
dünyahepimizin
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
2.434 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
4
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
dünyahepimizin tarafından postalanan herşey
-
İşçimiz Avrupalı İşçiden Yüzde 50 Fazla Çalışıyor
dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlık içinde Türkiye ve Avrupa
"Ülkemizde hükümetlerde ağırlıklı olarak sağ partilerin iktidarı ve ya da koalisyonlarının olduğu bilindiğine göre bu durumu normal bulmak pek zor olmaz." Bu cümleyi yazan kim? Ve buna karsilik cevap verirken ülkemizde kendisini solun temsili olarak gören parti hangisiki yazalim? Kim baslatmis simdi CHP meselesini? Kürt meselesini de iyi arastirirsaniz gene kendinizi9n baslattigini göreceksiniz, ama tabiiki kelime oyunlari yapmadan arastiralim. Lütfen artik kisir cekismeye son verelim, yapmis oldugunuzun kimseye faydasi olmaz.- 55 cevap
-
- 1
-
-
Onun icin 1980 den sonra güya bilimsel arastirmalar yapilmisti, profesörler üniversitelerde yillarca bu konu da ders vermisti ve sayisiz "bilimsel kitaplar" yayinlanmisti, Kürt'lerin Türk oldugunu isbatlayan. Simdi bu "bilimsel arastirmalar" dikis tutmayinca hic böyle bir iddaa yapilmamis gibi yukaridaki soru sorulur. Türkcüler ve ulusalcilar her dönem inkar politikasini sürdürmüslerdir ve dikis tutmayan yerde de önceki söylemlerini en basta kendileri inkar etmistir.
-
Sayin Dogrucu davut, siz gercekten konuyu istediginiz yöne cekmekte bayagi basarilisiniz. Bakin siz ne demissiniz; "Demokratik mücadele sınıfsal( işçiler-köylüler-burjuva vs.) temelli olur. Etnik veya dini temelli yapılan mücadeleye demokrasi denmez." Burada nerede herhangi bir partiden bahsediyorsunuz? Yoksa parti kelimesi geciyorda ben inadina görmekmi istemiyorum? Ben sizin bu söyleminize karsilik Türkiye'deki Alevi vatandaslarin vermis oldugu demokratik mücadelelerini örnek vererek, sizin söyleminize göre demokratik olamasi gerekli demisim. Ben sizin gibi demokratik bir mücadeleyi sinirlandirmamisim ve "Ben nerede ve ne zaman her etnik grubun bir partisi olmasi gerekli diye bir sey söylemisim?" cümlem sadece sizin bana yapmis oldugunuz ithama karsi nerde ve ne zaman yazdim diye sormusum. Siz malesef yazilmayanlari dahi yazilmis gibi söylediginiz icin kavram kargasaligi oluyor tabiiki. Arkadasim ben sizin demokratik mücadele anlayisiniza kaltilmiyorum ve cok yanlis buluyorum. Eger bir ülkede cok ulus yasiyorsa ve bu uluslarin tümü veya bazilari esit sartlarda yasamiyorlarsa tabiiki etnik bakimdan kültürel haklarini almak icin vermis olduklari mücadeleye demokratik yoldan ise demokratik bir eylemdir. Aynisi bir inanc grubu icinde gecerlidir. Herhangi bir dine mensup grup kendi inanclarini özgürce yasayamiyorlarsa veya baskalarinin baskisi altinda ise haklarini almak icin vermis olduklari mücadele dogal olarak demokratik bir mücadeledir. Demokratik olmayan, hangi mücadele olursa olsun vermis olduklari mücadelenin baskalarini baski altinda tutmak icin yapiliyorsa. Ben ne DTP nin ne de baska bir partinin ve bir kurulusun taraftariyim veya destekcisiyim. Bana burada ne kadarda haksiz olarak bu tür ithamlarda bulunulsada gercek olan benim söylemlerimdir. Celsikidesiniz derken sizin demokratik mücadeleyi tanimlarken dini ve etnik bazdaki mücadeleleri demokrasi disi birakirken diger taraftan Alevi vatandaslarin mücadelesini demokratik bir ortam olarak niteliyorsunuz. Ama diger eylemleri demokratik mücadele bulmuyorsunuz. DTP Kürt partiside olabilir ve bu bana göre anti demokratik bir durus degildir. Anti demokratik olani eger bu partinin Kürt'leri digerlerinden östün ve önemli gördügü andir. Nasilki demokratik ülkelerde cok partiler varsa ve bu partiler kendi siyasi görüslerine göre ya isci ve emekciden yanadir veya isveren tarafindandir veya ülkenin yapisina göre köylü ve ciftciden yanadir. Bu tür agirlik politikasi yapmak hic bir zaman demokratik mücadeleye ters düsmez.
-
ORDU'NUN "HACI" VALISININ ILGINC UYGULAMASI
dünyahepimizin şurada cevap verdi: dünyahepimizin başlık Güncel Konular
Cok celisiyorsunuz kendi yorumlarinizla sayin kaplan-20. -
İşçimiz Avrupalı İşçiden Yüzde 50 Fazla Çalışıyor
dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlık içinde Türkiye ve Avrupa
Bu baslikla ilgili sorularinizi rica edeyim , CHP ile ilgili degil. Bu basliktaki hangi görüsüme katilmiyorsunuz veya sizinkine cok ters düsüyor? Konuyu CHP'ye getiren sizsiniz, ben degil. Yilardan beri Atatürk'ü kendisine kalkan yapmis ve dünki söylemleriyle bugünkü tutmayan bir partiyi siz bana burada kurtaricimiz olarak lanse etmeye calisoyrsunuz ben degil. Neden Türkiye#nin iscisi Avrupali bir isciden basliga göre 50% calisiyor, bunun cevabini arayalim ve ararkende kötüler arasinda iyilerini secerek degil, ülke emekcileri icin gerekli politikalardan bahsedelim. CHP'li degilim diyorsunuz ama CHP'yi bir CHP'liden daha fazla savunuyorsunuz.- 55 cevap
-
- 1
-
-
Evren'e o imkani veren gene derin devletti sayin politika, imkani Abdi Ipekci olayindan tutun 1 mayis 1977 ve ardindan Maras ve Corum katliamlari, ayni silahla bir sag bir de sol görüsten insanlarin öldürülmesi ile verilmistir. Biraz ince düsünelim ve görelim artik.
-
ORDU'NUN "HACI" VALISININ ILGINC UYGULAMASI
dünyahepimizin şurada cevap verdi: dünyahepimizin başlık Güncel Konular
Vali hacca gidemezmi demisiz? Bunu nereden cikartiyorsunuz? Anlamak istenildigi gibi okunursa böyle bir sonuc cikiyor malesef. Olay verilen yasagin neye baglandigina dikkat cekmek ve "laik devletin" laik bir valisinin dine bagli yasaklarini konusmak. -
Cok celiskilisiniz, bir taraftan Ermeni'leri Türklerin degilde Kürt'lerin katlettigini söylüyorsunuz, hemde delil olarak bölegde Türk'lerden fazla Kürt'lerin yasadigini syölüyorsunuz, ama diger taraftanda ise Ermen'lerin Türk'leri katlettiginden bahsediyorsunuz. Nasil oluyor bu anlasilir degil. Yani sizin ailenize mesela A grubu saldiriyor siz ise intikam icin gidiyorsunuz saldiriyla alakasi olmayan B grubunun fertlerini öldürüyorsunuz. Siz benim hakkimda gercek disi iddaalarda bulunana kadar kendi celiskili söylemlerinizi gözden gecirseniz daha iyi olur. Ben sizin ahlakinizi burada konu etmiyorum, sizde baskasininkini etmemeye gayret gösterin. Yorumuma cevap vermek zorunda degilsiniz, ama kisisellestirerek sahsiyetimi zedeleyici yorumlar yapmaya hakkinizda yok. Begenmiyorsaniz ciddiye almazsiniz ve cevapsiz birakirsiniz. Umarim yorumlarinizi daha dikkatli yaparsiniz, önceden de uyarmistim sizi ama siz malesef ayni tutumu sürdürüyorsunuz.
-
ORDU'NUN "HACI" VALISININ ILGINC UYGULAMASI
dünyahepimizin şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
Kenan Evren'in kulaklari cinlesin. Zamaninda " vatanhaini gencler yerine ülkesine ve dinine bagli yeni nesiller yetistirecegiz" diye bir döneme damgasini vurmustu. Ve son 30 yilda ülkemizin yeni nesillerini cok iyi tanimaya basladik. Hepimizin gözü aydin, büyük Atatürkcü, TSK mensubu Kenan Evren pasanin ülkemize yetistirdigi nesillerden büyük calismalarini görmeye basladik. "'Ayakta bevletmek itikadımıza ters' 07/08/2009 04:39 Ordu'nun 'hacı' valisi pisuvarları dinen sakıncalı buldu ORDU - Vali Ali Kaban’ın isteği üzerine, müftülük emriyle camilerin tuvaletlerindeki pisuvarlar, ‘hijyen ve dinen’ uygun olmadığı gerekçesiyle kaldırıldı. 18 ilçe müftülüğüne gönderilen, Ordu Müftüvekili Veysel Çakı imzalı yazıda, “Bazı camilerimizin tuvaletlerinde bulunan ve temizliğe, sağlığa elverişli olmayan, dinen de uygun görülmeyen pisuvarların kaldırılması sağlanacak...” denildi. Veysel Çakı, “Sayın Valimizin talebi oldu, uygun bulduk. Zaten dinen de mekruh sayılıyor” dedi. Vali Ali Kaban da bilgisi olmadan birşey yapılamayacağını, pisuvarların ‘itikadımıza ters’ olduğuinu söyledi. Belediyeye ait umumi tuvaletlerdeki pisuvarlar ise duruyor. Ordu merkez ve ilçelerdeki camilerin tuvaletlerinde bulunan pisuvarlar gelen emirle söküldü. Müftü Vekili Veysel Çakı 18 ilçe müftülüğüne 20 Temmuz 2009’da gönderdiği resmi bir yazıyla pisuvarların sökülmesini istedi. Bunun üzerine müftülükler hemen harekete geçerek tüm tuvaletlerdeki pisuvarları söktü. Yazılı verilen emirde şu ifadeler yer aldı: “Camilerimizin iç mekanlarının temiz, tertipli ve düzenli olması önemli olduğu kadar, dış çevresinin tuvalet ve şadırvanlarının da temiz, tertipli rahat bir şekilde kullanıma elverişli olması önemlidir. Yaz aylarında yöremizde iç turizmin arttığı, diğer illerde yaşayan vatandaşlarımızın ilimize geldiği, fındık hasat mevsimi ve ramazan ayının yaklaştığı malumlarıdır. Bu nedenle; 1- Tüm camilerimizin ve özellikle yol güzergahında olan camilerimizin genel denetimleri yapılacak. Özellikle tuvalet ve şadırvanların temiz ve düzenli olması sağlanacaktır. 2- Bazı camilerimizin tuvaletlerinde bulunan ve temizliğe, sağlığa elverişli olmayan, dinen de uygun görülmeyen pisuvarların kaldırılması sağlanacak. Yeni yapılacaklara gerekli talimat verilip, rehberlik ve proje desteği sağlanacaktır. 3- Merkezi camilerimizde özürlüler için gerekli tedbirler alınacak. Özellikle tuvaletlerin bir kabininin alafranga yapılması için gerekli rehberlik yapılacaktır. 4- Yol güzergahında bulunan bütün camiler ilçe müftüsü, vekili veya görevlendireceği görevliler tarafından denetlenecek, denetim sonuçları ekteki rapora işlenip Valilik makamına sunulmak üzere 24.07.2009 cuma günü mesai bitimine kadar il müftülüğüne ulaştırılacaktır. VATANDAŞTAN TEPKİ Ordu Belediyesi bünyesindeki umumi tuvaletler dışında, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olan kentin üç büyük camisi (Orta cami, Taşbaşı, Selimiye) ile Perşembe İlçesi Mörsin Köyü Camisi’ndeki pisuvarlar söküldü. Ancak bu uygulama umumi tuvaletleri kullanan vatandaşların tepkisini çekti. Vatandaşlar “Tuvalet kullanımı asıl şimdi hijyenik olmaktan çıktı” diye konuştu. Orta Cami’nin umumi tuvaletinin görevlisi Selim Yeşilçay, “Valilik ve müftülük talimatıyla pisuvarlar kaldırıldı. Burada 4 pisuvar vardı. Şimdi bazı kişiler tuvalete girdiğinde bu duruma tepki gösteriyor” dedi. ‘DİNEN MEKRUH SAYILIYOR’ Ordu İl Müftüvekili Veysel Çakı, uygulamanın Ordu Valisi Ali Kaban'ın talimatıyla yapıldığını söyledi. Çakı şöyle konuştu: “Sayın Valimizin böyle bir talebi oldu, biz de uygun bulduk. Yani sağlık açısından, hijyen açısından ayakta su dökmek, prostat kanseri gibi hastalıklara yol açıyor. Din açısından da mekruh sayılıyor. Vali Bey’in de bir talimatı oldu. Biz de değerlendirdik. Toplantıda görüştük ve bize ait, bizim denetimimizde olan camilerdeki pisuvarların kaldırılmasını talep ettik. Belediyeye ait, umuma ait tuvaletlere biz karışmıyoruz” diye konuştu. VALİ KABAN: İTİKADIMIZA TERS Ordu Valisi Ali Kaban da, camilerdeki pisuvarların kaldırılması ile ilgili yaptığı açıklamada, olayın gayet normal olduğunu söyledi. Pisuvarların kaldırılmasından bilgisi olduğunu kaydeden Vali Kaban, “Bilgim olmadan yapamazlar. Arkadaşlarımız dediler ki, ayakta bevletmek, bizim itikatımızca doğru değildir. Ben de dedim o zaman kaldırın. Yani senin itikatına ters bir şeyi kendi şeyine koyuyorsun. ‘Böyle saçmalık olmaz’ dedik. ‘Kaldırın o zaman’ dedik. Kaldırdılar yani” diye konuştu. GEÇEN YIL HACCA GİTTİ Ordu Valisi Ali Kaban, geçen yıl Aralık ayında hacca gittiği için Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Ünye ve Fatsa İlçeleri’nde yapılan karşılama törenlerinde yer almamıştı. Vali yardımcılarını da karşılama töreninde göremeyen Bakan Günay, Ordu’daki karşılamada yer alan Vali Yardımcısı Turhan Çuhadar’a valinin nerede olduğunu sormuş, “Bilmiyorum” yanıtını almıştı. (dha)" Alinti:-http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=948694&Date=08.08.2009&CategoryID=77- -
Arkadasim siz konuyu bayagi cigrindan cikarttiniz. Benim söylemediklerimi bana söylemis gibi göstermeyin lütfen. Cimbizla bir cümle cikartip bütün yorumu hice sayiyorsunuz. Soruyorum size nasil baslamistik bu konuya? Önce bir bakin sizin yorumunuza ve sonra bizim karsi yorumumuzu okuyun.
-
Sayin kaplan-200, siz onu iyi tanidiginizi söylüyorsunuz ve Türkcülük, Atatürkcülük ve ulusalcilikla örtüsmedigini söylüyorsunuz, ama benim sözüm size degil bilakis o sahsi sizin gibi görmeyenlere. Ben de zaten o sahsin üstlenmis oldugu görevlere dikkat cektim devamli. O ve Perincek devamli kendilerine verilen görevi cok iyi yapmaya calismislardir, bosuna ikisi de Ergenekoncu degiller herhalde.
-
'Baykal'la yine rakı içebilsek' ‘Cezaevi’nden yeni çıkmıştım. 1983 yılıydı. Deniz Baykal Diyarbakır’a gelmişti. O da siyasetten yasaklanmıştı. Mardin’e geldi. Yaz aylarıydı. Bizim Kasrı Kanco’nun üst katına çıktık. Döşekleri serdik. Üstümüzde yıldızlar. Rakılar açıldı. Çektiklerimizi konuştuk. “Söz Diyarbakır cezaevine geldi. Ben anlattım, o dinledi. İkimiz de duygusallaştık, ağlama noktasına geldik yani. 12 Eylül’de yaşadıklarım anlatsam, siz de ağlarsınız. Her koğuş, her hücre ayrı bir dünya, her insanın yaşadığı bir romandı. Her gün yalvarıyordum ‘Allah’ım al canımı, kurtulayım’ diye. Deniz bey dinledi ve dedi ki, “Bir daha siyasete, Meclis’e girersek, bunların hesabını soracağım.” Cümleler, Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’e ait. Araya fazla girmeden aktarmaya devam edeyim: * “Ben o duyguları paylaştığımız, acıların, işkencelerin ne demek olduğunu anlayan, sorgulayan o Baykal’ı görmek istiyorum. Yeniden karşılıklı oturup, rakı içip konuşabilsek keşke. Biz eski dostuz. Şunu söylemem lazım; 1983’deki Ahmet Türk neyse, bugünkü de odur.” Türk ile önceki akşam, yani Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüştüğü günün akşamı TRT canlı yayınında birlikteydik. Bu, Türk’ün 17 yıl aradan sonra TRT’ye ilk davet edildiği programdı. Türk bu daveti de normalleşme adımlarından biri görüyordu. Hem yayında, hem yayından sonra sohbette, hem de dün telefonda konuştuklarımızdan aktarmaya devam ediyorum: * “Eski dostuz. 1973’de parlamentoya beraber girdik. Aynı siyasi partide, CHP’de birlikte mücadele ettik. 1980’e kadar birlikteydik. 1983’ten sonra bir süre de SHP’de birlikte olduk. Baykal’ın çabasıyla 1989’da yayımlanan Kürt raporunu çıkaran bir siyasi partinin bugün söyledikleri üzüntü verici. O raporu yazanlardan Algan Hacaloğlu arkadaşımızın bugün söyledikleri çok farklı.” * “Sayın Baykal diyor ki, ‘Başbakan DTP ile konuşarak PKK ile görüşmüş sayılır’, ben bundan çok üzülüyorum. Bu ne demektir? Yani bizim Meclis’ten çıkarılıp, zindana atılmamızı mı istiyor? ‘Çözüme değil, çözülmeye gider’ diyor. Biz tersine çözülme olmasın diye çözüm istiyoruz. Geçmişte birlikte siyaset yaptığımız pek çok CHP’li arkadaşımızın da çözüm istediğini biliyorum.” * “Bunu Baykal’ın da görmesini istiyorum. 1983’te, 1989’da başka türlü konuşan Baykal şimdi neden böyle konuşuyor? Anlayamıyorum. Ana muhalefet olarak iktidarı zorlamak için mi? Bir acının beş oydan değerli olduğunu görmemiz lazım. Günahtır.” Türk bu noktada söylediklerinin ağır kaçmış olabileceği düşüncesiyle açıklamada bulunma ihtiyacı hissediyor: * “Bugün CHP’yi biraz sert eleştiriyorsam, beklentilerim olduğu içindir. İnsan gerçekten destek aradığı yerden destek bulamayınca tepki gösteriyor. Çözüme en çok katkı sağlayabilecek kesim, en ihtiyaç olan zamanda, desteğini esirgeyince insan üzülüyor. Eski dostum Baykal’dan bu süreçte çözüme destek vermesini beklerim.” * “CHP Kürt sorununa çözüme en çok katkı sağlayabilecek bir partidir. Yalnız başında çok şeyleri paylaştığımız, sosyal demokrat kökenden gelen Baykal olduğu için değil. Yalnız ana muhalefet partisi olduğu için değil. CHP, Türkiye’nin tarihi misyon taşıyan partisi olduğu için böyledir. CHP’den bizim de, toplumun da Türkiye’nin de dünyanın da beklentisi büyük. Ona düşen, bu sürecin önderliğini yapmaktır.” Türk bunları söylüyor. Peki Başbakan Erdoğan ile görüşmenin ardından geleceğe nasıl bakıyor? Ortada somut proje var mı? Örneğin, bundan sonra atılması gereken ilk adım ne olmalı? İşte yanıtları: * “İlk adım bence güven ortamının oluşturulmasıdır. Gerisi teferruattır. Biz ne ülke sınırları değişsin diyoruz, ne de bizi hep itham ettikleri gibi Anayasa’ya Kürtler yazılsın diyoruz. Biz kimliğimiz varlığımız, dilimiz inkâr edilmeden eşit vatandaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Bakın PKK geçmişteki birleşik bağımsız Kürdistan hedefinden, demokratik Türkiye hedefine geldi. Artık toplumda sorunların silahla çözüleceğine inanılmıyor.” * “Hükümetin elinde nasıl bir çalışma, nasıl bir proje var? Biz de bilmiyoruz. O açıdan CHP’den, MHP’den farkımız yok. Aslında şu anda çok somut konuşmak süreci tıkayabilir. Ama gördüğümüz, çözüm yolunda gelişmiş bir refleksin, bir iradenin, niyetin olduğudur. Çözüm için fedakârlığa da hazırız. Herkesle de konuşmak istiyoruz.” Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=&ArticleID=948567- Bu haberin yorumunu siz degerli formdaslarima birakiyorum.
-
Sivas madimak katliamiyla ilgili yeni bir iddaa. Biz buradan Sivas ve Basbaglar katliamlarinin tüm detaylarinin, sorumlularinin ortaya cikarilmasini istiyoruz. "'Madımak'ta yeni görüntüler var' 07/08/2009 09:30 Ergenekon'un kabul edilen 3'üncü iddianamesinde, Madımak Katliamı ile ilgili şok ayrıntılar yer aldı Ergenekon’un kabul edilen 3’üncü iddianamesinde, yakın tarihin en karanlık olaylarından biri olarak kabul edilen Madımak Katliamı ile ilgili şok ayrıntılar yer aldı. 2 Temmuz 1993’te 37 kişinin yanarak can verdiği Madımak Oteli yangının Ergenekon tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi. Gizli tanık ifadelerine dayandırılan bu iddiaya ek olarak katliamla ilgili olarak şu ana kadar ortaya çıkmayan bazı görüntüler de iddianamede yer aldı. Katliamda kim rol aldı? Görüntülerin önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen ek delil klasörleri arasında yer alacağı öğrenildi. Bu görüntülerin olayla ilgili şimdiye kadar “bilinenleri değiştireceği” söyleniyor. Karanlıkta kalan Madımak katliamıyla ilgili çarpıcı soruların gündeme getirildiği iddianamede, gizli tanık ifadelerine dayandırılan bilgiler ışığında, bu katliamı sağ ve sol terör örgütlerinin birlikte organize ettiği ifade edildi. Eylemin gerçekleştiriliş tarzının Ergenekon’un 2000’li yıllarda her ideolojiden terör örgütleri ile birlikte gerçekleştirdiği eylem tarzlarıyla örtüştüğüne dikkat çekildi. Bu arada Akın Birdal’a suikast düzenlemekle gündeme gelen Türk İntikam Tugayı (TİT) adlı grubun da Madımak’ta rol aldığına işaret edildi. TİT, Semih Tufan Gülaltay tarafından kurulmuştu.(vatan)" Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=948666&Date=07.08.2009&CategoryID=77-
- 169 cevap
-
- Sivas katliamı
- Madımak olayları
-
(ve 4 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kendi yorumlarinizla cok celisiyorsunuz, yukarida yazdiklarinizla size cevap olarak yazdigim yorumuz arasinda hic bir baglanti yok. Ben nerede ve ne zaman her etnik grubun bir partisi olmasi gerekli diye bir sey söylemisim? nereden cikartiyorsunuz bu tip gercek disi iddaalari? sonrada efendim sorularima cevap vermiyorsunuz diyorsunuz. Beni alakadar etmeyen iddaalarda bulunursaniz ve soru sorarsaniz cevap alamazsiniz dogal olarak. Siz önce kendi yorumunuzu tekrar gözden gecirin, yani öceki yorumunuzu.
-
ben size "tez" den degil Yalcin Kücük gibilerinin yillardan beri yaptiklarindan bahsediyorum. Bakin size bir alinti daha Yalcin Kücük ile ilgili. "Yalçın Küçük'ü 'devrim notları' yaktı 07/08/2009 08:38 Prof. Dr. Yalçın Küçük, üçüncü Ergenekon iddianamesinde örgüt lideri olmakla suçlanırken yöneltilen iddialar arasında PKK ve diğer örgütlerle irtibatları sağlamak ve darbe çalışmaları sırasında yapılacak dezenformasyona gerekli ortamı hazırlamak' da var. Birçok örgütsel konuda Yalçın Küçük’ün geliştirdiği stratejilerin uygulandığı ileri sürülen iddianamede Küçük’ün PKK’nın yayın organı MED TV’de 1997 yılında Suriye’de bulunan PKK kamplarında çekilmiş görüntüsü anlatılıyor. Tuncay Güney, PKK terör örgütü üyesi Şahin Araş ve Deniz isimli gizli tanığın Küçük’ün, Öcalan’ın beyni olduğunu, onu silahlı eylem yapması konusunda yönlendirdiğini söylediği ileri sürülüyor. İhtilalin kod adı ‘devrim’ İddianamede Küçük’ün ajandasından bulunan notlardan alıntılar yer almış. 26 Mayıs tarihli “Artık daha hızlı daha hızlı çalışmalıyım. Devirmeliyiz” notuna yer veriliyor. 27 Mayıs tarihli alıntı ise şöyle: “1960 bir hükümeti devirmiştik 2005 bir düzeni devirmeliyiz. Daha büyük rolüm olmalı.” Küçük’ün 25 Şubat 2008 tarihli “Çaresiz kaldım. Devrim yaparız. Heyecan veriyor, devrim tek çaredir” notuyla da devrim diye kodladığı konunun aslında darbe ve ihtilal anlamında kullanıldığı iddia ediliyor. İddianameye Küçük’ün Dursun Karataş’la ilgili notları da girmiş: “25 Temmuz, üçüncü haftanın başı. Dün Dursun Karataş, DS Lideri, kırmızı karanfil göndermiş, çok hoş.”, “Sevk başladı. Dev-Solcular Sağmalcılara gidiyor. Dursun’u sarılarak yolcu ettim...” " Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=948658&Date=07.08.2009&CategoryID=77- Ama tabiiki sizin icin en önemlisi Yalcin Kücük'ün bugün en keskin Türkcülük ve Ulusalcilik yapmasi ve sözüm ona gene en büyük Atatürkcülük oynamasi. Daha ne zaman anlayacagiz görevi tamamlamislarin tasviye edilmek istendiklerini? Türkiye artik inkar politikasiyla bir yerlere varamayacagini anladi ve cözüm üretmek zorunda. Cözüme karsi gelenlerde gene develtin diger birimleri tarafindan tasviye ediliyorlar. Uyanalim artik!!!!!!
-
Arkadaslar hic kimse burada A veya B hükümetine pay cikartmaya calismasin. Bu günlere gelisimizin baslangici Apo'nun anlasmali olarak yakalanip Türkiye'ye getirlisine dayanir. Dönemin hükümetine verilen görev Apo'yu yakaladiktan sonra onu asmamak icin derhal idam cezasina son verilmesiydi. Peki hala Apo'yu astiktan sonra da idam cezasini kaldirabilirdi dönemin hükümeti, yani dönemin 3 partisi. Sonraki hükümete de degisik görevler verildi. Sonucta aslinda parlemontoda ki tüm partilerin günümüze geliste ortak paylari olmasina ragmen sadece muhalefetcilik oynamak adina karsi cikiliyor. Ne zaman artik gercekleri görmeye calisacagiz?
-
O halde celiskili yorumlar yapmayin sizde sayin Dogrucudavut. "PKK affedilsin ama JİTEM'ciler zindanlarda çürütülsün." bu cümle size ait ve buradan anlasilan JITEM konusunda ayni fikirde olmadigimizdir. Siz sözde JITEM'e karsisiniz ama yeri gelince destekleyen yorumlar dahi yapiyorsunuz.
-
Isterseniz birde Allah günahlarini af etsin diye duada edelim. Arkadasim ne kadarda insancil olduk yaaaa? Size soruyorum Evren ile Apo arasinda ne fark varki ikisi icinde ayni iyi niyeti gösteremiyoruz? Bu kadarda celiskili olunmazki ama. Simdi Evren'e karsi dürüst davranma ön plana ciktida ona yanarim. Herhalde TSK mensubu diyemi acaba merhamet gösteriyoruz? Yapmayin artik derim!!!!!
-
Sayin Tengerin bosig baska uluslara karsi nefret dolu duygulara sahip olmanin hic bir gecerli gerekcesi olamaz. Bu tür duygulara sahip olanlar genelde her ülkede irkci ve etnik milliyetcilerdir. Madem ben gecmiste dedemin yaptigi suctan sorumlu olamiyorsam bende dedemin yapmis oldugu sucu savunmama hic gerek yok. Türkiye'de Ermeni'lere veya Yunan'lilara sizin anlattiginiz gibi bölgesel bir olay degil. "pis Yunan dölü" gibi bir küfrü bati bölgesinde duyabildigin gibi dogu bölgesinde dahi duyabiliyorsun. Ayni örnegi Ermeni vea baska bir irk icinde gösterebiliriz. Nasilki Ermeni'ler tarafindan katledilen anne-babanin bir cocugu ailesiz büyümenin nasil zor oldugunu biliyorsa ayni sekilde Türk'ler tarafindan katledilen anne-babanin cocuguda ayni zorluklarla büyümüstür. Madem bana bu tür örnekleri dinlememi öneriyorsunuz, bende size her iki tarafinda acilarini dinlemenizi öneriyorum. Ama bu tür örnekler dahi günümüzde hic bir ulusa karsi nefret göstermemizi gerektirmez ve haklida cikartmaz. Dolayisiyla sizin burada "nefret" duygusunu masum ve hakli davranis gibi göstermenize hic gerek yok, cok yanlis bir yaklasim.
-
Cok yanlis düsünüyorsunuz. Evren son 30 yila damgasini vurmustur, ülkeyi kaosun esigine getirmistir. Seriatci nesillerin yetismesinde en öncü rolü oynamistir. Ülkenin yurtseverlerini sindirmistir ve hatta yok etmistir. Bu gün AKP iktidarda ise bunun nedenlerini arastirirsak Evrene'e kadar gider. PKK'nin ve Apo'nun bu hale gelmesindeki sek sorunlu Evren. daha dogrusu 30 bin insanin katledilmesinin sorumluluigu Evren'e aittir. Apo'ya ölüm diyoruz ama en az onun kadar suclu ve hatta daha da fazla suclu olan Evren icin "Türkan Saylan'a istemedigimiz muameleyi Evren icinde istemeyelim" gibi tutarsiz cümleler sarfediyoruz.
-
Iyi ya sizin anladiginiz bicimdeki sorunun cözümü icinde gecmiste hic bir sey yapmamasiz. Sorun bana göre Türkiye'nin her dönem her türlü sorunlari inkar etmesinden kaynaklaniyor. Yani ""Kürt Sorunu" olarak adlandırdığınız sorunun bugünkü haline ve geçmiş temellerine bakın, İçerisinde en az Kürtler kadar Türkleri, Ermenileri, Zazaları ve Arapları da görürsünüz..." olarak yaklasilmadigi icinmi bu sorunlar inkar edildi veya halaa cözüm bekliyor? Demokrasi'de bir Etnik halk bal gibide kendi öz haklarini talep edebilir. Neden etmesinki? Biz onlara siz Kürt degilsiniz Türk'sünüz derken demokrasi oluyor ama onlar lütfen bizim kimligimize dokunmayin derken demokratik bir istek olmuyor. Bu tür cifte standart görüsler dogal olarak Türkcü ve ulusalcilarda cok sikca görülen bir egilim.
-
"Öcalan'ı göz ardı edemeyiz"
dünyahepimizin şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Son 30 yilda iyi sahip oldular bundan sonrada olurlar. Lafla sahip olunmaz sayin kaplan-200. Sehitleri ölüme gönderen zihniyetin hic bir cocugu cepheye asker olarak gönderilmemistir, bunlari unutuyorsunuz galiba. MHP gibi partilerde sadece oy ugruna meydanlarda sehitlere sahip cikarlar ve PKK'ya nefret söylerler, hatta Apo'yu asariz falan gibi yiyemeyecekleri lokmayida agizlarina alirlar. Arkadasim sahip cikmak demek olayi bitirmekle olur. 30 yildir "3-5 capulcuyu" bitiremeyenler asla sehitlere sahip cikamazlar. "3-5 capulcuyu" bitiremedikleri icin sehitler bosuna verildi. Defalarca söylüyoruz, urada danisikli dögüs yapiliyor ve bu kavga sehitlerin üzerinden yapiliyor, uyanalim artik. Siyaset olarak geldigimiz noktayi 30 yil önce uygulasaydik bir sehit dahi vermezdik. Madem siyasi olarak buralara kadar gelecektik, neden bastan inat ettik? -
Sayin Tengerin bosig "Öyle bir yazmışsınız ki, sanki Ermeniler, Yahudiler ya da Rumlar, Türklerin onlar hakkında düşündüklerini düşünmüyormuşlar gibi..." söylemekle cok güzel bir itirafta bulunmussunuz, ilk defa sizi tebrik etmek istiyorum. Evet sadece ülkemizde degil diger ülkelerde de benzeri irkci söylemler var ve bunun üzerine burada defalarca gümbür gümbür basmisizdir. Yani irkci fasizan milliyetci zihniyet sadece Türk'lerde yoktur, dünyadaki her millette vardir. Ama biz burada Ermeni sorununu konusuyoruz ve öz elestiri acisindan tabiiki önce kendi ülkemizde olan yanlislara dikkat cekiyoruz. Her ülkede benzeri davranisla oluyor demekle kendi ülkemizde olanlari mesrulastiramayiz. Söyle bir bakarsak dünyada kimler bu tür asalayici sözlerde bulunuyor diye, hemen irkci ve etnik milliyetcilik yapan zihniyetleri tesbit edebiliriz. Bu zihniyetin tüm ülkelerdeki tek amaci insanlik düsmanligi yapmak ve sadece kendi irkini digerlerinden üstün görmek.
-
Bunun dayanagi cok acik ve net, Türk, Kürt, Ermeni, Laz, .... diye nitelendirilen halklar varda ona dayaniyor.
-
"Öcalan'ı göz ardı edemeyiz"
dünyahepimizin şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Evet malesef bosuna verildi bu kadar sehitler. O sehitler ülke problemlerini inkar eden siyasilerin ve rantcilarin sayesinde yasandi. 30 yl önce Kürt realitesi inkar edilmeseydi bunlarin cogunu yasamayacaktik. PKK'nin var olusunun ve basarisinin tek sorumlusu inkarci politikalardir. Lütfen suclulari dogru yerde arayalim. Apo'yu asmayanlar ve o zihniyete sahip olanlar burada bosuna savas cigirtganligi yapmasinlar. Onlar da Apo kadar sehitlerin sorumlusudur. Kendileri hükümetteyken Apo'yu asamadilar ama baska hükümetlerden kendi beceremediklerininden daha fazlasini beklerler.