serdar34 tarafından postalanan herşey
-
İran, Nükleer Silahlar, Türkiye
öncelikle kitle ölümlerine yol açan, dahası, belki bütün silahlara karşı olmak gerekir, temel bir ilke olarak. lakin gerçekler bazen insanın elini kolunu baglar, bu da bir vakıadır. insanlıgı tehdit eden, hiç bir masum olmayan girişim müslüman ahlakına sahip olanların kabul edebilecegi bir durum degildir, olmamalıdır. dünya ve özellikle bölgemiz, tamamen sömürü karakter arzeden müdahelelere daha bir teşne durumdadır. bunun tek sebebi, tabi ki kolay ulaşılabilir enerjinin bu bölgede yogunlaşmasıdır, bu kendim kadar gerçek olandır, bunun dışında kalan her şey ise masaldır. abd için bölgeye sahip olmak, sadece kendi ülkesinde kullanacagı enerji için degildir, bilakis dünya imparatorlugunun devamı için elzemdir. kaynagın başını kendi haline bırakamaz.. israil'in bölgedi ki varlıgı ise, her ne kadar dini bir kılıf altında yaşatılmak istensede, tamamen bu politikaya sıkı sıkı baglıdır. israil abd'nin ileri karakolu ve çok iyi üssü olarak, abd'nin bölgedeki tek ve güvenilir müttefikidir. diger bütün müttefikleri söz konusu polikanın ayarında oluşturulmuş ortaklıklardır. ne zaman ki çıkarlar çatışır o zaman ortaklıklar biter. ve abd, bölgede bulunan hiç bir ülkenin israil'den daha güçlü olmasını istemez, askeri açıdan. başına buyruk bir ülkeyede tahammül etmeyecegi çok açıkdır. İran'nın -her ne kadar aksini iddia etsede- caydırıcı silah gücüne sahip olmasını istemesini anlamak için, yukarıda söz konusu edinilen politikaların ışıgında düşünmemiz gerekmektedir. Türkiye ve İran her zaman bölgenin iki önemli ülkesi olmuşdur, zaman içinde ibre birinden birine kaymış olsada durum budur. kaçınılmaz olan yaşanacaksa -ki büyük ihtimal- Türkiye caydırıcılıgı kuvvetli silahlara sahip olmak zorundadır, ve gene caydırıcı ortaklıklarda kurmak zorundadır. Türkiye olarak eski halin devamını isteyemeyiz, belki agır agır ama sistematik olarak yeni ortaklıklar kurmak zorundayız. gelecek bunu bize dayatacakdır, geç olmaması dilegiyle...
-
TÜRKİYE İRAN'A BENZEMEZ DİYORLAR, YANILIYORLAR, "BU NEDENLE GELİN ÖNCE BİR TARİH YOLCULUĞU YAPALIM"...
sevgili arkadaşım; sizin söyledikleriniz ile ya da başlıga konu olan durum ile benim ifade etmek istedigim durum biraz farklı. tarih tek bir dogrusal çizgi izlemiyor. yaşadıgımız zamanı 'mutlak' saymak tarihi kaale almamak demekdir. tarih ve toplum sürekli bir degişim içinde bulunur, bu degişimi insan hayatını baz alarak degil, daha geniş zaman dilimleri açısından degerlendirmek gerekir. 100 yıllık, 200-300 yıllık ve daha geniş zamanları düşündügümüzde, sistemlerin ya da düşüncelerin degişmez olmadıgı açıga çıkar. yani çocuksu duygusallıkla ifade edilen '' bin yıl sürecek'' gibi sloganların insan yaşayışı ve tarihin açık gerçekleri nezninde pekde itibarı olmuyor. tabiki insanlar inanarak bazı düşünceleri savunabilir, lakin bu durum vakıayı inkar etmemizi ve degerlendirmemizi ihmal etmeyi gerektirmez. benim ifade etmek istedigim şudur, belli kalıpları barındıran sistem ve yaşayış tarzları ilelebet baki kalmayacagı gerçegidir. tabi ki biz düşüncelerimizi savunacagız, onları koruyacagız. ama bu demek degil ki, dünya hep buldugumuz gibiydi ve öylede kalacakdır.. saygılar
-
İran, Nükleer Silahlar, Türkiye
bence Türkiye yapabilirse önceligi tüm nükleer silahlara ama hayati derecede abd ve israilin hatta hatta israilin silahlarını söz konusu etmelidir. geçmiş hiç bir zaman yalan söylemez. kendi üretmesi de mümkündür. ama siyasi iradesi olanın işidir buda.. diger ülkelerden yardım alabilir mesela, hangi ülkeleri kastettigimiz malumdur...
-
İŞTE MALEZYA
dini yasalar sorun olsaydı -varsayalım ki- o zaman senin dünyan bu kirli düzenden uzak olmalıydı. ama degil. başından beri bunu söylüyorum. ama sen sadece kendi yazdıklarını okuyor olmalısın... sorunu algılayışınız... falanca yer temiz filanca yer kirli demeyi ben samimi bulmuyorum. bundan dolayı uzatmak istemiyorum, verimli olmaz, ama cevap hakkım saklıdır tabi ki..
-
İŞTE MALEZYA
hangi şeriat efendim? ben her türden tavra eyvallah diyen bir Kur'an tanımıyorum. varsa böyle bir Kur'an yorumu dinlerim. şeriat dediginiz şey daha çok yorumla alakalı ve temelide Kur'an'dır. şeriat her zaman ve zeminde donmaya müsaittir, şeriat degişen koşullara göre güncellenir, bunun da hayat kaynagı Kur'an ve sahih sünnettir. nedir yani sizin şeriat derken kastınız, ya da başkalarının.? batı ülkeleri meslela bugün 2000 bin yıllık geçmişin üstüne bir takım kanunlar bina edebiliyor. sadece örnek için söyledim, konuyu dagıtmak istemiyorum. neden sizi Kur'an temeline çekmek istedigimiz açık degil mi? ben anlayacagınızı sanmıştım? neyse.......
-
İŞTE MALEZYA
hangi şeriatle yönetilen ülkeler.? şeriat ne demek? biliyormusunuz? homojen bir İslam varmı? homojen olan ne var peki? bize Kur'an'dan bahsedin siz, mesela her türk müslümanın İslam adına yaptıgını Kur'an kabul ediyor mu? tabiki hayır, temel Kur'an'dır, kullar degil. neyse.. almanyada 18 milyar dolar para saglayan trafikden bütün almanları sorumlu tutmam ben. temiz olanları ile iş yapmak isterim, yeter ki temizlik olsun. afganistan mı? işgal edilmiş bir yönetim mi? abd geldi ama üretim patlama yaptı, garip, ülkelerde bulunan müslümanlar sizi yanıltması. bazı insanlar, her şeyi ama her şeyi din dahası İslam etkisinden ayrı düşünemiyor, bence bu saglıklı bir yaklaşım degil. dünyanın her tarafından insanı kendi düzenine dahil etmiş bir sistemi engellemenin yolu, o düzenden beslenmeyen dünyanın heryanından insanın ittifak etmesidir. batı ülkelerindeki kimi beşerler bu düzenden besleniyor diye durmadan batının sistemini suçlamanın bir anlamı yok. yok çünkü bu bir İNSANLIK sorunu.
-
Pkk borazanları nerdesiniz?
meselede bu ya sevgili sardunyam insanları birbirine kırdırıp kendilerine alan açmak. şu veya bu olabilir lakin amaç kesinlikle budur. insanları çok basit sebeplerden ötürü birbirlerine düşman kılmaları. aslında dediginiz gibi, kimin kime ne gibi bir üstünlügü olabilir ki, herkes insan işte. diyoruz ama tahrik olmadanda duramıyoruz. maddi çıkar, mevki-makam, başka bir amacı var mı? dünün mazlumlarını, bugünün en acımasız zalimleri yapan düşünce nedir? nereden beslenir? saygılar
-
TÜRKİYE İRAN'A BENZEMEZ DİYORLAR, YANILIYORLAR, "BU NEDENLE GELİN ÖNCE BİR TARİH YOLCULUĞU YAPALIM"...
valla arkadaşlar, geniş halk kitleleri, yanına belli güçte elitlerinide kattıgı zaman önünde durulmaz bir hal alır. mevcut düzen şuna dikkat etmelidir, halkın genelini memnun edecek siyasetle meydana çıkmak. rüzgara karşı tükürmek fayda vermez, asıl fayda rüzgarın ne yandan estiginin farkına varmakdır. sistemler öyle 1-2 günde, senede degişecek degildir, bunun, yıllara dayalı sosyal-siyasal-ekonomik gerilimleri biriktirmesi gerekir. memnuniyetsizlerin sayısı ve şiddeti oranında degişimler ayak seslerini yükseltir. bu, sadece bugünün degil bütün tarihin gerçegini ifade eder. yani çok fazla duygusal ve çocuksu tavırlarla da anlayacagımız bir durumda degildir. saygılar
-
İlkokul mezunu olduğu gazetelerde sık sık yazılan bir imam düşününüz. Bu zatın etkisi altında yönetilen sırf Türkiye'de ikibin küsur öğrenci yurdu var
anlamadıgım husus şu, ilkokul mezunu olmak bir eksiklik mi? ve hangi konuda eksiklikdir? ilkokul mezunu olması bir insanın, mesela çok yüksel okul mezunu biriyle temelde ne gibi farklar bulunur. siyasi bir soru degil, insani bir soru.....
-
Kuran'ın bir masal kitabından ne farkı var?
forumda yeni olmak forumu okumamış olmak anlamına gelmez. bu cevabınla zaten beni tasdik etmiş oldun, gündeminiz Kur'an, ama öyle ama böyle fark etmiyor. teşşekürler.
-
İŞTE MALEZYA
tabiki bunlar saçma sapan ve anlamsız uygulamalar ve gayri islami. peki gelişmiş dünyanın ve BM onca kararlarına ve sözüm ona mücadele!!! azmine ragmen, bu insanlık dışı durum eksilmeyen bilakis artan bir hızla neden devam etmektedir. bütün medeni dünyanın! önünde....? kendimizi kandırmayalım arkaşım, bu medeniyetin mayası budur, buna bulaşan insan -adı, sanı her ne olursa olsun- iflah olmaz..bunlar bulundukları yere göre müslüman gibi de görünebilir, hıristiyan gibide görünebilir, atesit gibide görünebilir, adam gibide görünebilir vs. vs. güvenlik güçlerinin, durmadan yaptıgı uyuşturucu operasyonlarına ragmen, malesef artan uyuşturucu kullanıma en ufak bir olumlu etkisi olmuyor. mesela degil mi?
-
İŞTE MALEZYA
sevgili dostum; bu ve benzeri işlerin İslam ile alakası yok. her sakallı nasıl benim dedem degilse, her yapılanda İslam degildir. Kur'an ve ilkeleri belli... İslamın bu durum karşısında net ilkelerini ögrenmek istersen BEN HAZIRIM. birileri aklı sıra kalkıyor birilerine İslamcı! (ılımlı) falan diyor, sonra isimlendirdigi yerden vurmaya kalkıyor, uyanık olmalı bu birileri. kapitalist medeniyetin ************ görmemen ve sorunu çarpıtman beni konuya dahil etti. senin sorunu farklı ve taraflı ele alan yaklaşımın kendi içinde bir sorundur zaten. devam edecegiz...
-
İŞTE MALEZYA
neden hatanı kabul etmeyip bana hala masal okuyorsun sevgili ! arkadaşım. neden anlamsız şekilde uzatiyorsun konuyu. bir kaç yazına bakttım, genelde aynı tavır var sizde, hayat sadece sizin dogrularınızdan! müteşekkil degil. benim arzu ettigim 'kuyunun dışından bakman dünyaya', çünkü dünya kuyunun agzından ibaret degil. anlamsız inatlar bilgi kazandırmaz. bu medeniyetin *********** bu medeniyete yama, yanılmaya ve yanıltmaya gerek yok. anlaştık mı? not; senin ve benim mevzu bahis ettigimiz verilerin çogunun delilleri saglam degil. gayri resmi veriler bunların çogu( başka ne olabilirki) bunların stünden giderek saglam bir duruş! oluşturma kendine.
-
İŞTE MALEZYA
Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, yüzde 2 ila 14 lafzı geçmekde, kesin olmayan bir rakamı kesinmiş gibi sunmak dogru degil. iş malezyayı falan savunmakda degil dünyayı kuşatmış bir sorunu oldugu gibi yansıtmak.. Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre: - Her yıl insan kaçakçılığı mağduru olan 600 bin ila 800 bin insanın yüzde 80'i kadın. - Her yıl insan kaçakçılığı şebekeleri tarafından Avrupa Birliği ülkelerine yasadışı yollarla 120 bin kadın ve çocuk getiriliyor. - Londra'da 2004 yılında hazırlanan bir rapora göre, şehrin genelevleri, saunaları ve masaj salonlarında çalışan toplam 8000 fahişenin dörtte üçü yabancı. - 2002 verilerine göre; ABD'de, her 6 dakikada bir kadına tecavüz ediliyor. İngiltere'de, her 7 kadından biri birlikte olduğu erkek tarafından tecavüze uğruyor. Fransa'da, her ay 6 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. - Afrika’da resmi kayıtlara göre her yıl 30 000’in üzerinde erişkin kadın; 20 000 kız çocuk tecavüze uğramaktadır. Türkiye’de tecavüze uğrayan kadın sayısı 1993 yılı için 5860’dır. - 1960'lı yıllarda Tayland, Güney Kore, Filipinler gibi Asya'nın çeşitli ülkelerinde kurulan ABD askeri üslerinin, bölgede fuhuş piyasasına talebi artırdığı ve birçok yoksul ailenin geçimlerini sağlamak için kız çocuklarını fuhuş piyasasına sokmasını sebep olduğu biliniyor. - Birleşmiş Milletler (BM) askerlerinin Balkanlar'da kadın kaçakçılığına bulaştığına yönelik raporlar olduğu gibi, geçtiğimiz sene de, Liberya'da BM askerlerinin yaşları 12'ye kadar düşen kız çocuklarıyla yiyecek ve yardım karşılığı fuhuş yaptıklarına ilişkin haberler çıktı. - 1996 senesinde bir tahmine göre, ABD, Batı Avrupa, Avustralya ve Japonya'dan yaklaşık 5 milyon turist seks endüstrisinin müşterisi olmak için Tayland'ı ziyaret etti. Bu turistlerin yaptıkları harcamadan ülkenin 26.2 milyar dolar gelir elde ettiği tahmin ediliyor. Bu rakam bilgisayar yapıp satmaktan 13 kat daha fazla gelir getirici. - Fuhuş sektörü, Endonezya, Malezya, Tayland ve Filipinler'de gayrisafi milli hâsılanın yüzde 2 ila 14'ünü oluşturuyor. ILO'ya göre, bu ülkelerde seks sektörü, ülkenin "ekonomik, sosyal ve siyasi yaşamına entegre" olmuş durumda. - Japonya'da seks endüstrisinin yıllık kârı 83 milyar dolar. Kanada'da geçtiğimiz seneye kadar, yabancı striptizcilerin ülkeye girebilmesi için "egzotik dansçı" vizesi uygulaması vardı. Hollanda'da seks endüstrisinin yıllık gelirinin 1 milyar dolar olduğu söyleniyor. - Fuhuş sektörünün yasal olduğu ve vergilendirildiği Almanya'da 400 bin fahişe var; her gün 1.2 milyon erkek fuhuş sektöründe müşteri olarak yer alıyor ve sektörün yıllık cirosu 18 milyar dolar. - Türkiye’de bu sektörün yıllık geliri 7-8 milyar dolar. 2001 yılında ölen genelev patroniçesi Matild Manukyan’ın 1944 yılından itibaren birçok kez vergi rekortmeni olduğu, bu örneğin bile fuhuş sektörünün, parasal açıdan dev bir sektör olduğunu ortaya koymaya yettiği belirtiliyor. Buna rağmen bu sektörün vergi kaçağı diğer bütün sektörlere parmak ısırtıyor. - Çocuk ***** sektörü Türkiye’den idare ediliyor. Çekimler ve pazarlama İstanbul üzerinden yapılıyor. 3 yaşındaki çocuklar fuhuş sektörüne pazarlanıyor ve bu iş için yurt dışından binlerce turist geliyor. Emniyetse bildiği halde bunu engellemiyor. Çocuk ***** CD’leri İstanbul’un birçok semtinde açıktan satılıyor ve internet üzerinden de diğer ülkelere pazarlaması yapılıyor. Bu sektörün yıllık geliri 26 milyon dolar. Yunanistan 'fuhuş'la milli geliri % 25 artırmayı planlıyor. Yunanistan Ulusal Ekonomi Bakanı Yorgos Alogoskoufis, "fuhuş ve kaçakçılık" gibi yasa dışı yollardan elde edilen gelirleri kayıt altına alarak milli geliri %25 artırılacağını açıkladı. Fuhuş ve kaçakçılık gelirlerini kayıt altına almayı planlayan Yunanistan'da milli gelir bu düşüncenin gerçekleşmesi durumunda bir gecede 195 milyar Euro'dan 242 milyar Euro'ya çıkacak. Muhalefet partilerinin konuyla ilgili tepkisi "Hükümet ülkeyi uluslararası düzeyde rezil etti" şeklinde oldu. ****************************** paranın sıcaklık uyandıran!! hissini ve onu besleyen etkenleri ele almak gerek ...
-
İŞTE MALEZYA
Seks turizmi sadece azgelişmiş ülkelerin sorunu değil. Talebin çok büyük kısmı ABD, Kanada, Japonya ve Avrupa ülkelerinden geliyor, talebin gelmesi demek bunlarda arzın olmaması anlamına da gelmez. avrupa ve dünyanın her yerinde örnekler istemedigin kadar bulunur. büyük bir ******** karşısında dünyanın her bölgesinde kirlilik mevcuttur. sorunu kısmi görmek her temiz insanı ve toplulugu zan altında bırakır. sorunu tek taraflı düşünmek onulmaz hatalara kapı açar. uzatmaya gerek yok, bunun için yüzlerce örnek sıralanır. sorun belki daha büyük siyaset etme anlayışlarında gizlidir. dünyaya hakim olan zihniyetde aramak gerekir, şuarada burada degil her yerde... senin kısmi dogrunu ben tamamlamak istedim... ve ben gülünecek bir durum görmüyorum..
-
İŞTE MALEZYA
kısacası bu sorun tüm dünyanın sorudur. gelişmişi, gelişmemeişi, az gelişmişi. çagdaşı, çagdışı olanı. bu dünyanın sorunu....
-
İŞTE MALEZYA
...Birleşmiş milletler raporları gösteriyor ki; dünyadaki insan ticaretinin yüzde elliden fazlasını kadın ve çocuk ticareti oluşturmaktadır. Kadın ticaretinin de çoğunluğunu seks ve fuhuş sektöründe çalıştırılan kadınlar… Alınan, satılan, ezilen, zorla sekse zorlanan seks işçileri… Global bir sorundur kadın ticareti; arz ve talepten oluşan, güçten, metadan ve işsizlikten beslenen… Minicik Kuzey Kıbrıs’ta kayıtlı 44 civarında gece kulübü ve pub var. Buralarda çalışan 400 civarı kayıtlı seks işçisi.... Turizmini seks turizmi üzerine kuran ülkeler var. Çoğunlukla gelişmekte olan ülkeler. Bunların en tipik örnekleri Tayland ve filipinler'dir.... Bizde seks turizmi yok gibi görünse de, aslında kumar için gelenlerin çoğunun paket programında kadın da yer almaktadır. ... Kumarhane, gece kulübü ve uyuşturucu, birbirinden ayrılamaz üç arkadaş…
-
İŞTE MALEZYA
burada biraz çarpıtma var gibi... ....Son yıllarda Tayland, Filipinler, Vietnam, Hindistan ve Kamboçya'dan da Avrupa'ya çok sayıda seks işçisinin satıldığı belirtiliyor. Kadın haklarını savunan kuruluşlar, yüzde 30'a yakın Kamboçyalı seks işçisinin 18 yaşın altında olduğuna dikkat çekiyor. Yoksulluktan zorlanan Kamboçya, Tayland ve Vietnam'da 12-13 yaşlarında çocuklar Avrupa'dan seks turizmi için gelen varlıklı turistlere 3 veya 5 dolara karşılık satılarak fuhuşa zorlanıyor. Birleşmis Milletler ve UNICEF raporları Asya'dan Avrupa'ya Kuzey Amerika'ya geçerek ulaşan kadın ve çocuk seks trafiğinin korkunç boyutlarda olduğuna dikkat çekiyor. Raporlarda seks işçiliğine girenlerin yaş ortalaması 14 olarak belirtilirken, 8 yaşındaki küçük çocukların bu bu çarkın kurban oldukları açıklanıyor..... ....-Kamboçya'da, 6110 seks işçisi üzerine yapılan bir araştırma, seks işçilerinin yüzde 31'inin 12 ile 17 yaşları arasında olduğunu ortaya çıkarıyor. -Litvanya'da seks işçilerinin yüzde 20 ile yüzde 50'sini küçük kızlar oluşturuyor. -Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlarda: "İnsan ticareti'nin bütün dünyada 100 milyar dolarlık bir pazarı oluşturduğunu ifade ediyor. -Avrupa'da büyük kentlerde seks işçiliği önemli bir problem olarak görünüyor. -Kadın ticareti milyarlarca doların döndüğü bir pazar. Yalnızca resmi kayıtlara göre, yılda 200 bin kadın seks ticareti için Avrupa'ya getiriliyor. -BM verilerine göre son 10 yıl içinde Arnavutluk'tan Batı Avrupa'ya evlilik ve iş vaadleriyle 100 bin kadın seks kölesi olarak getirilmiş. Bunların yüzde seksenini 18 yaş altında kızlar oluştururken büyük bir çoğunluğu da İtalya'da satılmış.....
-
'TÜRKİYE KÜRESEL GÜÇ OLMA YOLUNDA'
Türkiye küresel güç oluyor! Türkiye küresel güç olmak istiyorsa, abd/israil/avrupa ekseninden, belki agır agır ama geri dönüşsüz bir şekilde ayrılmayı göze almalıdır. Türkiye'deki genel havanın -devlet-toplum- buna teşne olmasıda gerekmektedir. başkasının degerleri ile yola çıkmak bir güç gösterisi olmayacakdır. Türkiye'nin sözü edilen eksenden ayrılması demek kendi eksenini oluşturması demekle aynı şeydir. bu eksensel kayma, kendi içimizde büyük bir kırılmaya işaret etmek zorundadır da aynı zamanda. Türkiye'de mevcut bulunan iktidar güçleri buna ne kadar hazır? köklü bir zihinsel dönüşüm ve ardından gelmesi kesin yaşamsal degişimi düşünmeden edemeyiz. bunu, ilkin kendi içimizdeki iktidar mücadelesinin seyri belirleyecekdir. ardından kendi bölgemize dönük siyasi-ekonomik-kültürel seyri buna dahil edebiliriz. eskinin yeni yorumu, yani varolanı koruma güdüsü mevcuda yeni bir şey ekleyemez. güç olmadan önce dünyaya verecek kendi degerlerinizin olması gerekir...
-
din bilime ne zaman düşman oldu?
dinin bilime düşman falan oldugu yok. kilise babalarının, kendi ikballeri için bir takım gerçeklerin karşısında durmasını tüm inançlara şamil sayamazsınız. bu, hıristiyanlıgın kilise tarafından yorumudur, vakti zamanında ki... şunu da unutmamak lazımdır her bilimsel buluş insanların yararına diye bir şeyde yokdur. bilimin ve rahiplerinin her açtıgı yol mubah anlamına gelmez. insanlıgın büyük çogunlugunun zararına olan kimi durumlara karşı koymayı 'gerilik' olarak yaftalamak çok yanlış bir düşüncedir. nihayetinde bir insan edimidir...
-
Dinlerde kadının yeri
İslam'daki zina anlayışı, ilan edilmemiş ve hukuki baglayıcılıgı olmayan cinsi birleşmedir. nikahsız denilen durumdur. zinanın yasaklanmasına gerekçe olarak bir çok sosyal, psikolojik, ekonomik açıklamalar yapılabilir. zina eden kişilerin karşılıklı rızasıda hiç bir deger ifade etmez, zina İslama göre haramdır. başka inanca sahip olan arkadaşların buna inanmak gibi bir durumları söz konusu degildir. arkadaşlar zinayı kendi kafalarına göre açıklamak isterlerse bu yapabilirler, lakin bu tanımıda İslamı katmadan yapmaları gerekir. çünkü baya gülünç kaçıyor. İslam zinayı şu şu şu sebeplerden yasaklamışdır, başka biri kalkıp, hiç bir alakası olmayan ve tamamen duygusal nitelikli 'aldatma' açıklamaları da garip kaçmaktadır. aldatma denilen olay bundan farklı bir durumu yansıtıyor olması lazımdır. adı üstünde aldatma işte, bir aldatmanın ne demek oldugunu heralde sözlüge bakmadan anlayacak bir çok insan, baya bir insan olmalı.. zina en kısa tanımla nikahsız bir cinsel ilişkiyi ifade eder, bekar evli fark etmez, karşılıklı rızanında olması fark etmez. aldatma ise tamamen yalan üstüne bina edilen bir davranışdır... yalan söylenmemiş bir aldatmanında, geniş anlamında ilan edilmemiş olması ve hukuki baglayıcılı olmaması yönünden zina kapsamına girer. saygılar
-
Kuran'ın bir masal kitabından ne farkı var?
terörü sevenler oldugu bir gerçek, yoksa neden terör olsun.? birileri bundan kendilerine pay çıkarıyor... Türk milleti dedigin şey homojen bir şey mi? bunu mu kast ediyorsun.? ben sırf muhalefet için yazı yazmam mesela... forumda okudugum kadarıyla inanmayan arkadaşların gündemini de Kur'an belirliyor, ama öyle ama böyle, sonuçda durum budur. Kur'an hakkında yazdıklarım için de bir şey söylemek istermisin.?
-
Bunlar laikçi de değil, Stalinci
Türkiye'de siyaset, cuntacılıgın makus talihini aşmaya çalışıyor. yavaş da olsa mesafede alıyor. toplumun üstüne gerilmiş korku perdelerini yırtmaya çalışıyor, 3 dünyalık artıkları temizlemeye çalışıyor bünyesinden. bu topluma olumlu anlamda hiç bir şey katmamışdır darbeler ve failleri... kendi çocuklarını diri diri topraga gömen bir anlayış zaten bu yer için degildir, olsa olsa başka yerler içindir. siyaset etme tarzı her ne olursa olsun, hangi dünya görüşünü eksen alırsa alsın, ülke için çırpınanlar saygıya layıkdır. sadece kendi ve başkalarının çıkarı için bagıranlar ise saygıyı hak etmezler...
-
Yeni Anayasa Yapmaya Yetkileri Yok
evet dincilerden çektigi kadar bu ülke laikçilerden de çekmektedir. laikçiliginde devlet işlerinden ayrılması gerekmektedir. dine samimiyetle bakanlar 'siyasal İslam'cı olabilir, samimiyetsiz olanlar ise 'dinci' olabilir. samimiyetsizlik bizde her kesimde bol miktarda mevcut. siyasal düşüncelerin hepsine aynı toleransı göstermeyen mevcut yapı durmadan 'münafık' üretmektedir. asıl olan ise, insanların her türlü siyasi yaşam biçimlerini ifade edebilmesidir. bu görüşlerin içinde bize uymayanları siyaset dışı argümanlarla yaftalamayalım yeter. kimse maça 1-0 önde başlama ayrıcalıgına sahip olmamalıdır. kimsenin tuttugu takım eleştirilmez ve kutsal degildir, bunu bilmek lazım.
-
Ilımlı İslam ve ABD
insanın bazan gelsede şu dedikleri şeriat kurtulsak diyesi geliyor.