figgaro

sağol frooozcum..sağol...ayyuka çıkmış sevindirikler içerisindeyim..sizleride tanımak hoş..hele seni..yiceklerimizde sana minnettar..dondurucuların ennn derini..seniii... ..kutupları aratmayan samimiyetinden..penguen beslemeye başladım evde.. mangal dedin de..geçen hafta sonu yaptık yine..mangalımsı bi parti..ama doğada..çıktık bizim yaylalara..arkadaşlarla..eylenceliydi.sonrada bi doğa yürüyüşü...sizde yapın..sizde..ama söndürün ateşi haaa ..bittimi işiniz..hadi kalın sağlıcakla...

varolmadığında ekolojik dengeyi bozmayacak tek canlı...İNSANDIR.... evet..bir serçe..bir karınca..bir kedi..yada bilimum ağaç türleri yok olduğunda dünyadan..bozulur dengesi ekolojinin..amma insan yaratığı hariç..aksine dahada dengelenir ekoloji olmadığında, o..kimileri derki..olurmu.. ..yaratıcı güç..bütün bu mahlükatları bize hizmet etsin diye yarattı..güldürmen beni..öyle bir tıksırırrım ki..el nino kasırgası hafif bir meltem kalır benimkinin yanında...düşünülmeli..doğururken bir koyun..kuzu..düşündüğü bizmiyizdir..hizmetliliği midir..yada açarken bir badem çiçek..yağarken yağmur..açarken güneş..hindistan cevizleriyle renklenmiş pasifik..balinalar..yunuslar..kayalıklardaki mercan..midye içindeki inci..varlığını çıkartması haklı..senin içinmidir ki..ey akıl ödül olarak verilmiş..doyumsuz insan varlığı...eğer öyle isede..yani yaratılmışlığı onların..varetmesi ise seni..(ki doğadan beslenir..yaşam buluruz..)nedendir bu yokedişindeki çaba..doğayı yok edişin...aslında değilmidir..kendini yok edişin. ....bu gün sabah..bir köpeği..modellisinden bir opel araba..çiğnedi önümde..verirken titremsi canını...figgaro...utandı..sonrada diğerleri geçti üstünden..aslında geçtikleri kendi üstleriydi..bu anlak anlaşıldığında..belkim tamamlamış oluruz..psikolojik evrimimizi..yada yok olmuş oluruz...yookkk...

valla..ne dicemi şaşırdım.. ..çok teşekkür ederim..zaten başımın ağrımışlığı değilmidir ki ondan..kişiye göre değil kendisine göre konuşan..yani kendi olan..çok sağol..bir çocuk gibi..mutlu ettin beni.. sende geri kalmazsın hani..hisliliğinin ışığa döndürüşü, karanlığı..çırpınışındaki yatan o, sevgi gözeneği..ve en samimiyetinde sohpetlerin esirgemeyen o , güzel gülüşünü..ve denir daha neler..amma figgaro mutlu inan tanımakla seni..sağol...

uç yaşamam..ya tepesindeyimdir everestin..yada dibindeyimdir lut gölünün...ortasızlığım herhal..en belirgin özelliğim..şikayetçimiyim..bilmem..belkide hiç birşeyim..

askerliğimi yaptığım yer..ve eksiklği denizin.ve hüznüm..asker iken orada, kalışı ruhumun akdenizde.vuran dalgaların eksiklği..kıyısız gemisiz..tüten bacalar..üniformalar..resmiyet..bana uzak..ama ağaçları hoşuma gitmişti..zamane ülke kararlarının alındığı..fısıltılar harmonisiydi..rüzgarla çıkardıkları uğultular..(kısa dedin ama uzun oldu..napayım sen getirdin aklıma.. )

LOTUS ÇİÇEĞİ ..ve dillendirilişi.. Lotus her şeyden önce, onu diğer bitkilerden ayıran ve Budist bir simge haline getiren, ekolojik bir özelliğe sahiptir. Mevsimler bir döngü içinde hareket ederken, çiçekler de çiçek açıp ölürler. Ancak bitkilerin pek çoğu önce çiçek açıp çiçeklerini döktükten sonra meyve verirken, lotus meyvesi olgunken çiçek açar. Bu nedenle Budistler, lotusun geçmişin, şimdinin ve geleceğin bir aradalığının bir ifadesi olduğunu düşünmüştür. Buda her şeyin - geçmiş, şimdi ve gelecek; cennet ve cehennem; uzay ve zaman; zengin ve yoksul; ucuz ve değerli - eşit olduğunu vurgulamıştır. Sukhavati cennetinde geçmiş, şimdi yada gelecek yoktur. Zaman ve uzayın her tür kısıtlamalarını aşma gücüne sahip olan lotus, Saflık ülkesinin çiçeği olmak gibi eşsiz bir fırsatı hak eder.

sence haysiyet..sadece bu olaylarlamı çiğneniyor..bu ülkede..okumuşluğun en asgari olduğu...ve medyatik mecmuaların(bilhassa fotoğraflı olanlar) en ayyuka çıktığı ve geçirmişliği kişinin içinden maymunumsu bir özenti..ve tanımıyor iken bile kendini..ve geçmişini..ve yazmış birileri hezeyanlı bir edebiyat..var haklılığın var..yok değil..amma çiğnenen haysiyet başka şeylerde de yok değil...topuna birden olmalı haykırış..cımbızla aradan seçilmişlere değil..kal sağlıcakla...

hayy!..cehennemin kaynar kazanı.. forumu bilmem ama..bizim mahalledeki ..en favori...zıp zıp ismail..en son gördüğümde kahveye doğru zıplıyordu..

karakolcuk..çok sıkıcı bu gün... ...bi hareket yok...yangın yeri olmalı buraa..çığlıklar, kırbaç sesleri..kancadaki filistin askıları..domuz bağıyla kıpırdamaksız duran bir masum.. ..nerdesiniz karakol cellatları..baltanız mı kördür..elektriksiz mi sandalyeniz..ödemediniz mi yoksa faturaları..yüreğine yağmur yağan ,yolda geldiğin son..vicdanmıdır..ey sen..! bakışıyla şimşekler çakan..kışın çirkinliğini yüzüne vuran..yazgüzeli..yoksa sende yorgun mu düştün..uğraşacam diye..karakol fanileriyle.. ..yahu ne yazıyorum..bende bilmiyorum haa..delirteç oldum herhal küflü hücremde.. ..ya benii hava almaya çıkarın..yoksa şişiririm kafanızı...

eeee...nolucak şimdi... ...yine işkence..yine mi talan..oysa ne güzeldi hücremde unutulmuş olmam...

kaçırmışın treni..seviyorum diyeydin yaa...

Haklı çıkarırdım... ...

En ensiz....figgarooo...

vıy..vıy..vıy..hem akıllı..hem duygulu..eee..başka..

yumurtayı tavada pişirebilmek için..önce yağ koymak gerekiyormuş tavaya..onu öğrendim ..dün..

düşünün ...ilk ilkel insanları...bir gün çıkıp mağaralarından...yürür iken yaban da..ulu bir ağaç görmüşler..büyükçenek..bakmışlar..bakınmışlar anlıyamamışlar ne olduğunu...gece estimi rüzgar..çıkarır heybetli gövdesinden uğultular..gölgesiyse..korkulası..ne yapmışlar..başlamışlar ağaca tapınmaya..adaklar adamaya..gün gelip gün geçince.. düşmüştür bir yıldırım tepesine..ağaççıktan tanrıcıkları başlamıştır yanmaya..uuyyy...olmuşlardır..yahu bu yanıyor..bu bir ağaç deyip..geçmişlerdir..yıldırımın yarattığı ateş..çekmiştir dikkatlerini..bakmış..bakınmış..anlayamamışlardır..yaklaşınca ısınmış..çok yaklaşınca yanmışlardır..eeeee..ne yapmışlardır..ateşe tapınmışlardır..adaklar adamışlardır..gün gelmiş..gün geçmiş..ateşin yağmurla söndüğünü görmüşlerdir..vaayy ..demişlerdir..heybetli tanrıcığımız..söndü..hemde küçücük yağmur tanecikleriyle..ateşi de geçmişlerdir..bir gün kalktıklarında..seherinde sabahın..kızgın bir topun tepelerinde her gün çıktığını görmüşlerdir..bakamamışlardır..çıplak gözle..nedir o güneş..bakmış..bakınmış..anlayamamışlardır..ne olduğunu..sonrasında..tapınma halleri..gelsin adaklar..yapılan günahlar sonrası..dilensin amanlar..güneşçikten..amma..sonrasında..insan aklı anlayınca onunda makrokozmoz içinde bir iç olduğunu..ne yapmıştır..geçiniz demiştir..geçiniz..ve...geline geline neye gelinmiştir..görünene nasıl tapar insan halleri..ve seçilmiştir tanrılılık,görünemeyende..aslında..mabetsiz bir toplum düşünülemez..halleri...zayıf dimi insan..sığınmalı..varlığını anlamlı kılacak..başka ve daha yüce bir anlam..nee..ne dedin..yoksa yermi kafayı...

yaktım gemilerimi... durduğum yer ortasıdır ateşlerin.. önce pelerinim tutuştu.. ardından..ellerim... şimdiyse yanan..yüreğim.. saldım yine.. lanet olasıca iyiliklerimi.. ortasında koşarım karanlığın.. bir çocuk bile artık.. ürpertir beni.. içtim dibine kadar.. ufalandım bin parçaya.. olurda gün..aralanır mı kapı.. süzülür mü içre ışığım.. ben şimdilik bir kadeh.. daha doldurayım...

arkadaşlar merhaba..gün be gün daha da güzelleşiyor..vah..vah..topicçiğimiz..sizi gidi forum bülbülleri sizi.. ... **** kurnazlık üstüne... kahin uçurttuğunda elindeki atmacayı..dökülüverdi dilinden şu sözler...tanrının kurnaz ama aptal çocukları...işte gelir arı duru bir istem ve ardından söylenmesi gereken..kurnazlığın olduğu yerde yoktur samimiyet..yoktur dostluk..yoktur aşk.. çünkü :yapılan kurnazlık er geç ya karşıdaki tarafından anlaşılacak..ya da kendi kendini deşifre edecektir..sonra ne olacaktır..kurnazlık yapanın içinde bulunduğu durum ne olacaktır..ne kaplayacaktır alanı..koskocaman bir aptallık...olunmalı neyse o..olunmalı kendin..olunmalı dobra.............aslında iş yerinde kızdığım birilerine ithafımdır bu..paylaştım sizinle.. **** bir hikaye..... kadın...gezer iken ormanda..bir yaralı gelincik bulmuştur..alıp onu evine bakmış ve iyileştirmiştir..ve beraber yaşamaya başlamışlardır..gün gelmiş gün geçmiş kadın evlenmiştir..ve bir tanede bebeği olmuştur..kocası ormanda odun toplar iken, kendisinin köye inmesi gerekmiştir..ve bebeği ile gelinciği bırakıp evde..kendisi köye doğru yola koyulmuştur..dönüşte bir kurt düşmüştür içine..bilirki gelincik ler doğada çok yırtıcı hayvanlardır..ya bişe yapmışsa diye bebeğine..koştura koştura eve gelmiştir..açtığında kapıyı karşısında görmüştür gelinciği.ağzı kanlar içinde..bebeğin kapısının önünde beklemektedir..çılgına dönmüştür kadın...kaptığı gibi asılı duran baltayı..karşısında ne yaptığına anlam veremeyen ve yerindende hiç kıpramayan gelinciğin boynunu tek hamlede kopartmıştır..olduğu yerde yıkılmıştır gelincik..ve kadın koşturarak girdiğinde bebeğin odasına..yatağında mışıl mışıl uyumaktadır bebekçiği..amma yerde en azılısı ve zehirlisinden de bir yılanın parçalanmıştır kafası...

leylaaa. ..yoksa sen o psikolok figgaro topiğindeki leylamısın..nerelerdeydin yaaa...hislendin demek..eeeeeeeee....hissiz nasıl ederdin ki çöldeki bedeviyi mecnun..kızgın kumluluğun..ettiği beyin hezeyanları içerisinde..leylaaa..leylaaa çığırtıları arasında..kovalamadan azılı bir kervan devesi mecnuncuğu ..umarım kavuşursunuz..

sardunum.. döktürmüşün dizelerini..ne hoş..tadından yenmiyo valla...levent yüksel..güzel söylüyo yaaa..

ayyy... ..ne yorucu bir gün geçirdim..gerçi bu haftam hengameliydi... ... ***arkadaşlar haberiniz yoktu belki..biraderimi evlendirdik..onlar erdi muradına..figgaroysa kerevetine.. az önce girdim internete..bir müzik çalar..levent yüksel... *Ayrılmam..sarılırım hayallere.. *Ayrılmam..sevişirim özleminleee... şirin leventçik..nasılda acıtır beyin... içimden bir şiir yazmak geldi.. ----- hadi kalk..unuttun mu sonsuzluğu.. uyumak için önümüzde.. hadi..hadi ama kalk.. yürümeliyiz sonun başladığı yere.. bak uzatırım ellerimi.. hadi durma..sende uzat.. o minicik ellerini.. hadi bir şeyler anlat bana.. musluğu açık bırakırmısın.. herkezden önce mi yoksa.. başlarsın yemeğe.. kaç kez kandırdın anneni.. ya hınzırlığın.. nasıl hoyratım bi bilsen.. gezdiğim dağlardır şimdi.. sert ve soğuk..ve kar.. ama gülerim ben ..gülerim.. çünkü heryere kardelenler ekerim.. senin için...

bir hayalle insan kendini nereye kadar avutur? oysa seninle gülüşmek vardı...konuşmak saatlerce...ya da susmak binbir çeşit anlama...beraberce hayal kurmak sonra...paylaşmak herşeyi doyasıya... ***heheyt.heyt..vurur alnın ortasına figgaro..dinsin diye sızı...nafile... kadir misin sen herşeye..kavanoz dipli dünya..güldürme beni dünya..yapamadın..görünmezimi görünür kılamadın..kudretin senin olsun.. ***dışarıda..sahilde gezinirdim az önce..arkamdan bağırır..sıcaaakk kestaneee..sıcaaaakk..sanki ensemde haykırır..sanki tüm sıcak kestanelerini bana satacaktır..git kardeşim git..acımışken beynim..olmayayım kabusun.. gezindim kıyısında sahilin..nasıl kavga ederim annemle..herşeyle..kendimle..durulamadım..okşaması dalgaların ruhumu..nafilee.. ne demeli ki şimdi..bin yıl öncesinin zerdüştü gibi..girmeli mi mağarama..alıp yılanımla..kartalımı..uykumuza mı dalmalı..yoksa haykırmalı mı böğrüne talihin..'yazıklar olsun sana..' çıkmalımı en yüksek tepesine bulunduğum şehrin..ulumalı mı köpekler gibi..açana kadar şafak..ne yapmalı hıı..ne yapmalı..dönüpte gitmeli mi ardınsıra..şikayet ettiğimiz vasat lar gibi..yeniden mi sorgulamalıyım..hayatı..yorgunum ama yaa..acır artık figgaro nun insan kılan yanı..ağılı tükrüğünü tut artık benden uzak..çocuğum ben daha yaa..gelme üstüme üstüme..dahada kaçarım bak içime....hayat..ararsın ama ..ararsın bak beni.. ***gülüşüm sevdamdan dı..kaygım.. kederim..sevdamdı..hep derdim ama..hep.. birşeyler eksik..meğersem fazlaymış..istemelimiyim bir sihirli deynek..değiştirmelimiyim..gerisini beş yılın..amma ..mukadderat..belkide gelecek beş yıllar değişmeli..ahh..akmalı mı boy boy..taşmalı mı..dönüp yönümüzü rüzgara..sevişmeli mi..zorluk daha mı yakın kılmalı..güçlü..evet..ol sen güçlü..ve cesur..ve bilinmeli ki..çıkmazında isen hayatın..en mükemmel olanın aldatıcılığıysa karşında edilen dans..derki figgaro..yanlış tercih insanın kendisini dahada bulmasını sağlar...saygılar..sevgiler..figgaro değil mükemmel..amma değil aldatıcı da..

sardunum iyi ettin de ..haber ettin..olur mu Ata yı anmamak.. ***ne demeli şimdi..anlayamamışsa bu güne kadar Ata yı kişi..değilmidir ki..şimdiki anlatacaklarımda nafile..olsun hadi bu günde dumana tırmanayım.. ****olay..istanbulda başlayıp..trablusgarp a kadar uzanmaktadır..padişah istanbulda haykırmaktadır..son afrika toprağına da girmektedir ecnebi..gitmektedir elden trablusgarp..övünme dövünme halcikleri..amma..düzenli ordusuda yoktur..çok cepheli savaşlar...yıpratmıştır..osmanlı ordusunu..ve padişah..etmektedir bi teklif subaylarına..söyleyin subaylarım kim gitmek ister trablusgarp a...subaylardan ses yok.. çünkü trablusgarpa gidipte düşmanla cenk edecek subaya , yanında gitmesi için vereceği ordu da yoktur.. ve trablusgarp a gitmek için..mısır ve libya dan da geçmek gerekmektedir..tehlikelidir..kırmızı hatlardır..kafa uçururlar..ve bir ses gelir..ben giderim..şaşkındır padişah ve subaylar..giderim sesi..Mustafa Kemal den gelmektedir..GÖNÜLLÜDÜR..YÜCE GÖNÜLLÜ.. ...ve çıkmıştır yola..yanında bir kaç adamıyla..gizli tutaraktan görevini..geçer iken mısır ve libya çöllerini..giyinmiştirde bir bedevi gibi..tanınmamak için..bilesiniz ki..Gazneli Mahmut amcam etmişti fetih.. taaaa hindistana kadar.yıkmıştıda kast sistemini..eylemişti ahaliyi müslüman...ve yerleşmişti buralara türkmenler..yollar boyunca..ve Mustafa Kemal geçer iken mısır ve libya çöllerinden, oradaki türkmenleri de direniş ve cenk içinde örgütlemektedir..ve oradakilerle bir ordu kurmaktır amacı..en azından ecnebi dahada girmesindi anadoluya doğru..yavaşlatmak lazımdı..neysem..Mustafa Kemal in çöllerde olduğunu ve niyetini öğrenen ecnebiler..suikast ve saldırı hallerine geçmiştir..çölde, bir yandan ecnebi suikast girişimleri..bir yandan çöl eşkıyalarının saldırıları..ve oradaki türkmenlerden ordu kurabilme çabasının verdiği yorgunluk..haftalarca çölde geçen uykusuzluk nöbetleri..geceleri çok soğuyupta gündüzleri çokça sıcaklaşan çöl ikliminin de etkisi ile dayanamamıştır o yüce gönüllü Mustafa Kemal..kısmi bir felçlik geçirmiş ve gözlerinden birine inen perde sonucu..kaymıştır gözünün birtanesi..(fotoğraflarına yakından bakarsanız gözlerinden biri sağa doğru kaymış durumdadır.)..ve ölene kadar da kalmıştır öyle.. ***ne olmuştur sonrasında..almıştır Mustafa Kemal adamlarıyla trablusgarp ı..Kurtulmuştur son afrika toprağı..amma nolmuştur sonrasında..istanbuldaki padişahımız..vermiştir ecnebilere geri trablusgarp ı..hemde savaşmadan...evetttt...ne demeli şimdi..dimi yukarıda öyle demiştim..peki ne demeli arkadaşlar..size bırakıyorum....

anlıyorum.. ...durun ama yaaa...silkinin..kendinize gelin..babamı bir yazam dedim..sizlerde de neler uyandırdım.bir dokun bin ahh işit halleri.. ...sevgi seline atılasıcalar sizi.. ***hemşireyi..intahara ikna et..

evet..şanslı yanları var..iyiler hoşlar..kendinceler..zamanın soğuk rüzgarları esmiş isede aramızda..ne yapmalı ki..tırnak ve et halii..eksik etmesin Allah başımızdan.. .. ***ayy..edermişte merak..ne desin ki sana figgaro..bazı şeyler anlatılamıyor..yaşanıyor. .ama..sankim bu günlerde bir hayalet var gibi evimde..gözeten sırtımı..sevgili hayaletçik belkim yapacaktır çorba..ıslatacaktır da havluyu ama..şimdim o hastadır..almıştır soğuk..evde yankılanır görünmez hapşırıklar..ne yapsın bu da figgaronun şansınadır.. ...