dünyahepimizin

Halkin aydinlatilmadigi o kadar cok mesele varki düzeltmeye kalksak bir yüz yil ihtiyacimiz olur cünki, her meselenin üzerine yatmisiz ve halada yatiyoruz. Alisimisiz ya öyle basitce kurtaramiyoruz kendimizi bu aliskanliktan. Bakin mesela en basit bir konu olan alevi ve sünnilik hakkinda bile aydinlatma yapilmadigi icin, halaa cogumuz yöremizden, ailemizden, cevremizden, arkadasimizdan, komsumuzdan veya bir hocadan duyduklarimizla aleviligi veya sünniligi tanimlariz. ***** Sizin sordugunuz soruyu bende sormak istiyorum ve diyoruimki simdi bunun suclusu kim? Bana göre bunun suclusu devlet.

Sayin politika, eger Türkiye'deki etnik kökenlilerin kendilerini Türk görmediklerinde onlari bölücü olarak niteliyorsak Uygur Türk'lerinin de kendilerini Cin'li degilde Türk görmelerini bölücü görmemiz gerekmezmi? Yoksa Türk kökenliler icin her sey haktir ama söz konusu Türkiye olunca kimse hak ve adalet aramayacakmi? Isimler üzerinden yorum yapmak yerine olayin gerceklik payina bakarsak daha saglikli olacagina inaniyorum.

Madem Türkiye "demokratik" degil, o halde vatandaslarina demokratik davranmasinida bekleyemeyiz. Demek oluyorki etnik bazda Kürt'ler, Ermeni'ler, Laz'lar, Cerkez'ler, Rum'lar ve diger tüm azinliklar demokratik haklarina sahip degiller, milyonlarca Türk demokratik haklarindan yoksunlar, isciler, emekciler demokratik haklarindan yoksunlar. Simdi bu saydiklarimin demokratik haklari icin mücadele etmelerinden neden rahatsiz oluyoruz acaba? Isciler grev yapsa polis üzerien gidiyor, Kürt vatandaslari agzini acsa bölücü oluyorlar, Ermeni'ler "a" dese sonu Hrant Dink gibi oluyor, Aleviler kendilerine verilmeyen haklari icin mücadele edince son dönemlerde aciktan karsi gelen olmasada vermemek icin direniliyor. "Demokrasi" olmayan bir ülkenin tutumumuda savunmak dogal olarak düsündürücü.

Sorunu yaratanlar, yarattiklari sorunu inkar edenler ve sonrada sorun icin cözüm üretmeyenler icin "ben Kürt degilim, Türk'üm" demek en demokratik bir davranistir. Daha neler duyacagiz, kendi etnik kökenlerinden dolayi haksizliga uyrayanlarin haklarini aramalari demokratik degilmis.

Tarihsel kökenine inmedenmi cözün diyen var? Bir dönemler "Kürt yok, onlar Kart Türk'ler" derken ve bu söylemler icin üniversite profesörleri "bilimsel arastirma" sunarken tarihsel kökenine inmislerdi galiba. Niyet cok önemli derim. Ben ülkemizi yönetenlerin íyi niyetli olduklarina inanmiyorum.

Arkadaslar, hic kimse burada duygu sömürüsü yaparak sehitler üzerinden siyaset yapmasin. Olan ölene oluyor, ates düstügü yeri yakar derler. Bizlere masa basinda ve internetten ahkam kesmek cok kolay, bunu birde sehitlerin ailelerine sormak gerekli. Sehit aileleri ile dagda ölen genclerin aileleri bir araya gelebiliyorsa demekki her iki tarafta acinin ne oldugunu iyi biliyor ve böyle acilari diger annelerinde yasamamalari icin bir araya geliyorlar. 30 yili askin bizim siyasilerimiz, rantcilarimiz, derin devletcilereimiz, TSK ve daha öncesinde cuntaci Evren'imiz sehitler üzerinden politika yaptilar. Kim ne kazandi acaba? Türkiye hic bir sey kazanmadi, bilakis cok seyler kaybetti.

Etnik kökenini digerine göre üstün tutarsa demokratik olmaz. Bu konuda aciklama örimiz cok oldu. Uygur Türk'lerinin veya Türkmen'lerin mücadelesi ne kadar demokratik ise diger etnik kökenlilerininkide o kadar demokratiktir. Demokrasiyi isimize geldigi gibi tarif edemeyiz. Demokratik mücadeleyi ve haklarida isimize geldigi gibi aciklayamayiz.

Siz kadar tarih bilgimizin olmadigini önceleri konusmustuk. Benim ezber tarihe hakim olmamam olamktan daha iyidir.

"Ben Kürtüm", "Cerkezim", "Lazim", "Ermeniyim",..... demenin neyi demokratliga ters düsüyorki? O insanlar kimliklerini inkar edincemi demokrat oluyorlar? Demokratlik ben "Kürt", "Cerkez", "Ermeni",.... degilim "Türküm" demeklemi oluyor? "Hala demokrasi nedir ne değildir öğretemedik; yazıklar olsun..." Bu cümlenize sonuna kadar katiliyorum.

Sayin kaplan-200, PKK'nin varligini anlamamak icin kain olmamiza gerek yok. Türkiye'nin Kürt'lera karsi uyguladigi yanlis politikalar sayesinde dün baska birisi bugün de PKK var ve bu tip terörö örgütlerine firsat verildiginde her türlü firsati kendi cikarlari icin kullanirlar ve gelisirler. Terör örgütlerinin önünü kesmenin en kolay yolu onlarin beslenme malzemelerini ellerinden almaktir. Türkiye ise malesef PKK'ye devamli varligini sürdürebilmesi icin nedenler yaratti. Konu bu kadar acik ve net. Bunu da görmemezlikten gelemeyelim derim.

Nasil yani? Ben simdi "Bugün Türkiye'de demokrasi yoktur; eğer olsaydı Etnik-Milliyetçiliği "Demokrasi" olarak nitelendirebilen DTP ve MHP gibi partiler ya da İslamcılığı "Demokrasi" olarak nitelendirebilen AKP gibi partiler prim yapıyor olmazlardı." yazinizdan ne anlamam gerekli? Acikca Türkiye'de demokrasinin olamdigindan bahsediyorsunuz. ben de size bu söyleminiz doogrultusunda sorular sormusum ve siz gene her zamanki tavrinizi göstererek biz yanlis anlamakla sucluyorsunuz.

CHP'nin artik etnik milliyetcilik konusunda MHP ile yaris icerisinde oldugunu son yillardaki politikalarindan görüyorduk. Simdi artik iceride de bir catlaklik basladi ve CHP’nin eski genel başkan yardımcılarından ve Ankara Milletvekili Eşref Erdem, Kürt sorununda aldığı tutumdan dolayı Deniz Baykal’a ve parti yönetimine ağır eleştirilerde bulunarak, CHP’nin şovenist ve aşırı milliyetçi olduğuna dikkat çekiyor. "15/08/2009 YENİGÜN ENDER IMREK ‘CHP şovenist ve aşırı milliyetçi’ Yazının başlığındaki sözler, Eşref Erdem’e ait. CHP’nin eski genel başkan yardımcılarından ve Ankara Milletvekili Eşref Erdem, Kürt sorununda aldığı tutumdan dolayı Deniz Baykal’a ve parti yönetimine ağır eleştirilerde bulunarak, CHP’nin şovenist ve aşırı milliyetçi olduğuna dikkat çekiyor. Dün Taraf gazetesine manşet olan açıklamada, “CHP’yi dehşet içinde izliyorum” diyen Erdem, haklı olarak, “CHP gerilim artırıcı, aşırı milliyetçi siyaseti hemen terk etmelidir” diyor. Kürt sorununda söylenmiş bazı sözler, yapılmış bazı görüşmelerden başka henüz somut ve yol açıcı bir adım olmamasına rağmen, Baykal ve Bahçeli’nin muhalefet adına gösterdikleri akla ziyan tutum, barış ve demokratikleşme yanlısı milyonlar tarafından büyük tepki görmektedir. Bu yaklaşımın sürdürülmesi halinde, bu iki partinin içinde ve tabanında da tartışmaların artacağını bilmek için kahin olmak gerekmiyor. Takip edenler bilecektir, bir önceki “iki parti, tekçi tutum” başlıklı yazımızda, Deniz Baykal ile Devlet Bahçeli’nin büyük benzerlikler gösteren yaklaşımını değerlendirmiş ve bu tutumun, Türkiye’yi kaos ve kargaşaya sürükleyecek bir tutum olduğunu belirtmiştik. Barış ve kardeşlik, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununda demokratik çözüm tartışmaları karşısında, hükümeti ileri adımlar atmaya zorlamak, demokratikleşme yanlısı güçleri ilerletmek yerine, takoz koyan, saldırıya geçen, milliyetçi söylemi ayyuka çıkaran kim olursa olsun, destek değil tepki çekecek; karşı duruş görecektir. Nihayet, inkarı ve savaşı teşvik eden açıklamalarda bulunan Baykal’a, parti içindeki tanınmış simalardan itirazlar gelmeye başladı. Bu itirazların giderek parti içinde büyük tartışmalara ve ayrışmalara neden olacağı yönlü iddialarda bulunuluyor. Bunlar bir yana, CHP’de işlerin MHP’deki kadar kolay olmayacağını gösteren birçok belirti bulunuyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın günlerdir sürdürdüğü zehir zemberek açıklamalardan sonra, dün Eşref Erdem’in, önceki gün CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in yaptığı açıklamalar, aklıselimin yok olmadığını gösteren önemli belirtiler. Böylece, Baykal ve çevresinde farklı düşünen CHP’lilerin rahatsızlığı da su yüzüne çıkmış bulunuyor. Erdem ve Tekin, Kürt sorununa ilişkin ileri şeyler söylememektedirler. Ancak anlaşılır ve makul açıklamalarda bulunarak, ırkçı ve şoven yaklaşım ile aralarına çizgi çektiklerini açıklamış oldular. Az çok sorumluluk sahibi bir insanın, bir politikacının yapması gereken de budur. Erdem, Kürt sorununa ilişkin yaklaşımını da şöyle ifade etmektedir: “Bu böyle gitmez. Türkiye Kürt sorununu ve kendi iç meselelerini çözebilecek, demokratikleşmeyi sağlayabilecek bir ülkedir.” CHP’nin bu tutucu, tırmandırıcı, gerilim yaratıcı politikalardan uzaklaşması gerektiğini belirten Erdem, “CHP, ne yazık ki son günlerde şovenist aşırı milliyetçi çevrelerin odağı haline gelmiştir” demektedir. Tekin, Erdem’den farklı olarak, Baykal’ı hedefe koyan hiçbir sözcük kullanmamaktadır; ancak söylediklerinden, Baykal’dan farklı düşündüğünü kolaylıkla anlıyorsunuz. CHP İstanbul İl Başkanı Tekin, Erdoğan’ın, AKP Genel Başkanı sıfatı ile DTP Eş Başkanı Ahmet Türk ile yaptığı görüşme için “Başbakan PKK ile görüşmüştür” diyen Baykal’dan farklı olarak şöyle konuşmaktadır: “Başbakan şunu unutmamalı: Partinin genel başkanı olsa da, o Türkiye’nin başbakanıdır. Bu görüşme, her şeye rağmen önemli bir eşiğin aşılmasıdır. Bu aşamada DTP’ye de önemli sorumluluk düşüyor. Çözümün en önemli parçası DTP’dir.” Baykal ve Bahçeli’nin tutumu yurtsever hiçbir yurttaşın kabul edeceği bir yaklaşım olamaz. Bu tutumun iflasını önümüzdeki süreç daha bariz bir biçimde gösterecektir. Ancak AKP’nin adım atmasını sağlamak için emek, barış ve demokrasi güçlerinin daha güçlü müdahalesine ihtiyaç bulunuyor." Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=56204-

Demokrasi olmayan bir ülkede de A veya B partisi demokrasi karsitidir deyipte varolusuna karsi gelmemiz abest olmazmi? O halde önce ülkemize demokrasinin gelmesi icin mücadele etmemiz gerekmezmi? Demokrasi olamyan bir ülkeden demokratik tutum ve davranis beklenebilirmi? Demokratik olmayan devletler her dönem ve her alanda cogunluga, esitlikge ve özgürlüklere karsidir. Sizin ülkemizde demokrasi yok demeniz ve ayni zamanda da demokratik devletin tutumunu sonuna kadar savunmaniz ne kadar celiskili oldugunuzun bir göstergesidir. Yukaridaki 3 sorumun cevabinda zaten ülkemizin gercekleri tüm ciplakligiyla ortada.

Daha hepimizin hatirlarinda, 17 yasinda yasaminin daha baslangicinda olan genc Erdal Eren dogru dürüst bir delil olmamasina ragmen sadece devrimcilere göz dagi vermek icin, günümüzde yasadigimiz nesilleri yetistirebilmek icin fasist cunta ve onun liderinin ülkemin güzel insanlarina yapmis oldugu bu vahseti unutmayacagiz.

Sonunda hemen hemen ayni fikri paylasacak duruma gelsekte, sizin yukaridaki cümlenizi asla kabul etmiyorum. Ben asla "Türk'ler cok irkci insanlar" demem, ama icimizde cok sayida irkci oldugunu her zaman söylemisimdir ve öyledirde malesef.

Kürt vatandaslarimizin cözümden beklentisi ve amaclari asla "bagimsiz bir Kürdistan" degildir. Ülkemizin Kürt kökenli vatandaslarinin ezici cogunlugu hic bir zaman ayri bir devlet istememistir ve istemiyorlarda. Ama tabikki cözümden yana olmayanlar illaki gercek olmayan iddaalarda bulunarak konuyu baska yönlere cekmektedirler. Kürt olaylari yeni degil, cumhuriyetin kurulusundan günümüze kadar devamli vardi bu problem. Son 80 yilidami AKP yönettide sadece ona yükleniyoruz? Diger 80 yili yöneten iktidarlar acaba neden bir cözüm sunmadilar veya bulmadilar? 80 yil cözümsüzlük icin politika üretildi ve bu politikalar sayesinde binlerce insanimiz öldü, sehit oldu ve faili mechule gittiler, köyler bosaltildi, göce zorlanildi, milyarlarca dolar paralar harcandi, rantcilar köseyi döndü, bazi siyasiler bu sayede oy topladi,...... 80 yil boyunca aklimiz neredeydi de bu sorunlari günümüze kadar tasidik?

Bende zaten asla genelleme yaparak, Türk toplumu veya Türk devleti irkcidir gibi söylemlerde veya iddaada bulunmadim. Sadece ülkemizde irkci egilimlerin varligina dikkat cektim.Dolayisiyla "genelleme yapmak aliskanligindan vazgecemiyoruz" ithaminizi kabul etmiyorum. Ama diger taraftanda tabiiki toplumda kabul görmüs irkci söylemleri irdelemk gerekir. Bu söylemler art niyetten kaynaklanmiyor, tarihte yasanan olaylardan dolayi kullaniliyor denilmesi irkci söylemleri ne kadar ciddiye aldigimizi gösterdigi gibi etnik milliyetcilik bazinda söylemlerde bulunanlarida güclendiriyor.

Anayasaya uygun sekilde calisan her parti demokrasi icerisinde yasayabilir ve bunu ben aciktan normal degilgerekli buluyorum. Anayasaya uygun degilse zaten gereken merciler o partiyi yasaklarlar. Dolayisiyla kiviracak hic bir sey yok ortada. Normal bulmakta asla destekleme anlamina gelmez, o sadece sizijn sahsi görüsünüz. Ben mesela MHP, BBP, SP ve AKP gibi partileri asla desteklememe karsilik onlarinda demokrasinin geregi olan partiler olarak görüyorum ve anayasaya uygun hareket ettikleri sürecede hic bir sorun görmüyorum. Önemli olan begenmedigin parti ve politikalari siyasi alanda demekratik cercevede elestirerek yanlislarina dikkat cekersin. zamaninda Alevi vatandaslarinda partileri vardi ve anayasa icerisinde basardiklari ölcüde yasayabildi ve sonunda kendisini fes etti ve bildigim kadariyla kadrosunun büyük bir kesmi, naskani da dahil olmak üzere CHP'ye gecti. Etnik ve dinsel bazda parti kurmak ve siyaset yapmak demokrasiye aykiri degildir, aykiri olan kendi etnik kökenlerini veya dini görüsünü digerlerine zorlamasidir. öyle bir durumda da zaten anaya geregi partiler hakkinda soorusturma acilir. En son AKP örneginde yasadigimiz gibi.

Benim ilk yorumumuda iyi okumussaniz orada bende verilen cazalari az buldugumu acik bir sekilde yazmisim. Ve da ilersinde RAF saniklarini benzeri bir suctan yargilanipta daha fazla ceza alip almadigini sormusum. Varmi elinizde RAF suclulariyla ilgili konu bahsi olan suctan dolayi almis oldugu ceza? Diger taraftan Almanya'da ceza yasalarinin reform oldugunu ve dolayisiyla gecmis dönemlerde verilen cezalarin degistirlidiginden haberiniz yok galiba? Daha dogrusu günümüzde RAF gibi bir terör örgütünün dahi sifirlandigindan haberiniz yok galiba. "Bu adam PKK'nın değilde RAF'ın "Almanya Sorumlusu" olsaydı kaç yılla yargılanırdı ?" Bu sormayi sormanizdaki amac dogal olarak bir kiyaslamadir, yani Almanya devleti PKK ile RAF arasinda ayni suclardan degisik tutum takiniyor anlamina geliyor. Ama siz malsef olmayan bir olaydan yola cikiyorsunuz. Ne RAF kalmistir ne de RAF saniklari ayni suclardan ceza yemistir.

"Hem yasadışı bir örgüt üyesi olmak, hem o örgütün yöneticisi olmak, hem de bir kadını öldürmek tehdidiyle çocuğunu aldırmaya zorlamakla suçlanan kimsenin suçlu bulunması halinde alacağı cezaya bak "5 yıla kadar"." Bu olayi bir RAF ile karsilastiriyorsunuzya. Varsayimlar sizin icin bir delil galiba. Hangi RAF örgüt üyesi bir kadini öldürmek tehdidiyle cocugunu aldirmaya zorlamaktan yargilanmista PKK'lidan fazla ceza yemis? Sizin getirdiginz örnekler önceki gecmis senelere ait ve baska suclardan. Gecmisde yapilan iki tarafli hata ve yanlislari en azindan konusuyorlar, bu anlamda da zaten Almanya'da RAF'in sembolik isminden baska hic bir gücü kalmamistir. En azindan RAF üyelerinin ömür boyu hapisle yargilanmalarina ragmen belirli sene sonra iyi hal durumlarinda serbest birakildiklarinida yazsaniz. Su an Almanya'da RAF falan kalmistir, nedenide onlarin sempatizan toplamalarina gerek olan siyasi yanlsilari yapmamaya gayret gösteriyorlar. Ben sizden sadece kiyaslama yaparken ayni olaylardan yargilanmislari yapin diye rica ettim ,ama siz sanki beni Almanya'nin hatalarini savunan birisi olarak görerek cevap veriyorsunuz. Daha ne diyeyimki.

Lütfen diyorum artik sayin CYRANO. Simdi sizin bahsettiginiz RAF üyelerine verilen hapis cezalari, tecavüz ve kürtajdan dolayimi? Arkadasim sizi kiyaslama yaparken böylemi yapiyorsunuz? Yani biri elma calmaktan digeride adam öldürmekten yargilanirken verilen cezalari karsilastiriyorsunuz ve ne kadar adil olduguna karar veriyorsunuz. Yapmayin lütfen, siz yapmayin bunu. Ben burada Almanya veya baska bir ülkeyi savunmuyorum, PKK'yi veya RAF'ida savunmuyorum, ama en azindan kiyaslama yaparken ayni suclardan verilen cezalara ve tabiiki günümüzde gecerli olan kanunlara göre kiyaslama yapmaliyizki, gercekten ciftestandart varmi tesbit edebilelim. RAF'i iyi taniyorum, kimlerin yakalandiginida iyi biliyorum ve cezasini ömür boyu olmasina ragmen belirli bir dönem yattiktan sonra cumhubaskani tarafindan af edilenleride iyi taniyorum ve bu affa ülke insanlarinin bizde oldugu gibi yillarca korku senaryosu yazmadiklarinida iyi biliyorum. Dolayisiyla bize kanit gösterecekseniz ayni suctan dolayi yapilan cifte sitandartla ilgili gösterin. Geris sadece demagojiden ileri gitmez.

1. Böyle bir durum varsa ve elestirildiyse yanlis bunu neresinde? 2. Neden hala sadece CHP kast ediliyor diye israr ediyorsunuz? Yukaridaki cümlenizin icerisinde benim görüsüme göre CHP'nin disinda MHP, BBP, DYP ve ANAP gibi partiler dahi var. Ama siz herhalde hala ülkede sadece CHP'nin varligina inaniyorsunuz veya sadece CHP'nin pasalari, mafya ve ceteleri kurtarma politikasi uyguladigina inaniyorsunuz. Türkiye'de cetelerin, mafyalarin ve cuntaci pasalarin kurtarilmis olmasi ezber suclamalar ha, Türkiye bunlari yasmadi ve yasamiyor hala demi?. Cok celisiyorsunuz kendi söylemlerinizle sayin Dogrucudavut cok. Gercek sosyal demokrat bir sahis bu söylediklerimin tümüne sonuna kadar imza atar ama nedense bazilarimiz sadece karsi gelmek adina kendi ilkelerini dahi cigniyorlar.

Siz sadece PKK ya nefret duyuyorsaniz, sorun yok ve ben sizinleyim. Ama bazi ince söylemler var ve her Kürt vatandasinin talebinide dogrudan PKK gibi göstermek ne derece Kürt'lere nefret duymuyorum deyimini dogrular bu da ayri bir konu. Benim PKK'ya karsi verilen mücadeleyi asla devlet terörü dememisimdir, ama devlete yakismayan ve terör estirilen bazi olaylarada göz yummuyorum, bu hukuk disi olaylari baska kulvarda yeterince konusuyoruz. Hic bir neden devletin terörö estirmesini hakli cikartamaz. baris istiyoruz diyen sehit anneleri ve dagda ölen genclerin anneleri kendileri icinmi baris istiyorlarda olayi onlarin birbirleriyle küs veya küs olmadiklarini konu yapiyorsunuz? Demekki siz bu eylemin özünü hala anlamamissiniz. Ama siz ona ragmen gülebiliyormussunuz, ne yapayim gülmeye devam edin derim.

Ben size dönemin olaylarinin neden kaynaklandigini sormadimki. Sadece sizin "Ermeni'leri Türk'ler degil Kürt'ler katletmistir" söyleminize karsilik Ermeni'lerin de neredeyse sadece "Türk'leri" katletmis olduklarinin celiskisini sorudum. Arkadasim sizin kendi söyleminize göre, o dönem bölge halki Ermeni'lere zerre kadar zarar vermemistir, yapanlar sadece "Kürt'lerdir". Neden bir topluluk kendisine zarar vermeyen baska bir topluluga katliam yapsin diye tekrar soruyorum size.