figgaro

selam ..çok uzundu..tam okuyamadım..ama bir şeyi merak ettim..belkide gözümden kaçırdım..şahmeranın cinsiyeti neydi..hani insan olan yanı..

kazak.. kırgız..genelde birbirine yakın kültürler yanılmıyorsam...ve şeyh şamil muhakkak ki bu duruma koyaraktan el ve çıkararktanda bir fetva..sürerdi herhal amazonumsu kadınlarını... .....ya..ya o efsanevi kara murat...kazaklar hakanı...vermişken ruslara ve diğer doğu saldırılarına karşı amansız savaşını...ve döndüğünde zaferlerden..kadınına çamaşır yıkayıp ocağa pilav suyu mu koyuyordu... ...öldürmen güldürmen beni bayanlar...kabul edin..erkek doğuştan bir adım önde...mutlu kadın..bunu kabul eden kadındır... ....ama doğru erkekse...

zafer nefreti doğurur..çünkü kaybeden mutsuzdur.......budha...

ahh..ahhh..hastayım..yatmam lazım evde..ama.ama oo..kıraç.. yaktı beni..dumanlı iken kafanız..dinlemeyin kıraç...indim..evin aşağısı internet..ve söylüyor kıraç... Endamın Yeter Endamın yeter, gözlerin yeter Uğramasın sana ne hüzün ne de keder -------------- -------- -----

tarsus şelalesi.... bilesinizki ben..mersinin tarsus ilçesinde dünyaya gelmişim..iki katlı derme çatma bir evde...ve doğduğum ev..tarsus şelalesine çok yakın..çocukluğumda en çok uğradığım yerdi..ilk balık tuttuğum..yüzme öğrendiğim..su oyunları oynadığım..çağlayanım.. ilginç bir görüntüsü vardır..yukarıdan sessiz ve derin akar...etrafında yüksek ağaçlar..ve yukarıdan aşağıya doğru aktığı yerde güzelim bir çağlama sesi vardır..yukarıdan suyun döküldüğü yerde azmı balık tuttum..gerçi 20 yaşımdan beri ne balık ne kuş vurmuyorum..eskiden kurbanı falan da ben keserdim..onada tövbe ettim..tavuk kesmeye de..durun durun..değilim ben asrın cellatı..yaşadığım ortam ..hayat bunları gerektirdi..çiftçi kökenli bir ailenin çocuğuyum...neysem..gelelim şelaleye... hala hatırımda..sabah erkenden kalkardım..oltalarımda elimde şelaleye doğru giderken..yoldan ekmek alırdım..biriki domates..şişede su..yedek balık iğnesi..patates..çakı..ve geçer iken bahçelerden aşırdığım biraz yeşillik..meyve.. vardığımda şelaleye...şöyle bir kokusunu içime çekerdim..su dingin..sessiz..derin..sanki banada hoşgeldin der gibi olurdu..ağırcana baş sallar gibi...oltalarımı hazırlar..yemleri takar..sallardım suya..sonra zilleri takardım..ve en sevdiğim bekleme anı...şimdiki sabrımıda inanın..balık tutmaktan kaptım..sabır ve ödül.. ...oltalarımı atmışken..biraz çalı ve odun toplardım..çoğu zamanda kardeşlerimde yanımda olurdu..onlarda bana yardım ederdi..derken bir iki balık takıldımı oltamıza..ateşimizi yakar..balıklarımızı temizler..pişirirdik..köze patates ve soğanda atardım..bizim yumurcaklar da ne sever..öğlende kızdımıda güneş tepemizde..bir bir atlardık suya..ne keyif..yüz yüzebildiğin kadar..yorulmak nedir bilmezdik..suyun içinde elim sende oynardık..sonrada suyun içerisinde birbirimizi kovalardık..omuzlarımın genişliği..hafifçenekte kaslı oluşum bence şelalede yıllarca yüzmüş oluşumdan.. ...lise bitimine kadar sürdü bu sefam..çocukluğumun acı yanları sıra..böyle keyiflerimde vardı..ve çokta dayak yedim bizimkilerden..neden gidersin şelaleye diye..hani suya düşer..boğulursun..durumlarından..eee güzel olan ne varsa bedelciğide hep hazır olmalıdır..değilmi... ....liseden sonra tarsustan ayrıldım..senelerce gitmedim..yıllar sonra geldiğimde tarsusa..hemen şelaleye koştum..baktım..bakındım..burkuldum..değişmişti..suyu azalmış..doğal olan yerleri kamulaştırılıp betondan yerler yapılmış..kayalıklara ve ağaçlara kıyılmış..restoranlar yapılmış..saçma sapan bir hal..üzdüler beni..üzüldüm....o güzelim şelale..tarihide bir şelaledir..her yanında oyuklar..mağaralar..üstünde eski bir köprü..eski insanların barındığı kayalara oyulmuş evler..falan...kim bilirki neyin kıymetini..öyle işte..benim gözümde bir misisipiydi..niagaray dı..şimdiyse çekişir can..insan elindeki her canlı gibi.... ....

ederim selam.. .... ve platon..evet..antik yunan filozoflarındandır kendisi..ve bir gün öğrencileri sormuştur..hocam sizi insanların en çok hangi yönleri şaşırtıyor..? ve bu soru karşısında platon..bir kaç düşüncesini söylüyor... ^^çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra çocukluklarını özlüyorlar.. para kazanmak için sağlıklarını yitiriyor,ardından sağlıklarını geri almak için para ödüyorlar. yarından endişe ederken bu günü unuttukları için..ne bu günü ne de yarını yaşayabiliyorlar..^^ ve ekliyor..:'böylece hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor, ancak hiç yaşamamış gibi ölüyorlar..'.............. amcam benim..etmiş lafını..hemde hiç esirgememiş..bizki..şimdi..yine ederekten uğraş..çalışıyoruzdur yenmeye..ama neyi...?

tarkan....kış güneşi...

hep hikaye uydurmaca..bal tutan parmağını yalar...bize dokunmayan yılan bin yaşasın..adam olsun çalışsın..kazansın kardeşim..demogojileri hep vardır bu memlekette..nedense de hayatın adil olduğunu idda eden tiplerde genelde adaletsiz tiplerdir..elde tutulmuş karteller ve köşe başları hususundaysa fakir napsın ki..para parayı çeker mantalitesinin olduğu bir piyasa anlayışında da...varmıdır ki fakirde para...olsa bile inanın..düşmüşsede bir yerlerden küçüktende olsa miras..yada aldığı tazminatı falan..anında düşürürler tongaya..o meşhur piyasa akbabaları..göbekli, ağzı purolu,kafası dazlakımsı fırsat düşkünleri...bide fakire züğürtümsünden bir teselli vermişlerdir..hani küsmesin hayata..umut fakirin ekmeği....

uçan kuşlar martılar... yeşil renkli bir bahar.. güzel şen sevdalılar vardııı.... ne gündü Allahım...çok kötüyüm...günün sarhoşluğu sonrası...dilimede takıldı yukarıdaki şarkı... arzular bir..bir hayal oldu... baharımın gülleri soldu... nasıl bir hayattır yaşadığım...yada hayat bu ise..ben ne yaşamaktayım... selam ederim herkeze..beni seven sevmeyen..yerdeki karınca..uçan kuş..yapraktaki tırtıl..kovuktaki sincap..benki sarı sarmaş olmuş aklı..sağlayamayarakta uyum..ve çıkılmaz haline gelmiş insanlığımla..ederim selam.. evet..artık benimde dökülür gözyaşlarım..hafifletir..ama acımı değil.. heeeeyyyy deniz ana..görkemli dağlar..siz hey aşk aşıkları...tutulmuş bir el..sevgiliye uzatılan gül..gamzesiyle hülyalı bakan ve kalbi çarpan..heeeyyy güzel kız...selam ederim sanada... nice ozanlar...büyük söz edenler..kendini kurban edenler..yedi deniz..sahra çölü..kayalıkta çivilenmiş prometheus...selam ederim sana...selam... gökyüzü..batmakta olan güneş..acısı yüzünde annem..beni rahminde saran annem..cahil babam..çocukluğumun varoş mahallesi..takım arkadaşım mustafa..hain salih..ilk aşkım irem..çocukluk sevincim ...sanada selam..

aşk işte...olmuyorda acısız...naparsın... ...hem aşk çiş gibidir tutamazsın halleri de vardır...konuşacak çok şey.. konuşmayacak çok şey gibidir aşk...ve hırsız gibidir..ne zaman geleceği belli olmayan...

heeyyy...hadi ama..dokundu yazın bana...tanışmıyoruz biliyorum..neşelen..değildir yalnızlık kader...keder kaçılmaz değildir..bende yalnız hissederim çoğu zaman kendimi..ama hissettiğim yalnızlıklar sonrası ödüllendiririm de kendimi..sahilde bir köpekle oyun oynarım...yakın bir arkadaşımla çapkınlığa çıkarım..bizimkisi zararsız çapkınlık tabii...bir iki kadeh..sahil ve dalgalar eşliğinde kahkaha..en güzelide kendinle dalga geçme..ne eğlencelidir bilemezsin...hadi ilk ödülün benden... ... ..byee

şu üretme kabızları bir...sanat sevicileri iki..sevmem.... kardeşim kat kendinden bişeler..nefes alıyoruz..koşuyoruz..gülüyoruz..paylaşıyoruz..seviyoruz..yapmıyoruz ki fotosentez... .... kendinden korkan başkasını yansıtır..başkasında kendini yansıtabilmekse..mümkündür..maharet gerektirir...kolaycı...hatta sevgi hırsızıyız biz..başkasının acısını..sevgisini..anlatmak...helede yaşamadan anlatmak..hele helede anlamadan anlatmak..neysee.... dayanışma.. dayanışma ilginç bir kelimedir..çokta yönlüdür..aile içi dayanışma..arkadaşlar arası dayanışma..kardeşler arası dayanışma..yaşlılar arası dayanışma..hemşeri dayanışması..falan..falan..falan..ve çakalların dayanışması....bide şu durum var...bilirmisiniz..çıkarın olmadığı yerde kümeleşme olmaz...ortak çıkar adı altında sırıtışsal dayanışma..ve yapmacık...anneannem şey derdi..yüze piyes... ...... *** başkalarının mutluluğu için etmek kendini malzeme..ve olmamak rahatsız..güzeldir..genişliktir..pişkinliktir..amma dahada ilerisi...tolstoy muydu..dostoyevski miydi ikisinden biriydi..bir kitabı vardı...insancıklar...evet...o kitapta bir rol bulmaktır kendine... ------- ardındamısın kaf dağının... soysuz ama güzel... ruhsuz ama ateşli.. belleğim.. gülüşünde kaldı.. bakışlarım..silüetinde.. umudum dünde kaldı... sıcaklığım çocukluğumda... ardındamısın öte dünyanın.. konuşkan ama dilsiz.. vuruşkan ama yüreksiz... -----figgaro... ..okuyanlaradır...

selam ederim..nasılsınız..bu gün yeni tanıştığım bikaç kişiyle gereksiz muhabbetlere girdim..bir iki çay iç..laklaka ve..anlaşılmazlık..oysaki sevdim tanıştığım kişileri..iki bayan..öyle açıksözlüydü ki bitanesi..sözlülüğü budalaca olmasına rağmen..çektik sineye..yapma dedim..yapma..tüketme yaşamadan..sevmek öncesinde sindirmek ister..sevmek için sevmek..değil bize göre..ayrıldık akşamında tatlıca..görüşürüz diyerekten..mutluydum..ve mutluydular..sen delisin filan diyorlardı en son.. geçmişte yazdığım bir şiiri koyaraktan topiğe..dilerim herkeze..iyi geceler... RUHUMLA BİLE KILICINI... Kaçırdığın keçilerse üzülme.. Övgünde olmalı deliliğe.. Gülermisin giderken yolda. Konuşurmusun kendi..kendinle.. Anlatırken derdini biri.. Yaptığın nükteli bir espri mi..? En şatafatında kahkahaların.. Dökülmüşmü dür.? yüzün..üzgün.. Bakarken gözler yakına.. Daldığın uzaklar mıdır..? En sevildiğinde.. En yabancı.. Nedir..? başarı nedir..? Nedir..?aşmışlığımız ..koşuşmuşluğumuz.. Değilmidir en büyük zaferimiz.. Bir mezar taşı.. hemde çıplak.. Yen beni yen.. Ruhumla bile kılıcını.. Sat.. Karşılığında alda kırmızı güller.. Sevdalılara at... ....figgaro.

trak obası... mersinimiz güzeldir..geçenlerde viranşehir taraflarına gittim..sahilde gezinti yapıyordum..bir iki sigara yaktım..dalgaları dinledim..esinti ve soğuk..ve pardüseme sarılışım..güldüm..sarıldığım şeye..pardüse...daldım bir mekana..kapısında yazar trak obası....hoş geldiniz falan.viranşehirin sahilinde..güzel bir mekan..tahtalar ve yörük çadırlarından yapılmış..oldukçada büyük bir yer..geçerken kapısından çıngıraklara değdi başım..çıngır..mıngır..sesler..sesleri duyan üç kadın kafayı çevirip baktı bana..üçüde yanan ateş başındaydı..birisi sacda..diğeri hamur açar..o biri pişen ekmeklere iç hazırlamış sarmaktadır..o ne güzel bir kokudur..geldi hemen bir garson kardeşim..şöyle köşenin en şarklı olanından göstererekten de bir yer..buyur etti..sevdim çocuğu..kalender..iki sıkma bir gözleme..yanında yayık ayranı..karşımda deniz..çadırın etrafında masalar sandalyeler..güzelde bahçe falan yapmışlar..mekan hoş..en hoş olansa..altımdaki minderin yumuşaklığıydı.. ..müzikte var..kıraç çalmaktadır..bir deli aşk bestesiyim..bilemezsin ne haldeyim..çok uzakta bir yerlerde ..bıraktığın o serseriyim.. ...evet..bekler gibi doldurmasını günün..bekler gibi de yaşamı doldurmasını günlerin.. bir saat kadar sonra kalktım..bayanlarada elinize sağlık diyerekten yol aldım..sahil şeridince gider iken..okaliptus ağaçları arasından geçtim..yerde yaprak..ağaçlardan gelen rüzgar fısıltıları..arkadan çarpan rüzgar saçlarımı ikiye yarıyor..pardüsem savruluyor..kafamda düşünceler savruluyor..ellerim üşüyor..

girdiğimde kapıdan kokusu dahada acıktırmıştı..tavada pişenler..közde pişenler..balıkçıdayım..buyuuurun.. diye bir söz..sağol dedim..ciğerim..kallavisinden bir yer gösterdi..oturdum..masada ne yok ki..nar ekşisi..baharatlar falan..haa bide kürdan.. ...ne yersin abi.. dedi..balıklar camdan bir dolapta..hepsini görüyorsun..beğendiğini istiyorsun..ardından da..başlıyorlar hazırlamaya..o kadar açtım ki..çok şey söylemişim..yemeğin yarısına geldiğimde anladım..balık çorbası..kalamar..çupra ..barbun..abartmışım..arkadaşımda vardı yanımda..sıkıntıya girdi..yardım et dedim..oda yazık para veriyoruz..gitmesin araya diyerekten..biraz zorladı..mideciğini.. ....gelelim..mekana..oldum olası..salaş yerleri sevmişimdir..tat oradan çıkıyor nedense..daha samimi..garsonlar yapmacıksız..yemek sonrası çayıda esirgemiyorlar..mekanın adı..balıkçı kadir..ayrıca parakende de satıyorlar..bekar adamız uğraşamam..bize orada yemek düşer..neysem..elinizin artığı yedik..ve şiştik..ve sonrasında doymuşluğun verdiği rehaventle..arkadaşla yarım ağız sohpete başladık..şudur..budur..bilmem nedir..ve konuşurken..denizlerimizi düşündüm..hala balık yiyebiliyor olmayı..şanslı olduğumu.. ...ve çıkarken elimize kolanya döken garson..ardından da balıkçı kadirin..o kalın ses tonuyla.. yine bekleriz abiii...

ya agam..sığınaraktan da affına..istirhamımı belirtmek isterim ..mütevazi ağam..marabaları için yaşayan ağam..lahmacun çekti canımız yaaa...hani şu küçük küçük olanından..fındık lahmacun..hadi bize yapsana...şimdiktende beklerem..bir elimde limon..bir elimde de maydonoz...

peki..dediğinden yapayım.. .. ..ve demişsinki..sanmak..yoksa..kimbilir.. ve ..ve şu an ağırmışsada başım..ve kızarmışlığı gözlerimin..tehlikeli yanılgılar içre sızılar..sızılar kalbim..olasılık ve varsayımlar..beklenti..ümit..vaadedilen mutluluk harmonileri..öldürdü beni.. değilim an-ın insanı..her geçen gün eksiltir beni..dahada ölürüm..alışamamışlığımın cellatları sektirmez işkence saatlerini..ve..ve figgaro..kekelerde şimdi..bir film şeridi gibidir yaşanmışlık..kocaman sözler..dağ kıskandıran gönül..baygın da bakan bir göz..söylemeye de utandığım şu söz..yalnızlığım.. ..ve nice yalnızlar..sizedir selamım..gökyüzü yıldızlarım..yan yana parıldayan..ama aralarında milyonca ışık hızı mesafe olan..

nasılmış benim tirtirim..yani sen estikçe ben titrerim.. ...ofise yeni geldim..bilgisayarı açtım..çayımı yudumladım..foruma baktım..serbest kürsüyü açtım..senin yazını gördüm..bana yazdığını...gülümsedim..mutlu oldum..sen parıltısısın evet...parıltısı..mutluluğun..benki değilim eskisi gibi..olamıyorum mutlu..amma seni çok sevdim.. .. çıkmaz sokaklarda kapına düştüm.. gölgem peşi sıra ayak izleri.. yağmur altında ateşe düştüm.. başımda savrulur sevda külleri...

yaşamsal kaliteyi severim..güzel için yaşarım..çok çabuk affeder..ama asla unutmam...değilim kinci..çiğnemeden yutarım inciri ..birde hep kanarım..felaketim olur gözdeki bir gülüş..uğrunada kendimi gönüllü yakarım..üşümesin diye o....

heeyyy... ..serbest kürsücü...şiir..nesir..bide nutka başladın ha... ...kim tutar seni..hadi bakam..bide şey var..arada sırada arkadaşlarla yapardık..yaratıcı drama..o an için kurgulanmış bir oyun yaratır..replikleri belirler..oynardık sonrada..ne eylencelidir..nette de zor o işler..kal sağlıcakla..arada bir uğrarım...

şöyle bir foruma göz gezdirdim..ve bir iki yazı nasılda gülümsetti beni..canımız sağolsun.. beklentisizliğin yarattığı hedonizm..yenmez tadından..birde insanda şey vardır..ayda yaşarken dünyaya özlem..ve duyum ötesi duyarlılık..kim isterki kırmak..yok saymak.. iyi bilinmeli ters dönmüş bir kaplumbağanın çaresizliği... sanal kinaye ve sevgi sarmalı..olmalımı ..olmalı..ama insan kullanılmamalı..hele hele de zayıfsa..ikiye ayırmışımdır insanı..yaşamı haketmeye çalışan..ve yaşamdan yararlanan..hatta yaşamdan yararlananlar..yaşamı haketmeye çalışanlardan da yararlanır..mevzu derindir..benki aciz figgaro..sığım daha...yoksa toy mu..ne bilem işte.. ve...bisküvi denince akla..hemen onun adı gelir..etii..etii..etiiii....

güneş doğacak.. açacak çiçek.. çavbella..çavbella..çavbella. çav..çav..çav.. bizi görenler.. diyecek merhaba.. merhaba.. eyy..güzel çiçek..

itirafımdır..samimicedir..ve acı çekmekteyim... yazmadan edemiyorum..belki soğuk bir duvaradır serzenişim..olsun..ilerisinde geriye doğru bakıp yazdıklarım hakkında yorumlar yapıyorum..tanımak kendini ortaya koymak..hileni hurdanı..handigapını..neysee..arkadaş çevrem iyidir..eğitimli tiplerdir..ama herkez düşmüş kendi kuyusuna..debelenmektedir..bir araya da gelsek arkadaşlarımla eskisi gibi değildir hal..akşamında buluşmamızın..üstlerinde bir yorgunluk..stresli olma hali..kredi kartı hikayeleri..sistem yakınmaları..kaygı..eş korkusu..iş korkusu..derken hadi batak oynayalım..poker oynayalım..bilmemne oynayalım halleri..gidemez olduk eskisi gibi biryerlere..opera..sinema..piknik..kış kampları filan..yenik düşülen zaman..yıpratılmış, sistem insanları..napsınlar onlara da üzülüyorum aslında..kendimede.. **** sancısı , bağırsaklarındaki birikmiş gazın etmesi idiydi..tazziki mesane..heheyt.heyt.. kazansaydı Hitler değilmiydi kahraman..sonuçlar değilmiydi..yanlışla doğruları belirleyen.. zeminindeki kaypaklığı değilmiydi en gönlü derinliğinde insanlığın..kim gidene kadar ki ; kafa giotine..korumuştu saffını..onlardır işte ..onlardır..yüce gönüllüler. en mükemmel olanın en aldatıcı olmuşluğu değilmiydi..o kutsal ayartıcı..dokunulası dişi..neydi içre sızılayan..neydi geçtikçe üstünden sızını alıp götüren..sevmişliği mi gülün dikeni..yoksa katlanmışlığı mı dikenin güle..ne..ne dedin..!! sıradanlığı aşkın, en tutkuncanası bile..ve kurulmalı bu mezar üstüne..aşklarüstülüğün o görkemli katedrali..dolup taşmalımıdır..akmalımıdır..boy..boy..susmalı mı yoksa..Sofokles mi okumalı..yazıklar olsun Oidipus..iftira mı atmalı Hera ya....Zeus a yeni bir (güzel oğlan) mı sunmak..neydi acıtan beyni..ne..? sormuşlar Heraklitos a..insanın kaderi nedir..? demişki..:karakteridir..dir..midir..dili geçmiş memişler midir.. yap yapma..otur kalk..tu kaka..geller-gitler..ahh cebimdeki cevizler..içini cevizin kim yer..kim yemez bana ne..yok ki benim cevizim... ben palamut mevsimini beklerim.. ..olsun beklerim.. yukarıda yazmış olduğum yazı..foruma ilk geldiğim sıralarda yazdığım bir yazıydı..aylar öncesinden..şimdi tekrardan okuyunca bu yazıyı..bende hala pek birşeylerin değişmemiş olduğunu gördüm..yani yazıya kattığım anlam..oysaki değişim..taaa heraklitosa kadar uzanan bir mevzuydu dimi, ne acınası...diyalektik kavramı..bir gerçekte..değişim nedense kötüden iyiye değilde...hep iyiden kötüye doğru oluyor..hani zamanla herşey düzenden düzensizliğe doğru gider gerçeği... bu gün ofiste..acayiptim..ofisimizin bir altında banka olduğu için..pencereden baktığımda insanlar biri gider biri gelir..eee ofiste yoğun..bizede biri gider biri gelir..karşımızda korkunç bir trafik..taşıtlar birbiri ardı..korna morna..polisin düdüğü falan derken..yine daldım gittim..günümüz kitle iletişim araçaları sayesinde..bu gün en az 6 kez şunu okudum yada duydum..kapitalist sistem ve insan faktörü sayesinde yakında canlı organizmaların bir çoğu yitirilip..ekoloji çok kötü bir duruma gelip insanlığı kendilerinin doğaya karşı yarattıklarından daha da büyük felaketlere sürükleneceği yazılıyordu..yada söyleniyordu..zaten akşam eve giderken yoldaki duman kokuları genzimi yakmaya başladı..ağır ve pis..ve yağmur aylardır yağmıyor..mersin gibi bir yer..bu senede tarım sektörünün vay haline..su sıkıntısıda başladı..inanın bir an..ofiste dalmış gitmişken..patron: alacaklılar neden daha tahsil edilemedi..şirketin ödeme ve gider bilonço tablosu nerde..yan taraftaki arkadaşım bir mütahitle yeni girişilecek bir inşaatın proje mevzusunda laklakada..sekreter durmadan telefona bakar..satılık yerlerimizi soran..onu soran bunu soran..kredi para faiz arsa parselasyon alıcı satıcı mütahit görüşme toplantı ve emanet sırıtışlar..çay ve kahveler ortalarda gezer..muhabbet pekiştiricileri...sonra sekreter telefonu bana bağlar..hattın diğer ucunda şizofren bir paralı vardır..yatırımı gayrimenkulu yada ne zıkkımıysa ne haldedir onu sorar..inanın... bir an için..hani dalıpta gitmiştim ya bu hengame içinde..kalk oğlum dedim figgaro bırak işide..gücüde..git kırlara..yukarı ormanımsı yerlere varsa arta kalan..kur bir çadır.. yaşa..uzak dur herşeyden..sonrada orda geber..ama naturel.. noldu..fazla gerdim gibi sizi..bu ne karamsar olma hali..bu kendine problem yaratıyor..yada görsene bardağın dolu kısmını be kardeşim ..diyenlerinizi duyar gibiyim..göremiyorum kardeşim..sinirlerim bozuk..artık eskisi gibi sevişemiyorumda..heyecanımıda yitirdim..elbet yarın güleceğim..ama farkındalıkla..ne hala geldik yaa..gülerken şu olanlardan dolayı kendimize acıyor..acırkende kendimize.. yaa naparsın böyle hayat işte ..olur öyle falan hallerinden gülmeye çabalıyoruz.. ....telefon geldi..akşam da oldu ya hani..buluşacaktık..bekler beni..kalkarım..zaman tüketip kocaman kocaman laflar etmeye gidiyorum..oysa o kadar ufacık..ufacık ız ki.. ..hani ben ve arkadaşım açısından söylüyorum..alınmayasınız....

tebrikler...yazılarınız ve resimleriniz sayesinde..parise gitmiş gelmiş kadar olduk..ve Fransa.. tarihinide sevdiğim bir yer...kendi de güzelmiş....

size daha önce hegel den bahsetmiştim...ne zaman aklıma gelse hegel...içlemirim...ölümüne beş kala..sayısız öğrencileri ve öğretileri olmuş olan hegel..yatağında uzanmaktadır...sadece bir öğrencisi ölümü öncesi ziyaretine gelmiştir...ve hegel baktığında eşiğine kapının..içlenerek şöyle demiştir..yaşamım boyunca sayısız öğrencilerim oldu..ama bir tanesi geldi son yolculuğuma ..uğurlamaya..oda beni yanlış anlamıştı... ....