Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. sardunyam şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    sinek at çişine düşmüş kendisini okyanusta sanmış, kibrit çöpünüde sandal... bu sözden çıkaracağımız hisse, ne kadar küçüksen o kadar büyük görünür dünya
  2. Reklam güzel ama o reklamda ifade edileni ne kadar yerine getiriyor Aydın Doğan medya grubu... Kaç tane televizyon kanalı ve kaç tane gazete ve dergiye sahip... İstese sadece gerçekleri yazsa ve gerçekten tarafsız olsa elinde bulundurduğu medya gücüyle her şeyi yapar... Ama reklamla göz boyayıp düşen tirajlarını arttırmak derdindeler... Doğan gurubuna bağlı tv kanallarında verilen haberlerde hükümet eleştirilmiyor bile... Ve hatta Akp ile yakın temas kuran televizyonculara program yaptırıyor Doğan Medya... Gerçekten bizi saf yerine koyuyor bunlar, reklamla peynir gemisi yürümez bilmiyorlar... Ne yazık ki, Doğan Medya Türk medyasının 3/2'sine sahip... Ve ne yazık ki Aydın Doğan aynı zamanda işadamı... Medyacılığa yeni bir düzenleme getirilmeli... Gazetesi olanın tv kanalı olmamalı ve tv kanallarına sahip olanlar holdingler olmamalı... işin içine çıkar ilişkileri giriyor ve haber alma özgürlüğümüz kısıtlanıyor... ve bizi gayet kolay uyutuyorlar...
  3. Frozen, teşekkür ederim bidenem Diloş, eklediğin şiir muhteşem bu kadar örtüşürdü mısralar duygularımla HAYAT NEDİR? Hayat; ''Tecrübe'' güdümlü başlığını taşıyan,yenilen kazıklar ekstresidir, Cebimde ki kimin eliyse,biraz zahmet ordan çeksin felsefesidir, Dünya kimin etrafında döner ana temalı,bilinmezlik ideolojisidir, Kimi zaman,karşı cinste yoğunluğu değişen,insan anatomisidir, Şahısların kafalarında oluşturdukları örnek kişilik olma teorisidir, Üzüme bakarak kararanın,körle yatan şaşı kalkar''a endeksidir, Saygının ardı sıra gelen sevginin,yüreklere iliştirilen resmidir, Aşkın,boş bulduğu heryere ''seni seviyorum'' u çizdirmesidir, Hayat güzel ibaresinin;kimi zaman doğrusu,kimi zaman tersidir, Herşeyin ötesinde,unutmamamız gereken,yaradılışın gayesidir. Yağmurunİzi
  4. sardunyam şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    Sızıdan geçtik artık içimiz yanıyor... sonra ki aşamayı tahmin etmek o kadar kolay ki... her zaman söylüyoruz ya inanç vicdani bir değerdir ve ancak inanan insanı alakadar eder... bir dini siyasete alet etmek neden sakıncalı, çünkü söz konusu din olduğunda ve toplumun büyük kesimi aynı inanca mensup olduğunda birilerinin "doğru/yanlış, günah/sevap, uygun/ters" anlayışları onların algılarına göre belirleniyor... aklı bacakları arasında olanların anlayışını bütün topluma yayması sakıncalıdır... çünkü kadının gözünün üstünde kaşının olması erkeklerin (aklı bacakları arasında olanlarının) tahrik edilmesinde kafidir... o yüzden kadını mümkün olduğunca örtüler altına gizlemek, evlere kapatmak, sesini bile çıkartmamak gerekir... yoksa kadın tecavüzü zaten hak etmiş sayılır... netekim kadının 9 nefsi vardır, zaptedemez, kadın şeytandır baştan çıkarır, kadın şudur, budur... tecavüz indirimi yapanlar hangi gerekçelerle bunu meşru kılıyor anlamak zor değil... ülke gittikçe muhafazarlaşırken bir yandan nasıl oluyorda tecavüz vakaları bu kadar artıyor şaşırmamak imkansız... belkide sırf bu yüzden türbanlı kadın sayısı artıyor... gözünden bile tahrik olunabiliyor baksanıza, peçe neden var sanıyorsunuz?
  5. Canem, Türk Kadınının büyük bir kesimini temcil ediyor annelerimiz... Tahmin edebiliyorum annenin heyecanını keşke onlara layık oldukları davranışı göstermeyi bilselerdi... Annelerimiz bizim kadar şanslı değil, sanırım içimde yanıp duran kadına yapılan haksızlığıa karşı duyduğum acının ateşini yakan annelerimiz... Kadınlar haklarını aramak zorunda yoksa erkek egemen toplumda kadının asla adı olmayacak...
  6. FİKRİMİN İNCE GÜLÜ... Doğan her canlıyı doğuran bir dişidir bu kaide asla değişmedi değil mi? Doğuran, büyüten, besleyen, eğiten anaydı... Her ana kutsaldı bu yüzden... Yavrusunu şartlar ne olursa olsun her türlü tehlikeden koruyan anneydi... Ama ne yazık ki insan denilen canlı dişiye, dişiliğini teslim etmedi... Doğurması kafiydi fazlasını yapmasına gerek yoktu... Ağada olsa, padişahta olsa, dağda çobanda olsa bir kadın tarafından doğuruldu... aynı kadın ne öğrendiyse onu öğretti yavrusuna... Atasından, anasından ne gördüyse... Kadın tamahkardı, şükür bilirdi, bilmeseydi de zaten bildirilirdi... Haddini bilmeyen kadının yaşamsal hakları doğurduğu erkekler tarafından belirlenirdi... Masal gibi anlatıyorum ama böyle bir masal yok aslında, bu dünyanın gerçeği... Kadının yeri belliydi, istekleri, arzuları, beklentileri, hevesleri, merakları doğurduğu erkeklerce kontrol edilir, erkek ne kadar lütfederse o kadarına rıza göstermek zorundadır... Zaten eksik etektir... Saçı uzun aklı kısadır... Erkek işine karışması şeyhül islam'a göre uygun görülmez... Şimdi hilafetle yönetilmiyoruz tabi ama zaten ihtiyaçta yok o kadar çok kadımız, imamımız, şeyhimiz var ki... Onlar herşeyi biliyorlar, kafalarına göre konuşmuyorlar din ne söylüyorsa onu söylüyorlar... (!) Okula hiç gönderilmemiş benim annem... Dedem gerek görmemiş... Zaten 10 kardeşler, en küçükleri annem... O abileri okula giderken onlara yemek hazırlamış... Hizmetkar olarak... Abilerse haylaz ve okula doğru dürüst gitmemişler... Ama erkek oldukları için okutulmuşlar... Annem onların defter kitapları ile kendi kendine okumayı öğrenmiş... Bayramda konusu geçti dedi ki, bir kez olsun gidebilseydim... O sınıfta önlüğümle bir gün oturabilseydim... İzin vermemişler... Dedem öyle kötü bir adam değilmiş ama tipik anadolu erkeği işte... Ona kadın haklarını bildirmişler kadının, kızın yuları elinde olduğundan nereye kadar müsade ederse etmiş işte... Annemin, o sözü beni o kadar yaraladı ki, "bir gün olsun girebilseydim o sınıfa"... Şimdi bunu telafi edecek hiç birşey yok... O bizi okuttu ama ne pahasına olursa olsun okumamız için elinden geleni yaptı... Okulun önünden geçermiş abilerine yemek yapmaya giderken sınıfın içine bakarmış pencereden... Annemde bir kadın ona verilene, babasının kendisine layık gördüğüne rıza göstermek ona öğretilmiş... İtiraz etmek aklına bile gelmemiş... Hakkı olduğunu bile düşünmemiş... 50 sene sonra ülkemde hala manzara bu... Belki bir arpa boyu yol almışızdır... Ama kadınlar, kızlar hala doğurdukları erkekler tarafından yönetiliyorlar... din baskısı altında erkeğe sesini yükseltmekten bile korkuyor kadınlar... Hayatında hiç denize girmemiş, hiç sinemaya gitmemiş, hiç kitap okumamış, hiç kendi parası olmamış kadınlar var hala... Ülke nüfusumuzun % 51'i kadınken, toplumun sosyal hayatında kadın Taksim meydanlarında tacize uğrayan ve doğurmuş olduğu bir sürü erkek tarafından ağzından salyalar akarak o dehşet manzarasına mazur bırakılan kadın... Ezberletilmiş erkeğin bir kaç adım ardından gidecek... Akp'li bakanlara bakıyorum manzara tam onlara göre... Kadın 3 adım geride... Adamı takip ediyor... Bu zihniyetin kadına vereceği hak (!) ne kadardır düşünemiyorum... Ülkemi yüneten ve temsil eden bu zihniyetin bakan eşlerinin cehaleti, ezikliği, sindirilmişliği ruhumu yaralıyor... O kadınlar adına üzüntü duymaktan geri kalamıyorum... Sivil toplum kuruluşlarına kızıyorum... Bir sürü kadın kuruluşu gerçek anlamda toplumun belkemiği olan anadolu kadını için, şehre göç etmiş ama şehirlileşememiş kadını için ne yapıyorlar? Kaç kadına eğitim veriyorlar, kaç kadına kültürel anlamda yardımcı oluyorlar...? Bir toplum kadınını bu kadar geri plana atarsa o toplumun bekası söz konusu olabilir mi? Kendi doğurduğumuz adamlar önümüze ne atarsa ona şükretmek zorunda mıyız biz? Benden tek farkı cinsel uzvu olan aynı türü paylaştığım erkek kutup neden benden daha fazla söz sahibi? Neden lütfettiği ile yetinmek zorundayım? Ama burada da hata yine kadında, doğurup yetiştirdiği erkeği başına bela eden yine kadının kendisi... Ve unutmamak lazım hak verilmez alınır... Hakkını aramayanın hakkı gücü elinde bulunduran tarafından gasp edilir... Kadınların, kadınlara sahip çıktığı ve aydınlık Türkiye'nin aydınlık yüzü olduğu günleri görmeyi hayal ediyorum... Bu ülkenin bir geleceği söz konusu olacaksa onu kuracak olanlar kesinlikle kadınlar olacaktır... Bir kadının başarısı, toplumun başarısıdır... Her toplum kadınına layık gördüğü kadarıyla var olacaktır...
  7. 1980 Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri Gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri Gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni Akşam vakti sardı yine hüzünler Kalbim yangın yeri, gel kurtar beni senden Akşam vakti dolaştım sokaklarda Yırtık bir afiş, seni gördüm duvarda Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri Gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni sezen aksu
  8. Kirlenmek güzeldir diyor ya bir reklamda... Kirlenmemiş hiç bir şey temizlenmez zaten... Düştük hayat denen bataklığın içine biz şimdiki çocuklar gibi apartman dairelerinde dört duvar arasında büyümedik... Sokağın her türlü eğlencesini bilirdik... Çamurda oynarken kimse engel olmadı, böyle hijyenik ortamlarda değildi hani... Kirlettiğimiz pantalonları elleriyle yıkardı annelerimiz... Otomatik makinalarda değil... O zamanlar kar beyaz yağardı, karbonmoniksitli gri kar yağmazdı... Üşürdük, parmak uçlarımız donardı, sobada donmuş parmaklarımızı ısıtırken nasıl bir sızı geçerdi damarlarımızdan hatırlar mısınız? Ve o sobanın külünde patates közlerdik nasıl bir lezzetti öyle...? Özledim çocukluğumun masum ve çamurlu günlerini... Tenekelere ip bağlar ne gürültü yapardık sokaklarda... Yaşlı amcalar peşimize düşerdi, kaçmanın zevkine varırdık... Kaçıp kovalanmaktı en büyük heyacanlarımız... Bu günlerde havada asılı kalmış gibi hissediyorum kendimi... Omomatiklerle yıkanmış, ışıltılı beyazlaşmış hatta yumuşatıcısı içinde detarjanlarda yıkamışlar beni bir ipe asmışlar kurudum hala ipten almadılar... Asılı olduğum yerde kirleniyorum şimdi... Canımın içi dediki az önce "ölmek istiyor ölemiyorsun, yaşamak zaten imkansız bu dünyada" Farkındayım, farkında olmanın ağırlığındayım... akşam olsun uyuyalım, sabah olsun uyanalım... Öyle geçiştiriyoruz bu alaalede günleri işte... Yıpranma tazminatımız zaten yok... Faizle alacaklar yaşanmışlığın bedelini bizden... Ne yaşadık? Yanımıza kar kaldı... MI? Şu reankarnasyon denen şeye takıldım... Aslı var mıdır bilmiyorum ama bu dünyayı fazla tanıyor gibi olmak tuhaf geliyor hani... "Daha önce yaşamıştım ben bu anı..." dejavu de ne dersen de... Beynin oyunu de... Aman sende... Herşeyin açıklaması var mı ki? Gelmişim beğenmemişim, gene gelmişim, beğenmemişim, bir daha gelmişim bıkmışım bu dünyadan... Geldiğim her zamanı aynı mı bunun? Bir kumandası yok mu beğenmediğimiz sahneyi ileri alamıyor muyuz? Vasata bağlandım... Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz gibi... İki uçta gidip geliyor gibiyim... Mutluluk oynuyorum... Kime sorsam aynı şeyi söylüyor, demek ki tuhaf olan yalnız ben değilim, üzerimize tuhaflık bombası atmış olabilir bu emperyalist Amerika... Kafalarımız karışık... Bizde bilmiyoruz ne olup, ne olmadığını... Bazı küçük insanların küçük hesaplarını görüyorum işte o zaman çok eğleniyorum... Zati-alileri çözmüşler dünyanın bütün sorularını... Herşeyleride var, havalarını atıyorlar... Allah daha çok versin... Kimin neye ihtiyacı varsa, hatta kimin duası neyse ona iki katını... Küçük insanlarda olmasa, insan kendisini büyütmek için çabalamazdı... Zaten herşeyin birden fazla manası var bu dünyada... Bir kere gayret ettimi görüyorsun... Üç boyutlu görüntüler alıyorsun... Sahnenin heyecanı artıyor... Kafası karışmış insan profili çiziyorum... Aslında çok karışık değil istesem hepsini bir kenara iter bende dünya gailesinde, vur patlasın, çal oynasın yapabilirim... Hatta Green kart başvurusu yapıp emperyalist Amerika'ya vatandaşlık başvurusunda bulunabilirim... Mülteci olurum yeni dünya da, özgürlükler ülkesi Amerika'da holivutvari yaşantılara akarım... Akar mıyım, Paris Hilton'dan ders alırım olmazsa canım... Gecenin yarısı geyiğe sardım biliyorum aslında buda bir terapi yöntemi... Doktorum tavsiye etti... İyi geliyor valla hepinize tavsiye ederim, kafanın içindeki gereksiz ayrıntıları boşatmadıkça bazı şeyleri hatırlamakta zorluk çekiyorum... Böyle fazla dosyaları geri dönüşüm kutusuna postalayınca hard diskimde fazladan yer açılıyor... İşte açıldı biraz... Hayatı ne anlatır... Şuan bilmiyorum... Zaten bu yıl bununla ilgilenmeyi düşünmüyorum... Hayatı ne anlatırsa anlatsın... Anlayan olursa birileri banada anlatsın... Dünyanın bir yanını ateşe vermişler geri kalan zevk-ü sefasında... Böyle bir gezegende hayat, Filipinlerde başka, Malezya'da başka, İran'da başka, Pakistan'da başka... Dünya nüfusu 7 milyara koşarken milyarlarca insanın hayatı birbirinden başka... Bazılarımız kirletirken bazılarımız temizlemeye çalışıyor işte... Ama kirtlenme oranı temizlenme oranından fazla olunca yetişmiyor... Hızla ve inatla birbirimize çamur bulaştırıyoruz... Gün gelir okyanusun serin sularında arınırız kimbilir? Hayatınız anlamını bulsun...
  9. de gedin yaww işi gücü var kısın gelemiyor ben ilgilenirim onun sayfasıylan... hediyelerinide alabilirim mersi şekerler
  10. sardunyam şurada cevap verdi: bozan başlık Güncel Konular
    önce ; sardunyam şöyle buyurmuş ''Şaka gibi ya... Fazıl Say piyanosu ile döver bunları be'' sonra; bozan şöyle yanut vermiş '' aklınızda fikrinizde, darbe, darp, kavga ve dövgü'den başak birşey yok mu? Biz sevgiden bahsediyorduk da, size yabancı kalmasın'' *************** sevgi mi? siz mi? siz kimleri seviyorsunuz? kavga güzeldir, ekmek kavgası, onur kavgası, yaşam kavgası... kavgasız yaşam yoktur bilmiyor musun? bozan şöyle demiş, sardunya böyle demiş... dedemden masal dinlediğim günler geldi aklıma hey gidi hey... Allah rahmet eylesin... eee sonra?
  11. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Felsefe
    sevgili Muki, biliyor musun insanlar çoktan unuttular en yakın arkadaşlarının ağaç ve kitap olduğunu... Zaten kitap ağacın bir parçası... Kendimize yanlış arkadaşlar seçtiğimizden beri yolumuzu şaşırdık ve içinde yaşadığımız dünya bize dar gelir oldu... ağacı arkadaşı olarak görmek ve ona şiir yazmak birilerine göre ne ifade eder bilemiyorum ama ben çok etkilendim... Gölgesinde serinlediğimiz, kuşların yuvası, bizlerin hayatının her alanında var olan ağaç artık en iyi arkadaşımız değil... İyi arkadaşlarımıza bakar mısınız? Televizyon... Barlar... Gece Kulüpleri... Bizi nereye götürdükleri malum... *** Yeni... Ne çok sevilir yeni... Yeni gün, yeni yıl, yeni giysi, yeni bir şarkı... İnsan hep eskiye bağlı gibi yaşasa da aslında yeniye dairdir bütün beklentileri... Bilmediğimiz yarını merak ederiz, gelecek ayı, gelecek yılı ve hatta yirmiyıl sonrasını...
  12. eskiden iğneden bende çok korkardım ama ne yazık ki iğneli ilaçlar kullanmak zorunda kaldım ağrı ile kıyaslandığında iğnenin acısı sinek ısırığı gibi kalıyor bunu düşün atlatırsın... geçen sene bir bel ağrısına yakalandım ama ağrı beni öldürüyordu 10 tane iğne verdi doktor iğnelerin acısı o kadar hafif kaldı ki, ağrımın yanında valla yendim o korkuyu bu sayede... şimdi iğne benden korkuyor yeşilsu acını düşün ve kendini motive et geçmiş olsun...
  13. Filistin Hamas ile yavaş yavaş şeriat yönetimine giderken bu yıl belkide son kez yılbaşı kutladılar... Dünyanın Doğu'su açlıktan, yozluktan, yobazlıktan, kandan, terörden geçilmiyor Batı'sı içki içiyormuş sapıtıyormuş bilmem neymiş... Ya neden Avrupa'da terör yok hiç düşünüyor musunuz? Yılbaşını, eğlenceyi, gülmeyi, yasaklamanın insanlığa faydası nedir? Türkiye'de de yılbaşına alternatif kutlamalar yapmışlar... çekilişle umre hediye ediyorlar iyi güzel de çekilişle büyük ikramiyeye haram diyenler çekilişle umreye gönderince helal mi oluyor? Arablaşmanın ve onların yasaklarıyla yaşamanın Türkiye Cumhuriyetine faydası ne? Kalabalıklarda ortaya çıkan tacizciler neden müslüman ülkelerde çoğunlukta neden hristiyan erkekler sevgililerini gözleri dönmüş, azmış, sapıtmış müslüman ve aç Türk erkeklerinden kaçırmak zorunda kalıyor.? Bu manzarada şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekenler kim? Yılbaşı akşamları bu adamları kapalı kafeslerdenmi salıyorlar? Bunları nerede kimler eğitiyor, kim yetiştiriyor? İçki içince mi böyle oluyorlar yoksa bunlar zaten böylede içince daha çok mu kuduruyorlar? insan olarak bu manzaradan dehşete düşüyorum, bir Türk ve müslüman olarak utanç duyuyorum... Bahanesi yok efendim bunların derdi içki değil başka şeyler... yaş ortalamaları 15/25 arası nefisleri aç gözleri dönmüş zavallılar zümresi... Sorsan hepsinin ailesi dindar... Ama bu nasıl bir çelişki?
  14. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    TSK artık rahat edebilir herşey ve asayiş berkemal muhtemelen istanbul tersaneside artık rahat edebilir Sands görev başında... o zaman ben haftaya geleyim yanına da sen tanıma askerlik anılarını heç sevmem ama komikse merak edebilirim selamlar ve saygılar hörmetle asteğmenim, generalim,
  15. bana yettim canem neredesin
  16. godzilladan ayrıda meraktan ölebilirim canem
  17. hahahaha bu çok eski bir masal aslında ama demek hala bazıları inanıyor... hz. isa'nın mehti olarak geleceğine inanırlar kıyamete yakın gelip hepsini kurtaracağını düşünürler ama yılbaşında hz. isa'nın doğumgünü diye kutlama yapmazlar hatta ilaveten televizyonda izlemezler... hatta yiyecek bişey almayanlar var sırf yılbaşı akşamı olduğu için... hani mazallah kutlamadan sayılır... hz. isa'nın doğumgününü milat olarak kullanmanın sakıncası ne, müslümanız diye yılbaşında neden eğlenemiyoruz? üstelik hz. isa'nın doğumgünü 24 Aralık yani Noel... 1 ocak yılbaşı... yani tamamen takvimsel bişey... doğumgünü kutlamak gibi (ama hoş doğumgünü kutlamakta günah değilmi) umutla, neşeyle, sevinçle, sevgiyle, sevdiklerimizle, bir yıla daha girmenin tadını çıkaracağız... fi tarihinden kalma dedekorkut hikayeleri ile anlaşılır birşey değil bu... o kadar çelişkiler yumağısınız ki... hristiyanların icat ettiği herşeyi kullanırsınız onlarla alışveriş yaparsınız ama yılbaşı kutlamazsınız... hakikaten taliban anlayışı bu... dikkat ediyorsunuzdur arkadaşlar son 15/20 yıldır camilerde düğün salonlar açılıyor eskiden düğünler düğün salonlarında eğlenerek yapılırdı ama bu zihniyet düğünlerede karşı olduğu için artık camilerde evleniyorlar... eğlenmek günah ya o bakımdan... şarkı söylemek, şarkı dinlemek hepsi günah... nereden nereye geldiğimizin bir örneğide budur... düğün salonlarına gitmeyen çok insan tanıyorum içki içilmese bile... bu bir Türk örfü değildir Türkler ezelden beri kadın erkek halaya dururdu şimdi haremlik selamlık heryere giriyor... Arablaşmanın sakıncalarından biride bu... aman birileri tehlikeciler diye atlayacak sıkı durayım...
  18. sardunyam şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    birileri kendine hayran sen cama tırman birileri akepe'nin ampulüne kışt dense anında kokusunu alıyor... birileri ulusalcılığa paye vermiyor aslında bişeye paye verdiği yok birileri burada egosunu tatmin ediyor... ne kadarda şahaneyim, ne kadar hayranım var, ne kadar taraftarım var... tabi o birilerinin insana saygısı yok zaten olsa taraftarım diye hitap etmez diğerlerine ******** ******* ******... yazık Allah acil şifalar versin böylelerine
  19. teşekkür ederim tatlım sanada mutlu yıllar sağol tatlım umarım hepimiz için öyle olur teşekkürler melkor sanada mutlu yıllar
  20. aça mutlu yıllar kedim gelincik mutlu yıllar aysum mutlu yıllar meleğim redblack mutlu yıllar (nerelerdesin) murti san mutlu yıllar (sende kayıpsın) erdalaktaş mutlu yıllar freyja mutlu yıllar cloud mutlu yıllar admin mutlu yıllar
  21. ben sana uçan bir at göndericem bitanem ne renk olsun gerçi samanda pahalandı ama ardık idare edersin bu yıl içinde o kadar kötü haber duydum, o kadar çok acı çeken insana tanık oldum ki seni anlıyorum... ama insanın ekmeği umut ve umut hep yeni beklentilerde gizleniyor... acı çeken yakınına Allah yardımcı olsun, dilerim... tekrar mutlu yıllar sedoşum, ne demişti Sertab ablamız, bana yeni bir ben lazım... Lucifer mutlu yıllar Melkor mutlu yıllar Spices mutlu yıllar Güzelyaz mutlu yıllar
  22. Sevgili Muki, seni tanıyordum ama 2007'de daha yakınen tanımak kısmet oldu sen tanıdığım en iyi niyetli insanlardan birisin, içinde taşıdığın kalp sana hep güzel şeyler yapmak için yol gösteriyor, kendin için olduğu kadar başka insanlar içinde çaba gösteriyorsun keşke çoğumuz böyle olabilseydik... mutlu yıllar arkadaşım, çok çok mutlu ol... sevgiyle kal... iyi seneler... yersoy, arkadaşım mutlu yıllar diliyorum... 4mevsim mutlu yıllar diliyorum fft mutlu yıllar diliyorum abraham mutlu yıllar diliyorum sarıgöl mutlu yıllar diliyorum
  23. Efendi Türkler mutlu yıllar arkadaşım Demirefe mutlu yıllar arkadaşım Dinazor mutlu yıllar diliyorum Odris mutlu yıllar arkadaşım Godzilla mutlu yıllar arkadaşım hocam mutlu yıllar diliyorum gene kayıpsın İpek mutlu yıllar arkadaşım jhonywalker mutlu yıllar arkadaşım

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.