haksöz tarafından postalanan herşey
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Başka bir örnek: İstediğiniz kadar örnek veririz. Boşa kendi yorumlarınızla çırpınmayın. Bizlerin getirdiği deliller bu konudaki ilim dünyasının ittifak ettiği delilerdir. Kafamıza göre yorumlar değildir. İlim dünyası imiş.Sen islamı hinduizm gibi kast sistemi sannediyorsun galiba. İlim dünyası dediğin ,kuranı tekeline almak isteyen ruhban sınıfından başka bir şey değildir. 20. “Namaz kılın, zekatı verin: Peygambere itaat edin ki . merhamet göresiniz.” (Nur suresi : 56 ) (Bakın burada Peygambere itaat diyor sadece) Peygambere itaat etmek, : verdiği hükümden memnun olmaktır.. Peygamber kuran harici hüküm mü vermiş Maide/ 48- Sana da geçmis kitaplari tasdik eden ve onlari kollayip koruyan Kitab (Kur'ân)i hak ile indirdik. Onlarin aralarinda Allah'in indirdigi ile hükmet. Onlarin arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir seriat ve yol belirledik. Eger Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardi, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere kosun. Hepinizin dönüsü Allah'adir. O, ihtilafa düstügünüz seyleri size haber verir. Maide/ 49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir. Nisa /105. Allah'in sana gösterdigi sekilde insanlar arasinda hükmedesin diye sana Kitab'i hak ile indirdik; hainlerden taraf olma! Yukarda yapmış olduğun yorumların ve söylediklerinin hiçbir ilmi dayanağı ve mesneti yoktur. Bizler senden yorum istemiyoruz. Bize delilleriyle ispatlar getir. Siz hangi delili getirdiniz kelle sayısından başka ? tabi ya sizler mesnetsiz sallarken ilmi oluyor ,yorum olmuyor bize gelince yorum oluyor.Bende sizden yorum istemyorum.sakın bir daha kurandan referenas vererek hadisleri insanların başına dayatmayın madem yorum yapmayacaksınız o zaman net konuşacaksınız Allah kuranda elçiye itaat edin diyor buhariye müslüme ve diğer hadis yazarlarına değil. Eğer bunlar size göre elöi ise hadi buyurun buhari resulullah deyin Habire sağa sola çekip durmaya gerek yok konuları konu gayet açık... Haksöz maksadınız nedir? sadete gelin bence..? Hiç inandırıcı ve mantıklı değilsiniz.. Bizler ilmi geçerliliği olan ve kabul görmüş deliller istiyoruz....Kafanıza göre yaptığınız yorumlar değil...? Terapi Kuzum sizin bu kafa düşmanlığınız nerden kaynaklanıyor bir türlü anlam veremiyorum.Eğer bir işe yaramıyorsa ne diye duruyor ki başınızın üstünde Kabul görmüş delillermiş. Kim kabul edecek ruhban sınıfından oluşan kelle sayısımı Bakın ben iddia ediyorum ve diyorum ki sizin etiketlediğiniz ruhbanlar varya,onların kuran bilgisi kesinlikle sıfırdır.Sadece atalarından gelen kapıllaşmış pagan fikirleri papagan gibi tekrar etmekten başka yapabilecekleri bir şey yoktur. Bunu hertürlü platformda isbat etmeyede hazırım
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Allahın öldürdüğünü Allaha inat yaşatmak isteyenler Al-i İmran 144 Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır
-
RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK
Nisa suresi 65: "Hayır hayır, Rabbine andolsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda senin hakemliğine başvurmadıkça, sonra da vereceğin karara, gönüllerinde hiçbir burukluk duymaksızın, kesin bir teslimiyetle uymadıkça mümin olamazlar." (terapi) Bu arkadaş bu ayete dayanarak güya hadisleri hakem yapmanın Allahın emri oldugunu söylemek istiyor zaten hadiscilerin işi gücü kuranı parça parça ederek cımbızlama metodu ile hadislere malzeme bulmaktır.Şimdi bakalım bu ayetin öncesine ve sonrasına acaba hadislerden mi bahsediyor 60- Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor. Burda kast edilen ehli kitaptan bir takım iki yüzlüler.İndirilen kitaplara inandıklarını söyledikleri halde aslında inanmıyorlar 61- Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. 62- Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar. 63- Onlar, Allah'ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle! 64- Biz hangi elçiyi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı. 65- Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar. terapiye ve hadisciler göre bunlar kuran ve hadis diye ikiya ayırıyorlarya.Dolayısıyla bu münafıklar ey Muhammed kuranla hükmedersen başımız gözümüz üstüne ama hadislerle hükmedersen kusura baka biz senin sünnetine gıcık kapıyoruz demişler,Yüce Aallahta bunları azarlamak için bu ayetleri indirmiş Bunlara göre aslında 1500 sene öncesininin azılı inkarcıları kuranı baş tacı eden ama buna rağmen hadisleri kabul etmeyen insanlardı. Kuranda bunları azrlamak için iindi. Allaha ve resulüne itaat ayrı ayri hüküm kaynağını değil tek hüküm kaynağının geliş yollarını anlatan bir ifadedir.Zira insanlar Allahın emirlerini direk Allahtan değil elçisinden duymaktadırlar.daha vahiy tamamlanmadığı için, ölünceye kadar elçi Muhammedir. Ondan sonra Allahın elçisi Kurandır. Tevbe 1- Allah'dan ve Resulü'nden bir ültimatomdur bu, kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere: Yüce Allah vereceği karar hakkında elçisine danışmaz o bundan münezzehtir.Ama buna rağmen ayette Allah ve resulü ibareleri vardır. Bunun hikmeti ise gayet açıktır. İnsanlar Allahın bu emrini direk Allahtan değil elçisinden duymaktadırlar Hadisleri ne pahasına olsun savunanların,peygamber sevgiisi söylemine sıgınmaları , hadisleri kabul etmeyenleri peygambere karşı gelmekle suçlamalrı ,sadece bir aldatmacadır.Savundukları sadece ve sadece elçi adına isnad edilerek kurana alternatif olarak uyudurulan bir dindir
-
Kuranda olmayan ritüel ve tapınaklar
Tevbe 34 Ey inananlar! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu (bizdeki hocalar,müftüler) insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele Kuranın apacık öğütlerine rağman israiloğullarında ki yozlaşma kuran indikten sonrada motamot meydana gelmiş ve dinden rant elde etme heveslisi olan ruhban kesimi, kuranda olmayan bir takım ayinler,özel bir tapınış türü olan namaz ritüelini uygulamaya sokmuşlardır.Özel bir tapınış türü ortaya atılınca gayet doğal bir getirisi olarak,cami olarak adlandırılan, özel tapınaklar bina etmişlerdir.Bu tapınaklara memur kılınan ruhbanlar hem millletin hemde devletin parasını elde ederek alın teri dökmeden yan gelip yatan ve böylece topumun sırtından geçinen asalak bir ruhban sınıfı oluşturmuşlardır. Hadid 27 Sonra bunların izinden ardarda elçilerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Ancak Allahın rızasını aramak (onlara yazılı idi). Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan inananlara mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır Kurandaki gerçeklerin ortaya çıkmasından en çok rahatsız olan elbetteki , her konuda din anlayışını tekelinde tutmak isteyen bu ruhban sınıfıdır.Zira gerçekler ortaya çıktığında kurmuş oldukları saltanat yıkılacak ve insanlar bunlara asla itibar etmeyecektir.Bunu engellemek içinde her türlü afaroz etme yöntenimi kullanırlar kafir, zındık,mürdet v.s gibi Kurmuş oldukları bu uyduruk saltanatın ayakta kalmasını sağlamak için yoğun propoganda yaparlar.Sürekli namazın ne derece önemli olduğunu,namaz kılmayanları cehennemlik olduğunu, vaktinde kılamayanların kaza yapması gerektiğini vurgularlar.Ve yine bunlara göre namaz dinin direğidir,olmazsa olmaz şartıdır Bir taraftan namazı dinin direği olarak dayatan bu ruhbanlar,diğer taraftan yine kendi uyduruklarıyla ne tür çelişkiler içine düştüklerini farkında bilde değillerdir. Zira yine bunlara göre (affedersiniz) yelllenmek namazı bozar İşte dinin direği diye tanımladıkları namaz.En ufak bir rüzgara bile dayanıklı değil,yıkılıp gidiyor Kendi kurmuş oldukları ruhbanlığı ayakta tutabilmek için, Kuranda ki bir çok kavramın anlamını kaydırmışlardır.Usul yine israiloğullarında olduğu gibi aynı Maide 13- Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma. Çünkü Allah güzel davrananları sever. Kuran indikten sonra oluşan ruhban sınıfının kaydırdığı anlamların başına ,kuranda ki salat ve mescid gelir salat,ı =namaz ,mescid,i cami şeklinde kuranın bütünlüğünden soyutlayarak anlam değişikliğine uğratmışlardır salat , kuranda bazı ayetlerde söylev/konferans,bazı ayetlerde ilahi sisteme bağlı kalmak, bazı ayetlerde ise yardım anlamında geçmektedir.fakat hiç bir ayette namaz olarak geçmez. Özel bir tapınış türü olan namaz,mezhep imamları olarak adlandırılan ruhbanların,zerdüştilikten alarak islama monta ettiklerinden başka bir şey değildir Sonsuz ve sınırsız ilim sahibi olan yüce Allah bu yozlaşmanın olacağını elbette bildiği için ,salat kelimesini öyle bir anlam örgüsü içinde bir çok ayetlerde kulllanmıştır ki, bunların hurafelerini yerle bir edecek niteliktedir Şimdi salatla ilgili bir kaç ayet örnek verelim İnnallahe ve melaiketehu yusallune alennebiy. Ya eyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima Ahzap 56) Muhakkak ki Allah ve melekleri elçiye (namaz kılar) yardım ederler.Ey inananlar sizde ona (namaz kılın) yardım edin ve teslim olun Bunlara kalsa Allaha ve meleklere, bile elçiye namaz kıldıracaklar Hud 87 Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana salat,ın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın Namaz ritüeli hiç kimseye bir şey emretmez.Yatıp kalkarsın o kadar.Bu ayette ki salat, bağlı olduğun vahiy mi bunu emrediyor anlamındadır Cuma 9- Ey inananlar! toplantı günü salat (konferans ) için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ruhbanlar bu ayetteki özel bir isim olmayan cumua kelimesini perşembeden sonra gelen gün diye anlam değişikliğine uğratmışlardır.Oyaki araplarda cuma gününe arube denir.Cumua özel bir gün ismi değil toplanılan herhangi bir gündür ve inananlar ne zaman gerekli görürlerse o günde toplanır, aralarında problemleri müzakere ederler. Bunun içinde cami tapınaklarına gerek yoktur. Gelelim mescid,e mescid kelimesi Allahın emrilerine riayet halini anlatan bir kavramdır.herhangi bir mekanla hiç bir ilgisi yoktur. Bakara 187- Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar,sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Eğer mescid cami anlamında ise bu demektir ki ramazan haricinde camilerde kadınlarla ilşikiye girmek serbest demektir.Hadi buyurun denemesi bedava.Böyle bir taleple harhangi bir camiye gittiğinizde, acaba size hangi hoca müsade eder ? Oysaki bu ayetteki mesacid ,sizler oruçlu iken kadınlara yaklaşmayın anlamındadır Şimdi ayeti gerçek anlamıyla bir daha verelim nasıl cuk diye oturuyor Bakara 187- Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar,sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Sizler oruçlara riayet halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar. Kuran aşağıda vereceğiimiz örneklerde olduğu gibi inananlara erdemli ve ahlaklı davranmayı öğütleyen mesajlarla doludur.Toplumda erdemli olmayı asla özümseyemeyen insanların her türlü gayri ahlaki davranışlarının örtülmeye ve saklanmaya çalışıldığı bir ritüeldir namaz ve cami tapınakları. Namaz, kuranda olmayan dini bir etikettir.Kendilerine diğer insanlardan daha üstün statü getirmek isteyenlerin malzemesidir namaz. Başörtüsünde olduğu gibi.Bunlar için asırlardır kıyameti koparan insanların, mesela siz şu ayetleri şimdiye kadar gündeme getirdiğine şahit oldunuz mu ? Nisa 135) Ey inananlar! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, anababanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa,ALLAH her iki gruba da eşit davranır. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Maide 8- Ey inananlar, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. gelelim diğer örneklerimize İsra suresi 23- Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine kulluk edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "öf" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle. 24- İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir. Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et." 25- Rabbiniz içinizden geçenleri çok iyi bilir. Eğer iyi kimseler olursanız elbette Allah çok tevbe edenleri bağışlayıcıdır. 26- Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma. 27- Çünkü (malını) saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür. 28- Eğer Rabbinden beklediğin bir rahmet (rızık) için, onlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan, o vakit de onlara yumuşak ve tatlı bir söz söyle. 29- Elini boynuna asıp bağlama (cimri olma), hem de onu büsbütün açıp saçma (israf etme); aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. 30- Gerçekten senin Rabbin, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar. Şüphesiz ki Allah, kullarının durumlarından haberdardır, her şeyi görendir. 31- Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da, size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük bir suçtur. 32- Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur. 33- Haklı bir sebep olmadıkça, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuştur. 34- Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel bir şekilde yaklaşabilirsiniz. Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor. 35- Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu hem daha hayırlıdır ve sonuç itibariyle de daha güzeldir. 36- Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar. 37- Yeryüzünde kibirle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin. 38- Kötü olan bütün bu yasaklar, Rabbinizin sevmediği şeylerdir.
-
ALLAH RIZASI İÇİN ORTAK KOŞANLAR
Ayetleri kafama göre değilde nereme göre yorumlayacam.Siz nerenize göre yorumluyorsunuz diye sorsam acaba şey pardon sizler hadislere göre yorumlarsınız değilmi ? peki sen hadis alimlerinin kafasının daha iyi çalıştığını kimin kafasına göre anlıyorsun. kendi kafana göremi yoksa yine başkalarının kafasına göre mi O başkalarının kafasının iyi anladığını kimin kafasına göre anlıyorsun benim kafamın basmadığını kimin kafasına göre karar verdin hadi diyelim ki senin kafan basmıyor, senin kafan basmıyor diye herkesi kafasız ilan etme yetkisini kimin kafasından aldın
-
Hadislerin oluşum süreci
hadislerin oluşumu Hadis ilmi ? İkönce din diye zorla insanların başına kakmak istediğiniz bir cümleyi kuracaksınız. Sonra bu cümlenin başına Resulullah buyurduki diye ekleyeceksiniz. Sonrada güvenilir olması içinde o hadise bir senet hazırlayacaksınız .Kafanızdan, keyfinize göre uydurduğunuz isimlerle bir silsile oluşturacaksınız Örnek verelim. ibni ahmed, ibni ömerden,oda ibni yusuftan, oda ebu hureyreden oda Resululhatan nakletti ki İşte bu kırmızı puntoluda olan silsile hadisleri yağlı dolma gibi yutturmak için özel olarak hazırlanmış senetlerdir .Bu senetten sonrada hadisin metni gelir. Örneğimizi tamamlayalım İbni ahmed, ibni ömerden oda ibni yusuftan, oda ebu hureyreden, oda Resulullahtan nekletti ki;kopek bulunan eve melekler girmez Kırmızı renkli kısım hadisin senedi, mavi puntolu kısım ise hadisin metnini oluşturur Senedin silsilesindeki ki kişilere hadis metodolojisinde ravi denilir.Hadise olan güveni daha da artırmak için (hani bir takım içecekler hazırlanırken kıvam artırıcı madde kullanılırya, işte aynen bunu gibi) bu ravilere özel takva şerbeti dökülür. örnek çarşıda pazarda yemek yememek ayakta iken su içmemek ve su dökmemek Sünnete riayet etmiş olmak ( bol hurma yemek) Abdestte sağdan başlamak tuvalete sol ayakla girmek Misak kullanmak sakallı olmak sarıklı olmak işte bu ölçülere uyan kişiler adil ravilerdir ve onların hadisleri güvenilirdir
-
ELÇİLERİN ARASINI AYIRANlLAR İNKARCIDIR
Kuran dışı iddalar 1) Allahın en sevdiği kuludur Hangi ayet )) 2) Miraca çıkmıştır hangi ayet 3) Allahı görmüştür Hangi ayet 4) Biz onun ümmetiyiz hangi ayet 5) Diğer peygamberlerden önce gelir hangi ayet 6) şu söyledidklerimi kim inkar edebilir Ben söylediklerini tamamnı inkar ediyorum zira tamamı kuran dışı safsata Şimdi sen söylediklerini kurandan delil getirerek isbat et bekalım becerebilecekmisin ? Sakın hadis madis yazmaya kalkma ? Zira ben hiç birine inanmıyorum
-
ALLAH RIZASI İÇİN ORTAK KOŞANLAR
sayın haksöz laf olsun torba dolsun diyorsak inan bu forum okunmaz hale gelir bu yazılanların hepsi alıntıdan ibaret varsa bir bilgin ortaya koy. belki ateist değilsin ama görünürde müslümanda değilsin Varsa bir itirazınız,yanlış gördüğünüz bir yer, sizde delilleriyle ortaya koyun ki neresi yanlış insanlar anlasınlar. Ben yanlışımı gösterenlere teşekkür ederim . Ama bir şartla.Eğer getirdiği deliller sadece kurandan olursa hadi buyurun eleştirilerinizi bekliyorum efendim
-
ELÇİLERİN ARASINI AYIRANlLAR İNKARCIDIR
Sözüm ona müslüman olduğunu iddia edenlerin ağzından Muhammedi çok sevdiklerini, her konuda ona uymak gerekli olduğunu ballandıra ballandıra anlatıkklarına bir çok kereler şahit olmuşsunuzdur. Bunlara göre varsa yoksa Muhammeddir Bu işi o kadar abartmışlardır ki kuranda olmamasına rağmen haftalar süren kutlu doğum etkenliği yaparlar.Siz bu insanlardan bir kere olsun başka bir peygamberin adını bu kadar ağızlarına aldıklarını duyamazsınız. Oysaki kuran her ne şeklide olursa olsun elçiler arsında ayırım yapmayı kesinlikle yasaklar Bakınız bunların güya örnek aldığı Hz Muhammed diğer peygamberler hakkında nasıl davranmış bakara 136) Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer elçilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." bakara 285 Elçi, Rabbinden kendisine indirilene inanmıştır; inananlarda. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, eliçilerine inandıdlar. Allah'ın elçilerinden hiç biririnin arasını ayırmazlar. Şöyle dediler: işittik ve itaat ettik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır." Ve ayırım yapanlara Allahın tehdidi Nisa 150- Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin arasında bir yol tutmak isterler. Nisa 151- İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır. Nisa 152- Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. Şimdi birileri çıkacak hayır efendim biz diğer peygamberlerede inanırız auırım yapmayız diye itiraz etmeye kalkacaklar.İsbat edin efendim Mesela diğer paygamberler içinde anma haftaları tertip edin yada sırf muhammed için yapılanı tedavülden kaldırın mesela ezanlarda hergün başka peygamberin ismini çağırın yada muhammed isminide kaldırın
-
TÜRBANA BİR PARÇA BEZ GÖZÜYLE BAKANLARA SESLENİYORUM
Edepten bahsedenlere bakın Edep yerini kapatan giysinin de bir parça bez olduğu doğrudur.Giyinmek tüm insanların yaratılışında var olan bir iç güdüsüdür.mesele bu değil ki.Saçlarını edep yeri zannedip bunu tüm inananlara din diye dayatanlardır Bizde kalkıp sizin bu yanlışınızı ortaya çıkartıp, hayır efendim saç,baş edep yeri değildir dediğimiz için mi edepsiz olduk ?
-
ALLAH RIZASI İÇİN ORTAK KOŞANLAR
Allah rızası için Allah’a ortak koşanlar Ne tuhaftır ki tarih boyunca hemen hiç kimse "Allah'a ortak koşacağım" diyerek ortak koşmamıştır. Açık açık bunu yapsalardı, belki insanların çoğunun böylesine sapması mümkün olmayabilirdi. Lakin hemen her ortak koşan, yaptığı işi Allah için yapmış, Allah'ı razı etmek için yaptığını iddia etmiştir. Mekkeliler melekleri Allah'ın kızları yaparken bunu Allah için yapmış, İsa (a.s)'ya inananlar İsa'yı Allah'ın oğlu(!)yaparken de yine Allah için Allah'ın dinini kendilerine getireni gereğinden fazla sevmişler(!) ve bu sevgileri sonucu Allah'ın kulu ve elçisi olarak sevmeleri gereken İsa (a..s)'yı, Allah'ın oğlu yapıvermişlerdi... Her kavimdeki ŞİRK'e bakınız, gerekce olarak söylediklerimizden başkasını göremezsiniz. Eski dinlerinden getirdiklerinin de yeni kabul ettikleri tevhid dinine taşınması, taşınanların tevhide zıt hususları içermesi de yine aynı gerekçelerle olmuştur. Bu yüzden insanların çoğu ortak koşmadan Allah'a inanmamışlardır. Tasavvufun yaptığı ise İSLAM'I akidesinden bozarak değer yargılarının anlamlarına, içeriklerine kadar hemen herşeyiyle oynamış ve bozmuş olmalarıdır. Dindar insanlar şirk koşar Kur’an’ın en önemli ve aynı zamanda çetrefil anahtar kavramlarından biri de hiç şüphesiz ‘şirk’tir. Çetrefildir, zira şirk daima kendisini tevhidden bir perde ile gizlemesini bilmekte, kendisini olabildiğince ‘hak’ suretinde göstermektedir. Bir başka adlandırmayla şirk koşanlar, bir biçimde dinle ilintili insanlardır. Bunlar ‘dinsiz’ değil, ‘dindar’ insanlardır. Allah’a inanma iddiasında olan ‘dindarlar’ ancak şirk koşmaktadırlar. İşte şirkin çetrefilliği buradan kaynaklanmaktadır. Peygamberlerin, müşrik/kafir kavimlerine tevhîdi anlatmak, şirkle tevhîdin farkını kavratabilmek için verdikleri mücadele, kastettiğimiz bu çetrefilliği yeteri kadar izah etmektedir. İnsanların çoğunluğu şirk koşarak iman etmiştir Tarih boyunca ne yazık ki insanların çoğunluğu Allah’a şirk koşarak iman etmişlerdir. (12/Yusuf, 106). Fakat bu insanlar yaptıklarının hep doğru olduğu zannına sahip olmuşlar, şirklerinde haklılık iddia edegelmişlerdir. Allah’ın uluhiyyetini ve rububiyyetini hakkı ile takdir edemeyen insanlar, değişik biçimlerde Allah’a ortaklar koşmuşlar ve müşrik olmuşlardır. Bu hallerini ise yine de dindarlık zannetmişlerdir. Şirk Allah’a yakınlaşma adına yapılır. Zümer 3. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve inkarcıları iyiye ve güzele kılavuzlamaz. Hiç kimse ben müşriktim demeyecek, demiyor. Herkes birbirinden daha dindar olduğunu iddia ediyor. Bize göre bizim içimizde müşrik yok. Bize göre bu vasıf dışımızdakileri kapsıyor. Sapkınlıkları dışımızdakilere özgülemek bizim en temel özelliğimiz. Bu bize büyük bir rahatlık, huzur ve güven veriyor. Kısacası bize göre biz müşrik değiliz. Dolayısıyla müşriklerle ilgili ayetler de bizi bağlamıyor. Allah bu ayetlerde başkalarına sesleniyor. Acaba gerçekler öyle mi??? Müşrikler Müşrik olmadığını sanmaya ahirette bile devam edecek. Müşrikler, müşrik olmadıklarını iddia hususunda “Allah adına yemin edebilecek” kadar dindar insanlardır. Müşrikler “Allah’a yemin ederiz ki biz müşrik değildik” diyecekler: Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: "Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız?" (Bundan) Sonra onların: "Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı. Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup-uzaklaştı. (Enam Suresi, 22-24) Müşrikler dünyadayken en doğru yolda olduklarına mutlak emin olan insanlardır. Bu yüzden ahirette Allah adına yemin ederek asla şirk koşmadıklarını iddia edeceklerdir: Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: "Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız?" Sonra onların: "Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı. (Enam Suresi, 22-23) Ne büyük gaflet. Ne büyük aldanmışlık. İnsanın kendisine karşı yalan söylemesi… Kendi kendini aldatması… Ama farkına bile varamaması… En dindar geçinirken En müşrik olduğunun farkına bile varamaması… En büyük hatalarımızdan birisi de şu; Bizler Allah’ın Kur’anda yerdiği kimseleri hep dışımızdakiler sanıyoruz. Yerdiği sıfatların bizde değil dışımızdakilerde olduğunu sanıyoruz. Bununla birlikte Allah’ın Kur’anda övdüğü kimseleri kendimiz sanıyoruz. Övdüğü vasıfları da bizim kendi vasıflarımız sayıyoruz. Bu keyfi varsayımı yaparak en büyük yanlışlarımızdan birisini yapıyoruz. Örneğin Müşrikler kimlerdir? Bize göre, Asla bizler değiliz. Müşrik olanlar Yahudiler, Hristiyanlar ve diğerleridir. Pekala onları müşrik yapan sıfatlar bizlerde yok mu? Bu sıfatlar bizlerde de olduğu halde neden onlar müşrik de biz müminiz? Hristiyanlarda teslis var da bizde yok mu? Yahudiler tanrılarını peygamberleriyle güreştirdi ve peygamberleri kazandı. Biz de aynısını yapmadık mı? Bizde hadis ile ayetin hükmünü çürüttük. Peygamberimizi “Allah’tan daha iyi biliyor” ilan etmedik mi? Onlar kitaplarının lafzını tahrif etti. Bizler de kitabımızın kelimelerinin anlamını tahrif etmedik mi? Kitabımızın kelimelerinin anlamlarını yaşantılarımızla tahrifata uğratmadık mı? Onlar lafızda kaydırma yaptı, bizler anlamda. Sonuçta kitaplarını onlar da diskalifiye etti bizler de. Tahrifatçılık bağlamında onlardan ne farkımız var? Kendilerini asla müşrik sanmayan toplumlara geldi Elçiler. Şimdi bize bir Peygamber gelse ve mezheplerin koyduğu helal haramları çöpe atsa ne tepki verirdik o Resule? Şimdi bize bir peygamber gelse ve bizim teslisimiz olan “Allah+Peygamber+Şeyhlerimiz, İmamlarımız, Efendi Hazretlerimiz” anlayışını çöpe atsa ne tepki verirdik o Resule? Biz insanlar aynıyız. Müşriklerin rolünü biz dindarlar oynayacaktık. Sadece sahne ve dekor değişmiş olacaktı o kadar. Ebu Cehil birimiz olacaktık. Velid Bin Mugire bir diğerimiz. Eğer bize şimdi bir peygamber gelse biz o peygambere “bizim dinimizi bozuyorsun”, “biz atalarımızdan böyle görmedik”, “ya çeneni kaparsın yada seni öldürürüz” diyecektik. Şu ayet şimdi inseydi acaba Allah bizlere nasıl hitap ederdi dersiniz? Şeyhlerimiz ve İmamlarımız işin içine katılmaz mıydı acaba? Onlar, Allah'ın yanısıra bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de... Oysa onlar, tek olan bir ilah'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir. (Tevbe Suresi, 31) Lütfen şu alttaki ayeti “Acaba hitap bana mı? Bize mi?” diyerek okuyunuz. Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak "zan ve tahminle yalan söylersiniz." (Enam Suresi, 148) “Şeyh Efendilerimiz bize şefaat edecekler” diyenler biz değil miyiz? Allah'ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: "Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki: "Siz, Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir." (Yunus Suresi, 18) Bir İbrahim’de şimdi gelse bizim sevgi bağı kurduklarımız hakkında ne derdi acaba? (İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur." (Ankebut Suresi, 25) Dünyada ve ahirette “yardım görme umuduyla” bir takım efendilere bel bağlamadık mı? Yardım görürler umuduyla, Allah'tan başka ilahlar edindiler. Onların (o ilahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir. (Yasin Suresi, 74-75) Bakalım bizim evliyalarımız bizi kurtarabilecek mi? İnkâr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız. (Kehf Suresi, 102)
-
SAHTE ŞAHADET KELİMESİ
39:45 Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar. Ama Allah'tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler..
-
İSLAMI HADİSLERLE YOZLAŞTIRMAYA ÇALIŞANLAR
hadis de hadis, amaaaan hadis, canım hadiisssss Bir türlü akledemediğiniz şey bu dinin sahibinin kim olduğudur, Allah mı yoksa peygamber mi.Ben hadislerin tamamının uydurma olduğunu sizlere kuranla tek tek ispatlayabilirim ama bu sayfalara uzun geleceğinden bir örnek vereyim . Birinci versiyon,"Ben size, eğer sarılırsanız asla doğru yoldan sapmayacağınız,"ALLAH'ın kitabını ve Ehli Beytimi" bırakıyorum. . (Müslim 44/4,no:2408; İbni Hanbel 4/366; Darimi23/1,no:3319) Bu, Şii Müslümanlar tarafından uydurulan versiyondur. . İkinci versiyon,"Ben size, eğer sarılırsanız asla doğru yoldan sapmayacağınız,"ALLAH'ın kitabını ve sünnetimi" bırakıyorum. . (Muvatta 46/3) Bu da sünni müslümanlar tarafından uydurulan versiyondur. . Üçüncü versiyon:"Ben size, eğer sarılırsanız asla doğru yoldan sapmayacağınız,"ALLAH'ın Kitabını " bırakıyorum." Müslim 15/19, no:1218 ; İbni Mace,25/84, Ebu Davud,11/56 Bu son versiyon, hem Şii hem de Sünni Müslümanlar tarafından ortak olarak nefret edilen ve Kur'an'ın, Muhammed'in getirdiği yegane mesajın “Kur'an” olduğu bilgisi ile uyumlu, tek versiyondur Binlerce insanın dinlediği veda hutbesi bile bu kadar çarpıymaya maruz kalmışsa , artık birkaç kişiden gelen hadislerin sözüğnü bile etmeye değmez Varsayalım ki bir sözün peygamberin ağzından çıktığı % 100 doğru olsa bile yinede dinde delil olamaz.Zira peygamber evrensel değildir. O yaşadığı dönemim ve şartların etkisinden bağımısz konuşamaz.Evrensel olan ise Allahın sözüdür Bir parça akletmek,beyin patlatmak, insanların problemlerine çare bulmak yerine sürekli birilerinin eteğine sığınmaya çalışmak velevki peygamber olsa bile ancak ve ancakhazıra konmayı maharet sayanların işidir . Üretin beyler üretin, taşın altına sizde elinizi atın, yok eğer yapamıyorsanız bırakında yapanlara köstek olmayın
-
KURANI HÜKÜMSÜZ BIRAKANLAR
Kuranın hangi ayetinde inanmayanları öldürün diyor ? Kuranı cınbızlarsanız elbbetki böyle ******* yarumlar çıkarırsınız. Eğer bu konuda daha detaylı bilgi edinmek istiyorsan kuranda savaş hukuku diye bir başılk actım orayı okuyabilirsin. Kuran sana saldıranlara enayi olma sende müdafanı yap der.İnanmayanları öldürmekle hiç bir alakası yok
-
SAHTE ŞAHADET KELİMESİ
islama girme reçetesini carpıtıp insanları Muhammedin kulu kölesi yapmaya çalışanşlar sizlersiniz.Allah islama girme olarak sadece la ilahe illallah demeyi yeterli görüyor siz Allah ile inatlaşıp hayırrrrrrr hayırrrrrrrrr hayırrrrrr Muhammedun resulullah diyecek diye dayatıyorsunuz Konu peygamberlere iman değil sözlü şehadet etmek.Eğer bir insan inanıyorsa siz hiç bir kimseyi şehadt etmeye zorlama yetkiniz yok. verdiğin ayetler peygamberlerin arasına ayırmadan inanmakla ilgili, ve tamda sizleri muhatap alan ayetler Eğer peygambere inanmak, kelime i şahadetin arkasına muhammedun resulullah demeyi de gerektiriyorsa bu demektirki, sizler muhammed peygamberden başka hiç bir peygambere inanmıyorsnuz demektir İsbatmı istiyorsnuz ? Şimdiye kadar siz ve gelenekçilerin tamamı kadar kaç kere kelime i şahadetin sonuna Musa resulullah İsa resulullah İbrahim resulullah Yunus resulullah İbarelerini ekleme gereği duydunuz Kuranın hangi eyetine dayanarak , asırladır bölücülük yaparak diğer peygamberler dışlayarak ezanlarda sadece muhammedun resululah ibaresini haykırma yetkisini aldınız Bak bakalım şimdi peygamberlerin arasını ayıran kimler.
-
MEZHEPLER İNSANLARI BÖLÜCÜ KURUMLARDIR
sebebini başka bir başlıkta acıkladım okuyuver
-
KURANI HÜKÜMSÜZ BIRAKANLAR
Her ne zaman gelenekçi din anlayışında olanlara,kurandan deliller getirerek yanlışları ikaz edip uyarıldıklarında hemen şu cümleleleri duyarsınız O ayetler kafirler için indi O ayetler müşrikler için O ayetler hıristiyanlaar ve yahudiler için indi O ayetler münafıklar için indi Size ne indi beyler ??? ne ----- ------- edin yinede kestirmeden cennete gideceksiniz diye cennetle ilgili ayetler mi Sizi bağlamayan ve ilgilendirmeyen ayetlerin kuranda ne işi var.Bu mantıkla kuranın % 90 ını inkar ettiğinizin farkındamısınız ?
-
MEZHEPLER İNSANLARI BÖLÜCÜ KURUMLARDIR
Kuran tefsire gerek kalmayacak kadar acıktır.tefsirlerin tamamı hurafelerle doludur.Kuranın en gzüel tefsiri yine kendisidir
-
MEZHEPLER İNSANLARI BÖLÜCÜ KURUMLARDIR
Benim yaptığım nedir biliyormusun,kuranın evrensel mesajlarını 1500 sene öncesine hapsetmaya çalışanlara bu ayetleri hatırlatmaktır. Kuran sadece 1400 sene önce yaşamış inkarcıları azarlamak için inmedi.Aynı tutumu sergileyenler bu ayetlerin muhatabıdır tevhid evrensel olduğu gibi şirkte evrenseldir.Dolayısıyla kuran dışı kaynaklardan hüküm beğenenler de inkarcılardır Bu ayetlerin ilk muhatapları inkarcı olurlerken,sizleri ayrıcalıklı kılan ne.Allahtan torpilmi aldınız ?
-
ALLAHIN DİNİNDE BAŞÖRTÜSÜ YOK
O ayetleri bilmiyoruz mu zannediyorsun. Allaha itaat =kurana itaat, elçiye itaat=hadislere itaat olduğu şeklindeki yaygın kanaat kuran dışı bir inançtır Eğer elçiye itaat hadislere itaat ie, o takdirde ilahlık taslayan firavunu tevrata inanan ama buna rağmen Musaya gıcık olduğu için onun hadislerini/sünnetini kabul etmeyen biri olarak anlamak gerekir ki kurana göre asla mümkün değildir Müzemmi 16. Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir azabla yakaladık. Ne terbiyesiz adam şu firavunda yaaa.Senmisin Musanın sünnetini inkar eden. Ama cezasınıda bulduya.Ordusuyla sulara gömüldü Ahir zaman ayetlri cımbızlayarak kendi aklınca hadislere kurandan delil getiriyor TEVBE 29- Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın. Bu ayette Allah ve resulü ayrı ayrı zikredidliyorya işte bakın resulünde haram kılma yetkisi var demeye getiririyor önceki ve sonraki ayetlere bakalım 28- Ey iman edenler! Müşrikler bir pisliktirler. Artık bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız Allah sizi dilediğinde lütuf ve ihsanıyla zenginleştirecektir. Allah gerçekten alîmdir, hakîmdir. 29- Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın. 30- Yahudiler, "Uzeyir Allah'ın oğlu" dediler, Hıristiyanlar da "Mesih Allah'ın oğlu", dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar! Ne ilginç değilmi peygamberlerin Allahın oğlu olduğuna inannan bu insanlar Ey Muhammed Kuran başımızın gözümüzün üsütüne ama kusura bakma biz senin hadislerine gıcık oluyoruz demişler ,Yüce Allah ta bunları azarlamak için sizi gidi keratalar nasıl olurda muhammedin hadislerini kabul etmezsiniz diye tevbe 29 u indirmiş öylemi ???Hadisleri din diye milletin başına kakmaya çalışanlara göre evet Kuran her ayetinde tek kaynak olduğunu haykırır.Din konusunda kurandan başka kaynaklara gidenler şu ayete bir baksınlar Cuma 5- Kendilerine Tevrat/Kuran yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür. Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. Tevbe 31- Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.
-
SİHİR/BÜYÜ ASLI OLMAYAN ŞARLATANLIKTIR
Gece kuşu kardeşim cin insana kendisi zarar veremez seninle dalga geçer sen titrersin korkarsın sana şunları yap der sen kafayı yersin o pencereden atla der sen de atlarsın seni o pencereden atamaz ısıramaz zehirleyemez onu sen yaparsın büyü ile uğraşan cinler müslüman değildir Nerden biliyorsun böyle olduğunu.Cin şöyle dermiş böyle dermiş yok kendini pencereden atarmışsın. Ya siz bu safsatalara gerçekten inanıyormusnuz? Değil biri yeryüzünün cinleride bir araya gelseler,kılımı dahi kıpırdatamazlar. Sizler gibi kendi gölgensinden korkacak kadar hurafelere inannalara cinlerin bir şey demesine gerek yokki .Gök gürültüsünden bile korkup pencereden atlarsınız
-
ALLAHIN DİNİNDE BAŞÖRTÜSÜ YOK
Cevabı daha önce yazdım sanırım okuyamamışsınız. tekrarlayayım" Önceki mesajlarımda Nur Suresi ile biz inananlara ne anlatılmak istendiği ifade etmiştim. Buyrunuz Efendimizin hayatına bakalım.. Peygamberin hayatına nasıl bakacaksınız.Mezarına gidip ona sorumu yönelteceksiniz.Ayet apaçık ortada.Kendiniz gibide peygamberi eğip büken biri mi sannediyorsunuz İşte "Bizzat Yaşayan Kur'an" olan peygamberimizin uygulamalarından bir kaç örnek. Yalan.Peygamber sadece kuranı yaşadı ona isnad edilen yalanları değil Bakın Hz. Peygamber o ayetleri nasıl anlamış ve uygulamış. Daha nasıl bir cevap bekliyorsunuz ki anlayamadım... Peygamber nasıl anlamış mış.Yüce Allahın elma dediğine,peygamberin armut diyebileceğinimi zannediyorsunuz? Artık Peygamberimizde örtünme ayetlerini yanlış anlamıştır yada aşağıdaki hadisler yalandır vs. tarzında yaklaşımlarda bulunmazsınız umarım. Yazdıklarım 14 asırdır bütün İslam alemi tarafından ittifakla kabul edilmiştir. 14 asırdır islam alemi diye yutturmaya çalıştığınız,ruhbanların kellesini saymaktan başka bir şey değildir Enam 115- Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir. Enam 116- Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar. Buna devletimizin kurumu olan Diyanette Dahildir. Bakın bunda haklısınız. Yani bu ruhbanlardan oluşan kelle sayıısına diyenette dahlidir Buluğa ermiş müslüman bir hanımın namaz kılarken saçlarını ve diğer avret mahallini örtmesi gerektiği Hz. Aişe’den rivayet edilen bir hadis ile sabittir. Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah buluğ çağına ulaşmış kadının başörtüsüz namazını kabul etmez.” (Hakim en-Neysabûrû, Müstedrek; I, 251. Ebu Dâvûd, Salat, 85. No: 641. I, 422. Tirmizî, Salat, 277. No: 377. II, 215. İbn Mâce, Tahâre, 132. NO: 655. I, 214. Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 150, 218, 259. İbn Huzeyme, hadisin sahih, Tirmizî, Hasen, Hakem ise Müslim’in şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir.) Ayrıca Peygamberimizin eşlerinin evlerinde baş örtüsü ile namaz kıldıklarını (Malik, Salat, 10. No: 35-36) ve Peygamberimizin başı açık namaz kılan genç kızlara müdahale ettiğini ve buluğa eren kadınların başlarını örterek namazlarını kılmaları gerektiğini bildiren hadisler mevcuttur. (Ahmed, VI, 96, 236, 238; Tirmizî, Salat, 84. No: 640. I, 420; Ebu Davud, Salat, 85. No: 642. I, 422) Peygamber zamanından günümüze kadar ki uygulama da böyledir. Bu konuda İslam toplumunun ortak görüşü hasıl olmuştur. Şimdi tamda burada ama bunlar namaz kılarken söylenmiş diyenler olursa eğer bizde deriz ki: Bu ifadede "namaz kılarken" kaydı vardır, bu kayıt bizi yanılgıya düşürmemelidir; çünkü meselemiz, kadının avret yerlerinin tesbitidir, namazda örtülen yerler avret yerleridir ve yukarıdaki ifade başın avret olduğunu açıklar ve kesin olarak ortaya koymaktadır. (Ayrıca bak. Cessâs, Ahkâmu'l-Kur'ân, c. III, s. 316) "Kadının eli ve yüzü müstesna olmak üzere bedeni ve saçının avret (kapatılması gerekli uzuv) olduğunda fıkıh âlimleri ittifak etmişlerdir. Nûr ve Ahzâb sûrelerinde yer alan âyetleri ile bunları açıklayan hadîslerin, "yüz, el ve ayaklar" dışında kalan yerlerin örtülmesi gerektiğini kesin ve bağlayıcı olarak ifade ettiğinde birleşilmiştir. Çünkü, Allah Teâlâ örtünme ile ilgili âyetlerde şöyle bir seyir takip etmiş ve arka arkaya açıklamalar getirmiştir: ( Bu seyiri iyi takip edin ve okuyun.) a) Erkeklerin gözlerini haramdan korumalarını, iffetlerine sahip olmalarını istemiş, ancak bu davranışın onları ruhen temiz kılacağını bildirmiştir. Kadınların da gözlerini haramdan (cinsî arzuyu uyandıracak yerlere bakmaktan) sakınmalarını, iffetlerini korumalarını emretmiş, hemen bunun arkasından zarûrî olarak açıkta kalanlar (eller, ayaklar ve yüz) müstesnâ bütün vücudu kapatmalarını, güzel ve çekici yerlerini (zînet) nâmahreme açıp göstermemelerini istemiştir. c) Başörtülerini boyun ve göğüslerini örtecek şekilde bağlamalarını emretmiştir. d) Örtülecek ve açıkta bırakılacak yerleri sınırladığı gibi vücudunu kimlere karşı örteceğini ve kimlere karşı açabileceğini ayrıntılı olarak açıklamıştır. e) Son âyetin sonunu "Ey mü'minler! Hep birden Allah'a tövbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz!" şeklinde getirmiştir; bu ifade, gerek daha önceki davranışlar ve gerekse bu âyet geldikten sonra ona uymayan hareketlerin günah olduğuna, bunlardan kurtulmak için Allah'a tövbe edilmesi gerektiğine işaret etmektedir. (Nûr: 24/29-31) ). Hadislerin tamamı uydurmadır. Peygamber sadece ve sadece kurana uydu başka bir şeye değil. Enam 50 Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" Araf 203 Onlara bir ayet getirmediğinde, "Onu da şuradan buradan derleseydin ya!" diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir." hakka suresi Yunus 15 Onlara ayetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahyolunandan başkasına uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım hadisler kurandan başka bir şey istemektir.Zaten ısrarla hadislere sığınmanız da bunu apaçık göstermektedir Peygamber kurana bir harf bileekleyemez 41- O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz. 42- Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz! 43- O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. 44- O, bize isnâden bazı sözler söylemeye kalkışsaydı, 45- Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık. 46- Sonra da onun şah damarını keser atardık. 47- O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. Peygamber Efendimizin yanında değildik fakat bizlere bıraktığı sünnetinin ve hadislerinin takipçileriyiz ? Peygamberin sünnetimi yoksa o hadisleri yazan ve bir çoğu şamanist olan hadis yazarlarının sünneti mi ? Peygamberin sünneti kavramıda sizlerin uydurduğu bir kavramdır.Bunun böyle olacağını bilen yüce Allah bakın ne buyuruyor Furkan 30 Peygamber dedi ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler. Ayete dikkatli bakın,peygamber sünnetimi hadislerimi terkettiler diye değil,kuranı terkettiler diye şikayet ediyor Senin gibi hadisleri inkar eden ve bize sadece Kur'an ayetleri delil olarak yeter diyenleride iyi biliyor ve tanıyoruz...Hatta peygamberimize bile gerek yok kitap bize yeter diyenleride..... Kuranın yeterli olmadığı sadece sizin değil,tüm inkarcıların ortak inancıdır. bakara 170) Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" dendiğinde: "Hayır! Biz, büyüklerimizi üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, büyükleri bir şeye akıl erdiremiyor, doğruyu bulamamış iselerdemi!. Lokman 21 Onlara "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan; onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse Zuhruf 43- Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin. Zuhruf 44- Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz Evet biz sadece kuranı yeterli görüyoruz ve sadece ondan hesaba çeklieceğiz Eğer sizler hadis kitaplarının yazanları sizi kurtarabileceğine gercekten inanıyorsanız buyurun devam edin İşte Allah'ın örtünmeyle ilgili gönderdiği ayetleri ve Peygamber efendimizle sahabesinin uygulamaları. Konu apaçık ortadadır. Kimse Bu dini Allah'ın Peygamberinden daha iyi anladığı iddiasında bulunmasın!!! Her konuda kuranı yeterli görmeyip,atalarınızın uydurduklarını *********** yarıştıır gibi kuran ile yarıştırmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz ?
-
ŞERİATIN BİR ÜLKEYE SİNSİCİ GİRİŞİ... (90'lı yıllarda Ülkemize gelen Mısırlı işadamları ve eşlerinin itirafı... Siz bizim 15 yıl önceki izimizi sürü.)
UYDURUK ŞERİAT Mezhepçilerin Şeriatı İktidara Gelirse... 3 Nisan 2000 tarihinde Akit Gazetesinde Çeşitli Meseleler başlığı altında yayımlanan aşağıdaki makale Yusuf Kerimoglu'na aittir. Asıl ismi Hüsnü Aktaş olan bu şahis üniversite mezunu bir kişidir. Akit Gazetesinden önce, yıllarca Milli Gazete'de Fikih Köşesi başlığı altinda fikhi sorulara cevap veren Kerimoğlu kaynak olarak Hadis kitaplarini, Ibni Abidin ve Fetavayi-Hindiye gibi uydurma şeriatı içeren kaynakları kullanır. Kuran ayetlerine cok ender referans veren Kerimoğlu, aşağıya alıntıladığım makalesinde mezhebçi şirk dininin despot ve vampir karakterini ortaya koyuyor. Hem de utanmadan "meselenin özü budur; birbirimize dua edelim" diye bitirip Allah'a malediyor. Kendisine yönelteceğimiz soruları onun makalesinden sonra bulacaksınız. Çeşitli Meseleler Yusuf Kerimoğlu G.ANTEP'den Ramazan EREN/ Mektubunuzda; "Fıkıh köşesinde bir okuyucunuza cevap verirken, 'Her toplum içerisinde farklı inançlara ve değişik düşüncelere sahip binlerce insana rastlamak mümkündür. İnsanların parmak izleri bile birbirinden farklıdır. Allahu Teala (cc), insanların iman veya küfür üzerinde, tek bir millet olmalarını takdir etmemiştir. Kur'an-ı Kerim'de, Resul-i Ekrem (sav)'e hitaben, 'Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündeki kimselerin (insanların) hepsi iman ederlerdi. Böyle iken sen hepsi mü'min olsunlar diye insanları zorlayıp duracak mısın?' (Yunus Suresi: 99) hükmünün beyan buyurulduğu sabittir. Kıyamete kadar, değişik inançları ve düşünceleri savunan insanlar olacaktır. İlahi iradeyi (sünnetullahı) değiştirmek mümkün değildir. Hesap gününde insanların, kendi tercihlerine ve amellerine göre muameleye tabi tutulmaları, ilahi adaletin bir sonucudur' tesbitinde bulundunuz. (...) Zihnime bir mesele takıldı. Küfrün lügat ve ıstılahi manası arasında fark nedir? Mürted ile kafir arasında ne fark vardır? İslam toplumunda kafirler; zimmi hukukuna göre yaşayabildikleri halde, mürted olan kimselere müsamaha edilmediğini biliyoruz. Din ve vicdan hürriyeti açısından bunu nasıl izah edebiliriz?" diyorsunuz. CEVAP: Mektubunuzu özetlemeye gayret ettim. Küfrün lügat manası, bir şeyi örtmek veya varlığı sabit olan bir şeyi kasden gizlemektir. Allahu Teala (cc)'nın verdiği nimetleri gizleyen, israf eden veya şükretmeyen kimsenin hali beyan edilirken, "küfran-ı nimet " terkibi kullanılır. İbn-i Abidin, "Küfür, lügatta örtmek manasınadır. Şeriatte ise; Resul-i Ekrem (sav)'in kesin olarak dininden olup, Cenab-ı Hakk (cc) tarafından getirmiş olduğu bilinen şeylerde Resulullah (sav)'ı yalanlamaktır"(3) tarifini esas almıştır. Allahu Teala (cc)'ya iman etmeyen, Resul-i Ekrem (sav)'in tebliğini kabul etmeyen ve dinde inanılması zaruri olan hükümleri inkar eden kimselere kafir denir. Çoğulu "Küffar" veya "Kefere"dir.(4) Mürted ile kafir arasında çok önemli olan bazı farklar vardır. Şöyle ki; mürted, İslam'ın Allahu Teala (cc) indinde yegane din olduğunu bildiği halde; dünya menfaati, hırs, hased, kin veya bunun gibi duygularla İslam'ı terketmiştir. Bu duygular, irtidat eden kimseyi mü'minlere karşı muharip (savaş ehli) durumuna getirebilir. Zira irtidatla birlikte bütün ismet-i şahsiyetini kaybetmiştir. Gayr-i müslim olan kafir ise, davete muhtaçtır. Yani "davet-i ümmet" vasfına haizdir. İslam dini hakkında doğru bir bilgiye sahip değildir. İrtidat eden ve Müslümanlara karşı savaşan (harbi vasfına haiz olan) kimsenin öldürülmesi, dinin muhafazası için zaruridir. Zira dinin muhafazası, maslahatların en üstünüdür."(5) Hanefi fukahası, "İrtidat eden mükellef, kadın ise öldürülmez; sadece ta'ziren hapsedilir. Çünkü kadın, muharib (savaş ehli) durumunda değildir"(6) hükmünde ittifak etmiştir. Dikkat edilirse bu hükümde, şavaş hukuku ön plandadır. Din ve vicdan hürriyetiyle ilgili değildir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim Hanefi, yani Hanifeci bir ehli sunnet mukallidi olan ve bununla onur duyan Kerimoğlu ve mukallitlerine (mukallidin mukallitleri!) aşağıdaki soruları yöneltiyoruz: 1. Bir kişinin mürted olmadan önce Müslüman olup olmadığına nasıl karar vereceksin? 2. Bir müslüman ana-babanın çocuğu hangi yaşta din değiştirirse mürted kabul edilir ve öldürülür? 3. Hristiyanlar sizin kullandiğiniz şeytani mantığı kullanıp Hristiyanlığı terkedenleri mürted ilan edip ölüme mahkum etseler nasil karşılarsın? 4. Laik sistem Hanefi şeriatını kabul edenleri sizin mantığınızla hain ve tehlikeli olarak değerlendirip ölüme mahkum ederlerse nasıl karşılarsın? 5. Fetvalarınıza Kuran ayetlerini referans göstermediğin için dinde zorlama olmadiğını ve dileyenin iman edip dileyenin de inkar edebileceğini ilan eden ayetleri sana hatirlatmaya gerek görmüyoruz; ancak nasıl olur da bu insan uydurması mezhepleri Allah'ındini diye yutturmaya çalışıyorsun (42:21). 6. Yemekte bir adamin "Kabak sevmiyorum" sözlerini işitince celallenip, "bana bir kılıç ve muşamba getirin de peygamberin sevdiği bir bitkiyi sevmediğini söyleyerek peygambere hakaret eden bu adamın boynunu uçurayım" diye hiddetlenen Hanef mezhebinin şanlı imamlarından Imamı Ebu Yusuf'un bu tavrını onaylıyor musun? (Bak Kabak Hazretlerini Sevmemek) 7. "Mürtedin katli vaciptir" anlayışıyla hayalini kurduğun Hanefi Şeriati uzerine kurulu bir devletin vatandaşları kısa sürede ölüm korkusuyla sindirilmiş münafıklar topluluğuna dönüşmez mi? 8. Sunni Mezhepler arasında kişiyi kafir/mürted yapacak inanışlar veya tavırlar konusunda yüzlerce çelişki varken, hangi mezhebe göre insanların kanını dökeceksin? Hanefi mezhebinin şeriatına göre mürted olan ancak Şafii mezhebine göre mürted sayılmayan birinin öldürülmesini nasıl karşılarsın? 9. Allah adına zulmu ve despotluğu egemen kilacak ve inançlarından dolayı insanları katledecek bir şeriatın iktidarı için gayret gösteren senin gibi birisine hayat hakkı tanıyan ve hatta günlük bir gazetede yazı yazmasına izin veren bir devleti eleştirmekten utanmaz mısın? 10. Barış ve özgürlük dini olan islamı bir zulum ve terör dini olarak tanıtmaktan dolayı Allah'tan korkmaz mısın?
-
GELENEĞİN İLAH TASAVVURU
Geleneğe göre dinin 4 kaynağı vardır Kitap, sünnet(hadisler) icmai ümmet (ruhbanların toplu kararı) kıyası fukaya (ruhbanların hakıında hüküm olmayan konularda ki ictihadları Bu dört ana kaynağın arasında arasında ,kuran sadece bir formalite icabı vardır. Hani dotlar alışverişte görsün misali. Geleneğe göre, kuranın hiç bir fonksiyonu yoktur. Daha doğrusu kuran adeta bir tebirk kartıdır.Nitekim, kuranın hayatı yönlendirmeye yeterli olmadığını, sesi soluğu çıkmayan bir tebrik kartı olduğunu gelenekçiler direkt olmasa bile dolaylı yoldan itiraf ederler Nasılmı ? Sadece kuran tek kaynak diyen insanlara bunların meşhur bir yakıştırması vardır malum.Nedir o ?? Siz peygamberi postacı yerine koyuyorsunuz. Sadece Kuranı yaşayan, ve bunun için bir çok baskılara maruz kalan ve hatta öldürülmek istenen ve sonunda hicret etmek zorunda kalan peygamber sesi soluğu çıkmayan bir tebrik kartı yüzünden mi tüm bu baskılara maruz kaldı ? Peygambere tüm bu eziyetleri reva görenler kuran için değilde, hadisleri için mi bunları yaptılar ? Bunlara göre evet ? Bunlara göre kuran; bu ana dört kaynağın arasında sadece bir aksesuar, bir süs olarak vardır.O hayata yön veremez. Kuran sadece ölülerin olmayan ruhlarına okunup üflenen bir tebrik kartıdır. Bunlara göre onların inandıkları ilah eksiktir, bilgissizdir.O sadece bir takım ana konuları bildirir, detayları ise peygamber belirler. Oların tasavvur ettikleri ilah, detay vermekten, tek başına bir hüküm belirlemekten aciz olduğu için bir sürü danışmanları vardır. Onun eksik bıraktığı veya unuttuğu kısımları bu danışmanları olan, peygamberler, ruhbanlar din adamları tamamlar Yine bunların tasavvur ettikleri ilah , kainatı tek başına idare etmekten aciz olduğu için onun süpermen yardımcıları vardır ( evliyalar, gavslar, kutuplar,kırklar, yediler,üçler, şeyhler) Bu yardımcılar süper donanımlara sahiptirler. tayyi mekan ve tayyi zaman yapabilir, kendilerine dua edenlerin yardımına koşarlar.Keramet adı altında hokkabazlıklar sergileyip inanmayanları ikna etmeye çalışırlar bunlara göre son elçi tasavvur ettikleri ilah,ın sevgilisi/habibidir.Peygambere o kadar aşık olmuştur ki onun yüzüsuyu hürmetine kainatı yaratmıştır Mahşerde bile insanların hesaplarını tek başına görmekten aciz olduğu için,bu sevgilisini yanında başvezir olarak bulunduracak ve kimlerin bağışlanması gerektiğini ona danışacaktır.O elçide sakallıları,sarıklıları,şalvarlıları,çarşaflıları bol bol hurma yiyenlere torpil yaparak cennete gönderecektir AMA ŞU BİR GERÇEKKİ BU İLAH,KURANIN TANIMLADIĞI ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH DEĞİLDİR
-
Mescid-i Haram Taş Tuğla Kabe mi yoksa Allahın uyulması gereken yasaları mı?
KABE DİKİLİ TAŞ DEĞİL Mİ? 5:90 Ya eyyühellezıne amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamü ricsüm min ameliş şeytani fectenibuhü lealleküm tüflihun Diyanet Vakfı Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Yaşar Nuri Öztürk Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktik; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. نصب (NeSaBe) : kurmak, inşa etmek, (birşeyi) dikmek, yükseltmek, (bir taşı işaret olarak) koymak, dikmek; (başını) kaldırmak; (kulakları) dikmek; Ensab: çğl (yol üzerindeki) işaretler; putlar; (tapınmak için dikilen) figürler / heykeller; (hayvanların kurban edildiği) sunaklar Sünnetullah hiçbir zaman değişmeyeceğine göre İbrahim'in Allah'ı yüceltmek için DİKTİĞİ söylenen (unutmayın Kabe ve İbrahim'in ilişkilendirildiği tek bir ayet bile yok, Beyt'i Kabe olarak kabul ediyoruz) Kâbe yukarıdaki ayetle ve Kuran'ın GENELİYLE büyük bir çelişki oluşturmuyor mu? Kuran nerede Allah'ı ululamak için fiziksel bir obje yapmanın doğru olduğunu yazar? 02:165 İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışındakileri Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındırlar. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah'ta bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler! Ayetlerde buraya giren kişinin güvende olacağı belirtiliyor, Kabe'nin içi topu topu 100 kişi ancak alır ve tarih gösteriyor ki pek emin bir yer de değil. Defalarca sellere, yangınlara maruz kalıp tekrar yapılan bu "NiSaB"ın ayetteki kriterleri karşılamadığı açık. Artı ne İslam öncesi belgelerde ne de Kuran'dan önceki ilahi kitaplarda taştan yapılmış her putu parçalayan (37:91-93) put düşmanı İbrahim'in böyle bir yapı inşa ettiğine dair bir kanıt bulunur. KABE VE BUNA ADANAN "KURBANLAR" Hadislerdeki din ile Musevilik, her ne kadar iki din mensupları birbirinden nefret etse de büyük benzerlikler gösterir; kurban da bu benzerliklerin arasındadır. Levililer kitabının başlarında detaylandırılan ve arap putperestlerinin de geleneklerini arasında yer alan tanrıya kurban sunma ritüeli diğer çoğu şey gibi, şeytan işi hadislerle İslam'a da sokulmuştur. Resulullah (A) Medine'de iken Kabe'ye kurban sunar, ben de kurbanının boynuna takılacak nişanlarını hazırlardım. Bu sırada Resulullah (sav) ihramlıların sakındığı yasaklardan sakınmazdı. Buhari, Hacc 110, Edahi 15; Müslim, 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizi, Hacc 69 (908); Ebu Davud, Menasik 17, (1757, 1758, 1759); Nesai, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5, 171, 173); İbnu Mace, Menasik 94, (3094) Kuran'a göre ise bırakın bir taşı, Allah'a kurban sunmak bile habistir: 06:136 Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allah için, bu da ortaklarımız için ." ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar! 9:95 ayetini manipule edip Kabe'ye kurban adanması gerektiğini savunan arap dini izleyenleri taştan yapılmış putlarına (eNSaB) adanan kurbanların asla Allah'a ulaşmayacağını hadis külliyatı okudukları kadar Allah'ın kitabını okusalardı belki görebilirlerdi! _________________ 10.82 "Ve suçlular hoş görmese de Allah, hakkı, kelimeleriyle ortaya çıkarıp kanıtlayacaktır."