Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. sevgili politika aynen katılıyorum sözlerine ama Akp oy uğruna Kürt sorunu var demiyor, Akp Türkiye'nin bölünmesine çanak tutmak için böyle söylüyor... 80 öncesi ve sonrası Türkiye'de ülkücüler, komünist avına çıkmış ve her yaz bu kış komünizm gelecek diye hazırlık yapmışlar... Şimdiki taktik bu Türkiye'de Kürt sorunu var adı altında suni ve ard niyetli propaganda yapılıyor... Dini suistimal edenlerin ve Türk halkını dindarlaştırmanın mantığıda bu aslında... Türkiye'de din sorunu var, ya da dincilere baskı var diyerek gerginlik yarattılar, kimileri oy kazandı ama büyük çoğunluğu rant kazandı... Mazlum edebiyatı dünyanın her yerinde ve her döneminde prim yapmıştır... Gerçek mazlumlarla hiç kimse ilgilenmez... Onlar yarı aç yarı tok yaşarlar, samimiyetle inanırlar, iş bulamazlar, aş bulamazlar, çocuklarını okutamazlar... Bunları gören olmaz, gösteren hiç olmaz... Dinin uyuşturucu etki yapmasını bu yüzden istiyorlar kim uyanık ve sorgulayan bir toplumu yönetmek ister, böyle olursa kazı soymak kolay olur mu? Ver afyonu uyusunlar, uyanacak gibi olurlarsa vur kafalarına...
  2. bikerem sen anında görüntü şovu izlemedin, önce izle sonra karar ver canım kesinlikle mahşer-i cümbüş çok komik ondanda öte anında bu kadar seri nasıl oyun çıkarıyorlar hayranlıkla izliyorum yaw.
  3. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    canım beğenmiş olman güzel
  4. sardunyam şurada cevap verdi: diloş başlık Kadın Erkek İlişkileri
    evet canım ne yazık öyle tıpkı annelerimizin çeyizimize bir sürü ıvır zıvır koyması ve bizim onları hiç kullanmamamız gibi... off off nerde şöyle bizimle aynı paralelde düşünen, zeki, çevik ve ahlaklı savaşçılar
  5. kesinlikle mahşer-i cümbüş daha komik ama buda fena değil
  6. sardunyam şurada cevap verdi: diloş başlık Kadın Erkek İlişkileri
    canım bir kadının tırnakları küçük cenkler için yeterlidir... zira ben dünyada kadını zorlayacak bir cenkçi olduğunu sanmıyorum... o bakımdan diğer silahlar mahsende duruyor... yeterki kadın kendini tanısın...
  7. -ağlanan yara- en çok kendime küsmüşken... gözümün kararan taraflarından t/arafımdan paramparçalanmışlıklar geçer; şah damarım, dostlarım!.. bilirsiniz(!) bir yanım cinnet bir yanım cennet arafta kalmışa istenmez ki hüccet... . . siyah var diye beyaz var ve artık yılgınlık var diye düz mantığa kaçışım var... oysa severim beylik lafları pastel renkleri araflığıma yakışan belirsizlikleri... ahh yalnızlığım!.. k/ağıt-k/alem, nemli duvar ahh şubatta ıslanmışlığım!.. ayaz-yağmur yaş var yaşasın ölümde var!.. evet severim baş vermeyi pardon boş vermeyi.. ölmeyi.. zamansız göçüp gitmeyi... . . göğ iken kopar filiz! yaşını dolduramamış günahlar gelir geçer el amanlar.. eyvahlar... kabullenilmiş eyvallahlar... sağır zaman neler sağarmış yutkunan bir yüreğe neler sığarmış anlatılmaz yazılmaz sız[ı]lar... sıkılır yumruk dövülür diz Allah var!.. Kendimde değilim çok kez biliniz... gökten yıldız yağarmış ay bir kenara yığarmış... teffekküre yeltenir bakışlar d`ağlanan yara`dan boy verir filiz büyür gözbebeğimde şah damar şiir biter.. yıldızlarda susarmış birde bakarsınız gün ağarmış... . . bilmem ki daha ne kadar severim geceyi yutkunmayı.. bir bilinmezliğe çekip gitmeyi... çok şey bildiğimden değil.. afedersiniz sizde bilirsiniz.. doğru var diye yanlış var. hiç şüphesiz korku sahibidir her günahkar.. kitabın satırlarında lanetlenmekte var!..
  8. HİRA -I- Gelip kapımdan geçiyorken zaman; Neler ettiğimi düşündüm bir an. Bu kadar ziyanda olur mu insan? Ah ben kendimi, bilmem niye savsakladım Har vurup savurdum, gençliğim bıçakladım... Artıdan eksiğe çoktan geçmişim Bezimi hesapsız kesip biçmişim Meğer kendin bilmezmişim.. hiçmişim!.. Yılları geçtim.. Saçım sakalım akladım Bu hesabı bu zamana niye sakladım? Geçmişe daldım, terledim-soğudum Kabahatlarımı yıkayıp yudum. Düşünerek yeşerttim bu umudum, İbrahimi güllerle bahçemi Hak''ladım Ensar hevesiyle ruhumu kucakladım. Şimdi yaramı mahçup dağlıyorum. Kılıcımı tevbeyle zağlıyorum. Kıyamımı secdeyle bağlıyorum. İsmail topuğundan günümü pakladım Ömrün Hira''sını yaşadım.. bayrakladım!
  9. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    suçumuz gül doğurur nerede nasıl yanarsan yan parmak uçlarımda biraz kül.. ikimizlik bir sevda bu önce harlanmış sonra horlanmış tarafımızdan.. ayıp etmişiz ve tekil düşmüşüz ardından, yapraklar dökmüşüz ağaçlardan yağmurlar yağdırmışız gizli gizli ağlamışız.. sonbaharlanmış ve intiharlanmış gözyaşları savurmuşuz kirpiğimizden; sulusepken.. şimdi; yıpranmış ve tutuk zamanlar doğurur gün.. göğsümde ikimizlik yangın nemli gözlerinde kül.. kendinden ve herkesten kaçıyor bakışların parmak uçlarımdan utanıyorum ben dişlerimizin arasında çıldırmaya hazır bir tahammül.. vakitli vakitsiz alev alıyor gözlerimde büyümüş, ellerin(d)e tutuşmuş, ayrılığın iki ucunda; ikimizlik bir gül.. ucu ucuna ulansa gözlerimiz ve küllerimiz toplansa kundaklanmış mazimizden suçumuz ancak mağrur bir gül doğurur.. utanma gözyaşlarından gönül! başını dik tut ne eğil ne de üzül..
  10. canım benim, o balkonda seninle şöyle keyifle oturup yıldızları seyrederken çayımızı içmek vardı... fonda sevdiğimiz müzikler teşekkür ederim efenim, şair olma yolunda azimle ilerliyoruz inşallah
  11. hakikaten sahnede bi tuhaflık varmış godzilla o kadarda ilginç değildi sahne merak etme sen
  12. bende 3, 4 haftadır izliyorum harikalar yaratıyorlar... gerçekten çok yetenekliler ve uzun zamandır televizyonlarda gördüğüm en güzel program, üstelik içinde tiyatro var umarım bunun sayesinde tiyatrolar gişe yapar...
  13. sardunyam şurada cevap verdi: diloş başlık Kadın Erkek İlişkileri
    Bir kadın yalnızdır aslında. Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz. Ne kadar doğru tanımış bir kadını bidenem sığınağımı yeniden dekore ettirdim bir ara uğrarsın seni gezdireyim... buda benden "bir kadın, ona verilmiş silahları mahsende saklar"
  14. Ertuğrul Özkök'e ne olmuşta böyle şeyler düşünmüş ben onu merak ettim... Bu ülke 60 yıldır kendi çıkarlarını, ülke çıkarlarından üstün tutanlar tarafından yönetildi... Başbakan olup servetlerine servet katanlarla dolu bu ülke... Bir gecede milyarder olanlarla... Gösteriş dindarları çoğaldı, ülkeye başbakan ve cumhurbaşkanı seçerken "dindarlık" kriteri aranır oldu... Ve bu zümre bu günlere "zulüm" edebiyatıyla geldi... Oysa, Din bu ülke insanı tarafından her zaman kutsal sayılmıştır, en az dindar olanı tarafından bile... Ama ne birileri suistimal etmeyi iyi bildi... Öyle bir kültür haline geldi... 10'larca defa hacca giden başbakanlar bunu tv'lerde defalarca açıklar oldu, kıldıkları namazlar canlı yayınlarla izlettirildi, verdikleri iftar yemekleri 5 yıldızlı otellerde sarıklı cübbeli zengin şeyhleri ağarlamaktı... Bir utanmazlık gösterisidir sadece... Birileri din ile paraya para demezken fukara halk öteki dünyada zengin olma hayaliyle avutuldu... Bu dünya da zulme uğrayan (!) müslüman ötede çok güzel ağırlanacaktı... Atatürk'ün aramızdan ayrılışından sonra ilk işi köy enstitülerini kapatmak olan İsmet İnönü'de dahil, ülke yönetimine gelen herkes cahilleşmemizde pay sahibidir... Eğitimsiz insanlar, eğitimsiz nesiller yetiştirdi, din ve ırkçılık misyon haline geldi, bunu kullanıp suistimal edenler zengin oldu, onları sırtlayan ahali öteki dünya ile avutuldu... Şimdi bu zulme (!) uğramış kesim, cipli, türbanlı, yut dışında ve yurt içinde mülk sahibi, çarşaflı, türbanlı, rolexli, ipek kravatlı, lüks villalı... Dindarlaşmış ama bütün hakları elinden alınmış halk hala din uğruna mücadele ediyorum sanıyor... Bu dünyada aç kalsada ötede doyacağına inanıyor... Hakkını aramak yerine alışa geldiği dindar adamı alkışlama ve böylece iyi bir şey yapmış olma duygusuna inanıyor... Atı alansa çoktan Üsküdar'ı geçmişti...
  15. Bu şehrin meydanlarında, garında, rıhtımında Sensizlik bir türlü yakamı bırakmıyor Bütün duraklarda, kahvelerde Büyük küçük yalanların Dönüp dönüp vuruyor ansızın beni Vuruyor yerden yere Yok ettim salındığın billur aynaları Şimdi uzun uykuların tam zamanıdır Bir yorgan misali örtündüm yalnızlığı Bu yıl da aşk buraya hiç uğramadı Silinsin izim, hiçliğim sokakta kalsın Gölgemi yakın, bu dünya beni yok saysın Emanet ettim bıraktığın her şeyi Dedim siz susuz bırakmayın menekşeyi Silinsin izim, hiçliğim sokakta kalsın Gölgemi yakın, bu dünya beni yok saysın Emanet ettim bıraktığın her şeyi Dedim siz susuz bırakmayın menekşeyi
  16. SİL BAŞTAN... madem öyle sordun soruyu... bende soru soruyu doğurur daha bilemedin mi? bir düşün bitanem sana verilip, senden geri alınmayan bir şeye sahip oldun mu hiç? tanrı bize verdiğini geri alır aslında sahip olduğumuzu sandığımız hiçbir şey bize ait değil, hiç olmadı... neden gece olur, gündüz olur sence... herşeyin bir dış yüzü bir iç yüzü var her gün bize verilen, her gece geri alınır sil baştan, yeniden alırlar verdiklerini hep yenisi gelir, çocuk gibi sevinçle karşılarız yeni oyuncağımıza alıştığımızda artık oda bize ait değildir... benden alınacağını öğrendiğimden beri hiç kimseye ve hiç birşeye sahiplik duymadım acıdan uzak durmak böyle daha kolay... sonunda gitmeyecek mi? sonunda bitmeyecek mi? silinecekse, neden yazayım ki?
  17. Acıyla Erir Yüzüne Aşık Çocuk Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir yeşil Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum ikimizi de aşar,o kapının ardındaki masal bense yüreğimin bu hallerinden korkar,kalırım bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi geçip giden yüzlerine bakar kalırım Ömrün kısalığı çarpar camlara ateş hızla yayılır içerilere Akşam olur,evler dolar boşalır acıyla erir,yüzüne aşık çocuk Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum İkimizi de aşar,o kapının ardındaki masal cezmi ersöz
  18. 1 Prof.Dr. Gediz Akdeniz Fizik-İst.Üni. 2 Prof.Dr.Eyüp Akpınar Elk.Elo DEÜ 3 Prof.Dr. Feride Aksu Tıp-Halk Sağ. Ege Üni. 4 Prof.Dr. Necdet Aytaç Tıp-Halk Sağ. Çukurova Üni. 5 Prof.Dr. Necla Aytekin Tıp-Halk Sağ. Uludağ Üni. 6 Prof.Dr. Yaman Barlas End.Müh.-Boğaziçi Üni. 7 Prof.Dr. Necati Dedeoğlu Tıp-Halk Sağ., Akdeniz Üni. 8 Prof.Dr.İnci Gökmen Kimya-ODTÜ 9 Prof.Dr. Ali Gökmen Kimya-ODTÜ 10 Prof.Dr. Onur Hamzaoğlu Tıp-Halk sağ.-Kocaeli Üni. 11 Prof.Dr. Hande Harmancı Tıp-Halk Sağ. Marmara Üni., WHO 12 Prof.Dr. Ali Osman Karababa Tıp-Halk Sağ. Ege Üni. 13 Prof.Dr. Aykut Kence Biyoloji-ODTÜ 14 Prof.Dr. Hayrettin Kilic Fizik 15 Prof.Dr. Arif Nacaroğlu Elk, Elo -Gaziantep Üni. 16 Prof.Dr.Gürel Nişli Kimya Müh. Ege Üniversitesi 17 Prof.Dr. Leziz Onaran Tıp, Em.Öğr.Üyesi 18 Prof.Dr. Yüksel Orhan Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 19 Prof.Dr. Güven Önbilgin Elk, Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 20 Prof.Dr. Ahmet Saltık Halk Sağ., Ank. Üni. 21 Prof.Dr.F.Acar Savacı Elk.Elo İYTE 22 Prof.Dr. Erol Sayın End.Müh.Böl.-ODTÜ 23 Prof.Dr.Kamil Okyay Sındır Ziraat Müh Ege Üniversitesi 24 Prof.Dr. Tülin Söylemezoğlu Tıp-Toksikoloji, Ank.Üni. 25 Prof. Dr. Ayşe ERDEM ŞENATALAR Kimya Müh. Böl., İTÜ 26 Prof.Dr. İlhan Talınlı Çevre Müh. Böl. İTÜ 27 Prof.Dr. Yıldız Tümerdem Yıldız Üni. 28 Prof.Dr.Savaş Uçkun Elk, Elo -Gaziantep Üni. 29 Prof.Dr. Turhan Uslu Biyoloji, Em.Öğr. Üyesi 30 Prof.Dr.Tolga Yarman Nükleer Müh., İstanbul 31 Doç.Dr. Feryal Akbal Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 32 Doç.Dr. Ünal Akkemik Orman-İstanbul Üniv. 33 Doç.Dr. Özen Aşut Tıp-Halk Sağ., Ankara 34 Doç.Dr. Şadan Ay Tıp-Ortopedi, Ankara 35 Doç.Dr. Gülfem bakan Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 36 Doç.Dr. Melih Baş İşletme-K.Has Üni. 37 Doç.Dr. İlker Belek Halk Sağ.- Akdeniz Üni. 38 Doç Dr. İlker Bıçakçı YTÜ 39 Doç.Dr. A.Ergin Duygu Biyoloji-Ankara Üniv. 40 Doç Dr. Feriha Ercan Marmara Ünv. Histoloji Embriyoloji Ana Bil. 41 Doç.Dr. Muzaffer Eskiocak Tıp-Halk Sağ. Trakya Üni. 42 Doç.Dr. Nilay Etiler Tıp-Halk sağ. Kocaeli Üni. 43 Doç.Dr. Tuğrul Giray Biyoloji-Puerto Rico Üniv. 44 Doç.Dr. Çetin Göksu Mim.Müh.-ODTÜ 45 Doç.Dr. Sibel Kalaça Tıp-Halk Sağ. Marmara Üni. 46 Doç.Dr. Aziz Konukman İktisat-Gazi Üni. 47 Doç.Dr. Kayıhan Pala Tıp-Halk Sağ. Uludağ Üni. 48 Doç.Dr. Günay Saka Tıp-Halk Sağ., Dicle Üni. 49 Doç.Dr. Ali Kerem Saysel Çevre Bil.Enst.-Boğaziçi Üni. 50 Doç.Dr. Filiz Çay Şenler Tıp-Tıbbi Onkoloji, Ankara Üni. 51 Doç.Dr. Ferdi Tanır Tıp-Halk Sağ. Çukurova Üni. 52 Doç.Dr.Gülay Tohumoğlu Elk, Elo-Gaziantep Üni. 53 Doç.Dr. Mehmet Zencir Tıp-Halk Sağ. Pamukkale Üni. 54 Yrd.Doç.Dr.Emin Baki Adaş Sosyoloji -Gaziantep Üni. 55 Yrd.Doç.Dr.Şerife Adaş Sosyoloji -Gaziantep Üni. 56 Yrd.Doç.Dr. Seval Alkoy Tıp-Halk Sağ. İzzet baysal Üni. 57 Yrd.Doç.Dr. Serap Aydın Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 58 Yrd.Doc.Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu Tıp-Halk Sağ. Kara Elmas Üni. Zonguldak 59 Yrd.Doç.Dr. Nadi Bakırcı Tıp-Halk Sağ. Marmara Üni. 60 Yrd. Doç Dr. Faik Başaran Sbf İstanbul Üni. 61 Yrd. Doç Dr. Şule Daldal Marmara Ünv. İ.İ.B.F 62 Yrd.Doç.Dr. Yücel Demiral Tıp-Halk Sağ. DEÜ izmir 63 Yrd.Doç. Nuri Ersoy Mak.Müh.-Boğaziçi Üni. 64 Yrd.Doç.Dr. Senem Yıldız Ersoy Yabancı Diller- Boğaziçi Üni. 65 Yrd.Doç.Dr. Metin Erten Geoekoloji-İzmir 66 Yrd.Doç.Dr. Hülya Gökalp Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 67 Yrd.Doç.Dr. Burcu Güngör Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 68 Yrd.Doç.Dr. Bulent Kılıç Tıp-Halk Sağ. DEÜ izmir 69 Yrd.Doç.Dr. Ayşe Kuleyin Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 70 Yrd.Doc. Dr. Ihsan Kutlar Müh.Fak- Gaziantep Üni. 71 Yrd.Doç.Dr. Enver Yaser Küçükgül Çevre Müh.-DEÜ 72 Yrd.Doç.Dr. İrfan Mukul Coğrafya-Ondokuz Mayıs Üni., Sinop 73 Yrd.Doç.Dr. Muammer Özdemir Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 74 Yrd.Doç.Dr. Okan Özgönenel Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 75 Yrd.Doç.Dr. H.Böke Özkoç Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 76 Yrd.Doç. Özlem Sarıkaya Tıp-Halk Sağ. Tıp Eğit. Marmara Üni. 77 Yrd.Doç.Dr. Abdullah Sezgin Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 78 Yrd.Doç.Dr. Hatice Sezgin Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 79 Yrd.Doç.Dr.Hacer Öztura Şekerci Elk.Elo DEÜ 80 Yrd.Doç.Dr. İrfan Şenlik Elk Elo.-Ondokuz Mayıs Üni. 81 Yrd.Doç.Dr. Yeşim Yiğiter Şenol Tıp-Sağlık Eğt., Akdeniz Üni. 82 Yrd.Doc.Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl Su ürünleri fak., OMÜ-Sinop 83 Yrd.Doç.Dr. Burcu Tokuç Tıp-Halk Sağ. Trakya Üni. 84 Yrd. Doç. Dr. Gökçe Topal Eczacılık Fak.İstanbul Üni. 85 Yrd.Doc.Dr. Nurdal Watsuji Elk Elo-Gaziantep Üni. 86 Yrd.Doç.Dr. Barbaros Yaman Orman-Z.K.Üniv. Bartın 87 Yrd.Doç.Dr. Tamer Zeren Tıp-Biyofizik. CelalBayar Üni. 88 Dr. Timur Akçalı Yıldız Teknik Üniversitesi 89 Dr. Levent Altaş Astro-Fizik, Boğaziçi Üni. 90 Dr. Erbatur Çavuşoğlu M.S.Ü. 91 Dr. Murat Cemal Yalçıntan M.S.Ü. Şehir Böl. Pl. Bölümü 92 Öğr.Gör. Tülay Çellek Sanat ve Tasarım fak.-Yıldız Teknik Üni. 93 Öğr.Gör.Dr. Hakan Erengin Tıp-Halk Sağ., Akdeniz Üni. 94 Öğr.Gör. Hande Rastgeldi Güzel Sanatlar-Akdeniz Üni. 95 Öğr.Gör. Üstün Reinhart Modern Diller-ODTÜ 96 Öğr.Gör. Dr. Ahmet Soysal Tıp-Halk Sağ. DEÜ izmir 97 Öğr.Gör.Dr. Mehtap Türkay Tıp-Tıp Eğt., Akdeniz Üni. 98 Öğr.Gör. Dr. Alpaslan Türkkan Tıp-Halk Sağ. Halk Sağ., Uludağ Üni. 99 Öğr.Gör. Celil Yavuz Tek.Prog.-OMÜ MYO, Sinop 100 Arş.Gör. Cevher Ak Elek.Elekt-Mersin Üni. 101 Arş.Gör. Alkan Aklaya Elk Elo -Mersin Üni. 102 Arş.Gör. Remzi Altunpolat İşl.Eğt-Mali Hukuk, Gazi Üni. 103 Arş.Gör. Sema Arıman Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 104 Arş.Gör. Berkay Aydın Sosyoloji-ODTÜ 105 Arş.Gör. Fulya Aydın Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 106 Arş.Gör. Tolga Bahadır Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 107 Arş.Gör. Mustafa Kemal Coşkun Sosyoloji-Ankara Üni. 108 Arş.Gör. Hüseyin Cüce Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 109 Arş.Gör. S. İrem Çakırca Sbf İstanbul Üni. 110 Arş.Gör. Doğan Çetinkaya Sbf İstanbul Üni. 111 Arş.Gör. Özcan Çolak Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 112 Arş.Gör. Dr. Aslı Davas Tıp-Halk Sağ. Ege Üni. izmir 113 Arş.Gör. M.Görkem Doğan Sbf. İstanbul.Üni. 114 Arş. Gör Senem Donatan Malzeme Bilimi ve Müh, İTÜ 115 Arş.Gör. Dr. Bülent Duru Kent ve Çevre Sorunları, SBF-Ank. Üni 116 Arş. Gör. İzzet Mert Ertan Hukuk Fak. İstanbul Üni. 117 Arş.Gör. Dr. Hatice Şimşek Giray Tıp-Halk Sağ. DEÜ izmir 118 Arş.Gör. İlknur Gürel Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 119 Arş.Gör. Levent Gürel Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 120 Arş.Gör. Zeliha Hacımuratlar Hukuk-İdare Hukuku, Ank. Üni. 121 Arş.Gör. Zeliha Hacımuratlar Hukuk-İdare Hukuku, Ank. Üni. 122 Ar. Gör. Oğuz KARVAN Malzeme Bilimi ve Müh, İTÜ 123 Arş.Gör. Gökhan Kayhan Elek.Elekt.-Ondokuz Mayıs Üni. 124 Arş.Gör. Muammer Kaymak İktisat-Hacettepe Üni. 125 Arş.Gör. Erhan Keleşoğlu Sbf İstanbul Üni. 126 Arş.Gör. Esra E. Kilim SBF-Ank. Üni 127 Arş.Gör. Çağrı Kocaman Elek.Elekt.-Ondokuz Mayıs Üni. 128 Arş.Gör. Çetin Kurnaz Elek.Elekt.-Ondokuz Mayıs Üni. 129 Arş.Gör. Reci Meseri Tıp-Halk Sağ. DEÜ izmir 130 Arş.Gör. Dilan Mızrak Hukuk-Gen.Kamu Hukuku, Ank. Üni. 131 Arş.Gör. Ayşegül Olcan Boğaziçi Ünv. 132 Arş.Gör. M. Oya Orlum Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 133 Arş.Gör. Dr. Eşe Esen Özakbaş Tıp-Halk Sağ. DEÜ izmir 134 Arş.Gör. Elçin Deniz Özdamar Eczacılık-Ank. Üni. 135 Arş.Gör. Ali Ekber Özdemir Elek.Elekt.-Ondokuz Mayıs Üni. 136 Arş.Gör. Engin Sarı İletişim-Radyo,TV-Ank. Üni. 137 Arş.Gör. Abdurrahman Saygılı Hukuk-Çevre Hukuku, Ank. Üni 138 Arş.Gör. Çiğdem Sever SBF-Ank. Üni 139 Arş.Gör. İnci Solak Hukuk-Maliye, Ank. Üni. 140 Arş.Gör. Cavidan Soykan Hukuk Bil-SBF, Ank. Üni. 141 Arş.Gör. Dr. Tolga Sürgevil ELk.Elo DEÜ 142 Arş.Gör. Özgür Tamer ELk.Elo DEÜ 143 Arş.Gör. Zeynep Seda Taylan Çevre-Ondokuz Mayıs Üni. 144 Arş.Gör. Ferda Topal Tıp, Hist.Emb.-Ankara Üni. 145 Arş.Gör. Yurdanur Türker Kimya-Bilkent 146 Arş.Gör. Hanife Usta Elek.Elekt.-Ondokuz Mayıs Üni. 147 Arş.Gör. Çağla Ünlütürk Çalışma Eko.End.İlişk.,İİBF-Pamukkale Üni. 148 Arş.Gör. Betül Yılmaz Elk Elo -Mersin Üni. 149 Arş.Gör. İlkay Yılmaz Sbf İstanbul Üni. 150 Arş.Gör. Cenk Yiğiter Hukuk-Gen.Kamu Hukuku, Ank. Üni. 151 Arş.Gör. Erman Yüce Gazetecilik-Gazi Üni. 152 Arş.Gör.Tolga Yüksel Elek.Elekt.-Ondokuz Mayıs Üni. 153 Okutman Serkan Çelik Yabancı Diller- Ankara Üni. 154 Okutman Mübeccel Karabat Y.T.Ü. 155 Uz.Dr. Murat Civaner Tıp-Deontoloji, Uludağ Üni. 156 Uz.Dr. Raika Durusoy Tıp- Halk Sağ.-Ege Üni. 157 Uz.Dr. Umur Gürsoy Tıp-Halk Sağ.-Osmaniye 158 Uz.Dr. Nurettin Özdener Tıp-Halk Sağ.-Çukurova Üni. 159 Uz.Dr. Gamze Varol Saraçoğlu Tıp-Halk Sağ. Edirne 160 Uz.Dr. Ümit Şahin Tıp- Halk Sağ.-İstanbul 161 Dr. Derman Boztok NÜSHED 162 Dr Şevkiye Sabil NÜSHED 163 Dr Ercan Tanrıkulu NÜSHED 164 Dr Cemal Öner NÜSHED 165 Didem Akan İktisat, MA-UA İlişkiler, Bilkent 166 Arif Künar Elk. Müh.- EMO, Ankara
  19. NÜKLEER SANTRAL KARŞITI BİLİM İNSANLARI BİLDİRİSİ Nükleer santrallar yolu ile elektrik elde edilmesi, bütün diğer enerji elde etme teknolojileri ve yatırımları gibi; teknolojisi ve yer seçiminden tutun da normal çalışma koşullarında ve kazası halindeki sağlık ve çevre etkileri, beklenen fiat artışlarına rağmen süreklilik arzeden tamamen dışa bağımlı yakıt desteği gereksinimi; savaş halinde koruma zorluğu; radyasyonlu atıklarının yok edilmesi, ekonomik ömür sonu santral sökümü ve bütün bunların maliyet hesaplarına değin, bilimin bütün dallarını ve toplumun bütün çıkar gruplarını ilgilendiren teknik bir konudur. Bu nedenle, meslek eğitimi, danışmanlık kurumları ve bilirkişileri oluşturan bizler, halen Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde görüşülmekte olan "Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı" nedeniyle, sağlıklı ve güvenli bir toplum ve onun geleceği için, nükleer enerji ve nükleer santrallar hakkındaki bilgi ve görüşlerimizi sizlerle paylaşmayı görev biliyoruz: •1. Çok sınırlı ve düşük yoğunluktaki tıbbi ve endüstriyel amaçlı kullanımları dışında, çevreye yayılan zararlı radyasyonun en önemli kaynağı olan nükleer santral kazaları ve radyoaktif atıkları; karşılaştığımız çevre sağlığı risklerinin ağırlık derecesini gösteren "Risk Uzayı" dediğimiz bilimsel tabloda en ağır risk grubu olan hem "gözlemlenemez", hem de "denetlenemez" riskler arasındadır. •2. Nükleer santral kazaları ve atıkları kaynaklı radyasyon, gözlemlenemez olduğu için etkisi geç anlaşılan ve insanlık ve bilim tarihi bakımından yeni; bu nedenle bilimin ve risk altındaki toplum çoğunluğunun yeterince bilmediği riskler grubunda; denetlenemediği için de korkutucu, dünya çapında felaket yapıcı; sonuçları öldürücü, gelecek kuşaklar için çok tehlikeli; kolayca azaltılamayan ve miktarı giderek artan; gönüllü hizmetin olmadığı ve yürürlükteki yasalara uygun olmayan riskler grubundadır. •3. Nükleer santral ve zararlı radyasyon konusunda Türkiye‘nin hukuk metinlerinde nükleer suç ve cezası tanımlanmamıştır. Riskin kabulüne ve cezaya temel olacak standartlar, insanda ve canlılarda alınmasına izin verilen doz ve kirletici sınır değerleri ve uyulması gereken kurallar eksiklerle doludur. Örneğin yürürlükteki Çevre Yasası‘nda zararlı ışınlar ve radyasyon ile ilgili düzenleyici bir madde yoktur. Türkiye‘nin bugün itibarıyla izin verilen yıllık radyasyon dozu A.B.D.‘nin 4, Almanya‘nın 3,3, İngiltere‘nin 2 katıdır. Türkiye Çernobil Kazası‘nı bu dozların beş katına izin veren bir mevzuatla yönetmiştir. •4. Kamu yaşamında iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmanın yolu olan demokrasi ve siyaset, toplumun bütün katmanlarının yönetime katılması ile yapılır. Çevreyi ve sağlığı etkileyen nükleer santral gibi önemli yatırım kararlarında danışma ve karar verme süreçlerine katılıma dair birey hakları, ülkemizde eksik ve engellerle doludur. Önemli kararların oluşumunda ve uygulanmasında bilgili tartışmayı oluşturan; kamuoyunun ve çeşitli sektör ve toplum katmanlarının uygun, doğru ve zamanındaki bilgilendirmesini sağlayıcı, halk katılımını güçlendiren toplantılar ve işleyiş yolları Türkiye‘de göstermeliktir ve veya kurumlaşmamıştır. •5. Enerji ve nükleer enerji yalnızca sanayi sektörünün değil; tarım, orman, turizm, sağlık gibi tüm sektörlerin içinde bir yerdedir. Yalnızca nükleer enerji ve sanayi sektörünün katkısı ve katılımıyla alınan kararlar ülke ve enerji sorunlarını çözemez. •6. Küresel ısınmanın çözümü nükleer santrallar değil; başta ABD, Rusya ve Çin olmak üzere tüm dünya ülkeleriyle birlikte ülkemizde de kömür, petrol ve doğalgaz tüketiminin ciddi olarak azaltılması ve bunun için de önce kamu ve özel sanayi kuruluşlarından başlayarak tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzlarımızda zorunlu değişikliklerdir. Küresel ısınmanın çözümü diye nükleer santral yatırımı yağmurdan kaçarken bataklığa saplanmaktır. •7. İstatistik önemli bir bilim ve tekniktir. Ülkemiz, en çok görülen, en çok sakat bırakan ve en çok öldüren hastalıklarının; hastalık nedenlerinin, nüfusunun yaklaşık 0‘unun yaşadığı köy ve beldelerde gerçekleşen ölümlerinin ve toplam kanserlerinin vb. gerçek sayısını hâlâ bilememektedir. Nükleer teknolojiye göre çok daha basit olan istatistik tekniği olmayan bir ülke, nükleer santrallarından gelecek çevre ve sağlık risklerini izleyemez, değerlendiremez, yönetemez, iletemez, algılayamaz, denetleyemez, ve toplumunu radyasyonunun zararlı etkilerine karşı koruyamaz. •8. Meclis‘teki söz konusu yasa önerisi ile kendisine nükleer santralların ruhsatlandırma ve teknoloji seçimi ile ilgili önemli görevler verilmek istenen; ülkemizin nükleer enerjinin yönetimi ve denetlenmesi ilgili temel kurumu durumunda olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu‘nun kuruluş ve çalışma ilkelerini belirleyen 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanunu, 13 Temmuz 1982 tarihli baskıcı bir dönemin yasasıdır. Kurum, çok sektörlü ve çok bilimli kurullara sahip değildir; bilimsel ve idari özerkliği yoktur; nükleer enerjiden yana tek yanlı, bir yaklaşım sergiler ve siyasal etkilere açıktır. Böyle bir kurumun nükleer enerji yatırımları konusunda ruhsatlandırmaya yetkili tek üst kurum olması, yönetsel ve bilimsel anlamda multidisiplinerliğe aykırı ve ülkemiz açısından sakıncalıdır. •9. Ülkemizde çevreyi tehdit etme olasılığı bulunan büyük sanayi yatırım ve kuruluşlarına Umumi Hıfzısıhha Yasası gereği Sağlık Bakanlığı tarafından verilen Gayrı Sıhhi Müessese (GSM) Ruhsatı ve Çevre Yasası gereğince Çevre Bakanlığı tarafından verilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu Raporu uygulamaları genel toplumu ve ekosistem içindekileri koruyucu değil; göstermeliktir. ÇED, dinamik bir süreç olup bir rapordan öte bilimsel olarak bir fayda-maliyet bütçesidir. ÇED raporu, herhangi bir faaliyetin çevre kaynaklarına olası risklerini ve tahriplerini tahmin ederek bunları en aza indiren bir önlemler projesi ile ilgili ekosisteme zararsız bir faaliyet olduğunu kanıtlamış olmalı ve ilgili ekosistemin yaşayan canlılarının iznini almalıdır. Yani halkı hiçe saymamalıdır. Oysa ÇED, ticari bir iş olarak özel firmalara yaptırılmaktadır. Bu nedenle işletme ÇED‘e değil; ÇED işletmeye uydurulmakta; bazı (madencilik, petrol arama gibi) sektörler kapsam dışında tutularak ÇED anlamsızlaştırılmaktadır. Ülkemizin uygulanmayan mahkeme kararları ile dolu bozuk çevre koruma sicili bizlerin ve tüm yurttaşların nükleer santrallar konusunda son derece ihtiyatlı olmasını gerektirmektedir. •10. Nükleer santrallar, hiçbir ülkede sigorta şirketlerince sigortalanmaz; çünkü bir nükleer kaza sonucunda oluşacak ve kuşaklar boyu sürecek, Çernobil Felaketi‘nde olduğu gibi bir kaç ülkenin ekolojik felâket bölgesi ilan edilmesine neden olabilecek insan ve çevre sağlığı kayıplarının maddi ve manevi boyutu, tahmin edilemeyecek ve karşılanamayacak ölçüde büyük olabilir. •11. Yüksek teknoloji ürünü olan, her türlü terörist saldırısına karşı korumalı makam arabası içinde bayıldığı sırada şöför ve korumalarının eğitimsizliği ve bilgi hatası nedeniyle hapis kalan başbakanımızın nasıl balyozla kurtarılmak zorunda kalındığı belleklerdedir. Bu durum, doğduğu ortamdan koparılmış bilginin nasıl yıkıcı eğilimler ve beklenmeyen sonuçlar taşıyabildiğine iyi bir örnektir. Her ülkenin enerji ve doğal kaynak, ekonomik, sosyo-kültürel, hukuksal, bilimsel, eğitilmiş insangücü ve ahlâki vb. altyapısı farklıdır. Nükleer santralların, zaten var olan yüzyıllar boyu radyasyon kaynağı olacak atıklarıyla, barışta ve savaşta, kaza ve düşmanca saldırılara maruz kalma riskleri ile ülkenin ekonomik bağımsızlığını tehlikeye düşürecek denli yüksek parasal kayıplara neden olabilme riskleri; eksik ve yetersiz alt yapısı nedeniyle ülkemiz için daha fazladır. Bu nedenle başka ülkeler örnek gösterilerek Türkiye‘ye nükleer santral kurulmamalıdır. Örnek gösterilecekse nükleer teknoloji ve santral sahibi ülkelerin teker teker örneğin A.B.D.‘nin 1979 yılındaki Three Miles Island nükleer santralı kazasından sonra niçin nükleer santral yatırımlarının durdurduğu hiçbir yanlış anlamaya gerek bırakmayacak biçimde kamuoyuna açıklanmalıdır. •12. Riskin en büyüğü atıkların yönetimi ile ilgilidir. Ne yazık ki, bazılarının yarısının yok olması için 210 000 (iki yüz on bin) (teknetyum) ila 15,8 milyon (onbeş milyon sekizyüz bin) (iyot-129) yıl gereken radyasyonlu atıkları tehlikesiz olarak yöneten bir teknoloji henüz geliştirilememiştir. Bu nedenle bu atıklar çok yüksek maliyetlerle kimi ülkelere satılmaktadır. Yalnızca bu durum bile, nükleer lobinin neden bizim ülkemizi seçtiğini göstermeye yeterlidir. Ülkemize nükleer santral yapmak isteyenlerin, santrallardan çıkacak radyasyonlu atıkları nasıl yöneteceklerini de şimdiden açıklamaları gerekir. •13. Nükleer santrallar, gerek yatırım ve işletme aşamasında; gerekse atıkları ve ekonomik ömür sonu sökümü yüzyıl süren radyasyonla kirlenmiş santral parçaları nedeni ile kirli, yatırımı ve ürettiği enerji maliyeti pahalı olduğu kadar tümüyle dışa bağımlı ve yakıt kaynakları sınırlı teknolojilerdir. Buna karşın ülkemiz doğal, aynı zamanda teknik ve ekonomik potansiyel bakımından hidroelektrik, rüzgar, güneş, biyokütle, biyoyakıt, biyogaz gibi çok daha bol, yeterli, ucuz, yerli, temiz ve yenilenebilir enerjisi kaynaklarına, yerli enerji üretme teknolojilerine ve büyük bir enerji tasarrufu potansiyeline sahiptir. •14. Ülkemiz, imzaladığı uluslararası anlaşmalarla, nükleer silah yapmayacağını kabul etmiştir. Bu nedenle Türkiye‘ye nükleer santral yapma gerekçelerinden birisi "nükleer silah üretmek" olamaz. Üstelik, nükleer santral ve nükleer bomba yapma teknolojisini oluşturacak ‘doğal bir sanayi süreci‘ ülkemizde oluşmamıştır. Yukarıda açıkladıklarımızdan anlaşıldığı gibi ; biz aşağıda imzası olan bilim insanları , Türkiye‘ye nükleer santral yapma kararı bilimsel değil, siyasal bir seçimdir diyoruz. Saygılarımızla bilgilerinize sunarız.
  20. efet biz gün yapıyoruz kekler, kısırlar, taratorlar, börekler bende yedek şiş ve tığ her zaman bulunur lazım mazım olur
  21. bende seniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
  22. forumrütük iyiki izin vermiyor yaw öğret canem öğret, ben şu müzik setinin üzerine şu örümcek örneğini örmek istiyorum sendede gidermi? birde yeni aldığım ayakkabılarım için bi model buldum canem bu haftasonu bara gidince öreyim diyorum
  23. sevgili arasıralık, godzillayı takip ettim yol buraya çıktı bişey diyeceğim yoktu valla öylesine uğradım... ayrıca ben seni tanıyorum yukardaki (godzilla)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.