Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kaplan-200

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.083
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

kaplan-200 tarafından postalanan herşey

  1. ya arkadaşlar hepiniz çok iyi biliyorsunuz'ki istense pkk diye birşey kalmaz...çünkü bitmesi istenmiyor,istenmiyor bu kadar...pkk yı yaratanda devlet yok edendecek olanda devlet...
  2. hangi cumhuriyetçiler!!!!??? siyasetci cumhuriyetçilermi? şehit aileleri derneği mitingini kabul etmeyen cumhuriyetçilermi... yoksa gerçek cuhuriyet için şehit olanlarmı.. saygılar..
  3. HAİN PUSU:1 ŞEHİT Hakkari’nin Çukurca ilçesi Cevizli köyü kırsalında bölücü terör örgütü PKK tarafından döşenen mayının patlaması sonucu er Servet Aktaş şehit düştü. Hakkari’nin Çukurca ilçesi Cevizli köyü kırsalında terör örgütü PKK tarafından döşenen tuzaklı mayının patlaması sonucu 6 aylık asker Servet Aktaş (27) şehit oldu. Şehidin Malatya’nın Battalgazi ilçesi Şişman köyde oturan ailesi acı haberle yasa boğuldu. Şehidin ağabeyi Adnan Aktaş, “Çok acı bir durum. Allah kimseye böyle bir acıyı vermesin. Devletten bir isteğimiz var, bu şehitlerimizin kanı asla yerde kalmasın. Gerekirse biz de savaşırız. Bize destek versinler, biz savaşırız. Bu büyük bir acıdır” dedi. Şehit erin kardeşi Süleyman Aktaş, “ağabeyinin Başkent Üniversitesi Halkla İlişkiler öğrencisi olduğunu ve ikinci sınıfı bırakarak askere gittiğini” söyledi. Malatya’nın Battalgazi ilçesi Belediye Meydanı’nda Servet Aktaş için düzenlenen törene 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, da katıldı. Binlerce vatandaş tören boyunca, sloganlar atarak terör örgütüne lanet okudu. Törende konuşan Orgeneral Iğsız da, “Biliyorsunuz son 2 günde Van’da 3, Siirt bölgesinde 7 terörist, Hakkari’de 1 terörist etkisiz hale getirildi. Bu böyle devam edecek. Bu işi sonuna kadar götüreceğiz” dedi. Şehit Servet Aktaş’ın cenazesi, cenaze namazının kılınmasının ardından Şişman köyüne götürüldü. Şehit er, Türk bayraklarıyla donatılan köyünde toprağa verildi.
  4. sevgili restpektif yazdıklarınızı ben ustüme alınmıyorum fakat bu suliette kabul edilmeyecek bir durum yok. ap açık siluet ortadadır. eğer inanmayan varsa buyursun gelsin ve görsün... dağ'ın doğal yapısı kesinlikle bozulmamış ,oynanmamış doğal görünümü'nün yansıması olduğunu göreceksiniz. bunun en güzel belgesi düzenlenen festivale gelmeniz ve görmenizdir. saygılar
  5. Ne ABD, ne AB, tam bağımsız Türkiye!.. Bu söylem üzerine şekillenip Tandoğan’da ortaya çıkan ’dip dalgasını’, kürsüleri ele geçirerek, ’laik/antilaik’ ekseni etrafında yönlendirmeye çalışanların ne yazık ki Diyarbakır’da bir miting düzenlemeye yürekleri yetmedi!.. Ulus’ta patlayan bombanın ardından, Yeniçağ, “Teröre karşı miting” çağrısında bulundu!.. Bu çağrıyı da üzerine alan olmadı!.. Cephe gerisinde ‘kahramanlık’ taslayanlar, ne yazık ki bir ’Yıldız Hemşire’ kadar olamadılar!.. 1995 yılında teröristler tarafından şehit edilen assubay Murat Namdar’ın eşi Yıldız Namdar, şimdi Diyarbakır’dan ’bağımsız’ milletvekili adayı!.. Köy köy, sokak sokak, kapı kapı dolaşacak, bölge halkına gerçekleri anlatıp, oy isteyecek!.. Peki ya sözde ’Cumhuriyet’ savunucuları?.. Cumhuriyeti Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun dörtgenine hapsedip, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Ne şerait, ne darbe” diye bağıranlar, artık işin kolayına kaçmaktan vazgeçmeliler!.. Cumhuriyet’in yolu Diyarbakır’dan geçer!.. Cephe gerisinde ’yiğitlik’ taslamak kolay!.. Yiğitlik, ancak ’er meydanında’ belli olur!.. ’Dinini’, ’ülkesini’, ‘vatanını’, ’bayrağını’ seven herkese, kimin ya da kimlerin düzenlediğine bakmadan, bu mitinge destek vermek düşer!.. Er olana ‘meydanlar’ yakışır!.. Haydi Diyarbakır’a!.. İSRAFİL KUMBASAR YENİÇAĞ
  6. Teröre lanet mitingi yapılsın İspanya"da terör saldırıları sonucu bir kişi öldürüldü diye halk sokaklara döküldü. Siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, bu kampanyada öncü rol üstlendi.TerÖr, bir virüstür. 26 Mayıs 2007 Cumartesi 10:30 Yapılması gereken, virüse karşı bağışıklık kazanmak değil, onu tümüyle ortadan kaldıracak milli bir mücadele vermektir. İSPANYA BAŞARDI 1 kişi öldü 1 milyon kişi yürüdü BİZ DE BAŞARALIM Şehitlerimize sahip çıkalım Türkiye, dün 6 yiğidini daha toprağa verdi. Ateşler sadece düştüğü yeri yakmakla kalmasın. Eli kanlı terör örgütü PKK"ya karşı, tek vücut olmalıyız. YENİÇAĞ"DAN VE VATANDAŞTAN ULUSA SESLENİŞ Teröre teslim olmayalım! Ard arda gelen hain saldırılar Türk milletini ayağa kaldırdı. Vatanın bütünlüğü konusundaki kararlılığını belirtmek isteyen vatandaşlar, “milyonların katılımıyla meydanlarda terörü telin edelim” çağrısında bulundu Başkent"in göbeğinde düzenlenen ve 6 kişinin hayatına kaybetmesine 120 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırı ile Şırnak"taki mayın tuzağına 6 şehit verilmesi, Türk milletinde infial uyandırdı. Gazetemizi telefon ve faks yağmuruna tutan vatandaşlar, hainlere ve destekçilerine öfke yağdırırken AKP hükümetinin terör politikalarına da ateş püşkürdü. Bu sese kulak verin “Terör örgütü PKK"nın bu saldırılardaki en büyük amacının, ülke huzur ve güvenini bozmak korku, dehşet ortamı yaratmak” olduğuna vurgu yapan vatandaşlar, “Bizde, onlara ve onların dış destekçilerine amaçlarına ulaşamayacaklarını, Türk milletin bir ve bütün olduğunu göstermek için milyonların katıldığı telin mitingleri düzenleyelim. Mehmetçiğin hainlere karşı mücadelesine destek vererek, terör örgütlerinin değil, insanlığın sesine kulak verelim” çağrısında bulundular. Biz neden yapmıyoruz Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz bazı şehit ve gazi yakınları ise İspanya"da terör saldırıları sonrasında düzenlenen dev mitingler hatırlatarak şunları kaydettiler: İspanya"da saldırı oldu, bir kişi öldürüldü diye halk sokaklara döküldü. Tepkiler siyasi partilerce ve sivil toplum örgütleri tarafından örgütlendi. Biz Türkiye"de eli kanlı terör örgütüne karşı niçin tepkimizi koyamıyoruz? Bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak, iktidardan, muhalefetten ve sivil toplum örgütlerinden beklentimiz, meydana gelen terör olaylarında halkın doğru bilgilendirilmesi ve yasal organizasyonlarla PKK terör örgütünün meydanlarda lanetlenmesidir. Yurdun dört bir yanında bu yapıldığı takdirde, bu örgüte duyulan tepki artacak, bölgede hangi tarafa yöneleceğini bilmeyen vatandaşlarımız da çoğunluğun yanında yerini alacaktır. Ayrıca bu tepkiler karşısında kamuoyu baskısını üzerinde hissedecek olan teröristler eylem yaparken alınacak tepkiyi düşünecek, hepsi olmasa da bir kısmı geri adım atacaktır. Böylece gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın yüreğine de su serpilecektir. Tepkimizi gösterelim Diger bir şehit yakını ise PKK terör örgütüne haddini bildirmek için, toplumun bütün kesimleriyle tepki gösterilmesi gerektiğini kaydederek şunları ifade etti : Biz duyarlı vatandaşlar bir çağrı bekliyoruz. Terör örgütünün bu hain saldırıları karşısında hep beraber olalım. Toplumun huzurunu bozmaya yönelik yapılan bu alçak saldırıları lanetleyelim. “Lanet” mitingleri düzenleyelim. Hiç olmamasını temenni etmemize rağmen, şehit cenaze törenlerinde 10 binler, 100 binler yürüyelim. Ulus"taki Anafartalar Çarşısı önünden geçelim, orada hayatını kaybedenler için karanfiller koyalım.” İspanya"da metroya yapılan saldırı sonrasında bir kişi ölmüş ve milyonlarca İspanyol bu saldırıiyı protesto etmek için sokaklara dökülmüştü. Sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler tarafından düzenlenen gösteride başkent Madrit"e adeta insan seli akmıştı. Şehit Mahir Yıldırım"ın cenazesinde gözyaşları sel oldu. Her yere Türk Bayraklarının asıldığı törene çok sayıda vatandaş katıldı. Şehit cenazesinin etrafında toplanan vatandaşlar, “Şehitler ölmez vatan bölünmez, bu vatan bizimdir bizim kalacak, kahrolsun PKK, kahrolsun Öcalan” gibi sloganlar attılar.
  7. yıllardan beri dsp'ye çalışan bir arkadşımla görüştüm ve bu arkadaşım cumhuriyrt mitiglerini organize eden ve neredeyse bütün mitinglere katılan ve destek veren biri olarak arkadışıma ŞEHİTLER MİTİNGİNE destek veriyormusunuz dediğimde ,hayır ŞEHİT AİLELERİ DERNEĞİ bize destek vermediği için ,bizde onlara destek vermeyeceğiz, açıklamasını yaptı ... dğrumu bu bileniniz varmı? inanın şok oldum... cumhuriyet mitingini amacı belli rejime karşı olanların siyasi tavırlarıdır. sol partilerin birleşmesidir. akp'ye karşı güçlenme demedir.... bu sebepten şehit ailerine alınan bu tavır ne kadar doğrudur. gerçekten böyle birşey varmı?cumhuriyetçi arkadaşlarım siz ne diyorsunuz... oysa verilen şehitler sadece dernek üyelerinin değil ,bu topraklarda yaşayanların evlatlarıdır.....nasıl bir mantıktır bu? sizinde desteğinizi bekliyoruz ama iki satır yok????!!! saygılar..
  8. sevgili aslan 34 sizdeki nasıl inanıştır anlamış değilim. bugüne kadar nereyi ibadet haline getirdiler?eğer anıtkabiri katediyorsan,bu sizin ibadet anlayışınızdır. sizin ibadetiniz böyle ise size söylenecek başka birşey yoktur. ibadet hane ile ne alaksı var şimdi .. asıl bu zihniyet kimliksiz mezarlardan medet umanlardır....yani siden başkası bunu düşünemezdi... asıl şimdi anlıyorum arkadaşların set tepkilerini... siz burada sözde din adına dini savunuyorsunuz ama sizinde asıl amacınız farklı....amacınız maksatlı dini baltalamak'tır. Atatürk gibi bir insanla ilahi bir gücü nasıl kıyarsınız.....nasıl inançtır bu?
  9. Tunceli'de mayın tuzağı Tunceli'de mayına basan 2 güvenlik görevlisi yaralandı. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Tunceli'nin Nazımiye ilçesi dağlık arazi kesiminde arama ve tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçlerinin, terör örgütü mensupları tarafından araziye döşenen mayına basması sonucu 2 güvenlik görevlisinin yaralandığı belirtildi.
  10. Bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak, yasal organizasyonlarla PKK terör örgütünün meydanlarda lanetlenmesi, teröre karşı tepkinin en sert şekilde verilmesi hepimizin hakkı. Yurdun dört bir yanında bu yapıldığı takdirde, bu örgüte duyulan tepki artacak, bölgede hangi tarafa yöneleceğini bilmeyen vatandaşlarımız da çoğunluğun yanında yerini alacaktır. Ayrıca bu tepkiler karşısında kamuoyu baskısını üzerinde hissedecek olan teröristler eylem yaparken alınacak tepkiyi düşünecek, hepsi olmasa da bir kısmı geri adım atacaktır. Böylece gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın yüreğine de su serpilecektir. Unutmayalım ki, terör, 21. yüzyılın vebasıdır, bir virüstür. Yapılması gereken bu virüse karşı bağışıklık kazanmak değil, onu tümüyle ortadan kaldıracak şekilde milli ve uluslararası düzeyde etkin bir mücadele vermektir. “Altta kalanın canı çıksın” anlayışı da, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” yaklaşımı da yanlıştır. PKK terör örgütüne haddini bildirmek, toplumsal tepkileri göstermek için toplumun bütün kesimleri, devlet, hükümet ve medya gencinden yaşlısına kadar hep birlikte şiddetli bir tepki göstermeliyiz. çünkü cumhuriyete sahip çıkmak ,şehitlere sahiplere sahip çıkmakla olur.. cumhuriyetimize sahip çıktığımız gibi.. şehitlerimize'de sahip çıkalım...yapılan mitinglere aynı coşkuyla katılalım.. ve bu arda yeni çağ gazetesine duyarlılığından dolayı teşekkür ederim saygılar
  11. sevgili restpektif' malesef bunlar doğrudur... ben meyvenin ortasında allah yazısını görmedim ama mümkündür. atatürkün dağa yansıyan gölgesini 3 defa gördüm...demekki oluyormuş bunlar insanlığa ibret olsun diye görünüyorlar diye düşünüyorum... TC'de ataürk sayasinde ezanlar okunuyor,dinimizi yaşatıyoruz...vs.vs
  12. teşekkürler sardunyam ben resimleri yapamadım iyi yapmışsın... isteyen arkadaşım olursa fotoğraflarını gönderebilirim.. saygılar.. evet ap açık atatürk'ün resmidir... kesinlikle resimlerde fotomotntaj yaplmamıştır ..
  13. SEÇİM RÖTARI Fener sakini Bartholomeos tarafından İstanbul’a davet edilen Türk düşmanlığı ile tanınan Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu, AKP’ye zarar vermemek için ziyareti seçim sonrasına bıraktı. Fener Rum Patrikhanesi, “Düşmanımız Ankara’dır” diyen azılı Türk düşmanı Rum Başpiskopos 2. Hrisostomos’u İstanbul’a davet etti. Fener papazı Bartholomeos’un davetini önce kabul eden Hrisostomos, daha sonra ziyaretini ertelediğini duyurdu. Rum papaz, ertelemeye gerekçe olarak da Türkiye’de seçim öncesi hassas durumu gösterdi. Papazın, AKP’ye seçimlerde vereceği zararı göz önüne alarak bu kararı aldığı belirtiliyor. Amacı ne? İstanbul’a fitne ziyaretinde bulunacak Rum papaz, Ayasofya Camii’ni de ziyaret edecekti. KKTC’ye yönelik dini saldırı başlatan Rum Papaz Hrisostomos, metropolitlik oyunu oynuyor ve Bartholomeos’tan da bu oyununa destek almayı hedefliyor. Hrisostomos’un bu adımındaki amacı, KKTC’yi Rum Ortodoks Kilisesi’nin dini sınırları içinde göstermek. Sen Sinod Meclisi’ni toplayarak KKTC sınırları içinde üç Metropolitlik kurma kararı çıkaran Hrisostomos, bu Metropolitliklerin yerini Maraş, Salamis ve Karpaz olarak belirledi. Ardından, yapılan seçimlerde Maraş ve Konstantia (Salamis) Metropolitliği’ne Vasilios seçildi ve 12 Mayıs’ta taç giydi. Taç giyme töreninde ise, niyetini şu sözlerle belli etti: Barbar ordusu “Bugün Konstantia-Maraş Metropolitliği’ne, tarihi kentin içinde değil, yakınında ve dışında oturuyorsun. Atilla’nın başıbozuk barbar ordusu bizi haklı ve tarihi bir mutluluktan mahrum bırakıyor. Bu nedenle Kıbrıs Kilisesi’nin ve özellikle senin ödevin, gerek işgal altındaki Maraş’ın ve esaret altındaki toprağımızın tamamının Türk istilacılardan kurtarılması için cesur mücadele vermektir.” Hrisostomos, Metropolit Vasilios’a Maraş’ı ve Kıbrıs’ın topraklarının tamamını “kurtarma görevi” de verdi. Son olarak 21 Mayıs’ta toplanan Sen Sinod Meclisi’nde ise, iki piskopos ve iki bölge piskoposu seçildi ve Karpaz’a bir “Bölge Piskoposu” atandı. Hrisostomos, Karpaz ve Mağusa bölgesindeki teşkilatlanmasını kağıt üstünde tamamladı. Geriye ise kiliseleri tamir edip, her kiliseye asgari iki papaz atanması kaldı. KKTC’deki kiliseleri onardılar 23 Şubat 2007 tarihinde KKTC’nin tartışmalı müftüsü Ahmet Yönlüer ile biraraya gelen Rum Başpiskopos II.Hrisostomos, Kuzey Kıbrıs’taki iki kilisenin restorasyonuna önayak olmuştu Siyasi amaç peşinde koşuyorlar KKTC Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Atun, 2. Hrisostomos’un seçim sonrasına bıraktığını açıkladığı ziyaretini değerlendirdi. Atun, “Fenerden sonraki durağı önce Vatikan, sonra Moskova ve sonra da New York Patrikhaneleri olacak. Başpiskoposluğun açıklamasında bu ziyaretlerin özellikle önemli olduğu ve sadece dini konuların değil millî konuların da öne çıkarılacağı belirtiliyor. Yani dini konular maske olacak, asıl konu millidir ve Türklerin üstüne hep birlikte nasıl çullanırız konusudur. Diğer ülkelerin patriklerini ve Papa’yı Helen çıkarlarına alet etmek ve Türkiye’ye karşı kışkırtmak için tezgah kuran Hrisostomos’un hangi yüzle Türkiye’ye gideceğini çok merak ediyorum. Hangi yüzle Türkiye’den vize isteyecek o da ayrı bir konu” dedi. Atun, “Fener Rum Patrikhanesi ile Otosefal Kıbrıs Başpiskoposluğunun işbirliği içine girmiş olmaları” na dikkat çekti. Bu işbirliğinin altında, “Destekle beni, destekleyeyim seni” mantığı yattığını vurgulayan Atun, şunları kaydetti: “Fener Patrikhanesi, Ekümeniklik peşindedir ve AB içinde hem Yunanistan’ın hem de Kıbrıs Rum Yönetimi’nin desteğine gereksinimi vardır. Türkiye-AB katılım Ortaklığı görüşmelerindeki koşullardan biri de Fener Patrikhanesi’nin Ekümenikliğinin Türkiye tarafından tanınması. İşbirliği artık başlamıştır. Eğer Fener Patrikhanesinden özel bir temsil heyeti Kıbrıs’taki Başpiskoposluğun organize ettiği, dini olmaktan ziyade politika kokan bir törene geldiyse, bilin ki ilk fırsatta da Başpiskopos Hrisostomos da Fener Patrikhanesi’ni ziyaret etmek isteyecektir. İsteyecektir kelimesi aslında biraz iyi niyetli bir tanımlamadır. İşi oldu bittiye getirmek peşindedir.” TÜRKLERE OLAN KİNLERİNİ HER DEFASINDA DİLE GETİRDİLER “Türk kanı içmekle teskin olacağım” Her fırsatta Türklüğe olan kinini dile getiren 2. Hrisostomos, İzmir’in Yunan işgal güçleri tarafından işgali sırasında onlarla aynı safı tutan 1. Hrisostomos’la aynı kafa yapısına sahip. Rum Papaz 1. Hrisostomos, 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan işgal ordusunu takdis eden şahsiyet olarak tarihe geçti. İşgal sırasında İzmir’de yaşayan Rum Papaz I. Hrisostomos, Türk topraklarının işgali esnasında Yunan askerlerine hitaben yaptığı konuşmayla tarihteki yerini aldı. İşte II. Hrisostomos’un atası I. Hrisostomos’un çirkin konuşmalarından bazı bölümler: “Evlatlarım... Elen çocukları... Bugün, İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda, ne kadar Türk kanı döküp içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız... Ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım... Bütün azizler arkanızda... Hadi buyrun!” Sonra? Sonrası malum... Türk kıyımı başlar. “Düşmanımız Ankara’dır” Her defasında verdiği beyanda Türk düşmanlığını dile getiren II. Hrisostomos, Türkiye ve Türkler’e yönelik çirkin ithamlarıyla tanınıyor. İşte Hrisostomos’un kin kusan sözlerinden bazıları: “EOKA mensubu olmaktan şeref duyuyorum”.... “Rum Ortodoks Kilisesinin karşı karşıya bulunduğu en büyük sorun, ’milli dava’dır. Vatanı kurtarmak için mücadele etmemiz gerekir... ” “Yerleşiklerin ve Türk askerinin gitmesini istiyoruz. Müezzinin sesi bizi rahatsız etmiyor. Bizi ’işgal’ rahatsız ediyor, insan haklarımızın Türkiye tarafından ihlal edilmesi bizi tahrik ediyor. Düşmanımız Ankara’dır. Kilise, Türk askerleri çekilene, vatan kurtulana kadar milli mücadele saflarında kalacaktır. Biz yerleşikleri ve Türk askerlerini Kıbrıs’tan kovacağız”.... “Rum Ortodoks Kilisesi’nin sahip olduğu imkanlar Türk işgalinin püskürtülmesi için kullanılacak. KKTC’deki bütün kiliseler geri alınacak ve ibadete açılacak.” Bağımsız hareket edemezler Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, Hrisostomos’un, Fener Rum Patrikhanesi’nden izinsiz adım atamayacağını vurguladı. “Hrisostomos kendisi Metropolit atayamaz. En fazla üç adayı kendisi gönderir ve Fener Rum Patrikhanesi de bu üç adaydan birini Metropolit olarak atar” yorumunu yapan Altındal, Fener Rum Patrikhanesi ile Rum Ortodoks Kilisesi arasındaki yakınlaşma için de şunları söyledi: “Rusya Ortodoks Kilisesi ile Diaspora Kilisesi birleşti. Bu önemli olay. Çünkü İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nin iddiası ekümeniklikti. Ancak bu birleşmeyle bu iddia artık çöpe gitmiştir. Çünkü olması gereken de buydu. Ortada 200 milyonluk bir Rus Ortodoks Kilisesi varken, kimse Fener Patriğini ekümenik ilan etmez. Zaten siyaseten bu söylem geliştiriliyordu.” AKP’nin “Dinlerarası diyalog, medeniyetler ittifakı” gibi söylemler nedeniyle Hrisostomos’un gelişine ses çıkartmayabileceğini kaydeden Altındal, “Gümülcine’deki olaylar dikkate alınmadan Hrisostomos’a izin verilirse kötü olur” dedi. YENİÇAĞ GAZETESİ
  14. TERÖRE LANET MİTİNGİ YAPALIM! İspanya’da terör saldırıları sonucu bir kişi öldürüldü diye halk sokaklara döküldü. Siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, bu kampanyada öncü rol üstlendi.TerÖr, bir virüstür. Yapılması gereken, virüse karşı bağışıklık kazanmak değil, onu tümüyle ortadan kaldıracak milli bir mücadele vermektir. İSPANYA BAŞARDI 1 kişi öldü 1 milyon kişi yürüdü BİZ DE BAŞARALIM Şehitlerimize sahip çıkalım Türkiye, dün 6 yiğidini daha toprağa verdi. Ateşler sadece düştüğü yeri yakmakla kalmasın. Eli kanlı terör örgütü PKK’ya karşı, tek vücut olmalıyız. YENİÇAĞ’DAN VE VATANDAŞTAN ULUSA SESLENİŞ Teröre teslim olmayalım! Ard arda gelen hain saldırılar Türk milletini ayağa kaldırdı. Vatanın bütünlüğü konusundaki kararlılığını belirtmek isteyen vatandaşlar, “milyonların katılımıyla meydanlarda terörü telin edelim” çağrısında bulundu Başkent’in göbeğinde düzenlenen ve 6 kişinin hayatına kaybetmesine 120 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırı ile Şırnak’taki mayın tuzağına 6 şehit verilmesi, Türk milletinde infial uyandırdı. Gazetemizi telefon ve faks yağmuruna tutan vatandaşlar, hainlere ve destekçilerine öfke yağdırırken AKP hükümetinin terör politikalarına da ateş püşkürdü. Bu sese kulak verin “Terör örgütü PKK’nın bu saldırılardaki en büyük amacının, ülke huzur ve güvenini bozmak korku, dehşet ortamı yaratmak” olduğuna vurgu yapan vatandaşlar, “Bizde, onlara ve onların dış destekçilerine amaçlarına ulaşamayacaklarını, Türk milletin bir ve bütün olduğunu göstermek için milyonların katıldığı telin mitingleri düzenleyelim. Mehmetçiğin hainlere karşı mücadelesine destek vererek, terör örgütlerinin değil, insanlığın sesine kulak verelim” çağrısında bulundular. Biz neden yapmıyoruz Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz bazı şehit ve gazi yakınları ise İspanya’da terör saldırıları sonrasında düzenlenen dev mitingler hatırlatarak şunları kaydettiler: İspanya’da saldırı oldu, bir kişi öldürüldü diye halk sokaklara döküldü. Tepkiler siyasi partilerce ve sivil toplum örgütleri tarafından örgütlendi. Biz Türkiye’de eli kanlı terör örgütüne karşı niçin tepkimizi koyamıyoruz? Bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak, iktidardan, muhalefetten ve sivil toplum örgütlerinden beklentimiz, meydana gelen terör olaylarında halkın doğru bilgilendirilmesi ve yasal organizasyonlarla PKK terör örgütünün meydanlarda lanetlenmesidir. Yurdun dört bir yanında bu yapıldığı takdirde, bu örgüte duyulan tepki artacak, bölgede hangi tarafa yöneleceğini bilmeyen vatandaşlarımız da çoğunluğun yanında yerini alacaktır. Ayrıca bu tepkiler karşısında kamuoyu baskısını üzerinde hissedecek olan teröristler eylem yaparken alınacak tepkiyi düşünecek, hepsi olmasa da bir kısmı geri adım atacaktır. Böylece gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın yüreğine de su serpilecektir. Tepkimizi gösterelim Diger bir şehit yakını ise PKK terör örgütüne haddini bildirmek için, toplumun bütün kesimleriyle tepki gösterilmesi gerektiğini kaydederek şunları ifade etti : Biz duyarlı vatandaşlar bir çağrı bekliyoruz. Terör örgütünün bu hain saldırıları karşısında hep beraber olalım. Toplumun huzurunu bozmaya yönelik yapılan bu alçak saldırıları lanetleyelim. “Lanet” mitingleri düzenleyelim. Hiç olmamasını temenni etmemize rağmen, şehit cenaze törenlerinde 10 binler, 100 binler yürüyelim. Ulus’taki Anafartalar Çarşısı önünden geçelim, orada hayatını kaybedenler için karanfiller koyalım.” İspanya’da metroya yapılan saldırı sonrasında bir kişi ölmüş ve milyonlarca İspanyol bu saldırıiyı protesto etmek için sokaklara dökülmüştü. Sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler tarafından düzenlenen gösteride başkent Madrit’e adeta insan seli akmıştı. Şehit Mahir Yıldırım’ın cenazesinde gözyaşları sel oldu. Her yere Türk Bayraklarının asıldığı törene çok sayıda vatandaş katıldı. Şehit cenazesinin etrafında toplanan vatandaşlar, “Şehitler ölmez vatan bölünmez, bu vatan bizimdir bizim kalacak, kahrolsun PKK, kahrolsun Öcalan” gibi sloganlar attılar. Kalbimize gömdük Şırnak’ta bölücü teröristlerin döşediği mayının patlamasıyla şehit düşen 6 vatan evladımızı 10 binlerin katıldığı törenlerle toprağa verdik. Vatandaşlar, “ Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları attı Şırnak’ta terör örgütü bölücü PKK tarafından döşenen mayının patlaması sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Bekir Çakır, Kayseri’de törenle toprağa verildi. Hunat Camisi önünde düzenlenen törene, şehit Onbaşı Bekir Çakır’ın yakınları, Kayseri Vali Vekili İbrahim Yurdakul, Garnizon Komutanı Tümgeneral Mehmet Erten, Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, askeri erkan ile çok sayıda vatandaş katıldı. Oğlunun tabutuna sarılan Ümmügülsüm Çakır, gözyaşlarını tutamadı. Törene katılanlar, sık sık “şehitler ölmez, vatan bölünmez. Kahrolsun PKK. Askere uzanan eller kırılsın” diye slogan atarak tepkilerini dile getirdiler. Kartal Şehitliği’nde merasim mangasının saygı atışı yapmasından sonra şehit Bekir Çakır, gözyaşları arasında toprağa verildi. Tek vatan tek bayrak PKK’nın mayını ile şehit mertebesine yükselen Piyade Er Mahir Yıldırım’ın cenazesi ise, Aydın’ın Umurlu beldesinde toprağa verildi. Törende konuşan Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Tire, “İçimizdeki ve dışımızdaki hainlere bir kez daha hatırlatmak isteriz ki Atatürk’ün şehit kanları ile çizdiği kutsal vatanımızı bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Tek vatan, tek bayrak, tek millet olma kararlılığımız sonsuza kadar yaşatılacaktır.” Şehit er Yıldırım, Umurlu Şehir Mezarlığında toprağa verildi. Piyade Uzman Onbaşı Bekir Çakır, vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak için şehit düştü. Gözyaşlarının sel olduğu cenaze töreninde şehit yakınlarının feryatları yürekleri dağladı. Törende ellerinde Türk Bayrakları ile yürüyen kadınlı erkekli vatandaşlar terör örgütü PKK’ya lanet yağdırdı. Şehit Uzman Çavuş Bayram Bulat’ın cenazesi, Konya’nın Doğanhisar ilçesine bağlı Deştiğin beldesinde dualar arasında son yolculuğuna uğurlandı. Göz yaşı sel oldu Şehit Piyade Uzman Çavuş Atıf Günkan da Niğde’nin Bor ilçesinde törenle toprağa verildi. Cenazede, şehit Günkan’ın annesi Ayşe Günkan ve babası Hikmet Günkan ayakta durmakta zorlanırken, eşi Selinay Günkan sinir krizleri geçirdi. Şehidin 7 yaşındaki kızı Kübra ve 3 yaşındaki oğlu Batuhan’ı da yakınları teskin etmeye çalıştı. Şehit Uzman Çavuş Atıf Günkan’ın Türk bayrağına sarılı naaşı, Paşa Camisi’nde kılanan cenaze namazından sonra, Bor Şehitliği’nde toprağa verildi. ‘Bin tane oğlum olsa bini de feda olsun’ Şehit olan Piyade Çavuş Samet Kırbaş, İstanbul’da törenle toprağa verildi. Şehit Kırbaş için Ataköy 5. Kısım Camii’nde öğle namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye katılan ve Türk bayrakları taşıyan bir grup, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” şeklinde sloganlar atarak tepkilerini dile getirdiler. Bu arada, şehit Samet Kırbaş’ın babası İsmail Kırbaş, “Bin tane oğlum olsa bini de feda olsun. Bu vatan 3-5 çapulcuya teslim edilemez” dedi. YENİÇAĞ GAZETESİ
  15. kaplan-200

    dünya israil vahşetine seyirci

    sevgili dostum amaç ifilistin değildir,ırak değildir ...herkes hak ettiğini bulur ve ırak'da filstinde ettiğini buluyorlar... ama söz konusu o değildir söz konusu müslümanlara yapılanlardır...müslümanları sistemli olarak yok etmektir... bugün filstinde,ırakta doğu türkistanda mislümalnar sistematik biçimde yok ediliyor kimseden ses çıkmıyor.. yarın sıra bize gelecek hiç şüpheniz olmasın.. o nedenle hepimiz müslümanız hepimiz türküz diyorum...
  16. ADD'den "Atatürk silüeti izlensin" kapmanyası Ardahan'ın Damal İlçesiâne bağlı Yukarı Gündeş Köyüânde Karadağ eteğine yansıyan Atatürk siluetinin rahatça izlenebilmesi için seyir terasları ve sosyal tesis yapılması konusunda kampanya başlatıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Damal Belediye Başkanlığı ve CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğütâe ait vakıf tarafından başlatılan âAtatürk siluetini yaşatma ve koruma kampanyasıâ ilgi gördü. Ata Mahallesiânde bulunan seyir sahasına anfi tiyatro, 30 yataklı konaklama tesisi ve Seyitveren Köyü yakınlarında bulunan 80 yataklı otel için yaklaşık 4 milyon YTLâlik bir proje hazırlandı. Kampanyaya ilk desteği Damallılar verdi, bir günde 2 bin YTL toplandı. Ensar Öğüt ve Damal Belediye Başkanı Gülcemal Fidan da 500âer YTL ile kampanyaya katıldı. Her yıl 15 Haziran- 15 Temmuz tarihleri arasında görülen Atatürk silueti için hazırlanan ADD Atatürk Siluetini Koruma ve İzleme Projesiâne katkılar devam ediyor.
  17. sevgili restpektif bu konuyu dile getirdiğiniz için size teşekkür ederim... atamızın siluetini 3 defa gördüm ve doğrudur... ARDAHAN'da her yıl Damal ilçemize bağlı Yukarı Gündeş köyü dağlarına 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında düşen Atatürk siluetinin tanıtımını yapmak amacıyla düzenlenmektedir. Çeşitli yarışmalar ve konserlerle süslenen bu festivale yöreden ve yurt çapından birçok vatandaşımız katılmaktadır. Atatürk silueti nedeniyle ulusal düzeyde yayın yapan televizyonlarda da sık sık yer alan bu festival her yıl biraz daha canlılığını artırmaktadır. saygılar
  18. öncelikle soruya cevap vermek istiyorum... k ırak'a operasyon yapılmamalı... çünkü emin olunki götürecekleri getireceklerinden daha çoktur.... artık eskisi gibi değil herşey orası artık ABD nin elinde artık ABD eyaleti sayılır o nedenle ABD onları bize yedirmez... ayrıca operasyon'izin verilse bile operasyon yapılırken k ıraktaki teröristleri geri çekip ve her yeri mayınla döşeyecektir... olan askerimize olacaktır... o nedenle sadece ve sadec politik gücümüzle ve kendi sınırlarımızın iyi korunması ile engel olabiliriz...gerisi hikaye.. devlet bahçeli ve mehmet ağar k ırağ girelim deyip duruyor!!!!! sanki kendileri girecek sanki köy kahvehanesine girecekler... bunun hesabını kim verecek .... sayın mehmet ağar ve bahçelimi vercek... ayrıca ABD f16 uçaklarının ihlaide TC'nin nabzını yoklamaktır... eğer hükümet bunda pasif davranırsa emin olunki yarın kazyla bombalar bile atılacaktır .daha önceleri olduğu gibi... saygılar..
  19. kaplan-200

    IHSAN ASLAN

    İhsan Arslan’ın Gerçek yüzü Yazan: vatanhainleri 26 Apr 2007 Arslan’ın, 1991 yılında Musa Anter, Ömer Vehbi Hatipoğlu, İsmail Beşikçi, Hüseyin Okçu, Azad Germiyani, Ali Bulaç gibi isimlerle Güneydoğu meselesi ile ilgili sorulara verdiği cevapların toplandığı ‘Kürd Soruşturması‘ isimli kitaptaki görüşlerinin temeli devlet düşmanlığına oturuyor. Devletin, Güneydoğu politikasının yanlış olduğunu, devletin Kürtler’i ezdiği, baskı yaptığı gibi iddiaları ortaya atan AKP’li milletvekili, doğum yeri olan Batman’ın Sason İlçesi’ni ‘Kürdistan’ toprağı olarak niteliyor. PKK’lı teröristlere ‘gerilla’ diyen Arslan, PKK’nın vahşetlerini ise ‘Ulusal Kurtuluş Savaşı’ olarak değerlendiriyor. PKK eylemlerini “alkışlanacak bir başkaldırı” olarak niteleyen Arslan, Misaki Milli sınırlarının ise “hiç bir şey ifade etmediğini “ söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtleri 70 yıldır ezdiğini savunan AK Partili vekil, Türkiye’nin tamamında “Eyalet Sistemi” uygulanmasını istiyor. İşte İhsan Arslan’ın gerçek zihniyeti; - İster TC’nin zulmünden, devletin teröründen bahsedelim, ister PKK’nın Kurtuluş Mücadelesi’ne dönüşen eylemleri yahut sivillere yönelik katliamlardan bahsedelim, ister bu gelişmeler karşısında bölgede Müslümanlar’ın takınması gereken tavrın ne olması gerektiğinden, netice değişmiyor… - İğneyi kendinize, sonra çuvaldızı karşınızdakine batırın. Bu inkarcı ve kanlı politikalar karşısında siz olsaydınız ne yapardınız? Son İslam devletini, hilafet makamını ve onun müesseselerini hangi sebeple olursa olsun ortadan kaldıran ve yegane politikası İslam’a düşmanlık ve onu yok etme esası üzerine kurulan bir zihniyet ve otoriteye karşı girişilen tüm isyan ve baş kaldırıları alkışlamak gerekir. - Mücadelenin ilk günlerinde bir köye gece gizli gidebilen gerilla timleri, artık gündüzleri gitme imkanı bulmuştur… - Zulme karşı verdiği mücadele sonunda halkın mazlumiyeti yanında ve onun yegane koruyucu ve destekçisi konumuna giren gerilla hareketi, bu imajı ile bölge halkının gözünde muteber bir kişiliğe sahip olmuştur. - Başlangıçta silahlı mücadele ile şiddet uygulayan devlet arasında bocalayan halk, daha sonra ulusal kurtuluş mücadelesi verdiği kabul edilen PKK hareketi yanında yer almaya başladı. - Çeşitli iç ve dış mahfillerin hesap ve senaryosu sonucu HEP Temsilcileri SHP bünyesinde parlamentoya girme fırsatı elde etti. Bu Kürd milletvekilleri de parlamentoyu ulusal mücadele için bir cephe yapmaktan geri kalmadılar. - Devlet geçen 70 yıl boyunca Kürdler’e haksızlık yapıldığını açıkça itiraf ederek Kürdler’in sosyal ve siyasal yaşamda kendilerini ifade etmelerine imkan tanınmalıdır… - Askeri önlemlerin çare olmayacağı düşüncesinden hareketle bölgedeki tüm ilave askeri birlikler geri çekilmeli, Özel tim ve koruculuk sistemi kaldırılmalıdır. - Ve son olarak Özal ile aynı öneride bulunmanın sıkıntısını duymakla birlikte, kısa vadede alınması gerekli yegane önlemin (aynı zamanda yegane çözümün) Türkiye’nin tamamına uygulanacak yeni bir ‘EYALET SİSTEMİ’ olduğunu hatırlatmak isterim. “Benim vatanım Kürdistan” AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan’ın, Kürd Soruşturması isimli kitaptaki, hakaret içeren sözlerinden bazıları da şunlar: - Kemalist, laik ve demokratik ilkeler, TC Anayasası’nın ilk ve temel ilkeleri, Türkiye’de yaşayan herkese zorla dayatılmaktadır. Yani Türkiye’de varolan herkes, bu ilkelere iman etmek ve yaşamının her safhasında ona uygun amel etmek zorundadır. - Yapmaya çalıştığım izah çerçevesinde, doğduğum yer olması itibariyle Kürdistan vatanımdır. Halen yaşamakta olduğum yer itibariyle de Türkiye vatanım durumundadır. Ayrıca Ay ve Merih’te değil de dünya coğrafyasında yaşıyor olmam nedeniyle de dünya vatanımdır… - Şuraya gelmek istiyorum. Müslümanların vatanı neresi ise orayı korumak, orayı kurtarmak ve vatan diye orasını isimlendirmek gerekir. Bu manada Türkiye coğrafyasının Misak-ı Milli ile çizilen sınırları hiçbir anlam ifade etmemektedir… Bu düşüncelere sahip bir Akp milletvelilinin hükümetin Güneydoğu Anadolu’da izlediği politikalarda Tayyip Erdoğan’a danışmanlık görevinde bulunması Akp’nin ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerinde nasıl bir tehlike unsuru oluşturduğunu ispatlamıyor mu…? Ülkenin bölünmez bütünlüğü en son hangi hükümet sırasında bu kadar tartışılır konuma geldi…Tayyip Erdoğan’ın akıl hocalarının zihniyetlerini okuyunca geldiğimiz durumun vehametine şaşmamak gerek .. http://vatanhainleri.wordpress.com/2007/04...in-gercek-yuzu/
  20. sevgili politika acı gerçekler her zaman acıdır... eğer yalnış yapılıyorsa kabul etmek gerekir..sadece cumhur başkanı değil, tabiki başbakan,millet vekilleri ve bürokratlar kim olursa olsun eğer yanlış yapıyorsa bunu kabullenmek gerekir. çok iyi bir konuya da değinmişsiniz ayrıca leyla zana ve saz arkadaşları .. efsane yarbay korkut eken'in suçu vatana hizmet etmekti ama alakasız asılsız iftiralarla hapse atıldı ve zanalar serbest bırakıldı...bunlarda unutulmadı...aynı dönemlerde rahşan affı ile serbest bırakılan pkk teröristleri tekrar dağlarda öldürüldü vs.vs.. ayrıca almanya veya diğer ülkeler onu yaptı diye bizimde yapmamız gerekmez sanırım...
  21. İRAN'A KARŞI ŞER İTTİFAK Yahudİ İsrail ile Hıristiyan ABD’nin başını çektiği emperyalistlerin yeni hedefi İran. Tıpkı Irak’ta yaptıkları gibi sudan bahanelerle bu ülkenin de tepesine çöreklenip zengin doğal kaynaklarına el koymayı amaçlıyorlar. İran’a karşı şer ittifakı Yahudiler ve Hıristiyanlar iş birliği yaparak Müslüman bir ülkeye karşı harekete geçti. ABD ve İsrail’in başını çektiği ülkeler, “savaş” naraları atmaya başladı. İsrail ve ABD, İran’a yönelik bir harekatın zeminini hazırlıyor. İsrail yönetimi, İran’ın nükleer silah peşine düştüğünü iddia ederek, bu ülkenin bir an önce durdurulması için her yolun denenmesini istiyor. İsrail Ulaştırma Bakanı Şaul Mofaz, İran’ın nükleer programını sürdürerek “ateşle oynadığını” söyledi. İsrail’de daha önce Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı görevlerinde de bulunan Mofaz, askeri radyoya yaptığı açıklamada, “Dünyayı tehdit eden İran’a karşı tek cephe oluşturmalı” diye konuştu. Seçenekler masada! Mofaz, “bütün seçeneklerin mümkün ve açık olduğunu” söyleyerek, bu ülkeye savaş açılması gerektiğini belirtti. Benzer açıklamalar da ABD’den yapılıyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi ve BM Güvenlik Konseyi dönem başkanı Zalmay Halilzad da, ABD olarak İran hükümeti üzerindeki baskıyı arttırmak istediklerini söyledi. Halilzad da, İsrailli bakının dediği gibi savaş seçeneğinin masada olduğunu belirtti. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney de, kısa süre önce, İran’ın nükleer silah elde etmesine ve Ortadoğu’ya hakim olmasına asla izin verilmeyeceğini söylemişti. Fransa da İran’a yönelik yaptırımlara destek verdiğini açıkladı. Birleştiler Başkan George Bush da geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada, gerekirse İsrail’in tek başına İran’ı vurabileceğini belirtmişti. Uluslararası stratejistlere göre bu gelişmeler, Yahudi ve Hıristiyanların bir Müslüman ülkeye karşı nasıl birleştiğini gösteriyor. Basra Körfezi’nde tatbikat başladı Bu arada, Basra Körfezi’ne giden 9 gemilik ABD donanması tatbikata başladı. ABD donanmasının İran’ın hemen açıklarında başlattıgı geniş çaplı deniz tatbikatına 2 uçak gemisi, bir amfibi taarruz gemisi, güdümlü füze fırlatan kruvazörler, destroyerler ve çıkarma gemileri katılıyor. Basra Körfezi’ndeki tatbikatta 140 savaş uçağı, çok sayıda helikopter ve yaklaşık 17 bin ABD askeri görev alıyor. Tatbikat çerçevesinde, savaş uçakları eğitim uçuşları yapacak, denizaltı ile mayın savunması denenecek ve Kuveyt’e sembolik bir çıkarma gerçekleştirilecek. Tatbikatın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, İran’ı nükleer programını geliştirmeyi sürdürmekle suçladığı ve Bağdat’taki ABD ve İran büyükelçilerinin görüşmeye hazırlandığı bir dönemde yapıldığına dikkat çekiliyor. Geri adım atmayacağız İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, nükleer çalışmalarından geri dönüşleri olmadığını birkez daha tekrarladı. Ahmedinecad, “Düşmanlarımız bizim barışçı gayelerle nükleer teknoloji elde etmemize mani olmaya çalışıyor. İslam cumhuriyetinin prensiplerinin kökünü kurutmak istiyorlar. Eğer biz bir an bile olsa durursak, bunlar gayelerine ulaşmış olurlar” dedi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA), Salı günkü raporunda İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurmadığını bildirmişti. Bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik yeni bir yaptırım kararına yol açabilecek.
  22. Şehitlerimizi uğurladık ŞEHİT CENAZELERİNDE GÖZYAŞLARI SEL OLDU GALERİ'DE Şırnak ve Siirt arasındaki kırsal bölgede teröristler tarafından yola döşenen mayının patlaması sonucu şehit olanlar birer birer son yolculuğuna uğurlandı. İzmir'de toprağa verilecek piyade uzman çavuş Vedat Dayıoğlu'nun cenaze törenine Cumhurbaşkanı Sezer, Erdoğan ve Orgeneral Büyükanıt katıldı. ANNENİN YÜREK BURKAN FERYADI Piyade Er Mahir Yıldırım'ın cenazesi öğle saatlerinde Aydın Devlet Hastanesi Morgundan alınarak konvoylar eşliğinde Aydın'ın Umurlu beldesine götürüldü. Naşın morgtan alınması sırasında baygınlık geçiren anne Sevim Yıldırım'ı polis memuru kucağında taşıyarak ambulansa bindirildi. Şehit Er Mahir Yıldırım tarafından Umurlu'daki evinin önünde yapılan törene 10 binlerce insan katıldı. Katılımın yoğun olması nedeniyle Aydın-Deniz karayolu tek yönlü olarak trafiğe kapandı. Evin önünde yapılan tören sırasında oğlunun naşına sarılan Anne Sevim Yıldırım'ın feryatları yürekleri dağladı.
  23. Lice'de şehit olan er toprağa verildi Diyarbakır'ın Lice ilçesinde terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda şehit olan er Yavuz Yıldırım (21), Elazığ'ın Karakoçan ilçesine bağlı Mahmutlu köyünde törenle toprağa verildi.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.