frozen

hayattayken çocuklar konuşmak gerek çocuklar savaş ne demek,hiç durur mu başlarsa kim kazanacak bu hırstan kim ağlayacak sonunda zamanın ruhu terkediver dünyayı kimlerdensin,onlardan mı? petrolden mi,hayattan mı? kimlerdensin,onlardan mı? yok,savaşa hiç gerek yok yok faydası yok durmanın büyük zorbamız durmalı durana kadar gerçeği haykırmalı paraya,güce,savaşmaya,ölüme doymuyor,durmuyorlar önce gerçekler solar,sonra masum hayatlar kimlerdensin,onlardan mı? petrolden mi,hayattan mı? kimlerdensin,onlardan mı? yok,savaşa hiç gerek yok mor ve ötesi..

beton ormanın avcı ruhLarı kapıLar ardında açLık kodLarının şifresini daha çözememiş ama sürtünüyor birbirine, yağmaLıyorLar hayat bizi büyüttüğü gibi budayabiLir de yarımız toprağın içinde örtüneLim biraz bir kiLit bize az unutmak koLay, karta on taksit sakLama çürüyor kaLbin burada beton ormanın avcı ruhLarı kapıLar ardında açmış koLLarını hikmetini daha çözememiş ama yasLanıyor geçmişine, taşLaşıyorLar hayat bizi büyüttüğü gibi budayabiLir de yarımız toprağın içinde düşüneLim biraz bu ışık bize az arsız kargaLar payLaşıyorLar şarkı-mor ve ötesi..

öldüren sis Korku / Bilim Kurgu / Fantastik Dimension Films in sunduğu Öldüren Sis-The Mist in yönetmenliğini, daha önce de Esaretin Bedeli-The Shawshank Redemption ve Yeşil Yol-The Green Mile gibi Stephen King uyarlamalarına imzasını atmış olan Frank Darabont üstlendi. Filmin başrolleri için The Punisher ve Stander dan tanıdığımız Thomas Jane ve Oscar ödüllü oyuncu Marcia Gay Harden (Mystic River, Pollock) kamera karşısına geçtiler. Gerçekten korkulması gereken tek varlığın aslında insanoğlunun ta kendisi olduğu düşüncesinin altını çizen Öldüren Sis için Bugüne kadar yapılmış en iyi Stephen King uyarlamalarından biri yorumu yapılıyor. Film Konusu Kasabaya sanki başka bir dünyadan gelmiş izlenimi veren tuhaf bir sis tabakasının çökmesi üzerine korku ve panik içinde süpermarkete sığınan kasaba halkı arasında David Drayton ve küçük oğlu Billy de vardır. Koyu ve kalın sis tabakasının içinde esrarengiz bazı yaratıkların pusuya yatmışçasına gizlendiğini ilk fark eden David olmuştur. Bu dünyaya ait olmayan öldürücü, korkutucu yaratıklardır bunlar? Kurtuluş ise marketteki herkesin hep birlikte hareket etmesine bağlıdır. Ancak insan doğası hesaba katılınca hep birlikte hareket edebilmeleri mümkün müdür? Markete sığınan kasaba halkının korkuya kapılarak paniklemesi üzerine mantık devre dışı kalırken David kendisini en çok neyin korkuttuğunu merak etmeye başlamıştır: Sisin içinde pusuya yatmış canavarlar mı, yoksa marketin içindeki, daha düne kadar arkadaşı, komşusu bildiği insanların sergilediği tutarsız davranışlar mı? ........................... stephen king in en sevdiğim kitaplarından biri olan SİS gösterime girince izlememek olmazdı..bugün izledim ve ben bile şaşırdım ama beğendim kitaptaki gibi değilde daha vurucu bir sonla bitirmeyi uygun görmüşler ve bencede çok daha iyi olmuş..bu türden hoşlananların izlemesini önereceğim bir film..

sürü evet diyenlerdir..onlarla toplanır, toparlanır, güdülür. hayır diyenlerden sürü yapılamaz..çokluk olsalar bile. sürüler sayısız tarihte, öbürleri sayılı.. der özdemir asaf..\hayvanlarla aramızdaki\ bölümünde..birde der ki ..İnsandır, doyduktan sonra da yiyen tek canlı yaratık.

kızcağızım sen şımardın mı ne arabadan sonra ev istersin sen şimdi canem gıcıkcığım..müjdat gezen doğru söylemiş.. bunlar ve daha fazlası benimde hayatıma yön veren olmazsa olmazlarım pek çoğumuz gibi.. sende bunlardan birisin..o yüzden yerin çok başka bende

kendilerini pek sevmem ama merak ettim ne söyleniyor sünger bob için canem bende sevmiyorum teknolojik çizgi filmleri bitane japon çizgi filmi vardı kartlarla bi masa başına geçiyolar ve savaşıyolar oyun bu ama baş kahramanımız her seferinde şöyle bağırıyordu..ikeeee ağzıma yapıştı bu söz bende bazen bir işe başlıyacağım zaman bağırıyorum ..ikeee

bende bu çizgi filmin sürekli izleyicisiydim ..ama bir süredir izleyemiyorum...ya artık yok yada ben rastlayamıyorum.. suhedacım sanırsam biz büyümeyi başaramadık birde nesguik reklamında bir çocuk diyor ya..bu nesguik i ineklere içirseler ya süppperr olurrr katılıyorum bu fikre sen ne dersin canem

ne güzel bir haberle gidiyorsun gelişinde çok güzel ve mutlu olur inşallah bebeğine ve sana sağlıklar ve güzellikler diliyorum

anlayışlı gıcığım benim bu arada godzilla ne etmiş öle SARmalı DUNYAMı ..vay beeeaaa

efet söylediniz hanfendü sula hemen canem kendine gelsin ne olcek af dileyeceğiz birbirimizden önce ben dileyim nede olsa büyüğümsün çok sevgili gıcıkcığım ..seni kırdıysam pek bi fevkalade üzülürüm..beni üzme olur mu canem hadi sarılıp barışalım

sevgili admincim burda kaçak elektirik kullanan üyeler var ihbar ediyom

ben dahada bi fazla küstüm işte aşşağı kalırmıyım sanıyon hade gel barışalım al şu çiçek dalını

bende sizin yerinizde olsam.. hem alkışlar.. hem kutlar.. ******

hah şöle ama o dil çıkarmayı heç sevemedim haberin ola bi oku dedim sözlerini Sormayın neden bu durgunluğum Görmeden kuytu yaralarımı Sormayın neden bu huysuzlugum Bilmeden saklı duygularımı Çokmu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca Çokmu kalender sandınız dert anlatmayınca Gamsız hayat,herkese başka sunar garip oyunlarını Gamsız hayat,herkese başka kurar ka..h..pe tuzaklarını Gamsız hayat,herkese başka sorar geçmiş hesaplarını Gamsız hayat herkesi başka yorar görmez gözünün yaşını Sanmayın biter bu durgunlugum Sarmadan kuytu yaralarımı Sanmayın biter bu huysuzlugum Açmadan saklı duygularımı Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağlayınca Söz: Aylin Atalay - Candan Erçetin

yane hem sarıl hemde kavgada söylenmeyecek laflar söle pess.. lafları arada kaynatmak bu demek oluyor sanırsam.. hicvettini çağırtma bana canem biliyon başına gelcekleri

istedinde yapmadık sankim teşekkürr bu çiçek yukardaki yazıya deme zati kızgınım sana

şu üstteki ne güzel bir şarkıdır bu şiirde güzel kek için.. seni ve beni, ikimizi ayrı düşürdüler. sen orada, ben burada birdenbire kaldık bizsiz. oysa,oysa alışmış olduğumuz bir şeydi yaşamak. şimdi boynum bükük kaldı. çıkamam eller içine gülemem ağız dolusu sen orada,ben burada birdenbire bizsiz kaldık..

oyy oyy oyyy hemde vişneli sanırsam benim gibi bi cimriye şu yaptığın yane gözlerimi yaşarttı canem teşekkür ederim

sen bir ozan kızısın..bu kadarını anlarsın artık..sevmek ve sevilmek, neyi sevmek üzerine soru sormamanın..seni çok seven bir erkekle geçirdiğin binlerce geceden önemlidir de, senin o çok sevdiğin erkekle geçirdiğin bir tek geceyi unutamazsın nedense..ve eğer hem sevmez, hem sevilmez, hemde katlanırsanız birbirinize, cehennem koynunuzda öyleyse..daha neleri unutamazsın..karlı kış geceleri içinde çıtırdayan ısıyı, sobanın üstünde yanan bir limon kabuğunun kokusunu.. biliyorum sen hala sevgiyi ve tiksintiyi soruyorsun bana..erkekler çağlarboyu geneleve gittiklerine göre onlarda yoktur bu duygu..namuslu karılarından iğrenirler pek çoğu..çağdaş ve gündelik bir dille anlatmak gerekirse, çapkın erkek, çapkın kadın arar eğlenmek için de..çapkın kadın, saf ve mahçup erkeklerin renklendirir yaşamını nedense..yani kadın ve erkek zaman zaman bir kerelik, zaman zaman da bir oyuncak gözüyle bakarlar birbirlerine.. sen böyle bakma kızım.. sen bir ozan kızısın..insan yüzmeyi öğrenirken boğulmayı da tanır yakından iyice..sende biraz sev de herhangi bir şeyi, ama nefretiyle, iğrenmeyi, kazanmayı ve yitirmeyi ve sevmenin içindeki kılcal hazzı dene.. ve tümüyle ana olduktan sonra konuşalım seninle kızım..sen bir ozan kızısın..bu kadarını anlarsın artık..anlarsın. alıntı..

radyam canem sende hoşgeldin senide sevdim deniz kızı.. bu şiirde bu iki güzel bayan için olsun dayanamam dayanamam seni sormalara ben buradayım bir çığlık, bir çocuk yüzü gibi camlardayım her daim yar biliyorum sana inandığım gibi inanıyorum bu bahar yalancı bahardı aldandık sessizce çünkü hala bacalardan duman tütmekte kış hala kapıda bir kuş üşüyen bedeninin görüştüsünü bıraktı kıyıda biraz önce, şimdi akşam oluyor yeryüzü zulüm, gökyüzü işkence dokunuyor bu halim kendi kendime sen görme görme istemem biliyormusun yoksul zamanlarımızdan geçmeyecektik güzeller güzeli ömrüm bir hançer gibi saplandı yüreğime şimdi yokluğun... alıntı..

hep bekleriz aysum ben sendeki sevgiyi sevdim. yaşamayı, ayrılığı ve hüznü vererek hüznüyle umutlarıyla hem de, hem var hem yok olan sevgini. ben sendeki çaresizliği sevdim. gülerken ağlamayı ağlarken istemeyi, terkederken... ayrılırken birleşen çaresizliğini ben sendeki seni sevdim. yılların suskunluğunu yaşanmamış aşkıma katıp seni sevdim....

soru yuk nenecim ..söyleyelim gitsin..

bana diyene bakın ..canem denizkızım senin burnun beni geçti yavvv yuk bidenem sen heç üzülme kardeş filan yukk ama ben o yeniliğin ne olduğunu biliyom böyle giderse sardunumdan sonra..denizkızına da nasip olacakmış benim emektar odun

pes yane söyleyecek laf bulamayınca çamur at çok kırıldı kalbim duydunmu gıcıkcığım sesini dur efekt yapıyım şangırrrrda şungurrrrr..şungurrrrda şangırrrr