Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Tengeriin boşig

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey

  1. Bir de büyü yapmamak için "Hadi gel sarılalım" diyo ya veliaht art.'a... Çok komikti yaa...
  2. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Felsefe
    Sıkıcı...
  3. Sayın BrainSlapper... Yukarıdaki tanımlamalarınız M. Kemal Atatürk'ün "Medeni Bilgiler Kitabı"ndan alıma gibi Ve doğru olan tanımlama da budur diye düşünüyorum... Lakin şu vardır ki "Din Kültürü" diye bir şey yoktur... Her zaman söylüyorum "Din" ile "İnanç" ayrımına varmak lazımdır diye... "Din" dediğimiz şey "Toplumsal Normlar" içeren bir sistemdir. Anayasal düzenden önceki toplumsal düzendir. Öncelikle eğer bir Din dersi verilecekse "Din(ler) Bilgisi ve Ahlak Kültürü" olmalı idi adı. Çünkü Ahlak, temellerini "Kültür"den alır. "Din Kültürü" adı en baştan "güdümlü" bir addır. Öncelikle sorulmalıdır "Hangi dinin kültürü?" Cevap? Alın size niyet! Gerçi "Din Bilgisi" adı da tartışılır ancak en azından "Dinler" dediğimizde Tüm dinlere ait bilgilerin aktarılacağı Sayın BrainSlapper'in dediği gibi bir içeriğe sahip olabilir... "Ahlak Kültürü"de hem içinde bulunulan toplumun Ahlaki Kültürü Ve hemde diğer etkileşimde olunulan Kültürlerin Ahlak anlayışını vermesi açısından önemlidir. Ya da asıl olarak "Medeni Bilgiler" diye bir derste temel olarak Dinler Tarihi ve Kültür Dersi verilebilir... Ne olursa olsun uzun bir tartışmaya müsait bir konudur ancak ben en baştan konulan adın bile hatalı ya da güdümlü olduğuna inanıyorum... Saygılarımla...
  4. Valla ne diyim, Birde şey sahnesi vardı; Hani Pamuk Prenses şarkı söyleyip tüm hayvanları ağaçların üzerine salıyor ya? Sonra içeri doğru koştururlarken karşıdan iki kötü karakter geliyor bunların üzerine. O sırada Uyuyan Güzel yere düşüp yine uymaya başlıyo... Ve kötü karakterleri yere düşürüyo. Herkes koşturuyo o hala horul horul uyuyo... Komediydi yaa... Ölmekten güldüm valla... Ama en şapşal karakter Büyücü Merlin'di...
  5. Bence daha fazla kurcalama istersen E.B.Ceren...
  6. Takmadığın bir şey kaldı mı diye merak ediyorum açıkçası Sayın Molina?
  7. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Eğitim ve Öğretim
    Lise hayatım mı? Vay bee... Lise, hayatımı borçlu olduğum dönemimdir... İlk büyük aşkımı Lisede yaşadım ve üniversite de bile devam etti bu... Liseden önce süregelen bir takım sorunlarım vardı ve Psikoloji Öğretmenimin yönlendirmesi ise kendimi bulduğum ve bugünkü "Ben"i borçlu olduğum dönemimdir Lise... Hayatımda "Ne Olacağım"a karar verdiğim gerçek dönemimdir... Bu döneminde insan büyük bir değişim yaşar ve kendisini tanıyamaz hale gelir çoğu zaman. Kendisini tanıyabilirse (ya da tanıyamazsa) dönüştüğü kişi, ömür boyu taşıyacağı kişi olacaktır. Kısaca insan lise döneminde "Neye Dönüştüğü"ne dikkat edebilecek kadar zeki olmalıdır bence. Bu dönemde hormonlar beyni öyle zorlar ki, Kimi zaman esiri olursunuz... İşte burada hata yapsanız bile kendinizi nasıl tanımlamanız gerektiğini iyi bilmeniz gerekiyor... Lise dönemi tamamen "Eril" ve "Ergen" psikolojisinin etkisinde, insan yaşamının en önemli basamağıdır... Daha çok şey yazmak isterdim ama ait olduğu yer "Psikoloji Bölümü" diye düşünüyorum... O yüzden diğer arkadaşları dinlemek daha iyi olur... Saygılarımla...
  8. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Psikoloji - Psikoloji Forumu
    Kişilik Gelişimi 1
  9. Hımm... Sayın braweheart... Sorunuza cevap vermek isterdim ama üçünü bir arada yaşamadım hiç. O yüzden üçü bir arada iken mutlu olunabilir mi olunamaz mı pek bilmiyorum. Olunursa nasıl olunur? Olunamazsa niçin olunmaz? Çok kazık bir soru sormuşsunuz ya hu! İlk defa kesin bir fikir yürütemediğim bir soru ile karşı karşıyayım... Yine de sormak isterdim; "Siz bu üçüne sahip olduğunuz halde mutsuz musunuz?" Cevabınız "Evet" ise bu yönde bir terapi yapabiliriz
  10. Özür Dilerim Sevgili Suheda... Senin yazını okumayıp balıklama daldım... Şiiri deşifre etme İLKinciliği sana ait... Çok komik oldu bu yaa Birden yükseldim, pat diye düştüm... Hımmm... Bu bilgileri ilk defa duydum... Teşekkürler Sayın Cyrano...
  11. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Aşk Doktorunuz
    E peki mutlu olmayı mı bekliyordunuz? Mutlu olacaksınız demedim ki Sayın Elfren? Bakın, Onun adıne ne zaman mutlu olursunuz biliyor musunuz? Aradan uzun bir zaman geçer... Hayatınıza yeni birisini sokmuşsunuzdur artık... Ve onunla karşılaşırsınız... Birşeyler vardır içinizde ama artık her şey geride kalmıştır güzel bir anı olarak... Ve bunun farkındasınızdır. İşte o zaman o kimsenin mutlu olmasına sevinebilirsiniz. Çünkü o an sizde başka bir mutluluğun içindesinizdir. Ancak şu var ki bu sevinciniz biraz buruk bir sevinç olacaktır Lakin olgunlukla karşılayacak ve vedalaştıktan sonra unutacaksınızdır... İşte gerçek aşk böyledir... Bakın, İlişkiniz bittiğinde üzülmeniz kadar doğal bir şey yok... Hatta kızabilirsinizde ancak nefret etmenizi gerektirmez... Eğer "Olur" ile karşılayabiliyorsanız "Çivi çiviyi söker" deyip başka bir insana koşullarsınız kendinizi Ve yine de zamanla unutursunuz... Ha eğer benim gibi "Çivi çiviyi söker" mantığını "Sıradanlaşmak" olarak algılıyorsanız, Kısa zamanda unutmak için daha başka yöntemler var tabii ki... Ama bunun için öncelikle kendinizi çok iyi tanımanız gerekiyor... Saygılarımla...
  12. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Sakarya - Adapazarı
    Sakarya'ya ilk gittiğimde her taraf yıkık döküktü. Benim kaldığım yurt, yıkılan eski yurt'un yenisi olarak Esentepe Mevkii'ne kurulmuştu ancak eğitime yetiştirilememişti. Bulunduğu yerde ne bakkal vardı ne de herhangi bir ev... Aç yattığımız günler bile oldu... Yurt, şu an villaların yapılmış olduğu ama ben okurken prefabrik deprem evlerinin olduğu tepeye bakıyordu. Sadece onları görmek bile herşeyi gözler önüne seriyordu. Bugüne Sakarya çok değişti 7 senede... Çark caddesi tamamen yenilendi. Ama tabi kayıplar unutulmuyor...
  13. Sayın Gloria... Ben ilk filmin farklı sonlarla biten iki versiyonunu izledim. Ama filmin ikincisini yani Butterfly Effect 2'yi dün izleme fırsatı buldum ve açıkçası ilk filmin yanından bile geçmiyordu. O tadı vermedi yani. Belki de başrol oyuncuları bence çok yakışmamıştı rollerine... Ama konusu da pek bi yavandı sanki. Açıkçası ilk filmde aldığım tat yoktu. İlk filmin her iki versiyonunu da bu filme değişmem doğrusu... Hele zaten Ashton Kuthcer ve Amy Smart'ın oynaması ilk film için avantajdı bence... İşyerinden kaçak giriyorum. Çıkmak zorundayım
  14. Hımmm... Sevgili Muki bu çok anlamlı bir yaklaşım olmuş doğrusu... Aslında bazen sormak gelmiyor da değil içimden; Acaba bu misyonerlik işi abartılıyor mu, bizi korkutmak ve dikkatimizi dağıtmak için? Malumdur ki "Dinler" insanları cepheleştirebilen en etkili araçlardandır... Bu yüzden bir karşı cephe yaratmak için "Misyonerlik" tesis edilmiş olabilir bir korku olarak... Ancak mesela Adapazarı depreminden sonra bende çok gördüm; Yardım Kuruluşları adı altında onlarca ve belki de yüzlerce misyoner Para ve Erzak dağıtarak propaganda yaptılar. O yüzden Desmond Tutu'yu andım. Yani sonuçta "Komplo Teorisi" üretmek kadar kolay bir şey yok ama bazı gerçeklerde gözler önünde... Saygılarımla...
  15. Nazım Hikmet sanıyorum ki bu şiiri "Mustafa Suphi"nin öldürülmesi üzerine yazmış olmalı. Mustafa Suphi "Türkiye Komünist Partisi"nin merkez komitesi başkanıdır. Anadolu'daki Komünist hareketin önderi olarak görülmüştür Rusya tarafından. Bu yüzden Anadolu'ya gönderilmesi kararı alınır ve bir tekne ile Anadolu'ya açılır. Ancak o gelmeden önce haberi gelmiştir. Kars ve Erzurum'u geçemeden gerisin geriye dönmek için Trabzon'a geçmişler ve Kayıkçılar Kahyası Yahya'nın adamları tarafından öldürülürler. Bu işi Mustafa Kemal'in mi yaptırdığı pek bir giz içermektedir sanıyorum. Ancak Nazım Hikmet öyle ki Mustafa Kemal'in yaptırdığından emin olmuş olmalı... Eminim ki bu şiir, bu olay için yazılmış olmalı. Çünkü ibareler birebir oturuyor... Bu olayda "Topal Osman" olayı gibi bir çok soru işaretleri içermektedir. Kahvrengilediğim kısımın açılımı şöyle olmalı sanıyorum, eğer bir tahlil yapılacaksa; Kahya Yahya, Adamlarının arkasına gizlenmiş Kumandan, Yahya'nın arkasına... Kemal, Kumandanın ardına geçmiş, Burjuva'da Kemal'in ardına... Yani Burjuva, Kemal'i Kemal, Kumandanı Kumandan, Yahya'yı Yahya'da adamlarını kullanarak eylem gerçekleştirilmiş Ve olay bu silsile ile bir giz haline getirilmiştir... Vay be amma tahlil yaptım ya... Ya hu y/k ben bu işi sökücem galiba? Edebiyat ile Tarih'i birleştirip o yolda ilerlemeleyim hakikaten... Amma da gurur yaptım haaa... Saygılarımla...
  16. Sayın taunus size bir sır vereyim Ve aslında önceki iletime devam edeyim... En sonu bunu demiştim... Bakın bir kadın sizden hoşlanmışsa ve siz ona ilgi göstermişseniz bu onu daha çok etkiler. Tabi kadının sizden hoşlandığını anlayabilmeniz gerekir. Daha sonra siz bu ilgiyi ona karşı bir sevgi olarak hissettirirsiniz... Yani dediğim gibi o deliği büyütürsünüz... Ancak kendinizi ona alıştırmanız doğal olmalıdır... Daha sonra bu ilgiyi kesiverirsiniz... Bu belki bir-iki gün sürer, Belki bir hafta... Karşı tarafın tepkisine kalmış artık. O kadın sizin eksikliğinizi mutlaka hissedecektir. Ancak bu yapay olmamalı, Doğal olmalısınız. O kadının size karşı olan hisleri birden yoğunlaşacaktır. Merak edecektir. Alıştığı ilgiyi artık kaybettiğinde bir eksiklik hissedecektir. Ancak bu ilgisizliği abartırsanız kaybedersiniz söyleyeyim... Bu ilişki başlamadan önceki "ilgi"niz "canım cicim"li olmamalı. Hoşlanıyorsunuz ama pekte umrunuzda değil edasında olmalısınız... Emin olun ki daha çok çıldıracaktır... Neyse, Ayrıntıları yazmayayım... Deneyimledikçe o ayrıntıları kendiniz özel olarak doldurursunuz zaten... İlişki başladıktan sonraki "İlgi"niz ise başlamadan önceki "ilgi"den farklılaşır. Artık sevgilisinizdir... Dertlerini önemsersiniz, Anlattıklarını önemsersiniz, İlgilenirsiniz yani... Ancak baktınız bazen işler sarpa sarıyor... Neyse... Burasını da anlatmayayım, Belki başka bir zaman... Ama unutmayın kadınlar küçük şeylerden her zaman hoşlanırlar. Bakın "Freud"un ölmeden önce cevabını aradığı tek soru "Kadınlar ne ister" olmuştur. Ancak aslında Freud bunun cevabını çok iyi tespit etmiştir... Görmek lazım tabi... Ve Freud niçin "Kadınlar ne ister" demiştir biliyor musunuz? Çünkü hiç bir kadın hiç bir zaman gerçekte ne istediğini asla söylemez... Bunu sizin keşfetmenizi isterler. Asla açık oynamazlar, oynayamazlar... Çünkü kendileri söyleyince bir anlamı kalmaz artık yapacaklarınızın. Bulabiliyorsanız siz bulacaksınızdır... Bayılıyorum şu Freud'a... Ancak sakın unumayın işin püf noktası; Yaptığınız tüm şeyleri içinizde gelerek ve hissederek yapmalısınız. Doğal olmalısınız yani kendiniz olmalısınız. Kadınlar yalanı ve rol yaptığınızı çok kolay hissedebilirler... O yüzden ilgileniyormuş gibi yapmayın, Hakikaten ilgilenin... "Seni Seviyorum" deme oyunu oynamayın, Gerçekten "Seni Seviyorum" deyin... Hediyelerinizi "hediye almış olmak" için almayın, Küçükte olsa emeğinizin geçtiği İçinizden gelen hediyeler alın... Yani gerçekten hediye alın... Hem gerçek bir aşk yaşarsınız Ve hemde bir o kadar gerçek yaşatırsınız... Bakın sakın unutmayın; İnsanlar duygularla donatılmıştır. Ve tüm duyguların temelinde açlık yatar. Bir kadını etkilemek istiyorsanız Neye aç olduğunu tespit edebilmeniz gerekmektedir... Ha birde şu vardır ve sakın bunu da unutmayın. Bunu bana forumdan çok sevdiğim bir arkadaşım söylemişti; -Maymun gözünü açtığında ilk kime kazık atarmış? -Tabii ki gözünü açana! Ama bence siz böyle uğraşlar sergileyeceğiniz bir ilişkiye başlamaktansa Gidin ve "Gerçek" bir insana bağlanın aşık olun. İçinizden geldiği gibi ne yaşamak istiyorsanız yaşayın... Eminim ki etrafınızda vardır mutlaka Ama siz görmüyorsunuzdur... Gerçek "Aşk" sizi yormayan "Aşk"tır... Başarılar
  17. İnanılmaz güzel bir şarkı...
  18. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    Hollanda Kraliyet Muhafızları çok yakında kraliçenin katılacağı bir tören için hazırlık yapıyor. Tören sırasında olağanüstü bir durumda, gözyaşartıcı gaz kullanılması ihtimaline karşı da duman kullanılıyor. Aslında amaç kendilerinden çok atlarını hazırlamak ama atlar bu durumdan pek de memnun görünmüyor. Çin'in başkenti Pekin'de çekilen bir fotoğrafla devam ediyoruz. Aslında fotoğraf Çin'in uzay araştırmaları rüyasının bir yansıması. Çinli bir adam, bir çin gazetesinin reklamı önünde görülüyor. bu çok iyi tanınan fotoğrafın aslında astronotun elinde Amerikan bayrağı vardır ama küçük bir fotomontajla bayrak bir Çin gazetesine dönüşüvermiş. O anda da Çinli bu zat aydaymış gibi görünüvermiş... Çin'in Uygur özerk bölgesinde turistler için hazırlanan bir gösteride çekilen fotoğrafla devam ediyoruz. Fotoğraf, insan bedeninin disiplinle eğitildiği zaman nasıl bir dengeye ve esnekliğe ulaşabildiğinin kanıtı. Genç akrobat, becerileriyle görenleri şaşırtıyor hatta biraz da ürkütüyor. çünkü o anda dengesini bir direğin üzerinde ağzıyla sağlıyor da duruşu çözmek biraz zaman alıyor... Hatta belki fotoğrafı ters çevirmek gerekiyor... Fotoğraf Amerika Birleşik Devletleri’nde bir beyzbol karşılaşması sırasında çekildi. Karşılaşma başlamış ama hava biraz soğuk olunca takımların taraftarları maça pek ilgi göstermemiş. Ama sadık taraftarlardan biri takımını yalnız bırakmak istememiş. Boş tribünlerde kendini yalnız hissedince çareyi ''kardan'' bile olsa biraz taraftar toplamakta bulmuş. Fotoğrafı görünce acaba yüzündeki mavi boyalarla objektife yansıyan bu genç Afrika kabilelerinden birinin üyesi mi ve geleneksel törenlerinden birinde mi diye düşünmeden edemiyor insan. Ama bu gencin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çizgi roman festivaline katılanlardan biri olduğunu öğreniyoruz. Onun çarpıcı gözlerinde de sevdiği çizgi roman kahramanlarından birinin kılığına bürünmenin keyfini görüyoruz. Batı Şeria'daki İsrail yerleşim birimlerinden birinde çekilen bir fotoğrafla devam ediyoruz. Şiddetin bitmek bilmediği Ortadoğu’da saldırının ne zaman, nereden geleceği belli olmuyor, fotoğrafa bakılırsa bu defaki bir sokak başındaki buzdolabının içinden geliyor. Bu aslında bir tatbikatın fotoğrafı, yani gerçek bir saldırı fotoğrafı değil. Ancak bu tatbikat bile ölümün nereden geleceğinin oralarda hiç ama hiç belli olmadığını göstermeye yetiyor. Hindistan'da çekilen bir fotoğrafla devam ediyoruz. Hindistan ordusunda görev yapan labrador cinsi köpekler bir törende gösterilerini sergiliyorlar. Siyah köpeklerin, ortadaki beyaz köpek karşısında böyle saygıyla eğilmeleri kadar dikkat çekici bir ayrıntı daha var fotoğrafta. O da köpeklerin yanıbaşında duran asker… Köpeklerin yaptıklarını çok iyi biliyormuş gibi bir edaları var. Buna rağmen eğitmenleri olan bu asker birşeylerin ters gitmesinden korkuyor. Fotoğraf Amerika Birleşik Devletleri’nde çekildi. ‘O’ anda gözyaşlarına hakim olamayan iki kardeş var. Gözyaşlarının nedeni ise, fotoğrafı gören herkese kendi çocukluğunu anımsatıyor… Çünkü onlar çocukluğunda herkesi biraz ürküten bir nedenden dolayı ağlıyor. İki kardeş ‘o’ anda grip aşısı oluyor. Her çocuk gibi de birazcık acıdan ama daha çok korkudan ağlıyorlar. Associated Press fotoğrafçısı tarafından Sudan'da çekilen bir fotoğraf. Ülkenin güneyindeki kabilelerden birindeki cüzzam hastalarından biri yansıyor objektife... Görüntü hiçbirşey söylemeye yer bırakmayacak kadar çarpıcı. Cüzzam hastasının her halinden yardıma ne kadar ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. Zaten o da kabileyi ziyarete gelen Katolik rahiplerden birinin koluna yardım umuduyla sarılıyor… Ami Vitale’nin gözünden, Keşmir'de çekilen bir fotoğraf… Parmaklıklar ardında genç bir kadın. O coğrafyada yaşayan birçok insan gibi kuşkusuz onun da sıkıntıları var ama ‘o’ anda bu sıkıntılarını pek de düşünmüyor gibi görünüyor. Çünkü dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme, sürmeli gözlerinde ise umut dolu bakışlar var. Fotoğrafçının verdiği bir bilgi bize bu huzurlu ifadenin nedenini de anlatıyor, çünkü genç kadın ‘o’ anda sufist bir azizin duasını izli NTV Muhabiri Nevin Sungur'un Afganistan'da çektiği bir fotoğraf... Kabil yakınlarındaki Birleşmiş Milletler kamplarından birinde, annesiyle birlikte sağlık kontrolünden geçmeyi bekleyen bir kız çocuğu. Nasıl Nevin Sungur onun güzelliğini farkettiyse o da objektifin kendisine yöneldiğini fark etmiş. Savaş koşullarında bir mülteci kampında zor koşullarda yaşayan bu çocuğun gözlerindeki umut kaybolmamış..
  19. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    Hindistan'da çekilen bir fotoğrafla başlıyoruz. Görme engelli hintliler, engellilerin haklarının korunması için parlamento önünde protesto gösterisi düzenliyor. Protestocuların yüzünde bir memnuniyet ifadesi var ama içlerinden biri hepsinden daha mutlu. Onu böyle gülümseten nedir bilinmez ama o anda ''görmeyen'' gözleri bile gülümsüyor... Ap fotoğrafçısı john moore tarafından sudan'da çekilen bir fotoğrafla devam ediyoruz. Fotoğraftaki bir sığır çobanı. ''işiniz ne olursa olsun, hakkını vererek ve özen göstererek yapmanız gerekir'' ilkesinin canlı bir örneği gibi bu çoban. Sığırlarını hastalık taşıyan böceklerden korumak için yakmış bu ateşleri. Sonra da onları rahatsız etmemek istercesine sessizce ayrılıyor oradan. Sıradaki fotoğraf güney afrika'da çekildi. Partiler coşkuludur, eğlencelidir, gülümsetir. Bu öksüz çocuk da yaklaşan yeni yıl için düzenlenen bir partide... Partinin coşkusu onun yüzüne de yansımış… belki neşesinde çevresindeki duvarları süsleyen resimlerde görülen palyaçolardan birine dönüşmenin mutluluğu da var. Ama yüzündeki boyaları sürmese de ‘görenleri gülümseten bir yüz’ diye düşünmeden edemiyor insan. Fotoğraf Avustralya'nın Melbourne kentinde çekildi. Trafik kurallarına uymak önemlidir, hele kırmızı ışıkta durmak trafiğin düzeni için daha da önemlidir. Fotoğraftaki sürücüler de trafik kurallarına uymuş ve kırmızı ışıkta durmuş. Ama onlarınki biraz mecburiyetten olmuş. Normalde sürücüler polisi görmek için pek hevesli olmaz ama sel sularında arabalarının üzerinde mahsur kalan bu sürücüler gözlerini dikmiş polisin kendilerini kurtarmaya gelmesini bekliyor. Sıradaki fotoğraf Filipinler’de çekildi. Manila kentinde düzenlenen rodeo şampiyonasında çocuklar için de bir eğlence düşünülmüş: ''Yağlanmış domuzu yakalama yarışması''. Yarışı kazanana verilecek ödül büyük müdür bilinmez ama çocuklar arasında kıyasıya bir rekabet olduğu kesin... Günün ''o an''larına İsveç'te çekilen bir fotoğrafla son ediyoruz. Soğuk iklimlerin ve coğrafyaların ayrılmaz bir parçasıdır geyiklerin çektiği kızaklar… Fotoğraftaki adam da kızağına kurulmuş soğuğun ve karın tadını çıkarıyor, en azından yüzünden öyle anlaşılıyor. Gülümseyen bu adamın İsveç'i ziyaret eden Çek Devlet Başkanı Vclav Kalus olması ise onun o anda siyasetten uzak olmanın tadını fazlasıyla çıkardığını gösteriyor. İsrail Parlamentosu’nun duvarlarını süsleyen yağlı boya bir tablo… Ama fotoğrafta İsrail'de her an tetikte süren yaşamı hatırlatan bir ayrıntı var. Tablonun hemen önünden biri geçiyor... Parlamento binasında bir güvenlik tatbikatına katılan gaz maskeli, koruyucu giysiler içindeki bu görevli, ''o anda'' bir ruh gibi görünüyor. Günün ‘o’ anlarına ünlü boksör Muhammed Ali ve aktör Will Smith'in bir fotoğrafıyla devam ediyoruz. Ringe çıktığında rakip tanımayan ünlü boksör bir tanıtım sırasında yine ringde. Ama bu defa Smith ile şakalaşmayı tercih ediyor. Ali filminde, Muhammed Ali'yi canlandıran Will Smith, oldukça keyifli görünüyor. Muhammed Ali’nin yüzündeki ciddi ifadeye bakmayın, o da keyifli anlarından birini yaşıyor. Fotoğraf Berlin'de 16. Avrupa Film Ödülleri’nde çekildi. Fransız yönetmen Claude Chabrol yaşam boyu başarı ödülüne layık görülmüş. Bazen kazanılan ödüller insanları şaşırtır ama Chabrol fazlasıyla şaşırmış hatta biraz da ürkmüş görünüyor. Sırada Almanya'da çekilen bir var. Bu bir sokak sergisi... 18 sanatçı hayallerindeki melek figürünü hazırlayarak bu sergiye katılmış... Serginin ziyaretçileri melek figürlerini ilgiyle incelemiş olabilir ama galiba içlerinden birisi meleklerden biriyle ortak yanları olduğunu da farketmiş. Amerika Birleşik Devletleri’nde çekilen bu fotoğraf aslında bir mucizenin fotoğrafı.. Fotoğrafta bir bebek ve babasını görüyoruz. Ancak bu minik ellerin sahibi hayatta kalma kararlılığını, daha hayata merhaba derken göstermiş bir bebek... Haziran ayında dünyaya geldiğinde sadece 330 gram ağırlığındaymış. Hastaneden taburcu edilmek üzere babasının kucağına verilen bu bebek yaşama azmiyle bir mucizenin simgesi oluveriyor. Babasının eline tutunduğu o anda bile yaşama kararlığını gösteriyor... Günün son üç fotoğrafı Türkiye'de fotoğrafları sergilenen Amerikalı fotoğrafçı Ami Vitale'ye ait. Amerika'da “2003 yılı ulusal basın fotoğrafçısı” ödülünü alan Vitale, Keşmir başta olmak üzere dünyanın sorunlu birçok bölgesinde çalışmış. Günün ‘o’ anlarındaki ilk fotoğrafı da çatışmaların bitmek bilmediği Keşmir'den.. Renkler öyle canlı, herşey o kadar hareketli ve çocuklar o kadar keyifli ki ''her koşulda ve herşeye rağmen yaşamın sürdüğünü'' düşündürüyor insana. Keşmir'den bir başka Ami Vitale fotoğrafı daha… Yaşlı bir adam durgun sular üzerinde yüzen kayığında fotoğrafçıyı farkediyor… Yüzündeki çizgiler, gözlerindeki ışık yaşadığı birçok sıkıntının tanıkları gibi ama yaşlı adam ''o anda'' yaşadığı onca sıkıntının içinde hala çevresindeki güzellikleri görebildiğini anlatmaya çalışıyor. Elindeki pembe çiçeği objektife uzatıyor ve belki de ''hala umudu olduğunu'' anlatmaya çalışıyor. Günün fotoğraflarına Ami Vitale'nin bir fotoğrafı ile veda ediyoruz. Küçük bir çocuk, belli ki az önce ağlamış, çünkü gözleri, kirpikleri hala ıslak... Vücudunu saran eller sıkıntısını gidermeye çalışan birinin varlığını hissettiriyor ama gözleri hala yolunda gitmeyen birşeyler olduğunu söylüyor. pırıl pırıl gözlerine dikkatli bakıldığında fotoğrafçı Ami Vitale de görülebiliyor... Vitale'nin fotoğraflarıysa 16 Ocak'a kadar İstanbul Beyoğlu'nda Fototrek Nikon Fotoğraf Merkezi'nde sergileniyor...
  20. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    AP fotoğrafçısı M. Lakshman'ın Hindistan'da çektiği bir fotoğrafla başlıyoruz. HIV taşıyıcısı bir anne ve yedi yaşındaki çocuğunun fotoğrafı bu… Aynı kaderi paylaşan anne ve çocuğunun yüzünde farklı duyguların izleri okunuyor. Küçük çocuğun yüzünde ve kocaman gözlerinde ''korku'' var. Annenin çok uzaklara dalan gözlerindeyse ''çaresizlik'' ve ''hüzün''. Küçük çocuğu bu kadar korkutan da annesinin ''çaresizliği'' gibi görünüyor. Hindistan'da çekilen bir başka fotoğraf daha... Hintli bir kadın, çiçeklerle süslenmiş bir tramvayda... İnsan bu kareyi görünce, ''güzel bir organizasyona katılan mutlu bir kadın olmalı bu'' diye düşünmek istiyor ama yüzündeki ifade ters giden bir şeylerin olduğunu hissettiriyor. Genç kadının HIV taşıyıcısı bir hayat kadını olduğunu öğrenince de bu hüznün nedenini anlıyoruz. Reuters fotoğrafçısı Muhammed Salim'in Gazze şeridinde çektiği bir fotoğrafla devam ediyoruz. Çocuklar doğaları gereği duygularını gizlemeyi pek başaramazlar. Sevinçleri coşkulu, öfkeleri şiddetli olabilir. Ama bu fotoğrafa bakılırsa korkuları da çok büyük oluyor. Filistinli iki çocuk, İsrail askerlerince öldürülen bir Filistinlinin cesedini görünce dehşete kapılıyor ve bu dehşeti gizlemeyi de başaramıyor. Tikrit kentinde çekilen bir fotoğraf... Savaşın başından bu yana Irak'ta bulunan Amerikan askerleri bulundukları gergin ortamda biraz olsun rahatlamak için eski alışkanlıklarına yeniden başvuruyor. Askerlerin basketbol oynaması şaşırtıcı değil ama seçilen mekan ilginç. Askerler açıkhavada basketbol oynamanın pek güvenli olmayacağını düşünmüş olmalı ki, Saddam Hüseyin'in saraylarından biri askerlerin basketbol salonu oluvermiş… Hindistan'da çekilen bir fotoğrafla başlıyoruz. Fotoğraftakiler çocuk işçi çalıştırılmasını protesto eden hintli çocuklar. Önceleri işçi olarak çalıştırılan ve bir sivil toplum kuruluşu tarafından okullarına geri dönmeleri sağlanan çocuklar. Çocuk işçilerin çaresizliği ve güçsüzlüğünü anlatmak için kollarını bağlamışlar, o ana bakınca ''bu yola başvurmasalar da sadece bakışları yaşadıkları sıkıntıları anlatmaya yeterdi'' diye düşünüyor insan. Irak'ın samarra kentinde çekilen bir fotoğrafla devam ediyoruz. 9 yaşındaki ali… yüzünde acı ifadesi var...samarra'daki çatışmalarda yaralanmış. Ama o anda ona daha önce hiç tatmadığı bu fiziksel acıyı bile unutturan bir acıyı da yaşıyor aslında. Çünkü ali, babasının bu çatışmalarda öldüğünü sadece birkaç saniye önce öğrenmiş. Fotoğraf finlandiya'da dünya kayak şampiyonası sırasında çekildi. Kayak sporu herzaman tehlikeli sporlardan biri olarak bilinir, bu fotoğraf da bunu kanıtlar nitelikte. Avusturyalı sporcu ilk atlayışını gerçekleştirmiş ama şiddetli rüzgarın kurbanı olmuş. Havadayken rüzgar yüzünden dengesini kaybeden ve kafası üstü piste çakılan sporcunun kişisel felaketinin başladığı o an... Yer sri lanka'da bir stadyum.. Sri lanka ve ingiltere'nin kriket takımlarının karşılaşması başlamak üzere. Ancak maç sırasında ingiliz oyunculardan birinin dikkatini fazlasıyla dağıtan bir olay yaşanıyor. Topa doğru koşan oyuncunun çevresini kuşatan bu kargaların orada ne yaptığını hiç ama hiç anlamadığı yüzündeki ifadeden anlaşılabiliyor.
  21. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    AP Ajansı'ndan Rafiq Maqbool, Amerikan ordusu, daha doğrusu NATO birliklerinin Afganistan'ın uzak köşelerinde yaptığı operasyonlar sırasında harekatları değil, yöre halkının, özellikle de çocukların tepkilerini fotoğraflıyor. Daha doğrusu korkuyu, bu dünyadaki farklı alemlerde olmanın dehşetini belgeliyor. İşte bir tane daha... Zabul Bölgesi'ndeki Baylof Köyü... Amerikalı asker köyün sokaklarında devriye geziyor. 'O' an, foto-muhabirin belgeleme çabasına yardımcı oluyor. Fotoğrafçılık cini, deklanşöre basıldığında korku çığlıklarını da ışığa yükleyip sesi fotoğrafa yerleştiriyor. Aslında asker çocuklarla hemcins... Ama ne fark eder... O koşullarda bir başka dünyadan geldiği için çocukların yoksul alemini sarsıyor. Ve dikkat edin bu sarsıntı da fotoğrafa işleniyor. Duvar, kutuların eğreti duruşları hatta hareketli olduğu için net çıkmayan Amerikalı kadın askerin titrek görüntüsü... Birbirine tamamen yabancı yaratıkların karşılaşmasında yaşanan minik depremin fotoğrafı karşımızda duruyor Fotoğraf, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de çekildi. Fotoğraf çekildiğinde 8 Güney Asya ülkesinin lideri yakınlarda bir yerde bir zirve için birarada bulunuyordu. Orada,karenin çekildiği yerde ise Hindistan'ın esir, işçi olarak veya seks kölesi olarak satılmış çocukları bir protesto gösterisi yapıyordu. Gösteride Güney Asya liderleri çocuk ticaretine karşı daha sert tedbirler almaya çağrılıyordu.ap ajansı fotoğrafla gelen alt yazıda bu çocuğun daha yeni özgürlüğüne kavuştuğunu bildiriyordu. Ama ve insan programının sunucusu Hindistan'daki esir çocuklar özgürleşse bile onları yine berbat koşulların beklediğini insan tacirlerinin çocukların peşlerini bırakmadığını biliyordu. Belki 'o' anda çocuğun yemeğine musallat olan sineklerin varlığı bunu anlatıyordu. Brezilya'nın Rio de Janeiro kenti... Mangueira adlı gecekondu mahallesi... Polis bu mahallede uyuşturucu çetelerine karşı yaptığı operasyonda bir kişiyi öldürünce gece olaylar çıktı. Ertesi sabah, bu fotoğraf çekildi. 'O' anda kadın sadece hurda beyaz eşyayı değil kare içindeki gözönünden kaldırılmak istenen pejmurdeliği de çekmekteydi. Yanık araçlar ve yanmakta olan hayatın içiçe geçtiği bir kareydi.. Serbest İrlanda'nın başkenti Dublin'de Drogheda Sanat Festivali'nden bir enstantane... Bavul içinde bir balerin ve bale sanatçısı monica loughman'ı gösteri uyarınca eğlendiren Johnny the Stiltwalker... Sokağın soğuk duruluğuna konulan bir eğlence posteri gibi duruyorlar. Karenin öteki bölümlerinden keskin çizgilerle ayrılarak hem sanatın toplumdan ince çizgilerle soyutlanışını hem de sanatın, oraya, o kaldırıma ve tabii kent hayatına getirdiği yaşama sevincinin anlık bir kesitini gösteriyorlar. Birleşik Devletler'in Iowa Eyaleti'ndeki Dubuque Kenti... Bir yanda yıldırımlar ve çakan şimşek, öte yanda mehtap... Yerel gazeteci foto-muhabir Jeremy Portje,tabiatın gece kostümleriyle iki ayrı sahnede ama aynı anda yaptığı gösteriyi yakalıyor. Tabiatın ya da evrenen bir gösterisi daha... 32 kısım tekmili birden... Hubble teleskobu tarafından çekilen fotoğrafta astronomların NGC 1672 adını verdikleri galaksi adeta bağrını açmış olağanüstü niteliklerini sergiliyor.kollarının ucunda mavi renkleriyle daha henüz sıcak bebek yıldızlar... Damar damar kırmızı renkleriyle yanan hidrojen gazı yoğunlaşmaları... Ve sol üstte parlak ışıklarıyla galaksiye bekçilik yapan yakınlarındaki olgun yıldızlar... Evrende astronomların bildiği yıldız yoğunluğu en fazla olan spiral galaksi mucize tozlarını saçarak geçip gidiyor sanki... Afganistan'da bir çocuk hayatının sayılı şaşırtıcı ve ürkütücü deneyimlerinden birini yaşıyor. Zabul Bölgesi'ndeki Sinan Köyü'nde Amerikan askerlerinin operasyonu sırasında evi aranıyor. Asker, ailenin yoksulluğunu yoklarken o sırada orada bulunan AP foto-muhabiri Rafiq Maqbool da çocuğa yöneliyor. Çocuk da foto-muhabire bakıyor. Aslında bakmıyor. 'O' anda zayıf küçücük bedeni küçücük kafasıyla kendisininkilerin yanısıra ailesinin bütün korkularını da üstlenmiş, bu nedenle olağandan fazla açılmış ve büyümüş gözleriyle soruyor, bilmese de hissetmiş gibi bu 'o' ana bakan bizlerde çare arıyor. AP Photo'dan Marko Drobınyakoviç'in fotoğrafı... Irak'ta başkent Bağdat'ın Batı'sında bulunan Gazaliye'de Amerikan askerleri aramada... Öndeki asker etrafı kollarken, gerideki müfreze lideri aranacak yerin sahibiyle konuşuyor. Aslında diyalogsuzluğun fotoğrafı bu... Zihinler nasıl birbirine kapalıysa bedenler de ışığa kapalı... Konuşmaya ve kulak kabartmaya dair hareket var 'o' anda ama duyulan sesi algılamazlığın hareketsizliği de var.siyah diyaloğu da yutabilirmiş meğer... Ya da siyah zihinlerdeki kapalılığı da dışa vurabilirmiş meğer... Zaman Gazetesi'nden Kürşad Bayhan Endonezya'nın başkenti Jakarta'da çektiği bu fotoğrafla ilgili şu bilgiyi veriyor: ''Suharto'nun devlet başkanlığını yaptığı dönemde hızlı ve vahşi kapitalizm nedeniyle, köyden kente göçle birlikte gecekondulaşma da kendini gösterdi. Jakarta'da köprü altları, boş araziler, gökdelen yanları derken, sıra tren raylarının yanına kadar geldi. Big Mango tren yolu hattında yüzlerce aile bir odalı evlerinde yaşam mücadelesi veriyor. Bu ailelerin tek geçim kaynağı kağıt toplayıcılığı. Çocukların ne gidecek okulları ne de eğitim alabilecekleri düzgün bir ortamları var. Jakarta'da bir yanda hızlı endüstrileşme ucuz insan gücü gibi imkanlarla gelişmeye çalışılırken diğer yanda gökdelenlerin yanı başında bir tren yolunda bir odalı teneke evlerinde yüzlerce aile yaşam mücadelesi veriyor.'' Bilgi bu... Fotoğrafsa uzun süre bakıldığında gözlerden kaçacak olanı aktarıyor. Kürşad Bayhan kamerasındaki örtücünün açıklığını ve açık kalış süresini öyle bir ayarlamış ki, ışığın utancından oradan uzaklaştığı 'o' an ortaya çıkmış. 'O' an, foto-muhabire bir de armağan sunmuş. Tüten insanlığı görüntülemesine de yardımcı olmuş. Kanada'da Kuzey'de bir Eskimo çocuğu... Dışarda hava sıcaklığı eksi 33 derece. Soğuk cama saldırmış ama evin içindeki hava sıcaklığı nedeniyle bocalayınca şaşkınlıktan camda kristal desenleri oluşturmuş.sadece camdaki desen fotoğraflansaydı bu görüntü oluşmazdı tabii.. Camın arkasına ipeksi bir yüz gelip,orada gözler, ışıkla ve buzla masumiyetin olgun laciverdine bürününce, foto-muhabir Jeff McIntosh bu buluşmayı görüp deklanşöre basınca içerdeki sıcaklığın değil, çocuğun masumiyetinin buğusunun cama yayıldığı 'o' an karşımıza çıkarılmış. Soldaki tanınmış bir şahsiyet... Donald Trump... Sağdaki profesyonel güreşçi Boby Lashley... Ortadaki ise profesyonel güreş karşılaşmaları düzenleyen Vince Mc Mahon... Trump ve Mc Mahon Birleşik Devletler'in Detroit kenti'nde kısa süre önce biten maç için iddiaya girmiş. Kimin tuttuğu güreşçi kazanırsa o diğerinin kafasını kazıyacak. Mc Mahon iddiayı ve saçını geçici olarak kaybetmiş, Trump yenen güreşçiyle birlikte perdah çekiyor. Mc Mahon'un saçlı görüntüsünü bulup baktık. Durumu iyi... Saçını tarayışına bakılırsa Donald Trump'un durumu ise fotoğrafta belli oluyor. Galiba bu nedenle saçı gür rakibine perdah çekerken pek bir keyifli ve hırslı görünüyor. Hem zaten öteki rakibinin kendisine saç konusunda asla ulaşamayacağını traşın nafile bir eylem olduğunu bildiğinden dalgasını geçiyor. Birleşik Devletler'in Los Angeles Kenti'nde oynanan beyzbol maçından bir enstantane... Milwaukee Brewers'ın oyuncusu Bill Hall, saha dışına çıkan topu yakalamak için sıçrıyor. Vücut yapısı gözönüne alındığında çok da atletik bir başarım sergiliyor. Ama vuruş ve topun hareketi acımasız... Bu kuvvetli sıçrayış boşa gidiyor.
  22. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    Amerikan ordusunun ağır nakliye helikopteri günlük ikmal için malzeme, erzak ve diğer ihtiyaçları getirmiş. İnmeden bırakmış havalanıyor. İkmali karşılamakla görevli Amerikan askeri de daha fazla toza maruz kalmamak için uzaklaşıyor. Afganistan'ın Güneydoğu Bölgesi burası. NATO birlikleri 120 kilometrekarelik Taliban'a karşı operasyon yapıyor. Bölgede çok zor doğa koşulları var. Taliban'ın nereden karşılarına çıkacağı belirsiz. Merkezi hükümetin varlığını hiç ama hiç hissetmemiş yöre halkı da doğal olarak Taliban'a daha yakın duruyor. Helikopterin kaldırdığı toz ışığı perdeliyor ama 'o' an buna rağmen fotoğraflanınca bir başka perde açılıyor ve NATO'nun bölgedeki görevinin zorluğunu ve bu operasyonla ilgili belirsizliğini anlatan bir sahne karşımıza çıkıyor Kudüs'teki Yeniden Doğuş Kilisesi'nde bir Ortodoks Hristiyan hacı paskalya ayinini izliyor. Bu Ortodoks, Etiyopyalı... Kimi kaynaklara göre, Etiyoplalılar, Nuh Peygamber'in soyundan gelme insanlardır. Antik şair Homer Etiyopyalıları, ''suçlanamaz ırk'' olarak tanımlar. Heredot'sa ''adam gibi adamdırlar'' der. Hristiyan inancın bu insanların topraklarında bin 700 yıllık bir geçmişi vardır. İslam tarihinde de şükranla yad edilirler. Zira Hazreti Muhammed döneminde ülkelerine göçeden ilk Müslümanlara, baskılara rağmen iyi davranmışlardır. Ortodoks hacının yüzündeki kalın çizgilerde, ürkek ama derin bakışında adeta bütün bu iyi niyet tarihinin bir özeti yazmaktadır. Işığın en hevesli ve olgun anında deklanşöre basılmıştır. AP Photo'dan Oded Balilty bu portre üzerinde çalışırken adeta bir insanın kendi toplumunun geçmişini özetlediği anı seçmiştir. Belirli bir ustalığa erişmiş fotoğrafçılar zamanın, belirli bir aralıkta oynadığı oyunları yakalacak birikim ve görme yeteneğine sahipler anlaşılan. Meslektaşımız, kamerasındaki örtücünün açıklığını ve açık kalma süresini uygun ayarlayınca suyun karenin genelinde püsküllere dönüştüğü, sol üst köşedeyse Van Gogh tarzı bir empresyonist tablo oluşturduğu anı yakalıyor. Yani, aslında Hindistan'ın Haydarabat Kenti'nde bir çocuk havuzun fıskiyesi altında eğleniyor. Birleşik Devletler'in Vermount Eyaleti'ndeki Hancock kasabasındaki çocuklar paskalya tatilinde oyun oynuyor. Netlik açısından usta işi aslında.sallanırlarken hepsi aynı anda önlerinde bulunan su birikintilerindeki yansımalara bakıyorlar. Tam da dalıp gittikleri anda fotoğraflanıyorlar.böylelikle gizemli bir fotoğrafın modelleri oluyorlar Birleşik Devletler'in Georgia Eyaleti'nde düzenlenen 2007 Ustalar Golf Turnuvası öncesindeki idmanlardan bir enstantane... İspanyol golfçu Seve Ballesteros, çakıllı bir yamaçtan yaptığı kısa vuruşun akıbetini takip ediyor. Yine Birleşik Devletler'den bir kare... Pennsylvania Eyaleti'ndeki Strasburg kenti yakınları... Modern yaşamı reddeden Amish Topluluğu'ndan bir çiftçi günün ilk ışıkları eşliğinde atlı arabasıyla yolculukta... Tabiatın bahar günlerinde yaptığı bir sürprizle gece kar yağmış.gökyüzü geceki şakadan ötürü özür dilercesine harika bir sıcak renk deseni sunuyor. Ağaçlar hemen sıcaklığı yakalamış, keyfini çıkarıyor. Çiftlik binası ve tahıl silolarında hala geceki beklenmedik olayın ürpertisi var.. Beyaz örtü, 'o' ana bakanları doğrudan gözlere yönlendiriyor. Ve gözler özellikle karşıdan bir ışık pırıltısını yansıtanı, inancına göre uhrevi bir beklentiyi deşifre ediyor. Bolivyalı bir katolik İspanya Cordoba'da paskalya yortusu öncesi kutsal hafta ayinine katılıyor. Bir tövbekar... Sanki inancına göre, zihnindeki bütün pişmanlıklarının ve beklentilerinin gözlerinde yoğunlaştığı anda fotoğraflanıyor. Adı Ashanty... Pennsylvania Eyaleti'ndeki kadın ve bebek hastanesi'nde tedavi görüyor. Erken doğan dördüzlerden biri... Kuvözde ağır yenidoğan sarılığı için mavi ışıkla fototerapi görüyor. Derisinde biriken biluribinlerin parçalanması için... Neredeyse babasının eli kadar. Ama yaşama arzusu nasıl da güçlü. Küçücük, hatta minicik elinden bütün vücut diline yayılan bir meydan okuma edası babasının elinden de büyük bir cüsse sergiliyor. Pasifik'teki ada ülke Doğu Timor, Endonezya'dan bağımsızlığını kazandığından beri bir türlü rahat yüzü göremedi. Bir ölçüde huzur getirir diye seçimlere gidiliyor. Ama seçim kampanyaları da olaylı geçiyor. Parti mitingleri sırasında rakip partilerin taraftarları gençler arasında çatışmalar oluyor. Başkent Dili'deki bir parti mitinginde gençlerden biri etrafı kolluyor. Işığın geliş açısı gözlerinin orada dışa vuran içindeki öfkenin altını kalın çizgilerle vurguluyor. Sanki bakmıyor da ışığın yardımıyla öfkesi kendini gösterecek en uygun pozu veriyor Dünya Kriket Şampiyonası turnuvasında İrlanda ile Güney Afrika arasında oynanan maçtan bir �o� an... İrlanda�nın top tutucusu topu yakalayabilmek için atlamış ama başaramamış... Top tutucu �o� anda dağınık görünüyor ama vücut dilinin her cümlesi, acısı ve başarısız girişiminin üzüntüsünü yansıtıyor. Yakın döğüşteki ustalıklarıyla ünlü Çinli Shaolin keşişleri, İngiltere�nin Başkenti Londra�da sunacakları gösteri öncesinde prova yapıyor. �O� an, kasları, bedenleri ve zihinlerindeki duru ustalığın, giysilerinin kıvrımlarına bile sindiğini gösteriyor. Atatürk�ün pek bilinmeyen fotoğraflarından biri... 1935�te İzmir�den çıktığı Ege ve Akdeniz gezisinde Ege Vapuru�nda salıncakta. Manevi kızı Ülkü de ayaklarına tutunmuş. Bu fotoğraf ve altındaki öyküsü,ntvmsnbc haber portalında iki gün peşpeşe en çok izlenen ve okunan haber oldu... Bakışları her zaman olduğu gibi o kadar güçlü ki bu solgun �o� anda bile küçücük bir noktadan bütün fotoğrafa yayılıyor. Atatürk, bu neşe ve keyif anıyla �o� anları unutmaya başlayışımızı temsil eden solgun fotoğrafta bile bugünlerde sürekli gerilen topluma kendine güveni, huzuru ve mutluluğu hatırlatıyor.
  23. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    Gövdesiyle bacaklarını birleştirmiş, kollarını da bacaklarının altından kavuşturmuş takla atarak iniyor. Avustralyalı Melissa Vu, Melbourne'da yapılan dünya yüzme şampiyonasında atlama dalında 10 metre yüksekliğindeki kuleden havuza dalıyor. AP photo'dan Mark Baker, atlıyışı iyi takip edip, kamerasının örtücüsünü biraz açık tutup deklanşöre basınca hareketin zamana bıraktığı harika bir deseni kayda geçiriyor Güney Afrika'da bu fotoğrafın çekildiği köyde 3 bin 500 kişi yaşıyormuş ve sadece bir tek çeşmeleri varmış. AP ajansı bu fotoğrafı bugün için, yani dünya su günü için özel olarak çektiği fotoğraflar arasından seçip abonelerine önermiş. Mizansen olduğu görülüyor. Çocuk poz veriyor. Ama afrika'da yaşayan bir insan su elde edebilmek için günde ortalama 5 saat harcıyor. Dünya nüfusunun 6'da biri sağlıklı içme suyundan yoksun bulunuyor. Bu bilgilerle ışık, ve saniyenin 2 binde birini kaplayan kısacık anla zaman, suya duru mübarek bir poz verdiriyor. Bakanlar, kıymetini bilsin diye. Atlantik'te Dominik Cumhuriyeti ve Haiti bir adayı paylaşan iki ülkedir. Haiti perişandır. Dominik'se nispeten daha iyi durumdadır. Bu nedenle Haiti'den binlerce kaçak işçi Dominik'te çalışmaya gitmektedir. Uluslararası insan hakları kuruluşları Dominik Cumhuriyeti'nin Haitili kaçak işçilere sistematik şiddet uyguladığını, dışladığını rapor etmektedir. 'O' andaysa Haiti ile Dominik sınırını oluşturan nehirde Haitili kaçak işçiler Dominik Cumhuriyeti'ne geçmektedir. Dominiklilerle Haititiler arasındaki az önce anlattığımız durumun mikro bir örneği karşımızda durmaktadır. Durumu kötü olan Haitili kaçak işçi, 'o' anda görüldüğü gibi durumu nispeten iyi olan kaçak işçiyi para karşılığında sırtında taşıyarak nehri geçirmektedir. Irak'ta Bağdat'ın sunni bölgesi Gazaliye'de Amerikan askerleri ev ev baskınlar yaptıkları bir operasyona başladılar. Günün ilk ışıklarıyla avunmayı bekleyen gökyüzünün tedirgin olduğu anlardan birinde Amerikalı askerler kurdukları barikata dikenli tel döşüyor. 'O' ansa Irak'taki durumun sureti gibi. 'O' an, bıçakları jilet gibi keskin tellerin Amerika'ya dolandığını hatırlatıyor. Çin'de, başkent Pekin'de 10'uncu moda haftasından bir enstantane. Mayo defilesi. Çinliler, bu moda haftası etkinliklerinin, ülkenin çeşitli bölgelerindeki modacıların tasarımlarından oluştuğunu söylüyor. Ama batılı moda kuruluşları, Çinlilerin, tasarımlarını aşırarak kötü malzemeyle ucuza üretip haksız rekabet oluşturduğundan şikayet ediyor Britanya'da ülkenin kuzeydoğusu'nda Gateshead denen yerde A1 karayolu üzerinde ünlü bir heykel vardır. 'Kuzeyin meleği' adlı bu heykel, 20 metre yüksekliğindedir ve Britanya'nın en büyük heykelidir. Heykel, Britanya'da kuzey'in bittiğini güney'in başladığını vurgular. 'Kuzeyin meleği' 20 Mart günü çekilen bu fotoğrafta, 'O' andaysa bölgedeki şiddetli kış koşullarını göstermektedir Türkiye Fotomuhabirleri Derneği, Zaman Gazetesi'nden Kürşat Bayhan'ın çektiği 'Mavi Emzikli Bebek' adlı fotoğrafı Yılın Basın Fotoğrafı seçti. Lübnan'da bombalanan bir evin enkazından çıkarılan ölmüş bir bebek. Bu olayda çok fotoğraf çekildi ve o fotoğraflar günlerce gazetelerde yayımlandı. Bildiğimiz halde hala inanası gelmiyor insanın. Bebeğin uykusunun derinliği ve o'nu heykele çeviren bedenine bulanmış toz buna yardımcı oluyor Konu yine Lübnan'da geçen yaz yaşananlar. Anadolu Ajansı'ndan Rıza Özel'in 'Lübnan vuruldu' adlı seri çalışması övgüye değer bulundu. O günlerde acı adına gövdesinde ve ruhunda ne varsa dışarı vuran kadının Lübnan'ın karanlığından uzanan çığlığı bu seri çalışmalardan biriydi. Fotomuhabirleri Derneği tarafından 'Yılın Siyaset Fotoğrafı' ödülünü kazanan çalışma. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in çoraplarındaki ayrıntıyı yakalayan Takvim Gazetesi'nden Alper Yurtsever, fotoğrafa verdiği isimle bu 'o' andaki hoşluğu kelimelere dökecek sunucuyu da yormuyor. Serbest dalda yılın fotoğrafı. Bir gösteri yürüyüşü sırasında çerçevelenmiş Atatürk fotoğrafının camından yürüyüşe katılanlar yansıyor. Bu çalışmasıyla ödül alan Reuters'dan Ümit Bektaş'ın fotoğrafının adı 'Düş...' Orman yangını yerleşim yerini tehdit etmeye başlamış. Doğan Haber Ajansı'ndan fotomuhabir Göksel Yapar, felaketlerde ölen çaresiz canlıların vedası gibi agaçların adeta son hareketini yakalamış. Yeniden toparlanacağını bilen ama yine de olanlardan yakınan toprağın olanları izleyişini kayda geçirmiş. Fotoğraf, Çevre Fotoğrafı Dalı Birincisi... Çalışmayı kotaran meslektaşımız 'o' ana isim verirken kadına odaklanmış: 'Yetişin Komşular!' Türkiye Fotomuhabirleri Derneği, Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması'nda yılın spor fotoğrafı... Yüzünden yaralanan Fenerbahçeli futbolcu Alex ve o'na sakin olmasını öğütleyen hakem... Fotoğrafı çeken Zaman Gazetesi'nden Erhan Güven, 'o' ana isim verirken Alex'in vücut dili ve bakışlarını Türk kültürüne uyarlamış: 'Kanım Yerde Kalmayacak...
  24. Tengeriin boşig şurada bir başlık gönderdi: Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
    Afganistan'da Kandahar bölgesindeki Chinar köyünde çocuklar devriye gezen bir Amerikalı askerden şeker istiyor. Aslında asker çocuklara şeker vermiş. Çocuklar biraz daha bekliyor. Umutlu ve de mutlu bakışlar askerden hala kopmamış. Askerse sırtını dönmüş uzaklaşıyor. Çocuklarda da askerde de bir kaç saniye önce yaşanan hoş anların izleri varlığını hala koruyor. Ve AP ajansı'ndan Rafiq Maqbool, bu hoş anlarla askerin Afganistan'daki varlığının gerçek nedeni arasındaki sınırı yakalıyor. Bilim kurgu filmlerinde vardır. Sanki asker görünmez duvarı aşmak üzere... Kareden çıkıp görünmez duvarı aşacak ve savaşın, savaşın ardındaki niyetlerin soğuk alemine geçiş yapacak Amerikan askerlerinin bulunduğu bir başka çertefil yer. Irak'ta Bağdat yakınlarındaki Gazaliye kasabasında Amerikan Ordusu Irak Ordusu ile ev ev aramaya yapıyor. 'O' andaysa bir Amerikalı askerin görüntüsü sokaktaki su birikintisinden yansıyor. Su bikirintisinin yapısından ötürü yansıma, Amerikalı askerin görüntüsününü gerçeğinden saptırıyor. Ama yansımanın adeta bir bataklığın içindeymiş gibi görüntüsü, siluetin biçiminin orasından burasından eprimesi bir başka ve daha önemli gerçeği çağrıştırıyor. Güney Asya ülkelerinden Myanmar'da ya da başka bir deyişle Burma'da genç bir otoyol işçisi kendisini fotoğraflayan AP muhabiri David Longstreath'e bakarken yüzünde ter damlalarıyla farkına varılmaktan, önemsenmekten memnun; anlık bir mutluluk molası veriyor. Bu mutluluk ve memnuniyet anı, gözlerinin siyah derinliklerindeki puslu yorgunluğun üzerinden teğet geçiyor. Avustralya'daki dünya yüzme şampiyonasında eşgüdümlü yüzme dalında Rusya milli takımı... AP Photo'dan Rob Griffith, insanların zerafetine öykünen suyun çağrısına çevap vermek ister gibi kamerasının örtücüsünü fazla açık tutuyor. Böylelikle havuzun kare içindeki yüzeyi ve yüzücülerin sıçrattıkları sular, 'o' anda ipeksi bir görünüme bürünüyor. Trinidad'ta Hindistan'la Sri Lanka arasında oynanan dünya kupası maçında turnuvayı düzenleyenlerin işe aldığı bir sanatçı, muhtemelen kanatlı şeytan kılığında gösterisini sunuyor. Kötülüğün iştahlı, parlak ve keskin bakışlarının dışa vurumu dikkat çekiyor. Yani kendisi farkında değil belki ama, zamanın tarif edilemez bir ince aralığında; yani tam da 'o' anda maskesinin altındaki benliğiyle de rolünü yaptığı yaratığa kendini kaptırmış görünüyor Birleşik Devletler'in Wisconsin eyaletindeki Lake Winnebago kenti yakınlarındaki parkta tabiat, yukarıdan aşağı inip kendisini orada ziyaret eden bulutun hüzünlü, melankolik öyküsünü dinliyor. Öyle güçlü ki oradaki her varlıkta titreşen bu duyulmaz sohbet dokunuşları; o ortam, parkta gezinenler arasında yer alan gencin hareketini de etkileyip maskaralığı hüzün zerreleriyle sarıyor. Sudan Darfur'da Niyala'da hastane önünde bekleyenler arasında bu insanlar... Annesi su içiriyor. Şişe kapağıyla... Zaman Gazetesi'nden Kürşad Bayhan'ın fotoğrafı... Darfur'da arap kökenli militanların saldırıları üzerine göçetmek zorunda kalan 3 milyona yakın insanın yaşadığı büyük krizde, kriz içinde kriz yaşanıyor. Birleşmiş Milletler, hali vakti yerinde dünyayı yardım için sürekli uyarıyor. Zira yardımların düzeyi böyle giderse, göz göre göre bir felaketin kapıda olduğu belirtiliyor. Belki de 'o' an, dünyanın ilgisinin düzeyini söylüyor. Belki de 'o' an oradaki su yokluğunu değil, hali vakti yerinde dünyadaki duyarlılık yokluğunu gösteriyor. Bu 'o' ana bakınca haber fotoğrafında sorunlu bölgelerdeki meseleleri, sadece insanlar, bakışlar, koşullar değil, oralardaki tabiat ve ışık da mı anlatmaya çalışıyor diye düşünmeden edemiyor insan... Yine aynı bölge... Darfur... Bu kez bir mülteci kampı objektifin arkasında aynı isim; Kürşad Bayhan... Ve sanki yine aynı mesaj... 'O' an, Darfurluların yalnızlığını çağrıştırıyor. İnsani krizin mağdurları ve bu insanların altına sığındığı kurumuş, duyarsız görünen dev ağaçlar Bahar ekinoksunda yani güneşin dünyaya en uzak mesafede bulunduğu günde veya başka bir deyişle geceyle gündüzün eşit olduğu günde Meksika'da Teoti-hua-kan'daki Güneş Piramiti'nde çekildi fotoğraf. Kadının yaptığı antik Aztek uygarlığından gelen bir inanıştan kaynaklanıyor... Güneş nazlı... İlk solgun ışıklarıyla adeta o özel anı şöyle bir yokluyor. O sırada piramitin tepesinde bulunan diğerleri gibi bu kadın da Ekinoks gününde ilk güneş ışıklarını almanın ayrı bir enerji vereceğine inanıyor. Bedeni çekilmiş aradan sanki. Parmak uçlarından saçının tellerine kadar geride kalan izi yani silueti, bütün ruhuyla umduğunu gösteriyor. Hindistan'da Siliguri de kız çocuğu, delik bir borunun altında damlalarla susuzluğunu gidermeye çalışıyor. 'O' anda içinden geçen ama farkında olmadığı uhrevi şükran duygusu gözlerinden dışa vuruyor. Avustralya'nın Melbourne kentinde düzenlenen dünya yüzme şampiyonası... AP photo'dan Mark Baker senkronize, eşgüdümlü yüzme dalında Japonya takımının yüzücüsü Saho Harada'ya odaklanmış. Yüzücü duygularını bir yerlere tıkıştırıp konsantrasyonuna, dikkat yoğunlaşmasına gömülmüş. Suyun dalgasındaki tesadüf de, yüzünün orada açtığı küçük aralıktan bunu gösterirken deklanşöre basılmış Birleşik Devletler New Mexico eyaletindeki Santa Fe kentinin şanslı çocuklarından 13 yaşındaki Tummy okul dönüşü evinin arka bahçesindeki trambolinde oynuyor. Yerel New Mexican gazetesinden Luis Sanchez Saturno trambolinin altından ışığa karşı fotoğraflayınca oyunun, hareketin, eşyanın ve ağaçların boşluğa işlediği siyah beyaz baskıyı elde ediyor.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.