Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sosyalist_demokrat

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    37
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sosyalist_demokrat tarafından postalanan herşey

  1. ah be atam keşke bi 10 yıl daha yaşasaydın...
  2. hiroşima'yı nagazaki'yi halepçeYi hatırlayın ve bir daha düşünün. bence türkiye de dahil dünyadaki hiçbir ülke nükleer silah üretmemelidir. insanlık dışı bir silah bu! kalleşçe bir silah! sivilleri hedef alıyor her şeyden önce... ama bizde nükleer silah olduğunu düşünüyorum...
  3. keşke alkış efekti de olsaydı da onu da koyabilseydim! işte budur!!!! doğru söze ne denir!!!
  4. artık sizinle kavramlar üstüne tartışmayacağım. çünkü beni anlamak istemiyorsunuz. kendinizi çok bilmiş bir şey zannederek saldırmaya devam ediyorsunuz. ben farklı bir arayış içindeyim bunu anlamıyorsunuz. sosyalist demokrasinin her amacını benimsemiyorum örneğin burjuva sınıfını ortadan kaldırmak gibi. çünkü bana göre bir ülkede her gruba ihtiyaç vardır. demokrasi de bunun gereğidir. yeter artık bana laf yetiştirmekten vazgeçin. işiniz mi yok sizin?
  5. işte budur. hepsini kutluyorum. çoğu babamdan bile yaşlıdır, ellerinden öpüyorum. bu tür eylemlerin devam etmesi dileğiyle...
  6. evet tayyip erdoğan dünyaca tanınan bir liderdir. ama ne sıfatla tanındığı çok daha önemli bence... tarikat şeyhlerinin önünde diz çökerek, imf ve dünya bankası temsilcilerine "evet efendim sepet efendim diyip yerlere eğilerek. abd başkanı corç buş(t) tan pkk'ya operasyon düzenlemek için icazet alma ezikliği göstererek ve bu icazeti de alamayıp kendini rezil ederek. yıllar önce "camiler kışlamız minareler süngümüz kubbeler miğfer müminler asker diyip halkı resmen cihada davet ederek. buraya dikkat edin. eğer erdoğan orda mahkumiyet almasaydı ve erdından asker de 28 şubat'ı gerçekleştirmeseydi neler olacaktı bir düşünün. tabii bu dikkati gerçek atatürkçülere yurtseverlere çekiyorum. şeriatçı yeşil devrimciler anlamaz bundan. ya da işlerine gelmez. dur bakalım başka ne var sayın tayyip beyin liderliğini (!) ortaya koyacak. hah buldum! yurt dışında bir konsolosumuzu, bir vatandaşımızın türbanlı resim getirdiği iöçin pasaport başvurusunun kabul edilmediğini duyunca herkesin içinde azarlama cüretini gösteren bir liderdir tayyip bey. "anamız ağladı" diye feryat edip yerdım isteyen çiftçisine "ananı al da git ulan" diyebilen bir liderdir tayyip erdoğan başka çok şey var ama bunlar yeterli olur sanırım
  7. sen yazımın tamamamını okumadın galiba! ben parti genel başkanlarının potansiyel başbakan adayı olduğunu kabul ediyorum ama seni de anayasanın o maddesini iyice bir okumaya davet ediyorum. darbeci gözle ne alakası var? illa ben mi yazayım buraya maddeyi? madem öyle yazıyorum : bakanlar kurulunun ve başbakan'ın göreve gelmesiyle ilgili 109. madde BAKANLAR KURULU başlığının KURULUŞ ADLI ilk ayrımında düzenlenmiştir: MADDE 109: bakanlar kurulu başbakan ve bakanlardan kurulur. BAŞBAKAN, CUMHURBAŞKANINCA, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ÜYELERİ ARASINDAN ATANIR. BAKANLAR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ÜYELERİ VEYA MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YETERLİĞİNE SAHİP OLANLAR ARASINDAN BAŞBAKANCA SEÇİLİR VE CUMHURBAŞKANINCA ATANIR; GEREKTİĞİNDE BAŞBAKAN'IN ÖNERİSİ ÜZERİNE CUMHURBAŞKANINCA GÖREVLERİNE SON VERİLİR. evet. ben sana madde metniyle konuşuyorum. çünkü işim bu, ben bir hukukçuyum. ne darbesinden bahsediyorsun sen? hangi darbeymiş?
  8. siz benim demek istediğimi anlamıyosunuz ki... ben proleter diktatörlüğün yerine demokrasi diyorum. evet belki sosyalist demokrasi proleter diktatörlük ama liberalizme ve sosyal demokrasiye kaçmadan proleter diktatörlüğün yumuşatılmış halini savunuyorum. şimdi anlatabildim mi kendimi? benim sosyalist anlayışım sadece ekonomik! bunun dışında demokrasiye inanıyorum! yani sosyalizmin savunduğum tek yönü gelir adaleti! anlatabildim mi! ikisini birbirine katıp kendimce yeni bir sentez yapıyorum
  9. şimdi anladın mı benim neden sosyalİST demokrat olduğumu? komünizmin yanındaki proleterya diktatörlüğünün yerine demokrasiyi tercih ederek bir taraftan da sosyalist (komünist değil) bir anlaşı benimsemeye çalışıyorum. çümkü sosyal demokrasi bana göre değil!!!!!
  10. sanırım bunlar tayyip erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmaması için yeterli sebeplerdir. siz ne dersiniz? işte bu sebepler yüzünden cumhuriyet gazetesi'nde "tehlike'nin farkında mısınız?" reklamları yapılıyor. tayyip bey sakın cumhurbaşkanı olayım deme!!!! arkadaşım daha başbakan'ın nasıl seçildiğinden haberin yok senin ya.... evet cumhurbaşkanı seçimini t.b.m.m yapar. yani halk adına, halkın seçtiği milletvekilleri yapar. başbakan ise halk tarafından seçilmez!!! anayasanın 109. maddesine göre başbakan cumhurbaşkanı tarafından t.b.m.m üyeleri arasından ATANIR!!!! bakanlar da yine bu maddeye göre başbakanca seçilir, liste cumhurbaşkanına sunulur ve cumhurbaşkanının kabulüyle bakanlar kurulu başbakan başkanlığında oluşmuş olur. sıra güvenoylamasına gelir. anayasanın 110. maddesine göre eğer hükümet (yani bakanlar kurulu listesi t.b.m.m'den güvenoyu alabilirse çalışmalara başlar. alamazsa meşruiyet kazanmamış olduğu için kendini fesheder, başbakan hükümet kurma görevini cumhurbaşkanına iade eder ve cumhurbaşkanı bu görevi bir başka milletvekiline verir. senin dediğin ülkemizde siyasi partilerin parti içi disiplin dahilinde oldukları için genelde başbakanlık görevine siyasi partilerin genelbaşkanlarının seçilmesinden ileri gelir. yoksa başbakanı halkın seçmesi gibi bir şey sözkonusu değildir. cumhurbaşkanları genelde hükümet kurma görevini en çok oyu alan siyasi partinin liderine vermektedir. ama bu durum başka bir milletvekilinin bu görevi alamayacağı anlamına gelmez. nitekim literatürde "azınlık hükümeti" diye bir şey de vardır. lütfen kavramları döğru kullanalım.
  11. sosyalist_demokrat

    ÖTENAZİ........

    sana kesinlikle katılıyorum. umut çok güzel bir duygu. kalbinde en ufak bir ümidi varsa uygulanmasın ötenazi. ama umudunu tamamen kaybetmiş yaşamak istemeyenlere de uygulansın diyorum ben. tanrı kimseye kaldıramayacağı kadar yük, başedemeyeceği dert ve katlanamayacağı acı vermesin
  12. atatürk 6 ilkesini ortaya koyarken ne olduğunu açıkça belli etmiştir. o yüzden atatürk ilkelerine bakmakta fayda var cumhuriyetçilik: osmanlı imparatorluğu'nun çürümüş, kokuşmuş tek elden yönetim anlayışını yıkıp yerine getirdiği bu anlayışta insanlar tek bir insanın iradesiyle tebaa olmaktan çıkıp devletin ve iktidarın asıl sahibi ve koruyucusu haline gelmiştir. devletçilik: ekonomide komünistliğe sarkmadan devletin kalkınmasını sağlayacak bazı önlemler alınmasını sağlayıcı bir ilke... atatürk'ün anladığı devletçiliğin komünist devletlerdeki devlet tekelciliğinden farkı, "yap-işlet-devret" politikasıdır. komünist devletlerde bu tarz bir anlayış yoktur. halkçılık: halkı her şeyin üstünde ve kutsal hale getiren bir ilke... laiklik: herkesin sandığı gibi din ve devlet işlerini birbirinden ayrıan bir ilke değildir. laiklik, tam tersine detvleti dinle ilgili hale getiren bir ilkedir. çünkü laiklik ilkesi sadece bir ülkenin dini kurallar yerine pozitif hukuk kurallarına göre yönetilmesi değil, aynı zamanda vatandaşların hangi dinden hangi meshepten olurlarsa olsunlar inançlarını özgür, sağlıklı ve HURAFELERDEN ARINMIŞ VE BİLİMSEL bir biçimde yaşamasını sağlayan, bunun için ibadethaneler ve bilimsel eserler yaratılması için belli kurumlara yetkiler veren bir ilkedir. devrimcilik (inkılapçılık): her zaman daha iyisi ve daha yenisi için çalışan bir ulus yaratma amacından yola çıkılarak cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarını yaratmak ve var olanları iyileştirmek, halka daha iyisini sağlamak amacıyla ortaya konmuş bir ilke... milliyetçilik (ulusalcılık): işte her şey burada kopuyor. atatürk'ün ortaya koyduğu anlamda milliyetçilik (ulusalcılık) ile bazı kesimlerin bu anlamı bilerek ya da bilmeyerek çarpıtması sonucu ortaya çıkan ırkçılık (kafatasçılık- faşistlik) birbirinden fersah fersah farklı şeylerdir. atatürk'ün anladığı milliyetçilik "türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlanan herkes, etnik kökeni, dini, dili,ırkı ne olursa olsun türktür" demiştir. burada güdülen amaç türk ırkının anlamsız bir biçimde diğer uluslardan üstün tutulması değil, ülkede birlik ve beraberlik sağlamaktır. atatürk ne sağcıydı ne de solcuydu. atatürk sadece ve sadece ulusalcıydı. hayatının tümünü, gerek asker olarak gerekse devlet adamı olarak ülkesinin ve milletinin bütünlüğü, devletinin bağımsızlığı, halkının çağdaş dünyaya uyum sağlayacak bir mertebeye gelmesi için harcadı. atatürk'e sovyetlerden komünizm teklifi de geldi. ama atatürk bunu istemedi. bu demek değildir ki atatürk sağcıdır. atatürk " ne mutlu türküm diyene" dediğinde ülkenin ve milletin bütünlüğünü gözetiyordu sadece. "türk ırkı bütün diğer ırklardan daha üstündür" demeye çalışmıyordu. yani atatürk faşist de değildi. atatürk devletçi ekonomik politikayı savundu ama bu onun solcu olduğu anlamına gelmez. nitekim yukarıda açıkladığım gibi atatürk'ün benimsediği devletçi politikanın anlayışı, "yap-işlet-devret" anlayışıydı. yani devlet önce yapıyor, bir süre işletiyor, sonunda da devrediyor. kime? özel sektöre. yani atatürk solcu ya da komünist de değildi. yukarıdaki ilkelere göre atatürk'ün solcu ya da sağcı olduğunu söylemek mümkündür. ama bizim amacımız bu olmamalıdır. bizim amacımız, atatürk sağcı mıydı solcu muydu tartışmasını bir kenara bırakarak bu 6 ilkeyi iyi anlayıp ona göre yaşamak olmalıdır.-
  13. sosyalist_demokrat

    ÖTENAZİ........

    çok güzel söylüyorsun politika arkadaşım ama bir de şöyle düşün: ya hiç yaşamak istemiyorsa? ya hiç umudu kalmamışsa? canından bezdiyse ne olacak? işte asıl sorun bu! ben de insanların ne kadar hasta olurlarsa olsunlar yaşamak için direnmelerini isterim ama ya çektiği acılar bütün yaşama isteğini içinden çekip almışsa? o zaman ne olacak? hadi bir an için ben de dini açıdan bakayım: acı çeken bir insanın acısını dindirmek sevap değil mi?
  14. eğer sen benim tavsiyeme uysaydın dün cumhuriyet gazetesini alır ve köşe yazarlarının doğu perinçek'in davranışı ile ilgili yorumlarını okurdun. bu arada sana bazı sahte ulusalcı isimleri vereyim: başbakan recep tayyip erdoğan'ın bir ulusalcı değil şeriatçı ve ümmetçi olduğunu biliyorsundur heralde.. mesela süleyman demirel'i de bilirsiniz. ulusalcı geçinir ama uzaktan yakından alakası yoktur. örnekler daha da ç.oğaltılabilir ama benim aklıma gelen şimdilik bunlar
  15. sadece çerkeslerin değil, hiçbir halkın kültürünün yok olmaması dileğiyle...
  16. sana daha hiçbir şey söyleyemiyorum isyancı çünkü anlamamazlıkta ısrar ediyorsun. doğu perinçek'in geçmişi beni ilgilendirmiyor. beni şu an ne yapmakta olduğu ilgilendiriyor. aç cumhuriyet gazetesini oku. bütün gerçek ulusalcılar orada. doğu perinçek'i kara kaşı kara gözü için, adı doğu perinçek olduğu için savunmuyoruz. ayrıca biz doğu perinçek'i de savunmuyoruz. biz sadece doğu perinçek'in söylediği bir şeyin arkasında duruyoruz ve bu bence çok doğal. ben sana "doğu perinçek konusunda emin değilim geçmişte 'ermeni soykırımı vardır' deyip demediğini bilmiyorum" diyorum. peki doğu perinçek'i neden savunuyorum? hemen cevap vereyim. orhan pamuk'un 301'den yargılandığı davayı hatırlarsın heralde. o davaya o çok savunulan AB'den gözlemciler gelmişti. adliyenin önünde "düşünce özgürlüğü" şovu yapmışlardı. türkiye'yi kınayan açıklamalarda bulunmuşlardı. oysa orhan pamuk hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan bir biçimde "biz 1.500.000 ermeni 30.000 kürt öldürdük" demişti. bu bir düşünce değil bir suçlamaydı. ama o zaman AB temsilcileri ayağa kalkmıştı "orhan pamuk'u yargılayamazsınız, kimse düşüncesinden dolayı yargılanamaz. hani demokrasi, hani insan hakları, hani çağdaşlık? türkiye AB yolunda ağır bir yara ve çok kötü bir not almıştır" diye bas bas bağırmışlardı hatırladın değil mi? peki doğu perinçek isviçre'de hapis ve para cezasına çarptırılırken nerede şimdi o "çağdaşlık demokrasi insan hakları düşünce özgürlüğü savunucuları"? hani neredeler? üstelik doğu perinçek mahkemeye yanında 90 kilo belgeyle gidiyor, ama mahkeme o belgelerin 10 gramına bile bakmıyor. işte ben bu yüzden doğu perinçek'in yanındayım. bir şeyi söylerken yanında kanıtını da sunduğu için. mahkeme o kanıtları inceler ya da incelemez o benim umrumda değil. ama benim gözümde doğu perinçek belgesiyle gerçeğiyle savunmasını yapmıştır. orhan pamuk da "biz 1.500.000 ermeni oldürdük derken herhangi bir hkanıt sunsaydı ortaya o zaman düşünürdüm "hakikatten doğru olabilir mi acaba" diye şimdi gelelim senin sözünü ettiğin ermeni kaynaklarına. onların hepsi yalan dolandan ibaret. çünkü o belgelere göre biz 1.500.000 ermeni öldürdük. oysa o dönemde yaşayan ermenilerin sayısı en fazla 1.100.000'di bunların yaklaşık 700.000'i göç ettirildi. göç sırasında savaş durumu, salgın hastalıklar, iklim koşulları ve açlık gibi nedenlerle büyük bir kısmı ne yazık ki hayatını kaybetti. geri kalanlar (yanlış bilmiyorsam sayıları 250.000 civarı) sağ sağlim yerleştirildi. ermenilerin göç ettirilmeyen kısmından 150.000'i göç etmedikleri için yerlerinde kaldı. geri kalan 250.000 kişinin ise katıldıkları çatışmalarda (doğu anadolu'da rus ordularının önünde katıldıkları türk katliamları gibi bir çok çatışmaya katıldılar. bir kısmı da osmanlı ordusundaydı. bak dikkat et ermenilerin yaptığına soykırım değil katliam diyorum) hayatını kaybettiği söyleniyor. bugün cumhuriyet gazetesinde yeni bir yazı dizisi başladı ermeni sorunu ile ilgili. istersen bir göz at. orada gerçekler bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor. yazı dizisinin asıl amacı ocak 2007'de amerikan kongresine gelen ermeni soykırımını tanıyan yasa tasarısını eleştirmek. arada soykırım iddiaları ile ilgili önemli bilgilar de veriliyor. bu arada "bu ülkede türk oldukları halde sadece meshepleri farklı olduğu için aleviler katledildi buna bakarak ermeni soykırımının yapıldığını ispat etmek mümkündür ancak bunun olmamış olmasını diliyorum" diyorsun. bir şey söyleyeyim mi? senin hakikatten tarih bilgin sıfırın altında. osmanlı imparatorluğu bir ulus imparatorluğu değil sünni bir ümmet imparatorluğuydu. ancak ilginçtir. bu ülkede ayrımcılık hristiyanlara ve yahudilere değil meshepleri farklı olan müslümanlara yapılmıştır. hristiyanların ermenilerin ve yahudilerin ise daha fazla ayrıcalığı vardı. bunun kanıtını geçen yazımda vermiştim ama istersen bir daha, bu sefer ayrıntılı olarak anlatayım. osmanlı'da devşirme sistemi vardı. neydi bu devşirme sistemi? gayri-müslim ailelerin çocukları o ailelerden alınır, önce müslüman yapılır, sonra medreselerde sıkı bir eğitimden geçirilerek devlet kademesinde üst mevkilere çıkarılır. en güzel örneği sokullu mehmet paşa'dır. sokullu bir devşirmedir. yanlış bilmiyorsam hristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, o dönem osmanlı'da benimsenen yayılacı ve yerleşmeci politikanın bir ürünü olarak istanbul'a getirilerek müslüman edilmiş, medresede okutularak devletin en üst kademesine getirilmiştir. hatta derler ki, "anuni'nin sadrazamı olan sokullu, kanuni'den daha çok devlet işleriyle uğraşırdı", kanuni'nin öldüğü zigetvar seferini padişah'ın öldüğünü askerden saklayarak kanuni'nin ölümünden sadece 1 gün sonra zaferle tamamlayan sokullu, osmanlı'nın bir cihan imparatorluğu olmasındaki en önemli kişilerden biridir. ama sonuç olarak bu adam bir devşirmedir. sokullu sadece 1 örnek. bunun daha nice örnekleri var... hem sen biliyor musun ki orhan gazi'den sonra hiçbir osmanlı padişah'ı öz be öz türk değildir? orhan gazi dahil bütün osmanlı padişahları haremlerindeki devşirme kızlarla evlenmiş ve onlardan çocuk sahibi olmuşlardır. hatta 1. murat (yanlış hatırlamıyotumdur umarım. yanlış yaptığım yerleri arkadaşlarımızın düzeltmesi önemle rica olunur) bizans imparatoru kantakuzen'in kızı ile evlenmiştir. yani osmanlı'da azınlıklar devletin üst kademelerinde görev yapmıştır. buna ermeniler de dahildir. aralarında osmanlı mebusan meclisi'nde mebus olan, hatta ve hatta nazırlık yapanlar da vardır. eğer gerçekten osmanlıda yabancı azınlıklara karşı bir soykırım politikası olsaydı öncelikle mebusan meclisinden başlarlardı. bu anlattıklarım bütün bilimselyayınlarda vardır. bakın üstüne basa basa söylüyorum bilimsel yayın. Bİ-LİM-SEL bu yazıyı birkaç defa okuduktan sonra iyice düşün ve neye isyan edeceğine öyle karar ver.
  17. kuzey ırak'ta bir kürt devletinin kurulmasının çok gereksiz olacağı kanısındayım. hatta vahim sonuçlr bile doğurabilir. şimdiden başladı bile. ırak iç savaş yaşıyor resmen. ırak'ın bütünlüğü bütün ortadoğu'nun güvenliği için ön koşuldur.
  18. sana her şeyi izah ederek değerli vaktimi harcamak istemediğim için sadece gülüyorum dedim ama bana başka seçenek bırakmadın benim güldüğüm nokta doğu perinçek olayı ile çeteleri mafya'yı çevre kirleticiliğini nasıl bağdaştırdığındır!!!.. elbette bütün bunlar bizim ülkemizde var. elbette ki ben de olmamasını istiyorum. doğu perinçek geçmişte bir hata yapmış olsa bile bu hatasından donüş sinyallarini vermiştir. ve ben bu adamın arkası nda dururum. neden mi? ülkemin çıkarlarını korumaya çalıştığı için. evet ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır. hiç ermeni olayları ile ilgili BİLİMSEL bir çalışma okudun mu bilmiyorum ama ben okudum. okuduğum bütün kaynaklar ermeni soykırımı yoktur diyor. bunlar mı vatan haini? o zaman bu ülkenin vatandaşlarının %99'u vatan haini!!!! hem ayrıca doğu perinçek'in ülkemizi bu şekilde savunması için eskiden düşündüğü şeyleri (tabii o şekilde düşünüp düşünmediğini bilmediğim için bu konuda hiçbir yorum yapmayacağım) tezkip etmesi şart mı? yani televizyona çıkıp "büyük türk halkından eskiden ermeni soykırımı vardır dediğim için kürtlere bağımsızlık istediğim için atatürk'ü önder olarak nitelemediğim için, katıldığım mitinglerde türk bayrağı yerine kızıl bayrak taşıdığım için özür dilerim. şimdi isviçrede çıkarılmış olan ermeni soykırımını inkar edenlere hapis cezasını öngören yasayı protesto için bizzat isviçre'ye gidiyorum" demesi şart mıydı? bence değil hem doğu perinçek o davaya kuru gürültü ile değil 90 kilo belgeyle gitti. ne var ki emperyalist beyinler bu belgeleri göz önünde bulunduramadı bile. sen bana hangi hakla faşist diyebiliyorsun? sen hangi hakla beni nazi ilan edebiliyorsun? sen kimsin? ayrıca yine güleceğim birkaç örnek vermişsin. "alevi kırımını inkar edersin" demişsin. puhahahaha sen soykırımın kelime anlamını biliyor musun acaba çok merak ediyorum. senin herhangi bir şey bildiğinden bile şüpheliyim. soykırım demek bir ülkede yaşayan dinsel ya da ırksal bir topluluğa karşı SİSTEMATİK olarak DEVLET tarafından uygulanan SOSYAL EKONOMİK KÜLTÜREL ya da YAŞAMSAL dışlamadır. almanya'daki yahudi soykırımının bir geçmişi vardır. ikinci dünya savaşı başlamadan önce 1933 yılında adolph hitler'in iktidara gelmesiyle yahudilere karşı bir dışlama politikası başlamıştır. bütün mallarına el konmuş, hiçbir şekilde ticaret yapmalarına izin verilmemiş, en son kertede de gettolarda gönderilerek tamamen dış dünyadan soyutlanmış bir hayata tabi tutulmuşlardır. dahası da var: bütün yahudilerin kollarına ve göğüslerine yahudi yıldızı takılmaları emredilmiştir. öte yandan savaş ekonomisini canlandırmaya çalışan almanlar yahudileri toplama kamplarına alarak ağır sanayide korkunç koşullarda onları çalıştırmıştır. bu da bir soykırımdır ve ileride yapılacakların ayak sesleridir. yahudilerin TOPLU olarak katledilmeleri ise 2. dünya savaşının sonlarına doğru gerçekleşmiştir. "nihai çözüm" adı altında çıkarılan adolph hitler emirlerine göre bütün yahudiler öldürülecekti almanya'da ikinci dünya savaşı sırasında 6 milyon yahudi SİSTEMATİK bir şekilde toplama kamplarında kah yakılarak kah gaz odalarında boğularak, kah bilimsel deneylere tabi tutularak. almanya'da o dönemde sadece yahudi soykırımı değil çingene kırımı, zenci kırımı da yapılmıştır. ayrıca ari ırkı yaratmaya çalışan hitler, eşcinsellerin sakatların ve kısırların da ölüm fermenını yazmıştır şimdi bana söyle bakalım: 1915'te yaşanan olayların yukarıda anlattığım olaylarla en ufak bir bağlantısı var mıydı? ermeniler osmanlı devleti döneminde devlet yönetiminin en önemli kademelerinde bulundular. osmanlı mebusan meclisinde ermeniler bulunuyordu. hatta nazırlıklarda (bakanlıklarda) bile ermeni yurttaşlarımız vardı. ticari hayatta da çok önemli etkinlikleri bulunuyordu. yani neymiş? ermeniler bizim seçkin yuttalarımızdanmış şimdi buraya dikkat et. o dönemi hatırlamıyorsan tabloyu ben sana biraz anlatayım. yıl 1915... 1. dünya savaşı... enver paşa'nın maceraperest hareketi nedeniyle sarıkamış'ta 90.000'e yakın şehit verildi ve bundan sonra ruslar rahat bir biçimde doğu anadolu'dan türk topraklarına girmeye başladı. erzurum, kars, ardahan, batum onların eline geçti. yerleşmeye ve yayılmaya başlayan rus birlikleri yavaş yavaş karadeniz'e çıkıyor, trabzon ve yöresini ele geçiriyor. bir yandan da doğu anadolu'da aynı şeyi yapıyorlar. işte tam bu sırada ermeniler ayaklanmaya başladı. doğu anadolu'da erzurum kars ve yöresinde birçok türk köyü yakıldı yıkıldı. birçok türk vatandaşının canına malına ırzına kastedildi. osmalı'nın buna bir karşılık vermesi gerekiyordu. nitekim çözümü bulmak gecikmedi. çözüm neydi biliyor musun? yo hayır yanlış tahmin ettin. çözüm soykırım değil, TECRİTTİ. tecrit ne demek? göç ettirmek demek. yani? yanisi şu. huzursuzluk çıkaran bir topluluğu başka bir bölgeye nakletmek... peki nereye nakledilecekti bu ermeniler? ırak bölgesine. yani? yani osmanlı'yı arkadan vuramayacakları bir yere. harbiye nezareti'nin (savaş bakanlığı) emriyle doğu'daki türk orduları ermenilerin GÜVENLİ bir biçimde göç ettirilmelerini sağlayacaktı. ancak savaş hali ve ilkim koşulları buna izin vermiyordu. soğuktan ve başı bozuk eşkiya çetelerinin saldırılarından dolayı (ermeniler göç edereken öyle kuru kuruya göç etmiyorlardı. yanlarında birçok değerli eşyaları vardı...) birçok ermeni vatandaşımız ne yazık ki hayatını kaybetti. ordu onları korumayı başaramadı. şimdi sıkı dur: harbiye nezareti bu hazin haberi alınca araştırmalara başladı. olayın sorumluları bulundu, sorgulandı, yargılandı veeeee İDAM EDİLDİ. idam edilenler kim miydi? yüksek rütbeli bir çok subay... yaşanan tek bir hazin olay etnik bir gruba soykırım yapıldığı anlamına gelmez. ayrıca yapılan katliamlar da karşılıklıdır. ermeniler de o dönemde türkleri öldürmüştür, türkler de ermenileri öldürmüştür. ancak bu olay hiçbir zaman SİSTEMATİK BİR DEVLET POLİTİKASI halini, yani SOYKIRIM halini almamıştır. yaşananlar sadece trajediden ibarettir. şimdi gelelim alevi olaylarına... bak bunu kabul edebilirim. çünkü alvilere gerçekten korkunç işkenceler yapılmıştır. bunu ilk başlatan da yavuz sultan selim'dir. daha sonra bu giderek yaygınlaşmıştır. gerek sosyal gerek kültürel gerek ekonomik gerek dinsel gerek yaşamsal bir şürü kısıtlamaya tabi tutulmuştur aleviler. sadece inançları yüzünden. alevi konusunda ben de senin gibi düşühüyorum. çünkü alevilere gerçekten çok eziyet edildi. binlerce yüzbinlerce alevi öldürüldü. ama hiçkimse 1915 yılında ermenilerle aramızda yaşanan trajediyi SOYKIRIM olarak önümüze getirmesin. bunu savunmak faşizanlık değildir. bunu savunmak ülkeni, kendini savunmaktır. bizim bütün belgelerimizde bunlar vardır. hiçbir bilimsel belgeye dayanmayan ermeni iddialarını reddetmek de en doğal hakkımızdır. varsa kanıtları çıkarsın göstersinler. eğer soykırım olduğunu bilimsel olarak ispat ederlerse (ne zaman olduğu önemli değil) burada hepinizden özür dileyip bu zamana kadar savunduğum değerlerin koca bir yalan olduğunu bana bunca yıl yalandan başka bir şey anlatılmadığını, gerçekten de soykırımcı faşist bir ulus olduğumuzu göreceğim ve ülkeyi terk edeceğim. zaten faşist ırkçı bir devlette benim işim olmaz.
  19. ülkemizde yaşanan bu ilkelliğin sayın belediye başkanımız tarafından pişkin bir biçimde savunulması ilkelliğin kendisinden daha korkunç bence. "hem suçlu hem güçlü" diye boşuna dememiş atalarımız
  20. sosyalist_demokrat

    ÖTENAZİ........

    sen benim "fişi çekmek" ve "öldürün beni diye yalvaran birine yardım etmek" derken ne demek istediğimi çok iyi anlamana rağmen ya bana ders vermeye çalıştığın için dediklerimi anlamazlıktan geliyorsun ya da sadece bana saldırmak amacındasın ve bu yüzden söylediklerimi saptırıyorsun. fişten kastedilen elbette yaşam destek ünitesi. bilinci olmayan hastaların fişini çektiklerini ben de biliyorum. ben sana "öldürün beni" yine çığlık çığlığa bağıran birisinden bahsediyorum. hiç böyle birisiyle karşılaştın mı? ne yapacaksın? "takdiri ilahi allah acı çekmesini istiyor çeksin ben de seyirci kalayım mı diyeceksin? hadi dedin diyelim. nasıl bi vicdan bu? ben neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum sen merak etme. kaç kişiyi defnettiğimi kaç kişiyi acı çekerken gördüğümü senden iyi biliyorum hiçbir şey bilmiyorsam.
  21. senin bu laflarına sadece gülüyorum.
  22. sosyalist_demokrat

    ÖTENAZİ........

    işte budur ben bunu anlatmaya çalıştım. saygı konusuna gelince yazımı bir daha okudum ve üslupte herhangi bir yanlışla karşılaşmadım. o yüzden "önce saygılı olmayı öğren üslubuna bak" gibi lafları kabul etmiyorum. evet ötenazinin dinle açıklanmasını kınıyorum çünkü ötenazi ile intihar aynı şey değil. aynı olsaydı ötenazi değil inhitar derdik. bence ötenazinin serbest bırakılması gerekiyor. insanların öte tarafta vereceği hesap kendinedir kimse de karışamaz!!! domuz kalbi olayı ise sadece bir örnekti. olayla alakası olduğu için söylemedim. ayrıca bir arkadaşımız bana "sen o fişi çekebilir misin" diye sormuş. cevabını vereyim: tanıdıklarımın gözlerimin önünde çığlık çığlığa acı çekerek, "öldürün beni dayanamıyorum" diye haykırarak her gün biraz daha eriyip bitmesine seyirci kalacağıma imkanım ve böyle bir şeye yetkim varsa ölmesini isterim. çünkü onun çektiği acıları çekemesem bile vicdanen ızdırap çekerim. bu yüzden her gün onun bu durumuna ağlayacağıma fişini çekerim ya da ilaçla uyuttururum olur biter. ona iyilik etmiş olurum.
  23. sosyalist_demokrat

    ÖTENAZİ........

    konuyu saptırmada üstünüze yok bakıyorum. mrs. su arkadaşımız tamamen bilimsel olan bir olaydan bahsediyor siz ise olayı din ile iman ile açıklamaya çalışıyorsunuz. ne alakası var? ötenazi her hastaya uygulanan bir şey değil tam tersine artık yaşama ümidi olmayan insanlara uygulanan bir şeydir. örneğin kanser oldunuz ve iyileşme gibi bir şansınız yok ne yapsanız olmuyor aksine her gün daha fazla acı çekiyorsunuz. aranızda ailesinden herhangi biri kanser hastalığına yakalanmış olan var mı merak ediyorum... kanser sadece bir örnek ve hiçkimse kanser hastasının ne kadar acı çektiğini bilemez. bunu bir tek allah bilir. intihar etmek elbette günahtır ve insanların çektikleri acılara tahammül etmesi gerekir. ancak bazı acılar ve hastalıklar vardır ki tahammül etmesi mümkün değildir. bu yüzden ben ötenazinin yanındayım. bunun kararını verirken de her şeyin gözönünde bulundurulmasını tavsiye ederim. kişinin yaşama ihtimali var mı,yaşarsa ne kadar yaşar, bundan sonraki yaşamı ne kadar sağlıklı olur. bunlar gözönünde bulundurulduktan sonra kişinin fikri sorulmalıdır. eğer öldürün beni derse öldürülür. eğer hasta komadaysa ailesine sorulur, fişi çekin derlerse çekerler. olay biter. eğer hastada iyileşme ümidi görülüyorsa o zaman ötenazi uygulanmaz. iyileşme ümidi olan bir hasta her nekadar öldürün beni dese bile iyileşme ümidi olan hastalara uy-gu-lan-maz!!!! zaten ötenazi denilen şey komadaki hastalara uygulanan bir şey. allahın verdiği canı allahın alır ama beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların da fişini çekerler. bu tip durumlarda da bazen aileler çok düşünceli davranıp organları bağışlıyorlar ve 1 can ölürken diğer canları kurtarıyorlar. ötenaziye din ve imanı kullanarak bütün bilimsellikten uzak bir biçimde açıklamaya çalışan arkadaşlara da bir duyurum var. duyduğum kadarıyla kalp kapakçığı çalışmayan hastalara uygun kapakçık bulunamadığı durumlarda domuz kalbinden kapakçık takılıyormuş. tam bilmiyorum ama eğer öyleyse ve bunu islamiyete göre açıklayacağınızı düşünürsek domuz da haramdır o zaman. bırakın bu işleri
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.