diloş tarafından postalanan herşey
-
diloş...
dün işten eve dönerken...radyoda bir şarkı çalıyordu...eskilerden..bir zamanlar Nükhet Duru söylerdi..şimdi kim olduğunu bilmediğim bir erkek seslendirmiş...ama çok güzel söylüyordu... Ayrılmadan evvel Güzel sevgilim Bütün ızdırabı hep,hep bana yükle Ne diyecektim Tutuldu dilim Al gönlümü diyar diyar sürükle.. İster kaldırıp at! Solmuş gül gibi İster sende davran Bana el gibi Kökünden koparıp Götür sel gibi Al gönlümü diyar diyar sürükle.. "Elveda" diyince Şaşırdım birden Kalbim kopacaktı ahh sanki yerinden Armağan olsun sana içimden Al gönlümü diyar diyar sürükle... Al gönlümü diyar diyar sürükle... Al gönlümü diyar diyar sürükle... yazarken söyledim aynı zamanda...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Sardunyam...??? dün sana yazmış olduğum Küçük İskender-napıyım adı böyle -'in şiirini beğenmedin mi yoksa yoksa..yoksa..sen artık...
-
Frozen......
buyrun benim...romantik silahşör
-
Frozen......
hem nasıl farklı bak..kız önsezi sahibi...tanımaya çekinmiş..bize yaptıklarını görüp,korktu tabii onun defterinde ve gıyabında konuşmakta garip diil, çok zevkli oluyo bence
-
Romantik Egoist
Leylacım...bu kitapta sıkça geçen tema beni rahatsız etti...bu sebepten seni de rahatsız edeceğini düşünüyorum...yazar romantik tarafını satır aralarına saklamış...her ne kadar kitabının ismi bu olsada! bu sebepten burda seçtiğin cümleleri koy cebine...gerisinde çokta merak edilecek bişey yok...biz Çalıkuşağı ekolündeniz..ben sana başka kitaplar önericiim bekle canım
-
HEYHAT!
zazagrin... öncelikle sükunetini kaybetmemen gerekir...sakin ol sonrasında yapılacak şey..neden diye sormak yerine nasıl çözerim? diye düşünmek... kolay olmadığını biliyorum.. ne diyim? Allah sabır versin...
-
"__EVLİLİK__" ARTIK KADIN VE ERKEK İÇİN ARZU EDİLMİYOR... (Geçen yıl, Saudi Arabistan bile bir erkeğin kızını evliliğe zorlayamayacağını açıkladı.)
Dipnot ... O süreci bahsettiğimiz sosyal kalıplardan çok uzak geçirmenin olsa olsa bir koşulu vardır;o da bu ülkede yaşamamak!!!ha,vatanımızda bu süreci o sosyal baskılardan hafif şekilde etkilenerek yaşamanın da bir koşulu vardır;erkek olmak!!! bu ülkede ve de kadınsan işin çok ama çok zor olurdu...erkek olduğuna hiç değilse bu sebepten şükretmen gerekir katlanmak kelimesini de çok yerinde kullanmışsın...zira günümüzde çoğu evlilik "katlanma"..ve "sabır"..kavramları sayesinde yaşıyor...başka kavramlarda var mutlaka...hem de çok güzel kavramlar...amma iş bu akit evli çiftlere sadece bu ikisini reva görüyor... bu girdaptan bu şekilde hasarsız çıkmış olmandan dolayı seni tebrik ediyorum... Taurusmutis... Sevgili arkadaşım...senin ne kadar sevecen bir yürek taşıdığını bildiğimden "evlilik" kavramına olan yaklaşımını da o gözle görüyorum...evliliği destekleyelim evet ama lütfen dikte etmiyelim...belli bi yaşa gelmiş genç kızlarımıza karşısına o insan çıkmadığı halde "hadi ama zaman geçiyor" demiyelim...onların üstünde baskı kurmayalım...sonra sırf çift görünmek adına üç tane gri insan kazanmayalım... Şu an en genç nüfusa sahip ülkelerden biriyiz...ve evet.. evli insanlar süratle ürüyorlar...kalabalık ve genciz...peki...sonuç?...mutlumuyuz???çoğu genç işsizlikten buhranlar yaşıyorken..insanlar dünyaya çokta fazla düşünmeden getirdikleri çocuklarıyla kıt kanaat bir yaşamı kan ter içinde sürdürmeye çalışıyorken bu mümkün mü?... evliliği destekleyelim ama sebebimiz çoğalmak olmasın...çoğalacaksak eğer...bırakın iki mutlu insan yapsın bunu...ve mutlu,sağlıklı bir birey yetiştirsinler...çok ama gri bir topluluktansa...az ama mutlu insanlar tercih sebebimdir...
-
Romantik Egoist
Frederic Beigbeder..bu adam tam bi çılgın..onu anlatmak zor..Aşkın Ömrü Üç Yıldır..Aşkın Ömrü Evde Uzar isimleriyle çıkardığı kitaplar Türkiye'de en çok satanlar listesinde yer aldı uzunca zaman..diğer iki kitabını da geçmişte okumuştum..fakat bu kitap bir günlük olarak düzenlenmiş ve çok enteresan...kitapta ilk bakışta ağırlıkla tek bir konu işlenmiş olarak gözüksede...satır aralarında çok yerinde ve mizahi bir uslupla yakalanmış gerçekler var...sanki yazar asıl söylemek istediklerini o konunun aralarına sıkıştırmış... bilmem niye böyle bir yol seçmiş?...çok okunmak için olabilir mi?...belki... belki de asıl söylemek istediklerinin anlamını ve etkisini kuvvetlendirmek için yapmış..bu da olabilir...yine de kalkan olarak başka bir malzemede kullanılabilirdi...öylesi sanki daha şık olurdu... kendi adıma ben o paravandan kurtarıp-sansürleyerek- sadece ilgilendiğim kısımlarını aldım...ve böylece kitaptan aklımda kalanlar; ilk cümle; ***Söyleyecek bir şeyim olduğunu mu sanıyorsun?Önemli birşey yaşadığımı mı?Belki de değil! Belki de değil..Ben sadece bir insanım.Herkes gibi benimde bir hikayem var.Yürüyen bandımın üzerinde bir saat koştuğumda bir metafor olduğum duygusuna kapılıyorum... ***Dün sabah Claire'den bir kart aldım:"Sevgili Oscar,seni sevmiyorum.Seni sevmiyorum.Seni sevmiyorum."...Hayatımda aldığım en güzel aşk mektubu. sanal alem üzerine; ***...evlerinde ekran karşısında yalnız yaşamaya fazla alıştıklarından,kalabalığın içinde artık kimseyi aramadan,ellerinde boş bir bardak sabit bakışlarla tek başına duran benim gibi internet müptelalarına rastladım.Şeffaf binalarda modern zombiler olmaya fazla alışmış tipler.Kim olursa olsun birilerine ilgi göstermekten aciz insanlar.Yalnızlık bireyciliğin mantıksal sonucu..Ekonomik bencilliğimiz bir yaşam tarzı haline geldi.Yazıyla cevap vermek için çeyrek saat harcamaya alışmış biri,biriyle yüz yüze konuşurken nasıl parlar?Sanal olan bizim gerçek karşısındaki sığınağımız... ***Erkekler her zaman bir eski sevgili ile müstakbel sevgilinin arasındadırlar,çünkü şimdiyle ilgilenmezler.Geçmişe özlem ile umut,kaybedilen kişi ile hayali kurulan kişi arasında sörf yapmayı tercih ederler.Bizler hep mevcut olmayan iki kadın arasında sıkışıp kalmış durumdayızdır. Erkekler hakkında; ***Kendi bedeni üzerinde bile kontrolü yokken,ondan dünyanın geleceğini kontrol altında tutmasını nasıl istersiniz? ***Korkunç şeyler yaşadım,büyük acılar çektim,iflahım kesildi,yerlere serildim,yenilip aşağılandım,çamurların içinde yuvarlandım,baştan savıldım,kaderime terk edildim,ama asla,hiçbir şey seni aramamak için harcadığım çaba kadar büyük bir çaba istemedi benden.Claire,sadece"sana telefon etmemenin" benim için ne kadar güç olduğunu kimse bilmeyecek.Sevmeyi bırakmak,içkiyi bırakmaktan daha beter. ***En büyük hayalim? Kendimde tekdüzeliği kabul edecek gücü bulmak. ***Zekayla saadet olmaz. ***Asıl zor olan insanın neden yaşadığını bilmemesi değil,bu soruyu aklına getirmemeyi başarması. ***annesiyle diyalog halinde; -Ee Claire'i hala görüyor musun? -Hayır sürekli avga ediyorduk.Durmadan birbirimizi terk ediyorduk.Başka şeylerden konuşalım.Çatlağın teki.Cürmü kadar yer yakar.Umurumda bile değil.Aramızda herşey bitti. -A...Demek onu bu kadar seviyorsun... ***Neyin gitmediğini nihayet anladım sanırım;ben bir kahraman olmak isterdim.Titanic'in pruvasına çıkmak ve "Ben dünyanın kralıyım" diye bağırmak.Baldıran zehri içmek,imparatorluklar fethetmek,güneş sisteminin çehresini değiştirmek,Danone'yi alaşağı etmek isterdim.Başımdan tarihsel olaylar geçmesini ve birbirini izleyen ilginç hikayelerden başka hiçbirşey yaşamamayı isterdim.Dünya kilitlenmiş durumda,üzerinde hiçbir söz hakkım yok. ***Birinci kaçınılmaz felaket:Dünya'nın sonu gelecek.İkinci kesin gerçek:bende öleceğim.Günün sorusu:ilk kim yok olacak?Dünya mı ben mi?Ben önce dünyanın yok olmasını tercih ederim,çünkü benim açımdan sonuç aynı olurdu.Madem ölüyorum,bari başkalarıyla aynı anda olsun.Ben dünyanın sonunu narsist olduğum için bekliyorum.Belki de bütün insanlar benim gibidir;bu,neden var güçleriyle kıyameti koparmaya çalıştıklarını açıklıyor olabilir;yalnız başlarına ölmemek için. ***Ben mutsuzluğumu seviyorum;bana arkadaş oluyor.Bazen bir anlığına mutlu olduğumda acı yoksunluğu gibi birşey hissediyorum.İnsan çok çabuk keder bağımlısı oluyor. ***İnsan,birşeyi ya da birini aramakla yıllar geçirip sonunda,aslında aradığının kendisi olduğunu fark edebilir. Tanrıtanımaz bulamadığı bir şeyi arar. Sanatçı aramadığı şeyi bulur. ***Sık sık,erkekler için iktidar neyse,kadınlar için de güzelliğin o olduğu söylenir:güzellik kadınların en önemli baştan çıkarma silahıdır.Güzel bir yüzün aynı zamanda bir engel olduğu söylenmez.Güzellik bayağı ve tipsiz budalaları çeker,akıllı ve müşvik çekingenleri ürkütür.Kötü bir dağılım gerçekleştirir;güzel kızların hep ahmaklarla birlikte olmasının nedeni budur.Fiziksel güzelliğin iktidardan çok şöhrete benzetilmesi gerekirdi;şöhret gibi geçici,onun kadar yapay ve yıkıcı olan güzellik,bir buluşmanın en kötü ölçütüdür. ***Bütün mutsuzluklarımız kendimizi tekrarlamayı reddetmemizden kaynaklanıyor.Sanki birden fazla hakikat varmış gibi. ***Farkındalık isyanın yeni biçimi.Hareketsiz bir kin,kırık bir ayna. ***Benden istedğin şey imkansız.Seni sevmemeyi asla başaramayacağım. Uyuşturucuların en kötüsü hala aşk.Sen beni hayata geri döndürdün,kaybettiğim heyecan duygusunu geri verdin.Nereye gidersem gideyim,senden başka birşey görmüyordum ve sen yanımda olmadığında,gözlerim buğulanıyordu.Bir masumiyet kalıntısı yanaklarımı kızartıyordu.Şu andan itibaren ve ölene kadar,biri ne zaman önümde adını ansa,bakışlarımın biraz dalgınlaşması mümkün.Başkaları "çok içti,kafası gidip geliyor" diyecektir,ama ben bunu umursamayacağım,oradan çok uzaklaşmış,karşılıklı aşk cennetinde,bir gün yeniden girmemi sağladığın o imkansız düş aleminde olacağım...
-
Frozen......
şu verdiklerine bi bak...o güzel mısraların karşılığı..kurukafa..maskeli bi surat..ve hain bakan gözler..öyle mi?...bide bana nankör der!!!
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
tek gözümle haklıyorum seni naber?? ya çift gözlü olsaydım...olucakları bir düşün istersen...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
haahahaahahahahaha.... akıllı kızdı vesselam... sonunu bile bildi bu sana attığım son kahkaham olucak...zira birazdan başka birşey atıcam... güle güle canım..sevmiştim seni...
-
HEYHAT!
reca ederim The Boss ...kişinin kendini bilmesi gibi bi erdem yoktur.. bu arada 4 oy kullanılmış...dördüde aynı adrese...tam isabet!!!
-
HEYHAT!
reca ederim The Boss ...kişinin kendini bilmesi gibi bi erdem yoktur..
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
naz...bilmem..bana yakıştığı söylenir
-
Frozen......
anlamsızdı dimek...yazıklar olsun...oysa..oysa senin için ben senin için şu şiiri hazırlamıştım; bu durumda bi bu bi şu ha bi de unutmadan bide buuu Niceleri geldi , neler istediler, Sonunda dünyayı bırakıp gittiler: Sen hiç gitmeyecek gibisin , değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. ÖMER HAYYAM
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Bir sancaktır bakışları sevgilinin Düşmana kaptırılmaz Yere düşürülmez Bu sancağı bu gece göğsüme dikiyorum sevgilim! Dikkat! Acı sonsuzluğunu, Buğulu kalp oyunlarından temin eder... Küçük İskender inanılır gibi diil...Küçük Emrah bile büyüdü...gelgelelim bu İskender olayını aklım bitürlü almıyor
-
Frozen......
olur ama sana vermedikten sonra o pastanın senin için ne anlamı olur?
-
diloş...
Başka Türlü Bir Şey Başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. Bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince nerde gördüklerim nerde o beklediğim rengi başka tadı başka.. Can Yücel Can Usta...gittiğin yer umarım istediğin gibidir...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
zordur beni taşımak başarabilecekmisin?
-
Frozen......
dostlarım...bakın "deneyimli" olmuşum...yupppiiiiiii bir günde acemilikten bu sıfata eriştim...ne oldu bana??? bir değişiklik hissediyormuyum? yoo hayır!!! 500 güzel bir sayı yuvarlak...yoksa jübile mi yapsam?
-
Frozen......
yaaaaa...bide nankörümdür üzerinize afiyet
-
diloş...
canım kardeşim..kendimizi aşmış olmamız senin ruh dünyanı niçün bu denli karıştırıyor? bizim bu denli mükemmel olmamız seni niden bu kerte rahatsız eyliyor? anlıyabilmiş diilim?
-
diloş...
Sardunyam...sen yeterince dürüst bir insansın...ve yukarda saydığın olgunluk vs.gibi merhalelerden geçtiğin için kendinle pekala dalga geçebiliyorsun...ben bu aşamaya gelmenin kolay olmadığını anlatmaya çalıştım...beni anlıyorsun değil mi?
-
"__EVLİLİK__" ARTIK KADIN VE ERKEK İÇİN ARZU EDİLMİYOR... (Geçen yıl, Saudi Arabistan bile bir erkeğin kızını evliliğe zorlayamayacağını açıkladı.)
ruh eşini bulamamışsan-ki bu belki milyonda bir ihtimal -evlilik bir insanın yapabileceği en riskli anlaşma..taraflar bu akte kimi zaman aşkla,kimi zaman sosyal normlara sığabilmek adına ama hiç şüphesiz iyi niyetle imza koyarlar…ama herşey planlandığı gibi gitmediğinde neden bunun da doğal bir süreç olduğu kabullenilmez..."evli ve ölü balık gözlü" çiftler, acı bir tebessümle birbirlerine paralel yaşarlar...ağa takılıpta kurtulamayan bir balığın çaresizliğinde çırpınır dururlar... nedir bu mutsuzluğun ve esaretin sebebi?...hiç şüphe yok ki yine o sosyal kalıplar…seni sana bırakmazlar hiçbir zaman…nereye gitsen bulurlar…ne dersin Dipnot?... bu alıntın, evlilik kurumuna olan inancın gittikçe zayıfladığını gösteriyor…peki buna karşılık hangi inancımız güçlenmeli?...hayata tutunabilmek için…
-
Sizi en iyi hangi şarkı anlatıyor?
tüm dipte olanlara...benim gibi...daha da dip olmadığına göre...güzel haber dostlar ...yükselişimiz yakındır Kara duman çıktı raydan Asılıdır eleğim Ben acıyı sende tattım Yarımcadır yüreğim Yağmurlarım yağmaz oldu düşlerim kurudu Çatladı topraklarım ekinim soldu Dipteyim Sondayım Depresyondayım Yalvarırım gel de kurtar Beni tanımla cümleler içinde kullan Yepyeni anlamlara sal... Söz: Mehmet Esen - Feridun Düzağaç