Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.434
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Yanlis bir yasakmi demissinizde öyle soruyorsunuz? Bu yasaklar cag disi ve insanhaklarini cignemektedir. Bize yasaklarin nedenlerini anlatacaginiza aciktan yüreginizle bu ayibin derhal kaldirilmasi gerektigini söylesenize. Hakli bir yasaktir demismiyim gibi kelime oyunlarina hicte gerek yok. Madem hakli görmüyorsunuz neden kaldirilmasi icin yorum yapacaginiza bizlere yasagin sebebini anlatmaya calisiyorsunuz? Bu tür yorumlar tabikki karsindakinde yasagi hakli buluyorsun gibi bir itiba birakir. Siz en iyisi yasaklar hakkindaki net görüslerinizi söyleyinki bizde yanlis anlamayalim sizi.
  2. Cok güzel bir "zafer" konusmasi. Tamda öyle bir baskana yakisir sekilde konusmus. Ama birileri yanilmiyorsam ayni konu hakkinda baska bir baslikta Rize belediye baskaninin bir alakasinin olmadigini bizlere yutturmaya calisiyordu. Yukaridaki yoazi ise tam tersini gösteriyor. Baskanin tavri tam bir gericilik, yobazlik ve antidemokratik bir tutum.
  3. JİTEM’İ MECLİS DE HASIR ALTI ETMİŞ 14:00 24 Temmuz 2009 Astsubay Hüseyin Oğuz, Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadede faili meçhul cinayetlerin nasıl planlandığını ve işlendiğini ayrıntılarıyla anlatmış YEŞİL’İ DE DEŞİFRE ETMİŞTİ Diyarbakır’da görülen JİTEM davası, Güneydoğu’da işlenen faili meçhul cinayetleri tekrar gündeme getirdi. Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu’na Yüksekova çetesini ilk kez anlatan ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı deşifre eden Hüseyin Oğuz’un ifadeleri Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlere ışık tutuyor. Oğuz, 1996’da ANAP İlçe Başkanı Tahir Baskın’ın kardeşinin kaçırılması olayını araştırırken Yüksekova çetesini ortaya çıkarmıştı. Oğuz’un anlatımlarıyla ilgili bugüne kadar hiç bir şey yapılmamış. İSTERSE ÜLKEYİ BİZDEN ÇOK SEVSİN Oğuz’un, 18 Şubat 1997 tarihinde Susurluk Araştırma Komisyonu’na verdiği çarpıcı ifadelerin bazı bölümleri şöyle: “İnfaz edilecek, kaçırılacak kişiler tespit edilir. Terör örgütlerine yardımcılık yaptığı değerlendirilir; ancak terör örgütüne yardım etmese dahi orijini Kürt ise bu adam hedeftir. Şimdi bunların içinde orijini Kürt olan isterse ülkeyi bizden fazla sevsin, o birimlerde çalışanlar eğer onu hedef göstermişlerse kesinlikle infaz edilir.” Oğuz’un söyledikleri daha sonra başka ifadelerce de doğrulandı. Yüksekova çetesinin ortaya çıkmasını sağlayan emekli Astsubay Hüseyin Oğuz, Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadelerde faili meçhul cinayetlerin nasıl planlandığını ve işlendiğini ayrıntılarıyla anlatmış Diyarbakır’da görülen JİTEM davası, Güneydoğu’da işlenen faili meçhul cinayetleri tekrar gündeme getirdi. Meclis Susurluk Araştırma Komisyonuna Yüksekova çetesini ilk kez anlatan ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı deşifre eden Hüseyin Oğuz’un ifadeleri Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlere ışık tutuyor. Oğuz’un, 18 Şubat 1997’de Susurluk araştırma komisyonuna verdiği çarpıcı ifadeler şöyle: “Diyarbakır’daki sistem, şimdi siz hep çete diyorsunuz; fakat ben onu ayırmak istiyorum. Tetik timi ve menfaat timi diye ayırmak istiyorum. Siz menfaat timlerini şu ana kadar dinliyorsunuz. Menfaatçi tetikçiye görev veriyor, ‘Sen şunu -tespit ediyor hedefini- resmi olarak aldır’ diyor. Nasıl aldırıyor? Özel Harekat elbisesiyle aldırıyor. Polis olarak kapıyı çalıyor, alıyor, aldırıyor, ondan sonra da infaz ediyor; ama Jandarma bölgesine atıyor. Polis bölgesinden Özel Harekat elbisesiyle alıyor, götürüyor. Jandarma bölgesine atıyor. Jandarma bölgesine atarken, o karakol komutanının haberi olmuyor mu; oluyor. Ben de karakol komutanlığı yaptım. Benim bölgemde affedersiniz, kimin, neyin ne olduğunu, hepsini bilmek mecburiyetindeyim; çünkü benim görevim bu.” ‘ÜNİFORMAYLA CİNAYET İŞLENDİ’ “Ben gece Veli Albayla (Küçük) görüştüm. Dedim komutanım, Doğan Erşahin buraya gelmiş diyorsunuz, Doğan Erşahin burada yok. Bu arada Doğan Erşahin’in uğrayacağı Tekin var Battalgazi’de oturuyor, hatırladığım kadarıyla Coşkun olması lazım soyadı, kendisiyle de görüştüm, sürekli onunla irtibata giriyordu, daha sonra Doğan Erşahin aynı şekilde firar ederken yüzbaşı elbisesiyle geldi ben Jandarma komutanıyım diye Battalgazi’de bir vatandaşı öldürdü gitti. Veli Küçük bana telefonda ‘oraya geldiğini biliyoruz biz; hatta Gülbahar Ateş’le de görüştüm ben’ dedi.” ‘KÜRT OLMASI YETERLİDİR’ “İnfaz edilecek, kaçırılacak kişiler tespit edilir. Şöyle tespit edilir: Terör yanlısı mı değil mi, gerçi bütün birimler bunu hedef olarak almazlar. Şimdi öldürülecek dediği zaman kim öldürülecek? Yalnız sözde terör örgütlerine yardımcılık yaptığı değerlendirilir; ancak terör örgütüne yardım etmese dahi orijini Kürtse bu adam hedeftir. Şimdi bunların içinde orijini Kürt olan isterse ülkeyi bizden fazla sevsin o birimlerde çalışanlar eğer onu hedef göstermişlerse kesinlikle infaz edilir. Müzahir (destekleyici) olanla gidilir konuşulur, Kürt olanla gidip konuşulmaz. Oraya da bir netlik getireyim. Müzahir olan Kürt değilse kulağı çekilir, sen böyle yanlış yapıyorsun, sakın yapma, evine ailesine de gidilir.” ‘TETİĞİ ÇEKENLER İNFAZ EDİLİR’ “Orada Diyarbakır’da biri devletin yanındaymış gibi gözükse, dese ki -Başkanım kusura bakmayın- Mehmet Elkatmış PKK yanlısı dediği zaman hemen alınır; yani hiç değerlendirmeden alınır. Alındığı zaman zaten yapılan bir işlemle örgüte yönlendirilir o. Yani kötü niyetle yönlendirilir, yapılan baskı, işkence şeyinde o şahıs istemese dahi, kesinlikle artık örgüte karşı bir yol çizmek mecburiyetinde kalır.” “Resmi elbiseyle infaz edilecek şahısların alındığını, infazdan sonra zaten fazla kişinin infaza katılmadığını biliyorum, en fazla 3 kişi katılır. Pişmanlık yasasından yararlananlar var. Her zaman zor durumda bırakılmaları için onlara tetkik çektirirler. Bu zaten faili meçhullerin çıkacağına ben inanmıyorum; çünkü neticesinde tetiği çekenler de infaz edilir.” ANKA İzmir'e yerleşti Astsubay Hüseyin Oğuz Temmuz 1996'da Hakkari İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Subay Vekilliğine atandı. Bir süre sonra Yüksekova ilçesinde görev yapmaya başlayan Oğuz, 1996'da ANAP İlçe Başkanı Tahir Baskın'ın kardeşinin kaçırılması olayını araştırırken Yüksekova çetesini ortaya çıkardı. Çetenin ucu Yüksekova Tugay Komutanlığı eski Kurmay Başkanı Albay Hamdi Poyraz'a uzanıyordu. Oğuz, Yüksekova soruşturmasında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da adına ulaştı. Emekli olduktan sonra İzmir'e yerleşerek hayvancılıkla uğraşmaya başladı. *** Erşahin kimdir? Mafya üyesi olan Doğan Erşahin, Veli Küçük'ün jandarma komutanı olduğu sırada Kocaeli Jandarması'nın elinden firar etmişti. Oğuz'a göre Erşahin, Pötürgeli olan MOSSAD ajanı Gülbahar Ateş'in kocası Celal Ateş'le yakın arkadaştı. Veli Küçük'ün korumasında olan Doğan Erşahin Kocaeli Jandarması'ndan firar ettikten sonra 'yüzbaşı' elbisesi ile Malatya'ya gelerek Battalgazi ilçesinde evi olan Tekin Coşkun ile görüşmüştü. Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1248433232&day=24&month=07&year=2009-
  4. Akilli, ne yaptigini bilen bir lider hayatta "höööttt" demez. Ülkücü ve irkci zihniyetin agirligini icinde olduklari cete ve mafya iliskilerine bagliyorsunuz galiba. Kendilerine itaat eden aldatilmis zavalli genclerden baska kim korkarki onlardan? "Sol" görüslü genclerin ellerine su dökemezler onlar. Polis, MIT ve cete destekli ellerinde döner bicagiyla, ceplerinde silahla dolasan bu gruba mensup insanlik düsmanlarinin gercek yüzünü ülkemizde bilmeyen yoktur. Ha bizim ülkücü gecinen varoslarin mafya ve ceteci irkcilari, ha Alman'larin dazlak kafali Nazi'leri, bunlarin yaptiklari sadece insanlara tuzak kurarak arkadan vurmaktir.
  5. Göc ettirilmelerin güzel sebeblerini aciklasananiz bize lütfen.
  6. Yoo aslinda o kadarda cok ince konular degil. Bu taseron ceteci, mafyaci ve irkci katillerle dolu olan kurulus daha düne kadar, yani 80 döneminde devrimci gencleri (bunlarin icerisinde, Kürdü, Türkü, lazi, Cerkezi, Ermenisi ve diegr tüm etnik kökenli insanlarimiz vardi) ve Alevi mezhebine bagli insanlari kirip geciriyorlardi. Yani "etki-tepki" ile alaaksi fazla olmayan bir durum onlarin yaptiklari. Yarin kimi kirip gecireceklerini kestiremeyiz bile. "Etki-tepki" diyerek insanlarin haksizliklara karsi gelmemelerini de bekleyemeyiz.
  7. Hukuk devleti oldugunu ve iskenceyi tasvip etmedigini iddaa eden Türkiye iskence ile adam öldürmekten 2 yil 1'er ay hapis cezasina carptirilan subay ve astsubayin, dava boyunca görevlerini devam ettirdikten sonra cezalarini dahi infaz etmeyen Türkiye iskence sonucu öldürülen sahsin esi tarafindan AHIM'e sikayet edildi ve Türkiye suclu bulundu. Türkiye'nin “Zaman itibarıyla yargı yetkisizliği” talebi mahkeme tarafindan red edildi. Türkiye'nin bu tutumu ne kadar hukuka saygili ve iskencecilerden hesap sordugunun güzel bir örnegidir. Lafala Türkiye her dönem iskenceye karsiydi ve hic bir dönem iskence oldugunu kabul etmiyordubir zamanlar. Vatandaslarin kendi ülkelerinde haklarini alamayislari ve devletten destek görmemeleri onlari dogal olarak AHIM'e gitmelerini zorluyor. Bu databiiki bizim vatanperevrlerimizi cileden cikartiyor ve derhal karsi ataga gecerek AHIM'e basvuranlari "Türkiye düsmani ve bölücü" ilan ediyorlar. Ama her en hikmetse Türkiye'nin neden AHIM'de yargilandigini hic sorgulamiyorlar. Bizim vatanseverlerimiz baskadir, onlar devlet ve vatan icin iskenceyide, faili mechulleride hakli bir yöntem kabul ettikleri gibi, mahkeme tarafindan iskence ile öldürme sucu sabit bulunanlarin cezalarinin dahi infaz edilmemelerini vatan görevi kabul ederler. "İŞKENCEYE TAZMİNAT KESİNLEŞTİ 13:23 23 Temmuz 2009 BURCU CANSU Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 1980’de Devrimci Yol üyesi öğretmen Cengiz Aksakal’ı işkenceyle öldürdükleri saptanan iki subaya yargının verdiği cezanın uygulanmamasını gerekçe göstererek, Türkiye’yi 50 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Türkiye’nin “Zaman itibarıyla yargı yetkisizliği” iddiasında bulunarak yaptığı itiraz incelemeler sonucunda reddedildi. Tazminatın üç ay içinde ödenmesi bekleniyor. Aksakal’ın avukatı Mehmet Ali Kırdök, kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirterek şu bilgileri verdi: “Bu karar, 12 Eylül işkencesini yargılayan ve mahkûm eden bir karardır. Türkiye, mahkemenin makul süre içinde yapılmaması, verilen cezanın da yeterli olmaması nedeniyle mahkûm oldu. Normalinde infazın mutlaka yapılması, para cezasının ödenmesi gerekirdi. Bu AİHM kararı 11 Eylül 2007’de verildi ama daha yeni kesinleşti, çünkü hükümetin itirazı vardı.” Cengiz Aksakal, 8 Ekim 1980'de öğretmenlik yaptığı Artvin’in Şavşat ilçesi Veliköy nahiyesinde gözaltına alındı. 26 Ekim 1980'de Artvin'e sevkedilen Aksakal, 2 Kasım tarihine kadar bir spor salonunda sorgulandı. Aynı gün sıkıyönetim cezaevine konuldu. 3 Kasım 1980'de fenalaşan Aksakal, koma halinde Artvin'de hastaneye yatırıldı. 5 Kasım 1980'de ambulansla Trabzon'a sevk edildi ve 12 Kasım 1980'de orada öldü. Eşi Teren Aksakal'ın ısrarlı adli takibi sonucunda, 22 Aralık 1998’de kesinleşen kararla biri subay diğeri astsubay olan iki askere 2 yıl 1'er ay hapis cezası verildi. Ancak dava boyunca ordu mensubu olarak görevlerini devam ettiren ve emekli olan sanıkların cezaları infaz ettirilemedi. Bu aşamada, Aksakal'ın eşi tarafından, AİHM'ye yapılan başvuru ile sözleşmenin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesi, işkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen 3. maddesi uyarınca başvuruda bulunuldu. Mahkeme, 11 Eylül 2007’de verdiği kararla, Aksakal'ın işkence sonucu yaşamını yitirdiğini belirterek, Sözleşme'nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesi ile işkence yasağını düzenleyen 3. maddesi uyarınca ihlal kararı verdi.”" Alinti:-http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1248344606&year=2009&month=07&day=23-
  8. Tarihiyle, dini inaciyla ve gecmisiyle aciktan yüzlesmeyen bir toplumdan fazla bir ilerleme beklemek cok hata olur. Buradan defalarca bir cok yorumlarimda dile getirmisimdir. Bizlere devlet okullarinda Osmanli tarihini tüm gercekleriyle aktarmiyorlar. Osmanli denince bizlerin aklina gelen "fetihler". Bunun öz türkcesi "isgal ve sömürgecilik". Osmanli hanedanlarinin nasil yasadilarini dahi bizlere tüm acikligiyla anlatmiyorlar. Din konusuna bakinca geen ayni tabulara rastliyoruz ve sadece överek bahsediyoruz. Osmanli'yi iyi tanimak icin aslinda Balkan ve Arap ülkeleri tarihina bakmamiz bize cok sey kazandirir. Onlarin tarihinden osmanli'nin bizlere anlatildigi gibi hicte seffah bir devlet olmadigini, aksina vahsi sömürgeci, korku sacan, öldüren ve katleden bir devlet yapisinda oldugunu cok net görebiliriz. Din konusunda günümüzde yasanilanlari herkes net gördügü icin fazla bir aciklamaya gerek yok.
  9. Yasaklari irdelerken tabiiki gercek amacin ne oldugunuda iyi bilmemiz gerekli. Ben AKP hükümetinin iski reklamlarinin yasaklamasindaki gercek amacin sagliga zararindan oldugu degil dini inanctan dolayi olduguna inaniyorum. Onlar icin güzel bir firsat, aciktan dinimiz yasakliyor diyemiyorlar ama dolayli yoldan yapacaklarini yapiyorlar. Ileride bankalarin faiz verme reklamlarida yasaklanirsa hic sasmayalim, cünki onada bir "saglik" nedeni bulacaklarindan adim gibi eminim. Ama her seye ragmen, biz iceriz rakiyi, cünki bize haram degil. Aklima raki ile ilgili cok güzel bir türkü geldi ve bu türküyü ben severek dinlerim.
  10. Artvin ilimizi ve insanlarinin cogunu yakindan tanima firsatim olmadi ama tanidigim kadariyla ve bildiklerim isiginda Artvin halkinin her dönem ilerici ve yurtseverlikleri ön plandaydi. Onlar asla seriatci ve irkci kesimlere prim vermemislerdir. Yapmis olduklari eylemden sadece gurur duyabilirim.
  11. Sayin kaplan-200, gercekten kendi yorumlarinizla cok celisiyorsunuz. Bir taraftan PKK destekcileri diye ellerindeki istihbaretlere göre yargi önüne cikartilmadan öldürülenleri hakli görüyorsunuz ve teröre karsi her yöntemin yapilabilecegini üzerine basiyorsunuz diger taraftanda bu öldürülenlerin gömüldükleri yerleri ararken, yok öyle bir sey , hic bir kemik bulunmaz, sadece PKK'nin senaryosu gibi iddaalarda bulunuyorsunuz. Arkadasim 17 bine yakin faili mechul cinayetler var, nedere dersiniz bunlarin cesetleri, daha dogrusu kemikleri? Madem bunlarin tümü terörüsstü ve dvlet bunlari öldürmekte hakliydi, enden gizli gömülmüs ve yerleri belli degil? 17 bin faili mechul cinayetlerin tümünü pkk mi yapti? eger cevabiniz evet ise, bu insanlarin kemiklerinin bulunmasi sizi hicte rahatsiz etmemesi gerekli. Diger taraftan madem bu 17 bin insan boso bosuna öldürülmediyseler, yani terörüst olduklari icin öldürüldüiseler, genede gömüldükleri yerlerin bulunmasi sizi hic rahatsiz etmemesi gerekli. Ama olay hicte öyle degil. sizi neden cok rahatsiz ettgini cok iyi biliyoruz. Faili mechul cinayetlerin hemen hemen tümü devlet tarafindan, yanin JITEM gibi terör örgüttü tarafindan, öldürüldügü ortaya cikacak. Binlercesi devlet tarafindan önce evlerinden alinan, tutuklananlar, ama her ne hikmetse bunlarin akibeti gene alinanlar tarafindan hic bilinmiyor. Yani devletin görevlileri birilerini resmi olarak tutuklayacaklar ve sonra akibeti hakkinda bilgi sahibi olmayacaklar. Akibetlerini söyleseler sonunda mahkeme sonunda onlarin gercekten suclumu sucsuzmu olduklari ortaya cikacak. Korkulari gerceklerin cikmasidir. Ve bizde buna devletin teröre karsi mesru mücadelesi diyecegiz. Bu nedense bana karanlik rejimlerin uygulamalarini hatirlatiyor.
  12. Hicte bosuna "Yahu Allah askina" gibi haykirislarda bulunmayalim sayin kaplan-200. Sizin haberin kaynagini sorarken, Taraf mi yoksa gündemmi demenizden zaten o haberin dogru olamdigini ima ettiginiz cok acik ve netti. Yoksa Taraf ve Gündem haber kaynagimi diye üzerine basilarak sorulmazdi.
  13. dünyahepimizin

    "UYGUR KATLİAMI" YALANI

    "Yandas" medya degil ama daha da beter, o kaynak "Türkiye düsmani AB'nin yalanci" medyasindandir.
  14. dünyahepimizin

    "UYGUR KATLİAMI" YALANI

    Buda nereden cikti simdi? Kim nerede ve hangi gercekleri saptiriyor lütfen gösterin. Siz haksizliklaramami karsisiniz yoksa sadece haksizliga ugrayanlar Türk kökenliysemi karsisiniz? Cin'de olan bitenleri tüm gercekleriyle irdelemekte kimin zarari olur anlasilir degil dogrusu. Tabii Cin'de olan bitenleri derhal soykirimi ilan edenler ülkemizde yapilan yanlislara dikkat cekilmesinden cok rahatsiz oluyorlar. Ülkemizdeki etnik milliyetcilerle Cin'deki etnik milliyetcile rarasinda hic bir fark yok. Cin'in etnik milliyetcileri Cin'de ki olaylari aynen ülkemizin etnik Milliyetcilerinin ülkemizdeki etnik kökenlilere uygulanan politikayi kelimesi kelimesine ayni argümanlarla degerlendiriyorlar. isterseniz Cin'li etnik milliyetciye sorun, neden Uygur Türk'lerine baski ve zulum yapildigini, cavap olarak 100% Uygur Türk'lerinin Cin vatanddasi oldugunu ve her hakka sahip olduklarini, ama onlarin bölücülük yaptiklarini ve dis güclerden beslenerek ülkede terör estirdiklerini duyarsiniz. Yani Uygur'lara verilmesi gereken haklardan asla duymazsiniz. Ayni soruyu ülkemizin etnik milliyetcisine gene ülkemizdeki etnik kökenliler icin sorun mesela Kürt'ler icin, cevap olarak gene aynisini alirsiniz. Ama her iki ülkenin etnik milliyetcileri her ne hikmetse kendi irklarindan vatandaslarin baska ülkelerde horlanmalari durumunda derhal ayaga kalkarlar ve en keskin insanhaklari savunuculari olurlar. Kendi ülkendeki haksizliga neden göz yumuyorsun diye soranlarida kötü niyetli ve düsman ilan ederler. Ne garip degilmi bu etnik milliyetcilerin olaylari timsah gözlügüyle görmeleri.
  15. Cözümden yana olmayanlar artik meseleyi bu boyutlara kadar tasidilar. Buradaki amac masumu suclu cikartmak, onuda yapmaya basladilar bile. Yillardan beri Kürt realitesi inkar edilmeseydi, dil yasagi olmasaydi, asimile politikalari uygulanmasaydi bir kisinin burnu dahi kanamadan tüm Kürt kökenli vatandaslarimizi kazanmis olacaktik. Ama biz tersini tercih ettik, onlari yok saydik, inkar ettik ve böylece terör örgütlerinin olusmasinin tohumlarini sactik. Sonuc ise ortada, 40 bine yakin ölüm, 17 bine yakin faili mechul cinayetler, binlerce sehit ve gazi asker ve diger görevliler, binlerce yüregi yannan anneler, milyonlarca insanin bölgeden göc etmesi, issizlik, egitimsizlik vs. Dolayisiyla simdi kimse burada kendisini sütten cikmis kasik gibi temiz ilan etmesin. Suclu devlet ve sorunu cözecek olanda gene devlet. Devlet simdi kendi hatalarini ört bas etmek icin belirli kesimlerin yardimiyla yukaridaki aciklamalara benzerini yaptirmaktadir. Güya sözümona devlet masumdu da sadece hak isteyen Kürt vatandaslarimiz öcüydü.
  16. Vazgecelim artik cag disi sistem ve uygulamalardan. Seriatin iyi yani olmadigi gibi en kötü yani ise, kendisi gibi düsünmeyenlere ve yasamayanlara hayat hakki tanimamasidir, kadinlari ikinci sinif vatandas olarak tanimlamasidir. Islam düyasinin neden kalkinamadiginin ve insanlarinin ac ve sefil olmalarinin en büyük nedeni gene islamin kendisidir. Tabiiki emperyalit güclerde bu zaafi kendi cikarlari iicn cok güzel bir sekilde kullanmaktadirlar. Is, ekmek, hak, hukuk ve egitim icin caba harcayacagimiza orta cagda kalmis ve küflenmis görüsleri insanlarimiza bir kurtulus olarak sunuyoruz.
  17. Su yasakcilar keske bir noktada birlesebilseler de bizde gercekten yasaklarin nedenlerini anlayabilsek. Her yasakci kendi kafasina göre yasaklarin nedenlerini acikliyor. Ama her seye ragmen isim yasaklamanin hakliligini göstermeye calismak bile kendilerini sosyal demokrat diye niteleyenlerin aslinda hicte sosoyal demokrat olmadiklarinin güzel bir kanitidir. Bir insana isim yasagi vermenin hic bir gerekcesi olamaz. Dolayisiyla bu tip sacma sapan yasaklari hala uygulayan ülkeler elestiri aldiklarinda da hic sasirmamalari gerek. O tip ülkeler gercek demokrasiden bayagi uzaktirlar.
  18. 1. Hangi arastirmaya göre bölge halkinin bölücü olmayan bir siyaset ile bölücü siyaset arasindaki farki göremedigini söyleyebiliyorsunuz? 2. Hangi bölücü talepleri var bölge halkinin? CHP'nin güneydogu bölgesindeki ve ic anadoluda Alevi vatandaslarin yogun olarak yasadigi bölgelerde dahi oy kaybini Güneydogu halki icin bölücü siyasetle bölücü olmayani ayirt edemiyorlar Alevi vatandaslar icin ise o oy kaybini "Gladyo" da arayacaksiniz sözleri halaa gecmisteki hatalarini görüpte dogrulari aramak istememeden kaynaklaniyor. CHP gercek bir sosyaldemokrat parti plamadigi sürece, parti ici demokrasiyi uygulayamadigi sürece, liderlik saltanatina ve delege satin alinmasina son verilmedigi sürece, ülkenin gercek sorunlarini etnik milleyetcilik bakis acisi ile görmekten vazgecmedigi sürece, ülkede gercek demokrasi saflarinda olmadigi sürece ve en önemliside cuntacilik hevesine ve askerden alacagi yardim umutlarina son vermedigi sürece hayatta 50% kayibi olan oylarini geri toparlayamayacak. Sizin anlatmaya calistiginiz sebebler ise sadece gerceklerle yüz yüze gelmemek icin öne sürülen hayallerdir.
  19. Ne yani, Güneydogu halki bölücü ve dincilerdenmi oluysuyor simdi? Kürt ve Kürt sorunu her dönem vardi. Siz istediginiz kadar Kürt sorunu yok deyin ama bakin cok savundugunuz CHP'nin aciklamalarina onlar bile Kürt sorununu kabul ediyorlar. Hicte inandirici ve gercekleri yansittmayan bir aciklama dogrusu CHP acisindan.
  20. Haber kaynagi cok önemli galiba sizin icin. Oysa haber kaynagindan daha önemlisi verilen haberin dogruluk payidir. Yerinizde olsam haber kaynagina göre haberin dogruluk derecesine kanaat getirecegime, haberin dogruluk derecesini arastiririm ve yanlis haberse ortaya korum. Tabi sadece Yenicag gibi irkci düsünceye sahip olan Nihal Atsiz gibi bir sahsin reklamini yapan gazeteye güvenerek bilgi edinilirse olacagi budur. Yorumunuzdan haberin yalan ve yanlis oldugu gözleniyor, hadi lütfen bu haberin yanlisligini size göre dogru kaynaklardan bize gösterin.
  21. Ya bu iddaalar yanlissa sayin kaplan-200? Bunun hesabini kim verecek? Her istihbaretin dogru olmadigini günümüzde dahi halaa göryoruz. Mesela Amerika bile sözüm ona elindeki istihbarete göre Irak'a savas acti, cünki güya Saddam kimyasal silah üretiyormus. Be cikti sonuc olarak, istihbaret yanlismis ve bilerek yalan bilgi verilmis. Benzeri istihbaretlerin bizde de olmayacagini neye göre degerlendiriyorsunuz? Rus'lar da aynen bizdeki gibi kendi istihbaretlerine göre güya Cecen terörüstlerine karsiu savasiyorlar. O halde Rus'lara da karsi gelmeyelim ve onlari hakli bulalim. Cin devleti dahi Uygur katlimani yabanci ve bölücülere bagliyor, tabii istihbaretleri öyle kesf etmis. Yani Cin hükümeti yarin onlarca Uygur vatandasini kendi istihbareti dogrultusunda öldürürse hic sasmayalim ama tabiiki karsi da gelmeyelim ve kinamayalimda derim. Hic bir hukuk devleti zanliyi yargi önüne cikartmadan elindeki dogrulugu kanitlanmamis istihbarete göre insanlari faili mechul olarak öldüremez. Bu sizin hukuk devleti anlayisinizin cok gözel bir göstergesidir. Ayni tutumu baska devletler "Türk" kökenli insanlara yapinca nedense en basta siz karsi geliyorsunuz. O devletlere görede öldürülenler terörüst ve terörle mücadelede her yol mübahtir diyorlar.
  22. dünyahepimizin

    "UYGUR KATLİAMI" YALANI

    Madem merak etmiyorsunuz neden bana güya Basbaglar'i unuttugumu hatirlatiyorsunuz? Neymiski düsüncelerimiz?
  23. "Birakin sarigülü" Neden birakalimki? Sarigül kendisini sosyal demokrat olarak nitelendirmiyormu? Önce CHP'den sonrada DSP'den ayrilmadimi? Diger ayrilanlarida sayabiliriz. Konu basligi tamamen bu ayriliklari ele aliyor ve siz birakin diyorsunuz. Neden acaba birakalim? "Siyasetin önünü kimler tikiyormus .. " Ehhh kim tikiyor gercekten yaaa? Neden cümleniui yarida biraktinizki? keske siyasetin önünü tikayanlari bize anlatsaydiniz. "Ne üretilmis ona bakin" ne üretetilenleri göstermemiszinizki bakalim. "Begendiginiz DTP ne üretiyor su anda ülkemizde.. ona bakin sosyal demokratin ne oldugunu anlayalım.." Simdide DTP'yi begeniyoruz oldu. Allah Allaahh ya arkadasim siz insanlari zorla sucusunuz veya bucusunuz, sunu begeniyorsunuz aliskanligindan ne zaman vazgececeksinizki. Hangi yazima dayanarak benim DTP'yi begendigimi ortaya atiyorsunuzki?
  24. Ne anlatmaya calisiyorsunuz? Konu basligindan ve altindaki yorumdan yukaridaki yorumunuzumu anladiniz? Gercekten diyecek bir cümle bulamiyorum artik.
  25. Dün PKK ve Apo'nun sözcüsü olan Yalcin Kücük bugünlerde kendisini ulusalci sözcüsü ilan ederken hic sasirmadiginiz gibi birde savunuyorsunuz. "Yani yarisi kaybeden attan inip daha güclü olan bir ata bi nmek diye buna denir." derken bu söyzleriniz sadece bir kesim icinmi gecerli oluyor, yoksa herkes icinmi gecerli?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.