-
İçerik Sayısı
76.666 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
367
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Admin tarafından postalanan herşey
-
Size arkadaş bölümünde yapılan hatalar ve bunların neden hata olduğunu belirten açıklamalar sunacağız... 100 kelime ile ne anlatılır. Tanışınca anlatırım. Sex yapan kadın/erkek arıyorum. Böyle şeyleri pek sevmem ama bir deneyeyim dedim Evlenecek birisini arıyorum. Bir yıldır yazıyorum kimse yanıt vermiyor. İşte e-postam beni arayın. Arkadaş arıyorum. Ben kendimi anlatamam ama tanıyınca kim olduğumu anlarsın Her gün bu liste yenilenecektir.... ---- (100 kelime ile ne anlatılır.) Önce nelerden hoşlandığınla başla, daha sonra karşıdakinde ne aradığınla devam et. Eğer yerin kalırsa kişiliğin ve kendinle ilgili küçük özellikleri anlat deriz. Bazan bir espiri iyi gider anladınız heralde karşıdakine ne kadar sıcak ve içten olduğunuz gösterin ---- (Tanışınca anlatırım.) Tanışırsanız tabiiiiiiiii ---- (Sex yapan kadın/erkek arıyorum) yanlış yerde tezgah açmışsın deriz.. ---- (Böyle şeyleri pek sevmem ama bir deneyeyim dedim) Karşıdaki aptal değil, yanlız olduğunuz için buradasınız. Arkadaş bulmanın en etkin yolu kendinizi doğru göstermenizden geçer. Ama çok da değil yani ---- (Evlenecek birisini arıyorum) Herkes onu arıyor. Önce tanışmayı ön planda tutarsanız kimseyi daha ilk okumada korkutmazsınız ---- (Bir yıldır yazıyorum kimse yanıt vermiyor) Böyle söyleyenlerin çoğunun profil ilanları boştur. İlanını dolu dolu postalayan herkese yeteri kadar mesaj gidiyor nereden biliyoruz istatistiklerden. Bu nedenle önce kendinize bakın profilinizi dolu dolu yazın daha sonra yakının ---- (İşte E-postam hadi beni arayın) İnsanların yüzde 99 bu iş gizli yapıldığı için rahat oluyorlar. E-postanızı veriyorsanız bu işten pek anlamıyorsunuz demektir. ---- (Arkadaş arıyorum) Hadi ya bizde satın alacak gemi aradığını sandık. --- (Ben kendimi anlatamam ama tanıyınca kim olduğumu anlarsın) Oraya gelirsek sorarım ama biraz çok beklersin İyi şanslar
-
Gördüğünüz gibi yeni bir yüz ve geliştirilmiş özelliklerle yeniden karşınızdayız. Bu forumu çok seveceksiniz. Kontrol, kolaylık, hız, yan hizmetler ve v.b. özellikler gelişimin ana noktalarını oluşturuyor. Biz herzaman olduğu gibi her konuda yazabilirsiniz. Önerilere her zaman açığız.
-
Bilgisayar Oyunları
Admin şurada bir başlık gönderdi: Oyunlar - Bilgisayar Oyunları - Satranç - Oyun Kağıtları
Oyunlarla ilgili aklınıza gelen herşeyi burada tartışabilir ve bilgi edinebilirsiniz... Admin -
Merhaba, Yemek tarifleri forum sayfalarını hizmete sokmuş bulunmaktayız. Burayı yemek tarifleri bölümünde eksik olan bilgiler veya aklınıza takılanlara yanıt bulacağınız bir yer olarak tasarladık. Üye olabilir bildiklerinizi paylaşabilir veya diğer insanlara yardımcı olabilirsiniz. Afiyet Olsun ve Kolay Gelsin... Admin
-
Lycos la iligili herhangi bir bilgim yok... phpbb nin herşeyini FTP kullanarak değiştirebilirsin (Görünümünü)... Bunun dışında bir şey gelmiyor aklıma... Admin
-
Merhaba, Ne Tür Bir Yardıma İhtiyacın Var? Admin
-
Teşekkür Mektubu Nasıl Yazılır?
Admin şurada bir başlık gönderdi: Ekonomi - İş Dünyası - Kariyer - İnsan Kaynakları
Teşekkür mektubu görüşmeden sonra yazıldığı için, iş yerinden ve sizin isteklerinize uygunluğundan bahsedebileceğiniz daha kişisel bir mektuptur. Görüşme esnasında, görüşmecinin değerlerini ve nelere önem verdiğini iyi dinlemeli ve bunları teşekkür mektubunuzda belirtmelisiniz. Etkili bir teşekkür mektubu sayesinde olumlu bir izlenim bırakır ve işe başvuran diğer kişilerden kendinizi farklı kılabilirsiniz. TEŞEKKÜR MEKTUBU YAZMA İPUÇLARI Teşekkür mektubunda edindiğiniz pozitif izlenimlerden bahsedin. Görüşme sırasında bahsedemediğiniz, pozisyon için uygun olduğunu düşündüğünüz özelliklerinizden bahsedin. Pozisyonun gerekliliklerini ve şirketin yapısını iyi anladığınızı ve o şirket için katma değer yaratabileceğinizi vurgulayın. Kendi hedeflerinizin şirket hedefleri ile olan paralelliğinden bahsedin. Görüşmenin yapıldığı atmosferi teşekkür mektubunuza yansıtın. Çok formal bir görüşmenin ardından informal bir teşekkür mektubu yazmak uygun olmayabilir. Teşekkür mektubunu görüşmeden sonra 48 saat içinde yollayın. Teşekkür mektubunun profesyonel gözükmesi çok önemlidir. Özgeçmişinizi bastığınız kağıtla aynı cins kağıda basın ve göndermeden önce kontrol edin. Eğer aynı şirkette birden fazla kişiyle görüştüyseniz, her görüşmeciye ayrı bir teşekkür mektubu yollayın. Görüşmede konuşulan konulardan, niteliklerinizden ve pozisyona olan ilginizden bahsedin. Pozisyonla daha fazla ilgilenmiyorsanız bile kibar ve pozitif bir teşekkür mektubu, gelecek için kapıları açık tutar. Teşekkür Mektubu kısa olmalıdır. Ana konuları tekrar vurgulayın ve görüşmeciye yardımları için teşekkür edin. Karşı taraftan bir cevap beklediğinizi, gerektiği takdirde daha fazla bilgi vermek için hazır olduğunuzu belirtin. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/ -
FAZLA GÖRÜŞME GÖZ ÇIKARMAZ! ‘İş Görüşmesinde Nasıl Başarılı Olabilirsiniz ?’ araştırmasının ilk sorusu son bir yılda gidilen iş görüşmesi sayısını doğruluyor. Katılımcıların yarısından fazlası, bugüne kadar birle beş arasında iş görüşmesi yaptığını söylüyor. İş görüşmesine hiç gitmeyenlerin oranı ise yüzde 12.69. Unilever İnsan Kaynakları Müdürü Cezmi Özkunt, “Hiç gitmedim” diyenlerin hepsinin halen çalışmakta olan, bu tip bir arayış içinde olmayan kişiler olduğunu düşünüyor. Özkunt, “Eğer durum hakikaten böyle ise çalışanların yalnızca yüzde 13’ünün işinden memnun olduğunu, değiştirmeyi düşünmediğini veya yaşından dolayı bunu istemediğini söyleyebiliriz. Geriye kalan yüzde 87’lik oran da bu arayışın, gerek iş gerekse arzu edilen iş arayışının ne kadar büyük boyutta olduğunu gösteriyor” diyor. Sabancı Holding İnsan Kaynakları Daire Başkanı ve aynı zamanda Peryön Başkanı Rıdvan Yirmibeşoğlu ise ekonomik belirsizliğin devam ettiği dönem olmasına rağmen anket sonuçlarının geçtiğimiz yıl iş görüşmesine davet edilen kişi sayısının beklenenin üzerinde olduğunu gösterdiğini düşünüyor. Yirmibeşoğlu, katılımcıların üçte birinin beşten fazla iş görüşmesine giderken iş görüşmesine gitmeyenlerin oranının yüzde 13’te kaldığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Bu rakamlar bize 2002’de eskisi kadar olmasa da yoğun bir iş görüşmesi trafiğinin yaşandığını gösteriyor.” ASIL HAZIRLIK KENDİNİ TANIMAK “İş görüşmesine gitmek için mutlaka iş arıyor olmak gerekmiyor. Yeni mezunlar ya da halen çalışmakta olanlar kendilerine benchmark aldıkları kuruluşları tanımak, o gün için olmasa da gelecekteki ilişki ağlarını zenginleştirmek için amaçlı ve bilinçli temaslar kurmak yönünde teşvik edilmeli.” — CAN BI Borusan Holding İnsan Kaynakları Direktörü Araştırmanın ikinci sorusunda katılımcıların görüşmeye gitmeden önce nasıl hazırlandıklarını sorguluyor. Bin 734 kişiden 619’u başvurduğu şirket hakkında ön araştırma yaptığını söylerken, 214 kişi hazırlık yapmadığını belirtti. Finansbank İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hamdi Aydın, verilen yanıtları pratikte yaşananlarla pek bağdaştıramadığını ifade ediyor. Aydın “Genelde yanıtlar hazırlık yapıldığına yönelik. Ama pratikte insanların iş görüşmesine çok hazırlıklı gelmediklerini görüyoruz. Şirketi veya pozisyonu görüşme öncesinde araştırma gereği duyan bugüne kadar çok nadir insan gördüm” diyor. Aydın’ın düşüncelerine destek verenlerden biri de Rıdvan Yirmibeşoğlu: “Katılımcıların yüzde 57’si pozisyon ve şirket hakkında hazırlık yaptığını söylüyor. Bu oran, ankete katılanların oldukça genç oldukları düşünüldüğünde bizim yaşam tecrübelerimizle büyük ölçüde çelişiyor. Özellikle 23-30 yaş grubunda sözü edilen iş görüşmesi öncesi hazırlığı yapan kişilerin sayısının çok az olduğunu gözlemliyoruz.” Cezmi Özkunt ise katılımcıların yaklaşık yüzde 82’sinin süreç, pozisyon ve şirket hakkında az veya çok bilgi edinerek gitmesinin iletişim ve internet çağının sevindirici bir sonucu olduğu görüşünde. Can Bi’ye göre, kişi öncelikle kendini tanımaya vakit ayırmalı: Ne gibi özgün başarı öyküleri oldu? Nerede kişisel farklılık yarattı? Hangi sorunlarla karşılaştı ve nasıl çözümledi? BU İŞ İÇİN UYGUNDUM AMA... “Adaylar görüşecekleri şirket ve pozisyonla ilgili ön araştırma yapmalı. Basından ya da şirketlerin web sayfalarından yararlanabilirler. İş görüşmesine giderken dış görünüş ve giyime de dikkat edilmesi gerek. Abartıdan uzak, profesyonel bir görünüm, görüşmeyi yapanı pozitif olarak etkileyecektir.” — MÜGE YALÇIN Ernst&Young Yönetici Seçme ve Değerlendirme Müdürü Araştırmanın üçüncü sorusunda iş için uygun olduğundan emin olan kişinin neden reddedildiği sorgulanıyor. Katılımcıların büyük bölümü, gerekçe olarak deneyim eksikliğini öne sürüyor. Yüzde 20’si ise kabul edilmemelerini kendilerinin dışındaki etkenlere bağlıyor. Cezmi Özkunt, adayların diğer kişilerin kendilerinden daha iyi olduğu yönündeki yüzde 5.42’lik oranı çok ilginç bulduğunu söylüyor: “Aslında mülakat sonucunda en iyi seçilir ve diğer adaylar bu seçilene göre daha az iyidirler. Bunu yalnızca yüzde 5.2’nin kabul etmesi de bu konuda olgunluk açısından daha gidilmesi gereken çok yol olduğunu gösteriyor” diyor. Hamdi Aydın’ın reddedilen adayların ruh haline dair gözlemleri şöyle: “Kişiler genellikle işe kabul edilmediklerinde, dışsal nedenleri öne sürmeyi tercih ediyor. Görüşmecinin yeterli olmaması, kişiyi anlamaması, kendisini refere edecek bir kişinin bulunamaması gibi... Nedense kimse kendinde kusur aramak istemiyor. Dolayısıyla, dışsal etkenlerin yüzde 20 olması gerçekle pek örtüşmüyor.” Yirmibeşoğlu ise yüzde 7,97’lik ‘Bu iş için uygundum ama ilandaki iş tanımıyla görüşmede belirtilen özellikler örtüşmüyordu’ yanıtını şöyle değerlendiriyor: “İş arayanlar başvurularını yaparken iş ilanlarını tam olarak okumuyorlar veya ilandaki iş tanımını farklı yorumluyorlar. Örneğin verilen ilanda açıkça belirtildiği halde görüşmede adaylardan ‘Görev yerinin İzmir olduğunu bilmiyordum, bilseydim gelmezdim sözünü işittiğimiz oluyor. Bu ve benzeri durumlar insan kaynakları profesyonellerini işe alımlarda çok yoruyor ve oyalıyor.” ÜCRET KONUŞMAK İSTEMİYORLAR İş görüşmesinde sizi en çok rahatsız eden soru nedir?” sorusuna yanıt olarak 335 kişi “Ücret beklentiniz nedir?” şıkkını işaretledi. Bu durum, adayların görüşmede en çok ücretle ilgili beklentilerinin sorulmasından rahatsız olduklarını ortaya koyuyor. Can Bi, soruyu soranlara şu öneride bulunuyor: “O soruyu neden sorduklarını adaya baştan anlatırlarsa, görüşmenin verimliliği artıyor, karşılıklı güven oluşuyor. Örneğin ücret talebini sorarken, biz ‘Beklentinizle şirketin imkanları daha baştan birbirine uyuyor mu, onu öğrenmek istiyoruz yoksa sizinle pazarlık yapmak için bu soruyu sormuyoruz’ diyoruz.” Müge Yalçın’ın bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Adayların ücret beklentisinin sorulmasından hoşlanmamaları biraz da şirketin o pozisyon için öngördüğü bütçeyi tahmin edememelerinden kaynaklanıyor. Yüksek söyleyip işi kaçırmak ya da az söyleyip şirketin öngördüğü maaşın altında bir ücreti kabullenmekten çekiniyorlar. Bir başka hoşlanılmayan soru da ‘Bu işe neden başvurdunuz?’ sorusu. Bu soruyla adayın kendisini hangi yetkinlikleriyle bu pozisyona uygun gördüğünü anlamak isteriz. Yine pek hoşlanılmayan; ‘En son işinizden neden ayrıldınız?’ sorusunu da sıklıkla sorarız. Adayın eski işiyle ilgili verdiği tepkiler, adayı daha iyi tanımamıza yardımcı olur.” Hamdi Aydın ‘En son işinizden neden ayrıldınız?’ sorusu çok çabuk geçiştiriliyorsa, genelde ‘altından bir şey’ çıktığını belirtiyor. Yirmibeşoğlu’na göre, ‘rahatsız edici’ diye tanımlanan sorular bir iş görüşmesinde yöneltilmesi gereken sorular. Bunların rahatsız edici algılanmasının nedeni ise soruların içeriğinden çok nasıl veya hangi ortamda sorulduğuyla ilgili... Cezmi Özkunt, özellikle pazarlık hissi verilmesi durumunda, ücret beklentisi sorusunun rahatsız verici olduğuna katılıyor. Özkunt’a göre , kurumsallaşmış şirketlerde bu sorun yaşanmıyor. Özkunt, “Burada yetkinlik temelli tek soru ‘zor bir görev’ ile ilgili olan ve rahatsızlık oranı yüzde 7. Sorun da muhtemelen böyle bir örneği hiç düşünmemiş olmak. Bu da genelde yaptıklarımızın farkında olmadan zaman geçirdiğimizi göstermekte. ‘Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?’ tamamen varsayımsal bir soru ve yanıtı mülakat yapana hiçbir şey anlatmaz. Oranın yüzde 12 olması az sorulduğunu gösteriyor, bu da sevindirici bir sonuç.” KOLAY DEĞİL AMA DOĞAL OLUN! İş görüşmesini uzun bir yolculukta uğranılan bir durak olarak nitelendiren Can Bi, iş arayanlara uzun soluklu bir kariyer öncesinde küçük savaşları değil, büyük savaşları kazanmak için mücadele etmelerini öneriyor ve ekliyor: “Rol yapmak veya kendisi gibi olmamak, olsa olsa kısa mesafe koşusunu kazandırır. Oysa başarılı profesyoneller maraton koşmayı becerenlerden çıkar.” Ankette iş görüşmelerinde doğal olmanın gerekli olup olmadığı da soruldu. Katılımcıların yüzde 58’i, “Kesinlikle doğal olmak gerektiğine inanıyorum” derken yüzde 36’sı atmosfere göre davranacağını, yüzde 6’sı ise gerekirse rol yapabileceğini belirtti. Rıdvan Yirmibeşoğlu da iş görüşmesinde doğallık sorusuna verilen toplam yüzde 42’lik ‘Duruma göre hareket ederim ve rol yapabilirim’ yanıtlarının yaygın bir hataya işaret ettiğini söylüyor. Hamdi Aydın ise yüzde 6’lık oranın gerçekte biraz daha yüksek olduğunu düşünüyor. Görüşmelerde rol yapmanın, pek de iyi bir sonuç vermeyeceğini söyleyen Müge Yalçın ise, aynı kişiyle bir pozisyon için en az dört beş mülakat yapıldığı, dolayısıyla rol yapma yeteneği ne kadar üstün olursa olsun, kişinin açık vereceği uyarısında bulunuyor. Cezmi Özkunt, insan değerlendirmenin stratejik ve çok da kolay olmayan bir iş olduğunu, var olan tekniklerin uygulamasının yine kişilere bağlı olduğunu belirtiyor. Özkunt “Yüzde 88’lik ‘emin olmama’ ve ‘hayır’ oranının söylediği şey, sonucu kabullenememenin dışında, iş görüşmelerinin uygulama kalitesinin yükseltilmesi, adaya yansıtılması konusunda insan kaynakları çalışanlarının gidecekleri daha çok yolun olduğunu gösteriyor” diyor. Can Bi ise “Mülakat bir bulmaca çözme oyunu ya da bilek güreşi değil ki! İş görüşmesinin amacı şeffaf ve dürüst bir metodolojiyle doğru insanı bulmak olmalı” diye belirtiyor görüşlerini. Müge Yalçın’a göre, iş görüşmelerinde görüşmeyi yapan kişinin yetkinliği çok önemli. Yalçın, “İş görüşmesini yapan kişinin bir başka sorumluluğu da adaya şirket ve pozisyon hakkında detaylı bilgi vermektir. Çünkü iş görüşmesinde sadece görüşmeyi yapan adayı değerlendirmez, aday da işe başvurduğu şirketi ve şirket kültürünü, görüşme yaptığı kişiyi baz olarak değerlendirir.” diyor. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/
-
Referans Mektubu Nasıl Yazılır?
Admin şurada bir başlık gönderdi: Ekonomi - İş Dünyası - Kariyer - İnsan Kaynakları
Referans mektubu yazma Psikolojide, gelecekteki performansın en iyi kanıtının geçmiş performans olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Şirketler, eleman alımı sırasında karşılıklı görüşmelerin ve testlerin tamamlanmasını takiben genellikle adaydan referans mektubu sunmasını isterler. Bunun altında yatan esas neden, adayın görüşmeler sırasında aktardığı bilgilerin doğruluğunu test etmektir. Psikolojide, gelecekteki performansın en iyi kanıtının geçmiş performans olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Şirketler adayın geçmiş tecrübelerini kendisinden dinlerken, bu tecrübeler sırasında gerçekleştirilmiş çalışmanın “kalite”si hakkındaki bilgiyi üçüncü kişilerden edinmeyi tercih ederler. REFERANS MEKTUPLARI NE YARAR SAĞLAR? Referans mektubunu yazacak kişi için de, mektubun iletileceği kişi için de zamandan tasarruf sağlar. Yeni işverenin referans verecek kişiye ulaşamaması riskini ortadan kaldırır. Yazılı bir belge olduğu için, ihtiyaç duyulduğunda geri dönülüp tekrar incelenebilir. Referansı verenin değineceği konuları kendi ağzından en doğru şekliyle yansıtır. Hakkında referans mektubu yazılan kişi, kendisi ile ilgili yazılanlardan haberdar olur. KİMLERDEN REFERANS MEKTUBU İSTENMELİ? İş tecrübesi olan adaylar referans mektuplarını önceden çalıştıkları şirketlerde birebir kontakta bulundukları kişilerden rica etmelidirler. Yeni mezun adaylar için ise durum biraz farklıdır. Bu adaylar referans mektuplarını üniversitede ders aldıkları hatta birlikte proje, tez çalışması yaptıkları profesörlerden alabilirler. Staj tecrübesi olan yeni mezunlar ise iş tecrübesi olan adaylar gibi birlikte çalıştıkları kişilerden referans mektubu alabilirler. Ancak her şeyden önemlisi referans mektubu istenecek kişinin öncelikle; hakkında referans verilecek kişi ile bire bir çalışmış, o kişiyi iyi tanıyan ve özelliklerini bilen, o kişi ile arasında olumlu ve sıcak bir ilişkisi olan, mektubun gönderileceği kişi ya da kurumca sözüne güvenilebilecek bir kişi olmasıdır. Araştırmalar referans mektuplarının çoğunun pozitif olduğunu göstermiştir. Bunun nedeni adayın kendisine referans olacak kişileri kendisinin seçmesidir. Yıllarca size bağlı çalışmış bir kişi işinden ayrılıyor ve sizden onun hakkında iş görüşmeleri yaptığı şirkete sunmak amacıyla bir referans mektubu yazmanızı rica ediyor. Bu mektubu yazarken yer vermeniz gereken konular burada. REFERANS MEKTUBU İSTEME İPUÇLARI Sizi iyi tanıdığınıza inandığınız, hakkınızda olumlu şeyler düşünen kişilerden referans mektubu isteyin. Bu mektup sayesinde, kendisinin, ileriki tarihlerde, uygun olduğu ya da olmadığı zamanlarda, yeni işveren tarafından referans kontrolleri için vaktinin alınmayacağı avantajını vurgulayın. Mektubu yazacak olan kişiye; eğitim bilgilerinizi, iş tecrübelerinizi, varsa aldığınız ödülleri ya da kazandığınız başarıları içeren bir özgeçmişinizi hazırlayıp verin. Bu bilgiler mektubu yazan kişiye kolaylık sağlayacaktır. Mektubun aceleye getirilmemesi için, mektubu yazacak kişiye ihtiyacı olan zamanı verin. Çalıştığınız işyerinden ayrılırken, ileride referanslarına başvurabileceğinizi düşündüğünüz kişilerden referans mektubu isteyin. Böylelikle bu kişilerin yazacakları referans mektubunda; çalışma alışkanlıklarınızı, kişisel özelliklerinizi, iş yerindeki başarılarınızı unutmadan referans mektubunuzu yazmalarını sağlamış olursunuz. REFERANS MEKTUBU YAZMA İPUÇLARI Öncelikle; hakkında tam ve doğru bilgi sahibi olmadığınızı düşündüğünüz ya da başka iş yerlerine tavsiye etmek istemediğiniz kişiler için referans mektubu yazmayın. Referans mektubu yazmamak, sıradan bir referans mektubunu inanmadan yazmaktan daha iyidir. Referans mektubunda, hakkında referans verdiğiniz kişi ile aranızda ne tür bir iş ilişkisi olduğunu, hangi tarihler arasında şirketinizde çalıştığını ve unvanını açık bir şekilde belirtin. Bu kişinin görev yaptığı pozisyonda üstlendiği sorumluluklardan detaylı bir şekilde bahsedin. Şirketinizde çalıştığı süre boyunca gösterdiği gelişimden ve şirkete katkılarından bahsedin. Bu kişinin kişilik özelliklerine görevi ile bağlantılı olarak yer verin. Kendisine referans olduğunuz kişinin şirketinizden ne sebeple ayrıldığını belirtin. Son olarak kendisinin ne seviyedeki pozisyonlarda daha başarılı olacağını açıkça belirtin. Sizinle gerektiğinde iletişim kurulabilmesi için iletişim bilgilerinizi ekleyin. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/ -
İstifa Mektubu Yazma?
Admin şurada bir başlık gönderdi: Ekonomi - İş Dünyası - Kariyer - İnsan Kaynakları
İstifa mektubu yazma İstifa etmek aslında kariyeriniz ve kendi gelişiminiz için yeni bir başlangıç olabilir. Günümüzde iş değiştirme profesyonel iş yaşantısının rutin ve değişmez bir gerçeği olarak yer almaktadır. Eskiden var olan çok uzun yıllar bir şirkette çalışmanın yerini belirli bir şirkette deneyim ve bilgi kazanarak, edinilen bilgi ve deneyimin yeni kültürlere aktarılması almaktadır. Tüm bunları düşündüğünüzde istifa etmek aslında kariyeriniz ve kendi gelişiminiz için yeni bir başlangıç olabilir. Böyle bir değişimi düşünmenizin sebebi mevcut pozisyonunuzun istediğiniz gelişim ortamın sunmaması olabilir. Fakat profesyonel gelişiminizde oldukça etkili olan şirketinizden ayrılmak oldukça zor ve hassas bir karar olacaktır. İstifa mektubunuzu bu nedenle eski şirketinizde edindiğiniz deneyimi yansıtan bir yapıda yazmanız uygun olacaktır. Ayrıldığınız işyerinizle olan bağlantınızı profesyonelce sona erdirmek daha yararlı olacaktır. Eski işyerinize daha sonra geri dönebilir ya da çalışma arkadaşlarınızın referansına ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu nedenle, bazı aksaklıklar nedeniyle ayrılıyor olsanız bile istifa mektubunuzun yaklaşımı olumlu olmalıdır. İstifa mektubunuzu yazarken: İşten ayrılma nedeninizi kısaca belirtin. (Farklı bir şirkette görev alma gibi.) Bu şirkette edindiğiniz bilgi ve deneyimden bahsedin. Çalışma arkadaşlarınıza ve yöneticinize teşekkür edin. Ayrılma tarihinizi bildirin. Ayrılmadan önce gereken sürede haber verin. Sorumluluk alanınızdaki işleri tamamladığınızdan ya da ilgili kişilere devrettiğinizden emin olun. Gelecekte gerekli durumlarda yardımcı olabileceğinizi belirtin. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/ -
Kapak yazısı yazma Kapak yazısı özgeçmişe ek olarak yazılan ve özgeçmişte belirtilmeyen kariyer hedeflerinizin ve kariyeriniz açısından önem taşıyan noktaların vurgulanmasına yardımcı olur. Kapak yazısı bilgi ve becerilerinizi tümüyle anlatacağınız bir yazı değil, özgeçmişinize destek olacak genel beklentilerinizi ortaya koyduğunuz bir metindir. Kapak yazısı size; kendinizi tanıtma, özgeçmişinizi kişiselleştirme, beceri ve deneyimlerinizin işverenin ihtiyaçlarına uygunluğunu belirtme fırsatını sunar. Kapak yazısı işverenin iletişim becerilerinizi, detaya verdiğiniz özeni ve yazılı iletişiminizin kalitesini analiz edebilmesini sağlar. KAPAK YAZISI YAZMAK İÇİN İPUÇLARI Kapak yazısı bir anlamda pazarlama yazısıdır. Okuyan kişinin ilgisini çekmek çok önemlidir. Kapak yazınızı pozisyonun gerekliliklerine ve işverenin ihtiyaçlarına göre hazırlayın. Neden pozisyona ilgi duyduğunuzu, motivasyonunuzu ve güçlü yanlarınızı belirtin. Pozisyonun sizin için ne kadar önemli olduğunu değil, işyerine getireceğiniz katma değeri anlatın. Kapak yazınız kısa ve öz olmalıdır; bir sayfayı geçmemelidir. Hiçbir işveren hayat hikayenizi okumak istemez. Tek ve standart bir kapak yazısı yazmak yerine kapak yazınızı başvurduğunuz pozisyona ve şirkete göre kişiselleştirin. Kariyer hedeflerinizi ve amacınızı açıkça belirtin. Özgeçmişinizi tekrarlamayın. Kapak yazınızda becerilerinizi ve başarılarınızı anlatın. “Ben” ile başlayan çok fazla cümle kullanmayın ve aktif tanımlamalar yapın. Çelişkili cümleler kullanmayın. Kapak yazınızda kısa paragraflar kullanın ve kolay okunabilir olmasına özen gösterin. İmla ve gramer hatası olmaması için tekrar kontrol edin. Mümkünse bir başkasına okutun. Kapak yazınızı imzalamayı unutmayın. Kapak yazınızı göndermeden önce kendinize şu soruları sorun: 1. Kapak yazım yeterince açık mı? 2. Kapak yazım net mi? Söylemek istediğim herşeyi en kısa şekilde söyleyebildim mi? 3. Şirkete sunabileceğim katma değer açık mı? 4. Bu pozisyon ile ilgili tüm bilgi, beceri ve başarılarımı sundum mu? KAPAK YAZISI - TÜRKÇE ÖRNEK ------------------------------------------------------------------------------- Sayın Enkarta Enkartalamalak Genel Müdür Turkish-media.Com Internet Grup New York Plaza Kat:234 No: 102 NY İstanbul 1 Haziran 2000 Sayın Enkarta Enkartalamalak: 17 Haziran 2000 tarihli ‘Haber’ gazetesinde yer alan ‘Internet İş Geliştirme Direktörü’ ilanınız ilgimi çekti. Söz konusu pozisyonun benim deneyim, bilgi ve becerilerime oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Goodweather.com şirketinde ‘Weather Channel Portal Manager’ olarak çalıştığım süre içerisinde yaptığım pazar analizleri ile yeni iş olanakları geliştirerek şirketimin karlılığını önemli ölçüde arttırdım. Bugüne değin görev aldığım tüm şirketlerde araştırmacı, yenilikçi ve fırsat yaratan bir rol alarak, şirketlerimin daha etkin bir yapıya kavuşmasını sağladım. Bahsettiğim araştırmacı kişiliğim, yenilikçi yapım ve bugüne kadar gösterdiğim performans ve geniş tecrübem ile şirketiniz için de son derece yararlı olacağıma inanıyorum. Temmuz ayı içerisinde bir görüşme için uygun olabilirim. Pozisyonun gerekliliklerini ve benim bu pozisyonun gerekliliklerine uygunluğumu görüşmek üzere sizden haber bekliyorum. İlginiz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla, Maria Magdalena KAPAK YAZISI - İNGİLİZCE ÖRNEK Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/
-
ÖZGEÇMİŞ NASIL YAZILIR Özgeçmiş yazmanın belli başlı kuralları olduğu doğrudur. Ancak unutulmamalıdır ki; ilişkili olunan kurum, görev yapılan seviye, yerel mi yoksa yabancı pazarlarda mı iş aranıyor oluşu söz konusu kurallara eklemeler getirebilir. Kişisel tecrübelerin ve yeteneklerin tanıtımı profesyonelce hazırlanmış bir özgeçmiş aracılığı ile pekala yapılabilir. Abartıdan ve yanlış (yalan) bilgilerden arındırılmış, özgeçmişi alan kişinin kolaylıkla okumasına izin verecek şekilde uzunluğu ayarlanmış ve anahtar kelimeler kullanılarak yazılmış bir özgeçmiş pek çok kapıyı aralayabilecektir. Şimdi sırasıyla bu noktaları açıklayalım: A. NEREYE YÖNELİK BİR ÖZGEÇMİŞ HAZIRLIYORSUNUZ? Şayet bir danışmanlık şirketine gönderilmek üzere ise en başta şunu hatırlamakta fayda vardır: Bir danışmanlık şirketine sizinki de dahil olmak üzere her gün yüzlerce özgeçmiş ulaşmakta o da bunları gözden geçirerek sınıflandırmaktadır. Bir özgeçmişin gözden geçirilmesi ortalama 25 saniye sürer ve o anda veya kısa vadede değerlendirmek üzere uygun bulunursa toplam 3 dakika daha harcanarak tamamı etraflıca incelenir. Eğer özgeçmişinizi bir kuruma yöneltecekseniz; size ait bilgiler bu kurumların insan kaynakları bölümlerine ulaşacak, özgeçmişinizin incelenmesi ile ilgili süreler biraz daha uzun tutulabilecek, danışmanlık şirketine kıyasla buralarda oluşturulmuş veritabanına eklenen özgeçmiş sayısı gün bazında düşecektir. Bu durumun son dönemdeki istinası kurumların internet üzerinde ve genel başvuru adı ile özgeçmiş toplamalarıdır. Yani artık kurumlara ait veritabanına da her gün çok sayıda özgeçmiş eklenmektedir. B. ÖZGEÇMİŞİNİZİN GÖRÜNÜMÜ NASIL OLMALI? Yukarıdaki açıklamalardan hareketle özgeçmişi ilk bakışta kişi ile ilgili temel vasıfları vurgulayabilecek ve kolaylıkla okunup algılanabilecek şekilde hazırlama gereği ortaya çıkar. Bilgisayarda hazırladığınız özgeçmişinizi basacağınız kağıt A4 boyutunda beyaz düz bir kağıt olmalıdır. Yazı font’u olarak Arial ve Times New Roman tercih edilmesi idealdir. Kullanacağınız karakter büyüklüğü 10 veya 12 olarak seçilmelidir, daha küçük fontlar okumayı zorlaştıracaktır. Ana ve alt başlıklarda (örneğin iş tecrübesi ve çalışılan şirketler, alınan unvanlar gibi) aşırıya kaçmadan büyük harfler, kalın ve yana yatık fontlar seçilebilir. Bu başlıkların görev tanımının okunmasından hemen önce görünmesi önemlidir. Görev tanımı ve gerçekleştirilen işlerin yer aldığı bölümde ise düz yazı yerine maddeler halinde ve 10 - 15 maddeyi geçmeyen sıralı bir anlatım doğru olacaktır. Ayrıca ana ve alt başlıklar veya maddeler arasında bir veya iki satır atlayarak belli ölçüde “beyaz alan” bırakılmalıdır. Böylece özgeçmişi okuyan ilgili kolayca ve sıkılmadan gözlerini kağıt üzerinde kaydırabilir ve 25 saniyenin sonunda ilgisini yoğunlaşmış bulursa detaylı inceleme safhasına geçer. Satırbaşları ve sonları sağ kenardan yaklaşık 3 sol kenardan da yaklaşık 2 santimetre içeride olmalı, kullanılan kağıdın üstünden ve altından da bir miktar boşluk bırakılmalıdır. Bu da onca bilgiye daha derli toplu bir görüntü verecek ayrıntılardan biri tanesidir. Özgeçmişlerin uzunluğu önem teşkil edebilecek bir başka konudur; Kişi, çok ve çeşitli bir iş tecrübesine sahip ise bu uzunluk 2 ya da 3 A4 boyutunda bir sayfa uzunluğunda tutulmalıdır. Ancak çok iş değiştirmiş ya da uzun yıllar farklı görevlerde ve seviyelerde çalışmış biri değil ise veya çalışma hayatının henüz başında ise, tek bir sayfadan oluşan bir özgeçmiş onu inceleyecek kişiye kolaylık sağlayacaktır. Bir başka deyişle mülakatı yapacak kişi yukarıda da belirtildiği gibi hakkında daha kısa bir sürede bir fikir sahibi olabildiği bir özgeçmişe diğerlerinden daha fazla öncelik verecektir. C. ÖZGEÇMİŞİN İÇERİĞİNDE HANGİ BİLGİLER NE ŞEKİLDE VE HANGİ SIRAYLA YER ALMALIDIR? Bir özgeçmiş sırasıyla şu başlıkları açıklamalıdır: Kişisel Bilgiler (isim soyadı, adres, iletişim numaraları, doğum tarihi, cinsiyet, medeni durum, askerlik durumu vb. bilgileri), Şu anda çalışılan kurum, unvan bilgileri ve görev süresi, Şu anda yapılan işler, alınan sorumluluklar, Daha önce çalışılan iş yerleri, alınan unvanlar ve işe giriş - ayrılış tarihleri, Daha önceki işyerlerinde yapılan işler, alınan sorumluluklar, Eğitim Bilgileri (Lisans derecesi, mezun olunan veya devam edilen yüksek ve orta öğrenim kurumları, bu kurumlara giriş ve mezuniyet tarihleri), Nitelik Bilgileri (Yabancı dil bilgisi, bilgisayar bilgisi, mali veya teknik uzmanlıklar, alınan derece veya ödüller, sahip olunan sertifikalar), Kurs, seminer veya iş öncesi veya iş başında alınan eğitimler, (tarih sırası gözetilerek ve eğitimi veren firma adları belirtilerek yazılmalıdır), Referanslar (bu bölüm isteğe bağlıdır ve referans olarak gösterilen kişilere ait isim ve iletişim bilgilerini içerir). Bunlardan hareketle, özgeçmişte yer alacak bilgiler için yukarıda belirtilen konu başlıklarının takip ettiği sıraya uygun bir akış izlenebilir. Ayrıca bu akış içerisinde “eğitim bilgileri” ve “iş tecrübeleri”nin yer değiştirmesinde de ciddi bir sakınca bulunmamaktadır. İş tecrübeleri bölümünde 2-3 satırlık bir önbilgi bölümü ve bunu takip eden maddeler halinde bir anlatım yerinde olacaktır. Önbilgi bölümünde; kişinin sorumlu olduğu alanların kelime bazında özetleri (ihracat, ithalat, genel muhasebe, distribütör yönetimi vs.) ve değişik firmalarda çalışmış ise firma büyüklüğünü anlatan (faaliyet alanı, ortaklık yapısı, satış cirosu, personel sayısı, fabrika sayısı gibi) bilgiler yer almalıdır. Tekrar hatırlatmakta fayda vardır ki önerilen bu sıralama, bir özgeçmişin hızla ve kolaylıkla okunup algılanabilecek şekilde hazırlanmasına yöneliktir. Bunları okuyacak ilgili, sizi ikinci aşama olan iş görüşmesine davet edebilmek amacıyla, özgeçmişiniz hakkında kolaylıkla bir ön değerlendirme yapabilir. Bir yere iş görüşmesi yapmak üzere çağırıldığınızda alışılagelmiş olan, kişisel ve öğrenim bilgilerinizden bahsedildikten sonra, iş tecrübeleriniz hakkında geçmişten günümüze doğru bir tarih sırası gözeterek detaylıca konuşulmasıdır. Olası herhangi bir gözden kaçırmaya sebebiyet vermeden tüm tecrübe, eğitim ve öğrenim bilgilerinizin üzerinden geçilebilmesi için bu emin ve kolay bir yoldur. Ancak mülakat yapacak kişilerden bazıları adaylarının cari dönemde yaptıkları işler ile konuşmaya başlamayı tercih edebilir ki bunun da bir sakıncası yoktur. D. KAPAK YAZISININ ÖNEMİ NEDİR? KAPAK YAZISINI MUTLAKA YAZMAK GEREKLİ MİDİR? Kapak yazıları kişilerin iş ararken gözettikleri amacı yansıtması açısından önemlidir. Ne tür bir firmada, hangi pozisyonda ve ne konuda görev yapmak istediklerini 4 - 5 satırlık bir paragrafta özetlemeleri sonraki aşamalar açısından açıklayıcı olur. Kapak yazısı olmayan bir özgeçmişi değerlendirme dışı tutmak söz konusu değildir, olmamalıdır. Ancak şüphesiz ki çok uzun olmayan açıklayıcı bir kapak yazısının varlığı, hem takip eden içerik hakkında bilgi vermesi hem de özgeçmiş yazarken daha özenli davranıldığının bir göstergesi olması dolayısı ile tercih sebebidir. E. ÖZGEÇMİŞİNİZ BİR PAZARLAMA ARACINA NASIL DÖNÜŞÜR? Yukarıdaki soruyu yanıtlamak için şunu hatırlamak gerekir; bir özgeçmiş daha önce yapılmış ya da şu anda yapılan işlerin listelenmiş hali değildir. Genellemeler özgeçmişi ve dolayısı ile sahibini özel olmaktan uzaklaştırır. Dolayısı ile özgeçmiş yazarken geçirilmiş tecrübeleri desteleyecek sayılar, oranlar, adetler gibi çeşitli rakamsal verilere yer verilmelidir. Özellikle iş tecrübeleri kısmında sorumluluklar, yetkinlikler ve görev tanımı hakkında açıklayıcı bilgiler sıralanırken, rakamsal veriler kişilerin yaptıkları işlerin başarısına ve önemine dair bir kanıt oluşturacaktır. Örneğin bir satış yöneticisi için “müşteri portföyünün geliştirdi ve yıllık satış miktarını arttırdı” gibi bir tanım yerine; “8 aylık bir dönemde toplam 55 milyar TL’lik satış hedefinin % 37 üzerine çıkarak, yeni müşterilerden elde edilen satışlar da dahil toplam 75,5 milyar TL’lik satış cirosuna ulaştı” şeklinde bir açıklama çok daha etkileyici olacaktır. Söz konusu rakamlar her zaman olmasa dahi, kişinin bu konudaki yetkinliği akılda daha fazla kalacaktır. F. ANLATIMDA NASIL BİR DİL VE ZAMAN KALIBI KULLANILMALIDIR? Her şeyden önce kişinin kullanacağı dil mesleki ve akademik seviyesine uygun olmalıdır. Çalışma hayatına yeni girmiş bir kişinin anlatım dili bir yöneticininki ile, aynı şekilde orta kademe bir yöneticinin kullanacağı terminoloji de bir Yönetim Kurulu Başkanı’nınki ile aynı olmayacaktır. Daha önce çalışılan yerlere ilişkin tecrübeleri anlatmak için geçmiş zaman kullanmak doğru olur. Hali hazırda yapılan işlerden bahsedilirken “-mesi” , “-ması” ekleri ile biten cümleler kurulabilir. İş tecrübelerinden bahsederken, abartı ifadelerinden kesinlikle kaçınılmalıdır. Özgeçmiş yazarken; “etkileyici bir performans gösterdi”, “son derece başarılı bir yönetim tarzına sahipti”, “takdire şayan bir çaba harcadı”, “harika bir işe imza attı”, “çok üstün bir başarı gösterdi” gibi anlatımlara yer vermemeye özen gösterilmelidir. Bu şekildeki kullanımlar gereksiz olduğu kadar okuyan kişi de antipati de yaratabilir. Bunların yerine; “giderleri %15 azalttı”, “ciroyu % 25 arttırdı”, “işletmeyi 1/3 oranında büyüttü”, “yabancı pazarlarla ilişkileri geliştirdi ve ihracat operasyonlarını başlattı” gibi net ifadelerle özgeçmişini yazan kişi kendisini tanıtmalıdır. G. ÜST DÜZEY POZİSYONLAR İÇİN HAZIRLANAN ÖZGEÇMİŞLER Üst düzey pozisyonlar, bu pozisyonlarda görev yapan, uzun yıllar yöneticilik yapmış, uzmanlık alanlarını belirlemiş, birikimleri ile çalıştıkları şirketlere katma değer sağlamış ve aynı zamanda astlarının gelişimine katkıda bulunmuş vizyon sahibi kişileri bir başka deyişle “üst düzey yöneticileri” akla getirmektedir. Bu kişiler deneyim ve niteliklerine uygun yeni bir iş arayışına girecekleri zaman hayatlarının çalışarak geçirdikleri önemli bir bölümünü özgeçmişlerine yansıtacaklardır. Dolayısı ile yeni mezun ya da kariyerinin henüz başında bir çalışanınkinden daha uzun ve bilgi yoğun bir özgeçmiş hazırlayacaklardır. Genel anlamda yukarıda belirtilen noktaları göz önünde tutmak yeterli olacaksa da bunlara birkaç öneri daha getirilebilir. Şöyle ki; Özgeçmiş yazmaya “Özet Profil” bölümü ile başlanabilir. Tecrübe, nitelik ve eğitim detaylarına girmeden önce genel bir fikir vermesi açısından böyle bir giriş bölümü yararlı olacaktır. “Özet Profil: Yerel ve yabancı sermayeli üretim firmalarında; satış pazarlama, yurt içi ve dışı yatırımlar, genel yönetim konularında 20 yılı aşkın iş tecrübesi, mühendislik eğitimini takiben işletme yüksek lisansı, akıcı İngilizce.” Bu girişi takiben çalışılan her firmadaki pozisyon ve görev tanımı açıklamaları ile birlikte daha önceki öneriler dahilinde oluşturulabilir. Anlatım dilinin akılcı ve açık olması çok önemlidir. Daha önce “f” maddesinde açıklandığı gibi başarılar ve yapılan işler anlatılırken kullanılan dil yöneticinin mesleki ve akademik seviyesine uygun olmalıdır. Tekrarlardan ve yuvarlak tanımlardan kaçınılmalı, süslü bir dil kullanılmamalıdır. Sık unutulan bir diğer husus ise özgeçmişin yöneltileceği kurumun yetkilisi yani özgeçmişi değerlendirecek kişiye karşı empatik bir yaklaşım içerisinde bulunma ve yazma gereğidir. Özellikle uzun yıllar önemli işler yapmış çok deneyimli yöneticiler, bu başarılarını kağıt üzerinde yeterince gözler önüne seremeyecekleri kaygısı ile kaleme sarılmakta ve başvuruda bulundukları firmanın öncelik ve ihtiyaçlarını gözden kaçırabilmektedirler. Doğru olan, örneğin başvurulan bir iş ilanı ise buradaki iş tanımını ve adaylarda aranan özelikleri iyice anlamak ve sahip olunan tecrübeleri bunlara uygunluğu hedefleyerek özgeçmişe aktarabilmektir. H. DOĞRULUĞU OLMAYAN BİLGİLER İş hayatında, kişilerin hastalık, doğum, askerlik, eğitim veya çalışma amaçlı yurt dışına gitme, şirketin küçülmesi gibi sebeplerin yanı sıra zaman zaman da kişisel bazı nedenlerden dolayı işten ayrılmaları söz konusu olmaktadır. Özellikle bir çalışan kendisi ile doğrudan ilgili bir takım sebeplerden dolayı işten ayrılmış veya işten çıkartılmış ise, yeni bir işe başladığı tarihe kadar olan boşluğu özgeçmişinde belirtmekten çekinebilmektedir. Dolayısı ile tarih bilgilerini yanlış yazmaktadır. Bir başka konu ise alınan unvanlarla ilgilidir. Yönetici olmadığı halde unvanını bu şekilde belirten kişilere rastlanmaktadır. Aynı şekilde üniversite mezunu olmadığı veya yüksek lisansı bulunmadığı halde bunlara ilişkin bilgileri gerçekmişçesine özgeçmişlerine yansıtanlar olabilmektedir. Bir başka örneği de görev tanımlarında yanıltıcı bilgilere yer verenler oluşturmaktadır. Günümüzde yurtdışında, bu gibi durumları başlangıçta tespit ederek işe alım sürecinde boşuna zaman kaybetmeyi engelleyen ve “Screening and Selection Services” olarak adlandırılan firmalar faaliyete geçmiştir. Bu firmalar eğitim, sahip olunan belgeler / sertifikalar, sabıka kayıtları, geçmişte çalışılan şirketler ve edinilen görevler gibi kişilere ilişkin çeşitli detayların doğruluğunu araştırarak, görüş bildirmektedir. Ancak Türkiye’de tüm süreçlerde olduğu gibi bu yönde de kişiler ve/veya kurumlar arası güvene dayalı bir yöntem geçerli olduğundan, böyle bir misyon üstlenmiş ve profesyonel çalışan her hangi bir hizmet kuruluşu henüz bulunmamaktadır. Türkiye’de işe alımlarda izlenen sürecin son aşamasını referans kontrolleri oluşturmakta ve bu kontroller sonucunda bir firmaya başvuran kişi ile ilgili her hangi bir olumsuzluk tespit edilmesi durumunda taraflardan her biri için oldukça önemli zaman kayıpları ortaya çıkmaktadır. Yanlış bilgi verdiği halde bu durumu başlangıçta tespit edilemeyen bazı kişileri firmalar işe alabilmektedir. Ancak bir süre sonra bu kişilerin gerçek durumlarının açığa çıkma olasılığı çok kuvvetle muhtemeldir. Dolayısı ile özgeçmişlerde bu tip yanlışlıklara yer verilmemesi gerekir. I. YURT DIŞI PAZARLARA (FİRMALARA) YÖNELİK ÖZGEÇMİŞLERİN YAZILMASI Dilin etkin kullanılması özgeçmişin uyandıracağı izlenimi son derece destekleyecektir. Türkiye sınırları dahilinde ana dilimiz Türkçe veya artık olmazsa olmaz kabul edilen, günümüzde neredeyse bir yabancı bir dil olmaktan çıkan İngilizce’de yazılmış özgeçmişlerin, bu yazıda vurgulanmaya çalışılan belli başlı kuralların gözetilmesi halinde hedefine ulaşma olasılığı yüksektir. Ancak hangi dilde olursa olsun yabancı pazarlara yönelik özgeçmiş hazırlarken dikkatli olma zorunluluğu açıktır. Örneğin Amerika’da özgeçmişlerde doğum tarihi, medeni durum, vatandaşlık bilgisi gibi detaylara yer verilmemekte, bir iş konusunda yetkin ve deneyimli olmanın bu gibi ayrıntılardan bağımsız olduğu kabul edilmekte ve bu detayların belirtilmesine ilişkin bir talep ayırımcılık göstergesi sayılmaktadır. Yine Amerika’da iş tecrübelerinin özgeçmişlere kişinin son tecrübesinden başlanarak yani günümüzden geçmişe doğru yazılması alışılagelmiş iken, Avrupa’da bunun tam tersi, yani geçmişten günümüze bir kronolojik sıralamaya rastlanmaktadır. Bir başka örnek ise el yazısı kullanma konusundadır. Avrupa’da özgeçmişlerin genellikle el yazısı ile hazırlanmış olması istenmektedir. Bu şekilde, dilbilgisine olan hakimiyet gözlenebilmekte, bazı durumlarda da yazı karakterlerinden o yazının sahibinin kişiliğine yönelik çıkarımlar yapılabilmektedir. Asya’daki bazı ülkelerde ise şöyle ilginç bir durum söz konusudur. Avrupa ve Amerika’da “Eğitim Bilgileri” bölümünde yaygın anlayış orta ve yüksek öğrenimin belirtilmesi yönünde ise de Asya ülkelerinde ilkokul hatta ana okul / yuva bilgilerinin de özgeçmişlerde belirtilmesi talep edilmektedir. Bu anlayışın altında yatan, nitelikli kurumlarda eğitim gören çocukların varlıklı ve saygınlığı olan ailelere mensup olduklarının düşünülmesidir. Bir başka husus lisan konusundadır. İngilizce artık tüm dünyada yaygın hale gelmiştir ve İngilizce yazılan özgeçmişler de genellikle lisana dayalı çok büyük problemler ortaya çıkmamaktadır. Yine de İngilizce yazı yazma da yeterince iyi olmayan bir kişinin bir tercüman aracılığı ile özgeçmişini yazması daha doğru olacaktır. Diğer dillerde yazılmış özgeçmişler için ise dikkat edilmesi gereken şey dillerin bölgesel farlılıklarıdır. Örneğin Quebec’te konuşulan Fransızca, Paris’te konuşulandan değişkenlik gösterebilir. Bir şeyi ifade etmedeki sözcük seçimi farklı olabileceği gibi sözcüklerin içerdiği anlamlar da bölgelere göre değişebilir. Dolayısı ile yine bir tercümanın yardımını almak yararlı olacaktır. Hatta tercümanın özgeçmişi hazırlayan kişinin çalıştığı sektöre aşina olması, bu iş kolunda kullanılan terminolojiyi bilmesi en idealidir. SONUÇ Yukarıda her yönü ile ele almaya çalışılan özgeçmiş yazmanın profesyonellik gerektiren bir iş olduğu açıktır. Çeşitli iş fırsatlarının kapısını aralamada bu kadar önemli olan bir kişisel tanıtım aracını oluştururken, kişiler yazacakları her satır için; böyle bir özgeçmişle karşılaşsalar bunu yazan kişiyi (kendilerini) iş görüşmesine çağırıp çağırmayacaklarını sorgulamayı akıllarına getirmelidir. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer
-
İşletim Sistemleri Hakkında Sorular - Yanıtlar hepsini burada bulabilirsiniz... http://www.turkish-media.com/sss/ Admin
-
C Sharp (C#) hakkında güzel bir yazı...
Admin şurada bir başlık gönderdi: Web Haberleri ve Programlama Dilleri
Welcome to the first in a six-part series on using data structures in .NET. Throughout this article series we will be examining a variety of data structures, some of which are included in the .NET Framework Base Class Library and others that we'll build ourselves. If you're unfamiliar with the term, data structures are abstract structures, or classes, that are used to organize data and provide various operations upon their data. The most common and likely well-known data structure is the array, which contains a contiguous collection of data items that can be accessed by an ordinal index. Before jumping into the content for this article, let's first take a quick peek at the roadmap for this six-part article series, so that you can see what lies ahead. If there are any topics you think are missing from this outline, I invite you to e-mail me at [email protected] and share your thoughts. Space permitting, I'll be happy to add your suggestions to the appropriate installment or, if needed, add a seventh part to the series. In this first part of the six-part series, we'll look at why data structures are important, and their effect on the performance of an algorithm. To determine a data structure's effect on performance, we'll need to examine how the various operations performed by a data structure can be rigorously analyzed. Finally, we'll turn our attention to two data structures present in the .NET Framework—the Array and ArrayList. Chances are you've used both of these data structures in past projects. In this article, we'll examine what operations they provide and the efficiency of these operations. In Part 2, we'll explore the ArrayList class in more detail and examine its counterparts, the Queue class and Stack class. Like the ArrayList, both the Queue and Stack classes store a contiguous collection of data and are data structures available in the .NET Framework Base Class Library. However, unlike an ArrayList from which you can retrieve any data item, Queues and Stacks only allow data to be accessed in a predetermined sequential order. We'll examine some applications of Queues and Stacks, and see how to implement both of these classes by extending the ArrayList class. After examining Queues and Stacks, we'll look at HashTables, which allow for direct access like an ArrayList, but store data indexed by a string key. While ArrayLists are ideal for directly accessing and storing contents, they are suboptimal candidates when the data needs to be searched. In Part 3, we'll examine the binary search tree data structure, which provides a much more efficient means for searching than the ArrayList. The .NET Framework does not include any built-in binary search tree data structures, so we will have to build our own. The efficiency of searching a binary search trees is sensitive to the order with which the data was inserted into the tree. If the data was inserted in sorted or near-sorted order, the binary search tree loses virtually all of its efficiency advantages over the ArrayList. To combat this issue, in Part 4 we'll examine an interesting randomized data structure—the SkipList. SkipLists provide the efficiency of searching a binary search tree, but without the sensitivity to the order with which data is entered. In Part 5 we'll turn our attention to data structures that can be used to represent graphs. A graph is a collection of nodes, with a set of edges connecting the various nodes. For example, a map can be visualized as a graph, with cities as nodes and the highways between them as edged between the nodes. Many real-world problems can be abstractly defined in terms of graphs, thereby making graphs an often-used data structure. Finally, in Part 6 we'll look at data structures to represent sets and disjoint sets. A set is an unordered collection of items. Disjoint sets are a collection of sets that have no elements in common with one another. Both sets and disjoint sets have many uses in everyday programs, which we'll examine in detail in this final part. Analyzing the Performance of Data Structures When thinking about a particular application or programming problem, many developers (myself included) find themselves most interested in writing the algorithm to tackle the problem at hand, or adding cool features to the application to enhance the user's experience. Rarely, if ever, will you hear someone excited about what type of data structure they are using. However, the data structures used for a particular algorithm can greatly impact its performance. A common example is finding an element in a data structure. With an array, this process takes time proportional to the number of elements in the array. With binary search trees or SkipLists, the time required is sub-linear. When searching large amounts of data, the data structure chosen can make a difference in the application's performance that can be visibly measured in seconds or even minutes. Since the data structure used by an algorithm can greatly affect the algorithm's performance, it is important that there exists a rigorous method by which to compare the efficiency of various data structures. What we, as developers utilizing a data structure, are primarily interested in is how the data structures performance changes as the amount of data stored increases. That is, for each new element stored by the data structure, how are the running times of the data structure's operations effected? Consider a scenario in which you have a program that uses the System.IO.Directory.GetFiles(path) method to return the list of the files in a specified directory as a string array. Now, imagine that you wanted to search through the array to determine if an XML file existed in the list of files (namely one whose extension was .xml). One approach to do this would be to scan through the array and set some flag once an XML file was encountered. The code might look like so: using System; using System.Collections; using System.IO; public class MyClass { public static void Main() { string [] fs = Directory.GetFiles(@"C:Inetpubwwwroot"); bool foundXML = false; int i = 0; for (i = 0; i < fs.Length; i++) if (String.Compare(Path.GetExtension(fs), ".xml", true) == 0) { foundXML = true; break; } if (foundXML) Console.WriteLine("XML file found - " + fs); else Console.WriteLine("No XML files found."); } } Here we see that in the worst-case, when there is no XML file or the XML file is the last file in the list, we have to search through each element of the array exactly once. To analyze the array's efficiency at sorting, we must ask ourselves the following, "Assume that I have an array with n elements. If I add another element, so the array has n + 1 elements, what is the new running time?" (The term running time, despite its name, does not measure the absolute time it takes the program to run, but rather, it refers to the number of steps the program must perform to complete the given task at hand. When working with arrays, typically the steps considered are how many array accesses one needs to perform.) To search for a value in an array, we need to potentially visit every array value, so if we have n + 1 array elements, we might have to perform n + 1 checks. That is, the time it takes to search an array is linearly proportional to the number of elements in the array. The sort of analysis described here is called asymptotic analysis, as it examines how the efficiency of a data structure changes as the data structure's size approaches infinity. The notation commonly used in asymptotic analysis is called big-Oh notation. The big-Oh notation to describe the performance of searching an array would be denoted as O(n). The large script O is where the terminology big-Oh notation comes from, and the n indicates that the number of steps required to search an array grows linearly as the size of the array grows. A more methodical way of computing the asymptotic running time of a block of code is to do follow these simple steps: Determine the steps that constitute the algorithm's running time. As aforementioned, with arrays, typically the steps considered are the read and write accesses to the array. For other data structures the steps might differ. Typically, you want to concern yourself with steps that involve the data structure itself, and not simple, atomic operations performed by the computer. That is, with the block of code above, I analyzed its running time by only counting how many times the array needs to be accessed, and did not bother worrying about the time for creating and initializing variables or the check to see if the two strings were equal. Find the line(s) of code that perform the steps you are interested in counting. Put a 1 next to each of those lines. For each line with a 1 next to it, see if it is in a loop. If so, change the 1 to 1 times the maximum number of repetitions the loop may perform. If you have two or more nested loops, continue the multiplication for each loop. Find the largest single term you have written down. This is the running time. Let's apply these steps to the block of code above. We've already identified that the steps we're interested in are the number of array accesses. Moving onto step 2 note that there are two lines on which the array, fs, is being accessed—as a parameter in the String.Compare() method and in the Console.WriteLine() method, so mark a 1 next to each line. Now, applying step 3 notice that the access to fs in the String.Compare() method occurs within a loop that runs at most n times (where n is the size of the array). So, scratch out the 1 in the loop and replace it with n. Finally, we see that the largest value is n, so the running time is denoted as O(n). O(n), or linear-time, represents just one of a myriad of possible asymptotic running times. Others include O(log2 n), O(n log2 n), O(n2), O(2n), and so on. Without getting into the gory mathematical details of big-Oh, the lower the term inside the parenthesis for large values of n, the better the data structure's operation's performance. For example, an operation that runs in O(log n) is more efficient than one that runs in O(n) since log n < n. Note In case you need a quick mathematics refresher, loga b = y is just another way to write ay = b. So, log2 4 = 2, since 22 = 4. Similarly, log2 8 = 3, since 23 = 8. Clearly, log2 n grows much slower than n alone, because when n = 8, log2 n = 3. In Part 3 we'll examine binary search trees whose search operation provides an O(log2 n) running time. Throughout this article series, we'll be computing each new data structure and its operations asymptotic running time and comparing it to the running time for similar operations on other data structures. Everyone's Favorite Linear, Direct Access, Homogeneous Data Structure—The Array Arrays are one of the simplest and most widely used data structures in computer programs. Arrays in any programming language all share a few common properties: The contents of an array are stored in contiguous memory. All of the elements of an array must be of the same type; hence arrays are referred to as homogeneous data structures. Array elements can be directly accessed. (This is not necessarily the case for many other data structures. For example, in part 4 of this article series we'll examine a data structure called the SkipList. To access a particular element of a SkipList you must search through other elements until you find the element for which you're looking. With arrays, however, if you know you want to access the ith element, you can simply use one line of code: arrayName.) The common operations performed on arrays are: Allocation Accessing Redimensioning When an array is initially declared in C# it has a null value. That is, the following line of code simply creates a variable named booleanArray that equals null: bool [] booleanArray; Before we can begin to work with the array, we must allocate a specified number of elements. This is accomplished using the following syntax: booleanArray = new bool[10]; Or more generically: arrayName = new arrayType[allocationSize]; This allocates a contiguous block of memory in the CLR-managed heap large enough to hold the allocationSize number of arrayTypes. If arrayType is a value type, then allocationSize number of unboxed arrayType values are created. If arrayType is a reference type, then allocationSize number of arrayType references are created. (If you are unfamiliar with the difference between reference and value types and the managed heap versus the stack, check out Understanding .NET's Common Type System.) To help hammer home how the .NET Framework stores the internals of an array, consider the following example: bool [] booleanArray; FileInfo [] files; booleanArray = new bool[10]; files = new FileInfo[10]; Here, the booleanArray is an array of the value type System.Boolean, while the files array is an array of a reference type, System.IO.FileInfo. Figure 1 shows a depiction of the CLR-managed heap after these four lines of code have executed. Figure 1. The contents of an array are laid out contiguously in the managed heap. The thing to keep in mind is that the ten elements in the files array are references to FileInfo instances. Figure 2 hammers home this point, showing the memory layout if we assign some of the values in the files array to FileInfo instances. Figure 2. The contents of an array are laid out contiguously in the managed heap. All arrays in .NET provide allow their elements to both be read and written to. The syntax for accessing an array element is: // Read an array element bool b = booleanArray[7]; // Write to an array element booleanArray[0] = false; The running time of an array access is denoted O(1) because it is constant. That is, regardless of how many elements are stored in the array, it takes the same amount of time to lookup an element. This constant running time is possible solely because an array's elements are stored contiguously, hence a lookup just requires knowledge of the array's starting location in memory, the size of each array element, and the element to be indexed. Realize that in managed code, array lookups are a bit more involved than this because with each array access the CLR checks to ensure that the index being requested is within the array's bounds. If the array index specified is out of bounds, an IndexOutOfRangeException is thrown. This check helps ensure that when stepping through an array we do not accidentally step past the last array index and into some other memory. This check, though, does not affect the running time of an array access because the time to perform such checks does not increase as the size of the array increases. Note This index-bounds check comes at a slight cost of performance for applications that make a large number of array accesses. With a bit of unmanaged code, though, this index out of bounds check can be bypassed. For more information, refer to Chapter 14 of Applied Microsoft .NET Framework Programming by Jeffrey Richter. When working with an array, you might need to change the number of elements it holds. To do so, you'll need to create a new array instance of the specified size and then copy over the contents of the old array into the new, resized array. This process is called redimensioning, and can be accomplished with the following code: using System; using System.Collections; public class MyClass { public static void Main() { // Create an integer array with three elements int [] fib = new int[3]; fib[0] = 1; fib[1] = 1; fib[2] = 2; // Redimension message to a 10 element array int [] temp = new int[10]; // Copy the fib array to temp fib.CopyTo(temp, 0); // Assign temp to fib fib = temp; } } After the last line of code, fib references a ten-element Int32 array. The elements 3 through 9 in the fib array will have the default Int32 value—0. Arrays are excellent data structures to use when storing a collection of heterogeneous types that you only need to access directly. Searching an unsorted array has linear running time. While this is acceptable when working with small arrays, or when performing very few searches, if your application is storing large arrays that are searched frequently, there are a number of other data structures better suited for the job. We'll look at some such data structures in upcoming pieces of this article series. (Realize that if you are searching an array on some property and the array is sorted by that property, you can use an algorithm called binary search to search the array in O(log n) running time, which is on par with the search times for binary search trees. In fact, the Array class contains a static BinarySearch() method. For more information on this method, check out an earlier article of mine, Efficiently Searching a Sorted Array. Note The .NET Framework allows for multi-dimensional arrays as well. Multi-dimensional arrays, like single-dimensional arrays, offer a constant running time for accessing elements. Recall that the running time to search through an n-element single dimensional array was denoted O(n). For an nxn two-dimensional array, the running time is denoted O(n2) because the search must check n2 elements. More generally, a k-dimensional array has a search running time of O(nk). The ArrayList: a Heterogeneous, Self-Redimensioning Array While arrays definitely have their time and place, arrays create some limitations on design because a single array can only store elements of one type (homogeneity), and when using arrays you must specifically allocate a certain number of elements. Oftentimes, though, developers want something more flexible—a simple collection of objects of potentially different types that can be easily managed without having to worry about allocation issues. The .NET Framework Base Class Library provides such a data structure called the System.Collections.ArrayList. An example of the ArrayList in action can be seen in the code snippet below. Note that with the ArrayList any type can be added and no allocation step has to be performed, and in fact, elements of different types can be added to the ArrayList. Furthermore, at no point do we have to concern ourselves with redimensioning the ArrayList. All of this is handled behind the scenes for us. ArrayList countDown = new ArrayList(); countDown.Add(5); countDown.Add(4); countDown.Add(3); countDown.Add(2); countDown.Add(1); countDown.Add("blast off!"); countDown.Add(new ArrayList()); Behind the scenes the ArrayList uses a System.Array of type object. Since all types are derived either directly or indirectly from object, an object array can hold elements of any type. By default, an ArrayList creates a 16-element object array, although the precise size can be specified through a parameter in the constructor or the Capacity property. When adding an element thought the Add() method, the number of elements in the internal array is checked with the array's capacity. If adding the new element causes the count to exceed the capacity, the capacity is automatically doubled and the array is redimensioned. The ArrayList, like the array, can be directly indexed using the same syntax: // Read access int x = (int) countDown[0]; string y = (string) countDown[5]; // Write access countDown[1] = 5; // ** WILL GENERATE AN ArgumentOutOfRange EXCEPTION ** countDown[7] = 5; Since the ArrayList stores an array of objects, when reading the value from an ArrayList you need to explicitly cast it to the data type being stored in the specified location. Also, note that if you try to reference an ArrayList element greater than the ArrayList's size, a System.ArgumentOutOfRange exception will be thrown. While the ArrayList provides added flexibility over the standard array, this flexibility comes at the cost of performance, especially when storing value types in an ArrayList. Recall that an array of a value type—such as a System.Int32, System.Double, System.Boolean, and so on—is stored contiguously in the managed heap in its unboxed form. The ArrayList's internal array, however, is an array of object references. Therefore, even if you have an ArrayList that stores nothing but value types, each ArrayList element is a reference to a boxed value type, as shown in Figure 3. Figure 3. The ArrayList contains a contiguous block of object references The boxing and unboxing, along with the extra level of indirection that comes with using value types in an ArrayList, can hamper the performance of your application when using large ArrayLists with many reads and writes. As Figure 3 illustrates, the same memory layout occurs for reference types in both ArrayLists and arrays. The ArrayList's self-redimensioning shouldn't cause any sort of performance degradation in comparison to an array. If you know the precise number of elements that need to be stored in the ArrayList, you can essentially turn off self-redimensioning by specifying the initial capacity in the ArrayList's constructor. If you don't know the precise size, even with an array you may have to redimension the array should the number of elements inserted exceed the array's size. A classic computer science problem is determining how much new space to allocate when running out of a space in some buffer. One option when redimensioning an array is to allocate just one more element in the resized array. That is, if the array is initially allocated with five elements, before the sixth element is inserted, the array is redimensioned to six elements. Clearly, this approach conserves the most memory, but can become costly because each insert following the first redimensioning results in another redimensioning. Another option, at the opposite end of the spectrum, is to redimension the array 100 times larger than its current size. That is, if an array is initially allocated with five elements, before the sixth element is inserted, the array is redimensioned to 500 elements. Clearly, this approach greatly reduces the number of redimensionings that needs to occur, but, if only a few more elements are added to the array then hundreds of array elements have been unused, resulting in wasted space. A tried and true compromise to this problem is to simply double the existing size of the array when free space becomes exhausted. So, for an array initially allocated with five elements, adding a sixth element would cause the array to be redimensioned to a size of 10. This is precisely the approach the ArrayList class takes and, best of all, it is all performed for you. The asymptotic running time of the ArrayList's operations are the same as those of the standard array. While the ArrayList does indeed have more overhead, especially when storing value types, the relationship between the number of elements in the ArrayList and the cost per operation is the same as the standard array. Conclusion This article started our discussion on data structures by identifying why studying data structures was important, and by providing a means of how to analyze the performance of data structures. This material is important to understand as being able to analyze the running times of various data structure operations is a useful tool when deciding what data structure to use for a particular programming problem. After studying how to analyze data structures, we turned to examining two of the most common data structures in the .NET Framework Base Class Library—System.Array class and System.Collections.ArrayList. Arrays allow for a contiguous block of homogeneous types. Their main benefit is that they provide lightning-fast access to reading and writing array elements. Their weak point lies in searching arrays, as each and every element must potentially be visited (in an unsorted array). The ArrayList provides a more flexible array-like data structure. Rather than enforcing homogeneous types, the ArrayList allows for heterogeneous types to be stored by using an array of objects. Furthermore, the ArrayList does not require explicit allocation and can gracefully grow as the more elements are added. In the next part of this article series we'll turn our attention to the Stack and Queue classes. We'll also look at associative arrays, which are arrays indexed by a string key as opposed to an integer value. Associative arrays are provided in the .NET Framework Base Class Library through the Hashtable class. -------------------------------------------------------------------------------- Scott Mitchell, author of five books and founder of 4GuysFromRolla.com, has been working with Microsoft Web technologies for the past five years. Scott works as an independent consultant, trainer, and writer, and recently completed his Masters degree in Computer Science at the University of California – San Diego. He can be reached at [email protected]. Kaynağı: Microsoft.com C Sharp -
Yurdışında eğitim için hazırlık yapıyorsanız bu siteye mutlaka bakmalısınız... http://www.turkish-media.com/ulus_egitim/u...rasi_egitim.htm Sevgiler Admin
-
ha ha ha sonuncusu çok güzel...
-
Time Dergisi Atatürk'ün cumhuriyeti ilanını dünyayı değiştiren 80 günden biri olarak açıkladı. Bakmak isterseniz tıklayın Ana Sayfa http://www.time.com/time/80days/ Atatürk http://www.time.com/time/80days/231029.html Bir Bakın isterseniz... Admin
-
The 11th International Nemrut Commagene Festival (5-7 September 2003) 11. Uluslarası Nemrut Kommagene Festivali (5-7 Eylül 2003) Kahta - Adıyaman - Turkey Mt. Nemrut and The Commagene Kingdom Nemrut Mountain is within the borders of Adiyaman - Kahta at 2150m high. On the top of it, there is a tumulus, huge statues and inscriptions which belong to Commagene Kingdom (BC 69 - AD 72.) The area is National Park, site field and it has been included to the World Heritage List by UNESCO. This place is considered as the eight wonder of the world, heavenly throne of the gods, world's highest open air museum and is the place where the sun rises and sets best in the world. Also it is defined the place where the West and East meet. With all these features and its mysteries unsolved till our day it is not only our country's one of the most important cultural heritages but is also the world's. Nemrut Tepesi, Adıyaman (Kahta) sınırları içerisinde olup, 2150 m yüksekliğindedir. Dağın zirvesinde Kommagene Krallığına (M.Ö 69 - M.S 72) ait bir tümülüs, devasa heykeller ve kitabeler bulunmaktadır. Alan, milli park ve SİT alanı statüsünde olup, UNESCO tarafından 'Dünya Kültür Mirası' listesine alınmıştır. Burası, dünyanın 8. harikası, tanrıların göksel tahtı, dünyanın en yüksek açık hava müzesi, güneşin en güzel doğup-battığı ve doğu ile batının buluştuğu yer olarak tanımlanmaktadır. Bütün bu özellikleri ve hala çözülemeyen gizemleriyle sadece ülkemiz değil, Dünyanın da en önemli kültür miraslarından birisidir. PROĞRAM 05 EYLÜL 2003, CUMA 17:00 Kortej (Kahta) 17:30 Açılış Töreni (Kültür Parkı) -Protokol Konuşmaları -Halk Dansları (Yerli-Yabancı) 18:30 Kokteyl ve Nemrut Film Gösterisi (Zeus Oteli) 06 EYLÜL 2003, CUMARTESİ 09:00 Zeus Otelinden hareket 09:15 Tarihi Yer Gezileri -Karakuş Tepesi -Cendere Köprüsü -Yeni Kale -Arsemia Ören Yeri 13:00 Damlacık Köyünde Yemek 14:30 Nemrut'a hareket 16:30 Nemrut'ta konser -Leman SAM -Tutuyhan UĞURLU (Piyano) 20:00 Nemrut'tan ayrılış 20:30 Kervansaray Otelde Akşam Yemeği ve Harfane Gecesi 24:00 Kervansaray Otelinden Ayrılış 07 EYLÜL 2003, PAZAR 10:00 Adıyaman'da gezi -Müze -Perre Antik kenti v.b 13:00 Öğle yemeği Adıyaman 18:00 Adıyaman'da halk dansları gösterisi 19-00 Halk Konseri (Kahta Stadyumu) -Nurettin Rençber -Yol Arkadaşları -Arzu 21:00 Tuluyhan Uğurlu Konseri (Adıyaman) Davetiye 05-07 Eylül 2003 tarihlerinde tertipleyeceğimiz 11. Uluslararası Nemrut Kommagene Festivali etkinliklerine teşrifleriniz bizleri onurlandıracaktır. Ahmet Turanlı-Kahta Belediye Başkanı-Mayor of Kahta Türker Öksüz-Kahta Kaymakamı-District Governor of Kahta Halil İbrahim Daşöz-Adıyaman Valisi-Governor of Adıyaman
-
Eskiden bu forumun kontrolleri daha ergonomikti bence
Admin şurada cevap verdi: YuceL başlık Öneri ve Eleştirileriniz
Yücel Merhaba, Filitrelemeyi biraz daha düşük düzeye indirdim... Dilerim o sorunları bir daha yaşamazsın.... Selamlar Admin -
Eskiden bu forumun kontrolleri daha ergonomikti bence
Admin şurada cevap verdi: YuceL başlık Öneri ve Eleştirileriniz
Güzel sözler için teşekkür ederiz. Aslında yeni görüntü dediğimiz bu görüntü yakında kullanıcıların kendi görüntülerini seçtikleri bir olaya dönüşecek yani isteyen istediği yüz ile forumu kullanabilecek tabiki default olarak biz birini seçeceğiz ve size kayıt esnasında veya profilinizden yüzleri seçme ve değiştirme imkanı vereceğiz... Sevgiler Admin -
Eskiden bu forumun kontrolleri daha ergonomikti bence
Admin şurada cevap verdi: YuceL başlık Öneri ve Eleştirileriniz
Aslında şu ara bende birşey anlayamadım birden yazılar kesildi ama genede belli olmuyor yakında tekrar açılır gibi geliyor... Sevgiler -
Lütfen site hakkında, sitedeki programlar hakkında ve sitede görmek istedikleriniz hakkında uyarı, öneri, eleştiri yazılarınızı buraya yazınız... Hiç çekinmeden bize yazabilir veya burada tartışma başlatabilirsiniz. Lütfen yaptığınız öneri ve eleştirileri geniş bir şekilde yazın ki yararlı olsunlar... Teşekkürler, Turkish-Media.Com Web Takımı