demekki yanlış yoldadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni anlıyorum kardeşim inancına göre uyarıyorsun bizlere iyilik etmeye çalışıyorsun. Bende sana inançlarıma göre bir iyilik yapayım.

 

Saol da bu iyiliğin beni ancak dünyada rahatlatır. Ahitette ise çaresiz bırakır..

Gel sende bırak bu ibadet işlerini tanrı varsa böyle şeyleri sevmemesi lazım. *********. Tanrı bunları yapmanızdan hoşlanacak kadar basit olamaz. Ben bile hoşlanmam yav ne o öyle...
İbadet kişiyi Allah a yaklaştırmak için araçtır, amaç değil?İbadet dinin en güzel yönlerindendir. Doğru zorlukları varsa da bu zorluklar da bir şevk ve mutluluk kaynağıdır. Doğrusu bu da itiraf ediyimm o şevki bulmaya mutluluğa ermeye çalışıyorum. Zorlukları yenerek yapmak da ayrıca bir ibadet ne eylersin işimiz gücümüz kulluktur bizim. Bu ibadetlere Allah ın ihtiyacı yoktur. İbadeti yapmak ya da kesmek insana yarar ve fayda sağlar. Kaldıki ibadet Allah sevgisi olan her kula Allah la arasındaki bir münasebettir. Ona karışmanız beni düşünmekle de olsa gerek yok ben ibadet etmekle sırf Allah ın rızasını istemekteyim . şu da var inanan biri için ibadet zevki hiçbir zevkle mukayese edilemez..
Adam gibi kalk ayağa başını dik tut, aklının yettiği kadar iyi ol, çalışkan ol, iş yap, millete faydalı ol, doğaya faydalı ol, hiçbir canlıya zulüm etme, kalp kırma, hak yeme, bunları yapabilen bir insanın allahta dahil hiçkimseye zararı olmaz.allah bunları gözardı edip seni namaz kılmadın diye yakacaksa demekki yanlış yoldadır.

 

Bu saydıklarını yapmama İslam engel değil ki.. Allah için yapıp bunlarla da ibadet ederiz. İbadetin sadece ferdi boyutu yoktur. Bu saydığın topluma dönük olanları da hakkıyla yapmak gerek ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu saydıklarını yapmama İslam engel değil ki.. Allah için yapıp bunlarla da ibadet ederiz. İbadetin sadece ferdi boyutu yoktur. Bu saydığın topluma dönük olanları da hakkıyla yapmak gerek ?

Allah için değilde vijdanı için yapanlar (ateistlerin bazıları) neden cehennemlik oluyor öyleyse?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hayır ateistler iyilik yaptıkları için cehennemlik olmazlar bu yanlış iman etmedikleri için olurlar.. iman ile iyiliği ayıralım..

Bende bunu diyorum işte...

Adamın onca iyiliğinin hiç önemi yok...

Çünkü Tanrı Bencil...

Yarattıklarının iyi olup olmadığını önemsemiyor...

Tek önemsediği, kimin onu ne kadar sevip sevmediği...

Cennete ya da Cehenneme atmak için ilk ve asıl kriteri bu...

 

Tipik insan davranışı...

Tanrı, İnsandan daha büyük değil...

Belki de bu yüzdendir;

Ene'l Hakk...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende bunu diyorum işte...

Adamın onca iyiliğinin hiç önemi yok...

Çünkü Tanrı Bencil...

Yarattıklarının iyi olup olmadığını önemsemiyor...

Tek önemsediği, kimin onu ne kadar sevip sevmediği...

Cennete ya da Cehenneme atmak için ilk ve asıl kriteri bu...

 

Tipik insan davranışı...

Tanrı, İnsandan daha büyük değil...

Belki de bu yüzdendir;

Ene'l Hakk...

 

bu dünya sadece Allah a ibadet için yaratılmış ancak ibadeti de biz insanlara hikmeti gereği zorlamadan ihtiyari yapılmasına bırakmış.

şunu anlamak lazım ki hiç ihtiyacı olmadığı halde melekler Allah a mecburi ibadet ederler bizim de ibadet etmemize ihtiyacı olmadığı halde bizden de ihtiyarı ibadet ister.

meleklerin bulunduğu cennete seçimimizle davet eden Allah ın davetine icabet etmek istenmiyorsa başka. ibadetler onun davetini kabul ettiğimizin bir sembolüdür. şimdi ölümle beni de cennete alın demek olmadığı gibi ölümle de cehenneme gidilmez. kişi dünyadayken daveti kabul ve red eder. böyleyken ben daveti kabul ettim demek yetmez, bunu çalışmayla yani amelle bildirmeliyiz.

 

vicdan değerlidir. vicdansızlık da değerlidir. biri diğerinin anlaşılmasına yarar sağlar. fakat bu vicdan da nisbidir, gerçekten o da gün gelir bıktırır. kimi vicdansızlığıyla mutludur kimi vicdanıyla...

Ancak bu mutluluk da yakinlik yoktur. Yakinlik arayan vicdanına imanı yerleştirmeli...

 

ayrıca sizin bu enelhak şirktir...sizin için...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

demirefenin bu söylediğine istinaden yazdım onu. Burada sorgulanan mucize değil. Tarhisel bir vakadır.

Emin misin? Dönüp bir kez daha okumanı tavsiye ederim.

 

Orada hangi ifade firavunun bebek katliamı yapmış olmasının mantıksızlık içerdiğini iddia ediyor? Bu katliamın "kahinlerin haber verdiği bebeği şans eseri (%50, yani yazı turaya güvenerek) öldürebilmek" adına yapılırken, burnunun dibine gelen bebeğin o bebek olma olasılığını gözardı etmenin mantıksızlık olduğu söyleniyor.

 

Okuduğunu "neresinden polemik üretebilirim" bakışıyla okumazsan çok daha yararlı bir iletişim olur kanısındayım...

 

Ya hem de bu İsrailoğullarının toptan, tek fert kalmamacasına Mısır'ı terkettikleri ne malum? Büyük olasılıkla Musa'ya uyan bir gurup bir gece kalkıp terk etmiş, bir kısmı da kalmıştır. Firavunun da çok umrunda değildir, kalanları yine üretir nasılsa (bir yıl öldürüp bir yıl bıraksa bile ürüyorlarmış nasılsa) ama, belki yine de eğlenceli bir av olsun diye peşlerinden gitmiş olabilir. Kızıldeniz yarılmış, bilmem ne hikaye tabii de, işin bu kısmı, Mısır'dan Arabistan'a bir Yahudi göçü olduğu, bir gerçek...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hadi efsaneye inanmamayı anladıkta. Tarihsel bir olaya masal demeyi anlamadık.

 

Musa İsrailoğullarına önderlik ederek onları Mısır'dan çıkarmıştır. Yani ister peygamber olduğuna inanın ister inanmayın böyle bir kişi yaşamış ve bunu yapmıştır.

 

******** birisi bile Musa hikayesindeki mantıksızlıkları görür.

 

Musa nın mucizeleri bir yana ,

 

Bide BABİL efsanelerindeki musaya bakalım.

 

Bizim İbrani MUSA daha doğmamıştı bu efsane yazıldığında.

 

 

" Babil efsanelerine göre kral Sargon , öldürüleceği kaygısı ile daha bebekken , ailesi tarafından , bir sepet içerisinde ırmağa bırakılır.

Onu bir bahçıvan bulur ve yetiştirir.

Sonuçta kralın sarayında üst makamlara kadar yükselir.

ve Tanrıça İŞTAR ın da desteği ile bütü BABİL ' in efendisi olur." ( Mardukla randevu 2012 - sayfa 197)

 

Musa kendisi bir efsanedir.

 

Mucizeleri mi.....

Ya hem de bu İsrailoğullarının toptan, tek fert kalmamacasına Mısır'ı terkettikleri ne malum? Büyük olasılıkla Musa'ya uyan bir gurup bir gece kalkıp terk etmiş, bir kısmı da kalmıştır. Firavunun da çok umrunda değildir, kalanları yine üretir nasılsa (bir yıl öldürüp bir yıl bıraksa bile ürüyorlarmış nasılsa) ama, belki yine de eğlenceli bir av olsun diye peşlerinden gitmiş olabilir. Kızıldeniz yarılmış, bilmem ne hikaye tabii de, işin bu kısmı, Mısır'dan Arabistan'a bir Yahudi göçü olduğu, bir gerçek...
Bu olayların sonradan (retrospective editing of history) Musa'ya atfedildiğini düşünüyorum.

 

Musa veya herkimse O zamanlarda yaşayan Yahudi liderlerin tarihi yazılırken/anlatılırken "nedeni anlaşılamayan" doğal olayların Musa'ya atfedilmesi en büyük ihtimal.

 

Musa'yı yüceltmek gerek.

Zira Musa lider, milletin babası konumunda.

 

Ben işin "tarih" kısmındaki tartışmaya katılmak istemedim.

Ama bu, birebir Musa hikayesinin doğru olduğunu düşündüğüm anlamına gelmez.

 

Ortada tek bir gerçek var: Mısır'dan Sina'ya/Kenan'a doğru bir Yahudi göçü olmuş.

Zira tarihte çok yahudi göçleri, sürgünleri var.

 

Ama Mısır'dan göçün nedeni nedir, göçe kaç kişi katılmıştır, göçe öncülük eden kimdir, göçe öncülük eden hakikaten Babil Efsanelerindeki kral Sargon gibi sepet içinde saraya sızan Musa mıdır bilemiyoruz.

 

İşin içine, bu bilinmezliğin ortasına bir de doğal olayların bu göç ile ve bu göçün lideri ile ilişkilendirilmesi giriyor.

 

Efsanelerdeki benzerlik ve kronolojik öncelik, Musa hikayesinin bile bir kopyadan olduğunu akla getiriyor.

 

Bütün bunlardan dolayı Musa ve Mucizeleri bir masala dönüşüyor.

 

Ben mucizelerin (!) Musa ve ilahı ile alakası olmayan doğal olaylar olduğunu söylerken desteksiz konuşmadığım gibi, Musa'nın tarihine masal diyen arkadaşlar da desteksiz konuşmuyorlar, onlara da katılıyorum.

 

Ancak uzun tarih tartışmasına girmek istedmedim, sadece güncel örnek olması (Kore ve Çin'deki olaylar) babında mucizelerin (!) deprem+volkanik patlama ile alakalı doğal olaylar olduğunu göstermeye çalışıyorum.

 

Mesela tartışmaya katılan Sayın CYRANO veya başka bir müslüman arkadaş Musa'nın mucizeleri konusunda bir açıklama yaparlarsa memnuniyet duyacağız.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.