Zıplanacak içerik

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Catli gibi fasist ve irkci zihniyete sahip olanlar ölünce SEHIT olduguna göre SEHIT'in manasini kimlerden ögrenmemiz gerekir cok acik ve net.
  2. "Kadersiz Türkiye'nin" kaderini gecmiste ve günümüzde birbirlerinden fazla farki olmayan gerici, irkci, fasizan ve anti-demokratik düsünceye sahip zihniyetler yönetti ve yönetiyor. Bu zihniyetler sayesinde ülkede terörö ezelden beri var ve bitmek yerine gün gectikce cig gibi büyüyor. Gördüklerimizi inkar eden malesef sadece AKP degil, tüm siyasiler, partiler ve gecmisteki hükümetler. Ama malesef aramizda bazilarimiz sadece isimize geleni görüyoruz.
  3. Sayin deniz_kizi, inaninki devlet Mumcu'nun katillerini ve sorumlularini cok iyi biliyor, ama onlari koruyor. Hukuk devleti oldugunu iddaa eden bir ülke icin 16 yillik bir faili mechuli sürümcemede birakmak cok düsündürücü. Bir de devlet kurumlarinin tutumunu eklersek, yani MIT ve emniyetin delilleri yok etmeye calismasi ve mahkemeye yalan beyanlarda bulunmalari veya hic gitmemelri. Katilleri bulmanin tek yolu seffah bir devletin olmasi. Seffah olmayan bir devletten kendi cikarlari dogrultusunda hedef sasirtmak icin en keskin savunucularini dahi kurban edebilecegine inaniyorum. AKP hükümatini suclama konusunda bir yanlis anlasilma var özür dilerim. Anlatmak istedigim bir cok olaylarda oldugu gibi Mumcu olayinda da gecmis siyasilerin ve iktidarlarin sorumluluklari arastirilmadan derhal yönetimdeki iktidara bas kaldiriliyor, o anlamda söylemistim. Siz bir baska baslikta eski iktidarlarain yaptiklarini benimsemesenizde gecmistze kadigi icin elestiri söz konu degil benzerinden sözler sarfetmistiniz. Ama en azindan Mumcu konusunda gecmisi unutmanin ne kadar yanlis oldugunu görebilirsiniz. 1993 ve sonrasi iktidarlar Mumcu'nun katillerinin bulunmamasinda en fazla rol alanlar olmustur. Dieger faili mechulleride konussak gecmislerin asla affedilemeyecek günahlarini ortaya cikartabiliriz. Mumcu'ya saygi göstermek onun katillerini saklayan, yakalayamayan herkese karsi durmakla olur. Ben bu durusu sergilemeye calisiyorum.
  4. Izninizle bir de CHP nin Kürt raporunu hazirlattiktan sonra insanlarin sevincini kursaklarinda birakip sonunda en keskin Kürt karsiti olan bir odak haline gelisinide eklemek isterim ve acilimin icerigini bilmesekte ( icerigini ne hükümet acikliyor ne de muhalefet partileri dinleyipte bizlere aktariyor )ehr acilimda oldugu gibi genel beklenti olarak savasin durmasi, sorunun baris iinde cözümlenmesi ve Kürt vatandaslarin kültürel haklarinin temin edilmesi. Diegr taraftan sahsi düsüncem, bu aciliminda sonu fos cikacagi, aldatmacayi asamayacagi kanisindayim. Umarim yanilirim ve yanilirsam da cok mutlu olurum.
  5. "SEHITLIK" kimsenin tekelinde degildir, hele hele devletin hic degildir. Deniz Gezmis te bir sehittir, hemde devrim sehididir. Terörüst olarak ölen de kendi ugruna öldügü dava icin sehittir. Savasta dahi aynisidir, nasilki benim askerim sehit oluyorsa öldügü zamen, karsi tarafin askeride aynen öldügü zaman sehittir. Biraz insani acidan bakalim bazi konulara ve her seyi kendi tekelimzde zannetmeyelim.
  6. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yeni veya eski Osmanli. Kalsin gerek yok, ne gelsin ne de yasasin.
  7. Isimize gelemyince karsi taraf anlattiklarimi anlamiyor oluyor ve is bitiyor. Siz acaba ne kadar diger tarafin anlattiklarin anlayabiliyorsunuz?
  8. sayin deniz_kizi lütfen artik olan bitene gözlerimizi kapatmayalim. Mumcu 93 senesinde katledildi ve mahkemesi halaa devam ediyor. Bir cok deliller emniyet ve MIT tarafindan ya yok edildi ya da mahkeme heyetine verilmedi. Bunlar üzerine cok yazildi. Nasil bir devlet ki kendi savunucusunun katillerinin bulunmamasi icin elinden geleni yapiyor? Ben Mumcunun katillerinin ve sorumlularinin devletin icerisinde aranamsi gerektigine cok inaniyorum. Ergenekon meseleside zaten devlet icerisindeki yasa disi örgütlenme bicimi. Ilhan Selcuk gibi birisinden Mumcu'nun katillerinin neden bulunmadiginin hesabini sormasini beklerdim. Mumcu ve diger faili mechullerin bulunanamsi devletin ve toplumun bir büyük ayibidir. Bizler bu ayibi ört bas etmek ugruna gecmisi unutup sadece AKP hükümetine saldiriyoruz, yanlis olan da bu zaten. Benim icin önemli olan gercek sorumlularin bulunmasi ve yargi önüne cikartilmasi. Hangi iktidar veya parti bunu basarirsa basarsin hic te okadar önemli degil.
  9. Ilhan Selcuk gibi bir yazardan Ugur Mumcu ve diger faili mechulleri kimlerin öldürdügünü acikca korkmadan yazmasidir. Ergenekonculari savunacagi yerde can dostu ve büyük bir atatürkcü meslektasi Mumcu'nun katillerinin neden bulunamadigini sorgulamasi gerekli. Neden Ugur Mumcu'nun gercek katillerini aciklamiyorsun sayin Selcuk? Oksa bilmiyormusun gercekten katillerin kim oldugunu ve nereden destek aldiklarini?
  10. Kür'dün Kürt oldugunu, Cerkez'in Cerkez oldugunu, Türk'ün Türk oldugunu, Laz'in Laz oldugunu, ...... söylemek ne zamandan beri kardeslige aykiri ve bölücü söylem oluyormus? Bu insanlarin bazilari Türkiye'de yasadiklari icin Türk vatandasi olabildigi gibi, mesela Almanya'da yasayipta vatandasi olanlarda aynen Alman vatandasidirlar. Türk her yerde Türktür, Laz'da lazdir, Kürt'te Kürttür hangi ülkenin vatandasi olursa olsunlar o insanlarin etnik kökeni yok saymaz. Sizin herkesi zorla Türk ilan etmeniz kardeslikten yana degil ve bir o kadarda tuhaf.
  11. Bakan göz göre göre "Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir" derse, vatandas ormani da yakar, yesil alana ev de yaptirir ve temiz akarsularida kirletir. 'Üçüncü köprü 5 bin hektar ormanlık alana zarar verecek' 24/08/2009 08:26 İstanbul'a yapılması planlanan üçüncü Boğaz köprüsü tartışmalarına, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir” diye katılınca tepki gecikmedi. SERKAN OCAK Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok, “Bakan Eroğlu, neye göre ‘Çevreye zararı olmayacak’ diyor, anlayamıyorum. Üçüncü köprünün güzergâhı nereden geçerse geçsin, ormanlara zararı olacak. Kaba bir hesapla 5 bin hektar ormanlık alan zarar görecek” diye konuştu. Bakan Eroğlu önceki akşam gazetecilerin sorularını yanıtlarken üçüncü köprüyle ilgili, “Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir. Ulaştırma Bakanı ile bizzat görüştüm. Biliyorsunuz, daha önce de İSKİ’de görevliydim. Çevreye karşı çok duyarlı ve hassasım. Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum yok” dedi. İTÜ Çevre Mühendisliği’nin kurucularından olan ve bir dönem İSKİ ile DSİ’nin Genel Müdürlüğü yapan Eroğlu’nun bu sözlerine Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok’tan tepki geldi: “Biz oda olarak bu güzergâh tartışmalarının yersiz olduğunu söylüyoruz. Çünkü, aslında üç farklı güzergâh var. Boğazı üç farklı noktada geçiyor ancak köprü geçişinden en fazla 8-10 kilometre geçtikten sonra aynı güzergâhta buluşuyor. Hangi noktadan geçerse geçsin aynı çevresel etkiyi yapacak.” Üçüncü köprü yollarının kuzey orman kuşağından geçmek zorunda olduğunu vurgulayan Sertok, ‘Doğru güzergâh var mı?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “İstanbul’un bir metre dahi yeni karayoluna ihtiyacı yok. Bunu biz söylemiyoruz. Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın onayladığı 1 / 100 binlik şehir planında söyleniyor. Oda olarak köprü çevre yolu ve bağlantı yollarının İzmit’ten Kırklareli’ne kadar gittiği varsayımıyla tahmini bir hesap yaptık ve 5 bin hektar ormanlık alana zarar vereceğini kabaca hesapladık. 150 kilometre kuş uçuşu bir hesapla, bu mesafenin yarısının ormanlık alan olduğu varsayımıyla hesapladık bu alanı.” "vatanperver olmayan Radikal'den" alintidir: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=951218&Date=24.08.2009&CategoryID=77-
  12. Kimse tam olarak anlayamadiki daha. Nasil kavrayalimki, senin yakalanisin ve sonrasi gelismeler bir yilan hikayesine döndü. Kimin eli kimin cebinde belli degil. Kurt ve kuzular bir araya gelebiliyorlar. Sen gercekten Kürt halkini düsünüyorsan önce bu karanlik iliskilerin tümünü aikla ve elini her seyde cek, Imrali'da ne güzel besleniyorsun, kus sütün dahi eksik degil. Hayatini yasa orada.
  13. Nereden cikartiyorsunuz insanlarin kendi ülkelerini yikmaya calistigini? Ülkeyi kurtarmanin tek caresi herkese kucak acmasidir ve eskiden oldugu gibi toplumu A veya B etnigine düsman olarak yetistirerek degil. Agzini acan su günlerde bölücü oluyor ve bir de kalkiyoruz demokrasi dersi vermeye calisiyoruz. Gercek demokratlari "bilincsiz sözde demokrat" olarak nitelendirenlerin demokratligindan süphe duyulur.
  14. Evet kim öldürdü? Cok merak ediyuz ve suclularin derhal bulunmasini istiyoruz. 1993 te katledildi ve neredeyse 17 yil gecti üzerinden. 1993 te hükümet belliydi ve o dönemler ERgenekon falanda yoktu. Ama o hükümet döneminde dahi gercek suclular adaletten saklanmadimi? Bunun tersini iddaa edebilirmiyiz? Eden varsa neden cogu deliller polisin, MIT'in elinde olmasina ragmen mahkemeye verilmedi ve halaa vermemek icin direniliyor? PKK veya islamcilar öldürmemeismiydi yoksa Mumcu'yu? Öldürdüyseler neden 1993 ile AKP'ni iktidar olusu arasindaki yillarda suclulari yakalamadilar acaba? Burada bizler hepimiz aldatiliyoruz, kimiileri Ugur Mumcu gibi yurtseverler üzerinden siyaset yapiyor. Buna izin veriyoruz malesef. Duyarlilik taraf tutumakla olmuyor malesef. Bana göre Ugur Mumcu'nun katillerini devlet sakliyor.
  15. Yurtsever Ugur Mumcu ve diger faili mechule gidenlerin tümünü saygiyla aniyorum. 1993 ten beri katillerinin bulunamasi, daha dogrusu bulmak istememeleri devletimizin vahim halini göstermektedir. Ugur Mumcu öldürüldügü günden beri yok efendim PKK ve seriatcilar öldürdü gibi iddaalar ortaya atildi. Diyelimki dogru bu iddaalar. O azman sormazlarmi neden deliller ortadan kaldiriliyor, emniyet olsun, MIT olsun ellerindeki belgeleri mahkemeye vermiyorlar veya yok ediyorlar? Devlet PKK ve seriatcilarimi destekliyor acaba? Hadi diyelimki simdiki hükümet seriatci, ama 1993 ve sonrasinda kim iktidardaydi? Benim sahsi görüsüm Ugur Mumcu gibi yurtseverlerin üzerinden siyaset yapmak isteyenlerin bir pilaniydi bu öldürme olayi. Devlet yetkilileri cak iyi biliyorlar katilleri ama aciklamiyorlar cünki, islerine gelmiyor. Hani duyarliliktan bahsediyorduk baska bir baslikta, nerede sahi bizim gercek duyarliligimiz?
  16. "Söyler misiniz hangi hükümet zamanında eğitimi bu kadar geriye iten durumlar oldu?" Sorunuzun cevabi aynen söyle, Biliyormusunuz Imamhatip okularri acilislarinda hangi hükümet ve partiler yaristaydi? Biliyormusunuz Imamahatip mezunlarina yüksek okulun önünü acan hükümetler ve siyasiler kimdi? Olaylara genelde bakmak gerek. Tabiiki yapilan kötülüklerin hepsi ayni degil eskiler böyle yapraken AKP de baska türlü yapiyor, fark bu olabilir, ama sonucta kim geldiyse egitim konusnda olsun diger konularda olsun iyi seyle yapmadilar. Gecmisteki hükümetlerin egitim politikalarini gecmisteki elestirilerden anlayabiliriz. tabiiki halkimizi uyandirmak gerekli ama bunu yaparken günlük politikalara bakarak olamz. Halki AKP'nin yanlislarini anlatirken digerlerinin yanlislarini gsötermezsek bu aydinlatma olmaz. Vatandas diegrlerini iyi görürü ve bu cok yanlis. Benim AKP'yi elestiren bir cok yorumum var, arstirirsaniz göreceksiniz.
  17. Bumu sizin duyarliliginiz? Kötüler arasinda iyisini secmek ve desteklemek duyarlilik ise kalsi derim.
  18. Sayin deniz_kizi, hic kizmayin ama siz benim yorumlarimi okumusa benzemiyorsunuz. Nedenide sorunuzdan belli oluyor. Ben asla karsilastirma yaparken birininki digerininkinden az falan demedim ve demiyorumda, ama siz mesela böyle bir iddaada bulunabiliyorsunuz. Eskilerinin akp kadar kötü olmadigina dair yorumunuzda oldugu gibi. Eski hükümetlerin yanlisini konusunca AKP hükümetininkisi en iyisi mi demeliyiz gibi bir soru sormussunuz. Bu sorunuzla beni ne kadar az okudugunuz cok acik ve net. Ben asla böyle bir iddaada bulunmam. Sadece AKP hükümetine suc bulmanin ne kadar yanlis olduguna dikkat cekmek istiyorum ve aslinda hic birinin digerinden farkli olmadigini ifade etmek istiyorum. Günümüzde yasadiklarimiz ne acidan bakarsaniz bakin sadece AKP hükümetini yaptiklarindan dolayi degil digerlerininde gecmiste yaptiklarininda etkisini unutmamak gerekli diyorum ve birisinin deniz feneri var ama digerinin de baska bir örgtü var demek istiyorum. Bunlari konusmak size göre AKP'yi aklama gibi bir anlama geliyorsa sizin bileceginiz bir konu. Ama benim niyetim ülkemizde bizi gelmis gecmis tüm siyasilerin ve hükümetlerin hic iyi yönetmemeis olmasi ve bunun aynen günümüzde devam etmesi. Cözüm bu kötüler arasinda secenek yaparak degil, top yekün hepsine karsi gelerek olur. Tansu Ciller'in yaptiklarini AKP ile karsilastiramiyorsaniz daha ne yapabilirimki? Mafya ve ceteleri vatanperver ilan eden kim? Adi, esinin adi her türlü rüsvet ve öldürme olaylarina karisan basbakanin ismi Tansu Ciller degilmi? 17 faili mechullerin yolunu acan basbakanin ismi ne dersiniz? Isterseniz örnekleri cogaltabiliriz. Benim icin hic biri arasinda en ufak bir fark yok.
  19. Doga bilinci insaniasagidaki örnekte gösterdigi gibi devlet karsiti yapiyor. Dolayisiyla vatanperverlik adina insanlarimiza doga bilinci vermemek gerek. "ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ CİNAYETTİR 13:02 21 Ağustos 2009 İMO, 3. köprü güzergâhı içinde yer alan bölgelerdeki arsaların önceden kapışılmasının, ‘kentsel değerlerin yandaşlara ********* kanıtı’ olduğunu söylüyor Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde 3. köprü projesi için 'cinayet' tanımını kullandığını hatırlatan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu, yaptıkları yazılı açıklamada 3. köprüye onay veren Erdoğan'ın kendi tanımıyla cinayet ortağı olduğunu söyledi. Üçüncü köprünün, kent trafiğini rahatlatmayacağı, aksine trafik yükünü çoğaltarak yeni bir köprü yapımını tetikleyeceğinin öngörüldüğü açıklamada, projenin kentin kuzey bölgelerindeki ormanlık alanların yok olmasına yol açacağına ve su havzalarını tahrip edeceğine değinildi. Erdoğan'ın geçmişteki söylemleriyle çeliştiğinin altı çizilen açıklamada, “Dün böyle düşünen Başbakan bugün “İstanbul için ölümcül sonuçlar” doğuracak adımı atmakta, cinayete birinci derecede ortak olmakta sakınca görmüyor. Hatta üçünü köprü yeniden gündeme getirildiği günlerde; 2006’nın Aralık ayında Marmaray Projesi temel atma töreni sırasında yaptığı konuşmada 'Bu ülkede boğaz köprüsü yapılacağı zaman ne gürültüler koparıldığını hatırlayınız. Bugün bile hâlâ üçüncü köprü yapılmasına karşı çıkanlar var. Bu zihniyetler maalesef hâlâ aramızdalar' diyerek, birinci ve ikinci boğaz köprüsüne karşı çıkanları hedef tahtasına oturtuyordu. Hangi Erdoğan doğru söylüyor; hangi Erdoğan’ın kent içi ulaşımla ilgili yaklaşımı doğru? Kamuoyu hangi Erdoğan’a inanacak? Yoksa, 'dün dündür, bugün bugündür' sözü, başbakanlar için muteber olmaya devam mı edecek?” denildi. İSTANBUL'UN KUZEYİ TALANA AÇILACAK 3. köprünün İstanbul'a çözüm değil, çile getireceğinin altı çizilen açıklamada, tehlikeye şöyle dikkat çekildi: “Karadeniz Sahil Yolu’nu işlevsel haline getirmek amacıyla gündeme getirilen üçüncü köprü, İstanbul trafiğine yük getirecektir. Kentin Kuzey tarafı yeni yerleşmeler için cazibe merkezi haline gelecek, üçüncü köprü kendi talebini yaratacak, artan nüfus ve ekonomik hareketlilik bırakalım ilk iki köprünün yükünü hafifletmeyi, iki köprüyü de içine alacak şekilde olumsuz sonuçların kentin geneline yayılmasına neden olacak. Üçüncü köprüyle birlikte yeni Beylikdüzü’ler, Sultanbeyli’ler oluşacak, kent yağması hızlanacak, Belgrad Ormanlarını da içine alan ormanlık alanlarda ciddi tahribatlar yaratacak, Ömerli ve Alibeyköy su havzalarının kirlenmesi İstanbul’da yaşanan su sorununu katlayarak artıracak. Köprü güzergâhı içinde kalan bölgelerde iktidar partisine yakın isimler tarafından büyük arsa alımlarının yapıldığına dair iddialar gazetelerde yer almıştır ki bu, kentsel değerlerin ********* türedi zenginler oluşturulması, zenginlerin daha da zenginleşmesi anlamına gelmekte. Birinci köprüden önce tarihi yarımada ve Beyoğlu’yla sınırlı yerleşik alan, köprü ve çevre yollarla Beşiktaş ve Bakırköy’e kadar yayılmış, ikinci köprü ile de uçsuz bucaksız kaçak yapılarla dolu devasa büyüklüğe ulaşmış, Elmalı ve Küçükçekmece Barajları su rezervi dışına çıkartılmış, orman alanlarında ciddi bir gerileme görülmüştü. Üçüncü köprü ile İstanbul Karadeniz kıyılarına kadar genişleyecek, yeni yerleşim birimlerinin oluşması orman alanlarını ve su havzalarını yok edecektir.” İMO'DAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İMO açıklamasında; 3. köprü yerine İstanbul'un trafik sorununa çözüm olabilecek, yeşil alanları tahrip ederek ranta meydan vermeyecek öneriler sıralandı. İşte önerilerden bazıları: •İstanbul’da ulaştırma yatırımları mutlaka plana dayalı olarak yapılmalı •Ulaştırma yatırımları toplu taşımaya yönelik olmalı •Mevcut toplu taşıma sistemleri olan deniz taşımacılığı, raylı sistem taşımacılığı ve otobüs taşımacılığı geliştirilmeli, aralarındaki aktarma ve eşgüdüm olanakları iyileştirilmeli •Deniz ulaşımının kullanımını arttırmaya yönelik çözümler ivedilikle uygulamaya geçirilmeli •Yol kapasitelerini arttırıcı trafik mühendisliği önlemleri alınmalı •İstanbul’da yeni kavşak, köprü ve yol genişletme çalışmalarından (çok zorunlu değilse) kesinlikle vazgeçilmeli, buralara akıtılan kaynaklar metro yapımı için kullanılmalı •İstanbul’da yoğunluk artırıcı yapılaşmalara kesinlikle olanak sağlanmamalı" Alinti: "vatanperver olmayan bir gazeteden" -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1250848929&year=2009&month=08&day=21-
  20. Sözümona ülkemizde etnik kökeni farkli olanlara karsi düsmanlik yokmus. Bakin Kürt vatandaslarimizin yogum olarak yasadigi bir bölgede provakasiyon amacli asker uygurlama da neler yanmis. 71 yasindaki bir Kürt kökenli vatandasimiz arabayla ezilerek öldürüldü. Baska bir ülkede buna benzer bir olay Türk kökenlilere yapilsa bu vahseti yapanlarin tümü Türk düsmanligi ve irkcilik yapiliyor diye yollara dökülürdü ve derhal boykot ilan ederlerdi. ****** "‘AÇILIM SÜRECİNDE IRKÇI PROVOKASYON’ 12:58 21 Ağustos 2009 İstanbul’da asker uğurlama töreni provokasyona dönüştü. Kürtlerin yoğun yaşadığı bir mahalleye araçlarıyla gelen grup, parkta bulunan bir Kürt yurttaşı öldürdü Bir Kürt yurttaş öldürüldü ‘KÜRTLERE MEZAR OLACAK!’ Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde, provokasyon aracı haline gelen "asker uğurlama töreni" esnasında çıkan gerginlik sonucu bir kişi yaşamını yitirdi. Önceki gün akşam saatlerinde İstanbul'un Gaziosmanpaşa İlçesi Karadeniz Mahallesi'nde asker uğurlayan kalabalık bir grup ‘Burası Kürtlere mezar olacak’ sloganları atıp küfür etti. 71 yaşındaki İhsan Erbey saldırgan grubun arabayla ezmesi sonucu yaşamını yitirdi. ‘NİYE BURADA OTURUYORSUNUZ’ Gaziosmanpaşa'da yaşanan ırkçı saldırı demokratik kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul İl Örgütü, yaşanan olaya ilişkin dün il binasında bir basın açıklaması düzenledi. DTP İstanbul İl Eşbaşkanı Mustafa Avcı, Kürt sorununun tartışıldığı bu dönemde ırkçı milliyetçi kesimlerin kışkırtmasıyla provokasyon girişimleri yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Gaziosmanpaşa İlçesi Karadeniz Mahallesi'nde 50 kişilik saldırgan bir grup, asker uğurladıktan sonra araçlarını parkta bulunan vatandaşların üzerine sürdü. Olayda 71 yaşındaki Bitlisli İhsan Erbey yaşamını yitirdi BURCU CANSU AKP Hükümeti’nin ‘’Kürt Açılımı’’na yönelik görüşmelerinin sürdüğü bu günlerde, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde, provokasyon aracı haline gelen “asker uğurlama töreni” esnasında çıkan gerginlik sonucu bir kişi yaşamını yitirdi. Önceki gün akşam saatlerinde İstanbul’un Gaziosmanpaşa İlçesi Karadeniz Mahallesi’nde asker uğurlayan kalabalık bir grup taşkınlık çıkardı. 71 yaşındaki İhsan Erbey adlı yurttaş, saldırgan grubun arabayla ezmesi sonucu yaşamını yitirdi. Görgü tanıklarına göre olay şöyle gelişti: Önceki gece saat 21.45 sıralarında asker uğurlama töreninden dönen 50 kişilik grup araçlarla Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Karadeniz Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Parkı’nın etrafında taciz edici şekilde tur attıktan sonra, araçlarından inerek, ‘Burası Kürtlere mezar olacak’, ‘Asker gidecek Apo’nun….’ şeklinde sloganlar atmaya başladı. 3 KİŞİ DE YARALI Atılan sloganlardan rahatsız olan mahalle sakinlerinden bazıları grubun yanına giderek, ‘’Neden küfür ediyorsunuz burada ailelerimizle oturuyoruz’’ diye uyardı. Bunun üzerine gruptan bazı kişilerin uyarı yapanlara saldırmasıyla kavga yaşandı. Mahalle sakinleri bir araya toplanarak, gruba “parktan gitmedikleri takdirde kötü şeyler olacağını” belirtti. Tekrar küfür ve hakaretlerle araçlarına binen grupta bulunan kırmızı renkli bir otomobil geri dönerek, parkta bekleyenlerin üzerine aracını sürdükten sonra kaçtı. Otomobilden kaçamayan 71 yaşındaki İhsan Erbey , ezilerek, ağır yaralandı. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Erbey, yaşamını yitirdi. Çarpma sonucu 3 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı. GÖRGÜ TANIKLARI: DIŞARIDAN GELMİŞLERDİ ANF’ye konuşan görgü tanıklarından Mehmet Demir, haber vermelerine rağmen polisin bir saat sonra olay yerine geldiğini ve yaralıları kendi imkânlarıyla hastaneye götürdüklerini aktardı. Demir, saldırgan grubun mahalleden olmadığını ve dışardan geldiğini belirterek, yaşananların bilinçli bir yönlendirme olduğunu iddia etti. Aracın üzerine sürülmesi sonucu kolundan yaralanan ve canını zor kurtaran Engin Işık ise küfürlere ve saldırıya anlam veremediğini dile getirdi. Işık şunları söyledi: “Bizlerde askerlik yaptık ama hiçbir kimseye küfrederek gitmedik. Kürt’üz diye bu hakaretleri hak mı ediyoruz. Bu bilinçli bir yönlendirme bu insanlar ne yapmaya çalışıyorlar. Zaten yerimizden yurdumuzdan göç ederek geldik buralara buradan nereye gidelim.” DTP: CHP ve MHP KIŞKIRTIYOR Gaziosmanpaşa’da yaşanan ırkçı saldırı demokratik kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Demokratik Toplum Partisi(DTP) İstanbul İl Örgütü, yaşanan olaya ilişkin bir basın açıklaması düzenledi. DTP İstanbul İl Eşbaşkanı Mustafa Avcı, Kürt sorununun tartışıldığı bu dönemde CHP ve MHP’nin başını çektiği ırkçı milliyetçi kesimlerin kışkırtmasıyla provokasyon girişimleri yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Avcı şöyle konuştu: ‘’Bu gün AKP Hükümeti’nin geldiği noktayı önemsiyoruz. Gelişmeler ve çabalar güven verici temelde gelişirse, tereddütsüz bir şekilde desteğimiz sürecektir. Basının da önemli rol aldığı ve toplumsal tartışmaların olumlu yönden geliştiği bu süreçte, her kesimin sorumluluk taşıması gerekirken,özellikle başını CHP ve MHP’nin çektiği ırkçı, milliyetçi güruhun cephesel olarak savaş çığırtkanlığı yaptığını ibretle karşılıyoruz.’’ KAN GÖLÜNE ÇEVİRMEK İSTİYORLAR Savaşta ısrar edenlerin yaptıkları çağrıların da yansımasını bulduğunu dile getiren Avcı, barış ve çözüm süreci gelişip olgunlaştıkça savaş rantçılarının da paniğe kapıldığını belirtti. Geçen hafta, Gaziosmanpaşa İlçesi Karayolları Mahallesi’nde bir fabrikanın önünde patlatılan bombayı ve patlamada ölen Salih Özçelik’i de hatırlatan Avcı, aynı ilçede önceki gün ikinci bir provokasyon girişiminin yaşandığını kaydetti. Avcı, yapılmak istenin sokakları kan gölüne çevirmek olduğunu ancak, parti olarak barış ve kardeşliği her zamankinden daha güçlü savunarak böyle bir şeye izin vermeyeceklerini söyledi. DTP İl Binası’nde düzenlenen toplantıya Sanatçı Yusuf Çetin ve ESP, EMEP ve Sosyalist Parti yöneticileri de katıldı" Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1250848722&day=21&month=08&year=2009-
  21. Kürt ve diger etnik kökenlilere düsman gözüyle bakanlarin her dönem yaptiklari ayni iddaalar. Söylenmeyen ve talep edilmeyenleri öyle degilmis gibi göstermeye calisirlar. TSK silah biraksin deniliyormus, buna daha yeni konusmayi ögrenen bir cocouk dahi inanmaz ve ciddiyede almaz. Korku seneryolari hala ayni hiziyla yazilmaya devam ediliyor malesef.
  22. Hükümetin acilim konusunda samimiyeti sonunda yaptiklariyla ölcülecek. Alevi acilimina benzerse demekki ici bos ve sadece kandirmaca bir acilim olacak. Acilim icin muhakkak bazi antidemokratik kanunlarin ve en basta fasist 12 Eylül anayasasinin degismesi gerekli.
  23. Doga bilincide neymis? Dogayi savunmak vatanperverlik sayilmadigina göre es geceriz biz böyle bir konuyu.
  24. Sayin deniz_kizi, beni tanimadiginiz cok acik ve net. Demekki yorumlarima bakmamissiniz. Ama neyse o kadar da önemli degil. Ben olayi sadece AKP bazina indirilmesine karsiyim, aramizdaki fark bu kadar net. Sizin icin gecmis gecmiste kaliyor, yani söz misali gelecek secimlerde AKP yerine baskasi iktidara gelse ve birileri AKP gecmiste bunu yapmisti dese demekki ayni görüsü bildirip, gecmiste kaldi deyip gecistireceksiniz. Hayir sayin deniz_kizi, günümüzde yasadiklarimizin gecmisle cok iliskisi var, siz ve bizler hepimiz gecmiste ne kadar duyarli olduysak bu günde o kadar duyarli oluyoruz. Gecmisteki kötü yönetimler ile simdiki kötü yönetim arasinda dahi secim yapmak bizim ne kadar duyarli toplum oldugumuzun bir göstergesi. Tansu Ciller ve etrafindakilerin ülkeyi soymasi ile akp yandaslarinin soymasi arasinda ne fark varda digerleri akp kadar elestiri almaz diyrsunuz? Gümrük birligini akp mi yaptida eskiler akp kadar elestiri almaz diyorsunuz? Susurluk cetesinin mensuplarini ve 17 bin faili mechullerin sorumlularini vatanperver gösteriyordu.
  25. Yanlis anlasilmamak icin önce bastan ben AKP hükümetini asla desteklemedigimi söyleyeyim. Simdi gelelim konuya. Bu günkü hükümet hakkinda yazilanlar öncekiler hakinnda yazilamazmi, bazi noktalari degisikte olsa. Bakin Susurluk olayindan sonraki gelismelere yeter bize aslinda. Detaylarina girmeye gerek yok, tarafsiz bakan herkesin görebilecegi olaylar. Söyle de ifade edebiliriz Türkiye siyasetini ve iktidarlari: Yok aslinda birbirimizden farkimiz ama biz Osmanli bankasiyiz reklamina benzetebiliriz. Sorun A veya B partisinde degil, sisitem de ve devletin yapilanmasinda. Evet simdi bende sorayim, nerede duyarlilik????

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.