mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey
-
Ermeni sorunu
Sayın Politika,neden üzerinize alındınız,sizi kastetmiş olsaydım adınızı açık açık verirdim;siz diplomatlardan bahsettiniz,bende örneğinize kendi düşüncemi ekledim. Bu niye konuyu saptırma anlamına gelsin ki;diplomatı öldürenler çok mu masum?
-
Ermeni sorunu
Katledilen 37 diplomat da öldürülen bir Dink de kendini bilmezlerin yaptığı......(forum kurallarına uymalıyım) Acılar karşılaştırılamaz!!!
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Öyle mi,ben boyumu aşmayıp susayım Devlet anlayışınızı merak ettim şimdi...siz de yazarken öfkenizi kontro edin!Ben haddimi bilirim,emin olun!
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
O zaman sizde şunun farkında olun,ben burada kimseyi düşündüklerinden dolayı yargılamadım,varsa yargılanan desin. PKK veya DTP'yi hiçbir şekilde savunmadım;bu iken nedense bana dönen tüm iletiler PKK yada DTP! Çok ilginç! Şunun da farkında olun,özgürlük anlayışım savaşçı olmakta yatmıyor,tüm zincirleri kırmakta yatıyor! Ve özgürlük savaşçısı falan da olmaya niyetim yok. Biliyor musunuz,benim size göre aykırı olan,bana göre de sadece fark olan ne?Ben düşüncelerimi yazarken sadece suçlu bu demiyorum,siz her suçlu gösterilişinde savunmaya geçip aynı isimlerle yanıtlıyorsunuz. Osmanlı'yı neden tartıştığımızı yazmaya bile gerek duymuyorum;geçmişi anlamakda yatıyor tek sır! Devleti tanımadığımı ifade eden cümleyi bana gösterin,lütfen!
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Ben PKK yı meşru görmüyorum,devlet ve PKK'yı karşılaştırmıyorum...benim sitemim muhatabımadır, o da devlettir.Sadece siyasal anlamda devlet iken,sosyal,ekonomi...her yönüyle bizler!
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Arayacağınız ihanette büyüklerin taşıdığı zihniyette ise susarım!
-
AKP'DE FIRAT ŞOKU!
Söz konusu kişiler sadece çıkarları için varsa sadece DTP diğer tüm oluşumlara yönelebilirler.
-
DİNİN VE DİNCİLERİN SON KAÇIŞ NOKTASI
İnananırsınız yada inanmazsınız,bu vicdanı bağlar.İsteyen inanır ,isteyen inanmaz.Bu, bu kadar basittir.Benim için inanç özeldir;inanan da özeldir,inanmayan da! Ben bundan 2 yıl önce inanmayanlardandım,bana saçma gelirdi bazı şeyler.Ama inanmamam İslam yada genel anlamda dini tanımakla ilgili değildi;inanmazdım çünkü bana göre insanların yaşadığı tüm yıkımlarda,dinlerin öngördüğü iyi insanlar kaybeden oluyordu...ister istemez ''neden'' diye soruyordum. Sonra ''yapan da yıkan da insan iken neden başka suçlu'' deyip inanç noktasında ilk adımı atmıştım.Sonra ne mi oldu;ben çok dindar değilim ama bugün benden çok daha öte bir varlığa inanmak bana güç veriyor,bu sefer de inanıyorum;ama neden inandığımı da bilmiyorum. Neden bunları yazma gereği hissettiğimi bende bilmiyorum,belki de ''demirefe''nin yazdıklarını okuyunca bende kendime döndüm. Neden inandığımı bilmemek ,hiçbir şekilde kılıf uydurtulacak bir gerekçe değildir; işin aslı kitap hastası olan ben birgün olsun Kuran'ı açıp okumadım,ne demek istediğini anlamaya çalışmadım. Kimbilir,''demirefe'' ye denildiği gibi sadece anlamadan okumak yeter mantığı vardır benden,ki bunu bile yapamıyorum. Onun için ''tevbe'' de söz konusu olan ayet gerçekten beni şaşırttı. Ve ben ifade edilmek istenen gerekçeyi anlamak istedim. Din bir afyon değil benim için,olmamalı.Ne gelirse başa sorgusuz kabullenmeden gelir.Bunun için din anlamayı telkin eden olmalı. Ben kalkıp da bir din,ideoloji vs insanlarla değerlendirme yanlışına da girmem,İslam'da benim için ölçüt kaynağıdır,Peygamberidir... Bunun için kaynağından verilen ayetleri bana açıklayın dedim;bunu kendim de direk kaynağa yönelerek de yapabilirdim,ama o kadar çalışkan değilim.Bunun için açıklayın dedim...Sayın Patates Soğancı sizi de Sayın demirefe'yi de dinliyorum;sadece anlamak için...saygılar!
-
AKP'DE FIRAT ŞOKU!
Çok şaşırdım,son dakika haberler...AKP'de deprem...vay dedim...bende bekliyorum süprizleri!
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
Boşuna demiyorum;demokrasi bizim ile farklılaşandır diye... İnsan hakkı kullanılacak yada öğrenilecek değildir;yaşanacaktır ve devlet vatandaşına bunu sağlamakla yükümlüdür... Demokrasi nasıl aranır? Eline silah alıpta demokrasi mi demek...laf bana galiba...canınız sağolsun!
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
-Osmanlı Devleti'nin gerileme ve yıkılış dönemlerine baktığımızda bu dönemde imparatorluk sınırlarında en çok kanın milliyetçilik dalgalarıyla kaybedildiğini görürüz.İmparatorluk sınırları içerisinde yaşayan farklı etnik kimlikler,dış güçlerin de etkisiyle imparatorluğa karşı ayaklanmış,taleplerde bulunmuştur.Osmanlı Devleti bunu ıslahat ve reformlarla bertaraf etmeye çalışsa da bunu başaramamış,kendi içerisinde işlemeyen egemenliği ile tıkanıp kalmıştır.Türk Milliyetçiliğinin oluşumu da bu döneme rastlamaktadır;sadece bir örnek...turancılık olarak gösterilen bir çözüm...yalnız şunu da belirteyim;Osmanlı Devleti,kendi içerisinde üreten,haraç ve cizyelerle beslenen bir ekonomiydi ,değişimi red etmesi,yıkımı olmuştur ve bu döneme kadar genişleme ile üretimi gerçekleştiren imparatorluk,kendi tebasından kan kaybettikçe küçülmüş,siyasi,sosyal olan gerileme kendini ekonomide oldukça yıkıcı bir şekilde göstermiştir. Bu yıkıcılık,farklı etnik kimliklere başka yönlere kaydırmış,siyasal anlamda kendini toparlayan Batı,sömürge olarak Osmanlının bu durumundan faydalanmasını da çok iyi bilmiştir. Tüm bunlar olurken,gelişen bu etnik tepkiler haklı olarak Türk etnik kimliğini ön plana çıkarmıştır.Aslında Cumhuriyet sonrası yeni kurulan devletin belki de yaptığı en büyük hatalar,imparatorluktan kalan korkuları olmuştur.Çünkü ulusallaşma sürecinde,gelişebilecek Kürt milliyetçiliğini önüne geçebilmek için oldukça radikal kararlar aldığı görülmüştür. Ulusallaşma,ulus sizin için ne ifade ediyorsa,o zeminde tartışılır.Ulus da etnik varsa,buyrun derim.Yok ortak olan çıkarlar varsa;durun orda...herkes söz sahibidir derim. Bugün AB,istenilen reformlar...ben de bunları çok samimi bulmuyorum;çıkar olmadan söz olmaz.Yalnız kendi içimizde tıkanıp kaldığımız noktaları,açık açık yazmadan,tartışmadan onlar kendilerine,kendi çıkarları doğrultusunda rahatça hareket alanı bulabilirler...çözüm bu ülke de!Çözüm bizde... Ayrıca isyanlar,dediğiniz noktaya katılıyorum;feodalizme ve çıkarlara hizmet eden isyanlar...ama bu ters giden birşeylerin varlığını yadsımamıza gerekçe olamaz.Bölge gerçekten çok şey yaşadı.Ben tanığıyım. -PKK veya başka güçler...kim alırsa alsın,yaşama hakkı özeldir;benim için bu hakka gasbeden katilden başka birşey değildir.Devlet dediğim koruyucular da olabilir,devlet dediğim ben de olabilirim.Yani sistemli değil bireylerle değişen bir anlayıştır benim devlet anlayışım;hele ki söz konusu benim ülkem olunca!Keşke bu tüm olanlarda söz sahibi olan bir mekanizma olsaydı,denetim yapan bir sistemler bütünü...inanın ki o zaman bunları konuşmazdık...saygılar!
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
Değerli arkadaşım,bakın Sayın Efendi Türkler de iletisinde oturtulmayan bir demokrasinin kafa karışıklığını çok iyi ifade etmiş.Bizim için ölçüt demokrasinin kendisi değil,kimin demokrasi istediği olmuş. ''Babamıza karşı çıktık,ama çocuğumuzu hiç büyütemedik!'' çok güzel özetlemişsiniz,teşekkür ederim...
-
AKP'DE FIRAT ŞOKU!
AK Parti’de Fırat istifa etti AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, görevinden istifa etti. Fırat’ın yerine Abdülkadir Aksu atandı. ANKARA - Adalet ve Kalkınma Partisi’nde önemli bir görev değişikliği gerçekleşti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve partinin iki numaralı ismi Dengir Mir Mehmet Fırat görevinden istifa etti, Fırat’ın yerine yerine eski İçişleri Bakanı ve partinin Merkez Karar Yönetme Kurulu üyesi Abdulkadir Aksu getirildi. Haberin devamı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na (MKYK) partinin iki numaralı ismi Dengir Mir Mehmet Fırat katılmadı. Başbakan Erdoğan, toplantıda “Dengir Bey’in bir talebi oldu benden, MYK VE MKYK üyeliklerinden iznini istedi. Biz de bu talebi uygun gördük, Fırat’ın yerine bundan sonra Abdülkadir Aksu görev alacak” açıklamasını yaptı. Fırat’ın görevden alınma gerekçesi olarak sağlık sorunları gösterildi. AK Parti’li Dengir Mir Mehmet Fırat, son dönemde CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile girdiği yolsuzluk tartışmasıyla gündeme gelmişti. Fırat ve Kılıçdaroğlu’nun TBMM’de ellerinde dosyalarla yaptıkları yolsuzluk tartışması televizyonlardan canlı yayınlanmıştı. CHP’li Kılıçdaroğlu’nun Silivri’deki imar yolsuzluğuyla ilgili iddiaları üzerine görevinden istifa eden bir diğer AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin yerine de Bülent Gedikli’ye görev verildi.(NTV-MSNBC)
-
MASALIN BİTTİĞİ YERDE HAYAT BAŞLAR......
Deniz kızı buraya mı kaçtın ben de kadayıf isterim yüreğinle kal...
-
Günah ne...
Sevgili Dayı,senin vicdanın olması gerekendir,iyiyi ve doğruyu gösterendir.Dediğin gibi aklı çoğu zaman frenleyendir.Biliyorum sen insanın sahtesi zaten insan değil diyerek vicdansızlıkları vicdandan saymıyorsun. Ama bak Sevgili Fuzuli diyor ki,vicdanı yazan insandır.Vicdan benim için insan değildir ama ben de vicdani değer evrensel değilse,bu vicdanın sınırlarını hangi ölçüt olarak belirleyeceğiz diye kara kara düşünenlerdenim
-
OBAMA DİYENLER!
Obama,samimi midir yada değil midir,bunu zaman gösterecek. Türkler'in Kıbrısta işgalci olarak görülmesi,Ermeni soykırımı iddialarının sahiplenmesi...bunlar sayın Erdoğan'ının deyimiyle seçim vaatleri söylemleri midir yoksa gerçektende Obama tarafından ısrarla vurgulanan söylemlere mi dönüşecektir? Bunu da zaman gösterecek,yalnız şunu unutmayalım;Obama Ermeniler'den bu vaatle ciddi anlamda oy almıştır ve sayın Efendi Türkler'in dediği gibi bu seçim vaatleriyle kalmayacak olanda olabilir. Burada Türkiye'ye büyük iş düşmektedir;ABD Türk hükümetiyle ilişkilerini sıkı tutmak zorunda olabilir,ama bu Sayın Başbakan'ın ''Bush'un koltuğuna oturan aynı yolu izlemeli'' düşüncesini haklı çıkarmaz. Obama,siyahiler için ne anlam ifade etmektedir? Kenya da seçim sonrasi gördüğümüz sevinç gösterileri,Obama'nın köklerine ister istemez dönmesi gerektiğini gösterir.Kenya ondan çok şey bekliyor.Dünya Obama'dan çok şey bekliyor. Dünyanın en büyük gücü ABD,mali kriz,Irak bataklığı,Afganistan...aslında bunlara sömürge demek daha doğru Bush'tan farklı bir politika izleyeceğini iddia eden Obama,bunu ne kadar yapar bilmiyorum. Seçim vaatleri genel anlamda ekonomik yapılanmalar ve ABD refahı üzerinde kurulu olan Obama bir enkaz ile karşı karşıya. Bunun yanında Iraktaki askerleri çekme,Afganistana kaydırma...bunlar bence daha çok çıkarlarla değişecek.Yani ABD için gereği düşünelecek... Seçim sürecini takip edenler de çok iyi biliyorlardı,Obama siyah mı beyaz mı tartışmalarını. Kenyalı bir baba olsa da köklerinde o beyazların kaderini yaşamış.Endonazya ve Hawai...oldukça iyi bir eğitim...bu ABD'de yaşayan Afrika kökenli siyahilerin yabancı oldukları bir yaşam... Sayın Cyrano,Rice siyahi değil mi sorusu ile anlatmaya çalıştıklarınızı anladım galiba. Renk de çok önemli mi,çok önemli olsa da zaten Obama siyah değil,melez... Dediğiniz gibi bu süreçte Obama'nın yaptığı tek şey...ben siyahiyim demesiydi.Ondan önce siyahiler için mücadale veren,bu davada hayatını kaybedenlerle gelen siyahi bir zafer... Martin Luther King,1955'te, Rosa Parks'in yerini bir beyaza vermeyi red etmesiyle başlayan mücadalenin en etkili isimlerinden biri.Yapılan ulaşım boykotuyla,bazı yasalarda değişime gidilmiş,bu bile siyahiler için oldukça büyük bir varolma mücadalesine dönüşmüştür.Savaş karşıtlığı,sosyalizm içerisinde yerleştirilen siyahi mücadale,Hillary'ın eleştirileri ile beraber Obama tarafından da sahiplenmiştir. ''Bir hayalim var'' konuşması dalga dalga gerçekleşecek bir rüyaya dönüşecekken suikat kurbanı olan Martin'nin yanında yer alan,yine bu mücadalenin önemli isimlerinden biri olan Jesse Jackson'un,dağın zirvesinde olan Martin'in gördüklerini siyasi arenada ki siyahilerin varlığı ile daha net olarak gördüğünü belirterek,beklentilerini dile getirdi. Evet,bugün siyahiler Obama ile siyasi zaferi yaşasa da hala yapılacak çok şey var,bunun için diyoruz değişime önayak bir beyaz saray. Bugün ABD'de hapishanelerde,sokaklarda yaşayanlar daha çok siyahlardır. ABD'de ki çocuk ölümleri istatistiklerin en başında siyahiler yer almaktadır,her dört siyahiden biri eğitimsiz ve yoksuldur. Ciddi anlamda bir ekonomik ayrımcılık var,bunun yanında okullarda,hastanelerde itilen de onlardır. Obama bu köklerine sahip çıkmayabilir,beklentileri boşa çıkarabilir. Ama bu siyasi zafer,zihniyette ki ikinci sınıf muamelesinin nasıl da Beyaz Saray ile tepe taslak olabileceğini gösterir. Yakışıklı,bence de kendi siyasilerimize dönelim,ama evimiz dışında yaşananlar da bizi ilgilendiriyorsa,onu da konuşalım...Sevgiler!
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
İhaneti nasıl algıladığınıza bağlı?Ben 12-13 yaşında ki bir çocukta ihaneti aramam.Duyarlılık eğitim sürecinin bir sonucudur;bu sürecin işlerliği de sadece aile ile değil,tüm etkenleri ile açıklanır.Duyarlılıl silahı sıkmayı değil,silaha karşı durmayı gerektirir.Ayrıca şiddetti taraflı değil tüm yönleriyle sorgulamayı gerektirir.Yani tamamen insanın kendini gerçekleştirmesinin küçük bir parçası...
-
Yüreğime Dökülen Yapraklar
oyy oyy mavimm bizlerde seviyoruz ama keşiflerin sonucu yeni insanlarda bulabilirsin güzel bloglar var tabi benim blogum kadar güzel olamaz da biz de senin yazılarını okusak kendi adıma tşk ederim bende bu güzel yürege. ben sana ortak mı olsam ! YUK YUK....şakaaaaaaaaaaaa kız ben işe döneyim! öptüm seni denizin kızı...
-
sekiz yaşında ve aşıksanız hayat gerçekten güzel
Deniz kızı,ya ben de cedrice aşık oldum bütün bölümlerini ezberledim feci bir durum ya ama ben o yaşlarda mahallenin çocuklarını döfmekle meşguldum Gloria beslenme çantasında bulmuş,Radya en zor anında...Rina da çooooooook utangaç muhteşem bi başlık...offffffff sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten çoooooooooook güzel
-
sekiz yaşında ve aşıksanız hayat gerçekten güzel
Sarı Laleeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee ya sen ne yapmışsın valla korktum seni kutluyorum heheheh...böle aşka canlar feda işte cedric doğu incisine duyduğu aşk....
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
........................ Bu ütopyayı Türkiye mi gerçekleştirecek ? Gerçek olan demokraside halkın kendisi,tüm seçimleri ile vardır.Devlet halkın karşısında bir güç olarak değil,sosyal,siyasal ve ekonomik düzenlemeleri sağlayan bir araç olarak çıkar. Gerçek olan demokrasi işte budur ve bu yeni dünya düzeninde bir ütopyadır. Yalnız,araç ve yöntemleriyle kendimize dönüştürebileceğimiz bir demokrasi olanaklıdır,daha açık olayım;demokrasi bugün devleti bir güç olarak sunar,devleti güç olarak sunarken devlet karşısında bireyi de korur;işte bugünün demokrasi anlayışı ve kendimize dönüştürebileceğimiz demokrasi. Bunu benim yazdıklarımdan mı çıkardınız gerçekten ? Yoksa başbananımızı mı kastettiniz ? Kesinlikle hayır,bunu ne sizin ne de başka bir forumdaşın yazdıklarından çıkarımlar yaparak yazmadım;sadece herkesin aynı düşünemeyeceğini,ortak çıkarlarda buluşmamızın gerekliliğini....kendi demokrasi anlayışımı açıklamak için yazdım. Bu arada şiirsel anlatım tarzını kullandığımı yazan ilk kişisiniz,şiir yazma yeteneğim olmadığı için oldukça şaşırdım;alınma falan da olmayacaktır,sonuçta sadece düşüncelerimizi paylaşıyoruz.Altı boş cümleler yada eksik cümleler varsa.özür dilerim.Dikkat edeceğim...diğer iletinize şu an cevap yazamayacağım...en kısa zamanda yazmaya çalışacağım(işte olduğumdan yazamadım) teşekkür ederim.
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
Değerli arkadaşım, -Osmanlı Devleti'nde ki azınlıklarla başlayan ulusal hareketler,Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra da büyük bir tehlike olarak algılanmış,en büyük hata da bu korkuyla ulusallaşmaya çalışan Türk kimliğinin,diğer etnikleri yok saymasıyla tarihimizde yer almıştır..Evet,daha önce ki süreçte ulusal bir Kürt mücadalesi yoktur;ama ısrarla vurgulanan etnik kimlike tepkiye dönüşen Kürt etniği vardır.Ya da şöyle diyeyim;zaten o sürece kadar ulusal olan kimlikler yoktur;Cumhuriyetle beraber ulusallaşan Türk kimliği ile gelişen bir Kürt kimliği. -Kimin Kürt kimliğinde,ne çıkarı var;o tartışılır.Ama beni bağlayan Kürt kimliğinin kendisidir.Dış güçler,heasaplar bu kimliği konuşurken bağlayıcı olmaz. -Hak kavramıma herşeyden önce,en temel hak olan yaşama hakkı gelir.Kürtlerden yaşama hakkı alındı mı diye soracaksınız;bilinçli ya da bilinçsiz;yaşama hakkından mahrum bırakanlar olmuştur...diğerlerini yazmaya gerek yok! -Feodalizm,asimilasyon ve azınlık konusunda yazmadan önce,yazdıklarınızı sakin bir ortamda okumalıyım,sizi ne demek istediğinizi anlamadan,kendimi anlatma derdine girmem gülünç olur...işime de dönersem iyi olur....görüşmek üzere...
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Aile çocuğuna bu yaptırımlarla mı sahip çıkacak,aile böyle mi çocuğunun sokakta piyon olarak kullanıldığını görecek?Hayır,Kaplan,hayır. Bakın çok güzel vurguladınız;eksik olan zihniyet,yanlış olan zihniyet,taraflı olan zihniyet!Ne başımıza geldiyse bu zihniyetten gelmedi mi?Bakın DTP,Diyarbakır'da oturma eylemi yaptı,gerekçesi ne?Gerekçesi Kürt halkı değil,gerekçesi demokrasi değil,gerekçesi sadece Öcalan! Bu da bir zihniyet sorunudur. MHP,vatan,millet derken;benim devletim derken,devleti,devletin hukuk ve yargısını yok sayarak çetelerin yanında yer aldı;halbuki vatanı sevmek insanını sevmekti. Bu da bir zihniyet sorunudur. AKP,Başbakanımız oy telaşında,kafa karışıklığında...CHP,tamamen kendinden kopmuş...diğerleri...işte bunlar da bir zihniyet sorunudur. Bizler darbe dedik,asker dedik...dedik de dedik;eleştirdik...olmaz ,demokrasi diyen bir ülke de darbe olmaz ,asker suçludur diye ekledik...ama yine o zihniyet sorunundan mı nedendir bilinmez ama...tek suçlu asker değil diyemedik. Zihniyet sorunu...zihniyet...zihniyet... Çok dürüst cümlelerdi değerli arkadaşım, madalyonun diğer yüzüydü... ben de doğuda büyüdüm;aynı memleketin çocuklarıyız.Çok şahalı okullarda okumadım,o zor şartlarda öğretmensizliği ben de yaşadım. ve ne ben ne kardeşlerim;yıkarak,yakarak alanlarda çözüm istemedik. ne ben ne kardeşlerim ailemizin bilgisi olmadan sokaklarda yürümedik. ama değerli arkadaşım, bu sizsiniz,sizin aileniz,bu benim,benim ailem... herkes bu mu? açlık ve yoksulluk sadece Diyarbakır'da yok tabi.Konumuz bağlamında verilecek Diyarbakır örneğiydi yazdıklarım.Peki neydi onları sorunlu kılan. arkadaşım,farkında olalım;düşünün ki nezlesiniz.Bu başınızı ağırtır,peki buna bir de diş ağrısı eklerseniz ne olacak? başınız ağırmakla kalmayacak. kimbilir belki de isyan edeceksiniz. Burada açlık var,cehalet var...bunun yanında halledilmeyen sorunlar var,canı yananlar var. benim canım yanmadı,ailemi veya sevdiklerimi kaybetmedim...kaybetseydim ne olurdu;işte bunu düşünmek lazım. çocuğuna sahip çıkamayan aileler,onlar değil tek suçlu...olamaz da! ince hesaplar var,siyasi çıkarımlar var.... değerli arkadaşım,bu cehaleti,bu öfkeyi,bu açlığı kullananlar var. bir de bunu insanına sahip çıkamayan devleti ekleyin, yasak edilen bir dili ekleyin, yakılan köyleri,zulmü ekleyin(Zulüm de ki kastım kişi veya kişiler değil,herkestir) ne çıkar ortaya...? Açlıkla terbiye edecekse,sayın valimiz buyrun etsin.İktidarlar bununla ceplerini dolduruyor nasıl olsa... bu eğer çözüm olacaksa,ben de yanındayım... ama değil,çözüm bu değil. devlet kim mi? ben eskiden devlet bizim derdim, Öğretmenlerimiz,polislerimiz....atanmışlarımız,seçilmişlerimiz.... ama yaşananlar devletin biz olmadığını göstermeye yetti. hukusuzluklara rağmen açıklanmayanlar....bu bana devletin ben olmadığını gösterdi. çocuklarımıza sahip çıkalım arkadaşım, onlar bizim çocuklarımız,taş değil kalem tuttuğu gün aydınlanacak bir gelecektir bu ülkenin yarını. onları tek suçlu yapmayalım;bir çocuk neden taş atar...neden diye soralım... dediğim gibi dürüst cümlelerdi,Türk veya Kürt,belki de aklımızda geçenlerdi. ben meramımı anlatttım,iş de olmam dolayısıyla eksik yada yanlış ise affola... bu arada kınamam eğer bir başlık ile anlaşılacaksa,atarım o başlığı. inanın ki Kürt milliyetçiliğin açık açık yapııldığı sitelerde,PKK diyene direk muhattabım terör değil demesini de biliyorum; ama çözüm sunulmadı diyene;çözüm için ne yaptın demesini de... ve orada da ekledim...yakmak,yıkmak çözüm değil;barışa sahip çıkalım,çocuklarımıza sahip çıkalım,yarınımıza sahip çıkalım devletin yapması gerekenleri de bir lütuf olarak görmeyelim.
-
"ZEHİR ZEMBEREK YAZILAR"... Beğenelim veya beğenmeyelim, Burada yayınlanacak yazılar hepimizi iğneleyecek kadar gerçek ve acıtıcı olabilir...
Demokrasiyi,demokrasinin kendi dinamikleri ile olan değişimini,burada fazlasıyla yazdık;ortak olan nokta şuydu;demokrasi halkın iktidarıydı,Atina da anlam kazanan,girdiği coğrafyalarla farklılaşan,halk için derken bile çoğu zaman halkı egemen sistem karşısında güçsüz kılma çabalarına dönüşen,siyasi kavram. Demokrat geçinen sözde demokratları bir tarafa bırakalım,demokratik olduğunu iddia eden sözde demokratik ülkeleri bir tarafa bırakalım;gerçek olana dönelim;gerçek anlamda demokrasi bir ütopyadır. AB yada Abd...demokrasinin kaleleri olarak görülen,ama demokrasi anlayışarı kendi ülkeleriyle sadece kendileriyle yücelen...işkenceyi insanlık suçu olarak gören,Ebu Garib'te yaşananları görmeyen bir demokrasi anlayışı... Demokrasi tüm bunlar ile benim için anlam kazanırken,ben neden demokrasi dedim;çözüm olarak. Çünkü tüm bunlara rağmen,en iyi siyasal yönetim aracıdır;kötünün içinde iyi olan! Çünkü herkes bizim gibi düşünmeyebilir,siyasi parti gibi araçlarla bizi buluşturan... Çünkü bize söz tanır,seçimlerle iradeyi var eden... Anayasal demokrasi veya başka önadları ile sınırlanacak tüm demokrasiler... Ütopya olsa da ihtiyacımız olan. Bakın Sayın Dayı ile vicdan diyoruz. Vicdan varsa insan vardır,ya yoksa...?o zaman hak ve hukuk olmalı,herkese kendi vicdanı ile bende buradayım demeli,yanlış yada doğrularıyla(birinci vicdan kullanımım,insani olan,ikincisi de insanlarla anlam kazanan) Ülkemizi düşünün,kimi başka ülke der,kimi şeriat... Onlara diyebilir misiniz,çok istiyorsan git Irak'a,Arabistan'a...hayır,diyemezsiniz...çünkü onlarda bu ülkenin sahibi. Peki o zaman ne olacak,işte demokrasi bizi ortak olanda buluşturacak;ortak olan ne? Ulusal çıkarlar. Ama nasıl bir demokrasi...? Çoğullarla değil,çoğunlukla ölçülen bir demokrasi. Azınlığın da söz sahibi olduğu bir demokrasi,partilerin,aradenin doğru işlendiği bir demokrasi. Yani araç ve yöntemleri ile işleyen... Bu demokrasi ülkemize ne kadar yakın? Parlemantoya,siyasi geleneğe ve halkımıza bakarak maalesef çok uzak. Birde sizin dediklerinizi eklersek,fırın ekmek için para toplamaya başlayalım Ama değerli arkadaşım,herşeyden önce demokrasinin işlemesi için kendimizle,tarihimizle ve zihniyetimizle yüzleşelim. Demokrasi kimileri için piyonsa kimileri için çıkışsa,aynı ülke de bu kadar farklılaşansa...önce nedir demokrasi diye soralım. Diğer eleştirilerinize de zaman bulursam açıklama getireceğim;yalnız şimdi yemek için çıkmalıyım.İş arası aklıma gelenler bunlar...saygılar!
-
Günah ne...
Peki Dayı;ya bizim vicdan anlayışımız yanlışsa ne olacak ya da bizimle değişecek olan vicdan,olması gereken vicdan mı?Vicdanın ölçütü ne Dayı?