LostsouL tarafından postalanan herşey
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
gitmelisin simdi karnımın agrısının tek zanlısı dinledigim her sarkının gizli öznesinde seni buldugum icin edebiyat hocam kızıyor bana gittiginden beri sana akıyor aklım gelirsin diye durduruluyor zaman. gelmessin diye kızılaydan yardım talep ediliyor uzun zamandır bu ulkenin ihtiyaclarına tanrı bakmıyor baktıgı yerlere insan gitmiyor.. canım yanıyor, kalsaydın diye soyliyemediklerim gittikten sonra yüregime agır geliyor simdi ardından seslendiklerim yutkunurken bogazıma takılıyor yorgunum yıllardır yalnız yasamaktan inandım işte soyledigin her soze inanıcam söz kal biraz daha yalan sölicem sana oyun oynıcam rol yapıcam kandırıcam seni ama nolur kal inandıgın inanmadıgın duyupta duymazdan geldigin gorupte gozlerini kapadıgın giderken aklını bıraktıgın ben sevgilin simdi basını o soguk yastıga koydugunda uyumuyorsun dudaklarını ısırıyorsun beni dusunurken avucların terliyor özlerken bana geliceksin diye tenin kıpır kıpır sesini duymayı özledim ben söyliyemedigin her sözün sorumlulugunu alıyorum soyledigin her kelimenin hükümünü gelirsin diye acık bırakıcam dudaklarımı gelmessin diye sigortalattıramadım aklımı.. simdi sen diye karanlıga sarıyorum düşlerimi duyarsın diye rüzgara fısıldıyorum aşk diye inlemelerimi....
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
sensis gecen gunlerin kazası yohk be sevgili.. sucüstü yapılmıs bir sevdanın tam ortasında yakaladın beni guınlerdir tek kişilik haremim oldun kıvrımlarına adadım sözlerim ettigim her yemin altını imzaladıgım her senet ödedigim her bedel geldigin kadar goturdun benden goturdugun kadar bana beni emanet ettin esmer tenine degmemiş ruzgar hissettigin nefesimdir geldiginden beri ic cekişlerim senden once hicmi nefes almadı bu beden.. senden önce hicmi dokunmadı bir kız cocuguna..simdi nedir bu telas.. yohkluguna adadıgım tüm adaklarım varlıgınla inandıgım tanrım gelirsin diye acık bıraktıgım dudaklarım susuzlugumda ben hala gozlerimi kaparım sen benim en asil tek kişilik haremim.. esmer tenine degmemiş günes.. simdi icini yakan benim öpüşlerim..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
talihsizligimin acıklamalarıyla ilgileniyorum kac gundur ne yazacak kadar gucluyum nede yazmadan duracak kadar yorgun hayatıma her giris cıkısının farkında olmadıgmı dusunmen canımı yakıyor ucuz numaralarla yoksullugumun mazereti olarak seni gostermekten baska birsey gelmiyor elimden ben hala gelirsin diye aklımda saklıyorum edecegim yeminleri basımdaki agrıyı dindirebilmek icin uydurdugum yalanlardan sıkıldım yeni bir gun yeni bir sabah yeni bir ben ütopyasında beklerken tanrıyla pazrlıklarım sonucsuz kalıcak biliyorum ve bu işgal devam edicek bir suredir birleşmiş milletler ilgilenmiyor olanlarla.. karnımın uzerinde biriken su damlaları gozlerimdeki bos bakısların gelirsin diye acık bıraktıgım acıklıgını baglayamadıgım cresizligim hala turkceye cevrilemiyor kürtce bir sevdanın ikliminde usuyorum ben her gece koynunda uyudugum senin esmer tenin her sabah uyandıgım soluk sehirlerin olmuyor ne alkol yetiyor unutmama nede şiirim sana daha cohk baglanmama öptügüm her kadın inandıgım her yalan gördugum hayal kırıgı sakındıgım acıklayamadıklarım yoklugunu anlatamıyorum artık her yazdıgım kelimem kızgın bana ertesi günün sorumlulugu yaşımın sorumsuzlugu sana soylenecek tek bir cumlem kalmadı...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
yeni entry ekle yalnızlıgıma işte hayat bu mutlu son yohk baba.. bekliyorum ve beklemedeki tahammulsuslugum orantısında nefret ediyorum yasamaktan bogazıma kacan yanık ispirto alkol diye kıvamında alınan kolonya karısımlarına emanet ediyoruz yalnızlıgımızı kaybedicek ne var hangi vaatle pişirilip onumuze kondu bu hayat simdi kaybedicez belki diye komplo teorileri uretiyoruz ne dogumun senin elindeydi nede ölümün olucak tek kişilik bir orgazmın sonrasında yine kendine kalıcaksın titremelerin gecince aklın uyusmuslugu karsısında eline gecen bir kac saatin sen o bir kac saati dagıttıgın zaman kendine geldiginde gordugun caresizligin sen o caresizligi bir şişe ickiye gomdugunde uyandıgın ertesi gunun ve sen her ertesi gunde yeni bir yalnızlıga soyunan fahişe ruhun ruhunu icinden cıkardıgın zaman geriye kalan posası toprak olcan dimi buyuunce askere gitcen gelmicen yanlıslıkla gelirsen yada askere hic gitmessen ikinci bir acil cözum paketi yohk tanrının mecbur uzerine dusen gorevleri yapıcan ve hala insan olarak bu dunyada yangın anında kurtarılacaklar listesinde evrak dolabından sonra geliyoruz... belkide bu yuzden hala bu ulkede soguk metalik mavi dolaplara daha bir insan ciddiyetiyle bakıyoruz.. al bu titremeleri icine sar gogsunde uyut aklında sogut yorgunum kısık ateste pişirilmekten mumkunse fırına verin beni unutun cıkarmayı sonra.. sonrası hic unutun bu karalamayı...
-
İcraatın İçinden...
Elektrik uretim ve dagıtım sektorunde neler oluyor? ONumuzdeki gunlerde basta istanbul olmak uzere turkiyenin heryerinde elektrik kesintileri baslıyacak.Bunun nedeni elektrik uretim yapan santrallerin kapanmak uzere olması yada faaliyetlerini durdurma kararlarını alınması.halen devletle elektrik ureticileri gorusmelerine devam ediyorlar. peki durup dururken neden boyle bir sorun ortaya cıktı? buyuk devletimiz boyle bir sorunu hesaplayamadımı..neden 2000 li yıllarda gelişmiş ulkeker uzay calısmalarına hız verirken biz evlerimizde gazyagı lambalarıyla oturup onlardan gelicek haberleri ertesi gun cıkacak gazetelrde takip edelim.. aslında istanbulda yasayanlar icin elektrik su ve dogalgaz kesintileri artık kanıksanmıs bir hal aldıgı icin pek fazla tepki ortaya cıkacagın sanmıyorum.. eskiden cocuklugumda bir gazyagı lambamız vardı ve evin bir duvarında ösel bir yeri vardı.onun bulundugu yerin tavanında hep siyah bir is lekesi bulunurdu hicbir boya da kapatmasdı..cocuklugumda haftada bi gun mutlaka elektrik kesilirdi.. simdi buyudum hala istanbuldayım ve her iki gunde bir duzenli olarak elektrik kesiliyor bazen saatlerce gelmiyor bazende bir kac saat icinde defalarca kesilip geliyor boylece buzdolabı camasır makinesi televizyon ve bilgisayar gibi elektronik cihazlarımıs bir yıl dolmadan cöpe atmak zorunda kalıyoruz.. ve sanırım su anki gunlerimis iyi gunlerimiz..bunun yanında su ve dogalgazdaki kesintileri baska bir zaman anlatıcam.. Gelelim elektrik piyasasına.. bilindigi üzre Türk elektrik kurumu yani TEK bölge bölge ihalelere cıkartılarak satıldı.Yani elektrik uretimi yapan santraller özel firmalara konsorsiyumlara satılarak özellestirildi. O gunlerde merak eidyordum devlet neden kar ettigi bir işletmeyi satma geregi duysun..Devlet hem elektrikten kar edip hazineye gelir saglıyordu hemde elektrik kullanım ucretlerini mumkun oldugunca dusuk tutup halkının yararına calısıyordu.ama develte yük oldugu soylenerek tek tek butun barajlar ve dogalgazla calısan santraller satıldı. Ulkemiz elektrik uretimnin yuzde altmısını Dogalgaz santralleriyle karsılamaktadır bu yuzde son iki yılda yuzde seksene kadar cıkmıstır. Son aylarda ortaya cıkan nukleer santral tartısmalarıyla elektrik kesintilerini denk gelmesi tuhaf bir tesaduf değilmidir? Bİraz arastırma yapıcak olursanıs yada gundemi takip ediyorsanız yaklasık bir ay kadar once ege ve akdeniz bolgesi gecenin bir yarısı karanlıga gömuldu... BUtun Kadeniz sahil seridi ege bolgesindeki butun iller ve marmara bölgesini bir bölumu yaklasık 9 saat boyunca elektriksiz kaldı.. yapılan acıklamalar sonucunda ogrendikki dunya kupası final macı olması nedeniyle butun halkımız televizyon izlemis ve hava sıcak oldugu icin klimalar acılmıs bu yuzden o bolgeye elektrik veren sebekede sorun cıkmıs...!!!! Bu komik acıklama medyamızı tatmin etmiş olmalı sonra olayın ustunde durulmadı..Ama kimsede kalkıp sormadı kardesim demekki o bolgedeki herkes elektrik kullanırsa bu altyapı yetersis..simdiye kadar altyapının sorun cıkarmaması kimseni aynı anda yuklnememesiylemi ilgiliymiş? madem altyapı yetersis neden enerji ve tabi kaynaklardan sorumlu bakan bu konuda calısma yapmaz? sayın bakanlarımız bakmayı bırakıp iş yapsalar artık diye neden kimse sormadı..? Ve bir kac gun sonra kesintinin asıl nedeni belli oldu.. Bölgeye elektrik veren özel sektore baglı santraller uretimlerini azaltıp bir coguda kapatmıslar..Ve butun elektrik yuku devlete baglı bulunan balıkkesirdeki tek bir santrale yuklenmiş..BOyle olunca santral zarar gormesin diye elektrik kesilmiş..Yetkililer özel sektore baglı firmalarla hemen gorusmeye ve uretime devam etmeleri konusunda ikna etme calısmalarına baslamıslar. gel gör ki o sırada bölgede ve bir dügünde bulunan milletvekilimiz elektrik kesintisine maruz kalınca hemen emirler yagdırır ve zarar gormesin diye kapatılan santral devreye sokulur..santral devreye girdigi anda butun ege ve akdeniz bölgesinin elektrigini karsılayamayınca arızalanır..ve sozu edilen buyuk arıza ortaya cıkar.. elektirigin kesik olmasıyla turizme vurulan darbenin buyuklugunu kimse hesaplayamıyor..elektrik kesintisiyle karsılasan turistlere konu nasıl acıklandı bilmiyorum.. peki bu özel sektor durup dururken neden kapatır santralleri? Özel sektor durup dururken kapatmaz tabiki..Sizin kar ettigniz bir işyeriniz varsa neden kapatasınız? Özel sektore ait faaliyetleirni durduran santrallerin tamamı dogalgazla calısan santraller...yani dogalgazdan elektrik ureten santraller.. Son bir yıl icinde dogalgaz ucretlerine %70 oranında zam yapıldı.ç.BUnun yanında halkına hoş gorunmek isteyen devlet elektrik ucretine hic zam yapmadı..Su anda faaliyet gosteren dogalgaslı elektrik santrallerinde uretilen elektrigi satan özel sektor zararına satıs yapmaktadır..ve bugunlerde devletle sıkı bir pazarlık yapıyorlar elektrige zam yapılması icin.ONumuzdeki gunlerde elektrige yuklu bir zam gelmedigi taktirde ihtiyac karslanamayacgı icin kesintiler olacaktır.. Devlet su anda konum itibariyle oldukca iyi bir durumda..Eger zam yaparsa elektrik kesintileri olmayacak ama secim yaklastıgı icin bir miktar oy kaybedebilir..ama iyi bir siyaset yontemiyle zammın tek sorumlusu olarak özel sektoru gosterebilir..buda artı puan verir.. yada devlet zam yapmaz.özel sektor uretimi keser.elektrikte kesintiler meydana gelir..halkında canın tak ettiginde devlet cıkar sorunu cozmek icin nukleer santrallerin yapılmasını sart kosar..ve halk kabullenmek zorunda kalır..ve devlet nukleer cozumle hem oy toplar hem sorunu cozer buda artı puan demektir.. BUyuk devletimizin halkına karsı yuruttugu politikalar gercekten oldukca etkileyici.. Kimbilir belkide yapılması gundeme gelen ama tepkilerle geri cekilen bu nukleer santral projeleri olası elektrik keisntilrerinden sonra halkın tam destegiyle yapılabilir.. belki de yapılacak nukleer santraller icin ön anlasmalar imzalanmıs bazı ulkeler ve bazı firmalarla kosullar belirlenmiş tek puruz olarak halkın tepkisi kalmıs ta olabilir.. muhtemelen durum bu ahldeyken bu nukleer santraller yapıldıktan sonra birileri ciddi anlamda koseyi donup ulkemizin gelecegini uzun bir sure icin ipotek altına alıyor / almıs ta olabilir.. Kısa bir zaman once eski hukumetin enerjiden sorumlu devlet bakanları ve burokratları hakkında dogalgaz alımında ulkeyi zarara ugratmaktan onlarca dava acıldı..ama hala kesinlesmiş bir mahkumiyet yohk.. ulkenin ihtiyacından fazla dogalgazı tek bir firmadan ve dunyanın en yuksek ucretinden almayı imzayla taahhut altına almıs bu insanlar şöyle bir madde daha koymuslar anlasmaya..onumuzdkei on yıl boyunca turkiye dogalgazı alsada almasada alacagını soyledigi dogalgazın parasını ödemek zorunda.. işte boylesine buyuk bir kazık atarak ulkeyi milyarlarca dolar zarara ugratan insnlar hala aramızda..simdi bu yzuden dunyanın en pahalı dogalgazın dogalgaz yataklarına en yakında olan ulke olarak biz kullanıyoruz..bu yuzden elektrik santralleri zarar ediyor..bu yuzden bizi nukleer enerjiye mahkum edicekler.. ulkemizi yonetmek icin iktidara gelen her hukumet bir sekilde insanımza buyuk kazıklar atıp gittiler..her donemde bir konu bulundu..onceki hukumet dogalgazda kazıgını attı..simdiki hukumet ise bunun icin nukleer enerjiyimi kullanıcak? nukleer enerji icin ne tur anlasmalar yapılacak merak ediyorum? Bunun yanı sıra eski enerji bakanı ve bahsettigim dogalgaz kazıklarına ima atan burokratların son durumu hakkında bilgisi olan varsa ve paylasırsa sevnirim..benim bildigim kadarıyla davalar zama asımına ugradı ve dustu... Tuhaf bir adalet sistemimiz var bizim..zaman asımı diye bir kavram var.. bu adamlar milyarlarca doları yıllar once goturduler..biz onumuzdeki on yıl boyunca bunları ödemek durumundayız..onları cezası zamanda asınıyor ama neden bizim ödeyecegimiz paralar zamanda aşınmayı bırakın faizle katlanıyor? sizce de bizim adaletimiz sadece vatandasına karsımı dort dortluk işliyor? gerci adaletimizin de bir sucu yohk adalet sistemizi bunlardan bazılarını yakalaıyor..milletin parasını iktidardayken arkadaslarıyla beraber goturup sonra pişkin pişkin HAC ziyaretlerinde bulunan sevap kazanan yine milletin parasıyla yakınlarını ihya eden Sayın erbakan hocamız Devletin kasasından 14 trillyon turk lirasını goturdu...dava acıldı ve suclu bulundu.. bunu ben soylemiyorum kimseye camur atmıyorum Turkiye CUmhuriyeti Mahkemleri erbakan hocayı 14 trilyonu zimmetine gecirmekten partisi icin harcamaktan yada napotıysa artık suclu buldu ve ceza verdi.. Ama bu ulkenin devleti naptı? kişiye özel bir yasa cıkardı Ve hocasına karsı son gorevini yaptı..ceza saglık ve yaş haddinden dolayı evinde cekilecektir.. Allah uzun omurler versin sıhhat versin hocamıza..hapse girmesini istemem..zaten girmesini bana bir faydası yohk.. neden bu devlet erbakan hocanın ve arkadaslarının goturdugu 14 trilyonu geri istemez? neden bunu geri almak icin mal varlıklarına el konulmaz? uzan ailesini kendi bankasının icini bolsattıgnı ogrenince bu devlet jet hızıyla yatına katına arabasına hatta barajlarına kadar herseyine el koydu..neden hocasına karsı boyle davranmaz? neden bu hukumet benim iflas edip battıgmı herseyimi kaybettigim işyerimden dolayı ortaya cıkan 250 ytllik vergi borcunu tahsilk etsin diye icra meurlarını kapıma gonderirken, erbaan hocanın goturdugu 14 trilyon icin bir de ustune ev istirahati verir? iyi uykular turkiye...devlet sizi dusunuyor..rahat uyuyun diye elektriklerinzi kesiyor.. iyi karanlıklar guzel ulkem... farkındamısınız hic bu kadar cohk ampul parlamamıstı bu ulke uzerinde... "Tek Bilet Akbil" İSTANBUL- İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ulaşımda devrim niteliğinde bir adım atarak İstanbullulara daha hızlı ve ucuz seyahat imkanı sağlayacak "Tek Bilet" uygulaması için düğmeye bastı. 1 Temmuz’da başlayacak uygulamayla İETT, Şehir Hatları Vapurları, Metro, Özel Halk Otobüsleri, Deniz Motorları ve Banliyö Trenlerine tek biletle binilecek ve bu sistemlerde Mavi Akbil geçerli olacak. Evet butun bu ulasım araclarında mavi akbil gecerli oldu.Ve aylık sınırsız mavi akbil kotalı hale getirildi..Ayda 200 Defadan fazla kullanamıyorsunuz..Benim gibi bir tamirciyseniz yada kurye yada teslimatcı yada mavi kartım var hafta sonu muzeye sinemaya piknige gidelim diyorsanız toplu ulasım araclarını kullanarak yaklasık 15 gun icinde bu 200 konturunuz bitiyor.. Şİmdi yeniden dusunelim..Butun toplu ulasım araclarında mavi akbilin geciyor olması aslında kullanandan cok İETT nin menfaatine değilmidir? Örnegin anadolu BOstancıda ikamet edip Şirinevlerde Calısıyorsanız her sabah ve aksam takip edeceginz guzergah şu olacaktır..eger özel arabınızı trafige cıkarmıyayım boylece trafik sorununu cozumune kendimce katkım olsun mavi akbil kullanayım diyorsanız: BOstancıdan herhangi bir kadıköy otobusu=1 kontur Kadıköyden vapur : 1 kontur Eminönunden Tramvay Zeytinburnu=1 kontur Zeytinburnu aktarma Metro Şİrinevler = 1 Kontur Yani toplam 4 + 4 = 8 KOntur sadece işe gidip gelmek icin kullanıcaksınız.. yani bir ayda baska hicbir araca binemiyorsunuz. Yada BOstancıdan herhangi bir otobuse binip taksim yada şirinevler yapıcaksınız : 2 KOntur İndiginiz yerden ekrar otobuse binerseniz sirinevler=1 KOntur 3 + 3 = 6 kontur..bu guzergahı kullanırsanız tam bir ay boyunca mavi akbiliniz rahatla degerlendirebilirsiniz.. İETT yetkilileri haklı olarak onlara sordugumuzda kardesim ne gerek var vapura tramvaya metroya otobusleri kullanın siz de!!! diye bir tepki verdiler.. o zaman soylermisiniz butun toplu ulasım araclarında tek bilet akbil ve mavi akbilin gecmesenin ne anlamı kalıyor? “Her Yere, Her Araca “Tek Bilet Akbil…” Vatandaşların İstanbul sınırları içinde daha hızlı ve daha ucuz seyahat edebilmelerini sağlayacak “Tek Bilet” uygulamasıyla, ulaşım yüzde 35 ile 60 oranında ucuzladı. “Her Yere, Her Araca “Tek Bilet Akbil” sloganıyla başlatılan uygulamayla bilet, zaman ve ulaşım entegrasyonu sağlamış oluyor. 1 Temmuz’dan itibaren İETT, İDO (Şehir Hatları Vapurları), Metro, Özel Halk Otobüsleri, Deniz Motorları ve Banliyö trenlerine tek biletle binilebilecek. Deniz Otobüsleri, E-Otobüsler ve çift katlı otobüsler sistemin dışında tutuldu. İstanbulluların özel araçları yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmesinin hedeflendiği sistemle, Akbil ile yapılacak yolculuklarda her kontörlü geçişten sonra 90 dakika içinde binilen 2. toplu taşıma aracı ücretsiz olacak. İstanbullular Mavi Akbil alarak aylık, haftalık, günlük ulaşım ihtiyaçlarını tüm toplu taşıma araçlarını kullanarak karşılayabilecek. Sisteme Akbil’ini 1 Temmuz’da dolduran vatandaşlar dahil olabilecek ve doldurulan Akbil o ay içersinde geçerli olacak. Öte yandan, bütün toplu taşıma araçlarında bilet fiyatı 1.3 YTL olacak. -Şİmdi söyle bir durum sözkonusu..yaplan acıklamada denirki 90 dakika icinde binilen ikinci toplu ulasım aracı ucretsiz olacaktır. Mavi akbil kullanıcıları olarak yine bir örnekle durumu acıklamak gerek. Örnegin 4.Levent havalanına gideceksiniz. İETT nin buyuk hizmeti sonucunda raylı sistemden yararlanıp bir saat icinde bu mesafeyi alabiliyorsunuz. 4.Levent Metro-Taksim Metro = 1 Kontur Taksim Metro-Fenikuler sistem (110 Sanniye)Kabatas= 1 Kontur Fenikuler Sistem (110 Sanniye)kabatas-TramvayZeytinburnu :1 KOntur Zeytinburnu Tramvay-Havalanı Metro= 1 Kontur BU mesafeyi geri gittinizi dusunun = 4 x 2 = 8 KOntur İşe gidip gelmek icinde 8 kontur harcıyorduk toplam gunde 16 KOntur 24 İŞgunu x 16 kontur = 384 KOntur... Cunku mavi akbil kullanıcıları icin 90 dakika icinde yapacakları aktarmada ikinci arac ucretsiz değil..Bunu kimse acıklamıyor.. Akbil ile büyük oranda tasarruf sağlanacak…Toplu taşımada devrim niteliği taşıyan tam entegrasyonla mevcut hatlar kısaltılacak, aynı istikamete daha az araç tahsis edilerek İstanbul’un yoğun trafiği hafifletilecek. Kısalan hatlarla birlikte sefer sayısı artacak, vatandaş daha az toplu taşıma aracı bekleyecek. Vatandaşlar istedikleri toplu taşıma araçlarını tercih edebilecekler. Aylık Akbil kullanan vatandaşlar yolculuklarında ortalama 150 YTL, 15 günlük Akbil’ de ortalama 65 YTL, haftalık Akbil’ de 22.5 YTL, günlük Akbil’ de ise 3.75 YTL tasarruf edecek. Yani bu acıklamada söyle bir kac can alıcı madde var: `Mevcut hatlar kısaltılacak` örnegin avcılardan eminönune gitmek icin 3 yada 4 kısa hat kurulacak..boylece daha sık otobus calısacak..Cunku avcılardan eminonune bir otobusun gitmesi bir saat 45 dakika civarında..bu yuzden gunde en fazla 6 sefer yapılabilyor.Ama kısa mesafeler olunca insanlarımız duraklarda otobus beklemeyecek.. Ama ne kadar hatlar kısalırsa o kadar cok aktarma o kadar cok akbil basılacak..!!!!! `Kısalan hatlarla birlikte sefer sayısı artacak, vatandaş daha az toplu taşıma aracı bekleyecek. Vatandaşlar istedikleri toplu taşıma araçlarını tercih edebilecekler. ` Ne kadar kısa mesafe o kadar cok otobus ve aktarma..Vatandas beklemesin Özel halk otobusu raylı sistemide kullansın..Ama aylık mavi akbil biticek..? Kardesim sizde o kadar cok kullanmayın..!!! Şimdi gelelim asıl konuya: `Aylık Akbil kullanan vatandaşlar yolculuklarında ortalama 150 YTL, 15 günlük Akbil’ de ortalama 65 YTL, haftalık Akbil’ de 22.5 YTL, günlük Akbil’ de ise 3.75 YTL tasarruf edecek.` BU tasarruf nasıl saglanıcak basit matematik işlemleriyle hesaplayalım. -mavi akbil yerine normal bilet kullanan bir yolcu 200 gecis ucreti icin normalde 250 YTL harcaması gerekirken buyuk bir hizmet örnegi olarak Aylık mavi akbil tutarı 100 YTL olmustur. Yani vatandas bir ayda am 150 YTL tasarruf edecektir. Bu iettnin hesabına gore bir vatandas gunde en fazla 8 gecis yapar dusuncesine gore duzenlenmiş bir indirimdir.. Ama siz istanbulun bir yakasında oturup diger tarafınde calısıyorsanız mavi akbil uygulamasının esprisi kalmıyor..kaldıki gun icinde iş-ev dısında bi kac yere gideyim derseniz yukardaki örnekte oldugu uzre aylık toplu ulasıma harcamalarımız asagıdaki gibi olacaktır.: Bİr günde 8 Geciş ev-iş arası + 8 Gecis Ekstra ulasım = 16 Gecis 24 İşgunu x 16 Geçiş = 384 Geciş Bİr aylık Geciş Adedi 384 - Aylık Yeni super mavi akbil gecis Adedi 200= 184 Gecis Yani siz 100 Ytl verip Aylık mavi akbil aldıgınız taktirde muhtemelen 15. gunde gidip yeniden akbil almanız gerekiyor.Ama işin tuhaf yani aylık mavi akbil aldgınız icin ay suresi dolmadan yeni bir aylık mavi akbil alamıyorsunuz..Bu yuzden 15 gunluk mavi akbil almanız gerekiyor. yani hesabımız su sekilde: İhtiacımız olan gecis 184 - 15 gunluk mavi akbil gecis adedi 100 = 84 gecis eksik kalan Yani Hesabımız 100ytl aylık mavi akbil + 60 YTL 15 GUnluk mavi akbil =160 Ytl. Maalesef hala ihtiyacımız olan 84 Gecis icinde gidip 1 Haftalık mavi akbil almamız gerekiyor cunku bir defa 15 gunluk doldurgumuz icin 15 gun gecmeden yenisini alamıyoruz. İhtiyacımız olan 84 Gecis - 1 haftalık mavi akbil 50 gecis = 34 Gecis eksik kalan Aylık mavi akbil 100Ytl+15 gunluk mavi akbil 60YTL+1 Haftalık mavi akbil 40 YTL=200 YTL Ama hala 34 geciş acık var..maalesef tekrar haftalık akbil alamıyoruz cunku bir hafta dolmadı bu yuzden her gun gidip gişelerden gunluk akbil almamız gerekiyor..Sayın baskan Akbil giselerinin sayısını arttırıcaz derken bunumu kastetmişti..? Bu arada eksik kalan 34 gecis icin: GUnluk akbil gecis adedi 9 x 5 Gun = 35 Gecis Gunlu akbil gecis ucreti 7,5 YTL x 5 = 37,5 YTL Genel Toplam: Aylık akbil 100 YTL + 15 GUnluk akbil 60 YTL + 1 Haftalık Akbil 40YTL+5Gunluk Akbil 37,5YTL = 237,5 YTL Aylık Toplu Ulasım Gideri Evet Sayın bAskan haklı Ayda 250 YTL ödemek yerine 237,5 YTL ödeyerek 12,5 YTL lik tasarruf saglanabilir.. BU buyuk hizmet icin tesekkur etmek istiyorum.. Ama bunun yanında bir ay icinde toplam 10 Defa akbil gisesine gidip akbilimi doldurtmam gerekicek.. O kadarcık zahmette olsun canım.. BU uygulama baslamadan once yaklasık 7 Yıllık Mavi kart kullanıcısıydım. Bİr aylık Mavi Akbil Bedeli 85 YTL idi..Ve ben 85 Ytl karsılıgında gunde yaklasık 35 defa gecis yapabiliyordum.. Ama simdi 237,5 YTL karsılıgnıda gunde sadece 16 gecis hakkım var.. BUyuk indirim buyuk hizmet bumudur? İETT yetkilileriyle yaptıgım telefon gorusmelerinde gercekten tutarlı ve gercekci acıklamalar aldım. BU uygulamaya gecilmeden once 1 Milyon adet akbilin gecisleri incelenmiş ve ortalamasına gore 1 milyon akbil kullanıcısı Yada ortalama sadece 135 Gecis yapıyorlarmıs.İETT hizmet etmek icin bu gecis adedini 200 olarak belirlemiş..yani bize 75 gecis kıyak yapmıslar..Ama söyle bir gercek var aylık mavi akbil ucretlerini ve gecis bedellerini belirlerlerken baz aldıkları 1 milyon akbilin ne kadar kısmı MAvi akbil kullanıcısına ait? NOrmal bir akbil kullanıcısı zaten fazla kullanmıyorsa gunde bir veya iki gecis yapıyorsa ayda toplasanız 100 gecis bile yapamaz. bu yuzden adam mavi akbil kullanmaz. Siz bu gecis yapmayan akbillerin orontısıyla GUnde 15 gecis yapanların limitini nasıl belirlersiniz? Yine yetkililerin nazik bir sekilde acıklamasıyla iett nin sırtındaki yuk bizim gibi onde 8 den fazla toplu ulasım aracların kullananlarmıs.. Bİz bu kadar cok kullandıgmız icin zarar ediyrolarmıs bu zararın önune gecilmiş..Ben zaten gunde iki yada 3 gecis yapcaksam neden mavi akbil kullanayım diye sordugumda ise işime gelmiyorsa kullanmamam gerektigi söylendi.. Sayın baskanın buyuk reklam kampanyalarıyla acıkladıgı hizmet ediyoruz ulasımda buyuk devrim apıyoruz derken benim gibi kullanıcılara gidin özel arabanızla trafige cıkın diyor..cunku karsılastırmalara gore özel aracla trafige cıkarsam hemen hemen aynı tutarda harcamam olacaktır.. Ve su bir gercektir.İETT otobuslerini Tramvay ve metroları diger ulasım araclarından ayıran en temel özellik Saatle hareket etmeleridir. Yani bir hatta calısan bir otobusun kalkıs saatleri bellidir.Bİr durakta beklersenis hangi saate gelecegini bilirsiniz.O otobus saati gelince kalkar.Dolu yada bos olması bunu değiştirmes..BUtun gun icinde bazen bos otobusleri gorursunus trafikte..Yani siz sırtımıza yük oluyor dediğiniz Mavi kart kullanıcıları icin ek seferler koymuyorsunuz. MAvi akbil kullanıcıları zaten o guzergahta calısan aracları KUllanıyorlar..Kimse binmesede hareket eden otobusleri.. Kaldıki mavi akbil kullanıcıları size tutarları pesin olarak veriyorlar.Aracları kullansalarda kullanmasalarda..BOyle buyuk fayda saglayan kitleyi daha fazla nasıl yolabilirdiniz gercekten ben dusunemiyorum.. BU muthis fikri cıkaran insanları tanımak isterdim..yeni uygulama harika kazı yolucaksın ama sanki onun iyiligi icin yapıyormussun süsü vericeksin... Netice itibariyle iyi yolunmalar guzel yurdumun insanları.... Kotalı ADSL kullanıcılarına önemli duyuru: http://adslkota.ttnet.net.tr/adslkota/login.jsp bu adresi sık kullanılanlar listenizin en ustune ekleyin ve duzenli olarak kontrol edin..İNterneti hızlandırdık/ucuzlattık söylemleriyle sadece hızı arttırıp kotaları sabit bırakan kotasıs internet tarifelerine zam yapan ttnet yonetiminin amacına ulasmasın izin vermeyin.. TTNET in tek amacı kotalı tarife kullanıcısının hıznı olabildigince arttırıp kotayı asmasını saglamakt boylece fazladan para kazanmaktır. BUnun önune gecmenin tek yolu kotazınızı duzenli olarak kontrol etmek ve aşmamaktır..Cunku fazladan indirdiginiz her BYTE bilgi icin ttnet sizden fahiş ucretler alacaktır.. BU verdigim adrese girip ttnet kullanıcı adı ve sifrenizle giris yapın.Sol ustteki menuden kullanım miktarını secin..Size her ay ve icinde oldugunuz ayın kullanım bilgilerini vericektir. Tablonun en ustunde icinde bulundugunuz ay gun ve saat bilgisi vardır. TTNET duzenli olarak 24 saat oncesine kadar sizin kullandıgınız data bilgisini bu sitede gostermek zorundadır. Sizde buna gore önlemleriniz alın. ADSL dagıtımı yapan bazı siteler kendi siteleri uzerinden ücretsis TV, radyo ve Video yayını yapmaya baslamıstır.İnternet hıznız yuksek oldugu icin evinizdeki televizyon kalitesinde tv izleyebiliyorsunus. BUrdan izlediginiz TV yada video izledigniz her dakika basına yaklasık olarak 15-25 MB bilgi indiriyorsunuz. Yani ortalama On dakika tv izlersenis 150-250 MB bilgi indiriceksiniz..LUtfen BU kandırmacalara dikkat edin.. Kotalı kullanıcılar MUtlaka Kotanızı kontrol edin. TTNET amacına ulasmamalı.. Dunyanın en yuksek ucretli internet erişimini kullanıyoruz...DUnyanın en yuksek iletişim vergisni oduyoruz.. Tepkisiz kalmayın... NOT: Kotasız internet kullanıcılarını eger imkanları varsa bilgisayarlarını 24 saat acık bırakıp surekli internetten bilgi indirmeye davet ediyorum.NE indirdigniz ne yaptıgınız önemli değil.İNdirin ve sonra silin... TTNET elmizdeki hakları alıp bize mumkun oldugunca dusuk hızda baglantıyı sunuyor..herkesi kotalı tarifeye gecirmek icin.. KOTASIZ kullanıcılar tepkinizi gosterin..24 SAAT DOWNLOAD EDİN...PARANIZIN HAKKINI SONUNA KADAR ALIN.... Son yirmi yıldır ülkemizin başına bela olan ve bu ulkedeki birlik beraberligi her fırsatta kanlı eylemlerle baltalamaya calısan kanlı terör örgutuyle mucadele şehit olan askerlerimiz evlatlarımızın hicmi önemi yok? her gun yeni şehit ve gaz haberleri alıyoruz guneydogudan ama artık öylesine kanıksadık ki cok satan gunluk gazetelerde sehit haberleri bilmem kimin aldatılma haberleri kadar bile yer almıyor artık.. bir suru abuk subuk olayla ilgilenen halkım onlar icin ölen evlatlarımızı artık önemsemiyormu? bizim icin canlarını veriyorlar ötesi varmı bunun? bu vefasızlık bu vurdumduymazlık bu umursamazlık nerden geliyor? neden tepki vermiyoruz..? gectigimiz yıllarda ispanyadaki terör olaylarını protesto etmek icin milyonlarca insan bir araya gelip tek vucut olduklarını buna karsı duracaklarını demokratik bir sekilde butun dunyaya ilan ettiler.. bizim insanlarımız ise bugunlerde nerdeyse her gun kalkıp israilin yaptıgı igrenclikleri asagılıkları protesto ediyor durmadan..durmadan lubnana yardımlar toplanıyor haklı olarak..her hafta sonu binlerce insanımız bir araya gelip israili kınayan gosteriler yapıyor.. peki bu insnlar neden ayda yılda bir gun olsun toplanıp terör örgutu pkkyı protesto etmek icin yurumez? bu ulkedeki bu ulke icin ölen insanların bizim cocuklarımızın sehitlerimizin önemsenmesi tum bunlara tepki vermemiz icin illaki israil bombalarıyla ölmelerimi gerekiyor? artık sehit olma kriteri olarak bumu aranır? her gun verdigmiz canlara tepki vermek icin ne bekliyoruz? israille savasmalarınımı? neden öluyor cocuklarımız ve neden her gun toplanıp israili protesto eden bu insanlar senede bir gun olsun kalleş pkk kursunlarıyla bombalarıyla ölen mehmetciklerimzi anmazlar hatırlamazlar.. kendi kanayan yaraların saramayan gormezden gelen bir toplum baska ulusların yaralarına ne kadar merhem olabilir? hepimiz mutlaka ilkogretim sıralarında matematik derslerinde havuz problemlerini gormustur.. cogu zaman sıkıcı cogu zaman gereksiz gordugumuz bu problemlerin bir gun karsımza cıkacagını kim bilebilirdiki? Soru 1: Bir musluk bir havuzu 30 günde doldurmaktadır.Aynı havuz iki muslukla kac gunde dolar? Cevap 1: Maalesef ki matematik derslerinde her zaman çakmış biri olarak size işlemlerle bunu acıklayamıcam. Sadece düz mantık yürütebilrim. 1 musluk 30 günde dolduruyorsa havuzu 2 musluk bu sureyi yarı yarıya indiricektir. Yani 15 gunde havuz dolar... Şimdi bu basit gibi gorunen matematik sorusunu nerde ve nasıl kullanabilrsiniz.. Örnegin bir firmanız var. BU şekilde havuz ve musluk işleri yapıyorsunuz ve havuza sıgmayan suları temizlemek icin para alıyorsunuz. Fazladan taşan her litre icin ücret alıyorsunuz. Ama farkettinizki musterileriniz bu muslugu 24 saat acık tutarsa bile ancak bir ayda bu havuz doluyor.Ve siz fazladan temizleme ucreti alamıyorsunuz. Soru 2 :İyi bir planlamacı ve yönetici olarak kar arttırıcı önlemler alıp musterilerinizide hizmet ettiğinize inandırmak icin ne yapmalısınız.. cevap 2: Müşterinize ücretsiz olarak ikinci musluğu verirsiniz. Böylece müşteriniz ihtiyacı olan suya daha cabuk kavusacaktır. Ve havuz normalden daha cabuk doldugu icin sizde tasan su miktarı icin fazladan ucret alırsınız.. Müşteri memnun daha hızlı ihtiyac karsılayacak..sizde memnunsunuz havuz daha cabuk dolacak.. Eger hesap tutarsa bir kac aya kadar 3. ve 4. musluklarıda hizmete vericeksiniz hemde ucretsiz olarak.. ne buyuk hizmet.. Bunun yanında bazı asalak müşterileriniz var sınırsız havuza sahip ama tek muslukla calısan..onlarada duzenli olarak kesintiler uygulayarak havuzlu sisteme gecmesini saglayabilrsiniz..yada kullanım ucretilerin % 75 oranında zam yapabilrsiniz.. Hadi hayırlı traşlar... Bazen arkadaslar arası yapılan geyiklerde yada kahve köşelerinde ülke sorunlarını cözme sohbetlerinde kendimizce cözümler uretirdik. Örnegin ben kendimi bildim bileli bir dış borcumuz birde ic borcumuz var.. Bİlmem kac milyar dolar..atıyorum 100 milyar dolar..Yıllardır bu borc hic kapanmaz hep acılır. Arkadaslar yada bizzat ben derdimki 70 milyon kişi var bu ulkede.Herkezden 1 yıl boyunca ayda 10 YTL (10 milyon lira) alsak bi sene sonra butun borc kapanır refaha ereriz diye... Tabi bu bizim kendi cözüm önerimizdi.Ne ben nede arkadalarım ekonomi konusunda eğitim almadılar. Bir cogumuz ekonominin ders olarak okutuldugunu bile bilmiyor bırakın gazetelerin ekonomi sayfalarını bir köseye bırakır diger sayfalara gececek kadar bilgiliyizdir bu konuda. Su anda ekonomimizi idare etsin diye gorevlendirdigimiz bilgisini ve tecrubesin asla tartısamıyacagım dyzede insanların bizim kahve köselerinde buldugumuz cözumlerle bizi idare etmeye baslaması acıkcası kanıma dokunuyor. Bir sure oncesine kadar kullanmıs oldugunuz cep telefonlarından her ay 1 ytl cevre vergisi alınmaya baslandı..Yeni her faturada 1 ytl devlet alıyor. Cep telefonu icin kardesim bu bir luks kullanmak zorunda değilsin..sabit telefon kullan..diyebilirsiniz.. Sayın maliye bakanı buna önlem olarak sabit telefonlara sabit ucret koydu.. Yani siz her telefon faturasından bir miktar ucreti karsılıksız devlete veriyorsunuz. Hadi diyelimki bizim gibi fakir ulkelere iletişim bir luks telefon kullanmak zorunda değiliz.. Sayın maliye bakanı ne yaptı? Elektrik kullanan her evden 2 ytl işyerinden 5 ytl aydınlatma vergisi almaya basladı.. Zaten belediyeler yolalrın aydınlatması icin bizden cevre ve aydınlama verigis alıyordu simdiye kadar.Peki simdi biz nerenin adınlatmasına ödeme yapıcaz? Bu arada bizim sokaktaki iki lamba son sekiz senedir yanmaz.. Simdi ben 2 ytl ödeyince gelip yapıcaklarmı onu? seneler boyunca siyasilerimiz ödedigmiz her kurus verginin bize yol,su ve elektrik olarak döneceğini söyledi. Simdiye kadar ödedigmiz paralar nereye gitti? zaten yollardan ve köprulerden gecerken para veriyoruz.harcadıgımız suya ve kullandıgımız suyun daha sonra bosaltılmasına para veriyoruz.Birde simdi elektrige ödeme yapıcaz.. Düşünün Türkiyem`de en kötu ihtimalle 40 milyon konut ve yaklasık 20 milyon işyeri var..buyrun hesaplayın toplanan parayı..evet 2 ytl 5 ytl nedirki..sokaktaki dilenciye bile veriyoruz bu parayı..ama toplanan paraya ve nereye gittigine bakın..? Sakın bu ödiyecegimiz 2 ve 5 ytl ler ampullerin aydınlatılmasına gitmesin..? Akp nin besinci yıl donumunde boyle bir vergi bence oldukca anlamlı oldu. Simdi yine en başa dönelim..borcumuz var dunya kadar borc hemde..hic kapanmıyor..bu borcu kapatmak icin yeni vergiler cıkarmak dısında bir cözum üretemiyorsanız sokaktaki herhangi birinden ne farkınız kalıyor sayın Maliyeden ekonomiden sorumlu devlet buyuklerimiz... farkettinizmi.. Guzel ulkem üzerinde hic bu kadar cok ampul parlamamıstı... Akpmizin 5. yıl dönumu hayırlı olsun..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
yeni entry ekle yalnızlığıma.. yeni bir sayfa araladım. aklımın kıyısından akıp giden zamanı tutamadıgım icin bu kadar huysuzum.. tanrı`yı aklımın ötesinde tuttugum icin bu kadar öfkeli. 10 milyar meşe projesi icin benim adıma dokuz tane meşe tohumu ekilmiş, bu dunyadaki varlıgımı sorgularken yeni bir anlam yuklememe neden olucak bunlar ve simdi yarın icin aldıgım kararların arasına ölümü sıkıstırabilirsem kendimi mutlu hissedicem. kendini acık pencereden dısarıya atıp ucabildigin kadar ucmayı deneyip basarısılık neticesinde hayatını kaybettiginde buyuk gunah sayılıyor bu ama ölümünü sıradan gunlere paylastırıp sanki ölmiyecekmissin gibi hayatın tadını cıkardıgında buyuk sevap... yorgunum bir kac asırdır aklımı tasımaktan hala burnumun akmasına mantıklı bir acıklama bulamasken varlıgımın anlamsıslıgı karsısında saskınlıkla yazıyorum deli kızım uyan kısa etegin, ust dugmeleri acık gomlegin; dokunusların tarihin fazla ayrıntısına girilmeyen mahrem zamanları gibi bakısların belkide mezopatamyadan bu tarafa en yakıcı, yıkıcı hun saldırısı gibi.. yeni bir mail aldınıs..filanca kullanıcıdan... o filanca kullanıcıdan bir selam istiyordum ben..! usun suredir goruşmuyorus deli kızım uyan havai taragın, kucuk mavi cantan; kırmısı ojelerin ince belin abartılası guzelligin... meydey meydey cevap ver kule..!!! tamam... kule uzun suredir bizimle ilgilenmiyor çakılmak kacınılmas. asıl önemli olan cakıldıktan sonra hangi belediye kaldıracak bu cenaseyi... en iyisi acıp pencereyi atlamak..ucabildigimis kadar ucmak.. ucamıyorsakta zaten kader boyle birsey değilmiydi.. anlamıyorsakta zevk almak...
-
İcraatın İçinden...
Dün regaip kandiliydi..BUtun dostların ve islam aleminin kandili mubarek olsun.. Dun gece Türkiye Cumhuriyetinin resmi devlet kanalı olan TRT1 kanalında bir camimizden mevlit yayını vardı naklen olarak. Genellikle her kandilde kanallarımızın bir cogunda bu sekilde yayınlar yapılmaktadır.Ama dun gece mevlutu dinlerken farklı olarak birse dikkatimi cekti yanılıyorsam lutfen duzeltin.Her mevlutun sonunda dua edilir. Bu duada tum islam alemi ve tum dunya insanları icin barıs huzur ve iyi dileklerde bulunulur. bunun yanı sıra tüm şehitlerimiz ve Atatürk ruhu icinde dua edilirdi.Ama dün gece ben tüm Şehitlerimizden yada Atatürk`ten bahsedildigini duyamadım..Acaba kacırdım mı? Duyan varmı icinizde? Bİr rivayete gore mevlutu okuyan hocaya sormuslar hocam neden Şehitlerimizden ve Ataturkten bahsetmediniz diye hocanın cevabı oldukca enteresan geldi bana..: -Böyle önemli bir gecede öyle heyecanlandım ki unutmusum. Kusura bakmayın...!!! Lütfen birileri cıkıp bana bunların dogru olmadıgını söylesin..bunların yalan oldugunu abartma oldugunu izah etsin..Cunku butun bunlar tuhaf geliyor bana. Bu ulke uzerinde ozgurce yasayabilmemiz icin canlarını veren mehmetciklerin ve Atatürk`ün böyle bir gecede anılmaması ve hocanın yaptıgı acıklamanın bana mantıklı bir izahını yapabilecek kimse varmı? İktidardaki partinin Devlet televizyonunu kendi siyasi propagandasını yapmak icin kendi kadrolarıyla doldurdugu ve tamamen partinin istekleri dogrultusunda yayınlar yaptıgı, buna karsı cıkan personelin atamalarla yerlerinin değiştirildigi yada sindirildigi bu kadar bariz yapılan baska bir hukumet dönemi daha varmıydı? Darbe zamanları haricinde.. Neden hala Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun basında bir genel mudur degilde vekaleten atanan biri bulunuyor.. Devlet televizyon ve radyosunun başına atanmak istenen kişi veya kişilerin Sayın Cumhurbaskanımız tarafında haklı gerekcelerle veto edilecegini bilen Hukumet bu yuzdenmi Cumhurbaskanlıgı onayı istemeyen vekaleten atama yöntemiyle TRT nin yonetimini surdurmektedir.. Bu ulke vatandası olarak benim devletimin televizyonun da neler oluyor bilmek istiyorum.. Bu televizyon ve radyolar bana baglı değilmi benim verdigim vergilerle calıstırılmıyormu? Satın aldıgınız her tv yada radyoya dikkat edin uzerinde trt bandrolu goruceksiniz..bunun anlamı o bandrol karsılıgında ödediginiz bir miktar paranın trt ye kaynak olarak aktarıldıgıdır. Şimdi biz Türkiye cumhuriyeti vatandasları olarak kendi devlet televizyon ve radyomuzda bu olan bitenlere karsı sessizmi kalacagız her konuda oldugu gibi... iktidar kendi propaganda silahı olarak bizim televizyonumuzu kullanmaya devam mı edecek? Ve lutfen biri bana acıklayabilirmi? Bir kandil gecesinde neden bu topraklar icin canını veren insanlar, mehmetciklerimiz ve bu ulkeyi kuran Atatürk unutulur?
-
İcraatın İçinden...
Hayatım boyunca siyesetten ve politikadan uzak durmak icin elimden geleni yaptım..Türkiye cumhuriyeti sınırları cinde aktif siyasete bulasmıs herkesin tuhaf bir sekilde yıpratıldıgını haklı yada haksıs sekilde gördum. Bizi yönetmesi icin secilenlerin faaliyetlerini gordukce olan biteni dusunmemek icin ya aklımı kacırmalıydım yada siyasete bulasmalıydım..hala bulasmadım..hicbir orgute partiye yada siyasi gorusun temsilcisi bir kurulusa üye deilim olmayıda dusunmuyorum.. sıradan bir vatandasım..turkiyede istanbulda yasıyorum.. ve bu yasantım sırasında kafama takılan soruları bu konu baslıgı altında tartısmaya acmak istiyorum..kimbilir belkide ben yanılıyorumdur yanlıs dusunuyorumdur..kimbilir belkide butun bu anlatıcaklarım düştür..uyanmak istiyorumdur.. uyandırın beni.. birinci sorum şu olucak: her secimde sandıklara gidip oy verdgimiz iktidara getirdigmiz insanlar bu milletin bu cumhuriyetin bu turkiye cumhuriyeti yasalarının uzerindemidir? bizi temsil etsin bizi yonetsin diye maas verdigmiz devlet memuru olan milletvekillerini osmanlı imparatorlugu zamanındaki padisahlardan ayıran kac tane özellik var? yohksa biz bizi yonetsin diye 550 tane padisahmı seciyoruz? sırf milletvekili sıfatını tasıdıgı icin trafin en yogn oldugu saatlerde trafigi kapatan, sırf milletvekili sıfatını tasıdıgı icin esi dostu akrabası kanunlar karsısında dokunulmaslık tasıyan, sırf milletvekili cocugu oldugu icin işledigi br sucun cezasını vermekle gorevli memuru ceza verdi diye ulke sınrları icinde en dogudan bir yer begenmesini isteyen, ve miiletvekili sıfatını tasıdıg icin cocukları 25 yasına kadar devlet guvencesinde olan egitim ve saglık guvencesi açısından, sırf milletvekili oldu diye hayatının sonuna kadar en yuksek devlet memuru kademesinden emekli maası baglanan, her altı ayda bir maaslarına yuzde yuz zam yapmayı kendisine teklif eden ve sonra oy birligiyle kendi maasına zam yapan... halka hizmet etmek icin gorev isteyip halkı hizmetci yapan, caresizce kendisine seslenen vatandasa ne halin varsa gör al ananıda git vss vss sekilde hitap eden, halktan birilerinin sesi biras fazla cıkınca onu provaktorlukle suclayıp en kısa yoldan susturan, nerden geldigni unutup sadece onu oraya getirenlere olan vefa borcunu ödemek icin ticari ilişkilerde bulundugu kişilere ve kuruluslara devletin ihalelerini yohk pahasına verip milleti zarara sokan... bu baslık altında bugun ulkemizde bizi yonetenlerin yonetim sekilleri ve olan bitenlerle ilgili sorularımı paylasıcam.. bu baslık ne kadar sureyle acık kalır emin degilim.. kaldıgı surece yazmaya devam edicem... Ttnet`in adsl aldatmacası... yapılan son duzenlemeyle ve reklamlarda duydugunuz üzre ttnet internet erisim ucretlerini ucuzlattıgın ve hızlandırıdıngı acıkaldı, acıklamaya da devam ediyor.. Hızlandıgı soylenen tarife su sekildedir..: Aylık 3-6-9 gb kotalı erisimlerin hızların iki katına cıkarılmıstır. örnegin siz aylık 3 gb kotalı 512kb hızında internet kulanıyorsanız bunun hızı 1024kb ye cıkarılmıstır.. bunu yanında kotasıs 256kb olan tarifeye dokunulmamıstır.. ttnet bunun reklamnın yapıyor hızlandırdık diye.. simdi basit bir sekilde dusunucek olursak kotalı tarfienin anlamı sudur:p bir ay boyunca siz internetten ne fazla 3 gb bilgi indirrebilrsinis. bunu astgınız taktirde astıgnıs her byte bilgi icin artı ucret ödemek zorundasınız... ttnet yaptıgı arastırma sonucunda sunu gormustur. 512kb hıza sahip kullanıcı ne kadar isterse istesin bir ayda 3gb limiti dolduramıyor. dolduramadıgı icinde kotayı asamıyor. ttnet yonetiminin aklına dahiyane bir fikir gelir ve reklmalar baslar.. 512kb hızı 1024 yapıyorus ucreti arttırmıyoruz.. 1024kb hıza kavusan kullanıcı dogal olarak normalde indirdigi bilginin iki katnı indricek ve 3gb ktasını asıcaktır..boylece ttnet her asımdan ucret alıcakatır.. hem hızlandırdık diye rekam yapıp itibar kazanıcaklar hemde asılan kotalardan para kazanıcaklar...halkımda hizmet alıyorus diye sevincek.. simdi bir sorum var -mademki hizmet etmek istiyorsunz neden kotasısı tarifelerin hıznı arttırmıyorsunz? asıl amac interneti ucuzlatmakmı yohksa ucuzlatıyorus diyerek halkı kandırıp daha cok para kazanmakmı? acık acık halkı kandırmaya utanmıyormusunuz? adsl aldatmacasında bir diger durumda sudur. adsli yuzde on ucuzlattık diyorlar. kotasıs yani aylık limitsiz kullanımda 512kn hıznın ucretini 99 ytl den 89 ytlye indirdiklerin soyluyorlar. evet guzel birsey bu ucuzlama. aylık kotasısı 512kb kullanıcıları artık on ytl daha az odeyecekler. ama bunu yanında soyle bir acıklamada var aylık kotasıs tarifelerde en dusuk hız 512kb olacak. yani soylenen su. benim gibi aylık kotasıs 256kb kullanıcıları artık 512kb kullancaklar. ve artık biz 49 ytl yerine 89 ytl odemek durumundayız. oysaki aylık 256kb hız bana yeterliydi.cunku işim geregi 24 saat internetteyim ve sureli bilgi indiryorum.. sidmi ben 49 ytl yerine 89 ytl odemek durmundayım yani ttnet indiriyorum derken bana yaklasık yuzde seksen zam yaptı.. evet sayın halkım.. dunyanın en pahalı internetini ve telefon gorusmesini yapıyoruz.. lutfen uyumaya devam edin... Yarından itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kullanılmakta olan benzinin litre fiyatına zam gelicekmiş.. Gelen zamdan sonra süper benzinin litresi yaklasık oalrak 1,5ytl civarında olucakmıs..uzun yıllardan beri ilk defa kıbrısta bu kadar yuksek oranda bir zam yapılmaktadır... bizim ulkemizde benzini litre fiyatı yaklasık 3,3 ytl civarlarında seyretmektedir ve onumuzdeki gunelrde kucuk artıslar devam edicekmiş. dunya üzerinde petrol kaynaklarına en yakın ulkelerden biri olarak dunya uzerindeki en pahalı benzini kullanıyor olmamızın mantıklı acıklamalarını arıyorum bir suredir.. kucuk arastırmaların ardından benzinin rafineriden cıkıs fiyatının butun aradaki işletmelerin karları eklendikten sonra yaklasık olarak 890 yeni kurus civarında oldugunu ogrendim.Devletimiz bu tutarın uzerine yaklasık olarak 1,5 ytl özel tuketim vergisi ve hepsin uzerinede %18 oranında katma deger vergisi koyduktan sonra bize bu tutar 3,3 ytl seklinde yansımaktadır.. Şİmdi söyle bir durum sozkonusudur. fahiş vergi tutarlarını bosverin devlet sizden aldıgı verginin vergisini alıyor.. yani benzinin uzerine ötv ekliyor sonra bu ekledigi verginin de kdvsini alıyor.. bu suna benziyor devlete gidip 1,5 ytl vergi borcunusu oduyorsunus sonra devlet sizediyroki kardesim 1,5ytl vergi borcun var bununda yuzde yirmisini katma vergi olarak ödiyeceksin.. üniversitelerdeki vergi derslerinde verginin ortaya cıkabilmesi icin bir hizmet veya mal uretiminin yada ticaretinin yapılıyor olması ve bunlardan tarafların yararlanıyor olması gerekmektedir. bu sekilde devlet malı yada hizmeti satandan kar ettigi icin vergi alır bu malı yada hizmeti tuketenden de ihtiyaclarını giderdigi icin evrgi almaktadır. buraya kadar bir sorun yok. devlet tabiki vergi toplamak zorundadır boylece halkının ihtiyacı olan altyapı, saglık, asayiş guvenlik vb ihtyacları karsılayacaktır. peki ortada bir mal ve hizmet olmadıgı halde devlet nasıl vergisinn vergisini alır? devlet iki sekilde vergi toplamaktadır. birincisi dogrudan(maaslardan kesintiler,edilen kar uzerinden gelir vergisini vergi daireleri tarafından vb gibi) digeri dolaylı(satın alınan bir urun veya hizmetin tutarına ekleme yaparak).. dunya uzerindeki ulkelerin vergi gelirlerinde dolaylı vergilerin oranı genellikle butun toplanan verginin %25i civarındadır. Bizim sınır komsumuz Yunanistanda bu dolaylı vergi oranı %39 civarındadır. Dunya uzerinde en yuksek ikinci dolaylı vergi oranı meksikadadır bu oran %45tir. Ve dunya uzerinde en yuksek dolaylı vergi toplama oranı ulkemizdedir. %79... Yani turkiye cumhuriyeti sınırları icinde yasıyorsanıs arabanız varsa yada otobus minubus dolmus vs.. kullanıyorsanıs bu ulkenin vergi yukunu siz cekiyorsunuz demektir.. Hiç dusundunuzmu..neden dunya uzerindeki en pahalı benzini kullanıyorsunuz?
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
aklımın ucundan gecen zaman gogsumun kafesine sıkısan hayat parmaklarımın ucunda kufre donusuyor minnettarlık sozcukleri aldıgım tadın bir karsılıgı yohk seni sevmiyorum, seviyorsam anlamı yohk ben yohkum varlıgım inceden bir sızı kalbimin közünde kıvılcım kıvamında agrıyan erken bosalmanın talihsisligine kapılıp yazıya dökülememiş hayal kırıgı hayalin kırıgı olmas kırılıyorsa o gercektir... hangi düş yorgunu ışık aynadan yansırken silüetini kaybetmiş oldugundan fazla anlamı ona yukleyen biziz simdi neden dokunamıyoruz diye kendimize ceza veriris dokunuyorus diye ertesinde sevgiliye sevda siirleri yukleris senin kollarında kendimi unuttugum on sekis saniyeye asıgım ben bana beni unutturdugun aklımı uyusturup her turlu aldanmıslıga hazırlayıp sundugun... on sekiz saniyelik sevdanın hukmunde zaman sonrasında gecen on sekis yılın toplamı hala bir kanun hukmunde kararname gucunde deil hayatım uzerinde ve sen nefesimi gogsunun kafesine hapseden bakıslarımı gozlerinin mavisine... aklımı sıcaklgına varlıgımı ellerinin arasına.. ve sen`inmiydi bu büyülü zaman yohksa hayat öyle berbattıki sen sarldıgım yılanımmıydın hic durmadan gozlerini goslerimden kacırırken...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
damarlarımda gezinen seytan aklımın ucundaki acil cıkıs kapısı ardından bakan boş bakıslarım kalsaydın yohklugunla yohk olmasdı bu sehir damarlarımda gezinen alkol parmakuclarımda sigaranın sarartmıslıgı kalsaydın yohklugunla dağlanmasdı bu beden şehvetim parmaklarımın arasında yazamıyorum senden sonra hic br şiiri okuyamıyorum kalsaydın ispata gerek duyulmasdı tanrının ve aksi ispat edilene kadar sucsus sayılırdı butun sanıklıklarım.. oysaki sandıklarımın ötesinde sandık`larımın icinde aklımın ucrasında sakınıp sakladıgım yohkluguna adaklar adadıgım gelişine kurbanlar kestigim gidişine kendimi kurban ettigim bu hayat bulmacasında eksik parcaları yerlerine koydum koyamadıklarımın altında ezildim bunca zaman sonra sensin diye bir kadınn kollarında kendimi kaybettim kendimi buldum gasete koselerinde 3. sınıf haber programlarına konu oldum reyting alamadım diye yayından kaldırıldım... simdi ben senin dokunmak istemedigin senin öpmek istemedigin yani ben sevgilim.. senin cıkıp giderken ustunu ortmedigin sevgilin... seni sevmekten baska bir sey bilseydim bir gun daha yasamak isterdim...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
altı tane bira ictikten sonra iki metre ötede duran bira şişesine leblebi sokabilmek gibi kotu alıskanlıklarımız vardı bizim ve biz efes pilsen şieşesindeki etiketi sökmeden rahat edemesdik icki masasında teoman ve yılmas erdogandan arak cumleler arasına kafiyeli sozler sıkıstırıp karsımısdakine pskiolojik gerilimler yuklemeyi marifet sayanlardandık oysaki kendi soyledigimize kendims bile inanmıyor olacak kadar iktidarsızdık sahip olamadıgmız iktidarların eksikligni kelimelere yukledik hala hangi otobus duragında on dakiadan fazla otobus bekliyor olsak iett genel mudurne ve yardımcısına kufrediyor bulurduk kendimisi oysaki istanbulda yasıyor olmanın bedelini harcadıgımız zamanlarla öduyorduk ki aslında para vermekle kıyaslanınca bu o kadarda önemli deildi.. para isteme benden buz gibi sogurum senden deyimini ata sozu haline getirecek kadar ustunde duruyorduk bu kavramın ve devalue edilen yeni turk lirasının cebimisde actıgı deligi icimisde sevgilini actıgı yaradan daha cohk önemsyor oluyorduk btun bunlar düş...ve uyanmadan hemen once hızlıdan bir yazı akıp gecer bu hikayede bahsedilen kişi olay ve yerlerin gerceklerle hicbir ilgisi yohktur diye.. madem gerceklerle ilgimis yohktu ne işimis vardı bu dunyada.. biri bizimle kafa yapıyor ama bu kişiye kimsin sen diyecek kadar acces yasılmamıs nickimize.. +m modundaki hayatımısda voice alabilmek icin birlerini eteklerini öpme derdine dusmusuz öpmedegimis her etek bize suskunluk olarak geri dönmus oysa bis baraj ve okul yapılsın diye vergi vermiyormuyduk bu ceteleri ve derin devleti kim hangi vergiyle yarattı.. ve ben hangi ulkenin cocuguydum ki..simdi ne yana baksam karanlık onumde koskoca bir ömur cevremde yuzbinler insan hepsinin yuzunde gulunc bir aldanmıslık... herkes mutlu kapı gıcırdamıyor diye sukunet korunmus korudugumus sukunet gunah kecilerimsin agzını baglamaktan öteye gecmiyor artık ve biz kendi gunahlarımıza keci vazifesindeyis..bu yuzden kendi tanrılarımızın boyundurugunda ne saga bakailiyorus ne sola her yön biras daha ustumuze geliyor ve biz secde ediyorus insandan bozma tanrılara..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
smeels like ten spirit..!!!! kücük sevgi dolu ruh parcalarıydık biz..hergun erozyona uradı topraklarımız bir gün cöle donmesin diye aklımız tema vakfindan bagıslar kabul ettik karın agrılının nedeni olarak yalın ayak betona bastıgımıs dusunurken bazı duraklardan gecen otobuslerin o duraklarda durmadıgnı yazılı metinlerle ogrendik.. ve o zamanlarda sokaga cıkma yasagı uygulanırdı biz sayılırken.. belkide hayatımız boyunca gercek anlamda sayılıp adam yerine koydugumuz iki zamandan biriydi nufus sayılması vergi kimlik numarası.. kaptansıs bir geminin mufredeta aykırı egitilmiş denizcileriydik biz hesapsız ve zamansıs bir denizaltıyla carpısıp karaya yakın yerden suya verilmiş ardımızdan devlet töreni yapılmıs geride kalanlarımıza seref madalyası.. herkes biliyor ölümün uzeriden iki ay gecince o madalya sus esyası oluyor vitrindeki buzlu bardakların arasında.. yürüyorum bir kes daha.. kendimi aldanmıslıgın hazzıyla tazeliyorken tavsan kanı demli bir cay misali lavaboda koyu bir iz bırakıyorum.. ardımdan gelen kelimelerim ilk saganakta eriyip gidecekler ve öptügüm her kadın dudaklarını ısırıcak ucuncu sınıf bir gazetenin altıncı sayfasındaki altı puntoluk harflerle yazılmıs ölüm ilanımı okudugunda.. her ne kadar bu kullarına alkol tadında hayaller sunarken ben kimbilir eski bir anıyı anımsatıyordum hani ortasından katlanmıs derin kıvrım izleri bulunan renkleri solmus renkli bir cocukluk resminin anısı gibi.. eski model bir anadolun kaportasına oturtulmus kısa pantalonlu kısa boylu küçük beklentiler icinde bir erkek cocuguyken tuhaf ne diyordum unuttum simdi.. oysa ne yaşıyordum ben... nede ölüyor...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
giderek uzdun bizi zaman... parmaklarımn ucunda kufre donusuyor minnettarlık duaları.. incecik izdin amman aman.. sıraya dizdin bizi zaman.. kalbimin kırıklarınıı briktirip kolye yapıyorum boynuma kaza susu veriyorum intiharıma kim gorse duysa takdir-i ilahi diyecek zaten son gunlerde ilahi guc sadece ölumleri takdir eder oldu.. hicbir yaşam kutsal sayılmıyor ve her hayal kırıntısı gercege yuz metreden fazla yaklasırsa vuruluyor.. tutkunun gucun aldatılınca anlayan yabani hayvalar gibiyiz.. biri canımızı yaksa kıyamet oluyor uzerine yagıyorus..basen maseret aramıyorus bunun icin.. karambolde bırakılmıs bir pozisyon gibiyis.. tanrı bile sadece izliyor.. sorumluluk iki ucu kızgın demir parcası.. insan bile sadece mecbur kalırsa ustleniyor.. kaza susu veriyorum intiharıma.. asık oldugum kadın bile yanlıslıgın farkında deil yarın sabah gunes dogar diye uykuya dalıyor bu ruhlar... yarın gunes olmasa kimse inanmıcak tanrısına.. ve belkide bu yuzden öldükten sonra hayat var diye pazarlıga girisir kullar tanrılarıyla.. ve hicbir tanrı yohk demez... ve her tanrını kosulları vardır vaatleri ciin.. gunumuz politikacıları gibi.. öldükten sonra köseyi dönduk demktir ha gayret... kaza susu veriyorum intiharıma tanrımın bana verecegi cezayı indirgemek icin dular ediyorum artık geceleri korkuyorum hala tek baısma ıssıs bir cölde soguktan donuyorum bedenimi sıcak kumlara gömsemde hala eksi altı derecede donuyor yalnızlıgım.. ellerimde vaat edilebilecek zaferler yohk son yıkımımın en on sırasını ayırdım sana izlediklerine dayanabilmen icin tanrıma dua ettim kalkıp giderken sen dur diyemedim simdi geri gelmiyorsun diye kursuna dizdigim benim bedenim... dogru duzgun br cumle kurmaktan aciz kurmarlar oynuyorum yaralı ruhumun uztune seytanın ırzına gectigi bir faniyim ben kacınılmazdan zevk alırken bagımlısı olmus yuzyıllardır bu kısır dongunun sadeleştirilemes paydası olmus.. son baharın son yapragında gulumsemek gibi.. simdi sana ne soylesem ellerim ufalanıyor gittin viliyorum kal diyemedigim icin gittiginden beri kendi bedenimi kursuna diziyorum temyize gidemesin diye yururlukteki yasaları degiştiriyorum canım sıkılıyor.. canım nbr? demeyi ösledim.. simdi buz gibi iki kelime devlet dairesinde prosedur geregi dilekcene baslarken sayın demek gibi.. sayın diyorum ama ne adar sayıyorum o mudur simdi sana canım diyorum ne kadar canımdansın.. korkuyorum gittim diyeceksin diye yada neyse işte.. kacınılmazlıgı ertelemk icin ugrastık durduk.. sabah oluyor işte.. sıradan fani kullar olarak hala bunu deiştirmeye yetkimiz yohk.. ve biz hala baska kayıp ruhlara asıgız.. ve sen gelmiyorsu diye canımı yakıyorum acıklayamıyorum seni cıkardıktan sonra hayatımdan geride kalan bosluga mantıklı bir doluluk uyduramıyorum...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
kırılan her kelime dokunulamayan her hislenme karnımın uzerindeki elin sahibi senmisin simdi kalbini kırıp gormesden geldigim uyormusun giderken yohksullugun kalırken zenginligin bir sınır sehrinin valisi gibisin gumrukten kacak gecenlerin ardından alınası rusvetlerin kokusuyla sarhossun kara sularında bir multeciyim ben vur emirlerinin ötesine gecmiş insan hakları mahkemesiyle dokunulmaslık almıs hala aleyhimdeki tum suclamaları redediyorum devlet bana bir avukat vermiş ben avukatlarımı biriktirip otus kupona cekilişle kitap alıyorum yedigim muebbetlerin hesabı yohk ben yohklugunda yuz kızartıcı suclardan hukum giyiyorum giderken düşürdügün bakısların bıraktıgın gulumsemen ustunu ortmedigin kelimelerin simdi ben kimle bitirsem bu şiiri ona ait olmuyor simdi ben senin önune hangi kelimeyi diz cöktursem benim gibi mahcup aglayamıyor...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
Haberini aldıgımdan beri Ne söylenmeli yada ne yazılmalı bilmiyorum Yazmayı yeni ogrenmisim gibi..belki de hissetmeyi.. Butun kelimelerim ihanet edip kendilerini yüksek bir yere cıkardılar.. Ben bulanık suyla dolu bir kuyudayım.. Haberini aldıgımdan beri biraz daha anlamını yitirdi hayatımdaki olan bitenler.. İptal edilen iş sözleşmeleri Son ödeme tarihi gecmiş faturalar Sayısalda 6 olmasada 5 tutturabilme ihtimaliyle düşünülen tuhaf kurnazlıklar Gunlerdir bekledigim ama vizyona cıktıgı halde izlemeye gidemedigim filmler.. Enflasyon düşüyormus ekonomi duzelmiş.. Ezilen halkların kardesligi karamsarlıgı Sevgiliden kalan ürkek bakıslar.. Platonik sevgi kacamakları.. Yine gec kalktım bu sabah Yine kacrdım otobusu Ve yine yagmur var istanbulda Hüzün dizboyu Karnımda basarısıs bir ameliyattan kalma dikiş izleri Haberini aldıgımdan beri zaten anlamasılık yukledigim bu hayat karsısında hükmen galip hissettim kendimi.. Kimbilir.. Hic tanısmamıstık seninlebeklide dogru duzgun hic konusamadık.. Elimizde ortak bir acının kafiyeleriyle yeterince kullanılamamıs kelimelerimiz vardı.. İkimizde biliyorduk.. Ne senin acını hafifletiyordu yazmak nede benimkini.. Kimse ortak olamıyordu.. en iyi niyetlileri bile zoraki bir tekrar sunuyordu kapatamadıgmız yaralarımıza.. Herkez acımıza bakıp buyuklugune sapka cıkarıyordu..ama kimse hissedemiyordu olan biteni.. Yalnızılıgından ve caresizliginden ölesiye korkuyordum yazarken.. Bunu sana hic soyliyemedim.. Simdi gidisinin haberini aldıgımdan beri icimde tuhaf bir sıkıntı.. Aradıgın huzuru bulabildimni? Umarım bulmussundur..ardından acılarıma ekledigim yoklugunun agrısını bir ömur boyu tasımama degmeli.. Umarım gittigin yerde aşık oldugun adamla bulusmussundur ve özlemin bitmiştir.. Simdi geride kalanlarından biri olarak bu hayatın anlamsıslıgına ragmen surdurmeme degmeli.. Ne söylemem ne yazmam gerektigni bilmiyorum.. Senle konusurken yasamak icin sudan bahaneler uretirdim surekli.. Kaybettigin aşkın icin onunla yapabilecegin herseyi Onsus ama onu aklından cıkarmadan inadına yapman gerektigni savundum Hic durmadan.. Tek basına kalmanın zorlugunu biliyorum diyemedim sana.. Caresisligini acını biliyorum diyemedim.. Kimse bilemesdi bunu Sadece inadına bir hayata devam etmeni dilemiştim.. Sana bir ölümün acısnı azaltabilecek kelimeler arardım hic durmadan Bulduklarımın gucune inanırdım.. Simdi hicbirinin anlamı olmadıgını ispat ettin bana.. Hemde butun kelimelerin uzerinde bir gucle.. Gidisinin haberini aldıgımdan beri dusunuyorum Hangi insan hangi varlık hangi şiir hangi kelime gelip simdi icimde acılan yarayı kapatabilir? İyi niyet elcilerini gonderen tanrım simdi kendi gelse Böyle bir hatayı nasıl telafi edebilir? Bu olmalımıydı.. Yohksa bu zaten olmusmuydu..biz simdi farkına vardık.. Buz gibi bir iki kelime Kulaklarımısdan damarlarımıza inerken üşüdüğümüzü hissettigmisde.. Gittin.. Umarım değmiştir buna Umarım simdi mutlusundur ve acıların dinmiştir Umarım simdi sevdiginin yanında biz geridekilere bakıp gulumsuyorsundur Umarımcunku kahrolası hayatımda ummaktan baksa bir halt gelmiyor elimden Anita`ya
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
kral maskesi takmıs bis soytarıyım ben. zeytin dalından tac yaptım kendime, kapı eşiginden taht... emrimde yuzbinlerce kelime yohksullugun ulkesinde dilsiz bi kral.. aşkın kıyısında cadırlar kurdum sevdanın ikliminde yalanlar söyledim simdi ne zaman canım sıkıldı desem hırsımdan yıldırım olup duserim modern sehirlerin yeldegirmenleri uzerine.. simdi ne zaman yorgunum desem makinaya baglanmıs ertelenen bir ölüm planlanır tanrı bunu hep yapar ben simdi ne zaman tamam desem inceden bir cıglık karanlıgı yarar.. gitsem ne kadar kacarım kendimden kalsam ne kadar dürüstce olurdu bu ikiyuzluluk emrimde yuzbinlerce kelime bu yohksulluk ulkesinde sevginin arsızıyım ben.. hangi kadına baglansam canım yanar canım yandıkca ruhum baska bedenlere akar..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
bisim telefon santralleri analogmus hem bisim numaralarda sizin ki gibi 7 haneli degil sadece 5 hane var.. senelerden 1965 d`mi? aylardan kasım gunlerden hazan aklımda senden kalan son bakısların gttiginden beri zamanı askıya aldım kim görse beni uzerimdeki tozları almaya calısıyor ben izin vermiyom gittiginden beri hayatı askıya aldım.. kime seslensem artık aramıza dön diyor ben seni bekliyorum..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
gittin yoklugun icimde cam kırıkları gibi kırılan parcaarı toplayamıyorum gittiginden beri bunun gercek olduguna inanmıyorum.. icimde hayal kırıkları umut parcaları seni aklıma soktugumdan beri sesini duydukca adam oluyorum seni özledikce aşık.. günlerdir yazmıyorum sana yazdıkca uzak duruyorum sesini duydukca senin oluyorum.. simdi dudaklarımın aralıgında ismin nefesimin yettigince adın söyluyorum gelsen diyorum bir gece vakti ansısın gelmessen kendimi kandırıyorum.. gelirsen tanrıya inanıyorum.. gittiginden beri ne aksamları aksam kafayı bulamıyorum ne sabahları sabah kokun duymadan uyanamıyrum..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
uyuyorum ben bebeğim.. gelirsin diye kollarımı acık bırakıcam.. öpersin diye dudaklarımı...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
devalue ediliyor hissi senetlerimis.. artık bu paradan istedigin kadar sıfır atabilirsin istersen ekleyebilirsin de.. ama herkez bilir içinden cıkamıyorsan bu sevgi ekonomisinin ya merkes bankasının yönetimini deiştirirsin yada yeni ülke secersin kendine haritadan.. yada yeni hissi senetler basarsın kimseleri uyandırmadan kendini aldanmışlıgın hazzıyla teselli ederken herkes bilir istedigin kadar sevda yükle yada cıkar bu hayattan posasını atacak bir cukur vardır her zaman.. yorgunluk kusların kanadına kene aklımın ucundaki çıglık gibi ne cok sustum ne cok konustum sayın baskan onumuzdeki bes yıllık kalkınma planında deger yitiren hissi senetler icin yapmayı planladıgınız atılımlar nelerdir? tedavulden kaldırmakla cözulurmü sevgi sözlerini yohksa yeni sıfırlar ekleyip kalbimise, agır ceksin diye suyamı bırakılır okyanusun kalbinde.. sayın baskan... organ bağışı kampanyanızı destekliyor ve tüm hissi`lerimle katılıyorum.. önce benimkileri alın
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
burdayım işte sana getirebildigim kalbimin japon yapıstırıcıyla acemiyle birlestirilmiş parcalarından ibaret butunu aralarından damlayan kana bakma sen sana yetişmek icin elimde kalbim kosarken fazla sıkmısım gozlerimden suzulen yasları salla gitsin sen gittiginden beri yohkluguna oyle cohk agladıki simdi varsın diye zırlamışım cohkmu döndum işte gerci bu kelimeyi pek sevmiom ama napalım back to the future gibi oldum catlak profla kısa boylu lavuk filmi vardıya arabaya biniyo ileri geri oynuyo dunyanın saftı kayıyo benimde kaydı biras ama yinede kullanılabilecek kadar kaldım biras sana sakladım kendimi sen yohksun.. derin dondurucuya koyar kalbimi yine beklerim seni sen yetrki not bırak dolabın uzerine kucuk bir kagıtla geri gelicem de
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
bir yerden sonra insan hislerini egitiyor kararları akıl alıyor sadece arada kucuk ayna ve ısık oyunlarıyla aklı karısıyor insanın evet büyümek... akıl siyah beyas gibi hisler pembe ve maviyi veriyor bana..ben bi suru truncu ve kırmısı yapıyorum sonra kendime geldigimde sararmıs bir dunyanın kahverengi bulutlarla kapanan gokyusune bakıp yeşil bir vadi hayal ediyorum aklım butun bunlar düş diyor.. buyuyen kimdi peki?
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
acık kalmıs bos bir sayfa... nasıl kapanır kapanırmı icinemi kanar sevdanın yaraları hangi dilencinin duasına sarılır ruyalar.. hangi ruyalar dilencinin sadakasıyla gercek olur.. acık kalmıs bos bir kalp kilidi acemi hırsızlarca zorlanmıs kapının eşiginde derin tornavida izleri acemi aşkların med cezirlerinden menteseleri bozulmus kilidi pas tutmus kapısı kapanmayan üstüne ustluk cocukların asılarak koluna sallandıkları bir fahisenin gunluklerini okuyorum gunlerdir hangimiz daha masumduk o`mu harcarken bedenini ben`mi acık bırakırken kalbimi..
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
bazen merak ediyorum hangisi daha fazla olucak ben öldukten sonra hayatına girdigim icin mutlu olan kadınlar mı... yohksa hayatından cıktıgım icin mutlu olan kadınlar mı..?
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
gelmiyorsun yohkluguna yazamıyorum ilk kelimem sensin senle baslayınca susamıyorum canım yanıyor hayatıma girdiginden beri caresislik damarlarımda geziniyor seni gorebilmek icin kime rusvet teklif etmem gerektigini bile bilmiyorum hala anlayamıyorum ilk hangi gun icimde hissettim nefesini sensis uyandıgım ilk gunden beri nefes alamıyorum yohksun simdi yohklugunda kendimi kandıramıyorum sana bişi yazmak istesem olmuyor sanki ne senden oncem nede sonram simdiki bana benzemiyor ve ben seni cıkarınca hayatımdan hicbir limana sıgıncak kadar uzun sure suyun uzerinde kalamıyorum yohksun simdi icim eriyor icimdeki tum kelime stoklarını erittim yohklugunda yazdıklarını takip ettim soylediklerini yaptım doktorunun sozunden cıkmayan bir hasta gibi ölümden korkan deil doktoruna bagımlı gittiginden beri butun saatlerin pillerini cıkardım ne zaman senin icin elim gitse yalnızlıgıma hayatıma girdigin anı dusunuyorum kırmısı saclı sevgilim gittiginden beri gelişine kurdum saatlerimi icime cektigim nefes gibisin bir turlu geri veremiyorum...