Peygamberlerin ismeti (korunmuşluğu) meselesi:
Razi’nin, “Peygamberlerin Masumiyeti” adlı kitabının incelenmesi. (İlim yayınları)
Adem peygamber
taha 121: “Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.”
Taha 122: “Rabbi yine de onu seçip tevbesini kabul etti, ona doğru yolu gösterdi.”
Bakara 37: “Adem, Rabbi'nden emirler aldı; onları yerine getirdi. Rab'ı de bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeleri daima kabul edendir, merhametli olandır.”
Araf 23: “İkisi dediler ki: Rabbımız; kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve bize merhamet etmezsen; muhakkak ki biz, hüsrana uğrayanlardan oluruz.”
ibrahim peygamber
bakara 260: “İbrahim: "Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster" dediğinde, "İnanmıyor musun?" deyince de, "Hayır öyle değil, fakat kalbim iyice kansın" demişti. "Öyleyse dört çesit kuş al, onları kendine alıştır, sonra onları parçalayıp her dağın üzerine bir parça koy, sonra onları çağır; koşarak sana gelirler. O halde Allah'ın güçlü ve Hakim olduğunu bil" demişti.”
İbrahim peygamberin ölüleri diriltme hususunda Allahın bunu yapabileceğine tam olarak inanmadığını iddia ettiler.
Diyorlar ki: İbrahim peygamber babası için mağfiret talebinde bulundu. Oysa babası kafirdi ve kafir için mağfiret talep etmek caiz değildir. Böylece İbrahim peygamber caiz olmayan bir iş yapmıştır.
Meryem 47: “İbrahim söyle cevap verdi: "Sana selam olsun. Senin için Rabbim'den mağrifet dileyeceğim, çünkü O, bana karşı çok lütufkardır."
Şuara 86: “Babamı da bağışla. Şüphesiz o, sapıklardan olmuştur.”
Bu ayetler göseriyorki ibrehim peygamber babasıiçin mağfiret dilemitir bbaasın kafir olduuhusuuise kuran nassı ve icmaile sabittir ayrıca kafi riçin mağfireatdilemek ikisebepten doalyıcaiz değildir
Tevbe 113: “Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar için mağfiret dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz.”
İşte bu mukaddimelerle İbrahim peygamberin caiz olmayan bir işi yaptığı sabit görülmüştür.
Mümtehine 4:” İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Onlar milletlerine söyle demişlerdi: "Biz sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız; sizin dininizi inkar ediyoruz; bizimle sizin aranızda yalnız Allah'a inanmanıza kadar ebedi düşmanlık ve öfke başgöstermiştir." Yalnız, İbrahim'in, babasına: "And olsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim, fakat sana Allah'tan gelecek herhangi bir şeyi savmaya gücüm yetmez" sözü bu örneğin dışındadır. Ey inananlar! Deyin ki: "Rabbimiz! Sana güvendik, Sana yöneldik; dönüş Sanadır."
Bu ayette İbrahim’in sözkonusu işi dışında örnek alınması emrediliyor. İşte bütün bunlar sözkonusu işin isyan olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.
Yusuf peygamber
Yusuf 100:” Ana-babasını tahtın üzerine çıkarıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: Babacığım; işte bu; vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Doğrusu Rabbım, onu gerçekleştirdi ve bana ihsan etti de; şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi. Muhakkak ki Rabbım, dilediğine lütufkardır. Muhakkak ki O'dur O, Hakim, Alim”
Peki kendisine secde etmelerine nasıl rıza gösterdi? Allah’tan başkasına secde edilemezken?
*** Musa peygamber:
Kasas 15: “ Musa, halkının haberi olmadığı bir zamanda, şehre girdi. Biri kendi adamlarından, diğeri de düşmanı olan iki adamı döğüşür buldu. Kendi tarafından olan kimse, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Musa, onun düşmanına bir yumruk vurdu; ölümüne sebep oldu. "Bu şeytanın işidir; çünkü o apaçık, saptıran bir düşmandır" dedi.”
Burada iki önemli nokta çıkıyor karşımıza; ölen kıpti ya ölümü haketmişti ya da suçsuzdu. Eğer birinci şık doğru idiyse Musa neden: “Bu şeytanın işidir” (Kasas 15), "Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla” (Kasas 16) ve "O işi kasden yaptımsa sapıklardan biri sayılırım” (Şuara 20) dedi. Şayet doğru olan ikinci şık ise öldürmekle zaten günahkar olmuştur.
Yine görüyoruz ki Harun peygamber “…sakalımdan tutma..” (Taha 94) sözüyle Musa’yı bu hareketten menediyor. Eğer Musa yaptığı işte haklı ise, bu işe engel olmakla Harun günah işlemiştir. Çünkü bu, doğru hareketin yerine getirilmesine engel olmaktır. Şayet Harun bu tepkide haklı ise sözkonusu hareketiyle Musa günah işlemiştir.
Zekeriyya peyagambaer:
Meryem 7: “Allah: "Ey Zekeriya! Sana, Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik" buyurdu.”
Meryem 8: “Zekeriya: "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi.”
Meryem 21: “Cebrail: "Bu böyledir, çünkü Rabbin, 'Bu bana kolaydır, onu insanlar için bir mucize ve katımızdan da bir rahmet kılacağız; hem bu önceden kararlaştırılmış bir iştir' diyor" dedi.”
Ayetlere dayanarak Zekeriyya’nın Allah’ın kudreti konusunda şüpheye düştüğü görüşünü ileri sürdüler.
Muhammed peygamber:
İddiaları şöyle: Birlikte çıkılacak bir cihad hareketine katılmamak için bir grup ondan izin istedi ve o da bu izni verdi. Hemen ardından: “Allah seni affetsin. Doğrular sana besbelli olup yalancıları bilmeden önce neden onlara izin verdin?” (Tevbe 43) ayetinin indiğini görüyoruz. Biliyoruz ki, af ancak işlenen bir günah için söz konusudur. Dolayısıyla bu ayet onun günah işlediğini gösterir.
Feth 1:” Muhakkak ki Biz; sana, apaçık bir feth ihsan ettik.”
Feth 2:“Ta ki Allah; senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlasın. Sana olan nimetini tamamlasın ve seni doğru yola eriştirsin.”
Bu bir bağışlama olayının açıklamasıdır diyorlar.
Abese 1: “Yüzünü asıp çevirdi”
Abese 2: “Kendisine a'ma geldi diye.”
Ayetinden yola çıkan mualifler, gözleri görmeyen İbn ummu-gulsum’den yüz çevirdiği için Allah’ın onu azarladığını iddia etmekteler.
Tevbe 117: “Andolsun ki Allah, Peygamberin ve güçlük anında ona uyan muhacir ve ensarın tevbelerini kabul etti. İçlerinden bır kısmının kalbleri kaymak üzere iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü O, kendilerine Rauf ve Rahim'dir.”
Ayetini öne sürüyorlar ve diyorlar ki: Eğer ortada bir tevbe olayı varsa, muhakkak surette ondan önce işlenmiş bir günah da vardır.
Mümin 55: “Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın va'di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et.”
Ayeti ile “Şüphesiz ki ben bir gün ve gecede muhakkak surette yetmiş kere Allah’tan mağfiret talebinde bulunurum.” Hadisini ileri sürerek bu ayet ve hadiste herşey açıktır, diyorlar.
Tahrim 1: “Ey peygamber, niçin Allah'ın sana helal kıldığı şeyi,eşlerinin, hayrı için kendine haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”
Ayetinin dış anlamı açıkça bildirmektedir ki; o caiz olmayan bir şeyi yapmıştır.
Tahrim 8: “Ey iman edenler, Allah'a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah, sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman etmekte olanları küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşup-parıldar. Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz sen, her şeye güç yetirensin."
*** Peygamberler Allah’a kulluk etmekle mükellef değil midir?
kehf 29:” De ki: Gerçek, Rabbınızdandır. İsteyen inansın, isteyen inkar etsin. Şüphesiz ki zalimler için, duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmış bir ateş hazırlamışızdır. Onlar feryad edip yardım dilediklerinde, erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su kendilerine sunulur. O, ne kötü içecek ve ne kötü duraktır.”
ayeti peygamberlere de şamil değil mi? Eğer şamilse, demek ki bu teklif onlara sunuluyor ve seçilmesi ifade ediliyor. Demek ki peygamberlerin de küfre girmesi caiz oluyor.
*** Ahkaf 9: “Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim; benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."”
Duha 4:” Doğrusu ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.”
Duha 5: “Rabbin sana verecek ve sen razı olacaksın.”
*** Bakara 21: “Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Allah'a kulluk ediniz ki; Allah'ın azabından korunabilesiniz.”
Genel kulluk emri, yani peygamberlere de şamil.
Şuara 82: “Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur.”
İbrahim peygamberin ifadeleri.
Şuara 83:” Ya Rabbi, bana yararlı bilgi ve egemenlik ver ve beni iyi kullarının arasına kat.”
Demek bu duaya göre iyi kullarının arasına katmayabilir öyle mi?