Evrensel tarafından postalanan herşey
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Sevgili Frozen, Biliyorsunuzki ülkemizde her çeşit insan mevcut. Kimileri öyledir,kimileri böyledir ama siz neden üstünüze alındınız ona şaşırdım. Ben bu topicte halkımızın bir kısmının davranışlarını kınadım ama sizi asla kastetmedim ve aklıma dahi sizi kınamak gelmedi. Ben sizi kınamalarımdan ayrı tutuyorum ve değerinizi biliyorum. Özür de dileyecektim ama, sizi asla ırkçılık vs. gibi şeylerle suçlamadığımı bildiğim için, gerek duymadım. Ancak, çiçeklerimi kabul edin lütfen sevgili Frozen En iyi dileklerimle.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Son cümlesi; Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce. Dokunurlar sevgili Hrant ahparik, güvercinleride vururlar bu ülkede, Aşkları da vururlar. Şarkıya şiir olur Adanır sonsuz anısına kanayan sevdanın Aşkları da vururlar Güvercinleride vururlar, Aşklarıda vururlar, Ahparik. Bu ülkede maçlarda da, düğünlerde de, şölenlerde de birbirlerini bile vururlar. Herşeyi vururlar, uçanıda, kaçanıda, sevenide, sevilenide. Herşeyi. Sevgili arkadaşlar, Ben Ermenilerin arasında büyüdüm ve hala dostlarımın arasında Ermenilerden çok insan vardır. Öncelikle şunu herkezin bilmesi lazım; Türkiyedeki Ermeniyle yurtdışındaki Ermenileri birbiriyle karıştırmamanız lazım. Birbirleriyle çok farklıdırlar. Lisanları bile birbirlerinden epeyce uzaktır. Ben bir zamanlar birçok ermeniden daha iyi Ermenice bilirdim, halada çat pat anlarım. Onların dilleri bile yaşadıkları ülkeye göre öylesine farklılık gösterirki, örneğin Ermenistanlı bir Ermeniyle Türk Ermenisi birbirleriyle neredeyse hiç konuşamazlar bile. Eminimki çoğunuz hayatınızda bir ermeni ile tanışma fırsatı bulamamışsınızdır. Tanışmış olan bile okulda, orda burda, uzaktan birkaç şahısı tanımıştır. Fakat, onlarla içiçe yaşadığınızda onları tanımak, anlamak ancak o zaman tam olarak mümkün olabiliyor. Benim Hrant DİNK'le diğer arkadaşlarımla olduğu kadar diyaloğum olamadı, zira yaşça bizden büyük olduğu için, aynı ortamlarda o kadar çok bulunmadık. Ancak buna rağmen benim için dost bir insandı ve hem ben, hemde onu yakından tanıyan herkez onu çok severdi. Kendisi Türklerin çoğundan fazla vatanını seven biriydi. Evet Ermenilerin Türkiyede baskı altında olduklarını düşünürdü. Ve bu bir gerçektir. Bende buna yıllarca şahit oldum. Belki soykırım olduğuna da inanıyor olabilirdi ve bunu söyleyemiyordu, yada söylemek istemiyordu. Fakat şunu bilmelisinizki, Ermeni soykırımı meselesini soykırım lafından uzaklaştırmaya çalışan en önemli kişiydi. Geçmişte her ne kadar karşılıklı dahi olsa kötü olaylar olmuşsa bile, bunun adının soykırım olmasından en çok rahatsızlık duyan kişi oydu. Yurt dışındaki Ermeni diasporasıyla çekişmesi ise zaten bu yüzdendir. Ben hayatımda bir yığın Ermeni tanıdım. Onlarla her türlü ilişkiyi yaşadım. Sayısız kere düğünlerine, cenazelerine, bayramlarına katıldım. Girmediğim kliseleri kalmadı. Patrik Mesrop II Mutafyan'ı bile daha Haysurp olduğu zamanlarından bile tanırım ve sevdiğim birisidir. Patrik de dahil, Türkiyedeki hiçbir Ermeni vatandaşı Ermeni soykırımının kabul edilmesinin derdinde değildir. Onlar sadece bazı haklarının verilmesi ve bazı baskılardan kurtulmak istiyorlar, hepsi bu. Zaten Ermeni soykırımının kabul edilmesi onların hiçbir menfaatine uygun olmadığı gibi, aynı zamanda zararlarınadır. Çünkü o soykırımın kabul edildiği gün, halktan gelecek tepkilerin ve hatta düşmanlıkların kendilerine yöneleceklerini iyi biliyorlar. Lütfen dışardaki ermenilerle burdakileri bir tutmayınız. Onlar burda yaşamadıkları için, tuzları kuru, ordan atıp tutuyorlar. Ama Türkiye Ermenisi burda yaşadığı için, vatanı olarak burayı benimsemiştir ve istekleri farklıdır. Kültürü dahi farklıdır. Fakat Türkiye, kendi vatandaşları olan, azınlıkların haklarını vermedikçe bu sorunlar sürecektir. Bu sorunlardan kurtulmanın tek yolu onlara hak ettikleri haklarını vermektir. Lütfen ırkçılığı ve ümmetçiliği bırakalım. Hepinize en iyi dileklerimi sunarım.
-
evrimci sitelerin sansürlenmesi
Merhabalar, Bu siteleri engellemeleri gayet normaldir. Boşunamı araplara sattılar telekomu? Din için herşeyi yapar bunlar. Bir seçim daha kazanırlarsa, iyice cesaret gelecek, asıl o zaman görün neler yapacaklarını. En iyi dileklerimle
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Değerli Frozen, Hükümet cansız bir varlık değildir. Hükümetleride vatandaşlar oluşturur. Yani vatandaş ırkçılık yaparsa, hükümettte vatandaşlardan oluştuğuna göre ırkçılık yapacaktır. Buna mahkumdur. Suç hükümette değil, halktadır. Bu halk olduğu sürece, hükümetlerde bu halktan çıktığı için, bu halka benzeyecektir. Çok doğaldır. tabiidir. Meyda tıpkı hükümet gibi halkın ürünüdür. Halkan kimseler vardır içinde. Medyayı ötekiler olarak göremeyiz, onlar uzaydan gelmedi. Ayrıca medyamız, halkımızın neyi sevdiğini gayet iyi çözmüştür ve ticari bakımdan, halkta ne iyi gidiyorsa onu sunmak durmunda olduğunu düşünmektedir. Halkımızında neleri sevdiği malum. Semra hanım çıksın iki yaygara yapsın, dansöz çıkıp göbek atsın, birde ırkçılık yapsın vs., tamamdır o iş. Vursun raitingler tavana. Yine top halkta. Medyayıda halktan ayıramayız. Silahla vatansever olduğunu sananlarda bu halkın meyveleridir. Uzaydan gelmiyor bu insanlar. Top halkta yine. Evet ama hangi Ermenilerdir? Bizim Ermeni vatandaşlarımızın 99% undan fazlası ermeni soykırımı olayına zaten karşıdır. Dışardaki Ermenilerde bizi ilgilendirmez. En iyi dileklerimle
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Evet sevgili Sardunyam, Hadi biraz Ermeniyim deyin de anlaşalım. Benim bir hafta dediğime bakmayın, ben tüccar adamım, anlaşırız, siz kaç gün verirsiniz? Orta yolu buluruz, maksat ayağınız alışsın.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Bu sözleri size hiç yakıştıramadım sevgili sardunyam, Lütfen burda ne dediğinizi tekrar gözden geçiriniz. 1- konumuz asla Ermeni diaoporası değildir. Türkiye vatandaşı Ermeni kardeşlerimizdir. 2- Yüce Atatürk çağ adamıydı. Oynak fikirli değildi ama asla sabit kalan biri değildi. Böyle bir ortamda "ne mutlu Türküm diyene" şeklindeki değerli sözünü bile ertelerdi. 3- Bahsettiğiniz yerde uşaklık yapan kişi bir Türk değil, bir ermenide olabilirdi, Atatürk bir vatanseverdir, ırkçı değildir. ve orda kastetiğide Türk değil, Türkiye vatandaşıdır. Ama, Bütün bunlara rağmen, Siz hala uşaklaık yapmayanlar Türktür diyorsanız, yapanlar Türk değildir diyorsanız, burda ciddi hatalar var demektir. Tekrar düşünün lütfen.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Genemi ben yaa? Konu "Evrensel değerler" de değil ama, genede Evrenseli kendi halinde bırakmadan olmuyor galiba?? Hee Olmuyomu? Doktor bile kendi halinde bırakın dedi benim için. Kimse Deli'nin aklına taş getirmesin, bende Ajitasyon yapmayayım o zaman. Etkiye tepki dene birşey var dimi ama sevgili Sardunyam? Ne olurdu yani 1 haftalığına Ermeni olsanız? Çokmu günaha girerdiniz? Hadi girdiniz diyelim günaha, bir daha çıkamazmıydınız o günahtan? Biz her ne dediysek, "anladınız siz onu". Ama yinede tepkimizi hazmedemediniz. Yoksa bizi beğenmiyormusunuz?
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Burda karalanmak istenen, hrant DİNK değil, bir gavurdur. Hrant Dİnk'in kim olduğunu bilmeyen, hatta Türkiye ermenisi ne demek bilmeyen, hayatında tek bir ermeni bile tanımamış kişilerin kimseyi karalamaya gücü yetmez. Der bogormia, Der bogormia, Der bogormia, Esa hayem sirun asvats, Esa Hrant'nem. Hrant Ahparik! tun imim şad avor ahparikes. Kugin asvats kezi viga, Amen.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Sevgili Biko, Sen konuşma bir kere, sen zencisin, bizden değilsin çünkü
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Çok teşekkürler sevgili by_x_man, Bunu anlamayanlar aslında ne denmek istendiğini çok iyi biliyorlar ama anlamak istemiyorlar. Çünkü onlar için Türk vatandaşı olup olmamanın bir önemi yok. Yani, Ermeni=Gavur. Onlar için İran, Irak, Afganistan, Libya, Suudi arabistan vatandaşları bile Türk vatandaşı bir Ermeniden binlerce kez daha değerlidir. Çünkü, Ermeni=Gavur. Bu insanlar, ümmetten olmayanı milletende saymazlar. Aslında saymalarını bırakın, sayamazlarda günah çünkü. En Ermeni benim, benide öldürün. En Hrant benim, benide öldürün. Bu dünyada benden daha Ermeni, benden daha Hrant kimse yoktur. Tekrar teşekkürler sevgili by_x_man. Kezi şad gısiremgor imin hokis Hrant Ahparik., Esa Hayem, Esa Hrant'nem.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Sevgili CYRANO; Size ne demeli, şu anda gerçekten bilemiyorum. Son günlerde vakitsizlikten foruma pek giremiyorum, girsem bile sadece okumaya vakit bulabiliyorum. Ama sizin bu yazılarınızı okudukça gerçekten sizinle gurur duyuyorum ve sadece bunu diğer arkadaşlarda vurgulayabilmek amacıyla dayamayıp bu iletiyi göndermek zorunda kaldım. Çok teşekkürler sevgili CYRANO, gerçektende çok teşekkürler. Gerçekleri, insan kayırmadan, bu bendendir, şu şundandır demeden, karşı tepkilerden korkmadan dile getiren nadir kişilerdensiniz. Sevgili arkadaşlar, Bu CYRANO'nuzun kıymetini bilin. Herkez onun kadar objectif olup vede birilerine batar diye çekinmeden bu kadar fedakarlık yapmaz. Onun sözlerini dikkatli okursanız, birşeyler öğrenir ve zararlı çıkmazsınız. Özellikle bu topicte yazdıklarını lütfen daha dikkatli okuyunuz. Benden söylemesi.
-
ALLAH VAR
Sevgili XprencessX, Pascal'ın bahsettiği inanıp inanmama konusu, ahiret konusu değildir. Başka ne değildir? İslamda bahsedilen allah değildir. Tanrı inancı tek çeşit değildir, inananlarda farklı tanrılara inanabilir. Allah dediğiniz onlardan sadece bir çeşit. Pascal'ın anlattığı, "dinlere inanmak" bile değildir. Sadece tanrı diye nitelendirilebilecek bir varlığın olup olmadığı konusudur. Yani ne kaybedersiniz derken, islama inanırsanız hiçbirşey kaybetmezsiniz dememiştir. İsterseniz, Stanford üniversitesinin orijinal kaynağından bir bakalım ne demiş? : Kaynak: http://plato.stanford.edu/entries/pascal-wager/ "God is, or He is not." But to which side shall we incline? Reason can decide nothing here. There is an infinite chaos which separated us. A game is being played at the extremity of this infinite distance where heads or tails will turn up... Which will you choose then? Let us see. Since you must choose, let us see which interests you least. You have two things to lose, the true and the good; and two things to stake, your reason and your will, your knowledge and your happiness; and your nature has two things to shun, error and misery. Your reason is no more shocked in choosing one rather than the other, since you must of necessity choose... But your happiness? Let us weigh the gain and the loss in wagering that God is... If you gain, you gain all; if you lose, you lose nothing. Wager, then, without hesitation that He is. Türkçesi : "Tanrı var veya yok" peki hangi tarafa yönelelim? Burda sebepler karar veremez. Bizi bölen sonsuz bir kargaşa var. Bu sonsuz mesafenin uç noktasında Yazının mı, turanın mı geleceği geleceği bir oyun oynanmış oluyor. Peki hangisini seçmelisin? Haydi bir bakalım. Mademki seçmek zorundasın, en azından, sizin ilginizi hangisi çeker ona bakalım. Kaybedecek iki şeyiniz var; Gerçek ve Tanrı. Ve iki dayanağınız var; Sebebiniz ve arzunuz, bildikleriniz ve mutluluğunuz. Ve benliğinizin sakınacağı iki şey var; hata ve üzüntü duymak. Mademki birini seçmeye zorunluysanız, birini öbürüne tercih ettiğinizde sebebiniz artık sarsılmayacak. Peki ya mutluluğunuz? Haydi şimdi tanrı vardır bahis oyununda kayıplar ve kazançları tartalım. Kazanırsan, hepsini kazanırsın, kaybedersen hiçbirşey kaybetmeyeceksin. Öyleyse hiç çekinmeden, var diyerekten kumar oyna. Gördüğünüz gibi ne dine, ne islamda nede ahirete inanmaktan bahsetmiş. Dinlere inanmak ayrı şeydir, bir çeşit tanrının varlığına inanmak ayrı şeydir. Sizden hiçbir şey istemeyen bir tanrıya inanırsanız tabiki hiçbirşey kaybetmezsiniz. Fakat islamda bahsedilen Allaha inananlar çok şey kaybederler. Namazlar, oruçlar, çöl gibi bir yere gidip, taşın etrafında dönmeler, teraviler, camilere yardımlar, bildiğimiz temizlik varken, abdest almalar, yazın sıcağında kapanmalar. Bikiniyle denize girememeler, vs. vs. daha bunlara benzer tonlarca kayıp var. Kaybedileceklerin hepsini yazsak kitap olur. Üstelik pascal o söylediğinde buna dahi bir bahis oynama gözüyle bakarak hicv yapmıştır. Wager, then, without hesitation that He is. Dost dileklerimle.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Sevgili arkadaşlar, Nedir bu kin, nefret yaa? Gavur diye birşey yok, lütfen bunu anlayın artık. Bu kelime dedelerin cehaletinden başka birşey değil. Tarihte kötü olaylar olmuşsa olmuş, ama bunu birilerine gavur diyerek sürdürmek tarihin ayıbına ayıp katmaktan başka birşey değildir. Dedeler gavur dedi ve milletde onları tanıma fırsatı bulamadığı için onları yanlış tanıdı. Ama gerçekler bu değil, inanınki gavur denilen insanların içinde kötü olanların sayısı bizim kötülerimizden fazla değil. Esasen ben bu ırkçılığın, kinciliğin nerden kaynaklandığını çok iyi biliyorum ama şimdi bunu dile getirmek istemiyorum. Onları dost edinmeyin diyen bir kaynak var ama; Siz evde yokken, evinizde yangın çıkmış ve komşunuz bir ermeni, sizin canınız evladinızı, kendi hayatını tehlikeye atarak, yangının içine dalarak kurtarmış ve kendiside ağır yaralanmış. Gelinde dost edinmeyin bakalım! Gelinde sizinle dost olmak bize yasak deyin bakalım ona. Bayramınızda sizin elinizi öpmeye geliyorlar, cenazenizde sizinle beraber sizden çok ağlıyorlar, bir düğününüz oluyor en güzel kıyafetlerini ve hediyelerini alıp size koşuyorlar, en zor anlarınızda hep yanınızda oluyorlar, nasıl "ben sizinle dost olamam, git yanımdan" diyebilirsiniz? Onlarla içiçe yaşamadıkça, onlarla komşu olmadıkça bunu bilmeniz, anlamanız biraz zor olabilir ama, hiç olmazsa bu söylediklerimi bir gözden geçirin lütfen. Özellikle dini partilerin yükselişinden sonra ve bilhassa kırsalda ve varoşlarda, ırkçılık ve gavur düşmanlığı had safhaya ulaşmıştır. "Ben dost olurum ve olmam diyenler beni ilgilendirmez" de demeyin" , Çoğunuzun bir takım köylerle bağlantısı var. Köylerdeki insanlar gavur diyor, başka birşey demiyor. Köylülerinizi, hemşehrilerinizide uyarın ve eğitin lütfen. Zira böyle durumlarda her koyun kendi bacağından asılır olmaz. Burda bir insanlık meselesi var. Sezen aksu, Sertap, Candan Erçetin, defalarca onlarla kardeşlik uyandıran ortak şarkılar yaptı, hiçmi kimse duygulanmıyor bu şarkılardan yaa? Yada bu güzel şarkıları nereleriyle dinliyorlar? Daha yeni Trabzonda bir italyan papaz gavur diye öldürüldü, buda üstüne cabası. Çok teşekkür ederim değerli Frozen, Gerçektende bağsağlınız benim için bir destek oldu. Bu gün kendilerine baş sağlığına gittim. Eşinin ve çocuklarının ne halde olduklarını görmeliydiniz. Hiçbiri konuşacak halde bile değiller, olacaktı ve sonunda oldu diyorlar. O kadar hedef gösterildiki şimdiki katil yapmasa başka bir katil çıkacaktı diyorlar. Demokrasinin, insan haklarının, tüm insanlığın ve Türkiyenin başı sağolsun. Herkeze bir kez daha düşünmesi dileklerimle.
-
Hrant DİNK öldürüldü...
Irkçılık, Dincilik, Tutuculuk, bölücülük. Şuculuk, buculuk. Ve sonunda çirkin bir saldırı, hain bir katliam daha. Milletimiz öyle fanatic olmuşki artık, öyle benimci olmuşki artık; trene binse trenci, odaya girse odacı olacak duruma gelmiş. Maçlarda bile karşı takıma kasaturalar çıkıyor. Sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, şefkatsizlik almış başını gidiyor. Sevgi yerine kin, nefret, karşı tarafa saldır politikası hakim olmuş. Bu sadece bu cinayeti işleyenlerin yada planlayanların değil, tüm Türkiyenin büyük bir ayıbı ve utancıdır. Bundan her Türk vatandaşı utanmalıdır. Çünkü bunda hepimizin payı vardır. Özellikle ben Türk'çüyüm, Kürt'çüyüm, Laz'ım, Çerkez'im diyerek, kendisini diğer insanlardan üstün göstermeye çalışanlar dahada sorumludur. Her millet milletiyle övünür ama, bunu her daim dile getirenler, ırkçılığı körükleyen kişilerdir. Irkçılık körüklendiği zamanda aralarından dahada fanatiğinin çıkıp, böyle rezillikler yapması zaten kaçınılmazdır. Bende bir Türk'üm ama her dakka ben "Türk'üm ben şöyleyim, böyleyim, diğerleri şöyledir" deyip kendi cahillerimizi gaza getirmem. Ben herşeyden evvel dünya vatandaşıyım çünkü. Nick'imde bu yüzden Evrensel'dir. Karşı tarafları ırkçılıkla suçlayıpda, "onlar ırkçılık yaptığı için bende onlara ırkçılık yapıyorum" diyenlerede bir çift sözüm var. Irkçılık bir insanlık suçudur. Suça ise suçla cevap verilmez. Suça insanlıkla, sevgiyle cevap verilir. Yetmezse kanunlar cevap verir. Suça suçla cevap vermek ise ırkçılıktan dahada beter bir insanlık ayıbıdır. "onlar ırkçılık yaptığı için bende onlara ırkçılık yapıyorum" diyenler, içindeki kin, nefret, sevgisizlik gibi her türlü kötülüklere bahane bulmaya çalışan kişilerdir. Memleketimiz en aydın insanlarımızdan birini daha kaybetti hepimizin başı sağolsun. Ama ben aynı zamanda bir dostumuda kaybetmiş oldum, bu yüzden üzüntüm dahada büyük. Sevgili Hrant Ahparik, en sevdiğim ağbilerimden biriydi. Size onu anlatmayacağım ama, şu kadarını söyleyeyimki, Türkleri en çok seven, vatanına en sadık, kişiliği en sağlam karakterlerin en önde gelenlerindendi. Onu tanısanız, ülkemizin ne kadar büyük bir aydınını, ne kadar hümanist bir insanını kaybettiğini dahada iyi idirak ederdiniz. Bu benim adıma utançların en büyüğüdür. Evine başsağlığına, yada cenazesine, bir Türk olarak hangi yüzle gideceğimi bile bilmiyorum. Sevgili yöneticilerimiz, Sizden bu topici güncel konulara taşımanızı rica ediyorum. Zira bu konu Türkiyemizin en önemli güncel konularından biridir. Yankısı ise uzun zaman sürecektir. Hepimizin başı sağolsun. İşte ölümünden önce sevgili Sungur Savran'ın ağzından Hrant Ahparik, Hrant DİNK'e açık mektup: Sungur Savran Ahbarik, Sana bugüne kadar ne senin ana dilinde, ne kendiminkinde böyle hitap etmemiştim. Nasıl edeyim ki? Birbirimizi en fazla üç-dört kez görmüşüzdür. Öyle büyük bir yakınlığımız olmadı. Ama bugünlerde olan bitenlerden sonra, bizimkilerin dediği gibi artık “dünya ahret kardeşimsin”! Çünkü ırkçılık yeniden çıldırdı. Çünkü seni ve beni, sizi ve bizi bir kez daha karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Öyleyse, onlara inat, ben de bundan sonra sana “ahbarik” diyeceğim! Önce Sabiha Gökçen’le başladılar. İnsanın dehasının ürünlerinden biri olan uçağı bu topraklardan göklere yükselten bu ilk kadının Ermeni olması ihtimali onlara çılgına çevirdi. Yazan neden yazmıştır, neden birinci sayfadan vermiştir, bu bağlamda bütünüyle ikincil. Önemli olan tepkinin niteliği. Koskoca Genelkurmay bu konuda açıklama yapma ihtiyacını hissediyor. Türk Hava Kurumu adına yapılan açıklamada “bu sadece Gökçen’e değil, Atatürk’e de hakarettir” deniyor. Irkçılığın daha katıksızı görülmüş müdür? Gökçen’e Ermeni demek ona hakaret oluyor. Bu yetmiyor. Atatürk’ün manevi kızının Ermeni olması ona da hakaretmiş! Hrant, duygumu söyleyeyim. Atatürk’ün yaptıkları konusunda herkesin çok farklı fikirleri olabilir. Ama eğer bir kız çocuğunun Ermeni olduğunu bile bile onu manevi kızı olarak benimsedi ise, bu, 1915’in yaşandığı bu topraklar üzerinde bir cumhurbaşkanının yapabileceği en onurlu şeylerden biridir. Elbette 1915’in utancını ortadan kaldırmaz. Ama hiç olmazsa onun da, Birinci Dünya Savaşı sırasında ve ertesinde sayısız Türk ailesinin yaptığı gibi, bu toprakları bin yıldır paylaştığımız Ermeni halkına karşı yapılan Osmanlı devlet zulmünden kendini politik bakımdan olmasa da insani bakımdan ayırarak hiç olmazsa şefkat duyabildiğinin bir işaretidir. Belki ruhunun derinliklerinde bir yerinde, kendinden öncekilerin yaptıklarından onun da utanç duyduğunu gösterir. Şahsen ben, Sabiha Gökçen Ermeni ise bunun ortaya çıkmasından gurur duyarım. Ermenilerin bu toprakların kültürüne kattıkları her şeyin ortaya çıkmasından duyacağım gibi. Irkçılar şimdi de seninle devam ediyorlar. Faşistler, yazdığın sekiz yazılık bir dizinin bir tanesinden bir cümleyi yazının içinden cımbızla çekiyorlar ve seni Türk düşmanı ilân ediyorlar. Sen Ermenilerin bir bölümünü bugüne kadar sürdürdükleri politik yaklaşımdan vazgeçmeye, Türklerle dostluğa çağırırken, onlar senin Türk düşmanı olduğunu ileri sürüyorlar! Sonra da seni alenen tehdit etmeye cüret ediyorlar. Senin “hedefleri olduğunu” ilân ediyorlar. Savcılar bu açıklamayı şiddete teşvik suçu saymayacaklarsa hangisini sayacaklar? Onları bilmem, ama senin kılına dokunulursa, Türkiye’nin demokratları, sosyalistleri ve enternasyonalistleri bunu bütün Türkiye Ermenilerine yapılmış bir saldırı sayacak ve bu işin peşini bırakmayacaklardır. Seni geç tanıdım Hrant ve çok az tanıdım. Ama sen benim için sadece Hrant değilsin ki! Sen benim Jirayr amcamsın. Bana, ağabeyim Can ile birlikte daha kısa pantolonlu iki çocukken müziği sevdiren, nükteleriyle yaşama sevinci veren, zarafeti öğreten adamsın. Eliz teyzemsin, on-on beş yıl boyunca annemle hayatının her sırrını paylaşan, bizim başımızı okşayan. Lise çağımda her şeyi konuştuğum, birlikte nice sevinçler yaşadığım, birçok sıkıntımı paylaştığım Levon’sun. Pangaltı’daki kışlık, Kınalıada’daki yazlık evinde beni sofrasına oturtur ve geceleri ağırlarken sanki üçüncü çocuğu imişim gibi davranan Takvor amcamsın, maalesef adını hatırlayamadığım karısısın. Daha sonra, aynı işyerini paylaşmaktan hayatımda en büyük zevki duyduğum insan olan, beni Samatya’daki evinde Ermeni mutfağının en güzel mezeleriyle ağırlayan, çevresindeki herkese “ne güzel, yaşıyorum” dedirtecek kadar hayat dolu kızkardeşim, “kuyriğim” Araksi’sin, onun kocası Vartan’sın, oğlu Sevan’sın. Adını saymakla bitiremeyeceğim nice sevgili öğrencimsin. Sen benim için onlarsın, çünkü sezgilerine ve yargılarına çok güvendiğim bir insan senin nasıl insan bir insan olduğunu anlattı bana. Ama asıl, Agos’u, belki de tarihe Ermenilerle Türklerin kardeşleşmesinde en önemli rolü oynamış yayın olarak geçecek olan Agos’u yıllardır bunca güçlüğe rağmen çıkarmakta en büyük çabayı gösterenlerden olduğun için onlarsın. Sana dokunulursa, benim canım acır. Bu toprakların, Hrant, esas kültürü o ırkçılık değil. Bu toprakların, sevgili kardeşim, ahbariğim, esas kültürü senin ve benim kardeşliğimiz. Bir gün onları politik olarak yenilgiye uğratacağız. Bu kâbus bitecek ve Ermeniler, Türkler, Rumlar ve Kürtler hepimiz kucaklaşacağız. O günü yakınlaştırabilirsek ne mutlu sana, ne mutlu bana! Ne mutlu ben enternasyonalistim diyene! http://www.iscimucadelesi.net/gundem/gundem010304.htm
-
Türk düşmanı site....
Küçük bir düzeltme: "One of your" yerine "one your" yazmışım. özür dilerim. Doğrusu aşağıdakidir. Dear Yahoo authorizers, One of your Geocities member is hosting some racialist and hateful pages about Turkish people on your servers. His/Her homepage is : http://www.geocities.com/tourkophagos1821/ He or She is behaving just like an enemy and hurling abuse at Turkish people. We the Turkish are, not like the people how they introduce us on those pages. This is against your terms of use, as well as the international laws. Please stop them as soon as possible. Many Thanks for your interest. Kind regards.
-
Türk düşmanı site....
Arkadaşlar ben protestomu gönderdim. Yazım aşağıdaki gibidir. Sizde aynısını gönderebilirsiniz. Dear Yahoo authorizers, One your Geocities member is hosting some racialist and hateful pages about Turkish people on your servers. His/Her homepage is : http://www.geocities.com/tourkophagos1821/ He or She is behaving just like an enemy and hurling abuse at Turkish people. We the Turkish are, not like the people how they introduce us on those pages. This is against your terms of use, as well as the international laws. Please stop them as soon as possible. Many Thanks for your interest. Kind regards. Türkçesi: Sayın Yahoo yetkilileri, Geocities üyelerinizden biri sunucunuzda Türklere karşı ırkçı ve nefret dolu sayfalar sunuyor. Ana sayfası : http://www.geocities.com/tourkophagos1821/ Türklere düşmanca davranıyor ve çirkin küfürler savuruyor. Biz Türkler o sayfalarda tanıtıldığı gibi insanlar değiliz. Bu yapılan, uluslararası kanunlara aykırı olduğu gibi, aynı zamanda sizin kullanım sözleşmelerinizede aykırıdır. Lütfen onları mümkün olduğu kadar çabuk durdurunuz. İlginize çok teşekkürler Saygılarımla. Saygılarımla.
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Sevgili boşig, Malesef yanılıyorsunuz, o bilgiler gündelik bilgiden ziyade, kalıcı bilgilerdir. Çünkü: 1- Gökten daima su iner ve yağmur yağar. 2- Gemiler daima suyun üzerinde yüzer. 3- kurumuş toprak daima çatlar. 4- Gece ve gündüz daima birbirini takip eder. Yani; bu bilgilerin hiçbirisi günden güne değişebilecek bilgiler değillerdir. Daima kalıcı olan, sabit bilgilerdir. Ayrıca bu bilgilerin bilim konusuna girdiğide aşikardır. Kuran tabiki bilim öğreten bir bilim kitabı değildir ama, bahsettiği konular bilimsel mantıkça iddia edilmiş konulardır. Yani, "şu bilimsel olaylara bak ve Allahın ve kuranın gerçek olduğunu anla" diyerekten hitap eder. Zaten "apaçık delil" demek bilimsel delil demektir. Sezgi ile alakası yoktur. Anladım ben onu Ama dedim ya, kuran işin o kadar detayına girmez çünkü bilim öğreten bir kitap değildir. Ancak, bilimin konusuna girecek iddiaları vardır. Gökyüzü, yeryüzü, toprak, denizler vs. bunların hepsi bilimsel konulardır. Merak etmeyin sevgili boşig, onları ne kadar kışkırtırsanız kışkırtın yinede kışkırmazlar. yeterki siz din savunun. Gördüğünüz gibi, kışkırmıyorlarda. onlar ancak bize kışkırır Kışkıracaklarını bilsem kışkırtmazdım, merak etmeyin. Yeterki onların tavuğuna kışt demeyin Sevgili boşig, Bu grupçuluk yorumunu ilk sizin ağzınızdan duydum. Ve daha sonrasında da bu kelimenin bize karşı kullanılan moda bir kelime olduğunu farkettim. Yani bunun sizin fikirleriniz olduğu kesin ve zaten sizde bunu inkar etmiyorsunuz. Ancak, bu fikirlerinizi kapan, gelip bize özellikle ateist ve/veya dinsizler olarak grupçuluk ithamında bulunuyor. Yani konu burdan çıktı demek istiyorum. 1- Kaçınılmaz bir gerçek olduğu doğrudur. 2- Her iki tarafında grup anlayışına sahip olduğuda doğrudur. 3- Bu bir yalan değildir, buda doğrudur. 4- Bunu görüş yakınlığına bağlamaMAnız yanlıştır. 5- Kendi bilgisine güvenemeyen, grupçuluk ihtiyacı hisseder, buda doğrudur. Ancak görüş yakınlığıda ister istemez belli yakınlaşmalar doğurur. Bir şey daha ekleyeyim; grupçuluk aşırıya kaçılmadığı sürece makuldür ve ister istemez ortaya çıkan, ve gördüğünüz gibi kimseninde inkar edemediği ve var olan bir unsurdur. Fakat insanları aşırı grupçulukla itham etmek yanlıştır. Bizler ateist ve/veya dinsizler olarak aşırı grupçu kişiler değiliz ve hatta çoğu zamanda sayıca az olduğumuzdan dolayı yanlızız. Ayrıca mesela, forumda benim sevgili bilimselcimle, az bile olsa, karşılıklı tartıştığımız durumlarımızda olmuştur. Sevgili boşig, Lütfen bu inançlı inançsız ayrımı, grupçuluk, ve insanı insan olarak görmek takıntılarınızdan vazgeçin. Zira: 1- Bu forumda aşırı grupçuluk yok. İster istemez görüş benzerliklerinden yada birliklerinden dolayı oluşan normal beraberlikler var o kadar. Hepsi bu. 2- İnançlı/İnançsız ayırımıda yok. zaten kimin ne yetkisi varki ayırım yapsın. Herkez sıradan üye. Yöneticilerimiz ise son derece demokrat ve ayırımcılık yapmayan kişiler. Bugünde gördüğünüz gibi başka forum yöneticileri bile buradaki demokrat yapıya şaşırarak, araştırmak için burada topic açmışlar ve bunun nasıl başarıldığını araştırmaktalar.. 3- İnsanı insan olarak görme takıntınızı da boşverin. Kim her ne kadar sert bile olsa burada herkez herkezi inanınki seviyor. Beni bile sevdiklerine göre, hesap edin bu forumdaki sevgiyi artık İşte burdan sonra yavaş yavaş gitmek istiyorum (Önemli çünkü): Tanrı'nın Mantık, Bilim yerine Sezgiyle hissedilmesi...: İşte bu çok önemli, yani bilimle hiçbir alakası yok demek istiyorsunuz. Çok doğru bir tespit. teşekkürler. Bunada katılıyorum. Şuna özellikle bir cevap istiyorum. Lütfen unutmayın. Bilim neden tanrıyla ilgilenmez? Evet ama burda unuttuğunuz bişey yokmu? Burası bir forum ve burda mecburen fikirler tartışıyor. Ayrıca bunu söyleyen bir kişinin, bu tartışmalara girmemesi gerekmezmi? Bende size zaten bunu sormuştum ne yolla hissediyorsunuz diye. Ve sanırım bunu açıklamanızada imkan olmadığından bahsediyorsunuz. Peki ama yazık olmadımı bunca iletiye sayın boşig, Baştan söyleseydiniz ya ben tanrının varlığını kimseye ispat edemem diye, de bu topic gereksiz yere bu kadar uzamasaydı. Sevgili bilimselci, yam yam, byxman ve ben burda hep bilimsel yollardan yokluğunu ispat etmeye çalıştık ama sizde bize karşı çıktınız. Şimdide ben varlığını ispat edemem diyorsunuz. Bende öyle tahmin etmiştim ama şükürki sonunda sonuca ulaştık. En iyi dileklerimle sevgili boşig.
-
Blog'umu kapattım
Sevgili Misafirler, İlgilenemeyeceğimden dolayı blog'umu kapattım. Özür dileyerim ve hepinize çok teşekkür ederim. Evrensel
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Yazık oldu bu topic'e. Dikkat ederseniz, yüzlerce ileti boşa gitti ve konu üzerinde bir arpa boyu kadar ilerlenemedi. O yüzden konuyu toparlamakta fayda var diye düşünüyorum. Dünya görüşü nedir? Dünya görüşü insanların hayata bakış açısıdır ve insanların hem kendi yaşantısını etkilediği gibi, başkalarına davranışınıda etkiler. Dünya görüşünü etkileyen birçok faktör olduğu gibi, bu faktörlerin içinde en önemli olanı ise inanç konusudur. Bu yüzdende bu topic'in bu yönde ilerlemesinde şaşılacak birşey yoktur. Çünkü dinsel inançlar hem insanın kendi karakterini etkiler ve hemde toplumlardaki genel kültürleri etkiler. Hatta ne kadarda laik bir ülke olsanız dahi kanunları bile etkiler. Kısaca dinsel inançlar insanların dünya görüşünü ve yaşam tarzlarını etkileyen en önemli faktördür. Bu tartışmalar bildiğiniz gibi, sadece bu forumda değil, özellikle son iktidarlar döneminde ülkemizin genelinde tartışılan güncel tartışmalardır. Ve tartışılması gereken bir konu olduğunuda düşünmekteyim. Bildiğiniz gibi, gerek bu forumda, gerekse diğer medya ortamlarında bu tartışmalar bilimsel yollarla yapılmaktadır. Örneğin bu forumda dini konuları bizler dinsizler ve/veya ateistler olarak bilim yoluyla defalarca eleştirdik. Din savunan arkadaşlar ise yine aynı yolla, yani bilim yoluyla bizlere cevap verdiler. Bunun normalide budur, çünkü Kuran da aynı şeyi yapıyor. Yani Kuran'ında bilimi kullanarak kendini ispat etme çabası vardır. Kuran apaçık deliller sunduğunu iddia ederken, bizde bu apaçık delilleri tabiki bilim yoluyla tartışmalıyız, sezgi yoluyla değil. Çünkü apaçık deliller sadece ve sadece bilimle (Bilmekle) anlaşılabilir. Zaten bilimi her ne konuda olursa olsun devre dışı bırakırsak, mantığıda devre dışı bırakış oluruz. Çünkü sezgilerde mantık aranmaz ama bilimde mantık şarttır. Bilim insanlığın şimdiye kadar birikmiş olan, ortak mantığıdır, ortak bilgileridir ve ortak aklıdır. Şimdi biraz Kuranın bilim konusuna girerek, sezgiye gerek kalmadan nasılda "apaçık deliller" sunduğuna bir bakalım: ------ En’âm Sûresinin 99 . Ayetinde O gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız: (Herbiri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı.19 Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Şüphesiz bunda inanan bir topluluk için (Allah’ın varlığını gösteren) ibretler vardır. Bakınız bilimsel yoldan apaçık deliller ortaya atmış. ----- Yûsuf Sûresinin 105 . Ayetinde Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek geçerler. Gördüğünüz gibi "sezgi değil", delil diyor. ------ Nahl Sûresinin 10 . Ayetinde O, göklerden sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana gelir. Bir tane daha bilim konusu. ------ Yûnus Sûresinin 6 . Ayetinde Şüphesiz gece ve gündüzün ardarda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, Allah’a karşı gelmekten sakınan bir toplum için pek çok deliller vardır Bakınız: hem yerlerde ve hemde göklerde bir çok deliller varmış. Yani yine sezgiye gerek yok. ------ Ra’d Sûresinin 3 . Ayetinde O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır.3 O geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır. Ra’d Sûresinin 4 . Ayetinde Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır. Gördünüzmü? bilimsel olaylarda allahın varlığını gösteren bir sürü deliller varmış. ------ Furkân Sûresinin 45 . Ayetinde Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık. Bir delil daha. sezgi değil. ------ Fussilet Sûresinin 39 . Ayetinde Allah’ın varlığının delillerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü boynu bükük (kupkuru) görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz o, her şeye gücü hakkıyla yetendir. Yine bilim alanından bir delil daha. ------ Şûrâ Sûresinin 32 . Ayetinde Denizde dağlar gibi yüzen gemiler, O’nun varlığının delillerindendir. Buda benim ilgi ve meslek alanıma giren bir bilim dalı. Gemiler bir sezgi değil bir gerçek bilimdir. ------ Bu tartışmaların bilim yoluyla ve bilimsel ilkelerle yapılması gerektiğini gördüğünüz gibi Kuran da söylemiş oluyor. Zaten şimdiye kadar hem teist hem ateist/dinsiz arkadaşlar olarak bizde bu tartışmaları mantıken, bilim kanalı ile yaptık. Ve bu tartışmaları bilim kanalı ile yaptığımız için hem bizleri ve hemde dindar arkadaşları kınayan sadece sayın boşig oldu. Şimdi size Kurana inanıyorum dedikten sonra; Allaha sezgi yoluyla inanmanın neden günah olduğunu ayetlerle açıklayayım: Bakara(*) Sûresinin 209 . Ayetinde Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer yine de yan çizerseniz, bilin ki Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Âl-i İmrân(*) Sûresinin 105 . Ayetinde Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. Yûsuf Sûresinin 105 . Ayetinde Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek geçerler. Eğer Kurana tamamen inanıyorsanız, sezgi, metafizik, duygu, içgüdü gibi şeyleri devre dışı bırakıp, Allaha akıl ve mantık yani bilim yoluyla inanmanız gerekir. Ama eğer Kurana tamamen inanmıyorsanız, bakınız şu halde kuran sizin için ne diyor? : Hicr Sûresinin 91 . Ayetinde Ki onlar, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkar ederek) Kur’an’ı da parça parça edenlerdir. Yok eğer Kuranı tamamen devre dışı bırakarak Allaha inanacaksanız; o zamanda Kuran size şunu söylüyor: Sâffât Sûresinin 156 . Ayetinde Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Sayın boşig, Şimdi sizle bir barış çubuğu içelim ve karşılıklı kişisel tartışmaları bitirelim. Artık lütfen forumda ve msn'de benim şahsiyetimden bahsetmekten vazgeçin. Siz bana takıldıkça banada mecburen kendimi savunma hakkı doğuyor ve tartışmalar istemeden sertleşiyor. Bundan sonra böyle olacağını tahmin ederekten, size şimdiden teşekkür ederim. Şimdi diğer dindar arkadaşlar sesleniyorum. Sayın boşig'in kendine özel ve sıra dışı Allaha inanma yöntemleri olabilir. Herkezin fikrine saygı duymak lazım. Fakat benim şaşırdığım şey ne biliyormusunuz? Sayın boşig'in tezlerini dinsiz ve/veya ateist arkadaşlar olarak bizden çok sizin eleştirmeniz gerekirken, hiçbirinizden ses çıkmıyor. Yani kim ne şekilde savunursa savunsun, yeterki din savunsun mantığımı bu? Yani dinize bile aykırı söylemlerde bulunanları, bilim yoluyla Allaha inanıyorsunuz diye sizi kınayanları sırf sizin dininizden diye desteklemek, yada karşı çıkmamak esas grupçuluk olmuyormu? Hatta takım ruhu ve klupçülük olmuyormu? Bizim ateist ve/veya diğer dinsiz kişiler olarak dini fikirlerimiz birbiriyle neredeyse aynı olduğu için, birbirimizi tasdik edici iletilerimizin olması gayet normal. Ama sizin kendi inanışlarınıza bile ters olan iletileri eleştirmeMEniz, grupçuluk değilde nedir? Yoksa sizdemi artık allaha akıl, mantık ve bilim yerine, sezgi yoluylamı inanıyorsunuz? Madem öyle Allaha sezgi yoluyla inanlar bunun nasıl yapıldığını açıklamak durumundadır. Yani bunun nasıl yapıldığını bizde öğrenmek istiyoruz. Bellimi olur? belki sezgi yoluyla inanmayı öğrenebilirsek belki bizde inanabiliriz. Evet bu cevabı istiyorum arkadaşlar: Sezgi yoluyla Allaha inanmanın yolu nedir? En iyi dileklerimle.
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Sevgili Sardunyam, Sayın boşig'in en büyük destekçilerinden olarak, kendisini bu şekilde nitelendirmenizi anlayışla karşılıyorum. Benide yukarıdaki şekilde nitelendirmenizde sanırım olağan bir durum. Şu anda fazla vaktim yok, ama en kısa zamanda yanıldığınızı size ispatlayacağım. Zaten kendisi yine bana takmış devam ediyor, banada mecburen cevap hakkı doğuyor. İkinizinde bana neden bu kadar taktığınızı biraz inceledim ve sanırım ikinizde bana "Din şiddet ve Savaş" başlıklı topicteki iletim dolayı taktınız. Neyse o konu geçti ama, şimdi yazdıklarınıza en kısa zamanda cevap vereceğim. İlginize teşekkür ederim. En iyi dileklerimle.
-
DÜNYA GÖRÜŞÜ NEDİR ?
Metafizik, metafizik, metafizik. Şimdi şu metafiziğin meta tag'larını takalım bakalım ne olacak? İlkönce şu meta neymiş ona bakalım; meta=üst , yani birşeyin üstü. Örneğin Metapilav=Pilav üstü , metadiz=Dizüstü , metamasa=Masa üstü , metagelmeyin=üstüme gelmeyin, metakalsın=üstü kalsın. Dolayısıyla metafizik=Fizik üstü. Yani fiziğin bir üstü, yani bilim üstü, yani doğa üstü. Bilimin üstü, üst katı 8 numara. Peki bu ne işe yarar? Onu anlatayım: Bilimi aşmış kişiler bir üst kademeye geçerler ve vesilesiyle bilimdadamları onların ne demek istediğini çözecek kapasitede olamazlar. Hal böyle olunca, bilimadamları ile metafizikçiler arasında şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanmalar yaşanır. Bunun üzerine metafizikçiler daha üst seviyeden oldukları için, bir üst kata 8 numaraya yerleşirler. Ordada kendi aralarında metafizik yaparlar. Üst katta meta malzemeler üretirler. Aslında üst kattakiler olarak imalat halindeyken pek gürültülü olmazlar çünkü onlar cinler, periler, tanrılar, ruhlar gibi sessiz sedasız malzemeler üretirler. Koku filanda yaymazlar, onların ürettikleri malzemeleri onlardan başkasıda göremez. Fakat gel görki, kıyamet bundan çıkar. Ürettikleri cinleri, tanrıları bilime göstermeye çalışırlar fakat cahil bilim, onları bir türlü göremez. Bu yüzden de metafizikçiler sinirle üst kattan tepinip bilim adamlarını rahatsız etmeye çalışırlar. Bilim sürekli gözle görülür birşeyler üretirken, bir yandanda bu metafizikçileri kendinden uzak tutmaya uğraşır. Metafizikçiler üst katta kendi aralarında metafizik yaparlar. Biri ona anlatır öbürüde ona. Genelde boş vakti boldur metafizikçilerin. Bu benim yorumum. Metafizikçiler için tabiki yorum farklı olacaktır. Ama metafizikçi olmayanlar için yorum aynen benimkine benzerdir. Örneğin şu adresteki 23 nolu cevaplamaya bakınız: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=metafizik Ne demiş? meta=********* fizik=tayyare . yani, selam söyle o yare. Şimdide bilim neye inanır? metafizik neye inanır ona bakalım. Bilim, doğada var olan gerçeklere yönelmiştir, sadece gördüğüne ve bildiğine inanır. Bilim inandıklarına yaptığı zor zahmetli araştırmalar sonucunda inanır. Metafizik ise sezgi yoluyla ortalığı karıştırmalar sonucunda inanır. Yani araştırmacı gazeteciyle, karıştırmacı gazeteci arasındaki fark gibi birşey. Kısaca bilimciler bilir inanır, metafizikçiler ise sezer inanır. Tıpkı Sezer İnanoğlu gibi. Sayın boşig, Yukarda metafiziği hem size hemde diğer arkadaşlara anlattım. bence sizde bir an evvel şu metafizik olayını bırakıp kendinize başka bir hobi bulsanız iyi olur. Çünkü metafizik sizin dininize de aykırı. En azından birinden birini bırakmanız mutluluğunuz açısından daha iyi olacaktır. Zira dininize göre metafizik yapmak günahtır. İnanç bakımından sizin bir şablonunuz olması şarttır. şablonunuz ise kurandır. Siz eğer allaha inanıyorsanız, buna Kuran yoluyla inanmanız gerekir. Kuranın yarısına inanıyorum, yarısınada inanmıyorum olmaz. Kuran metafizikde yapar fizikde yapar bilimde yapar. Bunlar kuranın iddialarıdır. ve sizde Kurana inanıyorum diyorsanız, bilimede, metafiziğede Kuran yoluyla inanmanız gerekir. Yoksa günaha girersiniz, benden söylemesi, yinede siz bilirsiniz. Sizi anlıyorum, sıradan din inancı pek entellektüel olmuyor ama, öbür türlüsüde biraz tuaf oluyor. Aslında sizin yakın zamanda ateistliği de deneyeceğinizi sanıyorum ama bu forumda bu kadar çok din lehine yazdığınız için ateistliğinizi burada göstereceğinizi sanmıyorum. Bence emeklerinize yazık. Netten hiç çıkmadan, yüzlerce ileti göndererek büyük bir MetaNet gösteriyorsunuz ama, bu söylediklerimi bir kere düşünseniz iyi olur diye düşünüyorum. Böyle devam ederseniz ne ateist arkadaşlardan ve nede benden cevaplar alamayacaksınız bir haber vereyim dedim. Gerisi size kalmış. Saygılarımla.
-
Din Değiştirmek
Mademki bana ithafen yazmadınız, Kimmiş o başka bir arkadaşımız bir açıklarmısınız? Aslında özürünüzü kabul edemeyeceğim için, ben sizden özür dilerim. Çünkü özürünüzde bile samimi değilsiniz. Siz hababam özür dilemeyi nezaket gösterisi amaçlı kullanıyorsunuz, ama inandırıcı olamıyorsunuz. Gerçekten özür dileyen kişi, hatasınıda kabul ederek özürü ile birlikte sunan kişidir. Gayrısamimi davranışlarınızla forumu bunaltmaktan başka birşey yapmadığınızı size bildirmem gerekir. Size bir cevap daha yazacağım ama diğer topicte, burda değil. Fakat böyle yapmacık tavırlarla devam ederseniz artık size cevap yazamayacağım için kusura bakmayın. Tekrar saygılarımla.
-
Din Değiştirmek
Sayın boşig, Sanırım benimle ilgili başka türlü problemleriniz olmalı. Ben o topicte size cevabınızı verdim ve konunun kişisel takıntılardan kopmasını rica ettim. Fakat ne hikmetse, bırakın o topicte sürdürmeyi başka topiclere bile gelip, bana takıntınızı dile getiriyorsunuz. Ben adamı dinden imandan çıkarırım. Üstelik bedava, ücretsiz. Eğer isterseniz sizinlede ücretsiz ilgilenebilirim ama bir şartım var, bana olan takıntınızı kafanızdan atmanız lazım. Topic sahibi arkadaşa dinden çıksın diye bir tavsiyem olmadı, Kuranı nasıl okuması gerektiğinide ona ben söylemedim. Bahsettiğiniz yazımı okumadan önce zaten kuranı okunması gerektiği gibi okumuş ve dinden çıkmış. Bu iş bu kadar basit, konuları zorla entelleştirip, karmaşa haline getirmeye gerek yok. Saygılarımla.
-
Adam sendeeee mi dersiniz ?
Sevgili İlyada, İnsanların duyarsızlığının ve birbirlerini uyarmaktan çekinmelerinin bazı nedenleri var. 1- Yetersiz, korumasız ve yavaş bir hukuk sistemi. 2- Haksızı mazlum görme arabeskliği. 3- Varoştan korkmak İsterseniz konuyu biraz açalım. Yetersiz, korumasız ve yavaş bir hukuk sistemi: Bizim hukuk sistemimiz yavaş işler. Sonuç gelene kadar hem haklı hem şahit ve hemde haksız bolca sürünür. Bu yüzden de hem haklı ve hemde şahit hak ve haklı aramaktan kaçar. Esasında hukukun ağır işlemesininde bir kaynağı varki; oda şudur: Bizim ülkemizde gerçek suç işleme oranı bir hayli yüksektir. hal böyle oluncada kişi başına düşen hakim, savcı ve polis sayısı gelişmiş ülkelere nazaran daha fazla olmak zorundadır. Oysaki ekonomik ve komik durumdan dolayı, bırakın onlardan daha fazla hukuk personeli barındırmayı, onlar kadar bile bu konuda personel barındıramıyoruz. İşte adaletimiz bu yüzden yavaş işliyor. Yavaş işlediği içinde, insanlar adalete başvurmaktan daima kaçıyorlar. Haksızı mazlum görme arabeskliği: İnsanların birbirlerine saygısı ve sevgisi yok. Böyle oluncada herkez biribirine azçok haksızlık yapıyor. Herkez kendini bildiği için, kendisini de o haksızın yerine koyup, ona acıyor. Ve hatta ona bazen sempati bile duyuyor. Üstelik bu yeni birşeyde değil, eski Türk filmlerini hatırlayın, hırsız, arsız, üçkağıtçı tiplemeler bile film kahramanları yapıldı ve seyirciler tarafından alkışlandılar. Malesef insanlarımızın çoğu o tiplemelerde kendilerini bulup, o tiplemelere sempatiyle yaklaştılar. O filmlerde bile yapılan, çirkin olayları, çirkin değilde, mecburi kurnazlık olarak değerlendirdiler. Onları kurnazlık yapmaya mecbur kalmış mazlumlar olarak değerlendirdiler ve korudular. Varoştan korkmak: Bu konuyu fazla detaylandırmak gerekmez sanırım. Sokak çeteleri, otopark mafyaları vs. türünden insanların tamamının varoşlardan çıktığını sanırım hepiniz bilirsiniz. O yüzden de insanlar varoşa benzeyen her türlü insana bulaşmamak için elinden geleni yapmaktadır. Ve en iyi ve güzel dileklerimle.
-
Evrensel
Sevgili ve çok kıymetli Erdogan, Beni benimsediğiniz için size minnettarım. Herbirinizin benden dahada kıymetli ve değerli olduğunu bilmem, bana inanılmaz mutluluk veriyor. Şahsınız benim için çok değerlisiniz, iyiki varsınız. Size doğadan en güzel çiçeklerimi armağan ediyorum.