
figgaro
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
2.350 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
figgaro tarafından postalanan herşey
-
içinizi dökün..ne dökem..varmıdır ki içimde bişe dökem..hem dökersem gitmez mi araya..beeeenn..hadi küçük bişe dökem..çıkçıkalım çayıra..yem verelim ördeğe..ördek yemini yemeden..cıyak mıyak demeden..hakkıdı..hukkudu..çıktım çıkalı..kimi çıkardın.. ...aaaaaa...içimden kendimi çıkardım..nolucak şimdi..kendimsiz de kaldım..hep senin yüzünden..
-
hepinize teşekkürlerimi iletiyorum..ve iyi oldum..hemde turp gibi.. naparsınız bakalım..forum kuşları..yine yeni havadisler iletmişiniz..bir bir okudum..bu arada forumun formatı da değişmiş..daha alışamadım..yeni yeni şeyler koymuşlar..biraz kurcalıyayım bakalım.. leyla burnundan amaliyat oldun demek..ben de kulaklarımı küçültmeyi düşünüyorum.. ..en ufak tıkırtıları duymaktan usandım..şaka bi yanada...geçer gün...gün geçer..ve geçmiçliği zamanın dahada yaklaşılmışlığıdır sona..hani..o muazzam amcamın da dediği gibi..insan doğarken ölmeye başlar... ...canlarım benim..bozmayalım şimdi morali..hadi anlatayım size bir fıkra... **** heybetlisinden bir kral..gezinirken ülkesinde..bir dilenci görür yolda..ve derki dilenciye..dile benden ne dilersen..dilenci..etme kralım..her dilediğimi verebilecekmisin..tabiki der kral..ve güler dilenci..kral bozulmuştur..heryerde de bilinir kudreti..dilenciye..dile der..isteğin yerine getirilecek..dilenci peki der..siz bilinirsiniz..ve çıkardığı bir çanağı doldurmasını ister kraldan..kral da bumuydu der..ve güler..gevrek ve mağrur..adamlarına emreder..ve hemen çanağa altın doldururlar..doldurdukça adamlar altını..bakarlar ki çanak..boştur..şaşırırlar..tekrar doldururlar..tekrardan çanak boş..ve kralda yerine getiremediği sözünün ezikliğini duymaya başlar..sarayda ne kadar altın ..elmas..yakut varsa çanağa katarlar..çanak hepsini yutmuştur..ve boştur..ülke çöker..krallık acınacak hale gelmiştir..ama kral sorar..ne var bu çanağın içinde..neden dolmaz dibi..nolur itiraf et der..dilenci gülerekten cevap verir..nolucak kralım..bu çanağın dibi..insan arzu ve isteklerinden ibarettir...
-
kavak dedin de aklıma geldi.. benim doğduğum ev..ahşap iki katlı..eski bir evdi..önünde büyük bir havlu..ve ikinci katında genişçe bir tahtadan sofası(teras diyorlar şimdi) vardı..ev eski bir rum mahallesindeydi..komşularımızın çoğu rum du..halada dururlar..o şirin ilçede..havlunun büyük demir bir kapısı vardı..babam akşamları zincirle kitlerdi..ve biz içeriden zincirin sesini duyardık..akşamın o sessizliğinde..sabahlarımız çok güzel olurdu..ev güney-bat-doğu cepheliydi..güneş sanki bizim evde doğar..sonrada batardı.. ..havlu aynı zamanda da bir bahçe gibiydi..içinde bi kaç meyve ağacı vardı..bide çeşme..ama nasıl çeşme..sanki yol kenarı bir hayrat gibi..mahmutoğulları hayratı şu etrafında yalak olanlardan...sabah ilk işimiz kalktıkmı kardeşlerimle havluya çıkardık..biri kedisini sever..biri tahtadan arabasını onarmaktadır..diğeri çıkmıştır dut ağacına ziftlenmektedir..dut ta ne dut hani..şiresi pekmezimsi..annemde mutfaktan bağırır..oğlum dökersen o dutları yere..sırtında kırarım oklavayı.. ...kardeşim..yoka ana yaa..döktüğüm yer midem.. ..haylaz..bense tavuklarıma bakardım..en büyük sevincim..anaç olan tavuklarımı gurk oturtmaktı..onlar için yumurta toplardım..geldimi gurk zamanı..hemen folunu hazırlardım..13-15 yumurta..selesine girer..yirmibir gün sabırla beklerdi..tabi bende..yirmi birinci gün olduğunda..bildiğimden doğacak civcivleri gözlerdim kümesi..ne sevindirici bir an..civ civ yumurtasını kırmaya başlar..tık..tık..tık..sonra küçük bir delikten sana bakar ..annesi..nasıl gururludur..civcivlerim benim..diye..kabartır tüylerini..bazıları yumurtasını kıramaz ben yardımcı olurdum..heheyt..ebeliğinide yaptık..tavukçukların.. ..çıktığında hepsi..annesi alır onları..dut ağacımızın altına götürürdü..koşarlardı peşinden..bir renk cümbüşü.. bide babamın..biberleri meşhurdu..süs biberi..hemde yediveren cinsinden..annemde kurardı turşusunu..yemeklerde eksik olmazdı..ve çiçekler..evin havlusu duvarla çevriliydi..ve duvarımızın üstünde..japon karanfilleri..horoz ibiği..ortanca..sümbül..hanımeli..zambak..neler neler..haftada iki kez sulama işi bana verilirdi..hele açtığında güllerimiz..şu tas gülü denilenlerden..kocaman kocaman açardı..vişne renginde..ve yaz akşamları oturmak bizim bahçede alemdi..komşular gelirdi..büyükler..büyüklerle..biz küçüklerse küçüklerle geçirirdik zaman.. **ve iki yıl önce babam satmıştı o evi..vay be..sanki geçirmişliğim orda zaman..yalan gibi..
-
şimdi hissedin..size düşündüreceğim yeri.. üstünde ipek bir kıyafet..ve bir sal içindesin..önünde uzun bir nehir..ve nehrin etrafı yüksek ağaçlar..görkemli..su üzerinde nilüferler..etraf menekşe..orkide....ağır ağır ilerliyor sal..yüzünde tatlımsı bi meltem esiyor..etraftaki çiçeklerin kokusunu getiriyor..kızıllığında daha güneş..batmaya yakın..sessizlik..ve kafanda cebelleşen bişey yok..anın ve doğanın..ve zihninin en duru halindesin..yok bişeyle hesaplaşma..bir an salın üzerinde gözlerini kapatıyorsun.sanki uçuyorsun..o kadar hafifsin ki..ve mutlu..mutlu..yüzünde tatlı bir gülümseme.. **ayyy..noldu bana..biri beni uyandırsın.. ...yok..yok..uyandırma ..hayal edilen bir huzur..ya şu yaşam.. ne muzur..
-
Allahım...o ne trafikti öyle..kafam karıştı..bende çekileyim..yarına bişeyim kalmaz benim.. ...biraz limona bu gün fazla abanırım olay biter.. ...figgaro bilir devasını bilir..hoşçakalın..sardunum..görüşmek üzere..tekrardan geçmiş olsun...
-
yangınlaaarrr... ...bir murathan mungandır..gidiyoruz.. Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla ümitsizliği değil...nazım hikmet.. arkadaşlar selam...bakın nazım da yukardaki ni demiş..olmamalı ümitsiz..ve her solgunluk ardında açmalı gonca gül..yoksa yer keder..kemirir hüzün..şu an rahatsızım biraz..soğuk kapmışımda.. ..hapşıuıuuu ..ayy..pardon.. .. sardunum büyük geçmiş olsun..babana acil şifalar.. nasılsın.. hayırdır yaa..hep gitmelerden falan bahsetmişiniz..nereye gidiyoruz..benide götürün..yoksa hepinize küserim.. ... ve gerçek şu ki..nereye gidersek gidelim..biz yine aynı biz..kalınmışlık..gidilmişlik..yada yerini değiştirmişlik , kişinin kendini değiştirmesimidir..HAYIR.. ve ben de şöyle diyim..madem murathan mungan..devam edelim.. yaşanılan her gürültüden sonra geriye bir tek yalnızlık kalır..mungan.. mungan bunu boşa söylememiştir..oda biliyor ki..ilişkinin gürültüden ibaret olma hali..gerisinde elbetteki yalnızlığı getirir...ve kimdir ki yeten..kim tam..kimdir kusursuz..ve dememiş mi küçük iskender..herkez karanlıkta birazcık zencidir......hadi yaaa..neşelenin biraz..bak daha da hasta olurum haa.. ...üzülürsünüz..
-
yazmış olduklarınız hususunda teşekkürlerimi iletirim..ve aids konusuna bir eklemede ben yapmak ister im..müsadenizle.. ***bilindiği üzere..vatikan merkezli olan..ve dünyada bir çok mensubu bulunan..katolik mezhebi bulunmaktadır..katolik mezhebine göre cinsellik, bir hedonizm yansıması değil..sadece çocuk yapma eylemidir..bunun dışındaki cinsel birleşimler günahtır..prezervatif kullanmakta günahtır..kürtajda..hatta bu inancın klise papazları yaşamları boyunca sadece çocuk yapmak için ilişkide bulunurlar..ve gelelim meseleye..bu gün dünyada aids vakasının görüldüğü ülkelerin başında afrika gelmektedir..ve bilimum diğer gelişmekte olan ülkeler..yani diğer anlamlarda yayılmacı politika izleyen emperyalist yaklaşımlar arasında..birde din emperyalizmi vardır..bu yayılmacılığın doğurduğu inanmışlık..yani katolik inancı..ve bu inancın gerektirdiğini yapma çabası..buradaki insanları aıds vakası ile de karşı karşıya getirmektedir..buda etkili bir sebeptir..ve bir çok insan ölmüş..yada ölmek üzeredir..inançları uğruna..
-
kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimizde.. elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya.. ikimiz iki daldan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik.. buluşmuştuk bir kavşakta.. unutmuştuk ayrılığı..yok saymıştık özlemeyi.. şarkımıza dalmıştık.. mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde.. iki saat öncesinde..yapmış iken o uzun konuşmayı..tren rayları sırasınca..ister iken kırmamak birbirimizi..ve dağıtmış olsakta konuyu.titremsi ses..kaygı..akıl bulamaçları..oynak bir zihin..ve zelzelesi coşkunun..üşütme ama..üşütme benim için..sonra nasıl affeder kendini figgaro...ve kapanış..ve titreyiş dudaklarımda öptüm der iken.. ***ve sonrasında beklerim treni..şehrime dönmek için..o kadar ki de kendimim..anlatamam..istasyonda bir kadın çıkar karşıma..eskiden çocukluğumun geçtiği mahalleden..annemin de yakın bir arkadaşı..şadiye hanım.. ..ve tanıdım yüzünden..oda beni tanıdı..sonrasında bir muhabbet..ve beraber bindik trene..yan yana..yanında da torunu..kızı vardı ismi sevgi..çocukluk arkadaşımdı..torun ondan mış..ve başladı..anneannemin o büyük meyve bahçeli evinde geçirdiğimiz günleri..ne günlerdi onlar..ne günlerdi diyerek..beni de içlendirdi..evet..dedim..evet..ne günlerdi onlar..bana beni anlattı..çocukça haylazlıklarımı..kendi komşuluklarını..aralarındaki dostluğu..herkezin haberdar olduğunu birbirinden..bir havluya toplanılmışlığın sevincini anlattı..eskiyi anlattı bana..eskiyi..dahada gerçek olanı..ve şimdiyi anlattı..dört kızı vardı..biri evli..biri nişanlı..diğerleriyse bekarmış..yaşarlarmış..bir apartman katında..ve üst katta ölen bir adamın..aylar sonra öldüğünü öğrenmişlerdi..yani şimdi bu kadar uzağız dedi..herşeyden..savrulduk..dört bir yana..habersiz geçmiştekilerimizden..ve dinledim..ve dinledim..ve suç..birazda sende değilmi şadiye abla..ister isen bulurdun..ama oda napsın dimi..yaşam kimi etmiyorki savruk..ve ben..evet..evet..ben..bir daha anladım..seviyordum seni..ne geçmiş..ne gelecek..katıksız karışıksız..saflığında bir çocuğun..oturmuş iken..trenin koltuğunda..sanki sana geliyor gibi..az ilerideki duracağımız istasyona bakıyordum..
-
Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden Yiğit harmanları, yığınaklar, Kurulmuş çetin dağlarında vatanların. Dize getirilmiş haydutlar, Hayınlar, amana gelmiş, Yetim hakkı sorulmuş, Hesap görülmüş. Demdir bu... Demdir, Derya dibinde yangınlar, Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs... Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde, Çelik kadavrası korugan'ların. Ölünmüş, canım,ölünmüş Murad alınmış... Gelgelelim, Beter, bize kısmetmiş. Ölüm, böyle altı okka koymaz adama, Susmak ve beklemek, müthiş Genciz, namlu gibi, Ve çatal yürek, Barışa, bayrama hasret Uykulara, derin, kaygısız, rahat, Otuziki dişimizle gülmeğe, Doyasıya sevişmeğe,yemeğe... Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi. İçim, bir suskunsa tekin mi ola? O Malta bıçağı,kınsız,uyanık, Ve genç bir mısradır Filinta endam... Neden, neden alnındaki yıkkınlık, Bakışlarındaki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep... Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık... Ve zehir - zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda, Gel artık... AHMET ARİF....................
-
bilmem..ima mı var..?
-
sistinye klisesinde bir kapışma hadisesidir..mikalanjelo ve da vinci abilerim e..sipariş verilmiştir(tesadüf aynı zamana denk gelmiştir)...heykeltraş abim mikalanjelo şekilsel yapıtların gidenidir önde..ve için dışa vurumunu..anlatılır der..şekille.. da vinci abimse işin görsel yanındadır.. için dışa vurumunu ..anlatılır.. der..resimle..buluşmuşlukları bu klisede..olmasada medicilerin haberi..olandan bitenden..kapışmıştır iki sanatçımız klise içinde..hatta görmemek için da vinci, mikalanjelo yu..araya perde bile koymuştur..ama nafile..durmaz istenç yerinde..kavga patırtı..bitirmeden resmini terketmiştir da vinci mekanı..kızmıştır engizisyon..hem de parasını peşin almıştır..yaptığı yanlıştır.. ...aslında her ikisi..klise ve monarşiye karşıdır..amma aynı doğrultuya bakan farklı yol gelişleridir hal....sevilesiceler..nedense birbirlerini sevememişler..ama ben sevdim..ikisini de..
-
yüzündeki sırıtış..yahudi bir tüccarın..bitirmişliğiyle karlı bir işi..ve ovuştururken ki ellerini bir biri içre..kurnazca bir kazancı anımsatıyordu.. sırıtşıyla parıldayan incimsi dişler..heheyt..yine mi yenilmiştim ben..istemiyorum ulan..ne kar..ne sırıtış..zaten inci de değil dişlerim..porselen.. ..zaten değil mi sinslik..karanlıkta insanın üzerine gelen bir ok....sinsi tüccar..ovuşgan elli..oynak gönüllü..üçüncü sınıf bezirganın önde gideni..hadi git..git..gözüm görmesin seni.. ***derki..karşındaki hakkında ne düşünüyorsan..aslında o potansiyel sende de vardır..kuşku kumkumaları..dahildir buna..yardırılmış bir felek çemberi..ve ortasında kalmış..bir aciz..tanıdıkça zat ı ve girdikçe zihnine hissediyorsan kendini zavallı..hadi topla çuvalı..yok sana un..buğdayda..değirmeniyse çoktan yaktım..şimdi balık tutarım..orkinos..lüfer..palamut.. ***dün kan verdim..yaşatmak için..ölüme yakın olanı..ve öldü..bende bi parça öldüm..hemşire sorar..ya ben sizi..bi yerden tanıyor gibiyim..evet..arada sırada ..sahilde maymun gezdiririm..belki orada görmüşünüzdür..suratını şaşırılmışlığa çevirdi..oysaki hayat onu içinde barındırmışlığıyla, şaşkındı..ve gittim..dileyerekten hayırlı işler..ve onlar bekler..yeni kan vericileri..beklesinler.. --------- mıy..mıy..mıy.. mıntı..sopeti içimi deldi..geldi.. ooov..! güzel kardeşim..naparsın..düşünürüm..neyi..işte şu an yazacağım şiiri.. ------ leblebici nejat.. cebinde bittimi leblebisi.. olur asrın delisi.. çıkar iken merdiveni.. aksak..aksak.. sayar kaç leblebi yediğini.. mekanıdır kuruyemişçiler.. leblebi satanı.. pek bi sever.. eder iken sohpet.. seyirir sol gözü.. içtiği şarapsa hepten öküz gözü.. küsmüşlüğümüz onunla.. izinsiz yememdir.. leblebisini.. ... eylesin yüce yaratıcı..leblebici nejat a rahmet...
-
kız çıldırık..sen daha ne gördün ki..bir alman düşünür derki..insanın en büyük günahı doğmuş olmasıdır....sen değilmisin..çoğu zaman hüzün hezeyanları yapan..yaşamın anlamsızlığı..ve üzücülüğü karşısında mutsuzluk harmonileri sergileyen..yer yer güldürmüş olsamda seni..bişe değiştimi sende..ben acıyı gönüllü..sen gönülsüz yaşayansın..aramızdaki fark..benim kapımı hep açık bırakmamdır..geldiğinde o...kızdırdın beni..hem sensin şopar..sevmiyorum artık seni.. ....yok yok..kıyamam sana..ama anla..abin..saygı ister..
-
karakol kurtçuklarımız nasıllar bu gün ..hadi..hadi ama..bana ceza verin..çok verin..hep verin..bana ceza veriiiinnn...
-
atacaksan meni sevdin söyle..bezmişim.. doldur eşkin şerbet kimin..ver içim.. söyle..söyle..sene neler oldu yar..
-
teşekkür ederim..sevgili hocam..gerçi ilk karşılaşmamızda ki yaptığın o şakayı hala unutmuyorum..sedelina sen misin..?..yoo..hayır ben değilim..Allahallah.. ..pardon hanfendi kusuruma bakmayın..birine benzettim de..tam arkamı dönecekken..figgaro demez mi.. ..ben yaptığımız sohpetleri hatırlıyorum..her ne kadar sıcak bunaltmış olsada bizi..ince esprileri..hala hatırımda.. gözlerimin parıldayışına gelince.. ...balığı çok tüketirim..bir de havuç..herhal ondan..
-
Yağmurlu bir günde en çok neyi yapmak isterdiniz?
figgaro şurada cevap verdi: siyahx başlık Havadan Sudan Konular
yağar iken yağmur..salmışsada toprak kokusunu..ve içindeysem ormanın..havada ellerim..gözlerim bakar yukarıya..ağaçlardan da süzülen damlacıklar düşüyorsa yüzüme..hissetiğim ıslaklık..sessizlik..ve yalnız..yalnız..ilişmeden hiç kimse..bir anlıkta olsa kaçmışlığım..saklanmışlığım..ve kayaraktan tenimde..ayartıcı bir dişi gibi..yuvarlanmışlığı damlaların..ve giderkende almışlığı sızımı..ahh..varoluşumun en sevindirici yanlarından biri..yağmur.. -
Bir kişiye Sevdiğinizi Nasıl İfade Edersiniz....
figgaro şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Kadın Erkek İlişkileri
söz..sözcük..seviyorum seni..dedim..dedim işte..nolucak..bumu yani.. -
kral penguenler yaşar iken..soğukçanak kutuplarında..akıllı durmaz imiş dişiler ..ve çakıl taşı hastalığı var imiş bu dişilerin..sevgili ile geldiğinde zaman..ve üreme borazanları çalınca içlice..bizim erkek kral penguenleri doğacak yavrularının yüzü hürmetine..başlarlarmış..çakıl taşı aramaya..hemde kutuplarda..hay acınasıcalar.. ..kimi erkek penguenler denizin dibinden çıkarırmış..derince aldıktan sonra nefesini..1-2-3 deyip dalarmış dibine..dibine deryanın..bulamazsa çakılı..dişi, bakmazmış yüzüne bile..kim getirir en iyi çakılı..erkeğimdir o benim..erkeğim..naraları..hayy..Yarabbim..ne diyim..hatta bu dişi kral penguenler bir çok erkeğin çakılını alıp..çiftleşmeden de kaçarlarmış..erkekçik bakakalırmış ardından..dişi ise..o benim..benim..çakıl taşı benim. .benim..benim cıyaklamalarıyla kaldırırmış kutupları ayağa..hay sevilesiceler.. ..birde çakılını aldığı erkeğin dişisi olup..hatta çıkan yumurtanın bile üstüne oturmuşken..arada bir yemlenmeye gidiyorum yutturmacaları ile..gidip diğer erkek penguenlerin alarak o güzelim çakılını..yaparakta yapacağını..sonra tekrardan gelip..yumurtasının başına..yeniden aldığı o çakılınıda koyaraktan ..kolleksiyonunu oluşturduğu çakıllarının arasına..mutlu mutlu..otururmuş tekrardan yumurtasının üstüne..Allahallah..penguenciklerinde yediği nanelere bak..kimin aklına gelir..getir çakılı..al aklımı... ...işte yaşamsal bir dayanak..olsada saçma..olsalarda hayvanat..öyle..işinize gelirse...
-
dünün gecesi çıktığımda bardan üçüydü sabahın..ve hınkırırdı hala gruptaki o komik ablamız..darıldım sana ya figgaro..neden okumadın benim istediğim türküyü..hay..acınası..benim istediğim türküyü kim okudu ki.. ..neysem..dün bulmuşluğumla kendimi bir barda..eyvah..eyvah..tanıdık masalar kurulu..sahneye yakın..fedon-umsu abim okur içli içli..heeeerr yağmuur damlasındaa..seni arar gözleeeriimm...vıy..vıy..belli oldu rengi gecenin..oturdum davet edildiğim masaya..hay Allah işletmeciside tanıdık çıktı..eşi de yanında..mutluluk harmonileri..içre giren sırıtışlar ve ardından gelen içkim..buzlu rakım..süzülü yoğurdum.. ..ufaktanak başlar figgaro..ardından şerefeeee...hezeyanları ..şerefe..şerefe..şerefsizsede şeref..hadi yinede şerefe.. ..mekan sarmaya başladı beni..biraz salaş..amma kalite kokar gelenler..üçüncü kedehimde agora meyhanesi kıvamı..sahnede oynayan müşteri bayansa ispanyol meyhanesinde ki kadın gibi görünmeye başladı gözüme.. ..gezdirerekten dilimi dudaklarımda..daldırdım çatalımı..üstü yaprak biberli yoğurduma..ammman şafaklar açmasın haa..başlamışken yeni gece.. karşımda oturan ve geçmiştende samimiyetimiz olan bayan..yanında yeni sevgilisi..alacak imişler evlilik kararı..ben derim hayırlısı..tekrardan şerefe serenatları..ve ardından..anlatılan hikayeler..ve kopan gülüşler..ardıdan tersçenekten bakan ..fedon abim.. canım benim..sonradan ondada koptu filim ..geldi yanımıza ve..sırnaş..şaka..kahkaha..derken oldu gecenin biri..sahne bitti..tüm bar ahalisi..toplandık bir araya..kafalarda man kafa..çığırır herkez türkü..derken elime verildi mikrofon..tanıyan beni eskilerden hadi figgaro..patlat bir özgün..patlattık.. .. yoksun..umrumda bile değil.. eşiğimdeki ayak izin.. her gün gelişin.. gözlerimce gidişin.. hiç silinmedi.. varsın böyle geçsin yalancı günler.. varsın canımı yaksın yine yalnızlık.. kokunu verirken vazomda güller.. yıkarmı sandın beni .. bu yalancı ayrılık... ....heheyt..coştum ve coştular..ardından gelir bir istek..tatlılığı esmer kızın..hayır dedittiremedi bana..belliki acılı..sancılı..getirdi yerine figgaro..onunda isteğini.. bana birşeyler anlat.. canım çok sıkılıyor.. bana birşeyler..anlat..anlat.. içim içimden geçiyor.. yanımdasın susuyorsun.. susuyor konuşmuyorsun.. bakıyor görmüyorsun.. depremler oluyor beynimde.. dışarda siren sesi var.. dört yanımda susmuş insanlar susmuş.. içimde ölen biri var.. içimde soluyorsun.. iki can var içimde.. korkular salıyorsun üstüme korkular.. her an başka biçimde.. vay..vayy..vay.vay..vava va vay..vayy vayy...............falan falan falan..iyice buldum kafayı..bıraktım mikrofonu elimden..yan tarfımdaki ablalarım..başladı..dizlerinin yerineee..dayasaydıımm taşlaraaaaaaa.....hay sevilesiceler..hoppala..ardından..yine aynı işkence..DANS..vay ..isteğini yerine getirdiğimiz esmer kızımız..birleşmişliğiyle kollarımız...ederekten de dansı..sanki bulutlardaymışçasına zemin..titrerdi..geçer dedim..geçer..hem dememiş mi..şair..aşk acısı dedikleri şey..ikinci bir aşka kadar olan zaman dilimidir..
-
Baştan çıracılığın dişi haykırışı..(bölüm -2-)....yarım kalmıştıda... ....yani dedim..Erasmus işte okumalısın..varmalısın deliliğinde erdemine..heheuheheuu..derken gezdirdim göz..kütüphane hoştu..baktım bakındım..tanıdık simalara rastladım..sevdiğim yazarlardan..sonra sordu..eeeee..dedi..anlat bakayım..neyi dedim anlatayım..alaraktan çayımdan bir yudum..ve bakaraktan o içre sızan serinsel ve derinsel bir bakışla..sevdim göz kaçırmayışını..direkt bakıyordu..emin kendinden..amma kokusu..kandırır beni..ister kırdırtmak zincirimi..yok ama..yok..bende kendimi zincirlemiştim..iki şekil konuşuyorduk..gözler ve dudaklar..mantık..ve seçmece kelime akıllısından..portturdum..portturacam..hani deliyiz yaaa.. ...Oya dedim çıkalım burdan..çıkalım geldi daral..aynen dedi..çıktık..ederekten baybay ordakilere..nereye gittik biliyormusunuz..lunaparka..ikimizde trene bindik..yükseldik..alçaldık..tekrar yükseldik..yeniden alçalışımızda da..kusuyorduk..hemde nasıl..sırtımız birbirimize dönük.. ..tren durdu..indik..yarı baygın..döndüğümüzde birbirimize yüzümüzü..nasıl güldük nasıl..meğersem ikimizde aşıkmıştık..tanışmışlığımızdan önce..arındık..tutuştuk elele..ardından bir lavabo..yıkayaraktan ellerimizi..belkide acılarımızı..çıktık dışarı..ve nereye.. park ettiğimiz yeri unuttuk arabayı..o bana sorar..ben ona..sonra yeniden çıldırıksal o gülüşme..delisin sen diyorum..aa..bana diyenede bak diyor.. ..haklı..bulduk sonunda..gidiyoruz..nereye diyorum..bilmem..gidiyoruz diyor..gelmişiz evine..ilginç..otoparkı kendinden yaylı..biz inmeden açıldı...neysem.. çıktık yukarı..deniz de manzaralı..açık salon kapıları..vurdukça rüzgar..perdeler..ortada gezer..ne güzel..duvar da tabloları..sağda solda kitapları..anıları..çığlıkları..gülüşleri..duydum..duydum seslerini..elinde içki kadehleriyle geldi..iki tanede kedisi..iran kedisi..hani şu pofuduk tüylülerden..hele biri kırmızı kurdelalı..güzeldi..meğersem dişi olan kedisiymiş..erkekçiğimiz..geriden geriden gelenlerden..döver gibi sırnaşan..hay tüyleri yolunasıca..kıskançlığı Oya dan mı..yoksa dişisinden mi hala anlamış değilim.. ..oturduk salona..içerken içkilerimizi..gelir dalga sesleri..ardından bir müzik..Emma Shaplin..onun o soprano sesi..etti beni gecenin .......neyse..sonrasında sohpete başladık..saçmalıyorduk..hipatya nın kırık cam parçalarıyla öldürülüşünden girip..seneca nın o..balı çok olanın sineği de çok olur..sözüyle bitirip sohpeti..çıldırıksal bir gülüşle...napıyoruz dedim biz yaa..evet dedi napıyoruz..öldürelim şimdi sözleri..düşmüşlüğü elimizden kadehlerin..birazda sarhoşluğu geçmişimizin..ve rengi gecenin..heheyt..heyyulalı dır artık saatler..bir de dolaşmasa ayağıma..pofudukçuk..kedicik seni.. ..ve sabahında gecenin ikimizde birer çocuktuk..çocuk..ve hayatımızda ki acılarımıza ..vermiştik ikimizde ceza..gülüşümüzle..
-
bir hikaye... bir gün bir şehir varmış..bu şehirde sadece köpekler yaşarmış..köpekler ne zaman bir araya gelseler durmadan havlarlarmış..patırtı..kütürtü..gürültü..ama aralarında bir tanesi varmışki..o bunların tam tersi..hiç havlamaz..arkadaşlarınıda hep uyarırmış..yapmayın arkadaşlar..didişmeyin birbirinizle..mahvettiniz şehri..bakın herkez rahatsız sizden diye..atıflarda bulunurmuş..ve kimse de onu dinlemez..hatta kaale bile almazlarmış..bu köpekçik akıllı uslu.. bir zat imiş..ama kaale alınmayan.. ..günlerce bu durum böyle devam etmiş..ne olmuşsa bir gün..havlaşan köpekler aralarında karar alıp..ya biz bu arkadaşımızı çok üzüyoruz..bari bu gün susalımda..sevinsin demişler ve şehri bir sessizlik sarmış..ve bizim akıllı köpekçiğimiz geldiğinde çarşının ortasına..bakmışki..ortalıkta kimse yok..havlayanda..ses çıkaranda..acayip bir sessizlik..şaşkındır..heeeeeyyy..arkadaşlar nerdesiniz demiş ses yok..çıt bile..yahu naparsınız..yaa bana biriniz cevap versin..ses yok.. ..sağa koşar sola koşar..ses yok..yukarı tırmanır..aşağı iner ..yine ses yok..sonra napar biliyormusunuz..bu akıllı köpekçiğimiz..sabaha kadar havlar..hemde en cıyaklısından.. ***bu bir alıntıdır..bir uzak doğu felsefesiyle alakalı bir kitaptan..gülünç ve düşündürücüdür..etik değerler..kimileri yaşar..kimileri satar..
-
arkadaşlar..bakarımda samimi olmuşunuz bile.. ..her ikinizde iyi arkadaşlarsınız..birbirinize fırsat verin..paylaşabilmek için zamanı..doluca..lakap takmakta yok artık..
-
tımam..piki.. ..kabul ediyorum..bende sizi seviyorum..leylaa.. ..ne güzel bir isim dimi..LEYLAAA... .. ..içimi dökmüşlüğüm uyandırıyorsa sizlerde de bişey..demekki biz..aynı yolun yolcularıyız demem yanlış olmaz herhal..ama bu frozen karıştırır gibi ortalığı..acı biber sürücem ağzına..
-
az önce.. çıktı köşeden birden karşıma..farlarım patlamıştı gözünde..ne ürkütücü..korkunç olan da kendisiydi..korkanda.. ..bakışı nasıl da anlamsıydı..belliki aklına gelen ..ölüm haliydi.. ..en korkulan..ölüm hali..bilirrmisiniz ki..bilim adamları..insan nefes verdikten sonra..tekrardan neden nefes aldığını araştırmışlar.. ve ..bulmuşlar..bilinç altındaki ölme korkusuymuş..evet..ölme korkusunun aldırdığı imiş..nefes..hayy Allahım.. ..bunlar aklıma hep ..az önce karşıma birden çıkan..o vatandaş yüzünden geldi..neysem efendim...gelelim mevzuya..uzatmadan.. kral penguenler... kral penguenler yaşar iken..soğukçanak kutuplarında..akıllı durmaz imiş dişiler..ve çakıl taşı hastalığı var imiş bu dişilerin..sevgili ile geldiğinde zaman..ve üreme borazanları çalınca içlice..bizim erkek kral penguenleri doğacak yavrularının yüzü hürmetine..başlarlarmış..çakıl taşı aramaya..hemde kutuplarda..hay acınasıcalar.. ..kimi erkek penguenler denizin dibinden çıkarırmış..derince aldıktan sonra nefesini..1-2-3 deyip dalarmış dibine..dibine deryanın..bulamazsa çakılı..dişi, bakmazmış yüzüne bile..kim getirir en iyi çakılı..erkeğimdir o benim..erkeğim..naraları..hayy..Yarabbim..ne diyim..hatta bu dişi kral penguenler bir çok erkeğin çakılını alıp..çiftleşmeden de kaçarlarmış..erkekçik bakakalırmış ardından..dişi ise..o benim..benim..çakıl taşı benim. .benim..benim cıyaklamalarıyla kaldırırmış kutupları ayağa..hay sevilesiceler.. ..birde çakılını aldığı erkeğin dişisi olup..hatta çıkan yumurtanın bile üstüne oturmuşken..arada bir yemlenmeye gidiyorum yutturmacaları ile..gidip diğer erkek penguenlerin alarak o güzelim çakılını..yaparakta yapacağını..sonra tekrardan gelip..yumurtasının başına..yeniden aldığı o çakılınıda koyaraktan ..kolleksiyonunu oluşturduğu çakıllarının arasına..mutlu mutlu..otururmuş tekrardan yumurtasının üstüne..Allahallah..penguenciklerinde yediği nanelere bak..kimin aklına gelir..getir çakılı..al aklımı... ...işte yaşamsal bir dayanak..olsada saçma..olsalarda hayvanat..öyle..işinize gelirse...