Zıplanacak içerik

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. Ahmet Türk'e yapılan bu hareketi kınıyorum...Üzülüyorum ;tahammül edemeyenlerin saldırganlığına ve kendi insanını korumakta aciz olanlara...Umutluyum ; Ahmet Türk'e yapılan bu çirkin saldırı karşısında tek yürek olan Türk ve Kürt halkını yürekten alkışlıyorum...Dink'ten sonra canımızı acıtmanıza izin vermeyeceğiz.
  2. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Gazete Haberleri Paylaşımı
    Bana gelen bir öm'ye cevap yazayım dedim ki; hemen YENİ ANAYASA başlığı dikkattimi çekti. Uzun bir süredir bakmamıştım. Değişen birşey de yokmuş zaten. Aynı kişiler, aynı düşünceler. Gündem değişiyor; ıslak olan imzaların gerçekliği ortaya çıkıyor, şimdiye kadar bağımsız olamayan yargı "bağımsızlık elden gidiyor" diye "TSK dışında çözüm üretmeyi" beceremeyenler düğmeye basıyor... falan filan. AKP'nin ne olduğu zerre kadar umrumda değil;burada yorum yazan kaç kişi yargı bağımsızdır diyebilir? Yahu, daha darbelerin anayasası ile yönetilirken bu ülke, nedir hala itirazların mantığı? AKP sizi inandırmıyor mu; buyrun o zaman yeni çözüme. İnandırıcı değilsiniz.
  3. Çok ses çıkarmadan; Sevgili forumdaşlarım, Nefret yada sevgi ile açıkladıklarım,kişisel değil genel anlamdaydı.Öm'lere baktım,cevap yazamadım.Üzgünüm.Çok teşekkür ediyorum.Düşüncelerim,dün neyse bugünde odur.Düşünürken sadece yazmadım;gerçek olan hayatımda her daim yaşadım.Kimseye kırgın değilim,umarım kimseyi de kırmamışımdır. Üzüldüm,düşüncelerin öylece basite indirgenmesine.Sayın ...(beni durumdan haberdar eden arkadaşım) siz de benim için değerlisiniz.Yaptığınızın mantığını kavrayamadım,ama sanırım böylesi bir ülkede de tepkinizi anladım. Herkes hakkını helal etsin;bu son iletim(uzun bir süre burada yazamayacak kadar tıkandım,belki aylar sonra belki de hiçbir zaman) Hoşçakalın.
  4. Unutmadan! "siz kimsiniz" diye soracak olanlara "bizim tayfayı" da tahmin ettiklerimle yazayım. Diyarbakırlı,Dünyahepimizin,Dominik,Biji Türkiye,Bakkalcı,Jan.... Çok gülünç,çok acı Çoğu şimdi yok;herkese öm atamayacağıma göre;açık açık yazayım...."olan biten sizin bildiğiniz gibi değilmiş" ne diyeyim!!!!!!!!!!!!!!!!!
  5. Arkadaşlar, "Düşünce ve tahammül" derken "rep" sistemini kastetmemiştim ben.Açık olayım;ne rep sistemi nede rep sisteminin eksi yada artılarını yazmak değil benim derdim.AED isyan demiş yazdıklarıma;aynen öyle. Daha açık olayım;buradaki forumdaşlar için "bölücü","yalancı","çakma Ersöz".... oldum çoğu zaman.Kimi çocuksun dedi,kimi haddimi bildirmeye kalkıştı.Buna rağmen "eyvallah" dedim.Kimseye ama kimseye saygısızlık yapmadım,kimseyle uğraşmadım. Kişiselleştirme mi oldu;hemen toparlayayım. Geçen gün tarafıma atılan "öm" gerçekten sinirimi bozdu."Arkadaşlarına da bunu söyle" ile başlayan öm,bu forumda çok değer verdiğim bir isim tarafından bana atılmıştı.Ve "siz" den sonra başlayan "biz" artık illalah dedirtti. Şunu belirteyim;burada yazar giderim.Birileri onaylar yada onaylamaz;derdim değil.Ben burada doğrularımı yazıyorum;başka doğruları anlamak için çabalıyorum.Gerisi beni bağlamaz.Ha bir selamdan sonra verilen eksiler yığını için diyeceğim; "benim için zaman gerçekten önemli.Eksi yada artıların zihniyetine harcayak ne zamanım ne de emeğim var." Kısaca... "Hiçbirinize taraf değilim.Düşüncelerimi sizinle açıklamıyorum.Arkadaşlığınız yada nefretiniz beni bağlamaz.Nasıl anladığınız da çok önemli değil.Gelir,düşündüklerimi söyler,giderim.Hepimiz için geçerli bu.Kimseye dost yada düşman olunmaz söz konusu düşünce olunca."
  6. mavi olmayan gökyüzü şurada yorum gönderdi AED'nın blog başlığı içinde AED'nin Blogu
    Dün Nur Çıtay'ın bu konuda yazdığı güzel bir yazı vardı.Radikal gazetesinde.Sonuna kadar katılıyorum;ama onların suçu yok.Onu şahlandıranlar bizizSaygılar.
  7. Değerli arkadaşlarım, Sürekli yazmayı düşündüğüm,ama sürekli ertelediğim bir konu vardı ki; bugün aldığım bir ÖM'den sonra artık yazmalıyım dedim.Bu eleştiri forum yöneticilerine değil,biz forum takipçilerine.Çünkü gerçekten de bu forumda kendisine çeki düzen vermesi gerekenlerin başında biz varız.Biz tartışmayı,paylaşmayı beceremeden başkalarından ne isteyebiliriz ki! Çok uzatmadan... Biliyorsunuz ki;forumumuzda uygulamaya geçen rep uygulaması artık yok.Bunu geçen gün farketmiştim.Ama nedeni üzerinde çok düşünmemiştim.Daha ilk günlerde kendi adıma şunu belirteyim;rep ile açıklanan taraf olma cabası beni rahatsız etmişti.Ancak sonra ki günlerde bir anda 200 iken aynı anda 100 ile açıklanan bu anlayış bana "neyin kavgası" dedirtti.Düşünceleri rep ile açıklayan,onaylamadığı düşünceye eksi ile yanıt veren zihniyetlerin olduğu bir yerde daha ne söylenebilirdi ki;burada olmamızın amacı bu değil.Neyse...Bana öm çeken arkadaşımız,bazı arkadaşlarımızın bu yüzden olmadık öm'ler aldığını belirtmiş.Daha sonra da "sizin tayfalar başladı" diye kendi taraftarlığını açıklamış.Özür dilerim de kim,kimin tayfası?Siz,burada yazan arkadaşlar;"kendinizi hala diğeri ile mi tanımlıyorsunuz?" Öyleyse...cevap vereyim; Hiçbirinize taraf değilim.Düşüncelerimi sizinle açıklamıyorum.Arkadaşlığınız yada nefretiniz beni bağlamaz.Nasıl anladığınız da çok önemli değil.Gelir,düşündüklerimi söyler,giderim.Hepimiz için geçerli bu.Kimseye dost yada düşman olunmaz söz konusu düşünce olunca. Beni,düşündüklerimizi;bizi,düşüncelerimizi onaylamak zorunda değilsenzi de;beni,bizi kendi düşüncelerinizle etiketlendiremezsiniz! Bu forumda hala varsam;bu forum yöneticilerinin özellikle Sayın Admin ve Cloud'un yaklaşımlarındandır.Ki gerçekten tarafsız olmaya çalışıyorlar. Ancak forumdaşlarımız,bizler bırakın taraf olmayı sınırlarımızı bile kestiremiyoruz söz konusu tahammül olunca. Burada çok sevdiğim nice forumdaş yok artık.Tahammülsüzlük en büyük neden.Arkadaşlar biz,bizim gibi düşünmeyenler oldukça daha değerliyiz. Benim yazdığım selama bile eksi on beş rep verildiği gün;bu kadar mı rahatsız bu insanlar benden dedim ve çekildim.Hala da yazamıyorum.Bunları bile sıralarken,hemen yazacaklarım bitsin istiyorum.Sanıldığı aksine,kimse burada benim tayfam değil.Eksiyi bırakın,artı rep bile vermedim kimseye.derdim değil. Bugün olmayan bu uygulamayı konuşmak değil amacım;sadece yanlış anlaşılanları açıklamak ve özeleştiri. Diyeceklerim bundan ibaret;hepinize saygılar.İyi paylaşımlar.
  8. "Suçlu aramayın boşuna... Hepimiz suçluyuz... Herkes suçlu... Kardeş kardeşine kıyar mı... 30 yıldır birbirimizi boğazluıyoruz yazıktır günahtır..."
  9. "Muş'un Bulanık İlçesi'nde, DTP'nin kapatılmasını protesto eden grubun başlattığı olaylarda bir manifaturacı dükkanından açılan Kalaşnikof tüfek ateşiyle 2 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. İlçe savaş alanına dönerken, işyerleri ateşe verildi, araçlar tahrip edildi, halk evlerine kapandı. Güvenlik güçleri çevre il ve ilçelerden takviye gelen ekiplerle Bulanık'ta geniş çaplı güvenlik önlemi aldı."(Radikal) Son günlerde yaşananların boyutunu herkes okuyabiliyor mu? Çok uzak bir tarih değil;daha dün satırlı-bıçaklı bir tepkiye "önemli değil,olur böyle tepkiler" diyen başbakanımız şimdi ne diyecek? Geçmişte söylediklerini AKP'den duymaya tahammül edemeyen CHP ne diyecek? Ya MHP....?Yine dağa mı!Buyrun diyeceklere. Ve DTP...istediğiniz bu muydu? Siyasi irademizin neredee olduğu belli,nasıl da savaş çığırtkanlığı yaptığı ortada!Onların ne diyeceğine hepimiz aşikarız.Sadece söylenenlere seyircilik yapmak yetmez barışa.Yetmez onca günahdan,vebaldan arınmaya. Bizler seyirciyiz,Muşta aynı toprağı paylaşanlardan biri diğerini canından etti. "Benim yazılarım halkımıza bir çağrıdır. Öncelikle çocukları savaşta ölmüş Batıdaki, Doğudaki anaları çağırıyorum. Bu savaş en çok sizin yüreğinizi yaktı. Herkesi çağırıyorum. Sayın Yargıçlar, sizleri de bu savaşı durdurmak isteyenlere katılmaya çağırıyorum. Bu ülke hepimizindir ve bu ülke insanlık tarihinde çok uzun yaşamaya layıktır. Hem de onuruyla yaşamaya...Unutmayalım ki, bir ülkenin insanlarının onuru en azından toprağı kadar kutsaldır" diyor Yaşar Kemal. Lütfen,aydınlarımıza,siyasilerimize,hukukçularımıza ve tüm vicdan sahiplerine hep beraber "barış için şimdi" diyelim.Yetmedik mi;annemize,babamıza,komşumuza "asırlardır beraber yaşadığımızı" bir daha hatırlatalım.Kendimize bunu anlatalım. Herrkesi sağduyuya davet ediyorum.
  10. Ahmet Altan hakkında ki düşüncelerinize saygım var.Yaşar Kemal benim üstadım.Çok ama çok değerli bir aydın,muhteşem bir kalem.Savaşı kendi toprağımda Yaşar Kemal ile anladım. Öneriniz için çok teşekkür ederim.Hemen yapılması gerekenlere kattım.
  11. Boşig, Ben DTP haklı demedim;PKK meşru demedim.PKK YADA DTP KÜRT SORUNUNUN EN BÜYÜK GERÇEĞİ dedim. DTP,çok büyük bir yanlış yaptı.Kendisini PKK ile eşdeğer gördü.PKK'nın bayrağını taşıdı.Emine Ayna kalkıp "dağa çıkarız" diye kendince resti çekti.Bu yanlışı sadece DTP mi yaptı;hayır. AKP,MHP,CHP...yahu hangisi çözümü üretti ki;tek yanlış DTP gibi yazıp çiziyoruz. Bugün Kürtler "siyasi irademiz yok sayıldı" diye alanlarda.Öcalan ve PKK yine tek çıkış yolu gibi o insanlara.İnsanlar PKK ile kendini anlatıyorsa,sormak lazım;"kardeşim neden bu insanlara devlet ile anlatmaz" "Kapattınız HADEP,DEHAP...DTP'yi!Kapatın yeni kurulacak olan diğer bir partiyi.Kabul!Bende MHP kapansın diyorum;çetelere ve **** tahammül edemiyorum.Birileri için DTP neyse,benim için MHP o!" Boşig, Silah taraf değil,tarafları konuşturur.Düşünce vicdanı.Buyrun vicdan adına çözüm için düşünce üretmeye.Beraber çözümlerimizi yazalım.
  12. Boşig, Silah ile çözüm olamayacağını biz de çok iyi biliyoruz.Ama sadece bilmek yetmiyor.Çok daha iyi bildiğini iddia edenler,yalanları ile silahı dayatıyor.DTP'nin kapatılması;siyasetin dibe vuruşu,silahın yine temsiliyete dönüşmesi değil mi?
  13. Kanın acısını "ama" ile taçlandırdığınız andan itibaren siz bir "*****" olursunuz.
  14. Öncelikle şunu herkes kabul etmeli;PKK,Türkiye'nin gerçeği..DTP'yi eleştiriyorsunuz da,bölge halkının PKK'ya bakışını pek sorgulamıyorsunuz.Bölge de ki havayı solumadıkça,orada yaşananları anlamadıkça,oradaki insanla empati kurmadıkça hiçbir çözüm üretilemez.PKK,ama neden PKK,niye hala PKK? DTP,söylem ve eylemleri ile eleştirilebilinir.Ki benim nezdim de sadece DTP değil;en az DTP kadar tehlikeli olan MHP;hergün bir başka komediye imza atan CHP ve AKP'de söylem ve eylemleri ile kapısına kilit vurulacak olanlardır.Tehlike diyorsanız buyrun alası!Kapatalım mı hepsini.Var mı sizce bunun mantığı? Ha,diyorsanız "tek parti,tek iktidar";o zaman diyeceğim yok. DTP;kapatılmamalıydı.Türk gibi ılımlı bir siyasetçi yasaklanmamalıydı.(Arkadaşımız Biji'nin "Ayna gibi Şahin varken,Türk'ün siyasi yasağı neden" şeklinde özetlenecek tespiti ayrıca altı çizilmesi gereken bir nokta) Yanılmıyorsam Uras'tı; "Partiyi kapattınız,seçmeni nasıl kapatacaksınız?" diyen.
  15. İşte bu Başım gözüm üstüne,söz konusu makarna olunca gerisi tefferuat en kısa zamanda bekliyorum.
  16. Boşgggggggg Yahu ben bunların hepsini biliyordum ki,keşke senin yerine bana sorsaydılar Şaka bi yana,ben geçenlerde İzmire gelecektim ki(gelemedim) aklıma sen geldin.Ben uzun bi süre İstanbul'dayım.Yolun düşerse ver bi haber,makarna ısmarlayayım sonra devam ederiz tartışmaya Düşünceleri farklı bir yere bırakıyorum;güze ve değerlisin.
  17. Kesinlikle katılıyorum.Sonuçta kimse şunu yaz,yok olmadı bunu yaz demiyor.Park edilecek bir araba yok ki ortada.Yalnız;işsizlik,kadın,sokak çocukları...şeklinde açtığım başlıklara,bu konuda eleştiri getirenlerin de pek birşey yazmadığını dipnot olarak geçeyim. Ve şu;biz düşüncelerimizi "aman uyarı alırım" korkusuyla gereğinden fazla dizginliyoruz.Ki bu bende "yazma be kızım" tepkisini getirdi. saygılar.
  18. Kesinlikle ama kesilikle hiçbir şekilde Bursa'da hayatını kaybeden işçilerin hayatını herhangi birşeye alet etmedim;etmemde.DTP hakkında ki düşüncelerim sizden farklı değil,ancak bana göre kapatılması doğru değil. "Evet,savunuyorlar,savunuyoruz HALA! CHP'ye,MHP'ye,AKP'ye ve DTP'ye inat!" demiştim daha önce,bunun altını bir daha çizeyim. ****
  19. Evet,savunuyorlar,savunuyoruz HALA! CHP'ye,MHP'ye,AKP'ye ve DTP'ye inat! Demokrasimizin alnı açık,yolu aydınlık olsun.DTP kapanmıştır.Barış gelmiştir.Bursa'da 600-700'e canlarından olan işçilerde kavuşmuştur Hakkın rahmetine.Herşey olurunda,kimsecikler korkmasın. Sakallı Celal, "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur." derken de nasıl görmüş bu ülkenin asıl sorununu. Hadi bakalım,alkışlayalım korkunun imparatorluğunda demokrasi oyunlarına gelen insancıklarımızı.
  20. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Öneri ve Eleştirileriniz
    Şaşırdım ve üzüldüm
  21. "...Her savaşta ilk ölen bir çocuk var. O "başkasının" çocuğu olduğu zaman mı savaştan rahatça sözediliyor? Siz bir insanın savaşta nasıl öldüğünü hiç düşündünüz mü? Önce bir vınıltı duyulur, uğursuz, ürkütücü bir vınıltı, başını kaldırıp gökyüzüne bakarsın, o vınıltı ani bir homurtuya dönüşür sonra, bir karaltı süratle yaklaşır ve dehşetli bir patlamayla etrafındaki hava boşalır, kolların, bacakların patlamanın olduğu yerden uzaklaşan havanın korkunç çekim gücüyle yerlerinden koparılır, alevler içinde yanan bedenin dağılır. Böyle ölüyor çocuklar...(*)" Bomba patlar.Ortalık kan gölü.Tüm haberlerde beş dakikalığına dökülen timsahın gözyaşları; "Savaşın ikinci yılında yine çocuklar öldü!" ve paramparça olmuş küçüçük bedenler. Nerede bu savaş,savaşın rengi ne...? Değer biçer insanlık savaşa,kan ile boyanmış beden yanıtlar; "bu savaş senin olduğun her yerde,hangi renk mi,bak kırmızı benim rengim." Siz bir çocuğun savaşta nasıl öldüğünü hiç düşündünüz mü? işte böyle ölüyor çocuklar... ‘’Sen hiç Sarıkamışı gördün mü kedi? Sarıkamış içinde Aynalı Çarşı.Sen Aynalı Çarşıda uçup da denize gömülen gemileri hiç gördün mü? İyi ki görmedin. Sen hiç parça parça olmuş, üst üste tepelerce yığılmış, siperleri, koyakları, çukurları ağzına kadar doldurmuş ölüleri gördün mü? Ovalar dolusu çürümüş, kokmuş, kokusu insanı boğan ölülerin üstünden hiç yürüyerek geçtin mi? Sarıkamış savaşını görmemiş, yaşamamış insan, hiçbir şeyi görmemiş, yaşamamış demektir. Erzurum içinde Aynalı Çarşı. Sen kedi sen hiç, uykucu, rahat, gerinen kedi, sen hiç Allahuekber dağında olup bitenleri gördün mü? İnsan boyu, iki insan boyu karın içinde yalınayak, başı kabak, pantolunu yırtılmış, kaputsuz, ceketsiz, karınları bit dolu, donmuş elleriyle kaşınamayanları, Rus topçusunun karlı dağları ateşe, zindana çeviren güllelerini, karla birlikte uçuşan kolları, bacakları, kollarla bacaklarla, gövdelerle birlikte yağan kanları, Allahuekber dağlarının doruklarından fırtınaya, boraya tutulup donan, taş kesilen, donmuş kirpikleri, kaşları, donmuş gözleriyle bakan onbinlerce askeri gördün mü hiç? Sen bunları görmediysen hiçbir şey görmedin demektir. Sen bunları görmediysen kedi, niçin bir tekneye binip de karşı kıyıda karaya çıkmıyorsun? Sen bunları görmediysen insanların yüzüne bakmaktan niçin utanasın?...(*)’’ Utanır Sarıkamış,utanır Allahuekber dağları.Utanır güneş;utanır da güneş kendi aydınlığından,sakınır aydınlığını karanlığın rengini çalan o insancıklara! Utanır gövdesinden ayrılan bedene ev sahipliği yapan dağlar,utanır kanın rengine boyanan taşlar,utanır insan bedenini bilinmedik diyara çalan Munzurlar...utanmaz sol yanı daima çarpan insan. UItanmaz Vasili,utanmaz insan... Gökyüzü masmavidir;güneş sımsıcak...Annesinin verdiği ekmek ile karnını doyurur bir çocuk...Uğultudur önce ölümün adı.Gökyüzüne bakar küçük çocuk.Önce mavilikler kaybeder rengini,sonra kıyamate benzer o sesler...paramparça artık o beden. Elinde silahı,evinde onu bekleyen daha dört yaşında ki çocuğu...gülümser toprağa düşmüş o ekmeğe...paramparça artık o beden. Siz bir çocuğun savaşta nasıl öldüğünü hiç düşündünüz mü? Düşünmediniz mi! Siz bir insanın savaşta nasıl öldüğünü hiç düşündünüz mü? Düşünmediniz mi! "Önce bir vınıltı duyulur, uğursuz, ürkütücü bir vınıltı, başını kaldırıp gökyüzüne bakarsın, o vınıltı ani bir homurtuya dönüşür sonra, bir karaltı süratle yaklaşır ve dehşetli bir patlamayla etrafındaki hava boşalır, kolların, bacakların patlamanın olduğu yerden uzaklaşan havanın korkunç çekim gücüyle yerlerinden koparılır, alevler içinde yanan bedenin dağılır.(*)" işte böyle ölüyor çocuklar... işte böyle ölüyor insanlar... işte böyle ölüyor insanlık... *Ahmet Altan *Yaşar Kemal(Ada Hikayeleri-Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana)
  22. Bende farklı olana tahammülsüzlüğün farklı olana dikte ettirilenlerle benzetme çabalarından bahsediyorum. Buna da karşı olmamız gerekli değil mi. Dostum; Sizi değil,düşüncelerinizi konuşuyoruz.Sizi tanıyorum;ne demek istediğinizi de anlıyorum.Sizi "A"veya " B" olarak nitelemedim ki.
  23. Din ve ahlakın birbirinden farklı kavramlar olduğu doğru.Ancak bu kavramlar farklı olsa da birbirinden bağımsız değildir.Bakınız TDK'da ki "ahlak" tanımlaması. "Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre," Yine TDK'dan "din" tanımı; " Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet." "Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen" Ahlak da dinde kendi kuralları ile vardır.İkisinin de sınırları bellidir.Toplumun kuralalrını yansıtırlar;yaşadıkları topluma benzerler. Ahlak da kuralları toplum belirler;din de ise İlah! Din öğretilerinde ahlakı öğütler,ahlak ise kurallarını belirken dini gözetler. vs vs... Yani tek başına Din yada tek başına ahlak denilemez söz konusu insan olunca. Sayın AED, "<kudsi vazife> gibi kavramlar tamamen <kendin çal kendin oyna > tarzında ciddiyetsiz kavramlardır." diyorsunuz.Sizin gibi düşünmüyorum. Dinlerin çıkış noktası insanlığın varlığıdır.İnsanlık tarihinde en büyük gerçek "din" dir.Sadece tarih mi;bakınız günümüz dünyasına... İnsanlar sizin "ciddiyetsiz kavramlar" olarak nitelediğiniz kudsi vazifeler için hala bedel ödemekte,hala bu kudsi vazifeler üzerinden insanlar,devletler yönetilmekte. .... "Ahlaklı insan dindar insandır" yada "Din olmadan ahlak olmaz" şeklinde ki genellemeleri doğru bulmuyorum.Din olmadan da ahlak olabilir. Ama bu birbirinden beslenen iki kavramdan herhangi birisinin kurallarının gereksiz yada ciddiyetsiz olmasıyla açıklanamaz.
  24. İzmir bu ülkenin en güzel şehirlerinden biridir.İzmir'de yaşanan olayların tasvip edilir,alkışlanır yada siyasi malzeme olacak bir tarafı yoktur.Lütfen bu gereksiz tartışmayı bırakalım;"İzmir nedir"i tartışmak çözüm değil.Bir daha bu tür olayların yaşanamaması için herkesin çok daha duyarlı olması gerekir.Lütfen!
  25. ben çaktırmadan cevap vereyim. bi kerem ilk olaraktan "paylaşmak için" gelmiştim.Sonra "tartışmaya " döndü olay.Ekşi sözlük dışında baktığım daha doğrusu birşeyler yazdığım ikinci site.Bilgi amaçlı forumlara bakmam,sadece bakış açılarını ve yaklaşımların çıkış noktasına bakmak gibi amaçlarla buralardayım. efendim teşekkür ederim.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.