Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    5.190
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    13

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. Forumun yeni yüzünde bu da mı var,bilmiyorum ama bu tanıtım iletileri gerçekten de bana illalah dedirtti.Atlas dergisi bile bu kadar tanıtımı ard arda vermiyor. Ciddi anlamda rahatsız oldum;umarın yanlış anlaşılmaz.
  2. O zaman endişelerinizin ve içgüdüsel davranışlarınızın altında ne yatar diye sorumu düzelteyim. Korku,korku ve yine korku. Ayrıca "siz" ile başlayan,benim yerime yargılarda bulunan yaklaşımınız hiç şık durmuyor. Burada sonuç itibari ile düşünceler var;kişilikler değil. Benim için en büyük değer insandır;tüm korkularımda bu değerleri kaybetmeme telaşı vardır. Kürt olmak ile Kürt olma üzerinden siyasi teoriler arasında büyük farklar vardır;biri olması gerekendir diğeri faşizme kadar uzanır;bazen faşizmi bile yerle bir edecek nefreti kendinde barındırır.
  3. Evet,devrim ağaları yok etmek değildir.O ağaları yaratan yapıyı tüm yönleriyle ortadan kaldırmaktır.Peki o gerekli,haklı bulduğunuz devrim neleri ortadan kaldırdı. Dönemleri birbiriyle karıştırdığım yok.Devriminizin sonuçları sizi hiç mi ilgilendir miyor.Ya da devrimi bu kadar gerekli bulan;sözüm ona devrimcilerin yaptığı devrimin neler getirdiği devrimin kendisini hiç mi bağlamıyor? Bakın,Boşig ne demiş; "Devrim, ağaları yok etmek değildir Mavi... O ağaları yaratan sistemi/yapıyı/kültürü değiştirebilmeyi akıl edebilmek ve eyleme geçirebilmektir..." İşte ben de böyle düşündüğümden;devrim dediğinize devrim diyemiyorum. Kusura bakmayın;JİTEM de ağalar da aynı zihniyetin ürünüdür. Dün Dersim de yapılanlar,daha sonra Diyarbakır'da,Hakkari'de yapılmıştır. Çok mu zordu bölgede var olmak.Hayır;değildi.Tüm sürülmüşlerinizin bölgede olmasaydı,askerimizin orada fiyaka çalmasaydı,insanlar öldürülmesiydi...saydıklarım ve daha nice sayacaklarım olmasaydı;bugün bölge de cehalet olmazdı. Sadece bölge de değil;tüm Türkiye'de halk tarafından edinilmiş tüm davranışlarda;sistemin zihniyeti yatar. Dönün,bakın etrafınıza.Size ve düşüncelerinize olan yaklaşımlarda da bu zihniyeti açık açık görürsünüz. Nasıl bir zihniyet mi; Dibine kadar cehalete batmış;yok saymış,duyarsız kalmış bir zihniyet. Tahammülü sadece kendisinde arayan,ideoloilerini,partilerini...insandan çok daha üstün gören bir zihniyet. İradesini mecliste çanak tutanlara koşulsuz vermiş bir zihniyet. Sadece eleştiren,kabullenme noktasında üstüne adam tanımayan bir zihniyet.... Bu zihniyet yeni değil;bu zihniyet dün devrim dediğiniz yerden bugüne taşınan devrimlerin sonucu. ...Demagoji yapmıyorum.Sadece soruyorum;nası bir devrim!Devrim sonuçları ile vardır;süreçleri ile işler.Bakınız Dersim'de işleyen sürece;sadece ölüm ve sürgün.Bakın Dersim!den sonrada bölgede yaşananların özetine;bizzat devlet eliyle yaratılan ağalar! Boşig, Bir daha tekrarlıyorum;devrimi gerektirecek olan bir yapının üstüne gidilmesinde sadece egemenlik telaşı olmaz.Sadece savaş uçakları ile devrim beslenmez.Sizin sonuçları ile katliam dediğiniz benimde altına imzamı attığım Dersim'de devrim yoktu. Biz yada kendi adıma konuşayım ben;ağaların yada imamların yada koruyucuların kölesi olmak ister miyim? Kadını yok sayan törelerden hoşnut muyum sanıyorsunuz? Hala cehaletle savaşan ırkdaşlarımın propagandalara sığdırılmaya çalışılan tercihlerini alkışlıyor muyum? Hayır,sizin kadar sizden çok tepkiliyim.Ama devrim öyle olmaz.Devrim kendi çocuklarını yerken yeni çocuklar yaratır;aynı çocukların varlığına çanak tutmaz.
  4. Egemen olanlar;kendilerini tanımlayanlar değildir.Egemenler tanımları belirleyenlerdir
  5. Zaman akıyordu;ben susuyordum... Sabahları vardı çocukluğumun;yalınayaktı düşlerim.Zaman zamandı tüm sevinçlerim;sevinçlerde şaşırırdı küçük bedenim.Titrerdim;üşürdüm,sıkı sıkı tutardım babamın ellerinden;korkardım büyüklerden. Sabahları vardı çocukluğumun;bana ait bir odam olmamıştı o zamanlar.Annem beni "Kürtçe konuşurdu" hepimizin olan odamda;bense annemi "Türkçe düşünürdüm" elimdeki misketleri paylaşmamak için direnirken. Sabahları vardı çocukluğumun;her akşam nedensiz ağlardım.Silah seslerini duymamak için kulaklarımı tıkardım.Annem sığındığımız pencerenin uğultusunda sarardı yüreği ile beni.Gözünü kapat derdi,arardım karanlıkta ablamın ellerini. Sabahları vardı çocukluğumun;doğan her güneşle abluka altına alınırdı bizim olan yaşamlar.Sokaklarda mermi avlardık.Komşu mahallede ki kadınların dedikodularından kendimize dünyalar kurardık.Büyürdük o dünyalarda. Sabahları vardı çocukluğumun; "poytakayı sodum, basucuma kodum, ben bi yayan uyduydum..." diye başlardı tüm oyunlarımız.Taşlar ile evler yapardık;oyun olurdu karanlıkta kulağımıza çalınan o sesler;oyundan ibaret olmuştu savaşan gerçeğimiz. Zaman akıyordu;ben susuyordum... Şimdi dolu dizgin gençliğim.Çalınmış hayaller ile ürperiyor bedenim.Bir anne, çocukluğumdan kalan enkazın hemen yanı başında ağlıyor.Gurbet diyorum;özlüyorum karanlıkların ardında güneşi içten içe yaşayan çocukluğumu.Ansızın bir annenin ağıdı ile sarsılıyor bedenim;sokaklara atıyorum kendimi.Elindeki simitleri satmaya çalışan küçük çocuk yavaşça yanaşıyor bana; "abla simit alır mısın?" İrkiliyorum,bakakalıyorum titreyen sesiyle bana uzanan o kırılgan sese.Utanıyorum kendimden,sığınıyorum o çok sevdiğim ezgiye... "Şahin oldum uçtum dağ başına Rüzgar oldum estim dağ taşına Serçelere sordum hep boşuna Senden evvel ölem Koyma beni böyle bir başına ... Bir ceylanın yavrusuna tüfeng tutulmaz Bir gelinin çeyizine kefen koyulmaz Böyle zaman böyle dünya derdi çekilmez..." Sabahları vardı çocukluğumun...diye mırıldanıyordum;simitçi çocuk şaşkın gözlerle bana bakıyor,zaman akıyordu;ben susuyordum!
  6. süper bir özet.Eğitim demişken; "Allah bizi Entel Magandaların şerrinden korusun." Tescillenmiş cehaletle uğraşmak gerçekten çok zor
  7. GÜNEŞ KÜSMÜŞ ŞALKIMIYOR AH SENSİZ ZERDALİ GÜZELİ GÖZLERİNLE BAK BANA KEDER EŞ OLDU YENEMİYORUM AH SENSİZ BALDAN TATLI SÖZLERİNLE GÜL BANA DİKEN SARMIŞ GÜLLERİMİ DEREMİYORUM GÜLDEN NAZİK ELLERİNİ UZAT BANA HASRET YANAR GECELERİM AH SENSİZ DAVRAN GÜLÜM ESEN YEL OL GEL BANA GÜNEŞ KÜSMÜŞ ŞALKIMIYOR AH SENSİZ ZERDALİ GÜZELİ GÖZLERİNLE BAK BANA KEDER EŞ OLDU YENEMİYORUM AH SENSİZ BALDAN TATLI SÖZLERİNLE GÜL BANA
  8. Bize düşünmeden kabullenip yüceltmeyi,korkmayı öğrettiler!Bundandır "neden"lere olan bu anlamsızlığımız.
  9. Demirefe, Geçen gün bir arkadaşımız;Türkiyenin en iyi finans kaynaklarından olan bir şirkettin üst düzey yetkililerine meramını anlatırken;söz konusu Kürtler olunca... "Aman Allah'ım,şu iki kelimeyi biraraya getiremeyen cahillerin hakları mı var." demiş.Hemen akaibinde;arkadaşımız başörtü sorunundan bahsederken;hemne yine aynı zihniyetle söz almış... "Onlar ancak benim evimde birer hizmetkar olabilir" Sizin de yaklaşımınız bu olmasın mı! Dinciler;başında ki örtüye el uzatılanlar, Kürtçüler de dili yasaklananlar olmasın mı! Sürekli aynı korkular ile,genellemeler yapmanız nedense bana bunu düşündürüyor. Onur Öymen haklı;analar ağlamasın mı(hangi analar ağlar bu ülkede;egemenlerin anası mı yoksa halkın mı?)
  10. Sizin insanların ölümünü onaylamayacak biri olduğunuzu çok iyi biliyorum. Siz de şunu bilin; Devleti suçlamak gibi bir derdimiz yok.Sadece "neden" diye soruyoruz.Çünkü ödediğimiz bedellerin nedenini anlayamıyoruz. Ben her türlü zorbalıkla;canım pahasına savaşırım.Emin olun buna.Kim olursa olsun;tarafı olmayan cehaletti hazmetmem. Herşey değişiyor...İnsanlar da değişiyor;bizler yaşama hakkımızın kutsallığını da yeni farkettik. Bırakın da "ağalara" yanıtımızı verelim.
  11. “Artık Vandée diye bir yer yok, sevgili yurttaşlarım, Kılıçlarımızla kadın çocuk demeden yok ettim, Savenay bataklıklarına ve ormanlarına gömdüm onları. Emriniz üzerine, çocuklar bile atlarımızın nalları altında ezildi, kadınlar artık geleceğin askerlerini doğuramayacak, çünkü katledildiler. Sokaklar ceset dolu, kimi yerlerde cesetlerden piramitler oluşmuş bulunuyor. Savenay’da kitlesel olarak kurşuna dizdik esirleri, çünkü isyancılar sürekli teslim olmakta ve kimseyi esir alacak durumda değiliz. Onlara özgürlüğün ekmeğini vermeye hiç de niyetli değiliz. Devrimin acıması yoktur.” General François Joseph Westermann,devrimi destekleyen Vandee köyündeki insanları katkettikten sonra bu sözleri sarfeder.Devrim acımasız der;ama acımasız olan devrimin değil de kendisi olduğunu farkedemez bir türlü. Dersim katliamının özeti de bu galiba! Modern devrimin başlangıcı Fransız Devrimien dayanır;bu devrim de sömürülen halkın egemen iktidara olan başkaldırısı vardır.Yoksa halka devrim götürecek savaş uçaklarının yerle bir ettiği YAŞAMLAR değil. Siz daha önceki iletileriniz de devrim için herşey mübahtır gibi bir cümle kullanmıştınız.Hayır,mübah değildir.Devrim,süreçleri ile farklılık gösterir.Kimi zaman herhangi bir zümre tarafından,kimi zaman halk tarafından kimi zaman da tepeden inme olur.İhtilal dediğiniz bu süreç ise devrimin kendisidir.Herhangi bir aşaması değil. Peki,Dersime bakalım. Ne oldu;öncesinde isyan.Sonrasında isyanı bastıran bir katliam. Söyleyin;devrim bunun neresinde. Devrim,hangi süreçle başlar burada. İster kabul edin,ister etmeyin;sebebleri ağalık olsa da sonuçları ile asimilasyondur Dersim. Sebebleri sıralamışısnız;sadece Dersim değil de demişsiniz. Evet sadece Dersim(genel anlamda bölge halkı) değildir cehaletin kaynağı. Halkı ile konuşamayan,halkına gerektiğinde ölümü dayatan zihniyettir aynı zamanda...
  12. Sevgili Dayı, PKK'nın neden var olduğunu sorgulamak,halkın neden PKK'yı bu kadar içselleştirdiğini anlamaya çalışmak; kesinlikle PKK'yı onaylamak anlamına gelmiyor.Benim yaşadığım yerde zorbalığın haddi hesabı yoktu.Benim güvenliğimnden sorumlu olanlar,beni PKK ile eşdeğer görünce başlar zorbalık.PKK köyleri basıp ahkam kesmeye başladı mı başlar zorbalık.Ağa toprağı ile ayarı verince,koruyucu silahı ile elimdeki ekmeği çaldığında...cehalete batmış insanlar diğerlerini cehaletle suçlayınca başlar zorbalık. PKK,suçlu.PKK,terörist. İyi de insanlar neden dağa çıkar,neden dağa çıkan insanlar düze inmez? Aslında benim ülkem;Cemil Meriç'in değişi ile "Bu Ülke" den ibarettir. Mantık;ötekileştirmekten ibaret! Ne der HORATIUS; Ne gülüyorsun?Anlattığım senin hikayen! İşte bizim hikayemiz. Saygılar.
  13. Beşiktaş asillerin takımıdır
  14. Burada kimseyi akladığım yok.Yahu Allah aşkına kelime oyunları yapmayın.Söyleyin bana;işkencede öldürülmedi mi Ceber,sırtından vurulmadı mı Uğur...?Sadece bunlara hayır diye yanıt verin;susayım.
  15. Toprağından edilen Ahmet Kaya'nın yaşadıkları sizi şaşırtmasın.Bu ülkede dürüst olmak;sizi vatan haini yapar. Sevgili Ahmet Kaya'yı sevgiyle,rahmetle anıyoruz. O muhteşem sesi;o güzel insanı unutmayacağız. Min beriya te kir ewina jiyan! Cevap veriyorum Eli bögründe analardan Mahpuslardan ve acilardan Çokça bahsediyorum Çünkü basini kuma Saklayanlardan tiksindim Baskaldiriyorum. Yine söylüyorum Kirmizi rujlu sokaklarin ********** pazarliklarin Adi anilmayacak benle Bir çiçegim halk ormaninda fiskirdim Baskaldiriyorum. Ben bir biçak ucuyum Kavga vermis halkina Baskaldiriyorum iste&hey Varin benim farkima. Yine söylüyorum; Gözü baglanmis korkulardan Yasaklardan baskilardan Asla irkilmiyorum Çünkü kan emici yarasadan çildirdim Baskaldiriyorum. Yemin ediyorum; Üç kagitçinin pezevengin Teslimiyetin ve milletin Yolu ugramayacak bana Bir dalgayim halk denizinde köpürdüm Baskaldiriyorum. Ben bir namlu agziyim Omuz vermis halkina Baskaldiriyorum iste&hey Herkes varsin farkina.
  16. Ne kadar da iyi anlamışsınız.Silahın gölgesinde büyüyen bizler;silahı çözüm olarak görmediğimizden "barış" diyoruz.Teşekkürler.
  17. yukarda yazdıklarıma eksi on beş verilmiş galiba burada düşünceler değil repler konuşuluyor;işte tahammül bu olsa gerek. Boşig, Devrimin ne olduğunu çok iyi biliyorum.Bana devrimi değil;sonuçları ile Dersimi yazın.Ayrıca Türkiye'de ki devrim ayrıca tartışılır.Şapka takmayanı idam sehpasına götüren;tepeden inme bir devrim! Halkın devrimi değil bu. Halka rağmen halk! Stalin'de 40 milyon yurttaşını harcarken böyle düşünmüş olmalı. Nazilerde katliamlarını bu gerekçelerle meşrulaştırmış olmalı. meli,malı...ama insan harcanmamalı! Devrim;devirmekten gelir.Devirdiğinizin ne olduğu da çok önemli değildir aslında. Pardon;Dersim de devrilen neydi! tüm devrimler böyle olmamıştır. Gerici zihniyet Dersim değildir;Dersimi yerle bir edendir. Seyit Rıza asıldı;isyan bastırıldı.Ne gereği vardı,o kadar insanı öldürmeye. Sadece öldürmedik;sürdük,yasak kıldık. Devrim değil mi? Tabi,bölgede ağa falan kalmadı ki! Devrim değil;katliam.Üstelik katliama neden olan yine devlet.Halkının dilini bilmeyen,halkını anlama zahmetine girmeyen,halkına kimliğini yasak eden,işine gelince ağalara ve imamlara sarılan;işine gelmeyince ağaya cephe alan otorite. Ağalarımız son etapta koruyuculardı;devrim ha!Buyrun hemen devrime. Birinin ensesine dayayın silahı;başını her kaldırdığında ezin o başı...sonra devrim yapacak bu halk;ama nasıl devrim yapacak bu halk. Kibar Feyzo ne demişti; "suç kimin?" Suç;bölge halkı başta olmak üzere sürekli halkına koyun olmayı dayatandan mı,yakıp yıkandan mı,açlığın siyasetini yapanda mı...? Suç;ensesine silah,yüreği korku ekilenden mi...? Suç kimin? Hiç mi hırsızın suçu yok mu,değil mi ama! Doğrudur;bölgede feodalizm var. Ama sorunun temeli bu değil;Türkiye'nin kendisi sorun! [quote]Eğer Türkiye'de Türk Ulusal Devrimi'ni ve Çağdaş Uluslar Seviyesine çıkabilmeyi hala sindirememiş bir kesimden iseniz, Dersim Olayı'na tek taraflı bakıp, Türkiye Cumhuriyeti'ni tek suçlu olarak ilan etmeniz elbette ki tutarlıdır... hiç kimse masum değil! Çağdaşlık zihinde başlar;misal Dersim İsyanı... Ve bu ülkenin ciddi bir zihniyet devrimine ihtiyacı var;insani değerleri geliştirecek bir devrim ama!
  18. Yapmayın.Daha Fransa ile mi kıyaslıyoruz!Bence önce Fransa'ya,oarad işleyen devlet düzenine bir bakın. Ayrıca Sevr vb tabularınızı yıkarsanız;sizinle aynı toprağı paylaşan insanlarla daha iyi empati kurabilirsiniz. Üniter devlet ile Ulus devleti karıştırılıyor gibi geldi bana!
  19. Boşig, Ulus-Devlet anlayışı vadesini doldurdu diyorum;çünkü küreselleşme dediğimiz olgu bunu gerektiriyor.Bakınız Vikipedi'den Ulus-Devlet anlayışının tanımı; "Ulus devlet, meşruiyetini bir ulusun belli bir coğrafi sınır içindeki egemenliğinden alan devlet şeklidir. Devlet politik ve jeopolitik bir varlık, ulus ise kültürel ve/veya etnik bir varlıktır. Ulus devlet kavramı ise bu ikisinin belli bir coğrafyada örtüştürür, ve böylelikle kendisinden önce gelen devlet yapılarıyla büyük ölçüde farklılaşır. Tarihteki diğer devletlerden farklı olarak, ulus devlet modelinde devleti oluşturan tüm vatandaşların ortak bir dil, ortak bir kültür ve ortak değerleri paylaşması esastır. Ayrıca ulus devlet kavramı her milletin kendi kaderini tayin ve otonomi hakkına sahip olduğu fikrini içerir. Bu özelliğiyle dünyadaki bir çok milliyetçi harekete ilham kaynağı olmuştur." Yani ulusallaşmış bir devlet.Millliyetçilik ile sıkı fıkı olan bu kavram;küreselleşme ile beraber geçerliliğini yitirmiştir.Bir kere şunu kabul edelim;Ulus-Devlet anlayışının işleviğini kaybettiğini düşünmek kesinlikle üniter olan bir devlete karşı olmak değildir.Üniter devlet;ulus ile değil,demokratik kurallar çerçevesinde ortak çıkarlarda buluşan;vatandaşlık(Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ile Türk olmak arasında ki farkı gözetelim) Dostum; Ulus-devlet anlayışı ülkemizde ters tepti;Kürtçe her haliyle yasaklandı.İnsanlara Türk olmak öğretildi.Ama inadına Kürt oldu herkes.Hatemi katıldığı bir program da şöyle demişti; "diyelim ki bizim anlayışımızda etnik bir ulus yoktu;diyelim ki bizim milliyetçiliğimiz de sadece Türk doğmak yoktu.Ama diyeceklerimiz bu ülkede yaşananların yanında gülünç kalır.Çünkü asil olan kan öğretildi.Kürt bunu kabul etmedi.Ne yapacağız şimdi" Cümleleri biraz dolaylama yolu ile anlattım;aklımda kalanları sıraladım:) .... Küreselleşme demişken belirteyim;günümüz dünyasında ulus-devletçiler ile küreselleşme taraftarları çok zıt yerlerde durmaktadır.Küreselleşme ulusu yok etmiş;küresel pazar anlayışı ile; sınırları alt üst etmiştir.Bu konuda çok yerinde olan bir yaklaşımı sizinle hemen paylaşayım; "Doğrusu ben, hala birçok insanın, ülkelerin başarısının, sözümona piyasa dostu iktisat politikaları sayesinde olduğuna inanmalarına şaşıyorum".(Amerikalı iktisatçı John Weeks) Gelişmiş ülkeler dünya piyasasında ulusal ekonomi yoktuır.Geri kalmış ülkeler ve gelişmekte olan küreselleşmiş dünyada sadece bir aldatmacadır. ... Bademciğin yerine neyi mi koyduk..! Bademciğin verdiği rahatsızlığı gözardı edenlere;ortak çıkarlarda buluşulan,demokratik bir toplumsal sözleşme olan,karşılıklı hak ve ödevlere dayanan;vatandaşlık bağı ile ortak çıkarlarda buluşulan bir toplumsal sözleşmeyi reçete olarak sunduk.
  20. ulus -devlet; "...bütün toplumu koyuna dönüştürme projesidir." işte muhteşem bir tespit. Taraf gazetesinden,Sevinyan tarafından yazıya alınmıştı sanırım. Ulus-Devlet vadesini doldurdu!
  21. Devrim mi! Siz hangi devrimden,nasıl bir devrimden söz ediyorsunuz?Devrim dediğiniz şey;halkı ile konuşamayan bir devletin halkını yok edip öldürmesi mi,çocukkadın demeden savaş uçakları ile bombalanması mı,sürülmesi mi...! Tüm bunların adı katliamdır, devrim olamaz değil mii? Peki nedir devrim! Devlet otoritesinin ağalara,şeyhlere;sizin deyiminizle devletin feodalizme karşı verdiği bir mücadaledir devrim. Sonucunda yeni ağalar üretmeyen,verdiği mücadaleyi tüm yönleriyle tamamlayan bir süreçtir devrim. Bakın Dersim'de işleyen devrime(!) Daha sonra ki dönemlerde;eline silah verilen koruyucular,PKK'ya alternatif olan Hizbullah,Jitem ve daha nice vatansever sistem işleyicileri. O kadar kişinin kanı işte böylesi bir devrimin uzantıları! Dersim isyanının çıkışında asimilasyon olmasa da sonucunda var.Lütfen elinizi vicdanınıza koyun;ve gerekçelerinizden sonra "bu bir katliamdır" deme cesaretini gösterin.
  22. Çok teşekkür ederim.Çok geç oldu bu teşekkür ama;anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Çok güzel cümleler,çok teşekkür ederim yeniden. sevgiler.
  23. Dersim'de tüm yaşananları sadece bir ağanın baş kaldırısı olarak görenler; Bilmezler ki;Dersim ile aynı dili konuşamayan otoritenin ağaları nasıl da arkalarına aldığını. Bilmezler ki;Seyit Rıza ile açıklanamayacak bir Dersim isyanının anlamını... Bilemezler;anlayamazlar...kadın,çocuk demeden katledilen insanların acısını.Sürgün edilen insanların çaresizliğini nasıl hissedebilirler ki! Faşizm genetik değildir;hastalıktır. Genetik olan işleyen sistemin yalanları ve o yalanları yüceltenlerin yanılgıları. Öymen'e teşekkür ederim.Bize yine Dersim'i ve kendi zihniyettiğini hatırlattığı için.
  24. Kurban kesmek dini bir vecibe;tabi ki kesilmeli(tabi inananlar için) Hayvana verilen eziyet;kurban kesenin amacından uzaklaşan yaklaşımları vs... Bunlar,bu ibadetinin kendisi ile değil;ibadetti yanlış yapan insanın cehaletidir. Bu arada,ben et yiyemeyen ailelerin olduğu bir ülkede yaşıyorsam;Kurban bayramı baş göz üstüne:)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.