Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Kitabın 66-68. sayfalarından alıntıdır. "İçerisi ara sıra cızırdayan elektrikli birkaç ark lambasıyla az da olsa aydınlatılmıştı. 30 adam yüksekliğindeki ahşap tavanın sağında, her ne kadar isten kararmış olsa da "Allâh" lâfzı, solunda ise silinmeye yüz tutmuş "Muhammed" ismi yazılı olduğuna bakılırsa burası câmii gibi bir mübârek mekân olmalıydı, ama kelepçelenip demet hâline getirildikten sonra yirmisi otuzu duvarlara rapt edilmiş ve metrelerce uzanan elektrik kablolarına ne buyurulurdu? Zemin halılarla kaplıydı, üstelik her biri bir vakitler su içinde 300 lira edecek kıymetli halılardı bunlar, ancak şimdi kısmen ya da tamamen yanmış, üzerlerine kapkara makina yağı dökülmüş, sökülmüş, delinmiş, eprimiş, hebâ ve mahvolmuşlardı. Bunda, tez zamanda aktarılması gereken çatıdan akan yağmur sızıntısının da payı elbette yok değildi. Kapkalın ahşap kirişlerine, guruldayan ve ara sıra patır patır kanat çırpan güvercinlerin yuva yaptığı çatıdan gelen yağmur, sağ ve sol duvarlardaki Kâbe ve Mescid-i Âksa tasvîrlerini de berbat etmiş, küf içinde bırakmıştı. Tavan ve duvarlardaki ince bezemeler de bakımsızlıktan ve ihmâlden nasîplerini almışlardı. Birkaç ayrı yerde, kazma, kürek, balta ve kancalarla birlikte, nicedir değiştirilmediği için metan gazı kabarcıklarının yükseldiği ve rengi artık yeşile çalan su ile dolu yangın kovaları vardı. Tavandan tâ zemine sarkıp sürtünen bilek kalınlığında bir kablonun, naklettiği şiddetli elektrik cereyânı neticesinde, tuzağa düşmüş çılgın bir ejderha gibi, değdiği yerde elektrikî kıvılcımlar saça saça sağa sola, oraya buraya savrulduğunu gören İhsan Sait, yangına karşı neden bu kadar çok tedbir alındığını anladı. Bütün elektrikî tâkat, buhar makinesinin döndürdüğü, dökme demirden koskoca bir münevvebe tarafından elde ediliyordu. Ağzı bir karış açık olduğu hâlde sağı solu temâşâ eden İhsan Sait, kalayla kaplı bakırdan mamûl, yirmişer adam boyunda tam altı adet pırıl pırıl devâsâ meksefe gördü. Bu hayreti mûcip âlâttan hangisine bakacağını bilemediği için hiçbirini seçip doğru dürüst inceleyemiyordu: Kâh parmak kâh ibrişim kalınlığında bakır kablo veya tellerden yapılma dev bobinler, petek bobinler, ortalarındaki demir nüve ancak bir bucurgatla döndürülüp mühtezleri ayarlanabilecek daha büyük bobinler, parlak pirinç sürgülü reostalar ve sâbit mukâvemetler, maun kaplı kumanda levhalarında ibreleri kıpırdaşan ampermetreler, voltmetreler, şalterler, mütehavvil meksefeler, açık ve kapalı şalterler ve sâir edevât! Kablolardan ve bütün bu techîzâttan bir vınlama işitiliyor, ayrıca buhar makinesinin pistonu gidip geldikçe zemin sarsılıyordu. Etraf, bakır kabloları lehimlerken ateş kadar sıcak havyanın batırıldığı nişadırdan tüten buğudan, bobin tellerini kâğıtla tecritte kullanılan harârete mâruz kalmış Arap zamkının keskin kokusundan, buhar kazanından gelen is, kurum ve dumandan geçilmiyordu. Fakat İhsan Sait o anda, daha önce hiç görmediği bir tür lamba gördü. Bunlar krom kaplı kâidelere oturtulmuş on iki koskoca parlak lambaydı ve pek az ışık veriyorlar ama şiddetli bir ısı neşrediyorlardı. Hattâ camları çatlamasın diye bazıları yağ dolu fanuslarda muhâfaza ediliyordu. Her birinin altından hepsi de parmak kalınlığında en az beş kablo çıkıyor ve bu uğursuz mekânın muhtelif yerlerine doğru uzanıyordu. İhsan Sait bunların ne işe yaradığını anlayamadı. Ama burası hiç de tekin değildi. Eli beline gitti ve silâhını çıkardı. Kamburu işte o sırada gördü."
  2. gloria şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    İHSAN OKTAY ANAR’IN YENİ KİTABI ÇIKTI YEDİNCİ GÜN Yazar: İhsan Oktay Anar Editör: Nihat Tuna Yayınevi: İletişim Sayfa sayısı: 240 En son 2007 yılında çıkan “Suskunlar” adlı kitabından sonra İhsan Oktay Anar ile uzun bir ayrılık dönemi yaşamıştık. 25 Ağustos 2012 itibariyle ise “Yedinci Gün” sayesinde İhsan Oktay Anar ile yeniden buluşmanın vakti geldi. *** Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayâllere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıra dışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asîlleşmesi, erdemlerin ardındaki günâhkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. İnsan olmanın en zayıf ve en yüce yanları, bir hikâyenin dokunuşuyla bir kez daha bilinebilir olacak. İhsan Oktay Anar, bu yeni düşüyle sizleri bir kez daha şaşırtacak. Çizgilerde değil kürelerde gezinecek, bilinen zamanların bilinmeyen anlarına yolculuk edeceksiniz. Alışık olmadığınız bu dünyanın kapısından girdiğinizde âşinalık hissedecek, sadeliğin ihtişâmına teslim olmanın rahatlığıyla kendinizi akışta yolculuk ederken bulacaksınız. (Arka kapaktan alıntıdır)
  3. Galiba Tamam o zaman madem öyle seni ruh ikizim ilan ediyorum
  4. Tüh keşke bakmasaymışım iyiymiş bu sayfaya, seviyordum Binchy'nin yazdığı romanları... Basit gelebilir çoğu insana ama hayatı ve ilişkileri öyle sade özetliyordu ki insan Binchy okurken dinleniyordu da aynı zamanda... Dinlencemdi Binchy benim. Üzüldüm
  5. Jean-Christophe Grangé hakkında: Fransız yazar Jean-Christophe Grangé 1961’de Paris’te doğdu. Serbest gazeteci olarak çeşitli haber ajansları ve gazeteler için çalıştı. "Paris-Match" için gezi-macera röportajları, "Figaro Magazine" için bilimsel röportajlar hazırladı. Leyleklerin göçü üzerine hazırladığı yazı dizisinden esinlenen "Leyleklerin Uçuşu" adlı ilk romanı 1994’te yayımlandı. Bu kitap sekiz bölümlük bir TV dizisi haline getirildi. Fransa’da 450 000 adet satan ve dünyada 20 dile çevrilen "Kızıl Nehirler" yazarın ikinci romanı. Grangé’nin üçüncü romanı "Taş Meclisi" ise eylül 2000’de çıktı ve yalnız Fransa’da kısa sürede 150 000 adet sattı. Mathieu Kassovitz tarafından filme çekilen ve başrollerini Jean Reno ve Vincent Cassel’in oynadığı "Kızıl Nehirler" Hollywood’u keşfetmek için iyi bir koz.
  6. SİSLE GELEN YOLCU – JEAN CHRISTOPHE GRANGE Yazar: Jean Christophe Grange Çeviren: Tankut Gökçe Yayınevi: Doğan Kitap Yayın tarihi: Haziran 2012 Sayfa sayısı: 687 Ben gölgeyim. Ben avım. Ben katilim. Ben hedefim. Kurtulmak için tek çarem var: diğerinden kaçmak. Peki ya diğeri de bensem? (Tanıtım Bülteninden) Sadece Fransa’da 300 binden fazla satan ve şimdiden 10 dile çevrilen “Sisle Gelen Yolcu”, Grange’ın son kitabı. Son birkaç kitabının ardından neredeyse Grange’dan ümidi kesmeye başlamıştım ki yeniden aynı tatla kendimi Grange okur buldum.
  7. Bu da iyi bir açıklama olmuş benim de tatil biçimlerim planlıdır ama kararlarım çoğunlukla anlıktır. Plan yapınca olmuyor zaten, o yüzden son dakkaya kadar sallar, son dakika karar veririm. Zaten tatillerimde konfor aramamak bu nedenle baş kuraldır, yer bulamazsam çadırım var Gitmeyi planladığım yerler var ama ne zaman gideceğim ruh halimle ilgilidir. Hemen şimdi de olur...
  8. Dizinin birinci sezonu çok güzeldi bence sıkıcı hiçbir yanı yoktu, buna rağmen ikinci sezon biraz daha yavaş bir işleyişe sahip. Ama izle, vazgeçme
  9. Yeni bir dizi buldum, dün gece izlemeye başladım, çooook güzel, çok beğendim o yüzden hemen tanıtımını yaptım ve sizinle paylaşıyorum. DEATH NOTE tanıtımı için tıklayabilirsiniz.
  10. ÖLÜM DEFTERİNİN KURALLARI 1-Deftere adı yazılan kişi ölür. 2-Eğer deftere ismi yazan kişi ismi yazılan kişinin yüzünü bilmiyorsa o kişi ölmez, bu kural sayesinde aynı ismi taşıyanlar etkilenmez. 3-Deftere adı yazılan kişi en az 40 saniye sonra ölür. 4-Spoiler. 5-Ölüm şekli yazıldıktan sonra detayları 6 dakika 40 saniye içinde yazılmalıdır. 6-Defter eğer yere 1 defa değerse o zaman dünyanın malı olur. 7-Sadece defterin orijinal sahibi Ölüm Tanrısını(Shirigami) görür ve sesini duyar. 8-Ölüm defterini kullanan kişi ne cennete ne de cehenneme gider. 9-Ölüm defterine dokunan her insan Ölüm Tanrısını görür ve sesini duyar. 10-Eger defterin orijinal sahibi ölürse, defter Ölüm Tanrısına ait olur. 11-Defterin sahibi defteri kullandıktan en geç 39 gün sonrasında Ölüm Tanrısını görür. 12-Defterin orijinal sahibi olan Ölüm Tanrısı prensipte defterin sahibi olan insana yapacağı hareketlerle yardım etmemeli ve zarar vermemelidir. 13-Ölüm Tanrısının defterin nasıl kullanılacağı ve içeriği hakkında insan sahibine açıklama yapma zorunluluğu yoktur. 14-Ölüm Tanrısı ölüm defterine isim ekleyerek ölen kişinin fazla yıllarını alıp kendi hayatını uzatırken insanlar uzatamazlar. 15-Ölüm defterini kullanan kişi kendi hayatını kısaltır. 16-Ölüm defterinin insan sahibi kendi hayat süresinin yarısını Ölüm tanrısı gözüyle takas edebilir. Bu göz gördüğü insanın yaşam süresini ve gerçek adını görür. 17-Ölüm tanrıları bilindik yöntemlerle ölmezler. Ancak bir insana aşık olup onun hayatını kurtarmak için ölüm defterini kullanmakla ölürler. 18-Deftere yazılan ve fiziksel olarak mümkün olmayan ölüm şekilleri sonuçta basit bir kalp krizine dönüşür. 19-Defterden koparılan çok küçük bir parça bile tam etki gösterir. 20-Deftere yazılan tüm mümkün ölüm şekilleri ve detayları ancak okunabilir bir şekilde yazılırsa gerçekleşir. 21-Defterin orijinal sahibi olmayan bir kişi bile defteri tam etkisiyle kullanabilir. 22-Defter, 780 günden küçük kişileri etkilemez. 23-Yazılan kişinin adı 4 defa yanlış yazılırsa defter o kişiyi öldürmez. 24-Defter çalınır veya kaybolursa 490 gün içinde geri alınmadığı takdirde sahipliği yitirilir. 25-Defter'e 490 gün boyunca dokunmayınca (herhangi bir parçasına sayfasına ) Defterle olan anılar silinir hafıza kaybı yaşanır.Fakat Deftere dokunduğunda her şeyi geri hatırlar .
  11. DEATH NOTE = ÖLÜM DEFTERİ = DESU NÖTO Senaryo: Tsugumi Ooba Çizer: Takeşi Obata Yönetmen: Tetsürö Araki IMDB: 7.9/10 Tür: Metafizik, Polisiye, Psikolojik, Anime Yapımcı: Madhouse Konusu: Yagami Light, derslerinde başarılı, herkesin takdir ettiği bir lise öğrencisidir. Bir gün okulun bahçesinde bulduğu bir defter ile hayatı değişir. Defter Ryuk isimli bir ölüm meleği tarafından dünyaya düşürülmüş ölüm defteridir. Ve bu deftere ismi yazılan her kişi ölür. Ancak bunun bazı kuralları vardır. Öncelikle tam ismini yazdığın kişinin yüzünü de gözünün önünde canlandırmak gerekir ki aynı isimde olan diğerleri bu ölümden etkilenmesin. Light defterin yeni sahibi olur ve dünyada adaleti sağlamak ve için öncelikle suçluları yok etmeye başlar. Yüzünü gördüğü, ismini bildiği tüm suçlular kalp krizi nedeniyle hızla ölmeye başlar. Dünyanın her yerinde kalp krizi nedeniyle artan suçlu ölümleri dikkat çekmeye başlayınca INTERPOL devreye girer ve bir soruşturma başlatır. Soruşturmanın danışmanı L adında oldukça zeki ve işini çok iyi yapan gizli bir dedektiftir. Light da dahil olmak üzere kimse L’in kimliğini bilmemektedir. L ile Light arasında bir savaş başlar ve kimliği ile ilk önce deşifre olan bu savaşı kaybedecektir. Death Note önceleri Şüeişa tarafından Shonen Jump adlı bir dergide Aralık 2003’ten Mayıs 2006’ya kadar yayınlanmış haftalık bir manga serisiydi. 108 bölümden oluşmaktaydı. 3 Ekim 2006’dan itibaren ise animeye uyarlanmış ve televizyonda yayınlanmıştır.
  12. gloria şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Üye Fotoğraf Galerileri
  13. Ben tatillerimi haftasonu tatilleri, yaz tatilleri ve gezelim görelim turları olmak üzere üçe ayırıyorum. Yaz tatilim için seçtiğim yerler sessiz, sakin ve denize girebileceğim yerler olmalı. Konfor hiçbir zaman önemli değil, çadırda da kalabilirim, pansiyon da olur, ağaç ev de... Ama 5 yıldızlı ya da herşey dahil ve ötesi muhabbetini tercih etmem. Sabahları erkenden kalkıp denize girerek güne başlamayı tercih ederim. Gün içinde yürüyüş yaparım, güneşlenirim, müziğimi dinlerim, kitabımı okurum. Yaz tatillerime yalnız gitmeyi tercih ederim. Dediğim gibi tek istediğim dinlenmektir, yanında bir başkası varsa dinlenmezsin, ayak uydurursun ki ben bunu tercih etmiyorum. Arkadaş istedikten sonra zaten gittiğin yerlerden arkadaş bulunur. Haftasonu tatillerim ise outdoor etkinlikler içindir. Keşif yürüyüşleri, camping, tırmanış, hiking ya da trekking, zirve yürüyüşleri, fotoğraf gezileri, trans geçiş, kanyon, kano vb. etkinlikler için giderim. Yorucudur, kemiklerine kadar sızlarsın ama değer. Gezelim görelim turlarını ise sadece bahar ve kış aylarında tercih ediyorum. Adı üstünde gezip yeni yerler görmek, fotoğraf çekmek, yeni kültürler tanımak için yaptığım turlardır, tek başına da olur, çok başına da olur, farketmez, yeterki gezeyim ve göreyim Bu üç tatil biçimi bazen iç içe geçse de genelde asıl hedeflerinden şaşmazlar.
  14. gloria şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Günaydınnnnnn
  15. Bu filmin kitapları da vardı. Yıllar önce okumuştum. Ben kitaplarını okumanızı da öneririm mutlaka..
  16. gloria şurada cevap verdi: Radya başlık Yenilebilir Doğal Otlar
    benim de terastaki saksılardan kendiliğinden semizotu çıkıyor birkaç senedir Ben de onları salata yapıp yiyorum
  17. Animal Planet tarafından yapılmış olan “The Animals Save the Planet” 11 adet kısa filmden oluşmaktadır.
  18. Kanımca sen şu en üste eklediğim fotoğrafı kaçırdın
  19. gloria şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    oscar
  20. biliyorum beklentileri karşılamıyor ama en azından güldürüyor
  21. gloria şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    rüya
  22. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın video içinde Türkçe Müzik Videoları
    Yanımda hayallerimle çakmağın kalsın Çünkü belki Yakarım bu evi kurtulurum ikimizden
  23. Belki Güç senin karar senin Hata benim olsun Söz senin mertlik senin Yalan benim olsun Yanımda resimlerinle gömleğin kalsın Gün senin hayat senin Geçmş benim olsun Haz senin hak senin Ceza benim olsun Yanımda resimlerinle gömleğin kalsın Yanımda hayallerimle çakmağın kalsın Çünkü belki Yakarım bu evi kurtulurum ikimizden Belki yıkarım gider ne kaldı hikayemizden Belki tutarım iki elimle sımsıkı Özlersin belki dönersin diye Düş senin dua senin Yara benim olsun Zevk senin sefa senin Cefa benim olsun Yanımda resimlerinle gömleğin kalsın Yanımda hayallerimle çakmağın kalsın Pul senin para senin aşk benim olsun

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.