Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. Ya arkadasim almanya da yasamazsan biraz hosgörülü karsilayacagimda.. Sadece bir sorum olacak bir cocuk kac yasinda zorunlu olarak mecburen okula baslamak zorundadir? Ana okulda bir okuldur.. soruyorum Ana okula basliyacak cocukdan aranan sartlar nelerdir?
  2. Biz cagdasiz fakat Avrupa´li neden cagdas oldu? demek ki hem fikiriz
  3. CHP'nin Olimpiyat Açılımı ya da Açılışı
  4. Beklemiyor ama uyum saglamazsan ülkeyi terk et diyebiliyorlar vede diyorlar ya uyum saglarsin yada terk edersin? Ülkemizde ben filan asilli Türküm dedi mi.. diyen kisiye irkcilik oldugunu kim söylemis.. Fakat Avrupada ben filan asilli bir almanim dedin mi kabak tadi verir ya alman gibi tartisirsin yada kendin gibi kararini vermek zorundasin Türk müsün Alman misin derler ki milli menfaetler baska türlü korunmaz.. ikide birde benim dedem mahmutdu diye yola cikamazsin kimse senin dedeni sorgulamaz milletin adini dedenin adinla yontamazsin... Milletin adi privat degildir?
  5. Avrupali ne kadar cagdassa bir o kadar da biz cagdasiz.. Avrupalinin cagdasligi cikarlari dogrultusundadir? istersen bunuda aciklik getirebiliriz Avrupali neden cagdas oldu.. Bizler hep irkciliga karsi durduk dünde durduk bugünde duruyoruz unutma ikinci dünya savasin dan kacanlar bizim ülkemizi secmislerdir.. Dün saddamin gazabindan kacan irakli kürtler Türkiyeye siginmistir bu bir milyonun üzerindedir.. bunlardan sadece besini fransa kabul etmistir eger yaniliyorsam fransa degil almanyadir.. Avrupada her kösede irkcilar büro acabiliyorsa ülkemizde bunu yasama gecirecek bir adim dahi olmamistir..irkcilik ayri bir adimdir milliyetcilik ayri bir adimdir bunuda kavram karmasasinin icine sokmayalim bugün avrupada milliyetciler tarafindan irkcilik sorgulaniyor avrupada milliyetci olmayan tek bir sahis yoktur?
  6. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nın başlattığı kokain operasyonunda kokain kullandığı ve kullananlara yer temin ettiği öne sürülen ünlü şarkıcı Deniz Seki gözaltına alındı. Geceyarısı başlatılan ve birçok ilçede eşzamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonda, Seki'nin yanısıra, torbacı olarak adlandırılan 19 kokain satıcısının da yakalandığı öğrenildi.
  7. İstanbul'da büyük kokain operasyonu İstanbul'da büyük kokain operasyonu Pop müzik sanatçısı Deniz Seki kokain kullandığı iddiasıyla gözaltına alındı. Evinde gözaltına alınan Seki'nin sadece kokain kullanıcısı olmadığı diğer kullanıcılara da kokain temin ettiği öne sürüldü. Seki ile birlikte 19 kişinin daha gözaltına alındığı iddia edildi. Seki'nin sevgilisi Hüsnü Şenlendirici'nin de ifadesine başvurulacağı belirtildi.
  8. 13 Şubat 2009 Avrupa'nın ortasında vahşet Avrupa'nın ortasında vahşet Medeniyetin beşiği olarak bilinen Avrupa'nın tam göbeğinde inanılması güç bir vahşet yaşandı. İŞTE VAHŞET FOTOĞRAFLARI İsviçre'de yaşayan Brezilyalı avukat Paula Oliveira ülkenin ırkçı partisi İsviçre Halk Partisi yandaşları tarafından kaçırıldı. Genç kadının karnına ve bacaklarına bıçakla partinin isminin baş harfları olan "SVP" harfleri kazıldı. Geçen pazartesi günü ırkçı Neo-Naziler tarafından kaçırılan Brezilyalı avukat, saldırıya uğradığı sırada ise üstelik hamileydi. DİPLOMATİK KRİZ Vahşetin ortaya çıkmasından sonra Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim ülkesindeki İsviçre Büyükelçisi Rudolf Baerfuss'u makamına çağırarak soruşturma hakkında bilgi istedi. Brezilya soruşturmanın şeffaf yürütülmesi ve olayın üstünün kapatılmaması için İsviçre'den garanti istedi.hurriyet.
  9. İstanbul'da büyük kokain operasyonu İstanbul'da büyük kokain operasyonu Pop müzik sanatçısı Deniz Seki kokain kullandığı iddiasıyla gözaltına alındı. Evinde gözaltına alınan Seki'nin sadece kokain kullanıcısı olmadığı diğer kullanıcılara da kokain temin ettiği öne sürüldü. Seki ile birlikte 19 kişinin daha gözaltına alındığı iddia edildi. Seki'nin sevgilisi Hüsnü Şenlendirici'nin de ifadesine başvurulacağı belirtildi.
  10. Derin devlet var mi yok mu bu çok tartisilir ama surasi muhakkak ki... Bir gün derin devlet diyorsunuz. Bir gün cete bir gün mafya düsünüyorsunda o zaman ne zamandan beri bir cetenin bir mafyanin adi derin devlet olabiliyor.. Düsünelim o zaman dünyada her yapinin icinde derin devlet var.. her pisligin icindede bir derin devlet var örnegin pkk icindede derin devlet var.. öyle ya uyusturucuyla pkk nin bir terör örgütünün nasil baglantisi olabilir.. Her ülke istedigi halde önlemini alamadigi uyusturucu mafyasi var demekki her ülkede derin devlet var.. Burada yani derin devlet diyerek derin devlet kavraminin arkasina saklanarak kimse terör bölücüleri temize cikaramaz.. Devletin içinde sizi rahatsız eden unsurlar varsa bunu düzeltmek hükümetin görevidir. Derin devletde ülkenin bir kurumudur burada gercek rahatsizlik varsa o rahatsizlik bütün kurumlari etkiler sistemi etkiler? Bütün kurumlarin bütün makamlarin düzgün islemesini saglamakda basa gelen hükümetlerin görevidir. Yani siz kendi sisteminizi sikayet edemezsiniz sistemin icine giren vürüsleri temizlemek hükümetin görevidir? Bu rahatsizligi gidermek hükümetin görevidir! Bugün gercek anlamda yapiliyorsa buna kimse birsey diyemez! fakat bunu yapmayipda var olan vürüslerle kol kola girip sistemi temizlemeye kalkarsan.. buda Devleti yikmaya calismak anlamina gelir..
  11. Degerli arkadasim benim icimde kalan ukte neden AMERIKA daha önce Tedavi gördügü ABD'de hayatini kaybeden ve ardindan cenazesi Ankara´ya getirilen.. Sayin İnönü'nün ölümünden beri düsünürüm neden ABD.. Ordaki mucize ne? Damar hastaliklari tedavisindeki aramizda ne kadar fark var.. Tabii yazilacak bir sürü sey var.. kisaca onuru kirik böyle ölümü secmek zorundamiyiz?
  12. HAREKET AZLIĞININ ZARARLARI Uygar yaşantı dediğimiz, sürekli teknolojik ve endüstriyel gelişim içerisinde olan, kent yaşamında kırsal yaşantının dinlendirici, güç verici görüntü ve ortamı kaybolur. Bir beton yığını şekline dönüşmüş evler, yeşile hasret alanlar. Sanayi artıkları kirlentileri, dumanları, gürültüleri ile dolu bir yaşantı. Korna, daktilo, telefon sesleri, çığlıklar, bağırışlar. Dar ve pislik kokuları ile sokaklar. Konserve kutusu gibi taşarcasına doldurulmuş ulaşım araçları. Asık suratlı insanların, hızlı adımlarla dolaştığı caddeler. Geçim derdi, işini kaybetme korkusu. Ve bunlara benzer sıralayabileceğimiz, çeşitli nedenlerle oluşan psiko-sosyal baskılar. Hareket azlığına bir de bu tip psiko-sosyal baskılar eklenince, organizmanın duyarlılığı artmakta, dayanma gücü azalmaktadır. İnsan organizmasının ruhsal dengesi Merkezi Sinir Sistemi adını verdiğimiz bir sistem tarafından düzenlenir. Bu sistem dışarıdan gelen bir etkiye karşı organizmanın tepkisini ayarlar. İnsana gelen rahatsız edici bir stres karşısında insanda, anksiyete adını verdiğimiz bir davranış biçimi oluşur. Yine hareket azlığından kaslar atrofiye (zayıflamaya) uğrarlar. Eklemlerin fleksibilitesi (esnekliği) azalır. Kasları yöneten sinirler aktivitelerini azaltır. Postür bozuklukları, kireçlenmeler, şeker hastalıkları gibi rahatsızlıklarda egzersiz noksanlığından oluşmaktadır. Amerika’ da yapılan istatistiklerle ölümlerin %55’ inin kalp-damar rahatsızlıklarından olduğu ortaya çıktı. Bu hastalıkların tedavisi için yılda milyonlarca dolar harcanmaktadır. B. Almanya’ da 1954 yılında bu yana yapılan grevlerle kaybolan iş günü, kalp hastalıklarından kaybedilen iş gününün yanına bile yaklaşamamaktadır. Ülkemizde ise kalp-damar hastalıklarının insanlarımız üzerine etkileri şöyle: Türkiye’ de 4 milyonun üzerinde kalp hastası bulunmaktadır. Bu nedenle üretici iş gücü büyük azalma göstermektedir. Bu oran yılda 300 milyon iş gününü buluyor. Ayrıca, bu hastalıklardan oluşan zarar yılda 15-20 milyarı buluyor. Bunların dışında hipertansiyona bağlı kalp hastalarının sayısı 300 bine yaklaşıyor. İki aileden bir kişi, 13 kişiden biri, özet olarak nüfusumuzun %10’ a varan bir bölümü kalp hastasıdır. Bu rakamları kalp hastalığı üzerinde araştırma yapan, ülkemizin yararlı derneklerinden Türk Kalp Vakfı.. Kalp hastalıklarının insanlar üzerindeki öldürücü etkisi yukarıda verilen rakamlarla açıkça görülmektedir. Konumuzun hareketsizlikten oluşan rahatsızlıklara, karşı hareket ile mücadele etmek olduğuna göre, Tıbbın babası diyebileceğimiz ünlü Yunan bilgin Hipokrat’ ın bir deyişini hatırlatmadan geçemiyoruz. Hipokrat şöyle demişti: “Kullanılan gelişler, kullanılmayan kaybolur. ” Daha önceki satırlarda vermeye çalıştığımız bilgiler, açıkça Hipokrat’ ın ünlü deyişini kanıtlamaktadır. Bu hastalıklardan tek kurtuluş yolumuz var. O da HAREKET etmektir. Sürekli sağlıklı kalmak istiyorsak, haraket etmeliyiz. İlk ve tek parolamız, “Sağlıklı yaşam için HAREKET’ tir. ”.
  13. Amma meşhurmuş! ABD’ye giden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, tedavi göreceği Cleveland Clinic’e yattı Eşi Ahsen Unakıtan, çocukları Zeynep ve Abdullah’ın refakatinde Ankara’dan başlayıp İstanbul ve New York aktarmalı uçaklarla tüm gün ve gecesini yollarda geçiren Maliye Bakanı’nı, New York J.F. Kennedy Havalimanı’nda Hürriyet karşıladı. Ahsen Unakıtan, yol yorgunluğuna rağmen dinç görünen eşiyle, "Amma da meşhurmuş Kemal Bey, her yerde tanıdıkları çıkıyor" diye şakalaştı. Doktorların son tetkiklerinde, 3 damarından ikisinin yüzde 100, birinin de yüzde 95 tıkalı olduğu belirlenen Unakıtan’a ABD’de uygulanacak tüm tedavilerin faturasını, milletvekili tedavi yönetmeliği gereği devlet ödeyecek. Unakıtan için gerekli olan, "Yurt içinde tedavisi mümkün olmadığından yurt dışında tedavi görmesi gerekir" raporunu Hacettepe Üniversitesi hazırladı, hakem hastane olan Numune Hastanesi onayladı. Unakıtan Cleveland Clinic Kalp ve Damar Hastalıkları Bölümü kardiyologlarından Dr. Murat Tuzcu tarafından muayene edilecek. Bir dizi testten geçecek Unakıtan’a üçlü by pass mı yapılacağına yoksa stent mi takılacağına uzmanlar heyeti karar verecek. (HÜRRİYET)
  14. EŞŞEK SESİ http://www.youtube.com/watch?v=6iT8_VXquIw
  15. Yeni Osmanlıcılık rüyasına karşı denge siyaseti 5 Şubat 2009 Davos krizinin ardından İstanbul ve Gazze’deki kalabalıklar, Türk ve Filistin bayraklarını yanyana dalgalandırdı. Acaba bu kalabalıklar içinde kaç kişi, Filistin bayrağının, Osmanlı’ya karşı başlatılan ayaklanmayı organize etmek üzere 93 yıl önce İstanbul’da toplanan Arap entelektüelleri tarafından tasarlandığını biliyordu? Bunun cevabını bilmiyorum, ama bir şeyden eminim: Milli çıkarlarımız dışındaki faktörleri esas alıp geleneksel “denge siyasetimizi” bırakır ve dış politikada “ümmetçi romantizme” dalarsak, uluslararası arenada bu kadar güçlendiğimiz bir dönemde dünya başımıza yıkılabilir. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki çıkışı, İngiliz basınında yer alan ifadeyle bir “öfke nöbetinin” sonucu da olabilir, İsrail’e yönelik “hesaplı ve zamanlamalı bir tepki” de... Bunu ancak Erdoğan bilir, ama bir gerçek tartışılmaz: Ahmet Davutoğlu’nun başarıyla teorize ettiği yeni “pro-aktif” dış politikamız, Erdoğan gibi -kendi ifadesiyle- “gönlündekini söyleyen” bir liderle yürütülemez. Bunu sanırım Başbakan’ın kendisi de artık görmüştür. Çünkü tüm bölgesel meselelerde, bütün taraflara eşit mesafedeki güçlü ve dengeli bir aktör olarak, adeta bir “deus ex machina” gibi müdahale etme iddiamız, ancak “diplomasiyi de politika kadar iyi bilen” liderlerle sürdürülebilir. Yâni Erdoğan’ın “monşer” diyerek küçümsediği “kordiplomatiğe” burun kıvırmak bir yana, onun maharetlerine de hâkim olan “dengeli” bir siyasetçiyle... * * * Zirâ bir Arap atasözü şöyle diyor: “En iyi cevabı, kızgın olmayan bir adam verebilir.” * * * AKP dönemi dış politikamızın “Yeni Osmanlıcılık” akımı diye yaftalandığı çok oldu, fakat Erdoğan’ın Davos çıkışı, bu yakıştırmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bir Arap gazeteci çıkıp Erdoğan halife olsun´diye saçmalarken, Türk internet forumlarında da Osmanlı´nın geri dönüşü müjdeleniyor. Diğer yanda çok daha ciddi bir gelişme olarak, Arap dışişleri bakanları “bizim meselelerimize Arap olmayanlar karışmasın” diye Türkiye’yi üstü kapalı bir biçimde eleştiriyorlar. Çünkü Filistin sorunu konusunda söz haklarını kaybetmekten, hatta geçen yüzyılda petrol peşindeki “emperyalist” devletler eliyle aşiretlerine bahşedilen “anti-demokratik” iktidarı, bu gidişatın sonunda yitirmekten korkuyorlar belki... Elbette Hamas’ın, dolayısıyla İran ve Suriye’nin bölgede etkisini artırmasından da haklı olarak çekiniyorlar. Yeni Osmanlıcılık tartışmalarının farklı bir boyut kazandığını gösteren en çarpıcı gelişme ise, İstanbul ve Gazze’de yaşanıyor. Başbakan Erdoğan’ı, Davos dönüşü havalimanında karşılayan kalabalığın içinde, Türk ve Filistin bayraklarının bir kolajı görülüyor. Gazze’de Hamas’ın düzenlediği Erdoğan’a destek mitinginde de bu iki bayrak birlikte sallanıyor. Heyhat! Acaba orada bulunanlardan kaç kişi biliyor? Bugünkü Filistin bayrağı, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı başlatılan “Arap ayaklanması” için, 1916’da tasarlanmıştı. ‘Arap Aydınlar Konseyi’ne bağlı “ayrılıkçılar” İstanbul’da yaptıkları bir toplantının ardından bu bayrağı yaratmışlardı. Muhtemelen bu simgeselleştirmeye en çok, Osmanlı’yı bölmek isteyen ‘Arap Lawrence’ın İngilteresi sevinmişti. Üzerinden daha 100 yıl geçmemişken, aynı bayrak, tuhaf bir ironiyle, “Türk-Filistin dayanışmasının” simgesi olarak kullanılıyor. İngiltere’nin tarihsel bir uzantısı olan ABD, bu kez bu gelişmeye hiç de sevinmiyor herhalde... * * * Bir de şöyle bir Yahudi atasözü var: “Dost kazanırken bir bedel ödemezsiniz. Fakat düşman edinmeniz için para vermeniz şarttır.” * * * “Pro-aktif” dış politikanın, “hamasi” bir liderlikten uzak durabildiği ölçüde başarılı olabileceğini kabul ediyorum. Fakat bu politikayı yürütürken, Türk dış politikasının “tarihi evrimini” göz ardı etmeden, diplomatik geleneklerimizle aykırı düşmeden, “devletin devamlılığı” ilkesine de bağlı kalmalıyız. Öyle ki, İkinci Abdülhamid’den beri, diplomaside bir “denge politikası” yürütüyoruz. Sultan Abdülhamid, çöken bir imparatorluğu devralmış ve büyük bir diplomat olmasına karşın ancak yıkılışı geciktirmeyi başarabilmişti. Dış siyasi meselelerde, “diğer ülkelerin çatışan çıkarlarını kullanarak milli çıkar elde etmeyi” amaçlayan denge stratejisini mükemmelleştiren ise Atatürk olmuştu. Onun, Kurtuluş Savaşı boyunca İtalya ve Rusya’ya yönelik yaklaşımını ve son yıllarında da Hatay taktiğini hatırlayalım. Ardından İsmet İnönü, Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’ndan uzak tutmayı başararak, geleneksel denge siyasetimizin en önemli başarılarından birine imza attı. Soğuk Savaş boyunca da, NATO saflarında yer almamıza karşın, SSCB ile dengeyi korumayı sürdürdük. Değişen küresel koşullarla birlikte hızla artan siyasi, askeri, ekonomik ve diplomatik gücümüzle bugün önemli bir “bölgesel aktör” haline gelsek de (üstelik zamanla bu gücümüz daha da artacak gibi), dengemizi altüst edebilecek “Yeni Osmanlıcı dolduruşlara” gelmemeliyiz. Denge siyasetini, dış politikada “milli çıkarlardan” başka hiçbir faktörü (evet, ‘din kardeşliğini’de) umursamayan “basiretli” temsilcilerle sürdürmemiz şart. Bu yüzden ya Başbakan Erdoğan biraz “monşerlik” öğrenecek veya Türkiye’nin milli çıkarları uğruna, gerektiğinde uluslararası platforma kendisi yerine “monşerlikten” biraz anlayan birini çıkaracak. Yoksa ne mi olur? Dış politika geleneklerimizi bir kenara itip risk alarak “dengeyi” bozduğumuz son seferde ne olmuştu? İttihat ve Terakki’nin “romantik” maceraperestliğiyle, Arapların ve Orta Asya’ya dek tüm İslam aleminin arkamızda birleşeceğini umarak “yanlış tarafta” bir dünya savaşına girmiş ve Dimyat’a pirince giderken, İstanbul’dan bile olmuştuk. Sırtımızda bir hançerle... Emre K/Hürriyet
  16. Bir Alman araştırma şirketi tarafından yapılan ankette Avrupa'da bayanların en çok tuttukları takım belirlendi. Gurbetçi diye tabir edilen kadınlar en çok o takımı tutuyor! 11 Şubat 2009 17:41 Alman Sport+Markt adlı bir araştırma şirketinin 16 ülkede 10 bine yakın futbolsever üzerinde yaptığı ankette çok ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Araştırmaya göre bayan taraftarların yüzde 54.2'sinin Galatasaray'ı tuttuğu ortaya çıktı. Bu alanda Avrupa'nın zirvesine yerleşen Galatasaray'ı yüzde 50'lik oranıyla İtalyanların ünlü kulübü AC Milan izledi. Araştırmada ayrıca Avrupa'da en çok taraftarı olan kulübün 44.2 milyon taraftarla La Liga lideri Barcelona olurken, Barça'nın ezeli rakibi Real Madrid ise 41 milyon ile 2. sıranın sahibi oldu. İngilizlerin ünlü ekibi ve son Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Manchester United ise 37.6 milyon taraftarla listenin 3. sırasında kendine yer buldu. Listenin ilk 20 sırasında Premier Lig ekiplerinin İspanyol ekiplerine karşı üstünlüğü göze çarparken, İngiliz ekiplerinin 114.1 milyon, İspanyol ekiplerinin 93.4 milyon, İtalyan ekiplerinin ise 60.9 milyon taraftarının olduğu ortaya çıktı. İHA
  17. Türkiye - Fildişi Sahili 11 Şubat 2009 Türkiye - Fildişi Sahili A Milli Takımımız, Dünya Kupası elemelerine hazırlık kapsamında bu akşam İzmir’de Fildişi Sahili ile karşı karşıya geliyor... Fildişi Sahili'nde ise Baky Kone ile Yao Kauassi Gervais ile Zogbo Aristide mazeretleri nedeniyle kadroda yok... Milli Takımımız'da hastalık ve sakatlıkları nedeniyle Hakan Balta, Mehmet Topal, Mevlüt Erdinç ile Batuhan Karadeniz kadrodan çıkarılmıştı... Mücadelenin hakemi ise Romanya Futbol Federasyonu'ndan Sorin Corpodean... İzmir Atatürk Stadı'nda oynanacak maçın başlama saati ise 20:30... A Milli Takımımız, Dünya Kupası elemelerine hazırlık kapsamında bu akşam İzmir'de Fildişi Sahili ile karşı karşıya geliyor... İyi akşamlar futbolseverler...
  18. motor taklitleri http://www.youtube.com/watch?v=aEPkPJtC_0w
  19. Tamam öyle düsünüyoruz da simdiye kadar zannediyorum ülkemizde son döneme kadar küfürlü hic bir sey yoktu sanatin icinde fakat sanatin icinde olmayan sokaklar.. sanatin icinde olmayan ev lerde hep birseyler vardi? Birde hatirlatmakda yarar var küfürle islenen cinayetlerde acik arayla birinciyiz.. Ev de ve Disarda Belki küfür icin islenen cinayeti tek tanik olan ender veya tekden ülkeyiz.. Buda hani diyorlar ya ne tezat?
  20. CARTEL - KARAKAN http://www.youtube.com/watch?v=gPWrQThXHNQ
  21. Efendi Türkler şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    ARMUT
  22. ******* bak demin yazdigini zamaninda müdahale olmasa insanlar icinde diri diri yanacakti.. o zamanda diyecektin onu derin devlet yapti.. sabahtan beri üretiklerinin özeti budur. Hoscakal
  23. Benim tavsiyem biraz Ülkeni birazda kendini sevmesini ögren arkadasim. herseye düsman olma biraz barisik yasa.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.