
Mehdî tarafından postalanan herşey
-
köpekler neden ezan okunurken havlarlar.Cevap verirseniz sevinirim?
Neden bu sorunu bir köpekçağıza sormuyosunda özellikle bize soruyorsun? doğrusu bir anlam veremedim...Benim empati gücüm o kadar güçlü olsaydı mutlaka cevap verirdim...Ama sanırım diğer arkadaşların cevapları sizin için yeterlidir...Garipsedim doğrusu sizi tuhaf karşılıyorum...Anladın sen onu?..
-
dünyanın en zor sorusu
Kimden : Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Kıyamı Hak-Mehdî Zuhuru Hak... Tarih : 14.9.2007 11:58 (GMT +2:00) Konu : Dünya'nın en zor sorusuna Mehdi cevap verdi... http://www.turkish-media.com/forum/index.php? showtopic=104399&st=0&p=599645entry599645 Ehli Sual:Rumuz 'kursatotçu' Allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti mi? 'evet' denirse, sonlu bir zaman mı yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? 'sonlu bir zaman geçti' denirse, 'yani daha önce allah yoktu öyle mi? ' derim. eğer 'sonsuz bir süre geçti' derse, 'sonsuz süre geçilebir mi? ' derim. yani: 'allahın varlığının başlangıcına delil' isimli konuya. not: bana yardım edin fikrinizi belirtin ________________________________________________________________ Dünya'nın en zor sorusuna Mehdi cevap verdi... Mehdi diyor ki: 'Bu tür sorular ancak şeytanın vesvesesi olur? benimde bir zamanlar kafama takılan cevapsız sorular vardı...En çarpıcı olanı söyleyim...Senin kine beş çeker...Soru şu idi; 'Allah şu an yarattığı yerde mi duruyor? yoksa yaratmadığı bir yerde mi duruyor...' ben hiçbir zaman bunun doğru cevabını bulamamıştım...Ama sonunda anlayıp bunun bir vesvese olduğunu kavrayıp şu dua'yı yaptım...'Ey sonsuz ilmine ve rahmetine akıl erdiremediğim...Ve sonsuz kudretine ve azametine güç yetiremediğim büyük Allah,aklımın ermediği ve gücümün yetmediği şeyden sana sığınırım...' Ve şimdi siz düşüneceksiniz...Diyeceksiniz ki; eğer Allah yarattığı yerde duruyor dersek? haşa Allah'ın kendisi için yarattığı yeremi ihtiyacı olur...Veya diyeceksiniz ki; Allah yaratmadığı yerde duruyorsa nasıl olurda onun yaratmadığı yer olur...Çünki hadis-i kutside 'Allah var idi,hiçbir şey yok idi...' ve İbn Rüşd bu hadis-i kutsiden yola çıkarak şu açıklamayı yapacaktı:'Evrenin başlangıcı Tanrı'dır...Tanrı önce aklı yarattı...Ve onun aracılığıyla evreni yarattı...' vesselam... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
dünyanın en zor sorusu
Mehdi diyor ki: "Bu tür sorular ancak şeytanın vesvesesi olur? benimde bir zamanlar kafama takılan cevapsız sorular vardı...En çarpıcı olanı söyleyim...Senin kine beş çeker...Soru şu idi;"Allah şu an yarattığı yerde mi duruyor? yoksa yaratmadığı bir yerde mi duruyor..." ben hiçbir zaman bunun doğru cevabını bulamamıştım...Ama sonunda anlayıp bunun bir vesvese olduğunu kavrayıp şu dua'yı yaptım..."Ey sonsuz ilmine ve rahmetine akıl erdiremediğim...Ve sonsuz kudretine ve azametine güç yetiremediğim büyük Allah,aklımın ermediği ve gücümün yetmediği şeyden sana sığınırım..." Ve şimdi siz düşüneceksiniz...Diyeceksiniz ki;eğer Allah yarattığı yerde duruyor dersek? haşa Allah'ın kendisi için yarattığı yeremi ihtiyacı olur...Veya diyeceksiniz ki;Allah yaratmadığı yerde duruyorsa nasıl olurda onun yaratmadığı yer olur...Çünki hadis-i kutside "Allah var idi,hiçbir şey yok idi..." ve İbn Rüşd bu hadis-i kutsiden yola çıkarak şu açıklamayı yapacaktı:"Evrenin başlangıcı Tanrı'dır...Tanrı önce aklı yarattı...Ve onun aracılığıyla evreni yarattı..." vesselam...
-
Peygamberimizde islam öncesi ateistti?
Kimden: Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime: Grup: Alevi Kıyamı Hak-Mehdî Zuhuru Hak... Tarih: 13.9.2007 11:06 (GMT +2:00) Konu: Peygamberimizde islam öncesi ateistti? TÜRKÇE KUR'AN-I KERİM (Y.NURİ ÖZTÜRK) YUNUS SURESİ: Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... 94. Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta isen, senden önce kitabı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma! 95. Ve sakın ayetlerimizi yalanlayanlardan olma, yoksa hüsrana düşenlerden olursun. 99. Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın! 100. Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. DUHA SURESİ: 7. Seni şaşırmış olarak bulup da kılavuzluğunu üstlenmedi mi? EL-HAKKA SURESİ: 44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45. Yemin olsun, ondan (Muhammed -savs-) sağ elini koparırdık. 46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik. 47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. ZÜMER SURESİ: 10. Tarafımdan söyle: 'Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Allah'ın toprağı/yeryüzü geniştir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir.' 11. De ki: 'Bana, dini yalnız Allah'a özgüleyerek, O'na ibadet etmem/O'nun için iş yapıp değer üretmem emredildi.' 12. 'Ve bana, müslümanların ilki olmam emredildi.' 13. De ki: 'Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım.' Sadakallahül-Azim... ________________________________________________________________ Mehdi'nin Alevi kökenli bir Ateistle yaptığı chatleşmeden alıntıdır... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: amacım alevilik konusunda gerçeği yansıtmak... afedersin hayat: nasıl yani Mehdi'nin zuhuru yakındır...: şöyle ki; Mehdi'nin zuhuru yakındır...: dedeler örneğin şeriat kapısının namazını ve orucunu inkar ediyorlar... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: vesvese yapıyorlar... afedersin hayat: bak dostum şunu sölimi afedersin hayat: ben kesinlikle dinle işim olmaz afedersin hayat: ben ateyim afedersin hayat: beni ilgilendiren bişe yok çünkü din bir uyuşturucudur bana göre Mehdi'nin zuhuru yakındır...: ate? afedersin hayat: insanları kandırma yoludur afedersin hayat: hiç bir tanrıya inanmam Mehdi'nin zuhuru yakındır...: bana yakınsın...bu süreci ben işçi partisinde iken geçirdim...ama doğrusu bu değil... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: alevilik haktır... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: Allah mutlak gerçektir... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: Gerçeğe HU diyen tek yol bizim kisidir... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: biz islamın özüyüz...Gerçeğiz biz...işte müslüman sensin... afedersin hayat: islam nasıl gereçkleşti biliyormusun Mehdi'nin zuhuru yakındır...: bunlar vesvese kulak verme... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: sen şu an güman ehlisin... afedersin hayat: bak dostum müslümanlık kılıç zoruyla olunmuştur kimse afedersin hayat: inkar etmesin Mehdi'nin zuhuru yakındır...: Peygamberimizde islam öncesi ateistti? Mehdi'nin zuhuru yakındır...: tanrılara küfrederdi... Mehdi'nin zuhuru yakındır...: ama cebraili karşısında görünce iş değişti... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
Ve İrticanın başı bulundu! ...
Kimden : Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime : Grup: ALEVİ Uyan...MEHDİ Geldi... Tarih : 9.8.2007 13:40 (GMT +2:00) Konu : Ve İrticanın başı bulundu! ... O kendisinin Rahman ve Rahim olan Allah olduğunu söylüyor... Gökleri yeri ve ikisi arasındakileri ben yarattım mizanı ben kurdum diyor... Ben yeryüzünde ve gökyüzünde bulunanların rızkınıda verenim diyor... Cinleri ve İnsanları sırf bana kulluk etsinler diye yarattım diyor... Onlar bana secde eder benim adıma oruç tutar zekat verirler diyor... Onlar her ibadetin ardından beni zikreder yüceltirler diyor... Ben devlet kurar devlet yıkarım diyor... Mü'minlere ve eşlerine örtünmeyi emrederim diyor... Onlara imanı ve takvayı emrederim diyor... Benim katımda dinin adı İslam'dır diyor...Ve kullarına yeryüzünde din yalnızca benim oluncaya dek onlarla savaşın diyor... İçkiyi kumarı zinayı yasaklıyor...Bunu yapanlara türlü cezalar veriyor...Örneğin zina yapanlara yüz sopa vurun diyor... Hırsızlık yapanların elini kesin diyor...İftira edenler için dört şahit getirin diyor... Kadınlara yarı miras hakkı verilmesini istiyor...Ve erkeklere dörder kadın alabileceğini ve onların kendilerinin tarlası olduğunu ve dilediği gibi yaklaşa bileceğini söylüyor... Yeryüzünde bozgunculuk yapanları idam etmelerini vucutlarının çarprazlama kesilmesini ve hatta yerlerinden sürülmesini istiyor... Yeryüzünde ve gökyüzünde gerçek hükümdarın kendisi olduğunu ve dilediğini saptırdığını dilediğinide doğru yola eriştirdiğini söylüyor... Herkesin bir eceli olduğunu her ümmetin ve devletin bir eceli olduğunu ve zamanı geldiğinde ne bir saat geriye nede bir saat sonrasına geri dönülemiyeceğini söylüyor... Kendisine Resulüne ve içimizde bulunan emir sahiplerine itaat edilmesinin şart olduğunu söylüyor... Eğer onun emirlerini yerine getirmediğimiz takdirde hem bu dünyada hemde ahirette cezalandıracağını söylüyor... Cehennemi olduğunu orda zebanilerinin olduğunu sürekli yanacağımızı yiyeceklerimizin ve içeceklerimizin boğazımızdan geçmeyeceği ve yutkunamıyacağımızı söylüyor ve bizi korkutuyor... Cenneti olduğunu ve orda nefsimizin arzu ettiği herşeyi bulacağımızı iri gözlü ve diri göğüslü yaşıt kızlar olduğunu çadırlarda onların yeşil yastıklar üzerinde bizi beklediğini söylüyor... Ademden Mühammede kadar geçen peygamberlerin hayatından bahsediyo ve onların düşmanlarının başlarına neler geldiğini bahsederek bizleride korkutmaya çalıştığını ima ediyor... Ve daha nice olaylar hadiseler iman ve takva konusunda meselelerden bahsediyor... Ben bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak cumhuriyet savcılarını anayasa mahkemesi savcılarını göreve davet ediyorum...Suçlu bulunmuştur...Ele başları bulunmuştur....Emniyet güçlerine ve jandarmaya haber veriyorum...Ve son dakika haberi eşgali belirlenmiştir...İşte zanlının 99 sıfatıyla adlandırılan esma-i hüsnasınıda yardımcı olmak adına veriyorum...Lütfen ne yapın edin laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olan TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZİ KURTARIN...CENAB-I HAK YARDIMCINIZ OLSUN İNŞAALLAH... İŞTE SAYIN CUMHURİYET SAVCILARI VE ANAYASA MAHKEMESİ SAVCILARI VE EMNİYET VE JANDARMA GÜÇLERİ ZANLININ EŞGALİ HAKKINDA 99 SIFAT DELİLİNİ VERİYORUM...GAZANIZ MÜBAREK OLSUN... Allah, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bâri', el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfıd, er-Râfi, el-Muiz, el-Müzill, es-Semi', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Lâtîf, el-Habîr, el-Halîm, el-Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâli, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntakim, el-Afüvv, er-Raûf, Mâlikü'l-Mülk, Zü'l-Celâli ve'l-İkrâm, el-Muksit, el-Câmi', el-Ganiyy, el-Muğni, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdi, el-Bedî', el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr. Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
'Şeytanaısmarladık'
Kimden : Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Uyan...Mehdî Geldi... Tarih : 12.9.2007 11:36 (GMT +2:00) Konu : 'Şeytanaısmarladık' ...Ve Mehdi bir gece yatağında Rabbini zikrediyordu? Bir ara gaflete düştü ve o sıra Şeytan içerden ona seslendi? (Haşa sümme Haşa) ' Ben senin Rabbinim işte beni işitiyorsun..' dedi ve ekledi; 'Seninle aramda ki,tüm perdeleri kaldırdım artık... Zaten Muhammedi ve Cebraili aradan çıkarmam bu yüzden di? Onlara beni kulumla başbaşa bırakın dedim...Senden önce de birçok Veli kulumla bu şekilde irtibat kurdum...Ve onlarla her an irtibat halindeydim...' dedi...Şeytan devam etti...'Korkma! beni şimdi nasıl işitiyorsan hep öyle işiteceksin? .. Seni yalnız bırakmayacağım ' dedi...Bunun üzerine Mehdi ona Rabbim dedi? sana soru sorabilir miyim? O da tabi ki sorabilirsin dedi...Mehdi dedi ki; kafama takılıyor ben Mehdi olduğumu biliyorum ama Onikinci İmam olan mıyım değil miyim bilemiyorum? ..Bunun üzerine Şeytan: 'Tabi ki,Onikinci İmam Muhammed Mehdi'sin...0nyedi yaşında iken mağarada sır olup gaybete çekildin...' dedi...(Aslında bu doğruydu ama Şeytan bunu Abdulkadir Geylaniden okumuştu da biliyordu...) Mehdi cevabı beğendi ve yine sordu: 'İsa Mesih benim zuhurumdan sonra Mescid-i Aksa'yamı nazil olacak? yoksa rivayet edildiği gibi Şam'da ki,beyaz minareli Mescide mi? ..' Bunun üzerine Şeytan yine doğru cevap verdi ve ' tabi ki,Mescid-i Aksa'ya nazil olacak...' dedi ve ekledi:'Çünki O oradan göğe çekildi,yeniden oraya inecek...' Şeytan çok doğru cevaplar veriyor ve Mehdi'yi oldukça heyecanlandırıyordu... ...Ve Mehdi o kadar inandı ki,Şeytan'ın (Haşa sümme Haşa) Rabbi olduğuna ondan cesaret alarak 'Ya Rabbi bana da İbrahim peygambere gösterdiğin gibi bir mucize gösterirmisin...Seni sınamaktan sana sığınırım ama bunu çok istiyorum...' dedi...Bunun üzerine Şeytan köşeye sıkıştığını anladı...Ama hiç istifini bozmadan dedi ki; 'Şimdi odandaki lambaya dikkat et? bir kere yakıp söndüreceğim ve bu aramızda sır kalacak...' Mehdi tamam dedi...Kısa bir süre geçti lamba yanıp sönmedi? Şeytan yine içerden net bir şekilde seslenerek; 'İşte şimdi yanıp sönecek...' diye tekrarladı? ve yine lamba yanıp sönmedi...Ve Mehdi uyanmaya başladı...Aynı zaman da aslında İbrahim peygamberin Rabbinden neden mucize istediğinin sırr-ı hakikatini de anlamıştı? ..Mehdi bu sefer daha dikkatlice içeriye yönelerek Şeytan'dan cevap bekledi... ...Ve Şeytan kahkahayı içerden patlattı...((Ha ha ha)) ? ! ? 'Sen Allah'ın 'Dikkat edin 'şeytan sizi Allah ile aldatmasın...' dediğini işitmedin mi? İşte tuzağıma düştün sende... Bu da doğruydu? ..Bunun benzeri Abdulkadir Geylani'nin başınada gelmişti...Ve onada seslenip; 'Artık ibadet etme,bunu senden istemiyorum? ..Zaten benim ibadetinizede ihtiyacım yok...' diyerek aldatmaya yeltenmişti... ...Ve Mehdi iyice olaya vakıf olarak hiç istifini bozmadı...Gayet vakur bir şekilde euzû besmele çekip o mel'un'dan Allah'a sığındı...Doğrusu bu onun için bekleniyordu...Nitekim zuhuru iyice yaklaşmış,birçok işaretlerle kendini gösteriyordu...Ve bütün bunlara hazır bekliyordu... ...Ve Mehdi biraz kalkıp evin içinde dolaştı...Daha sonra yine gelip yatağına uzandı ve tüm bu yaşadıklarına hafif tebessüm etti...Gayet rahattı...Çünki,Rabbi ona çok dualar öğretmişti...Her an zikir halindeydi...Oturduğu ve yattığı yerden her seferinde Tekbir-i Tevhid ile kalkıyor; imanını ve takvasını artırıyordu... ...Ve Mehdi daha sonra kendinden geçip hafif yellendi ve şöyle dedi:'Bütün ******* Şeytan'a armağan olsun...' ve kendisinin ağzından bu ilk kez çıktığından espiriyi anlayınca kendini tutamayacak bir şekilde gülmeye başladı...Ve bu durumun hikmetini anlamıştı...Öyle ki; Mehdi ne zaman tuvalete gitse,ve alafıranga klozete ayak üstü küçük abdestini yaparken yellendiği vakit? .. Şeytan hemen vesveseyi vererek (Haşa sümme Haşa) ' Allahaısmarladık' diye hatırlatmalar yapıyordu...Mehdi her seferinde bu durumdan rahatsız oluyor...Rabbine karşı mahçup düşüyordu... ...Ve Mehdi gerçekten bu durumun hikmet-i hakikatini çok iyi kavradı ve şu kararı aldı? ..'Artık bundan sonra her yellenişinde uzun olarak; 'Bütün ******* Şeytan'a armağan olsun...' diyerek...Kısa olarakta her yellenişinde 'Şeytanaısmarladık' diyerek zikr-i hakikat yapacaktı...İşte Mehdi'in bir olayına daha tanık olmuş oluyorsunuz...Öyle ise sizlerde Mehdi'nin yaşadığı bu gerçek olaydan ibret alarak:''Artık bundan sonra her yellenişinizde uzun olarak; 'Bütün ******* Şeytan'a armağan olsun...' diyerek...Kısa olarakta her yellenişinizde 'Şeytanaısmarladık' diyerek zikr-i hakikat yapacaksınız...Vesselam vel ikram... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden : Mehdî (Bay, 34) Kime : Grup: Dört Kapı Kırk Makam Tarih : 8.9.2007 13:21 (GMT +2:00) Konu : HZ.LOKMAN'IN OĞLUNA ÖĞÜTLERİ: 1) Ölü kalbleri dirlitmelisin... 2) Fakirlerle,kimsesizlerle oturmalısın,onlara dostluk yüzünü göstermelisin... 3) Hükümdarların,büyük liderlerin meclislerinden uzak durmalısın... 4) Halk tarafından küçümsenen kimselere sevgi ile yönelmelisin... 5) Köleleri hürriyetine kavuşturmalısın... 6) Garipleri konuklamalısın... 7) Fakirleri,imkanlarının el verdiğince fakirlikten kurtarmalısın... 8) Şerefli kimselerin şerefini korumalısın... 9) Şahsiyetli kişilerin büyüklüğüne saygı göstermelisin... 10) Hiçbir yerde Allah'ı unutmamalısın... ___________________________ Hazret-i Ali diyor ki: *En iyi ibadet,sabır sükut ve kurtuluşu beklemektir...* Hazret-i Mehdi diyor ki: *En büyük ibadet,hiç kuşkusuz Allah'ı zikretmektir...* Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden : Mehdî (Bay, 34) Kime : Grup: Dört Kapı Kırk Makam Tarih : 7.9.2007 12:37 (GMT +2:00) Konu : İMANIN SIRRI HAKİKAT NİŞANINI AÇIYORUZ... İman öyle bir kudreddir ki,onun gücüne vakıf olmak neredeyse hiç mümkün değildir...Bizler iman denince hep bir dine iman edip mensubu olmak ve diğer dinleri dışlamak olduğunu anlarız...Oysa imanın özü şudur ki,iman gerçek ise,her din kalıbına girmesiyle kendini gösterir ve hak olanda karar kılar...Yani gerçek bir iman sahibi,diyelim ki yahudilerin kitabını okuyacak olsa o kitabı tıpkı bir yahudi gibi okumalıdır...Yine hıristiyanların kitabını okuyacak olsa o kitabı bir hıristiyan gibi okumalıdır...Ve iman özgür bırakılarak evrimini tamamlaması için izin verilmelidir...Ve son olarak bu gerçek iman sahibi islamın hiç kuşku götürmez hak olan kutsal kitabını okuyup imanı kamil olmalıdır...Aslında hiçbir din haksız yere ortaya çıkmamış gereklilikleri yüzünden tezahür etmiştir...Yine hakikatte iman kendi başına bir mucizedir ve bilinen bilinmeyen her türlü dinlerin kapılarını mucizevi bir şekilde açan mükemmel anahtardır...Nasıl ki,her ilmin birinci şartı o ilme inanmak olduğu gibi tüm inanılması gereken dinlerin ve kutsal kitaplerında birinci şartıdır...Ama hiç kimse düşünmez ki,zaten iman ettikten sonra insanın kalbi tüm dinlere açıktır...İşte bu yüzden gerçek olan iman asla hurafelere ve batıl düşüncelere iman etmez...Doğrusu tüm hurafeler ve batıl düşünceler şeytanın gücünün alameti farikası olan illüzyonlardır...Ve onun becerisi ile bu hurafe ve batıl düşünceler bize süslü ve güzel görünür...Aldatılmamızın sebebi bu tür illüzyonlardır vesselam...Şunuda bildirmek gerekirki bunu ancak ehli olanlar bilir,bazı hikmetler ve hakikatlerde vardır sonra anlaşılan ama yinede gerçek iman ehli kendisine verilen furkan (ölçüt) sayesinde neye inanacağını iyi bilir...En dorusunu Allah bilir.Bizler yalnızca onun öğrettiklerini biliriz...Baki gerçekler demine hu dost Allah Eyvallah... Ey güzel dostum gel seninle bir anlaşma yapalım... Ben senin anlattıklarını can kulağıyla dinleyip her anlattığına harfiyen iman edeyim, sende benim anlattıklarımı can kulağıyla dinleyip her anlattığıma harfiyen iman et... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden : Mehdî (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Uyan...Mehdî Geldi... Tarih : 7.9.2007 11:46 (GMT +2:00) Konu : Mehdi şöyle söyledi? .. 'Ne zaman Bediüzzaman Said Nursi'den ve onun sözde Kur'an tefsiri kabul edilen Risale-i Nurlardan bahsedilse benim hemen aklıma Bakara suresi:79.ayet-i kerimesi gelir...Ve hiç kimse bu adamın İmam-ı Gazali'nin,Muhyiddin İbnu'l Arabi'nin,Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin,ve son olarakta yüksek marifet sahibi İmam-ı Rabbani'nin kötü birer taklitçisi olduğunu anlıyamaz...Doğrusu ben bu yüksek marifetle bunları çok rahatlıkla anlamaktayım...' Ve Hazret-i Mehdi'nin bahsettiği malum ayet-i kerimeyi sizlerle paylaşıyoruz...Allah hepimize hidayet nasip etsin... Bakara suresi: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla 79. Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, 'İşte bu, Allah katındandır! ' derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden! ..(Sadakallahül Azim...) MEHDİ DEVAM ETTİ VE ŞÖYLE SÖYLEDİ: \'SÖZDE BEDİÜZZAMAN OLDUĞU SÖYLENEN SAİD NURSİ (KÜRDİ) VE SÖZDE HATEMÜ\'L EVLİYA OLDUĞU SÖYLENEN ÖMER ÖNGÜT OLMAK ÜZERE HER İKİSİ ASLINDA HAZRET-İ AHMED FARUKİ SERHENDİ İMAM-I RABBANİ MÜCEDDİD-İ ELF-İ SANİ KUDDİSE SİRREHÜL AZİZ\'İN BASİT ASALAKLARIDIR...VE SÖZDE ZAMANIN MÜCDEHİDİ OLDUĞU SÖYLENEN FETHULLAH GÜLEN VE HY MÜSTEAR İSMİYLE ZİKREDİLEN ADNAN OKTAR OLMAK ÜZERE HER İKİSİDE ASLINDA SAİD NURSİNİN PİS PARAZİTLERİDİRLER... MÜJDELİ HABERLE BİLDİRİLDİ Kİ; MEHDİ FARUKA MERHAMET EDER...BU FARUĞUN KİM OLDUĞU KONUSUNDA MEHDİ DÜŞÜNMÜŞ ÖNCE BU KİMSENİN PROF.DR.FARUK BEŞER OLDUĞU SANILMIŞ FAKAT İLİMDE DERİNLEŞİP MESELE DAHA DERİNLERE İNİNCE BU KİMSENİN ASLINSA (SILA) İSMİ İLE HADİSLE MÜJDELENMİŞ OLAN HAZRET-İ AHMED FARUKİ OLDUĞU MEHDİ TARAFINDAN KESİN OLARAK SAPTANMIŞTIR... \'HER ŞEY ALLAH İÇİN VE İSLAM\'IN HÜRRİYETİ İÇİN...\' ******HÜR İSLAM HALK HAREKETİ****** ___________________________ BAKİ GERÇEKLER DEMİNE HU DOST ALLAH EYVALLAH... GERÇEĞE HU MÜ'MİNE YA ALİ YA MEHDİ SAHİB-İ ZAMAN... Bu mesaja cevap yazmak için tıklayın Bu mesaja yazılan cevaplar: msli (rumuz) merhaba sayın mehdi bakıyorum da bir kaç isminiz var grup yönetiminde, sizin heyecanınız güzel de, yalnız hatırlatayım daha mehdi değilsiniz, bence biraz acele ettiniz, itiraf edin ki acele ettiniz mehdi olmaya karar verirken.. yalnız bu konuda kafanız çok karışık, bu kafa karışıklığını görünce yardım etmek istedim, beni hızır olarak görebilirsiniz..yoksa çok acı çekersiniz, çünkü görünüyor her tarafın. çekeceğiniz acılarla bir yere varamazsınız ve başkasına da huzur veremezsiniz. yapacağınız şey kafanızdaki karışıklık gidinceye kadar sesinizi çıkartmamanızdır.. siz 'mehdi olmaya karar verdim' diyorsunuz. diyorum ki mehdi olmak için kendi kendinize karar veremezsiniz, mehdi karar verilip de olunacak bir mekanizma değildir.. said-i nursiye de hakaret ettiniz, halbu ki o ' ben mehdinin pişdarıyım, öncüsüyüm ' demiş, gafilliğinden onu küçümsediniz,, bir daha yazmayabilirim, sana büyük iyliğim olsun boş ver bu mehdiliği,, yapabileceğin bir şey değil,, senin her kelimen yapamayacağını haykırıyor. etrafta çevrende mahçup olman güzel bir şey değil.. seni seviyoruz selamlar seyid_bilal (rumuz) Allah yolunda cihad eden insanlara sövmeyin...sonra ateş size dokunur... haddinizi aşmayın...zira Allah haddi aşanları sevmez.... size ne oluyor ki, kendi ayıplarınız dururken, Allahın sevgili kullarını tenkid ediyor ve onları incitiyorsunuz... ateşe girmek için; Allahın sevgili kullarını tekfir etmek yeterlidir... yalan yere iftira eden, bizden değildir... mümin kullara buğz eden, bizden değildir... kalbinde zerre miktar kibir bulunan cennete giremez.. .......... Allah seni ıslah etsin... dilin uzun, kalbin bozuk, aklın kısa, edebin noksan, saplantıların acınacak halde, tevbe etmezsen büyük bir mesuliyettesin... sana acıyorum... sözlerine müşteri bulamayınca, din adına bişeyler yapmaya çalışanları eleştirmeyi maharet zannediyorsun...senin islamiyetten nasibin bu kadar... senin için üzülüyoruz... zira tevbe etmezsen, pişman olacaksın... hem de; nedameti şerrun...yevmel ahirah...sırrınca, en büyük pişmanlık olan, ahiretteki şerli pişmanlıkla karşı karşıya kalacaksın... kork! cenab-ı hakkın ateşinden.... beyinakademisi (rumuz) *Ahmed Faruki hazretlerini ismini kullanarak müslümanların arasına nifak sokmaya çalıştığın için, *Kendini ya da bağlandığın birisini 'mehdi' diye insanlara yutturmaya çalıştığın için, *Bediüzzaman Said Nursi'nin 'Risale-i Nur' isimli eserini okumadan, ön yargılı bir şekilde hakaret ettiğin için... *M. Fetullah Gülen ve HY'nın yaptığı hizmetleri göremeyecek kadar kör olan kalp ve kafa gözlerinizin bulanık bakışlarından südûr eden şaşılık hezeyanıyla insanların başını ağrıttığınız için, SİZİ MERHAMETİ SONSUZ ALLAH'A HAVALE EDİYORUM. ALLAH SİZE LAYIK OLDUĞUNUZ GİBİ DAVRANSIN... EĞER HİDAYETİNİZ HAYIRLI İSE HİDAYET VERSİN. YOK HELAKETİNİZ HAYIRLIYSA O DA ALLAH'IN TAKDİRİ...BİRŞEY DİYEMEYİZ. erk@m (rumuz) akıl yetmezliği, belahet, denilik, ukalalık, haddini aşmak, Allahın ayetlerini çarpıtmak, din adına kendi ihtiraslarını beyan etmek, samimiyetsizlik, yalancılık, riyakarlık, maddi menfaat, hubb-u cah, şöhret-perestlik, gurur, kibir, öfke, nefret, keşmakeşlik, nasipsizlik, edepsizlik, terbiyeden nasibi olmamak ve daha sayabileceğim bir sürü adi hasleti sizin yazınızda ve sizde görmek mümkün... .... Allah selamet versin.... €F|@tunSu|T@n (rumuz) Sen bu yazıyı islamın hürriyeti için yazdıysan ben de ne olayım. Bir kere hangi hakla Said Nursi'ye hakaret ediyorsun? Düşünceni insan gibi açıklayamıyor musun? Bir de hangi akla hizmet o ayeti Said Nursi'ye layık görüyorsun? Galiba sen Said Nursi'nin ömrünün yarısını hapishanelerde geçirdiğini ve o kitaplarıda kibrit kutularının üstüne yazdığını bilmiyorsun. O kibrit kutularının üzerine yazılan kitapları, onun öğrencileri tek tek elle yazarak çoğaltıp bu günlere getirdiler, sen o ayetle Said Nursi'nin sağlayacağı hangi çıkardan bahsediyorsun be? Yahu adam davası uğruna evlenmedi bile, bırak evlenmeyi, bir gün adam gibi bir insan yatağına uzanıp rahatça uyumadı bile. Sen neye dayanarak, onun hangi sözlerini örnek göstererek, hangi hareketine vurgu yaparak bunları söylüyorsun? Sıkıysa cevap versene, bir tane adam akıllı 'delil' gösterip insanların biraz da 'mantıklarını' tatmin etmeye çalışsana. Böyle deli saçması laflara karnımız tok ciğerim. _TAKLAMAKAN_ (rumuz) Biri birinin asalağı ve o asalakların parazitleri ve o parazitlerin tufeylileri. güzeldi kardeşim. bunların hakkından siz geleceksiniz. bizi dinlemiyorlar. asii_melek (rumuz) ya sen kendini mehdimi sanıyosun? saçmalamayı bırak artık lütfen.mehdi; kelime olarak arapça he-de-ye kökünden ismi mef'ul olup hidayete ermiş; hidayet bulmuş kişi anlamını taşır.ama sen gördüğüm kadarıyla hidayete ermek yerine dalalete düşmüşsün.said nursi çok büyük bir zattır.Kendini Kuran hizmetine adamıştır.we zaten divan-ı salihinde ona kitap yazmak görewi werilmiştir.Mehdinin ismi faruk olması konusunda bişe diyemem çünkü; künyesi Ebü'l Faruktur..Mehdi konusunda sana daha çok şey söylemek isterdim; düştüğün bu durumdan kurtul diye.ne yazıkki şimdilik sadece bunları söyleyebilirim.ama sen mehdi deilsin..RABBİM tezzamanda sana hidayet kapılarını açsın..we töwbe kapıları kapanmadan töwbe etmeyi nasip etsin inşallah..yoksa ALLAH korusun bu sapık fikrinle kaybedenlerden olacaksın..Bende bir İmamı Rabbani ewladı olarak hidayete kawuşmanı tüm kalbimle diliyorum.. **ENE*L-MEHDİ** (rumuz) Mehdi merak etti...! ! ! ...Diyor ki; bu kızı sevdim...Benim hakkımda daha başka neler söyleyebilirmiş acaba...Ama ben ona nasıl hidayete erdiğimi 'kendini tanıtmak için yazdığı not' bölümünde yazdıklarımı okusun ve bana bühtan etmesin diyorum...Ve bu vesileyle birde bize biat ederse hiçde fena olmaz...En azından ilk biat edenler sırasında yer alır, buda kendisine bir iffet ve haysiyet kazandırır...Allah iyiliğini ve güzelliğini artırsın...İffetini ve haysiyetini ona bağışlasın...Amin Sadakallahül Azim... Zikr-i hakikatimizdir...! ! ! ... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden : Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Kıyamı Hak-Mehdî Zuhuru Hak... Tarih : 6.9.2007 12:16 (GMT +2:00) Konu : PİR ANA KADINCIK... Hacı Bektaş Veli, Suluca Karahöyük'e geldiğinde, Kadıncık Ana ile Karahöyük'ün yanında bugün de su akan derede çamaşır yıkarken karşılaşır. Uzun yollardan gelmiştir. Karnı da çok acıkmıştır. Derede taşlar üstünde çamaşır yıkayan Kadıncık Ana'ya yaklaşır, selam verdikten sonra:'Bacım, karnım acıktı. Hak rızası için bir lokma verir misin? 'der. O yıllarda Sulucahöyük'te kuraklık ve yoksulluk vardı. Halk nafakasını zor karşılamaktaydı. Kadıncık Ana, dervişin bu isteğinden sıkıntıya düşmüş, ama içinden de: 'Bu dervişin yüzüne karşı yok diyemem', diye içinden söylenerek, yanında oyun oynayan kız çocuğunu çağırıp; 'Dervişin dediğini duydun, git bakalım, teknede ekmek varsa al gel! ',der. Çocuk, koşa koşa eve gider. Bir bakar ki, kileri, yiyecek konan kapları, sandıklar vs. yiyecekle dolup taşıyor. Daha önce evde nafakasının zor bulunduğunu bilen çocuk, şaşkınlıkla sevinç karışımı bir halde Kadıncık Ana'ya: 'Ana doluuu! Ana doluuu! ' diye bağıra bağıra koşar. İşte Anadolu adının, bu 'Ana doluuu' ifadesinden geldiğine bugün bile inanılır. O, Anadolu'ya insanlığa hizmet için bir görevli olarak gelir. Hacıbektaş'ta açtığı mütevazi dergahında tüm insanlığı kucaklar. Sade bir yaşam sürdürür. Gün olur hayvanları güder, çobanlık yapar. Gün olur dergahında 72 milleti aydınlatır. 13.yüzyıl Anadolu'su bir toplumsal karışıklık dönemini yaşıyordu. O insan sevgisi ve sınırsız hoşgörü anlayışı ile tüm insanları dostluğa, kardeşliğe yöneltmeye çalıştı. * Hz. Hünkâr Anadolu'ya yaklaştığında mânâ aleminden Anadolu erenlerine: (Esselamünaleykum Anadolu Erenleri ve Kardeşleri) dedi. Bu sırada Anadolu Erenleri 'Hak, Muhammed, Ali' hakikatler yolu olan cemde idiler. Bu cemin göz-cüsü de Karacaahmet Sultan'dı. Hz. Pir Hünkârın selâmı cemde bulunan ve gözcü Karacaahmet Sultan'ın bacısı olan (Fatma-Nurİye Kadıncık Ana'ya) malum oldu. Aynı zamanda Sivrihisar'da meftun Seyit Nurettin'in kızı,. İdris Hocanın hanımı idi. (Bk. Miratül Makasid s. 183) Kadıncık Ana; ayağa kalkıp, elini göğsüne koyup üç defa (Aleykümselam) dedi ve edeb erkân oldu. -Erenler, kimin selamını alırsın? Ya Kadıncık ana! - Kadıncık Ana: Anadolu'ya bir er geliyor, sizlere selâm verdi, onun selâmını aldım dedi. - Erenler: Dediğin er nereden geliyor? - Fatma Nuriye Ana: Kendisi Horasan erlerindenolup. Necef den geliyor dedi. * Aşıkpaşazade'ye göre, Hacı Bektaş Veli kendinden geçmiş bir meczub idi. Tarikatı ve müridleri yoktu. Hacı Bektaş Veli'nin; Aşıkpaşazade'nin Hatun Ana dediği (Vilayetnamede Kutlu Melek- Fatma Ana- Kadıncık Ana isimleri ile anılan) , manevi bir kızı olduğunu; tasavvuf öğretisini ve kerametlerini ona emanet ettiğini; Hatun Ana'nın da bunları Abdal Musa'ya aktardığını, Aşıkpaşazade'den öğreniyoruz. Bu bilgiyi, Abdal Musa Vilayetnamesi de doğrulamaktadır. Bu bilgiler, o çağdaki 'kadının', erkek müridi olacak kadar, yüksek bir statüye sahip olduğunu göstermektedir. Vilayetname'deki anlatımlar da, İslami dönemdeki kısıtlamalardan önce, kadının sosyal yaşamda etkin bir yerde olduğunu ortaya koymaktadır. Meclislerde erkeklerin yanında yer almakta ve yabancı konuklara hoş geldin diyebilmektedirler. * BALIM EVİ (Kadıncık Ana Evi) : Karahöyük'ün eteğinde, tarihi Akpınar Çeşmesi'nin arkasında bulunan Balım Evi'ne Kadıncık Ana Evi'de denmektedir. İdris Hoca'nın evi olduğu ve Hacı Bektaş Veli'yi bu evde konuk ettiği bilinmektedir. Hacıbektaş'ın en eski yapılarından olan bu ev Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restore ettirilmiştir. Ev birbirine ekli üç odadan oluşmaktadır. Birinci oda tek kemerli olup, üç küçük penceresi vardır. Odanın sol tarafındaki eğri duvar, yıkılmak üzere iken Hacı Bektaş Veli'nin eli ile yıkılmasını engellediği rivayet edilen duvardır. Giriş kapısının karşısındaki sol köşede, Kadıncık Ana'nın içinde gizlendiği söylenen tandır yeri bulunmaktadır. İkinci ve üçüncü odalara ayrı kapılardan girilir. Üçüncü odanın tavanı kemerli olup, her iki odanın da aydınlatma pencereleri vardır. * Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde Hakkın yarattığı her şey, yerli yerinde Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok. Noksanlık da eksiklik de, senin görüşlerinde Hacı Bektaş Veli Alevi ve Bektaşi toplumlarında kadının konumunun önde olması Alevi ve Bektaşi öğretilerinin eseridir. Hacı Bektaş Veli’nin yarattığı Kadıncık Ana’dan günümüze gelen kadınların yaşamlarında hep mücadele egemendir. Alevi ve Bektaşi kadınlarının yollarını açan Alevi öğretisidir. Çünkü Alevi öğretisinde kadın dünyadır, doğurandır. Onu yaratan, doğurgan yaratmıştır. O nedenledir ki; Alevi inancında kadın erkek yaşamın her alanında yan yanadır. Ceme birlikte katılırlar, semahta yan yana dururlar. Kadınlarda erkeklerle kanat çırparlar. Cemde demi kadınlar sunmaz, onlar lokmacıdır. Semah sonunda erkek kadının ayağına değil omuzuna niyaz eyler. Kadın seherde ses Kadın sevdada saz Kadın semahta niyaz Kadın sevgide sabırdır Yaşar Seyman * Yeniceriler askeri bir orgutlenme idi. Yani askerlik zanaatini yerine getirirlerdi. O donemlerde hatırlarsanız bir de Ahi teskilatlanması vardı. Meslek kurulusu seklinde. Usta-çırak ilişkisi içinde ve kendi ilke ve yöntemleriyle mesleği öğrettikleri, mesleği icra kurallarının oluşturulduğu ve işletildiği muhteşem bir sistem. Iste Bektaşilik Ahilik ile çok yakın ilişki içinde gelişti. Neden mi? Bunda Kadıncık Ana’nın rolu büyüktür. Kadıncık Ana, Baciyan-ı Rum’un başıydı. Yani Anadolu Kadınlar Teşkilatının. Kadıncık Ana, Hacı Bektaş Veli’nin yol evladıydı. Makalat’ta bu acikca bildirilir. O’nu kız edindi diye… Himmetini de ona birakir. Yani gercekte Haci Bektaş Veli’nin irsad ederek, kurduğu sistemi emanet ettigi kisi bir kadındır. Ama, su sıralar ataerkil bir toplum olarak yaşamakta olduğumuz için bu gerceği goz ardi ediyoruz ve onu atlayarak bir sonraki kisiye geciyoruz. Oysa Abdal Musa’yi bile yetistiren odur. * Hacı Bektaş Veli, Sulucakarahöyük’e geldiğinde, henüz küçük bir yerleşim olan bu köyde, kendisine sahip çıkan Kutlu Melek ile kocası İdris’in evine yerleşir[1]. Var olan bütün servetini dervişe yani Hacı Bektaş’a harcayan Kutlu Melek, evli ve o güne kadar çocuk sahibi olmamasına karşın, mücerred yaşayan Hacı Bektaş’tan çocuk sahibi olur, durumun açıklaması “(...) Bir gün Hünkâr abdest alırken Hünkâr’ın burnu kanadı. Kadıncık’a ‘bu suyu ayak değmiyecek bir yere dök’ dedi. Kadıncık leğeni alıp götürürken, ‘şimdiye kadar o tertemiz suyu içerdim’, diye düşündü ve leğeni kaldırıp içti: boş leğeni tekrar Hünkâr’ın önüne getirdi. Bu durum Hünkâr’a malum oldu. Kadıncık’ın yüzüne baktı ‘kadıncık, bu suyu içtin mi’ dedi. Kadıncık ‘Erenlere ne malum değil ki; erenlerden artanın bir yudumunu bile dökecek yer bulamadım; ancak, karnımı buldum’, diye cevapladı. ‘Kadıncık, bizden umduğun nasibi aldın; senden iki oğlumuz gelecek; onlar, yurdumuzun oğlu olacak; halkımızın yetmiş yaşındakileri onların yedi yaşında olanlarının elini öpsünler. Dünya bozulsa da sırtları yere gelmesin, hiç zahmet görmesinler’, dedi. Kadıncık’ın üç oğlu oldu; bunlardan biri Hünkâr’ın sağlığında öldü, ikisi kaldı; onların soyu sürdü. (...) ”[2] şeklinde yapılır. * Aşıkpaşaoğlu Tarihi’nde Abdal Musa’ya ilişkin bilgiler vardır. Aşıkpaşaoğlu, Abdal Musa’yı Hacı Bektaş’ın “müridi”, Hatun Ana(Kadıncık Ana) ’nınsa “muhibi” olarak gösterir. Abdal Musa Sulucakarahöyük’te Hacı Bektaş’ın yatırının başında bir süre kalmış, büyük bir olasılıkla Hacı Bektaş Degahı’nı Kadıncık Ana ile birlikte o kurmuş, Orhan Bey döneminde savaşlara katılmış, özellikle Bursa’nın alınmasında(1326) bulunmuş, bir asker üsküfünü başına koyarak geri geldiğinden Bektaşiler’in “Elifi tac”ı böylece onunla gelenekleşmiştir. * Kadıncık Ana, Kadıncık obasından olan ana ya da Kadıncık obasının anası anlamında bir addır. Vilayetname’ye göre Sulucakarahöyük’te Hacı Bektaş’ı ilk görenlerin arasında Kadıncık Ana adlı birisi vardı. İdris’in karısı olan Kadıncık Ana, Hacı Bektaş’a yardım edenlerin başında geliyordu. Hacı Bektaş zamanla, ara sıra Kadıncık Ana’nın evinde kalmaya başlamıştı. Yine Vilayetname’ye göre Kadıncık Ana’nın asıl adı Kutlu Melek’ti. Halk, sevgi ifadesi olarak ona Kadıncık Ana diye hitap ederdi. Hacı Bektaş’ın Kadıncık Ana’dan –nefes yoluyla– çocukları olmuştu.[53] Kadıncık Ana’nın türbesi Hacıbektaş kasabasındadır. Ayrıca, Eskişehir’in Seyitgazi yöresindeki Karacaali’de Kadıncık Ana adlı bir türbe vardır.[54] Vilayetname’deki olaylar konumuz kapsamında değildir. Vilayetname’den aktardığımız bu bilgiler, hangi düzeyde olursa olsun Hacı Bektaş ile Kadıncık Ana adlı birisinin aynı ortamda yaşadığını göstermektedir. Kadıncık Ana, Vilayetname’de de belirtildiği gibi, bireysel bir ad değildir. Kadıncık Ana, Kadıncık obasından olan ana ya da Kadıncık obasının anası anlamında bir addır. Öyleyse, Türkmenlerde Kadıncık adlı bir oba var mı, sorusunun yanıtını aramak gerekiyor. * Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
Cevaplayinda Görelim
Ulu Pir,Yüce Gerçek,Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli diyor ki: *Alem Adem için de,Adem Alem için de...* Balığa sormuşlar:*Sen duydun mu? derya diye bir şey var mış? biz onun içindey mişiz? sen ne diyorsun bu işe...* Balık cevap vermiş aklınca:*Ben öyle bir şeyi ne duydum nede gördüm? kesin uydurmuşlardır işte...*
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden: Ayhan Aytaç (Bay, 34) Kime: Grup: Hür İslam Halk Hareketi. Tarih: 22.01.2007 13:58 (GMT +2:00) Konu: Tanrı'nın oğlu meselesi üzerine: İsa Mesih bir sabi olarak yahudi halka gösterildiğinde bazı cahiller onun bir sabi olarak konuşmasına şahit olarak şöyle söylediler:'Bu insanoğluna benzemiyor konuşuyor...Biz ilk defa bir sabinin konuştuğuna şahit oluyoruz...Bu insanoğlu değil olsa olsa Tanrı'nın oğlu olabilir...' Ve o dönemler yunan mitolojisinden kalma kesişik kavramlar cahil halkın dilinde dolanıyordu...Yılanoğlu,Tanrıoğlu,Eros,Afrodit,Tanrıça,vesaire...Eğer bizler din tarihi keşfi yapmamız için İslam öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmamız lazımdır...Ancak gerçekler bu kural üzerine bizlere ulaşır...Yani İslam Tanrıoğlu kavramını elbette kabul etmez ama Hıristiyanlarda ille gerçek manada bunu demek istemezler veya söylediklerini tefsir edemezler...Tıpkı Aleviler gibi! onlarda bir çok kavram dillerinde dolandırırlar ama batın manasını bir türlü tarif edemezler...Yani siz kıbleye dönmüş namaz kılan bir müslümana sen kabeye mi secde ediyorsun deseniz o ısrarla hayır ben Allah'a secde ediyorum diyerek yorum getirir...Keza bir Hıristiyana da sorsanız ki,yahu İsa Mesih gerçekten Allah'ın oğlumudur diye onlarda hayır canım biz onu ruhumuzun babası manasında hepimiz için kullanırız...Nitekim İsa Mesih için tenasül tabiat manasında Tanrı'nın oğlu denmediği de mutlaka aşikardır...Yani biz bunun mantığını yoklayacak olsak ve kabul etsek ki,ruhun babası anası diye o zaman İsa Mesih'in öz babasının Cebrail olması gerekirdi...Neden çünki bütün incil başlangıcında Meryem o ruha gebe kaldı tabiri kullanılıyor...Yanlış bir tabir ama neyse...Bakın bu Hıristiyanlar bir şey diyor ama batın manasını bilmiyor...İsa Mesih kısaca diyor ki; 'Gökteki babanız ne kadar kusursuz ise sizde onun gibi kusursuz olun...' bunun Kur'an'da ki karşılığı Allah'ın boyasına boyanın yani 99 sıfatından nasip alıp zıllerini tecellilerini cihana yansıtın...Rab meseleside vardır mesela benim Rab den anladığım özellikle Resul Pavlos bunu Rab İsa derken 'Efendimiz İsa' manasında kullanılır...Tıpkı bizim Resulullah Efendimiz dememiz gibi...Nitekim onun ismine bağlı olması ben onu örnek alıyorum sizde beni örnek alınız gibi kavramlar kullanmasının yine Kur'an'da 'O elçi sizin için en güzel örnektir' manasına tekabül eder...Yani Resul Pavlos bizim zamanımızın insanı olsaydı bizim gibi olacaktı...Yine de onlar gelen peygambere en güzel şekilde sahip çıkmış gerçeği tasdik etmişlerdir...Allah'ın ilmi ve rahmeti üzerlerine olsun...Bakın şeytanın bütün bu konular üzerinde büyük oyunları vardır...Nasıl ki,şeytan bizi Kur'an dan uzaklaştırdığı gibi aynı zamanda geçmişte olup bitenlerden ve gerçeklerden habersiz olmamız için elinden geleni yapmış türlü kavram kargaşalarıyla bizleri tevrattan zeburdan ve incilden de uzaklaştırmıştır...Ben bizzat şahit oldum ki,bir arkadaşım bana ben kutsal kitabı okuyamıyorum korkuyorum imanımdan olurum diye uzaklaşıyorum demiştir...Ne hikmettir ki,sanki bu işi bir bizler yani Aleviler ve Bektaşiler başarmış ve zafere erişmiştir...Onun içindir ki,dört kapı kırk makam gerçeğini bu ilkeler ışığında kabul etmişiz...Bir de şu varki bizler söz de değil öz de dört kitap haktır demiş ve ona göre hareket etmişiz...Devam ediyorum söylenmedik bir şey kalmasın diye...Benim yanılmıyorsam bir yerde okuduğum Hz.Ali'ye ait sözde şöyle yazıyordu...'Allah sırrı hakikatini dört kitap'a serpiştirmiştir...' bu şu demek bir fotoğraf düşünün dörde bölünmüş her parçası bir yerde...Her parçası başka yerde olduğundan sadece o parça ile birilieri mana çıkarmış...Hiçbiride doğru manayı bulamamış...Ve Allah nasip etmiş sırrı hakikate vakıf olanlar bu dört parçayı Allah'ın inayetiyle bir araya getirip resmi net olarak görmüştür...Adam diyor ki Aleviler yehova şahidi olmuş...Bende sordum ne yapıyorlar...Efendim üç kutsal kitabı okuyorlar Kur'an'ı kabul etmiyorlar...Bende diyorum ki,onlar yehova şahitliğini değil öz inançları olan Aleviliği öğreniyorlar gerçeği anlayıp yüzü yerde özü darda dergaha gelip yüz sürecekler...Çünki bir yehova şahidi bana getirmiş kutsal kitabı önüme koymuş işte gerçek burda diyor...Bende üstüne Kur'an'ı'da ekleyip işte şimdi gerçek burda diyorum...Bu işler çok karışık dostlar şeytan gerçekten işleri çok karıştırmış ama şu kesin ki gerçekler cem olmuş Alevi ve Bektaşi külliyatında beklemektedir...Ta ki,Mehdi zuhur edede siz bu gerçeklere vakıf olasınız...Ne mutlu Rabbinin sözünü işitip itaat edenlere yazacaklarım bu kadar iğce merak ettiğiniz bir konu olursa çekinmeden benimle irtibat kurun ve hep birlikte gerçeği ortaya çıkaralım...Çünkü zaman gizliliklerin ortaya çıktığı ahir zamandır...Benden herkese selam olsun...Allah bizi gerçeğinde buluştursun...O bize değil biz ona muhtacız vesselam... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
GÜMAN NE DEMEKTİR...
Kimden: MEHDİ Sahib-i zaman... (Bay, 34) Kime: Grup: ALEVİ Uyan...MEHDİ Geldi... Tarih: 5.8.2007 12:49 (GMT +2:00) Konu: Mehdi Turan Dursun için ne söyledi... Turan dursunun eski öğrencisi olarak şunu söylemek boynumun borcudur...Turan dursun ne yazık ki,irticanın kurbanı olaraktan ateizme yönelmiştir...Sizde belki bilirsiniz bu zat gericiler tarafından çok kınanmış ve dışlanmıştır...Ve belkide kimbilir nefis bu oda o gericilere inat ateizmi tercih etmiştir...Bunu neden biliyorum dersiniz...Çünki ben alevi bektaşi bir vatandaş olarak onun kitaplarından pek etkilenmedim...Yani ateizme fazla yönelmedim...Ve sonuçta aleviliğin ve bektaşiliğin hak olduğunu anlayıp özüme döndüm...Neden çünki benim dedelerim gerici yobaz insanlar değildi..Mesala ben bir dönem dedelerlen tartıştım ve turan dursunun fikirleriylen hareket ettim...Bazı mantıksız olaylardan bahsettim ve Turan dursundan kaynaklar sundum...Buna rağmen benim dedem çıkıpta sen zındıksın sen kafirsin demedi ve bu beni etkiledi doğrusu...Ve ben kendi kendime dedimki benim ateizme yönelecek bir durumum yok...Çünki benim ruhani liderlerim olan dedelerim gerici yobaz tiplerden değildi...Şayet öyle olsalardı ve Turan dursunu dışlayan kınayan gericiler gibi dedelerde beni dışlasaydı ben belki Turan dursuna hak verir ateizmi tercih ederdim...Bir örnek daha vereyim izin verirseniz...Unesko biliyorsunuz kız çocuğunu okutun kampanyası başlatmıştı ve Türkiyede kız çocuklarının % 50'sinin okutulmadığını tespit etti...Ve ben kendi kendime dedim ki,bu kız çocuğu meselesinde alevilerin ve bektaşilerin bir katkısı yok...Çünki alevilerin ve bektaşilerin kız çocuklarını okutmama diye bir sorunu değil...Neden biz bu sorunu 750 sene önce Hacı Bektaş Veliyle çözmüşüz...Nediyor pirimiz kadınlarınız okutunuz....Ve bizde pirimize uyduk kız çocuklarımızı okutuyoruz...O yüzden alevilerin ve bektaşilerin % 99 kız çocuğunu okutmaktadır...Yine bu gerçekte ortaya koyuyor ki,Turan dursun meselesinde olduğu gibi bu kız çocuğu meseleside sizin şu hakkından gelemediğiniz irticai ve gerici zihniyetten kaynaklanıyor...İşte ben borcumu yerine getirdim...Bugün Turan dursunun görüşlerine katılmıyorsamda ilmine ve her türlü ilime saygı duyarım...Bir bilim adamı inanmaya bilir ama Allah'ın dinine çok tabi olarak bilerek veya bilmeyerek hizmet edebilir...Bir hadis-i şerifte -sallallahu aleyhi ve sellem- 'Allah dinini fasıklarlanda yayabilir' yazacaklarım bu kadar...Eski hocam Turan Dursuna bu vesileylen boyun borcumu ödemiş oldum...Allah hidayetimizi artırsın...Sırra hu Gerçeğe hu Alla hu ekber.... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
GÜMAN NE DEMEKTİR...
Kimden: MEHDİ Sahib-i zaman... (Bay, 34) Kime: Grup: Kahrolsun Ateizm...Yaşasın Alevizm... Tarih: 13.8.2007 13:44 (GMT +2:00) Konu: GÜMAN NE DEMEKTİR... Güman: esk...Kuşku,şüphe,sanma,zan... Bize göre Güman'ın bugün ki eş anlamlı sinonim karşılığı,leksikolojik açıdan lengüistik açılımı ve terminolojik adı DİYALEKTİK MATERYALİZMDİR... Dede Korkut: *Tanrı'nın birliğine yoktur gümanımız...* Hacı Bektaş-ı Veli: *İmanın aslı Rahman...Gümanın aslı Şeytan'dır...* Pir Sultan: *Güman getirme gönlüne,Hak perde çeker önüne...* Niyazi Mısri: *Mürşid gerektir bildire hakkı sana hakka’l-yakîn...Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş...* Derviş Muhammed: *Hak kuluna olun yakın...Güman ehli olman sakın...* Ve Mehdi şöyle dua etti: *Yarabbi elimi kolaylaştır yazımı güzelleştir...Dilimi kolaylaştır sözümü güzelleştir...Artır imanımı yok et gümanımı...Öldür nefsimi dirilt ruhumu...* Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
Rabbiciğim bende seni çok seviyorum...
Kimden : Mehdî (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Uyan...Mehdî Geldi... Tarih : 5.9.2007 11:31 (GMT +2:00) Konu : Mehdi'nin Rabbine olan Aşkı... Rabbiciğim bende seni çok seviyorum... Rüya gibisin hayal gibisin ama gerçeksin Sevgilim... Umduğum gibi buldum seni sana şükürler olsun Rabbim... Ey yüceler yücesi yüce Rabbim... Ben seni çok seviyorum... Her şeyden çok en çok seni seviyorum Rabbim... Sen benim mükemmel sevgilimsin...Sen benim ölümsüz aşkımsın...Sen benim kusursuz sevdamsın...Ve sen benim vefalı ve sadık yarimsin Allah'ım... Ey güzeller güzeli güzel Sevgilim,Sultanım,Rabbim,Allah'ım... Sen benim ilk ve son aşkımsın Rabbim... Daha öncekilere aldanmışım...Kendi kendimi kandırmışım...Boş hayal ve fantezilerle kendimi bir güzel avutmuşum...Oysa ki sen,hayal gibisin,rüya gibisin ama gerçeksin...Bir hadis-i kutside demişsin ki,kulum beni umduğu gibi bulur...Umduğum gibi buldum seni,sana şükürler olsun Rabbim...Seni sana emanet ediyor ve aşkımız sonsuza dek daim olsun diyorum...Amin Aşkım Amin... Not:Pek yakında tüm insanlık alemi,Hadi ile Mehdi'nin büyük aşkına tanık olacak... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
Temel ile Dursun...
Temel ile Dursun... temel bir gün arapça kur'an okuyordu.ordan geçmekte olan dursun'da temelin arapça kur'an okuduğunu görünce takılmadan edemedi.'ula temel haçan sen ne anlayisunde arapça kur'an okiyayisun.' dedi.temel'de başını kaldırıp şöyle dedi' haçan pen ne eteyum tursin anamten papamten poyle işittum poyle kördum.' dursun bu cevabı alınca temelin aklını başına getirmek için bir plan yaptı.ve alelacele bir kitapçıdan ingilizce kur'an kapıp geldi.baktı temel orda oturuyor çaktırmadan karşısına geçip başladı ingilizce kur'an'ı okumaya? bir iki ayet derken temel işitip yanına geldi ve dursuna sordu; 'ula tursin haçan sen ne okiyayisun oyle pakayum' dedi.dursunda başını kaldırıp; 'haçan pen inciluzce kur'an okiyayirum' dedi.temel dayanamayıp sordu; 'haçan sen incilizmisunde inciluzce okiyayisun oyle.' dedi.dursun tamda düşündüğü sorunun sorulduğunu işitince; ' haçan sen arapmisunki arapça okiyayisunde,kelmiş pana puni sorayisun'temel aldığı cevap karşısında bir şey söyleyemeyince şöyle dedi; 'haçan keşkem anam papam arap olsaidude pen o saman bu arapça kur'an'in ne tetuğuni anlasaidum' dedi. Ayhan Aytaç...
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden : Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Kıyamı Hak-Mehdî Zuhuru Hak... Tarih : 3.9.2007 12:56 (GMT +2:00) Konu : Alevilerin Üç Atatürk'ü... Alevilerin Atatürk'ten önce de Atatürkleri vardı: İlk Atatürkleri Hoca (Koja) Ahmet YESEVİ'dir...Aynı zaman'da kendisine ünvan olarak Pir-i Türkistan denir...İkinci Atatürkleri Ulu Pir,Yüce Gerçek,Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'dir...Ve Hünkar içinde ünvan olarak Pir-i Horasan denmiştir...Üçüncü Atatürk'e gelince,zamanın ve mekanın şartlarıda göz önünde bulundurularaktan Mustafa Kemal ATATÜRK'tür...Ama bir farkla tabi ki: O fark Atatürkten önce bulunan her Ulu kişilerinde hem zahir hem de batın gözleri çok netti? ne yazık ki; zamanın ve mekanın talihsiz şartları üçüncüsü olan Atatürk'ün batın gözünü âmâ etmişti...Atatürk'ün şu sözü bu gerçeği ortaya koymaktadır: *Biz ilhamımızı gökten geldiği zannedilen ayetlerden değil...Bizzat hayatın gerçeklerinden alıyoruz...* Aslında burda söylenmesi gerekeni söylemiştir...Zahirin hakim olduğu zaman ancak bunu mecbur kılıyordu...Artık batını herkes kaldıramazdı...Zira zaman ahir-i zaman'dı...Hoca Ahmet YESEVİ diyor ki: *Başına sarık sarar...İlmi yok neye yarar...Oku yok yayı kurar...Ahir-i zaman şeyhleri...* Yani o zaman bulunduğumuz zaman gerçekten böyledir...Ve daha başlangıcında üstün zekasıyla Atatürk bunu anlamış ve önlemini almış kurduğu Cumhuriyeti Laikleştirmiştir...Ve eklemiş: *Türkiye Cumhuriyyeti şeyhler ve dervişler Cumhuriyyeti olamaz...* demiştir...Burada not düşmek gerek...Atatürk'ün batın gözünün âmâ oluşunun nedeni şudur...Atatürk diyor ki: *Din birleştiricidir derler...Hayır birleştirici değil bölücüdür...Bakın İslam ülkelerine hepsi param parçadır...* Atatürk burda yanılıyor...Her zaman aklını imanının yerine koyan bu adam bir kez olsun imanını aklının yerine koyup gerçeği derinlemesine algılayamamış ve o yüzden kendinden emin olmadığı için de,*Ben gerçeğin aşığıyım...O gerçek benim aleyhime dahi olsa...* demiştir...Peki gerçekten Din daha doğrusu İslam dini kendi Ümmeti için bölücümüdür...Haşa...Şu ayetleri okuyun siz karar verin bakalım bölücümü birleştiricimi... AL-İ İMRAN SURESİ: Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla... 103. Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız. 104. İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. 105. Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır. BAKARA SURESİ: 208. Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. ENAM SURESİ: 159. Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Sadakallahül-Azim... Oysa ki:bölücü olan din değil tarikat ve mezhep anşlayışları olmuştur vesselam...Atatürk en azından bunu anlayıpta tevhid-i islam'ı sağlasaydı yine biz kazanmış olacaktık...Ama ne yazık ki buda olmadı...Çünki burda'da hataya düşüldü...Örneğin Muhammed Hamdi YAZIR'a Kur'an-ı Kerim'in türkçe mealini teklif ettiği zaman Hamdi Yazır uzunca düşünmüş ve tereddütlerden sonra şu teklifi yapmıştır...*Ben bu meali bir şartla yazarım...Ancak Hanefi mezhebine ve onun muamelatı ve içtihatlarına uygun olmak şartıyla...* Ve burda cesur yürek susmuş çaresizlik içerisinde kabul etmiştir...Ve belki orda demeli idi ki:*Yahu İslam ilk geldiği zaman mezhep varmı idi...O zamanlar içtihatlar ve mezhepler Kur'an'a göre oluşurdu ve yazılırdı...Şimdilerde Kur'an içtihatlara ve mezheplere göre yazılıyor ve tefsir ediliyor...* ve ne acıdır ki; yıllar sonra bunun ceremesini bir Alevi Dede'si Halil ÖZTOPRAK çekmiş...Gusül abdestinin Hamdi Yazırda ki: mezhep yorumu ayetten sanılıp Halil Öz toprağın salt mealin türkçe yorumunun bunu demediğini (Guslün ayete göre sadece yıkanmak olduğu) söylemesi üzerine kıyamet kopmuş ancak CHP'nin bir komisyon oluşturup el-ezhere heyet gönderip işin aslının ortaya çıkmasıyla adamcağız idamdan son anda kurtarılmıştır...Bir çok hatalar vardır...Hala düzeltilmeyi beklemektedir...Ta ki; Mehdi zuhur edede düzele vesselam...Biz yine Atatürk'e dönersek...Diğer yandan devrimler gerçekleşirken Atatürk'ün İslam'a ve kurumlarına saldırıyor izlenimleri bazı sahte şeyhleri örneğin şeyh said ve said nursileri rahatsız etmiş olmalı ki; genç said (nursi) onun yaptıkları karşısında kendisinin *Deccal* olduğunu söyleyecek cesareti kendisinde bulmuştur...Öyle ki; Atatürk kendine göre *Deccal* olunca hiç kuşku götürmez ki; kendiside *Mehdi* oluyordu...Nitekim olan oldu ve Derviş Mehmed denen cani (Nakşibendiyyenin Halidiyye kolundan) daha hızlı davranıp İzmir Menemende kendisinin *Mehdi* olduğunu ilan edip taraftarlarını sokağa dökerek isyan başlattı...İsyan haberini alan genç ve onurlu türk subayı teğmen Kubilay (Allah Rahmet Eylesin...) hemen olay yerine intikal etti...Genç subay kan dökülmeden bitsin diye blöf yaparak bunların üzerine kuru sıkı mermi attırdı...Tesadüf o ki; bu durum Şeytanın maskarası sahte mehdi derviş mehmetin işine yaradı...*Bakın bize kurşun işlemiyor...Ben Mehdi'yim...Ben Mehdi'yim...Allah-u Ekber...La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah...* diyen bağırmaya başladı...Galeyana gelen halk askerleri püskürtüp Kubilayın yalnız kalmasını sağlayınca...Derviş Mehmed denilen cani...Üstelik yaralı Camiye sığınmış birinin oracıkta mübarek başını keserek sözde sancağın ucuna takarak halka teşhir etti...Olay hemen Atatürk'e ulaştı...Paşa çok üzüldü...Ve üzüntüsünü şöyle ifade etti...*Arkadaşlar Derviş Mehmet denen bir nakşibendi meczubu teğmen kubilayın kafasını kesmiş...* Bir rivayete göre Atatürk şöyle demiştir...*Menemeni haritadan silin...Biz onların namusu için düşman ile harb ederken şunların yaptıklarına bakın...* Elbette ki o şeytanın maskarası olan sünni irtica yanlısı yobaz *Mehdi* değil di...Ve zaten bu gibi yobazların her seferinde ben Mehdi'yim diye ortaya çıkması Alevileri tümden Mehdi inancından uzaklaştırdı...Oysa ki; Aleviler Mehdi stratejisinin bir parçası olarak ortaya çıkmış... Allah'ın ahir-i zaman'da Mehdi ile birlikte ortaya çıkaracağı stratejik toplumuydu...Ama Alevilerde bir yanlışa düştü ve Osmanlı devletinin Atatürk ve silah arkadaşları için idam fermanı çıkarması üzerine Atatürk'e sahip çıkmak adına kendisini *MEHDİ* ilan ettiler...ŞİMDİ DURUM ORTADA...ALEVİLER BİLMESEDE SÜREÇ DEVAM EDİYOR...ALEVİLERİN KIYAMI YAKINDIR...MEHDİ'NİN ZUHURU YAKINDIR...ALLAH'IN İLMİ VE RAHMETİ MEHDİ'NİN VE ASHABININ ÜZERLERİNE OLSUN...AMİN SADAKALLAHÜL-AZİM... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
fetullah gülenin kaderi inkarı
Kimden : Pir Gerçek Veli (Bay, 34) Kime : Grup: Kahrolsun Ateizm...Yaşasın Alevizm... Tarih : 19.8.2007 13:05 (GMT +2:00) Konu : Dabbet-ü'l-Arz Kimdir? Dabbetü'l-Arz'ın kim olduğunu söyleyecek olursak kıyamet kopar...Ama ben yinede söyleyeyim ister kopsun ister kopmasın...Dabbetü'l-Arz Mehdi'nin ta kendisidir...Niye diyeceksiniz...Mehdi hakkında yaklaşık olarak üçyüz hadis vardır...Ve ne enterasandır ki; bu üçyüz hadis'de Mehdi kıyametin alameti kabul edilen her faktörle alakalandırılmış fakat dabbetü'l-arz'a gelince hiçbir alakalandırma söz konusu değildir...Yani örneğin Mehdi ve Deccal...Mehdi ve İsa...Mehdi ve Ümmet...Mehdi ve Kıyamet...Mehdi ve Mekke...Mehdi ve Medine...Mehdi ve Kudüs...Vesaire gidiyor...Ama hiçbir alim fark edemiyor ki; Mehdi hiç Dabbetü'l-Arz ile alakalandırılmamıştır...Peki bunun sırrı nedir öyleyse...Bu bir eksiklikmi yoksa bağdaştırmada veya dolaylı mantık ilminden yoksunluk mu? O zaman nedir bunun aslı...Bu kadar tesadüf olamaz...Sanki Mehdi'nin bulunduğu sahnede üstelik ayet-i kerime ile haber verilen Dabbetü'l-Arz olmasın...Hayır bu bir eksiklik veya yanlışlık değil...Aslını söylüyoruz...Mehdi'nin bulunduğu sahnede Dabbetü'l-Arz yok çünki Mehdi Dabbetü'l-Arz'ın ta kendiside o yüzden...Bakın Kur'an'da nasıl bahsediliyor...Neml Suresi 82.ayet:'O söz başlarına geldiğinde biz yerden bir Dabbe çıkarırız...Ve o bütün insanlara bizim ayetlerimize tam iman etmediklerini söyler...' Yorum: Şimdi birincisi *O söz* deniyor...Nedir o sözden kasdedilen...Tabiki kıyamet öylemi...Bazıları o sözden kasdedilenin İsa Mesih olduğunu söylüyor...Ve bu durumda'da Dabbe'nin Deccal olduğu kanatine varılıyor...Peki bu doğrumu! .. Hayır çünki bu olamaz kıyametin on alametlerinden bahsedilirken Dabbetü'l-Arz ile Deccal ayrı ayrı zikrediliyor...Yani ikisi ayrı bir mahluk...Ve ayrı bir alamet...*Ve o bütün insanlara bizim ayetlerimize tam iman etmediklerini söyler...* Birincisi o bütün insanlara deniyor...Önce burdaki hikmeti anlayalım...Diyelim ki; zamanımız bunca teknolojinin hakim olduğu değilde hala televizyon büyüklüğünde bölgesel yayın frekansı olan radyolar olsaydı...Ve Dabbe'de hiç bilmediğimiz ve haberini dahi alamıyacağımız bir yerde çıksaydı...Peki burdan bütün insanlara nasıl ulaşacaktı...İşte burda bir hikmet var...Demek ki çağımız bugün bütün insanlara bu haberi ulaştıracak konumda...Örneğin Mehdi istanbulda zuhur etti kabul edelim...Hemen televizyonlar son dakka haberi verecek,veya canlı yayın aracı ile olay mahallini gösterecek...Sağırıda,dilsizide,körüde haberdar olacaktır...Ve gelelim insanların ayetlere tam iman getirmemiş olmalarına...Zaten İmanda kıyametin bir alametidir...Hani derler ki; Allah ismi hiç anılmadığı bir zamanda kıyamet kopacak...Hayır bu doğru değil...Çünki Cami minarelerinin şerefelerinden ezan okunurken gürül gürül Allah-u Ekber diye yeri göğü inletiyor...Bunu susturmayada hiç kimsenin gücü yetmez evelallah...Peki haber verilen nedir öyleyse...Haber verilen dilde Allah denilmesi değil kalbde Allah'ın zikredilmemesidir vesselam...Zira şeytanın hakim olduğu bir ahir-i zaman'da Allah'ı kalbde zikretmek ve bunu zahirine tecelli ettirmek her babayiğidin işi olmasa gerektir...Ve ne anlamalıyız o zaman burda...Dabbetü'l-Arz bunu bize söyleyeceğine göre bizzat kendisi çok kuvvetli bir imana sahip olacak demektir...İşte tezimizin can alıcı noktası ve kırılma aşaması burasıdır...Çünki Mehdi Hadi kökünden gelir...Allah'ın Hadi sıfatının anlamı şudur...*Karanlıktan aydınlığa çıkaran ve dalaletten hidayete erdiren...* Ve zaten bu Mehdi için tasarlanmış ve yalnız ona nasip olacak bir iştir...Nitekim Resulullah (savs) onun için şöyle demiştir...*O hiç kimsenin bilmediği bir duruma kılavuzlandığı için ona Mehdi denmiştir...* veya *Mehdi bizden Ehl-i Beyt'imiz'dendir...Allah onun hallerini bir gecede yoluna sokacaktır...* buyurulmaktadır...Yani ayetin neresini incelerseniz inceleyin Dabbetü'l-Arzın ve Mehdi'nin aynı kişi olduğuna delalet sunar...Son olarak Muhyiddin İbnü'l Arabi'nin şu haberiyle sizleri başbaşa bırakıyorum... *Bilin ki, Mehdi mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça; çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adalet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin.* 'Futuhat-El Mekkiye' Ve Mehdi diyor ki: Sağımda Cebrail Solumda Mikail Önümde İsrafil Ardımda Azrail Üstümde Kırklar Üstünde Sekizler Üstünde Arş Üstünde Rahman Ey Yüceler Yücesi Yüce Rahman Ey Güzeller Güzeli Güzel Sultan Sen Halıksın Ben Mahlukum Sen Hadisin Ben Mehdiyim... Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
-
Mehdi'nin *ALEVİLİK * Makalesi...(1.Bölüm) .
Kimden : Mehdî (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Uyan...Mehdî Geldi... Tarih : 25.8.2007 15:35 (GMT +2:00) Konu : Mehdi'nin *ALEVİLİK * Makalesi...(1.Bölüm) . Maide Suresi: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... 54. Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda tüm gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir... Araf Suresi: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... 181. Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar. 182. Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri bir yerden ağır ağır çöküşe götüreceğiz. 183. Süre tanıyorum onlara. Çünkü benim tuzağım pek yamandır. Hucurat Suresi: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... 10. Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. 11. Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir. 12. Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır. Kasas Suresi: 5. Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim. 6. Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. Firavun'a, Hâman'a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri gösterelim. Sadakallahül-Azim... ________________________________________________________________ *Dünyayı Evangelist Amerika ve Siyonist İsrail yönlendirir...Evangelist Amerikayı ve Siyonist İsraili İlliminatusuyla yani on adamıyla Şeytan yönlendirir...Ve İlliminatusuyla Evangelist Amerikayı ve Siyonist İsraili yönlendiren Şeytanıda biz yönlendiririz...Şeytanın stratejisi zayıftır...Allah'ın stratejisi ise,bizler için hayırlı olandır...Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...* * Alevilikte Tevella ve Teberra vardır...Bu Resulullah'tan kalmadır...Yani bir dua'sında 'Ya Rabbi Ehl-i Beyt'imi seveni sev sevmeyenleri sevme...' bu hakikat Kur'an'ın şura suresi 23 ile desteklenmektedir...Vesselam! .. Mehdi buna göre tevellasını şöyle açıklıyor: Beni seven Pir Sultanı sever...Pir Sultanı seven Şah İsmaili sever...Şah İsmaili seven Abdal Musayı sever...Abdal Musayı seven Hacı Bektaş Veliyi sever...Hacı Bektaş Veliyi seven Hoca Ahmet Yeseviyi sever...Hoca Ahmet Yeseviyi seven Oniki imamı sever...Oniki imamı seven Ehl-i Beyti sever...Ehl-i Beyti seven Resulullah'ı sever...Resulullahı sevende Allah'ı sevmiş olur...Nasıl ki Altın silsile diye tabir ediliyor silsile-i seyyidiye vardır...Bu sayılanlar hep seyyiddir...GERÇEĞE HU..! ! ! * *Cin ve insan şeytanlarından Allah'a sığının...Onlar sizi Allah ile aldatırlar...Şayet onlar karşınıza çıkıpta bir tekbir getirirse! siz iki tekbirle etrafınızdan savınız...Eğer o cin ve insan şeytanları ellerini kurt kafası yapıpta 'Ya Allah bismillah Allah-u ekber ' derse sizlerde 'Ya Allah Ya Muhammet Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman' diyerek başınızdan def ediniz...* * Ne kürt sorunu nede ermeni soykırımı hiçbirisi! .. Bu ülke topraklarında bin yıldır çözüme kavuşturulamamış Alevi sorunu ve hiç bitip tükenmez bir şekilde mütemadiyen devam eden Alevi soykırımı vardır...* *Doğu Perinçeğin Alevilikle ilgili gafı... İşçi partisi genel başkanı doğu perinçek diyor ki; ''Alevilik bir zamanlar osmanlı imparatorluğunun despot hükümdarlığı döneminde kurulmuş bir partiydi.Osmanlının yıkılmasından sonra işlevini yitirmiş ve bir önemi kalmamıştır.''Yani doğu perinçek burda demek istiyor ki,Allah'ın (haşa) Resulünün ve onun pak ve temiz Ehl-i Beytinin,12 imamlarının,Hoca Ahmet Yesevinin,Hacı Bektaş Velinin,Yunus Emrenin,Pir Sultanın ve daha nice bu kutsal yola hizmet etmiş ve hala etmekte olan gerçek erenlerin ve evliyaların devri bitmiş ve onların her hangi bir fonksiyonları ve işlerliği kalmamıştır demeğe getiriyor.Hiç yorum yapmıyorum ve yorumunu bizzat alevilerin kendilerine bırakıyorum...* * Bu Sürüye Bir Çoban Gerek! .. Mehdi Sahib-i Zaman Gerek... Ortalıkta Dolaşıyor Hep Deliler! .. Bu Delilere Bir Akıllı Gerek... Uyanın Ey Gaziler ve Şehitler Cephelere Eyleyin Akın! .. Mehdi Sahib-i Zamanın Zuhuru Pek Yakın... Gürleyin Ey Gökler ve Yerler Etrafa Şimşekler Çakın! .. Mehdi Sahib-i Zamanın Zuhuru Pek Yakın...* *Refah Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı R. Tayyip Erdoğan tarafından,bir gece sabaha karşı sasat:03:00'te işgal kuvvetleri gibi buldozerler tarafından yıkılmaya çalışıldı. Aleviler dışındaki kamuoyu, basının ve TV kanallarının ilgilendiği olaydan sonra Karaca Ahmet Dergahı ve yıkılmaya çalışılan cemevinden haberdar oldu. Karaca Ahmet Dergahı ve Cemevi, 12 milyonluk bir megakent olan İstanbul'da bulunan yaklaşık 4 milyon Alevi nüfusunun sahip olduğu 2 mekandan sadece biri.Sırası geldiğinde 'inanç özgürlüğü' konusunda mangalda kül bırakmayan Refahlı belediye, bu ufacık mekana bile tahammül edemedi,cemevini Alevilerin başına yıktı. İslamı Anadolulaştırıp, laikliği, demokrasiyi, cumhuriyeti, insan haklarına saygıyı, düşünce ve inanç özgürlüğünü, hoşgörüyü kendine yaşam biçimi edinen Aleviler için, Tayyip Erdoğan'ın buldozeri öğretici oldu.İstanbul'da ve yurdun çeşitli yerlerinde Aleviler, bulundukları beldelerde cemevleri inşa etmeye başladılar. Karaca Ahmet Cemevi temeli daha sağlam atılıp çelik konstrüksiyon üstüne yükselirken, onu Ankara Dikmen'deki Cem ve Kültür Evi ile başka cem ve kültür evi izledi. Karaca Ahmet Dergahı, 'yıkım olayı'ndan sonra Alevilerin desteklediği, bir merkez haline gelirken, çeğdaş örgütsel yapılanma içinde önemli adımları atmaya başladı. Not: ''Allah'ın mescitlerini, içlerinde O'nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir! ... Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Böyleleri için dünyada bir rezillik vardır. Âhirette ise bunlara çok büyük bir azap öngörülmüştür.'' * (Bakara: 114) * Alevilik Şiirsel Antolojiden İbarettir! .. Alevi,Bektaşi inancı ve kültürü,geçmişten günümüze kadar daha çok şiirsel antoloji üzerinden ulaşmıştır bizlere...Bunun en büyük belirtisi bin yıldır takipçilerinin genelde aşıklardan ve ozanlardan oluşmasıdır...Hatta yakın tarihe baktığınızda bir Aşık Veysel'i,bir Feyzullah Çınar'ı,Davut Sulari'yi ve Mahzuni Şerif'i görürsünüz...Tıpkı bunlardan önce tarihe damgasını vurmuş olan yedi ulu ozanlar Şah İsmail Hatayi,Fuzuli,Yemini,Virani,Seyyid Nesimi,Pir Sultan ve Kul Himmet gibi vesselam...Aslında antolojiden beslenmeleri çok doğaldır...Hazret-i Ali'nin 'İlim bir nokta idi,cahiller onu çoğalttı...' sözünede bir atıfdır...Yani illede ilimle anlatılmayacağını bunu en güzel şekilde şiirlede anlatmak pek tabi mümkündür...Ama bu şiirler sırrı hakikat damlalarıdır...Hüüü! .. Bazı araştırmacılar bu şiirleri küçümsemiş olmasına rağmen gerçeklikleri en sade bir şekilde günümüze ulaşmıştır...Örneğin bir ilim konusu olan Mehdi ve Mesih konusunu Pir Sultan bir dörtlüğünde sade bir şekilde anlatıvermiştir...İşte o dörtlük; 'Hasan'ül Askeri Mehdi çıkınca,İsa peygamberi vezir dikince,Horasandan doksan bin er kopunca,Oniki imama yardım okurum...' Yine bunun gibi Şah İsmail Hatayi'de şöyle buyurmuştur; 'Hatayim der bu iş birgün biter a? ,Özünü katagör ulu katara,Mehdi şavkı bu cihanı tutar a? ,Şah oğluna sitem olmaz inşaallah...' Umarız ki,ne anlatmak istediğimizi kısa yoldan idrak etmişsinizdir...Allah hepimize anlamak nasip etsin... Derviş Muhammed Divanından onbeş nefes üzerinden kısa kısa alıntıları sizlerle paylaşıyoruz: -İşitenler türkü sanıyor bunu İlmi kudretten okurum anı... -İzanı olan seni bilir Yüz sürer yoluna gelir... -Halimiz sana ayandır Bizi nuruna boyandır Koma gaflette uyandır Ya Muhammed ya Muhammed... -Mü'min yoluna koydu baş San şek getiren kalleş... -Onsekizbin alemin ışığı Sahib-i zamandan çıkar... -Din Muhammed dini taptığım tapı Yıkılır mı Hakkın yaptığı yapı... -Eğer zebani gelirse yanıma Arapça kelam getiririm dilime... -Varımız eldedir sırra karıştık Yükümüzü Sekiz uçmağa çözdük... -Müra-i güman ile Hak'mı sevilir Gümanlı gönülde iman eğlenmez... -İncil,Tevrat,Zebur,Kur'an'ı yokla Din Muhammed iman Ali değil mi... -Evliya yatağı bağdad'ın şehri Çok olur yollarda arabı küfrü... -Evliya buyruğu arz oldu bize Erenler yolu farz oldu bize Dört kapı Kırk makama erince Kim bahane bulacak ol kamil öze... -Derviş Muhammedim Hak sırrın demez Hak Ademde bilmeyenler bilemez Yarimde göğsümde beş vakit namaz Bir tekbirde kılacağım çağ oldu... * *Pir Sultan Gerçeğine Hu! .. Ne yolcular izin izler Ne meşayih sırrın gizler Ne kadı şerisin gözler Ne beylerde adalet var Ne kız ayal hicab saklar Ne gelinler usul bekler Ne kocalar özün yoklar Ne yiğitte marifet var..* *Muhammed Mehdi'nin hak sancağını Çekelim bakalım nic'olsa olsun Teber çekip münkirlerin kanını Dökelim bakalım nic'olsa olsun Müminleri bir katara düzelim Güruh güruh şu alemi gezelim Münkirlerin sarayını bozalım Yıkalım bakalım nic'olsa olsun Pir Sultan Abdal...* * Osmanlı yanına kalır mı sandun Nice intikamlar alınsa gerek Mehdi çıkarsa nic'olur halin Heybetlü küsleri çalınsa gerek Gazi Mehdi bir gün Urum'a çıkar Yezid kal'asını hem burcun yıkar Oniki İmam'ın sancağın çeker Kırmızı tac ile salınsa gerek Sanma ki Osmanlu yanına kalur Tanrı'nın arslanı Şah oğlu gelür Darb ile elinden tahtını alur Harabende erkan sürülse gerek Yezid göze almış ol güzel Şah'ı Muhammed Ali'dir anın yardağı Ali'm dünyaya gelürse bir dahi İşinden Yezidler yerinse gerek Bir gün bu dünyanın sahibi gelür Oniki İmam'ın hakkın alur Yezidler orada hem telef olur Mü'minlerin hali sorulsa gerek Pir Ali der Mehdi gönül yatağı Kırmızıdır donu yeşil sancağı Düzelim koşalım bahçeli bağı Yezidler aradan sürülse gerek * *Ne hikmettir ki,sanki bu işi bir bizler yani Aleviler ve Bektaşiler başarmış ve zafere erişmiştir...Onun içindir ki,dört kapı kırk makam gerçeğini bu ilkeler ışığında kabul etmişiz...Bir de şu varki bizler söz de değil öz de dört kitap haktır demiş ve ona göre hareket etmişiz...Devam ediyorum söylenmedik bir şey kalmasın diye...Benim yanılmıyorsam bir yerde okuduğum Hz.Ali'ye ait sözde şöyle yazıyordu...'Allah sırrı hakikatini dört kitap'a serpiştirmiştir...' bu şu demek bir fotoğraf düşünün dörde bölünmüş her parçası bir yerde...Her parçası başka yerde olduğundan sadece o parça ile birilieri mana çıkarmış...Hiçbiride doğru manayı bulamamış...Ve Allah nasip etmiş sırrı hakikate vakıf olanlar bu dört parçayı Allah'ın inayetiyle bir araya getirip resmi net olarak görmüştür...Adam diyor ki Aleviler yehova şahidi olmuş...Bende sordum ne yapıyorlar...Efendim üç kutsal kitabı okuyorlar Kur'an'ı kabul etmiyorlar...Bende diyorum ki,onlar yehova şahitliğini değil öz inançları olan Aleviliği öğreniyorlar gerçeği anlayıp yüzü yerde özü darda dergaha gelip yüz sürecekler...Çünki bir yehova şahidi bana getirmiş kutsal kitabı önüme koymuş işte gerçek burda diyor...Bende üstüne Kur'an'ı'da ekleyip işte şimdi gerçek burda diyorum...Bu işler çok karışık dostlar şeytan gerçekten işleri çok karıştırmış ama şu kesin ki gerçekler cem olmuş Alevi ve Bektaşi külliyatında beklemektedir...Ta ki,Mehdi zuhur edede siz bu gerçeklere vakıf olasınız...Ne mutlu Rabbinin sözünü işitip itaat edenlere yazacaklarım bu kadar iğce merak ettiğiniz bir konu olursa çekinmeden benimle irtibat kurun ve hep birlikte gerçeği ortaya çıkaralım...Çünkü zaman gizliliklerin ortaya çıktığı ahir zamandır...Benden herkese selam olsun...Allah bizi gerçeğinde buluştursun...O bize değil biz ona muhtacız vesselam...* *SÜPÜRGECİ DUA'SI: Bismi-Şah Allah Allah Güruhu naciyim...Kırklar meydanında süpürgeciyim...Süpürgeyi çaldı selman,kör olsun mervan,zuhur edecek Mehdi Sahib-i zaman,Allah Eyvallah nefes pirdedir...Erenler demine hüüüü...* * Sen diyorsun ki,ben şüphe ediyorum: 'Ben sana şüphe et dedim mi,sen sana şüphede bulun dedin mi! ...Öyle ise,kim sana şüphe et dedi...' Cevap:Şeytan'dır...* *Kamuran kardeşimize ve alevilik konusunda bilgiye aç olan diğer kardeşlerimize bir armağandır... Resul-u Rahman bir hadis-i şeriflerinde 'Yahudiler yetmişbir millete ayrılacak,yetmişi helak olacak biri kurtulacak...Hıristiyanlar yetmişiki millete ayrılacak yetmişbiri helak olacak biri kurtulacak...Müslümanlar yetmişüç millete ayrılacak yetmişikisi helak olacak biri kurtulacak...' şimdi bu hadisi kim nasıl yorumlayacak...İşte Aleviliğin sırrı hakikati şu hasdisle örtüşmektedir...Nedenine gelince Hacı Bektaş Veli suluca karahöyüke geldiğinde ortalıkta yahudilerin esenileri,hıristiyanların azizleri,müslümanlarında erenleri dolaşıyordu...İşte bunlar hadiste bahsedilenlerin ruhani liderleriydi...Nitekim bunlardan Kur'an haber vermiştir Musa hocam bilirler! ..Ve dikkat edilirse masonlukta aslında hakikatte bu hadis çerçevesinde ilk olarak bektaşilikte cem olmasından yola çıkarak gelişmiş ve kendini göstermiştir...Masonluk 'gizli kardeşlik örgüt'ü' bunun içindir...Yani hadis hak bu üç kavmin gerçek ruhani liderleri var ve ruhani halkıda mevcuttur...Ve işte bu ruhani ve rahmani yahudi,hıristiyan,müslüman halk bir şekilde bir araya gelmekte ve birbirlerinden haberdar olmaktadırlar...Hacı Bektaş Veli bu adreslerden biridir örneğin...Mesela bektaşi menkıbelerinden bazılarında kilise de papazlık yapıpda aynı zamanda o kiliselerin mahzenlerinde islamı yaşayanlardan bahsedilir...İşte bunları Kur'an haber vermektedir...Musa hocama sorabilirsiniz...Kısaca Alevilikte gerçekleşen hadise aslında masonluğun yani gizli kardeşlik örgütünün ta kendisidir...Ama bahsetmiş olduğumuz hadis çerçevesinde bu gerçekleşmiştir...İşte bu gizli kardeşlik neticesinde cem ibadeti ve çeşitli ritüeller vardır...Yani sonuç olarak şunu demek isterim ki,evet Aleviler camiye gitmezler,ama havraya ve kiliseyede gitmezler...Sanki havra,kilise ve cami ayin-i cem de cem olmuştur ve ortaya cem evi çıkmıştır...Çünki haber verilen izlenimler odur ki,bizim ayin-i cemlerimizi izleyen gerek yahudi gerekse hıristiyan vatandaşlarımız mutlaka kendilerinden bir şey bulup etkilenmişlerdir...Yani dostlar bence siz alevilikle hiç uğraşmayın sır içinde sırdır ve ancak bir kişi bu sırrı sizlere açıklayacaktır oda Mehdi'den başkası değildir...Zaten bizim son halkamız olması ve ahir zamanın sonunda zuhuru bunu içermektedir...Ne derler bizim erenler 'dört kapı kırk makamı bilen gelsin işte meydan' İşte bu da Mehdi'ye işarettir...Yazacaklarım bu kadar umarım tatmin olmuşsunuzdur...Eğer kafanıza takılanlar olursa ben burdayım yazılarınızdan takiben cevap vermeye çalışacağım inşaallah...Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...* *Atatürk diyor ki: 'Ben gerçeğin aşığıyım! ..O gerçek benim aleyhimde olsa bile...' Ben sizlere şunu sormak isterim! ..Said Nursi ve Fethullah gülen acaba Hiroşima ile Nagazaki hakkında insanlık adına ne söylemişlerdir...* *Onsekizbin Alemin Sultanı Rahman Ve Rahim Olan Allah diyor ki: 'Biliyormusunuz biz kimlerin üzerlerine şeytanları göndeririz! ..Biz gerçeği ters yüz edenlerin üzerine şeytanları göndeririz..' Galile galileo bir gök bilimciydi ve gerçeği arıyordu...Allah ona gerçeği ilham etti ve oda anlayıp dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü veriler doğrultusunda açıkladı ama kilise ve dinsel yorumcular bunu kabul etmediler ve bilmeyerek gerçeği ters yüz etmiş oldular...Ve sonuç itibariyle Allah şeytanları bunların üzerlerine gönderiverdi... Ve yine Sultan bir ayetinde 'Allahın isminin anıldığı yerleri yıkmak isteyenden daha zalim kim olabilir...Onların o gibi yerlere girmeleri korka korka olacaktır...Onlar için yeryüzünde alçaklık ve ahirette ise büyük azap vardır' Yıllar önceydi bir belediye başkanı karacaahmet dergahı ve cem evini yıkmaya yeltendi oraya 03 de dozerler gönderdi ama yıkmaya yeltendi...Yine yıllar önce II.Mahmut yeniçeri ocaklarını bahane ederek büyük bektaşi dergahlarını yıktırdı ve oralarda Allahın isminin anıldığı yerlerdi...Ve Allah'da onların saltanatını yerle bir etti...Hayat devam ediyor hakikatte devam ediyor...Allah'ın sünnetinde bir değişiklikte yok...Ve şimdi şeytanlarıyla başbaşa olanlar çok yakındaki yıkımını beklesinler zira Mehdi'nin zuhuru yaklaştı...Onun zuhuruyla güruh-u şeytanda ortaya çıkcaktır şüphesiz...İşte bizler bu gerçekleri bildiğimizden gerçeği ters yüz etmediğimizden gerçeğe hu deriz...* * Zekeriya Beyaz'a Mehdi hakkında kritik sorumuz... Sevgili hocam bendeniz tasavvufçuyum...Alevi ve Bektaşi kökenli olmam hasebiyle isna-aşeriyye,zeydiyye,imamiyye ve caferiyye mezheblerine bağlıyım...Malum bizim bir Mehdi inancımız var...Ve onun zuhurununda yaklaştığını oldukça güçlü şekilde inancımız gereği hissediyoruz...Ve bir de bakıyorum ki,sizin gibi değerli bir hocamız Mehdi inancını yok sayıyor...Sizce bu bir çelişki değil mi? biz aleviler ve bektaşiler Mehdi inancına o kadar bağlıydık ki,ilk etapta Atatürk'ü bile o zannedip bektaşi dergahımızda üzengisine niyaz vermişiz...Ve sonra anladık ki,o bizim beklediğimiz Mehdi değilmiş...Ve şimdi ben alevi ve bektaşi bir arkadaşınız olarak sizin bu tutumunuzdan rahatsızlık duyuyorum...Ben şöyle bir araştırma yaptım bizim ulu ozan diye tabir ettiğimiz Fuzuli,Virani,Yemini,Hatayi,Seyyid Nesimi,Pir Sultan Ve Kul Himmet hep Mehdi inancına bağlı kalıp onun yolunu gözlemiştir...Ve bizler Atatürk'ü o zannedip bir yanılgıya düşerek Mehdi inancımızı kaybetmiş ve bir sürünün dağılması gibi kırk parçaya dağılmışız...Ve ben şimdi tekrar Mehdi inancına kavuşmuş onun sırrı hakikatine vakıf olmuş bir alevi vatandaş olarak sizden ve sizin vesveseci görüşlerinizden rahatsızlık duyuyorum...E peki şimdi ne olacak...Bu durumda bana ne cevap vereceksiziniz...Şayet ben sizin Mehdi hakkında ki,görüşlerinizi kabul edecek olsam o zaman geçmişte yaşamış olan bizim ulu ozanları haşa aptal yerine koymuş olacağım...Yani onlar bilmiyordu siz biliyorsunuz...Onlar hurafelere inanıyordu siz hakka inanıyorsunuz gibi temelde çelişkiler ve çetin tezatlar oluşacak...Bizler bu durumda sizinle nasıl anlaşacağız...Bakın size bu konuda bir kaç dörtlük sunayım...* * Atatürk Mehdi değildi... - Atatürk İslam aleminin değil! Türklüğün ve türk aleminin ve tarihinin kurtarıcısıdır...Gelecek olan Mehdi ise türkiyeninde içinde bulunduğu tüm İslam alemini kurtaracak ve zafere eriştirecektir...Bu tespiti neden yaptık derseniz bazı insanların Atatürk'ü haddinden fazla yüceltip neredeyse kurtarıcımız olan Mehdi hazretelerini bizlere unuturma çabalarını artırmalarıdır...Atatürk kendisininde anlıyamadığı ilahi bir kurtarıcılık rolüne soyunmuş kısmen bunu başarmıştır...Fakat bildiği veya bilmediği bir köklü inanç vardı ki,oda ahir zamanda Mehdi adını taşıyan bir kurtarıcının zuhuruna olan inançtı...Ve belkide kendisi için tarihi bir fırsat olan bu inanış oldukça işe yaramış ve zafere eriştirmiştir...Ve belkide tüm bunları Anadolu halkının özelliklede Alevi ve Bektaşilerin de zemin hazırlamasıyla olmuştur...Nitekim İstanbul hükümeti Atatürk ve silah arkadaşları için idam fermanı çıkarırken başta Aleviler ve Bektaşiler olmak üzere Atatürk'ü Mehdi ilan etmişlerdir...Malesef bu büyük bir tarihi yanılgı olacak kendilerine zarar verecekti...Nitekim Aleviler ve Bektaşiler Atatürk'ü Mehdi ilan etmekle inançlarını ve kültürlerinide kaybetmeye maruz kalacaktı...Ve bendeniz şunu çok iyi biliyorum ki,Atatürk kesinlikle o bahsedilen kurtarıcı Mehdi değildi...Zira bu büyük zat bir memleketin kurtuluşu için değil cihan şümul tüm dünyanın kurtuluşu için geleceği haber verilmekredir...Ve bu konuyla alakalı Atatürkün sırlı bir sözü vardır; 'Bir Türk (Mehdi) dünyaya bedeldir...' En doğrusunu Allah bilir...Ulu ozanlardan birisi sayılan Şah Hatayi bakın bunu bir dörtlükle nasıl özetliyor...'Hatayim der bu iş birgün biter a! Özünü katagör ulu katara! Mehdi şavkı bu cihanı tutar a! Şah oğluna sitem olmaz inşaallah...' Yine ulu ozanlardan birisi olan Pir Sultan Abdal'da şöyle özetliyor dörtlüğünde 'Yeryüzünü kızıl taçlar bürüye! Münafık olanın bağrı eriye! Sahib-i zamanın emri yürüye! Mehdi kim olduğu bilinmelidir...' Gerçeğe hu denir buna ne demeli başka...İşte her iki ulu ozanın vurgulamaya çalıştığı ve Atatürkümüzünde dikkat çektiği zat olan Mehdi cihan şümul olan ve dünyayı ve özellikle İslam alemini kurtaracak olan Mehdi imam-ı sahib-i zamandır...* *Dikkat Dikkat... Tekrar hatırlatıyoruz... Aleviler kıyam etmedikçe Mehdi zuhur etmez... Yapılan son seçim bir kez daha gerçeği ortaya koymuştur ki,artık bu cumhuriyetin ve kazanımlarının hiçbir anlamı ve ehemmiyeti kalmamıştır... Ve bu durum ve sonuç bizleri ve yeni stratejimizi haklı çıkarmıştır... Artık bu cumhuriyet eski cumhuriyet değil! ! ! Akp cumhuriyeti ve Erdoğan demokrasisine dönüşmüştür... Alevilerin son kez güven duyup oy verdikleri CHP müstehak olduğu şekilde hezimete uğramıştır... Tarih tekerrürden ibaret olduğu gerçeği bir kez daha kendini göstermiş bu durum sa sonuç itibariyle Alevileri eski davalarına dönmeyi mecbur bırakmıştır... Ey Alevi özüne dön! .. Hak,Muhammed,Ali ve Mehdi gerçeğine geri dön... Stratejik sloganımız: ________________ İMAMIN HAKKINDAN İMAM GELİR...MEHDİ SAHİB-İ ZAMAN GELİR... Yürüyüş eylem sloganımız: ______________________ YA ALLAH YA MUHAMMED YA ALİ YA MEHDİ SAHİB-İ ZAMAN...' Örgütümüzün adı: _______________ ******HÜR İSLAM HALK HAREKETİ****** *Dikkat Dikkat! ! ! Allah'ın biriciği ve sevgili halifesi hz.Mehdi -aleyhisselam- tarihi stratejisini ülke ve dünya kamuoyuna bildiriyor...Kısa ve öz açıklamayla tek satırda bunu dile getiren halife kısa ve uzun vadede bunun gerçekleşeceğinide ayrıca zikrediyor...Gerek türk milletinin ve gerekse İslam aleminin beklediği bu stratejik açıklama umarız ki,hem ülkemizde hemde dünyamızda yankı bulur...Ve Allah'ın takdir ettiği yönde ivme kazanır...Şüphesiz Allah belirleyici ve düzenleyici olandır...En üstün strateji sahibi olan Alemlerin Rabbi bu üstünlüğünü şu ayetle dile getirmiştir...'Kafirler ve münafıklar tuzak kuruyorlar,bende tuzak kurmaktayım...Şeytanın hilesi zayıftır,Allah'ın hilesi ise hayırlı olandır.'malumunuz asr-ı saadet döneminde hayırlar hakimdi ve buna binaen Resul şöyle buyurdu...'Fitne uykudadır,uyandırana lanet olsun've nitekim bazı kendini bilmez ezelde İslam düşmanları bu şer fitneyi koparıp Allah'ın lanetini kıyamete dek üzerlerine almış oldular...Ve işte şimdi asr-ı fetret dönemindeyiz...Ve şimdi hayır değil şer hakim durumda...Ve birileri durumu iyi gösterip hayır fitnenin kopmasından korkuyor...Ve o kaçmakta oldukları hayır fitne kopmak için kendini zor tutuyor...Ve şüphesiz bu hayır fitne başlangıçta şer olarak görünecek olsada Mü'minler için hayırla sonuçlanacaktır...Hiç kimse paniğe kapılmasın...Artık ilahi anarşi sürecine girilmiştir...Allah dünya gündemini üzerine almıştır...Ve 1400 yıldır beklenen olmuş Mehdi kıyam etmiştir...Oda Zuhuru için gün saymaktadır...Ve şunu demek istiyoruz ki,o korkulan hayır fitne Mehdi'den başkası değildir...Nitekim 6.İmam Cafer es-Sadık bunu şöyle haber vermiştir...'Mehdi'nin zuhuru kıyamet gibi olacaktır'üç şey vardır kaçınılmaz olan bizce gerçek,ölüm,ve zamandır...Hiç kimse bu üçünden kaçamamıştır...Ve şimdide kaçamıyacaksınız...Onun için fazla meraklandırmadan İmam-ı Seyyid-i Ekberin çok kısa ve öz stratejisini açıklıyoruz...Şimdiden gazanız mübarek olsun. 'DAVAMIZ BÜYÜK,DÜŞMANIMIZ BÜYÜK,SAVAŞIMIZ BÜYÜK,ZAFERİMİZDE BÜYÜK OLACAKTIR...YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEDE TEKBİR VE TEVHİD BAYRAKLARI DİKİLİP YERYÜZÜ RAHMANİSTAN ANADOLU ALEVİSTAN OLUNCAYA DEK KUTSAL SAVAŞIMIZ SONUNA DEK SÜRECEK...ZAFER MUTLAKA ALLAH'IN VE RESULLERİNİN OLACAKTIR...YAŞASIN ZALİMLER ÜZERİNE HAK OLAN ÖLÜM KIYAMET VE CEHENNEM AZABI...' * ALLAH-U EKBER ALLAH-U EKBER LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜN RESULULLAH ALİYYEN VELİYYULLAH MEHDİYYEN İMAMULLAH MESİHHEN RUHULLAH ALLAH-U EKBER ALLAH-U EKBER LA İLAHE İLLALLAH ZİKR-İ HAKİKATİMİZDİR... ___________________________ BAKİ GERÇEKLER DEMİNE HU DOST ALLAH EYVALLAH... GERÇEĞE HU MÜ*MİNE YA ALİ YA MEHDİ SAHİB-İ ZAMAN...