Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey
-
Haz alarak okudugum karma şiirler...........
Evett FEDERİCO GARCİA LORCA nın hoş dizelerinden ama benim en çok bu şiiri hoşuma gidiyo................ ÖLÜ ÇOCUĞA GAZEL Her akşam üzeri bir çocuk ölür, her akşam üzeri Granada'da. Her akşamüzeri yerleşir de su dostlarıyla konuşur baş başa. Yosundan kanatları var ölülerin. Bulutlu yel ve duru yel yan yana süzülen iki sülündür kuleler üstünde, gündüzse yaralı bir oğlan. Havada kalmazdı tek kırlangıç gölgesi şarap mağarasında rastlayınca ben sana, tek bulut kırıntısı kalmazdı yerde sen ırmakta boğulup gittiğin zaman. Yuvarladı vadi köpeklerle süsenlerini bir su devi yıkılınca dağlara. Gövden, ellerimin mor gölgesinde, bir soğuk meleğiyle, kıyıda cansız yatan. Federico Garcia LORCA
-
Admin
Aslında bende sinir olurum böyle herkes adminin sayfasına yogunlaşır ama admin üyelerin sayfalarına yazı yazmaz meyak etmedim desem yalan olur.....bende yazıyım bari uyarılar siliniyormuş ya çıks kocaman bir şakaydı...sadece benim ev hayvanat bahçesinide geçecek yakında ,kediyide sefiyorsunus galiba şey dedim bende 2 tane minicik 1 erkek 1 dişi kedi var Karmonel ve Karamel.geçmiş olsun diye yolamışlar(sankim başka bişey bulamamışlar gibi )ve 19 tanede fare oldugu için evde ne etsem acaba diye düşünürken kedinizi kaybetiginizi okudum tamam işte olee demedim degil
-
MELKOR için ;)
Oleeeeeeeeee bizimde bir fabrikamıs oldu ama bu çikolata fab.degilmi sevgili MELKOR ağaçsan nealaka tamam tamam belli oldu sen beni kandırıyoysun çıks istemes fabrika mabyika neyse kalsın sen hasta olma yeter tamamı saten bana çikolta v.s yasak..iyi oldu boşfer saglıkla kal tamamı
-
-'...bursercan...'-
Olsun ben sogugu seviyorum yani zoru seven biriyim çok sıcakla başım hoş degil...bak dikişeyimide aldırdım geldimmm hıı gelirken sana getirdim al....
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
şakaydı bak aglamıyorum yaaa...sen kötü adamısın hıı onu ben bir düşüneyim bir ara yanıtlarım ama yorumlayını deger vererek okudugum oldugun kesin ifadelerine deger vermedigim kişilerede asla yanıt vermem demeki aglamam ama kıyılabilirim(oyuncakla çabuk kandırırsın ama )
-
ENGELİLER İÇİN VERGİ REHBERİ .....
Evett ben biy taneyim biliyorum ki şaka bir yana sağolasın sevgili BURSERCAN ....
-
Haz alarak okudugum karma şiirler...........
üstat, beni müsait bir şiirde indir... bugün bir şiir bile uğramadı yanıma sana uğradı mı bilmiyorum pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla, balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra Alıntı veya ERDAL AKTAŞ........
-
ErdalAktaş'ın doğum günü...
Teşekkür ederim(dip not tadındaki şiir için)..........begenmenize sevindim...
-
femalexx, serhatgrfk, TAIPAN, tayst, kaplan-200, fallenangel, ertugruld, olaybu
............................8 üye bugün doğum gününü kutluyor! femalexx(24), serhatgrfk(19), TAIPAN(27), tayst(25), kaplan-200(93), fallenangel(19), ertugruld(52), olaybu(44) ..........herkese nice yıllar...........
-
-'...bursercan...'-
Ayyy kıyamam ama en sana kaç kes gel yer degiştiyelim dedim çıkss burası sıcaktan öte şöyle bir örnek veriyim dün arkadaşlarım denize girdi ciddiyim ama....olsun dügün merkezide burası kadar sıcak bir yey nası olsa.....efet tabiki ısmarlarım nassı olsa biydaha çıkmıcak dişim son diş hatta parti verelimi ama ben istemiyorum ki hastalanmayı vücud direncini yitiydigi için çok kolay hastalanıyorum saten yeni bir hastalıga gerek yok bende hepsi mevcut olsun ne güsel işte sizlere bırakmıyorum Keşke oyada ben olsa idim ben yagmuru ve sonbahar havasını çok sefiyorum ben çıkıyorum ..iyigeceler.....
-
Atatürk ile ilgili bilinmeyenler.....
1."ATA" LAFINI SEVMEZDİ.. "Atatürk" hitabini ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Baskani bir konusmasinda kullanmis, Mustafa Kemal de çok begenerek soyadi olarak almisti.Kendisine Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoslanmazdi. 2.EN SEVDİĞİ YEMEK.. Manastir Askeri Lisesi yillarindan kalan bir aliskanlikla hayati boyunca en sevdigi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldi. Tatliya düskün degildi ama cani istediginde çok sevdigi gül reçelini tercih ederdi. 3.EN BÜYÜK HAYALİ DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI.. Ömrü yetseydi bir dünya turuna çikip Türk dili ve tarihi üzerindeki çalismalarini genisletmek en büyük hayaliydi. 4.BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU" YDU.. Binlerce kitabi vardi.Ama bunlarin arasinda bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile basucundan ayirmadi. Resat Nuri Güntekin'in ünlü Çalikusu" romanini hep yaninda tasir, her gün rastgele bir yerinden açar,birkaç sayfa okurdu. 5.KABUL SALONUNDA. AT YAVRUSU.. Atlardan sonra en sevdigi hayvan köpekti. "Fox" adini verdigi köpegi, Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düskünlügü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni dogmus bir tayla annesinin Çankaya Köskü kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti. 6.TAM BİR SALON ADAMI.. En sevdigi dans valsti. Müzik zevki çesitlilik gösteriyordu.Klasik Bati müzigi disinda Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. 7.GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI.. Gömleklerinin hepsi beyazdi. Bu gömlekler ilk yillarda Isviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasina öncülük edebilmek için Beyoglu`nda bir terziye diktirilmeye baslanmisti. 8.DOLABINDA LACİVERTE YER YOKTU.. Takim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi çizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi. 9.ÖLÇÜLERİ.. Boyu 1.74 idi.Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastaliginin ilerlemeye baslamasiyla 46'ya kadar düsmüstü. 43 numara siyah rugan ayakkabi giyerdi. 10.RUMELİ ŞİVESİ.. Özenli ve temiz bir Türkçe konusurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli sivesiyle telaffuz ederdi. 11.HAZİN BİR HİKAYE.. Hayatinda bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatina trajik bir sekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarinin nerede oldugu bilinmiyor. 12.CUMHURBAŞKANLIĞINDAN SIKILIYORDU.. Hayatinin çogunu geçirdigi savas cephelerinden sonra Cumhurbaskani olarak geçirdigi yillar ona bir tecrit yasantisi gibi geliyor, çok sevdigi halkindan ve sade bir vatandas yasamindan uzaklastigini düsünüyordu. 13.PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE.. Kiyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarinin dini kiyafetleriyle sokaga çikmalari yasaklaninca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milasli eliyle bir koleksiyon hazirlatti. 14.KENDİSİ TIRAŞ OLMAZDI.. Sabah kahvaltilariyla arasi hiç hos degildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasindaki divanin üzerine bagdas kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasini içerdi.Bir özelligi de kendi kendine tiras olmamasiydi. 15.DÜZEN TAKINTISI VARDI.. Evlerde bile egri duran esyalari düzeltmeden rahat edemezdi. 16.HOŞGÖRÜLÜ LİDER.. Köylünün birinin gazete kagidina sardigi tütünü içmeye çalisirken eli yanmis,"Alin bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmisti.Mahkemeye çikarilacakti. Atatürk olayi dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceginize dogru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi. 17.SİGARA PAZARLIĞI.. Hastaliginin baslangicinda kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtigini sormus, Atatürk "sekiz" demisti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektigini söyleyince gülümseyerek cevap vermisti:"Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagim". 18."BU NASIL HALKÇILIK?" Bir sabah milletvekilleri ile trene binmisti.Kondüktörün milletvekillerinden bilet parasi almamasina sasirmis nedenini sormustu.Trenin milletvekillerine bedava oldugunu ögrenince epey sinirlenmis, "Ne de güzel halkç.l.k ama" demisti. 19."LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!" Ilk mecliste bir oturum sirasinda üyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini söyleyince Gazi çok sinirlenmis ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermisti: "Adam olmak demektir hocam,adam olmak!" 20.KURBANLARI BAĞIŞLARDI.. Gittigi yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sirtini döner yada kesilmelerini engellerdi. 21.YABANCI DİLE MERAKI.. Askeri lisede ögrenmeye basladigi Fransizca'yi sonraki yillarda gelistirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konusurken araya Fransizca sözcükler de eklerdi. 22.FASULYESİNE POKER.. Kumardan hoslanmaz ama arkadaslariyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandiklarini iade ederdi. 23.KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI.. Cephelerde düsmanla gögüs gögüse savasmis biri olarak en ilginç özelligi savas meydanlari disinda kan görünce fenalasmasiydi. 24.KULAKLARI DUYAN TEK KİŞİ.. Fransiz tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiginde Gazi`nin kulaklarinin duyuyor olmasina sasirmis anilarinda bunu espirili bir dille anlatmisti:"T.C`de bir tane kulaklari duyan kisi var onu da Cumhurbaskani yapmislar". 25.BİR RİCASI BAŞ AÇTIRDI.. Bir gün halk arasinda dolasirken çarsafli bir kadina rastlamis, "Hafiz Hanim benim hatirim için basindaki örtüyü açar misin?" diye sormustu. Kadin bas örtüsünü açarak , Atatürk`ün önünde egildi ve ellerini öptü. 26.BİLARDO VE YÜZME.. Sportmen kisiligi vardi. Her gün at biner , yüzmeye gider ve bilardo oynardi. 27.EN BAŞARILI DERS.. E.itim hayati boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca sürdü. 28.YAĞCILARA GEÇİT YOK... Yagcila çok kiardi Bir aksm sofrasida kendisine gereksiz sekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti. 29.SON YILBAŞI GECESİ.. 1937`yi 1938`e baglayan son yilbasi gecesini Disisleri Bakani Tevfik Rustu Aras ile bas basa gecirmisti. O gece dolabindaki bazi elbiseleri bakana hediye etmisti. 30.KÖŞKTEKİ GÜVERCİNLİK.. Kuslari çok severdi.Çankaya Köskü`nde özel bir bakicinin ilgilendigi güvercinligi vardi.
-
Anıtkabir Hakkında Pek Bilinmeyen Şeyler !
Anıtkabir hakkında güzel bilgiler... Türk milletinin kalbinin attığı yer olan Anıtkabir, bilinen siluetinin yanı sıra bilinmeyen bir çok gerçeği de yıllardır derinliklerinde saklıyor. Yapımı 9 yılda tamamlanan yaklaşık 150 bin ton ağırlığındaki Anıtkabir, heykellerinden süslemelerine, kulelerinden kabartmalarına kadar pek çok özel anlamlarla yüklü... Anıtkabir Komutanlığı�ndan alınan bilgiye göre, yapımına 9 Ekim 1944�de başlanan ve 1 Eylül 1953�de tamamlanan Anıtkabir�in yerini ilk olarak Aydın Milletvekili Mithat Aydın önerdi. Ata�nın kabrinin yapımıyla ilgili komisyon Etnoğrafya Müzesi, TBMM�nin arkasındaki tepe (Kabatepe), Ankara Kalesi, Altındağ ve Gazi Orman Çiftliği seçeneklerini eleyerek tam Çankaya�da karar kılacağı sırada, Aydın Milletvekili Mithat Aydın daha sonra �Anıttepe� olarak adlandırılacak olan Rasattepe�yi önerdi. Komisyon üyelerinin de burayı gördükten sonra Aydın�a hak vermeleri üzerine Anıtkabir�in Rasattepe�ye yapılması kararlaştırıldı. Türk milletine gömüleceği yer konusunda bir vasiyette bulunmayan Atatürk�ün yıllar önce bir gezi sırasında Rasattepe�yi gezerken ağzından dökülen �Bu tepe ne güzel bir anıt yeri...� sözleri de bugün için çok anlamlı... Anıtkabir için 1941�de açılan yarışmaya, İkinci Dünya Savaşı�nın en çetin günleri yaşanmasına rağmen Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya�dan toplam 49 proje katıldı. Ancak en çok beğenilen üç proje arasında Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda�nın �25� numaralı projesi kabul edildi. VATAN TOPRAĞINDA YATIYOR 750 bin metrekarelik bir alan üzerinde aslanlı yol, tören meydanı, mozole ve on kuleden oluşan Anıtkabir, 907 metre yüksekte yer alıyor. Ata�nın kabri 40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahtin yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor Türk milletinin kalbine gömdüğü Atatürk, Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında �vatan toprağında� yatıyor. Ölümünden 15 yıl sonra Etnoğrafya Müzesi�ndeki geçici istirahatgahından Anıtkabir�e nakledilen Ata�nın naaşı, tahnit işlemi çözülerek, Suriye�deki Caber Kalesi, Kore�deki Türk şehitliği, Selanik�teki doğduğu evin bahçesi, KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı �vatan toprağına� İslami usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedildi. Ata�nın kabrinin yer aldığı mezar odasına, Genelkurmay Başkanı�nın izniyle girilebiliyor. ASLANLARIN SIRRI Türk milleti için kutsal değerlerle kuşatılan Anıtkabir�deki her mimari unsur ayrı bir mana taşıyor. Ata�nın kabrine ulaşan 262 metrelik Aslanlı yolun sağ ve solunda bulunan 24 aslan, �24 Oğuz boyunu� temsil ediyor. Türk kültüründe güç sembolü olduğu için seçilen aslan figürlerinin çift olması milletin �birlik ve bütünlüğünü� vurgularken, aslanların kedi gibi yatar pozisyonda olması ise bu büyük gücün �barışseverliğini� sembolize ediyor. Ziyaretçilerin de kabrin manevi atmosferine ayak uydurmaya yönlendirildiği Aslanlı yolda, taşlar Ata�nın huzuruna çıkanların �başlarının öne eğik� olması için 5 santimlik çim boşluğu bırakılarak döşenmiş. Depreme karşı dayanıklı kılmak için tıpkı bir geminin su altındaki kısmı gibi toprağın içine yerleştirilen Anıtkabir�de mozolenin iç duvar ve zemini en nadide mermerlerle kaplanırken, tavanları renkli ve altın varaklı İtalyan mozaikleriyle süslenmiş. Milli değerleri temsil eden isimler verilen ve Selçuklu çadır mimarisinin özelliklerini yansıtan bir mimariyle yapılan 10 kule Anıtkabir�in siluetine ayrı bir değer katıyor. BAYRAK DİREĞİ ABD�DEN GELDİ Anıtkabir�in diğer unsurlarında olduğu gibi bayrak direği de çok özel... Anıtkabir�in 33,5 metre uzunluğundaki bayrak direğini 1946 yılında Nazmi Cemal adlı bir Türk vatandaşı ABD�den gönderdi. 4 metresi kaidenin altında gömülü bulunan direğin 29,5 metresi görülebiliyor. MÜZEDEKİ ESERLER Anıtkabir�deki Atatürk Müzesi de Ata�nın doldurulmuş köpeği Foks�tan tıraş takımlarına, bastonlarından aldığı çok özel hediyelere kadar özel hayatını yansıtan pek çok nadide parçaya evsahipliği yapıyor. Ata�nın anne ve babasının fotoğrafları, Türkiye Cumhuriyeti�nin verdiği eski yazı ve Latin harfleriyle basılmış iki nüfus cüzdanı, Göğsünde taşımayı en çok sevdiği madalyalardan biri olan 1917�de Sultan 5. Mehmet Reşat�ın verdiği altın imtiyaz madalyası, Sovyet Mareşali Voroshilov ve İran Şahı Pehlevi�nin hediye ettiği değerli taşlarla süslü kılıçlar ve ince bir zevkin ürünü olan saatleri dikkat çekici parçalar arasında... Atatürk�ün hem baston hem de tüfek olarak kullanılabilen özel silahı, manevi kızları Sabiha Gökçen ve Afet İnan�a hediye ettiği çok özel tabancaların da sergilendiği müzede, manevi kızı Rukiye Erkin�e hediye ettiği, ancak bir mercek yardımıyla okunabilen metal mahfazası içinde mini bir Kuran dikkati çekiyor. ETİYOPYA KRALI�NIN İLGİNÇ ÇELENGİ Milletvekili mazbataları ve 1927 yılında yaklaşık 5 günde okuduğu Nutuk�un orijinal metninin de yer aldığı müzede, Etiyopya Kralı Haile Selasiye�nin 1967 yılında Anıtkabir ziyaretinde mozoleye bıraktığı iki büyük gül dalıyla sembolize edilen gümüş çelenk de en ilginç parçalardan birisi... Anıtkabir�deki Atatürk Müzesi�nde ayrıca okumaya büyük önem veren Atatürk�ün özel kitaplığında bulunan Türk ve İslam tarihi, dil, edebiyat, sosyal bilimler, bilim ve teknik konularındaki Türkçe, Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Slav dillerindeki toplam 3 bin 118 kitap da sergileniyor
-
ingiltere Türkiyede niçin banka kurar?.....
Merak edenlere 15 yıl önce yayınlanmış güzel bir makale ve sonunda sömürgeci zihniyeti deşifre eden orijinal bir belge. Araştırmacı-yazar Reşat Kasaba beyefendiye bu güzel çalışması için teşekkürü bir borç biliyoruz: XIX. Yüzyılın ilk yarısında İzmir'de bir İngiliz Bankası: İZMİR TİCARET BANKASI Osmanlı İmparatorluğu'nda kurulan ilk banka olarak genellikle Osmanlı Bankası bilinir. Halbuki, Osmanlı Bankası'nın kurulduğu tarih olan 1863'ten yirmi yıl önce, Osmanlı İmparatorluğu'nda ikisi İzmir'de ve biri İstanbul'da olmak üzere üç banka kurulmuştu. İzmir'deki bankalardan biri (İzmir Bankasi) kurulduğu yıl Osmanlı hükümeti tarafından kapatıldı. İstanbul Bankası ise varlığını yedi yıl kadar sürdürdü, ama kuruluş amacı olan Osmanlı parasının ve mali sisteminin düzeltilmesini sağlayamadan iflas etti. Bu yazıda üzerinde etraflıca duracağımız İzmir Ticaret Bankası (ITB) ise kuruluş biçimi ve amaçları açısından bir çok özelliği olan önemli bir girişimdi. KURULUŞ İNGİLTERE'DE İzmir Ticaret Bankası'nın kuruluşunu izlemek için 1843 yılına dönmemiz gerekiyor. O tarihte Osmanlı İmparatorluğu ile ticaret yapan otuz İngiliz firması İngiltere hükümetine başvurarak İzmir'de kurmayı tasarladıkları bir banka için izin ve onay belgesi istediler (1). Salt bu başvuru ITB'ye İngiliz bankacılık tarihinde de özel bir yer kazandırıyordu. Asıl faaliyeti yabancı bir ülkede yoğunlaşacak bir bankanın İngiltere'de kurulmak istenmesi alışılmamış bir durumdu. İngiliz Ticaret Bakanlığı bu gerekçeye dayanarak ilk başvuruyu hemen geri çevirdi. Bunun üzerine ikinci bir dilekçe hazırlayan girişimciler neden böyle bir yönteme başvurduklarını açıkladılar. Buna göre bankayı İngiltere'de kurmak istemelerinin en önemli nedeni, sermayeye katkıda bulunacak pay sahiplerinin korunmasıydı. Böyle bir güvence olmazsa İngiliz sermayedarları bankanın borçlarından tek tek sorumlu tutulabilir bu koşullar altında da Osmanlı İmparatorluğu gibi uzak ve güvensiz bir ülkede kimse yatırım yapmak istemezdi. Ayrıca, sınırlı sorumluluk ilkesi ve hükümet garantisi, girişimcileri Osmanlı İmparatorluğu'nda yatırım yapmış olan diğer Avrupalı sermayedarlarla eşit duruma getirecekti.(2) Bu ikinci dilekçenin diğer bir bölümünde belirtildiğine göre, imparatorluğun doğal kaynakları o zamana kadar sermaye darlığı nedeniyle işlenip pazarlanamamış, bu yüzden gelişemeyen ihracat da osmanlıların satın alma gücünü sınırlamıştı. İzmir Ticaret Bankası, vereceği düşük faizli kredilerle bölgedeki para kıtlığına çözüm getirecek ve İmparatorluğun İngiliz malları için bir pazar olarak gelişmesine katkıda bulunacaktı. (3) "Anadolu'nun en değerli ürünleri İzmir'de toplandığı için" (4) bankanın merkezi olarak bu sehir seçilmişti. Londra'daki şube İngiliz ihracatçılarına Osmanlı İmparatorluğu'nda verilen senetlerin paraya çevrilmesi için gerekli olanakları sağlayacak, İmparatorluğun çesitli yerlerindeki şubeler ise para ve senetlerin hızla ve güvenle dolaşımına aracılık edeceklerdi. Böylece iç bölgelerde para ve kıymetlı maden taşıma zorunluluğu ortadan kalkacaktı. Girişimciler, yerel tüccarların iç bölgelerdeki etkinliklerine son vermek için İngiliz tüccarlarına yardım etmeyi de planlıyorlardı. Buna ek olarak, yerel tüccarların tasarruflarının zamanla bankanın kasasına akacağını da umuyorlardı. (5) İngiliz Ticaret Bakanlığı birinci dilekçeye itiraz ederken belli başlı üç neden daha öne sürmüştü. Bunlardan birincisi, Osmanlı hükümetinden izin almadan böyle bir girişimin onaylanmasının uygun olmayacağıydı. Girişimciler buna cevap olarak, banka kurulmadan önce izin istenirse Babiali'nin ya izin vermeyeceğini ya da kendilerini uzun süre oyalayacağını ileri sürdüler. İstanbul'da Osmanlı maliyesi üzerinde etkisi olan bir takım kişiler imparatorluğun mali sistemindeki düzensizlikleri gidermeyi amaçlayan böyle bir kuruluşu engellemeye çalışacaklardı. Çünkü ülkeye ve ticarete sonsuz zarar veren bu düzensizlikler, kendilerine çesitli kazanç imkanları açmıştı. Ama, bankanın kuruluşu tamamlandıktan sonra ülkeye sağlayacağı yararlar, Babiali'nin kuşkularını giderecek, 'değil izin her türlü yardımın alınmasını kolaylaştıracak'tı. (6) İngiliz Ticaret Bakanlığı'nın itirazina yol açan 2. neden böyle ayrıcalıklarla ve resmi destekle güçlendirilmiş bir İngiliz firmasının diğer Avrupa hükümetlerinin tepkisine yol açma olasılığıydı. Girişimcilerse İngiliz hükümetinden istenen desteğin kendilerine herhangi bir ayrıcalık vermeyeceğini, tam tersine, tek isteklerinin Osmanlı İmparatorluğu'nda diğer ülkelerin koruması altında çalışan firmalarla eşit düzeye gelmek olduğunu savundular. (7) 3.olarak, Ticaret Bakanlığı, ITB'nin İngiliz ticaretinde tekelci bir konum edinmesi tehlikesinden bahsetmiş, bunun da İngiliz tüccarlarının rekabete dayalı çıkarlarını olumsuz yönde etkileyebileceğine değinmişti. Kurucular, bankacılık dışında hiçbir faaliyete katılmayı planlamadıklarını, zaten müşteri olarak çekmeye çalıştıkları tüccarlarla rekabete girişimlerinin anlamsız olacağını söylediler. Ek bir güvence olarak, kendilerine ticari nitelikteki tüm faaliyetleri yasaklayan bir genelgeye uyacaklarini bunun tesbiti için de hesaplarının belli aralıklarla İngiliz hükümeti tarafından denetlenmesine karşı çıkmayacaklarını belirttiler. (8) Bu ikinci dilekçede sıralanan gerekçeler Ticaret Bakanlığı'nı olumlu yönde etkilemiş olsa gerek ki 1844 yılının ilk yarısında tüm formaliteler tamamlandı ve ITB Londra'da kuruldu. (9) Kuruluş belgesi bankanın sermayesini 200 bin sterling olarak belirliyordu. Bu para, 1000'er sterlinlik 200 paya ayrılacaktı. Kuruluş amacı, 'İzmir'de, para basmak dışında her türlü bankacılık işlemini yapmak' şeklinde belirtilmişti. (10) Bankanın genel yönetim kurulu Londra'da olacak, bu kurul dış ülkelerdeki çalışmaları İzmir'de bulunduracakları bir yerel yönetici aracılığıyla denetleyecekti. IBT, kuruluş biçimi, sermayesinin hacmi ve öngörülen çalışma alanları bakımından dış ülkelerdeki diğer İngiliz bankalarının çok önündeydi. Buradan şunu belirtelim ki, İngiltere'de hükümetinden izin alarak Londra'da kurulma yöntemini, dış ülkelerde ITB'den sonra kurulan bankalar yaygın bir biçimde benimsediler. (11) Girişimcilerin ilk dilekçesini izleyen yazışmalardan anlaşıldığına göre, ITB hiçbir zaman salt yerel bir banka olarak tasarlanmamıştı. Bankanın geniş kapsamlı bir mali örgüt olarak Osmanlı hükümetine bir çok alanlarda yardım edebileceği ve bu yoldan edineceği siyasi ağirlığını İngiliz hükümetinin yararına sunacağı sık sık belirtilen noktalardandı. (Kupürünü yayınladığımız belge) (12) (...) Hem girişimciler, hem de İngiliz hükümeti ITB'yi salt bir banka olarak değil, uzun dönemli amaçları yolunda önemli bir araç olarak görüyorlardı. Bu nedenle de İngilizler aynı tarihlerde kendi denetimleri dışında gelişen bankacılık deneyimleriyle hemen hemen hiç ilgilenmediler. (...) Ne var ki, edindiği çok yönlü güce, İngiltere hükümetinin sagladığı desteğe ve amaçlarıyla İngiltere'nin siyasi/ekonomik çıkarları arasındaki koşutluğa ragmen ITB macerası başarısızlıkla sonuçlandı. (...) ITB'yi etkisiz kılan asıl unsur, yerel tüccarların bölgedeki ticaret ağları üzerine kurmuş oldukları yaygın denetim gücüydü. Çoğunluğu gayri-müslim olan bu grubun güçlenmesi Napolyon Savaşları sırasında Fransızların Dogu Akdeniz'den çekildiği yıllara rastlar. Bu aracılar, ticaretin yanında her türlü bankacılık işlemlerini görüyorlar ve iltizam anlaşmalarına da geniş bir biçimde katılıyorlardı. Dipnotlar 1- İzmir Ticaret Bankası ile ilgili belgeler İngiliz Devlet Arşivlerinde (Public Record Office), Ticaret Bakanlığı (Board of Trade) tasnifinde BT 1/569 numaralı dosyada bulunuyor. 2- BT 1/569, Belge ( 2, s.1,2 3- Ibid. s. 3. 4- Ibid. ve aynı yerde belge 4. 5- Aynı yerde belge 2, s.4. 6- Ibid. s.5. 7- Ibid. s.6. 8- Ibid. s.7. 9- Büyük bir olasılıkla, ITB, Türkiye'de kurulan ilk modern banka niteliğini taşıyordu. ITB ve onun çagdaşı olan İzmir Bankası'ndan söz eden görebildiğim tek kaynak Zafer Toprak'ın Türkiye'de Milli İktisat'ıdır. Bkz. s.135. 10- BT 1/569, B 5. 11- Bkz. A. Baster, 'The Origins of British Banking Expansiyonin the Near East', Economic History Review, Cilt 1, Ekim 1934, s.78. 12- BT 1/569, B 3 (Ticaret Bakanlığı ile ITB'nin kurucuları arasındaki yazışmalar). İŞTE BELGE'NİN İÇERİĞİ Türkiye'de Kurulması Düşünülen İngiliz Bankası'na İlişkin Rapor (Kaynak: İngiltere Arşivleri, Board of Trade, Dosya No: B.T. 1/569, Belge no: XC/A 046442 Tarih: 1843) Türkiye'de kurulması amaçlanan İngiliz Bankası'nın İngiltere'nin bu ülkedeki siyasal etkisinin artmasına katkıda bulunacağı bildirilmektedir. Asağıdaki notların dikkate alınması önerilmektedir. 1- Dünyanın hiçbir ülkesinde sermayenin gücü herhangi bir mali düzenin olmadığı ve devlet görevlileri arasında rüşvetin yaygın olduğu Türkiye'deki kadar fazla değildir. 2- Sözkonusu Banka, Türkiye Hükümeti'ne önemli miktarlarda mali yardımda bulunabilecektir; bu durum da bir siyasi etkinlik kaynağı oluşturacaktır. 3- en önemli devlet görevlileri genellikle olmasa da sık sık en fazla parayı verenin eline geçmektedir; bankanın bu atamalar üzerinde ara sıra dolaylı bir etkisi olabilir. 4- Türkiye İmparatorluğu'nda devlet gelirleri son derece yetersiz bir biçimde toplanmakta, tahsildarların spekülasyonları nedeniyle ortaya büyük kayıplar çıkmaktadir. En önemli yörelerde banka devlet gelirlerinin toplanmasına yardım ederek Babiali'ye önemli yardımlarda bulunabilir. 5- Banka yüksek devlet görevlilerinin hesaplarını tutarak onlara önemli kolaylıklar sağlayacaktır. 6- Halen bu işi yapmakta olan özel firmalardan daha büyük kolaylıklar sağlayacağı için, Mısır vergisi, banka yoluyla Türkiye'ye aktarılabilecektir. 7- Büyük bir olasılıkla Banka, Babiali'den özel bir imtiyaz elde ederek Türkiye'de toprak tutma hakkını sağlayabilecektir. Yukarıdaki en önemli noktalara ek olarak, Banka, pek çok diğer vesileyle de Türkiye'deki İngiliz siyasal etkisinin artmasına katkıda bulunabilecektir. Kaynak: Reşat Kasaba. Tarih ve Toplum. Temmuz 1987. shf: 57-58.
-
Çin'de ölü sayısı 50 bini aşabilir...............
Açıklamaların için teşekkürler Gloria gerekli bir dip notu.....Evet haberlerdeki tüm göyüntüler evdekilerin deyimi ile sulu gözlülügümü ortaya koyuyoo.....yürek acıtan bir olay...
-
Hımmm bence ilginç:)ya sizce?
Eski Mısırlılar’da Gebelik Testi .... Mısır’da 1898 yılında Sir Flinder Petrie adlı bilim adamının ortaya çıkarttığı Kahoun Papirüsü ile 1862 yılında bulunan Smith Papirüsü ve 1873 yılında bulunan Ebers Papirüsü’nde gebelik, idrar hastalıkları, varisler ve gebelik testleriyle ilgili bilgiler yer alıyor. Müzelerde sergilenen papirüslerde yer alan bilgilere göre, hamile şüphesi olan bir kadın her gün sabah idrarıyla biri buğday, diğeri arpa dolu iki torbayı sularmış. Hamilelik şüphesi olmayan bir başka kadın da yine ayrı ayrı buğday ve arpa torbalarını idrarıyla sularmış. Hamilelik şüphesi olan kadının idrarla suladığı buğday ve arpa dolu torbalar, diğer kadının suladığı torbalardan daha önce çimlenirse, hamile olduğu anlaşılırmış. İki kadının suladığı buğday ve arpalar aynı anda çimlenirse hamilelik olmadığı ortaya çıkarmış. Hamile olan kadınların sabah idrarlarında aşırı miktarda hormon bulunduğu için, buğday ve arpa torbaları diğer normal idrarlarla sulananlardan çok daha önce yeşerirmiş. Günümüzde meyve ve sebzenin daha erken sürede yetiştirilmesi için hormon kullanılması da aynı yöntemin bir benzeridir. Bebeğin Cinsiyeti Mısırlıların kullandığı yöntemde, doğacak bebeğin cinsiyeti de önceden tesbit edilebiliyordu. Hamile kadının idrarıyla sulanan tohumlardan, buğday taneleri daha önce filizlenirse bebeğin erkek, arpa taneleri daha önce filizlenirse bebeğin kız olacağı anlaşılıyordu. Prof. Julias Manger, 1933 yılında laboratuvarda kutuların içerisinde kurutma kağıtları üzerine yerleştirdiği buğday ve arpa tanelerini, idrarla sulayıp, Mısırlıların kullandığı gebelik ve cinsiyet belirleme yönteminin doğruluğunu ispat etmiştir. Günümüzde kullanılan gebelik testleri de, kadının idrarındaki hormon sayısının yoğunluğuna göre sonuç verir ve aynı esaslara göre uygulanır. Prof. Dr. Hulusi Köker de, Mısırlıların kullandığı gebelik testi yönteminin bilimsel olarak doğrulandığını ve hatta bebeğin cinsiyetinin de aynı yöntemle belirlenebildiğini onaylıyor. Doğum Kontrolü Mısırlılar, kadında kısırlığın tespiti için rahim ağzına (uteris) akşam yatarken sarmısak veya soğan yerleştirmişler. Sabah kadın uyandığında genzinde sarmısak veya soğan kokusu duyarsa tüplerinin açık olduğu ve gebe kalmasına bir engelin olmadığı anlaşılırmış. Koku duyulmazsa kadının tüplerinin kapalı olduğu, bu nedenle hamile kalamayacağı bilinirmiş. Ayrıca kadının rahminin içerisine paslanmayan metallerden olan altın veya gümüş yüzük konularak gebelik önlenirmiş. Arap kervancılar da bu yöntemi öğrenip, uzun çöl seyahatlerinde dişi develerin gebe kalmalarını önlemek için rahimlerinin içerisine temizlenmiş çakıl taşı doldururlarmış. Evett bunuda bilecegini sanmıyorum DUYGUSELİ (sen bileme diye araştıydım işte
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Teşekkür ederim ERDAL..............özelikle şöyle bir şiir olsa seviniyim diye ricada bulnsa idim bukadar denk düşmes idi..........Yagmur ve ben!!! benim kendimi özgür hissetigim, şiirdeki ifadedeki gibi tek bir damlasını duygularımda,yüzümde,gözyaşlarımda hissetmesem rahatlıyamıyacagım,beynimi boşaltamıyacagım bir yoksuluk olur!!Sağolun
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Çok teşekkür ederim sevgili VERDİNAZ Umareım bu güsel ifadeler,içtenlikler oldugu müdetçe çokda iyi olmasamda okadar güzel moral kaynagı oluyorsunuz ki......SAĞOLUN.......komacan öptüm seni...Sağlıgınla kal..........
-
-'...bursercan...'-
Efett sevgili BURSERCAN salı günü alınıcak umarım.....neysem sen kafana göre sıcakta olmasın 20 lik diş 99 yaşında çıkıyo ehh ne edelim oda bu yaşa nasipmiş bogazım kulagım kötü agrıyo antibiyotik kulanıyorum o yüsden sen ılık bişeley hazıylıyıver...... aman sen bakma hocalara sen hazıylıklı ol sakın geride problem bırkma daha dügüne gidices senle
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
aman Rua sende..ne yapayım ama hala daha resim basmayı ögyenemedim gitti. aslında bana yolanan mesajlardan ögrenicem ama araya ameliyat v.s girdi...yoksa hiç sefmem ellim boş gitmeyi sende yardımcı ol şimdilik sen yap sonra ben tamamı???hem çiçekde çpok güsel nesi varmış
-
Sevgili karabereli Forumumuza Hoşgeldiniz
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: Admin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEvett hoşgeldiniz güzel paylaşımlar adına..........
-
Sevgili ozen_67 Forumumuza Hoşgeldiniz
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: Admin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEvett hoşgeldiniz güzel paylaşımlar adına..........
-
Sevgili emelce Forumumuza Hoşgeldiniz
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: Admin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEvett hoşgeldiniz güzel paylaşımlar adına..........
-
Sevgili özarslan Forumumuza Hoşgeldiniz
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: Admin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEvett hoşgeldiniz güzel paylaşımlar adına..........
-
Sevgili bsk_cns Forumumuza Hoşgeldiniz
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: Admin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEvett hoşgeldiniz güzel paylaşımlar adına..........
-
Sevgili judas Forumumuza Hoşgeldiniz
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: Admin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEvett hoşgeldiniz güzel paylaşımlar adına..........