dünyahepimizin tarafından postalanan herşey
-
ZAZADAN MEKTUP
Hayir efendim herhangi bir detayli anlatiminiz yok, sadece gecmiste Kürt'lerin Türk'leri asimile yaptigindan bahsediyorsunuz, ama nasil ve ne yöntemlerle, hangi dönemler arasinda yaptigindan bahsetmiyorsunuz. Bu asimile nasil son buldu, kimler engelledi mesela bir aciklamaniz yok. Umarim bizleri Kürt'lerin Türk'leri hangi sistemetik bir yöntemle, hangi yillarda ve nasil asimile ettigini ve bu asimilenin ne zaman ve nasil son buldugunu aciklarsiniz ve bizi aydinlatmis olursunuz.
-
ZAZADAN MEKTUP
Yorumumda asla carpitma yok, Avrupa ülkelerine misafir isci olarak giden milyonlarca Türk vatandaslarimiz artik oralarda eskisi gibi misafir isci olarak degil o ülkelerde yasayan azinliklar olarak görülüyor ve o yönde haklarini aliyorlar. Anlatmak istedigim o ülkelerde sizin bahsettiginiz anlamda LOZAN olmamasina ragmen sonradan gelen insanlara bile azinlik haklarini vermeleri. Biz ise hala kalkmisiz ülkemizde sadece LOZAN cercevesinde azinlik kabul ederiz diyoruz. Bu yanlis diyorum. Birakalim Kürt vatandaslarimizi. Mesela ülkemize Avrupa ülkelerinden yerlesen insanlar var, yavas yavas sürekli yasamaya yönleniyorlar, sizin anlayisiniza göre bu insanlar LOZAN cercevesinde olmadiklari icin azinlik sayilmiyorlar. Her söylemlerimizi, kararlarimizi Lozan'a göre yapamayiz ve bunlari söylemekte Sevr'i kabul anlamina gelmez. Lozan'in konumu zamani baska, ülkemizdeki azinliklari konusmamiz baska. Lozan'dan sonra binlerce etnik kökenli vatandaslarimiz olmustur ve biz bunlari Lozan'da sizden bahsedilmedi diye azinlik olarak ret ret edemeyiz. Hapishanede tahminime göre tüzügü geregi Fransizca, Ingilizce, Almanca, arapca, Rusca,... tümü yasak olmali. Buna cocuklar bile güler. Hic bir cagdas ülkenin hapishanesinde hükümlülerin kendi dillerini konusmasi ve kitap okumalari yasak olamaz, ama Türkiye hapishanelerinde normal gibi gözüküyor. Almanya'da ki bir hapishanede Türk mahkumlara benzeri tüzük uygulansa herhalde en basta siz irkci almanya diye feryat edersiniz. Söz konusu Türkiye olunca nedense her türlü bahane buluyoruz.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Malesef varsayimlarla sonuca varilmiyor. Devrimciler asla saldirmaz, sadece nefsi müdaafa yaparlar. Durduk yere saldiran bir devrimci eylem biliyorsaniz gösterin en basta ben buradan kinayayim. Olay burada sag sol kavgasi degil, gercek yurtseverlerle taseronculuk yapan kendi halkinin haklarini savunmayan zihniyet arasindaki bir kavgadir.
-
ZAZADAN MEKTUP
Birakalim azinliklari, azinlik olarak bile kabul etmedigimiz, ama onlar icin öz evlat dedigimiz Kürt vatandaslarimizin dillerinin gelismeleri icin bakin ne tür desteklerden bulunuyoruz hep beraber görelim. "02/06/2009 ‘Türkçe dışındaki diller evlerde hapis’ Şiar Can Şener Eğitim Sen’in iki günlük “Ana Dili Sempozyumu” sona ererken, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan azınlıkların anadilde eğitim hakkı olduğuna dikkat çekildi. Eğitim Sen’in iki günlük “Ana Dili Sempozyumu” sona ererken, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan azınlıkların anadilde eğitim hakkı olduğuna dikkat çekildi. Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Büşra Ersanlı, Türkiye’de Kürtçenin önce Türkçenin bozulmuş bir hali olduğunun iddia edildiğini, bu kabul görmeyince Farsçanın bozulmuş hali olarak gösterilmek istendiğini belirtti. Ersanlı, Türkçe dışında diğer bütün dillerin evlere hapsedildiğini ve “dil hiyerarşisi” yaratıldığını, Türkçe dışındaki dillere yönelik siyaset yasağının hâlâ geçerli olduğunu hatırlattı. Halk hareketinin anadiline sahip çıkmasının önemine vurgu yapan Ersanlı, anadilde eğitimin ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde sunulması gerektiğinin altını çizdi. Anayasal güvence Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Koordinatörü Cumhur Bal, Türkçe dışındaki diller için özel kurs açma imkanı verildiğini, ancak dil eğitiminin özel kurslarla mümkün olmadığını söyledi. Ürdün, İsrail, Suriye gibi Türkiye’ye oranla çok az olan Çerkes nüfusuna sahip ülkelerde bile Çerkes dilinde ilköğretim, lise ve üniversitede eğitim verildiğini aktaran Bal, anadilde eğitim hakkının tüm dillere sağlanmasını talep etti. İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan, Kürtlerin 17. yüzyıldan bu yana dil bilincini geliştirdiklerini ve tüm asimilasyon çabalarına karşın Kürtçeyi korumayı başardıklarını bildirdi. Bununla beraber dilin yaşatılabilmesi için eğitim dili olmasının şart olduğunun altını çizen Tan, Türkçe dışındaki dillerin de anayasal güvence altına alınmasını istedi. İkİ dİllİ eğİtİm Valencia Ülkesi Eğitim Emekçileri Sendikası Temsilcisi Marc Candela, Valencia’da yaşayan Katalan azınlığın anadili eğitimi konusunda yaşadığı sorunları paylaştı. Katalanların 20’nci yüzyılda Franko rejiminden baskı gördüğünü ve özerk yönetim mücadelesi verdiklerini aktaran Candela, bugün Valencia’da yaşayan Katalanların da anadilde eğitim görme hakkı kazandıklarını söyledi. Candela, okullarda İspanyolca ve Katalanca eğitim verildiğine dikkat çekti. Bask Ülkesi Eğitim Emekçileri Sendikası Temsilcisi Amaia Zubieta ise anadilde eğitim uygulamasının Bask halkının talebini tam olarak karşılamadığını söyledi. Bask’ın bir bölümünün Fransa’da diğer kısmının İspanya sınırları içinde kaldığını kaydeden Zubieta, 1978 yılında Basklıların anadilinde eğitim yapmaya başladıklarını iletti. Adının Amaia olduğuna, ancak İspanyolcaya çevrilerek Maria yapılmak istendiğine dikkat çeken Zubeita, dil üzerindeki baskıların son bulması için uzun yıllar mücadele verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. İki dilli eğitim modelinin Bask ülkesinde de hayata geçirildiğini belirten Zubeita, iki dilli eğitimle birlikte gazete, televizyon, dergiler çıkarıldığını ve Bask dilinin gelişimine katkı sunulduğunu dile getirdi. (Ankara/EVRENSEL) -------------------------------------------------------------------------------- AVRUPA’NIN GÖÇMEN POLİTİKASI İŞLEVSİZ Almanya Eğitim ve Bilim Sendikası temsilcileri Süleyman Ateş ve Adnan Yıldırım, Almanya’nın göçmen işçileri önce misafir saydığının ve bu nedenle 2000’li yıllara kadar göçmenlere yönelik bir politika dahi olmadığının altını çizdiler. Bu nedenle göçmen çocuklarının anadilde eğitim hakkının, eyaletten eyalete farklılık gösterdiğine dikkat çeken Ateş ve Yıldırım, Türkiye kökenli öğrencilerin başarısız olduklarını kaydettiler. Kuzey Vestfalya Eyaleti’nde iki dilli eğitim programına sahip okullar olduğunu aktaran Ateş ve Yıldırım, anadilde eğitimin tam verilerek, Almancanın öğretilmesinin doğru yöntem olduğunu belirttiler ve Türkiye için de bunu önerdiler. Hollanda Eğitim Sendikası temsilcileri Marten Kircz ve Çetin Yıldırım, Hollanda’da 2000’li yıllara kadar sorunsuz bir biçimde iki dilli eğitimin azınlıklara sunulduğunu söylediler. Konuşmacılar, sağcı-milliyetçilerin iktidara gelerek, 2000’li yıllarda “anadilde eğitim entegrasyonu engelliyor” savıyla anadil eğitimine desteği kaldırdıklarını belirttiler." Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=51949-
-
Ermeni sorunu
Ulusalcilik maskesi altinda etnik Milliyetcilik yapanlari dikkati nazara aliyormusunuz acaba? Eger aliyorsaniz, umarim bunlardan bir kac örnek verirsiniz. Mesela Türk solu dergisi, Perincek ve Yalcin Kücük sizin anladiginiz sekildeki ulusalcilardanmilar?
-
Erdoğan: Partime 'AKP' diyen ******
AKP aslinda Akinci kardesler partisi. Aslinda sayin basbakan kendisi ****** yapiyor, gercek isimlerini sakladiklari icin.
-
Erdoğan: Partime 'AKP' diyen ******
a.k. partisi yazmak da yanlis sayin Rua. Dogrusu A. ve K. Partisi.
-
Erdoğan: Partime 'AKP' diyen ******
Ülkemizi yönetenler genelde Kasimpasacilik yaparlar. Onlar devamli en iyisini ve dogrusunu yaparlar, ne yapsalar ve söyleseler yeridir. Her halk hak ettigi sistemle ve devlet baskaniyla yönetilir derler ya, hic te yanlis degil desem yeridir.
-
ZAZADAN MEKTUP
Ne kadar yanildiginizi göstermek icin asagidaki örnek yeterlidir umarim. Istersek daha da degisik örnekler bulabiliriz, ama tabiiki burada niyet önemli. "04/06/2009 Cezaevlerinde Kürtçe halen yasak İbrahim Açıkyer KÜRT sorununun çözümü ve yerleşim yerlerinin Kürtçe isimlerinin iadesinin tartışıldığı Türkiye’de, halen cezaevlerine Kürtçe yayınlar alınmıyor. KÜRT sorununun çözümü ve yerleşim yerlerinin Kürtçe isimlerinin iadesinin tartışıldığı Türkiye’de, halen cezaevlerine Kürtçe yayınlar alınmıyor. İHD Van Şubesi’nin Van F Tipi Cezaevi’nin tüzüğünün değiştirilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı’na yaptığı yazılı başvuruya ise yanıt verilmedi. Kürtçe üzerindeki baskılar da gündemdeki yerini koruyor. Bu yılın ilk 5 ayında, başta Van F Tipi Cezaevi olmak üzere Muş ve Erzurum’daki cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerden İHD Van Şubesi’ne gelen onlarca mektup ile aktarılan sorunlar ve hak ihlalleri devam ediyor. Tutuklu ve hükümlülerin mektuplarında en sık dile getirdikleri hak ihlallerinden biri de, Kürtçe ve Kürtçe yayın yasağı. Cezaevlerinde halen sağlık hakkından sosyal ve kültürel haklara, mahkemelere geliş gidişlere ve keyfi uygulamalara kadar bir dizi sorun ve hak ihlaline ilişkin onlarca tutuklu ve hükümlü, İHD Van Şubesi ve TUYAD-DER’e mektup gönderdi. MEKTUPLAR BAŞVURU OLDU İHD Van Şube Başkanı Av. Cüneyt Caniş, bu yılın ilk 6 ayında özellikle ocak ve şubat aylarında cezaevlerinden çok sayıda mektuplar aldıklarını belirterek, “Büyük çoğunluğunda cezaevlerindeki temel sıkıntılar dile getirildi” dedi. İHD olarak bunları başvuru olarak değerlendirdiklerini kaydeden Caniş, “Sorunların çözümü için baro, MAZLUMDER, ÇHD ile görüşmeler yaptık. Dört kurum Van cumhuriyet başsavcısı ile görüştük. O dönemde açlık grevi vardı. Daha sonradan bu 4 kurum cezaevinde tutuklu ve hükümlülerle ve cezaevi savcısıyla görüştük. Öneriler getirdik. O görüşmelerden sonra birçok sıkıntı noktalandı” diye konuştu. Kendilerine gelen başvuruların daha çok Kürtçe yayınlara yönelik engellerle ilgili olduğuna dikkat çeken Caniş, cezaevlerinde yaşananlara değinerek, “Aslında cumhuriyet savcılığının değil Adalet Bakanlığı’nın çözüme kavuşturacağı bir sorun” dedi. Öncelikle Van F Tipi Cezaevi’nin tüzüğünün değiştirilmesi için bakanlığa yazı yazdıklarını dile getiren Caniş, şunları söyledi: “Yanıt bekliyoruz. Sorunların çözümü için dönem dönem görüşmelerimiz olacak. Adalet Bakanlığı ve Ceza Tevkif Genel Müdürlüğü nezdinde çözüm bulmaya çalışacağız.” (Van/DİHA)" Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=52051-
-
KÜRT-TÜRKLER: İLLE DE KARDEŞLİK
baris ve kardeslik icin tüm annelerin bir ses olmasi gerek. Hic bir annenin ne Kürt nede Türk annenin terörden beslenen güclerin sözlerine kanmamalari gerekli ve bu kardes kanina son verilmeli. Ben bir Türk olarak (bazilari benim Türk olduguma inanmiyormus ama, olsun) tüm annelerin acilarinbi paylasiyorum ve bir daha böyle bir aci hic bir anne yasamasin diyorum, Ne Apo icin ne de bu terörden beslenen Etnik millliyetciler icin.
-
ZAZADAN MEKTUP
Sn politika, bilmiyormus gibi bir tutuma girmemize hicte gerek yok. Su an her sey o kadar berrakki görmek isteyenin sadece görme niyetini belrtmesi yetiyor. Iletisim ve haberlesme cagini en yüksek düzeyindeyiz. Kendilerini Milliyetci, Türkcü, Ulusalci ve benzeri sifatlarla niteleyen kuruluslarin vesahislarin internet sayfalarina ve orada sayisz sekildeki kin ve nefret kokan aciklamalari göreceksiniz. Mesela Nihal Atsiz ve onun siyasi görüsünü kendilerine isik tutan kuruluslar. Nihal Atsiz'in ogluna yazdigi mektubu hatta baslik bile yaptim, o baslikta icerigi cok net sekilde görülüyor. Diger taraftan ülkemizde konusulan kotu sozler bile gene azinliklar üzerinden söylenen sozler. Hrant Dink'in öldürülmesinde ve öncesindeki olaylarda ve hatta mahkemeye cikan zanlinin Avukatlarinin asagilayici aciklamalari, Hirant Dink'in katil zanlisina verilen bazi kurulus ve sahislarin acik destegi, Malatya'da Hiristiyanlik yayiyorlar diyerek insanlik disi bir sekilde öldürmeler, Trabzon'daki papazin öldürülmesi. Bunlarin tümü galiba sadece sahsi ve özel olaylardan dolayi kaynaklanan ölümler galiba? Türkiye'de Türk'lerin disindaki her Türk vatandasi azinliktir. Azinliklari belirlemek icin illada bir , sizin meshur lafiniz "LOZAN" konferansi gerekmez. Avrupa ülkelerinde bile mesela su an Türk'ler azinlik durumundalar ve onlar icin o ülkelerde gecmiste ne Lozan nede benzeri konferanslar yapilmistir.
-
ZAZADAN MEKTUP
Sn Tengeriin bosig, dikkat ederseniz benim sorum Kürt'lerin Türk'leri nasil asimile ettikleriydi. Tabiiki siz yorumlarinizda Kürt'lerin Türk'leri asimi ettigine dikkat cekmistiniz, ama bunu nasil yani hangi sistemetige bagli olarak uyguladilar. Birileride Türk'ler A veya B halkini asimile etti derler ve ögrenmek icin su veya bu tarihi arastir der, ama bu tür söylemler ne bir aciklamadir nede kaynaktir. ÖM dan aciklamaniza hic gerek yok, buradan tüm arkadaslarla beraber yanitlarinizi paylasabiliriz.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Sn Rua, sizin gibi arkadaslarin ülkemizdeki siyasi gercekleri dogru tesbit etmesi hem bizi hemde ülkemizde demokrasi mücadelesi veren insanlari vekuruluslari güclendiriyor. O anlamda tesbitinizin cok dogru ve acik yürekli oldugunu buradan ifade etmek istedim. Tesbitlerinizin isiginda ülkemizdeki terörün neden bitmedigi, daha dogrusu bitirilmedigi cok acik sekilde anlasiliyor. Ve basliktaki " ya sev ya terk et" sloganina sarilan zihniyetin gercek amacinin da ülke sevdasi degil sadece etnik milliyetcilik ve insanlari bölmek oldugu net sekilde anlasiliyor. Sanki ülke onlarin tekelinde ve kendi düsüncelerine uymayan herkes vatan haini ve teröröüst oluyor, dolayisiyla ülkesini sevmedigi icin de terk etmesi gerekiyor. Ülkemizdeki terörün yegane cözümü ülkeye gercek demokrasinin, cogulculugun ve seffakligin getirlmesi ve egitimden gecer. Paralel olarakta tabiiki terörden beslenen siyasilerin ve onlarin siyasi güclerinin soyutlanmasi gerekli. Vatandaslari ya devlet tarafindan ya da devlete karsi taraftan diyerek kutuplara ayiran zihniyet en büyük ve tehlikelidir.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Degistik diyenlere güzel bir örnek. Huylu huyundan vazgecmez derlerya, bazilari gene kendilerini devletin sivil korumasi olarak görerek ve gene kendilerine göre tabiri yerindeyse devlet düsmani diye niteledikleri gruplara ve sahislara saldirarak görevlerini yerine getirdiklerini düsünüyorlar. O zihniyetin siyasi liderleri de yillardir bizlere demokrasiden, düsünce özgürlügünde ve kardeslikten yana masallar anlatiyorlar. Degismisler!!! Evet görüyoruz nasil degistiklerini.
-
ZAZADAN MEKTUP
Ülkemizde yillardan beri duyduklarimiz ve ögrendiklerimiz tüm dis güclerin gözlerinin üzerimizde oldugu, onlarin bizi ic düsmanlarla beraber bölmek sitedigi ve kimsenin bizim dostumuz olmadigi (Türk'ün Türk'ten baska dostu yoktur sözünde de anlasildigi gibi.) Malesef ülkemizde söylediginiz gibi KORKU INPARATORLUGU kuranlar bizleri yönetebilmek icin yapmis olduklari senaryolarla ayakta kalmaya calisiyorlar. O zihniyet eskiden oldugu gibi hala ülkemizin azinliklarini ic düsman olarak lanse etmektedirler ve dolayisiyla ufak bir hak istendigi taktirde derhal malzemeler kilerden cikartiliyor ve bizlere sunuluyor. Bu zihniyet bir dönemler, 1980 öncesi, grev yapan emekcileri bile vatanhaini ilan edip üzerlerine tesaronluk yapan ülkücüleri sopalarla saliyorlardi. Simdi ise ülkemizde yasayan hiristiyanlar, Ermeni'ler, Rum'lar ve Kürt'ler en tehlikeli ic düsman olarak bizlere anlatiliyor. Malatya , Trabzon ve Hrant Dink olaylari bunun bir isbatidir. AB konusunda bile ayni korku senaryolari bizlere anlatiliyor. Ta 1963 lerde sartlar belli iken, simdi sanki önümüze sürülen maddeler yeniymis gibi anlatilmaya calisiliyor. Yani bu aynen oynamak istemeyen gelinin yerim dar demesine benziyor. Neymis efendim Emperyalizme karsilarmis ve ondan dolayi Emperyalizme karsi savas acan ve onlara DUR diyen gencleri inaninlmaz oyunlarla ve iftiralarla en büyük vatanhaini ilan edip astilar. Ve hala o genclere yapmis olduklari haksizligi kabul edecek erdemlige sahip degiller.
-
ZAZADAN MEKTUP
Kürt'lerin bölgelerindeki Türk'leri nasil asimile ettiklerini bize net bir sekilde aciklayabilirmisiniz? Yukarida böyle bir iddaada bulundugunuza göre bunun bir aciklamasi ve isbati olmasi gerek.
-
Ermeni sorunu
Sn politika, tabiiki kafatascilik demek insanin kendisini Türk olarak tanimlamasi olamaz. Ben de Türküm ve Türk oldugumu da özgürce söylüyorum, ama asla kafatasci degilim, diegr taraftan ise malesef ülkemizde ve aramizda kafatasci olanlar var.
-
ZAZADAN MEKTUP
, , Yürekli ve kardeslikten yana insanlara ihtiyaci var bu güzel ülkemizin.
-
Ermeni sorunu
******* Eminimki siz ne Yalcin Kücük'ü ne Perincek'i ne de Türk Solu dergisini Ulusalci olarak kabul etmeyeceksiniz. Bu aynen seriatcilarin Afganistan ve Iran gibi ülkelerde yapilanlari örnek gösterdigimizde onlarinda bu ülkelerde hic bir zaman islamin dogru uygulanmadigini söyledikleri gibi.
-
ZAZADAN MEKTUP
Dogu ve güneydogudaki insanlarin egitimsizliginin yegane suclusu Türkiye cumhuriyeti devletidir, baskasina yüklamek abest olur. Nedeni de Türkiye cumhuriyeti devleti tüm Türkiye'de yasayan insanlarin devleti olarak o insanlara egitimi götürmekle yükümlüdür, ne zorliklar olursa olsun hic bir bahane bu yanlisi kabul gösteremez. Diger taraftan devletimiz sistemini korku üzerine kurdugu icin etnik kökenlileriyle seffah ve acik sekilde bir iliskide olmadi. Türkiye'de zaten resmi dil Türkce ve mesela Kürt kökenli vatandaslarimizin entegresi icin onlara zorla degilde onlarla beraber Kürtce dilinin yaninsira Türkceyi ögretebilirdik. Biz ise inadina kendi anadillerini ve hatta isimlerini bile kullanmalarini istemedik ve yasakladik. Sonunda geldigimiz noktayi kendiniz cok iyi ifade etmisssiniz. Bu ifadeniz aslinda azinliklar acisindan son 90 yilin siyasi iflasidir. Kürt azinligimizi PKK ve baska kötü niyetli unsurlarin kucagina attik, onlari zaman zaman Türkiye karsiti durumuna bile getirdik. Bizler önce gecmisin hesabini dogru yapmamiz gerekliki gelecekte benzeri hatalari tekrarlamayalim. Bizler Kürt'lerin Kürtce konusmasindan, cocuklarina Kürtce isim vermelerinden korkarsak ve bu korkuyu dahada cogaltip yok efendim bizi bölmek istiyorlar gibi sacmaliklara devam edersek, gelecegimiz hicte aydin gözükmüyor. Türkiye icin ne PKK ne de baska bir örgüt veya parti önemli olmamali, önemli olan vatandaslari. Dolayisiyla Kürt vatandaslarini en iyi sekilde entegre etmenin yolu onlari kazanmaktan gecer. Onlari kazanmak demek onlari olduklari gibi kabul etmektir, saygi göstermektir. Resmi dil olan Türkcenin yanisira Kürtce ögrenilmesi desteklenmelidir, Kürtce isim verilmesine müsade edilmelidir. Burada bazilari bizlere asimilasyonu ögretmeye calisiyorlar ve bunuda yaparken kendilerinin demokrat oldugunu ve hatta irkci olmadiklarini isbatlamaya calisiyorlar. Asimilasyonu gideriz azinliklara sorariz ve onlar bizlere kendileri üzerinden asimilasyonun ne oldugunu anlatir. Kimsenin burada her seyi daha iyi biliyormus gibi bir tavira girmesine gerek yok. Etnik kökenli insanlarin yasadigi her ülkeye gidin sorun ve o insanlar kendilerine yapilan haksizligi veya asimilasyon politikalarini nasil hissettiklerini ve ysadiklarini anlatir. Ama bizler bu tip insanlara kulak verecegimize yok efendim asimilasyon sistematik olurmusda yok efendim söyle olurmusda falan filan diyerek ülkemizde olan yanlislari ört bas etmeye calisiyoruz. Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde Kürt yerlesim yerleri var, bunlarin bazilari artik Kürtcenin K sini bile bilmiyorlar, endenide cok acik ve net. Onlar genelde Türk'lerin agirlikli oldugu bölgelere sürgün yollanmislardir. Mesela Ic anadoluda, Ege bölgesinde bu tip yerlesim yerleri bulmak hicte zor degil. Simdi kalkip gene bazilarimiz yok efendim onlar asimile etmek icin yerlesim yerleri degistirilmedi gibi akil almaz iddaalarda bulunacaklar ve sonrada neden hala bu problemlerimizi cözemiyoruz diye soru soracaklar.
-
Ermenistan sınır kapısı açılmasın...
Verebilecegim cevabi neden vermeyimki? Veremezsemde acikca söylerim. Ama siz genelde soru soruyorsunuz, bu benim dikkatimi cekti. Siz de tüm sorulara cevap veriyormusunuz?
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Insanin kendisini ve düsündüklerini anlatabilmesi yazim ortaminda biraz zor oluyor tabiiki. Yanlis anlasildiysaniz kusura bakmayin, ama bende sabahtan beri kendimi anlatamadimki size ve diger arkadasa. Anlayacagin dostum sizin basiniza gelen hepimizin basinda malesef.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Sadece isinize geleni burada alinti yaparak göstermeyin sizde artik. Ben sizin sorularinizin cevabi benim yorumlarimda var dedim. Siz ise sadece bir yorumu alinti yapip bumu cevap diye tekrar soruyorsunuz. Sabirla arastirin derim.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Sedat Bucak siyasi yeri olarak sízin parelelinizde düsündügünü düsünüyorum (Sedat Bucak ile aranizdaki görüs ayriligi ne olabilirki, sayin Türk, DTP, PKK ve AKP hakkinda?), ama Korucularin tümü icin aynisini söyleyemem. Diger taraftan her seyi anlamak istediginiz gibi anlamayin sizde artik. Ben binlerce Kürt'ten bahsetmisim ve sadece herkesin bildigi icin o iki (Bucak asireiti ve Korucular) örnegi vermisim. daha onlarin disinda cook Kürt var sizin parelelinizde düsünen.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Sayin Dogrucudavut, Ahmet Türk, DTP, PKK, AKP vs konusunda sizinle parelel düsünen binlerce Kürt gösterebilirim ben. Dolayisiyla bugün tanistiginiz Kürt arkadas öyle düsünen tek bir Kürt degil. Mesela Sedat Bucak ve asireti sizin icin iyi bir örnek olur. Bunun disinda binlerce Korucu ve onlarin aileleri var, sizinle parelel düsünen Kürt vatandasi olan.