Zıplanacak içerik

suheda

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

suheda tarafından postalanan herşey

  1. "Müslüman olmayan Türk değildir" sözleriyle şimşekleri üzerine çeken ünlü şair İsmet Özel, dün geceki 32. Gün'de "Ben üstünüm, çünkü Türk'üm" çıkışı yaptı... Özel bununla da yetinmedi: "Benim milletim ayrımı şöyle koymuştur. Türk mü, gavur mu? Benim milletimin koyduğu ayrım budur. Türk müdür, gavur mudur? Mesele bundan ibarettir..." Tartışmanın bir noktasında, Özel'in karşısındakileri zavallılıkla suçlaması gerilimi tırmandırdı. İsmet Özel'in "Ben burada konuşmayı kabul edecek kadara buraya gelmişim. Ben adı sanı bilinmeyen salak bir herif miyim. Onun için bu mesele 'bunlar yeni şeyler değil' falan gibi karşımda zavallı insanların konuşmasına izin verecek zihniyette bir insan değilim" sözleri üzerine araya giren Araştırmacı - Yazar Faik Bulut ile aralarında şöyle bir diyalog gelişti: F.B: İnsanlara hakaret etme hakkına sahip değilsiniz İ.Ö.: İnsanlar kendilerine hakaret edildiğini düşünüyorlarsa ona müstehaktırlar. F.B: Zavallaysanız, siz de zavallısınız. Edep erkanı koruyalım. Kendinizi kimseden üstün görme hakkınız yok. İ.Ö: Ben üstünüm, çünkü Türküm. Allah beni diğer milletlerden üstün yarattı. Çünkü Türküm. F.B: O sizin görüşünüz. Ama kimseye hakaret etmeye ne fırsat veririm, ne imkan tanırım. "Türkler nasıl Müslüman oldu" kitabının yazarı Erdoğan Aydın ise Özel'in bu çıkışına 'Kendini Türk hisseden, Türkçeyi anadili olarak konuşan herkes Türk'tür.' şeklinde yanıt verdi. 'ALLAH BİZE TÜRKÇEYİ İSLAM DİLİ OLARAK VERDİ' İsmet Özel'in çarpıcı açıklamalarından biri Türkçe üzerine söylediği sözler oldu: "Allah Milletleri dilleri üzerinden yaratır. Allah bize Türkçe'yi bir islam dili olarak verdi. Biz Araplardan daha çok itikadi esaslara dayalı bir dil."alıntı milliyet Yazıdan çıkartılacak hisse nedir? Türk olduğuma göre bende üstünüm demektir
  2. Bence sehven değil kasten ve bilerek izle inan bana haber izlemene gerek kalmayacak.. Ülke iktidarının gözden çıkartıldığı zaman oluşturulan siyasi ve ekonomik krizleri terör örgütü ile olan işbirlikleri kullanılan medyanın nasıl kullanıldığını,büyük iş adamlarının devlet yönetimindeki önemini,aciz hükümetleri ve onları yöneten dışardan destekli perde arkası güçleri.. Hikayeye gelince her duyduğuna koşanlara güzel benzetmeydi..
  3. Adam bir defile yaptı,tüm medyada günlerce konuşuldu öyleki yabancı basın bile kapak konusu yaptı,hemen ardından evlilikleri gündeme oturdu,duyanda bu ülkede eşi benzeri olmayan bir olay sanır,güneydoğuda gelenek haline gelmiş 80 lik alır üç kuruşa 14 lük kızı bilmem kaçıncı karısı diye.... Bizimkilerde hayatlarında ilk kez böyle bir şey görümüş ve duymuş gibi hayretlerini bildirirler.. Öbürüde fırsat bu fırsat ordan atlar Peygamberi örnek göstererek mukayese eder.. Gözünü sevdiğimin medyası sen nelere kadirsin
  4. suheda şurada yorum gönderdi suheda'nın blog başlığı içinde suheda
    Ne güzel şiirler paylaşım için teşekkürler arkadaşlar
  5. suheda şurada cevap verdi: seREnaDE başlık Forum Oyunları
    çocukluğumu
  6. kararmış metal dişlerinin arasına kırmızı bir gül olan Kaptan Jack Sparrow
  7. suheda şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    suheda (annem bana müsrifsin derde)
  8. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Pastaneden alınmış üç çeşit pohaça var istermisin? Alttaki en son kiminle kavga ettin
  9. suheda şurada cevap verdi: figgaro başlık Havadan Sudan Konular
    Sen boşver canım o psikolog bozuntusu psikiyatrik vakayı sen beni dinle yüreğininin sesine kulak ver o ne yapman gerektiğini sana söyler gerisini dert etme İmza Uzman Dr Suheda
  10. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Egzersiz - Boş Zamanları Değerlendirme
    Hepimiz yapmıyormuyuz ellerimizi yukarıda birleştirip geriliyoruz,özellikle ben uzun süre hareketsiz kalınca tamamen istem dışı yapıyorum demekki vücut istiyor
  11. BİR ADIN KALMALI... bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç A.Hamdi Tanpınar
  12. Daha öncede dile getirdik rahatsızlığımızı ama belliki umursamadınız.. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=116514 Arkadaşım şahsınızla ilgili herhangi bir sorunum yok olmazda..ve asla, asla yazmayınız demiyoruz bunu kimsenin bir başkasına söyleme hakkı yoktur.. Ama sizde takdir edersiniz ki iletileriniz gerçekten rahatsız edici boyutta,şöyleki hemen her yazınız alıntı üstelik son derece uzun hiç kimse pc ekranında o kadar uzun yazıları okumaz... Alıntı yaptığınız yazıların tamamını kopyalamaktansa beğendiğiniz kısımları alıp alıntı olduğunu belirtip kendi görüşünüzüde ekleyip bizlere aktarsanız daha sağlıklı iletişim kurarız.. Bizler yazı içerisinde ki iki satır alıntılarımızıda belirtiyoruz dikkat ediyorsan,açtığınız başlıklar hariç,tartışılan bir konunun en heyecanlı kısmında ortaya çıkıp sayfalar uzunluğunda alıntılarınızı ekliyorsunuz kendinize ait hiç bir görüş belirtmeden,kiminle tartıştığımızı,sayfa takibini karıştırıp tüm dikkatimiz dağılıveriyor.. Forumun neresine bakarsam bakayım hemen her yerde sizin aynı anda ordan burdan kopya ettiğiniz yazılar topiç olarak çıkıyor karşımıza.. Burası birbirimizle tartışabileceğimiz bir forum,kopyala yapıştır sistemi beğendiğimiz,ilginç bulduğumuz tartışmaya değer gördüğümüz istisna yazılar dışında çokta revaçta olmaz,öyle olsa herkes aynı yöntemi dener bu çokta zor bir şey değil.. Alıntı yapın ama biraz kısa tutup kendi görüşlerinizide ekleyin,birbirimizi daha iyi anlayacağız ve daha zevkli tartışma ortamları doğacak göreceksiniz..
  13. suheda şurada bir blog başlığı gönderdi: suheda
    Benim onlarca kuzenden bir tanesi Serhat.. Bir şeye canınızmı sıkkın moraliniz çokmu bozuk takmayın kafanıza Serhat'la bir beş dakika yeter,moral dopingi veriyor sanki, zekice ve tam yerinde espirileri ile en kötü anımda bile gülmek krizine çok sokmuşluğu vardır beni.. Son derece yakışıklı ve girişken yapısı ile yapamıycağı iş yoktur,mesela siz yoğun bakım kapısında hastanızı bir dakika görebilmek için saatlerce beklersiniz o elini kolunu sallayarak içeri girer sonrasındada gelip bilgi verir.. Dünyada en çok keyf aldığı iki şey vardır,yemek yemek ve uyumak.. Bana misafirliğe gelmeden önce mutlaka arayıp yemekte ne olduğunu sorar mönü hoşuna gitmezse siparişlerini verir hazır olduğu zaman gelir.. Bir akşam evde en sevdiğim diziyi izlerken arayıp"menemen yap geliyorum"demesine "hiç kusura bakma evde yemek var dizi izliyorum"deyip onun tam kapıyı çaldığı anda ilginç bir tesadüfle tv görüntüsünün gidişini "oğlum bir yemek için anten kablosunumu kestin"diye soruşuma "Allah her zaman doğrudan yanadır"diye cevap verişi ve benim söylene söylene menemen pişirişimi.. Birgün gelip.. "Mehmet Ağar'la tanıştım adam bana iltifatlar dizerken bir tanıdığın "bu uşak iyidir hoşturda bir fakülteyi kaç yıldır bitiremedi"sözü ile sanki onu soruyorlardı tüm siyasi kariyerim başlamadan bitti" diye anlatışı hala gülme nedenlerimizden biridir.. Galatasaray-Trabzonspor maçı girişinde yaşadığımız izdihamda"Serhat sakın elimi bırakma"deyişimi"o tuttuğun benim parmağım değil"diye haince cevap verişini Sinemada koku filmini izlerken tüm film boyunca beni koklayıp yaptığı yorumlarla beni gülme krizine sokup dikkatimi dağıtışını.. Her gördüğü yerde bana"çılgın bakire"diye seslenişini doğum günlerimde evde ki kitaplardan birini paket yapıp bana hediye edişini Uzungöl gezimizde mandıradaki son kalan kaymak kavonozunu benden önce alıp tüm gün boyunca yürütürüm korkusu ile kucağında taşıyışını... Kilo verme gayretinin sebebi sorulduğunda"askere gideceğim bu göbekle teröristlerden kaçamam"diye açıklayışını.. Babasının bürokrat olmasından her şekilde istifade edişini..(bazen bende kullanmıyor değilim hani) Birgün yemek yerken elindeki ketçabın son kullanma tarihinin o gün olduğunu görüp tüm ketçabı bitsin diye tabaklarımıza dolduruşunu.. Her gittiğimiz yerde hesabı ablası ile bana ödetişini.. Rus erkek işçilerle yaptığım muhabbeti görünce gözlerini gerip bana"bunlar aylardır kadın görmüyor kaybol"diye kıskançlıkla mırıldanışı.. Parktaki amerikalı turist olayına hiç girmeyeceğim bile aslında o kadar çok şey varki anlatılacak.. Gördüğünüz gibi Serhat bizim evimizin neşe kaynağıdır,olmazsa olmazımız,şeytan tüylümüz.. Yaşanan hadiseleri kendine özgü müthiş yorumu ile bize aktarırken aldığımız keyf anlatılmaz bir şey....her olayda mutlaka bir espiri malzemesi çıkartır,kimse onun sinirli halini bilmez.. Canıımm ablan seni çok seviyor (her ne kadar sana kendime abla dedirtemesemde) Buraya uyurken çekilmiş bir resmini ekleyecektim ama senden izinsiz yapmak istemedim..
  14. Kocaman bir gülümseme yayıldı yüzüme bu iletiyi görünce teşekkür ederim canım..
  15. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Neleri kaybettik? Bizden öncekiler neleri kaybettiyse bizde onları kaybettik,sadece isimler değişti.. İlk kaybeden bizler değiliz aslında bu kaybediliş çok eskilere dayanır,öyleki eskiden insanlar sevdiklerini verem yüzünden kaybederdi bizlerse kanser.. Bu kısır bir döngüdür,kazanan olmaz, kazandığını sananlarsa yanılır... Bir dönem adalet partiydi,şimdi akp dir,bir dönem Cem Karaca'ydı şimdi Barış Akarsu... Kaybedilen sevgililerin isimleri değişmiştir sadece,aşk aynı aşk.. Çocukken kırılan oyuncağımızı kaybedişimize üzülürken büyüyünce arkadaşlarımızı kaybettik.. Önce televizyon kaybettirdi dostlarımızı şimdi internet.. Değer yargılarımızı kaybettik özentilerimizin peşinde koşarken tıpkı eskiden olduğu gibi.. Ekmeğin tadını domatesin kokusunu.. Doğayı kaybettik,gelişmişlik sanayileşme adlı maskeyi takınarak.. Huzuru kaybettik şükürsüzlüğümüzün bedeli olarak.. Neleri kaybetmedikki,her nesil bir öncekinden devralır gibi sürekli kaybetme çabası içersinde.. İdeolojiler uğruna bütünlüğümüzü kaybettik..Bir dönem Rusya ABD idi korkunun adı şimdi İran... Son cesurları Çanakkalede unutup cesaretimizi kaybettik.. Dayatmacı politikalarla kadınlarımızı.. ...Ve birbirimize olan saygımızı, sevgimizi kokuşmuş siyasetlerle benliğimizi.. Neleri kaybetmedik ki! ama biz ne ilkiz nede son,daha öncekiler gibi ve herkes payına düşeni alarak...
  16. suheda şurada cevap verdi: godzilla başlık Havadan Sudan Konular
    vezir paramağının adı ne olarak değişti acep?
  17. Hııı hiçte bilem en güzel benim avatar
  18. suheda şurada cevap verdi: figgaro başlık Havadan Sudan Konular
    birisini pes ettirdim galiba... ooo sende bir kararda dur ne o?bir öyle bir böyle....
  19. bence en güzeli toplu oynan bilgi yarışması,sohbet imkanıda doğuyor..gerçi ne gibi güçlükleri var bilmiyorum...
  20. suheda şurada bir başlık gönderdi: Çocuğum ve Ben
    Geceyarısı ağlamaklı bir ses tonu ile anne-babasının yatağında kendisine yer açmaya çalışan minikler,hem ailelerini uykusuz bırakıyor hem de "acaba doğru mu yapıyoruz?" diye çelişkiye düşürüyor. Uzmanlar,çocuğunuzun yatağınızdan vazgeçmesini sağlamanız için önemli tavsiyelerde bulunuyor. Yalnız uyuyamayan çocuklar, ailelerinin kabusu oluyor. Uzmanlar, çocuğunuzun yatağınızdan vazgeçmesini sağlamanız için önemli tavsiyelerde bulunuyor. Uzmanlara göre, bunun pek çok sebebinden biri, günümüz ailelerinin 24 saat boyunca çocukları için var olmaları gerektiğini düşünmeleri. Günümüz annelerinin pek çoğunun aktif iş hayatı nedeniyle çocuğuna yeterince vakit ayıramadığını düşünmesi de bu davranışın sebeplerinden biri. Öte yandan, bazı aileler, bu devamlı beraberliğin çocukları için zararlı olabileceğini düşünüyor. Uzmanlara göre, anne-baba yatağına sadece misafir olarak gelen çocuklarla ilgili bir endişe duymamız gerekmiyor. Özellikle küçük yaştaki çocukların kabuslar görüp korkuyla uyanmaları, karanlıkta uyumak istememeleri ya da yalnız kalmaktan korkmaları son derece doğal. Anne-babanın da bu durumda çocuklarını yatağına alması doğal bir davranış. Ama anne-baba yatağı kesin olarak zaman zaman ziyaret edilen bir yatak olmalı ve kesinlikle çocuğun kendi yatağı haline gelmemeli. Uzmanların verdikleri bilgiye göre, normal şartlarda çocuklar 2 yaşından itibaren problemsiz olarak geceyi anne-babalarından ayrı geçirmeye hazır oluyor. Bu yaşta çocuklar, yetişkinlerin kendilerine ait özel bir hayatları olduğunu ve anne-babalarının sadece kendileri için var olmadıklarını anlayabiliyor. Dolayısıyla çocuğa mutlaka bir sınır konulması ve çocuğun, ilkokula başladığı 7-8 yaşlarından itibaren, anne-baba yatağının sadece çok özel durumlarda paylaşılan bir yer olduğunu bilmesi gerekiyor. Uzmanlara göre, kötü bir rüya görmek ya da deprem gibi korkular, aileden birinin ağır bir hastalık geçirmesi, ailenin ikamet ettiği evi veya şehri değiştirmesi ya da değiştirmek üzere olması, çocuğun okula başlaması ya da okul değiştirmesi, aile içinde şiddetli bir tartışma yaşanması ve çocuğun ciddi bir rahatsızlık geçirmesi, anne-baba yatağının paylaşılabileceği çok özel durumlar olabilir. Bunlar veya benzer sebeplerden biri olmadığı sürece anne-babaların kararlı olmaları ve çocuklarının kendilerine ısrar etmelerine izin vermemeleri gerektiğini vurgulayan uzmanlar, çocukların yeni bahaneler bulmak konusunda son derece yapıcı olduklarını hatırlatıyor. Uzmanlar, çocuğunuzun yatağınızdan vazgeçmesini sağlamanız için şu tavsiyelerde bulunuyor: "Bu değişiklik için kendinize ve çocuğunuza yeterli zamanı tanıyın, sabırlı olun. Çocuğun kendi yatağına alışmasının 2 hafta kadar sürebileceğini unutmayın. Çocuğunuzun yaşına uygun bir dille, sizin de geceleri huzurlu bir uykuya ihtiyacınız olduğunu, ama özel durumlarda her zaman yanınıza gelebileceğini anlatın. Bu değişim sürecinde, çocuğunuza normalde olduğundan daha fazla sevgi gösterin ve bir süre için onu şımartın. Uykudan önce ılık bir banyo, masal okuma, müzik dinleme ya da ninni söyleme gibi bir sırayı izleyen bir program belirleyin ve bu programı düzenli olarak uygulayın. Yatak odanızdan çocuğunuzun hoşuna gidebilecek yumuşak yastıkları, peluş hayvanları kaldırın ve bunun yerine çocuk odasını daha sevimli bir hale getirin. Çocuğunuz ısrarla sizin odanızda yatmak istiyorsa, ona bir yer yatağı ya da benzeri bir ek yatak hazırlayın ve burada uyumasına izin verin. Zamanla kendi yatağının rahatlığını tercih edecektir. Koridorda yakacağınız bir gece lambası ile çocuğunuzun karanlık korkusunun üstesinden gelebilirsiniz. Ayrıca, çocuğun yatağını dışarıdan gelebilecek garip ışık-gölge oyunlarını görmeyeceği bir yere kurmalısınız. Hem çocuk odasının hem kendi yatak odanızın kapısını mutlaka açık bırakın. Sizin ulaşılabilir olmanız ona huzur verecektir. Sabahları uyandıktan sonra kısa bir süre için yatağınıza gelip keyif yapmasına izin verin. Bu hem onun hem de sizin için güne başlarken bir moral kaynağı olacaktır. Eğer çocuğunuz geceleri sizin yatağınızda yatmak konusunda ısrarlı ise, siz de onun yatağında yatın. Kararının birdenbire değişeceğini göreceksiniz. Son olarak; birkaç ay süren korku durumlarında mutlaka psikolojik yardım alın. alıntı.. itiraf ediyorum ben böyle bir çocuktum halada öyleyim bir şeyden korkunca hemen birinin uyuduğu ki bu genelde annem olur odaya giderim,çünkü ışığı açsam ışıkla uyumayı sevmem başka çarede yok
  21. Aklıma dikey limit filmi geldi pekte iç açıcı bir spor değil bence,ha kırda bayırda yüyümek güzelde beline halat bağlayıp uçsuz bucaksız kayalara tırmanmakta neyin nesi..ben olsam ölmem için ipin kopmasına gerek yok tırmandıktan sonra aşağıya bakmam yeterli
  22. Her zaman ki gibi Ha bu arada yazının şu güyalı kısımlarıda İlhan Arsel'e aitmiş
  23. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Orda dur bakalım.... Başkasının özgürlük alanına girmediği sürece herkes her istediğini düşünebilir ama yapamaz.. Kişi,ferd,birey toplumun bir parçasıdır yani toplumu oluşmasını sağlayan etkenlerden biri,dolayısı ile çevresine karşı ciddi sorumlulukları vardır,yaşadığımız hayat sadece kendi eksenimiz etrafında dönmüyor,yada biz bir cam faunus içerisinde bir başımıza yaşamıyoruz o yüzden özgürlüğünde sınırları var ki olması gerekir.. Ahlaki değerler bireylerin tayin ettiği değerler değildir,toplumsaldır,hukuksaldır,dinseldir ve bilimseldir... İşte tam burda konu yeniden tıkanır en başa döner.. Yapılan eylem dört duvar arasında bir başına (çünkü iki kişi olursa çoğul oluyor)kimsenin göremiyceği yorumlamayacağı ve başka hiç kimseye dokunmayan tarzda bir eylemse ki kişi bir başına ne yapabilirse bu sadece onu ve vicdanını ilgilendirir.. Onun dışındaki herşey bir başkasını mutlaka ilgilendirir.. "Öyle bu benim hayatım kime ne?"dürtüsü ile yaşanılmaz sonuçta ortak bir dünyada ortak bir yaşamı paylaşıyoruz. Herkesin herkese karşı doğaya ve çevreye karşı sorumlulukları var,bunun bilincinde olup bu şekilde hayatı idame ettirmektir önemli olan,gerisimi?işte bundan arta kalandır özgürlük...
  24. Hiç bir şey değişmezdi nasılsa hiç ölmeyecek gibi yaşamıyormuyuz...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.