Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ahirzaman

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    566
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ahirzaman tarafından postalanan herşey

  1. dah öncede bu yazını okumuştum ancak diğer yazılarını iyice okuyunca onlara göre bu yazına teşekkür etmem gerektiği düşündüm paylaşımın için teşekkür ederiz.Allah(cc) razı olsun inşallah
  2. ya haksöz ve varsa diğer halleri yapma Allah aşkına ayetleri kafana göre yorumluyorsun sonrada delil getirin diyorsun kendi yazdığın ayetleri dahi sana delil olarak getirdik
  3. peki ya o ağaca bakıpta tohumunu atanı göremeyene ne denir? öyle kardeşlerimizi gördükte aklıma onu getirdin dipnot
  4. kardeşim sen yeni olduğun için bilmiyosun daha önce bakara /190-191 önümüze getirildi. sen merak etme hamdoslun o konuda bilgim var kuran ayetinde geçiyor ancak ne zaman indi ği ve kimler için indiği anlaşılınca iş çözülüyor sana demek istediğimiz bu sen de bu hataya düşüyorsun bu da yetmiyormş gibi bizi kuranı saymamakla yorumluyorsun
  5. Cinlerin amaçları ve yapabilecekleri ve musallat olmuş kişilerlerden bileceğimizi biliyoruz. ZAnnedersen zırlama konusunda bişey söylemeye gerek yok ayet ayet deyip ayetin mesajını kabul etmeyip yorum yapıyorsun elimizden geleni yaptık gerisi sana kalmış bişey.
  6. bende cevabını orda yazdım kardeşim
  7. hadi ya iyi şimdi sen birazdan bana bi ayet bulursun kardeşim ne alakası var Allah(cc) aşkına san bişey soracam sen bir inanmayan gördüğünde onun öldürürmüsün mesela dipnot kardeşimi görsen onu öldürürmüsün müsülümanlara 13 sene eziyet eden müşriklere bu ruhsat verilmiştir iyi o zamn hadi git kes doğra b irilerini ne acyipsin yaaa senin gibilerin yazdıkları yüzünden bunlara inananlar kuranda çelişki deyip deyip karşımıza geliyolar.
  8. kardeşim nasıl okursan öyle anlarsın açık değil diyen oldumu ancak kuranda ne üzerine kimlere hitaben nazil olduğu çok önemlidir. zaten tefsir okusaydın bu düşüncelerde olmazdın bak kardeşim özellikle seyyid kutup asla yorum yapmamış ne ise onu yazmıştır.Elmalı hamdi yazır da öyle bakıyorumda tefsir okum aktan kaçıp işi başka taraflara çekmeye çalıştın acaba bunun sebebi nedir.
  9. kardeşim mantık dışının neyini açıklim sen mantığa uymaz çelişir dedin bende nerde dedim haaa gene başörtü dersen yazdıklarımızı oku derim
  10. bizahmet paylaştığım tefsiri oku
  11. kurandaki çoğu yerde bütün olarak incelenmediğinde anlam bozulması olur. Yineliyorum kalem suresinin bu ayetleri kafirlere yöneliktir ki Seyyid Kutupun teefsirinde geçen meal de 35-Biz inanaları kafirlerle hiç bir tutarmıyız. şeklindedir.Eğer meali böyle kabul edersek baştan haksözün yazdıklarının uydurma olduğu anlaşılır Bir kere bu ayetleri yorumlayan haksözdür ancak ayetelrin bu mevzuyla alakası yoktur. sonra haksözün mealini yazdığını düşündüğüm elmelı hamdi yazıra gelelim onun bu ayetlerdeki tefsiri 35. Ya biz artık müslümanları yüzlerini ancak Allah'a tutmuş, esenliği düşünür, suç işlemekten korunur, güzellikle çalışır, temiz kalpli müslümanları hiç suç işleyenler gibi kılar mıyız? Gerçekte ikisinin akıbetlerini eşit yapar mıyız? Elbette suç işleyen akıbetini azap, müslümanın akıbetini Naim yapacağız. Burada müslüman mücrimin yani suç işleyenin karşılığı olarak zikredilmiştir. MÜCRİM, suç işleyen demektir. Bunun başı da, suç işlemeyi vicdanen helal ve mübah saymaktır ki küfürdür. Böyleleri suç işlemekten ancak fiilî bir engel karşısında çekinirler. MÜSLİM, bunun tam anlamıyla zıddıdır. Bunun imanı vardır. Suç işlemeyi vicdanında çirkin bilir, cezasına inanır; işlerse insanlık icabı bir hata ile veya zorunlu bir sebeple işler. Doğrusu inanmayanlar da suç işlemenin çirkin olduğunu bilir. Onun için kendisine karşı işlenen bir suça öfke püskürür fakat kendi yaptığını suç saymaz, hoş görür. Çünkü suçu hak gözüyle değil, kendi keyfine göre ölçer, kendi üstünde bir hak tanımaz. Aslında o suçun çirkinliği kendisine sonsuza kadar bir ceza olacağını hesap etmez. Âhirete inanmaz. Bunun bütün nedeni de verdiği hükümde yanılması, her hak ve yetkiyi kendisinde görmesidir. Tefsirlerin açıklamasına göre, Mekke'de kâfirler şöyle demişlerdi: "Öldükten sonra her şey biter. Müslüman ile suçlu eşit olur. Biz dünyada fırsatı kaçırmayız, canımızın istediğini yapar, dilediğimiz gibi hüküm verir, zevkimize bakarız. Bu nedenle öldükten sonra müslümanlardan daha iyi ölmüş oluruz. Şayet Muhammed'in dediği o öldükten sonra dirilme varsa, biz zevkimizi peşin almış oluruz". 36. İşte burada yüce Allah bunları şiddetle reddetmek ve kınamak için buyuruyor ki: Neniz var? Yani aklınıza ve fikrinize ne oldu? Yahut neyinize, hangi delilinize, kuvvetinize güveniyorsunuz? Nasıl hükmediyorsunuz?. Suçluları müslümanlardan daha iyi veya ikisini eşit nasıl tutuyorsunuz? Cezayı inkâr eden, iyiliği ve kötülüğü bir sayan, suçluyu müslümandan ayıramayan veya daha iyi tutan nasıl hakim olur? 37. Yoksa size ait bir kitap, sade sizin için indirilmiş ilâhî bir kitap var da, onda şu dersi mi okuyorsunuz? 38. Siz bu âlemde neyi beğenirseniz kesinlikle o sizindir diye, yahut her neyi seçerseniz kesinlikle lehinizedir diye, yahut her neyi hayır sayarsanız hakkınızdır diye yani sizin üstünüzde hükmedici bir hak, kendinizi uydurmaya mecbur olacağınız bir hakikat kanunu yok; "kün" yani "ol" emri sizin elinizdedir, her istediğinizi yaratır, her yaptığınız yanınıza kâr kalır, hayır ve şer sadece sizin irade ve isteğinize göre olur diye yalnız size ait bir düstur mu var? Çünkü yüce Allah kendine özel olan bu hakkı kimseye vermemiş, indirdiği kitaplarda, hatta ne rivayet edilen hadis ve haberlerde, ne akılda tutunabilecek böyle bir delil, bir kural, bir ilim indirmemiştir. İndirse idi, o sevda ile geçen, bu âlemi kimseye vermek istemeyen, bir an bile başlarının ağrımasını arzu etmeyen nice zorbalar, nice devletler, nice milletler, nice bireyler, nice "bana göreci"ler, nice uzun emel ve arzular peşinde koşanlar inleye inleye burayı bırakıp gitmemiş, arkalarından kötülükleri ile anılmamış bulunurlardı. Hem herkes de sizin gibi aynı düsturla mücadele eder, yine sizin dediğiniz olmazdı. Yoksa başkalarına bir kitap verilmemiş olduğu halde, size ait olmak üzere öyle bir ders veren bir kitap mı var? Var da ondaki nakle dayanarak mı böyle hükmediyorsunuz? Yoksa sadece size özel olarak üzerimizde kıyamete kadar sürecek birçok yeminler, verilmiş sözler mi var? 39. Siz bu âlemde neyi beğenirseniz kesinlikle o sizindir diye, yahut her neyi seçerseniz kesinlikle lehinizedir diye, yahut her neyi hayır sayarsanız hakkınızdır diye yani sizin üstünüzde hükmedici bir hak, kendinizi uydurmaya mecbur olacağınız bir hakikat kanunu yok; "kün" yani "ol" emri sizin elinizdedir, her istediğinizi yaratır, her yaptığınız yanınıza kâr kalır, hayır ve şer sadece sizin irade ve isteğinize göre olur diye yalnız size ait bir düstur mu var? Çünkü yüce Allah kendine özel olan bu hakkı kimseye vermemiş, indirdiği kitaplarda, hatta ne rivayet edilen hadis ve haberlerde, ne akılda tutunabilecek böyle bir delil, bir kural, bir ilim indirmemiştir. İndirse idi, o sevda ile geçen, bu âlemi kimseye vermek istemeyen, bir an bile başlarının ağrımasını arzu etmeyen nice zorbalar, nice devletler, nice milletler, nice bireyler, nice "bana göreci"ler, nice uzun emel ve arzular peşinde koşanlar inleye inleye burayı bırakıp gitmemiş, arkalarından kötülükleri ile anılmamış bulunurlardı. Hem herkes de sizin gibi aynı düsturla mücadele eder, yine sizin dediğiniz olmazdı. Yoksa başkalarına bir kitap verilmemiş olduğu halde, size ait olmak üzere öyle bir ders veren bir kitap mı var? Var da ondaki nakle dayanarak mı böyle hükmediyorsunuz? Yoksa sadece size özel olarak üzerimizde kıyamete kadar sürecek birçok yeminler, verilmiş sözler mi var? 40. Ey Muhammed! Sor bakalım onlara, içlerinden hangisi imiş ona kefil. Ne akla ne nakle dayanan hiçbir delilin, hiçbir akıl ve düşüncenin kabul edemiyeceği öyle bir hükmün doğruluğuna içlerinden kefil olacak kimmiş? Yahut Allah'tan öyle bir söz alan ve bunu yapmayı üzerine alanlar kimmiş? 41. Yoksa kendilerinin birçok ortakları mı var? Onlara o hükümde katılan, gönüllerinin isteğine taklit yoluyla uyan birçok ortakları veya kendilerinin uydukları ilahları var da onlardan aldıkları kuvvet ile hak ve hakikati değiştirebileceklerini ve istedikleri gibi müslümanları suçlulara benzetmeye Allah'ı mecbur tutacaklarını mı iddia ediyorlar? Öyle ise ortakları ile gelsinler. Eğer iddialarında doğru iseler! Çünkü dünya bir tarafa gelse Allah'ın bir hükmünü bozamaz, bir geçreği değiştiremez, hepsi hakkın karşısında aşağılanmaya ve kahrolmaya mahkûmdur.
  12. Diyalog ne olarak bakıyoruz acaba hak din tabiki sadece İsslam dır ancak yapılan dialoda İslamın hak olduğu anlaşılacaktır ne konuda olursa olsun İslam üstündür ki mevlanada Said nurside hristiyanlarla müslüman olmayanlarla dialoga girmiştir ama bu demkedeğildir ki onların inançları üstündür. Mevlana onlara gösterilen hürmetin onların saygınlıgını değil bizim dinimizin saygınlığını gösteriri demiştir
  13. hak söz yapma Allah(cc) aşkına nerde bu yazdıklarında İslam bilgisi bu yazdıkların kafirlere yöneliktir yaptığına ne denir senin ya.
  14. Dipnot kardeşim çelişki mantık dışılık insanların uygulamasında vardır bunu dinde varmış gibi saymak büyük hatadır çok yerse bunu yaptığınızı gördük
  15. 136- Müşrikler, diğer zulümlerinden başka bir de tuttular Allah'a yarattığı şeylerden, hasılat ve hayvanlardan bir hisse ayırdılar. Buna karşılık bir hisse de uydurdukları ortaklara ayırdılar da kendilerince, şu Allah'ın, şu da ortaklarımızın, dediler. Fakat ortaklarına ait olan Allah'a ulaşmaz, Allah uğruna sarfedilmez. Allah'a ait olan ise ortaklarına ulaşır, onlar uğruna sarfedilir. Bundan dolayı netice itibariyle hiçbirinin hayrı olmaz, hepsi yok olur gider. Bunların hükümleri ne fena hükümdür! Allah'ın yarattığına başkalarını ortak etmek, Allah için dediklerinde de Allah'ın şeriatını değil, kendi kanaatlarını esas edinmek ve sonra uydurup, uydukları ortaklarını Allah'a tercih edip sonunda Allah için hiçbir şey yapmamış olmak ve Allah'ın yarattığı ve kendilerine nasip ettiği mâl ve menâli (varı yoğu) bu şekilde boşu boşuna sarf ve yok etmek, hiçbir hayır kazanmamak, ne cahilce, ne zalimce, ne talihsizce bir hükümdür, ne büyük zarardır! (elmalı hamdi yazır)
  16. dipnotçum ikide bir akıl ve mantık diyosun bu senin aklıl ve mantığa göre hareket etiiğini göstermez daha öncede dediğimgibi İslamda alçalama eçlişki mantıksızlık yoktur bilimede uyar(bu dünya için)
  17. son danıştay olayında tekbir getirdi iddiası danıştay başkan vekilinin yaptığı iddiaya göre saldırgan tekbir getirerek ve "Allahın askeriyiz türban kararının cezasını çekeceksiniz" ateş açmış ancak görgü tanıkları(olayı bizzat yaşayan üyeler) saldırganın hiç bir şey demeden ateş açtığını açıklamıştır.(Murat aydının haberi Zaman)
  18. İslamda ne alçalama ne çelişki nede mantık dışı bir şey yok sende bir yanlış bilgi sonucunda fikir oluşuyor sana doğrusu gösterilincede vaz geçmiyor yanlış bilgilerin peşinden gidiyorsun.
  19. Dipnotçum şimdi böyle diyorsun ancak gerici kim desek sakal bırakan başını örten diyeceksin ee kardeşim bunu müslüma olan tabiki yapıcak. Yani senin dediğin islama karşı müslümana karşı değilim ama beim karşı olduğum müslüman dediğin bu
  20. bak kardeşim sunduğumuz hadisler ayetlerle uyuşuyor ancak sen yorumlamaya kalktığın ve yanlış yorumladığın için sonuç bu
  21. ben sana ayeti veriyorum sen kafana göre yorumluyorsun anlaşılan sana tefsirinide vereceğiz TEVBE 29- Ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah ve ahiret sözü etseler bile, gerçekte yüreklerinde ona yer vermeyen, dünya ilelebet kendilerinin olacak ve öyle kalacakmış gibi sanan, akıbet bir gün gelip yaptıklarından sorumlu tutulacaklarına önem vermeyen, Allah ve Resulü'nün haram kılmış olduğu şeyleri haram saymayan, (yani haramdan kaçınmayan, Allah'ın kitabında, Peygamberin sünnetinde ve hatta kendilerinin uyduklarını söyledikleri kitabın ve Peygamberin hükümleriyle haram olduğu kesin olan şeylerin haramlığını tanımayan, helâl veya haram her ne olursa olsun keyiflerinin istediği gibi, güçlerinin yettiği her şeye el uzatmayı mübah gören ve saldıran) ve hak dinini din edinmeyen, (dinleri varsa da hak din değil, hakperest değildirler) din diye tanıdıkları, itaat ve teslimiyet gösterdikleri şeyler varsa bile hakkı tanımak, hakka teslim olmak, hak yolunda yürümek, hak ve hukuku gözetmeyi din ve diyanetin en mühim amacı olarak bilmeyen, Hakk'ın hükümlerine, hak olan şeriatına itikat ve itaat edip hakkı ve hukuku korumayı, Hakkın hükümleriyle adalet icra edip, gerçek mabud olan Allah Teâlâ'ya ne zatında, ne sıfatında, ne de fiileri ve hükümlerinde hiçbir şerik ve nazir tanımadan, halık veya mahluk herşeye, herkese hakkını vermek demek olan bu hususlara hiç önem vermeyen, bu anlamda bir din ve diyanetleri bulunmayanlara karşı savaşın! Çünkü onların kendilerine göre dinleri varsa da bu gerçek anlamda hak din değildir. Hatta kısmen hak din de olsa, hakka mahsus olan halis bir hak din değildir. Onlar halis, muhlis hak din olan İslâm ile tedeyyün etmezler, hak şeriat ile amel etmeyi kabul eylemezler. Bundan dolayı dinleri batıldan ve haksızlıktan arınmış olmadığı gibi, dindarlıkları ve dinlerine bağlılıkları da hakkıyle bir dindarlık ve bağlılık değildir. Din namına bile birçok zulüm ve haksızlık yapmaya elverişli bir aşırılık, gulüvv ve taassup sahibidirler. Bu bakımdan hak ve hukuk gözetmeyen dindarlıkları da dinsizliğe eşit bir ahlâksızlıktır. Allah(cc)ın resulünü sevmek ona itaat etmek onun yaşadığı gibi yaşamak onun sünnetina bağlanmak onun söylediklerine(hadislerine)uymakla olur böyle olmassa nasıl olur.Başka türlü nasıl uyulur acaba sürekli aynı örbeği veriyorsun hal buki nisa suresinin tefsirinde de var bir insan sandece birinide inkar edebilir ikisinide inkar edebilir verdiğin örnek bozuk benim fikrime göre sadece yer kaplıyor düşünmeden yazılmış olduğu fikrindeyim
  22. ee Bilimselci kardeşim ne yaparsın adamlar ayet sunup ayeti inkar ediyolar ytorum yapan onlar yorum yapmadan açıklayan tefsircilerimiz var ama onlar yanlışta diretiyorlar Şimdi sizin Yürüyen kuran Ahlaklı kim HZ.Muhammed(sas) o kuranı nasıl yaşamış haksöz ve diğer halleri acaba kuranı Alemlere rahmetin yaşama şekline göremi yaşayalım yoksa senin dediklerine göremi
  23. Dipnot çum Allah(cc) ın değil senin Allah(cc)ındeğil bazılarımızın ihtiyacı var gerçekten düşünebilen ve müslümanlarla dialog halinde olan birinin bunu anlaması gerekirdi ama ben sana mantıksız demiyeceğim bir anlık gaflert diyeyim doktorun seni arayıp ilaçlarını aldınmı dipnot dese sen ona sanane ne ihtiyacın var benim ilaçlarımamı dersin eğer dersen o da derki benim değil senin ihtiyacın var ibadete de aynı şey geçerlidir herşey bizim hayrımıza ALINTI Baş örtüsü ve örtünme Allah(cc) ın kadına verdiği önemi gösterir. bizim altınımız veya çok değerli önemli bir mülkümüz olsa onu saklarız öyle değilmi onun için baş örtüsüde Allah(cc) ın kadınlara verdiği önemi gösterir.
  24. kardeşim zekeriya beyazla bir alkan varmı yazdığın yorumları benzettimde o açıdan islam girme reçetesini sen veriyon yani ölemi kardeşim La İlahe İllallah demek müslüman olmak demek değildir yani allahı kabul etmek resulünü kabul etmemek kendi yazdığın ayetler sana cevap bu konuda çelişkiye düşüyorsun 150- Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler. 151- İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır. 150-151- "Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler" Bu âyetten anlaşılıyor ki, kâfirler başlıca üç kısımdır. Birincisi: Ne Allah, ne peygamber tanımayan, hiç birine iman etmeyenler. İkincisi: İmanda Allah ile peygamberi birbirinden ayıranlar. Yani Allah'a iman iddiasında bulunup da Allah'ın gönderdiği peygamberlere inanmayanlar. Üçüncüsü: Peygamberlerin bazısını tanıyıp da bazısını tanımayanlardır ki, kitap ehlinden yahudi ve hıristiyanlar bu kısımdandır. Ve bu âyet doğrudan doğruya bunlar hakkında inmiş, iman ile küfür arasında orta bir derece, bir yol bulunmadığı ve peygamberlerden bazısını tanımamak, hepsini tanımamak ve hepsini tanımamak Allah'ı da tanımamak demek olduğunu göstermiştir. Yani Allah'a ve peygamberlerine küfreden (inkâr eden)ler, fakat bunu açıklıyarak değil, fikir ve mezhepleri bu küfrü gerektiren, ve Allah ile peygamberleri arasını imanda ayırdetmek isteyenler, hatta bunu da genel olarak ve umumi şekilde açıklamayıp sözleri bunu gerektiren, biz bazısına inanırız ve bazısına inanmayız diyenler, mesela "Musa, Üzeyr filan ve filan peygamberlere ve Tevrat'a inanırız, fakat İsa'ya ve Muhammed'e, İncil'e ve Kur'ân'a inanmayız" diyen yahudiler; aynı şekilde, "Musa'ya ve İsa'ya, Tevrat'a ve İncil'e inanırız ama, Kur'ân'a ve Muhammed'e inanmayız" diyen hıristiyanlar ve aynı şekilde yahudiler arasında "Muhammed bir peygamberdir ama, bizim peygamberimiz değildir" diye kaçamak yapan, ve bu şekilde iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler, işte bütün bunlar muhakkak kâfirdirler ve küfürleri açıkça sabittir. Zira iman ile küfür, hak ile batıl arasında bir mertebe yoktur. Bir peygambere küfretmek, peygamberliğe küfretmektir. Peygamberliğe küfretmek, bütün peygamberlere küfretmektir ve bütün peygamberlere küfretmek, Allah'a küfretmektir. Çünkü Allah'ın bir emrine küfretmek, genel olarak, Allah'a küfretmektir. Biz de üstün kudret ve büyüklüğümüzle bütün kâfirlere alçaltıcı, ihanetli, aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır, sırası gelince tadacaklardır. Şu halde vaad edilen af ve mükafat böyle inkâr ve küfür sahiplerine değildir. (Elmalı Hamdi yazır)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.